Aylık arşivler: Ağustos 2023

'VakıfBank Fullstack Bootcamp 2023' için geri sayım başladı

Dijitalleşme alanında sahip olduğu inovatif bakış açısıyla gençleri geleceğe hazırlayan ‘VakıfBank Fullstack Bootcamp 2023’ başvurularında sona gelindi.  Yazılım kariyerine VakıfBank’ta devam etme şansı bulacak adaylar için son gün 10 Ağustos. 

VakıfBank’ın teknoloji alanında kariyer yapmak ve yazılım alanında kendini geliştirmek isteyen gençlere yönelik düzenlediği ‘VakıfBank Fullstack Bootcamp 2023’ başvuruları için geri sayım başladı. 

Başvuruların tamamlanmasının ardından adayların heyecanlı süreci devam edecek. Başvuru kriterlerini sağlayan adaylar arasından teknik test ve video mülakatları başarıyla geçen katılımcılar, 9 Eylül-28 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek VakıfBank Fullstack Bootcamp 2023’te, 8 haftalık yoğun bir teknik eğitim alacak.

Üniversitelerin Bilgisayar Bilimleri, Bilgisayar-Yazılım Mühendisliği, Yönetim Bilişim Sistemleri, Elektrik-Elektronik Mühendisliği, Haberleşme-Elektronik Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği, Matematik Mühendisliği, Matematik, İstatistik bölümlerinden mezun olan gençler ile yaşı daha büyük adaylar da ilgili alanlardaki önceki çalışmalarını aynı tarihe kadar ileterek Bootcamp’e katılabilecek. 

.NET, Sql ve Angular teknolojilerinde bilgi ve becerilerini geliştirme imkanı bulan katılımcılar, eğitimlerin ardından hazırladıkları bitirme projelerini sunacaklar ve kariyerlerine VakıfBank’ın yazılım ekibinde devam etme olanağı da yakalayacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Anadolu Hayat Emeklilik 2022 Yılı Sürdürülebilirlik Raporunu Yayımladı ve Karbon Ayak İzini Nötrledi

Anadolu Hayat Emeklilik, 2022 yılına ilişkin sürdürülebilirlik raporunu yayımladı. Global Reporting Initiative (GRI) standartlarına uygun olarak hazırlanan rapor; şirketin sürdürülebilirlik yaklaşımını, stratejilerini, hedeflerini ve 2022 yılına ait sürdürülebilirlik performansını ele alıyor.

“Herkese İyi Gelecek” sloganıyla sürdürülebilir faaliyetlerine her geçen yıl yenilerini ekleyen Anadolu Hayat Emeklilik, 2022 yılı sürdürülebilirlik raporunu yayımladı. Raporda, şirketin sürdürülebilirlik yaklaşımı, stratejik bakış açısı, 2022 yılı sürdürülebilirlik performansı ve hedefleri yer alıyor. Global Reporting Initiative (GRI) standartlarına uygun olarak 2022 yılını kapsayan rapor, şirketin gelecek vizyonunu ve hedeflerini de odağına alıyor.

Dijital dönüşümde bireysel emeklilik ve hayat sigortaları sektörünün öncü şirketlerinden biri olduklarının altını çizen Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Murat Atalay, “2022 yılında dijital kanallarımız olan kurumsal internet sitemiz, AHE Mobil ve AHE Online üzerinden satışını sürdürdüğümüz hayat sigortası ve bireysel emeklilik ürünlerimize yenilerini ekledik. Ürünlerimizin Türkiye İş Bankası mobil bankacılık uygulaması İşCep üzerinden de app-to-app entegrasyonu vasıtasıyla İş Bankası müşteri portföyü ile buluşmasını sürdürdük. Dijitalleşme ve sürdürülebilirlik hedeflerimiz doğrultusunda 2023 yılında hayata geçirdiğimiz dijital bir yenilik olan AHE-Dijital BES Başvurusu projemizi ise sürdürülebilir gelecek için çok önemsiyoruz. Teklif formlarımızın basılı kâğıt yerine tablet bilgisayarda doldurulması ile emeklilik sözleşmesi teklif sürecinin dijital ortama taşınmasını sağladık. Bu sayede, daha hızlı gerçekleştirilen işlemlerin yanı sıra, kâğıt sarfiyatının azaltılması, maliyetlerin düşürülmesi ve sürdürülebilir geleceğe daha fazla hizmet edilmesi için önemli bir adımı tamamladık.  Satış süreçlerimizi 2 dakikanın altına indirdiğimiz AHE-Dijital BES Başvurusu ile 4 milyon 320 bin kâğıt tasarrufuna denk gelen 6 binin üzerinde ağacı kurtarmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

 

“Sürdürülebilir ekonomiye katkıda bulunmayı hedefliyoruz”

Anadolu Hayat Emeklilik’te, farklı yaşam evreleri ve gelir gruplarına hitap eden, sorumlu ve kapsayıcı ürünler geliştirmenin öncelikli faaliyetleri olduğunu açıklayan Atalay, “Geliştirdiğimiz ürünlerle toplumda tasarruf bilincini ve finansal kapsayıcılığı artırmayı önemsiyoruz. Böylelikle yurt içi yatırımların finansmanına uzun vadeli kaynak yaratarak sürdürülebilir ekonomiye katkıda bulunmayı hedefliyoruz. 18 yaş altındaki bireylere yönelik hizmetlerimizde oldukça aktifiz. Gençler, ev hanımları, emekliler, doktorlar, esnaf ve çiftçiler gibi çeşitli yaşam evrelerine ve meslek gruplarına yönelik hayata geçirdiğimiz segment bazlı kampanyalar ile müşterilerimizin ürün ve hizmetlerden alabileceği faydayı en üst seviyede tutmayı planlıyoruz” dedi. Şirket olarak fırsat eşitliğini bir ayrıcalık değil hak olarak kabul ettiklerini belirten Atalay, bu anlayışla insan kaynakları uygulamalarında, ürün geliştirme çalışmalarında ve sosyal sorumluluk projelerinde kadınlara öncelik verdiklerini ifade etti. 

 

“Karbon salınımını en az seviyeye indiriyoruz ve karbon ayak izimizi nötrlüyoruz” 

Atık yönetimi kapsamında da şirket olarak önemli çalışmalar yürüttüklerini anlatan Atalay, şu bilgileri paylaştı: “Genel Müdürlük ve Kartal Manzara Adalar ofislerimizde biriktirilen kahve atıklarını ileri dönüştürüyoruz. Kahve atıklarımızdan kaynaklanan karbon salınımını en az seviyeye indirerek, doğada uzun süre çözünemeyen plastik ürünlere alternatifler üretilmesini sağlıyoruz. Ayrıca, çalışanlarımızın evlerinde bulunan ve artık kullanmadıkları elektronik aletleri geri dönüştürmelerine olanak sağlıyoruz.

Karbon salınımını azaltmak adına yaptığımız çalışmaların yanı sıra, 2016 yılından beri faaliyetlerimizden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını rüzgâr enerjisi santrallerine katkıda bulunarak nötrlüyoruz. 2023 yılında da 2022 yılı şirket faaliyetlerimizden kaynaklanan karbon ayak izini nötrlemek adına yine aynı şekilde rüzgâr enerji santraline katkıda bulunduk.”

 

“Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı sürdürülebilirlik stratejimizin önemli bir bileşeni olarak görüyoruz”

Sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarının, paydaşlarının da takdirini kazandığını vurgulayan Atalay, “Küresel sorunlara ortak çözümler bulmak amacıyla hazırlanan Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı, sürdürülebilirlik stratejimizin önemli bir bileşeni olarak görüyoruz. Katkı sağladığımız Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamındaki performansımıza, Sürdürülebilirlik Raporlarımızda yer veriyoruz” diye konuştu.

 

Anadolu Hayat Emeklilik Hakkında: 

Bireysel emeklilik ve hayat sigortaları alanlarında hizmet sunan Anadolu Hayat Emeklilik, 1990 yılında “Türkiye’nin ilk hayat sigortası şirketi” olarak kuruldu. Halka açık ilk emeklilik şirketi olan Anadolu Hayat Emeklilik; otomatik katılım branşında özel emeklilik şirketleri arasında en büyük fon yaratan şirket olma özelliğini taşıyor. Bireysel emeklilik ile otomatik katılım kapsamında sayısı 2,5 milyonu aşan katılımcıya hizmet veren Anadolu Hayat Emeklilik, gönüllü BES katılımcı sayısında özel şirketler arasında lider konumda bulunuyor. Genel Müdürlüğü İstanbul’da bulunan şirketin; İstanbul’da 3, Ankara’da 2, Adana, Bursa, İzmir, Antalya, Kocaeli, Trabzon ve Diyarbakır’da birer olmak üzere toplam 12 Bölge Satış Müdürlüğü, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ise şubesi bulunuyor. Anadolu Hayat Emeklilik, 473’ü satış ekibi olmak üzere 1.064 çalışanı, 341 özel acentesi ve 1.118 Türkiye İş Bankası ile 7 Türk Bankası şubesi ve 66 broker aracılığıyla hizmet sunuyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ödüllü SAP projesi ile dijitalleşme adımlarını hızlandırıyor

Cam dünyasının global ve güvenilir tedarikçi Yorglass, dijitalleşme yolunda etkin adımlar atarak süreçlerini optimize etmeye devam ediyor. Şirketin yapısına entegre ettiği uluslararası dijital uygulamalarla önemli başarılar elde eden Yorglass, güçlü ERP alt yapısı ve geçtiğimiz yıllarda uygulamaya başladığı SAP S/4Hana sistemi ile dijitalleşmeyi şirketin her katmanında uyguluyor. Özellikle de ödüllü SAP projesi ile tüm ERP süreçlerini tek bir kaynak üzerinden yürüten şirket, dijital dönüşümü ve iş süreçlerini daha da hızlı hale getirerek rekabette sürdürülebilir bir avantaj elde etmeyi hedefliyor.

 

Cam endüstrisindeki çeşitli üretim süreçlerinin optimizasyonunu sağlayan dijitalleşme, her geçen gün çok daha önemli bir güç haline geliyor. Yeni yüzyılın ihtiyaç ve beklentilerine cevap verebilmek için gerekli parametreleri sağlayan dijitalleşme, bir seçenekten çok zorunluluk haline geliyor. Dijital teknolojiler, gelişmiş sensörler, veri analitiği ve otomasyon kullanımı, küresel rekabette şirketlerin elini güçlendirirken hızlı ve esnek bir yapı kazanmalarının da önünü açıyor. Yorglass olarak son 3 yıldır süreç yönetimi için SAP S/4Hana sistemini kullandıklarını belirten Yorglass CIO’su Hakan Uçar, böylece gelişmiş müşteri deneyiminden hatasız süreç yönetimine kadar her alanda avantaj elde ettiklerinin altını çizdi.

 

SAP projesi ile tedarikçiden müşteriye kadar bütün süreçleri dijital hale getiriyor

Büyük şirket organizasyonlarını yürütmek için çok iyi bir ERP altyapısına ihtiyaç olduğunu ifade eden Hakan Uçar; “Ancak bu altyapı ile tedarik zincirinin halkalarını birbirine sağlam bir şekilde bağlamak mümkün. Yorglass olarak şirket organizasyonumuzu yaklaşık 15 yıldır sistem ve süreçler ile yönetiyoruz. 2021 yılında başlayan SAP S/4Hana sistemine geçişimiz ile artık tüm ERP süreçlerimizi tek bir kaynak üzerinden entegre bir biçimde sürdürüyoruz. İş süreçlerini optimize etmek, üretkenliği artırmak ve pazarda rekabet avantajı elde etmek isteyen kuruluşlar için çekici bir seçim haline gelen SAP projesi ile dijitalleşmeyi şirketimizin kalbine yerleştiriyoruz. SAP, dijital dönüşümümüzü ve iş süreçlerimizi daha da hızlandırırken tedarikçiden müşteriye kadar uzanan bütün süreçlerimizi dijital hale getirerek birbirini takip eden süreçleri tek platform üzerinden yürütmemizi sağlıyor. Operasyonel verimliliğimizi artıran bu proje ile farklı alanlarda da maliyet avantajı elde ediyoruz. Yorglass içindeki çeşitli iş süreçlerini, departmanları ve işlevleri birleşik bir sistemde entegre eden SAP projemiz ile kesintisiz veri akışını sağlıyor, iletişimi kolaylaştırarak gereksiz görevleri ortadan kaldırıyor ve manuel hataları azaltıyoruz. Manuel olarak kâğıt belgelerle yürütülen bir sürecin otomasyonu sayesinde zamandan ve kâğıt tüketiminden de tasarruf sağlıyoruz. Üstelik SAP projemiz ile önemli başarılara da imza atıyoruz. Dijital dönüşüm projesi olarak, 7 ay gibi kısa bir sürede 7 işletmede yüzde yüz hayata geçirilen Tan Ekspress ile CXO Medya’nın gerçekleştirdiği CIO Ödülü’nü aldık ve IDC CIO Awards 2022’de “Best IT Governance” kategorisinde ikincilik elde ettik” şeklinde konuştu.

 

Esneklik ve hız sağlayan proje, uzun vadeli büyüme stratejilerine destek oluyor

Üç yıldır Yorglass’a katma değer sağlayan ödüllü SAP projesinin sağladığı diğer avantajlara da değinen Hakan Uçar, şu açıklamalarda bulundu: “Yorglass olarak her yıl Eylül – Ekim aylarında planlarımızı organize edip dijital stratejimizi ortaya koyuyoruz. Bu anlamda bizim için veri güvenliği çok önemli. SAP projemiz, hassas bilgileri korumak ve riskleri azaltmak için güçlü güvenlik özellikleri sunarak elimizi rahatlatıyor. SAP’ın sağladığı en önemli avantajlardan biri de merkezi veri yönetimi sağlaması. SAP projemiz bu anlamda ilgili tüm iş verilerinin depolandığı merkezi bir veri tabanı yaratıyor. Bu merkezileştirilmiş yaklaşım ise şirketimiz genelinde tutarlı veri yönetimi ve bilgilere gerçek zamanlı erişim sağlıyor. Veri doğruluğunun artması bize süreçlerimizi iyileştirme ve daha iyi karar almamız noktasında destek oluyor. Aynı zamanda gelişmiş bir şeffaflık da sağlıyor Şöyle ki, SAP’ın gerçek zamanlı raporlama ve analitik yetenekleri, paydaşlarımızın temel performans göstergelerini (KPI’ler) izlemesine, ilerlemeyi takip etmesine ve iyileştirme alanlarını belirlemesine olanak tanıyor. Böylece şirket içinde daha stratejik kararlar alabiliyoruz. SAP sistemleri, bir kuruluşun büyüme ve değişen ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlandığı için Yorglass olarak çok daha esnek bir yapı kazandık. Bu durum pazar dinamiklerine hızla uyum sağlamamız ve uzun vadeli büyüme stratejilerimize ulaşmamız için güçlü bir alt yapı oluşturuyor.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İSİB'ten Peru ve Kolombiya'ya Sektörel Ticaret Heyeti Organizasyonu

İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB), 23-29 Temmuz tarihleri arasında Peru ve Kolombiya’ya Türk ihracatçılarının katılımı ile Sektörel Ticaret Heyeti organizasyonu düzenledi. Organizasyona İSİB’i temsilen Yönetim Kurulu Üyesi Osman Baştaş katıldı. 

Türkiye’den 20 firmanın iştirak ettiği ikili görüşmelere Peru’dan 78 firma, Kolombiya’dan ise 30 firma katılırken, toplamda 351 iş görüşmesi gerçekleştirildi. 

Peru’da organizasyonun yapıldığı otele gelen Türkiye Cumhuriyeti Lima Büyükelçisi Serra Kaleli, Türk firmalarına ve İSİB heyetine başarılar dilerken, organizasyon akşamında ise Büyükelçilik konutunda katılımcı firmalar ile akşam yemeğinde buluştu. 

Her iki ülkede yapılan ikili görüşmeler Türkiye Cumhuriyeti Peru Ticaret Müşaviri Leyla Uzun Kavşut ile Türkiye Cumhuriyeti Kolombiya Ticaret Müşaviri Muhammet Hartavi’nin bilgilendirme toplantıları ile açıldı.

İSİB Yönetim Kurulu Üyesi Osman Baştaş, Peru ve Kolombiya’da düzenlenen sektörel ticaret heyet organizasyonlarının verimli geçtiğini belirterek şunları söyledi: “Güney Amerika ülkeleri Peru ve Kolombiya, Türk İklimlendirme Sektörü olarak büyüme ve sonrasında gelişim sağlamamız gereken pazarlar olarak değerlendiriyoruz. 2022 yılında her iki ülkenin toplam iklimlendirme sektörü ithalatı 3 milyar dolar büyüklüğüne ulaştı. Sektörümüzün bu büyüklükten alacağı payı artırmak adına her iki ülkeye ayrı ayrı ticari heyet organizasyonu gerçekleştirdik. Organizasyonumuza katılan firmalarımızın bu görüşmelerde ihracata dönüşecek birçok bağlantı gerçekleştirdiğini gözlemledik. Yaptığımız pazarlama, iletişim ve eğitim faaliyetleri ile ülkeler ve sektörler arası ilişkilerin daha da yukarılara çıkacağını ve ihracat hedeflerimizi daha da yükselteceğimizi düşünüyoruz. “

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Emirates NBD ve Deniz Ventures, iklim ve finans teknolojileri girişimi Erguvan'a yatırım yaptı

DenizBank’ın Türkiye’deki inovasyon ve start-up ekosistemini desteklemek üzere hayata geçirdiği yatırım fonu Deniz Ventures, Emirates NBD ile girişimcilik alanında kurduğu stratejik ortaklık kapsamında, iklim ve finans teknolojileri girişimi Erguvan’a 7,33 Milyon Dolar değerleme üzerinden yatırım yaptı.

 “Emirates NBD’nin kurduğu yeni fonun ilk yatırımını gerçekleştiriyoruz”

NEOHUB Genel Müdürü Gürhan Çam yaptığı değerlendirmede, “Kurulduğumuzdan bu yana odağımızda yer alan sürdürülebilirlik alanında ülkemizin önde gelen erken aşama girişimlerinden Erguvan’a yaptığımız yatırım, Emirates NBD’nin kurduğu yeni fonun ilk yatırımı olması nedeniyle bizim için son derece önemli. Erguvan’ın geliştirdiği inisiyatif, çevresel etkiyi ölçme ve daha etkili sürdürülebilirlik stratejileri geliştirme yolunda önemli veriler sunacak.  Teorik olarak bugün ilginç gelse de Erguvan sayesinde ülkemiz sürdürülebilirlik ihraç ediyor olacak. Deniz Ventures olarak, Emirates NBD ortaklığı ile start-up ekosistemini desteklemeye devam edeceğiz; Türk girişimlerine olan güvenimiz sonsuz” dedi.

 “İki büyük hedefimiz var” 

Erguvan kurucu ortağı ve CEO’su Barış Balat, şirketin tohum yatırım turunun ardından görüşlerini, “İlk hedefimiz, Erguvan Marketplace’i 2050’de 250 Milyar Dolar seviyelerinde işlem hacmi beklenen gönüllü karbon piyasasında dünyanın önde gelen alım satım platformlarından biri haline getirmek. Erguvan’daki hacmin artmasıyla, Türk proje geliştiricilerinin global alıcılara doğrudan ulaşması kolaylaşacak ve 40 milyon ton karbon kredisi arz potansiyeli olan ülkemizin bu emtiaların ihracatından elde edeceği gelirler artacak. İkinci hedefimiz, finansal kuruluşlar ve kurumsal şirketler nezdinde karbon ayak izi yönetimi konusunda en iyi çözümü sunarak öncelikli tercih olmak. İklim risklerinin yönetimine bir teknoloji şirketi olarak yaklaşmanın ve ölçeklenebilir dijital çözümler geliştirmenin faydalarını bu noktada göreceğimize inanıyoruz. Bu hedeflere giderken, Emirates NBD Group ve Deniz Ventures ortaklığımızın bize büyük güç katacağını düşünüyoruz. Bu yatırım, ortaklarımızın iklim değişikliği alanında somut ilerlemeleri teşvik etmeye olan bağlılıklarının yanında finansal kuruluşların bu alandaki güç ve sorumluluklarının farkında olduklarının da altını çiziyor” diyerek bildirdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Faturalab ve Yapı Kredi E-Müstahsil Makbuzu finansmanını, müşterilerin kullanımına sundu

FaturaLab ve Yapı Kredi e-Müstahsil makbuzu finansmanını, müşterilerinin kullanımına sundu. Bu uygulama sayesinde gerçek usulde vergiye tabi olmayan üreticilerden mal satın alınmasında fatura yerine geçen belge, artık finansman için de kullanılabilecek. 

Özellikle tarım ve hayvansal mal üreticilerden direkt tedarik süreçlerinde yaygın şekilde kullanılan, elektronik olarak da düzenlenebilen ve “üreticiye kesilen makbuz” olarak da bilinen e-Müstahsil makbuzu finansmanı FaturaLab ve Yapı Kredi iş birliğiyle hayata geçirildi. Bu iş birliği sayesinde, tüccar ve üreticiler hem erken tahsilat yapabilecek hem ticaretin kayıtlı, düzenli, hızlı ve şeffaf olması sağlanacak hem de finansmana erişimi yaygınlaştırarak ödemelerin tek değil tüm tedarik zincirinde bulunan alt tedarikçilere ulaşmasına yardımcı olacak. Uygulamanın ilk olarak büyük zincir marketlerde uygulanması planlanıyor. 

FaturaLab platformu üyeleri, Yapı Kredi iş birliği ile e-Fatura, e-Arşiv, e-taahhüt gibi farklı varlıklarına ek olarak e-Müstahsil belgelerini de finansman aracı olarak kullanmaya başladı. FaturaLab CEO’su ve kurucu ortağı Emre Aydın, “Her konuda çeşitlilik ana prensiplerimizden biri. Ticaretin tek taraflı bir işlem olmadığını, alıcının ve satıcının mutlaka her finansmanda fayda sağlaması ve kararların özgürce alınması gerektiğini düşünüyoruz. Her zaman bizi destekleyen Finansal Kurumlar ile finansmana erişimi kolaylaştıracak geliştirmeleri hayata geçirmeye devam ediyoruz. Biz Fintech platformu olarak tüm taraflara elektronik işlem akışı sağlıyor ve destek veriyoruz. Teknolojimizin net fayda sağlaması için sadece tahsilat veya ulaşılamayan kısa dönemli krediye odaklanmak yerine sürekli bir çözüm hedefliyoruz. Bu sayede düzenli finansman akışını sağlamayı amaçlıyoruz” dedi. 

Tarım ve hayvancılık sektörünün, hızlı çözüm üretilmesine ihtiyaç duyulan bir alan olduğuna dikkat çeken Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Cahit Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: “Türkiye’de tarım ve hayvancılık sektörlerinin yüksek bir potansiyele sahip olduğunun ve ülke ekonomimize büyük bir katkı sağladığının farkındayız. Bu bilinçle, üreticilerimizin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamaya çalışıyoruz. Bu doğrultuda üreticilerimize özel olarak sunduğumuz hizmetlerimizin kalitesini her geçen gün artırmaya devam ediyoruz. Hayata geçirdiğimiz son yenilikle üreticilerimizi dijitalleşmenin olanaklarından en iyi şekilde faydalanmasını hedefliyoruz. Yapı Kredi olarak her zaman üreticilerimizin yanında olmaya ve ihtiyaç duydukları her alanda sınırları kaldırmaya devam edeceğiz.’’

 

Müstahsil Makbuzu Nedir?

Müstahsil makbuzu, gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerden mal satın alınmasında fatura yerine geçen, ticari bir vesika olarak kullanılan kâğıt müstahsil makbuzuyla aynı hukuki niteliklere sahip elektronik bir belgedir.

“Müstahsil” kelimesi Arapça anlamı ile “üretici” demektir. Bu bağlamda üretici konumda olan çiftçi ve toptancılar eğer defter tutuyorsa, defter tutmayan üreticilerden herhangi bir ürün aldıklarında, aldığı ürünler karşılığı düzenlediği makbuza “müstahsil makbuzu” adı verilir. Başka bir deyişle, müstahsil makbuzuna, “üreticiye kesilen makbuz” adı da verilir. Bu tür alışveriş durumlarında müstahsil makbuzunun düzenlenmesi zorunlu bir ticari belge niteliğindedir. İmzalatılan bu makbuzun bir nüshası kesen kişide, aslı ise defter tutmayan çiftçide kalmalıdır. 

Müstahsil makbuzunun alıcısı yani defter tutan çiftçi, tüccar ya da toptancısı ile satıcısı yani üretici veya çiftçi olmak üzere iki tarafı vardır. Satıcı taraf ticarî bir belge veremediği için, müstahsil makbuzunu imzalamak ile yükümlüdür. Bu durumda belgenin aslı da kendisinde kalacaktır. Alıcı taraf ise makbuzu düzenleyen taraftır. Müstahsil belgesinin kopya nüshasını alıcı taraf alır ve satış bedelini de alıcıya öder.

Müstahsil makbuzu, tarımsal ve hayvansal ürünlerin satın alımı sırasında fatura yerine geçen ticari bir belge olması açısından önemlidir. Aynı zamanda hukukî değerlere de sahip olan bu belgenin Gelir İdaresi Başkalığı tarafından belirlenen standart ve düzende olması gerekir. Bu bağlamda Vergi Usul Kanunu’nun 235. maddesine göre müstahsil makbuzunda bulunması gereken bilgiler şunlardır: 

  • Makbuzun tarihi
  • Malı satın alan çiftçi ya da tüccarın adı, soyadı, unvanı ve adresi
  • Malı satan çiftçinin adı, soyadı ve adresi
  • Satışı yapılan ürünün cinsi, miktarı ve bedeli

Müstahsil makbuzu, maliyenin anlaşmalı olduğu matbaalardan ya da noterlerden temin edilebilir. Yeni işe başlayacak olan işletmeler, diğer fatura yerine geçen belgeler gibi işe başlamadan önce; halihazırda kullandığı koçanı bitiren işletmeler ise belgeleri bitmeden önce müstahsil makbuzunu yeniden temin etmek zorundadır. 

Defter tutmayan çiftçilerden alınan ürünlerden Gelir Vergisi Kanunu’nun ilgili maddesine göre gelir vergisi kesilir ve kalanı da satıcıya ödenir. Vergi oranları son düzenleme ile hayvansal ürünler için yüzde 2, tarımsal ürünler için yüzde 4, çiftçi borsaya kayıtlı ise yüzde 1, çiftçi borsaya kayıtlı değil ise yüzde 2 üzerinden vergilendirilir. 

 

Müstahsil Makbuzu Ne Zaman Düzenlenir?

Müstahsil makbuzu, çiftçilerden ürün alındığı alınan ürün karşılığında zaman düzenlenir. Genellikle matbu şekilde hazırlanan ve kâğıt formunda olan bu makbuz, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenen esas ve usule göre elektronik ortamda da düzenlenebilir. “e-Müstahsil” makbuzu olarak adlandırılan bu uygulama, kağıt halindeki makbuz ile aynı hukukî özelliklere sahiptir. Diğer yandan kolayca arşivlenebildiği ve uzun süre saklanabildiği için avantajlı olan e-Müstahsil makbuzu, muhasebe işlemlerini kolaylaştırmasının yanı sıra baskı maliyetini de ortadan kaldırdığı için ekstra avantajlıdır.

 

FaturaLab Hakkında

FaturaLab Elektronik Ticaret ve Bilişim Hizmetleri A.Ş. 2016 yılında kurulmuş, 2020 ikinci yarısından itibaren toplam 35 Milyar TL finansmana aracılık etmiştir.  Her gün, 12 bin den fazla faturanın platforma yüklendiği, günlük ortalama işlem hacminin 150 milyon TL’ye ulaştığı, binden fazla “aktif” üyesi olan bir platforma dönüşmüştür. Farklı yapılarda, toplam 20 Finansal Kurum platformda aktif olarak bulunmakta, üye firmalara 5 Milyar TL üzerinde kredi limiti sağlamaktadır. Ürün altyapısı piyasa koşullarında kullanılabilecek farklı finansal çözümler barındırmaktadır. FaturaLab ayrıca, alternatif fonlama sağlama stratejisi kapsamında, alıcı firmaların özkaynaklarıyla faturaları iskonto edebildiği, Dinamik İskonto çözümünü devreye almış, zaman zaman nakit pozisyonu güçlü firmaların, banka oranlarıyla tedarikçilerinin faturalarını iskonto etmelerine imkân tanımış, tedarik zinciri sürdürülebilirliğine etkin bir biçimde katkı sağlamıştır. Yeni uygulamaya başlayan Dikey Ticart Finansmanı ürünü ile finansmanın alt tedarikçilere ulaşmasını sağlamıştır. FaturaLab farklı muhasebe / ERP sistemleri ile tam entegre olan, kullanan firmalara hiçbir ek maliyet ve operasyonel yük getirmeden Finansal Kurum ve farklı fonlara ulaşmalarının sağlamakta, işletme Sermayesi Optimizasyonu alanında çalışan bir platformdur. Ar-Ge çalışmalarına devam ederken, hali hazırda kullanılan ürünleriyle ve 30 çalışanı ile Türkiye pazarındaki liderliğini sürdürmektedir. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sürdürülebilirlikte hız kesmeyen Kerevitaş, paydaşları için değer yaratmaya odaklanıyor

Dondurulmuş gıda ve margarin sektörlerinde Türkiye’de pazar lideri olan Kerevitaş, 2022 yılı Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımladı. Bu yıl 6. kez yayımlanan ve ilk defa bağımsız güvence beyanı bulunan raporda Kerevitaş; çevresel, sosyal ve yönetişim alandaki performansını, öncü sürdürülebilirlik projelerini ve hedeflerini kamuoyuyla paylaşıyor. Kerevitaş, 2050 yılı için “net sıfır” karbon salımı hedefiyle faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor. Kerevitaş CEO’su Mert Altınkılınç, “Gıdada tüm kayıpları kaynağından, yani ‘tarladan’ başlayarak önlemeyi, tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlamayı ve onarıcı tarım uygulamalarını yaygınlaştırmayı hedefliyoruz.” 

Yıldız Holding çatısı altında geliştirilen “Bu Dünya Bizim” yaklaşımı çerçevesinde tüm faaliyetlerini sürdürülebilirlik ve gıda güvenliği çerçevesinde ele alan; dondurulmuş gıda ve margarin pazarının lider şirketi Kerevitaş, 2022 Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımladı. Karbonsuzlaşma yol haritası kapsamında birbirinden başarılı projelere imza atan Kerevitaş, atık ve su yönetimi faaliyetlerinden Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına varıncaya dek sürdürülebilirlik yolculuğuna ilişkin tüm ayrıntıları bu rapor aracılığıyla kamuoyuyla paylaşıyor.

Yeşil enerji kaynaklarına yatırımlar devam ediyor

Geçtiğimiz yıl karbonsuzlaşma yol haritasını hazırlamaya başlayan Kerevitaş, sürdürülebilirlik projelerini 2050 yılına kadar “net sıfır” olma hedefiyle uyumlu hale getiriyor. 2021 yılını baz alarak oluşturduğu karbonsuzlaşma yol haritası doğrultusunda çalışan Kerevitaş, geçtiğimiz yıl hayata geçirilen önlemler sayesinde üretim başına karbon emisyon yoğunluğunu yüzde 26 azalttı. Ayrıca bilime dayalı ve iklim hedefleriyle uyumlu bir net sıfır stratejisi geliştiren Kerevitaş, bu kapsamda 9 farklı enerji verimliliği ve yönetimi projesini tamamladı. Kerevitaş bu projeler sayesinde yıllık 1.7 mwh’a yakın enerji, 6 milyon TL’ye yakın finansal tasarruf elde etmeyi amaçlıyor. 

Yerli üreticiye verilen desteklerle döngüsel iş modeli güvenceye alınıyor

“Topraktan Tabağa Sıfır Gıda Kaybı” iş modeliyle tüm değer zincirinde gıda atığını sıfıra indirmek için çalışan Kerevitaş, bu projeyle çiftçileri sürdürülebilir tarım uygulamaları hakkında bilinçlendirmeyi hedefliyor. Bu iş modeli ile döngüsel bir sistem kurarak atıkların azaltılması hedeflenirken yeni ham maddeye olan ihtiyacın da azaltılması sağlanıyor. Üretimde oluşan gıda atıklarının büyük bir bölümü hayvancılık alanında yeniden kullanılırken, kalanı ise biyogaz tesislerinde enerji elde etmek için yeniden değerlendiriliyor. Bu yıl sözleşmeli çiftçi oranını yüzde 79’a çıkaran Kerevitaş, sözleşmeli ham madde satın alma oranında da yüzde 82,5 rakamına ulaştı. 

Değer zincirinde kadın çiftçilerin sayısının artırılması hedefleniyor

Sözleşmeli kadın çiftçileri destekleme hedefiyle 2022 yılında hayata geçirilen ‘Tarımın Kadın Yıldızları’ projesinde de çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın da desteklediği bu projeyle Türkiye’nin en büyük tarımsal ham madde tedarikçilerinden biri olan SuperFresh markası için sözleşmeli kadın çiftçilere 2025 yılına kadar 5 bin ton yaş meyve sebze alım garantisi verilmesi ve bu sayede 35 milyon TL tutarında değer yaratılması amaçlanıyor. Proje kapsamında Manisa, Eskişehir, Afyon, Konya, İzmir, Bursa ve Hatay illerindeki kadın çiftçilerden 2022 yılında 1.643 ton alım yapıldı ve 8 milyon TL’ye yakın değer yaratıldı. Ayrıca projeyle önümüzdeki üç yıl içinde tedarik zincirindeki kadın çiftçi oranının yüzde 100 arttırılması da hedefleniyor. 

Altınkılınç: “Tüm faaliyetlerimizi sürdürülebilirlik ve gıda güvenliği çerçevesinde yürütüyoruz”  

Kerevitaş CEO’su Mert Altınkılınç, tüm faaliyetlerini sürdürülebilirlik ve gıda güvenliği çerçevesinde yapmaya özen gösterdiklerinin altını çizerek, şunları söyledi: “Müşterilerimiz, çalışanlarımız ve tedarikçilerimiz için değer yaratarak tüketicilerimizin güvenli gıdaya erişmesini sağlıyoruz. BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alan şirketimizle sürdürülebilir tarım uygulamaları, gıda ve ambalaj atıklarını en aza indirme, yeniden kullanma ve ambalajlar için geri dönüştürülebilir malzeme kullanımı uygulamalarımızı devamlı geliştiriyoruz. Tedarikçilerimizin yüzde 97’sini yerel üreticiler oluştururken, ham maddelerimizin tamamını yerel üreticiden alıyoruz. Sürdürülebilirlik projelerimizle gıdada tüm kayıpları kaynağından, yani ‘tarladan’ başlayarak önlemeyi, tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlamayı ve onarıcı tarım uygulamalarını yaygınlaştırmayı hedefliyoruz.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kamp alışverişlerinde online platformlar revaçta

İş yerinin alışveriş yeri Avansas, iş hayatının yoğun temposundan uzaklaşmak ve stres atmak isteyen çalışanların hafta sonlarında vazgeçilmezi olan piknik ve kamp tercihlerini araştırdı. “Doğanın İyileştirici Gücü” başlıklı araştırmaya göre piknik veya kamp ürünleri satın alan her 100 müşteriden yaklaşık 71’i e-ticaret platformlarını tercih ediyor. 10 müşteriden 8’i kampanya ürünlerini takip ederken, doğada yaptıkları aktivitelerle iş stresini azaltan çalışanların satın aldıkları ekipmanlar arasında güneş enerjili şarj cihazları ilk sırada yer alıyor.

Pandemi dönemiyle birlikte çalışanların hafta sonu aktivitelerinde vazgeçilmezleri arasında yer alan piknik ve kamp aktivitelerine ilgi artarak devam ediyor. Her ay gerçekleştirdiği araştırmalarla iş yerlerinin nabzını tutan Avansas, “Doğanın İyileştirici Gücü” başlıklı yeni araştırmasını yayımladı. İş hayatının yoğun temposunda dinlenmenin ve doğayla iç içe olmanın ruh hali ile iş performansı üzerindeki etkilerine dikkat çekmek için yapılan yeni araştırmada Avansas müşterilerine piknik ve kamp ürünleri tercihleri ile satın alma alışkanlıkları soruldu. 

Araştırmaya katılanların yüzde 71’i piknik veya kamp ürünleri alışverişlerinde e-ticaret platformlarını tercih etiğini paylaşırken, yüzde 29’u ise fiziksel mağazaları tercih ettiğini aktardı. Her 10 kişiden 8’i piknik veya kamp ekipmanı satın alırken düzenlenen kampanyaları takip ettiğini ifade etti ve satın alımlarda müşteri yorumlarını inceleyip tercihini bu doğrultuda yaptığını söyledi. Her 10 kurumsal müşteriden 7’si piknik veya kamp organizasyonu sırasında taşıması kolay ve hafif ürünleri tercih ettiğini aktarırken, 3’ü ise dayanıklı ve fonksiyonel ürünleri kullandığını belirtti. Kamp ve piknik organizasyonlarında son dönemin trend ürünleri arasında güneş enerjili şarj cihazları, bluetooth kulaklık, akıllı saat gibi teknolojik ürünler yer aldı.

HAFTA SONUNUN GÖZDESİ PİKNİK

Artan maliyetler, hafta sonu aktivitelerinde de değişime neden oldu. Uzak yerlere seyahat etmek yerine, şehir içinde veya yakın çevrelerde yapılan doğa kaçamakları, yenilenmek ve stresten uzaklaşmak isteyen çalışanlar arasında popüler hale geldi. Çadır kurmak, doğayla iç içe olmanın keyfini çıkarmak isteyenler için cazip bir alternatif haline geldi. Araştırmaya katılan her 100 müşteriden 78’İ piknik yapma alışkanlığının bulunduğunu ifade ederken, yüzde 27’si ise kamp yapma alışkanlığına sahip olduğunu belirtti. Müşterilerin yüzde 18’i ise kamp veya piknik yapma alışkanlığının olmadığını aktardı. Araştırmaya göre, piknik ve organizasyonlarında mangal ve doğa yürüyüşü yapmak planlanan etkinlikler arasında ilk sıralarda yer aldı. Müşterilerin mevsim tercihlerinde ise en çok yaz aylarını tercih ettiği görülürken, ilkbahar ayları ikinci sırada yer aldı. Bunun yanı sıra piknik ve kamp organizasyonlarında en çok ormanlık alanlarının tercih edildiği kaydedildi.

Piknik veya kamp organizasyonları için en çok tercih edilen lokasyon İstanbul olurken bu illeri İzmir, Muğla, Çanakkale ile Balıkesir takip etti. Piknik veya kamp alanı tercih edilirken dikkate alınanlar arasında manzara, çok kalabalık ve gürültülü olmaması, doğal alanların bulunması, kolay ulaşım sağlanması ve su ihtiyacının kolay giderilmesi ilk 5 özellik olarak sıralandı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Haliç Üniversitesi ve Güler Flexible Ambalaj Fabrikaları Üniversite-Sanayi İş Birliği Kapsamında Bir Araya Geldi

Haliç Üniversitesi öğrencilerini eğitim hayatları süresince iş dünyasına hazırlamak amacıyla yürüttüğü destek projelerine bir yenisini daha ekledi. Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşları ile iş birliği yaparak öğrencilerine uygulama alanları sunan üniversite, Güler Flexible Ambalaj Fabrikaları ile üniversite-sanayi iş birliği protokolü imzaladı.

Haliç Üniversitesi ve Güler Flexible Ambalaj Fabrikaları arasında imzalanan iş birliği protokolü kapsamında, Haliç Üniversitesi öğrencileri Güler bünyesinde staj yapma imkânı bulacaklar. İki kurum arasında yapılan iş birliği ile öğrenciler, Güler şirketlerinin; Ar-Ge, üretim, insan kaynakları gibi çeşitli birimlerinde deneyim kazanma fırsatı elde edecekler.

     Haliç Üniversitesi’nin yükseköğretimde çeyrek asrı geride bırakan köklü bir eğitim kurumu olduğunu söyleyen ve öğrencilerine iş dünyasında da destek verme gayesinin kendileri için önemli bir nokta olduğunu dile getiren Haliç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer UTLU, farklı sektörlere donanımlı ve nitelikli insan gücü yetiştirmeye yönelik çalışmalarının yeni dönemde de devam edeceğinin altını çizdi. Güler Fabrikaları ile imzalanan iş birliği protokolünün öğrencilerin profesyonel hayata hazırlanmaları açısından önemine vurgu yapan Utlu, sözlerine şöyle devam etti: “Haliç Üniversitesi olarak benimsediğimiz çağdaş ve uygulamalı eğitim modelimiz ile öğrencilerimizin başarılarına katkı sunmak, onları üniversite hayatındayken iş hayatı ile tanıştırmak bizim önceliklerimiz arasında. Bu iş birliğimiz kapsamında, öğrencilerimize yönelik staj ve iş imkanlarının doğacak olması benimsediğimiz eğitim modelinin güzel bir örneği olacaktır.”

Güler Şirketleri Genel Müdürü Bahattin Aydıngüler ise bu iş birliği için şunları söyledi; “Uygulamalı eğitim modellerii sayesinde öğrencilerine üniversitedeyken deneyim kazandırmayı hedefleyen Haliç Üniversitesi, köklü ve yenilikçi bir eğitim kurumu olduğunu, fabrikalarımızla yaptığı iş birliği ile üniversite-sanayi iş birliğinin en iyi örneklerinden birine imza atarak bir kez daha göstermiştir. Biz Güler Sentetik ve Güler Flexible olarak, üretim yönetim sistemlerinde ihtiyaç duyduğumuz, kendimize özgü veri oluşturabileceğimiz, verileri analiz edip yorumlayabilen, yazılımlarımızı, projelerimizi birlikte yürütebileceğimiz, bilimi rehber edinen bir düzen kurmak istiyoruz. 

Değişen dünyada yeni dünyayı daha iyi okuyabilen, analiz edebilen gençlere, gerek Ar-Ge kısmında gerek üretim kısmında gerekse insan kaynaklarında birlikte çalışma fırsatı sunmak bizim için oldukça önemli bir husus. Biz, öğrencilerin üniversite eğitimlerini sahada pekiştirmelerine yardımcı olmak, onlara mentorlük yapmak istiyoruz. Mentor olduğumuz öğrencilerin stajları bittikten sonra nitelikli iş gücümüze katkı sağlayarak, edindikleri tecrübelerini işletmelerimizde sürdürmelerini isteriz. Bu noktada Haliç Üniversitesi ile hayata geçirdiğimiz iş birliği protokolünden dolayı mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim.” 

Bilim, teknoloji, spor, tıp, mühendislik, sanat, dijitalleşme alanındaki eğitim faaliyetleri ve yeni nesil mesleklere yaptığı alt yapı yatırımlarıyla yükseköğretim kurumları arasında önemli bir atılım yapan Haliç Üniversitesi, son yıllarda sanayi ve teknoloji odaklı iş birliği programlarına ise özel olarak ağırlık veriyor. Öğrenci odaklı eğitim anlayışını benimseyen üniversite, öğrenci katılımlı Teknoloji Transfer Ofisi ve Sanal Gerçeklik Kuluçka Merkezi ile de öğrencilerini ve mezunlarını girişimcilik ekosistemine dahil etmeyi sürdürüyor.

Doğaya ve çevreye saygılı iş politikaları ile son teknolojik fabrikalarında çuval ve ambalaj üretimi yapan Güler Sentetik ve Güler Flexible, Türkiye’nin ilk “Kendin Üret Kendin Tüket” lisans numarası (1) olan Güneş Enerjisi Santralini hayata geçiren kuruluş olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Fabrikalarında, enerjinin %60’ı güneş enerjisi ile karşılanan ve dönüştürülebilir enerji alanında her geçen gün farklı çalışmalara imza atan Güler Sentetik ve Güler Flexible fabrikaları; yenilenebilir enerjilerle, doğal kaynaklara zarar vermeden %100 geri dönüştürülebilen üretim yapmak ve yarınlara daha iyi bir dünya bırakmayı hedefliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İş Bankası ve Solarçatı'dan güneş enerjisi santrali yatırımlarına destek

Türkiye İş Bankası, güneş enerjisi santrali kurulumu sağlayan Solarçatı firması ile iş birliğine gitti. Güneş Enerjisi Santrali (GES) yatırımı yapmak isteyen KOBİ’lere İş’te Güneş Kredisi İş Bankası tarafından sunulurken, kurulumlarda Solarçatı firmasından %5 indirim sağlanıyor.

İş Bankası müşterilerine, GES kurulumlarında hem finansman desteği hem de indirim avantajı sunulan iş birliğiyle yenilenebilir enerji yatırımlarına erişimin kolaylaşması ve yatırım maliyetlerinde avantajın sağlanması amaçlanıyor.  

Banka, Solarçatı tarafından kurulacak “Güneş Enerjisi Santralleri”ne (GES) İş’te Güneş Kredisi ile avantajlı finansman desteği sağlıyor. KOBİ’ler, iş birliği sayesinde, finansman desteğine ek olarak Solarçatı tarafından yapılacak güneş enerjisi santrali kurulumuna, %5 indirim fırsatıyla sahip oluyor. 

İş Bankası geliştirdiği yeni ürünler, hizmetler ve gerçekleştirdiği iş birlikleriyle yeşil ekonomiye katkı sunmaya devam ediyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı