Aylık arşivler: Eylül 2023

Kaspersky, Linux'u Hedef Alan Üç Yıllık Şüpheli Tedarik Zinciri Saldırısını Ortaya Çıkardı

Kaspersky, Free Download Manager yazılımının bir yükleyicisinin en az üç yıl boyunca bir Linux arka kapısını yaymak için kullanıldığı kötü niyetli bir kampanyayı açığa çıkardı. Araştırmacılar, kurbanların yazılımı resmi web sitesinden indirdiklerinde enfekte olduklarını keşfetti ve bunun olası bir tedarik zinciri saldırısı olduğunu ortaya koydu. Kampanyada kullanılan kötü amaçlı yazılımın varyantları ilk olarak 2013 yılında tespit edilmişti. Saldırıdan etkilenenler Brezilya, Çin, Suudi Arabistan ve Rusya dahil olmak üzere geniş bir coğrafyaya yayılmış durumda.

Kaspersky güvenlik uzmanları, siber saldırganların popüler bir ücretsiz yazılımın virüslü sürümünü kullanarak kurbanların cihazlarına bir tür Truva atı olan arka kapı yerleştirdiği, Linux sistemlerini hedef alan yeni bir kötü amaçlı kampanyayı ortaya çıkardı. Free Download Manager ile yayılan bu saldırı biçiminde, cihaza virüs bulaştıktan sonra saldırganlar hedefin sistemle ilgili ayrıntılarını, tarama geçmişini, kayıtlı parolalarını, kripto para cüzdanı dosyalarını, hatta Amazon Web Services veya Google Cloud gibi bulut hizmetlerinin kimlik bilgilerini ele geçirebiliyor. Kaspersky telemetrisine göre kampanyanın kurbanları arasında Brezilya, Çin, Suudi Arabistan ve Rusya dahil olmak üzere dünyanın her yerinden şirketler yer alıyor.

Kaspersky uzmanları bunun bir tedarik zinciri saldırısı olma ihtimalinin yüksek olduğuna inanıyor. Şirketin uzmanları, Linux bilgisayarlar için YouTube’daki Free Download Manager kurulum kılavuzlarını araştırırken, video içerik oluşturucularının yanlışlıkla ilk bulaşma sürecini sergilediği örnekler buldu. Buna göre resmi web sitesindeki indirme düğmesine tıklandığında Free Download Manager’ın kötü amaçlı bir sürümü indiriliyordu. Buna karşılık, başka bir videoda yazılımın yasal bir sürümü indiriliyordu. Bu durum, kötü amaçlı yazılımın geliştiricilerinin kötü amaçlı dosya yönlendirmesini bir dereceye kadar potansiyel kurbanın dijital ayak izine dayalı olarak görünecek şekilde senaryolaştırmış olabileceğini akla getiriyor. Sonuç olarak bazı kullanıcılar kötü niyetli paketle karşılaşırken, diğerleri temiz pakete yönlendiriliyor.

Kaspersky’nin bulgularına göre, kampanya 2020’den 2022’ye kadar en az üç yıl sürdü. Kötü amaçlı paket, 2020’de yayımlanan Free Download Manager sürümüyle yükleniyordu. Dahası, bu zaman dilimi boyunca StackOverflow ve Reddit gibi web sitelerinde virüslü yazılım dağıtımının neden olduğu sorunlar hakkında tartışmalar yapıldı. Ancak kullanıcılar bu sorunların kötü niyetli faaliyetlerden kaynaklandığının farkında değildi.

 

Bir Reddit kullanıcısı, Free Download Manager’ı kötü amaçlı yazılım içerdiği ortaya çıkan komut dosyasını çalıştırmadan yükleyip yükleyemeyeceğini merak ediyor

Kaspersky GReAT güvenlik uzmanı Georgy Kucherin, şunları söyledi: “Analiz edilen arka kapının varyantları 2013’ten beri Linux için Kaspersky çözümleri tarafından tespit edilebiliyor. Ancak, Linux’un kötü amaçlı yazılımlara karşı bağışıklığı olduğuna dair yaygın bir yanlış kanı var ve bu da bu sistemlerin çoğunu yeterli siber güvenlik korumasından yoksun bırakıyor. Bu koruma eksikliği, bu sistemleri siber suçlular için cazip hedefler haline getiriyor. Esasen Free Download Manager vakası, Linux sisteminde devam eden bir siber saldırıyı çıplak gözle tespit etmenin zorluğunu vurgulayan bir örnek. Bu nedenle hem masaüstü bilgisayarlar hem de sunucular dahil olmak üzere Linux tabanlı bilgisayarların güvenilir ve etkili güvenlik önlemleri alması çok önemli.”

Kampanyanın teknik analizine Securelist yazısında yer verildi. 

Kaspersky, Linux ve diğer genel tehdit türlerinden kaçınmak için aşağıdaki güvenlik önlemlerinin uygulanmasını öneriyor: 

  • Bilinen ve bilinmeyen tehditlere karşı etkili koruma için davranış tabanlı algılama ve anomali kontrolü özellikleriyle donatılmış Kaspersky Endpoint Security for Business gibi kanıtlanmış bir uç nokta güvenlik çözümü kullanın.
  • Kaspersky Embedded Systems Security ürününü tercih edin. Bu uyarlanabilir, çok katmanlı çözüm, gömülü Linux tabanlı sistemler, cihazlar ve senaryolar için sıklıkla geçerli olan titiz düzenleyici standartlara uygun, optimize edilmiş güvenlik sağlar
  • Çalınan kimlik bilgileri dark web’de satışa çıkarılabileceğinden, bu gibi kaynakları izlemek ve ilgili tehditleri anında tespit etmek için Kaspersky Digital Footprint Intelligence hizmetini kullanın

Kaspersky hakkında

Kaspersky, 1997 yılında kurulmuş küresel bir siber güvenlik ve dijital gizlilik şirketidir. Kaspersky’nin derin tehdit istihbaratı ve güvenlik uzmanlığı, dünya genelinde işletmeleri, kritik altyapıları, hükümetleri ve tüketicileri korumak için sürekli olarak yenilikçi çözümlere ve hizmetlere dönüşmektedir. Şirketin kapsamlı güvenlik portföyü, gelişmiş ve gelişen dijital tehditlerle mücadele etmek için önde gelen uç nokta koruması, özel güvenlik ürünleri ve hizmetleri ile Siber Bağışıklık çözümlerini içeriyor. 400 milyondan fazla kullanıcı Kaspersky teknolojileri tarafından korunmaktadır ve şirket 220.000’den fazla kurumsal müşterinin kendileri için en önemli olanı korumalarına yardımcı oluyor. kaspersky.com adresinden daha fazla bilgi edinin.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

MSP'lerde Yeni İş Modeline Geçmenin 5 Yolu

MSP’ler ilk ortaya çıktıklarında, içerisinde siber güvenlik hizmetleri barındırmadan, sadece dış kaynaklı BT ürün ve hizmet portföyü olarak çözüm sunuyordu. Yakın zamanda yapılan bir ankette ise MSP’lerin %52’si, siber güvenliğin müşteriler tarafından en çok talep edilen hizmet olduğunu belirtiyor. Artan talep ve gelişen teknoloji çerçevesinde siber güvenlik hizmeti de sağlayan MSP’ler, kuruluşlar için birçok güvenlik çözümünü bir arada sunuyor. Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard’ın Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, MSP’lerde yeni iş modeline geçmenin 5 yolunu paylaşıyor.

 

Siber güvenliğin kuruluşlara entegrasyonu, karmaşık yapısıyla yapılacakları belirleme noktasında zorlayıcı olabiliyor. Giderek daha karmaşık hale gelen ürün ve çözümler, genellikle şirket içerisinde verimsizliğe yol açıyor. Yapılan bir ankete göre MSP’lerin %52’si, siber güvenliğin müşteriler tarafından en çok talep edilen hizmet olduğunu belirtiyor. Buna yanıt olarak, MSP’lerin %42’si geçen yıl belirli siber güvenlik becerilerine sahip personel işe aldıklarını, %41’i ise siber güvenlik becerilerini güncellemek için mevcut iş gücünü yeniden eğittiklerini söylüyor. Bu doğrultuda geliştirilen bütünsel çözümler oluşturan yeni iş modeli, MSP’lerin farklı hizmet seviyeleri için en uygun işlevleri ve teknoloji çözümlerini tespit etmesini sağlayarak, esneklik ve ölçeklenebilirlik sağlıyor. Ancak WatchGuard’a göre başarılı bir MSP iş modeli oluşturmak, dikkatli iş planlaması, sağlam bir iş modeli ve MSP endüstrisinin dinamik ortamında yön bulma becerisi gerektiriyor.

 

“Uygun Güvenliği Sağlayamayan MSP’ler İtibar Kaybı Yaşatıyor”

 

MSP’lerde yeni iş modeline geçiş süreci ile ilgili açıklamada bulunan bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard’ın Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, “Siber tehditlerin sıklığı ve ilerleme düzeyi açısından, bir MSP’nin güncel ve güvenilir bir siber güvenlik sistemine sahip olması gerekir. Uygun güvenliği sağlayamayan ve desteklemeyen bir MSP, önemli miktarda para kaybının yanı sıra genellikle telafi edilemeyecek ölçüde itibar kaybı da yaşatıyor. Dolayısıyla öngörülen riskler yalnızca finansal olarak değerlendirilmemeli. Başarısız bir siber güvenlik çözümü, gelecekteki kazancınıza ve kuruluşunuzun varlığına zarar verebilir.” ifadelerinde bulunarak, MSP’lerde yeni iş modeline geçmenin 5 yolunu paylaştı.

 

1. Siber güvenlik uzmanlığının edinilmesi: Tehditler, güvenlik açıkları, güvenlik teknolojileri, mevzuata uygunluk ve en iyi uygulamalar hakkında derin bir anlayışa sahip olmak önem taşıyor. Gerekli uzmanlığın geliştirilmesi için personel eğitimine ve becerilerinin artırılmasına yatırım yapılması gerekiyor.

 

2. Altyapı yükseltmesi: Yeniden satış modelinden kullanım başına ödemeli yönetilen hizmet modeline geçiş, gelişmiş siber güvenlik çözümleri sunabilecek sağlam ve güncel bir altyapı gerektiriyor. Bu durum araçlara, yönetim platformlarına, saldırı tespit ve önleme sistemlerine, günlük analizine ve diğer çözümlere yatırım yapılmasını içeriyor.

 

3. Bir hizmet stratejisi geliştirmek: MSP’nin sunmak istediği kullanım başına ödeme hizmetleri için net bir strateji tanımlanması gerekiyor. Olay izleme, güvenlik açığı yönetimi, güvenlik analizi, olaylara müdahale ve danışmanlık hizmetleri gibi konuların belirlenmesi, hareket planının oluşturulması için önem taşıyor. Uygun hizmet seviyesi anlaşmaları ve politikaları oluşturmak da önemli olarak kabul ediliyor.

 

4. Mevzuata uygunluk ve güvenlik çerçeveleri: İlgili düzenleyici gereklilikleri ve çerçeveleri anlamak ve bunlara uymak zorunluluk gerektiriyor. Bu zorunluluklar Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) gibi düzenlemeleri veya ISO 27001 gibi standartları içeriyor. Çerçevelere bağlılık da müşterilere hizmetlerin kalitesi ve sağlamlığı konusunda güven teşkil ediyor.

 

5. Değerlendirme ve sürekli iyileştirme: Abonelik tabanlı hizmet modeline sahip MSP’lerin, sağlanan güvenlik hizmetlerinin etkinliği konusunda düzenli değerlendirmeler yapması ve iyileştirme fırsatlarını araması oldukça önemli. Bu durum metriklerin toplanmasını ve analiz edilmesini, geçmiş olayların incelenmesini, önlem alınmasını ve bu alandaki en son trendlerin ve tehditlerin takip edilmesini gerektiriyor.

 

WatchGuard Technologies, Inc. Hakkında 

WatchGuard Technologies, bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lideridir. Bütünleşik Güvenlik Platformu, yönetilen hizmet sağlayıcıların iş ölçeklerini ve hızlarını artırırken aynı zamanda operasyonel verimliliği de artıran birinci sınıf güvenlik sunmaları için benzersiz bir şekilde tasarlanmıştır. Dünya çapında 250.000’den fazla müşteriyi korumak için 17.000’den fazla güvenlik satıcısı ve servis sağlayıcısı tarafından güvenilen şirketin ödüllü ürün ve hizmetleri, ağ güvenliği ve zekası, gelişmiş uç nokta koruması, çok faktörlü kimlik doğrulama ve güvenli Wi-Fi’yi kapsar.

Kapsamlı güvenlik, paylaşılan bilgi, netlik ve kontrol, operasyonel uyum ve otomasyon olmak üzere bir güvenlik platformunun beş kritik unsurunu sunan WatchGuard’ın merkezi Seattle, Washington’da olup Kuzey Amerika, Avrupa, Asya Pasifik ve Latin Amerika’da ofisleri bulunmaktadır.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Menopoz Geciktirilebilir mi?

Yaşam uzuyor. Hiç kimse özellikle de kadınlar ileri yaşta da olsa iş ve sosyal yaşamında aktif olmak ve genç görünmek istiyor. Kadınlar için zorlu bir süreç olabilen menopoz genellikle 40’lı yaşların ortalarında ve 50’li yaşların başlarında ortaya çıkar. Yumurta atılımı durduğu zaman oluşan menopoz, ateş basması, uyku bozukluğu, halsizlik, gece terlemeleri gibi belirtiler gösterebiliyor. Peki menopozu geciktirmek mümkün mü? Birtakım önlem ve ilaçlar ile menopoz belirtilerinin ötelenebileceğini ve adet görmeye devam edilebileceğini söyleyen Liv Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Sibel Malkoç anlattı.

Menopoz ne zaman tam olarak kabul edilir?

Menopoz; overlerin (yumurtalıklar) yaşlanması ve yumurtlama aktivitesinin (foliküler aktivite) geri dönüşümsüz olarak bitmesine bağlı olarak gelişen 12 aylık adet görmeme (amonore) süreci ile biten dönemdir. Menopoz döneminde overlerin foliküler fonksiyonlarının tamamen bitmesi ile üreme çağı da sona erer. Yumurtlamanın azalması ile beraber önce adet düzeni bozulur (az ya da çok kanama) sonra da kanama tamamen biter.

Genetik erken menopoza zemin hazırlıyor

Menopozun erkene çekilmesinin nedenlerinin başında genetik yatkınlık gelir. Ayrıca otoimmün hastalıklar (Hipotroidizm, Tip 1 Diyabet, M.Gravis, Chron  v.s)   kişinin erken menopoza girmesine neden olabilir. Geçirilmiş over (yumurtalık) cerrahisi, kemoterapi, radyoterapi erken menopoza neden olabilecek diğer etkenlerdir. Ayrıca sigara, kafein ve alkolün aşırı tüketimi, ciddi stresler menopoz yaşını erkene çekebilir.

Menopozu geciktirmek için neler yapabiliriz?

Erken menopoza neden olabilecek otoimmun bir hastalık var ise tedavisi yapılarak, sigara – alkol- kafein gibi bağımlılıklar var ise bu alışkanlıkları bırakarak menopozun ötelenmesine katkıda bulunulabilir. Ayrıca “Fitoöstrojen” adı verilen bitkilerden elde edilen ve östrojenler ile yapısal benzerlik gösteren bileşiklerin ana maddesi olan kurubaklagiller (özellikle soya fasulyesi), keten tohumu, sarı kantaron, gecesefası, şerbetçi otu, hayıt bitkisi, Hint yer elması, Adaçayı tüketiminin devamlı ve kontrollü bir şekilde yapılması da menopozun geciktirilmesine katkıda bulunabilir. 

Uygun hastalarda bioeşdeğer hormon tedavisi kullanılabilir

Genetik yatkınlık, cerrahi sonrası veya ilaç tedavisi nedeni ile menopoza giriş söz konusu ise uygun hastalara bioeşdeğer hormon replasman tedavisi başlanabilir. Hormon tedavisi alarak menopozun neden olduğu şikayetler azalabilir. Ama unutulmaması gereken ilaç kullanarak adet görmek veya menopoz şikayetlerinizin azalması, yumurtlama fonksiyonlarını geri getirmeyecek, dolayısı ile gebe kalmayı sağlamayacaktır. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sedef Bulaşıcı Değil

Sedef hastalığı ile yaşamak zordur.  Hem kronik olması hem yaşam kalitesini olumsuz etkilemesi hem de çeşitli hastalıkların eşlik edebiliyor olması nedeniyle düzenli takip ve tedavisinin aksatılmaması gerekir. Liv Hospital Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Tuğba Özkök Akbulut sedef hastalığı ile merak edilenleri anlattı.

Belirtileri nelerdir? 

  • Saçlı deride, dizlerde, dirseklerde, kalçada daha sık olmakla birlikte vücudun herhangi bir yerinde kırmızı, kabuklu, kepekli yaralar görülür.
  • Eklemlerde ağrı, şişlik, şekil bozukluğu, istirahatte iken, sabahları bel ağrısı hastaların üçte birine eşlik eder.
  • Tırnaklarda nokta nokta çöküntüler, tırnak altında kalınlaşma, tırnak plağında ayrışma gibi tırnak değişiklikleri bazen tek bulgu olabilir.

Sedef hastalığı neden olur? 

Aslında sedef hastalığının tek bir nedeni yoktur. Genetik yatkınlık zemininde stres, enfeksiyon, travma gibi çok çeşitli faktörlerin etkisiyle ortaya çıkar veya tetiklenir. 

Bulaşıcı mıdır? 

Kesinlikle bulaşıcı değildir. 

Tedavisi nasıl yapılır? 

Hastalığın şiddeti ve yaygınlığına göre tedavi değişmekle birlikte çeşitli kremler, ağızdan alınan ya da enjeksiyon yolu ile belli aralıklarla yapılan ilaçları mevcuttur. Günümüzdeki tıbbi tedaviler ile hastalığın belirtileri ve ilerlemesi durdurulabilir. Burada dikkat edilmesi gereken dermatoloji hekimlerinden tedavi hizmeti almaktır. Sedef hastalığında psikososyal destek iyileşme sürecine büyük katkı sağlar.

Beslenmede Dikkat Edilmesi Gereken 5 Nokta 

  • Özellikle kilo aldırma potansiyeli olan üç beyazdan uzak durmaları gerekir (beyaz un, şeker, tuz).
  • İşlenmiş gıdalar yerine sebze, protein içeren Akdeniz diyeti tarzı beslenme daha uygundur.
  • Akşam en geç 20.00’den sonra yemek yememek gerekir.
  • Tok karına meyve yenmemelidir.(Ki bu karaciğerde yağlanmaya yol açar).
  • Gün içinde en az 2-2,5 litre su içmek vücudun sağlıklı işlemesi için büyük önem arz eder.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İnce Bağırsak Hastalıklarında Kapsül Endoskopi İle Pratik Tanı

Kapsül endoskopi, sindirim sisteminin incelenmesi için kullanılan bir tıbbi görüntüleme yöntemidir. Bu işlemde, hasta tarafından yutulan bir kamera kapsülü, sindirim sisteminin farklı bölümlerinden görüntüler kaydeder. Bu kapsül, yemek borusundan geçerek mide, ince ve kalın bağırsağın son kısmına kadar ulaşır. Özellikle ince bağırsak hastalıkları için kullanılan kapsül endoskopi, normal endoskopi ve kolonoskopi gibi geleneksel yöntemlerin yerini alacak bir alternatif değildir. Memorial Şişli Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Yaşar Çolak, kapsül endoskopi işlemi hakkında bilgi verdi. 

 

Kapsül endoskopi içerisinde kamera olan şeffaf bir kapsülün yutulması ile birlikte tüm sindirim sisteminin görüntülenmesi işlemidir. Kapsül endoskopi işlemi tüm sinirim kanalı ile birlikte hemen her zaman ince bağırsakların görüntülenmesi amacıyla kullanılır. Bunun nedeni yemek borusu ve midenin gastroskopi, kalın bağırsağın ise kolonoskopi ile yeterli derecede görüntülenebilmesinin mümkün olmasıdır. Mide ve kolon arasındaki yaklaşık 5-7 metrelik ince bağırsakları bu klasik yöntemlerle görüntüleyebilmek mümkün değildir. Ancak son yıllarda çift balon enteroskopi yöntemi ile ince bağırsakların da endoskopik olarak görüntülenmesi mümkün olmuştur. 

 

En sık ince bağırsak hastalıklarında başvuruluyor 

Kapsül endoskopinin en sık yapılma nedeni sindirim sistemi kanaması olan kişilerde gastroskopi ve kolonoskopide kanama odağının saptanamaması ve bu nedenle ince bağırsağın taranmasıdır. İnce bağırsağın hastalıklarının teşhisi için özellikle tercih edilir. İnce bağırsak, diğer endoskopik yöntemlerle kolaylıkla görüntülenemez ve bu nedenle kapsül endoskopi ile bu bölgenin incelenmesi için ideal bir seçenek olabilir. Anemi (kansızlık) gibi nedenlerle kronik kanama yaşayan hastalarda, kanamanın kaynağını bulmak için kapsül endoskopi kullanılabilir.  İnce bağırsakları etkileyen kronik iltihabi bağırsak hastalığı olan Crohn hastalığının teşhisinde ve takibinde kapsül endoskopi yararlı olabilir. Sindirim sistemi poliplerinin teşhis ve takibi için kapsül endoskopi kullanılabilir. Bunun dışında bağırsak iltihapları ve tümör taraması için de tercih edilebilmektedir.

 

Kapsülün içindeki kamera sürekli fotoğraf çekerek cihaza iletiyor

İşlem öncesi bağırsakların temizlenmesi için ilaçlar ve sıvı bir diyetle temizlik yapılması gerekir. İşlem yaklaşık 10×5 mm’lik şeffaf ve içinde kamera olan bir kapsülün yutulması ile başlar. Kapsülün içindeki kamera sürekli olarak fotoğraf çekmekte ve bu görseller Bluetooth teknolojisi ile kişinin üzerindeki küçük bir cihaza iletilip, kaydedilmektedir. Yaklaşık 6-8 saat içinde ince bağırsakları geçen kapsül kalın bağırsağa ulaşmaktadır. Kapsül tuvalete atılmakla birlikte cihaza kaydedilen görüntüler daha sonra bilgisayara aktarılır ve doktor tarafından bu görüntüler incelenir. Bu sayede ince bağırsağın görüntülenmesi sağlanmış olur. İşlem riski yok denecek kadar azdır. Sadece bağırsaklarda tümör gibi darlığa ve tıkanıklığa yol açabilecek bir hastalık şüphesinde yapılmamalıdır. İşlem oldukça konforlu ve ağrısız bir işlemdir. 

 

Kapsül endoskopi normal endoskopi veya kolonoskopinin alternatifi değildir

Kapsül endoskopi uygulaması oldukça kolay, düşük riskli ve konforlu bir inceleme yöntemidir. Ancak kapsül endoskopi işlem sanılanın aksine standart endoskopi ve kolonoskopi yerine kullanılabilecek bir yöntem değildir. Normal endoskopik işlemlerde mide ve bağırsaklar hava ile şişirilir ve istenen tüm alanlar detaylı olarak istenildiği ölçüde incelenebilir. Endoskopik işlemlerde istenilen alandan biyopsi alınabilir veya tedavi amaçlı bazı işlemler yapılabilir. Bundan dolayı da kapsül endoskopi klasik endoskopik yöntemler yerine kullanılabilecek bir yöntem olarak düşünülmemelidir. Kapsül endoskopide istenen her alan örneğin mide ve bağırsak kıvrımlarının arası net olarak görülemeyebilir. Ancak bazı özel durumlarda kapsül endoskopi oldukça faydalı ve kolay uygulanabilen bir yöntemdir. Kapsül endoskopi sırasında saptanabilen lezyonlar ya sonrasında çift balon endoskopi ya da cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilmektedir. Var olan hastalığa ve hastanın durumu ve ihtiyacına göre uzman doktor en uygun yöntemi belirlemek için kapsamlı bir değerlendirme yapacaktır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şirket Verilerinizi Yapay Zeka ile İfşa Etmeyin

Yapay zekâ (AI) araçlarıyla ilgili tartışmalar yakın zamanda en çok öne çıkan konu haline geldi. Üretkenliği artırma ve zamandan tasarruf etme yetenekleri nedeniyle, birçok çalışan bu araçları günlük iş rutinlerine uyarlamaya başladı. ESET Türkiye Ürün ve Pazarlama Müdürü Can Erginkurban  ChatGPT gibi yenilikçi yapay zekâ araçlarının avantajlarından yararlanmadan önce, çalışanların veri güvenliğini tehlikeye atmadan bu araçlarla nasıl güvenli bir şekilde etkileşim kuracaklarını bilmeleri gerektiğini vurgulayarak önemli bir riske dikkat çekti.  

 

Yapay zekâ  araçları fikir geliştirmemize, metin parçalarını özetlememize veya yeniden ifade etmemize, hatta bir iş stratejisi için bir temel oluşturmamıza yardımcı olabilir. Ancak yapay zekayı kullanırken araçlara girdiğimiz verilerin gönder düğmesine bastığımız anda bize ait olmaktan çıktığını unutmamalıyız.

 

ChatGPT gibi büyük dil modellerini (LLM’ler) kullanırken temel kaygılardan biri, hassas verilerin büyük uluslararası şirketlerle paylaşılmasıdır. Bu modeller, kullanıcı sorgularını etkili bir şekilde yorumlamalarını ve yanıtlamalarını sağlayan çevrimiçi metinlerdir. Ancak bir sohbet robotu ile etkileşime girip bilgi veya yardım istediğimiz her seferde, istemeden de olsa kendimiz veya şirketimiz hakkında veri paylaşabiliriz. Bir sohbet robotu için bir istem yazdığımızda, girilen veriler herkese açık hale gelir. Bu, sohbet robotlarının bu bilgileri temel olarak diğer kullanıcılara yanıt vermek için hemen kullanacağı anlamına gelmez. Ancak LLM sağlayıcısı veya ortakları bu sorgulara erişebilir ve bunları teknolojinin gelecekteki sürümlerine dahil edebilir.

 

ChatGPT geçmişini kapatmak yeterli mi?

ChatGPT’nin arkasındaki kuruluş olan OpenAI, sohbet geçmişini kapatma seçeneğini sunarak kullanıcı verilerinin OpenAI’nin yapay zekâ modellerini eğitmek ve geliştirmek için kullanılmasını engelledi. Bu şekilde kullanıcılar verileri üzerinde daha fazla kontrol sahibi oluyor. Çalışanlar ChatGPT gibi araçları kullanmak istiyorlarsa, sohbet geçmişini kapatmak ilk adımları olmalıdır.  Sohbet geçmişi kapalı olsa bile, tüm istem verileri sohbet botu sunucularında saklanmaya devam eder. Tüm istemlerin harici sunuculara kaydedilmesi, bilgisayar korsanlarının yetkisiz erişimine yönelik potansiyel bir tehdit oluşturmaktadır. Ayrıca, teknik hatalar zaman zaman yetkisiz kişilerin diğer sohbet robotu kullanıcılarına ait verilere erişmesini sağlayabilir.

 

 

Şirket çalışanlarının en sık yaptığı hatalar 

 

Müşteri verilerini girdi olarak kullanmak Çalışanların LLM’leri kullanırken yaptıkları ilk yaygın hata, şirketlerinin müşterileri hakkındaki hassas bilgileri paylaşmaktır. Çalışanların sorgularını sohbet robotlarına girmeden önce kalıcı olarak anonimleştirmeyi bilmesi gerekir. Müşteri gizliliğini korumak için isim, adres veya hesap numarası gibi hassas bilgileri gözden geçirmeleri ve dikkatlice ayıklamaları lazım. En iyi uygulama, ilk etapta kişisel bilgileri kullanmaktan kaçınmak ve genel sorulara veya sorgulara güvenmektir.

Gizli belgelerin sohbet robotlarına yüklenmesi Sohbet robotları, büyük hacimli verileri hızlı bir şekilde özetlemek ve taslaklar, sunumlar veya raporlar oluşturmak için değerli araçlar olabilir. Yine de ChatGPT gibi araçlara belge yüklemek, bu belgelerde saklanan şirket veya müşteri verilerini tehlikeye atmak anlamına gelebilir. Belgeleri basitçe kopyalamak ve araçtan sunum slaytları için özetler veya öneriler oluşturmasını istemek cazip gelse de bu veri açısından güvenli bir yol değildir.  Bu, geliştirme stratejileri gibi önemli belgeler için geçerli olduğu gibi, toplantı notları gibi daha az önemli belgeler de çalışanların şirketlerinin değerli bilgi birikimini ortaya çıkarmasına yol açabilir. Çalışanların chatbottan bir özet veya yardım talep etmeden önce belgeleri manuel olarak incelemesi gerekir. 

Şirket verilerinin ChatGPT ‘de ifşa edilmesi Şirketinizin bazı uygulamalarını ve iş akışlarını iyileştirmeye çalıştığınızı düşünün. ChatGPT’den zaman yönetimi veya görev yapısı konusunda yardım istiyorsunuz. Chatbotun bir çözüm geliştirmesine yardımcı olmak için bilgi istemine değerli bilgi birikiminizi ve diğer verileri giriyorsunuz. Tıpkı hassas belgelerin veya müşteri verilerinin chatbotlara girilmesi gibi, hassas şirket verilerinin de bilgi istemine dahil edilmesi, yetkisiz erişime veya gizli bilgilerin sızmasına yol açabilecek yaygın ancak potansiyel olarak zarar verici bir uygulamadır. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İnfo Yatırım, Yatırımcılarla Piyasa Uzmanlarını Borsa İstanbul'da Bir Araya Getiriyor

İnfo Yatırım, kaçırılmayacak bir organizasyonla yatırımcılarla piyasa uzmanlarını Borsa İstanbul’da “İnfo Yatırım Yatırımcı Buluşmaları” etkinliğinde 23 Eylül Cumartesi günü bir araya getiriyor. Uzmanlar etkinlikte, ‘halka arzlarda dikkat edilmesi gerekenler,’ ‘algoritmik işlemler’ ve özellikle bireysel yatırımcıların en çok geliştirilmesi gereken yönü olan ‘yatırımcı psikolojisi’ konusunda değerli bilgiler paylaşacak. Yatırımcılar, ekonomi ve piyasalar hakkında önemli görüş ve değerlendirmelerin aktarılacağı İnfo Yatırım’ın organizasyonuna ‘ücretsiz’ katılabilecek.

 

Sermaye piyasalarında 33 yıllık deneyimi ve öncü olma misyonuyla faaliyet gösteren Türkiye’nin köklü aracı kurumlarından İnfo Yatırım, yatırım ekosisteminin daha bilinçli ve donanımlı olması adına sorumluluk üstlenmeye devam ediyor. İnfo Yatırım bu amaçla bir yandan ürettiği nitelikli içerikleri tüm iletişim kanallarından yatırımcılarla paylaşırken bir yandan da yatırımcıları piyasa uzmanlarıyla bir araya getirerek önemli bir ihtiyacı karşılıyor. İnfo Yatırım, geleneksel olarak bu yıl da yatırımcılarla piyasa uzmanlarını 23 Eylül Cumartesi günü saat 10.00’da Borsa İstanbul’da bir araya getirecek. Borsa İstanbul’da düzenlenecek etkinlikte, finans ve piyasa uzmanları yatırımcılara, dünya ve Türkiye ekonomisi ile borsa başta olmak üzere sermaye piyasalarına ilişkin görüş, öneri ve değerlendirmelerini aktaracak.

 

Algoritmalar ve yatırımcı psikolojisi

Geçen yıl 500’ün üzerinde katılımcının yer aldığı, İnfo Yatırım Yatırımcı Buluşması’na bul yıl ilginin daha da artması bekleniyor. Buluşmada, İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Mert Yılmaz ‘Yüksek Enflasyon Ortamında Borsa’, İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Güler ‘Halka Arzlarda Dikkat Edilmesi Gerekenler’, Ergün Tekgül ‘Vadeli Piyasalar ve Algoritmik İşlemler’ konu başlıklarıyla etkinlikte yer alacak. Yatırımcı Buluşmaları’nın diğer konukları Analist Selçuk Gönençler ‘Borsa İstanbul’da Trend ve Yatırımcı Psikolojisi’ ve Yunus Şahin ise ‘Portföy Yönetimi ve Yatırım Psikolojisi’ni konuşacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Gribe Karşı Hayati Önlem: Grip Aşısı

Her grip sezonunda milyonlarca kişi hastalığa yakalanmakta, ciddi iş gücü kaybına uğramakta, yüzbinlerce insan hastaneye yatırılmakta, on binlerce insan influenza ve komplikasyonları nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Grip virüsü damlacık, aerosol ve temas ile bulaşabilmektedir. Özellikle kapalı ortamda bulaş ihtimali artmaktadır. Covid-19 pandemisi nedeniyle kullandığımız maske, mesafe ve hijyen önlemleri grip virüsü için de koruyucudur. Son yüzyılda grip virüsüne bağlı dünyada 4 pandemi meydana gelmiştir.

Domuz gribinde aşağıdaki semptomlar görülmektedir;

  • Boğaz ağrısı
  • Baş ağrısı
  • Ateş yüksekliği
  • Yaygın vücut ağrısı (Kas-eklem-Kemik ağrıları)
  • Burun akıntısı
  • Öksürük
  • Nefes Darlığı
  • Kusma, İshal

 

Grip aşılarının hastalığın ortaya çıkmasının azalması, hastaneye yatış ve ölüm oranlarının azalmasının yanında diğer insanlara hastalığın bulaşının azalması gibi birçok faydası vardır. Grip aşısının yapılmasından iki hafta sonra koruyucu antikorlar oluşur.

Özellikle 65 yaşın üzerinde, astım, KOAH, Diabetes mellitus(şeker hastalığı), Kalp yetersizliği, İnme, Gebelik ve lohusalık, HIV/AIDS, Kanser hastalığı, kronik böbrek yetersizliği, bağışıklık sistemi baskılayan ilaç kullanımı, morbid obezite ve huzurevi/bakımevinde yaşayanlar kişilerde hastalık daha sık ve ağır geçmektedir. 6 ay-18 yaş arasında olan ve uzun süreli aspirin tedavisi alan çocuk ve adolesanlarda her grip sezonu aşılanmalıdırlar. Yukarıda belirtilen hastalığı olan hastaların her yıl Eylül-Ekim aylarında aşılanmaları önerilmektedir. İdeal olarak herkes Ekim ayının sonuna kadar aşılanmalıdır. İki nedenle grip aşıları her yıl tekrarlanmalıdır. Birincisi aşıya bağlı koruyucu antikorlar aylar içinde azalır. İkinci olarak da her yıl grip virüsü şekil değiştirdiği için, güncel aşıların bileşimi her yıl en yaygın virüsler için yeniden düzenlenir.

Gebeler ve bağışıklığı düşük olanlarda canlı aşılara dikkat!

Grip aşıları genel olarak burun yoluyla uygulanan canlı aşılar ve parenteral yolla uygulanan inaktif aşılar olarak ikiye ayrılır. Gebelik ve bağışıklık yetersizliği olan durumlarda canlı aşı uygulanmamalıdır. İnaktif(cansız) grip aşıları bu grup hastalarda tercih edilmelidir.

Grip aşısının faydaları nelerdir?

  • Grip aşısı, grip hastalığına yakalanma ihtimalinizi azaltır.
  • Grip aşısının, aşı olan ancak yine de hasta olan kişilerde hastalığın şiddetini azalttığı çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir.
  • Grip aşısı, griple ilişkili hastaneye yatış riskini azaltır.
  • Grip aşısı, belirli kronik sağlık problemlerine sahip kişiler için önemli bir önleyici araçtır.
  • Grip aşısı, hamilelik sırasında ve sonrasında hamile kişilerin korunmasına yardımcı olur.
  • Aşı olmak, bebekler ve küçük çocuklar, yaşlılar ve belirli kronik sağlık sorunları olan kişiler gibi ciddi grip hastalığına karşı daha savunmasız olanlar da dâhil olmak üzere çevrenizdeki insanları da koruyabilir.

Grip aşısının en sık yan etkileri;

  • Aşının yapıldığı yerde ağrı, kızarıklık ve/veya şişlik
  • Baş ağrısı (düşük dereceli)
  • Ateş
  • Kas ağrıları
  • Mide bulantısı
  • Halsizlik

Aşılanmayan ve hastalık semptomları olan hastaların erken teşhisi oldukça önemli olduğunu söyleyen Öztürk; ‘’Çünkü Grip virüsü özellikle solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan virüsler arasında antiviral tedavisi olan nadir virüslerden birisidir. Semptomlar başlamasından sonraki 48 saat içerisinde başlanan tedaviler ile hastalık süresi kısaltabilir, hastaneye yatış ihtimalini azaltabilirsiniz’’ dedi.

 ‘’Akdeniz diyeti ile beslenin, kalabalık kapalı ortamlardan mümkün olduğunca uzak durun,  erişkin yaş aşılamaları için doktorunuza başvurmayı unutmayın!’’ diyerek önerilerde bulundu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kadınlarda 3 Önemli Jinekolojik Kanser

Dünyada kadınlarda görülen her beş kanserden birini jinekolojik kanserler oluşturuyor. Jinekolojik kanserler her yıl kabaca bir milyon kadında teşhis ediliyor ve yüzbinlerce ölüme neden olabiliyor. Rahim, yumurtalık ve rahim ağzı kanserleri, jinekolojik kanserlerin yüzde 95 gibi büyük bir oranını kapsıyor. Ülkemizde de sık görülen jinekolojik kanserlerde ölüm oranı yüksek olsa da aslında erken teşhis ve tedavi hayat kurtarıyor! Acıbadem Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Fuat Demirci, her  yıl düzenli olarak yapılan jinekolojik muayenelerin kadın kanserlerinin önlenmesinde veya erken teşhis edilmesinde en önemli faktörü oluşturduğuna dikkat çekerek, “Bu nedenle, her kadının hiçbir yakınması olmasa dahi 21 yaşından itibaren jinekolojik muayene yaptırmayı ihmal etmemesi gerekiyor. Ayrıca adet düzeninde değişiklik, anormal kanama, ağrı, akıntı ve ilişki sırasında oluşan kanamalarda mutlaka hekime başvurulmalı. Bunların yanı sıra jinekolojik kanserlere yol açan risk faktörlerinin bilinmesi ve bu yönde önlem alınması önem taşıyor. Bu üç faktör jinekolojik kanserlerde yaşam kurtarıyor” diyor.

 

RAHİM KANSERİ

Rahmin iç dokusundan kaynaklanan ve genellikle menopozdan sonra oluşan rahim kanseri erken dönemde tespit edilebilen bir hastalık. Ülkemizde yumurtalık ve rahim ağzı kanserinden daha sık görülen rahim kanserinin tedavisine erken dönemde başlandığında başarı oranı oldukça yükseliyor. 

Belirtileri: Menopoz döneminde oluşan vajinal kanama, adet gören kadınlarda ise düzensiz kanamalar ve ara kanamalar, rahim kanserinin tipik belirtilerini oluşturuyor.  

Erken tanı için: Rahim kanseri hastaların yüzde 75’inde erken dönemde teşhis edilebiliyor. Dolayısıyla adet gören kadınların düzensiz veya ara kanamalarda, menopoz sonrasında ise bir kez oluşsa dahi vajinal kanamalarda hekime başvurmaları büyük önem taşıyor.

Tedavisi: Erken dönemde rahmin alınması yeterli geliyor ve hayat kurtarıcı oluyor. İleri evrelerde ise rahim, yumurtalıklar, omentum ve lenf düğümlerinin alınması gerekiyor. Prof. Dr. Fuat Demirci, cerrahi tedaviye destek için radyoterapi ve kemoterapi yöntemlerine de başvurulduğunu belirterek, “Son yıllarda hastaları pelvik ve paraaortik (karında büyük damarların etrafındaki lenf düğümleri) lenf düğümünün alınmasından korumak amacıyla laparoskopik sentinel lenf nod örneklemesi yapılıyor. Ayrıca moleküler tekniklerle gerçekleştirilen değerlendirmelerde konvansiyonel yöntemlerle atlanma olasılığı olan hastalar etkili biçimde tedavi edilebiliyor. Sentinel lenf nod örneklemesi hastayı hem olası ameliyat komplikasyonlarından hem de lenf bezlerinin alınmasından kaynaklanan ayaklarda şişlik ve ödem gibi komplikasyonlardan koruyor” diyor. 

 

RAHİM AĞZI KANSERİ

Tıp dilinde ‘serviks kanseri’ olarak adlandırılan rahim ağzı kanseri, dünyada kadın kanserleri arasında 4. sırada yer alıyor. Dünyada her yıl yaklaşık 570 bin kadın, etkeni human papilloma virüsü (HPV) olan rahim ağzı kanserine yakalanıyor ve bu kadınların yarısı yaşamını yitiriyor. Bunun nedeni ise erken dönemde belirti vermeyen bir hastalık olması. Rahim ağzı kanseri aslında önlenebilen veya erken evrelerinde başarıyla tedavi edilebilen bir hastalık. Ülkemizde de uygulanan HPV aşısı rahim ağzı kanserinden korurken, smear testi de kanser öncülü lezyonların erken dönemde yakalanmasına yardımcı oluyor. 

Belirtileri: Rahim ağzı kanserinde erken dönemde belirtiler görülmüyor. Geç dönemde ise kanlı akıntı, ilişki sırasında kanama ve düzensiz adet kanamaları şeklinde kendini belli ediyor. 

Erken tanı için: Hiçbir yakınması olmasa bile 21 yaş üzerinde ve cinsel yaşamda aktif olan kadınların düzenli aralıklarla smear testi yaptırmaları şart! Smear testinden şüpheli bir sonuç çıkarsa, HPV araştırması, kolposkopi ve biyopsi ile kanserin öncül lezyonları saptanabiliyor. Ayrıca 30 yaş üzeri kadınlarda her 5 yılda bir birlikte yapılan smear ve HPV testi de taramada kullanılıyor. Prof. Dr. Fuat Demirci, günümüzde rahim ağzı kanserinden korunmak için en önemli yöntemin HPV aşıları olduğuna işaret ederek, “HPV aşıları kız ve erkek çocuklarda 9 yaşın üzerinde yapılıyor. Ülkemizde de 9 HPV virüsünden koruyan aşıdan üst yaş sınırı olmadan tüm kadınlar faydalanabiliyor. Ancak aşı yaptıran kadınların da smear testini ihmal etmemeleri gerekiyor” diye konuşuyor.  

Tedavisi: Erken dönemde rahim ağzının küçük bir kısmının koni şeklinde alınması yeterli gelirken, ileri dönemlerde ise ameliyatın müdahale alanı genişliyor. Hastalığın ilerlemiş olduğu durumlarda ameliyatın yanı sıra radyoterapi ve kemoterapi tedavisi de gerekebiliyor.

 

YUMURTALIK KANSERİ

Yumurtalık kanseri ülkemizde jinekolojik kanserler arasında rahim kanserinden sonra 2. sırada yer alıyor. Sinsice ilerlemesi nedeniyle hastaların büyük çoğunluğunda tanı ileri evrede konulabildiği için ölümcül kanser olarak ifade ediliyor. Aslında erken teşhis edildiğinde tedavide yüzde 80-90’lara varan başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. Yumurtalık kanserinin yüzde 10-15’inde genetik geçiş etkili oluyor. Dolayısıyla genetik öykü varlığında gen araştırması yapılarak kadının sıkı takibe alınması büyük önem taşıyor. 

Belirtileri: Yumurtalık kanseri erken dönemde belirti vermeyen bir kanser türü. İleri evrelerde ise daha çok hazımsızlık, karında şişme, bulantı ve kilo kaybı gibi mide-bağırsak sistemiyle ilişkili sorunlara yol açıyor. Gastrit, ülser ve kolit gibi hastalıklara özgü belirti vermesi nedeniyle zaman kaybı oluyor; her 3 kadından 2’sinde hastalık ileri evrede (Evre 3-4) teşhis ediliyor.

Erken tanı için: Yumurtalık kanserinde en önemli erken tanı yöntemi düzenli aralıklarla yapılan jinekolojik muayene ve ultrasonografidir. Riskli olduğu saptanan kadınlarda ise bazı kan testleri (tümör belirteçleri) ve ultrasonografik takip önem taşıyor. Ayrıca genetik risk saptanarak muayene ve takip sıklığı belirleniyor. 

Tedavisi: Prof. Dr. Fuat Demirci, cerrahi yöntemin yumurtalık kanserinin temel tedavisini oluşturduğunu belirterek, “Ameliyatta amaç gözle görülebilir kanser hücrelerinin tümünü almaktır. Bu amaçla gerekirse bağırsaklardan bir kısım ve dalak da alınabiliyor. Yumurtalık kanserleri kemoterapiye iyi cevap veren tümörlerdir. Ameliyat sonrasında kemoterapiyle tedavi destekleniyor.” diyor

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Berlin, 29 Aralık'ta tüm dünyayla aynı anda yalnızca Netflix'te yayınlanacak

La Casa de Papel dünyasının üyelerinden Berlin geri dönüyor! Pedro Alonso’nun canlandırdığı karaktere odaklanan sekiz bölümlük Berlin, 29 Aralık’ta tüm dünyayla aynı anda sadece Netflix’te yayınlanacak. 

Berlin’e yeni çetesinde elektronik mühendislik dehası Keila (Michelle Jenner), hayırsever profesör ve sırdaşı Damián (Tristán Ulloa), daima uçlarda yaşayan bir kamikaze, Cameron (Begoña Vargas), sadık dostu Roi (Peña Fernández) ve çetenin aksiyon konusunda durmak bilmeyen üyesi Bruce (Joel Sánchez) eşlik ediyor. La Casa de Papel dünyasından Itziar Ituño ve Najwa Nimri ise Raquel Murillo ve Alicia Sierra olarak geri dönüyor. Dizinin oyuncu kadrosunda bu isimlerin yanı sıra Samantha SiqueirosJulien PaschalMasi Rodríguez ve Rachel Lascar da yer alıyor. 

Álex Pina ve Esther Martínez Lobato’nun yaratıcısı olduğu sekiz bölümlük dizinin senaryosunu Álex PinaEsther Martínez LobatoDavid BarrocalDavid Oliva ve Lorena G. Maldonado kaleme alırken yönetmenliğini ise Albert PintóDavid Barrocal ve Geoffrey Cowper paylaşıyor.

 

Berlin Hakkında: 

Karanlık bir günü aydınlatabilecek yalnızca iki şey var: aşk ve servet değerinde bir soygun. Berlin’i henüz hastalığından haberdar değilken ve İspanyol Kraliyet Darphanesi’ne sıkışıp kalmadan önceki altın yıllarında ayakta tutan şeyler de bunlar. En sıra dışı soygunlarından birini tam da bu esnada planlamaya başlar: 44 milyon dolar değerindeki mücevherlerin mucizevi bir şekilde ortadan kaybolmasını sağlamak. Bunun için daha önce birlikte çalıştığı üç çeteden birinin yardımına başvurur.  

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı