Aylık arşivler: Eylül 2023

Yaratıcı Çocuk Festivali, Faber-Castell ana sponsorluğunda dördüncü kez gerçekleşti

Türkiye’de Adel Kalemcilik çatısı altında tüketicisiyle buluşan Faber-Castell, 2-3 Eylül tarihleri arasında KüçükÇiftlik Park’ta gerçekleşen Yaratıcı Çocuk Festivali’nin bu yıl da ana sponsorluğunu üstlendi. Bu yıl, yaklaşık yirmi bin kişinin ziyaret ettiği festivalde çocuklar, Faber-Castell tarafından festival alanında düzenlenen pek çok farklı yaratıcı atölye çalışmasında, yaş gruplarına özel aktivitelerle hayallerini şekillendirme ve yaratıcılıklarını geliştirme imkanı buldular.

2018 yılından bu yana Yaratıcı Çocuk Festivali’nin ana sponsorluğunu üstlenen Faber-Castell, hayallerini renklendirmek isteyen tüm çocukların yanında olmayı sürdürüyor. Gelenek ile yenilikçiliği 260 yılı aşkın süredir başarıyla birleştiren Faber-Castell, Türkiye’nin en kapsamlı çocuk ve aile organizasyonu olan “Yaratıcı Çocuk Festivali”nde ziyaretçilere, yaratıcılık odaklı ve duygusal zekalarını desteklemeye yönelik deneyimler yarattı.

 

“Her Şey Atölyesi”nde çocuklar diledikleri her şey oldular

Kırtasiye sektörünün deneyim markası olma vizyonuyla çalışmalarını sürdüren ve köklü bir geçmişe sahip olan Faber-Castell, duygusal zeka ve yaratıcılığın gelişimine katkı sunan aktivitelerle tüketicilerinin yanında oluyor. Geliştirdiği her ürün ve içinde yer aldığı her oluşumda daha fazla yaratıcılık vadeden Faber-Castell bu doğrultuda, Yaratıcı Çocuk Festivali’nde düzenlediği Her Şey Atölyesi’nde soyut düşünce, duygusal zeka gelişimi ve yaratıcılığı destekleyerek, çocukların farklı yaş gruplarına uygun olarak düzenlenen deneyim atölyeleri, boyama etkinlikleri ve artırılmış gerçeklik (AR) alanıyla iki gün boyunca unutulmaz anlar yaşattı. Çocuklar, Faber-Castell Her Şey Atölyesi’nde olmayı istedikleri her şey oldular.

 

Soyut kavramlar somutlaşıyor, hayaller gerçeğe dönüyor

Festival süresince Faber-Castell’in düzenlediği atölyelerde Grip boya kalemiyle boyanan şatolar, prensler, prensesler, şövalyeler AR teknolojisiyle canlandırıldı ve Yaratıcı Çocuklar Krallığı’nda yerini aldı. Küçük şefler hamur atölyesinden, külahlarına yerleştirdikleri rengarenk hamurdan dondurmalarıyla ayrıldılar. Benim tarzım yaratıcılığım atölyesinde kendi modasını yaratan çocuklar, en şık tasarımlarını, kız-erkek karakterlerindeki kıyafetlerinde hayata geçirdikleri özel tasarım bardaklara yansıttılar. Çocuklar, festival alanında, pastel boyalar ile diledikleri gibi boyama yaparak kendi renklerini enstrümanlara taşıdılar.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

FilmBox Ekranlarında Eylül Rüzgarı

6 kıtada, 69 ülkede milyonlarca kişiye hizmet veren uluslararası medya kuruluşu SPI International bünyesinde yer alan önde gelen film ve dizi kanalı FilmBox, etkileyici öyküleri, dünya yıldızları ile buluşturan sinema filmleriyle ekranlara heyecan ve eğlence katıyor.

Eylül ayını iyi filmlerin adresi FilmBox ekranlarında, yaban kazlarının ilham veren iç dünyalarından 60’ların müzik efsanelerine, oradan da dünyanın son anlarına uzanan bir yelpazede ilginç öykülerden yola çıkan 3 güzel filmle karşılıyoruz.

 

Kanatlarını Aç (Spread Your Wings / Donne-moi des Ailes) – 9 Eylül Cumartesi Saat: 21:30

Bu sıcacık film, yaban kazı göçleri konusunda uzman olan Christian’ın, hayatı video oyunlarından ibaret sanan 14 yaşındaki oğluyla atıldığı maceranın gerçek öyküsünü anlatıyor.

 

Aşk ve Merhamet (Love & Mercy) – 12 Eylül Salı Saat: 21:30

Başrolünde sıradışı rollerin yıldızı John Cusack’i barındıran film, bir müzik efsanesinin hayatından kesitler sunuyor ve ünlü Beach Boys grubunun kreatif dehası Brian Wilson’un yeteneğinin bedelini nasıl ödediğini anlatıyor. 60’lı yıllarda ününün doruğunda olan Brian Wilson, avangard pop şaheserini yaratmaya çalışırken ortaya çıkan psikozu ile mücadele etmeye başlar. 1980’lere geldiğimizde ise Wilson, karanlık terapist Dr. Eugene Landy’nin 24 saat gözetimi altında, kafası karışmış, darmadağın bir adamdır.

 

Bu Bir Felaket (It’s a Disaster) – 19 Eylül Salı Saat: 21:30

Dostlarla yediğiniz yemeğin, bildiğiniz dünyanın son anları olduğunu fark etseniz ne yapardınız? Bu ilginç ve eğlenceli filmin öyküsünde, Pazar brunch’ı için bir araya gelen dört çift, dünyanın sonu gelmek üzereyken birlikte bir evde sıkışıp kaldıklarını fark ediyorlar ve olaylar gelişiyor.

FilmBox izlemek isteyen sinemaseverler, seçkin TV platformları KabloTV Kanal 336 ve D-Smart Kanal 13 üzerinden kanala ulaşabiliyor. FilmBox içeriklerine ayrıca filmbox.com web sitesi ve FilmBox+ uygulaması kullanılarak bilgisayar, tablet ve mobil telefon ekranlarından da ulaşılabiliyor. 

SPI International, FilmBox’un yanı sıra Türkiye’de yayın yapan diğer kanallarıyla da kaliteli yapımlar sunuyor. FilmBox Extra, ağırlıklı olarak aksiyon ve gerilim türü filmleri ekranlara getiriyor. SPI International kanalları arasında ayrıca canlı karşılaşma heyecanı da sunan dövüş sporu kanalı FightBox, adrenalin sporu yarışmalarını ekrana taşıyan Fast&FunBox, ödüllü belgeseller sunan DocuBox, dünyanın ilk HD moda kanalı olan FashionBox yer alıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Piksel. | O'art 2022 mezunlarından karma dijital sergi “Yumuşak Disiplin"

2015 yılından bugüne dek, sanata ve sanatçıya destek veren çalışmaları hayata geçiren Odeabank’ın sanat platformu O’art, sezona burs verdiği genç sanatçılar ile “merhaba” diyecek. Ekmel Ertan ve eser sahibi sanatçıların küratörlüğüyle gerçekleşecek “Yumuşak Disiplin” isimli dijital sergi 6 Eylül-6 Ekim tarihleri arasında Alan Kadıköy’de sanatseverlerle buluşacak.

SANATI toplum adına ulaşılabilir kılma hedefiyle 2015 yılında Odeabank tarafından hayata geçirilen O’art, sanatseverlere ve sanat yaşamına farklı renkler ekleyebilmek için orijinal işlere imza atarken yeni vizyonu ile dijital sanata odaklanıyor. 

Odeabank’ın sanat platformu O’art, Türkiye’de dijital sanata katkı sunmak ve yeni medya sanatçılarını desteklemek için geçtiğimiz yıl eğitim ve destek programlarından biri olan Piksel ile önemli bir iş birliğine imza attı. Odeabank, kuruluşunun 10. yılında hayata geçirdiği program ile dijital sanat alanında çalışmalar yapmak isteyen, üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun ya da eğitimine devam eden 10 sanatçıya kişi başı 100’er bin TL olmak üzere toplamda 1.000.000 TL eser üretim desteği verdi. 1.000.000 TL eser üretim desteği alan sanatçılar Beyza Dilem Topdal, Birce Özkan, Ceren Su Çelik, Eda Şarman, Gözde Betülay Yorulmaz, Habat Bayram, Haluk Miraç Aykın, İmelda Kuyumcu, Naz Nar ve Yekateryna Grygorenko 3 aylık yoğun bir eğitim programı olan Piksel. | O’art Yeni Medya Misafir Sanatçı Programı kapsamında Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen sanatçıları, küratörleri, sanat profesyonelleri, koleksiyonerleri ile tanışma ve beraber çalışma fırsatı buldular. Yeni Medya ve dijital sanat alanında aldıkları mentörlüklerin yanında Masterclass programı ile yeni medya sanatı üretiminde kullanılan yazılım ve donanımlara dair çeşitli eğitimler de aldılar.   Piksel. | O’art 2022 mezunları eğitim programı sonunda O’art tarafından organize edilen “Yumuşak Disiplin” isimli dijital sergiyle sergide eserlerini sergileme fırsatı bulacak.

Geleneksel sanat tekniklerinin dijital sanat ile bir araya geldiği eserlerin yer aldığı “Yumuşak Disiplin” isimli karma sergi, 6 Eylül- 6 Ekim tarihleri arasında Alan Kadıköy’de ziyaret edilebilecek. Sergi her gün 10.00-19.00 saatleri arasında ücretsiz olarak gezilebilecek.

Ekmel Ertan ve katılımcı sanatçıları kolektif küratörlüğünde gerçekleşecek sergide yer alan sanatçılar; Beyza Dilem Topdal, Ceren Su Çelik, Eda Şarman, Gözde Betülay Yorulmaz, Xabat Bayram, Haluk Miraç Aykın, İmelda Kuyumcu, Naz Nar ve Yekateryna Grygorenko olacak.

Sergi ile ilgili olarak Küratör Ekmel Ertan şunları söyledi; “Dijital bize sorgulama zamanı ve fırsatı vermeden bedenimizin ve zihnimizin derinliklerine doğru ilerliyor. İnsan iki ayağı üzerine kalktığından itibaren teknoloji ile bedensel kapasitelerini arttırıyor. Yarattığımız teknoloji ile dünyayı değiştirdik. Bu sergiyi ortaya çıkaran kolektif araştırma ve üretim sürecinde, teknolojinin bu dünyayı değiştirme gücünü ‘nesneyi disipline etmek’ diye kodladık. Nesneleri, doğayı ve şeyleri ‘disipline ediyor’ her teknoloji. Hatta teknolojinin ‘nesneleştirdiği’ bireylere dönüştüğümüz ölçüde kendimizi de bu kategoride sayabiliriz. ‘Yumuşak Disiplin’ tam da teknolojinin ve özellikle dijital teknolojilerin kendi rızamızla bizi kendi disiplinine sokmasını ele alıyor. ‘Yumuşak Disiplin’ teknolojiyle bedenlerimizin, zihnimizin ve toplumsal varlığımızın nasıl bir dönüşüme maruz kaldığını sorguluyor. Failliği teknolojinin ve esasen teknoljiyi failleştirenlerin elinden alarak demokratik ve eşitlikçi bir teknoloji anlayışını geliştirmenin mümkünatı üzerine sorular soruyor.”

 

Odeabank Hakkında: 

Türkiye bankacılık sektöründe 15 yıl aradan sonra lisans alarak Bank Audi Group’un yatırımıyla 2012 yılında kurulan Odea Bank A.Ş., 2023 Haziran ayı itibarıyla, 16 ilde, 48 şubesi ve toplam 1.170 çalışanı ile faaliyet göstermektedir. Odeabank, Mart 2023 itibarıyla toplam aktif büyüklüğü açısından özel mevduat bankaları arasında 12. sırada yer almaktadır. Odeabank’ın aktifleri 73.8 milyar TL, mevduatları 56.7 milyar TL, brüt kredileri 36 milyar TL ve katkı sermaye dahil öz kaynakları 10.9 milyar TL’dir. Ağustos 2016 itibarıyla International Finance Corporation (IFC) ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD)’nın da hissedarları arasında bulunduğu Odea Bank A.Ş.’nin çoğunluk hissedarı Banka Audi SAL’dır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Lüleburgaz'da 1. Kitap ve Edebiyat Günleri başlıyor!

Lüleburgaz Belediyesi 22 Eylül ile 1 Ekim tarihleri arasında Lüleburgaz Yıldızları Sanat Akademisi’nde çok sayıda yazar ve yayınevinin yer alacağı Lüleburgaz 1. Kitap ve Edebiyat Günleri’ne ev sahipliği yapacak. 

Kentler kültür üretir anlayışıyla çalışmalarını sürdüren Lüleburgaz Belediyesi, kitapseverlerin uzun yıllardır heyecanla beklediği 1. Kitap ve Edebiyat Günleri’ni düzenleyecek. LYSA Çok Amaçlı Salon’da gerçekleştirilecek 1. Kitap ve Edebiyat Günleri’ne birbirinden ünlü yazarlar konuk olacak. 

 

Söyleşi ve imza günleri 

Tam 10 gün boyunca dolu dolu aktivitelerle sürecek olan Lüleburgaz Belediyesi 1. Kitap ve Edebiyat Günleri’nde ünlü yazarların imza günlerinin yanı sıra söyleşiler de gerçekleştirilecek. Sadece Lüleburgaz’dan değil Trakya’nın dört bir yanından ziyaretçi çekmesi beklenen Lüleburgaz Belediyesi 1. Kitap ve Edebiyat Günleri’nde yer alacak yazarlar önümüzdeki günlerde duyurulacak. Etkinlikte yer alacak yayınevleri ise şöyle:  Beyaz Balina Yayınları, İthaki Yayınları, Kırmızı Kedi Yayınevi, Koridor, Arkadya, Go, Martı, Metis, Panama, Günışığı, Eksik Parça, Olimpos Yayınları, Hayy Kitap, Pegasus, Ayrıntı, İşler Kitabevi ve yerel kitabevleri.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Binlerce Android kullanıcısı casus yazılım kurbanı

Çin bağlantılı GREF grubunun casus uygulamaları Signal ve Telegram gibi görünüyor; Avrupa ve ABD’deki kullanıcılara saldırıyor

Siber güvenlik şirketi ESET, daha önce Uygur kökenli Android kullanıcılarını da hedef alan ve GREF adıyla bilinen Çin bağlantılı APT grubunun aktif kampanyalarını ortaya çıkardı. Saldırganlar kullanıcıları sahte Signal ve Telegram uygulamalarıyla  kandırıp kötü amaçlı uygulamaları indirmeye teşvik ediyor. Binlerce kullanıcının bu tuzağa düşerek casus uygulamaları cihazlarına indirdiği belirtiliyor. 

ESET araştırmacıları, sahte Telegram ve Signal araçlarının arkasındaki tehdit aktörlerinin Çin bağlantılı APT grubu GREF ile ilişkilendirildiği, Android kullanıcılarını hedef alan iki aktif kampanya tespit etti. Her bir kötü amaçlı uygulama için sırasıyla Temmuz 2020 ve Temmuz 2022’den bu yana aktif olan kampanyalar, Android BadBazaar casusluk kodunu Google Play mağazası, Samsung Galaxy Store ve meşru şifreli sohbet uygulamaları gibi görünen özel web siteleri aracılığıyla dağıttı. Bu  kötü amaçlı uygulamaların FlyGram ve Signal Plus Messenger olduğu ortaya kondu. Tehdit aktörleri, Android için açık kaynaklı Signal ve Telegram uygulamalarını kötü amaçlı kodla yamalayarak sahte Signal ve Telegram uygulamalarındaki işlevleri elde etti. Signal Plus Messenger, bir kurbanın Signal iletişiminin gözetlendiği belgelenmiş ilk vaka ve binlerce kullanıcının farkında olmadan  casus uygulamaları indirdiği ortaya çıktı. ESET telemetrisi, çeşitli AB ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri, Ukrayna ve dünya çapındaki diğer yerlerdeki Android cihazlarda tespitler bildirdi. Her iki uygulama da daha sonra Google Play’den kaldırıldı.

Keşfi yapan ESET araştırmacısı Lukáš Štefanko şu açıklamayı yaptı:”BadBazaar ailesinden gelen kötü amaçlı kodun, kurbanlara çalışan bir uygulama deneyimi sağladığı görülüyor. Bu zararlı kod, aslında arka planda casusluk yapan truva atı haline getirilmiş Signal ve Telegram uygulamalarına gizleniyor. BadBazaar’ın ana amacı cihaz bilgilerini, kişi listesini, arama kayıtlarını ve yüklü uygulamaların listesini dışarı sızdırmak ve kurbanın Signal Plus Messenger uygulamasını gizlice saldırganın cihazına bağlayarak Signal mesajları üzerinde casusluk yapmak.” 

ESET telemetrisi Avustralya, Brezilya, Danimarka, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Almanya, Hong Kong, Macaristan, Litvanya, Hollanda, Polonya, Portekiz, Singapur, İspanya, Ukrayna, Amerika Birleşik Devletleri ve Yemen’den gelen tespitleri rapor ediyor. Ayrıca Google Play mağazasındaki FlyGram’a ait bir bağlantı da bir Uygur Telegram grubunda paylaşıldı. BadBazaar kötü amaçlı yazılım ailesinin uygulamaları daha önce de Uygurlara ve Çin dışındaki diğer Türk etnik azınlıklara karşı kullanılmıştı.

Bir Google App Defense Alliance ortağı olan ESET, Signal Plus Messenger’ın en son sürümünü kötü amaçlı olarak tanımladı ve bulgularını ivedilikle Google ile paylaştı. ESET’in yaptığı uyarıların ardından uygulama Mağaza’dan kaldırıldı. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Zorunlu Afet Sigortası Eşya Hasarını da Ödeyecek

Steel Sigorta ve Brokerlık CEO’su Abdullah Özcan, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) tarafından geçen ay yapılan bir düzenleme ile Zorunlu Deprem Sigortası’nın (ZDS) yerini, Zorunlu Afet Sigortası’na (ZAS) bırakacağını söyledi. Özcan, yeni düzenlemeyle hem depremi hem de seli teminat altına alacak ZAS’ın kapsamına konuttaki eşyaların da dahil olacağını ve sigortalının ek olarak konut paket sigortası alma maliyetinden kurtulacağını söyledi.

Yeni düzenlemede iş yerleri ve sanayi kesimine yönelik deprem sigortası şartlarında da önemli değişiklikler yapıldığına değinen Özcan, iş yerleri için 400 bin lira olan sigorta bedelinin de 2 milyar liraya yükseltildiğini belirtti.

Türkiye’de her yıl ortalama 200’ün üzerinde sel ve su baskını yaşanıyor. Önceki yıl Sinop, Bartın ve Kastamonu’daki sel felaketi 590 milyon liranın üzerinde bir hasara neden oldu. Sigorta sektörü bu hasarın yalnızca yüzde 18’ini ödedi. Yani hasarın yüzde 80’lere ulaşan kısmı sigortasızdı. Deprem gibi sel hasarlarının da ekonomiye yükünü hafifletmek amacıyla SEDDK’nın uzunca bir süredir üzerinde çalıştığı bütüncül afet sigortası projesinde son adımlar atılmaya başlandı. DASK kapsamındaki zorunlu deprem sigortası, yerini Zorunlu Afet Sigortası’na bırakıyor.

Öngörülen değişikliklerle birlikte Zorunlu Deprem Sigortası’nın yerini, Zorunlu Afet Sigortası’na bırakacağını söyleyen Steel Sigorta ve Brokerlık CEO’su Abdullah Özcan, sistemin sigortalılar için çok daha avantajlı hale getirildiğine işaret ederken şöyle dedi:

“DASK hem depremi hem de seli teminat altına alacak. Düzenlemeyle birlikte ZAS’ın teminat kapsamına, konuttaki eşyalar da dahil olacak. ZDS’de sadece konut sigortalandığı için sigortalılar eşyalarını sigorta korumasına almak için de ayrıca konut paket poliçesi satın almak durumunda kalıyorlardı. Bu da sigortalıya ek bir maliyet getiriyordu. Yalnız burada ufak bir detay var, sigortalanan konutta eşyanın da sigorta kapsamında olması için kiracılık şartı aranacak. Bir diğer önemli nokta, Zorunlu Deprem Sigortası olmayan konuta konut paket poliçesi kapsamında deprem teminatı verilmeyecek. Böylelikle sigorta şirketi, DASK sigorta bedelinin üzerindeki hasardan sorumlu olacak.”

SEDDK’nın yeni şartlara göre yayınladığı örnek tabloya da değinen Özcan, “Konut sigorta bedeli 1 milyon 200 bin lira ve DASK teminat tutarı 300 bin lira olan birinci derece deprem bölgesindeki bir konutun sigorta bedeli 900 bin lira olacak ve bunun için sigortalı 1.692 lira prim ödeyecek” dedi.

Yeni düzenlemeyle teminatların da yükseleceğini kaydeden Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şu anda DASK’ın birim metrekare bedeli 3 bin 16 lira. DASK 100 metrekarelik bir konut için ortalama 301 bin 600 lira teminat veriyor. En yüksek teminat tutarı ise 640 bin lira. Yeni düzenlemeyle 100 metrekarelik bir konut için DASK’ın ödeyeceği tutar 603 bin lira olacak. En yüksek teminat tutarı ise 1 milyon 280 bin lira olarak güncellenecek. Diğer taraftan DASK poliçesi de enflasyona endeksli olacak. TÜFE’ye göre her ay belirlenen enflasyon oranında sigortalı konutun bedeli de artmış olacak. Ancak bu artış prime yansımayacak, sigortalı ZAS’ı yaptırırken bir kere ödeyecek. Poliçe yenilemelerinde güncel tutardan ödeme yapacak. DASK poliçesi enflasyona endeksli olacağı için de zeyilname sorunu yaşanmayacak. Kahramanmaraş depreminde sigorta şirketleri ile sigortalılar arasındaki en büyük sorunlar da burada yaşandı. Zeyilname yaptıranlar hasarlarını artan teminatlar üzerinden alırken yaptırmayanlar eski tutarlar üzerinden yani daha düşük ödeme aldılar.”

 

Muafiyet alarak priminizi düşürebilirsiniz

Yeni sistemde konutlara yapılan deprem sigortasında sigorta şirketlerinin yüzde 2 oranında muafiyet uygulayabileceklerine de dikkat çeken Özcan “Yani oluşabilecek hasarın belli bir tutarını sigortalı üstlenebilecek. Muafiyet yüzdesi artıkça sigorta şirketleri de primde indirim yapacak. Örneğin, sigortalı yüzde 10 muafiyet isterse sigorta şirketi fiyatta yüzde 35’lere varan bir indirim uygulayacak. Bu nedenle küçük hasarların belli bir tutarını sigortalı üstlenirse daha az prim ödeme şansına sahip olacak” dedi.

Yeni düzenlemede iş yerleri ve sanayi kesimine yönelik deprem sigortası şartlarında da önemli değişiklikler yapıldığını söyleyen Özcan, iş yerleri için 400 bin lira olan sigorta bedeli limitinin 1 Ağustos’tan itibaren 2 milyar liraya yükseltildiğini kaydetti.

 

Poliçe artış hızı düştü

Kahramanmaraş depremlerinin öncesinde Türkiye genelindeki konutların yüzde 55.10’u DASK poliçesi yaptırmışken bugün sigortalılık oranının yüzde 58.70’e çıktığını belirten Özcan, “Deprem öncesinde Türkiye genelindeki 20 milyon konuttan 11 milyonu zorunlu deprem sigortalıyken bugün 11.7 milyon konut sigortalanmış durumda. Sigortalılık oranının en fazla Doğu Anadolu’da arttığını görüyoruz. Doğu Anadolu’da 868 bin konuttan 442 bini sigortalıyken bugün sigortalı konut sayısı 498 bine yükselmiş durumda. Ancak son aylarda poliçe satışında azalma var. Deprem sonrası ilk üç ayda 1 milyon yeni poliçe yapıldı ancak sonrasında poliçe yaptırma hızı yavaşladı” diye konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

2023-2024 Sezonu klasiklerle devam ediyor

109 Yıllık bir tarihi geride bırakan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları, yeni sezon repertuvarını, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde düzenlediği bir toplantıyla basın mensupları ve kültür-sanat camiasıyla paylaştı.

16 Eylül’de açılacak yeni tiyatro sezonunda tiyatroseverleri Shakespeare’den Tolstoy’a, Turan Oflazoğlu’ndan Haldun Taner’e klasik yazarların eserlerinin ön planda olduğu zengin bir repertuvar bekliyor.

İBB Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever’in yeni sezon oyunlarını ve çalışmalarını paylaştığı basın toplantısına İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Kültür Dairesi Başkanı Tolga Volkan Aslan, Şehir Tiyatroları Müdürü İlyas Ceran, Müdür Yardımcısı Oytun Askeroğlu, Genel Sanat Yönetmeni Yardımcıları Can Başak, Emrah Özertem, Tankut Yıldız’ın yanı sıra birçok sanatçı ve gazeteci katıldı.

 

Cumhuriyet’in 100. Yılına Saygı: “Bu Memleket Bizim”

İşsever, sözlerine Cumhuriyetimizin 100. yılına saygı olarak sahnelenecek olan “Bu Memleket Bizim” oyundan bahsederek başladı:

 

“Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. Yılını kutlarken, bize bu toprakları vatan yapan başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere neredeyse her evi cephe kılan, yurdunu canı pahasına savunan, ismini bildiğimiz ya da bilemediğimiz bütün kahramanlarımızın huzurunda saygıyla eğiliyoruz.

İstanbul Şehir Tiyatrosu ailesi olarak biliyoruz ki, geçmişlerini bugünün gençlerine, gelecek nesillere, iyi ve doğru anlatamayan toplumlar,  sağlıklı bir şekilde ayakta kalamazlar.

İşte bizler de böylesine önemli bir zaman diliminde, İstanbul Şehir Tiyatrosu olarak tarihi, kültürel ve sanatsal sorumluluğumuzun da bilinciyle, üzerimize düşen görevi en iyi biçimde yerine getirmek için,  “Bu Memleket Bizim” diyerek sezonu açıyoruz. Bizler dün, bugün ve yarın, hangi zorluklarla karşılaşırsak karşılaşalım, “Bu Memleket Bizim” diyecek ve tıpkı ninelerimizin, dedelerimizin yüz yıl önce yaptığı gibi gözümüzü kırpmadan sorumluluk almayı sürdüreceğiz.

Darülbedayi’den İstanbul Şehir Tiyatrosu’na, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzun bir sanat yolculuğunun mirasını yüklenen ve bugün ülkemizin en köklü sanat kurumunda bulunan bizler, bu sorumluluğu hissederek, önce seyircimizin ve sonra tarihin huzurunda perdelerimizi hep açtık, açmaya da devam ediyoruz. Ustalarımızdan gördüğümüz bu gelenek, yaşadığımız tüm zorluklara rağmen, bizi her zaman ayakta tuttu, geleceğe güvenle bakmamızı sağladı.

İBB Şehir Tiyatroları olarak, bu yıl 2023-2024 tiyatro sezonunu, Cumhuriyetimizin 100. Yılını, 16 Eylül Cumartesi ve 17 Eylül Pazar günü, Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda sahnelenecek olan “Bu Memleket Bizim” isimli oyunumuzla açıyoruz. 

 

Başarılı Bir Sezonu Geride Bıraktık

Geçtiğimiz yıl, toplamda 1535 seans gösterim sonucu, 506 bin seyirci rakamına ulaşmışız. Salonlarımız yüzde 90 doluluk oranıyla seyircimizi ağırladı.

Açıkladığımız 2 yıllık repertuvarın yüzde 75’ini gerçekleştirdik.

Oyunlarımız oyuncularımızın, teknik ekibimizin, idari personelimizin ve diğer çalışanlarımızın tiyatro sanatına olan sevgisi ve kurumumuza olan sorumluluğunun bir göstergesi olarak ödüller aldı.

Bir oyuncu olarak samimi bir duyguyla ifade etmek isterim aldığımız en büyük ödül, seyircimizin ilgisi, beğenisi ve isteğidir. Onların alkışı bütün ödüllerin üzerindedir.

Biz bu repertuvarı yaparken ve seyircimizle buluştururken elbette yalnız değildik. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ailesinin bir parçası olarak, her zaman desteğini yanımızda hissettiğimiz başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun bir sanat kurumuna karşı duyduğu samimi, içtenlikli ve saygılı yaklaşımının da bu başarıda payı büyüktür.

 

İnsana Ve Hayata Duyarlı Bir Kurumuz

Hepimiz, bir araya gelmesi kurmacanın bile sınırlarını zorlayan büyük felaketlere, yıkımlara tanık olduk. Özellikle Covid salgını başta olmak üzere, ülkemizi ve dünyayı derinden sarsan toplumsal olayları yaşadık. İnsan olarak bu yaşadıklarımızdan etkilendik. Etkileniyoruz. Henüz bunları atlatamamışken, 6 Şubat tarihinde 11 ilimizi derinden etkileyen, yerle bir eden büyük bir depremi birlikte yaşadık.

Gün dayanışma günüydü. Depremden etkilenen kardeşlerimiz için seferber olduk. Terzilerimiz depremzedeleri soğuktan koruyacak termal içlikler diktiler ve bu giysiler hızla Yenikapı Koordinasyon alanından deprem bölgesine taşındı.

Sonrasında ihtiyaca göre temizlik malzemelerinden ilaçlara uzanan geniş bir listede bütün personelimiz seferber oldu.

Çocuklarımızı unutmadık, “Hediyeler Umuda ve Kardeşliğe” dedik. Hem personelimizin hem de çocuk seyircilerimizin getirdiği oyuncakları, deprem bölgesindeki çocuklarımıza gönderdik. Küçük seyircilerimiz de onlara dayanışma mektupları yazdı, duygularını ifade ettiler.

Bölgeye giden sanatçılarımızla oyun, yaratıcı drama ve düzenlenen etkinliklerle çocuklara ulaşmaya devam ettik. Birlikte olmanın dayanışmanın etkilerini bizzat sahada deneyimledik. Çocuklar ve ailelerine moral ve psikolojik desteklerde bulunduk. Benzer çalışmaları İstanbul’daki depremzede aileler için de uyguladık.

 

Kütüphanelerde de Varız

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin en önemli projelerinden yeni nesil kütüphanelerin her bölgede açılmasının ve erişilebilirliğin sağlanması sürecinin ardından paydaşlarından olmaktan büyük bir memnuniyet duyduk.

Gençlerle sanatçıları kitap teması üzerinden buluşturan söyleşiler serisi hazırladık.

Tanınmış, gençler için rol model olabilecek oyuncuların, gençlerle buluşmasının gençlerin kitapla temas etmesi için bir motivasyon oluşturacağı fikrinden yola çıktık. Kütüphanelerin önemli kişilerin adlarıyla bağlantılı olarak aldığı isimlere göre; yazarın tanıtıldığı, hayatının, eserlerinin anlatıldığı, eserlerinden okumaların yapıldığı söyleşiler düzenledik.

Çocuklarımız için kitap okuma, kitap seçme, kütüphaneyi tanıma, kütüphane kurallarını öğrenme üzerine yapılan çalışmalara yer verdik. Bu etkinliklerde çocuklarımızı kitap temalı kostümlerle oyuncu – eğitimcilerin karşıladı ve rehberlik yaptı. Çocukların yaratıcılığını ortaya çıkarmasını, ifade becerisini geliştirmesini,  kitaplarla bağ kurmasını ve bir kitabın oluşturulma aşamalarını deneyimlemesini hedefleyen atölyeler gerçekleştirdik. Müzikli masal atölyeleri ile hem eğlenen hem öğrenen katılımcı çocuklarımızla birlikte olduk. Geleneksel sanatımız Meddah ve Karagöz’ün interaktif sunumlarıyla da çocuk ve gençlerimize kültürel mirasımızı aktarmayı hedefledik.

 

Ekim Ayında Yeni Klasikler

İki yıl için açıkladığımız repertuvarımızın, henüz hazırlık aşamasında olan projelerini de tamamlayarak yeni sezon boyunca seyircimizi tiyatronun klasik eserleri ile buluşturmaya devam edeceğiz. Aynı zamanda geçtiğimiz sezondan başlayan oyunlarımız da sahnede olacak. Ekim ayında seyircimizin heyecan duyacağı yeni oyunlarla perdemizi açıyoruz. Tolstoy’un yazdığı Savaş ve Barış’ı Aleksender Popovski, Alison Gregory’nin yazdığı Ben Medea Değilim’i Hülya Karakaş, Lucy Kirkwood’un yazdığı Sivrisinekler’i Ali Gökmen Altuğ, Nick Whitby’nin yazdığı Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi?’yi  Hüseyin Köroğlu, Bertolt Brecht’in yazdığı Galilei’nin Yaşamı’nı Nurullah Tuncer yönetiyor. Bu repertuvara sonraki aylarda, bir Türk tiyatrosu klasiği olan Haldun Taner’in yazdığı Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım da dâhil olacak.

 

100.Yıl Deneme Sahnesi

Şehir Yazarlarını Arıyor Projesi gençlerimiz başta olmak üzere, profesyonel yazarlık yapmak isteyenler tarafından büyük ilgiyle karşılanmıştı. Bu proje kapsamında yazar, yönetmen, dramaturg eşliğinde çalışmalara katılan yazar adaylarımızın yazdığı yeni metinler, tiyatro edebiyatımızı zenginleştirdi. (Atölye sonucunda oluşan metinler Şehir Tiyatroları Sanatçıları tarafından seslendirilerek seyirciyle buluştu.) Onların heves ve heyecanı bizleri de aynı derecede heyecanlandırdı ve bir 100.yıl Deneme Sahnesi süreci başlatmayı planladık.  Bu sezon hazırlığını yaptığımız yeni atölye çalışmalarımızla öncelikle yazar adaylarımıza daha fazla katkı sunacak, onların yazarlığa ilk adımlarını olumlu etkileyecek bir çalışma programı hazırlamaktayız. Alanında duayen yazarlarımızın eşliğinde, yazım serüvenine daha sağlam bir perspektifle başlayacak gençlerimiz ve yeni yazar adaylarımız, inanıyoruz ki hayata, insana ve dünyaya kendi bakış açılarıyla büyük bir zenginlik katacak. Bu sezon oyun yazım atölyemize ek olarak bir de 100. Yıl Deneme Sahnesi çatısı altında oyun yapım atölyesi ile öğrenci ya da mezun yönetmen, dekor, kostüm, müzik ve ışık tasarımcısı adaylarına bu süreçte bir kurumsal yapıda çalışma, üretme ve en önemlisi tanışma şansını yaratmak istiyoruz.  Genç sanatçılarımıza Cumhuriyetimizin 100. yılında güzellikler evinde merhaba diyeceğiz.

 

Liseler De Genç Günler’de

Önce pandemi ardından deprem ve seçim nedeniyle çok sıkışık bir programın içinde olduğumuz için iki yıl liseli gençlerimize Genç Günler’de yer verememiştik. Bu yıl liseli gençlerimizin sesini duyuyor, onların da Genç Günler’de oyunlarıyla yer alması için programımızı genişletiyoruz.

 

İstanbul Şiirle Buluşmaya Devam Edecek

Geçtiğimiz yıl İstanbul Şiirle Buluşuyor başlığıyla, seyircimizi usta şairlerimizin evrenine misafir etmiştik. İstanbul Şiirle Buluşuyor etkinlikleri, ücretsiz bir şekilde Müze Gazhane Meydan Sahne’de seyircimizle buluştu. Bu etkinlikler o kadar büyük bir ilgiyle takip ve talep edildi ki, dünyanın en güzel kenti olan İstanbul’umuzun şiirle buluşmaya ne kadar ihtiyacı olduğunu anladık.

Kendisi de şiir gibi bir şehir olan İstanbul’u ve seyircimizi, önümüzdeki sezon yeni şairlerimizle buluşturmaya, onları şairlerimizin evreninin içine almaya, duygusuna ortak etmeye, kelimeleriyle tanıştırmaya devam edeceğiz. Geçtiğimiz dönemden devam edecek olan ve yeni eklenecek etkinliklerle İstanbul Şiirle Buluşuyor, şehrin gündelik telaşında nefes alacağımız bir şiir durağı olarak repertuvarımızda ve hayatımızda var olmaya devam edecek

İstanbul Şehir Tiyatrosu, 110 yaşına girmeye hazırlanırken, tarihinin her döneminde seyircisiyle birlikte hep güzelliklere imza attı. Bu kurumun bir parçası olarak, bütün arkadaşlarıma emekleri ve güzellikler evine aidiyetleri için huzurunuzda teşekkür ediyorum.

Seyircimizle buluşacağımız günler yaklaştıkça hepimiz büyük bir heyecan içinde oluyoruz. Yeni tiyatro sezonunun hepimiz için güzel geçmesini diliyorum. Geldiğiniz ve bugün bizimle birlikte olduğunuz için teşekkür ediyorum.” Dedi.

 

Şehir Tiyatroları Deprem Bölgesinde Bambaşka Bir Çaba Harcadı

Toplantıda söz alan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat:

“Şehir Tiyatroları’nın programını tebrik ediyorum. Biz elimizden geldiğince destek vermeye devam edeceğiz. Bunun 100. Yılda daha farklı bir tonla hatırlanması için altının çizilmesi gerekiyor.

Şehir Tiyatroları deprem bölgesinde bambaşka bir çaba harcadı. Deprem bölgesinde arkadaşlarımız rehabilitasyon için çalıştılar. Orada insanlarla tanıştılar. Deprem bölgesindeki insanların travmalarını hafifletmeye çalıştılar. 

Şehir Tiyatroları ailesi olarak yeni yüzyılın kültürel bir rönesans çağı olması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.” dedi.

Polat, Haldun Taner Sahnesi’yle ilgili kendisine sorulan bir soru üzerine:

“Haldun Taner’in özel sorunları vardı. Hal binası aslında. İçinde beton bir bölge var. Bu tarihi yapıyı oldukça tahrip etmiş. 15 sene önce Boğaziçi Üniversitesi’nin verdiği bir rapor var. Deprem dayanıklılığının nerdeyse sıfır olduğu, kullanılamayacağı, güçlendirme yapılması yönünde. Çalışmalara başladığımızda zemin sıvılaşması olduğunu gördük. Haldun Taner’in dışında 40’ın üzerinde fore kazıkla güçlendirme çalışması yaptık. Şimdi de iç güçlendirmesi yapmak için gün sayıyoruz. Projenin 1 yıl içerisinde tamamlanmasını öngörüyoruz.

Muammer Karaca ile ilgili yapının alt tarafında tarihi bir Fransız karakolu var. Üzerinde bir bina yükseliyor. Bu bina da yanındaki konsolosluğa sarkıyor görünüyor. Önce konsolosluğun rızasının alınması gerekiyordu. Kendileriyle çok uzun süren bir münazara sonrasında protokol imzaladık. Proje kendi takvimi çerçevesinde devam ediyor. Umarım 1- 1,5 yıl içinde onu da tamamlayacağız.

Kenter Tiyatrosu ile ilgili olarak binada, iki binanın içiçe geçtiği özgün bir durum var. Her iki binanın da deprem açısından riskli olduğunu gördük. Binada başka malikler de var. Diğer mülk sahipleriyle anlaşmamız gerekiyor. Bizim için çok esaslı bir proje ama insanlar zorluklarını bilmiyorlar.” dedi.

 

Hatay Belediyesi’nin Şehir Tiyatroları’yla Dayanışma İçinde Olduk

Toplantı, Şehir Tiyatroları Müdürü İlyas Ceran’ın konuşmasıyla devam etti. Ceran:

Şehir Tiyatroları dünyanın en eski sanat kurumlarından biri. Sahnelerimizin modernleştirilmesi, konfor alanlarının geliştirilmesi için çabalarımız var. Teknolojik olarak en iyi imkânların kullanılması yönünde elimizden geleni yapıyoruz. Bilet alırken artık geçmişte yaşadığımız sorunları artık yaşamayacağız. Bilet alma yöntemlerimizi geliştireceğiz, belli başlı yerlere kiosklar koyacağız.

Hatay Belediyesi’nin Şehir Tiyatroları’yla iyi bir bağ kurduk. Dayanışma içinde olduk. Hem oyuncularıyla, hem fiziksel koşullarının düzeltilmesi ile ilgili çalışmalar yürüttük. İstanbul pilot bir bölge. Anadolu’dan gelen talepleri de karşılamaya çalışıyoruz. Çünkü hep beraber olursak bir şeyleri aşabiliriz.” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

126 Bin düğümlük göz kamaştıran İpek Halı

Keçiören Estergon Türk Kültür Merkezi’nde faaliyet gösteren Geleneksel Türk El Sanatları Atölyelerinde yedi ayda dokunan el dokuması ipek halı görenleri kendine hayran bırakıyor. Keçiören Sanat ve Meslek Edindirme Kursları (KEÇMEK) öğretmenleri tarafından yüzde yüz ipek iplikle ve Türk (Gördes) düğüm tekniği ile 126 bin düğüm atılarak dokunan halı Selçuklu dönemine ait çeşitli geometrik desenleriyle ziyaretçilerini karşılıyor.

Büyük emek verilerek dokunan halıya ilişkin bilgi veren Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, “Halımızı Bursa’dan getirdiğimiz yüzde yüz ipekten dokuduk. Bu halıda 420 sıra var. Ayrıca 600 çözgü ipi, 300 çift düğüm tekniği ile dokundu. İpek halı, Türk ‘Gördes’ düğümü ile toplam 126 bin düğümden oluşuyor. Dokuması 7 ay sürdü. ” dedi.

Geleneksel Türk El Sanatları Atölyesi’nde, Türk kültür ve tarihini yaşatmaya ve geleceğe aktarmaya devam ettiklerini de söyleyen Altınok, “Atölyemizde özümü, tarihimizi, geçmişimizi ve binlerce yıllık sanat geleneğimizi yaşatıyoruz. Ergenekon’dan Tanrı dağlarına, Altaylardan Sibirya’ya oradan Asya`ya ve Anadolu`ya kadar taşıdığımız geleneklerimizi Estergon Kalemizde yaşatıyoruz. Dünyanın en zengin sanatına ve kültürüne sahip olduğumuzun bilinciyle bu değerlerimizi korumaya, Türk milletini ve tarihini tanıtmaya devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Estergon Kalesi’ndeki sekiz atölyeden biri olan dokuma atölyesinde halının yanı sıra kilim, heybe, örtü ve çanta türü çeşitli süs eşyaları da dokunuyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İznik'in muhteşem yaz etkinlikleri sona erdi

İznik Belediyesi tarafından yaz boyunca sahilde düzenlenen etkinlikler gerçekleşen konser ile sona erdi.

İznik Belediyesi yaz aylarının keyifli etkinliklerine yenilerini ekleyerek sahil kenarında muhteşem yaz akşamlarında vatandaşlara unutulmaz anlar yaşattı. Yediden yetmişe herkesin ilgi gösterdiği etkinlikler gerçekleşen Deniz Toprak Konseri ile son buldu.

Sahne Senin Müzik Dinletileri, Konserler ve Açık Hava Sinemalarından oluşan etkinlik serisinde onlarca film ve konser İzniklilerle buluştu. İznik Sahili’nde gerçekleşen yaz akşamları etkinliklerinde vatandaşlar kendi kamp sandalyeleriyle termoslarına çaylarını ve yanlarına yiyeceklerini alarak İznik Gölü manzarasına karşı haftada üç akşam alanı doldurdular.

İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta konuyla ilgili yaptığı açıklamada “2 aydan fazla süredir İznik’in eşsiz yaz akşamlarında yediden yetmişe bir araya gelerek kültürel bir birlikteliğin en güzel örneğini sergiledik. Yazlık sinemalarımız, müzik dinletilerimiz ve konserlerimizle yazın en güzel akşamlarını birlikte geçirdik. Etkinliklerimizde bu muhteşem birliğin, beraberliğin, sıcacık atmosferin ortaya çıkmasına vesile olan siz değerli hemşerilerimize ve organizasyonların hazırlanmasını sağlayan mesai arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Hep birlikte nice etkinliklere” diye konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nevşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Sutopu Takımı Sporcularına Milli Davet

Nevşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Sutopu Takımı sporcularından Eylül Yaşar ve Ecrin Gül milli takım kampına davet edildi.

Son yıllarda farklı spor branşlarında çok sayıda sporcunu milli takımlara gönderen Nevşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü’nün iki sporcusu daha milli takım daveti aldı. Nevşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Sutopu Takımı sporcularından Eylül Yaşar ve Ecrin Gül, Türkiye Sutopu Federasyonu’nun daveti üzerine 10 Eylül 2023 tarihine kadar Bolu’da gerçekleştirilecek olan Türkiye U-13 Sutopu Kadın Milli Takım Kampına katıldı.

Sporcularımız kamp sonrası yapılacak olan değerlendirmeler sonucu ülkemizi uluslararası yarışlarda temsil edecek.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı