Aylık arşivler: Eylül 2023

Türkiye'de dijital bankacılık kullanıcı sayısı 104 milyona ulaştı

Gelişen teknoloji ve değişen yaşam koşulları, gündelik alışkanlıkları da değiştirmiş durumda. Online dünya düzeninde, günün her saati her yerden bankacılık işlemleri de online olarak yapılabiliyor. Karşılaştırma sitesi encazip.com’un yaptığı araştırmaya göre, mobil ve internet bankacılığı kullananların oranı her geçen gün artış gösteriyor. Türkiye Bankalar Birliği’nin verilerine göre, Türkiye genelinde dijital bankacılık müşterisi sayısı 104 milyon kişiye ulaştı.

Dijitalleşme adına evrilen yeni dünya düzeninde, bankacılık sektörü de yenilenip gelişmeyi sürdürüyor. Önceleri bir alternatif olarak görülen mobil ve dijital bankacılık, bugün dünya genelinde birinci tercih olarak kullanılıyor. Karşılaştırma sitesi encazip.com’un yaptığı araştırmaya göre, mobil ve internet bankacılığı kullananların oranı her geçen gün artıyor. Bireysel ve kurumsal olmak üzere toplam aktif dijital bankacılık müşteri sayısı bir önceki yıla göre 18 milyon 503 bin kişi artarak 104 milyona yükseldi.

 

91 milyon 351 bini “sadece mobil bankacılık” işlemi yapıyor

Türkiye Bankalar Birliği’nin temmuz ayında yayınladığı verilere göre; Nisan-Haziran 2023 dönemi içinde toplam aktif dijital bankacılık müşteri sayısı 103 milyon 634 bin kişiye ulaştı. Bu kullanıcıların 2 milyon 9 bini “sadece internet bankacılığı” işlemi yaparken 91 milyon 351 bini “sadece mobil bankacılık” işlemi yapıyor. Hem internet hem mobil bankacılık işlemi yapan kullanıcı sayısının 10 milyon 274 bin kişi olduğu görülüyor. Beş yıl önce ise aktif dijital bankacılık müşteri sayısı 35 milyon idi.

 

En az bir kez giriş yapmış kullanıcı sayısı 99 milyon

Nisan-Haziran 2023 dönemi içinde en az bir kez giriş işlemi yapmış aktif bireysel dijital bankacılık müşteri sayısı 99 milyon 159 bin. Bu sayının 1 milyon 385 bininin “sadece internet bankacılığı” işlemi yaparken, 88 milyon 470 bininin ise “sadece mobil bankacılık” işlemi yaptığı gözlendi. Hem internet hem mobil bankacılık işlemi yapan kullanıcı sayısı ise 9 milyon 304 bin kişi oldu.

 

Dijital bankacılık kullananların yüzde 66’sı erkek 

Verilere göre, Nisan-Haziran 2023 dönemi içinde, en az bir kez giriş işlemi yapmış aktif kurumsal dijital bankacılık müşteri sayısı 4 milyon 475 bin kişi. Aktif bireysel dijital bankacılık müşterilerinin 65 milyonun erkek (yüzde 66) ve yaklaşık 34 milyonun ise kadın (yüzde 34) müşterilerden oluştuğu görülüyor.

 

En aktif kullanıcılar 36-55 yaş arasında

Nisan-Haziran 2023 dönemi içinde aktif bireysel dijital bankacılık müşterilerinin yaş grupları bazında dağılımında ilk sırayı 39 milyon 558 bin kişi ile 36-55 yaş grubu aldı. Bu sıralamayı, 26 milyon 867 bin kişi ile 26-35 yaş grubu, 18 milyon 635 bin kişi ile 18-25 yaş grubu izledi.

 

Finansal işlem hacminin yüzde 73’ünü para transferleri oluşturdu

Nisan-Haziran 2023 dönemi itibarıyla internet bankacılığı hizmeti kullanılarak yapılan finansal işlemlerin toplam adedi 126 milyon oldu. Bu işlemlerin tutarı ise yaklaşık 7 trilyon TL’yi buldu. Finansal işlem hacminin yüzde 73’ünü EFT, havale ve döviz transferini kapsayan para transferleri işlemleri oluşturdu. Bu işlemler 4 trilyon 804 milyar TL işlem hacmi ve 74 milyon işlem adedi ile finansal işlemler arasında ilk sırada yer aldı. 1 trilyon 156 milyar TL’lik işlem hacmi ve 23 milyon işlem adedi ile yatırım işlemleri ise ikinci sırada yer buldu.

 

Dijital bankacılık yükseliyor

Dijital bankacılığın yükselişiyle ilgili konuşan encazip.com kurucusu ve tasarruf uzmanı Çağada Kırım, şunları söyledi: 

“Günümüzde bankaların tüketicilere sunduğu kampanyalarda artış var. Tüm bankaların tüketicilere sağladığı avantajları ve kampanyaları takip edebilmenin en iyi yolu da dijital bankacılık. Tüketiciler, karşılaştırma siteleri ve neredeyse tüm bankaların dijital kanalları aracılığıyla anında banka müşterisi olma seçeneğini kullanarak güncel fırsatlardan ve teknolojinin sağladığı kolaylıklardan faydalanabilir. Zira birçok bankanın şubelerde sunulmayan fırsatları dijital bankacılık aracılığıyla sunuluyor. Ayrıca kredi skorunun, bankacılık ürünleri kullanımında büyük önem kazandığını biliyoruz. Dijital bankacılık, akıllı telefonlara indirilen uygulamaların özellikleri sayesinde ödemeleri günü gününe hatırlatarak gecikmeye düşülmesini ciddi anlamda önlüyor ve bu, kredi skorunu korumak açısından oldukça faydalı.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tatilde bile vazgeçemediğimiz tek şey: İnternet

Türkiye’de internet kullanıcılarının yarısından fazlası (%54) tatilde internet kullanım alışkanlıklarını aynen sürdürüyor veya daha da artırıyor. Alanında lider İnternet Değişim operatörü DE-CIX tarafından yapılan “Tatilde İnternet Kullanım Alışkanlıkları” araştırmasının sonuçlarına göre, internetin kullanım amaçları kuşaktan kuşağa değişse de internete olan ihtiyaç tatilde de değişmiyor.

İnternetin günlük hayattaki önemi her daim güncelliğini koruyor. Lider İnternet Değişim operatörü DE-CIX tarafından yapılan “Tatilde İnternet Kullanım Alışkanlıkları” araştırmasının sonuçlarına göre 2023 yazını geride bırakırken tatil sezonunda da kullanıcıların ihtiyaçlarından biri internet olarak öne çıkıyor. Öyle ki, tatilde internet kullanmayanların oranı yalnızca %1. Ayrıca, Türkiye’de internet kullanıcılarının %21’i tatilde internet kullanımını artırdığını belirtirken %33’ü standart internet kullanım düzenini koruduğunu belirtiyor. 

 

Yaz boyunca 35 yaş üstü e-posta gönderip almaktan; Z kuşağı eğlencesinden vazgeçmiyor 

Kuşaklar arası farklılıklar, tatilde de olsak internet kullanım tercihlerinde bile kendisini gösteriyor. Tatilde streaming platformları genç kuşakların, e-posta göndermek ise 35 yaş üstünün radarında. Araştırma sonuçlarına göre 35-50 yaş arası tatilde bile iş takibini sürdürebilmek isterken genç kuşak ise favori dizilerinin yeni bölümlerini kaçırmak istemiyor. Araştırmaya katılan 18-24 yaş arası Z kuşağı gençler tatilde internet kullanımını %35’lik bir oran ile Netflix, Spotify, YouTube gibi streaming platformları için tercih ederken, 35-50 yaş arası katılımcılar ise %26’lık bir oranda tatil döneminde de sıklıkla e-posta uygulamalarını kullanıyor. Öte yandan araştırma sonuçları %78 ile sosyal medya uygulamalarına olan ilginin 18-50 yaş arası hiçbir katılımcıda değişmediğini ve %82 ile de sosyal medyayı kadınların özellikle tatilde erkeklerden daha sık kullandığını ortaya koyuyor. 
 

Hızlı ve ücretsiz internet beklentisi konum seçmiyor

Katılımcılar tatil süresince internetten en önemli beklentileri arasında birinci sıraya %76 ile ücretsiz WiFi kullanımını, ikinci sıraya ise %73 ile yüksek hızı yerleştiriyor. Bu beklentileri üçüncü sırada %49 ile geniş bir kapsama alanı özelliği takip ediyor. 

 

Telefonların kapatıldığı ve dünyadan tamamen koptuğumuz tatillerin sonu gelmiş olabilir

DE-CIX Türkiye Bölge Direktörü Bülent Şen, araştırma sonuçları ile ilgili şu yorumu yapıyor: “Artık çevrimdışı tatiller yerine her zaman “online” olduğumuz ve bağlantımız koptuğunda tedirgin hissettiğimiz tatil dönemleri yaşıyoruz. Bugünlerde tatil konaklama yerleri seçerken öncelikli kriterlerimiz arasında güvenilir bir WiFi ve daha ıssız bölgelerde bile bizi yarı yolda bırakmayacak bir internet bağlantısı yer alıyor. Genç kuşaklarda tatil ile günlük yaşam arasındaki internet ihtiyaçları ve tercihleri değişiklik göstermezken diğer tarafta özellikle 35-50 yaş aralığı, hava durumuna, navigasyondan yol tarifine ve e-postalarına her zaman ulaşmak istiyor. Motivasyon ne olursa olsun internet kullanımına duyulan ihtiyaç her yaz olduğu gibi 2023 yazında da değişmedi, hatta arttı.” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Güneşin gücüyle temiz enerji üreten Corpus Enerji yatırım turuna çıktı

Girişim şirketinin kısa vadeli hedefi %20 ek fonlama ile birlikte 45 milyon TL fona erişerek kitle fonlamada Türkiye rekoru kırmak

31 yıllık köklü geçmişiyle Türkiye, Almanya ve Çin’de bilişim, iletişim, tekstil, maden, medikal, ithalat, ihracat ve enerji sektörlerinde güçlü bir etki yaratmayı başaran Corpus Enerji, güneş enerjisini elektriğe dönüştüren fotovoltaik (PV) panel üretimiyle yatırım turuna çıktı. Şirket paylarının %10,78’inin yatırımcılara arzıyla 37,5 milyon TL fona erişmeye amaçlayan girişim, elde ettiği finansmanla halihazırda yıllık 300 MW olan panel üretim kapasitesini 500 MW seviyesine çıkaracak. Kampanya öncesinde yapılan ön talep toplama sürecinde rekor kırarak 9 bin 68 kurumsal ve bireysel yatırımcıdan 147 milyon 437 bin 60 TL talep alan Corpus Enerji’nin nihai hedefi, üç yıl içerisinde halka arz olmak ve Türkiye’yi PV panel üretiminde global bir oyuncu haline getirmek.

Ülkemizin gelişmesiyle birlikte, elektrik ihtiyacının sürekli artması sonucunda elektrik fiyatları da kaçınılmaz olarak yükseliyor. Bununla beraber, bu ihtiyacın karşılanması için dünyada kısıtlı olan ve iklim dengesizliklerine yol açan fosil kaynakların kullanımı giderek artıyor. Güneş enerjisini elektrik enerjisine çeviren katı sistemlerle sera gazı emisyonu olmadan temiz elektrik üreten ve bu kritik soruna yönelik çevre dostu çözümler üreten Corpus Enerji, üretim kapasitesini arttırmak üzere yatırım turuna çıktı. fonbulucu platformunda şirket paylarının %10,78’inin yatırımcılara arzı yoluyla 37,5 milyon TL fon toplamayı amaçlayan girişim, eriştiği finansmanla yıllık 500 MW fotovoltaik (PV) panel üretimi gerçekleştirecek ve üç yıl içerisinde halka arz olacak. 

Girişim şirketinin halihazırda, Antalya Organize Sanayi Bölgesinde toplam 12 bin metrekarelik alandaki 7 bin 400 metrekarelik tesiste otonom makineler kullanarak yıllık 500 MW’lık PV paneli üretmek üzere çıkacağı yatırım turu, 14 Eylül 2023’e kadar toplamda 10 gün sürdürecek. 

 

Belirli şartları sağlayan yatırımcılara bedelsiz pay taahhüttü

Kampanya öncesinde yapılan ön talep toplama sürecinde 9 bin 68 kurumsal ve bireysel yatırımcıdan 147 milyon 437 bin 60 TL talep alan Corpus Enerji, bilançosunda sermaye yedekleri kaleminde bulunan toplam 5 milyon TL’yi yatırım turu sonunda toplanan fon ile birlikte 10 milyon TL’lik mevcut öz sermayesine ilave edecek. Tura katılan yatırımcıların talep etmeleri halinde, fon aktarıldıktan altı ay sonra başlamak kaydıyla, şirketin belirleyeceği bir tarih aralığında, paylarını satmak isteyen yatırımcılardan talep toplanacak. Bu tarih aralığında paylarını satmak isteyen yatırımcılar, paylarının en az %10-%50 arasını şirket kurucusu Baran Kılıç nominal pay tutarının iki katı değeriyle geri alacak. 

Yatırım turunun başlama tarihi olan 5 Eylül Salı günü saat 10.00 itibarıyla, beş iş günü içerisinde EFT veya kredi kartı ile yapılan yatırımlarda yatırımcılara %15 fazladan pay verilecek. Ayrıca ön yatırım talebi oluşturarak yatırım turunda ‘sadece’ bildirdiği ön talep tutarı kadar yatırım yapan yatırımcıların yatırım tutarlarına verilecek tüm bedelsiz paylara ek olarak; %15 ilave bedelsiz pay verilecek. Tüm bu taahhütlerin dışında, fonbulucu LIC (Lead Investor Club) üyeliği için ön başvurusunu tamamlayan, kampanyada ön talep bildirmiş ve en az 100 bin TL ve üzeri yatırım yapan yatırımcılar, tüm hak ettiği bedelsiz paylara ek %2 fazladan pay sahibi olacak.

 

“Ülkemizin enerji noktasındaki dışa bağımlılığını azaltacağız”

Şirketin mevcut yapısı ve hedefleri hakkında konuşan Corpus Enerji Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Baran Kılıç, “Temiz, sınırsız ve çevre dostu bir enerji kaynağı olan güneş enerjisi, gelişen teknolojiyle birlikte elektrik üretiminin en etkili ve en kolay yöntemlerden biri halindedir ve iklim krizine karşı kullanılması yaygınlaşmalıdır. Fosil yakıtların kısıtlılığı ve çevre kirliliği sorunlarına karşın yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik arayış giderek önem kazansa da coğrafi konumuyla güneş enerjisi potansiyeli oldukça zengin olan ülkemiz bu potansiyeli yeterince değerlendirememekte. Corpus Enerji olarak her şeyden önce Türkiye’nin bu potansiyelini harekete geçirmeyi istiyoruz. Antalya’da faaliyetlerine başladığımız ve toplamda yaklaşık 15 milyon doları bulması beklenen güneş paneli üretim yatırımımız, temiz enerjinin geleceğini inşa etme vizyonumuzun bir parçası. Üretim tesisimize hali hazırda 1,3 milyon dolar sabit yatırım gerçekleştirdik ve üretimi büyütmek amacıyla yaklaşık 9,8 milyon dolar daha öz kaynaklarımızdan kullanabileceğimizi öngörüyoruz. Bu yatırımın somut hedeflerinin hem çevresel sürdürülebilirliğe hem ülkemizin enerji noktasındaki dışa bağımlılığını azaltmaya hem de ekonomik büyümeye katkı sağlaması kaçınılmaz. Şu aşamada minimum beş yıl tam kapasite çalışabileceğimiz şekilde ulusal ve uluslararası satış anlaşmalarımız gerçekleştirilmiş durumda. Dolayısıyla yatırım turu sonucunda elde edeceğimiz fonun da yardımıyla üretim kapasitemizi arttıracak ve tam kurumsal bir yapı haline gelerek önümüzdeki üç yıl içinde halka arz yoluyla borsaya kote olacağız” dedi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Vajina daraltma ile cinsel sorunlar önlenebilir"

Vajinayı destekleyen dokuların yaş, gebelik ve doğumun etkisiyle gevşeyerek cinsel ilişkide sorunlara ve özgüven eksikliğine neden olabildiğinin altını çizen VM Medical Park Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Mine Gültekin Çalık, “Vajina daraltma (vajinoplasti), vajinayı yeniden şekillendirmek için yapılan cerrahi bir işlemdir. Kozmetik jinekolojide; vajinoplasti, vajinal kanalın çapını ve vajinanın girişini daraltmak için kullandığımız prosedürleri ifade eder” dedi.

Vajina daraltma işlemi (vajinoplasti) hakkında bilgilendirmede bulunan VM Medical Park Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Mine Gültekin Çalık, işlemin uygulamadaki detaylarının kişinin hedeflerine veya tıbbi ihtiyaçlarına bağlı olarak değiştiğini ifade etti.

DOĞUM HASARLARLARI GİDERİLEBİLİR

Yapılacak işlemin detaylı değerlendirme ve muayene sonrasında cerrah tarafından belirleneceğini belirten Op. Dr. Mine Gültekin Çalık, doğumda oluşan yaralanmaları onarmak için vajinoplasti yapılacağı zaman prosedürün şu işlemleri içereceğini belirtti:

  • “Gevşek dokuları ve doğum kusurlarını onarmak için destek dikişleri atılması,
  • Fazla derinin çıkarılması,
  • Vajina girişinin daraltılması,
  • Bazı hastalarda mesane ve bağırsakların vajinal kanala herniasyonu da olabilir. Bu kusurlar operasyon sırasında tamir edilebilir.”

CİNSEL TATMİN ARTIRILABİLİR

Op. Dr. Çalık, vajinoplasti ameliyatının özgüven artışı ve cinsel hazzın artırılması gibi kişisel faydaları olabileceğini belirtti.

RİSKLER EN AZA İNDİRİLEBİLİR

Her cerrahi operasyonun kendi içerisinde bazı riskler barındırdığını altını çizen Op. Dr. Mine Gültekin Çalık, vajinoplasti sonrası yaşanabilecek bazı riskleri şu şekilde açıkladı:

• “Ağrılı cinsel ilişki (Disparoni),

• Uyuşma veya his kaybı. Ancak deneyimli bir cerrah, doğru cerrahi teknik ve uygun postoperatif bakım ile bu riskler en aza indirilebilir.”

10 GÜN İÇİNDE GÜNLÜK YAŞAMA DÖNÜLEBİLİR

Vajinoplasti ameliyatı sonrası süreç hakkında da bilgilendirmede bulunan Op. Dr. Çalık, şunları söyledi:

“İyileşme, ameliyatın boyutuna bağlı olarak birkaç haftadan birkaç aya kadar sürebilir. Çoğu hastanın 7-10 gün sonra günlük yaşamına dönebildiğini belirten Op. Dr. Mine Gültekin Çalık, 6 hafta boyunca küvete girme ve yüzme ile birlikte cinsel ilişkiden veya herhangi bir vajinal penetrasyondan kaçınılmalıdır.”

KALICI SIKILIK ELDE EDİLİR

Vajinoplasti ameliyatların en büyük özelliğinin kalıcı bir sıkılık elde edilmesi olduğunu ifade eden Op. Dr. Çalık, “Normal doğum olmadığı sürece operasyonun etkisi kalıcı olur” diyerek sözlerini sonlandırdı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Egeli akademisyenden salgın hastalıklara yönelik matematiksek model projesi

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Feyza Esra Erdoğan’ın yürütücülüğünü yaptığı, “Covid 19 gibi salgın hastalıkların modellemesinde kullanılacak olan meta-metalik yarı Riemann manifoldların alt manifoldları” başlıklı proje TÜBİTAK tarafından desteklenmeye uygun bulundu. Proje kapsamında,  Covid-19 gibi salgın hastalıkların modellenmesine yönelik geometrik çalışmalar gerçekleştirilecek.

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, proje ekibini makamında ağırlayarak tebrik etti. Prof. Dr. Budak, “Ege Üniversitesi olarak, en çok proje üreten ve projesi TÜBİTAK tarafından en çok kabul edilen üniversiteler arasında zirvede yer alıyoruz. Doç. Dr. Feyza Esra Erdoğan hocamız ve ekibinin  salgın hastalıklara yönelik geliştirdikleri proje TÜBİTAK tarafından desteklendi. Hocamızı ve ekibini tebrik ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum” dedi.

Doç. Dr. Feyza Esra Erdoğan’ın yürütücülüğünü yaptığı proje EÜ Fen Fakültesi Arş. Gör. Dr. Şerife Nur Bozdağ’ın ve Adıyaman Üniversitesinden Prof. Dr. Selcen Yüksel Perktaş’ın araştırmacı olarak yer alıyor.

Literatüre katkı sağlayacak

Proje hakkında bilgi veren Doç. Dr. Erdoğan, “Metalik manifold esasen belirli koşulları karşılayan fazladan tensör alanına sahip bir Riemann metrik manifold olarak göz önüne alınabilir. Riemann metrik manifoldlarının önemli uygulamaları vardır. Bu uygulamalardan biri de Covid-19 salgınının modellenmesi ile ilgilidir. Bu alanda çalışan Bekiros  ve Kouloumpou gibi araştırmacılar Covid-19 ve benzeri salgınları modelleyen ‘SBDIEM’ adını verdikleri bir yaklaşım geliştirmişlerdir. Bu modelin matematiksel yapısı, Riemann manifolduna, manifold üzerindeki Brownian hareketine ve Brownian hareketin Stokastik diferansiyel denklemine dayanmaktadır. Buradan Riemann manifoldunun mevcut problemler için model olarak kullanılabilecek geometrik bir yapı olduğu görülebilir. Bu projede metalik manifoldlardan daha güçlü ve kesin sonuçların elde edilebileceği bir yapı yardımı ile yeni bir manifold türü tanımlayarak yukarıda saydığımız çalışma alanlarında kullanılmak üzere literatüre katkı sağlayacağız” dedi.

Doç. Dr. Erdoğan, “Metalik manifoldları ve ilk kez ortaya koyacağımız meta-metalik-Chi oranını birleştirerek, yeni bir manifold sınıfı tanımlayacağız.  Yarı-Riemann manifoldlar, Riemann manifoldlarıda içine alan ancak metriğin pozitif tanımlı olmamasının getirdiği durumdan kaynaklı daha zengin bir geometriye ve uygulama alanına sahip manifoldlardır. Öncelikle Riemann manifoldlarda tanımlayacağımız bu yeni manifold türünü, yarı-Riemann manifoldlara taşıyarak, yapacağımız çalışmayı fen ve mühendislik bilimlerinde daha kesin sonuçların elde edilebileceği problemlerin çözülmesine olanak sağlamış olacağız” dedi.

Projenin amacından bahseden Doç. Dr. Erdoğan, “Bu proje kapsamında öncelikli amacımız Covid-19 ve benzeri salgın hastalıkların modellenmesinde üzerinde çalışıldığında daha tutarlı sonuçların elde edilebileceği yeni bir manifold kavramı ortaya koymaktır. Üzerinde yaşadığımız dünyayı bir manifold olarak düşündüğümüzde bu manifold üzerinde meta metalik yapıyı kullanarak yapacağımız modellemeyi salgın hastalıkların yayılım hızını ve seyrini incelemede kullanabileceğiz” diye konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Narlıdere Belediyesi Psikolojik Danışma Birimi'nden çocuğu okula başlayacak ailelere tavsiyeler

Narlıdere Belediyesi Pakize Ateş Kadın Danışma Merkezi bünyesinde hizmet veren Psikolojik Danışma Birimi Sorumlusu Psikolog Ayça Gül Danış, okula yeni başlayacak çocuklar ve aileleri için tavsiye niteliğinde bir rehber hazırladı. Danış, “Genellikle çocuklar uyum sürecini ortalama 3 haftada tamamlarlar. Çocuğunuzun daha uzun süre uyum sağlayamayacağını düşünüyorsanız çocuğunuzu karşılaştırmadan, korkutmadan, paniğe kapılmadan bir uzmana başvurmanız faydalı olacaktır” diye konuştu.

Türkiye genelinde 11 Eylül’de başlayacak yeni eğitim öğretim yılı öncesinde, okul öncesi, ilkokul 1 ve lise 9’uncu sınıflar için uyum programı başladı. Narlıdere Belediyesi’nin Pakize Ateş Kadın Danışma Merkezi bünyesinde hizmet veren Psikolojik Danışma Birimi de okula başlayacak çocuklar ve aileleri için tavsiye niteliğinde bir rehber hazırladı.

Pakize Ateş Kadın Danışma Merkezi Psikolojik Danışma Birimi Sorumlusu Psikolog Ayça Gül Danış, okula başlama sürecinde ailelerin de en az çocuklar kadar heyecanlı olmasının normal bir durum olduğunu ifade ederek, “Çocuğun ve ailesinin bir miktar kaygı duyması gayet normal bir durumdur. Ancak bu dönem hakkında yeterli bilgiye sahip olmak, çocuğun olası korkularını anlamak ve en önemlisi ebeveynlerin kendi duygularının farkında olması ve bunların çocuğa nasıl yansıyabileceğini görmesi önemlidir. Unutulmamalıdır ki her çocuğun okula uyumu farklıdır. Genellikle çocuklar uyum sürecini ortalama 3 haftada tamamlarlar. Çocuğunuzun daha uzun süre uyum sağlayamayacağını düşünüyorsanız çocuğunuzu karşılaştırmadan, korkutmadan, paniğe kapılmadan bir uzmana başvurmanız faydalı olacaktır” dedi.

ÇOCUKLAR OKULA BAŞLARKEN EBEVEYNLER NELERE DİKKAT ETMELİ?

1.      Eve en yakın okul tercih edilmeli.

2.      Çocuğu okula kayıt yaptırmadan önce okulu ve öğretmeni tanıyın ve bilgi edinin.

3.      Çocuğunuzu sosyalleşmeye açık olmaya yönlendirin. Sizden bağımsız olarak okul hayatına uyum sağlaması için onu teşvik edin.

4.      Çocuğunuza okulda eğlencenin yanı sıra bazı sorumlulukların da olduğunu açıklayın. Çocuğunuz okulun kurallara uyması gereken bir yer olduğunu bilmelidir.

5.      Çocuğunuzun okul hayatıyla ilgili kaygı içeren ifadelerden kaçının. Sakin ve rahat görünmeye çalışın. Kaygınızı gidermek için gerekirse okulla iletişime geçin.

6.      Çocuğunuza sorumluluk verin. Örneğin, okul çantasını kendisine hazırlatın.

7.      Çocuğunuzla okul anılarınız ve arkadaşlıklarınız hakkında konuşun. Bu çocuğunuzun okula ısınmasını kolaylaştırır.

8.      Çocuğunuzun uyum sürecinde yaşayacağı normal zorlukları sorun olarak algılamayın. Çocuğun zorlukları kendi başına aşmasına izin verin.

9.      Çocuğunuz okula başlarken ev hayatınızda bir rutin oluşturun. Çocuğunuzun yemek düzenine ve uyku saatlerine özellikle dikkat edin.

10.  İlkokul çağındaki çocukların telefon, bilgisayar veya televizyon karşısında geçirdikleri süre günde 45 dakika ile 1 saat arasında olmalıdır. Buna da dikkat edin.

11.  Eğer çocuk okula gitmek istemiyorsa, altında yatan nedeni araştırın. Bunlar; arkadaşlarıyla sorun yaşaması, kıyafetiyle alay edilmesi, öğretmeninin davranışı, yemekleri sevmeme gibi nedenler olabilir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Her 4 çocuktan 1'i uzağı göremiyor!

Günümüzde özellikle dijital teknoloji kullanımının artması ve açık havada geçirilen zamanın azalması, çocuklarda önemli sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Örneğin, çocuklarda en yaygın görülen ve göz sağlığını ciddi şekilde etkileyebilen miyopi, bir başka deyişle uzağı net görememe sorununa yol açması gibi! Üstelik son yıllarda çocuklarda miyopi görülme oranında ciddi artış olduğu belirtiliyor. Yapılan çalışmalar, miyopinin her dört çocuktan birini etkisi altına aldığını gösterse de Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 2050 yılında nüfusun yaklaşık yarısının miyop olması bekleniyor. Acıbadem Ataşehir Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhsin Eraslan, miyopinin çocukların okul başarısını ve sosyal hayatını olumsuz yönde etkileyebileceğine işaret ederek, “Öyle ki tahtayı göremeyen çocuğun zamanla derslere olan ilgisi azalıyor ve notları düşmeye başlıyor. Oysa erken teşhis ve uygun tedaviyle uzağı görme sorununun ilerlemesi kontrol altında tutulabiliyor, hatta önlenebiliyor. Dolayısıyla çocukların her 6 ayda veya yılda bir, okul çağında ise özellikle okullar açılmadan önce göz muayeneleri olmaları ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları kazanmaları yönünde ebeveynleri tarafından teşvik edilmeleri gerekiyor” diyor. Prof. Dr. Muhsin Eraslan, miyopi riskini azaltmak için çocukların daha fazla açık hava aktivitelerine katılmaları ve ebeveynleri tarafından ekrana bakma sürelerinin kontrol edilmesi gerektiğine de dikkat çekiyor.   

 

Miyopi için 6 önemli kural!

Tedavi ve takipte önemli olan, miyopinin ilerlemesini kontrol altında tutmak. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhsin Eraslan, miyopi sorununda ebeveynlerin dikkat etmeleri gereken kuralları şöyle sıralıyor: 

  • Gün içerisinde, akıllı telefon ve tablet kullanımı gibi yakın aktivitelerini olabildiğince kısıtlayın.
  • Yakın aktivite sürecinde 20 dakikada bir 20 saniye mola vermesini ve 20 metre kadar uzağa bakarak gözünü dinlendirmesini sağlayın.
  • Günde en az bir saat açık havada ve gün ışığında, tercihen kalabalık spor aktiviteleriyle zaman geçirmesi için teşvik edin.
  • Evde, özelikle çalışma odasının iyi aydınlatılmış olmasına dikkat edin.
  • Üç yaşındaysa akıllı telefon ve tablet kullanmasına izin vermeyin. Dört-altı yaş grubundaysa akıllı telefon ve tablet kullanımının 45 dakikayı aşmamasına özen gösterin. Daha uzun kullanım söz konusuysa iki-üç ayrı zaman diliminde olacak şekilde düzenleyin.
  • En önemlisi, 6 ayda bir veya senelik olarak göz muayenesini alışkanlık haline getirin.

Dijital alışkanlıklar miyopi riskini artırıyor! 

Miyopi, gözün optik sisteminin bozulması sonucunda uzak nesnelerin bulanık, yakın nesnelerin ise daha net göründüğü bir göz problemini ifade ediyor. Gözün en ön tabakası olan kornea yoluyla göze giren ışık ışınları, gözbebeği aracılığıyla göz merceğine ulaşıyor. Kornea ve göz merceği ışık ışınlarını kırıyor, böylece ışık tam olarak retinanın üzerine düşüyor. Normalde, göz ışığı retina üzerinde odaklandığında, net bir görüntü oluşuyor. Uzağı net görememe durumu, yani miyopide ise göze giren ışık ışınları retinanın üzerine değil, bir miktar önüne düşüyor ve bunun sonucunda bulanık görmeye neden oluyor. Çocuklarda miyopinin ana nedeni genellikle genetik yatkınlık oluyor. Dolayısıyla ailesinde miyopi öyküsü olan çocuklar daha yüksek risk altındalar. Prof. Dr. Muhsin Eraslan, ancak modern yaşam tarzının da miyopiyi tetikleyebildiğini vurgulayarak, “Uzun süreli bilgisayar, tablet ile cep telefonu kullanımı ve açık hava aktivitelerinden yoksun bir yaşam tarzı da miyopi riskini artırabilir” diyor. 

Erken dönemde tedavi ilerlemeyi durduruyor!

Miyopi nedeniyle uzağı bulanık görme sorunu genellikle gözlük veya lens kullanımıyla düzeltiliyor ve çocuğun net görmesi sağlanıyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhsin Eraslan, net görmeyi mümkün kılan ve miyopinin ilerlemesini durduran tedavi seçeneklerini şöyle sıralıyor:  

  • Gözlük ve kontakt lensler: Her iki yöntem, çocukların görüş yeteneğini düzeltmek için yaygın olarak kullanılıyor. Gözlük uygulamasında, merkezde tam numaraya sahip olan ve çevreye doğru numaranın azaldığı yeni gözlük camlarıyla miyopinin ilerlemesi durdurulabiliyor.
  • Damla tedavisi: Atropin türevi damlaların çok düşük konsantrasyonlarda kullanımıyla miyopide ilerleme durdurulabiliyor. Ancak bu damlaların kullanılmasına karar verildiğinde çocuğun sistemik hastalık ve yatkınlıklarının mutlaka araştırılması gerekiyor. Zira, kalp hastalıkları ve astım varlığında yan ekiler oluşturabildiği biliniyor.
  • Ortokeratoloji: Gece boyunca takılan özel lensler miyopinin geçici olarak düzelmesini sağlıyor.
  • Lazer Cerrahi: Belirli bir yaşa geldiklerinde lazer cerrahisi bazı çocuklar için seçenek olabiliyor, ancak genellikle yetişkinlik dönemine erteleniyor.

 

Miyopinin 5 önemli sinyali! 

  • Uzakta bulunan yazıları okumakta zorlanmak
  • Okumak için yazıya yaklaşma ihtiyacı duymak
  • Televizyon izlerken veya uzaktaki nesneleri görmeye çalışırken sürekli gözleri kısmak
  • Gözleri sık sık kırpma ihtiyacı duymak
  • Baş ağrıları veya göz yorgunluğu sorunu yaşamak

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Antakya Medeniyetler Korosu Tosyalı Holding'in sponsorluğunda İstanbul'da

Yaşanan büyük depremde 7 üyesini kaybeden Antakya Medeniyetler Korosu’nun Tosyalı Holding’in sponsorluğunda gerçekleştirdiği konserler 4 Eylül’de gerçekleştirilen İstanbul Beylikdüzü’ndeki konserin ardından 5 Eylül’de İstanbul Kuruçeşme, 8 Eylül’de Kuşadası ve 10 Eylül’de ise İzmir programıyla devam ediyor.

Ülkemizi derinden sarsan 6 Şubat 2023 tarihli depremde 7 üyesini kaybeden Antakya Medeniyetler Korosu verdiği konserlerle yaralarını sarmaya devam ediyor. 

Koro üyelerinin hemen hemen hepsinin birinci derecede yakınlarını kaybettiği, birçok koro üyesinin evleri ve iş yerlerinin yıkıldığı, Koronun çalışmalarını yaptığı dernek binasının yıkıldığı, müzik aletleri ve kostümleri dahil tüm eşyalarının enkazda kaldığı bir sürecinden ardından Antakya Medeniyetler Korosu aldığı desteklerle yeniden ayağa kalktı.

Tosyalı Holding’in sponsorluğunda, bu yılın sonuna kadar konserlerine Türkiye’nin dört bir yanında devam edecek olan Antakya Medeniyetler Korosu, her zaman olduğu gibi birbirinden eşsiz müzikleriyle sanatseverlere büyülü bir dünyanın kapılarını açmayı sürdürüyor.

Yeniden ve daha güçlü bir şekilde ayağa kalkan Antakya Medeniyetler Korosu’nun çıktığı Türkiye turu kapsamında İstanbul Beylikdüzü’nde verdiği konser sanatseverlerden yoğun ilgi gördü.

2008 yılında üç semavi dine ve altı farklı medeniyete sahip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının gönüllülük esasına dayalı olarak kurdukları Antakya Medeniyeler Korosu Derneği, oluşturduğu koroyla yurt içi ve yurt dışında bugüne kadar 2000’ e yakın konser verdi.

2012 yılında Nobel Barış Ödülü’ ne aday gösterilen, iki kez Barış ve Kardeşlik ödülünü alan Antakya Medeniyeler Korosu Derneği daha birçok farklı ödüle layık görüldü.

Türkiye’nin tüm değerleriyle tanıtımına katkı sağlamayı ve dünya barışına hizmet etmeyi misyon edinen Koro, farklı medeniyetlerin uyum ve barış içinde yaşadığı Antakya’dan yola çıkarak evrensel bir dil olan müzikle, dünyada evrensel değerler olan gerçeğe saygı ve sevginin hüküm sürdüğü bir yaşam için eserlerini icra etmeye devam ediyor.

Koro, 5 Eylül’deki İstanbul Kuruçeşme konserinin ardından 8 Eylül’de Kuşadası, 10 Eylül’de ise İzmir’de sanatseverlerle buluşarak Türkiye turuna devam edecek.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

'Gülay Uyar ile Aşk Sohbetleri'

Gülay Uyar’ın tango eşliğinde gerçekleştireceği “Gece ve Gündüzün Dansı” isimli gösterisi 23 Eylül Cumartesi akşamı Ataşehir Duru Tiyatro’da izleyicilerle buluşuyor. 2013 yılında başladığı kişisel farkındalık çalışmalarını profesyonel hayatı ile eş zamanlı olarak sürdüren Gülay Uyar, tango eşliğinde partner ilişkilerini ele aldığı gösterisinde kişilerin kendileriyle olan ilişkilerini ve koşulsuz sevgiyi anlatırken, seyirci ile eğlenceli interaktif bir söyleşi gerçekleştirecek.

Tango dansı ile birleşecek bu gösteride Gülay Uyar, kendini ve hayatı sevmeye dair birçok konuda ahenkle ilerlemenin püf noktalarından söz edecek. Seyircilerle interaktif bir buluşma sağlayacak bu performans partner ilişkilerine, cinselliğe bakışa ve gölgede bıraktığımız yanlarımıza ışık tutacak. Mitolojik bir hikaye üzerinden yola çıkan gösteride, koşulsuz sevgi ile erkeklerin dişil yanlarını fark etmelerine tanık olacağız. 

Gece ve Gündüzün Dansı; “Dişil ve eril enerji dediğimiz nedir?”, “Günlük hayatımızdaki örnekleri nelerdir?” sorularından yola çıkarak, içimizdeki dişil ve erili hizaya getirip sağlıklı bir ilişkiyi nasıl sürdürebileceğimiz konusunda yol gösterecek. Gülay Uyar, bu gösterisinde dünyaya bir tohum olarak düşme yolculuğundan itibaren bilimin getirdikleriyle dişil ve eril prensiplerin nasıl buluştuğunu da farketmemizi sağlayacak. 

23 Eylül Cumartesi 20.30’da Ataşehir Duru Tiyatro’da izleyicilerle buluşacak gösterinin biletlerini ateligo.com’dan temin edebilirsiniz. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karabağlar “İzmir'in Kurtuluşu'nu" coşkuyla kutlayacak

İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 101. yıldönümü, Karabağlar Belediyesi tarafından düzenlenen geleneksel kortej yürüyüşü ve Sevcan Orhan Konseri’yle kutlanacak.

Geleneksel kortej yürüyüşü, 8 Eylül Cuma günü saat 19.30’da Yeşilyurt Kavaklıpınar Camii önünden başlayacak ve Karafatma Parkı’nda sona erecek. Daha sonra Türk Halk Müziği’nin sevilen sanatçısı Sevcan Orhan, burada oluşturulan geçici pazar alanında sevenleriyle buluşacak.

Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun üzerinden 100 yıldan fazla zaman geçtiğini vurgulayarak, “Hep birlikte 101. yıla ulaşmanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bize bu duyguları yaşatan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, kahralan Mehmetçiklerimizi rahmetle, minnetle anıyoruz. Tüm vatandaşlarımızı geleneksel kortej yürüyüşümüz ve konserimize katılmaya, coşkumuza ortak olmaya çağırıyorum” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı