Aylık arşivler: Ekim 2023

Alper Erözer'in Yeni Şarkısı “Yalan Hikaye” Dinleyicilerle Buluştu!

Türk müziğinin genç yeteneklerinden Alper Erözer, dinleyicilerine duygu dolu bir müzik deneyimi sunmaya hazır. Sanatçı, yeni şarkısı “Yalan Hikaye” ile müzikseverlerin karşısına çıkıyor. Şarkının sözleri Alper Erozer ve Metin Mert Yıldırım tarafından yazılırken, müziği Alper Erözer’e ait.

Alper Erözer’in “Yalan Hikaye” şarkısının prodüksiyonunu Ferhat Demir üstlenirken, mix ve mastering işlemleri yine Ferhat Demir tarafından yapıldı. Erozer Production tarafından hazırlanan şarkı, sanatçının özgün tarzını ve yeteneklerini bir kez daha sergileme fırsatı sunuyor.

”Yalan Hikaye,” aşkın karmaşıklığını ve ilişkilerde yaşanan zorlukları işleyen dokunaklı bir şarkı olarak öne çıkıyor. Alper Erözer’in içten ve duygusal yorumu, dinleyicilere derin bir duygusal bağ kurma fırsatı sunuyor.

Alper Erözer, müzik kariyerine olan tutkusu ve yeteneği ile Türkiye’nin dikkat çeken isimlerinden biri haline gelmeye devam ediyor. “Yalan Hikaye,” sanatçının müzikal evrimini ve büyüleyici yeteneklerini bir kez daha kanıtlıyor.

”Yalan Hikaye,” tüm dijital müzik platformlarında dinlenebilir durumda. Alper Erözer hayranları ve müzikseverler, bu duygu dolu şarkıyı hemen dinlemek için sabırsızlanacaklar.

 

Alper Erözer Kimdir?

İstanbul’da 9 Temmuz 2004 tarihinde doğmuştur. Alper İstanbul Özel Moda Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi’nden mezun olmuştur. Alper Nişantaşı Üniversitesinde Konservatuar bölümünde eğitimine devam etmektedir.

Tam bir futbol tutkunu da olan Alper Erözer, uzun süre profesyonel olarak futbol eğitimi almıştır. Çocuk yaşlardan itibaren müzik ve sanat alanına büyük ilgi duyan Alper Erözer, şu ana kadar 4 reklam filminde ve bir markanın katalog çekimlerinde yer almıştır. Reklam çekimlerinin yanısıra Fox TV ekranlarında yayınlanan ”Komşular ” dizinde ”Güçlü” karakterini canlandırmıştır.

Küçük yaşlardan itibaren müziğe olan ilgisini interaktif ortamda duyuran Alper Erözer, müzik adamı Suat Aydoğan’ın onu keşfetmesi üzerine şarkıcılık kariyeri adına profesyonel ilk adımını atmıştır.

Sözlerini de kendisinin yazdığı “I Think You Love Me Now” isimli İngilizce projesini 2017 yılında yayınlayan Erözer, hem Türk hem yurt dışı basınının dikkatini çekmiştir. Gelen olumlu tepkiler üzerine hem İngilizce hem Türkçe şarkılardan oluşan 9 şarkılık “Hey World World” adlı ilk albümünü yayınlamıştır.

Albümde yer alan şarkıları çoğunlukla babası Cenk Erözer ile birlikte yazan Alper Erözer, “Enerji” şarkısıyla dikkat çekerek, dönemin en çok dinlenen isimlerinden biri oldu. Ödül törenlerinde “En İyi Çıkış Yapan Şarkıcı” “Umut Vadeden Sanatçı” “Yükselen Yıldız” kategorilerinde ödüllere layık görüldü.

Birçok televizyon programına katılan ve gazetelere röportaj veren Alper Erözer, “Türkiye’nin en genç starı” denildi. Büyük bir hayran kitlesine ulaşan ve önemli konser alanlarında sahne alan Erözer, kısa bir aranın ardından; ”Yaz Geldi” adlı teklisini yayınladı. Müzik yazarları tarafından yeni şarkısı ve hamlesi oldukça merak edilen Erözer, Soner Sarıkabadayı ile bir proje için işbirliği yapacağını duyurarak, müzik dünyasında yankı uyandırdı.

2019 yılının ilk aylarında Soner Sarıkabadayı imzası taşıyan ”Tek Bir Yeminle” şarkısını yayınladı. Dinleyicilerden tam not alan Erözer, radyolarda en çok çalınan isimlerden biri oldu.

Kariyerinde farklı soundlar ve arayışlar içinde olduğunu ifade eden genç yıldız Alper Erözer, hayranlarını şaşırtarak rap bir şarkı olan “Alışırlar” ile dinleyicileri karşıladı.

Müzik çalışmalarına uzun aralar vermeyerek devam etme kararı alan Erözer, 3 Ocak 2020 tarihinde hareketli bir dans şarkısı “Hâla” ile tüm dijital platformlarda yerini aldı. O dönemde Tiktok uygulamasında en çok paylaşım yapılan şarkıların başında geldi.

Hemen ardından kendi stüdyosunda şarkılar üretmeye devam Alper Erözer, art arda “Hayır Olmaz” ve “Burası İlk Basamak” adlı rap & trap sounduyla hazırlanan şarkılarını yayınladı. “Burası İlk Basamak” şarkısına çekilen klip ile büyük beğeni toplayan Erözer’e hayranları tarafından sosyal medyada “Yılın klibi Burası İlk Basamak” yorumları yapıldı.

Yeni projesinde yaptığı şarkılarla dinlenme rekorları kıran başarılı DJ, aranjör İlkay Şencan ile çalışan Alper Erözer’in “Göz Göze” adlı teklisi 11 Eylül 2020 tarihinde tüm dijital platformlarda yerini aldı.

”Göz Göze” şarkısının çok beğenilmesi üzerine bu şarkının İngilizce ve İspanyolca versiyonu hazırlandı. Türkiye de ve Avrupa da Global Records’dan ”I Like It” isimli şarkısı Romanya ve Türkiye de 20 Kasım 2020 tarihinde yayına sunuldu.

2021′ in ilk günlerine yine yepyeni bir tekli ile giriş yapan Alper Erözer ”KAFA RAHAT” isimli eğlenceli Afro şarkısı, 01 Ocak da tüm dijital platformlarda yayınlandı.

İlk defa slow bir şarkı olan ”KENDİMDEN” ile sevenleriyle buluşacak olan Alper Erözer 12 Şubat 2021, ve 25 Haziran 2021 tarihinde, İlkay Şencan düzenlemesi olan Ben Değil isimli sözleri Alper Erözer ve Eray Can Bozkurt’a ait teklisi yayınlandı. 2021 yılında son olarak DMC Müzik imzalı ”SAÇLARI SARI” teklisi müzik severler ile buluştu.

Alper Erözer 17 yaşında ”17” isimli 17 şarkıdan oluşan ikinci albümünü 2022 yılında yayınladı. Tüm dijital platformlarda çok beğenilen albüm ardından, 13 Mayıs 2022 tarihinde FAMO26 ile ”ALEYLELEY” teklisini sevenleriyle paylaştı. Hemen bir ay sonra ise ‘seni Sevmek’ adlı teklisi temmuz 2022 de yayınlandı. Alper daha sonra 2022 yılında ‘Küfürbaz’ teklisini de yayınlamıştır. 2023 yılında ise Alper ‘Gelemem Ben’ ve ‘ SEV’ ve son olarak temmuz ayında ‘Gönlüne Göre’ teklilerini yayınladı.

Alper Number One 1 ile P&G şirketinin Head&Shoulders markasının video müzik ödülleri için ‘Yükselen Yıldızı’ seçilmiştir. Ayrıca En iyi Çıkış Yapan kategoride de ilk beşe kalmıştır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Anılar, Tanıklıklar Söyleşisinde Tomris Uyar Konuşuldu

Nilüfer Belediyesi’nin 2023 Yılın Yazarı Tomris Uyar etkinlikleri kapsamında düzenlediği “Anılar, Tanıklıklar” söyleşisine Feyza Hepçilingirler, Semra Aktunç ile Tomris Uyar’ın oğlu Hayri Turgut Uyar katıldı. Konuklar, söyleşide hem yazarın edebi yönünü anlattılar, hem de ortak anılarını.

Nilüfer Belediyesi’nin 2023 Yılın Yazarı Tomris Uyar etkinlikleri kapsamında “Anılar, Tanıklıklar” söyleşisi Akkılıç Kütüphanesi’nde düzenlendi. Yazarlar Feyza Hepçilingirler ve Semra Aktunç ile Tomris Uyar’ın oğlu akademisyen Hayri Turgut Uyar’ın konuk olduğu söyleşiye edebiyatseverler büyük ilgi gösterdi. Tomris Uyar’ın yaşam biçimi, karakteristik özellikleri ve edebi yönünün ele alındığı söyleşide Hayri Turgut Uyar da annesiyle ilgili anılarını anlattı. Tomris Uyar’ın her yönüyle hayranlık uyandıran bir isim olduğunu ifade eden yazar Semra Aktunç şöyle devam etti konuşmasına: “O, hayatı dolu dolu yaşayan her yönüyle yetenekli bir insandı. Edebiyat dünyasına büyük izler bırakan Tomris Uyar, çalışmalarında ahlaki değerleri, saygıyı ve inceliği her zaman korudu. Bugün öykülerdeki seviye çok düşük. Onun eserlerinin değerini zaman geçtikçe daha iyi anlayacağız. Onunla yaşadığımız anıları günlüklerimde tutuyorum. O her zaman özlenecek değerli bir dost ve yazardı.”

Feyza Hepçilingirler de Uyar ile İzmir’de tanıştığını ve uzun yıllar dost kaldığını belirtti. Tomris Uyar’ın çok yetenekli olduğunu ifade eden Feyza Hepçilingirler de, “Özel hayatında çok eğlenceli, yaşamayı seven biriydi. On parmağında on marifet olan, etrafında hayranlık uyandıran biriydi. Dostluklara çok önem verirdi. Hakkını savunan, koruyan tuttuğunu koparan insandı” diye konuştu.

Tomris Uyar’ın akademisyen oğlu Hayri Turgut Uyar da annesinin farklı özelliklerinden bahsetti. Annesinin iletişim yönünün çok kuvvetli olduğuna değinen Uyar, “Onunla her zaman gurur duyduk. O sivri dilli olmasına rağmen sevilen bir kişiydi. Gözlem yeteneği kuvvetli olan annem karşısındaki insanı çok çabuk çözerdi. O her zaman yaptığı işin hakkını veren, profesyonelce çalışan bir yazardı. Elde ettiği başarılar asla tesadüf değil” şeklinde konuştu. Gecenin sonunda Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürü Şafak Pala konuklara teşekkür ederek, katılımcıları gelecek günlerde yapılacak etkinliklere de davet etti.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Egeli Madenciler İtalya'ya 100 Milyon Dolar İhracat Hedefliyor

Türkiye’de doğal taş ihracatının lideri Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMİB), İtalya’da konumunu güçlendirmek için 25-29 Eylül tarihlerinde iki fuarı birden ziyaret etti. EMİB üyeleri iki fuarda dünyanın dört bir tarafından gelen ithalatçılar ve mimarlarla verimli görüşmeler gerçekleştirdi.

 

EMİB, Ticaret Bakanlığı desteğiyle sürdürdüğü Yeni Dönem Doğal Taş Pazarlama ve Strateji Geliştirme UR-GE Projesi kapsamında İtalya’daki pazarlama faaliyetlerine mermer ve doğal taş sektöründe dünyanın en önemli fuarlarından olan ve bu alandaki trendleri belirleyen Marmomac -Mermer, Doğal Taş ve Taş İşleme Makinaları Fuarı ile başladı.

 

Türkiye’nin maden ihracatında İtalya’nın 2023 yılının Ocak – Ağustos dönemindeki 163 milyon dolarlık tutarla dördüncü sırada yer aldığı bilgisini veren Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, “Verona Marmomac Fuarı’nda 53 ülkeden 1400 firmanın standı vardı. Dünya’nın her tarafından mimarlar, ithalatçılar, ihracatçılar bu fuarda buluşuyor. Türk doğal sektörü olarak Marmomac fuarında 155 Türk firmamızla güçlü bir şekilde yerimizi aldık. İtalya, Türk ihracatçıları açısından güçlü bir ihraç pazarımız. EMİB olarak 8 aylık dönemde İtalya’ya 70 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. 2023 yılı sonunda İtalya’ya ihracatımızı 100 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

 

Yeni Dönem Doğal Taş Pazarlama ve Strateji Geliştirme UR-GE Projesi’nde yer alan 13 firmadan 22 katılımcıyla İtalya’da temaslarda bulunduklarını dile getiren Alimoğlu sözlerini şöyle sürdürdü; “Verona’daki Marmomac Fuarı’ndan sonra Bolonya’da düzenlenen, seramik ürünlerin ağırlıkta olduğu Cersaie -Uluslararası Yapı, Sanayi, Seramik Fuarı’nı ziyaret ettik. İtalyan alıcıların yanı sıra, fuar ziyaretlerimizde tüm dünyadan maden ve doğal taş firmaları ile iş görüşmeleri gerçekleştirdik, tasarımcılar ve mimarlar ile buluşma zemini bulduk. Aynı zamanda, üretim makineleri ve araçları ile üretim proseslerine ilişkin sektördeki teknolojik gelişmeleri yerinde gördük. Verimli bir sektörel ticaret heyetini geride bıraktık. Bu temasların önümüzdeki süreçte ihracat rakamlarımıza olumlu yansımalarını göreceğiz.”

 

 

Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin Yeni Dönem Doğal Taş Pazarlama ve Strateji Geliştirme UR-GE Projesi’nde yer alan; “ALİMOĞLU MERMER GRANİT SAN.VE TİC. A.Ş., AYMAR DOĞALTAŞ MADENCİLİK DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ., BUMERANG MERMER SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., CENTURY STONE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ., ÇİZGİ MERMER VE GRANİT SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., DENMAR DEKORATİF MERMER İNŞ. TUR. TEK. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., EGE ANTİK MERMER SAN. TİC. LTD. ŞTİ., EGE JEOTEKNİK MÜHENDİSLİK SONDAJ MADEN TUR. İTH. İHR. SAN. TİC. LTD. ŞTİ., ELLE NATURAL STONE TUR. İTH. İHR. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ., MADENCİ TAŞ MADEN OTM. PETR ÜR. TUR. İNŞ. SAN. TİC. LTD. ŞTİ., MEKMAR DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ., ŞENLER MERMER MADENCİLİK SAN. VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ve UMUT İNŞ. VE İNŞ MALZ. TAAH. DEK. MERMER MADEN TUR. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.” firmaları İtalya temaslarına katıldı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Mevsim Geçişlerinde Bağışıklığı Güçlendirmenin 10 Yolu

Sonbaharı karşılamaya hazırlanırken fiziksel aktiviteler azalıyor, havaların da soğumasıyla enfeksiyon riski artıyor. Tatil döneminin bitmesi, okulların açılması, işe dönüşlerin artması ve COVID-19’un mutasyona uğramış bir alt varyantı olarak tanımlanan Eris Varyantı faktörü de dikkate alındığında, bu dönemde bağışıklık sisteminin güçlü kalmasına çok dikkat edilmesi gerektiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek, “Bağışıklık sistemimizi baskılayan ve zayıf düşüren faktörler; hatalı beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam, sigara, uyku düzensizliği ve stres gibi yaşam tarzımızla ilgili maddelerdir. Bu maddeleri hayatımızdan çıkarmadan, bağışıklık güçlendiren takviyeler tek başına hiçbir işe yaramaz. Ancak yaşam tarzınızda sağlıklı yaşama dair değişiklikler kalıcı olarak yapılandırıldığında, doğru kişiye doğru takviyeler bağışıklığın güçlenmesine yardımcı olur” açıklamasında bulundu.

 

Bağışıklık sistemi kısaca; vücuda girip hastalığa neden olan mikroplarla savaşan, vücudun savunma mekanizması olarak tanımlanabilir. Bağışıklığın zaman zaman çeşitli faktörlerden etkilenerek zayıf düşebildiğini ve buna bağlı olarak da bazı hastalıkların ağır veya sürekli tekrarlayan şekilde yaşanabildiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek, özellikle mevsim geçişleri ve sonbaharda bağışıklığı güçlendirmenin yollarını paylaştı:

  • Bağışıklık sisteminin salgıladığı antikorlar protein yapıdadır. Protein alımı yeterli düzeyde tutulmalı ve ihmal edilmemelidir. Kırmızı et, tavuk, hindi, balık, yumurta, bakliyatlar, süt ve süt ürünleri protein açısından zengin besinlerdir dolayısıyla bu besinlerin özellikle mevsim geçişlerinde tüketimi çok daha önemli bir hâle gelmektedir. Ayrıca bu grupta sayılabilecek çinko minerali de direnç arttırıcı bir etkiye sahiptir.
  • Karbonhidrat olarak basit şekere -sofra şekeri ve şekerle yapılan yiyecekler- ihtiyacımız olmadığı gibi bu yiyecekleri tüketmek bağışıklık sistemimizi yıpratır. Bu sebeple tam buğday ekmeği, karabuğday, yulaf, bulgur vb. gibi kompleks karbonhidratlar, kepekli, kabuklu tahıllar tercih edilmelidir.
  • Omega 3 yağ asitleri de bağışıklık sistemimizi güçlendirmede önemli rol oynarlar. Omega 3 denince akla gelen ilk örnek balık olmasına rağmen, semizotu ve cevizde de omega 3 bulunur. Balık tüketimi haftada 3 porsiyon şeklinde ızgara veya fırında olmalıdır. Tüketilemediği durumlarda doktor veya diyetisyen önerisiyle balık yağı takviyesi olarak alınabilir.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirmek için ilk adım dengeli beslenmedir. Şeker ve şeker içeren yiyecekler-içecekler, hamur işleri, kızartmalar, katkı maddesi içeren hazır yiyecekler, işlenmiş gıdalar ve katı yağ ile yapılmış yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Dengeli beslenme adımından sonra dikkat edilmesi gereken şey, dört besin grubundan da yeteri kadar beslenmektir. Bunlar süt ve süt ürünleri, et grubu, sebze/meyve grubu ve tahıllardır. Bu gruplar içerisinde enfeksiyon ile baş etme konusunda çok başarılı besinler mevcuttur. Özellikle sebze ve meyveler farklı renk özelliklerine göre sahip oldukları farklı antioksidan ve lif içerikleri sayesinde son derece önemlidir. Soğan, sarımsak, lahanagiller, turpgiller, brokoli, nar, portakal, avokado başta olmak üzere tüm sebze ve meyvelere beslenme düzeninde yer verilmelidir. Sebze ve meyvelerin bağırsaklarımızdaki yararlı bakteriler olan probiyotiklerin çoğalmasına yardımcı olması özelliği de savunma mekanizmamıza ekstra güç katar. Probiyotik sayımızı arttırmak için yoğurt, kefir, turşu, sirke gibi fermente ürünlerden faydalanacağımız gibi, doktor ve diyetisyen önerisi ile probiyotik/prebiyotik takviyeler de kullanılabilir.
  • Zerdeçal son zamanlarda üzerinde en çok konuşulan bitkilerden birisidir. Bağışıklık sistemini pozitif anlamda desteklediği bilinmektedir. Baharat olarak da çeşitli yemeklerin içinde kullanılabilir. Uzman kontrolünde besin takviyesi olarak da alınabilir.
  • Kuru yemişlerden ceviz, fındık ve badem içerdikleri; E vitamini, bitkisel yağ asitleri ve çeşitli mineral içerikleri sayesinde bağışıklığı desteklemeye yardımcı olurlar. Yağ çeşidi olarak da özellikle zeytinyağı, hindistan cevizi yağı, çörekotu yağı ve avokado yağı da güçlü antioksidanlar arasında yer alırlar.
  • Arıların kovanlarının hijyenini sağlamak için ürettiği propolisin de bağışıklığı arttırdığına dair kanıtlanmış çalışmalar mevcuttur. Üretim koşullarının güvenirliği ve kişiye olası alerjik etkiler nedeniyle doktor veya diyetisyen kontrolünde alınmalıdır.
  • Yeşil çay ve adaçayı, bir çay kaşığı doğal bal karıştırarak günde 2 fincan tüketilebilir. Ihlamur, rezene, zencefil ve kuşburnu çayları da önerilen çaylar arasındadır. Bu bitki çayları vücut direncini arttırmaya yardımcı olurlar.
  • Yukarıda bahsedilenlere ek olarak bol su tüketimi de vücuttaki toksinlerden arınmaya ve metabolizmayı canlandırmaya yardımcı olduğu için üzerine düşülmesi gereken önemli faktörlerden biridir.
  • Vücuttaki D vitamini düzeyini arttırmak için birincil tavsiye güneşten faydalanmaktır. Gerekli görülen durumlarda uzman bilgisi eşliğinde takviye alınmalıdır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Akciğerlerde Sertleşme Solunum Yetmezliğine Yol Açabilir

Toplumda ‘akciğerlerde sertleşme’ olarak bilinen pulmoner fibroz tedavide gecikildiğinde solunum yetmezliğine yol açabilen bir hastalık. Üstelik en tipik belirtisi olan nefes darlığı sinsi bir şekilde ortaya çıkıyor ve genellikle yavaş ilerliyor. Hastalığın ilerlemesiyle birlikte nefes darlığı giderek şiddetleniyor. Öyle ki özellikle yürürken, merdiven çıkarken veya yük taşırken gelişen nefes darlığı ilerleyen evrelerde hastaların giyinmek gibi en basit günlük işlerini bile yapamaz hale gelmelerine yol açabiliyor. Bu hastalığın bir başka önemli zararı da doğrudan kansere dönüşmemekle birlikte hastalarda akciğer kanseri gelişme riskini yükseltmesi. Yapılan çalışmalara göre; pulmoner fibroz hastalarında bu risk yüzde 7-20 oranında artıyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nur Dilek Bakan, bu nedenle pulmoner fibroz hastalığında erken teşhis ve tedavinin yaşamsal öneme sahip olduğuna dikkat çekerek, “Günümüzde bu hastalığın henüz kesin çözümü olmasa da akciğerlerde oluşan hasarın ilerlemesini önlemek, semptomları en aza indirerek hastanın yaşam kalitesini yükseltmek mümkün olabiliyor. Tedaviye erken dönemde başlandığında fibrozun ilerlemesini durdurmada veya yavaşlatmada daha etkili sonuçlar alınıyor. Erken teşhis için nefes darlığı şikayetinde zaman kaybetmeden mutlaka hekime başvurulmalıdır” diyor. 

Dünyada 1.5 milyon kişiyi etkiliyor!

Pulmoner fibroz, yani akciğer fibrozu geliştiğinde, akciğerlerin iç yüzeyini kaplayan hava kesecikleri ve akciğer dokusunun destekleyici yapıları zarar görüyor. Akciğerin bu yapılarının kalınlaşıp sertleşerek esnekliğini kaybetmeleri, içimize solunumla çektiğimiz oksijenin kanımıza geçişine engel oluyor. Bunun sonucunda nefes darlığı gelişmeye başlıyor ve ilerleyince solunum yetmezliğine neden olabiliyor. Dünyada tanı konulan 1-1,5 milyon pulmoner fibroz hastası olduğu belirtiliyor. Ancak tanı konulmamış hastalar da düşünüldüğünde gerçek rakamın daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. Türk Toraks Derneği’nin yaptığı araştırmaya göre; ülkemizde her yıl yaklaşık 4 bin kişiye pulmoner fibroz tanısı konuluyor.

 

Pek çok sebebi olabiliyor

Pulmoner fibroza neden olabilen pek çok etken var. Bağdokusu hastalıkları (romatoid artrit, skleroderma gibi),  çeşitli kimyasal gazlar gibi mesleksel veya çevresel maruziyetler ya da  bazı ilaçlar bu hastalığa en sık yol açan nedenler. Pulmoner fibroza sebep olabilecek bir etken bulunamazsa “idyopatik pulmoner fibroz” olarak adlandırılıyor. Bilgisayarlı tomografi, solunum fonksiyon testleri, bronkoskopi ile akciğerden alınan yıkantı sıvısı veya biyopsi ile nadiren cerrahi akciğer biyopsisi de hastalığın teşhisinde kullanılan en önemli araçları oluşturuyor. 

Nefes darlığı sinsi ilerliyor! 

Nefes darlığı, öksürük (çoğunlukla kuru), morarma, yorgunluk ve kilo kaybı, bu hastalığın başlıca belirtilerini oluşturuyorProf. Dr. Nur Dilek Bakan, nefes darlığının genellikle sinsi şekilde ortaya çıktığını ve giderek ilerlediğini vurgulayarak, “Hastalığın erken evrelerinde belirtiler pek anlaşılmıyor. En tipik yakınması olan nefes darlığı erken evrelerde ancak merdiven çıkmak ve koşmak gibi zorlu aktivitelerde gelişiyor. Hastalar hekime başvurduklarında sıklıkla altı ay veya daha uzun bir süredir var olan nefes darlığından yakınıyorlar. Bu nedenle hastalığın tanı ve tedavisinde gecikmeler yaşanıyor. Nefes darlığı çok önemli bir belirtidir, her durumda hekime başvurmayı gerektirir” diyor.  

 Hastalığın seyri hastaya göre değişebiliyor 

Pulmoner fibrozun klinik seyri değişken olduğu için nasıl ilerleyeceğini öngörmek genellikle zordur. Aynı pulmoner fibroz tipine sahip hastaların doğal seyri dahi değişkenlik gösterebiliyor; bazı hastalarda daha hızlı kötüleşme yaşanırken, bazılarında ise daha durağan bir seyir görülüyor. Prof. Dr. Nur Dilek Bakan, bu nedenle pulmoner fibrozun tedavisinin kişiye özel olarak planlandığına işaret ederek “Günümüzde bu hastalığı tamamen durduracak bir tedavi henüz mevcut değil. Akciğerlerde oluşan hasar da geri döndürülemiyor. Dolayısıyla akciğerde gelişen hasarın ilerlemesini önlemeyi amaçlayan tedaviler uygulanıyor. Tedaviye rağmen ilerleyen durumlarda ise kesin çözüm için akciğer nakli gerekebiliyor” diyor. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Erkek Kısırlığı Hakkında Bilinmesi Gereken Önemli Noktalar

İnfertilite yani halk dilinde kısırlık, cinsel yönden aktif bir çiftin 1 yıl korunmasız düzenli cinsel ilişkiye rağmen gebelik elde edememesi durumu olarak tanımlanıyor. Çiftlerin %15’inde ilk 1 yıl içinde bu durum görülebiliyor. Kısırlık; kadına, erkeğe veya her ikisine bağlı sebepler ile ortaya çıkabiliyor. Ancak erkek bireylerde görülen kısırlıkta çoğu zaman utanma ve çekinme duygularından dolayı tanı- tedavi süreçleri gecikiyor ve bebek sahibi olma şansı azalabiliyor. Sağlık sorunlarının bir parçası olan infertilite geç kalınmadan tedavi edildiği takdirde başarılı sonuçlar elde ediliyor. Memorial Dicle Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Birgi Ercili, erkek infertilitesi (kısırlığı) hakkında en çok merak edilenleri paylaştı. 

 

Gebelikte başarı oranını artıracak yöntemler denenebilir

“Erkek infertilitesi olup, doğal yolla gebe kalan kadın var mıdır?” sorusu infertil eşlere sahip olan kadınların en çok merak edip araştırdığı soruların başında yer alır. Bunun cevabı bu durumda hamile kalınmasının mümkün olduğu şeklindedir. Ancak erkeğin sağlıklı olduğu çiftlere göre, erkek infertilitesi olan bir bireyin eşinin gebe kalma olasılığı düşüktür. Ayrıca infertil erkeğin sperm kalitesinde de bozukluklar olacağı için, oluşan gebelik sağlıklı ilerlemeyebilir veya düşükle sonuçlanabilir. Erkek faktörüne bağlı kısırlık durumlarında tüp bebek tedavisi uygulanabilir. Doğal yollarla gebelik oluşmadıysa, sperm sayısı 5 milyon/ml’den az ise, azospermi (menide sperm hücresi görülmemesi) veya sperm kanallarında tıkanıklık varsa bazı yöntemler ile testisten sperm toplanarak tüp bebek uygulanması önerilebilir. 

 

Tedavi süreci ertelenmemeli

İnfertilite yani kısır çiftlerin %30’unda erkek faktörü sorumludur. Aynı zamanda erkek infertilitesinin %30’unun sebebi bilinmemektedir. Bunun dışında en sık görülen sebepler; varikosel (yumurtalık etrafındaki toplardamarların genişlemesi), inmemiş testis, azospermi (menide hiç sperm olmaması), geçirilen testis iltihapları (orşit-epididimit), sperm kanallarında tıkanıklık olması, kemoterapi-radyoterapi almış olmak veya hormonal bozuklukların olması durumunda gözlemlenmektedir. Erkek infertilitesinin genelde herhangi bir belirtisi bulunmamaktadır. Tanı aşamasında yapılacak ilk ve önemli test spermiyogram (semen analizi) olarak adlandırılan spermlerin sayısına, hareketine, yapısına bakılan testtir. Muayenede hormonal bozukluğu düşündürecek kıllanmada azalma, meme büyümesi gibi durumlar araştırılır. Mutlaka testis muayenesi yapılmalıdır. Testis boyutlarında küçülme, varikosel gibi durumlar böylece anlaşılabilir. Semen analizi olmazsa olmaz testtir. Ayrıca hormonal testler ve azospermi varlığında genetik testler istenebilmektedir.

 

Tavsiye üzerine alternatif tedaviler denenmemeli

Kısırlık, psikolojik olarak bireylerin çok fazla olumsuz etkilendiği kendini yetersiz hissettiği bir süreç olarak gözükebilir. Ortaya çıkan toplum baskısı veya yoğun duygularla evlat sahibi olma isteği ve kişinin hemen istediği sonuca varamaması özgüven kaybına yol açabilir. Ancak burada atılabilecek en sağlıklı ilk adım, olumlu düşünerek çekinmeden tedavi sürecinin başlatılması ve aksatılmamasıdır. Bu tür durumlarda toplumda sık sık yapılan hataların başında ise kişilerin kulaktan duyma bilgiler ile kendi başına denediği tedavi olabileceğini düşündüğü bazı durumlar yer alır. Bunlara ek olarak kişilerin denediği veya merak ettiği bazı tedavi yöntemleri şu şekilde sıralanabilir; 

  • Bitkisel ürünler; Bitkisel ürünlerin şifalı yanları olduğu kadar bilinmeyen zararlı yanları da olabilir. Bu ürünler doğru kullanılmadığında kişinin zehirlenmesine kadar yol açabilir. Hekime danışılmadan özellikle sanal ortamda ilaç niyetine satılan çaylar, bitkiler veya ilaçlar kullanılmamalıdır.
  • Hacamat; Hacamat tedavisinin erkek infertilitesinde kullanılabileceğine yönelik bilimsel bir çalışma yoktur.
  • Kök hücre tedavisi; Erkek infertilitesinde kök hücrenin başarılı olabileceğine yönelik çalışmalar vardır. Ancak bunlar bilimsel çalışma düzeyindedir ve henüz rutin klinik uygulamaya girmemiştir. Kök hücre tedavisi uygulanan bazı merkezlerde de başarı şansı düşüktür ve maliyeti yüksektir.

 

Başarılı bir tedavi süreci için dış etkenler azaltılmalı

Erkek infertilitesine sebep olan durumlara göre tedavi değişkenlik gösterir. Ancak tedavi şekli ne olursa olsun genel olarak bazı olumsuz dış etkenlerin ortadan kaldırılması başarı oranını yükseltebilir.  Sperm değerlerinde düşüklük varsa dengeli beslenmek, egzersiz yapmak, sigara ve alkolü bırakmak önemlidir. Özellikle sigara kullanımı sperm kalitesini oldukça kötü yönde etkilemektedir. Tütün ürünlerinin kullanımını sonlandırmak veya olabildiğince azaltmak gerekir. İdeal kiloda kalınması ve sporun hayatın bir parçası haline getirilmesi fiziksel ve ruhsal sağlık açısından önem arz eder. Ruhsal açıdan iyi hissetmek ve tedaviden başarılı bir şekilde sonuç elde edeceğini bilmek iyileşme sürecinde oldukça önemlidir. Bunun dışında anti-oksidan ilaçlarla sperm değerleri arttırılabilir. Eğer varikosel dediğimiz durum varsa bu ameliyatla düzeltilebilir. Hormonal bozukluklar bazı hormon ilaçlarıyla giderilebilir. Azospermi denilen menide sperm hücresi görülmemesi halinde ise Mikro TESE adı verilen yöntemle testisten sperm toplanabilir. Kısırlığın tamamen çözümsüz olduğu fikrine kapılmadan erken dönemde tedaviye başlanmalıdır. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kaspersky, Üniversiteler için Yeni İşbirliği Programı Olan, Academy Alliance'ı Tanıttı

Kaspersky’nin yüksek öğrenim kurumları için yeni ortaklık programı Academy Alliance başlıyor. Şirketin tanınmış siber güvenlik uzmanlığını ve Kaspersky’nin en yeni teknolojilerini öğretime entegre etmeyi amaçlayan bu ittifak, üniversitelerle iki ayrı şekilde faydalanma olanağı sağlıyor.

Kaspersky, gençleri siber güvenlik kariyerlerine teşvik etmek ve onları gerçek hayattaki siber güvenlik mücadelelerine hazırlamak için pratikteki deneyimlerini dünya genelinde yaklaşık 200 üniversitenin öğrencileriyle paylaştı. Eğitime katkı, şirketin misyonunun bir parçasını oluşturuyor ve daha güvenli bir dünya ve müreffeh bir toplum inşa etmek için önemli bir kaynağı temsil ediyor. Kaspersky, on yılı aşkın bir süredir yüksek öğrenim kurumlarıyla yakın bir şekilde çalışarak öğrencilerle bilgi birikimini paylaşıyor, yarışmalar ve konferanslar düzenliyor ve staj olanakları sağlıyor.

Yeni program, işbirliği için yeni bir çerçeve sağlayarak söz konusu ilişkileri güçlendirmek üzere tasarlandı. Kaspersky Academy Alliance, ortak ve gelişmiş olmak üzere iki tür üyelik sunuyor. Bunların her ikisi de portföyünde Bilişim, Uygulamalı Bilişim veya Bilgisayar Bilimleri eğitim programları bulunan ve yılda 400’den fazla lisans öğrencisi ve uzman ile 50’den fazla yüksek lisans öğrencisine eğitim veren yükseköğretim kurumları için uygun olacak şekilde tasarlandı. Gelişmiş seçenekte ise kuruluşların en az 50 öğrenciye bilgi güvenliği konusunda eğitim vermesi gibi ekstra bir şart yer alıyor.

Kaspersky Academy Alliance, üniversitelerin günümüzün zorluklarına hazır siber güvenlik uzmanları yetiştirmesine yardımcı olmayı amaçlayan, kapsamlı bir çözümü simgeliyor. Kaspersky uzmanları, programın genel olarak BT personelinin eğitim unsurunu da güçlendireceğine inanıyor.

Kaspersky Academy Direktörü Maria Gritsan, şunları söylüyor: “Kaspersky Academy Alliance, dünya genelindeki üniversitelerle onlarca yıllık ortaklık deneyimimizi pekiştiriyor. Bu program, üniversitelerin ihtiyaçları hakkındaki kapsamlı görüşlerimizi ve en etkili eğitim biçimleri hakkındaki anlayışımızı içeriyor. Kaspersky olarak sosyal projelere özel önem verirken, eğitimin inşa etmeye çalıştığımız güvenli geleceğin ana itici güçlerinden biri olduğuna inanıyoruz.”

Kaspersky Academy Alliance, şirketin dünya çapında siber güvenlik becerileri ve bilgisi geliştirme taahhüdünün bir parçasını oluşturuyor. Şirket, 42 ülkedeki üniversiteler ve akademik kurumlarla anlaşmalar imzaladı. Program, siber güvenlik teknolojilerini yaymaya ve öğrencilerin akademik sonuçlarını geliştirmeye hazır olan yeni üyeleri dahil ederek katılımcı sayısını artırmak için tasarlandı. Üye olmak için lütfen Kaspersky Academy Alliance ile iletişime geçin.

Kaspersky hakkında

Kaspersky, 1997 yılında kurulmuş küresel bir siber güvenlik ve dijital gizlilik şirketidir. Kaspersky’nin derin tehdit istihbaratı ve güvenlik uzmanlığı, dünya genelinde işletmeleri, kritik altyapıları, hükümetleri ve tüketicileri korumak için sürekli olarak yenilikçi çözümlere ve hizmetlere dönüşmektedir. Şirketin kapsamlı güvenlik portföyü, gelişmiş ve gelişen dijital tehditlerle mücadele etmek için önde gelen uç nokta koruması, özel güvenlik ürünleri ve hizmetleri ile Siber Bağışıklık çözümlerini içeriyor. 400 milyondan fazla kullanıcı Kaspersky teknolojileri tarafından korunmaktadır ve 220.000’den fazla kurumsal müşterinin kendileri için en önemli olanı korumalarına yardımcı oluyoruz. www.kaspersky.com adresinden daha fazla bilgi edinin.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sağlıkta İnovasyon: Dassault Systèmes'in Sanal İkiz Avatarı Emma ile Tanışın

  • Bu girişim, sanal ikizlerin tıbbi araştırmaları hızlandırma ve kişiselleştirilmiş bakım sağlamadaki rolü konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyor
  • Emma Twin, sosyal medyada sanal bir ikiz olarak, gerçek hastaları riske atmadan doktorların ve araştırmacıların hastalıkları ve tedavilerin etkilerini daha iyi anlamalarına nasıl yardımcı olduğunu belgeleyecek
  • Dassault Systèmes’in sanal ikizleri 40 yıldır hastaların, vatandaşların ve tüketicilerin yaşam kalitesini artırıyor

Dassault Systèmes (Euronext Paris: FR0014003TT8, DSY.PA) bugün “Emma Twin”i tanıttı. Emma Twin, sanal ikizlerin sağlık sektörünün geleceğini şekillendirmeyi hedefliyor. Bu bağlamda Emma Twin, yenilikçi yaklaşımıyla oynadığı kilit rol konusunda farkındalığı artırmayı hedefliyor.

 

Emma Twin, sosyal medya programı aracılığıyla vücudunun sanal ikizinin anonim sağlık verilerinden nasıl oluşturulduğunu açıklayan hikayeler paylaşacak. Emma Twin ayrıca doktorlara ve araştırmacılara yeni geliştirilmiş tedavilerin etkileri hakkında derinlemesine bilgi sağlayacak, testler için kullanılacak.

 

Emma Twin’in sosyal medya paylaşımları, devam eden araştırmalara ve tıbbi yeniliklere katılımını belgeleyecek. Medidata çözümlerini kullanan klinik deneyler, Yaşayan Kalp projesinde kalbinin farklı işlemlere verdiği tepki, CorNeat Vision’ın kornea nakillerini test etmek, Yaşayan Beyin projesinde epilepsi ve Alzheimer hastalığı çalışmaları, IASO ilaç uygulama ve izleme cihazını takmak ve evin yaşlı yetişkinler için optimize edilmesi Emma Twin’in kullanım alanlarından sadece birkaçı. Emma Twin ayrıca, DAMAE Medical’in cilt kanserini tespit etmeye yönelik taşınabilir mikroskobunu, Dynocardia’nın kan basıncı izleme çözümünü, FEops’un kardiyak izlemesini, LUCID Implants’ın kişiye özel yüz implantlarını ve VORTHEx radyoterapi simülasyon deneyimini de kullanıcılarına sunacak.

Dassault Systèmes Kurumsal Sermaye, Pazarlama ve İletişimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Victoire de Margerie konuyla ilgili şunları söyledi: “Emma Twin aracılığıyla, sanal ikizlerin sağlık hizmetleri üzerindeki etkisine ilişkin hikayeleri ilgi çekici ve anlamlı bir şekilde paylaşacağız. Sanal ikizlerimiz, hızla COVID-19 aşılarını geliştirmek, cerrahi prosedürleri optimize etmek ve hastalara tedavi seçenekleri konusunda daha iyi bir anlayış sağlamak için kullanıldı. Öncü teknolojimizden yararlanarak sağlık alanındaki büyük zorluklara dikkat çekebilir ve sanal dünyanın gerçek hayatta sonuçları nasıl iyileştirdiğini gösterebiliriz.”

Dassault Systèmes’in sanal ikizleri verilerle zenginleştirilmiş, gerçekliği bilimsel doğrulukla kopyalayan ve performansı sanal olarak test etmek ve iyileştirmek için kullanılan gelişen 3D modelleri içeriyor. Sanal ikizler ayrıca 40 yıldır tüketicilerin ve hastaların yaşam kalitesini artıran sürdürülebilir yenilikleri de beraberinde getiriyor.

 

Sanal ikizler, araştırma ve sağlıkla ilgili verilerin insan vücudunu modellemesine, test etmesine ve tedavi etmesine olanak sağlıyor. Bu sayede diğer endüstrilerin otomobiller, binalar veya uçaklarla yapabildiği kadar hassas, güvenli ve etkili bir şekilde daha kesin, koruyucu sağlık hizmetlerine yönelik acil ihtiyaçlara çözümlerin geliştirilmesine yardımcı oluyor.

 

Emma Twin, Dassault Systèmes’in sağlık hizmetleri ve hasta deneyimine adanmış “The Only Progress is Human” (Tek İlerleme İnsandır) girişiminin bir sonraki adımı. Şirket, 2020 yılında toplumsal ve çevresel zorluklara ilişkin farkındalığı artırmak ve kentleşme ve su tasarrufu gibi alanlarda sürdürülebilir yenilikleri teşvik etmek için sanal dünyaların kullanımına ilham vermek amacıyla The Only Progress is Human’ı başlattı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Erkunt ile Meyvecinin Kalbi Bursa'da Atıyor

Türkiye’nin önde gelen üretici firmalarından Erkunt Traktör, 03 – 07 Ekim’de TÜYAP’ın düzenlediği 20’nci Bursa Tarım Fuarı’nda meyvecilik ve bahçe tarımıyla uğraşan çiftçilerin ihtiyaçlarını dikkate alarak yenilediği modelleri beğeniye sunacak.

Erkunt Traktör fuarda, Stage 5 emisyon standartlarına uygun yerli motoruyla, piyasanın küçük, çevik ve manevra kabiliyeti en yüksek traktörlerini sergilerken; ailenin en büyük üyesi olan Deutz motorlu ve yine Stage 5 emisyonlu, yüksek beygir gücündeki modellerini de Bursalı çiftçilerle buluşturacak.

 

ÇİFTÇİNİN GÜCÜ

Tarım sektöründeki tüm gelişmeleri daha yakından görme ve son teknoloji tarım ürünlerini gözlemleme fırsatı sunan Bursa Tarım Fuarı’nın, gerek ülkemiz gerekse de uluslararası pek çok ülkeden binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapacağına dikkat çeken Erkunt Traktör CEO’su Tolga Saylan, “Türk çiftçisi ile beraber tasarladığı traktörleriyle “Çiftçinin Gücü” olmayı aklına koymuş, ilk yerli tasarım traktörün üreticisi olan Erkunt Traktör, fonksiyonel ve modern tasarımlı meyveci traktörler üretmeye devam ediyor. Bugünün çiftçisinin bir traktörden daha fazlasını talep ettiğini bilen, kaliteli ve çağın gereklerine uyan ürünü en ekonomik fiyatla almayı ve traktörü kullandığı müddetçe arkasında ona destek olacak üretici firmayı görmek istediğini göz önünde bulunduran Erkunt, meyve üreticilerinden gelen talepler üzerine yıllar önce tasarlamaya başladığı traktörlerini, bugün M Serisi adı altında kocaman bir aileye dönüştürdü. Erkunt, kendi küçük ama marifeti büyük bahçe traktörlerini, özellikle fındık, zeytin, kiraz, vişne, narenciye, armut ve şeftali gibi küçük ağaçlar için tasarladı. M Serisi sayesinde, meyvelere çarparak zarar veren büyük traktörler bahçe tarımında tarih oldu” diye konuştu. 

Her geçen gün Erkunt’a duyulan güvenin arttığına ve müşteri memnuniyetinin önemine değinen Saylan, Bursa Tarım Fuarı’nın Türkiye’nin en önemli tarım fuarlarından biri olduğunu vurguladı.

 

ÇİFTÇİLER, MEYVECİ TRAKTÖRLERİMİZİN MİMARLARI

Fuarıda çiftçileri büyük bir ekiple ağırlayacaklarını belirten Tolga Saylan, şunları söyledi:     “Tüketiciyi anlamak, onun ihtiyaçlarını karşılarken teknolojideki gelişmelerden geri kalmamak ve bir yandan da ona işini yaparken gereken konforu, performansı ve ekonomiyi sağlayacak traktörü tasarlamak çok önemli. Bu bakış açımızla uzun yıllardır sürdürdüğümüz AR-GE çalışmaları, testler ve denemelerden sonra, kendi topraklarımızda Türk mühendislerinin Türk çiftçisiyle birlikte tasarladığı traktörlerimizde, yeni emisyon standartlarına uygun olan yerli üretim motorumuzu kullanmaya başladık. Türkiye’nin birçok yerinde yapılan saha çalışmalarında performansı denenen eCapra Engine marka motorlar, yakıt tüketimi ve performans açısından çiftçilerimizden tam not aldı”

Bursa’nın, Meyveci traktörlerin kalbinin attığı yer ve her yıl potansiyeli artan yerli ve yabancı sektör paydaşlarını bir araya getiren büyük bir organizasyona ev sahipliği yaptığına dikkat çeken Tolga Saylan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yıllar içinde gelmeye devam eden talepleri ve saha çalışmalarımızdaki çiftçi buluşmalarımızı değerlendirdiğimizde, bahçe tarımının gün geçtikçe daha fazla önem teşkil ettiğini görüyoruz. Meyveci ve Bursa’nın birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini bilmekle birlikte, Erkunt Traktör bu fuarda sadece Türkiye pazarında en çok ilgi gören bahçe traktörlerini sergilemekle kalmayacak. Stage 5 emisyon standartlarına uygun 4 silindirli Turbo Intercooler ve Common Rail yakıt enjeksiyon sistemine sahip Deutz motoru ve 16 ileri 16 geri Powershift transmisyonu, veya opsiyonel olarak sunduğumuz 16 ileri 8 geri Powershuttle seçeneğiyle 126,5 beygir gücündeki Hasret 125 Lüks CRD5 modelimiz de sektördeki iddiamızı destekleyerek Bursa çiftçisinin beğenisine sunulacak”

 

FUARA ÖZEL YENİ ÜRÜNLER

Fuarda yeni modellerinin ilgi görmesini beklediklerini de kaydeden Erkunt Traktör CEO’su Tolga Saylan,  “Bursa çiftçisinin yakından tanıdığı Meyveci modellerimiz ve 52 beygir gücündeki Kısmet 50 Bahçe modelimiz, Stage 5 emisyonlu Deutz ve yerli eCapra motorlarıyla bu fuarda sergilenecek ürünlerimiz arasında yer alacaklar. 67 beygir gücünden, arttırılmış motor gücü özelliği ile 73,6 beygir gücüne çıkan POWER modu ile 3 silindirli Nimet 70 Meyveci CRD5 ve 75,3 beygir gücündeki 4 silindirli Servet 80.4 Meyveci CRD5 modellerimiz, 16 ileri 8 geri Hi-Lo transmisyona ek olarak 32 ileri 16 geri sürüngen vites opsiyonlarıyla göz dolduracak. 38,8 km/sa maksimum hıza ulaşan ve arttırılmış motor gücü özelliğiyle 52 beygir gücünden 57 beygir gücüne çıkan POWER moduyla, 8 ileri 8 geri Carraro mekanik şanzımanlı ve mevcut 3A modeline göre %25 bir tork artışına sahip Stage 5 emisyonlu ve eCapra motorlu Kısmet 50 Bahçe modeli ise Bursalı çiftçilerle buluşacak modellerimiz arasında yer alacak. Pazara girdiği andan itibaren çiftçilerin yeni gözdesi olacak, üstün teknolojiyle üretilen, donanımlı, aynı zamanda havaya karışan zararlı egzoz gazlarını %93 oranında azaltan Stage 5 Ecapra motorlu ve Deutz motorlu yeni modellerimizle fuar alanında çiftçilerimizi bekliyor olacağız” ifadesini kullandı.

Bursa Fuarı’nda bağ, bahçe ve tarla segmentlerinde en çok satan Erkunt Traktör ürünlerinin dışında 1984 yılından bu yana tarım makineleri sektöründe kendi tasarım ve üretim kabiliyetleriyle toprak işleme makinelerinin üretimini gerçekleştirdikleri Hisarlar markasının da olacağını hatırlatan Saylan, “Traktörün tamamlayıcı ürünü olan tarım ekipmanları konusunda uzman, geniş ürün yelpazesine sahip olan Hisarlar ve Erkunt stantlarımıza tüm çiftçi dostlarımızı davet ediyorum” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Axoft Intelligent Solutions, Google VT Ortaklığı

Dijital hizmetler alanındaki kanal uzmanlığını Google Cloud’un VirusTotal ürünüyle yaptığı iş birliği ile pekiştiren Axoft Intelligent Solutions, yatırımlarını hem Türkiye’de hem de globalde genişletmeyi hedefliyor.

 

Google Cloud’un VirusTotal Enterprise çözümünü portföyüne ekleyen Axoft Intelligent Solutions, siber güvenlik pazarında oldukça popüler olan ürünün kurumsal versiyonunu müşterilerine ve iş ortaklarına ulaştırıyor. Axoft Intelligent Solutions, ayrıca bu kurumsal sürümün faydaları konusunda farkındalığı artırmayı ve pazarın büyümesini sağlamayı hedefliyor.

 

Google Cloud’un VirusTotal’ı

Google tarafından 2012 yılında satın alınan VirusTotal, Google Cloud tarafından sunulan en popüler hizmetlerden birisi olarak biliniyor. Dünyadaki en zengin ve en eyleme geçirilebilir kitle kaynaklı tehdit istihbarat paketi olan Google VT, siber güvenlikten sorumlu olan ekiplere ağlarını siber güvenlik tehditlerinden proaktif olarak koruyabilmeleri için son teknoloji bir yönetim ortamı sağlıyor.

Axoft Intelligent Solutions Türkiye Ülke Müdürü Bahar Pınarlı,  Axoft Intelligent Solutions Türkiye olarak daha gelişmiş sorgulama ve analiz yeteneklerine sahip VirusTotal Enterprise’ın distribütörlüğünü alıyoruz. Kurumsal versiyon, büyüklüğü ne olursa olsun her kullanıcının IP, URL, FILE ve HASH sorguları yapabilmesini sağlıyor ve SIEM, SOAR ve XDR gibi üçüncü parti güvenlik çözümleriyle API entegrasyonu sayesinde daha kapsamlı bir güvenlik analizi ve görünürlüğü sağlayabiliyor. Halihazırda XDR, SOAR, SIEM gibi çözümleri kullanan kurumların Google Cloud’un VirusTotal Enterprise’ını bu güvenlik çözümlerini destekleyecek şekilde konumlandırmasını daha uygun buluyoruz. Axoft Intelligent Solutions’ın müşteri portföyünde halihazırda Türkiye’nin önde gelen büyük kurumları var ve biz de DNS ve Tehdit İstihbaratına odaklandığımız için bu alanda geniş bir deneyim ve bilgi birikimine sahibiz.”

Axoft Intelligent Solutions ayrıca Google Cloud VirusTotal Enterprise sürümünün Türkiye pazarında büyümesine ve gelişmesine katkıda bulunmayı hedefliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı