Aylık arşivler: Kasım 2023

Tencere yemeği obeziteyi önlüyor

Tencere yemeği obeziteyi önlüyor

Şehir yaşamının yoğunluğu ve koşturmacası içinde bazen yemek öğünleri atlanabiliyor, hatta bazen vakit ayrılamadığı için hazır yemeklerle gün geçiştirilebiliyor. Yapılan son çalışmalara göre ev dışı hazır gıda tüketiminin Avrupa ve ABD’de olduğu gibi Türkiye’de de artış içinde olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek, “Mutfak kültürümüzün önemli bir parçası olan tencere yemekleri, pek çok yönüyle hazır yemeklerden çok daha sağlıklı bir seçenek. Evde pişirilen tencere yemeklerini tüketmek, pek çok bilimsel çalışmaya göre obezite riskini de azaltıyor” açıklamasında bulundu.

 

Özellikle son yıllarda yaşam tarzlarında yaşanan değişim, online siparişlerle hazır tüketim gıdalara kolay ve hızlı erişim gibi nedenlerle ülkemizde de tencere yemeği hazırlama geleneğinin gittikçe azaldığına dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek, “Ancak tablonun diğer tarafında organik yaşamı önemseyen, sürdürülebilirlik bilinci taşıyan tüketiciler de yok değil. Bugün pek çok insan tencere yemeklerini yeniden keşfediyor” dedi.

 

Tencere yemekleri hazır yemeklere göre çok daha sağlıklı pişiyor

Tencere yemekleri, ev dışı yapılan veya katkı maddeleri içeren hazır yemeklere göre çok daha sağlıklı bir seçenek olmasıyla önemini koruyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek, “Tencere yemekleri; çoğunlukla bitkisel sıvı yağlarla yapılması, birçok çeşit besinin bir arada bulunabilmesi, sebze ve bakliyat yemeklerini çeşitlendirmesi, lezzet artırıcı koruyucu katkı maddelerinin kullanılmaması gibi pek çok nedenden dolayı hazır ve ev dışı tüketilen yemeklere göre çok daha sağlıklı pişiyor” ifadelerini kullandı.

 

Tencere yemekleri yeniden keşfediliyor 

Bazı çalışmalara göre tencere yemeklerinin özellikle çocukların daha az yağlı beslenmelerini sağladığını ve bunun da obezite riskini düşürdüğünü hatırlatan Tuba Örnek, “Tencere yemekleri sağlığımız açısından pek çok malzemeyi bir araya getirmekle kalmıyor aynı zamanda tüm aileyi aynı sofrada buluşturarak aslında aile bağlarını da güçlendiren bir etki yaratıyor. Anadolu’nun mutfak kültüründe yüzyıllardır var olan tencere, bugün ülkemizin farklı yörelerinden binlerce çeşit yemeğin de olmazsa olmazı. Binlerce yıl önce insanlığın beslenme şeklini değiştiren, ateş üzerinde pişirilen yemeklerden suda pişirilen yemeklere geçişi sağlayan tencere; farklı malzemelerle yapılan çeşitleriyle günümüz mutfaklarının lezzet şölenlerinin de başrolünde” dedi.

 

Tencere yemeklerinin içeriği mevsime ve ihtiyaca göre belirlenebiliyor

Tencere yemeklerinin en önemli temel malzemeleri zeytinyağı, kuru soğan, salça/domates ve havuç. Tuba Örnek, “Sonbahar ve kış dönemi için ıspanak, pırasa, kereviz, brokoli, pazı, lahana, karnabahar gibi vitamin-mineral deposu ve lif bakımından zengin sebzeleri sıkça tüketmek gerekiyor. Ayrıca lif ve protein açısından zengin olan, kalsiyum, çinko, magnezyum ve demir içeren; kuru fasulye, nohut, mercimek, barbunya ve bezelye gibi kuru baklagilleri yaz/kış demeden haftada ortalama 2 defa tüketmek çok önemli” ipuçlarını paylaştı.

 

Tencerenin üretim malzemesine de çok dikkat etmek gerekiyor

Ancak tencere yemeklerinin bütün bu faydalarından yararlanmak için yemek yaparken kullanılacak tencerenin hangi malzemeden üretildiğinin de önemli olduğuna dikkat çeken Tuba Örnek, “Paslanmaz çelik, dökme demir, granit ve seramik sağlıklı tencere seçimi için en doğru alternatifler arasına giriyor. Teflon veya alüminyum gibi malzemelerle yapılmış ürünleri kullanmaktan kaçınmak gerekiyor” uyarısında bulundu.

 

 

Sağlıklı bir tarif: Kıymalı karnabahar yemeği 

Malzemeler:

1 kg karnabahar, 1 adet soğan, 2 adet havuç, 250 gr kıyma, 1 yemek kaşığı salça, 4 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 bardak su, tuz ve karabiber. 

Yapılışı:

Zeytinyağında doğranmış soğan ve havucu birkaç kez çevirdikten sonra kıymayı ekleyin ve biraz kavurun. Daha sonra salçayı ekleyin. Yıkayıp çiçeklerine ayırdığınız karnabaharla birlikte tüm karışıma 1 bardak su ve karabiber ilave edin. Tencerenin kapağını kapatıp pişmeye bırakın. Tuzunu, yemek piştikten sonra eklerseniz iyottan daha fazla yararlanmış olursunuz. Bu tarifi farklı sebzeler için de uygulayabilirsiniz. 

Karnabahar yemeği, bağırsaklarımızdaki probiyotikler için harika bir besin kaynağı. Protein, karbonhidrat ve yağ oranları dengeli. Vitamin ve mineral açısından zengin yemeğinizi; isteğe bağlı olarak pul biber, zerdeçal gibi diğer baharatlarla ve limonla zenginleştirebilirsiniz. Böylece yemeğin antioksidan özelliği de artmış olur.

 

Yanında ne iyi gider?

Sağlıklı ve dengeli bir öğün için yemeğinizin yanında 1 dilim tam tahıllı ekmek, yeşil yapraklı sebze ağırlıklı salata, yoğurt veya ayran da tüketebilirsiniz.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Trump Art Gallery'de yeni sergi:

Trump Art Gallery’de yeni sergi:

‘La Harmonia Del Contrastes (Zıtlıkların Uyumu)’

Sanatçı Cem Özerol’un, spatula ve yağlı boyanın gücüyle, asimetriyi ve zıtlıkları hem renk hem de doku olarak eserlerine yansıttığı ‘La Harmonia Del Contrastes (Zıtlıkların Uyumu)’ isimli sergisi, Trump Art Gallery’de sanatseverlerle buluşuyor. Sergi Kasım ayı süresince görülebilir.

Trump Alışveriş Merkezi’nde yer alan Trump Art Gallerysanatçı Cem Özerol’un ‘La Harmonia Del Contrastes (Zıtlıkların Uyumu)’ adlı sergisine Kasım ayı boyunca ev sahipliği yapacak. 

Spatula ve yağlı boyanın gücüyle, asimetriyi ve zıtlıkları hem renk hem de doku olarak eserlerine yansıtan sanatçı Cem Özerol, resmin genel kurallarından biri olan resim içi asimetrinin her zaman ilgisini çektiğini söylüyor. Bir resme bakarken hoşa giden ilk unsurun belki de simetri olduğuna dikkat çeken Özerol, “Sanat eseri diyebileceğimiz her resmin içine girip detaylarına, figüratif bir resimse figürlerin duruş şekillerine baktığınızda, o eserin içindeki asimetriyi görmek ve bu asimetrilerin toplamında göze hoş gelen bir eser ve simetri olduğunu anlamak beni daima heyecanlandırmıştır” diyor.

Picasso etkileri… 

Mikro ölçekte zıt renklerin ve zıt spatula hareketlerinin, makro olarak bakıldığında göze hoş gelen bir simetri ve uyum yakalayabilmesi için uğraştığını belirten Özerol, “Her zaman, üzerinde yaşadığımız yerkürenin ve insanoğlunun kendisinin de zıtlıklarla dolu olduğunu ve bu zıtlıklar olmasa buranın sıkıcı bir yer olabileceğini düşünmüşümdür” şeklinde konuşuyor ve sergi isminin neden İspanyolca olduğunu şu sözlerle açıklıyor: “Bahsettiğim zıtlıkları (kontrastları) birçok İspanyol ressamda ve özellikle Picasso’da gördüm ve onları hatırlatması umuduyla sergiye İspanyolca bir isim vermek istedim”.

“Resimler beni ölümsüz kılıyor”

Kalın yağlıboya ve spatulanın birleşmesiyle dokusu yoğun olan resimleri gören sanatseverlerin resme dokunmak ve ellerini resmin üzerinde dolaştırmak isteklerini belirten Cem Özerol bunun kendisini ölümsüz kıldığını söylüyor: “Bu dokunuşlar benim için çok varoluşsal bir tatmin yaratıyor. Zira her birimiz vakti gelince bu dünyadan ayrılacağız ancak bu resimler varlığını sürdürecek. Yaparken tek tek kardığım ve değdiğim boyaya şimdi ve sonra başka insanlar dokunacak. Bu da belki bana sonsuz bir varoluş sağlayacak. Bu sergiyi gezecek olanlara bu duyguyu geçirebilmeyi umut ediyorum”

Küratörlüğünü Kenan Bahadır Derre’nin üstlendiği sergi, 30 Kasım tarihine kadar Trump Alışveriş Merkezi B2 katında bulunan Trump Art Gallery’de ziyaret edilebilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Burhaniye fotoğraf yarışmasında sona gelindi

BURHANİYE FOTOĞRAF YARIŞMASINDA SONA GELİNDİ

1’inci Ulusal “Körfez’in İncisi Burhaniye” fotoğraf yarışması için başvurular 21 Kasım

2023 Salı günü sona eriyor.

İlçenin fotoğraf yoluyla tanıtımına katkıda bulunurken; tarihi, doğası, turizmi,

geleneksel etkinlikleri, kültür ve sanatı, sosyal hayatı, birey ve toplum yaşamından

kesitler sunmak temaları üzerinde oluşturulan yarışma Türkiye Fotoğraf Sanatı

Federasyonu destekleri ile Burhaniye Belediyesi tarafından yapılıyor.

Ücretsiz katılımın olduğu yarışmada katılımcılar 21 Kasım 2023 Salı gününe kadar

TFSF’nin web sitesi üzerinden seçici kurula sunulmak üzere fotoğraflarını

yükleyebilecek. İlk 3’e giren fotoğrafların sanatçılarının madalya ve plaketle

ödüllendirileceği yarışmada; birinciye 10 ₺, ikinciye 8 ₺, üçüncüye 6 ₺

para ödülü verilirken, mansiyon, Burhaniye Belediyesi özel ödülü, sergileme ve satın

almada da para ödülü ile fotoğraf sanatçıları ödüllendirilecek.

Son yükleme tarihine kadar yarışmaya katılmak isteyenler,

www.tfsfonayliyarismalar.org web sitesinden şartnamedeki özelliklere uygun

fotoğraflarını online olarak sisteme yükleyebilecekler.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bıtdefender mobile securıty androıd için en iyi güvenlik yazılımı seçildi

BITDEFENDER MOBILE SECURITY

ANDROID İÇİN EN İYİ GÜVENLİK YAZILIMI SEÇİLDİ 

 

2023’ÜN EN İYİ ANDROİD ANTİVİRÜS UYGULAMASI 

BITDEFENDER MOBILE SECURITY OLDU

 

Dünyanın en çok kullanılan mobil işletim sistemi Android, bankacılık işlemlerinden eğlenceli oyunlar oynamaya kadar hayatın her alanında yer ediniyor. 2023’ün sonunda 3,6 milyar insanın Android işletim sistemi kullanması beklenirken, bu durumdan faydalanmak isteyen birçok kötü amaçlı kişiler bulunuyor. Birleşik Krallık’ın en çok ziyaret edilen teknoloji sitesi Techradar uzmanlarının incelemeri sonucu 2023’ün en iyi mobil antivirüs çözümü seçilen Bitdefender Mobile Security, üstün korumasıyla rakiplerinden ayrılan çözümler sunuyor.

 

Günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası olan akıllı telefon ve tabletler, kullanıcılara birçok alanda çeşitlilik ve erişilebilirlik sağlıyor. Kişisel bilgiler, kredi kartı ve bankacılık işlemleri gibi hassas verileri barındıran bu cihazlar, kötü amaçlı kişiler tarafından da çeşitli saldırılara maruz kalabiliyor. 2023’ün sonunda 3,6 milyar insanın Android tabanlı cihaz sahibi olacağı göz önünde bulundurulduğunda, dünya nüfusunun yaklaşık yarısı ciddi tehlikelere karşı hedef haline geliyor. Birleşik Krallık’ın en çok ziyaret edilen teknoloji sitesi Techradar uzmanları tarafından en iyi mobil antivirüs çözümü seçilen Bitdefender Mobile Security, cihaz performansını etkilemeden siber tehditlere karşı otomatik koruma sağlıyor. Kötü amaçlı yazılımları algılama, kötü amaçları yazılımlara karşı koruma, performans ve bataryayı verimli kullanma gibi kategorilerdeki tüm testleri başarıyla geçen Bitdefender Mobile Security, tüm bu işlemleri kullanıcıyı rahatsız etmeden gerçekleştirerek rakiplerinin önüne geçiyor.

 

Sessiz Koruma, Üstün Performans

 

Bireysel ve kurumsal kullanıcılar için ödüllü antivirüs ve siber güvenlik çözümleri sunan Bitdefender Mobile Security, Birleşik Krallık’ın en çok ziyaret edilen teknoloji sitesi Techradar uzmanları tarafından en iyi mobil antivirüs çözümü seçildi. Android tabanlı akıllı telefonları ve tabletleri kötü amaçlı saldırılardan, virüslerden ve yazılımlardan koruyan Bitdefender Mobile Security, kullanıcı dostu ara yüzüyle kullanıcılarına pratik kullanım ve etkin koruma sağlıyor. Zararlı yazılım ve saldırılara karşı arka planda sessizce çalışan Bitdefender Mobile Security, kullanıcıyı rahatsız etmeden bilgilendiriyor. Bu sayede kullanıcılar, günlük işlerine ara vermeden dijital dünyada güvenli bir şekilde işlemlerini gerçekleştirebiliyor.

 

“Tehditleri Otomatik Olarak Önleyen, Etkili Bir Güç”

 

Mobil antivirüs programlarının kişileri kötü amaçlı yazımlardan koruduğunu ve cihaz performansını artırdığını belirten Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, “Dijital çağın en çok kullanılan cihazları olan akıllı telefon ve tabletler, artık sadece bir iletişim aracı değil, kişisel ve bankacılık gibi hassas bilgileri barındıran özel cihazlardır. Bu bilgilere erişmek için yöntem ve taktiklerini sürekli olarak geliştiren siber saldırganlar, çevrimiçi ortamlar yoluyla ya da zararlı uygulamalarla android kullanıcılarını tehdit etmeye devam ediyor. Bu tür tehlikelere karşı cihaz performansını etkilemeden tam koruma sağlayan Bitdefender Mobile Security, kullanıcı dostu arayüzüyle etkili bir güvenlik sunuyor. Verimli batarya kullanım özelliğine sahip Bitdefender Mobile Security, cihaz kullanımına olumsuz bir etkisi bulunmadan arka planda sessiz bir şekilde çalışarak tehditleri otomatik bir şekilde önlüyor.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Brisa 2023 yılının ilk dokuz ayında güçlü finansal performansını sürdürdü

Brisa 2023 yılının ilk dokuz ayında güçlü finansal performansını sürdürdü

 

Sabancı Holding ve Bridgestone Corporation iştiraki olan Türkiye lastik sektörünün mobilite lideri Brisa, 2023 yılının ilk dokuz ayında dengeli kanal dağılımı ve sağlam bilançosu ile güçlü bir performans gösterdi.

 

Şirket, yılın ilk 9 aylık döneminde riskten korunma işlemleri ve etkin fiyatlama stratejisi sonucunda operasyonel karlılığını korudu ve geçen yılın aynı dönemine göre faaliyet karında %59 artış kaydetti.

 

Brisa, 2023 yılı ilk dokuz ayında tek seferlik gelir/ giderler sonrası net karını geçen yılın aynı dönemine kıyasla %46 arttırarak 2 milyar 154 milyon TL olarak gerçekleştirdi.

 

 

Türkiye lastik sektörünün mobilite lideri Brisa, 1 Ocak – 30 Eylül 2023 dönemine ait finansal sonuçlarını açıkladı. Şirket, bu dönemde dengeli finansman maliyetleri ve bilançosu ile güçlü bir performans gösterdi, düşük borçluluk oranını korudu.

 

Brisa, 2023 yılı ilk 9 ayında geçen yılın aynı dönemine göre cirosunu %53 artırdı. Faaliyet karında ise %59 artış gösterdi. Şirketin, 2023 yılı 9 aylık net karı tek seferlik gelir/ giderler hariç tutulduğunda geçen yılın aynı dönemine göre %70 artış gösterdi. Tek seferlik gelir/ giderler sonrası ise bu oran %46 olarak gerçekleşerek net kar 2 milyar 154 milyon TL oldu. 

 

Şirketin 2023 yılı ilk dokuz aylık sonuçlarını değerlendiren Brisa CEO’su Haluk Kürkçü; bu dönemde stratejik iş hedeflerine ulaşma yönündeki güçlü faaliyetlerini devam ettirdiklerini belirtirken, şöyle devam etti: “2018 yılında 300 milyon dolar yatırımla kurduğumuz Aksaray’daki lastik fabrikamızda 34 milyon dolarlık ilave yatırımla kapasite artışına gidiyoruz. Bu yatırımla birlikte yılda 4,6 milyon lastik üretim kapasitesine ulaşmayı planlıyoruz. Kapasite artışı ile devreye alacağımız özel karışım teknolojisiyle elektrikli araçlar gibi gelişen mobilite trendlerine uygun, sürdürülebilir, son teknoloji ve dünya standartlarında ürünleri daha hızlı bir şekilde pazara sunacak, araç üreticilerinin mobilite partneri olma tarafındaki gücümüzü artıracağız. Aynı zamanda Türkiye’nin ve sektörümüzün güçlü bir ihracatçı şirketi olarak, uluslararası pazarlarda söz sahibi bir oyuncu olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Türkiye’de ürettiğimiz teknolojimizi güçlü ihracatımızla dünyaya yayıyoruz. Şu anda 90’a yakın ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Aksaray Fabrikamızdan ise 77 ülkeye lastik gönderiyoruz. Yeni yatırımımız ile bu sayıyı daha da artırmayı hedefliyoruz.”

 

Ayrıca Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile 100 milyon dolar karşılığı TL tutarında “sürdürülebilir kalkınma” odaklı kredi anlaşmasına imza attıklarını vurgulayan Haluk Kürkçü, “Bu krediyi 2023-2025 dönemi yeni yatırım harcamaları programını finanse etmek için kullanacağız. Aksaray Fabrikamızda yeni makine ve ekipman edinimi ile kapasite artışını ve İzmit Fabrikamızda yakıt tasarruflu ve düşük karbon emisyonlu ürünlerin üretimini artırmaya yönelik modernizasyon ve iyileştirme yatırımları yapacağız” diye konuştu.   

 

Kürkçü, lastiğin ötesinde hizmetler sunarak Türkiye’deki mobilite dönüşümüne de liderlik etiklerini belirterek, şunları kaydetti: “Otopratik ve Propratik hızlı bakım noktalarını Mobilite Merkezleri’ne dönüştürüyor ve yaygınlaştırıyoruz. 2023 yılında toplam 150 mağazaya ulaşmayı hedefliyoruz. Yeni hizmetlerimizi devreye alıyoruz. Otopratik ile İstanbul’da ‘Yerinde Servis’ uygulaması başlattık. Aynı zamanda Otopratik mağazalarımız elektrikli şarj istasyonu hizmetini en yaygın olarak sunan Türkiye’deki ilk hızlı bakım servisi zinciri konumunda. 2023 sonu itibariyle bu sayıyı 70 istasyona çıkarmayı hedefliyoruz. 2030 yol haritamızda ise her Otopratik’te E-şarj istasyonu hedefimiz var. Diğer yandan bu dönemde, Otopratik markamız Cenntro Türkiye ile, elektrikli araçlar sektöründe büyük bir açığı kapatacak ve ilk olma niteliğinde bir iş birliğine imza attı.  Anlaşma kapsamında Otopratik noktaları, Cenntro Türkiye’nin elektrikli araçlarına teslim, satış sonrası bakım ve onarım hizmetleri verecek.”

 

Brisa’nın  sosyal yatırımlarına güçlü şekilde devam ettiği bir dönem geçirdiğini vurgulayan Kürkçü, “Deprem bölgesinde ekonomik ve sosyal hayatın yeniden canlanmasına destek olmak için ilk günden beri çalışmaya devam ediyoruz. Sabancı Cumhuriyet Seferberliği kapsamında deprem bölgesinin yerel kalkınmasına öncülük edecek anlamlı bir projeye daha imza attık. Cumhuriyetimizin 100. Yılında, Habitat Derneği iş birliği ve Sabancı Topluluğu şirketlerinden Kordsa, Teknosa ve Temsa’nın katkılarıyla Sabancı Hatay Kuluçka Merkezi’ni açtık. Bu merkez sayesinde yerel kalkınmaya, gençlerin, kadınların yeniden ekonomik ve sosyal hayata katılmalarına destek olmayı hedefliyoruz” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Alerjik çocuklar grip aşısı olmalı mı?

Doç. Dr. İlknur Külhaş Çelik merak edilen soruyu yanıtladı

Alerjik çocuklar grip aşısı olmalı mı?

 

Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. İlknur Külhaş Çelik kış mevsiminde özellikle okullarda hızla yayılan gribe karşı dikkatli olunması gerektiğinin altını çizerek, “Alerjik çocuklar özellikle de astımı olanlar risk altında. Gribe neden olan influenza virüslerinden korunmada, aşı en etkili ve güvenli yöntem. Aşı ile gribe bağlı komplikasyonlar, hastane yatışları ve ölümün önlenmesinin yanı sıra gribin yayılması da engellenir.  Fakat alerjik çocuklara aşılar deneyimli sağlık kuruluşlarında ve bir hekim gözetimde yapılmalıdır” dedi.

 

Gribe neden olan pek çok virüs var. Ama en sık karşılaştığımız İnfluenza virüsü. İnfluenza A ve B virüsleri, sonbahar ve kış aylarında kişiden kişiye kolayca bulaşabiliyor ve mevsimsel grip salgınlarına neden oluyor. Dünya çapında bulunan bu virüsler, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kış aylarında her yaş grubundaki bireyleri etkiliyor. Özellikle alerjik çocuklar grip gibi solunum yolu enfeksiyonlarına daha yatkın oldukları için ebeveynleri her yıl İnfluenza aşısı ya da daha bilinen adı ile grip aşısı olup olmama konusu ikilemde bırakıyor. Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. İlknur Külhaş Çelik gribin hafif bir hastalık olarak bilinse de yüksek risk grubunda bulunan hastalarda ciddi sağlık sorunlarına ve ölümlere neden olabileceğini belirterek, “Alerjik hastalıklar arasında yer alan astıma sahip olan hastalar, grip için yüksek risk grubunda bulunmaktadır. Astımlı hastalarda grip etkisini daha ağır göstermekte ve astım ataklarını tetikleyerek hastane yatışlarına neden olmaktadır. Gribe neden olan influenza virüslerinden korunmada, aşı en etkili ve güvenli yöntemdir. Aşı ile gribe bağlı komplikasyonlar, hastane yatışları ve ölümün önlenmesinin yanı sıra gribin yayılması da engellenir” diye konuştu.

 

“Aşılar, mutasyonlara karşı DSÖ tavsiyeleriyle her yıl yeniden hazırlanıyor”

 

Mevsimsel gribe neden olan influenza virüslerinin her yıl değişikliğe uğradığı için grip aşılarının da, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tavsiyeleri dikkate alınarak her yıl yeniden hazırladığını ifade eden Çelik, aşıların Ekim-Kasım ayları içinde piyasaya çıkartıldığını bu nedenle geçmiş yıllarda grip aşısı yapılmış olmasına bakılmaksızın, grip aşısının her yıl tekrarlanması gerektiğini ifade etti. Aşıların altı aydan büyük olmak şartıyla her yaşta güvenle uygulandığını ifade eden Çelik şöyle devam etti: “6 ay- 8 yaş arası çocuklara eğer ilk kez uygulanacaksa bir ay arayla iki doz aşı yapılması, daha sonra ise yılda bir kez tek doz uygulanması önerilmektedir. Diğer yaş gruplarında ise yılda bir kez tek doz uygulanmaktadır.  Aşının etkisi yaklaşık 2 hafta sonra başladığı için grip mevsimi başlamadan hemen önce tercihen Ekim-Kasım aylarında yapılması gerekmektedir. Aşılama zamanı korunma açısından önemlidir, aşı erken yapılırsa salgının pik yaptığı aylarda etkisini yitirebilir, geç yapıldığında ise hasta aşı öncesi virüsü kapıp hastalığı geçirebilir.”

 

Grip aşısının 3 tipi bulunduğunu söyleyen Çelik aşıları şöyle anlattı: “İnaktif (ölü), canlı ve rekombinant (DNA teknolosi ile üretilen). Türkiye’de sadece inaktif aşı bulunmakta olup, bu aşının içinde canlı virüs bulunmamaktadır. Bazı grip aşıları tavuk yumurtalarında üretildiği için içeriklerinde çok düşük miktarda yumurta bulunmaktadır. Ancak, bu durum yumurta alerjisi olan çocuklara grip aşısı yapılması açısından engel teşkil etmemektedir. Diğer aşılar gibi anafilaksi (alerjik şok) tedavisi konusunda deneyimli sağlık kuruluşlarında ve bir hekim gözetimde yapılmalıdır. Daha önce grip aşısı yapıldıktan sonra alerjik reaksiyon tarifleyen hastalar ise aşı yapılmadan önce alerji uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Lösemi şüphesi oluşturan 4 önemli soru !

(2-8 KASIM LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR HAFTASI)

En sık 2-5 yaş arasında görülüyor

Löseminin ilk belirtileri bacaklarda ortaya çıkıyor

Diz üstünde morluk varsa acele edin!

LÖSEMİ ŞÜPHESİ OLUŞTURAN 4 ÖNEMLİ SORU!

 

Çocuklar düşe kalka büyüyor… Bu sırada küçük morluklar, ufak sıyrıklar oluşması olağan. Ancak özellikle diz üstündeki yumuşak dokuda hiç bir nedeni yokken ortaya çıkan, sayıca artan, çabuk iyileşmeyen morluklara dikkat etmek gerekiyor. Çünkü sıklıkla oyun çağında rastlanan lösemi ilk belirtilerini genellikle bu şekilde gösteriyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Canpolat, 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası kapsamında yaptığı açıklamada, lösemi şüphesi oluşturan, ihmale gelmez belirtileri anlattı, anne ve babalara önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

 

 

Halk arasında ‘kan kanseri’ olarak bilinen lösemi, çocukluk çağı kanserleri içinde yüzde 30 görülme sıklığıyla en üst sıralarda yer alıyor. Yenidoğan döneminden ergenliğe kadar her yaşta rastlansa da sıklıkla 2-5 yaş arasındaki çocuklarda görülüyor. Genetik olduğu kadar çevresel faktörlerin de lösemiye yol açtığı, hatta çocuklarda genetik, yetişkinlerde ise çevresel faktörlerin daha etkili olduğu düşünülüyor. Tıbbi gelişmelerin her geçen gün hızlandığı ve daha etkili tedavi sonuçları verdiği günümüzde erken tanı ve doğru tedavi ile çocukluk çağı lösemisinde yüzde 75; akut lenfoblastik lösemide ise yüzde 95 oranında  iyileşme sağlanıyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Canpolat, lösemide yüksek iyileşme oranını yakalamak için erken tanının son derece önemli olduğunu vurguluyor. 

 

Pek çok belirti var!

Löseminin, kemik ya da kan hücrelerinin kontrolsüz şekilde çoğalma ve bölünmesi sonucu ortaya çıkan, hayatı tehdit eden önemli bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Canpolat şöyle konuşuyor: “Löseminin halsizlikten ateşe dek pek çok belirtisi var. Nedeni bilinmeyen uzun süreli ateş, çabuk yorulma, halsizlik, kol ve bacak ağrıları, vücudun ağız, diş, burun gibi farklı yerlerinde oluşan ve iyileşmesi zaman alan küçük kanamalar, dışkıda ve idrarda görülen kan, karaciğer, dalak ve lenf bezlerinin büyümesi varsa anne babaların vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekir.”

 

Kanamaya dikkat!

Löseminin belirtileri, diğer bazı hastalıkların belirtilerine çok benziyor. Kanama bunlar arasında farklı ve en dikkat çekici belirtilerden biri. Bazen cilt altı dokusunda, bazen diş ve damaklarda kanamaya rastlanıyor. Nedeni ise, trombosit sayısının lösemi nedeniyle düşmesi. Çünkü lösemi, kan hücrelerini olumsuz etkilediği için vücudumuzda kanamayı durdurmakla görevli trombosit sayısının hızla düşmesine ve dolayısıyla kanamalara, cilt altında oluşan kanamaların da morluk şeklinde görünmesine yol açıyor. 

 

Bu sorulara yanıt arayın

Lösemiye bağlı kanamaların sık rastlandığı bölgelerden biri, bacaklar.  Bacaklarda görülen morlukların çok önemli olduğunu ancak bu morlukların dizin üstünde olmasının daha önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Cengiz Canpolat; “Diz altındaki morluklar yaramazlık ve dikkatsizlik anlamına gelse de diz üstündeki morluklar hastalık habercisi olabilir” sözleriyle anne babaları uyarıyor. Özellikle 2-12 yaş arasındaki oyun ve okul çağındaki çocuklarda çarpma, düşme sonucu oluşsa da diz üstündeki yumuşak dokuda bir morluk gördüğünüzde, aşağıdaki sorulara yanıt arayın. Bir ya da bir kaçına evet diyorsanız, hemen bir uzmana başvurun. İşte morluklarla ilgili yanıtlamanız gereken sorular: 

  1. Morluklar dizin üstünde mi?
  1. Sayıca fazla mı?
  2. Çarpma sonucu mu yoksa kendiliğinden mi oluşuyor?
  3. Fazla büyük ve koyu renkli mi?

Lösemiye, basit bir kan sayımı ile tanı konuyor

Hemotoloji uzmanının çocuğu muayene etmesi ve yapılacak basit bir kan sayımı ile pek çok hastalığın oluşmasına veya ilerlemesine engel olunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Cengiz Canpolat, sözlerine şöyle devam ediyor: “Eğer gerekiyorsa kemik iliğinin incelenmesiyle tanı konuluyor. Vakit kaybetmeden tanı konulması halinde lösemi hastaları, tipi ve risk grubuna göre 2 ila 3 yıl süren bir tedavinin ardından iyileşip gündelik hayatına dönebiliyorlar. Günümüzde tıbbın hızla ilerlemesi, kan hastalıklarının ve özellikle löseminin tedavisindeki başarıyı çok artırıyor. Çocukluk çağı lösemisinde genel olarak bu oran yüzde 75, akut lösemide ise yüzde 90’ın üzerinde. Buradaki en önemli nokta, hastanın erken teşhis edilmesi ve sonrada da iyi bir tedavi görmesi. Erken teşhiste anne babaların dikkatli bir gözlemci olmaları ve şüphe uyandıran durumlarda bir uzmana başvurması hayati önem taşıyor.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Erken teşhisle farkında ol

Büyükşehir tarafından anne şehir katılımcılarına verilen eğitimde kanserde erken teşhisin hastalığın tedavisinde ilk ve en önemli adım olduğu anlatıldı

Erken teşhisle farkında ol

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, 01-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı’nda toplumsal bilincin arttırılması amacıyla özel gereksinimli birey ve ailelerine yönelik ‘’Kanserde Erken Teşhis ve Genel İlkyardım Eğitimi’’ verdi. Anne Şehir katılımcıların da yer aldığı eğitimlerde kanser hastalığı hakkında genel bilgiler, Meme Kanseri ve ilk yardımda yapılması gereken bilgiler yer aldı.

İŞİTME ENGELLİ AİLELER BİLİNÇLENİYOR

Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Sağlık İşleri Şube Müdürlüğünün sağlık eğitim birimi tarafından gerçekleşen eğitimlerde Kocaeli’nde bulunan işitme engelli dernek yöneticileri ve üyeleri katıldı. Kocaeli Kongre Merkezinde gerçekleşen eğitimde yetkililer, işitme ve konuşma kaybı yaşayan vatandaşlarımızın çoğu eğitim, bilgilendirme seminerleri ve benzeri etkinliklerden uzak kaldığını, bu eğitimle de işitme engelli aileleri bilinçlendirmek ve farkındalık ortaya koymak istendiğini belirtti.

ERKEN TEŞHİS TEDAVİDE EN ÖNEMLİ ADIM

Ayrıca Gebze’de yer alan Anne Şehir Merkezi Defne, Körfez ilçesinde yer alan Anne Şehir Merkezi Begonya’da verilen eğitimlerde; “Kanserde Erken Teşhis Hayat Kurtarır” ilkesinin önemi vurgulanarak, sağlıklı bir beslenme biçiminin seçilmesi, tütün ürünlerinden uzak durulması, fiziksel aktivitenin arttırılması ve alkol kullanımının azaltılması ile önlenebileceği konusunda bilgilendirme yapıldı. Ayrıca ultraviyole radyasyondan korunma, mesleksel ve çevresel etkenlerin önüne geçilmesi ile kanser yükü daha da aza indirgenmesi ifade edildi. Eğitim hemşireleri tarafından gerçekleşen sunumda bireylerin kendi vücutları hakkında bilgi sahibi olmalarının gerekliliği, olağan dışı bir değişikliğin fark edilmesi durumunda doktora başvurulması gerektiğinin altı çizildi. Yetkililer; erken teşhis, tedavinin başarılı olması adına atılan ilk ve en önemli adım olduğu belirtildi. Eğitimlerde Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Bahar Astepe de katılımcılara paylaşımda bulundu.

 

GENEL İLKYARDIM EĞİTİMİ

‘Meme Kanseri Bilinçlendirme’ eğitiminin yanı sıra ayrıca vatandaşlara ‘Genel İlkyardım Eğitimi’ de verildi. Yetkililer, ‘’Günlük hayatta öngörülemeyen kazalar olabiliyor. Bu kazaların bazıları ise ağır yaralanmalara ya da ölümlere yol açabiliyor. Ancak doğru ve zamanında müdahale, kazaların sonuçlarını hafifletebiliyor. Profesyonel yardım gelene kadar kazazedeye yapılan doğru müdahalenin önemini gösteriyor’’ dedi. Eğitimde kişilerin bilinçli olarak müdahale edebilmesi için Hemlich (Karına bası – sırta vuru) manevrası, kanamalar, yanık vb. konular hakkında bilgilendirmeler uygulamalı olarak gösterildi. Eğitimin sonunda vatandaşa katılım belgesi takdim edildi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

TÜMOSAN, TÜMOSAN Konyaspor Futbolcularını ve Yetkililerini Ağırladı

TÜMOSAN, TÜMOSAN Konyaspor Futbolcularını ve Yetkililerini Ağırladı

TÜMOSAN, spora ve endüstriye dair özel bir etkinliğe ev sahipliği yaparak TÜMOSAN Konyaspor futbolcularını ve kulüp yetkililerini misafir etti. Bu özel gün boyunca hem iş dünyasının hem de sporun temsilcileri keyifli anlar yaşadı.

Ziyaret sırasında TÜMOSAN markasının ve TÜMOSAN Konyaspor’un Konya şehrine katkıları hakkında samimi ve bilgilendirici bir sohbet gerçekleştirildi. Hem iş hem spor dünyasının birleştiği bu etkinlikte samimi bir sohbet ortamı kurularak katılımcıların birbirlerini daha yakından tanımalarına olanak sağlandı.

Fabrikanın işleyişi hakkında bilgi alan futbolcular, motor montaj ve traktör montaj hatlarını gezerek imzalı formalarını çalışanlara hediye etti. Daha sonra traktörlerle sürüş deneyimi yaşayan futbolcular keyifli anlar yaşadı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Otomatik yedekleme yazılımının sağladığı 5 avantaj

SİBER SALDIRILARA KARŞI 

OTOMATİK YEDEKLEME TERCİH EDİLİYOR

 

OTOMATİK YEDEKLEME YAZILIMININ SAĞLADIĞI 

5 AVANTAJ

 

Kullanıcıların çok az manuel müdahaleyle veya hiç manuel müdahale olmadan verilerini yedeklemelerine olanak tanıyan otomatik yedekleme, veri kopyalarını daha hızlı oluşturarak insan hatasına neden olabilecek karmaşık görevleri ortadan kaldırıyor. Hayati verileri yedeklemek zaman alıcı olsa da birden fazla yedekleme oluşturmak manuel olarak yapıldığında daha da fazla zaman kaybına neden oluyor. İşlem öncesinde, sırasında ve sonrasında, beklemedeki ve aktarım halindeki tüm verileri güvence altına almak için üst düzey şifreleme protokolleri uygulayan otomatik yedekleme yazılımları, bir veri kopyasının hem fiziksel hem de bulut depolama alanında güvenle tutulmasını sağlıyor. Siber koruma alanında küresel bir lider olan Acronis, otomatik yedekleme yazılımının sağladığı 5 avantajı paylaşıyor. 

 

Her yedekleme ve kurtarma stratejisi sağlam bir yedekleme sürecine dayanıyor. İster otomatik ister manuel yedekleme olsun, kritik verilerin kurtarma için hazır olacak şekilde güvenli bir depolama cihazına ulaşması hayati önem taşıyor. Yedekleme prosedürlerine olan yaklaşım uzmanlığa, zamana ve bütçeye bağlı olarak değişebiliyor. Kapsamlı bir manuel yedekleme, her adımı uygulanmadığı takdirde doğal afet, elektrik kesintisi veya siber saldırı sonrasında veri kaybına neden olabiliyor. Öte yandan otomatik yedekleme otomatik olarak çalışarak tüm önemli verilerin planlı yedeklerini oluşturuyor. Otomatik planlama, basit bir kullanıcı arayüzü sayesinde sık sık yedekleme yapmayı sağlıyor, veri kaybı riskini en aza indiriyor, kritik günlük süreçlere ve iş projelerine odaklanmak için zaman kazandırıyor.

 

Ev kullanıcıları ve küçük işletmeler için, kişisel dosyaların ve küçük miktarlardaki operasyonel verilerin harici bir sürücüye veya genel bir buluta yedeklenmesi için manuel yedekleme yeterli olabiliyor. Ancak daha büyük şirketler ve işletmeler çok miktarda veriye sahip olduğundan bu tür birimlerin manuel olarak yedeklenmesi inanılmaz derecede zahmetli hale geliyor. Bu durumda, iş sürekliliğini ve engelsiz iş süreçlerini sağlamak amacıyla günlük yedeklemeleri planlamak için özel otomatik yedekleme yazılımına güvenmek en doğru seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Siber koruma alanında küresel bir lider olan Acronis, otomatik yedekleme yazılımının sağladığı 5 avantajı paylaşıyor. 

 

1. Zaman Tasarrufu: Otomatik yedeklemeler size önemli ölçüde zaman kazandırabilir. Birkaç seçeneği ayarladığınızda yazılım, insan müdahalesi veya sürekli izleme olmadan sistemlerinizi ve verilerinizi yedekler. İşyerinde veya seyahatte verilerinizi güvenle yedekleyebilirsiniz. Yedekleme tamamlanana kadar flash sürücüleri, CD’leri vb. kontrol etmenize gerek yoktur. Ayrıca temel verilerinizin veya karmaşık adlandırma planlarınızın güncellenmiş kopyalarını nerede sakladığınızı hatırlamanıza da gerek kalmaz, böylece her yedeklemede ne olduğunu bilirsiniz. Sisteminizin tam disk görüntüsünü oluşturmanıza olanak tanıyan otomatik bir yedekleme çözümü, aynı zamanda tüm sisteminizi kurtarmanız ya da verilerinizi ve uygulamalarınızı yeni bir cihaza aktarmanız gerektiğinde zaman tasarrufu sağlar. İşletim sistemini ve uygulamaları yüklemek için zaman ve çaba harcamak yerine, tam disk görüntüsünü geri yükleyebilir ve işletim sistemlerinizi, uygulamalarınızı ve tüm verilerinizi hazır hale getirebilirsiniz.

 

2. Gelişmiş Güvenilirlik: Otomatik yedeklemenin en önemli faydalarından biri güvenilirliğidir.

Yedekleme yazılımı çözümleri, yedeklemeleri planlamanıza ve yedeklemeyi başlatmayı unutma endişesi yaşamamanıza olanak tanır. Üstelik modern otomatik yedeklemeler, yedeklemelerinizi bulutta saklamanızı sağlar, böylece nereye giderseniz gidin verilerinizin güvenilir bir kopyasına her zaman sahip olursunuz.

 

3. Pratik ve Kolay Kurulum: Veri yedeklemeleri, özellikle de verilerinizin kopyalarını düzenli olarak alıyorsanız çok zor görünebilir. Ancak otomasyon sayesinde verilerinizi düzenli olarak yedeklemek yalnızca birkaç işlem gerektirir. Çoğu kurulum, yedeklemeleri kolayca planlayabilmeniz için kullanıcı dostu bir arayüz sunar. Herhangi bir sorunla karşılaşırsanız, sorularınızı ve sorunlarınızı ele alabilecek bir BT uzmanına erişebilir ve verilerinizin korunduğunu bilmenin rahatlığını yaşayabilirsiniz.

 

4. Gelişmiş Güvenlik: Modern yedekleme ve geri yükleme çözümleri, sıfırıncı gün açıklarından kaynaklanan saldırılar da dahil olmak üzere siber saldırıların yerel yedekleme ve cihaz verilerine zarar vermesini engellemek için siber güvenlik yazılımı da gerektirebilir. Yedekleriniz yerel olarak depolanıyorsa ve bir siber saldırıya maruz kalırsanız, yerel yedeğiniz de büyük olasılıkla etkilenecektir. Bu nedenle yedeklerinizi yalnızca bulutta saklamakla kalmayıp aynı zamanda sisteminizi, dosyalarınızı ve klasörlerinizi tehditlere karşı tarayan ve siber saldırıları durduran bir yedekleme çözümünü değerlendirebilirsiniz.

 

5. Avantajlı Maliyetler: Yedekleme ve siber güvenliğin entegre edilmesi, evdeki PC veya Mac kullanıcılarına maliyet tasarrufu sağlayabilir çünkü yalnızca verilerini tamamen koruyan tek bir çözüm için ödeme yapmaları gerekir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı