Aylık arşivler: Aralık 2023

Türkiye'de oyun sektörüne yatırımlarını sürdüren APY Ventures, sektörün önde gelen oyun ekosistemi DIGIAGE'e 500 bin dolar yatırım yaptı

2019 yılında Bilişim Vadisi çatısı altında faaliyetlerine başlayan Dijital Oyun ve Animasyon Kümelenme Merkezi (DIGIAGE) bugüne kadar düzenlediği 8 oyun geliştirme kampında binlerce gence oyun sektörünün kapılarını araladı. DIGIAGE, APY Ventures Bilişim Vadisi GSYF’den 500 bin dolar yatırım aldı.

Dünya video oyun pazarı 2023 yılı itibariyle 250 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştı. Önümüzdeki yıllarda daha da büyümesi beklenen bu sektör, pek çok ülke için hayati öneme sahip. Türkiye de bu pazarda yerini sağlamlaştırmak için özellikle son 5 yılda ciddi atılımlar gerçekleştirdi. Birçok kuluçka merkezi ve yatırım fonu odağına oyun sektörünü aldı. Bu merkezlerin en önemlilerinden birisi de Bilişim Vadisi’nde yer alan ve Ocak 2023 yılında Bilişim Vadisi’nin spin-off şirketi olarak şirketleşme çalışmalarını tamamlayan DIGIAGE olarak öne çıkıyor.

“DIGIAGE Türkiye’nin en büyük oyun ekosistemi olmak için yola çıktı”

 Türkiye’de oyun sektörünün geldiği nokta ve DIGIAGE tarafından yapılan çalışmalara dair bilgiler aktaran Bilişim Vadisi Genel Müdürü Erkam Tüzgen “Oyun sektörü tüm dünya için stratejik bir alan haline geldi. Bizler de bu bilinçle yola çıkarak Türkiye’nin en büyük oyun ekosistemini inşa etme iddiamızı gerçekleştirmek için çalışıyoruz. 2019 yılında başlayan yolculuğumuzda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın da desteğiyle binlerce gencin hayatına dokunduk ve onların oyun sektöründe yerini almasını sağladık” dedi.

DIGIAGE APY Ventures’tan aldığı yatırımla erken aşama yatırımlar gerçekleştirecek

 Oyun şirketi kurmak isteyen gençlere muhasebe, hukuk, finans ve girişimciliğe dair tüm destekleri sunuyor. Sadece eğitim vermekle kalmıyor aynı zamanda onların ofisi başta olmak üzere birçok fiziki ihtiyacı için de çözüm üretiyor. APY Ventures’tan aldığı yatırım ile DIGIAGE kamplarına ve programlarına katılan ekipler başta olmak üzere erken aşama yatırımlarını gerçekleştiriyor olacak. Yatırımlar sayesinde kurulan şirketler yarın milyarlarca dolar değerlemeye sahip unicornlar haline geleceğine inanan DIGIAGE, önümüzdeki günlerde gerçekleştirdiği erken aşama yatırımları duyuracak.

DIGIAGE’e yaptıkları yatırımla yüzlerce erken aşama oyun stüdyosuna da katma değer yaratacaklarını belirten APY Ventures Fon Yöneticisi Mustafa Keçeli “Türkiye, oyun dikeyinde fark yaratan global oyuncular yetiştirmeye devam ediyor. Biz de bu alandaki fırsatları değerlendirmeye ve global çapta başarılara imza atacak girişimlere yatırım yapmaya devam ediyoruz. İlerde çok sayıda başarılı oyun geliştireceğine inandığımız ekipler adına oldukça heyecanlıyız” dedi.

“8 oyun geliştirme kampında binlerce oyun geliştirici yetiştirdik”

 Düzenledikleri oyun kamplarına dair detayları aktaran DIGIAGE Direktörü Emre Yıldız “2019 yılında Oyunla Gelecek ekipleri ile başlayan ve her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen oyun geliştirme kamplarına 71 ayrı şehir ve 30 ayrı ülkeden 18 binin üzerinde başvuru yapıldı. Çevrim içi olarak 3200 ve fiziki olarak 1440 genç, bu kamplara katılarak oyun geliştirme süreçlerini deneyimledi. DIGIAGE Oyun Geliştirme Kampları sonucunda gençler; kodlama, senaryo, tasarım ve ses olmak üzere alanında uzman 80 mentor ve 50 eğitmenle multidisipliner bir eğitim sürecinden geçiyor” diyerek sözlerini noktaladı. Oyun sektörüne girmek isteyen 18-30 yaş arası herkes web sitesi üzerinden DIGIAGE programlarına başvuru yapabiliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Samsung Electronics, CES 2024'te rekor sayıda C-Lab Start-up'ıyla sahne alıyor

Samsung’un C-Lab start-up programı, CES 2024’te toplam 23 İnovasyon Ödülü kazanarak büyük bir başarı elde etti. 2012 yılından bu yana devam eden programa, Samsung yaklaşık 870 start-up ve projeye iş geliştirme desteği sağladı. Bu da şirketin yenilikçi fikirleri ve girişimcileri destekleme konusundaki kararlılığını gösteriyor.

Samsung Electronics, 9-12 Ocak tarihleri arasında düzenlenecek olan CES® 2024’te C-Lab programı kapsamında geliştirilen yeni inovatif projeleri sergileyeceğini duyurdu. Samsung, dünyanın en büyük teknoloji fuarında start-up’ların ana fuar alanı olan Las Vegas’taki Venetian Expo’da yer alan Eureka Park’ta, 15 start-up ve projeyi sergileyecek. Bu, şirketin bugüne kadar tanıttığı en yüksek start-up ve proje sayısını temsil ediyor.

Bu yılki CES’te 1.000’den fazla start-up’ın yer alması ve aralarında şirket yöneticileri, yatırımcılar ve medya mensuplarının da bulunduğu dünyanın dört bir yanından 130.000’den fazla ziyaretçiyi ağırlaması bekleniyor. Samsung, C-Lab start-up’larının etkinlik sırasında küresel pazardaki tepkileri değerlendirmelerini, iş fizibilitelerini güçlendirmelerini ve yatırımcılarla buluşmalarını bekliyor.

Samsung Electronics Başkan Yardımcısı ve Yaratıcılık ve İnovasyon Merkezi Başkanı Pilgyu Jeon, konuyla ilgili, “C-Lab programının amacı, start-up’ların büyümesi ve gelişmesi için bir platform oluşturmak. CES, bu heyecan verici şirketlerin ve projelerin küresel sahneye ait olduklarını büyük teknoloji oyuncularına göstermeleri için mükemmel bir yer’’ şeklinde konuştu.

C-Lab programı 2012 yılında başlatıldı ve Samsung o günden bu yana toplam 872 start-up ve projeyi destekledi. Bu desteklerin 475’i C-Lab Outside ve 397’si C-Lab Inside aracılığıyla sağlandı. Bu kapsamda, 537 C-Lab start-up’ı (62’si C-Lab Spin-off’tan ve 475’i C-Lab Outside’dan) toplam 1 milyar dolar yatırım topladı.

C-Lab Outside: Yapay zeka,enerji ve sağlık ürünleri alanındaki on Start-up

Ekim 2018’de başlatılan C-Lab Outside programı için seçilen start-up’lar, Samsung Electronics’ten iş birliğinin yanı sıra ofis çalışma alanları, özelleştirilmiş geliştirme programları ve yatırımı da içeren tam destek alıyor. Çevrim içi bir veteriner danışmanlık hizmeti olan ve hizmetlerini Samsung Smart TV’lere getirmek için Samsung Electronics ile iş birliği yapan[1]  Dr.Tail, CES’teki C-Lab stantlarında sergilenecek.

Dr.Tail’e ek olarak Samsung Electronics, C-Lab Outside programı tarafından seçilen ve desteklenen diğer dokuz startup’ı da sergileyecek:

  • RebuilderAI: Akıllı telefonlarda hızlı ve kolay 3D içerik oluşturma için yapay zeka çözümleri.
  • Ghost Pass: Merkezi olmayan uzaktan biyometrik kimlik doğrulama çözümleri.
  • DEEPX: NPU-tabanlı[2] bir yapay zeka yarı iletkeni.
  • Style Bot: Kullanıcıya ait giysi verilerine dayalı bir moda tavsiyesi hizmeti.
  • Vsion: Ayarlanabilir şeffaflığa sahip akıllı bir pencere.
  • DolbomDream: Yaşlıların sağlığını izlemek için tasarlanmış akıllı, şişirilebilir bir ceket.
  • 60Hertz: Yapay zeka destekli bir sanal enerji santrali (VPP) çözümü.
  • Wrtn Technologies: Üretken yapay zekânın portalı hizmeti.
  • NdotLight: web tabanlı, işbirliğine dayalı bir 3D tasarım platformu.

Ghost Pass CEO’su Sunkwan Lee, şu ifadeleri kullandı, “C-Lab’in Eureka Park’taki üst düzey start-up standının bir parçası olmaktan heyecan duyuyoruz. Samsung C-Lab’in desteği sayesinde bu yıl CES İnovasyon Ödülü’nü kazandık. Bunun, bu yılki CES’i küreselleşme yolunda bir adım atmamız için iyi bir fırsat haline getirdiği görüşündeyim.”

Samsung, 2016’dan beri C-Lab Inside projelerini CES’te sergiliyor ve bu yılki CES sergisi, şirket içinde şu anda geliştirilmekte olan iki projeyi içerecek. Sağlık ve evcil hayvan teknolojisi sektörlerinden olan bu projeler inovasyonları, pazarlanabilirlikleri ve bütünlükleri açısından büyük beğeni topladı:

  • ID.EARS: Kulaklıkların yakaladığı beyin dalgalarını analiz eden bir sağlık platformu.
  • DumboCam: Vision AI kullanan bir evcil hayvan eğitimi platformu.

Samsung Electronics 2016 yılında, yüksek pazar potansiyeline sahip C-Lab Inside projelerinin tam teşekküllü start-up’lar olarak lanse edilmesine olanak tanıyan C-Lab spin-off programını başlattı. CES 2024’te, başlangıçta C-Lab Inside projeleri olarak yola çıkan üç C-Lab spin-off girişimi, inovatif ürünlerini C-Lab stantlarında sergileyecek:

  • Yellosis: Sıvı vücut atıklarının ölçümüne dayalı akıllı tuvaletler ve yapay zeka sağlık çözümleri.
  • Becon: Yapay zeka destekli saç dökülmesi yönetimi çözümleri.
  • Goose Labs: Gerçek zamanlı hareket algılayıcı avatarlara sahip metaverse ev egzersiz uygulaması.

C-Lab start-up’ları 23 CES 2024 İnovasyon Ödülleri kazandı

Kasım 2023’te Consumer Technology Association (Tüketici Teknolojisi Derneği – CTA), İnovasyonun En İyisi Ödülü de dahil olmak üzere CES 2024 İnovasyon Ödüllerinin kazananlarını açıkladı. C-Lab programındaki projeler, bir En İyi İnovasyon Ödülü ve 22 İnovasyon Onur Ödülü aldı.  

Samsung, CES İnovasyon Ödüllerini kazanma ve küresel pazara girme konusundaki bilgi birikimini, C-Lab start-up’larıyla paylaşarak başarıya ulaşmalarına olanak tanıyor.  CES 2024’te 16 C-Lab Outside start-up’ı İnovasyon Onur Ödülü kazandı. C-Lab Spin-off start-up’larından bir proje İnovasyonun En İyisi Ödülü’nü alırken, dört tanesiyse İnovasyon Onur Ödülü’ne layık görüldü.

2021 yılında kurulan STUDIO LAB, CES İnovasyon Ödülü’nü kazandı. Şirketin ürünleri arasında yapay zeka tabanlı bir ticaret detay sayfası otomasyon hizmeti olan Seller Canvas ve yapay zeka ile robotiği birleştiren otomatize bir ticaret fotoğrafçılığı robotu olan Photo-bot yer alıyor.  

C-Lab stantlarında sergilenen start-up’lardan ikisi olan Yellosis ve DEEPX üç kategoride birer İnovasyon Ödülü aldı. 2020 yılında kurulmuş bir dijital sağlık start-up’ı olan Yellosis, sıvı vücut atıklarını otomatik olarak ölçen ve sağlık yönetimi çözümleri sunan akıllı bir tuvalet olan Cym702 Seat’i geliştirdi. Umumi tuvaletlerde sıvı vücut atığındaki glikozu basitçe ölçen akıllı bir tuvalet olan Cym702 Circle’ı geliştiren de aynı şirketti. Yellosis; Dijital Sağlık, Akıllı Kentler ve İnsan güvenliğini destekleyen ürün olmak üzere üç kategoride CES İnovasyon Ödülü kazandı.

2018 yılında kurulan DEEPX ise, derin öğrenme tabanlı nesne tanıma, yüz/ses tanıma, görüntü sınıflandırma ve görüntü kalitesi iyileştirme gibi yapay zeka algoritmalarının sayısal işlenmesi için uç yapay zeka çipleri geliştiriyor. DEEPX; Gömülü teknoloji, Robotik ve Bilgisayar donanımı ve bileşenleri dahil olmak üzere üç kategoride CES İnovasyon Ödülü kazanan ilk yapay zeka yarı iletken şirketi olarak dikkat çekiyor.  

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sağlıklı yılbaşı sofrası için 8 altın öneri !

Yeni yıla sayılı saatler kala yılbaşı gecesine yönelik planlar da şekilleniyor. Kimileri yeni yılı dışarıda karşılamaya hazırlanırken kimileri ise sevdiklerini kendi kuracakları yılbaşı sofrasında ağırlayacak olmanın heyecanını yaşıyor. Ancak dikkat! Gerek sofrada geçirilecek sürenin uzunluğu gerekse sofradaki yemeklerin lezzetli olması adına katkı maddeleri, yağ, şeker, tuz ve kalori oranlarında aşırıya kaçılabilmesi sağlık açısından bazı tehlikeleri beraberinde getirebiliyor! Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman “Yılbaşı sofralarında ölçüyü fazla kaçırmak mide ve bağırsak sorunlarına yol açarak gecenin hastanede acil serviste sonuçlanmasına neden olabildiği gibi, özellikle kalp damar hastaları ve diyabet hastalarında hayati risk oluşturabiliyor. Bu nedenle gerek tüketim miktarı gerekse yiyeceklerin içerikleri açısından dikkatli olmak gerekiyor” diyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman, sağlıklı bir yılbaşı sofrası için dikkat edilmesi gerekenleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.  

Sebze çeşitliliğini artırın

Yılbaşı sofralarınız için yapacağınız meze ya da salatalarda çok çeşitli sebzeler kullanın. Bu sayede kalori yoğunluğu düşük, besin değeri yüksek ve uzun süre tok tutan bu besinler tüketerek, yüksek kalori içeren, besin değeri düşük ürünlerden korunmuş olacaksınız. Yemeğe salata, sebze gibi seçeneklerle başlangıç yaparak iştahınızı kontrol altında tutabilirsiniz. 

Proteine mutlaka yer verin

Yılbaşı sofranızda proteinlere mutlaka yer verin. Proteinlerin sindirim süresi uzundur ve sizi daha uzun süre tok tutar. Ana yemekte kırmızı et yerine hindi-balık gibi protein türevlerine ve yine meze olarak bakliyat salatası gibi bitkisel proteinlere yer vererek hem tok tutucu hem de sağlıklı proteinleri öğününüze eklemiş olursunuz. 

Hafif mezeler seçin

Kızartarak yaptığınız ya da yoğun soslu, mayonezli mezeler hazım problemlerine yol açabileceğinden fırınlama yöntemini tercih edin. Böylece yılbaşı akşamını hem daha konforlu hem de daha az kalori alarak geçirebilirsiniz. Yine gıda zehirlenmelerinden korunmak için mezeleri taze olarak tüketmek, beklemiş olanları tercih etmemek büyük önem taşıyor. 

Şeker ilavesiz, doğal içecekler tercih edin

Lezzetli sofraların eşlikçisi lezzetli içecekler yılbaşında da sofralarınıza renk katar. Ancak yoğun kalorili, şeker ilaveli hazır içecekler hem kalorisi hem de doğal olmayan içeriği ile sağlığınızı tehdit edebilir. Evde çeşitli meyveleri kaynatarak yapacağınız bir içecek hem sofranıza renk katar hem de sağlığınızı korumanıza yardımcı olur. Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman “Kuru üzüm ve ayvayı kaynatarak biraz da tarçın kabuğu ve karanfil ekleyerek güzel bir içecek elde edebilirsiniz. Ayrıca en değerli içeceğimiz olan su tüketimine de yer verebilmek için sularınızı frenk üzümü,  taze nane gibi renkli meyvelerle ve sebzelerle aromalandırabilirsiniz” diyor. 

Meyveli ya da sütlü tatlıları tercih edin 

Yılbaşı sofraları tatlılarla taçlandırılsa da alınan yoğun kaloriler üzerine bir de yoğun şerbetli, hamurlu bir tatlı tercih etmek mide bağırsak sorunları, hatta uyku problemlerine dahi yol açabilir. Bu nedenle meyve tatlıları, sütlü tatlılar çok daha hafif seçenekler olacaktır.

Kompleks karbonhidratları seçin

Pirinç ve beyaz un gibi basit karbonhidratlar kan şekerinizde dalgalanmalara neden olarak tok hissetmenizi engelleyebilir. Yılbaşı sofrasında yardımcı yemek olarak pirinç, beyaz unlu yiyecekler ve börek yerine bulgur, kara buğday, esmer pirinç gibi kompleks karbonhidratları sofranıza ekleyerek daha tok hissetmeyi ve dolayısıyla daha az kalori alımını hedefleyebilirsiniz.

Kuruyemişleri kontrollü tüketin

Kuruyemişlerin her zaman olduğu gibi yılbaşı sofrasında da kontrollü tüketilmesi gereken besinler arasında olduğunu vurgulayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Ozman “Sağlıklı olduğu kadar yoğun yağ içeriği ve kaloriye sahip bu besinlerin de fazlası hazım ya da gaz problemlerine yol açabilir. Bu nedenle yaklaşık 1 avuç kuruyemişi tabağınıza alarak tüketmeye çalışın, paketten ya da kontrolsüz tüketimi engelleyin” diyor. 

Sofraya aç oturmayın, yavaş yavaş yiyin

‘Nasıl olsa güzel bir sofraya oturacağım’ düşüncesiyle yılbaşı yemeğine çok aç halde başlamayın. Mümkünse 2-3 saat kadar önce 1 su bardağı kefir ya da 8-10 çiğ badem yanında sütlü bir kahve ile ara öğün yapın. Bu sayede yılbaşı sofrasında yediğiniz miktarları kontrol altında tutabilirisiniz. Sofrada yemeklerinizi yavaş tüketin ve iyi çiğneyin, bu sayede hem hazım problemlerinden kurtulmuş hem de çok daha az kalori almış olursunuz. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yılbaşı gecesi lezzetli yemeklerden mahrum kalmayın

Yılın ilk gününü heyecanla beklediğimiz, tertemiz sayfalar açma umudumuzun yeşerdiği, yeni hedefler belirlediğimiz ve umut dolu dilekler dilediğimiz yılbaşı gecesine geldik. Yeni yılı karşılayacağımız bu gecenin hemen hemen herkes için olmazsa olmazı tabiî ki sevdiklerimizle geçireceğimiz sohbet dolu bir akşam yemeği ve sonrasındaki atıştırmalıklar.

Elbette yılbaşı akşamını mutlu geçirmek için ve beden sağlığımızın kötü etkilenmemesi adına beslenme konusunda dikkatli olmakta da fayda var. Merak etmeyin! Dikkatli olmak demek hiçbir şey yemeyin, strese girin demek değil. Burada önemli olan yemeklerinizi yavaş yavaş, bol sohbet ederek tüketip miktar kontrolü yapmak ve yediklerinizi dengeleyerek yılbaşı gecesini rahat bir şekilde geçirmek olmalı. Peki, yılbaşı gecesinde nelere dikkat etmeliyiz, nasıl beslenmeliyiz?

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden, Diyetisyen Aslı Ortakçı ‘yılbaşı gecesinde beslenme’ ile ilgili önerilerde bulundu

 Yılbaşı gecesi nasıl beslenmeliyiz?

Öncelikle, akşam çok yemek yiyeceğinizi düşünerek kendinizi gün içinde aç bırakmamalısınız.

Yılın son gününe kahvaltı ile başlamak, gün içindeki koşuşturmalar için daha zinde ve enerjik olmanızı sağlayacaktır. 

Akşam yemeğinizde mükellef bir sofra olacağını düşünürsek, öğle yemeğinizde sebze veya salata ağırlıklı bir menü tercih etmeniz gün içindeki dengenin sağlanmasına yardımcı olacaktır. 

Gün içerisinde aç kalmamaya özen göstererek düşük kalorili ara öğünler yapabilirsiniz. Örneğin; taze meyve yanında tüketilecek birkaç adet ceviz, gün içindeki kan şekerini dengelemek için iyi bir tercih olabilir. Özellikle, akşam yemeğinize geçmeden önce yapacağınız ara öğünle akşam yemeğine aç oturmamak nefis kontrolünüz için çok önemli bir etken olacaktır.

Peki, bu mükellef yılbaşı sofrasında neler bulunmalı?

  • Yemeğinize çorbayla başlamaya özen gösterin; bu, tokluk hissinizin daha erken oluşmasına yardımcı olacaktır.
  • Yılbaşı sofranızda mevsim sebzelerinden hazırlanmış bol yeşillikli bir salata olabilir. Belki, içerisine haşlanmış kuru baklagiller veya peynir eklenmiş salata, sağlıklı ve doyurucu bir tercih olabilir.
  • Etleri kızartmak yerine ızgara, fırın, haşlama veya yağsız tavada pişirme gibi sağlıklı yöntemler tercih edilmelidir. Ayrıca kırmızı et yerine doymuş yağ oranı az olan hindi, kaz, ördek, tavuk, balık tercih edilebilir. Yanında zeytinyağlı sebze yemekleri veya buharda pişirilmiş sebzeler tercih edilebilir.
  • Pilav veya makarna gibi karbonhidrat içeren yiyeceklerin fazla tüketilmemesine dikkat ederek, 1 adet karbonhidrat seçeneğini etinizin yanında tercih edebilirsiniz.
  • Yemekleri tüketirken önce sebze, protein, en son ise karbonhidratı tercih etmeye özen gösterin.
  • Kızartılarak hazırlanmış mezeler yerine, yoğurt veya peynir ile hazırlanmış az yağlı meze seçeneklerini tercih etmek midenin rahatlığı için daha doğru olacaktır.
  • Yemekten sonra tüketilme ihtimali olan yüksek yağ içerikli paketli gıdaları (cips, çikolata vb.) tercih etmek yerine, ölçülü olmak koşuluyla kuruyemişler ve kuru meyveler tüketilebilir; ancak dikkat edilmelidir ki masada farkına varmadan tüketilen atıştırmalıklar kalori içeriğini oldukça yükseltebilir.

Alkol tüketebilir miyim?

Böyle özel günlerde alkol elbette sofralarınızda yer alabilir; ancak en çok dikkat edilmesi gereken ise alkolü aç tüketmemektir. Alkol kan şekeri düzeyinizi düşürerek daha çok yemenize yol açabilir. Tok karnına tüketilen alkol kana daha geç karışacağından, protein içeren bir besinin yanında (ana yemekle olabilir) tüketmeye ve bol su içmeye çalışın. 1-2 kadeh şarap tercih edebilirsiniz. Alkolü az tüketmek için yanında kalori içeriği olmayan su, sade maden suyu gibi içecekler de tercih edilebilir. 

Yeni yılın ilk günü nelere dikkat etmeliyiz?

Sağlam bir kahvaltı, brunch şeklinde öğlene yaklaşsa da mutlaka yapılmalıdır. 

Güne ara öğünle devam edip akşam yemeğinde de çorba, zeytinyağlı sebze, haşlanmış veya ızgara tavuk, salata gibi hafif tercihler yapın.

Midenizi rahatlatmak için rezene ve anason, bedeninizi dinlendirmek için de melisa, papatya gibi bitki çayları tercih edebilirsiniz.

Vücudu toksinlerden arındırmak için gün içerisinde su tüketimini mutlaka artırın.

Gün içinde hareket etmeye çalışın, mümkünse açık havada tempolu bir yürüyüşe çıkabilirsiniz.

Yeni yılda, yemeklerle birlikte gelen sağlık, mutluluk ve tatlı anılarla renklenmiş ziyafet sofralarınız olsun…

Yılbaşı Menüsü Örneği:

Bal kabağı çorbası

Az miktarda haydari

Az miktarda pancarlı kinoalı kısır

Az miktarda köz patlıcan ezmesi

Lor peyniri ve narla süslenmiş salata

Fırında hindi fırın sebzeler

*İsteğe bağlı olarak sütlü tatlı tercih edilebilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Konya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu 2023'te 60 Bin Sanatseveri Buluşturdu

Konya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, 2023 yılında sunduğu 116 nitelikli gösterimle toplamda 60 bin 334 sanatseveri bir araya getirdi. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Şehir Tiyatrosu’nda sanatseverlerle buluşan başarılı ve nitelikli oyunların Konya’nın kültür ve sanat hayatının önemli bir parçası olduğunu söyledi.


Konya Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, Konya’nın kültür ve sanat hayatına önemli katkı sağlamaya devam ediyor.

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Şehir Tiyatrosu’nun birbirinden başarılı oyunlarla şehrin kültürel aktivitelerine destek vererek önemli bir görevi üstlendiğini ifade etti.

Konya’nın ulusal ve uluslararası birçok alanda adından başarıyla söz ettirdiğini anımsatan Başkan Altay, şunları kaydetti:

“Konya’mız artık sanayi ve tarım şehri ünvanlarının yanı sıra turizm, kültür ve sanat gibi alanlarla da ön plana çıkıyor. Bu alanlarda yaptığımız Çatalhöyük Tanıtım ve Karşılama Merkezi, Depo No: 4, Darü’l-Mülk Sergi Sarayı gibi dikkati çeken projeler, hemşehrilerimiz ve şehir dışından gelen ziyaretçilerimiz tarafından büyük beğeni topluyor. 7’den 70’e toplumun her kesimden insanımızın sosyal ve kültürel anlamda kazanımlar elde ettiği Şehir Tiyatromuzdaki başarılı oyunlarımız da Konya’nın kültür ve sanat hayatının önemli bir parçası olmayı sürdürüyor. Şehir Tiyatromuz; 2023 yılında 116 gösterim sunarak, toplamda 60 bin 334 seyirciyi tiyatroyla buluşturdu. 2018 yılından bu yana ise toplamda 588 gösterim sayısına ulaşarak, 331 bin 36 izleyiciyi bir araya getirdi. Ayrıca 750 kişilik salonlarda ortalama yüzde 69’luk bir dolum oranına ulaşarak bu alanda önemli bir başarı elde etmiş olduk. 2024 yılında da oyunlarımız izleyiciyle buluşmaya devam edecek. Salonlarımızı dolduran tüm hemşehrilerimize teşekkür ediyorum.”

ŞEHİR TİYATROSU SANATSEVERLERLE BULUŞMAYA DEVAM EDECEK

Konya Şehir Tiyatrosu’nda 2023 yılında sahnelenen Mavi Kuş, Pati Kardeşliği, Barsisa, Amak-ı Hayal, Korkma, Nizamülmülk, Kamyon, Vali Hanım, Keykubad, Bir Adam Yaratmak ve Misafir gibi oyunlar sanatseverlerden tam not aldı.

Konya Şehir Tiyatrosu yeni sezonda da farklı oyunlarla izleyicilerin karşısına çıkmaya devam edecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karşıyaka'da binlerce yurttaş tiyatroyla buluştu

Karşıyaka Belediyesi, ücretsiz tiyatro oyunları ve kurslarla sanata destek olmayı sürdürüyor.

Yıl boyunca devam eden kurslarla tiyatroya ilgili çocuk ve gençler sanat hayatına ilk adımını atarken, binlerce

sanatsever de tiyatro salonlarını dolduruyor.

Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Tiyatro, insandır, doğadır, yaşamın ta kendisidir. Sanatın ve

sanatçılarımızın hak ettiği değeri gördüğü bir Türkiye’ye elbet ulaşacağız. Gelecek kuşaklarımız, sanatla topluma ışık

olacaklar” diye konuştu.

Karşıyaka Belediyesi, sosyal belediyecilik anlayışıyla sunduğu hizmetler çerçevesinde Karşıyakalıların sanat hayatına

katkı sunmaya devam ediyor. Yıl boyunca gerçekleştirilen ücretsiz tiyatro kursları ve sergilenen oyunlar yoğun ilgi

görüyor. Tiyatro kurslarına son altı ayda 287 kişi başvuruda bulundu. Seçilen 101 kişi ile eğitimler gerçekleştirildi.

10-14 yaş (çocuk grubu), 15-24 yaş (genç grubu) ve 25-45 yaş (yetişkin grubu) olmak üzere 3 ayrı grupla kurslar

yapıldı. Tüm gruplar haftada 4 gün toplam 12 saat ders aldı. 9 hafta süren kursta toplamda 108 saat temel

oyunculuk eğitimi verildi. Eğitimleri tamamlayan kursiyerler yıl sonu gösterileri ile sahne heyecanını deneyimledi.

İzleyicilerin yoğun ilgi gösterdiği gösterilerde oyunculuklar da takdir topladı.

“ÇOCUKLARIMIZ, İNSANLARIMIZ TİYATRODAN UZAK KALMASIN”

Karşıyaka’nın bir sanat kenti olduğuna vurgu yapan Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Tiyatro kültürlerin,

değerlerin en güzel anlatım şeklidir. Karşıyaka’mızda çocuklarımızın sanatla iç içe büyümesi için çalışıyor, açtığımız

tiyatro kurslarıyla kendini daha iyi ifade edebilen, olaylara farklı açılardan yaklaşabilen, düşüncesini özgürce ve

doğru şekilde aktarabilen nesillerin yetişmesine katkı sağlıyoruz. Tiyatro, insandır, doğadır, yaşamın ta kendisidir.

Sanatın ve sanatçılarımızın hak ettiği değeri gördüğü bir Türkiye’ye elbet ulaşacağız. Gelecek kuşaklarımız, sanatla

topluma ışık olacaklar. Karşıyaka Belediyesi olarak sosyal, kültürel, sanatsal, sportif ve daha birçok alanda yerel

yönetimler düzeyinde kurslar, etkinlikler ve festivaller düzenliyoruz. Amacımız gündelik hayatın dışında

Karşıyakalıların kendi ilgi duyduğu alanlarda da aktif olmasını sağlamak. Özellikle gençlere yönelik kurslarımızın

onlara farklı bakış açısı kattığına inanıyoruz. Sanatın her dalının büyük ilgi ile takip edildiği Karşıyaka’mızda her

zaman sanatın ve sanatçılarımızın destekçisi olmaya devam edeceğiz. Tiyatroya ilgi duyan tüm geçlerimizi Karşıyaka

Belediye Tiyatrosu’nda sahne tozu yutmaya bekliyoruz” dedi.

KARŞIYAKA BELEDİYE TİYATRO’SUYLA DOLU DOLU BİR YIL

Karşıyaka Belediyesi tiyatro grubun yetişkinlere sergilediği “Vahşi Komedi” yaklaşık 5 bin izleyiciyi ağırlarken,

“Çirkinim İşte Kime Ne” adlı çocuk oyunu ise kasım ayından itibaren yaklaşık 2 bin 500 civarı Karşıyakalı çocuklarla

buluştu. 9 Eylül İzmir’in kurtuluşu programında dans tiyatrosu yapıldı. Sezon sonuna kadar her cuma ve cumartesi

akşamları yetişkin oyunları, her pazar saat 14.00’ da çocuk oyunu Ziya Gökalp Kültür merkezinde sahnelenmeye

devam edecek.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Glutatyon ve c vitamini kolajen üretimini destekliyor

Bağışıklık sistemimizin güçlü olmasını istediğimiz, bir sıcak bir soğuk geçen kış mevsiminde C vitaminine her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var. Sadece C vitaminine değil, bununla birlikte Glutatyon takviyenizi yapmanız da hem karaciğer problemleriniz hem kırışıklık veya lekeleriniz için hem de bağışıklık sisteminizi güçlendirebilmeniz için önemli. Konu hakkında merak edilenleri Liv Hospital İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hakan Koçoğlu anlattı.

C vitamini, bağışıklık sistemini güçlendirir

C vitamini, vücutta bir dizi önemli fonksiyona sahiptir. Bunlar arasında bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, demir emiliminin artırılması, kolajen üretiminin desteklenmesi, antioksidan etkisi ile hücreleri serbest radikallerin zararlarından koruma gibi görevler bulunur.

Günlük C vitamini ihtiyacı yaşa, cinsiyete, hamilelik durumuna ve kişisel sağlık koşullarına bağlı olarak değişebilir.

Genellikle yetişkinler için önerilen günlük alım miktarı ortalama 60-90 mg arasındadır.

C vitamini, kendi başına bir vitamin olarak alınabilir

Multi vitaminler de genellikle içerdikleri C vitamini ile bu ihtiyacı karşılamaya yardımcı olabilir.

C vitamini özellikle taze meyve ve sebzelerde bulunur. Portakal, mandalina, çilek, kivi, brokoli, biber, kuşburnu gibi besinler C vitamini kaynakları arasındadır.

C vitamini bağışıklık sistemini güçlendirir, antioksidan etkisi ile hücreleri korur, demir emilimini artırarak anemi riskini azaltır. Ayrıca kolajen üretimine katkıda bulunarak cilt sağlığını destekler.

C vitamini eksikliği genellikle skorbüt olarak bilinen hastalık ile ilişkilidir

Belirtiler arasında yorgunluk, halsizlik, ciltte morarma ve kanama eğilimi bulunabilir. C vitamini suda çözünen bir vitamin olduğu için fazlası idrar yoluyla atılır, ancak aşırı miktarda alımı bazı yan etkilere neden olabilir. Yüksek dozlarda C vitamini alımı ishal, karın ağrısı ve böbrek taşı oluşumu gibi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle önerilen günlük alım miktarına dikkat edilmelidir. Uzun dönem yüksek doz C vitamini kullanımı önerilmemektedir. Fakat enfeksiyon dönemlerinde enfeksiyonun ilk günlerinde C vitamini takviyesine başlanması enfeksiyon süresinde kısalmaya neden olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle C vitaminini gündelik hayatta daha çok gıdalar ile almaya özen göstermeli ve enfeksiyon dönemlerinde C vitamini takviyeleri almaya çalışmalıyız.

Glutatyon, hücre hasarına neden olabilirler

Glutatyon, vücutta doğal olarak bulunan bir antioksidandır. Antioksidanlar, hücreleri serbest radikallerin neden olduğu hasarlardan koruyan bileşiklerdir. Serbest radikaller, vücutta normal metabolik süreçlerin bir yan ürünü olarak ortaya çıkabilir ve hücre hasarına neden olabilirler.

Hücreleri oksidatif stresten koruyabilir

Glutatyonun “Antioksidan Etki” yani serbest radikaller denilen, hücreye ve DNA’ya zararlı bileşikleri etkisiz hale getirerek hücreleri oksidatif stresten korur. “Bağışıklık Sistemi Desteği” sağlayarak bağışıklık sistemi hücrelerinin normal fonksiyonlarını sürdürmelerine yardımcı olur. “Detoksifikasyon” denilen karaciğerde toksinlerin nötralize edilerek vücuttan atılmasına yardımcı olur.

Glutatyon eksikliği, çeşitli faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilir

Bu faktörler arasında yaşlanma, çevresel toksinlere maruz kalma, yetersiz beslenme, stres ve bazı sağlık durumları bulunabilir.

Glutatyon eksikliğinde hücreler hasara uğrayabilir

Glutatyon eksikliğinde hücrelerin hasara uğraması nedeniyle enerji üretiminde azalma nedeniyle yorgunluk ve halsizlik, bağışıklık sisteminde zayıflama, karaciğer problemleri ve ciltte matlaşma, kırışıklık veya lekeler gibi benzeri cilt sorunları belirtiler görülebilir.

Glutatyon seviyelerimizi artırmak için kükürt içeren yiyecekler yiyebiliriz

Glutatyon seviyelerimizi artırmak için özellikle kükürt içeren yiyecekler tüketmek glutatyon üretimine katkı sağlar. Sarımsak, soğan, lahana, brokoli gibi sebzeler bu gruba örnektir. Selenyum, glutatyon peroksidaz adı verilen bir enzimin yapı taşıdır. Selenyum içeren besinler arasında Brezilya fıstığı, ton balığı ve hindi eti bulunabilir. Ve yeterli selenyum tüketimi glutatyon seviyelerimizi yükseltebilir. Glutatyon takviyeleri, doğrudan alımını sağlayabilir. Ancak, bu takviyelerin etkinliği konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sağlıklı Bir Yılbaşı Sofrası İçin Uyulması Gereken 6 Kural

Yeni yılı karşılamaya az bir süre kala yılbaşı sofraları için yapılan hazırlıklar devam ediyor. Yılbaşı günü evde geçirilecekse sofraların sağlıklı ve hafif besin tercihlerden oluşması gerekiyor. Akşam yemeğini dışarda yiyeceklerin ise yağ oranı düşük, küçük porsiyonlu menüleri seçmeleri öneriliyor. Yeni yılın ilk gününde beslenme ile ilgili sorunlar yaşamamak için bazı uyarıları dikkate almak gerekiyor. Memorial Kayseri Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uz. Dyt. Betül Merd, yılbaşı sofraları için önerilerde bulundu.

Yılın son günü kahvaltı es geçilmemeli

Yılın son gününe erken başlanmalı, sabah mutlaka kahvaltı yapılmalıdır. Gece yoğun geçeceği için kahvaltı kesinlikle es geçilmemelidir. Kahvaltıdan 1-2 saat sonra en az bir saat açık havada tempolu yürüyüş yaptıktan sonra 1-2 saat dinlenilmelidir. Yemek alışkanlıklarında değişiklik yapılmamalıdır. Öğlen yemeğinde 1 porsiyon az zeytinyağlı sebze yemeği ile 1 su bardağı yoğurt tüketmek sağlıklı bir seçim olacaktır. Gün içerisinde kan şekerinin dengeli olması ve metabolizma hızının yavaşlamaması için ara öğünlerde meyve ile 10-15 fındık veya badem ya da 2-3 adet ceviz, 1 bardak süt tüketilebilir. 

Yılbaşı sofrasına çok aç oturulmamalı

Açlık, aşırı miktarda besin tüketimine neden olmaktadır. Bunun için akşam yemeğinden önce ara öğün yapılmalıdır. Mesela akşam yemeğinden önce yenecek bir porsiyon çorba açlık düzeyini düşürecektir. Yılbaşı günü dışarda yenecekse menüler iyi incelenmeli, sağlıklı besinler tercih edilmelidir. Yılbaşı sofrasında beyaz et tercih edilmeli (balık ya da tavuk-hindi), zeytinyağlı sebze yemekleri tüketilmelidir. Beyaz etin yanında tüketilecek salata doğru bir tercih olacaktır. Ana yemekte hindi eti iyi bir tercih olabilmektedir. Hindi eti, kırmızı et ve tavuğa göre yağ oranı düşüktür, daha yüksek protein içermektedir. Hindi etinde bulunan çinko bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara vücudun daha dirençli olmasını sağlamaktadır. Fosfor ve magnezyum açısından zengin hindi eti sağlıklı bir tercihtir. 

Yılbaşı sofrası için bu kurallar önemli 

Yılbaşı gecesi beslenme açısından bazı kurallara uymak ise önem taşımaktadır. 

  • Yılbaşı sofrasında yemekler küçük porsiyonlar halinde yemekler yavaş yenilmeli.
  • Yüksek tansiyon sorunu yoksa içecek olarak maden suyu, mevsim meyvelerinin sıkılmış suları içilmeli.
  • Her yiyeceğin tadına az miktarda bakılabilir ancak aşırı miktarda yiyerek mide zorlanmamalı.
  • Alkol tüketimi sınırlandırılmalı.
  • Yemekten sonra gecenin ilerleyen saatlerinde taze meyve ve kuruyemişler aşırı miktarda tüketilmemeli.
  • Gün içinde ihtiyaca göre 10-12 bardak su içmeye özen gösterilmeli.

Sağlıklı bir yılbaşı sofrası nasıl olmalı?

Yılbaşı sofrasında sevilen yiyecekler tercih edilmelidir. Bir gece değil, bir ömür boyu sağlıklı ve dengeli beslenme ilke edinilmelidir. Çağımızın sağlık sorunları arasında olan obezite, diyabet, hipertansiyon ve kalp hastalıklarından korunmak dengeli ve düzenli beslenme ilkesine uyulmalıdır. 

Yılbaşı sofrası için menü önerisi:

  • Sebze çorbası
  • Fırında hindi dolması (sebze garnitürleri ile birlikte servis edilebilir)
  • Fırında peynirli, ıspanaklı, patatesli börek
  • Yoğurtlu karnabahar
  • Bulgurlu salata
  • Kaşarlı, dil peynirli, beyaz peynirli kanepeler.
  • Balkabaklı muhallebi

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başlangıçta diyet gibi görünebilir ama…! Anoreksiya yaşamı kısaltan bir hastalık!

Günümüzde herkesin ‘daha zayıf olmalıyım’ düşüncesine sahip olduğunu belirten uzmanlar kilo kaybı için başvurulan yöntemlerin Anoreksiya Nevroza’ya dönüşebileceğine dikkat çekiyor. Anoreksiya Nevroza’da zayıflama hızının başlangıçta yavaş olduğuna ve giderek arttığına değinen Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, “Başlangıçta diyet gibi görünebilir ama ne yazık ki sonu çok tatsız bir şekilde gelir.” uyarısında bulundu.

Prof. Dr. Hüsnü Erkmen: “Yaşamı kısaltan bir hastalıktır. Belli bir tanıyı geçtikten sonra bir ölüm olmasa bile vücut her türlü hastalığa açık hale gelir.”

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hüsnü Erkmen özellikle genç kadınlar arasında sıkça görülen anoreksiya hastalığı ile ilgili bilgi verdi.

‘Spor yapayım kalori kaybedeyim’ diye düşünenler psikiyatri uzmanına başvurmalı

Günümüzde herkesin ‘daha zayıf olmalıyım’ düşüncesine sahip olduğunu dile getiren Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, her mahallede, her sokakta, küçük şehirlerde bile spor salonları olduğuna dikkat çekerek, “Buraya giden zayıflamak için gidiyor, ‘spor yapayım kalori kaybedeyim’ diye düşünüyor. Böyle bir durumda olan birisi varsa, çok fazla vakit geçirmeden bir psikiyatri uzmanına başvurmaları uygun olur.” uyarısında bulundu.

Basit işlerde bile başlangıçta işi bitirmenin çok daha kolayken zaman geçtikçe daha zor olduğuna değinen Prof. Dr. Hüsnü Erkmen “Atalarımız söylemiş ağaç yaşken eğilir. Bir fidanı herkes eğebilir, büyük ağaç olduğu zaman kimse eğemez. Bunun için çok vakit kaybetmemek gerekir. Aklınıza gelen her türlü tıbbi olayda vakit kaybetmemek gerekir. Bir an evvel doktora başvurmak gerekir.” dedi. 

Dişler düşmeye, saçlar dökülmeye başlar…

Anoreksiyanın genellikle huzursuz aile ortamında büyüyen kişilerde daha fazla göründüğünü ifade eden Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, anoreksiyaya sahip kişilerin kendilerini güzel bulmalarının temelinde psikiyatrik sorunlar olabildiğine işaret etti. Bazı kadınların kalçalarını ve göğüslerini yok ederek kadınlık yönlerini reddetmeye çalıştıklarını, bazılarının da ‘ne kadar zayıf o kadar iyi’ algısını ön plana taşıdıklarını belirten Erkmen, “Sonuç olarak bu beyindeki bir takım aksamalardan ortaya çıkan bir zayıflamadır. Basitçe bir insanın diyet yapıp kilo vermesinden çok daha ileri bir şeydir. Her kilo verdiğinde anoreksik olduğunu zannetmemek demektir. Hatta bazen aşırı kusmaya bağlı olarak bir sebeple diş hekimine giderse, diş hekimleri dişlerinin arka kısımlarının aşınmış olduğunu fark ederler. Kusarken çıkarılan asit dişleri tahrip eder ve bir süre sonra dişler dökülmeye başlar. Kesinlikle bir güzellik ortaya çıkmaz. Aksine olabildiğince çirkin bir tablo ortaya çıkar. İyi beslenemedikleri için saçlar dökülebilir.” şeklinde konuştu.

Özellikle 30 kilonun altına düşenler ciddi tehlike altında 

Anoreksiya Nevroza’da zayıflama hızının başlangıçta yavaş olduğuna ve giderek arttığına değinen Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, bunun nedeninin de hiçbir şekilde gıda almayıp, aldıklarında da kusarak çıkarma, ishalle çıkarma veya aşırı spor yapma gibi eylemler olduğunu söyledi. 

“Bu hastaların çok ilginç olan tarafı da her türlü gıdanın ne kadar kalori vereceği hakkında çok ciddi bilgileri vardır.” diyen Erkmen, sözlerine şöyle devam etti:

“Onlar bir ekmek, bir tabak et kaç kalori bilirler. Dolayısıyla da ona dikkat ederek yemek yemeye başlarlar. Başlangıçta diyet gibi görünebilir ama ne yazık ki sonu çok tatsız bir şekilde gelir. İşin kötü olan tarafı da herkes bunun kötü bir zayıflık olduğunu fark eder. Hastalar ise ‘daha şişmanım biraz daha kilo vermem gerekiyor’ gibi kendilerinin daha şişman olduğunu iddia bile ediyor olabilirler. Ancak ne yazık ki iş kötüye gidiyor manasına gelir. Özellikle 30 kilonun altına düşerse ciddi tehlike vardır. Hastaneye yatırmak gerekir. Belki zorla besleme metotları uygulanabilir.” 

Önce kişi hastalığını kabul etmeli

Tedavi süresi ve başarı oranının hastadan hastaya değişiklik gösterdiğini aktaran Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, “Çok kötü hastalığa tutulmuş bir insan ameliyat olur bir bakarsın bir şey olmadan güzel bir şekilde yaşar ya da çok basit bir hastalıktan dolayı da ölebilir. Genel tıptan bahsediyoruz. Anoreksiyada da benzeri bir durum söz konusu. Dereceleri vardır. Mantıklı miktarda zayıfladıktan sonra ‘bu işin tadı kaçtı ben burada durayım’ diyenler de var, sonuna kadar gidenler de var. Otuz kilonun altına düşmüş, çocuk ağırlığında neredeyse ama hala yemek yememeye, kusmaya veya başka şeyler yapmaya çalışabilir. Yaşamı kısaltan bir hastalıktır. Belli bir tanıyı geçtikten sonra bir ölüm olmasa bile vücut her türlü hastalığa açık hale gelir. Başka türlü bir hastalığa tutulabilir.” şeklinde konuştu.

Tedavide başarıyı sağlamak içinse kişinin hastalığı kabul etmesi ve tedavi için erken başvurması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bir, iki senedir devam eden bir şey halinde gelinirse ve hasta iyi uyum sağlarsa tedaviye iyileşir. Ancak eğer ilaçlarını kullanmaz ve kilo vermek için aynı davranışlarına devam ederse bu iş kötüye doğru gider ne yazık ki.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çamura hayat, insanlara mesaj veriyorlar

Gaziemir Belediyesi’nin seramik kursuna katılan kursiyerler, kursta hem sosyalleşiyor hem de

üretmenin mutluluğunu yaşıyor. Kursiyerler, eserlerinde toplumsal sorunları işleyerek bu konulara

dikkat çekiyor.

Gaziemir Belediyesi’nin düzenlediği seramik kursuna katılanlar, içlerindeki potansiyeli dışarı

çıkararak, birbirinden değerli çalışmalar imza atıyor. Kültür Evi’nde haftanın 5 günü Seramik

Öğretmeni Hayal Başarı tarafından verilen eğitimlere, 80 yetişkin, 40 çocuk olmak üzere toplam 120

kursiyer katılıyor. Kursta, seramik çamuru yapma, çamura şekil verme, fırınlama, sırlama ve

boyama, desen çizimi aşamaları en ince ayrıntısına kadar anlatılıyor. Seramik yapmanın inceliklerini

öğrenen kursiyerler, çamura şekil vererek istedikleri ürünü tasarlıyor. Tasarlama aşamasında ortaya

çıkardıkları eseri fırınlayarak sertleşmesini sağlayan kursiyerler, fırınlamadan sonra ürüne son

dokunuşları yaparak sırlama aşamasına geçiyor. Sırlama işleminden sonra ise boyama ve desen

çizimi işlemleri yapılarak ürüne son hali veriliyor.

Ev eşyaları ve süs eşyaları yapan kursiyerler, Türkiye’nin son dönemde giderek artan toplumsal

sorunlarını da eserlerinde işliyor. Seramik kursiyerleri yaptıkları çalışmalarla, kadın cinayetleri,

çocuk tacizleri, mülteci ölümleri, doğa katliamı gibi konulara dikkat çekti. Ev hanımlarından

öğretmenlere, memurlardan emeklilere kadar her kesimden yurttaşın katıldığı kursta üretilen eserler,

yılsonunda düzenlenen sergiyle yurttaşların beğenisine sunuluyor.

Çamurla hayata dokunuyor

Arkadaşının tavsiyesiyle belediyenin seramik kursuyla tanışan ve “Taciz” ve “Aylan Bebek”

çalışmalarıyla dikkat çeken ev hanımı Gülgün Çimen, kursta yaptığı çalışmalarda sosyal konuları

işleyerek fark yaratıyor. Eserlerinde işlediği konularda toplumsal sorunlara dikkat çeken Gülgün

Çümen, “Bu kursta günlük kullandığımız eşyaların yanı sıra ben daha çok sosyal projeler yapıyor,

hayata dokunan çalışmalar yapıyorum. Daha önce çocuk gelinler, taciz, sokak çocukları, mülteciler

ve çevre gibi konulara dikkat çekmek için çalışmalar yaptım. Bu yıl çevre sorunlarına dikkat çekmek

ve okyanuslara dokunmak için mercanlarla ilgili çalışma yapıyorum. Her ne yaparsak yapalım hayata

dokunmamız gerektiğini düşünüyorum. Umarım gereken yerlere gereken mesajlar ulaşır. Bir nebze

de olsa insanları düşündürebilmemiz bizim için büyük bir mutluluk” diye konuştu.

Öğretmenlik mesleğinden emekli olduktan sonra seramik kursuyla tanıştığını ifade eden Ergun Erdal,

“Emekli olduktan sonra boş zamanlarımı doldurmak için büyük bir boşluğa düşmüştüm. Seramik

kursunda sosyalleşerek kaliteli zaman geçiriyorum. Bu kursta üretmenin mutluluğunu yaşıyorum. İyi

ki bu kurs var” dedi.

“Eşyalarınızı ellerinizle yapmak çok kıymetli”

“Seramik kursuna keyifle geliyorum ve çok güzel işler yaptık. Çamura şekil verdikten ve sırlandıktan 

sonra emeğinizle ortaya çıkan ürünü görmek çok mutlu ediyor” diyen Vijdan Okumuş, “O kadar

değerli ki emeğinizle yaptığınız eşyalar. Dışarıda görüp beğendiğiniz ama satın alamadığınız eşyaları

burada kendi ellerinizle yapmak çok kıymetli. Evim seramikten yaptığım eşyalarla doldu” sözleriyle

duygularını ifade etti.

Cansever Keskin ise “Bu kursa koşa koşa geliyorum, çok mutlu ediyor beni. İçimdeki çocuksu

şeylerin hepsi burada açığa çıkıyor. Arkadaşlık dostluk ilişkilerimiz burada gelişiyor. Beni yenileyen

bir yer bu kurs. Gaziemir Belediyesi’ne bize bu imkânı tanıdığı için teşekkür ediyorum” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı