Aylık arşivler: Aralık 2023

Hizmet ihracatının yüzde 58,7'sini, hizmet ithalatının yüzde 55,4'ünü büyük ölçekli girişimler yaptı

Uluslararası Hizmet Ticareti İstatistikleri (seyahat hariç) verileri ile Yapısal İş İstatistikleri ve Yabancı Kontrollü Girişim İstatistikleri verileri eşleştirilerek uluslararası hizmet ticareti yapan girişimlerin özellikleri elde edilmektedir.

Girişim Özelliklerine Göre Uluslararası Hizmet Ticareti İstatistikleri verilerine göre; 2021 yılında hizmet ihracatının %58,7’si, hizmet ithalatının ise %55,4’ü büyük ölçekli girişimler tarafından yapıldı.

Hizmet ihracatının %7,1’ini yapan 1-9 çalışanı olan mikro ölçekli girişimler, toplam hizmet ihracatı yapan girişimlerin %69,2’sini oluşturdu. Çalışan sayısı 10-49 kişi olan küçük ölçekli girişimlerin hizmet ihracatındaki payı %15,7 iken 50-249 kişi olan orta ölçekli girişimlerin payı %18,3 oldu. Hizmet ihracatı yapan girişimlerin %2,4’ünü oluşturan 250 ve daha fazla kişinin çalıştığı büyük ölçekli girişimler, hizmet ihracatının %58,7’sini yaptı.

Hizmet ithalatı yapan girişimlerin %53,3’ünü oluşturan 1-9 çalışanı olan mikro ölçekli girişimler, hizmet ithalatının %5,6’sını yaptı. Çalışan sayısı 10-49 kişi olan küçük ölçekli girişimlerin hizmet ithalatındaki payı %9,4 olurken 50-249 kişi olan orta ölçekli girişimlerin payı %17,2 oldu. Hizmet ithalatının %55,4’ünü, hizmet ithalatı yapan girişimlerin %5,0’ını oluşturan 250 ve daha fazla kişinin çalıştığı büyük ölçekli girişimler gerçekleştirdi.

Hizmet ihracatının %67,9’unu ulaştırma ve depolama faaliyetindeki girişimler gerçekleştirdi

Toplamda 34 milyar 728 milyon dolar olan hizmet ihracatının 23 milyar 579 milyon dolarını ulaştırma ve depolama faaliyetindeki girişimler gerçekleştirirken, bilgi ve iletişim faaliyetindeki girişimlerin hizmet ihracatı 3 milyar 62 milyon dolar oldu. Hizmet ihracatında 2 milyar 935 milyon dolar imalat sanayiindeki girişimler tarafından yapılırken ana faaliyeti finans ve sigortacılık olan girişimlerin hizmet ihracatı 1 milyar 385 milyon dolar oldu.

Hizmet ticaretinde 28 milyar 64 milyon dolarlık ithalatın 8 milyar 978 milyon doları imalat sanayinde faaliyet gösteren girişimler tarafından yapıldı. Hizmet ithalatındaki 5 milyar 389 milyon dolar, ana faaliyeti toptan ve perakende ticaret olan girişimlere ait iken 2 milyar 181 milyon dolarlık hizmet ithalatı finans ve sigorta faaliyetinde bulunan olan girişimlerin oldu. Bilgi ve iletişim faaliyetindeki girişimler ise 1 milyar 928 milyon dolar hizmet ithalatı yaptı.

Yabancı kontrollü girişimler hizmet ihracatının %18,3’ünü, ithalatının %32,6’sını yaptı

Hizmet ticaretinde en yüksek paya sahip olan taşımacılık hizmetlerinde yapılan ihracatın %89,5’i, ithalatın ise %85,1’i Türkiye kontrolündeki girişimler tarafından gerçekleştirildi. Telekomünikasyon, bilgisayar ve bilgi hizmetleri ihracatında Türkiye kontrollü girişimlerin payı %49,5 iken yabancı kontrollü girişimlerin payı %50,5 oldu. Fikri mülkiyet hakları kullanım hizmetleri ithalatının %66,7’si, diğer iş hizmetleri ithalatının %52,7’si yabancı kontrollü girişimler tarafından yapıldı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İHSAN TAŞ KİMDİR, NERELİDİR, KAÇ YAŞINDADIR?

1980 yılında Batman’da Dünya’ya gelen (Senarist, yapımcı, yönetmen) İhsan Taş, 1997 yılında İstanbul’a yerleşti. 2002 yılında da sanat camiasına giriş yaptı.

İhsan Taş; 2014 yılında Atilla Saral ve Zeynep Gülmez’in yanı sıra bir çok başarılı oyuncuların yer aldığı “KAÇIŞ 1950” isimli ilk sinema filmini hayata geçirdi. 10 Nisan 2015 tarihinde vizyona giren film daha vizyona girmeden TRT tarafından satın alındı.  “KAÇIŞ 1950” vizyona girmeden TRT’nin aldığı ender projelerden bir tanesi. BAL-GÖÇ (Balkan Göçmenleri Derneği) kendi hikayelerini Beyaz Perdeye taşıdığı için İhsan Taş’a plaket verdi. Film Elazığ’da gerçekleşen “ÇAYDA ÇIRA” film festivalinden ve Gazetecilerden birer ödül alırken, en son olarak Frankfurt Türk film festivalinde, festivalin açılış filmi olarak gösterildi. İhsan Taş ekibi için düzenlediği bir Basın gecesinde gerek kamera önü, gerek kamera arkası, kısaca tüm ekibine plaket vererek Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi.

İhsan Taş ikinci projesi “Temel ile Dursun İstanbul’da” isimli bir sinema filminde, Wilma Elles, Alay Cihan, Tahsin Taşkın, Metin Yıldırım, Yakup Yavru, Özlem Savaş, Eşref Kolçak, Nuri Alço başta olmak üzere üç kuşak oyuncuyu bir araya getirerek bir ilke daha imza attı. Film 5 Şubat 2016 tarihinde vizyona girdikten sonra D-Smart ile Star Tv’ye verildi.

İhsan Taş 17 Ocak 2017’de Ersin Korkut, Afrikalı Ali, Alay Cihan, Gülsüm Alkan, Metin Yıldırım, Tahsin Taşkın, Metin Keçeci ve Yavuz Karakaş gibi bir çok başarılı oyuncuların yer aldığı “Parayı Bulduk” isimli 3. sinema filmini hayata geçirdi. Film 29 Aralık 2017’de “Yılın Son Komedi Filmi” ünvanıyla vizyona girdi.

İhsan Taş 2021 yılında; Halil Ergün, Erkan Petekkaya, Cem Kılıç, Ali Kürsat Uzun, Seda Tosun ve Turgay Tanülkü başta olmak üzere bir çok ünlü ismin yer aldığı bir dede ile lösemi hastası torununun hikâyesini anlatan Dedemin Gözyaşları isimli sinema filmini hayata geçirdi.

Dedemin Gözyaşları 2022 yılında Elazığ Çayda Çıra Film Festivalinde “Halk Jürisi; En iyi Film” seçildikten sonra, 2023 yılında 30. Adana Altın Koza Film Festivalinde özel gösterilerek, filmin yapımcılarına özel plaket takdim edildi.

İhsan Taş son olarak 2022 yılında Erkan Petekkaya, Levent Ülgen, Tolga Güleç, Çiçek Dilligil, Orçun Kaptan, Aslıhan Karalar ve Deniz Hamzaoğlu başta olmak üzere bir birinden başarılı bir çok ünlü ismi bir araya getiren “Filme Gel” isimli komedi filminin senarist ve yönetmenliğini üstlendi.

Başkan Çalık kadın girişimcilerle buluştu

Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, ilçede yaşayan girişimci kadınlarla bir araya geldi. Kadınların sosyal ve ekonomik hayata dahil olmaları için ilk günden bu yana çalıştıklarını ifade eden Başkan Çalık, “Kadınların yaptığı her işi destekleme felsefesiyle yola çıkan bir ekibiz. İlk günden beri de bu anlayışımızla çalışmaya devam ediyoruz. Üreten tüm başarılı kadınları tebrik diyorum” dedi.

Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ilçede yaşayan girişimci kadınlar ile Yaşam Vadisi’nde bir araya geldi. Görüşmede kadınların başarı hikâyelerini dinleyen Başkan Çalık, kendilerine her türlü desteği vermeye devam edeceklerini ifade etti. Kadınların sosyal ve ekonomik hayata katılımı için ilk günden bu yana çalıştıklarını ifade eden Başkan Çalık, yeni projelerle bu desteği sürdüreceklerini söyledi. Girişimci kadınlar ise Başkan Çalık’a kendilerini ağırladıkları ve verdiği destek için teşekkür etti.

 

“Üreten tüm başarılı kadınları tebrik diyorum”

Beylikdüzü’nde girişimci kadın sayısının artmasından dolayı oldukça memnun olduğunu belirten Başkan Çalık, “Kadınların yaptığı her işi destekleme felsefesiyle yola çıkan bir ekibiz. İlk günden beri de bu anlayışımızla çalışmaya devam ediyoruz. Onların başarılı olduğunu görünce mutlu oluyoruz çünkü kadınlar mutlu olursa aile ve toplum da mutlu olur. Yeni açacağımız tesisler ve başlayacağımız projelerde kadınlara desteğimizi sürdüreceğiz. Üreten tüm başarılı kadınları tebrik diyorum” ifadelerini kullandı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye Sigorta'dan sektörün aylık en yüksek prim üretimi

Sigorta sektöründeki liderliğini sürdüren Türkiye Sigorta, Kasım ayında toplam prim üretimini yüzde 152 arttırarak 51 milyar TL’lik üretimle rekora imza attı.

Türkiye Sigorta Genel Müdürü Sn. Taha Çakmak, “Gücünü adından alan Türkiye Sigorta olarak, ülkemize ve ekonomimizin belirlenen hedeflerdeki büyüme potansiyeline inanıyor; stratejik varlıklarımıza güvence sağlarken aynı zamanda sigorta ürünlerinin insanımıza en kolay şekilde ulaşması için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu yaklaşımla ortaya koyduğumuz performansla; kasım ayında elde ettiğimiz 6,6 milyar TL’lik prim üretimi, sektör tarihinin aylık en yüksek prim üretimi olarak kayıtlara geçti” dedi.

Türkiye Sigorta; Kasım ayı itibarıyla toplam primlerini yıllık yüzde 152 oranında artırarak 51 milyar TL’ye ulaştırırken; 6,6 milyar TL prim üretimi ile kasım ayında sektörün en yüksek prim üretimini gerçekleştirdi. 

Kasım ayındaki rekor prim üretimleriyle beraber aylık bazda pazar paylarının yüzde 17 olarak gerçekleştiğine dikkat çeken Türkiye Sigorta Genel Müdürü Sn. Taha Çakmak, şöyle konuştu: 

“Kasım ayında yeni bir rekora imza atmanın gururunu yaşıyoruz. Biz; ülkemize, dolayısıyla ekonomimize güveniyoruz; ülkemizin stratejik varlıklarına verdiğimiz güvencelerle hem kurumsal hem de bireysel sigorta alanında büyümemizi sürdürüyoruz. Kasım ayı prim üretiminde mühendislikte yüzde 1600, hastalık/sağlıkta yüzde 549, kaskoda yüzde 315, yangın (ticari ve kurumsal) branşında ise yüzde 247’lik büyüme kaydettik. Türkiye’nin öncü sigorta şirketi olarak, Ağustos – Kasım döneminde pazar payımızı yüzde 15‘ler seviyesine yükselttik.  En yakın rakiplerimiz ile prim üretimi farkımız Kasım itibarıyla 11 milyar TL ve 15 milyar TL’ye yükseldi. Kasım ayında elde ettiğimiz 6,6 milyar TL prim üretimi sigortacılık sektör tarihinin aylık en yüksek performansı oldu. Bu, bizim için büyük bir gurur… Ülkemizin güçlü kurum ve kuruluşlarıyla yaptığımız iş birlikleri ile sanayicimize ve kobilerimize destek sağlarken; penetrasyonu arttıracak Tamamlayıcı Sağlık Sigortaları, Kasko gibi rekabetçi ve ulaşılabilir ürünlerimizle sektörümüzde fark yaratıyor, ülkemiz insanı için üretmeye devam ediyoruz.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Turizm ve etkinlik sektörünün devleri  ACE of MICE ile 12. Kez bir araya geliyor.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, sektörün en büyük organizasyonuna ikinci kez ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.

KKTC Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı himayelerinde, Elexus Hotel & Convention ev sahipliğinde,  , Cyprus Royal Turizm ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) destekleriyle düzenlenecek organizasyonda ulusal ve uluslararası kurumsal firmalar, etkinlik ajansları, oteller, acenteler, turizm ve etkinlik sektörü profesyonelleri ACE of MICE çatısı altında bir araya geliyor olacak.

 

B2B TOPLANTILAR İLE MICE SEKTÖRÜ EN ÜST DÜZEYDE BİR ARAYA GELECEK

MICE sektörünü B2B toplantılar, network etkinlikleri ve ödül töreni ile bir araya getiren Dream Project, sektörde yeni iş birliklerinin oluşmasını ve ticari hacmin artmasına büyük katkı sunuyor. Masters of Events by ACE of M.I.C.E. Awards ile yüzlerce kurumsal markanın etkinlik satın alıcılarının yanı sıra  uluslararası tur operatörlerinin, acente ve etkinlik firmalarının üst düzey yöneticilerini 3 gün boyunca hosted buyer olarak ağırlayacak.

 

Parlayan Yıldız Kıbrıs MICE Destinasyonu Oturumu

Büyük bir potansiyele sahip olan Kıbrıs MICE pazarının bu alanda aldığı payın arttırılması için neler yapılması gerektiğinin ele alınacağı oturumda önemli konuşmacılar yer alacak.

5 Ocak tarihinde gerçekleşecek ‘’Parlayan Yıldız Kıbrıs MICE Destinasyonu’’ oturumunda ; Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Firuz Bağlıkaya, Kıbrıs Türk Otelciler Derneği Başkanı Dimağ Çağıner, Jolly CEO & Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mert Vardar, Cyprus Royal Kurucu Ortağı Rauf Denktaş, Kıbrıs Türk Turizm ve Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Orhan Tolun ve Elexus Hotel Genel Müdürü Görkem Aydıner’ in konuşmacı  olarak yer alacaklar ..

 

25 KATEGORİDE BAŞVURAN YÜZLERCE FİRMA JÜRİ OYLAMASINDA

Masters of Events ACE of M.I.C.E. Awards ile ilgili açıklamalarda bulunan Dream Project CEO’su Volkan Ataman ,“Bu yıl 12. Kez sektörümüzü B2B network toplantılar ve interaktif kaynaşma programları ile en üst düzeyde bir araya getiriyoruz. Sektörün profesyonelleri, 2 gün boyunca B2B toplantılar ile yeni iş bağlantıları oluşturacak” dedi. ACE of M.I.C.E. organizasyonu ile 11 yıldır sektöre önemli katkılar sağladıklarını aktaran Ataman, KKTC’deki bu etkinlik ile bunu bir üst noktaya taşıyacaklarını vurguladı. Ataman sözlerini şöyle sürdürdü “Bu seneki Masters of Events by ACE of M.I.C.E. Awards ile yine ulusal ve uluslararası çok önemli markaları ve değerli isimleri buluşturacağız. Bu büyük organizasyonla; etkinlik sektörünün faaliyetlerinin sürdürülebilir büyümesine yön vermeyi, sektörde hizmet veren kurum ve kuruluşlarda daha mükemmele ulaşma arzusu yaratmayı hedefliyoruz. Ayrıca etkinliğimiz Kıbrıs MICE destinasyonuna çok büyük katkılar sunuyor olacak.

 

EĞLENCE DORUKTA OLACAK

5 Ocak akşamı gerçekleşecek MOE Party ‘de dünyaca ünlü Dj Erkan Şen ile katılımcılarla keyifli bir gece yaşanacağını belirten Ataman,  6 Ocak akşamı ise kırmızı halı seremonisi ile başlayacak ve muhteşem şovlar eşliğinde gala yemeği ile devam edecek olan ACE of M.I.C.E. Awards Ödül Töreni’nde sektörünün en iyilerinin 25 ayrı kategoride ödüllerine kavuşurken muhteşem sesi ve yorumuyla Gökhan Tepe geceye renk katacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kadın Sağlığında Fonksiyonel Tıp Uygulamaları Kişiye Özel Çözümler Sunuyor

Fonksiyonel tıp, vücut işleyişindeki eksik ve fazlalıkları saptayıp, vücut sağlığının bütün olarak değerlendirilmesi, sağlıklı hale bütün olarak ulaşılması ve bu iyilik halinin devam ettirilmesidir. Kadın sağlığında fonksiyonel tıp uygulamaları, hastalığın nedenlerini ve semptomlarını inceleyerek kişinin genel sağlığını iyileştirmeyi hedefler. Kadınların özel sağlık ihtiyaçlarını ve hormonal dengenin önemli bir rol oynadığı birçok konuyu ele alır. Memorial Wellness ve Bahçelievler Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümünden Op. Dr. Emine Zeynep Yılmaz Tekmen, kadın sağlığında fonksiyonel tıp uygulamaları hakkında bilgi verdi. 

Fonksiyonel tıp ile alternatif tıp karıştırılmamalı

Fonksiyonel tıbbın amacı mevcut tedavilerin kesilip, yeni ilaçların başlanması değildir. Kişinin hastalığından çok, altta yatan nedenin tespiti yapılır, sorun çözülür ve tedavisi güçlendirilir. Amaç kişinin tümüyle sağlığına kavuşması ve bunu devam ettirmesidir. Her fonksiyonel tıp çözümü kişiye özeldir. Süreçte önce hastanın ayrıntılı olarak tıbbi sorgulama formu alınır. Kişiden detaylı anamnezin yanında detaylı laboratuvar ve genetik testler de istenir. Vücuttaki süreçlerin önemli işleyişine katkıda bulunan beslenme süreci de fonksiyonel tıp diyetisyeni tarafından değerlendirilir. Sonrasında her hastaya özel bir tedavi seçimi sunulur. Hastaya yapılan destekler, bilimsel yayınların ışığında kanıtlanmış, optimal dozlu takviyelerdir. Hastalarla birlikte yaşam şekillerini düzenleyip, ayda 1 olmak üzere 3-4 görüşme yapılmaktadır. Gerek duyulduğunda diğer uzmanlık alanları ile birlikte çalışılmaktadır. Özellikle obezite, diyabet, kronik yorgunluk, tiroid hastalıkları, hormonal düzensizlikler, eklem hastalıklar, romatizmal hastalıklar, sindirim sistemi rahatsızlıklarında fonksiyonel tıptan güç ve destek alınmaktadır.

Fonksiyonel tıp genel sağlığı iyileştirmeyi hedefler

Kadın sağlığında fonksiyonel tıp uygulamaları kişinin genel sağlığını iyileştirmeyi hedefler. Hormon dengesizliklerin sonucunda meydana gelen adet düzensizliğine farklı bir bakış açısı sağlar. Ayrıca menopoz semptomlarını yönetmeye yardımcı olur. Bağırsak sağlığı, genel sağlığı etkileyebilir ve hastalıkların gelişmesinde önemli bir rol oynayabilir. Fonksiyonel tıp, bağırsak sağlığını iyileştirmeyi hedefler. Kişinin genetik yapısını inceleyerek, hastalık risklerini ve tedavi seçeneklerini daha iyi anlayabilir. Strese maruz kalmak kadın hastalıklarının semptomlarını kötüleştirebilir. Fonksiyonel tıp, stres yönetimi için uygun stratejiler sunabilir. Egzersiz programları ve yaşam tarzı değişiklikleri, kadınların sağlıklarını destekleyebilir. 

Fonksiyonel tıp her hastaya özel tedavi sunar

Koruyucu hekimlikte kadın doğum dalında menopozda biyoeşdeğer hormon tedavisi ve birtakım destekler ile kadının kemik erimesi, bilişsel bozuklukları, kolon kanseri ve sağlıklı yaş alma sağlanırken; polikistik over hastalıklarında bedeni toksik yükten arındırmak ve infertilite (çocuk istemi) olan hastalarda ise yine bütüncül değerlendirme sağlanmaktadır. Kadın sağlığında fonksiyonel tıpta en çok fayda gören hastalıklar, menopoz, polikistik over sendromu, ağrılı adet görme (dismenore), endometriozis (çikolata kist), adet düzensizlikleri ve çocuk istemi (infertilite)dir. Her hasta farklıdır ve bu nedenle fonksiyonel tıp yaklaşımları bireyin ihtiyaçlarına göre bir yaklaşım sunar. Fonksiyonel tıp uzmanı kişiye özel ve en uygun tedavi planını oluşturur.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kışın sofranızdan eksik olmaması gereken 8 yiyecek

Sonbahardan kışa geçilen son günlerde, mevsimsel değişikliklere bağlı olarak düşen vücut direnci herkesi hasta ediyor. Havaların soğumasıyla birlikte bağışıklık sistemini daha güçlü tutmak ve hastalıklara, özellikle de gribal enfeksiyonlara yakalanma riskini azaltmak için sağlıklı ve yeterli beslenmek gerektiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, “Soğuk havalarda vücudun enerji ihtiyacı artıyor ve bu artan ihtiyacı karşılamak için basit karbonhidratlar tercih etmek yerine bağışıklığı güçlendiren kış meyveleri, kış sebzeleri, yumurta, balık, kırmızı et, tavuk, hindi gibi proteinler, yoğurt-kefir gibi fermente süt ürünleri ve lif oranı yüksek bağırsak dostu yulaf veya kuruyemiş tüketmek önemli” dedi. 

Derya Eren, kış aylarında hastalıklara karşı güçlü bir savunma sistemi oluşturacak 8 besini şöyle sıraladı:

  • Yumurta: Anne sütünden sonra en kaliteli protein içeriğiyle bilinen yumurta aynı zamanda birçok vitamin haricinde lutein, zeaksantin ve kolin içeriğiyle de güçlü bir bağışıklık sistemi oluşumunda etkili. Günde 1-2 adet yumurta, kahvaltı seçenekleri haricinde akşam yemeklerinizde de menemen olarak da tercih edilebilir.
  • Balık: Yüksek oranda omega 3 ve fosfor içeren balık iyi bir protein kaynağıdır. Omega 3 ve fosforun yanında A, D, E vitaminleri, iyot, selenyum ve çinko da içeren balık, bağışıklık sistemini desteklediği için kış aylarında mutlaka haftada en az 2 gün sofralarda yer almalı.
  • Kuruyemişler: Ceviz, fındık ve badem gibi kuruyemişler E vitamini bakımından çok zengin. E vitamini ise iyi bir antioksidan olması sebebiyle bağışıklık sistemimizin güçlenmesine önemli katkılar sağlar. Günlük 2 ceviz veya 10-15 adet çiğ badem veya fındık tüketimi bağışıklık sistemini destekler.
  • Kök sebzeler: Kırmızı pancar, havuç, turp ve tatlı patates gibi kök sebzeler yüksek oranda A vitamini içerir. A vitamini bağışıklık sistemini güçlendiren ve aynı zamanda iltihap önleyici etkisi bulunan bir vitamindir. Özellikle solunum yolu enfeksiyonlarına yönelik güçlü bir savunma kaynağıdır. Vücudumuz A vitamini üretemediği için dışarıdan besinler yardımıyla alınmalı.
  • Nar: Yüksek lif ve düşük kalori içeriğine sahip olan nar, aynı zamanda güçlü bir antioksidan kaynağıdır. C vitamini, A vitamini, folat ve flavanoidler içeriği sayesinde bağışıklık sistemimiz için büyük önem taşır. Nar, bol rokalı kış salatalarında ana yemek ile veya yoğurda eklenerek ara öğün olarak haftada 3-4 gün tüketilebilir.
  • Kivi ve portakal: Vücut direncini arttıran, toksinlerin vücuttan atılmasını sağlayan, bedenin zinde kalmasına yardımcı olan ve bağışıklık sitemini güçlendiren C vitaminini yüksek oranda barındıran kivi ve portakal tüketimine özen gösterilmeli. Aynı zamanda E vitamini de içeren kiviyi günde 1 adet tüketerek günlük C vitamini ihtiyacı ortalama olarak karşılanabilir.
  • Yulaf: İçeriğindeki beta glukan sayesinde yulaf, sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlayarak bağışıklık sitemine katkı sağlıyor. Aynı zamanda vücudun karbonhidrat ihtiyacını da sağlayarak tokluk hissi oluşumuna da destek oluyor.
  • Karnabahar: Karnabahar, C vitamini içeriğinin yüksek olması dışında glukozinolat ve izotiyosiyanat içeriğiyle de güçlü bir antioksidan kaynağıdır. Karnabahar vücudu enfeksiyonlardan koruyarak güçlü bir savunma mekanizması oluşturur. Bununla birlikte karotenoid ve flavanoid içeriği sayesinde bazı kanser türlerine karşı koruyucu etki de gösterir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Beyin yaşlandıkça psikolojik olarak yaşlanmıyor, sadece yaş alıyoruz

Yaşlanma, hayat döngüsünde insanları farklı biçimlerde etkileyen bir süreç. Bu etki, kişilik özellikleri, sosyal destek, beyin yapısı, kronik hastalıklar ve kültür gibi bir dizi faktöre bağlı olarak değişiklik gösterebiliyor. Yaş ile birlikte beyin mekanizmalarının daha az stresli olmaya, daha pozitif duyguları hatırlamaya meyilli olduğunu  vurgulayan Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Gül Eryılmaz, “Aslında beyin yaşlandıkça psikolojik olarak yaşlanmaz yaş alır sadece.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Gül Eryılmaz, psikolojik yaşlanma konusunu değerlendirdi.

Yaşlılığı etkileyen beyin yapısı, kültür gibi bir dizi faktör var

Yaşlılığın insan yaşamının bir dönemi olarak değerlendirildiğinde bu yaşam döngüsünün bireyleri nasıl etkileyeceğinin bir dizi faktöre bağlı olarak değiştiğini dile getiren Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Gül Eryılmaz, “Kişilik özellikleri, sosyal destek, beyin yapısı, kronik hastalıklar, kültür bu faktörlerden bazılarıdır. Aslında beyin yaşlandıkça psikolojik olarak yaşlanmaz yaş alır sadece.” dedi.

Sağlıklı yaşlılık için daha erken yaşlarda bazı yaşam alışkanlıklarını değiştirmek gerek

Yaş ile birlikte beyin mekanizmalarının daha az stresli olmaya, daha pozitif duyguları hatırlamaya meyilli olduğunu da vurgulayan Prof. Dr. Gül Eryılmaz, “Yaşlandıkça daha sağlıklı psikolojik yapı ya da psikolojik sağlamlılık için daha erken yaşlarda bazı yaşam alışkanlıklarını değiştirmemizde fayda var.” diye konuştu.

Beyin ve beden sağlığı için meşguliyet önemli

Egzersiz, sağlıklı beslenme ve sosyal ilişkilerin yanı sıra aile bağlarını güçlendirme, beyne fayda sağlayabilecek egzersizleri düzenli olarak yapma ve günlük hedefler belirlemenin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Gül Eryılmaz, “Unutmayalım ki beyin ve beden sağlığı için meşguliyet önemlidir. Meşguliyeti olan cennettedir.” dedi.

Aktif bir zihnin, genellikle daha sağlıklı bir yaşam tarzı ve pozitif bir ruh halini beraberinde getirdiğini de dile getiren Prof. Dr. Gül Eryılmaz, yaşlılığın, daha sağlıklı ve dengeli bir psikolojik yapıyla daha keyifli bir dönem haline gelebileceğini de sözlerine ekledi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Okul çağında beslenme alışkanlıkları diş sağlığını nasıl etkiliyor ?

Okul çağındaki çocukların yanlış beslenme alışkanlıklarının sebep olduğu problemler, beslenme yetersizliklerinin yol açtığı farklı şikayetlerle ve hastalıklarla kendini belli ediyor. Okullarda atıştırmalık olarak tüketilen paketli gıda ve içeceklerin pek çoğunun çürük riskini arttırdığı bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış bir gerçek olmasına rağmen bu şikayetle gelen hasta sayılarında bir azalma olmamasına vurgu yapan Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Dt. Nurgül Demir okullardaki beslenme alışkanlıklarına dikkat çekiyor.

 Çocuklarda oluşan beslenme alışkanlıklarının diş sağlığı üzerindeki etkilerine dair önemli açıklamalarda bulunan Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Dt. Nurgül Demir “Karbonhidrat zengin beslenme alışkanlıkları, ağız hijyeni alışkanlıklarının sağlanmasındaki eksiklikler, lokal veya sistemik etkenler sebebiyle diş çürümeleri ile karşı karşıya kalıyoruz. Okullarda sıklıkla tüketilen çürük yapıcı gıdalar ve şekerle tatlandırılmış içecekler de çocuklarda çürüme riskini arttıran diğer faktörlerden. Bu durum maalesef hemen hemen her gün kliniklerimizde karşılaştığımız ciddi bir problem haline geldi” dedi.

 Şekerle tatlandırılmış içecekler diş sağlığını tehlikeye sokuyor 

Meyveli sodalar, kutu meyve suları, hazır kahveler, enerji içecekleri gibi içeceklerin çocuklarda, ağızdaki çürük yapan bakteriler için önemli bir besin kaynağı olan şekeri yüksek oranda içerdiğini söyleyen Dt. Nurgül Demir “Şekerle tatlandırılmış içecekler, dişlerde çürük oluşması riskini arttırır. Çoğu ebeveynin geçmişinde süt dişi tedavisi öyküsü yoktur ancak maalesef günden güne çocuklarda giderek artan çürük görülme sıklığı, bahsettiğim durumun vahametini gözler önüne seriyor. Bunun en göze çarpan sebebi, çocukların günlük olarak aldıkları rafine şeker miktarıdır” diye konuştu.

Gazlı içeriklerdeki tehlike

“Gazlı içeceklerin yapısındaki asitin ise şekerli içeceklerin ağız içinde çözünmesi ile ortaya çıkan asite göre, diş minesi üzerinde daha yıkıcı bir etkiye sahip olduğunu vurgulamak gerekir” diyen Nurgül Demir “Okul çağındaki çocukların şekerle tatlandırılmış içeceklere erişim kolaylığının, içecek otomatlarının her yaştan çocuğun ulaşabileceği kadar yaygın olmasının bir sonucu olarak bu durumlar ile karşı karşıyayız. Beslenmelerini okulda yapan çocuklarda bu içeceklerin tüketimlerinde meydana gelen artış, çocukların tükettiği süt miktarının giderek azalmasına sebep olarak; vücuda kalsiyum girişini düşürüyor.  Çocuklarda çürük oluşma riskinin düşürülmesi için ağız hijyeni sağlama alışkanlıklarının yanısıra çürük yapıcı beslenme alışkanlıklarından da uzak durmak gerekiyor. Bunun akabinde ‘Antikaryojenik’ yani ‘çürük yapıcı olmayan’ gıdaları tüketmek de büyük önem taşıyor. Bu noktada evde ebeveynlerin kontrolünde idame ettirilebilen beslenme alışkanlıklarına ek olarak, okuldaki beslenme alışkanları için de mutlaka ebeveynler yönlendirici olmalı ve çocukların okulda yapılan her ara öğünden sonra ağızlarını suyla çalkalamaları veya bolca su içmeleri sağlanmalıdır.

 Minikler için Beslenme çantası önerileri;

  1. Elma, kereviz sapı ve havuç; gevrek yapısıyla çocukların okulda diş fırçalayamadıkları zamanlarda diş yüzeylerinin bir miktar temizlenmesini sağlayabilir.
  2. Kalsiyum ve fosfor içeriği bakımından peynir ve yoğurt, diş minesinin hasar görmüş bölgelerinin onarılarak, yeniden güçlenmesine yardımcı olur. Seçilen ürünlerin ‘şeker ilavesiz’ olmasına dikkat edilmesi gerekir. Yoğurt, dilimlenmiş mevsim meyveleri ile tüketilebilir.
  3. Lahana, ıspanak ve brokoli gibi yeşil yapraklı sebzeler, vitamin ve mineral içeriği zenginleşmiş tükürük yapımını sağlayarak; ağız içinin temizlenebilirliğini arttırır ve diş sağlığını korur.
  4. Ay çekirdeği, badem ve ceviz gibi kuruyemişler içerdikleri mineraller ile dişleri korur, asit atakları ile hasar gören diş dokularının onarılmasına yardımcı olarak, güçlendirir.
  5. İçecek olarak, günlük süt, ayran, taze sıkılmış ve katkısız meyve suları tercih edilebilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dikkat! 50 yaşına kadar 12 dişinizi kaybedebilirsiniz!

Yetişkinlerin diş problemlerinin anlatıldığı televizyon reklamlarında genellikle 65 yaş üzeri oyuncular rol alır. Diş sorunlarının 65 yaşından sonra yoğunlaştığı doğrudur fakat birçok yetişkin için diş problemleri henüz 17 yaşında başlar. Hatta 50 yaşına kadar 12 dişinizi kaybedebilirsiniz.

Diş Hekimi Yunus Dener, yetişkinlerde sık rastlanan ama az bilinen diş kaybı problemi hakkında şu bilgileri verdi:

ÇOĞU YETİŞKİN DİŞLERİNİ KAYBETMEYE HANGİ YAŞTA BAŞLAR?

“Bir yetişkinin ortalama 32 dişi vardır. Yirmilik dişlerini çektirmek zorunda kalanlar 28 dişe sahiptir. Yetişkinlerin 50-64 ve 65-74 yaş arası dişlerini kaybetmeye başlaması beklenebilir. Ancak birçok yetişkin çok daha erken yaşlarda dişlerini kaybetmeye başlar. İlk kayıpların başlangıcı 17 yaşa kadar inebilmektedir. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) verilerine göre, 50 yaşına gelindiğinde, Amerikalılar ortalama 12 diş kaybediyor (20 yaş dişleri dahil). Türkiye’de böyle bir istatistik yok ama ABD’deki bu veriler, yetişkinlerde erken yaşta diş kaybı problemlerinin boyutuna ışık tutması açısından çok önemli bir göstergedir.

YETİŞKİNLERİN DİŞLERİNİ KAYBETMEYE BAŞLAMALARININ 5 NEDENİ

 TRAVMA: Trafik kazası, spor yaparken çene – baş bölgesine alacağınız şiddetli darbeler, dişlerinizin anında kırılmasına neden olabilir. 

Yaşanan travmanın boyutuna göre, dişin kökü ve çevresindeki destekleyici kemik yapıları zarar görmediği sürece travmanın verdiği zarardan kurtulmak mümkündür. 

Dişinizle gazoz şişesi açmak da travma nedenidir. Kırıklara, çatlaklara ve diş kaybına yol açabilir. Kabuklu gıdaları diş ile kırmaya çalışırken ya da kapak, ambalaj gibi şeyleri açmaya çalışırken yaşanan diş kayıpları sanılandan çok daha yaygın bir problemdir. 

 HASTALIK: Diş eti hastalığının yanı sıra diyabet, kanser, osteomiyelit ve otoimmün hastalıkları gibi kronik hastalıklar yetişkinlerin erken yaşta dişlerini kaybetmesine neden olabilmektedir.

 DİŞ ETİ HASTALIĞI: Diş hijyeninin ısrarla ihmal edilmesinin bir sonucudur. Görmezden geldiğiniz küçük işaretler zamanla büyür ve kemiği yok ederek diş kaybına neden olur. Gevşek veya düşme eğilimli dişler, ağız kokusu, şişmiş diş etleri, diş eti hastalığının erken belirtisidir.

 STRES: Stres çoğu zaman bruksizm olarak bilinen bir psikolojik süreçte dişleri sıkma veya gıcırdatma şeklinde kendini gösterir. Bir kişi uzun süreli stres ile bruksizm yaşamaya devam ederse, dişlerini aşındırabilir, çatlaklar oluşturarak diş yıkımını hızlandırabilir, hatta dişlerin basınç ile gevşeyip sallanır hale gelmesine neden olabilir.

 HORMONLAR: Hormon seviyelerinizdeki dramatik dalgalanmalar dişlerinizi ve çenenizi etkileyebilir. Bunun en yaygın örnekleri kadınlarda hamilelik ve menopoz dönemlerinde görülür.

 DİŞLERİMİZİN DÜŞMEMESİ İÇİN NE YAPABİLİRİZ?

Peki, dişlerimizin erken yaşlarda dökülmesini önleyebilir miyiz?

Diş Hekimi Yunus Dener dişlerimizin ömrünü uzatmak için neler yapabileceğimiz konusunda şu tavsiyelerde bulunuyor:

 TEMİZLİK: Her yemekten sonra dişlerinizi fırçalayın. Diş araları için diş ipi kullanmaya özen gösterin. 

SU İÇİN: Düzenli su içmek ağzınızı nemli tutarak ağız kuruluğunu ve bakteri üremesini önler. Su, bağışıklık sisteminiz için harika bir savunmadır. 

DÜZENLİ DİŞ HEKİMİ RANDEVULARI: Diş hekiminizi yılda en az iki kez ziyaret etmelisiniz. Düzenli randevular, olası sorunlara karşı diş hekiminizin sizi erken uyarmasını sağlayacaktır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı