Aylık arşivler: Aralık 2023

Zehra Atmaca'nın güçlü sesinden kıpır kıpır bir şarkı 'Var Bir Hayalimiz'

Güçlü sesi, yorumu ve sahne performansıyla, Türk pop müziğinin en iyi kadın seslerinden biri olmaya aday olan Zehra Atmaca, “Ah Ettim Sana” adlı çalışmasıyla müzikal kariyerine ilk adımı atmasının hemen ardından “Var Bir Hayalimiz” isimli yeni şarkısını müzik severlerin beğenisine sunuyor.

Sözü ve müziği Adnan Fırat, düzenlemesi Ödül Erdoğan imzası taşıyan şarkının klip yönetmenliğini ise Kubilay Kasap üstlendi. Ritmik temposuyla coşturan ve sözleriyle hayalperest bir ruh haline büründüren bu sihirli şarkı Zehra’nın güçlü sesiyle playlistinizde tekrar tekrar dönecek.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak 20 Yaşında!

Ünlü yönetmen ve senarist Ahmet Uluçay’ın ölüm yıl dönümüne özel, ilk filmi Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak 20. yılında TV’de seyirci ile buluşuyor. 

2004 yapımı Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak, 20. Yılında D-Smart ekranlarında yayınlanıyor.  Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde yaşamış olan ve 30 Kasım 2009’da henüz 54 yaşındayken kaybettiğimiz Ahmet Uluçay’ın ilk sinema filmi olan Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak, Uluçay’a dünya çapında tanınırlık getirdi. Uluçay’ın çocukluğundan esinlendiği ilk uzun metrajlı film ülke içinde ve yurt dışında birçok ödüle layık görüldü. Filmi çekerken bir yandan da geçimini sağlamak için yem fabrikasında hamallık yapan Uluçay’ın kült filmi, ünlü yönetmenin yaşamından da izler taşıyor.

Biri karpuzcunun, diğeri berberin yanında çırak olarak çalışan iki çocuğun köylerinde film oynatmak için verdiği mücadeleyi anlatan film, hüzünlü ama umut dolu anlatımıyla Türk sinema tarihinin en özel yapımlarından biri olarak öne çıkıyor. 

Film, sinemaya delicesine tutkun iki çocuk olan Recep ve Mehmet’in hayatına odaklanıyor. Gündüzleri kasabada çalışıp, geceleri köydeki evlerinin ahırında derme – çatma bir film projeksiyon makinası yapmaya çalışırken, hayatlarını tümden değiştirecek olan rejisörlük hayalleri kurmakta olan iki çocuk; işin içine Recep’in kendisinden yaşça büyük olan Nihal’e aşkı da karışınca, hayatlarında derin izler bırakan unutulmaz bir yaz mevsimi yaşarlar.

Ünlü yönetmen ve senarist Ahmet Uluçay’ın ölüm yıl dönümünde bu unutulmaz film D-Smart ve D-Smart GO ekranlarında seyirci ile buluşuyor. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Samsung'un TV yolculuğu: Teknoloji, tasarım ve inovasyonun uyumuyla gelen 17 yıllık pazar liderliği

Samsung Electronics; Türkiye’de 8, dünya genelinde 17 yıldır sürdürdüğü TV pazar liderliğini, premium ve üst düzey görüntü deneyimine odaklanan TV ve ekran serileriyle sağlamlaştırıyor.  Samsung, 17 yıldır global TV pazarının liderliğine giden yolculuğu; kullanıcı odaklı tasarımlar, inovasyon ve ürün kalitesi yanında ürünlerindeki 8 farklı unsurla açıklıyor. Bu unsurlar; Quantum Matrix, çevre dostu Samsung SolarCell kumandalar, SmartThings, Yapay Zeka Destekli Enerji Modu, Knox güvenlik sistemi, Nöral Quantum İşlemci, oyunseverlere benzersiz bir görüntü ve akış sunan Gaming hizmeti ve sinema seviyesindeki ses kalitesiyle evlerde unutulmaz bir ses yolculuğu olarak sıralanıyor. 

 

Premium ve üst düzey görüntü deneyimi sunan TV ve ekran serilerine odaklanan Samsung, bağımsız pazar araştırma şirketi Omdia’nın bulgularına göre, 17 yıldır global TV pazarının liderliğini elinde tutuyor. Samsung’un yıllardır süregelen pazar liderliğinin arkasında kullanıcı odaklı tasarımları, inovasyon ve ürün kalitesinin yanı sıra Quantum Matrix, SolarCell teknolojisinin simgelediği sürdürülebilirlik vizyonu, SmartThings, Yapay Zeka Destekli Enerji Modu, güvenli bir ekosistem sunan Knox koruması, Nöral Quantum işlemci, sinema seviyesinde ses kalitesi sunan altyapısı ve oyun deneyimine yeni bir boyut kazandıran 65S90C  modeli gibi teknolojiler yer alıyor. 

 

Quantum Matrix teknolojisi: Sinemaseverler için yenilikçi bir deneyim

Samsung’un Quantum Matrix teknolojisi, Netflix ve benzeri akış servislerinde günün her saatinde kaliteli içerik izlemek isteyen sinemaseverler için ideal bir çözüm sunuyor.  Neo QLED TV’lerde kullanılan Quantum MiniLED, normal LED’lere kıyasla 40 kat daha küçük ve mikron ölçekte bir lens barındırıyor. Binlerce MiniLED’in nasıl çalışacağını belirleyen teknoloji ise Quantum Matrix olarak adlandırılıyor. TV’nin arkasındaki bu detaylı ve güçlü MiniLED’ler sayesinde, 14 bit seviyesinde işlenen HDR görüntüler oluşturulabiliyor. Bu, 10 bit seviyesindeki HDR işlemeye göre 16 kat daha fazla ara ton anlamına geliyor.

Sinemaseverler için bir diğer heyecan verici deneyim ise, sanal 3D hissi. Quantum MiniLED ve yapay zeka destekli işlemci, ön ve arka objeler arasında kontrast farklılıkları oluşturarak, izleyicilere derinlik algısı sunuyor. Quantum Matrix, HDR olmayan içerikleri de HDR gibi izlemeyi sağlayan Otomatik HDR oluşturucuyla da çalışıyor. Yapay zeka, sahneleri analiz ederek parlak vurgular ve daha detaylı sahneler oluşturmak için arka ışık ve algoritmaları kullanarak içeriği HDR kalitesinde yeniden oluşturuyor.

 

Samsung SolarCell kumanda: Daha az atık, daha fazla sürdürülebilirlik

Kullanılmış pillerin çevresel etkisine karşı bir çözüm olarak 2021 yılında geliştirilen Samsung SolarCell kumanda, endüstrinin ilk şarj edilebilir kumandası olma özelliği taşıyor. Bu yenilikçi ürün, tek kullanımlık pil ihtiyacını ortadan kaldırması ve çevreci tasarımı nedeniyle Time Magazine tarafından “2022’nin En İyi İcatlarından” biri olarak seçilmişti. Samsung SolarCell kumanda, tek kullanımlık pillerin yerine Type-C üzerinden şarj edilebilir yapısıyla çevreye olan etkisini azaltıyor. Yıllık ortalama TV satışları göz önüne alındığında, bu kumandanın iki yıl içerisinde yaklaşık 200 milyon AA pilin kullanımını engellediği tahmin ediliyor.

Lanse edildiği günden bu yana 3 yıl içinde pek çok geliştirme aşamasından geçen Samsung SolarCell kumandalardaki plastik kullanımı azaltıldı ve kumandalar daha çevreci hale getirildi. Bugün Samsung  SolarCell uzaktan kumandalarda kullanılan plastiklerin yüzde 24’ü geri dönüştürülmüş malzemelerden elde ediliyor. Bu, 10 milyon Samsung SolarCell uzaktan kumandanın yıllık üretimi için 6 tondan fazla atığın geri dönüştürüldüğü anlamına geliyor. Bu da geleneksel malzemeler kullanılarak yapılan üretime kıyasla karbon emisyonlarında yaklaşık %18’lik bir azalmaya denk geliyor. 2023 yılında ise Samsung SolarCell uzaktan kumandalarda okyanuslardan çıkarılan atık balıkçı ağlarından dönüştürülmüş malzemeler kullanılmaya başlandı ve kumandanın boyutu yüzde 25 oranında küçültülerek daha az malzeme kullanımı sağlandı. Yenilikçi Samsung SolarCell kumandası, plastik kullanımını %33 oranında azaltarak, önceki nesillere göre 313 ton daha az CO2 emisyonu yapılmasını sağlıyor. Samsung, önümüzdeki dönemde çevre odaklı üretime daha fazla odaklanmayı hedefliyor.  

Samsung SolarCell Kumanda sadece güneş enerjisinden değil, ev içi ışıklardan ve hatta Wi-Fi gibi RF sinyallerinden bile enerji toplayarak neredeyse sürekli enerji sağlıyor. Bu kumanda aynı zamanda evdeki diğer uyumlu cihazları da kontrol edebiliyor. Böylece kullanıcılara tek bir kumanda ile uydu alıcısı, ses sistemi ve SmartThings aracılığıyla klima kontrolü gibi geniş bir yelpazede kolaylık sunuluyor. Tek çipli verimli tasarımı, azaltılmış tuş sayısı ve Türkçe sesli komut özelliği ile donatılmış Samsung SolarCell kumanda, kullanıcılara sadece bir kumanda olmanın ötesinde, teknolojik bir deneyim vadediyor.

 

Samsung SmartThings, farklı cihazları birbirine entegre ederek evdeki etkileşimi kolaylaştırıyor ve kullanıcılara akıllı yaşamın kapılarını açıyor

Samsung’un SmartThings platformu, ev yaşamını daha akıllı ve bütünsel hale getirmeyi hedefliyor. Bu platform; akıllı telefonlar, televizyonlar, ev aletleri gibi farklı cihazları bir araya getirerek evdeki cihazların etkileşimini ve kontrolünü kolaylaştırıyor. Örneğin TV kumandası ile evin ışıkları kapatılabiliyor, cihazlar arası iletişim oluşturulabiliyor. TV üzerindeki ışık sensörü evi çok aydınlık bulursa, akıllı perdeye komut vererek evin kararmasını sağlıyor. SmartThings, TV izlerken bile kullanıcıların güvenliğini sağlamaya devam ediyor. Örneğin, buzdolabının kapısı açık kaldığında TV ve telefon ekranına uyarı gönderiyor. Kullanıcı TV’yi açık bırakıp dışarı çıktıysa, cep telefonundan TV’sini kapatabiliyor.  Dahası, uyumlu cihazların ne kadar enerji harcadığını gösteren bir arayüz de sunuyor. Bu sayede, ay sonunda gelecek fatura tahmin edilebiliyor. 

Smartthings sadece Samsung marka cihazları değil aynı zamanda Matter destekli diğer marka cihazların da kolayca kontrol edilmesini sağlayarak kullanıcıların yaşamlarına değer katıyor. 

 

Samsung, akıllı evler için enerji tasarrufunu maksimize eden AI Enerji Modu’nu sunuyor

Samsung’un Nöral Quantum işlemcisi olan 2023 model akıllı TV’lerinde yer alan AI Enerji Modu, enerji tasarrufuna odaklanarak genel enerji tüketimini akıllıca izleyip kontrol ediyor.  AI Enerji Modu, Parlaklık Optimizasyonu özelliği ile enerji tasarrufuna katkı sağlıyor. Bu özellik, odanın aydınlık seviyesini algılayan sensörler sayesinde parlaklığı otomatik olarak optimize ediyor. Ayrıca, görüntüdeki hareketi algılayarak hızlı sahnelerde anlık olarak parlaklığı ayarlayıp, izleyicinin varlığını algılayarak yokluğunda parlaklığı en aza indiriyor. Parlaklık Optimizasyonu, enerji tasarrufu sağlayarak çevreye duyarlı bir yaklaşım sunuyor. Aynı zamanda izleyicilere, otomatik olarak uyum sağlayan bir izleme deneyimi yaşatıyor. AI Enerji Modu açıkken, standart moda kıyasla Neo QLED 8K TV’de %12, Neo QLED’de %10, OLED’de %13, QLED’de %7 enerji tasarrufu elde ediliyor. 

 

Knox Matrix güvenlik vizyonu tüm ekosistemi kapsıyor

2023 başında 10. yılını kutlayan Samsung Knox Güvenlik platformu, Samsung’un bir ekosistem çerçevesinde kullanıcıları koruyan bir gelecek vizyonuna dayanıyor. Artık hayatlarımızın daha fazla cihazla bağlantılı olduğu günümüzde, Samsung Knox platformunun sunduğu güvenlik yaklaşımı tek bir cihazı değil, tüm ekosistemi güvenlik altına almayı önceliklendiriyor. Knox Matrix bu konuya odaklanarak cep telefonu, TV, beyaz eşya ve çok daha fazlasını kapsayan geniş bir güvenlik çözümü sunuyor. Kullanıcıların hesap bilgilerinin olduğu her platform, Samsung’un çok katmanlı güvenlik hizmeti ile korunuyor. Dahası, 8K TV’lerde yer alan Knox kasası adı verilen ek bir donanım çipi ile bu koruma CC EAL 6+ seviyesine yükseltiliyor. Evlerde giderek daha fazla kullanılan IOT (akıllı ev) cihazlarının da Knox tarafından korunması ekstra bir güvenlik anlamına geliyor. Ayrıca, Knox’un güvenlik seviyesi ABD Savunma Bakanlığı tarafından onaylanmış olup, akıllı cihazların sunduğu konforun, kullanıcılar uzakta olsa bile güvenle kullanılabilmesini sağlıyor.

 

Samsung’un OTS, NPU ve DSP teknolojileri ile evde sinema kalitesinde ses deneyimi

Samsung, geliştirdiği TV’lerde sunduğu yenilikçi ses çözümleriyle ses kalitesinin izleme deneyimi üzerindeki etkisini yeniden tanımlıyor. Samsung’un ses teknolojilerindeki OTS (Nesne Takipli Ses) özelliği, izlenen içeriğin nesnelerinin hareket yönüne göre sesi yönlendirerek gerçekçi bir deneyim sunuyor. Özellikle QN900C modeli, 12 kanal ve 90 watt ses gücü ile çevresel ses hissinin sınırlarını zorluyor. Dolby Atmos deneyimi ise, çok kanallı hoparlörler ile desteklenerek hayat buluyor.

Samsung’un ses analizi konusundaki uzmanlığı, NPU (Nöral İşlem Birimi) ve DSP (Dijital Ses İşlemcisi) birimleriyle pekiştiriliyor. AVA teknolojisi, arka plandaki rahatsız edici sesleri tespit ederek TV ses seviyesini otomatik olarak ayarlıyor. Samsung’un inovasyon ödüllü Q-Symphony özelliği, sinema benzeri güçlü ses deneyimleri sunmak için tasarlandı. Bu özellik, Samsung’un uyumlu soundbarları ve TV hoparlörlerini entegre ederek, özellikle HW-Q990C soundbarın 11.1.4 kanalları ve Neo QLED QN900C’nin 6.2.4 kanallarının mükemmel uyumuyla, dinleyicilere benzersiz ve zengin bir ses deneyimi sağlıyor. Gelişmiş donanım ve yazılım çözümleriyle desteklenen bu özellikler, evdeki izleme deneyimini bambaşka bir boyuta taşıyor.

 

Samsung’un yenilikçi 65S90C modeli ile oyun deneyimi yeniden tanımlanıyor

Samsung, oyunseverlere yönelik olarak tasarladığı 65S90C modeliyle konsol ve PC oyunlarında maksimum performans sunuyor. Bu cihaz, farklı platformlarda oyun oynamayı seven oyuncular için ideal bir seçenek olarak öne çıkıyor. 65S90C, konsolu otomatik olarak tanıyarak Gamebar 3.0 arayüzünü aktive ediyor. Bu arayüz, oyunculara geniş özelleştirme seçenekleri sunarak oyun deneyimini kişiselleştirmelerine olanak tanıyor. Gamebar 3.0 TV’nin alt kısmında çözünürlük, FPS ve HDR hakkında bilgiler görüntülenebiliyor. 144 Hz’e kadar çıkabilen yenileme hızı ve 0.001 ms tepki süresiyle, oyuncular rakiplerine karşı üstünlük sağlıyor. 21:9 veya 32:9 ekran oranı ayarları ve sanal nişan noktası özellikleri ile oyunculara geniş bir görüş alanı sunuyor. Bu özellikler, oyuncuların rekabette bir adım öne geçmelerine yardımcı oluyor. Görüntü kalitesi açısından da dikkat çeken 65S90C, yüksek çözünürlük gereken oyunları bambaşka bir deneyime dönüştürüyor. 

 

Samsung’un yapay zeka destekli Nöral Quantum işlemcisi, TV görüntü kalitesini başka bir boyuta taşıyor

Samsung, QN800 ve üzeri modellerde yer alan yapay zeka destekli Nöral Quantum işlemci (4K/8K) ile görüntü kalitesini ve izleme deneyimini yeni bir seviyeye taşıyor. Bu işlemci, tam 64 yapay zeka sinir ağı kullanarak, görüntüleri ekran göndermeden önce analiz ediyor ve izleme ortamına göre yeniden yapılandırıyor.

Intelligent mod açıkken yapay zeka destekli işlemci, ortamın parlaklık ve yankı düzeyini de dikkate alarak, ortama uyumlu bir izleme deneyimi sağlıyor. Örneğin, evdeki camların yarattığı yansıma ve yankıyı azaltarak, maçlardaki taraftar seslerini daha rahat bir seviyede sunuyor. Düşük çözünürlüklü yayınlar, yapay zeka algoritmaları tarafından 8K ekrana uygun şekilde ölçeklendirilerek, daha detaylı bir görüntü kalitesine kavuşuyor. Ayrıca, işlemci SDR yayınları otomatik olarak HDR kalitesine yükseltiyor, böylece standart yayınlar bile HDR kalitesinde izlenebiliyor.

Samsung’un yapay zeka destekli Nöral Quantum işlemcisi, neredeyse her türlü içeriği sıra dışı bir izleme kalitesine dönüştürerek, kullanıcıların TV izleme deneyimini yeniden tanımlıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Excalibur G870 oyunda güç arayanlar için 13. Nesin Intel i5 ve i7 işlemcilerle birlikte Nvidia RTX 4060 ve 4050 ekran kartıyla yenilendi

Türkiye’nin teknoloji markası Casper, kesintisiz oyun deneyimini şık tasarımla buluşturan Excalibur G870 dizüstü bilgisayarıyla oyunda güce ihtiyaç duyanlar için eşsiz bir deneyim sunuyor. 13. Nesil Intel i5 ve i7 işlemci, NVIDIA RTX 4060 ve 4050 ekran kartı seçenekleriyle yenilenen Excalibur G870, dış yüzeyinden klavyesine, tuş yerleşiminden CNC kesimine kadar birçok özelliğiyle kullanıcıların kendini özel hissetmesini sağlıyor.

Teknoloji, yaşamın her sürecinde hükmünü sürdürmeye, gelişmeye ve dönüşmeye devam ediyor. Hayatın doğal akışında hemen her gün yeni bir teknoloji ortaya çıkıyor ve trendler sürekli değişebiliyor. Piyasaya çıkardığı her ürünle, trendlerin sınırlarını zorlamaya devam eden Türkiye’nin teknoloji markası Casper, yüksek grafik performansı ve metal gövde yapısıyla fark yaratıyor. Gücünü 13. Nesil Intel i5 ve i7 işlemciden alan Excalibur G870 hem güçlü bir bilgisayar isteyen hem de estetikten taviz vermek istemeyen kullanıcılara hitap ediyor. 89 adet fan bıçağı ve dakikada 5400 RPM değerindeki 2 adet akıllı turbo fan Excalibur G870’in performansını artırırken, soğutma sistemindeki ikiz fanlı yapı ise sıcak havanın tahliyesi ve soğuk havanın içeriye alınmasını çok daha hızlı ve kolay şekilde gerçekleştiriyor.

 

Performans ve Tasarımın Kusursuz Birleşimi Excalibur G870

Kullanıcıların bilgisayarlardaki en temel tercihlerinin başında performans ve tasarım geliyor. Casper, kullanıcıların kendilerini özel hissedebilmeleri için belirgin CNC kesim hatları, özel tasarım On/Off tuşu ve hairline boyama tekniği gibi tüm estetik detayları göz önünde bulundurarak Excalibur G870 dizüstü bilgisayar ile kullanıcı deneyimini en üst seviyeye çıkarıyor. Casper, Excalibur G870 modeliyle birlikte kullanıcılarını tasarımdan veya performanstan ödün vermek zorunda bırakmadan modern ve 250 NIT parlaklık değerindeki 15.6″ FHD IPS LED ekranı, 24 mm incelikteki şık metal kasası ve havalandırma kısmındaki kırmızı bölmesiyle kendini özel hissettirirken, 3 adet Type-A USB 3.1, Type-C, Ethernet ve HDMI girişleriyle birlikte veri aktarım hızını maksimum seviyeye çıkartıyor. Dolby teknolojisi ile de birleşen Excalibur G870 2W gücünde 2 hoparlöre sahip olmasıyla birlikte tüm bu özellikleri 2,5 kg hafifliğinde sunuyor. 

 

Hızlı ve Akıcı Oyun Deneyimi Excalibur G870’la Mümkün

65 bin 26 adetlik geniş renk skalası ve 3 farklı klavye moduyla birlikte Casper Excalibur G870, RGB deneyimini doruklara taşıyor. 144 HZ ekran yenileme hızı sunan Casper Excalibur G870’te hiçbir detay kaçmazken maksimum ekran verimi elde ediliyor. Intel Wi-Fi 6 AX201 ile birlikte kesintisiz ve maksimum kalitede internet kullanımına imkan sağlayan Excalibur G870, 4070 mAh polimer bataryasıyla birlikte kullanıcılara uzun pil ömrü sağlıyor. Amper mimarisi ile tasarlanan NVIDIA RTX serisi GPU’lara sahip güçlü ekran kartlarıyla yeni Excalibur G870, hem benzersiz bir oyun deneyimi yaşamak isteyenlere hem de üst düzey teknoloji deneyimi arayan profesyonellere olağanüstü bir hız ve performans sağlıyor. Ayrıca Casper Excalibur G870, 8, 12, 16, 32 ve 64 GB DDR4 RAM seçenekleriyle gerek oyun oynamak isteyen kullanıcılara gerekse profesyonellere eşsiz performans sağlıyor. Farklı birçok konfigürasyon seçeneği ile birlikte kullanıcılar, Excalibur G870’i satın almadan önce istedikleri gibi özelleştirme yaparak benzersiz bir deneyim elde edebiliyor.

 

Casper Hakkında:

Türkiye’nin teknoloji alanında dünyadaki en önemli temsilcilerinden ve Türkiye’de dijital dönüşüme yön veren lider markalarından Casper, 1991 yılında faaliyetlerine başladı. 34.500 metrekare kapalı alan üzerine kurulu, Avrupa ve Orta Doğu’nun en büyük bilgisayar üretim tesislerinden birine sahip olan Casper, bilgisayar ve telefon başta olmak üzere tüm ürünlerinin tasarım ve ARGE süreçlerini kendi mühendisleri ile yürütüyor. Üretim tesisinde yıllık en az 1 milyon bilgisayar ve 500.000 telefon üretimi yapılıyor. Uluslararası beğeni kazanan tasarım, malzeme ve renk seçimlerini tasarım ekibi ile yürüten Casper, Türkiye’de tüketiciye özel üretim yapma becerisi olan tek bilgisayar üreticisi olarak kullanıcılara yüzlerce çeşit konfigürasyon imkânı sunuyor. 

Global çapta kalite ve teknolojiye sahip ürünlerini, geniş hizmet ağı ve yerel üretim avantajlarıyla birleştiren Casper; VIA, Nirvana ve Excalibur markalarıyla akıllı telefondan tablete, dizüstü bilgisayardan mini PC’lere kadar uzanan geniş ürün gamı, yerli üretim ile Türkiye’nin dijital dönüşümüne öncülük ediyor. Türkiye’nin tek teknoloji tabanlı ödülü olan Tech Brands Turkey’i üst üste 4 kez kazanan Casper, halk jürisi ile belirlenen Türkiye’nin bütünleşik pazarlama ödülü The ONE Awards’da da teknoloji üreticisi kategorisinde yılın en itibarlı markası ödülünün de sahibi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Metro Türkiye, “Yerelin İzinde" Projesiyle Bu Sefer Şile'de Yerel Mantarların Peşindeydi!

Yerli üreticilerin desteklenmesinden Coğrafi İşaret tescilli ürünlerin korunmasına kadar yerelleşme projeleriyle sektöre ilham kaynağı olan Metro Türkiye, Türk mutfağının değerli şeflerinden Şemsa Denizsel ile iş birliğiyle gerçekleştirdiği “Yerelin İzinde” projesinin dördüncü durağında Şile’de Türkiye’nin yerel mantarlarının izini sürdü ve Coğrafi İşaretli Kanlıca Mantarına dikkat çekti.

Metro Türkiye’nin “Yerelin İzinde” projesi, Türk mutfağının sürdürülebilirliğini ve zenginliğini korumak için coğrafi işaretli ürünlerin korunmasına ve bu ürünler hakkındaki farkındalığın artırılmasına odaklanıyor. Türkiye’nin zengin mantar çeşitliliğine ışık tutan gastronomik keşif yolculuğu,  Şile ormanlarında, yabani olarak yetişen nadir ve köpekler aracılığı ile toprağın altından bulunabilen Trüf mantarının avı ile başladı, ormanda bulunan yenilebilir ve yenilemez birçok mantar çeşidinin toplanması ile tamamlandı.

29 Kasım İstanbul – Türk mutfağını ve değerlerini koruyarak gelecek nesillere aktarma amacıyla 1990 yılından bu yana çalışmalarını sürdüren Metro Türkiye, Türk mutfağının değerli şeflerinden Şemsa Denizsel iş birliği ile yerel ve Coğrafi İşaret tescilli ürünlerin korunması ve modern mutfaklarda yeni yorumlamalar ile yer edinmesi amacıyla sürdürdüğü ‘Yerelin İzinde’ projesine Şile’de devam etti. Türkiye’nin yerel lezzetlerinin ve coğrafi işaretli, geleneksel ürünlerinin değerini hatırlatarak farkındalık yaratmayı hedefleyen projenin dördüncü durağında, Türkiye’nin zengin mantar çeşitliliği öne çıkarıldı.

Şile’nin eşsiz orman habitatında, Türkiye’nin doğal zenginliklerini yakından gözlemleme fırsatı bulan şef ve konu uzmanları, Mikolog Jilber Barutçiyan’ın rehberliğinde mantar toplamanın inceliklerini öğrenirken, mantarların çeşitliliğini keşfettiler. Mantarların Türk mutfağındaki yerine dair bilgilerin de paylaşıldığı Jilber Barutçiyan ile gerçekleştirilen ‘’Yerelin İzinde Mantar Buluşması” sonrası, Şef Şemsa Denizsel ve Casa Lavanda’nın kurucu Şefi Emre Şen’in hazırladığı özel menü ise, mantarın mutfaktaki yaratıcı kullanımlarını ve gastronomik potansiyelini vurguladı. Bu deneyimler, mantarın kültürel ve mutfak mirasımızdaki önemini katılımcılara yakından tanıttı ve gelecek nesillere aktarılacak değerli bilgiler sundu.           

“Mantarlar hem çeşitli hem de katma değerli ürünler”

“Yerelin İzinde” projesinin dördüncü durağı olan Şile’de şefler ve konu uzmanları ile bir araya gelen Metro Türkiye Kurumsal İletişim ve Kamu İlişkileri Müdürü Aslı Duran Özcan, ” Yerli ve coğrafi işaretli ürüne sahip çıkmanın, o ürünü tüketici ile buluşturmanın ve o ürünlerin tabaklarda yorumlanarak yaşamaya devam edebilmesinin büyük önem taşıdığına inanıyoruz. Bu konudaki ilk adımımız olan “Coğrafi İşaretli Ürünler” projemizi, gelecek nesillere bırakacağımız kültür mirasını oluşturmak ve eşsiz lezzetleri kayıt altına almak amacıyla 2012’de hayata geçirdik. Geçtiğimiz yıl ise Coğrafi İşaret tescilli ve aday ürünleri öne çıkarmak, bu ürünlere sahip çıkmak ve farkındalık yaratarak, Türk mutfağında bu ürünlerin daha fazla yer bulması için “Yerelin İzinde” projemizi başlattık. Coğrafi İşaretli Bolu Kanlıca Mantarımız başta olmak üzere yerel mantar çeşitlerimiz de Türk mutfağının değerli bir hazinesi ve “Yerelin İzinde” projemiz ile onların kültürel mirasımızdaki yerini güçlendirmeyi hedefliyoruz. Aynı zamanda ‘Sofrada Herkese Yer Var’ demeye devam ediyor; alternatif beslenme alışkanlıklarını mükemmel şekilde destekleyen mantarları, mutfakların odağına taşımak istiyoruz” dedi.

Metro Türkiye Meyve Sebze Kategori Müdürü Birol Uluşan ise “Ülkemizin sahip olduğu mantar çeşitliliği, Metro Türkiye’nin raflarında da kendini gösteriyor. Bolu Kanlıca Mantarı, Porçini, İstiridye, Kuzugöbeği ve Trüf gibi çeşitli mantar türleri, Metro Türkiye’nin sunduğu geniş yelpazenin bir parçası. Bu mantarlar hem taze hem de kuru formda sunularak, müşterilere yıl boyunca bu benzersiz lezzetleri deneyimleme olanağı sağlıyorlar. Özellikle, tazeyken alınıp sonra kurutulan mantarlar, mevsim dışında da bu lezzetleri erişilebilir kılıyor. Metro Türkiye olarak, bu çeşitliliği ve kaliteyi müşterilerimize sunmayı hedefliyoruz” dedi. Mantarlar ile elde edilebilen katma değerli ürünlere dikkat çeken Uluşan, “Sunduğumuz Metro Chef Trüf Mantarı Aromalı Zeytinyağı, Sarıkız Mantarı Turşusu, Rioba Trüflü Mayonez ve Metro Chef Trüflü Bal Sosu gibi yenilikçi ürünler; mantarın zengin lezzet profilini çeşitli yemeklerde kullanma imkanı sunuyor” diye ekledi.

Özel eğitimli köpek eşliğinde trüf mantarının izi sürüldü

Etkinlikte yer alan Mikolog Jilber Barutçiyan, “Türkiye’de yaklaşık 200 çeşit yenilebilir mantar türü var. Şile ise, zengin çeşitliliği ve yabani olarak yetişen mantarlarıyla bilinen bölgelerimizden” diyerek katılımcılara mantarların doğal ortamda nasıl ve nerelerde bulunabileceği hakkında bilgi verdi. Bu bilgilendirme, katılımcıların mantar toplama deneyimini daha da zenginleştirdi.

Etkinlik sırasında, özel olarak trüf mantarı bulma üzerine eğitilmiş bir köpek de katılımcılara eşlik etti.      Mantar avcıları, profesyonel mutfaklarda önemi ve değeri gün geçtikçe artan bu mantarı bulabilmek için av köpeklerine özel eğitimler veriyor. Katılımcılar, bu köpeğin rehberliğinde, ormanın derinliklerinde gizlenmiş değerli trüf mantarlarını bulma şansı yakaladılar. Bu, mantar toplamanın, aynı zamanda özel beceriler ve bilgi gerektiren bir sanat olduğunu gösteren bir deneyimdi.

Trüf mantarı özellikle şefler tarafından yaratıcılıklarını ifade etmek ve yemeklerine eşsiz bir karakter kazandırmak için kullanıyor. Metro Türkiye de zengin aromaya sahip bu ürünün daha geniş bir şef kitlesine erişimini sağlayarak Türk mutfağının yenilikçi ve modern yönünün güçlendirilmesine katkı sağlıyor. 

İlham olacak lezzetler sunuldu

Öğle yemeğinde, davetlilere Şef Şemsa Denizsel’in tasarladığı ve Casa Lavanda’nın kurucu şefi Emre Şen’in katkılarıyla zenginleşen özel bir menü sunuldu. Mantarların Türk mutfağındaki kullanım alanlarını göstermek ve farklı reçeteler sunmak için Bolu kanlıca Mantarı, Trakya Siyah Trüf, Kuzugöbeği Mantarı ve Porçini Mantarlarını taze ve kuru olarak menülerinde yaratıcı reçetelerle yer verdiler.

Hazırladıkları menü ile mantarların mutfaklarda ne kadar çeşitli ve zengin kullanılabileceğini göstermek istediklerini belirten Şef Şemsa Denizsel ana yemek olarak “Ciğerli İç Pilavlı Kuzugöbeği Dolması” ve tatlı olarak “Kuru Porçini Mantarlı Dondurma” hazırladı. Şef Emre Şen ise, kahvaltı menüsünde “Kanlıca Mantarlı ve Çorum Alaca Soğanlı Kiş”, öğlen menüsünde ise başlangıç olarak sunulan “Trakya Siyah Trüflü Kekşek Kıtırı & Humus” hazırladı. Bu özel yemekler, davetlilere mantarların mutfaktaki çeşitli kullanımlarını göstererek, gastronomik bir deneyim sundu.

Araştırmalar, mantarın gastronomideki öneminin artmakta olduğunu ve özellikle alternatif beslenme tercihleri olan kişiler için önemli bir besin kaynağı haline geldiğini gösteriyor. Metro Türkiye, bu artan talebe, sunduğu çeşitlilik ve yenilikçi ürünlerle cevap veriyor. Bu çeşitlilik hem geleneksel hem de modern mutfakların ihtiyaçlarını karşılayarak, Metro’nun sektördeki yenilikçi ve öncü rolünü pekiştiriyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Diablo IV: Yeni Zir'in Mezbahası ile Kan Sezonu'nun şimdiye kadarki en zorlu mücadelesi geliyor

Diablo IV: Yeni Zir’in Mezbahası ile Kan Sezonu’nun şimdiye kadarki en zorlu mücadelesi geliyor

Diablo IV Kamp Ateşi Sohbetlerinde yeni Zir’in Mezbahası ve bunun yanı sıra ilk sınırlı süreli etkinlik olan Kara Kış Marazı ve gelecek kalite güncellemeleri hakkında Diablo Topluluk Müdür Yardımcısı Adam Fletcher, Oyun Yönetmeni Joe Shely ve Yardımcı Oyun Yönetmeni Joseph Piepiora detayları paylaştı. 

  • Yeni Zir’in Mezbahası ile kendini Kan Sezonu’nun şimdiye kadarki en zorlu mücadelesine hazırla. 5 Aralık’tan itibaren bu oyun sonu zindanlarının doruk noktası olan zindan, tüm düşmanları öldürmen ve Lort Zir’in sadık Kan Arayanlarını alt etmen için sana 10 dakika verecek. Başarıya ulaşırsan Mezbaha’da daha da derinlere inebilirsin ancak her yeni seviye, daha zorlu mücadele demektir. Kanlı Gözyaşları Oyması, Mezbaha’da yaşayan türlü türlü sapkınları alt etmek için son derece gereklidir.
  • 12 Aralık’ta başlayacak sınırlı süreli etkinlik olan Kara Kış Marazı’nda, Kırık Tepeler’de yeni bir korku kol geziyor. Yeni canavarları alt ederek, görevleri tamamlayarak ve etkinlik ilerlemesi kazanarak Kara Kışın kahramanı ol. Ayrıca Kırık Tepeler halkına umut vermek için Kara Kış Meydanı’nı kanlı kupalarınla süsleyebilirsin. Ama dikkat et, Kızıl Örtülü Dehşet olarak bilinen tehlikeli bir yaratık, Marazifriti hizmetkârlarıyla birlikte bölgede sinsice dolaşıyor.
  • Diablo IV’e öğe güncellemeleri geliyor. Topluluğun verdiği geri bildirimler dikkate alınarak yapılan bu güncellemelerin dördüncü sezonda yayınlanması planlanıyor; ayrıntılı bilgiyi ilerleyen zamanlarda paylaşılacak.

Yayını kaçıranlar için güncellenen Kamp Ateşi Sohbeti blogda. Zir’in Mezbahası hakkında ayrıntılı bilgi ise yine yayınlanan blog yazısında 

Korunak’ta görüşmek üzere!

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ege Bölgesi'nin 10 aylık dış ticaret fazlası 8 milyar doları aştı

Ege Bölgesi’nin 10 aylık dış ticaret fazlası 8 milyar doları aştı

 

 

Ege Bölgesi’nin ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 146 oldu

 

 

Ege Bölgesi Türkiye’nin dış ticaret açığını düşürüyor

 

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 yıllık tarihi boyunca ihracatçı kimliğiyle öne çıkan, Türkiye’ye ihracatı öğreten Ege Bölgesi, 2023 yılının 10 aylık döneminde 25 milyar 796 milyon dolarlık ihracat yaparken ithalatı 17 milyar 683 milyon dolarda kaldı. Ege Bölgesi 10 aylık dönemde 8,1 milyar dolar dış ticaret fazlası verirken, ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 146 oldu.

 

 

Ege Bölgesi’nin 2022 yılı ocak-ekim döneminde ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 143 olarak kayıtlara geçmişti. Ege Bölgesi’nin ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 3 gelişim gösterdi.

 

 

Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre; Ege Bölgesi Cumhuriyetimizin 100. yılının 10 aylık döneminde 43,5 milyar dolar dış ticaret hacmine ulaşırken, Ege Bölgesi’ndeki 9 ilde dış ticaret fazlası vermeyi başardı.

 

 

İzmir’in 10 aylık dış ticaret hacmi 25 milyar doları aştı

 

 

Ege Bölgesi’nin ihracat ve ithalatta amiral gemisi İzmir 2023 yılının 10 aylık döneminde 14 milyar 196 milyon dolarlık döviz getirisiyle Türkiye’de en çok ihracat yapan ikinci il konumunu korurken, aynı zaman aralığında ithalatı 10 milyar 845 milyon dolar şeklinde gerçekleşti. İzmir her 100 dolarlık ithalatına karşılık 131 dolar ihracat yapma başarısı gösterdi. İzmir’in dış ticaret hacmi 25 milyar 41 milyon dolara ulaştı.

 

 

İzmir’in ihracatında öne çıkan sektörler 1 milyar 782 milyon dolarla kimya, 1 milyar 325 milyon dolarla çelik-demir ve demirdışı metaller, 1 milyar 146 milyon dolarla hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü oldu.

 

 

Manisa 1 milyar 601 milyon dolar dış ticaret fazlası verdi

 

 

Türkiye’de en çok ihracat yapan iller sıralamasında sekizinci basamağın sahibi, elektrik-elektronik, iklimlendirme, otomotiv endüstrisi ve gıda sektörlerinin güçlü ihracatta güçlü olduğu şehzadeler şehri Manisa, 2023 yılının 10 aylık diliminde 2 milyar 972 milyon dolar ithalata karşılık 4 milyar 573 milyon dolarlık ihracat yapmayı başardı. Manisalı ihracatçılar 1 milyar 601 milyon dolarlık dış ticaret fazlalığı sağladı.

 

 

Denizli’nin ihracatında hazırgiyim liderliğini sürdürdü

 

 

Ev tekstilinin başkenti Denizli 2023 yılının ocak – ekim döneminde 3 milyar 487 milyon dolarlık mal ihracatı yaparken, ithalatı 1 milyar 938 milyon dolar olarak kayıtlarda yerini aldı. Denizli’nin 10 aylık dış ticaret fazlası 1 milyar 550 milyon dolar olarak göze çarparken, ihracatta lider sektör 2023 yılında kan kaybı yaşamasına karşın 932 milyon dolarlık performansla hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü oldu. Elektrik ve elektronik sektörü 679 milyon dolar, demir ve demirdışı metaller sektörü 494 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı.

 

 

3 il milyar dolar sınırında

 

 

Ege Bölgesi illeri Aydın, Balıkesir ve Muğla 10 aylık performanslarına göre 2023 yılı sonunda 1 milyar dolar sınırını geçme sinyalleri veriyor.

 

 

Aydın, 533 milyon dolarlık ithalata karşılık 938 milyon dolar ihracat yaptı. Her 100 dolarlık ithalatına 176 dolarlık ihracatla cevap veren Aydın, Ege Bölgesi’nde 1 milyar dolar barajını aşmaya en yakın il konumunda. Aydın’ın ihracatına en çok katkı veren ilk üç sektör 147 milyon dolarla madencilik, 124 milyon dolarla kuru meyve ve 122 milyon dolarla otomotiv endüstrisi şeklinde sıralandı.

 

 

Su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörünün 575 milyon dolarlık ihracatla açık ara lider olduğu Muğla 2023 yılının ocak – ekim döneminde 912 milyon dolar ihracat performansı ortaya koydu.

 

 

2022 yılında 1 milyar 14 milyon dolarlık ihracata imza atarak tarihinde ilk kez 1 milyar doları aşan Muğla ithalatta da 384 milyon dolarlık bir performans sergiledi. 528 milyon dolar dış ticaret fazlası veren Muğla’nın ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 237 olarak gerçekleşti. Muğla’da madencilik sektörü 103 milyon dolar, hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü 53 milyon dolar ihracata imza attı.

 

 

Ege Bölgesi’nde ihracatta 1 milyar doları geçme potansiyeline sahip illerin sonuncusu Balıkesir. Balıkesir 2023 yılının ilk 10 aylık döneminde 605 milyon dolarlık ithalata karşılık 896 milyon dolarlık ihracat yaptı. Balıkesir’in ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 148 olurken, elektrik ve elektronik sektörü ihracatını yüzde 130 artırarak 115 milyon dolardan 266 milyon dolara çıkararak Balıkesir’de ihracatta lider sektör konumuna yükseldi. Balıkesir’de, su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü 141 milyon dolar, zeytin ve zeytinyağı sektörü 73 milyon dolar ihracat başarısı gösterdi.

 

 

Mermerin başkenti Afyonkarahisar 2023 yılının ocak – ekim döneminde 84 milyon dolarlık ithalat yaparken, ihracatı 277 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. Afyonkarahisar yüzde 329’luk ihracatının ithalatı karşılama oranıyla Ege Bölgesi’nde rekortmen olurken, bu rekora en büyük katkıyı 174 milyon dolarlık ihracat performansıyla madencilik sektörü sağladı. Hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü 16 milyon dolarlık ihracat yaparken, kimya sektörü 13 milyon dolar ihracat kayda aldı.

 

 

Uşak, 208 milyon dolar ithalatına karşılık 262 milyon dolar ihracat seyrini ortaya koyarken, ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 126 şeklinde gerçekleşti. Uşak’ta tekstil sektörü 70 milyon dolarlık ihracatla lider olurken, tekstil sektörünü 55 milyon dolarlık tutarla halı ve 35 milyon dolarla su ürünleri ve hayvansal mamuller izledi.

 

 

Porsenel ihracatının başkenti Kütahya 2023 yılının 10 aylık diliminde 111 milyon dolarlık ithalat yaparken, 254 milyon dolar ihracata imza attı. Kütahya’nın ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 229 olurken, çimento cam ve seramik sektörü 190 milyon dolarlık ihracatla açık ara liderliğini sürdürdü. Kütahya’nın ihracatında ikinci sektör 68 milyon dolarla demir ve demirdışı metaller sektörü, üçüncü sektör 17 milyon dolarla kimya sektörü şeklinde sıralandı.

 

 

Eskinazi; “Büyümeye pozitif katkı vermek istiyoruz”

 

 

Ege Bölgesi’nin tarih boyunca ihracatçı kimliğiyle öne çıktığının altını çizen Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, 2023 yılının 10 aylık diliminde de Ege Bölgesi’nin bu karakterini ortaya koyduğunu ve 8,1 milyar dolar dış ticaret fazlası verdiğini dile getirdi.

 

 

2023 yılına girerken hedeflerini mevcudu korumak olarak belirlediklerini hatırlatan Eskinazi, “Türk ihracatçıları olarak pandemi sonrasında güzel bir ivme kazanmıştık. Avrupa ve Amerika pazarları tedariklerinde Türkiye’yi önceliklendiren bir pozisyon almaya başlamıştı. 2021 yılında işler iyi giderken, dünyadan ayrışan ekonomi politikamız, Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında artan enerji maliyetleri ve küresel ekonomideki resesyon işleri tersine döndürdü. Finansmana erişimde yaşadığımız zorluklar, yüksek enflasyon ve enflasyon oranında artmayan ve düşük kalan döviz kuru Türk ihracatçısının sermayesini eritti ve fiyat tutturamaz hale geldik. Türk ihracatçısı gelen siparişleri bile fiyat tutturamadığı için kabul edemez noktaya geldi. Tüm bu olumsuz tabloya rağmen Türk ihracatçısı 2023 yılında 2022 ihracat seviyesini yakalayarak büyük bir başarı gösterdi. Bu tablo böyle devam ederse korkarım 2024 yılında mevcudu korumak mümkün olmayacak. İhracattaki yüzde 10 artış hedefimize ulaşmak için ihracatçılarımızın yollarındaki taşların temizlenmesi gerekiyor. İhracatçılar olarak büyüme rakamlarına yeterli katkıyı koyamamaktan dolayı mutsuzuz” şeklinde konuştu.

 

 

Ege Bölgesi İlleri ihracat ve ithalat rakamları (2023 ocak – ekim) 

 

İthalat (bin dolar)

İhracat (bin dolar)

İhr./İth. Karşılama oranı

Afyonkarahisar

84 172

276 939

329

Aydın

533 105

937 699

176

Balıkesir

605 756

896 320

148

Denizli

1 938 179

3 487 568

180

İzmir

10 845 962

14 196 544

131

Kütahya

111 590

254 308

229

Manisa

2 972 449

4 573 397

154

Muğla

384 345

911 817

237

Uşak

208 271

262 232

126

 TOPLAM

17 683 829

25 796 824

146

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Obezite cerrahisi sadece ameliyat öncesi ve sonrası fotoğraflara göre değerlendirilmemeli

OBEZİTE CERRAHİSİ SADECE AMELİYAT ÖNCESİ VE SONRASI FOTOĞRAFLARA GÖRE DEĞERLENDİRİLMEMELİ!

 

Uzmanlar, obezite operasyonu geçiren kişilerin sadece fiziksel değişim odaklı olmaması gerektiğini, yaşam biçimlerini düzenleyerek yeni hayatlarına devam ederken mutlaka psikolojik destek almalarının önemini vurguluyor.

 

Günümüzün en büyük sağlık sorunlarından biri de obezite.

Genetiği bozulmuş ürünler, hızlı akan hayat içerisinde hazır yemeklere olan yönelim ve hareketsizlik gibi faktörler obezitenin artışında büyük bir paya sahip. Peki, sağlıklı kilo vermek ve obeziteden kurtulmak için obezite cerrahisini kimler tercih edebilir, hangi durumlarda kesinlikle yapılması gereklidir, bu cerrahi yöntemleri tercih eden bireyleri neler beklemektedir?

Bariatrik ameliyatlar sadece kozmetik nedenlerle yapılmaz. Obezite ameliyatlarıyla etkili bir şekilde kilo vererek daha iyi görünmenizin yanında sağlık açısından da ciddi olumlu değişiklikler kazanacaksınız.

 

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Genel Cerrahi Bölümünden Obezite ve Metabolik Cerrahi alanında Uzm. Dr. Nail Ömer ‘obezite cerrahisi’ operasyonları öncesi ve sonrasında en çok merak edilenleri anlattı.

Bariatrik ameliyatların sadece kozmetik nedenlerle yapılmadığını, kişilerin etkili bir şekilde kilo vererek daha iyi görünmesinin yanında, sağlık açısından da ciddi olumlu değişiklikler kazandığını belirtti.

 

Obezite cerrahisini sadece ameliyat öncesi ve sonrası fotoğraflarına göre değerlendirmeyin

 

Sağlığı olumsuz etkileyen kompleks ve multifaktöriyel bir hastalık olarak kabul edilen obezite, günümüzde önlenebilir ölümlerin sigaradan sonra gelen ikinci en önemli nedenidir. Son yıllarda, dünyada ve Türkiye’de toplum sağlığını tehdit eden bir hastalık haline gelmiştir. Çocuklar ve tüm yaş gruplarında obezite görülme sıklığı artmış, bu artışa bağlı olarak da obezite ilişkili hastalıklar daha sık görülmeye başlamıştır. Obezite, başta tip 2 diyabet ve prediyabet olmak üzere kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, hiperlipidemi, serebrovasküler hastalık, çeşitli kanserler, obstrüktif uyku-apne sendromu, non-alkolik karaciğer yağlanması, gastroözofageyal reflü, safra yolları hastalığı, polikistik over sendromu, infertilite, osteoartroz ve depresyon gibi birçok sağlık sorununa neden olarak sağlık harcamalarını artırmaktadır. Obeziteyle ilgili hastalıkların önüne geçebilmek için obezitenin mutlaka tedavi edilmesi gereklidir. Bu nedenle, obez bireylerin ameliyat sonrası hayatlarındaki değişiklikler sadece fotoğraflardaki fiziksel değişiklikler olarak değil, bunun dışında obeziteye bağlı oluşan hastalıkların da çözülmesi gibi görülmelidir. 

 

Obezite cerrahisini kimler tercih etmeli?

 

Vücut Kitle İndeksi 30-35 arasında olmakla beraber obeziteye bağlı hastalıkları bulunan (kardiyovasküler hastalıklar, yoğun diyabet, eklem rahatsızlıkları, solunum problemleri) ve bu oranın 35 veya üzerinde olduğu bireylerde obezite hastalığını tedavi etmek için obezite cerrahisi tercih edilmelidir. Obezite cerrahisinde hangi yöntemin tercih edileceği hastadan hastaya değişmektedir. Cerrahi işlem öncesinde diğer tüm tedavi yöntemlerini uygulamış (diyet programı, egzersiz programları, davranış modifikasyonu ve ilaçlar); ancak başarı sağlayamamış hastalar için obezite cerrahisi devreye girmektedir.  

 

Obezite cerrahisi korkulacak bir yöntem midir? 

 

Öncelikle obezite cerrahisinin korkulacak bir ameliyat olmadığını söylememiz gerek. Laparoskopik (kapalı) yöntemle de yapıldığı için ameliyat sonrası ciddi ağrı ve hareket kısıtlılığı olmuyor ve erken dönemde hastalar gündelik hayatına dönebiliyor; ancak her ameliyatta olduğu gibi obezite cerrahisinin de beraberinde getirdiği birtakım riskler mevcuttur. Kanama, enfeksiyon, anestezik maddelere karşı yan etki gelişmesi, kan pıhtılaşması, kalp ve akciğer problemleri, dikiş hattından sızıntı gibi komplikasyonlar gelişebilmektedir. Bu nedenle acil durumlarda müdahale bakımından donanımlı bir hastanede yapılması önemlidir.

 

Sağlıklı bir şekilde ideal kiloya kavuşmak isteyenleri biyolojik, psikolojik ve fiziksel olarak ne gibi değişiklikler bekliyor?

 

Sağlıklı bir şekilde ideal kiloya kavuşmak isteyen obez hastaların ameliyat sonrası, özellikle bu alanda uzmanlaşmış bir diyetisyen ile süreci yürütmesi başarılı kilo kaybının sağlanmasındaki önemli yapı taşlarından biridir. Zayıflama sürecinde fazla kilolardan kurtulmaya başlayan hastalarda fiziksel aktivite artmaya başlar. Artmış fiziksel aktiviteye bağlı olarak vücuttaki metabolizma da artmaktadır. 

 

Bir başka biçimde, kilo problemi yaşayan bireylerin yaşadıkları sorunlardan birisi de sosyal ilişkilerindeki sıkıntılardır. Biyolojik olarak hızlanan metabolizma sayesinde sağlıklı bir şekilde zayıflayan hastalar, istediği kiloya kavuştukça psikolojik olarak özgüvenleri artar. Sosyal olarak daha aktif hale gelirler ve bu da bireylerde mutluluğun artmasına neden olur. 

 

Obezite cerrahisi hayatınıza ne katacak, yaşam kalitenizi hangi yönde etkileyecek, ne gibi değişiklikler olacak?

 

Bariatrik ameliyatlar sadece kozmetik nedenlerle yapılmaz. Obezite ameliyatlarıyla etkili bir şekilde kilo vererek daha iyi görünmenizin yanında sağlık açısından da ciddi olumlu değişiklikler kazanacaksınız. Obezite cerrahisinin faydaları arasında kilo vermenin yanında obezitenin üzerinize yüklediği eklem problemleri, insülin direnci ve şeker hastalığı, karaciğer yağlanması, uyku apnesi gibi sayısız problemlerden de kurtulmuş olursunuz. Hayat kaliteniz ciddi ölçüde artar. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şehirler Sanatla Renkleniyor:  Sarının İzi, Türkiye'nin En Büyük Açık Hava Sergisi Oluyor!

Şehirler Sanatla Renkleniyor: 

Sarının İzi, Türkiye’nin En Büyük Açık Hava Sergisi Oluyor!

Yenilikçi ve çağdaş yapılaşmanın öncü ismi Türk Ytong, kuruluşunun 60. yılını, benzersiz sanat etkinlikleriyle kutluyor. 01 Aralık Cuma günü Bomontiada’da Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, Genel Müdür Tolga Öztoprak, sanatçılar Burak BecerenMeltem Şahin ve Piknik Works’un katıldığı basın toplantısında bir milyon eserle Türkiye’ye yayılacak olan “Sarının İzi” projesinin detayları hakkında bilgilendirme yapıldı.

İkonik sarı Ytong ambalajlarının sanatçılarla yeniden tasarlanmasıyla İstanbul’dan başlayan ve bir milyon ambalajla tüm şehirlere yayılarak Türkiye’nin en büyük açık hava sergisi olmaya hazırlanan “Sarının İzi”, İstanbul Bomontiada’da mekânsal bir sergi olarak da sanatseverlerle buluşuyor. “Sarının İzi” sergisi ve sergiye paralel etkinlikler 02-10 Aralık tarihleri arasında Bomontiada’da ücretsiz olarak takip edilebilir. 

Türkiye’nin lider gazbeton üreticisi Türk Ytong, özgün bir proje ile bir ilke daha imza atıyor. Kuruluşunun 60. yılında, herkesçe tanınıp sevilen sarı renkli ikonik ürün ambalajlarını başarılı genç sanatçıların dokunuşlarıyla birer sanat eserine dönüştüren Türk Ytong, nitelikli yaşam alanlarından aldığı ilhamla sanatı tüm şehirlere yayıyor. Türkiye’nin en büyük açık hava sergisi olacak “Sarının İzi”, yaratıcılığı şehir yaşamıyla birleştirerek Türk Ytong’un 60. yılını kent, mimarlık ve sanat ekseninde kutluyor.

Sanat eserlerinin basılı olduğu 120 bin adet Ytong ambalajı Kasım ayı ile birlikte İstanbul başta olmak üzere Antalya, Kocaeli, Çanakkale, Yalova, Sakarya, Tekirdağ’dan başlayarak şehirlere yayıldı. Bir ay içinde yüzlerce şantiyeye ve satış noktasına ulaşan eserlerin, önümüzdeki yıl içinde bir milyon adede erişip Türkiye’ye dağılması hedefleniyor. Ürünlerin taşındığı araçlar, satış noktaları ve şantiyeler de düşünüldüğünde Türkiye’nin her noktasına yayılacak Sarının İzi alanında bir ilk olma özelliğini de taşıyor. Sanatçılar Burak BecerenMeltem Şahin ve Piknik Works’ün eserlerinin yer aldığı sarı Ytong ambalajları bulundukları her yeri sanatın estetiğini, yaratıcılığını şehir yaşamıyla birleştirerek renklendiriyor. İçinde birçok kültür ve sanat etkinliğini barındıran Sarının İzi projesi dört aşamadan oluşuyor. Hazırlık aşaması bir yıldan fazla süren ve farklı disiplinlerden 20 kişilik ekibin desteğiyle ilerleyen projenin kreatif kurgusu tasarım ve sanat platformu Mercado tarafından yönetiliyor. 

Sergi 02 Aralık’ta başlayacak 10 Aralık’a kadar devam edecek    

İllüstratör Burak Beceren, sanatçı Meltem Şahin ve çok yönlü tasarım stüdyosu Piknik Works’ün çalışmalarının ikonik Ytong ambalajlarının üzerine basılmasıyla başlayan proje 02 Aralık’tan itibaren Bomontiada’da mekânsal bir sergi deneyimine dönüşerek ziyaretçilerle buluşacak.  02 -10 Aralık tarihleri arasında sanatçıların eserlerinin birbiriyle, malzemeyle ve izleyiciyle diyaloğa gireceği bu alan, Ytong’un mekân yaratmak konusunda esas aldığı değerlere referans veriyor. Yaşayan bir mekan olarak kurgulanan bu deneyim alanı, sergiye paralel çeşitli konuşma ve atölye çalışmalarına da ev sahipliği yapacak.

Mekan Yaratmanın Ötesinde: Sarının İzi

Çizimlerinde tekrar eden sekanslarla dayanıklı ve güvenli bir görsel ritim yaratan Burak Beceren; insana ve doğaya özgü verileri duygular üzerinden yorumlayarak çevre dostu ve sıcak başlıklarını ele alan Meltem Şahin; hafif ve uyumlu bir anlatının peşinde mekân ve çizim arasında eğlenceli bir evren yaratan Piknik Works, bu çalışmada bir mekânın anlam biriktiren alanlara dönüşümünü yorumluyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılında dünyanın en büyük Ytong üreticisi olduk 

Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar yaptığı konuşmada şunları söyledi: “60 yıl boyunca Türk yapı sektörüne sunduğumuz çok yönlü katkılar, üstün kalitede malzeme ve hizmetler, vazgeçmediğimiz değerler bizi dünya liderliği seviyesine getirdi. Övünçle belirtmeliyim ki bugün sektörünün en güçlü firması olan Türk Ytong, dünyanın en büyük üreticisi konumundadır. Ulaştığımız üretim gücü ve potansiyelimiz ile gurur duyuyoruz. Geldiğimiz noktada Türkiye’de yenilikçi ve çağdaş yapılaşmanın öncüsü olarak kabul görüyoruz. Cumhuriyetimizin 100. Yılının 60’ında çağdaşlaşma yolunda atılan adımların, yükselen yapıların içinde yer alıyoruz, tercih ediliyoruz. Türkiye’ye bıraktığımız izleri, sahip olduğumuz yaratıcı, yenilikçi ruhtan aldığımız ilhamı sanatla anlatmak, kutlamak için buradayız. 60. Yılımızda sektörümüzde bir ilke imza atıyoruz ve “Sarının İzi” ile Türkiye’de ürünlerimizin ulaştığı her noktada sanatı ve Ytong’un değerlerini sergiliyoruz. Şehirlere, yapılara görsel bir iz bırakmanın ötesinde sanatı bu noktalara taşıyarak benzersiz bir projeye imza atıyoruz. Genç, başarılı, yetenekli sanatçı dostlarımızla birlikte bu yaratıcı projeye imza atmaktan, sanattan aldığımız gücü ve güzelliği şehirlere yaymaktan ve sizlerle birlikte 60. Yılımızı kutlamaktan dolayı çok mutluyuz.”

Depremden etkilenen mimarlık öğrencilerine 60. Yıl Bursu 

Fethi Hinginar Türk Ytong olarak her zaman mimarlık ortamına ve eğitime destek verdiklerini, eğitimi kendileri için bir sosyal sorumluluk alanı olarak gördüklerini paylaşarak özel bir burs programını da hayata geçirmeye karar verdiklerini açıkladı. 06 Şubat’ta yaşanan depremin herkesin üzerinde derin bir etki bıraktığını paylaşan Hinginar, depremin yaşandığı günden itibaren kurum ve kurum çalışanları olarak bölgeye olan desteklerine devam ettiklerini söyledi. Türk Ytong olarak depremden etkilenen 60 mimarlık öğrencisine 4 yıl boyunca eğitim bursu vereceklerini paylaştı.   

Bir yılı aşan özenli ve titiz bir çalışmanın sonucu

Türk Ytong Genel Müdürü Tolga Öztoprak, Ytong’un Türkiye’de çok güçlü bir marka algısına sahip olduğunu paylaştı. Sarı renk ile özdeşleşen Ytong markasının yaratıcı sanat eserleriyle şehrin her noktasında yer almasını ve kent kültürüne değer katmasını ancak lider bir markanın yapabileceğinin altını çizdi. Tolga Öztoprak şunları söyledi “60. yılımızı yaratıcı ve cesur bir çalışmayla kutlamak istedik. Bir yılı aşkın bir sürede farklı disiplinlerden 20 kişilik bir ekip ile çalıştık. Cumhuriyetimizin 100. yılına denk gelmesini de göz önüne alarak bir yılı aşan özenli ve titiz bir çalışmanın sonucunda “Sarının İzi” projesini hayata geçirdik. Sadece büyük şehirleri değil Türkiye’de ulaşabileceğimiz her yeri hedefledik. Bir yıl içinde bir milyon adet ambalajlı ürün ile Türkiye’nin en büyük açık hava sergisine imza atacağız. Bomontiada’da 10 gün boyunca tüm sanatseverlere açık bir sergi düzenliyoruz. Sergi kapsamında üç ayrı konuşma başlığı altında alanında uzman isimlerle panel düzenleyerek sanatseverlere, akademisyenlere, öğrencilere, sektör profesyonellerine ulaşacağız. Tüm bu süreçleri “Sarının İzi” isimli bir kitap haline getireceğiz” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tarihi Havagazı Fabrikası, Süreyya Berfe ve Orhan Koloğlu'nun kişisel kütüphanelerine ev sahipliği yapıyor

Tarihi Havagazı Fabrikası, Süreyya Berfe ve Orhan Koloğlu’nun kişisel kütüphanelerine ev sahipliği yapıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden Cumhuriyet aydınlarına saygı duruşu

Tarihi Havagazı Fabrikası Gençlik Yerleşkesi’nde yer alan Araştırma Kütüphanesi, Süreyya Berfe ve Orhan Koloğlu’nun kişisel kütüphanelerine ve eşyalarına ev sahipliği yapacak bir hafıza mekânı olarak yeniden düzenlendi. Başkan Tunç Soyer, “İki Cumhuriyet aydınının izlerini geleceğe bırakmak bize nasip oldu. Ben bu nedenle kendimi çok şanslı hissediyorum. İki Cumhuriyet aydınına ev sahipliği yapmak gurur verici” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in gençlik kenti vizyonuyla Gençlik Yerleşkesine dönüştürülen Tarihi Havagazı Fabrikası’nda yer alan Araştırma Kütüphanesi, Orhan Koloğlu’nun kişisel kütüphanesine ve Süreyya Berfe ile İlkdördün Kültür ve Sanat Vakfı tarafından bağışlanan Süreyya Berfe’ye ait kişisel kütüphaneye ve eşyalarına ev sahipliği yapacak bir hafıza mekânı olarak yeniden düzenlendi. 2020 yılından aramızdan ayrılan  tarihçi, gazeteci, akademisyen ve yazar Orhan Koloğlu ile Urla’da yaşayan şair ve yazar Süreyya Berfe’ye ait 4 bin 500 kitabın bulunduğu kütüphaneyi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ziyaret etti. Buluşmaya İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları, Orhan Koloğlu’nun yeğeni Sina Koloğlu, Süreyya Berfe’nin kurucusu olduğu İlkdördün Kültür ve Sanat Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Gülnur Vural ve vatandaşlar katıldı. Program süresince piyanist kardeşler Can Özükan ve Yiğit Özükan, Chopin, Debussy ve Schubert’in eserlerinden oluşan bir dinleti sundular.

“Gençler bu iki hazineyi keşfetsinler”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “İki büyük hazineyle buluştuk. Her biri eşsiz hazineler. Geleceğe miras bırakılacak hazineler. İki Cumhuriyet aydınının izlerini geleceğe bırakmak bize nasip oldu. Ben bu nedenle kendimi çok şanslı hissediyorum. Onlara ev sahipliği yapıyor olmak çok gurur verici. Diliyorum ki gençlik merkezine dönüştürdüğümüz bu tarihi mekanda İzmir’in gençleri bu iki hazineyi keşfetsinler, oradan ilham alsınlar. Bu güzel eserin ortaya çıkmasına katkı veren herkese teşekkür ediyorum. Gençlerimiz için hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” dedi.

“İzmirlilere kalıyor”

Orhan Koloğlu’nun yeğeni Sina Koloğlu “Aslında amcam klasik bir tarihçi değildi. Gazeteciydi, muhabir ruhuyla tarihe baktı. Hep araştırmalarını öyle yaptı. 2002 yılında bu kitapları buraya bağışladı. O zaman şöyle demiş: 60 yıldır Pakistan’dan İngiltere’ye kadar İzmir ile ilgili topladığım belgeler var. Elinde geçmişle ilgili belgeleri olanlar bunları sağlıklarında mutlaka bu ve benzeri yerlere vermeli. Sanırım burası bu görevi yerine getiriyor ve işte İzmirlilere kalıyor” diye konuştu. 

“Kütüphanelerinin ölümsüzlüğünü sağlamak bizlerin elinde”

Süreyya Berfe’nin kurucusu olduğu İlkdördün Kültür ve Sanat Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Gülnur Vural da, “Sanatçıların eserleri ölümsüz, bunu biliyoruz ama kütüphanelerinin ölümsüzlüğünü sağlamak bizlerin elinde. Başkanımıza ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. 

Araştırma Kütüphanesi’nden aynı anda 64 kişi yararlanabiliyor

Tarihi Havagazı Fabrikası Gençlik Yerleşkesi’nde bulunan Araştırma Kütüphanesi’nde bulunan 4 bin 500 kitabın 3 bini Süreyya Berfe ve Berfe’nin kurucusu olduğu İlkdördün Kültür ve Sanat Vakfı tarafından, bin 500’ü ise Orhan Koloğlu henüz hayattayken kendisi tarafından Büyükşehir Belediyesi’ne bağışlandı. Ayrıca Berfe tarafından bağışlanan 115 dergi de araştırmacıların hizmetine sunulmuş oldu.

Kütüphanede 4 bin 500 kitap 115 dergi açık raf sistemi ile okuyucuların hizmetine sunuluyor. Merkezde sadece Orhan Koloğlu ve Süreyya Berfe’nin kişisel kütüphanesi yer aldığı için ödünç kitap sistemi uygulanmayacak. Araştırmacılar kitaplardan sadece kütüphanede faydalanabilecek. 

Kütüphaneden ön lisans, lisans ve lisansüstü öğrencileri gencizmir.com adresi üzerinden randevu alarak faydalanabiliyor. Aynı anda 64 kişinin yararlanabildiği kütüphanede kaynaklara erişimi kolaylaştırmak adına okuyucuların kullanımında olan bilgisayarlar ile internete erişim imkânı sunuluyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı