Aylık arşivler: Ocak 2024

Besinlerin kanser riski üzerindeki 5 etkisi

Dünyada yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda diyet ve kanser arasında kuvvetli bir ilişki olduğu görüldü. Peki besinlerin kanser riski üzerindeki etkileri nelerdir? Liv Hospital Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Duygu Derin beslenme ve kanser ilişkisini anlattı.

1- Aşırı et tüketimi
Batı tarzı beslenmede yağ oranı yüksek hayvansal proteinli gıda ile beslenme ön plandadır ve lifli gıda tüketimi azdır. Aşırı et, dolayısı ile hayvansal proteini çok tüketen ülkelerde meme, rahim, prostat, kalın barsak-rektum, pankreas ve böbrek kanserleri, hayvansal proteini az tüketen ülkelerden daha fazla görülür. Yağsız hayvansal protein tüketiminin kanserle ilişkili olmadığı biliniyor. Yağsız et, süt ve benzeri besinlerin tüketimi kanser riskini arttırmaz.

Düzenli olarak her gün tüketilen 100 gram etin kalın bağırsak-rektum kanseri riskini yüzde 29, 50 gram şarküteri ürününün ise riski yüzde 21 artırdığı görülmüştür.

2-  Posalı gıda ile beslenme
Sebze, meyve, tahıl ve kuru baklagiller tanelerinin dış kısmında posalı maddeler bulunur. Bu gıdalar posa alımını arttırıp bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayarak kalın bağırsak-rektum kanserinin önlenmesinde etkindir. Bol sebze ve meyve ve diğer posalı gıda ile beslenme kolorektal kanser oluşumunu yüzde 20 – 40 oranında azaltır.

Sebze ve meyveler hem posa oluşturarak bağırsak kanseri için, hem de içerdiği vitaminlerin antioksidan özellikleriyle tüm kanserlerden korunmak için faydalıdır. En çok A,C,D ve E vitaminin antioksidan özelliği ön plana çıkarlar. Antioksidanlarla ilgili laboratuvar ve hayvan çalışmaları umut verici olmakla beraber insan çalışmalarının sonuçları çelişkilidir. Bu konuyla ilgili araştırmalar sürüyor.

3- İşlenmiş et ve konserve tüketimi
Tütsülenmiş balık ve et yüksek tuz içiren gıda (salamura) nitrit içeren işlenmiş et ve konserve tüketilen toplumlarda mide kanseri sıklığı belirgin olarak yüksektir. Buna en iyi örnek Japonya’dır. Dünyada mide kanserinin en sık olduğu ülke olan Japonya’dan başka ülkelere giden göçmenlerde on yıllar içinde mide kanseri sıklığı azalır ve yerleştikleri ülkedeki mide kanseri sıklığına geriler.

4- Alkol ve sigara kullanımı
Son araştırmalar Batılı toplumlarda erkeklerde kanserlerin yaklaşık yüzde 10.8’inin, kadınlarda yüzde 4.5’inin alkol tüketiminden kaynaklandığını gösteriyor. Risk, alkol türüne göre değil, günde içilen alkol miktarına göre artıyor. Sigara ve tütün kullanımından sonra, erkeklerde en fazla kansere yol açan neden, yeterince sebze ve meyve yememeleri; kadınlardaysa şişmanlıktır.

5 – Haftada en az 3 gün, günde en az 30 dakikalık fiziksek aktivite
Özellikle meme, kalın bağırsak-rektum endometriyum ve yemek borusu kanseri obezlerde normal ağırlıktakilere göre daha fazla görülmektedir. Yapılan araştırmalarda haftada en az 3 gün, günde en az 30 dakikalık fiziksel faaliyetin, kalın barsak, meme ve rahim kanseri riskini, meyve sebze tüketiminin artırılmasının ağız, boğaz, gırtlak, yemek borusu, akciğer ve mide kanseri riskini azalttığı vurgulanıyor, Akdeniz tarzı diyet öneriliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sigortam.net'ten Yeni Yıl Sigorta Rehberi

Yeni bir yıla girerken finansal hedefleri gözden geçirip iyileştirmenin tam zamanı. Bu doğrultuda Sigortam.net, 2024 yılına başlarken müşterilerini daha güvende olmalarını sağlayacak adımlar atmaya davet ediyor ve hazırladığı sigortacılık rehberini paylaşıyor.

Yaşam şartları her yıl değişiklik gösterebiliyor, aileler büyüyebiliyor veya finansal durumlarda farklılaşmalar yaşanabiliyor. Bu nedenle sigorta poliçelerini düzenli olarak gözden geçirmek ve ihtiyaçlara uygun hale getirmek büyük önem taşıyor. Türkiye’nin lider dijital sigortacılık platformu Sigortam.net, tüm müşterilerinin 2024’te daha güvenli sigortacılık adımları atmaları için bir rehber hazırladı.

Sigortam.net CEO’su Ataman Kalkan, konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi; “Yeni yıl, bizlere finansal güvencemizi gözden geçirip iyileştirme fırsatı sunuyor. Yaşam şartları değişebilir ve sigortacılıkta değişen ihtiyaçlara hızla uyum sağlamak önemlidir. Sigortam.net olarak, müşterilerimizin daha güvende olmalarını sağlamayı daima öncelikli görüyor ve hatırlatıyoruz: Sigorta hedeflerinizi belirlemek ve güncellemek, finansal geleceğinizi daha güçlü kılmak adına atabileceğiniz önemli bir adımdır.”  

İşte yeni bir yıla başlarken sigorta harcamalarında göz önünde bulundurulması gereken bazı etkenler: 

Kasko ve Trafik Sigortası İncelemesi: Araçların kasko ve trafik sigortalarını yeni bir yıla girerken gözden geçirmek ve ihtiyaçlara uygun bir şekilde güncellemek önem taşıyor. Bu noktada yeni indirimler veya fırsatlar hakkında bilgi sahibi olmak da bütçe dostu kararlar vermek için kritik. Örneğin; araç yaşı ilerledikçe bütçeyi destekleyecek fırsatları değerlendirmek, servis tipi seçimli kasko alternatiflerini tercih etmek, sigortalının bütçesine ciddi anlamda katkı sağlayabiliyor. İçeriği benzer kaskolara iki katı fiyat ödememek için Sigortam.net web sitesini ziyaret ederek anlaşmalı sigorta şirketlerinin teklifleri arasında karşılaştırma yapanlar, cazip fiyatlarla ihtiyaçlarına uygun poliçeler alarak ilerleyebiliyor ve dikkat çeken prim düşüşleri ile karşılaşabiliyor.

Aile Durumu Değişiklikleri: Evlenme, boşanma, çocuk sahibi olma veya aile büyüklüğünde herhangi bir değişiklik yaşandıysa, sigorta poliçelerini bu değişikliklere göre güncellemeyi unutmamak gerekiyor. Aile durumundaki değişiklikler, hayat sigortası ve sağlık sigortası gibi poliçeleri etkileyebiliyor. Eğer yeni yıl planları içerisinde bir bebek sahibi olmak da yer alıyorsa, anne adaylarına sunulan hamilelik/doğum sigortası ürünlerinden faydalanmak büyük avantaj yaratıyor. 

Konut Sigortası Değerlendirmesi: Öncelikle DASK’ınızın geçerlilik tarihini mutlaka kontrol etmek lazım. Eğer evin değerini değiştiren eklemeler veya iyileştirmeler yapıldıysa, konut sigortası poliçesini güncelleme ihtiyacı doğuyor. Doğal afetler, hırsızlık yangın gibi olaylara karşı doğru korumaya sahip olunduğundan da emin olmak gerekiyor. Eğer kiracı olarak yeni bir eve çıkıldıysa, poliçede bina teminatı olmadan da yalnızca evin içindeki eşyalar teminat altına alınabiliyor.

Sağlık Sigortası Kapsamı: Sağlık sigortası poliçesini de gözden geçirmek ve mevcut sağlık ihtiyaçlarına uygun olduğundan emin olmak önemli. Belirli ilaçlar veya doktorlar için yeni gereksinimler varsa, poliçeyi bu ihtiyaçlara göre ayarlamak gerekiyor. Özellikle SGK’lı kişiler için sağlık enflasyonuna en cazip çözüm Tamamlayıcı Sağlık Sigortası oluyor. Poliçeyi seçerken “Neye ihtiyacım var?” sorusunun belirleyici olacağını unutmamak gerekiyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yaşam için doğru ve hızlı müdahale önemli!

İlk yardım eğitimi, acil durumlarda hayati bir önem taşıyor

En az ilkokul mezunu olan ve 18 yaşını doldurmuş bireyler, Sağlık Bakanlığı onaylı ve ilk yardım eğitimi vermeye yetkili kurumlardan ilk yardım sertifikası alabiliyor. İlk yardım eğitiminin, yaşamı tehdit eden durumlarda doğru ve hızlı müdahaleyle hayati tehlikeyi önlediğini dile getiren İlk ve Acil Yardım Program Başkanı Öğr. Gör. Ayşe Bağlı, “İlk yardım eğitimi ile temel yaşam desteği, solunum yolu tıkanıklığı, kanama, kırık, çıkık, burkulma, bilinç bozukluğu, boğulma ve hasta taşıma teknikleri gibi konular öğretiliyor.” dedi.

Geçtiğimiz günlerde canlı yayında bir TV sunucunun soluk borusuna kuruyemiş kaçması sonucu yaşadığı zor anlar kameralara yansırken canlı yayın esnasında konuğunun doğru ve hızlı müdahalesi onu hayata döndürmüştü. 

Yaşanan bu olay olası ani durumlarda doğru ve hızlı müdahalenin önemini, ilk yardımın yaşama döndürdüğünü bir kez daha gösterdi.

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu İlk ve Acil Yardım Program Başkanı Öğr. Gör. Ayşe Bağlı, ilk yardım eğitiminin önemi hakkında bilgi verdi.

Mevcut araç gereçlerle yapılan hayat kurtarıcı girişimler

Öğr. Gör. Ayşe Bağlı, ilk yardımın; kaza ya da yaşamı tehdit eden herhangi bir durumda, sağlık görevlilerin yardımı sağlanıncaya kadar, olay yerinde bulunan ve bu konuda eğitim almış kişilerce, tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç gereçlerle yapılan hayat kurtarıcı girişimler olarak tanımladı.

İlk yardım uygulamak hayat kurtarıyor

Günlük yaşantımızda birçok alanda ilk yardım bilgisine ihtiyaç duyduğumuzu kaydeden Öğr. Gör. Ayşe Bağlı, “Evde, işte, sokakta, alışverişte çeşitli nedenlerle kazalarla ve yaralanmalarla karşılaşabiliriz. Bu anlarda olay yerlerinde her zaman sağlık personeli bulunmayabilir. Böyle durumlarda ilk yardım uygulamak hayat kurtarıcı, sakatlanmaları önleyici ve iyileşme sürecini kısaltıcı olması açısından önem arz etmektedir. İlk yardım eğitimi ile yaşamı tehdit eden durumlarda doğru ve hızlı müdahale ile hayati tehlikenin ortadan kaldırılması, yaşamsal fonksiyonların sürdürülmesini sağlama, durumun kötüleşmesini engelleme ve iyileştirmenin kolaylaştırılması amaçlanır.”

İlk yardım eğitimi ile temel yaşam desteği sağlanıyor

İlk ve Acil Yardım Program Başkanı Öğr. Gör. Ayşe Bağlı, ilk yardım eğitimi ile ne amaçlandığını şöyle anlattı:

“İlk yardım eğitimi ile temel yaşam desteği, solunum yolu tıkanıklığı, kanama, yaralanma, yanık, sıcak çarpması, donuk, kırık, çıkık, burkulma, bilinç bozukluğu, zehirlenme, hayvan ısırıkları, göz, kulak ve buruna yabancı cisim kaçması, boğulma ve hasta taşıma teknikleri gibi konular öğretilmekte, ilk yardımcıların bilgi ve becerilerinin geliştirilmesi sağlanmaktadır.”

Etkin ilk yardım müdahalesinin insan sağlığına olumlu katkıları var

İlk yardım alanında bilgi ve beceri sahibi bireylerin yetişmesi ve bu alanda farkındalığın artmasının önemine de vurgu yapan İlk ve Acil Yardım Program Başkanı Öğr. Gör. Ayşe Bağlı, böylece, kazalar, yaralanmalar, doğal afetler ve genel olarak halk sağlığında görülen sorunlarda etkin ilk yardım müdahalesinin insan sağlığına olumlu katkıları olacağını kaydetti.

Kimler eğitim alabiliyor?

En az ilkokul mezunu olan ve 18 yaşını doldurmuş bireylerin, Sağlık Bakanlığı onaylı ve ilk yardım eğitimi vermeye yetkili kurumlardan ilk yardım sertifikası alabileceğini ifade eden Öğr. Gör. Ayşe Bağlı, “Bu kurumlarda 16 saatlik teorik ve uygulama şeklinde eğitimler verilmektedir. Eğitim tamamlandıktan sonra Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilen yetkililer eşliğinde teorik ve uygulama sınavları gerçekleştiriliyor. Başarılı olanlar İlk Yardım sertifikası almaya hak kazanıyorlar.” dedi.

Öğr. Gör. Ayşe Bağlı, acil durumlarda soğuk kanlı kalabilmeye ilişkin de “Soğukkanlılık kişilerin karakter özelliği olmakla birlikte edinilen bilgi ve tecrübeyle ve yapılan pratiklerle geliştirilebilir.” dedi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Burun kanamalarında buruna peçete veya pamuk sokmayın!

Yüksek tansiyonda burun kanaması hayat kurtarıyor

Çocuklarda burun kanamasının genellikle üst solunum yolu enfeksiyonları veya hava değişimi gibi nedenlerden kaynaklanabildiğini kaydeden uzmanlar, yaşlılarda burun kanamasının ise çok daha ciddi bir durum olduğunu söylüyor. KBB Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi K. Ali Rahimi, “Burun kanamaları yüksek tansiyon hastalarında hayat kurtarıcı bir etkiye sahiptir.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi K. Ali Rahimi, burun kanamaları hakkında bilgi verdi. 

Kanama ailede paniğe yol açıyor

Burun kanamalarının aile için çok önemli bir durum olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi K. Ali Rahimi,  “Kanamanın miktarı ve hacmi ne olursa olsun aile içinde büyük bir paniğe yol açar. Burunda kanama görüldüğünde hastalar yaşına göre ayrılıyor.” dedi.

Çocuklarda burun kanaması nasıl durdurulur?

Çocuklarda burun kanamasının üst solunum yolu enfeksiyonu ya da hava değişimi gibi durumlarda görülebildiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi K. Ali Rahimi,  “Burun kemiğinin alt kısmındaki yumuşak bölgeyi en az 4 dakika boyunca sıkarak burun kanamalarını büyük oranda durdurabilirsiniz. Burun kanamasında buruna peçete pamuk gibi cisimler sokmak doğru bir müdahale değildir. Burun daha fazla travmatize olur. Bir kez sümkürdükten sonra baskı yapmak en doğru müdahaledir.” diye konuştu.

Yaşlılarda burun kanaması

Yaşlılarda burun kanamasının çok daha ciddi bir durum olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi K. Ali Rahimi,  şunları dile getirdi:

“Yüksek tansiyon burun kanamasına neden olabilir. Bu sebepten dolayı kanamadan önce tansiyonun ölçülmesi gerekmektedir. Yaşlılarda daha derinden burun kanaması olmaktadır. Yaşlılarda burun kanaması olduğu zaman hiçbir müdahalede bulunmadan direkt doktora başvurulması gerekmektedir. 

Çeşitli tamponlarla, cerrahi yöntemlerle ya da radyolojik tedavi yöntemleri ile müdahale edilir. Burun kanamaları yüksek tansiyon hastalarında hayat kurtarıcı bir etkiye sahiptir, fakat kanama dursa da durmasa da bir doktora başvurmak mutlaka gerekir.” 

Soğuk havalara bağlı burun kanaması 

Dr. Öğr. Üyesi K. Ali Rahimi,  özellikle küçük yaştaki çocuklarda hava koşulları, özellikle nem, sıcaklık ve soğuğun burun kanamasını artırabildiğini ifade ederek, “Çocukların burun mukozası hassas olduğu için bu durum çocuklarda daha sık yaşanabilir. Bu tür kanamaların durdurulması oldukça basittir. İlk olarak baskı yöntemi kullanılmalıdır. Yani, burun ön kısmında ‘Little’ bölgesi olarak adlandırdığımız kemiğin altındaki yumuşak bölgeyi tutup, parmakla 4 dakika boyunca bastırmak gerekmektedir. Daha sonra, uzman tarafından verilen kremler ile bu bölgenin kanaması kalıcı olarak durdurulur ve epitelize edilir.” dedi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ahmet Muhip Dıranas Şiir Dinletisi İş Sanat'ta

İş Sanat ‘ın edebiyat ve müziği bir araya getirdiği dinletilerinde 22 Ocak Pazartesi akşamı, 20.30’da Ahmet Muhip Dıranas‘ın unutulmaz şiirleri “Aşklar Uçup Gitmiş Olmalı Bir Yazla” ile edebiyatseverlerle buluşuyor. 

İnsanın evren ve doğa karşısındaki bireysel durumlarını, lirik bir dille anlatan Ahmet Muhip Dıranas’ın sevilen şiirleri Tilbe Saran, Metin Belgin, Bülent Emin Yarar ve Hakan Gerçek seslendirecek.

22 yıl aradan sonra tekrar İş Kuleleri Salonu’nda sahnelenecek dinletinin metinlerini Atilla Birkiye düzenlerken, Mehmet Birkiye ise sahneye uyguladı. Müzik yönetmenliğini ve piyanistliğini Serdar Yalçın’ın yaptığı dinleti edebiyatseverleri, şairin derin ve etkileyici dünyasını yeniden keşfetmeye davet ediyor.

Ücretsiz etkinliğe katılım için www.biletix.com sitesinden rezervasyon yapabilirsiniz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Oyun Bağımlılığı ve Alışveriş Terapisi: Oyuncuların %71'i büyük satış kampanyalarında oyunu oynadıkları kadar çok alışveriş yapıyor

Küresel video oyunları pazarı, 2023 ve 2028 yılları arasında %9,3’lük güçlü bir yıllık büyüme oranı beklentisiyle önümüzdeki yıllarda etkileyici bir şekilde büyümeye hazırlanıyor. Tahmin edilen bu genişleme, video oyunlarının dünya genelinde eğlence biçimi olarak giderek artan popülerliğini vurguluyor. Küresel video oyunları pazarının 2028 yılına kadar yaklaşık 390 milyar ABD dolarına yükselmesi bekleniyor. Kaspersky’nin yaptığı araştırmaya göre, oyuncuların da alışveriş konusunda herkes kadar tutkulu olduğunu görülüyor.

Kaspersky’nin yeni araştırması, oyun tutkunlarının satış kampanyalarında iştahlı müşteri olduklarını ortaya koyuyor. Araştırma, çoğu oyun tutkununun büyük satış kampanyaları sırasında oyun kurulumlarını geliştirme fırsatını kaçırmadığını gösteriyor. Önceden istek listelerini hazırlayan oyuncuların %71’i, satış kampanyaları sırasında bu listedeki ürünlerden mümkün olduğunca çok satın alıyor. Birçoğu fırsatı kaçırmamak için elinden geleni yapıyor. Oyuncuların %65’i oyunlar, yükseltmeler veya ekipmanlar gibi yeni ürünlerin piyasaya sürülmesi için uyarılar ayarlayarak bu sayede hemen satın alma imkanına sahip oluyorlar.

Araştırma, Black Friday ve Cyber Monday gibi indirim etkinliklerinin oyun tutkunları için ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Katılımcıların %74’ü bu etkinlikleri oyunlar, yükseltmeler ve ekipman edinmek için çok veya hatta son derece önemli olarak değerlendiriyor. İlginç bir şekilde, indirimlerin cazibesi sıkça ani alışverişlere yol açıyor. Harcamaların ilk planlanmasına bakılmaksızın, oyuncuların %53’ü sistemleri için bir şeyler satın alıyor. Genel yoğunluk sırasında bile, çoğu oyuncu bir şey satın almadan duramıyor.

Oyuncular, mükemmel kurulumlarına ulaşmak için kripto para birimi de dahil olmak üzere çeşitli ödeme yöntemlerini kullanmaya istekliler ve %57’si online alışverişlerde, %56’sı ise fiziksel mağazalardaki işlemlerde kripto para birimini rahatlıkla kullanabiliyor. Kendini işine adamış oyuncular (haftada 21 saatten fazla oyun oynayanlar) arasında dijital para işlemlerine yönelik bu tercih üçte ikiye yükseliyor. 

Kaspersky Tüketici Ürün Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Marina Titova“İnsanların kişisel veri veya paralarını kaybetmeden sevdikleri şeyi yapabilmelerini sağlamak için sürekli olarak kapsamlı güvenlik çözümlerimizi geliştiriyoruz. Örneğin, Kaspersky Premium online ödeme ve kimlik koruması, veri sızıntısı kontrol cihazı ve hızlı ve güvenilir bir VPN sağlar – siber suçluları gerçekten alt etmek ve oyuncuların etkileyici bir oyun ve alışveriş deneyimi yaşamalarına yardımcı olmak için bir kombinasyon” diyor. 

The Super Sale Game: who’s the winner? A study on how we shop and pay’ başlıklı raporun tamamına bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

 Kaspersky uzmanları, güvenli online alışveriş için bazı yararlı ipuçları paylaşıyor

1. URL’yi adres çubuğuna yazın

Çevrimiçi mağaza e-postalarındaki bağlantıları açmak, çevrimiçi güvenlik açısından ciddi sonuçlar doğurabilir. Dolandırıcılar, orijinal mağaza web sitesine benzeyen sahte web sitelerine yönlendiren kimlik avı bağlantıları kullanabilir. Bu tür sitelerde saldırganlar kullanıcılardan kişisel bilgilerini veya banka kartı numaralarını girmelerini isteyebilir. Bu nedenle, çevrimiçi bir mağazanın web sitesini açmanız gerektiğinde, e-postalardaki bağlantılardan kaçınarak URL’sini adres çubuğuna yazmak her zaman daha iyidir. 

2. Geçici bir kredi kartı kullanın

Bazı bankalar müşterilerine geçici kredi kartları vererek bu fırsatı sunmaktadır. Bunun gibi bir araç, daha fazla veri kaybı korkusu olmadan kış indirimlerinden yararlanmanıza yardımcı olacaktır. Bazen bankalar sanal kredi kartı olarak bilinen bir kart da sunmaktadır. Bu normal bir karta benzer, ancak her satın alma işlemi için rastgele bir hesap numarası oluşturulur ve bilgisayar korsanlarının numarayı tekrar kullanması önlenir. 

3. Çevrimiçi şifrelerinizi yönetin ve koruyun

Siber güvenlik için müşterilerin her bir hesabı için benzersiz ve güçlü bir parolaya sahip olması gerektiği iyi bilinmektedir. Ancak düzinelerce karmaşık parolayı bulmanın ve hatırlamanın çok zor bir iş olduğu da açıktır. Bu nedenle, çevrimiçi alışverişin güvenliğini sağlamak için parola yönetimi güvenilir bir parola yöneticisine emanet edilebilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Emirates, Seul seferlerini haftalık 10 uçuşa çıkarıyor

Dünyanın en büyük uluslararası havayolu Emirates, 19 Şubat 2024’ten itibaren Seul seferlerine haftalık üç uçuş daha ekleyerek Güney Kore’ye olan bağlantılarını güçlendiriyor.

Yeni seferler Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri EK324/ EK325 ile gerçekleştirilecek. Boeing 777-300ER uçağıyla yapılacak olan Emirates’in EK324 sefer sayılı uçuşu, Dubai’den saat 04.45’te kalkarak Seul Incheon Uluslararası Havalimanı’na saat 18.05’te iniş yapacak. Dönüş uçuşu ise EK325 seferiyle Seul’den saat 22.00’de kalkarak ertesi gün saat 03.15’te Dubai’ye varacak. 

Emirates, ilave uçuş hizmetleri ile Dubai ve Seul arasındaki uçuşlarının kapasitesini haftada 1.000’den fazla koltuk artırarak, Doğu Asya’nın en popüler seyahat noktalarından birindeki uluslararası artan talebin karşılanmasına yardımcı olacak ve Güney Kore’nin turizmini destekleyecek. 

Haftalık üç Boeing 777 uçuşuyla Emirates, Dubai ile Seul arasında 45 ton ek kargo kapasitesi sağlayarak Güney Kore ile BAE arasındaki ticari ve ekonomik bağların güçlendirilmesine yardımcı olacak. Ayrıca Dubai ve Emirates uçuş ağındaki birçok   noktaya ulaşım sağlayarak, Güney Kore ekonomisine daha fazla katkıda bulunacak. 

Emirates, Seul seferlerini 2005 yılında başlattı ve şu anda Dubai’den günlük Airbus A380 ile seferlerini gerçekleştiriyor. Ek seferlerinin hizmete girmesiyle havayolu, adeta kendi imzası haline gelmiş olan Airbus A380 ve Boeing 777-300ER uçaklarıyla Seul’e haftalık 10 uçuş gerçekleştirecek ve 130’dan fazla uçuş noktasına da erişim fırsatı sunacak.

Emirates ile uçan yolcular, ödüllü şeflerden oluşan bir ekip tarafından geliştirilen, bölgesel lezzetlerden ilham alınan çok çeşitli menüler ve yüksek kaliteli içecekler ile eşsiz bir mutfak deneyimini gökyüzünde yaşıyor. Yolcular, Emirates’in ödüllü uçak içi eğlence sistemi ice ile Kore filmleri, TV şovları, müzik ve daha fazlasını içeren, özenle seçilmiş 6.500’e varan global eğlence içeriğine sahip kanal sayesinde arkalarına yaslanıp rahat ve keyifli bir yolculuğun tadını çıkarıyorlar.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tedavi edilmeyen menenjit ölüme yol açabilir

Menenjitin; beyni ve omuriliği çevreleyen dokuların iltihaplanması olduğunu belirten VM Medical Park Mersin Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Erkan Yeşiller, “Menenjit önlem alınmadığında ciddi beyin hasarı oluşturan ve ölüme neden olabilen bir hastalıktır. Her yaştan insanı etkileyebilir. Bununla birlikte 1 yaş altı bebekleri, okul öncesi eğitim gören çocukları ve genç kişileri daha fazla etkiler” dedi.

VM Medical Park Mersin Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Erkan Yeşiller, menenjit hakkında açıklamalarda bulundu. Menenjitin tanımını yapan Uzm. Dr. Yeşiller, “Menenjit, beyni ve omuriliği çevreleyen dokuların iltihaplanmasıdır. Ölüm riski ve enfeksiyon sonrasında sekel bırakma riski çok yüksek olan bir hastalıktır. Ölümcül bir hastalıktır ve acil tıbbi bakım gerektirir. Menenjitler her yaşta görülebilmekle beraber, yenidoğan ve 1 yaşından küçük çocuklarda riski oldukça yüksektir. Çocuklarda bağışıklık sistemi tam gelişmediğinden menenjit en tehlikeli hastalıkların başında gelir. İnsan sağlığını ciddi anlamda tehdit eden menenjit hastalığı, temas, öksürük ve damlacık yolu ile bulaşır. Anne ve babaların hastalığın belirtilerini dikkate alması ve tedavinin vakit kaybetmeden başlaması, hastalığın zarar bırakmaması açısından oldukça önemlidir” diye konuştu.

ÇEŞİTLİ VİRÜSLER NEDEN OLABİLİR

Menenjitin ana nedeninin mikroorganizmalar olduğunu belirten Uzm. Dr. Yeşiller, “Çeşitli bakteri, virüs, mantar ve parazit türleri bu hastalığı sebep olabilir. Bakteriyel menenjit en yaygın görülen ve en tehlikeli menenjit türüdür. Bakteriyel menenjite neden olan en yaygın bakteri türleri Meningokok, Pnömokok ve H. İnfluenza Tip B’dir. Menenjit kaynaklı ölümlerin büyük çoğunluğuna bu bakterilerin yol açtığı menenjit türleri sebep olmaktadır” şeklinde konuştu.

CİDDİ BEYİN HASARI OLUŞTURABİLİR

Önlem alınmayan menenjitin ölüme bile neden olabileceğini aktaran Uzm. Dr. Yeşiller, şu bilgileri paylaştı:

“Menenjit önlem alınmadığında ciddi beyin hasarı oluşturan ve ölüme neden olabilen bir hastalıktır. Her yaştan insanı etkileyebilir. Bununla birlikte 1 yaş altı bebekleri, okul öncesi eğitim gören çocukları ve genç kişileri daha fazla etkiler. Aşı, erken tanı ve tedaviyle ölüm ve sekellerin önüne geçilebilir. Türkiye, WHO (Dünya Sağlık Örgütü) verilerine göre orta riskli grupta yer almaktadır ve aşının uygulanması önerilmektedir. Türkiye’de çocuklarda konjüge pnömokok ve Hib aşılarının rutin olarak uygulanmasından önceki dönemde, akut bakteriyel menenjit etkenleri N.meningitidis (yüzde 56.8), S.pneumoniae (yüzde 22.5) ve Hib (yüzde 20.5) olarak tespit edilmiştir. Etkin aşılama sayesinde S.pneumoniae ve Hib’e bağlı menenjit önemli ölçüde azalmıştır, fakat rutin aşı programında olmayan meningokok etkeni hala önemini korumaktadır.”

MENENJİT BELİRTİLERİNE DİKKAT!

Menenjitin belirtilerine dikkat çeken Uzm. Dr. Yeşiller, “Menenjitin erken belirtileri grip ile benzerdir. Menenjit hastalığının esas belirtileri birkaç saat ya da birkaç gün içerisinde kendini gösterir. Klinik olarak yaş küçüldükçe menenjit semptom ve bulguları özgüllüğünü kaybetmektedir” dedi.

Uzm. Dr. Yeşiller, menenjitin en yaygın belirtilerini ise şu şekilde sıraladı:

  • Şiddetli baş ağrısı,
  • Kusma,
  • Yüksek ateş (38 derece ve üstü),
  • Ense sertliği,
  • Uyku hali,
  • Konsantrasyonda güçlük,
  • Havale geçirme,
  • Boyun tutulması,
  • Parlak ışığa bakmakta güçlük,
  • Sersemlik hali,
  • Bilinç bulanıklığı,
  • Soğuk el ve ayaklar,
  • Titreme,
  • Hızlı soluk alıp verme,
  • Eklem ve kas ağrıları.

Uzm. Dr. Yeşiller,  yenidoğan bebeklerde ise yüksek ateş veya normalin altında olması, inleme, tiz sesli ağlama, hareketlerde yavaşlama, uyku hali ve sersemlik, konvülzyon, beslenme güçlükleri, kusma, bıngıldakta şişlik, başın geriye doğru bükülmesi gibi menenjit belirtileri görülebileceğinin altını çizdi. 

TEDAVİSİ 21 GÜNE KADAR SÜREBİLİR

Teşhis koyma sürecinden bahseden Uzm. Dr. Yeşiller, “Hastalığın kesin tanısı sadece lomber ponksiyon ile yapılmaktadır. Beyin omurilik sıvısı bir iğne yardımı ile bel bölgesindeki omurlardan alınır. Alınan örnek sonucunda ilgili laboratuvar testleri yapılır ve tanı konur. Menenjit şüphesi olan stabil hastalarda, uygun kan testleri yanında kesinlikle lomber ponksiyon (LP) yapılmalıdır. Hastalığa neden olan mikroorginazma çeşidine göre tedavisi 14 ile 21 gün arasında sürmekle birlikte bu durum kişinin yaşına ve risk faktörlerine göre de farklılık gösterebilir” ifadelerini kullandı.

 HASTALIKTAN KORUNMANIN ETKİLİ YOLU AŞI OLMAK

Menenjit hastalığından korunmanın en iyi yolunun aşı olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Yeşiller, “Çocukluk çağı ve sonrası dönemde yapılan karma aşılar menenjite neden olan bazı etkenlere karşı koruma sağlar. Bununla birlikte rutin aşı programında olmayan, özellikle sık karşılaşılan bakteriyel meningokok etkeni hala önemini korumaya devam etmektedir. Meningokok aşıları, talep eden ailelere birçok sağlık merkezlerinde özel olarak yapılmaktadır” dedi.

BEYİN HASARI VE İŞİTME KAYBINA YOL AÇABİLİR

Menenjit aşısının öneminin altını çizen Uzm. Dr. Yeşiller, “Meningokok aşısının rutin aşı takviminde yer almamasından dolayı, bu aşıyı yaptırmaya gerek olmadığını, yapılan aşıların yeterli olduğunu düşünebilir. Menenjit tedavi edilmediği veya önlem olarak aşı yapılmadığı takdirde beyin hasarı, işitme kaybı gibi ciddi komplikasyonlara ve ölüme yol açabilen bir hastalık olduğu için hastalıktan korunma amaçlı menenjit aşısı yaptırılması büyük önem taşır. Menenjit aşısı güvenli olduğundan aşıyı yaptırmakta tereddüt etmeye gerek yoktur. Aşının iştah kaybı, ateş, aşı olunan yerde kızarıklık ve halsizlik gibi yan etkileri kısa zaman içerisinde geçer. Menenjit aşısı diğer aşılarla birlikte yapılabilir. Menenjit aşıları ikinci aydan itibaren yapılabilir. Aşının türü ve başlangıç yaşına göre dozları değişebilir. Menenjit aşısı oldukça koruyucu ve etkili bir aşıdır. Koruyuculuğu yüzde 95 ile yüzde 100 arasındadır. Kişi aşı olduktan sonra ömür boyu menenjite karşı bağışıklık kazanacaktır” diyerek sözlerini sonlandırdı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sabancı Vakfı 8. Kısa Film Yarışması'nın Jürisinde Ünlü İsimler Yer Alıyor

Sabancı Vakfı 8. Kısa Film Yarışması’nın jüri üyeleri açıklandı. Bu yıl ‘Su Krizi’ temasıyla düzenlenen yarışmanın jürisinde, Türkiye’den film eleştirmeni Alin Taşçıyan, başarılı oyuncular Salih Bademci ve Tilbe Saran, dünya sinemasından yapımcı ve yönetmen Jamillah Van Der Hulst ile yaratıcı yapımcı ve senaryo danışmanı Suzanne Pradel yer alıyor. Finale kalan filmleri sosyal açıdan değerlendiren Sosyal Etki Jürisi ise Gazeteci Nilay Örnek, Mimar Özgül Öztürk ve Kokopelli Şehirde kurucularından Yasemin Kırkağaçoğlu’ndan oluşuyor.

Bu yıl 50. yaşına giren Sabancı Vakfı’nın toplumsal sorunlara sinema yoluyla dikkat çekmek amacıyla 2016 yılından bu yana düzenlediği Kısa Film Yarışması’nın dereceye giren filmlerini belirleyecek jüri üyeleri açıklandı. 

Sabancı Vakfı 8. Kısa Film Yarışması’nın jürisinde; Türkiye’den film eleştirmeni Alin Taşçıyan, başarılı oyuncular Salih Bademci ve Tilbe Saran, dünya sinemasından yapımcı ve yönetmen Jamillah Van Der Lust Hulst ile yaratıcı yapımcı, senaryo danışmanı Suzanne Pradel yer alıyor. Yarışmanın Sosyal Etki Jürisi’nde ise Gazeteci Nilay Örnek, Mimar Özgül Öztürk ve Kokopelli Şehirde kurucularından Yasemin Kırkağaçoğlu bulunuyor. 

Türkiye’den ve uluslararası alandan önemli isimleri bir araya getiren Sabancı Vakfı 8. Kısa Film Yarışması’nın bu seneki kanaat önderi ise Dünya Bankası Grubu (WBG) Connect4Climate (C4C) Küresel Ortaklık Programı’nın Yöneticisi Giulia Camilla Braga olmuştu.

Sabancı Vakfı 8. Kısa Film Yarışması; gezegenimizi tehdit eden su krizinin önemine vurgu yapmak ve insanlığı bekleyen sorunlara ayna tutmak amacıyla “Su Krizi” teması ve “Kısacası Susuzluk Çekiyoruz” sloganı ile gerçekleşiyor. Jüri üyelerinin seçimleriyle dereceye giren filmlerin açıklanacağı ödül töreni ise 17 Ocak Çarşamba akşamı Sabancı Center’da düzenlenecek. 

 Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması Jüri Üyeleri Hakkında

Milliyet ve Star gazetelerinde, ayrıca Milliyet Sanat Dergisi’nde sinema yazarlığı başta olmak üzere çeşitli pozisyonlarda çalışan Alin Taşçıyan; NTV, TRT, 24 kanallarında sinema programları hazırlayıp sundu. Türkiye’de Antalya ve İstanbul gibi önemli film festivallerinde danışman ve programcı olarak görev almasının yanı sıra dünyada, Cannes, Berlin, Venedik, Montreal, Busan dahil pek çok önemli festivalde jüri üyeliği ve başkanlığı yaptı. Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu – FIPRESCI’nin 2014’ten itibaren iki dönem üst üste başkanlığını yaptı. Halen FIPRESCI Genel Sekreter Yardımcısı ve Avrupa Film Akademisi üyesi. Yazıları www.sanatatak.com kültür-sanat sitesinde yayınlanıyor.

Salih Bademci, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu. Barda filmiyle başladığı kamera önü kariyerinde Öyle Bir Geçer Zaman Ki, İstanbullu Gelin ve Yalancı başta olmak üzere çeşitli başarılı dizilerle büyük bir hayran kitlesine ulaştı. BluTV’deki İlk ve Son, Netflix’teki Kulüp ve Terzi dizileriyle bu başarısını platformlarda taçlandırdı. 2006’da arkadaşlarıyla kurdukları Siyah Beyaz ve Renkli Tiyatro Topluluğu’yla tiyatro çalışmalarına da devam ediyor. Şu sıralar kendi prodüksiyonları olan Fanatik oyununun yanı sıra, Yılmaz Erdoğan imzalı Aydınlıkevler ve televizyon ekranındaki yeni işi Dilek Taşı ile seyirciyle buluşmayı sürdürüyor.

Tilbe Saran, İstanbul Belediye Konservatuvarı eğitiminin ardından Kenter Tiyatrosu’nda adım attığı mesleğini Dormen Tiyatrosu ve İBŞT’da sürdürdü. Aksanat Prodüksiyon Tiyatrosu, Semaver Kumpanya, Tiyatro Pera, Aysa, Pürtelaş Tiyatro Topluluğu gibi önemli topluluklarla otuzdan fazla oyunda sahneye çıktı. Canlandırdığı roller ile çok sayıda tiyatro ödülüne değer görüldü. Bergen, Sıcak Kafa, İstanbullu Gelin ve Sarmaşık Zamanı başta olmak üzere televizyon ve sinema alanında akılda kalan birçok işte performans gösterdi. Oyunculuk ve seslendirme çalışmalarının yanı sıra on yıldır Kadir Has Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde eğitim vermektedir.

İham verici ve ufuk açıcı hikayeleri izleyiciyle buluşturmak için çalışan yönetmen ve yapımcı Jamillah van der Hulst, 2012 yılında yapım şirketi JaJa Film Productions’ı kurdu. Beğeni toplayan 1 dakikalık filmler yönetti ve 2018’de ilk uzun metrajlı belgeseli Fighting for Life, SPORTEL Ödülleri’nde Barış ve Spor Belgeseli Ödülü’ne layık görüldü. Diğer belgeselleri de uluslararası ödüller kazandı ve halen Amazon, Netflix ve diğer platformlarda gösteriliyor. Birçok film festivalinde jüri üyeliği yapmış olan van der Hulst, iki yıldır Uluslararası Emmy Ödülleri’nde jüri üyesidir.

Yapımcı, senaryo danışmanı, menajer ve Avrupa film fonları uzmanı olan Suzanne Pradel, Almanca film dramaturjisi derneği VeDRA’nın yönetim kurulunda görev yapmakta ve senaryo danışmanı olarak Kadın Senarist Misafir Yazarlık Programı’nı yönettiği Avrupa Film Akademisi ve Avrupa Görsel-İşitsel Kadın Ağı’nın (EWA) üyesidir. Uzun metrajlı Avrupa filmlerinin geliştirilmesine odaklanan BuchScout ajansının kurucusu olan Pradel, Ingeborg Bachmann – Çölün Kalbine Yolculuk ve Vera Denizi Düşlüyor gibi başarılı filmlerin yapımında rol almıştır. Uluslararası atölyeler ve festivallerde dersler vermektedir.

Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması Sosyal Etki Jürisi Hakkında

Nilay Örnek, gazeteciliğe 1995’te Sabah gazetesinde editör olarak başladı. Milliyet, Habertürk, Akşam, Sözcü gazeteleri ve gazetevatan.com’da editörlük, yazarlık, yazı işleri müdür yardımcılığı, hafta sonu eklerinde yayın yönetmenliği gibi çeşitli görevlerde bulundu. İki buçuk sene bir televizyon programı da yaptı. Dört yılı aşkın süredir de mesleğini iyi icra ettiğini düşündüğü insanlara “Nasıl Olunur?” sorusunu yönelttiği bir podcast yapıyor. Bütün İyiler Biraz Küskündür ve Her Umut Ortak Arar adlı iki kitabı var. Son kitabıyla aynı ismi taşıyan Instagram hesabı ve herumutortakarar.com adlı internet sayfasında mimari açıdan değerli, hikâyesi olan yapıları anlatıyor, arşivliyor.

Özgül Öztürk, on yılı aşkın bir süre uluslararası kuruluşlar için iç dekorasyon mimari işleri yaptıktan sonra, inşaat sektörünün gezegene nasıl zarar verdiği ile yüz yüze geldi ve bilinçli bir değişim yapmaya karar verdi. O zamandan beri düşük karbonlu sürdürülebilir mekanlar tasarlıyor. Toprak mimari danışmanlığını yaptığı Fas’ta inşa edilen ReYard House projesi 2019 yılında Ağa Han Ödülü’ne aday gösterildi. “İklim için Yaşam Alanları – Büyük Etki için Tasarlamak” temasıyla 2020 yılında TEDx konuşmacılarından biri oldu. Türkiye’de “döngüsel tasarım” çalışmalarına öncülük ediyor ve kurucusu olduğu A Mimarlık şirketi altında döngüsel tasarım ve doğal yapı yaratımlarını sürdürüyor.

Yasemin Kırkağaçoğlu, Koç Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu. 10 yıla yakın süreyle danışmanlık ve strateji yönetiminde çalıştı. Çocuklarının doğumuyla sağlıklı gıdaya erişim konusunda daha fazla kafa yormaya başladı ve bu sırada permakültürle tanıştı. 2017’de Permakültür Tasarım Sertifikası’nı aldı. Aynı yıl Elif Çatıkkaş’la birlikte, şehirde ekolojik yaşam ve gıda yetiştiriciliği üzerine bireyler, okullar ve şirketlere eğitim, tasarım ve uygulama danışmanlığı sunan Kokopelli Şehirde’yi kurdu. 2019’da Yaşam İçin Toprak Derneği’nin kuruluşunda yer aldı ve halen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor.

Ödül töreni 17 Ocak’ta Gerçekleşecek 

Sabancı Vakfı 8. Kısa Film Yarışması’nda finale kalan 12 film, jüri tarafından değerlendirilecek ve dereceye girmeye hak kazanan filmler 17 Ocak Çarşamba günü Sabancı Center’da gerçekleştirilecek törenle belirlenecek. 

Yarışma temasına en uygun şekilde eserini hazırlayan, kriterlere uyan, akılda kalıcı ve yaratıcı bulunan kısa filmlerin birincisine 60 bin TL, ikincisine 40 bin TLüçüncüsüne 25 bin TL ödül verilecek.  Sosyal Etki Ödülü de bu yıl ilk kez 25 bin TL ile ödüllendirilecek. 

Kısa Film Yarışması hakkında detaylı bilgiye www.kisafilmuzunetki.org adresinden ulaşılabiliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

AKM'de Erişilebilir Sanat

Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri ile teknolojiyi iyilik ve faydaya dönüştüren Türk Telekom; Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü İstanbul Devlet Tiyatrosu iş birliğiyle görme ve işitme engelli bireylerin kültür ve sanat etkinliklerine katılımını artırmak amacıyla “Erişilebilir Tiyatro” projesini başlattı. Erişilebilir Tiyatro projesi kapsamında Türk Telekom; ana destekçisi olduğu Atatürk Kültür Merkezi’ndeki Devlet Tiyatrosu oyunlarında üst yazı ve canlı betimleme uygulamalarını hayata geçirerek; görsel, işitsel ve fiziksel engelleri aşan bir deneyim sunmayı amaçlıyor. Ayrıca, oyun öncesinde gerçekleştirilecek özel bir sahne turu ile görme engelli sanatseverlerin oyunun dekorunu, kostümleri ve oyunda kullanılan objeleri dokunarak tanımaları sağlanarak bütünsel bir tiyatro deneyimi yaşamaları hedefleniyor. 

 “Türkiye’ye Değer” anlayışı ile kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarını sürdüren Türk Telekom, toplumun her kesimine ulaşmak ilkesiyle, engelli sanatseverlerin kültürel etkinliklere eşit katılımına katkıda bulunmayı amaçlıyor.  

Canlı betimleme, üst yazı ve özel sahne turu ile engelleri aşan bir tiyatro deneyimi

Görme engelli sanatseverler, canlı betimleme uygulaması ile mekân, zaman, karakterler ve sessiz gelişen olaylar gibi sesli olmayan görsel öğelerin diyalog aralarında anlık olarak anlatılmasıyla tiyatroyu ayrıntıları kaçırmadan deneyimleyebiliyorlar. Ayrıca canlı betimlemeye ek olarak, oyundan önce düzenlenen özel bir sahne turu ile sahnedeki dekor görme engelli sanatseverlere betimleniyor; uygun olan objeler, kostümler ve dekorun görme engelli ziyaretçilerin dokunarak tanımasına imkân sunuluyor. 

İşitme engelli sanatseverler için ise üst yazı sistemi kullanılarak; diyalogların üst yazı şeklinde verilmesi yolu ile oyunun işitme engelliler için erişilebilir hale getirilmesi sağlanıyor. 

 “Erişilebilirlik ve kapsayıcılık ilkeleriyle engelsiz kültür ve sanat etkinliklerini destekliyoruz”

 Türk Telekom Kurumsal İletişim Direktörü Arif Sancaktaroğlu, “Türkiye’nin lider bilgi ve iletişim teknolojileri şirketi olarak, teknolojinin verdiği imkanları iyilik ve faydaya dönüştürmek için çalışıyoruz. ‘Türkiye’ye Değer’ çatısı altında yürüttüğümüz kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarımızla farklı ihtiyaçlara sahip herkesin sanatın güzelliklerini ve kültürel zenginlikleri keşfetme fırsatına sahip olmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Bu motivasyonla erişilebilir yaşam için yeni teknolojiler geliştiriyor, engelli bireylerin hayatını kolaylaştıran uygulama ve projeleri hayata geçiriyoruz. Örneğin, teknoloji alanındaki bilgi birikimimizi kültür ve sanat alanına aktardığımız, herkes için erişilebilir iletişim yaklaşımımızla ana destekçisi olduğumuz Atatürk Kültür Merkezi’nde görme ve işitme engelli kullanıcıların kapalı ve açık alanlarda rahat yön bulmalarını sağlayan Sesli Adımlar uygulamamızı kullanıma sunmuştuk. Şimdi de Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nün iş birliğiyle tiyatro oyunlarında görme ve işitme engelli sanatseverlere yönelik canlı betimleme ve üst yazı uygulamalarını hayata geçiriyoruz. Ana destekçisi olduğumuz, kültür ve sanatın kalbi AKM’nin özel hizmetlerimizle engelleri aşan bir merkeze dönüşmesinden mutluluk duyuyoruz. Türk Telekom olarak, toplumsal bağları güçlendiren kültür sanatta erişilebilirliği destekleyerek, teknolojiyi insanların iyilik ve faydasına sunan bir kurum olma vizyonumuzla çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi. 

İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Mehmet Fatih Dokgöz, “Tiyatro daima insana öyküsünü anlatmak için var olmuştur. Biz oyuncular sahneye adım attığımız anda salonu dolduran seyirciyle aramızda oyun metninden daha derinde bir ilişki başlar. Biz onları oyunun metniyle, yarattığımız karakterlerle, jestlerimizle, mimiklerimizle ve dekorumuzla farklı farklı yaşamlara konuk ederiz; seyirci nidasıyla, nefesiyle, kahkahasıyla, alkışıyla bize kendi baktığı pencereden hayatı anlatır… Bu, insanlığın var olduğu günden beri böyledir. Bu amaçla çıktığımız tiyatro yolculuğumuzda, İstanbul Devlet Tiyatrosu olarak Türk Telekom ve AKM ile iş birliği içinde çalıştığımız “Erişilebilir Tiyatro” projesi daha çok seyirciye ulaşıp dokunabilme imkânı sağlayacak yapısı dolayısıyla bizleri çok heyecanlandırıyor.  Sesli betimleme, üst yazı ve sahne turu gibi tekniklerin kullanımıyla, görme ve işitme engelli seyircilerimiz için de oyunlarımızın takibi kolaylaşıp sözü derinleşecek. Sözsüz jestlerimize, mimiklerimize ve dekorlarımızdaki incelikli detaylara dair bilgileri çoğaldıkça oyunlarımızdan aldıkları keyif de zenginleşecek. Bu da bizi, öykümüzü herkese ulaştırmak üzere çıktığımız yolda bir adım daha ileriye götürmüş olacak” dedi.

AKM’deki engelsiz ilk oyun ‘Rumuz Goncagül’ oldu

 Erişilebilir Tiyatro projesi kapsamında, AKM’deki Devlet Tiyatrosu oyunlarının düzenli aralıklarla görme ve işitme engelli bireylerin erişimine açılması hedefleniyor. Proje, 6 Ocak’ta AKM Tiyatro Salonu’nda sahnelenen, İstanbul Devlet Tiyatrosu yapımı, Türk Tiyatrosu’nun önemli yazarlarından Oktay Arayıcı’nın kaleme aldığı, rejisörlüğü Zafer Algöz tarafından gerçekleştirilen “Rumuz Goncagül” adlı tiyatro eseriyle başladı. Oyunun davetlisi görme ve işitme engelli sanatseverler, engelsiz bir deneyim yaşayarak tiyatronun keyfini çıkardı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı