Aylık arşivler: Ocak 2024

Bilge çınarlar, camaltı boyama eserleriyle yaşama tutunuyor

Karşıyaka Belediyesi, Bilge Çınarlar Sağlıklı Yaş Alma Merkezi’nde yaş almış

yurttaşların sosyalleşmesini ve toplumsal hayata daha aktif katılımını sağlayan

etkinliklerini kararlılıkla sürdürüyor.

Merkezde düzenlenen camaltı boyama kursu, ileri yaştaki bireylerin yoğun ilgisiyle

gerçekleştiriliyor.

Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Biz değerli büyüklerimizin dört duvar

içinde, yalnızlığa itilmiş halde yaşamalarını kabullenmek istemiyoruz. Bizi bu günlere

hazırlayan bilge çınarlarımızın hayat tecrübelerinden yararlanmak, onları genç

nesillerle buluşturmayı çok önemsiyoruz” dedi.

Karşıyaka Belediyesi bünyesinde hizmet veren Bilge Çınarlar Sağlıklı Yaş Alma

Merkezi’nde 60 yaş ve üzeri Karşıyakalılara yönelik ücretsiz kurs ve etkinlikler

gerçekleştiriliyor. Aktif ve sağlıklı yaşlanmayı sağlamak amacıyla düzenlenen

birbirinden farklı kurs ve etkinliklerle yaş almış yurttaşların sosyalleşmesi ve

toplumsal hayatta daha katılımcı olmaları hedefleniyor.

Merkez bünyesinde düzenlenen kurs, atölye ve etkinliklere Karşıyaka’nın çınarları

yoğun ilgi gösteriyor.

Bilge Çınarlar Sağlıklı Yaş Alma Merkezi’nde düzenlenen kurslardan biri olan camaltı

boyama kursu, yaklaşık 2 yıldır merkez üyelerinin katılımıyla gerçekleştiriliyor. Resim

sanatına yeni bir boyut kazandıran Karşıyakalı bilge çınarlar, Celal Yetkin Sanat

Merkezi’nde camaltı boyama tekniği ile eşine pek rastlanmayan tarzda eserler ortaya

koyuyor. Doğa, şehir motifleri ve insan yüzlerini tasvir eden resimlerin yapıldığı kurs

bitiminde sergi düzenleniyor. Yeteneklerini keşfeden çınarlar eserlerini

sanatseverlerin beğenisine sunuyor.

“60 YAŞ ÜSTÜ HERKES MERKEZE UĞRAMALI”

Bilge Çınarlar Sağlıklı Yaş Alma Merkezi’nin duvarlarını arkadaşlarıyla birlikte

boyadıklarını belirten emekli beden eğitimi öğretmeni ve camaltı boyama kursu

eğitmeni Güngör Günay, “Bu sırada yöneticimize ‘camaltı boyama’ eğitimi

verebileceğimi söyledim. Kursumuzu açtık, 15 arkadaş bir araya geldik. Çok güzel

eserler yapıyoruz, mükemmel zaman geçiriyoruz. Sergimiz ve eserlerimiz ziyaretçiler

tarafından büyük ilgi gördü, satışlar yapıldı. Bu merkez büyük bir ihtiyaca yanıt

veriyor, yaş almış büyüklerin sosyalleşmesine katkıda bulunuyor. Hiç kimse

yaşlandığını düşündüğü için eve kapanmasın; haftanın 5 günü spordan dansa, 

resimden dil kurslarına kadar birçok etkinlik var. 60 yaşına gelmiş herkes Bilge

Çınarlar Sağlıklı Yaş Alma Merkezi’ne uğramalı. Bizleri yalnız bırakmayan başta

Karşıyaka Belediye Başkanımız Dr. Cemil Tugay ve Karşıyaka Belediyesi çalışanlarına

teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

“ONLARLA GURUR DUYUYORUZ”

Yaş almış yurttaşların toplumsal hayatta daha aktif rol almasını önemsediklerini

belirten Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Biz değerli büyüklerimizin dört

duvar içinde, yalnızlığa itilmiş halde yaşamalarını istemiyoruz. Bizi bu günlere

hazırlayan bilge çınarlarımızın hayat tecrübelerinden yararlanmak istiyoruz, onları

genç nesillerle buluşturmayı çok önemsiyoruz. Bilge Çınarlar Sağlıklı Yaş Alma

Merkezi’nde değerli büyüklerimizin ilgi alanlarına yönelik kurslar ve atölyelerin yanı

sıra daha hareketli olmalarını sağlayacak spor aktiviteleri ve kültürel turlar

düzenliyoruz. Tüm bu faaliyetlerde onları gençlerle bir araya getirerek kuşaklar arası

iletişimin güçlenmesine katkı sunuyoruz. Camaltı boyama konusunda Güngör Günay

öğretmenimizden gelen talebi büyük bir mutlulukla kabul ettik. Ürettikleri eserleri

gördükçe onlarla gurur duyuyoruz” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

2024 yılında yapay zeka siber güvenlik sektörünü nasıl etkileyecek ?

Yapay zekanın siber güvenlik alanında değişimlere yol açmasıyla sektör profesyonelleri çeşitli risk değerlendirmelerine başladı. İşletmelerin yapay zeka aracılığıya tehditlere karşı etkin bir koruma sağlaması beklenirken aynı teknolojinin siber saldırıları artıracağı öngörülüyor. Küresel Güvenlik Araştırma Raporu’na göre kuruluşların %29’u, yapay zekanın gelecek 12 ay içinde siber güvenlik sektörünün en büyük tehditlerinden biri olacağını düşünüyor.  Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan Watchguard, 2024 yılına hakim olması beklenen 3 yapay zeka trendini inceliyor.
Günümüzde birçok alanda devrim yaratma potansiyeline sahip yapay zeka, siber güvenlik sektöründe de en kritik değişkenlerden biri haline geldi. Bu sebeple sektör profesyonelleri, yapay zeka teknolojisinin siber güvenlik çerçevesindeki fırsatları ve riskleri değerlendirmeye yöneldi. Yapay zekanın, işletmeleri tehditlere karşı koruma sağlama ihtimalinin yanı sıra siber saldırılarda artışa neden olacağı tahmin ediliyor. Bu noktada kurumların ve siber güvenlik uzmanlarının, yapay zekadan beklentilerini ve bu teknolojiyi kullanma amaçlarını düzenli olarak gözden geçirmesi önem teşkil ediyor. Küresel Güvenlik Araştırma Raporu’na göre kuruluşların %29’u, yapay zekanın 2024’te siber güvenlik sektörünün en önemli tehditlerinden biri olacağını tahmin ediyor. Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan Watchguard, 2024 yılına hakim olacak 3 yapay zeka trendini sıralıyor.

 1. Vishing artışı: Telefon görüşmesi yoluyla gerçekleştirilen bir saldırı türü olan vishing şu anda sınırlı oranda tercih edilse de önümüzdeki yıl kullanım oranının artması bekleniyor. İkna edici deepfake ses ve mağdurları kandırma noktasında insan müdahalesine ihtiyaç duymayan büyük dil modellerinin (LLM’ler) kombinasyonuyla vishing saldırılarının hacminin 2024’te artması öngörülüyor.

2. Yapay zeka destekli araçların yükselişi: Önümüzdeki yıl, siber suçlular tarafından yapay zeka destekli araçların kullanımının ve satın alınmasının artması bekleniyor. Bu araçların karanlık ağda en çok satan araçlar haline gelmesi beklenirken siber suçluların ise önümüzdeki aylarda saldırılarını iyileştirmek için yapay zekayı kullanma olasılıklarının yüksek olacağı tahmin ediliyor.

3. MSP’lerin yapay zeka kullanımı: Yapay zekanın 2024 yılında özellikle MSP’ler için oldukça önemli bir araç olacağı tahmin ediliyor. Bu noktada Watchguard, MSP’lerin iş modellerini optimize etmek için yapay zeka ve makine öğrenimi yoluyla güçlü otomasyona sahip bütünleşik platformlara yönelmesini bekliyor. MSP’ler, hizmet tekliflerinde yapay zekayı uygulayarak iş kapasitelerini ikiye katlayabilir ve siber güvenlik hizmetlerine yönelik artan talebi karşılayabilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İkinci Elde Tehlikeli Oyun: Suçlular, Kullanıcıları Kandırmak İçin Hangi Yöntemlere Başvuruyor?

Kaspersky uzmanları, kısa bir süre önce Türkiye’de ikinci el ürünlere odaklanan popüler bir e-ticaret platformunun kullanıcılarını hedef alan bir dolandırıcılık girişimini ortaya çıkardı. 

Söz konusu saldırıyı başlatmak için, suçluların öncelikle potansiyel kurbanla temas kurması gerekiyor. Bunu yapmak için, e-ticaret platformunda satılık bazı ürünler için bir yorum bırakıyorlar. Yorumda ilgili malı satın almakla ilgilendiklerini belirtiyorlar ve karşılığında paylaştıkları telefon numarası üzerinden kendileriyle iletişime geçmelerini istiyorlar.

Telefonla iletişim kurulduktan sonra, dolandırıcılık için hedeflenen kişiye satın alma işlemi gerçekleştirilmeye çalışılırken bir hata meydana geldiği söyleniyor. Sorunu çözmek için, satıcının kendisiyle paylaşılan bağlantı yoluyla iki faktörlü kimlik doğrulamayı aktifleştirmesi isteniyor. Paylaşılan bağlantı, kişiyi iki faktörlü kimlik doğrulamanın etkinleştirildiği e-ticaret uygulamasının bir sürümü gibi görünen ve Android için uygulama paketi içeren bir kimlik avı web sitesine yönlendiriyor. Böylece kurban, Android akıllı telefonuna telefon ekranındaki içeriğe ulaşabilen, diğer uygulamalarla etkileşime girebilen ve benzer diğer kötü amaçlı yazılımları bulaştırabilen riskli bir uygulamayı buyur etmiş oluyor.

Sahte mesaj ve oltalama web sitesine bağlantı içeren bir ekran görüntüsü

Kaspersky Güvenlik Araştırmacısı Mert Değirmenci, şunları söylüyor: “Popüler e-ticaret platformları, en popüler dolandırıcılık türlerinden biri olmaya devam eden kimlik avı, yani bilinen kaynakların ve ödeme formlarının kopyalarını oluşturma yoluyla potansiyel kurbanların düşük dijital okuryazarlığından yararlanmaya çalışan siber suçluların dikkatini çekiyor. Özel bir e-ticaret platformu kullanıyorsanız, görüşmeyi orada tutmanız ve diğer web sitelerine giden bağlantıları takip etmemeniz önerilir. Ayrıca dikkatli olmak, bir şey satmak veya satın almak için acele etmemek ve tüm mesajları, özellikle de bağlantı içerenleri iki kez kontrol etmek çok önemlidir. Aksi takdirde planlanan işlem para kaybına veya cihaza kötü amaçlı yazılım bulaşmasına neden olabilir.”

Kaspersky uzmanları, kimlik avı tuzaklarının kurbanı olmamak için aşağıdaki güvenlik ipuçlarını takip etmenizi öneriyor:

  • Yalnızca gönderene güvenebileceğinizden eminseniz e-postaları veya mesajları açın ve bağlantıları tıklayın.
  • Bir gönderici meşru görünüyorsa, ancak mesajın içeriği garip görünüyorsa, alternatif bir iletişim kanalı aracılığıyla göndericiyle iletişime geçerek durumu teyit edin.
  • Özel bir e-ticaret platformu kullanıyorsanız, görüşmeyi orada sürdürün ve diğer web sitelerine giden bağlantıları takip etmeyin.
  • Bir kimlik avı sayfasıyla karşı karşıya olduğunuzdan şüpheleniyorsanız, web sitesinin URL’sinin yazımını kontrol edin. URL I yerine 1, O yerine 0 gibi ilk bakışta fark edilmesi zor hatalar içerebilir.
  • Tüm kişisel cihazlarınızda kanıtlanmış bir güvenlik çözümü kullanın. Uluslararası tehdit istihbarat kaynaklarına erişim sayesinde, bu çözümler spam ve kimlik avı kampanyalarını tespit edip engelleme yeteneğine sahiptir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şeytani ikiz saldırısı

 Şeytani ikiz saldırısı, kullanıcıları meşru ağı taklit eden sahte bir Wi-Fi erişim noktasına bağlanmaları için kandıran siber saldırı türüdür.

Kullanıcı, tuzağa düşüp  şeytani ikiz erişim noktasına bağlandığında saldırgan ağ trafiğinden özel oturum açma kimlik bilgilerine kadar her şeye ulaşabilir. ESET Türkiye Ürün ve Pazarlama Müdürü Can Erginkurban, şeytani ikiz saldırılarına karşı nasıl önlem alınması gerektiğine yönelik bilgileri paylaştı. 

Şeytani ikiz saldırıları, isimlerini meşru Wi-Fi ağlarını birbirinden ayırt edilemeyecek kadar taklit edebilmelerinden alırlar. Saldırganlar bu sahte ağları oluşturarak kullanıcıları kandırıp oturum açmalarını sağlarlar. Kullanıcı verilerine erişerek kişisel bilgilerini çalabilirler. Suç işlemelerini veya suça ortak olmalarını sağlarlar. Bu durum özellikle birden fazla hesap için aynı kullanıcı adı ve parolayı kullanan kullanıcılar için tehlikelidir çünkü bilgisayar korsanı tek bir giriş denemesini izleyerek hepsine erişim sağlayabilir. Bu saldırıların tespit edilmesi neredeyse imkansızdır. 

Şeytani ikiz saldırısı nasıl çalışır?

Şeytani ikiz saldırıları, kurbanları güvenilir bir halka açık Wi-Fi ağına bağlandıklarını düşünmeleri için kandırarak çalışır. Saldırıyı olabildiğince inandırıcı hale getirmek için saldırganlar genellikle aşağıdaki adımları kullanır.

Ücretsiz Wi-Fi olan bir yer

Saldırganlar saldırılarını gerçekleştirmek için havaalanı, kütüphane ya da kahve dükkanı gibi ücretsiz ve popüler Wi-Fi erişimine sahip kalabalık bir yeri seçerler. Bu yerlerde genellikle aynı ada sahip birden fazla erişim noktası bulunur ve bu da sahte ağın fark edilmemesini kolaylaştırır.

Yeni bir Wi-Fi erişim noktası 

Ardından bilgisayar korsanı yasal ağ ile aynı SSID adını kullanarak yeni bir erişim noktası oluşturur. Bunu yapmak için telefonlar, dizüstü bilgisayarlar, taşınabilir yönlendiriciler ve tabletler dahil olmak üzere hemen hemen her cihazı kullanabilirler.

Sahte bir oturum açma sayfası

Daha önce halka açık bir Wi-Fi ağına giriş yaptıysanız, muhtemelen bir portal ile karşılaşmışsınızdır. Bunlar genellikle ağa erişmek için bir parola veya diğer temel bilgileri girmenizi gerektirir. Birçok yasal ağ bunları kullansa da, saldırganlar bunları kolayca kopyalayarak kullanıcıları giriş bilgilerini göndermeleri için kandırabilir. Saldırgan biraz yetenekli ise gerçek ve sahte bir portal sayfası arasındaki farkı söylemek neredeyse imkânsız olacaktır.

Kurbana yakınlık

Saldırgan şeytani ikiz erişim noktasını kurmayı tamamladıktan sonra, daha güçlü bir sinyal oluşturmak için cihazlarını veya yönlendiricilerini kurbanlara yaklaştırabilir. Bu şekilde ağ sinyalinin güçlü olmasını sağlayarak gerçek ağa tercih edilmesini sağlarlar ve bazı cihazlar otomatik olarak şeytani ikize bağlanır. 

Kullanıcı verilerinin çalınması

Bir kurban cihazını şeytani ikiz ağına bağladığında, bilgisayar korsanı sosyal medya hesaplarında gezinmekten banka ekstrelerini kontrol etmeye kadar çevrimiçi yaptıkları her şeyi izleyebilir. Bir kullanıcı ağa bağlıyken hesaplarından herhangi birine giriş yaparsa, bilgisayar korsanı giriş kimlik bilgilerini toplayabilir. Aynı kullanıcı adı ve parolayı farklı hesaplar için kullanmamak bu noktada çok önemli.

Şeytani ikiz saldırısından nasıl korunursunuz?

Kendi erişim noktanızı kullanın Şeytani ikiz saldırısından korunmanın en kolay yolu, mümkün olduğunca halka açık Wi-Fi yerine kişisel bir hotspot kullanmaktır. Bu, kamusal alanlarda her zaman güvenilir bir ağa bağlanmanızı sağlar ve saldırganlarnın verilerinize erişmesini önler. Erişim noktanızı gizli tutmak için bir parola belirlemeyi unutmayın.

Güvenli olmayan Wi-Fi ağlarından kaçının Genel bir ağa bağlanmanız gerekiyorsa, “Güvenli Değil” olarak işaretlenmiş erişim noktalarından uzak durun. Güvenli olmayan ağlar güvenlik özelliklerinden yoksundur ve şeytani ikiz ağlar neredeyse her zaman güvenli değil olarak işaretlidir. 

Otomatik bağlanmayın Cihazınızda otomatik bağlanmayı etkinleştirdiyseniz, kapsama alanına girdiğinizde daha önce kullandığınız tüm ağlara otomatik olarak bağlanacaktır. Bu, halka açık yerlerde tehlikeli olabilir, özellikle de geçmişte bilmeden kötü bir ikiz ağa bağlandıysanız. Evinizden veya ofisinizden her ayrıldığınızda otomatik bağlanmayı devre dışı bırakın.

Halka açık Wi-Fi üzerinden asla özel işlerinizi yapmayın Halka açık Wi-Fi kullanırken mümkün olduğunca özel hesaplara giriş yapmaktan kaçınmalısınız. Saldırganlar giriş bilgilerinize yalnızca kötü ikiz ağlarına bağlıyken kullanırsanız erişebilirler, bu nedenle oturumunuzu kapatmanız özel bilgilerinizi korumanıza yardımcı olabilir.

Trafiği şifrelemek için VPN kullanın Bir VPN, verilerinizi saldırganlar görmeden önce şifreleyerek sizi şeytani ikiz saldırısından korumaya yardımcı olabilir. Cihazınıza güvenilir bir VPN uygulaması indirdiğinizde, çevrimiçi etkinliğinizi ağa göndermeden önce şifreler veya karıştırır, böylece bir saldırganın verileri okuması ve anlaması imkansız hale gelir.

HTTPS önemli Genel bir ağ kullanırken, yalnızca HTTPS web sitelerini ziyaret ettiğinizden emin olun. Bu siteler uçtan uca şifreleme sunarak saldırganların izlemesini önler.

İki faktörlü kimlik doğrulama kullanın Özel hesaplarınıza iki faktörlü kimlik doğrulama eklemek, saldırganların bunlara erişmesini önlemenin diğer bir yoludur. Bir bilgisayar korsanı oturum açma bilgilerinize erişse bile, iki faktörlü kimlik doğrulama, hesabınıza erişmelerini engelleyecektir.

WPA3 şifrelemeyi tercih edin WPA3 en yeni Wi-Fi güvenlik protokolüdür. Verilerinizi şifreleyerek kaba kuvvet ve şeytani ikiz saldırılarına karşı korur. WPA3-Enterprise ise halka açık Wi-Fi ağları için güvenliği artıran ve saldırganların çevrimiçi etkileşimlerinizi izlemesini engelleyen bir WPA3 modudur.

Yazılımlarınızı güncel tutun Güncel olmayan yazılımlardan kaynaklanan güvenlik ihlallerini önlemek için işletim sisteminizi, tarayıcılarınızı ve kullandığınız diğer yazılımları düzenli olarak güncelleyin. Yazılım güncellemeleri genellikle saldırganların yararlanabileceği bilinen güvenlik açıkları için yamalar içerir.

Ağınızı izleyin Yakındaki Wi-Fi ağlarını düzenli olarak taramak için ağ izleme araçlarını kullanın. Beklenmedik veya şüpheli ağları, özellikle de bilinen genel ağlara benzer adlara sahip olanları arayın. Herhangi bir garip ağa bağlanmaktan kaçının ve ağ yöneticisini bilgilendirin. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Basit bir göz sorunu beyin tümörü habercisi olabilir

Gözlerimiz, sadece dünyaya açılan pencerelerimiz mi? Bunu hiç düşündünüz mü? Ciddi hastalıkların işaretçisi olarak bizleri uyaran en önemli organlarımızın başında gelen gözlerimiz ve sağlığı son derece önemli. Çünkü gözlerimiz genel sağlığımız, özellikle de beyin sağlığımız hakkında bizlere önemli bilgiler de sunuyor. Örneğin; görme bozuklukları beyin tümörlerinin erken uyarı işaretlerinden biri. Ve belirtilerin farkında olmak, hastalığın zamanında teşhis ve tedavi edilmesi için büyük önem taşıyor. Liv Hospital Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Abuzer Güngör, beyin ile görme arasındaki bağı, beyin tümörlerinin çeşitlerini ve etkilerini anlattı.
Beyin ile görme arasındaki bağ 

Beynimiz, görme yeteneğimizi yönetir ve işler. Bir tümör, bulunduğu yere bağlı olarak bu karmaşık sistemi bozabilir. Görme sinirlerine baskı yapabilir, görsel korteksi etkileyebilir veya görsel bilgiyi taşıyan yolları engelleyebilir.

Erken tanı ve müdahale ile görme fonksiyonlarının iyileşmesi 

Erken tanı ve müdahale, görme fonksiyonlarının kısmen veya tamamen geri kazanılmasını sağlayabilir. Beyin tümörlerinin zamanında tespit edilip tedavi edilmesi, görme sinirlerine verilen zararın azaltılmasına ve bazen de tersine çevrilmesine yardımcı olur. Bu, özellikle tümörün görme sinirlerine baskı yaparak görme kaybına neden olduğu durumlarda önemlidir.

Beyin tümörlerinin çeşitleri ve etkileri

Beyin tümörleri, türlerine ve yerleşim yerlerine göre farklılık gösterir, her biri görme yeteneğimizi farklı şekillerde etkileyebilir:

  • Gliomlar: Görme yollarına baskı yaparak görme bozukluklarına neden olabilir.
  • Meningiomlar: Genellikle iyi huylu olan bu tümörler, görme sinirinin yakınında büyüyerek görme değişikliklerine yol açabilir.
  • Hipofiz tümörleri: Beynin alt kısmında yer alır ve yakındaki görme sinirlerini etkileyerek özellikle periferik görüşü bozabilir.
  • Metastatik beyin tümörleri: Vücudun başka bölgelerinden beyine yayılan kanserler, görsel iletişim yollarını etkileyebilir.

Belirtiler

Beyin tümörlerine bağlı görme değişiklikleri, hafiften ağıra değişebilir:

  • Sürekli bulanık görme veya çift görme
  • Aniden veya yavaşça ortaya çıkan periferal görüş kaybı
  • Göz önünde beliren noktalar veya ışık çakmaları
  • Renk algılamada veya görme keskinliğinde zorlanma
  • Görme alanında veya derinlik algısında açıklanamayan değişiklikler

Düzenli göz muayenelerinin önemi

Düzenli göz muayeneleri, beyin tümörlerinin erken belirtilerini ortaya çıkarabilir. Göz doktorları, görme sinirindeki şişkinlik veya diğer anormallikleri fark edebilir. Bu nedenle, göz sağlığınıza dikkat etmek ve düzenli kontrollerinizi aksatmamak büyük önem taşır.

Doktora başvurma zamanı 

Eğer gözle görülen sürekli bir değişiklik fark ederseniz, özellikle baş ağrısı, mide bulantısı veya denge problemleri gibi diğer belirtilerle birlikteyse, derhal bir sağlık uzmanına başvurmalısınız. Bu belirtiler, özellikle birkaçının bir arada yaşanması, acil tıbbi müdahale gerektirebilir.

Sonuç 

Görme değişiklikleri göz ardı edilmemelidir; çünkü bunlar, örneğin bir beyin tümörü gibi ciddi bir sağlık sorununun ilk işaretleri olabilir. Farkındalık ve zamanında tıbbi müdahale, tedavi sonuçlarını büyük ölçüde iyileştirebilir ve bazen kaybedilen görme fonksiyonlarının geri kazanılmasına yardımcı olabilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Anne adaylarına 10 kritik öneri !

Hamilelik kadınlar için en heyecanlı ve bir o kadar da mucizevi bir süreç kuşkusuz. Ancak anne olmaya karar verdiğinizde hekiminizle mutlaka ön görüşme için randevu alın. Zira, psikolojik olarak hamileliğe ne kadar hazır olsanız da bebeğiniz ve kendi sağlığınız için yapmanız gereken çok önemli şeyler var; örneğin jinekolojik muayene olmak ve bazı yaşam alışkanlıklarınızı değiştirmek gibi!    Acıbadem Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Gülay Beydilli Nacak, anne adaylarının korunmayı bırakmadan 3-4 ay önce hamilelik öncesi danışmanlık  almalarının son derece önemli olduğuna işaret ederek,   “Hamileliğin planlı olması bu sürecin daha sağlıklı geçmesini, ileride karşılaşılacak olan zorlukların daha kolay ve bilinçli atlatılmasını sağlıyor. Hamilelik öncesi danışmanlık ile anne ve bebeğin sağlığı optimize ediliyor, değiştirilebilir olan risk faktörleri önlenebiliyor. Ayrıca anne adayı sağlıklı hamilelik  koşullarını sağlamak konusunda bilgilendiriliyor, böylece anne ve bebek için en iyi şartlar sağlanabiliyor” diyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Gülay Beydilli Nacak, anne olmaya karar verdiğinizde dikkat etmeniz gereken 10 önemli kuralı anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu! 

Hamilelik öncesinde danışmanlık alın

Hamile kalmadan önce; hamilelik öncesi değerlendirme, muayene ve tetkiklerin yapılması, varsa hastalıkların tedavi edilmesi, hamilelik öncesinde kullanmanız gereken vitaminler ve ilaçların belirlenmesi için mutlaka doktorunuzla görüşün. Zira diyabet, hipertansiyon, tiroit hastalıkları ile sağlıklı kiloda olmamak gibi birçok problem, doğurganlık ve hamilelik sonucunu etkileyebiliyor. Dolayısıyla bu problemlerin hamilelik öncesinde en iyi şekilde tedavi edilmeleri gerekiyor. Hamilelik öncesindeki değerlendirmede ayrıca aşılar gözden geçiriliyor, bağışıklık değerlendirilmesi yapılıyor, çeşitli tarama ve testler, gerekiyorsa cinsel yolla bulaşan enfeksiyon taraması yapılıyor. Bunların yanı sıra hamilelik öncesi yapılan pelvik muayene ile smear testi gibi testlerle hamilelik ve bebeğin sağlığını etkileyebilecek pek çok faktör değerlendiriliyor. 

Her gün 400 mikrogram folik asit şart! 

Vücudumuzdaki hücreler sağlıklı büyümeleri ve gelişmeleri için B vitamini olan folik aside ihtiyaç duyuyorlar. Hamilelikten en az bir ay önce ve hamilelik sırasında vücudunuzda yeterli miktarda folik asit bulunması, gelişmekte olan bebeğinizin beyninde ve omurgasında meydana gelebilecek büyük doğum kusurlarını (anensefali ve spina bifida) önlemeye yardımcı olabiliyor. Dr. Gülay Beydilli Nacak, “Bu nedenle hamile kalmadan önce folat açısından zengin bir diyete ek olarak, her gün 400 mikrogram folik asit almayı ihmal etmeyin” diyor. 

Genetik danışmanlık önemli

Ailenizin sağlık geçmişine dayanarak doktorunuz sizi genetik danışmanlığa yönlendirebiliyor. Ayrıca hamile kalmada zorluk, birden fazla düşük, bebek ölümü, önceki hamilelik sırasında oluşan genetik bir rahatsızlık veya doğum kusuru durumunda, genetik danışmanlık gerekiyor. Dr. Gülay Beydilli Nacak, “Taşıyıcıysanız, kendinizde bu hastalık yoktur, ancak bebeğinize aktarabileceğiniz bir gen değişikliğiniz vardır. Hem siz hem de eşiniz aynı genetik hastalığı taşıyorsanız, bebeğinizin bu tabloya yakalanma riski artıyor” diyor. Hamilelikten önce test yaptırmanın bebeğinizin risklerini değerlendirmenize ve hamile kalma konusunda karar vermenize destek verebileceğini belirten Dr. Gülay Beydilli Nacak, “Kistik fibroz, spinal müsküler atrofi, talasemi ve kırılgan x sendromu, günümüzde sıklıkla taşıyıcılık taraması yapılan genetik hastalıkları oluşturuyor” bilgisini veriyor. 

Sigara ve alkolden uzak durun

Sigara ve alkol tüketimi; erken doğum, doğum kusurları ile bebek ölümü gibi birçok ciddi soruna neden olabiliyor. Dolayısıyla sigara ile alkolü bırakmanız sizin ve bebeğinizin sağlığı için büyük önem taşıyor. 

Toksik maddelerden korunun

Hamilelik sürecinde zararlı kimyasallar, çevresel kirleticiler, bazı metaller, gübreler, böcek ilaçları, kedi veya kemirgen dışkısı gibi toksik maddelerden kaçınmanız çok önemli.  Dr. Gülay Beydilli Nacak, bu kimyasallar ve toksik maddelerin erkek ile kadınların üreme sistemlerine zarar verebileceğine işaret ederek, “Hamilelik, bebeklik, çocukluk veya ergenlik döneminde toksik maddelere küçük miktarlarda bile maruz kalmak çeşitli hastalıklara yol açabiliyor. Bunun sonucunda hamile kalmayı zorlaştırabiliyor” diyor. 

Sağlıklı kilonuza ulaşın 

Obezite sorunu yaşayan kadınlar hamilelik sürecinde; yüksek tansiyon, hamileliğe bağlı diyabet ve doğum travmaları gibi komplikasyon gelişimi, kalp hastalığı, tip 2 diyabet ve bazı kanserler (rahim, meme ve kolon) dahil olmak üzere, birçok ciddi hastalıklarda daha yüksek risk altında oluyorlar. Tam aksine düşük kilolu kadınlar da aynı riski taşıyorlar. Dolayısıyla obezite veya düşük kilo sorununuz varsa, hamile kalmadan önce sağlıklı kilonuza ulaşmanın ve bu kiloyu korumanın yolları hakkında doktorunuzla konuşun.

Korunmayı bırakın 

Doğum kontrol hapı kullanıyorsanız, yumurtlamanın normale dönmesi birkaç ay alabiliyor. Dolayısıyla hamile kalmayı düşündüğünüz tarihten itibaren ilacı bırakmanızda fayda var. Bu, vücudunuzun birkaç normal adet döngüsüne sahip olmasını sağlıyor. Hamilelikten önce normal döngülere sahip olmak, hamile kaldığınızda son adet tarihinin belirlemesine yardımcı olabiliyor. Spiralin ise çıkarıldıktan hemen sonra doğum kontrolü etkisi ortadan kalkıyor.

Aşılarınızı yaptırın 

Doğru aşıları doğru zamanda yaptırmak sağlıklı kalmanıza ve bebeğinizi yaşamının ilk birkaç ayında bazı hastalıklardan korumanıza yardımcı olabiliyor. Kızamıkçık (Rubella) hamilelik sırasında size ve bebeğinize zarar verebiliyor. Dolayısıyla bağışıklığınız yok ise hamile kalmadan önce aşılarınızı yaptırmayı ihmal etmeyin.  

Ağız ve diş sağlığınızdan emin olun 

Hamilelik öncesinde ve hamilelik sırasında düzenli diş kontrollerinizi yaptırmayı ihmal etmeyin. Zira bazı çalışmalar, diş eti hastalığı ile prematüre veya düşük doğum ağırlıklı bebeğe sahip olmak arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Dr. Gülay Beydilli Nacak, diş eti hastalığınız varsa hamilelikten önce tedavi olmanızın sizin ve bebeğinizin sağlık sorunlarını önleyebileceğine işaret ederek, “Diş hekiminize hamile kalmayı planladığınızı veya hamilelik sırasında gittiyseniz, hamile olduğunuzu mutlaka söyleyin” diyor. 

Zihinsel sağlığınızı koruyun

“Ruh sağlığı; hayatla başa çıkarken nasıl düşündüğümüz, nasıl hissettiğimiz, nasıl davrandığımızdır ve fiziksel sağlığımız kadar önemlidir” uyarısında bulunan Dr. Gülay Beydilli Nacak, sözlerine şöyle devam ediyor: “Hamilelik hayatınızın en önemli dönemlerinden birisidir ve süreci en sağlıklı şekilde geçirmek için hayatınız hakkında iyi hissetmeniz ve kendinize değer vermeniz gerekiyor. Herkes bazen endişeli, üzgün veya stresli hissedebiliyor. Ancak bu duygular geçmiyorsa ve günlük yaşamınızı etkiliyorsa uzman yardımı almayı ihmal etmeyin”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Cildinizi kışa hazırlamak için 7 öneri

Yeni yıl ılık denebilecek bir havayla karşılanmış olsa da ocak ayının ortaları itibariyle kış tam anlamıyla kendini göstermeye başlıyor. Hava değişimi ve sert soğuklar halihazırda pek çok hastalığı beraberinde getirirken, beklenen daha soğuk ve rüzgârlı günlerin cildimiz için de büyük bir problem haline dönüşebileceğine dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi Dermatoloji Uzmanı Dr. Hazal Sönmezler Selek, “Soğuk ve rüzgârlı havanın etkisiyle cilt çok daha hızlı bir şekilde kuruyor, cilt bariyeri zayıfladığı için dış etmenlere karşı daha duyarlı hale geliyor ve çeşitli hasarlar alma olasılığı artıyor” açıklamasında bulundu.

Kış döneminde cilt kuruluğu sebebiyle egzama, atopik dermatit ve seboreik dermatit gibi dermatolojik hastalıklarda alevlenmelerin arttığını vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Dermatoloji Uzmanı Dr. Hazal Sönmezler Selek, cilt bariyerini güçlendirmek ve cildin daha az hasara maruz kalmasını sağlamak için 8 öneride bulundu:

  1. Uzun ve sıcak duşlar almaktan kaçının.
  2. Özellikle kuru bir cildiniz var ise duş alırken cildinizi kurutmayacak ve parfüm, sls, paraben içermeyen duş jellerini tercih edin.
  3. Her duştan sonra cildiniz hafif nemli iken, suyu cilde hapsetmek için nemlendirici kullanmayı unutmayın.
  4. Yüzünüz için kullandığınız cilt bakım ürünlerini mevsimlere göre değiştirmeniz gerekebileceğini unutmayın. Örneğin kullandığınız yıkama ürünü cildinizi bu dönemde fazla kurutuyorsa daha az kurutucu bir yıkama ürününe geçin, yüzünüze uyguladığınız nemlendiriciyi cildinizde kuruluk oluşuyorsa yoğunlaştırın veya uygulama sıklığınızı arttırın.
  5. Kışın etkisi ile ellerde de kuruluk ve egzama görülebileceğinden ellerinizi çok sıcak suyla yıkamaktan kaçının, mümkün olduğunca az kolonya ve dezenfektan kullanmaya çalışın. Her el yıkama sonrasında gliserin veya seramid gibi içerikler barındıran parfümsüz nemlendiriciler tercih etmek cilt bariyerine katkı sağlayacaktır. Haftada 2 gece ellerinize vazelin uygulayıp pamuklu egzama eldiveni giydikten sonra sabaha kadar bekleyin, bu sayede elleriniz kış şartlarına daha dayanıklı olacaktır.
  6. Dudaklarınızı parfüm ve renklendirici içermeyen nemlendirici dudak balmları ile nemlendirin. Bu ürünleri tercih ederken güneş koruma faktörü içerenleri tercih etmeniz aynı zamanda dudaklarınızı güneşten korumanızı da sağlayacaktır. Kuruluk şikâyeti ile dudaklarınızı yalamanız, durumu daha da kötüleştireceğinden bu alışkanlığınızdan var ise vazgeçin.
  7. Kış mevsiminde ev ve iş yeri gibi kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirildiği için bu ortamlardaki sıcak ve kuru havanın etkisiyle ciltte kuruluk artabiliyor. Bu sebeple uzun zaman geçirdiğiniz kapalı mekanlarda hava nemlendiricileri kullanmaya özen gösterin.
  8. Kış döneminde de cilt sağlığınız için güneş koruyucunuzu kullanmanız gerektiğini unutmayın.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ağız hijyenindeki püf noktalar neler? Dişlerin arasında mesafe fazlaysa arayüz fırçası, azsa diş ipi!

Sağlıklı bir ağız için doğru bakım rutini, doğru teknikler ve araçların kullanımını içeriyor. Diş fırçalama, en temel adım olsa da doğru teknikle yapılmadığında istenilen temizliği sağlayamadığını kaydeden Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nihal Bahar, “Doğru olan diş etinden dişe doğru 45 derecelik açıyla fırçalanmasıdır. Dış kısımları fırçaladıktan sonra iç kısımları unutmuyoruz. Fırçalama için ideal süre 2-3 dakikadır.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Üsküdar Diş Hastanesi Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nihal Bahar, ağız ve sağlığında nelere dikkat edilmesi gerektiğini değerlendirdi.

İdeal ağız bakımı nasıl olmalı? 

İdeal ağız bakımının ana unsurlarından birinin diş fırçalama olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Nihal Bahar, “Diş fırçalamayı çoğu zaman bildiğimizi sanıyoruz, doğru teknikle doğru zamanlama ile fırçalanmadığı zaman etkili bir temizleme sağlanmıyor. Bu da diş etinin iltihaplanmasına, diş eti çekilmelerine sebep oluyor.” dedi.

Doğru diş fırçalama nasıl olmalı?

Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nihal Bahar, doğru bir diş fırçalama da mutlaka diş etinden dişe doğru yani pembeden beyaza doğru olması gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

“Sağ sol hareketi yaparsanız o hareket diş eti çekilmesine, diş minesine de zarar verir, bu istemediğimiz bir durumdur. Doğru olan diş etinden dişe doğru 45 derecelik açıyla fırçalanmasıdır. Dış kısımları fırçaladıktan sonra iç kısımları unutmuyoruz. Fırçalama için ideal süre 2-3 dakikadır.”

Arayüz fırçası ve diş ipi nasıl kullanılır?

Diş aralarındaki birikintileri uzaklaştırmak için arayüz fırçaları ve diş ipi olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Nihal Bahar, “Bunları kullanabilirsiniz eğer dişlerin arasında fazla mesafe varsa arayüz fırçası, az mesafe varsa diş ipi kullanılabilir. Diş ipi kullanmak istediğiniz zaman mutlaka öncesinde diş ipini iki orta parmağınıza dolayarak baş parmaklarınızdan destek alarak, diş etlerinize zarar vermeden uygulayabilirsiniz. Dil kazıyıcıları da kullanarak daha detaylı bir ağız temizliği sağlayabilirsiniz.” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Barcelona ve Real Madrid rakipleriyle D-Smart'ta karşılaşıyor

Hafta sonu, İspanya Basketbol Ligi’nin devleri Barcelona ve Real Madrid rakipleriyle canlı yayında Spor Smart ekranlarında mücadele edecek.  

Spor Smart yine birbirinden heyecanlı maçlara ev sahipliği yapmaya devam ediyor. 5 Ocak Cuma saat 21.45’te Portekiz Ligi’nde Sporting-Estoril karşılaşması oynanacak. Hemen ardından 23.45’te Boavista ve Porto takımları canlı yayında karşı karşıya gelecek. 

6 Ocak Cumartesi ve 7 Ocak Pazar tarihlerinde ise İspanya Basketbol Ligi’nin devam eden maçları seyirci ile buluşacak. 7 Ocak Pazar günü saat 19.00’da İspanya Basketbol Ligi’nin önemli takımlarından Barcelona sahasında Obradoiro’yu ağırlayacak. Pazar günü saat 20.30’da İspanya Basketbol Ligi’nin şampiyon adaylarından Real Madrid, deplasmanda Baskonia ile mücadele edecek. Tüm bu maçlar ve daha fazlası D-Smart 77. kanalda yer alan Spor Smart ve D-Smart GO’da izlenebiliyor.  

ÇARŞAMBA

13.00 HAFTANIN KONUĞU (CANLI) SPOR SMART  

CUMA

21.45 PORTEKİZ LİGİ: SPORTING-ESTORIL (CANLI) SPOR SMART  

23.45 PORTEKİZ LİGİ: BOAVISTA-PORTO (CANLI) SPOR SMART   

CUMARTESİ

20.00 İSPANYA BASKETBOL LİGİ: ANDORRA-MURCIA (CANLI) SPOR SMART 2  

21.45 PORTEKİZ LİGİ: AROUCA-BENFICA (CANLI) SPOR SMART  

PAZAR

19.00 İSPANYA BASKETBOL LİGİ: BARCELONA-OBRADOIRO (CANLI) SPOR SMART 2  

20.30 İSPANYA BASKETBOL LİGİ: BASKONIA-REAL MADRID (CANLI) SPOR SMART  

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Visa 2023 Seyahat Trendleri Araştırması'na göre turistlerin %57'si ödemelerini kartla yapmayı tercih ediyor

  • Visa 2023 Global Seyahat Trendleri Araştırması, Türkiye’yi ziyaret eden yabancı turistlerin seyahat başına ortalama 2.900 dolar harcadığını ortaya koyuyor.
  • Araştırmaya göre, Türkiye’yi ziyaret eden turistler ağırlıkla Almanya, İngiltere, ABD ve Orta Doğu ülkelerinden geliyor.
  • Her 10 turistten 4’ü 12 ay içinde ülkemize yeniden gelmeyi planlıyor.
  • Ödemelerini kartla yapan turistlerin %83’ü temassız ödeme yapmayı tercih ediyor.
  İstanbul, 3 Ocak 2024 – Visa 2023 Global Seyahat Trendleri Araştırması[1], Türkiye’yi ziyaret eden yabancı turistlerin tercih ve harcama alışkanlıklarına dair önemli içgörüler sunuyor. Araştırmaya göre, Türkiye en çok Almanya, İngiltere, ABD ve Orta Doğu ülkelerinden seyahat edenler için cazip bir destinasyon olma özelliğini taşıyor. Her 10 yabancı turistten 4’ünün 12 ay içinde ülkemize yeniden gelmeyi planladığını ortaya koyan araştırmaya göre, lezzetli yemekler (%54), bütçe dostu olma özelliği (%42) ve cazip alışveriş imkanları (%41) ülkemizi çekici kılan ana nedenler arasında yer alıyor. Türkiye’yi özellikle çocuklu ailelerin tercih ettiği de görülüyor.

Ödemelerde kart ve temassız işlemler tercih ediliyor

Araştırmaya göre turistlerin %57’si ödemelerini kartla yapmayı tercih ediyor. Turistlerin kart kullanımını tercih etmedeki başlıca sebepleri; kart kabulünün yaygınlığı, kartların ATM’lerde geçerliliği ve kişisel tercihe bağlı olarak kart kullanmaları şeklinde sıralanıyor. Kart kullananların %83’ü ödemelerini temassız yapmayı tercih ediyor. 

Seyahat başına ortalama harcama tutarı 2.900 dolar

Visa 2023 Global Seyahat Trendleri Araştırması’na göre ülkemizi ziyaret eden yabancı turistler seyahat başına ortalama 2.900 dolar harcıyor. Seyahat başına en yüksek harcamayı 4.015 dolar ile 12 yaşından büyük çocuklarla seyahat eden aileler gerçekleştiriyor. 

Türkiye’nin turizm gelirlerini 40 yıldır destekliyoruz 

Visa Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin, “Visa 2023 Global Seyahat Trendleri Araştırması’ndan çıkan sonuçlar, ülkemizdeki turizm sektörü için önemli içgörüler barındırıyor. 2024, Visa’nın Türkiye’deki varlığının 40. yıldönümü. Visa olarak ilk günden bu yana ülkemizi ziyaret eden yabancı turistlerin her zaman rahat ve güvenli ödeme yapabilmeleri yolunda bir köprü olduk. Ülkemize döviz bazlı turizm gelirlerinin akışını sağlayan altyapımız sayesinde bu rolümüzü en iyi şekilde yerine getirmenin gururunu yaşıyoruz” dedi.

Turistler, Türkiye’de ortalama 11 gece konaklıyor

Araştırma yabancı turistlerin Türkiye’de ortalama 11 gece konakladığını da ortaya koyuyor. Güvenlik, temizlik ve konum, ülkemizi ziyaret eden turistler için konaklamada temel  kriterleri oluşturuyor. Türkiye’yi ziyaret eden turistlerin %80’i konaklamak için otelleri tercih ediyor. Bu alanda BAE (%91), Almanya (%89) ve İngiltere (%84) öne çıkıyor.

Kişisel rezervasyon ve deneyimler tercih ediliyor 

Visa 2023 Global Seyahat Trendleri Araştırması’na göre Türkiye’ye gelen ziyaretçiler en çok tatil amaçlı seyahat ediyor ve kişiselleştirilmiş deneyimleri tercih ediyor. Turistlerin %29’u “her şey dahil” konaklama, %21’i “kısmi paket” seçerken, %50’si kendi rezervasyonunu kendi yapmayı tercih ediyor. Arkadaş veya aile önerileri, seyahat edenler için önemli bir referans kaynağı olarak öne çıkıyor. Aynı zamanda seyahat inceleme siteleri, arama motoru sonuçları ve sosyal medya paylaşımları da etkili oluyor. Turistler genellikle konaklama ve ulaşım için bir ay öncesinden rezervasyon yapmayı tercih ederken, restoran rezervasyonları ülkeye ulaştıktan sonra gerçekleştiriliyor. 

Sürdürülebilir seyahatin geleceği açık

Visa 2023 Global Seyahat Trendleri Araştırması, Türkiye’ye gelen turistlerin %87’sinin, diğer alternatiflere göre benzer fiyat seviyesinde ya da daha ucuz olması durumunda çevre dostu seyahati tercih edeceğini ortaya koyuyor. Sürdürülebilirlik kriterlerine uygun konaklama tesisleri (%24), ulaşımda enerjinin verimli kullanımı (%20), tek kullanımlık plastikten kaçınma (%20) ise sürdürülebilir seyahat alanında turistlerin dikkate aldığı temel unsurlar olarak öne çıkıyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı