Aylık arşivler: Şubat 2024

İşitme Sağlığının Önemi Konusunda Toplumsal Bilincin Yaygınlaşması Hedefleniyor

3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü kapsamında, Toplumsal İşitme Sağlığı Farkındalık Hareketi olan “Hayat Duyunca Güzel” ile İşitme Sağlığının Önemi Konusunda Toplumsal Bilincin Yaygınlaşması Hedefleniyor.

Türk Kulak Burun Boğaz Baş Boyun Cerrahisi Derneği (Türk KBB-BBC) ve Türkiye Odyologlar ve Konuşma Bozuklukları Uzmanları Derneği (TOKSUD), 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü kapsamında işitme sağlığının önemi konusunda farkındalığı artırmaya yönelik harekete geçti. 

3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü’nü destekleyen etkinliklerin bir parçası olarak, Türk Kulak Burun Boğaz Baş Boyun Cerrahisi Derneği (Türk KBB-BBC) ve Türkiye Odyologlar ve Konuşma Bozuklukları Uzmanları Derneği (TOKSUD) tarafından ve Demant’in koşulsuz destekleri ile hayata geçirilen işitme sağlığı konusunda toplumsal farkındalığı artırmaya yönelik önemli çalışmalara start verildi. “Hayat Duyunca Güzel” farkındalık hareketi ile toplumsal işitme sağlığı bilincinin yaygınlaştırılmasını hedefleyen Türk KBB-BBC ve TOKSUD Dernekleri, işitme kaybıyla ilgili bakış açısını değiştirmenin önemini vurguluyor

Dünya Sağlık Örgütü’nün bu yılki 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü teması “bakış açını değiştir” yaklaşımı kapsamında, işitme kaybının bireysel ve toplumsal maliyetlerinin önüne geçilmesi hedefleniyor. Türkiye’de ise Boğaz Baş Boyun Cerrahisi Derneği (Türk KBB-BBC) ve Türkiye Odyologlar ve Konuşma Bozuklukları Uzmanları Derneği (TOKSUD) tarafından ve Demant’in koşulsuz destekleri ile hayata geçirilen “Hayat Duyunca Güzel” projesi kapsamında 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü’nde genel kamuoyunda, işitme kaybıyla ilgili bakış açısını değiştirmenin önemine vurgu yapan iletişim çalışmaları hayata geçiriliyor. “Hayat Duyunca Güzel” farkındalık hareketi ile toplumun işitme sağlığı konusundaki bilincinin artırılması ve bilgi paylaşımı yoluyla işitme sağlığının önemi vurgulanarak işitme kaybı konusundaki yanlış algıların ve işitme kaybının ihmalinin yol açabileceği olumsuzlukların önüne geçilmesi amaçlanıyor. 

İşitme sağlığının önemi konusunda bilincin yaygınlaşmasını hedefliyoruz 

Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği (Türk KBB-BBC) Genel Sekreteri Prof. Dr. Özgür Yiğit, 3 Mart Dünya Kulak İşitme Günü kapsamında yaptığı açıklamada, Hayat Duyunca Güzel toplumsal farkındalık ve sosyal sorumluluk hareketi ile işitme sağlığına dikkat çekmeyi ve işitme sağlığının önemi konusunda bilincin artmasını amaçladıklarını belirtti. 

Prof. Dr. Özgür Yiğit şöyle devam etti: “Bugün pek çok işitme kaybı yaşadığını veya risk altında olduğunu biliyoruz. Bu sayı gün geçtikçe artıyor. Dünya Sağlık Örgütü verileri 2050 yılına gelindiğinde yaklaşık 2,5 milyar insanın işitme kaybı yaşayabileceğini öngörüyor. Halk sağlığını destekleyen uygulama ve bilinçlendirme çalışmalarını devreye almak, işitme sağlını korumak ve erken müdahaleyi destekleyerek işitme kaybına bağlı artabilecek fiziksel, sosyal ve bilişsel problemlerin risklerin önüne geçebilecek bir bilinç yaratmak adına bu projeyi önemsiyoruz. Bakış açınızı, sağlığınıza iyi gelmeyen alışkanlıklarınızı ve işitme ile ilgili yanlış bilgilerinizi bırakarak işitme sağlığınızda büyük bir fark yaratabilirsiniz. 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü’nde bu konuya dikkat çekmek ve bireyleri işitme sağlığını önemsemeye, işitme sağlığını koruma ve işitme kaybı durumunda erken teşhis ve müdahalenin önemi konusunda bilinçlenmeye davet ediyoruz.”

İşitme sağlığının korunması ve işitme kaybının ihmal edilmemesi önemlidir

Türkiye Odyologlar ve Konuşma Bozuklukları Uzmanları Derneği (TOKSUD) Başkanı Prof. Dr. Meral Didem Türkyılmaz yaptığı açıklamada, işitme sağlığının korunması ve işitme kaybının ihmal edilmemesi için farkındalık oluşturmak amacıyla hayata geçirdikleri “Hayat Duyunca Güzel” projesi ile toplumsal boyutta bir bilinç yaratmayı amaçladıklarını belirtti. 

Prof. Dr. Meral Didem Türkyılmaz şunları söyledi: “Tedavi edilmeyen işitme kaybının her yaşta iletişim, öğrenme, istihdam ve genel sağlık üzerinde önemli bir etkisi vardır. Özellikle çocuklarda, tedavi edilmeyen işitme kaybı, iletişim becerilerini öğrenme yeteneğini etkileyebilir ve daha sonra akademik ilerlemeyi ve yetişkinliğe yönelik kariyer planlamasını etkileyebilir. İşitme kaybının zihinsel ve duygusal sağlık üzerinde de büyük etkisi vardır. Araştırmalar, farklı derecelerde tedavi edilemeyen işitme kaybına sahip kişilerin daha yüksek oranda sosyal izolasyon, yalnızlık, depresyon ve anksiyete yaşadığını gösteriyor. Yine araştırmalar özellikle yaşlı yetişkinlerde tedavi edilmeyen işitme kaybı yaşayan kişilerde sosyal geri çekilme ve bilişsel gerilemenin olduğunu gösteriyor. Bu sebeple toplumda işitme sağlığının önemi konusunda farkındalık yaratmak açısından bu projeyi çok değerli buluyorum. 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü gibi özel gün işitme sağlığımız hakkında düşünmek için güzel bir fırsat.” 

Türk Kulak Burun Boğaz Baş Boyun Cerrahisi Derneği (Türk KBB-BBC) ve Türkiye Odyologlar ve Konuşma Bozuklukları Uzmanları Derneği (TOKSUD) tarafından ve Demant’in koşulsuz destekleri ile gerçekleştirilen sosyal sorumluluk kampanyasının ilk iletişim çalışması bir video içerik ile paylaşıldı. 

Tüm yıl boyunca devam edecek farkındalık çalışmaları kapsamında, Türk Kulak Burun Boğaz Baş Boyun Cerrahisi Derneği (Türk KBB-BBC) ve Türkiye Odyologlar ve Konuşma Bozuklukları Uzmanları Derneği (TOKSUD) tarafından “Hayat Duyunca Güzel” kampanyası çatısında, kamuoyu işitme sağlığının önemi ve tedavi edilmeyen işitme kaybıyla ilişkili olası sağlık sonuçları konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapılacak. Proje kapsamında kamuoyunun ön bilgilendirilmesine yönelik içerik ve çalışmalar hayatduyuncaguzel adresi üzerinden gerçekleştirilecek. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Spor Yaralanmalarına Neden Olan 7 Önemli Hata!

Günümüzde yoğun iş temposuna rağmen spora zaman ayıran kişilerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Zira, sportif faaliyetler bedensel ve psikolojik sağlığımıza çok önemli katkı sağlıyor. Öyle ki düzenli yapılan spor sağlıklı bir vücut yapısı, güçlü kaslar ve düzgün bir postüre sahip olmamızın yanı sıra günlük yaşamın stresiyle daha kolay baş etmemizde ve daha üretken çalışmamızda önemli bir rol üstleniyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Alper Kaya, sporun pek çok faydası olsa da hatalı yapıldığı takdirde spor yaralanmalarına neden olabileceğine dikkat çekerek, “Özellikle soğuk hava kaslarımızın elastikiyetini ve reaksiyon süresini azaltması nedeniyle yaralanma riskini artırır. Kasların ve tendonların kopması, kemikleri birbirine bağlayan doku bantlarının gerilmesi, omuz, diz ve ayak bileğinde yaralanmalar ile kırıklar en yaygın görülen spor yaralanmaları arasında yer alır. Ayrıca herkesin vücut ve kas iskelet sistemi yapısı aynı değildir. Dolayısıyla beden ve sağlık durumunuzla ilgili uzmandan detaylı bilgi sahibi olduktan sonra size uygun olabilecek sporlara yönelmeniz gerekir” diyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Alper Kaya, spor yaparken kaçınmanız gereken hataları anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu. 

 

Hata: Spora ısınmadan başlamak 

Doğrusu: Spora başlamadan önce, ısınma egzersizlerini yaparak kaslarınızı hazır hale getirmeyi alışkanlık edinmeniz çok önemli. Bu egzersizler vücuttaki kan akışı ile dokulardaki oksijen miktarını artırarak kaslara esneklik kazandırıyor. Bunun aksine soğuk kaslarla yapılan ani hareketler ise kas yaralanmaları, esneklik kazanılmadan yapıldığında menisküs yırtığı gibi sorunlara zemin hazırlıyor. Yine aynı problemleri önlemek için spor sonrasında germe egzersizleriyle vücudunuzu yavaş yavaş soğutmayı da ihmal etmemeniz gerekiyor. 

 

Hata:  Sporun hemen öncesinde aşırı yemek 

Doğrusu: Spor yaparken kullanacağınız enerjiye uygun beslenmeye özen gösterin. Spor saatine çok yakın zamanda aşırı tüketilen yemeğin ardından kan dolaşımı kaslardan uzaklaşıp daha çok sindirim sistemine yöneliyor. Bu durum da hem rahatsızlık hissi, hem de erken yorulmalara neden oluyor. Özellikle basit şekerin tüketilmesi ise insülinin hızla yükselmesine yol açıyor ve egzersiz sırasında kan şekeri bu kez hızlıca düşerek baş dönmesi ile bayılma hissine sebep olabiliyor.  

 

Hata: Vücudu susuz bırakmak 

Doğrusu: Egzersiz öncesinde, sırasında ve sonrasında su içmeyi ihmal etmeyin. Prof. Dr. Alper Kaya, sportif faaliyetlerde, aktivitenin şiddeti ve süresine bağlı olarak, vücutta çeşitli düzeylerde sıvı kaybı yaşandığına işaret ederek, “Aşırı susamışlık hissi, yorgunluk, baş ağrısı ile bedensel olarak ağırlaşma hissi veya idrar renginde koyulaşma su kaybının işaretleridir.  Bu durumda spora devam etmemeli ve mutlaka hızlıca sıvı alarak vücuttaki kayıp yerine konmalıdır. Aksi halde kas krampları gibi önemli sorunlar gelişebilir” diyor. 

 

Hata: Aşırı yorgun ve bitkin günlerde spor yapmak

Doğrusu: Aşırı yorgun ve bitkin haldeyken dikkat ile denge duyusu azaldığı için bu dönemlerde spor yapmak yaralanma riskinin artmasına sebep oluyor. Dolayısıyla kendinizi aşırı yorgun ve bitkin hissettiğinizde basit fiziksel aktiviteler dışında spor yapmayı ertelemeniz gerekiyor. 

 

Hata: Kısa sürede sonuç almaya çalışmak

Doğrusu: Özellikle spora yeni başlayan kişilerin yaptıkları en önemli hatalardan biri, spordan kısa sürede yüksek bir verim alma hayali oluyor.  Ortopedi  ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Alper Kaya,  kısa sürede sonuca ulaşma düşüncesiyle çok kısa aralıklarla ve aşırı antrenman yapmaktan mutlaka kaçınmanız gerektiği uyarısında bulunarak,  “Vücut yapısına uygun olmayan ya da aşırı yüksek tempo ve sıklıkta yapılan sporlar yine aşırı kullanım yaralanmaları olan kas ve eklem hasarlarının yanı sıra kalp ve dolaşım sisteminde önemli sorunlara yol açabilir. Dolayısıyla sporu mutlaka uzmanın önerisi doğrultusunda bir program halinde uygulamalısınız” diyor.  

 

Hata:  Geç saatlerde spor yapmak

Doğrusu: Geç saatlerde ve şiddetli yapılan spor uyku düzenini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Özellikle sabahları güneşin doğuşuyla başlayan hormonal ritmin bozulmasına ve kortizolün artmasına sebep olarak vücudun iç dengesinin bozabiliyor. Prof. Dr. Alper Kaya, bu nedenle antrenman günleri arasındaki sürenin iyi düzenlenmesinin ve dinlenmek için vücuda yeterli süre verilmesinin önemini vurgulayarak, şöyle devam ediyor: “Vücudun haftada en az bir-iki gün dinlenmesi çok önemlidir. Dinlendirmeden yapılan yüksek aktiviteli sporlarda ‘aşırı kullanım yaralanmaları’ dediğimiz sorunlar ortaya çıkabilir, örneğin bazı kemiklerin belli bölgelerinde oluşan kemik ödemleri, hatta ‘stres kırığı’ adını verdiğimiz ince kırıklar gelişebilir. Stres kırıkları, sporun yanı sıra günlük aktiviteleri kısıtlayan, uzun süre dinlenmeyi, hatta koltuk değneği kullanmayı gerektiren sorunlardır. Nadiren de olsa bazı hastalarda ameliyat da gerekebilir. Aşırı kullanımla birlikte ayrıca özellikle eklemlerdeki yüklenme sonucu kıkırdak ve yumuşak doku sorunları da görülebilir. Bu yüzden bedeninizin özelliklerine, metabolik durumunuza, kas ile eklem yapınıza ve yorgunluğunuza göre bir tempo seçmelisiniz”

 

Hata: Spora uygun olmayan kıyafet ve ekipman kullanmak

Doğrusu: Soğuk havalarda dışarıda spor yapacaksanız çok kalın ve yünlü kıyafetleri tercih etmeyin. Bunun yerine terletmeyen ama vücut ısısını koruyan kıyafetler giyin. Ayrıca ayakkabınızın yapacağınız sporun zeminine uygun özelliklere sahip olması gerektiğini belirten Prof. Dr. Alper Kaya, “Sporda kullanılacak olan ekipmanlar konusunda mutlaka bilgi edinilmeli ve bilinçli seçimler yapılmalıdır. Örneğin, tenis oynarken gelişebilecek olan omuz ve dirsekteki sorunları önlemek için raketin büyüklüğü, ağırlığı veya zeminin uygunluğu açısından mutlaka profesyonel yardım alınmalıdır. Ayrıca basketbol ayakkabısıyla da tenis oynanmamalıdır. Bu hata ayak bileğinde bağ ve tendon zedelenmelerine yol açabilir” diye konuşuyor. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Besinlerin olumlu etkisini arttıracak 25 öneri

Tüketilen her bir besinin sağlığa büyük katkısı var. Ancak besinlerden en yüksek faydayı almanın yolunun onları doğru yöntemlerle tüketmekten geçtiğini paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek, “Besinlerin faydalarını bilmek kadar, onların en doğru şekilde nasıl tüketilmesi gerektiğini bilmek de önemli” dedi. Tuba Örnek, besinlerin olumlu etkilerini arttıracak 25 bilimsel öneri paylaştı:

Çiğneyin ya da dövün!

Sarımsağı çiğneyerek ya da havanda dövülmüş olarak tüketin. 

5 dakika yeterli!

Brokoliyi uzun süre pişirmeyin, 5 dakika yeterli!

Demir onsuz yapamaz 

Demir emilimi için yanında C vitamini zengin besin tüketin. Örneğin etin yanında bol limonlu yeşil ve kırmızı biberden zengin bir salata tüketin.

Bu ikiliyi ayırmayın

Zerdeçalı karabiber ile birlikte sıcak yemeklerde kullanın.

Çayınızı güçlendirin! 

Demlediğiniz yeşil çaya 1 tatlı kaşığı doğal bal ekleyin, antioksidan değeri artsın. 

Ezin ya da öğütün

Karanfili havanda ezerek veya öğüterek çaylarınıza ekleyin. 

K2 desteği var mı? 

D vitamini takviyelerinizin K2 destekli olmasına dikkat edin.

Pişirmeyin, çiğ tüketin

Ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumları çiğ olarak tüketin.

Saklayın ama öğütmeden!

Keten tohumunu öğütmeden saklayın. Tüketeceğiniz zaman 1-2 tatlı kaşığı öğütüp bekletmeden kullanın.

Meyveleri kabuklarıyla yiyin

Elma, armut gibi meyveleri karbonatlı suda bekleterek tarım ilaçlarından arındırdıktan sonra vitaminlerinden daha fazla faydalanmak için kabuklarını soymadan tüketin.

Kızartmayın, fırınlayın! 

Balık kızartıldığında omega 3 azalır. Fırın veya ızgara şeklinde pişirin. 

Filizlendirip pişirin

Kurubaklagilleri bir gece önceden ıslatın, hatta filizlendirdikten sonra pişirin.

Pişmiş olarak tüketin

Domatesi pişirdiğinizde likopenden daha fazla faydalanırsınız.

Probiyotik kazanın 

Süt yerine yoğurt veya kefir tüketin. Sindirimi daha kolaydır ve probiyotik kazanmış olursunuz.

Rafineden uzak durun

Rafine değil, kabuklu, lifli olan tam tahılları tercih edin.

Sızmadan vazgeçmeyin

Zeytinyağını sızma olarak kullanın, ışıksız ortamda saklayın. Sebze yemeklerinizde ve salatalarınızda zeytinyağı kullanırsanız vitamin mineral emilimi artar. 

Tuzunuzu karanlıkta saklayın

Tuzunuzu iyot kaybı olmaması için ışıksız ortamda saklayın. 

Olgunları seçmeyin!

Muz, elma ve kiviyi olgunlaşmamış olarak tercih edin. 

Bitki çaylarını kısa süre demleyin 

Yaprak ve çiçeklerinden yararlandığımız bitki çaylarını uzun süre kaynatmayın, 5 dakika demleyin.

Bıçak kullanmayın 

Yeşil sebzeleri bıçakla keserek değil elinizle bölerek hazırlayın. Sebze ve meyveleri kesip doğradıktan sonra bekletmeden tüketin. 

O kadar da bekletmeyin!

Pişmiş yemeğinizi 2 saatten fazla oda sıcaklığında bekletmeyin, buzdolabında ise 2 günden fazla kalmamalı. 

Stresinizi yönetin

Stres sindirimi olumsuz etkiler, besin öğeleri işe yaramaz hale gelir. 

Tütün kullanmayın 

Sigara besin emilimini azaltır. 

Acele yok! Bir saat bekleyin

Çay ve kahvenizi yemekten 1 saat sonra tüketin. 

Hemen pişirin

Dondurulmuş sebzelerinizi, çözülmesini beklemeden pişirin.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ramazan'a doğal detoksla girin, zorlanmayın

Ramazan’a çok az bir süre kala, hazırlıklar sürüyor. Ramazan için hazırlık denince mutfak hazırlığı akla geliyor. Peki, vücudumuzu nasıl hazırlıyoruz? Uzmanlar, bu yılın altın günleri olarak bilinen 26-27 ve 29 Şubat’ta hacamat yaptırarak Ramazan’a daha hazırlıklı başlanabileceğini açıkladı.

Yıl boyu sürekli vücudumuzu yemeklerle yoruyoruz. Ramazan’da ise, gündüzü yemek yemeden geçiriyoruz. Ramazan ayı yaklaşırken, bazı kişiler için bu dönem zorlayıcı olabilir. Ramazan öncesinde doğal detoks yaparak, bu döneme daha sağlıklı ve hazır bir şekilde girmek isteyenler için çok önemli bir fırsat var. 26-27 ve 29 Şubat’ta yılın en önemli hacamat günlerinden biri olarak biliniyor. Bu yöntem sayesinde, “Ramazan beni sarsıyor”, “Ramazan’ın ilk günlerinde zorlanıyorum”, “Ramazan’da sinirli oluyorum”, “Ramazan’a tam odaklanamıyorum.” diyenler için ideal bir çözüm olabilir.

Doğal detoks olan hacamatın bugünlerde yapılmasının önemini değerlendiren Dr. Mehmet Portakal, vücudu arındırmanın ve sağlıklı bir yaşam tarzına geçiş yapmanın Ramazan ayında yaşanan zorlukları hafifletebileceğini belirtiyor. Hacamat gibi doğal yöntemlerle vücudu temizleyerek, dolaşımı düzenleyerek ve metabolizmayı hızlandırarak Ramazan’a hazırlık yapmanın önemine dikkat çekiyor.

UZMANLARIN TAVSİYESİ: RUHSAL FİZİKSEL ZİHİNSEL DENGE İÇİN HACAMAT

Ramazan öncesinde kendini sarsılmış, zorlanmış, sinirli veya odaklanamamış hissedenler için doğal detoksun önemi büyük. Sağlık Bakanlığı’nın geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarından biri olan hacamat güvenilir ellerde şifa kaynağı oluyor. Vücuttaki toksinleri temizleyerek, ruhsal ve fiziksel dengeyi sağlayarak Ramazan ayına daha hazır ve sağlıklı girmenin yolunu açıyor.

Ramazan’ın yaklaştığı bu dönemde, kendinizi daha iyi hissetmek ve bu özel ayın getirdiği manevi değerlerden tam anlamıyla faydalanmak için hacamat çok önemli bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Ayın hareketlerine göre, toksik maddelerin cilt yüzeyine en yakın olduğu zamanlarda yaptırmak daha etkili olduğu biliniyor. Bütünsel sağlığın önemi konusunda çalışmaların özellikle pandemiyle arttığını belirten Dr. Mehmet Portakal, “Koruyucu hekimliğin ne kadar önemli olduğu ve bizim geçmişten gelen ve unutulmaya yüz tutmuş kadim bağlarımızı daha iyi anlamaya başladık. Pandemiyle birlikte temizliğin aslında bizim kendi öğretimiz olduğu, sorunlarla başa çıkmanın geleneksel şifa hazinelerini hayatımızın parçası yapmayı ve modern yaşamın ortaya çıkardığı sorunlarının önemli bir bölümünün aslında kendimize dönerek azaltabileceğimizi gördük. Hacamat da kadim öğretilerimizden biri. Hayatımızı ruhsal, fiziksel ve zihinsel açıdan dengeleyecek önemli bir araç. Ramazan ayıyla birlikte her yıl 11 ayda şaşıran dengemizi yeniden sağlıyoruz. Ancak, dengeyi kurduk derken ayın sonu geliyor. Bu yıl böyle olmaması için vücudumuzu dengeleyecek doğal detoks hacamat ile Ramazan’a daha hazırlıklı girerek farkı görmenizi tavsiye ediyorum.” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

1966 Edremitspor Namağlup Şampiyon! Hedef BAG Ligi!

Play-off mücadelesi öncesi ligin son maçında Altınovaspor ile 1966 Edremitspor karşı karşıya geldi.
 
Sezona iddialı bir şekilde başlayan 1966 Edremitspor namağlup olarak ilerlediği seriyi bozmayarak, ligin son maçının da kazananı oldu. Altınovaspor ile oynanan maçta; ilk yarıda Tayfun Akbey ve Mehmet Gezer’in golleri ile maçı 2-0 tamamladı. Takım bu maçla birlikte şampiyonluğunu ve yenilmezliğini ilan etti.
 
Özellikle ara dönemde de kadrosunu güçlendirmek amacıyla yeni transferler gerçekleştiren 1966 Edremitspor; Balıkesir Süper Amatör Ligi Körfez grubunun en iddialı takımı haline gelmişti. Beklentileri fazlasıyla karşılayan takım, futbolseverler tarafından takdir edildi.  
 
BAL Ligine yükselmek için büyük bir fırsat yakalayan 1966 Edremitspor, 10 Mart’ta başlayacak olan play-off turlarına kalmak için mücadele edecek.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nilüfer FSK'dan İnegöl'de 4 gollü galibiyet

Bölgesel Amatör Lig 3. Grup’ta mücadele eden Nilüfer Belediye Futbol Spor Kulübü deplasmanda İnegöl Doğugücü FK’yı 4-1 yenerek, en yakın rakibi ile arasındaki puan farkını 10’na yükseltti.

Grubunda haftalardır liderlik koltuğunda oturan Nilüfer FSK adım adım şampiyonluğa koşuyor. Nilüfer ekibi 17.  hafta maçında deplasmanda İnegöl Doğugücü FK ile karşı karşıya geldi. Maçın henüz 9.  dakikasında Nilüfer Belediye FSK, Cüneyt Balçık’ın golü ile 1-0 öne geçti. Ev sahibi Doğugücü 32. Dakikada Hamdi Can Altay ile gol bularak durumu 1-1 yaptı ve ilk yarı bu sonuçla bitti.

İkinci yarıda orta alan üstünlüğünü ele geçiren Nilüferli futbolcular baskılı bir oyun ortaya koydu. Bu baskılı futbol sonucu mavi yeşil beyazlılar 79. Dakikada Sinan Yıldırım, 82. dakikada Ali Şentürk ve 90 artı beşte Mustafa Aköz’ün ayağından bulduğu gollerle maçtan 4-1 galip ayrıldı. Nilüfer Belediye FSK bu galibiyetle puanını 46’ya yükseltirken en yakın rakibi Yalova Yeşilova’nın da puan kaybetmesiyle aradaki puan farkını 10’na yükseltti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ak Portföy 500 milyar eşiğini aşarak liderliğini sürdürüyor!

Ak Portföy, yönettiği 500 milyar TL üzerinde varlık büyüklüğüyle Türkiye’nin en büyük portföy yönetimi şirketi ünvanını koruyor. 

Ak Portföy, Sermaye Piyasası Kurulu verilerine göre Şubat 2024 tarihi itibarıyla yönettiği 500 milyar TL varlık büyüklüğü ile Türkiye’nin en büyük özel portföy yönetim şirketi. 

Dünyanın en büyük 500 portföy yönetim şirketi arasında da yer alan Ak Portföy, Türkiye’nin gururu olmayı sürdürüyor. 

Gücümüzü yatırımcılarımızdan alıyoruz.

Ak Portföy’ün sektörde her alanda lider olduğunun altını çizen Ak Portföy Genel Müdürü Mehmet Ali Ersarı, “Gücümüzü ve enerjimizi, ülkemizin ve sermaye piyasalarımızın geleceğine inanmaktan, dönüşümüne öncülük yapmaktan ve yatırımcılarımızın ihtiyaçlarına uygun çözümler geliştirme heyecanımızdan alıyoruz. Geleceğin inşasında sermaye piyasalarının rolü büyük önem taşıyor. Ülkemizde finansal kurumlar içinde portföy yönetim şirketleri, varlık büyüklükleriyle uzun vadeli yatırım havuzunu yöneten kurumlar olarak öne çıkıyor. Biz de bu doğrultuda, yatırımcılarımızın değişen ihtiyaçlarını ve beklentilerini anlayan ve yenilikçi ürünlerle bu ihtiyaçları karşılayan bir kurum olarak dünya standartlarında yeni nesil ürün ve hizmetler geliştiriyoruz. 

Türkiye’de yatırım kültürünü dönüştürmek, sektörümüze pek çok ilki kazandırmak, büyük başarılar elde etmek ve tasarruf sahiplerinin bize olan güvenlerini hissetmek, bizim için çok önemli bir motivasyon kaynağı.

Zaman içinde ülkemizde tasarruf sahiplerinin birçok yeni varlık sınıfına kolayca yatırım yapabilmesini mümkün kılan rakipsiz bir ürün gamı ve yatırım fonu çeşitliliği yarattık; sonuç olarak yönettiğimiz 500 milyar TL büyüklük ile Sermaye Piyasası Kurulu verilerine göre Türkiye’nin en büyük özel portföy yönetim şirketiyiz. 

Bu yıl ayrıca, World Finance tarafından düzenlenen ‘Investment Management Awards 2023 – Yatırım Yönetimi Ödülleri’ kategorisinde art arda beşinci kez “Türkiye’nin En İyi Yatırım Yönetimi Şirketi” unvanını almanın da gururunu yaşıyoruz. Bu gelişmeler gurur kaynağımız olduğu gibi bizleri her zaman çok daha iyisini gerçekleştirmeye teşvik ediyor” diye konuştu. 

Temel stratejimiz yatırımcıların ihtiyaç ve beklentilerini dinleyerek anlamak ve yenilikçi ürünlerle bu ihtiyaçları karşılamak üzerine kurulu. 

Ak Portföy’ün kurulduğu günden bu yana ana misyonunun tasarruf sahiplerinin birikim ve yatırımlarına değer katarak, sermaye piyasalarının gelişimini ve derinleşmesini desteklemek olduğunun altını çizen Ersarı konuşmasını şöyle sürdürdü:  

“Biz temel stratejimizi, yatırımcıların değişen ihtiyaç ve beklentilerini anlayan ve yaratıcı ürünlerle bu ihtiyaçları karşılayan yenilikçi ve çevik bir şirket olmak olarak belirledik. Bu kapsamda, yerli ve ileri teknolojilerden, yenilenebilir enerjiye, sağlıktan turizme kadar ‘Yatırımın Geleceği’ çatısı altında farklı temalarda ürünler geliştirerek yatırımcılarımıza sunduk. Bu temaların yanı sıra ülkemizin ihracatçı şirketlerinden yerli teknoloji temalarına, yüksek kar payı ödeyen şirketlerinden bankacılık sektörüne kadar, Türkiye’nin büyüme ve değer odaklı en geniş hisse senedi yatırım evrenine sahibiz. 

Türkiye’de ilk kez Ak Portföy tarafından kurulmuş olan GSYF’lerimiz ve benzeri birçok ürünümüz ile de ülkemizin potansiyeli yüksek seçilmiş teknoloji şirketlerine yatırım yapma imkanı sunuyoruz. Sektörde her zaman ilkleri gerçekleştiren öncü bir kurum olarak, yatırımcılarımıza daha fazla katma değer yaratabilecek yeni ürün ve hizmetler geliştirmeye aynı heyecan ve sorumluluk duygusuyla devam edeceğiz. Bu tarihi başarıda en büyük paya sahip tüm çalışma arkadaşlarıma ve iş ortaklarımıza teşekkür ediyorum.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sabancı Vakfı Hibe Programı'na Bu Yıl 250'den Fazla Başvuru Yapıldı

Sabancı Vakfı’nın 17 yıldır sürdürdüğü Hibe Programı’nın 2024 yılı başvuru süreci sona erdi.  Programa Türkiye’nin dört bir yanından 250’den fazla sivil toplum kuruluşu başvuruda bulundu.

Sabancı Vakfı’nın, sivil toplumun güçlenmesi ve toplumsal gelişmeye katkıda bulunma hedefiyle 2007 yılından bu yana uyguladığı Hibe Programı, sivil toplum kuruluşlarından bu yıl da yoğun ilgi gördü. Nitelikli eğitime eşit erişim, kız çocuklarının eğitime devamı, erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadele, haklara dair farkındalık ve güçlenme, bağımsız yaşam ve erişilebilirlik, iklim değişikliği ile mücadele gibi temalardaki projelerin destekleneceği Hibe Programı’na 250’den fazla başvuru yapıldı.

17 yılda 238 projeyi, 80 milyon TL’yi aşkın hibe ile destekleyen Sabancı Vakfı’nın 2024 yılı Hibe Programı’na 51 ilden başvuru gerçekleştirildi. 

Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarına kesintisiz desteğini uzun yıllardır sürdüren Sabancı Vakfı’nın yürüttüğü Hibe Programı’na bu yıl en yüksek başvuru “haklara dair farkındalık ve güçlenme” ile “nitelikli eğitime eşit erişim” alanlarından geldi. En fazla başvuru yapılan bölge Marmara Bölgesi olurken, onu İç Anadolu Bölgesi ve Ege Bölgesi takip etti.

“Güçlü sivil toplum kuruluşlarının varlığı, toplumsal gelişmenin teminatıdır” 

Sabancı Vakfı Hibe Programı’nın 17 yılda yüz binlerce insana dokunduğunu belirten Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, “Kadın, genç ve engelli bireylerin eşit fırsatlara sahip olmaları amacıyla toplumsal gelişmeye katkıda bulunma hedefiyle, 50 yıldır çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sivil toplum kuruluşlarının güçlenmesi ve toplumsal gelişim için gerçekleştirdikleri projeleri uygulayabilmeleri için 2007 yılından bu yana kesintisiz olarak Sabancı Vakfı Hibe Programı’nı yürütüyoruz. Bugüne kadar destek verdiğimiz 238 proje ile ülkemizin 81 ilinde yüz binlerce kişiye ulaştık. Bu yıl da yine ülkemizin dört bir yanından 250’yi aşkın başvuru aldık. Toplumsal gelişmenin sağlanması yönünde atılan adımların çok kıymetli olduğunu düşünüyor ve bu konudaki sorumluluğumuzun bilinciyle çalışmaya devam ediyoruz. Hibe Programımıza duydukları güven ve ilgilerinden dolayı başvuru yapan kurumlara teşekkür ediyoruz.” dedi.

Projelere 1 Milyon TL’ye kadar destek

Sabancı Vakfı Hibe Programı; kadın, genç ve engelli bireylerin karşı karşıya kaldıkları toplumsal sorunların çözümü için projeler hayata geçiren sivil toplum kuruluşlarına hibe desteğinin yanı sıra bilgi ve tecrübe desteği de sağlıyor. Destek verilecek projeler, sivil toplum alanında deneyimli, konusunun uzmanı kişilerden oluşan bağımsız bir Değerlendirme Kurulu’nun önerisi üzerine Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti’nin yaptığı değerlendirmeyle belirleniyor. Hibe Programı’na seçilen projelere 2024 yılında 600 bin TL ile 1 milyon TL arasında hibe desteği sağlanacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hödlmayr, Avrupa ile Türkiye arasında demiryolu taşımasını sürekli hale getiriyor

Tüm taşıma modlarının kullanımını sürekli olarak birleştiren ve iyileştiren multimodal araç lojistiği uzmanı Hödlmayr, 2024’e demiryolu kapasitelerinin genişletilmesi hedefiyle başladı. Hödlmayr, bu kapsamda Avrupa ile Türkiye arasındaki demiryolu güzergahının artırılması çalışmalarını hızlandırdı. 

 

Konuyla ilgili açıklama yapan Hödlmayr Türkiye Genel Müdürü Hande Gaye Çarıkcı, “Çek Cumhuriyeti’nden İstanbul Boğazı ve Marmaray Tüneli üzerinden Kocaeli’ne planlanan güzergahı halihazırda birkaç kez başarıyla test ettik. Güzergâh, Nisan 2024’ün sonundan itibaren her iki yönde de haftada bir kez çalışacak. İthal araçlar için Avrupa’dan Türkiye’ye, ihraç araçlar için de Türkiye’den Avrupa’ya yıllık yaklaşık 22 bin araçlık bir hacimden bahsediyoruz” diye konuştu.  

 

“Sürdürülebilirlik uzun vadeli kurumsal hedefimiz”

Sürdürülebilirlik ve iklim kriziyle mücadele konularında faaliyetlerini hızlandıran Hödlmayr’ın CFO’su Robert Horvath şunları söyledi, “Şirket olarak hedefimiz, burada kalıcı ve değerli bir katkı sağlamak ve bu konudaki sorumluluğumuzu yerine getirmek. Demiryolu kapasitelerinin sürekli olarak artırılmasını da bu çabamızın temel taşlarından biri olarak görüyoruz. Bu kapasitenin 2021’e kıyasla 2030 yılına kadar iki katına çıkarılmasını hedefliyoruz.”

 

Taşımacılığın karayolundan demiryoluna kaydırılmasının çevreye çok önemli faydalar sağladığını da sözlerine ekleyen Horvath, “Bağımsız bir enstitü tarafından yapılan hesaplamalara göre, kamyon yerine demiryolunun kullanılması, taşınan araç başına CO2 emisyonlarını yüzde 75 oranında azaltıyor. Yılda 1,9 milyon adet araç teslim ediyoruz ve şu anda bunun yaklaşık yüzde 14’ü demiryolu ile gerçekleştiriliyor. Bu potansiyeli sürekli olarak kullanmak ve daha da genişletmek istiyoruz” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dell Technologies, Yenı̇ Yapay Zekâ Deneyı̇mlerı̇yle Modern İş Gücünü Destekliyor

Dell Technologies’in tanıttığı sektörün en geniş yapay zekâ bilgisayarı portföyü, kuruluşların yapay zekâ stratejilerini uygulamalarına ve geleceğe hazırlanmalarına yardımcı oluyor 

Dell Technologies, kuruluşları ve çalışan verimliliğini yapay zekâ çağına taşımak üzere tasarlanmış sektörün en geniş yapay zekâ bilgisayar yelpazesini piyasaya sürüyor. Yeni Latitude dizüstü bilgisayarlar ve Precision mobil iş istasyonları serisiyle Dell, müşterilerine giriş seviyesinden ultra premium PC’lere ve iş istasyonu seçeneklerine kadar sektördeki en geniş AI PC yelpazesini sunuyor. Intel vPro® özellikli Intel Core Ultra işlemcilere sahip Dell ticari bilgisayarlar, yepyeni üretkenlik ve verimlilik seviyeleri sağlıyor. Bu sayede çalışanların elde ettiği avantajların başında şunlar geliyor:

  • Daha etkili iş birliği yapma: Otomatik çerçeveleme, arka plan bulanıklaştırma ve göz izleme gibi yapay zekâlı video konferans özellikleriyle çalışanlar, NPU aktarımı sayesinde Zoom araması yaparken yüzde 38’e kadar daha az güç tüketiyor.
  • Hibrit bir çalışma ortamında güvenle çalışma: Dell, güvenlik işlevlerini NPU aracılığıyla cihaza yüklemek için CrowdStrike ve Intel ile birlikte çalışıyor. Bu sayede daha kapsamlı tehdit tespiti sağlayarak müşterilerin kötü amaçlı siteleri ve güvenlik açıklarını bulut tabanlı çözümlere kıyasla daha az gecikmeyle hızlı bir şekilde tespit etmelerine yardımcı oluyor.
  • Daha hızlı içerik oluşturma: Yapay zekâ işlemlerini CPU, GPU ve NPU arasında dağıtarak kullanıcılar, Stable Diffusion ile beş katı hızda üretken yapay zekâ görüntüleri oluşturabiliyor.
  • İş akışının içinde kalma: Yeni cihazlar, Windows 11’deki Copilot ve tek bir düğmeye dokunarak işleri daha kolay ve daha hızlı halletmeyi sağlayan özel bir Copilot tuşu ile birlikte geliyor.

 

 Hibrit çalışma çağı için yapay zekâlı bilgisayarlar 

Sinirsel işlem birimi (NPU) donanımlı yapay zekâ bilgisayar pazarının 2024’te yaklaşık 50 milyon adetten 2027’de 167 milyonun üzerine çıkması ve dünya çapında dağıtılan tüm bilgisayarların yaklaşık yüzde 60’ını oluşturması bekleniyor. Dell ise dünyanın en akıllı, yönetilebilir ve güvenli ticari bilgisayarlarını üreterek bu alanda öne çıkıyor

Dell Technologies Müşteri Çözümleri Grubu Başkanı Sam Burd Dell’in yeni portföyüyle ilgili olarak, “Kuruluşlar için artık bilgisayarlarını güncelleme zamanı. Yapay zekâ bilgisayarları çalışanlara en iyi teknolojiyi sunarak onları geleceğe hazırlıyor. Yapay zekâ iş yükleri sürekli artarken, yapay zekâ için yerel bilgi işlemin gücü bilgisayarlar için oldukça önemli. Dell’in çevre birimleri, yazılım ve hizmetlerden oluşan kapsamlı ekosistemi ile birlikte kuruluşlar çalışanlarına, kuruluşlarını sektörlerinde lider olarak konumlandırmak için ihtiyaç duydukları araçları ve deneyimleri sağlayabiliyor” diyor. 

Moor Insights & Strategy’nin Kurucusu ve CEO’su Patrick Moorhead ise “Yapay zekâlı bilgisayar sadece bir cihaz değil. Zamanın değerli ve inovasyonun önemli olduğu bir dünyada kuruluşlar, bu cihazları daha akıllı, daha verimli bir geleceğe giden yolu açan önemli yatırımlar olarak görüyor. Dell’in avantajı, en başından itibaren ticari portföyünde çok çeşitli yapay zekâ bilgisayarları sunmasıyla başlıyor. Buna uçtan uca ekosistem yetenekleri de eklendiğinde, Dell’in yapay zekânın ilerlemesi ve kurumlar için başarıyı artırma konusundaki kararlılığını görmek oldukça kolay” değerlendirmesinde bulunuyor.

 

Yapay zekâ destekli otomatik hizmetler 

Dell’in PC’ler için ProSupport Suite aracılığıyla sunduğu yeni kendi kendini iyileştirme özellikleri, kullanıcıların PC çalışma süresini en üst düzeye çıkarmasına ve üretkenliği artırmasına yardımcı oluyor. Dell’in SupportAssist teknolojisine bağlanan kullanıcılar, insan müdahalesi olmadan PC sorunlarını çözmek için telemetri ve yapay zekâdan yararlanabiliyor. IT çalışanları/yöneticileri, filolarında bulunan bilgisayarların mavi ekran hataları, termal sorunlar vb. sorunlarını otomatik olarak düzeltmek için Dell tarafından yazılan komut dosyalarını etkinleştirebiliyor. 

Dell ayrıca GenAI için Dijital Çalışan Deneyimi Hizmetleri sunarak GenAI geliştiricilerine, bilgi işçilerine ve uzman kullanıcılara kendi rollerine göre özelleştirilmiş araçlar ve teknolojiler sağlıyor. Bu hizmetler, kuruluşların GenAI çözümlerini tam olarak benimsemelerine yardımcı olarak bu yenilikçi teknolojiye yaptıkları yatırımların değerini en üst düzeye çıkarıyor.

Kullanıcıların yeni cihazlara ihtiyaç duyması hâlinde Dell’in yönetilen hizmetleri, farklı satıcılı cihazların dağıtımlarını zamanında yapmak için ayrıntılı planlama, tahmin ve tedarik zinciri yönetimi sağlıyor. Bu, kuruluşların filo yenilemelerini programa uygun ve bütçe dâhilinde, cihaz başına öngörülebilir bir maliyetle sürdürebilmelerini sağlıyor.

 

Ürün özellikleri

  • Dell’in en yeni Latitude portföyünde, dünyanın en iş birlikçi ticari çıkarılabilir cihazı Latitude 7350 Detachable bulunuyor. Bu cihaz profesyonellere, masalarında tam takılı olarak veya hareket hâlindeyken tablet veya dizüstü bilgisayar olarak çalışma esnekliği sunuyor. Zorlu aydınlatma koşullarında yüksek kaliteli görüntü sunmak amacıyla kullanıcıya dönük en iyi 8MP HDR kameraya sahip.
  • Dell’in yeni mobil ve sabit Precision iş istasyonları, uzman kullanıcıların, geliştiricilerin vb. kullanıcıların performans ihtiyaçlarını karşılıyor. İş istasyonlarında dünya lideri olan Precision, karmaşık yapay zekâ iş yüklerini bilgisayar üzerinde güvenli ve uygun maliyetli bir şekilde çalıştırabiliyor. NVIDIA RTX™ 500 ve 1000 Ada Nesil Dizüstü Bilgisayar GPU’lara sahip Precision mobil iş istasyonları, her yerden çalışmak için yapay zekâ yetenekleri ve kurumsal güvenilirlik sağlıyor. Precision 3280 Kompakt Form Faktörü (CFF – Compact Form Factor) ise hafif yapay zekâ geliştirme ve yaratıcı uygulamalar için tasarlanmış, yerden tasarruf sağlayan yeni bir form faktörü.
  • Dell’in, kendi sınıfının en akıllısı olan kulaklık portföyü beş adet yeni kulaklıktan oluşuyor. Dell Premier Wireless ANC Headset (WL7024), insan konuşma sinyallerini hem kullanıcıdan hem de kullanıcının karşısındaki taraftan gelen arka plan seslerinden ayıran ve gürültü engelleme düzeyini kullanıcının ortamına göre ayarlayan yapay zekâ tabanlı gürültü önleyici mikrofonlara sahip. Gelişmiş akıllı sensör, kulaklıklardan herhangi biri kaldırıldığında sessize alma/sesi açma, duraklatma/oynatma gibi görevleri akıllıca gerçekleştirirken, sezgisel dokunmatik kontroller ses deneyimini kişiselleştiriyor.

 

Döngüsel ekonomiyi hızlandırmaya devam ediyor

Döngüsel tasarımda öncü olan Dell, bu cihazlarda geri dönüştürülmüş metal ve mineral kullanımını artırdı. Yeni Latitude cihazları, pillerinde geri dönüştürülmüş kobalt kullanılan dünyanın ilk ticari bilgisayarları olarak öne çıkıyor. Concept Luna’dan ilham alan Latitude 7350 Detachable, onarımı kolaylaştıran ve kullanım ömrünü uzatan değiştirilebilir bir ekran paneline sahip, dünyanın bakımı en kolay ticari çıkarılabilir cihazı.

Kuruluşlar, yapay zekâ yeteneklerini optimize etmek için cihazlarını yenilemeyi düşünürken, Dell’in kurtarma ve geri dönüşüm hizmetleri, müşterilerin BT ekipmanlarını uygun şekilde kullanımdan kaldırmalarına yardımcı oluyor. Bu, e-atıkların çöp alanlarından uzaklaştırılmasına yardımcı olarak ürün ve malzemelerin daha uzun süre dolaşımda kalmasını sağlıyor.

Satışa Sunulma Tarihi

  • Latitude 7350 Detachable 2024 2. çeyrekte satışa sunulacak.
  • Precision 3280 CFF (Kompakt Form Faktörü) 12 Mart 2024’te satışa sunulacak.
  • Precision mobil iş istasyonları 12 Mart 2024 tarihinde satışa sunulacak.
  • Dell Premier Wireless ANC Headset (WL7024), 29 Mart’ta Çin’de, 14 Nisan’da ise dünya çapında satışa sunulacak.
  • Kendi kendini onarma özelliğine sahip PC’ler için ProSupport Suite, Nisan sonu itibarıyla tüm dünyada kullanımda olacak.
  • GenAI için Dijital Çalışan Deneyimi Hizmetleri dünya çapında kullanıma sunuldu.
  • Cihaz yenilemeye yönelik Yönetilen Hizmetler, 15 Mart’tan itibaren ABD ve EMEA’da kullanıma sunulacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı