Aylık arşivler: Şubat 2024

HPE ProLiant Sunucularının İnovasyonla Taçlanan 30 Yılı

HPE ProLiant sunucuları 30. yıl dönümünü kutluyor. Adını “Professional” ve “Reliant” kelimelerinin birleşiminden alan ProLiant sunucular, 1993’te Compaq tarafından piyasaya sürüldüklerinden bu yana inovasyonu körükleyen, araştırmaları hızlandıran, en karmaşık toplumsal sorunların ele alınmasına yardımcı olan ve yaratıcılığın önündeki engelleri kaldıran ürünler olarak piyasada yer aldı.

Enerji Verimliliği ve Çevreye Duyulan Saygı

HPE Türkiye, Balkanlar, Kafkaslar & Orta Asya Sunucu ve Dijital Satış Kanalları Bölge Müdürü Burak Özgür, günümüzün hızla gelişen ortamında kuruluşların, performans taleplerini karşılarken çevresel etkilerini en aza indirmek gibi bir ikilemle karşı karşıya kaldıklarını belirterek; “HPE ProLiant Gen11 sunucular, sürdürülebilir uygulamaları tasarımlarına, üretimlerine ve işletimlerine dahil eden güçlü bir çözüm olarak ortaya çıkıyor. Bu sunucular, önceki nesle kıyasla yüzde 99’a kadar daha yüksek performans ve yüzde 43’e kadar daha fazla enerji verimliliği sunarak enerji verimliliği konusunda sayısız rekora imza attı. Bu da onları kurumların karbon ayak izlerini azaltma yolculuğunda benzersiz bir müttefik haline getirdi” dedi. 

Diğer yandan HPE ProLiant sunucuları, şirketlerin kaynaklarını daha verimli bir şekilde yönetmelerine ve net sıfır karbon ayak izine ulaşmalarına yardımcı olmak üzere, kendi karbon ayak izi raporlarını beraberinde getiriyor.

30 Yıllık Performans ve Evrim

Yaklaşık her 20 saniyede bir adet gibi inanılmaz bir hızla satılan, bugün dünya genelinde 40 milyonun üzerinde satış adedine ulaşan HPE ProLiant sunucularının tarihi, sürekli evrim yoluyla sektörün önünü açarak bilgi işlem sınırlarının sürekli genişlemesine yardımcı oldu. Bir diski çalışırken sistemden çıkarıp değiştirmeyi mümkün kılan “hot-plug disk” inovasyonunu gerçekleştiren ilk sunucu olan Compaq ProLiant 1000’den, Ampere işlemci desteğiyle güç verimliliğinde büyük bir sıçramaya karşılık gelen ve işletmelerin uç noktalarında bile kullanıma olanak tanıyan yeni HPE ProLiant Gen11 sunucularına kadar, HPE ProLiant sunucuları ilk günden beri gelişime ve inovasyona öncülük etti.

Eğlenceye Ortak

HPE ProLiant sunucuları, Fransa’da en başından beri ulusal televizyon kanalı ve TF1 izleyicilerinin deneyiminin bir parçası oldu. Yakın zaman öncesine kadar kanal, altyazı görüntüleme gibi önemli işlevler için birinci nesil ProLiant sunucuları kullanıyordu. Sunucu parkı son yıllarda HCI SimpliVity ve Synergy gibi çözümlerle modernize edilse de, bu durum HPE ProLiant sunucularının uzun ömürlü ve yüksek performanslı olduğunun kanıtı niteliğinde. 

Uzayı keşfeden bir astronot olmanın nasıl bir his olduğunu merak edenler, Disneyworld’ün “Mission Space” etkinliğini deneyimleyebilir. Tema parkının en etkileyici deneyimlerinden biri olan bu etkileyici yolculukta HPE ProLiant sunucuları kullanılıyor. Ayrıca, sunucular Renault iş birliğinde Formula 1 yarış pistine girerek dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca oyuncunun World of Warcraft evrenindeki macera arayışlarında Azeroth’da dolaşmasına izin verdiler.

HPE ProLiant sunucular ayrıca sinema ve animasyon dünyasında da boy gösterdi. Örneğin James Cameron gibi yönetmenlerin yaratıcılığını destekleyerek Avatar gibi başyapıtların ortaya çıkmasına vesile oldu. Burada etkileyici olan sadece filmin üç boyutlu efektleri değil, izleyicileri Pandora’nın gizemlerine taşımak için 40 bin çekirdeğe ve 100 terabayt belleğe sahip olan sistemlerin ortaya koyduğu performanstı. 

Shrek, Kung-Fu Panda ve Ejderhanı Nasıl Eğitirsin gibi DreamWorks Animation tarafından ortaya koyulan ve yaratıcılarının ilhamını doruğa çıkaran bu yapımlar da son teknoloji HPE ProLiant sunucuların yardımıyla hayata geçirildi.

Toplum Sağlığına Katkı

HPE ProLiant sunucuları, sağlık sektöründe önemli bir rol oynayarak gerçek zamanlı verilerin çok sayıda sağlık personeline iletilmesini mümkün kıldı ve dünyanın dört bir yanındaki hastalara kaliteli hizmet sunulmasına yardımcı oldu. Buna organ nakilleri ve onkolojik bakım dahil olmak üzere, yılda 20 binden fazla cerrahi işlem gerçekleştiren Kolombiya’daki San Vicente Fundación Hastanesi de dahil.

Bu konuda bir başka etkileyici örnek de Slovenya’daki Slovenj Gradec Hastanesi. Bu hastane HPE ProLiant sunucularını kullanarak paylaşımlı bir tıbbi kayıt sistemi oluşturdu ve özellikle COVID salgını sırasında tıbbi bilgilerin daha iyi ve güvenli bir şekilde yönetilmesine yardımcı oldu.

Sonsuzluk ve Ötesine – Uzay Araştırmalarına Destek

HPE ProLiant sunucularının işi sadece dünyayla sınırlı değil. HPE ProLiant DL360 Gen10 sunucusu, Uluslararası Uzay İstasyonunda kullanılan HPE Spaceborne Computer-2’nin (SBC-2) bir parçası. Bu devrim niteliğindeki çözüm, astronotların verileri doğrudan uzayda işlemesini sağlayarak gecikmeyi azaltıyor ve uzun soluklu uzay görevleri sırasında özerklik sağlıyor.

HPE ProLiant sunucularının 30 yıllık geçmişi, aynı zamanda sürekli inovasyon, olağanüstü performans, sürdürülebilirlik, sağlık hizmetleri ve uzay araştırmaları gibi hayati alanlara önemli katkıların hikayesi. En son piyasaya sürülen Gen11 ile bu sunucular, modern dünyanın değişen ihtiyaçlarını karşılamak için sundukları gelişmiş performansla sınırları zorlamaya devam ediyor. 

HPE ve HPE ProLiant sunucuları hastanelerde, veri merkezlerinde, hatta uzayda dünyamızın iyileştirilmesine dair önemli roller üstleniyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Golden Global Yatırım Bankası'nın Kredi Notu Yükseldi

Türk sermayeli uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu JCR Eurasia Rating, Golden Global Yatırım Bankası A.Ş.’nin uzun vadeli kurum kredi derecelendirme notunu BBB- (tr)’den A- (tr)’ye yükseltti. JCR Eurasia Rating, aynı zamanda Golden Global Yatırım Bankası’nı yüksek düzeyde yatırım yapılabilir kategorisinde de değerlendirdi.

Türkiye’de faizsiz finans uygulamalarını benimseyerek hizmet veren ilk yatırım bankası olan Golden Global Yatırım Bankası’nın Genel Müdürü Ahmet Sefa Şen; 2023 mali yılında kârlılıklarını artırarak, 2022 yılında 2,5 milyar TL olan aktif büyüklüğü 12 milyar TL’nin üzerine çıkardıklarını belirtti. Ahmet Sefa Şen, JCR Eurasia Rating’in kredi derecelendirmesi ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi;

“Finansal sonuçlarımızla güven aşılamaya ve istikrarlı büyümemizi sürdürmeye devam ediyoruz. JCR Eurasia tarafından açıklanan son derecelendirme sektördeki pozisyonumuzu tescilledi. Golden Global Yatırım Bankası olarak, 2024 yılında da büyümeye ve yatırım bankacılığına momentum kazandırmaya; finansal çözümlerimizi geliştirmeye ve müşterilerimize daha fazla değer sunmaya devam edeceğiz. Aynı zamanda, sektördeki güncel gelişmeleri yakından takip ederek, en yeni stratejileri benimseyip uygulayarak rekabet avantajımızı sürdürmeyi hedefliyoruz.”

JCR Eurasia Rating’in değerlendirme raporuna göre; Golden Global Yatırım Bankası’nın kredi notunun yukarı yönlü revizesinde, “yasal gerekliliklerle uyumlu güçlü sermaye yeterliliği oranları, 2022 mali yılında kârlılıkta iyileşme ve 2023 finansallarında daha fazla iyileşme beklentisi, kurumsal yönetim uygulamalarına yüksek düzeyde uyum ve çok kapsamlı risk yönetimi çerçevesinin sürekliliği, yatırım bankalarının faaliyetlerine katkıda bulunan, yatırımı ve uluslararası ticareti teşvik eden ülkeye özgü avantajlar” etkin rol oynadı. Raporda ayrıca bankanın tecrübeli yönetici ekibi ve iyi organize edilmiş sistem ve yönetim altyapısının verimli kullanılmasına da vurgu yapıldı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir 1 Milyon Yerel Tohumun Dağıtımına Başladı

Muğla Büyükşehir Belediyesi Yerel Tohum Merkezinde ürettiği 1 Milyon yerel tohumun dağıtımına başladı.

Türkiye’nin en donanımlı ve kapsamlı yerel tohum merkezini kuran, bugüne kadar tüm Türkiye’ye 18 Milyon yerel tohum dağıtan Muğla Büyükşehir Belediyesi 2024 yılı için dikimi yapılan ürünlerden elde ettiği tohumların kurutulması ve kontrol işlemlerini tamamladı. 120 çeşit yerel türden oluşan tohumların dağıtımına 1 Şubat 2024 itibari ile başlandı.

“Yerel Tohum Ulusal Güç” sloganı ile Cumhuriyet’in 93. yılında 29 Ekim 2016 yılında kurulan Yerel Tohum Merkezi’nde 976 ata tohumu envantere alındı ve bu tohumların dikimi yapılarak bugüne kadar 18 Milyon yerel tohum ülke geneline dağıtıldı. Muğla Büyükşehir Belediyesi Cumhuriyet’in 100.yılında dağıtımını yapacağı yerel tohumların kurutulması ve kontrol işlemlerini tamamladı. Yerel Tohum Merkezi’nde daha önce dikimi yapılan 120 ata tohumundan elde edilen tohumlar Yerel Tohum Merkezi bünyesinde kurulan Tohum Test Laboratuvarında test edildi. Muğla Büyükşehir Belediyesi Cumhuriyet’in 100.yılında 1 Milyon tohumu vatandaşlara ulaştıracak.

Büyükşehir Belediyesi’nin 2024 yılında dağıtacağı yerel tohumlardan edinmek isteyen vatandaşlar 444 48 01 Çağrı Merkezi’ni arayarak ya da Yerel Tohum Merkezi’ne başvurarak bu hizmetten yararlanabilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Emirates Brezilya ve Arjantin Seferlerini Artırırken Azul Havayolları ile Sadakat Programı Ortaklık Anlaşması İmzaladı

Emirates Brezilya ve Arjantin Seferlerini Artırırken 

Azul Havayolları ile Sadakat Programı Ortaklık Anlaşması İmzaladı

  • Emirates, Aralık ayından itibaren Brezilya ve Arjantin’e olan hizmetlerini haftada beş uçuşa çıkaracak.
  • Skywards ve TudoAzul üyeleri artık Azul ve Emirates tarafından gerçekleştirilen tüm uçuşlarda Mil ve Puan kazanabilecek.
  • İki havayolu, 2021’de bir ortak uçuş anlaşması imzaladı ve yolculara ortak uçuş ağları genelinde 280 seyahat noktasına ulaşım sunuyor.

Emirates, 7 Aralık 2024’ten itibaren başlayacak olan Dubai – Rio de Janeiro rotasındaki beşinci frekansını duyurdu. Cumartesi günleri yapılacak ek haftalık uçuş ile havayolu, Brezilya şehrine verdiği hizmette kapasite artışı sağlayacak ve bu noktaya artan seyahat talebini destekleyecek. 

Emirates’in Dubai/Rio de Janeiro/Buenos Aires rotasındaki kapasitesini artırması, havayolunun pazar talebini karşılamasına ve yolculara daha fazla esneklik, seçenek ve bağlantı sunmasına yardımcı olacak. Eklenecek beşinci uçuş hizmetiyle birlikte yolcular artık seyahat planlarına uygun uçuş seçerken daha fazla seçeneğe sahip olacaklar.

Brezilya’yı dünyaya bağlıyor

Emirates, Sao Paulo’ya şu anda büyük beğeni toplayan Premium Ekonomi kabininin yer aldığı A380 ile günlük seferler gerçekleştiriyor. Havayolu ayrıca Rio de Janeiro ile Buenos Aires arasında seyahat etmek isteyen yolculara Boeing 777-300ER uçağı ile bağlantı imkânı sunuyor.

Azul Linhas Aereas Brasileiras S.A (Azul) ile Emirates, yolcuların kolay ve rahat bir şekilde seyahat etmesi amacıyla 2021 yılında ortak uçuş anlaşması imzalamıştı.

Ortak uçuşlar kapsamında yolcular, Rio de Janeiro, Santos Dumont (SDU), Belem (BEL) Belo Horizonte (CNF), Cuiaba (CGB), Curtiba (CWB), Juazeiro Do Norte (JDO), Porto Alegre (POA) ve Recife (REC) havalimanları üzerinden Azul tarafından gerçekleştirilen gidiş-geliş uçuşlarıyla, Emirates’in Sao Paulo’dan (GRU) Dubai’ye ve diğer birçok noktaya gerçekleştirdiği uçuşlar ile tek bir biletle seyahat edebiliyorlar.

Emirates ve Azul Linhas Aereas Brasileiras S.A (Azul), karşılıklı olarak yolcu sadakat programını başlatarak ortaklıklarını yeni bir boyuta taşıdı. Emirates Skywards ve TudoAzul  yolcu sadakat programlarına üye olan yolcular artık dünya çapında 280 seyahat noktasından oluşan ortak uçuş ağı üzerinden mil kazanıp harcayabilecekler. 

Emirates Skywards Bölüm Kıdemli Başkan Yardımcısı Dr. Nejib Ben Khedher konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Brezilya’nın en büyük havayolu şirketi Azul ile yeni bir ortaklığı duyurmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Skywards üyeleri artık Brezilya ve Güney Amerika’da yüzlerce şehri keşfederken daha da fazla Mil kazanabilecekler. Azul üyeleri de Emirates’in global ağındaki 130’dan fazla seyahat noktasında mil kazanabilecekler. Harika bir ortaklığın başlamasını ve yolcu sadakat programındaki üyelerimiz için muhteşem avantajların kilidini açmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.”

Azul Sadakat Programı ve Yan Gelir Direktörü Cristina Yoshida ise şöyle konuştu: “Hizmetteki mükemmelliğiyle dünya çapında tanınan bir şirket olan Emirates ile ortaklığımız, yolcularımıza unutulmaz deneyimler sunma misyonumuzda önemli bir ilerleme anlamına geliyor. Azul’un uçuş noktalarını ve portföyünü genişleterek üyelere en iyi seçenekleri sunan sadakat programına olan bağlılığımızı güçlendiriyoruz.”

Mil “kazanmak ve kullanmak” için daha fazla fırsat

Anlaşma kapsamında, Emirates Skywards üyeleri, Azul’un 150’den fazla uçuş noktasından oluşan ağında seyahat ederken mil kazanabilecek. Skywards üyeleri, Ekonomi sınıfında uçtukları mil başına en fazla 1 Skywards Mili, Business Class’ta uçtukları mil başına ise en fazla 1,5 Skywards Mili kazanacaklar.

Üyeler ayrıca emirates.com adresindeki Azul Ekonomi Sınıfı (tek yön ödül bileti için 8.000 milden başlayan) ve Azul Business Sınıfı (tek yön ödül bileti için 17.500 milden başlayan) için uçuş ödüllerini kullanabilecekler.

Ortaklık aynı zamanda TudoAzul üyelerinin, Emirates’in altı kıtada 130’dan fazla noktadan oluşan global uçuş ağında mil kazanmasını da sağlayacak. Azul üyeleri ayrıca Emirates Ekonomi ve Business Sınıfı kabinlerinde uçuş ödüllerinin keyfini çıkarabilecekler.

Üst düzey sadakat programı

Emirates Skywards’ın dünya çapında 30 milyondan fazla üyesi bulunuyor. Sadakat programı, dört üyelik çeşidini (Blue,Silver, Gold ve Platinum) içeriyor ve her üye, havalimanı dinlenme salonu erişimi, anında kabin yükseltme, öncelikli check-in ve uçağa biniş, ücretsiz koltuk seçimi, fazla bagaj hakkı, ayrıcalıklı Cash+Miles ücretleri ve uçakta ücretsiz Wi-Fi internet gibi avantajlar da dahil olmak üzere özel ayrıcalıklar kazanıyor.

Emirates Skywards’ın havayolu, otel, finans ve yaşam tarzı partnerleri de dahil olmak üzere yüzlerce marka ortağı bulunuyor. Sektör lideri girişimleri ve yenilikçi ürünleriyle tanınan Emirates Skywards, kuruluşundan bu yana 50’den fazla ödüle layık görüldü.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bu hataları sakın yapmayın!

Çocuklarda görülen solunum yolu enfeksiyonları kış aylarında havaların soğumasıyla birlikte artış gösteriyor. Enfeksiyonların en yaygın belirtilerinden biri olan ‘yüksek ateş’ ise ebeveynlerin yoğun kaygı duymalarına neden olabiliyor. Oysa yüksek ateş çocuklar için genellikle tehlikeli bir durum oluşturmuyor, tam aksine bağışıklık sisteminin enfeksiyonla savaşmasına katkı sağlıyor. Paniğe kapılan ebeveynlerin yüksek ateşi düşürmek için yaptıkları bazı hatalı uygulamalar ise yarar sağlamadığı gibi çocuğun sağlığını da tehdit ediyor! Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehtap Acar, yüksek ateşin hastalık değil, vücudun savunma sisteminin yeterli çalıştığını gösteren bir yanıt olduğunu belirterek,  “Ancak özellikle üç yaş altındaki çocuklarda gelişen yüksek ateşte, bazı belirtilerde zaman kaybetmemek gerekir. Örneğin, ateş üç gündür devam ediyorsa, dirençli ise ve ateşin yanı sıra  halsizlik,  genel durum bozukluğu, kusma, baş ağrısı, ishal, öksürük, nefes darlığı, döküntü veya bilinç kaybı gibi bulgular  varsa, mutlaka  doktora   başvurulmalıdır” diyor.  Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehtap Acar, çocukların ateşi yükseldiğinde ebeveynlerin kaçınmaları gereken 7 hatayı anlattı; önemli uyarılar ve önerilerde bulundu! 

Soğuk suyla duş aldırmak 

Çocuğa soğuk suyla duş aldırmak ateşi birden düşürerek hipotermiye neden olabiliyor. Dolayısıyla ateşli durumlarda soğuk değil, ılık duş aldırmanız çok önemli. 

Buz ve buz torbalarıyla kompres yapmak

Yüksek ateşte buz ve buz torbalarıyla çocuğun eklem yerlerine kompres yapmaktan kaçınmanız gerekiyor. Zira, tıpkı soğuk duş gibi, buz ile yapılan uygulamalar da ateşi aniden düşürüp hipotermiye yol açabiliyor. 

Sirke,  alkol,   kolonya kullanmak 

Eklem yerlerine ıslak bez kompresini sadece normal ısıdaki bir suyla yapmalısınız. “Toplumdaki yaygın inanışın  aksine, sirke, alkol veya kolonya ile yapılan kompres ateşi düşürmediği gibi çocuğun sağlığını da tehdit eder” uyarısında bulunan Dr. Mehtap Acar, sözlerine şöyle devam ediyor: “Tümüyle yanlış olan bu geleneksel yöntem damarların büzülmesine neden olarak kan dolaşımını bozar. Bunun sonucunda ateşin daha da yükselmesine, hatta havaleye bile yol açabilir. Ayrıca alkol veya kolonya, bebeklerin ince olan ciltleri tarafından kolayca emildiği için alkol zehirlenmesi de gelişebilir” 

Üşüdüğü için üstünü örtmek 

Dr. Mehtap Acar, ateşli çocuğun üzerinin asla örtülmemesi gerektiğine işaret ederek, “Zira çocuğun ateşi daha da yükselebilir, çok daha önemlisi havale gelişebilir. Yüksek ateşte çocuğun üzerini örtmek yerine bulunduğu ortamın ısısı düşürülmelidir” diyor. 

Yeterince su takviyesi yapmamak

Ateş yükseldiği zaman vücuttan sıvı kaybı arttığı için ateş daha da yükseliyor. Dolayısıyla çocuğunuz ateşlendiğinde bolca sıvı takviyesi yapmanız çok önem taşıyor.

 Hemen ateş düşürücü vermek 

Çocuk ateşlendiğinde (38,5- 39 dereceye kadar) ortamın serinletilmesi, ılık duş yaptırılması, üzerine ince kıyafetler giydirilmesi ve bol sıvı verilmesi çoğu zaman yeterli oluyor. Dr. Mehtap Acar, “Eğer ateş 38,5-39 dereceye çıkmışsa parasetamol ya da ibuprofen içeren ateş düşürücüleri mutlaka doktorunuzun önerdiği zaman vermeniz gerekir. Ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar doğru kullanılmazlarsa, karaciğer enzimlerinin yükselmesi ya da toksisite gibi bazı yan etkileri ortaya çıkabilir.” bilgisini veriyor. Ayrıca çocuklarda  ateş düşürmeye yönelik olarak kullanılan asetilsalisilik asit etken maddeli ilaç da Reye Sendromu’na neden olabildiği için ateş durumlarında asla kullanılmamalıdır” diye konuşuyor. 

Ateş düşmüyorsa antibiyotiğe başlamak  

Çocuklarda özellikle kış aylarında görülen solunum yolu enfeksiyonlarının sebebi çoğunlukla virüsler oluyor, dolayısıyla genellikle antibiyotik kullanımına ihtiyaç duyulmuyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehtap Acar, çocuğun her ateşi yükseldiğinde ebeveynlerin gelişigüzel antibiyotik vermekten kaçınmaları gerektiğini vurgulayarak, “Antibiyotik tedavisine mutlaka çocuk doktorunun önerisi doğrultusunda başlanmalı. Gelişigüzel kullanıldıklarında yarar sağlamadıkları gibi antibiyotik direnci de gelişebilir. Bazı antibiyotikler alerjik reaksiyon, mantar enfeksiyonları, midede rahatsızlık, çok daha kötüsü mide kanamasıyla sonuçlanabilir. Ayrıca ibuprofen içeriğine sahip olan ve soğuk algınlığı  ile gribe yönelik kullanılan ilaçlar karaciğerde hasara yol açmak gibi yan etkiler oluşturabildikleri için dikkatli olmak gerekir” bilgisini veriyor.  

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

DOST Projesi'ne katılan çocuklar tasarımlara başladı

Nilüfer Belediyesi, Nilüfer Kent Konseyi ve Bursa Uludağ Üniversitesi iş birliğiyle gerçekleştirilen Değişebilir Oyunları Sen Tasarla Projesi, çocukların, mimarlık öğrencilerinin ve akademisyenlerin birlikte çalıştığı tasarım çalıştayı ile devam ediyor.  Çalışmaların sonunda çocukların tasarımlarının hayata geçirilmesi hedefleniyor.

Çocukların yaratıcılıklarını destekleyerek, sağlıklı gelişimlerine katkı sağlayacak oyun elemanlarının ve alanlarının ortaya çıkmasını hedefleyen Değişebilir Oyunları Sen Tasarla Projesi (DOST), adım adım ilerliyor. Kamusal açık alanlarda 7-14 yaş grubundaki çocuklarla birlikte taşınabilir yaratıcı oyun elemanlarının tasarlanmasını amaçlayan proje, geçen Aralık ayında Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Neslihan Binbaş, BUÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tülin Vural Arslan, Nilüfer Kent Konseyi Çocuk Meclisi Başkanı Özlem Yılmaz ile akademisyenler ve yöneticilerin katılımıyla imzalandı; hemen ardından da çalışmalara başlandı.

Prof. Dr. Sibel Polat, Doç. Dr. Ece Şahin, BUÜ Mimarlık Fakültesi Ana Bilim Dalı doktora öğrencileri Ayşe Burcu Zülfikar ve Neslihan Işık’ın yürütücülüğündeki proje çalışmaları hızla ilerliyor. Proje kapsamında çocuklar önce 3 hafta boyunca gerçekleştirilen yaratıcı tasarım atölyelerinde, 3 boyutlu düşünmeyi ve tasarım fikirlerini ifade etme yöntemlerini akademisyenlerden öğrenerek, tasarım becerilerini geliştirdiler. Sunulan video ve görsellerle, geleneksel oyun elemanlarının dışında, kendi oyunlarını üretebilecekleri, değiştirilebilir, taşınabilir, farklı yerlerde kullanabilir oyun elemanlarını incelediler. Hayallerindeki oyun elemanları önerilerini çizip, maketlerini yaptılar ve kendi boyutlarında oyun elemanları üreterek, bedensel deneyimlerle onları kullanmayı tecrübe ettiler. Bu aşamaların ardından tasarım çalıştayına başladılar.

Pancar Deposu Tasarım Atölyesi’nde gerçekleştirilen ve 3 gün sürecek çalıştayda Bursa Uludağ Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden gönüllü öğrenciler, çocukların ortak fikirlerini dinleyip, oyun elemanları tasarımını geliştirmelerine yardımcı olacak, çizim, kolaj, maket ve dijital tekniklerle tasarımlarını ortaya çıkaracaklar.

Yarıyıl tatillerini değerlendirerek çalıştaya katılan ve  tasarımlar oluşturmanın heyecanını yaşayan çocukların, sürpriz bir konukları da oldu. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, çocukları çalışma alanlarında ziyaret ederek, onlara destek verdi. Çocuklarla sohbet ederek yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi alan Başkan Erdem, böyle bir etkinlikte yer aldıkları için hepsini tebrik etti ve sonuçları heyecanla beklediğini söyledi.  Başkan Erdem, çalıştaya katılan  Prof. Dr. Sibel Polat ve Doç. Dr. Ece Şahin ile de görüşerek  süreçle ilgili bilgi aldı.  

Çalıştayın tamamlanmasının ardından  10 Şubat’ta Mimarlık Bölümü öğrencileri, çalıştayda yapılan tasarımları 3 boyutlu modeller üzerinden çocuklara sunarak, onların görüşlerini alacak. 24 Şubat’ta ise, geliştirilen oyun elemanları tasarımları Nilüfer Belediyesi, Bursa Uludağ Üniversitesi ve Nilüfer Kent Konseyi’ne tanıtılacak.
Daha sonra da proje ekibinin ve paydaşların bu oyun elemanlarını gerçeğe dönüştürebilmesi için uygulama projelerinin yapım süreci başlayacak. Oyun elemanlarının prototiplerinin üretilmesinin ardından önümüzdeki Eylül ayında çocukların kullanımına sunulması hedefleniyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

DEÜ'lü Tekvandocu Türkiye şampiyonasından Gümüş madalya ile döndü

Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından Erzurum’da düzenlenen Üniversiteler Türkiye Tekvando Şampiyonası’nda Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) rüzgârı esti. Türkiye genelinde 65 farklı üniversiteden 300’ü aşkın sporcunun ter döktüğü şampiyonaya dört sporcusu ile katılan DEÜ, 57 kilo kadınlarda DEÜ Necat Hepkon Spor Bilimleri Fakültesi öğrencisi Hayrunnisa İzmir ile finale kalarak gümüş madalyaya uzandı. DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, son bir ayda sporun farklı branşlarında gelen 9’uncu madalyanın önemine vurgu yaparak, DEÜ’nün spordaki başarı istikrarına değindi. Rektör Hotar, “Yatırımlarımızla Üniversitemizin sporcu kimliğini korumaya ve geliştirmeye kararlıyız. DEÜ’lü sporcularımızın başarıları sporun farklı branşlarında artarak devam ediyor. Onlarla gurur duyuyoruz” dedi.

29-31 Ocak 2024 tarihleri arasında Erzurum’da düzenlenen Üniversiteler Türkiye Tekvando Şampiyonası’nda Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) rüzgârı esti. Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından Erzurum Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen şampiyonaya dört sporcusu ile katılan DEÜ, 57 kilo kadınlarda DEÜ Necat Hepkon Spor Bilimleri Fakültesi öğrencisi Hayrunnisa İzmir ile gümüş madalyaya uzandı. Türkiye genelinde 65 farklı üniversiteden 300’ü aşkın sporcunun katıldığı turnuvada sergilediği başarılı performans ile finale kalan ve gümüş madalya elde eden DEÜ’lü Hayrunnisa İzmir, elde ettiği derecesiyle 8-14 Şubat tarihlerinde Antalya’da düzenlenecek olan 11. Uluslararası Türkiye Açık Tekvando Turnuvasına da doğrudan katılma şansı elde ederek; Türkiye’yi uluslararası arenada temsil etmeye hak kazandı. Hayrunnisa İzmir, 2017 yılında Yıldızlar Balkan Şampiyonası’nda ikincilik elde ederek önemli bir başarıya daha imza atmıştı.

1 AYDA 9’UNCU MADALYA

Üç gün boyunca nefes kesen mücadelelere sahne olan ve izleyenlerin büyük beğenisini toplayan şampiyonada DEÜ’yü 57 kilo kadınlarda Hayrunnisa İzmir’in dışında üç sporcusu daha temsil etti. 80 kiloda Onur Kadir Kılıç, 63 kiloda Furkan Kadir Gürel ve 68 kiloda Yiğit Doğanay, mindere çıktılar. Nefes kesen mücadeleler sergileyen Kılıç, Gürel ve Doğanay, çeyrek final yolunda rakiplerine elenerek turnuvaya veda ettiler.

Milli sporculara ev sahipliği yapan ve spora yönelik başarılarıyla dikkat çeken DEÜ’nün bu alandaki yatırımlarının önemine değinen DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, son bir ayda sporun farklı branşlarında gelen 9’uncu madalyanın önemine vurgu yaptı. DEÜ’nün spordaki başarı istikrarına değinen Rektör Hotar, “Yatırımlarımızla Üniversitemizin sporcu kimliğini korumaya ve geliştirmeye kararlıyız. Bu emeklerimizin karşılığını almaya da bir yandan devam ediyoruz. Büyümesini sürdüren spor fakültemize son dönemde yeni bölümler katıldı ve imkanlarımız genişledi. Fakültemiz, büyük emek verilen çalışmalarla Türkiye’de sınırlı sayıda olan akreditasyon belgeli spor bilimleri fakülteleri arasına katıldı. Tüm bu göstergeler ulusal ve uluslararası spor turnuvalarına da yansıyor ve DEÜ’lü sporcuların başarıları artıyor. Erzurum’da düzenlenen Türkiye Şampiyonasında gümüş madalyaya uzanan sporcumuz Hayrunnisa İzmir başta olmak üzere tüm sporcularımızı ve emeği geçen hocalarımızı, antrenörlerimizi, Fakültemiz yetkililerini kutluyorum. Öğrencilerimizle gurur duyuyoruz” dedi.

HOTAR’A TEŞEKKÜR

Sporcularla Erzurum’da bulunan ve DEÜ’lü öğrencilere antrenörlük yapan DEÜ Necat Hepkon Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü’nden Dr. Caner Çetinkaya ise sahip olduğu eğitim-öğretim kalitesi, altyapı yatırımları ve tesis gibi ölçütlerle Dokuz Eylül Üniversitesi Necat Hepkon Spor Bilimleri Fakültesi’nin, Türkiye’nin önde gelen spor fakültelerinden birisi olduğuna dikkat çekti. Dönem boyunca sıkı çalışmalarla başarıya zemin hazırladıklarını ve nihayetinde emeklerinin karşılığını aldıklarını belirten Çetinkaya, “DEÜ’lü sporcularımızın mücadeleleri, turnuvaya katılanlar tarafından da tam not aldı. Üniversitemizi her organizasyonda olduğu gibi bu şampiyonada da en iyi şekilde temsil etmeye çalıştık. Önümüzdeki dönemde de yeni hedeflerimize kilitlenecek, başarıya ulaşmaya çalışacağız. Bizlere sunduğu tüm imkanlar ve destekleri için Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Nükhet Hotar’a ve Fakülte Dekan Vekilimiz Sayın Prof. Dr. Fethi Arslan’a, bir kez daha teşekkür etmek istiyorum” ifadesinde bulundu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hedef ülkeye hizmet dünya ile rekabet

Teksüt Türkiye’de ve yurtdışında büyümeye devam ediyor. Türkiye’de bayi ağını genişleterek yaygınlığını artıran Teksüt, katıldığı yurtdışı fuarlar ve pazarlama çalışmaları ile ihracat yaptığı ülke sayısını 42’ye çıkardı.

Geçtiğimiz yıl TFF Trendyol 1. Lig takımlarından Bandırmaspor’un isim sponsorluğunu üstlenen  Teksüt’ün Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Arınık, önceliklerinin ülkeye ve bölgeye hizmet etmek, hedeflerinin de dünya ile rekabet olduğunu açıkladı.

 Türkiye’nin en köklü süt ve süt ürünleri kuruluşu Teksüt 2024 yılında 68’inci yılına adım atıyor. Teksüt, 2023 yılını İSO 500 listesi içinde yer alarak, ihracat yaptığı ülke sayısını da 42 ülkeye çıkararak tamamladı. Sosyal çalışmalara destek vermeye, bölge ekonomisine katkıda bulunmaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıl, üç yıllığına Bandırmaspor’un isim ve forma sponsorluğunu üstlenen Teksüt, Gönen’de bulunan üretim tesislerine yatırım yapmayı sürdürüyor. Uluslararası standartlardaki üretim gücü ile mevcut ürün portföyünü geliştirerek ihracat payını daha da artırmayı hedefliyor.  

 Teksüt Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Arınık, 2024 yılında hem Türkiye’de hem de ihracat ile  dünyada büyümeye devam etme hedeflerinin altını çizerek şunları söyledi: “Şu anki iş gündemimizde mevcut ürün portföyümüzü geliştirme, operasyonel verimliliği artırma ve müşteri memnuniyetini en üst düzeye çıkarma öncelikli konular arasında yer alıyor. 2023 yılını büyüme ve istikrar yılı olarak değerlendirdik. Sosyal yatırımlara, altyapı çalışmalarına ağırlık verdik. Yurt içinde ve yurt dışında daha geniş bir pazar payı elde etmeye odaklanarak, ürün kalitesini artırmaya ve müşteri tabanımızı genişletmeye yönelik çabalarımız devam edeceğiz. Bu yıl önceliklerimiz arasında, Ar-Ge çalışmalarını güçlendirmek, sürdürülebilirlik stratejilerimizi daha da iyileştirmek ve yeni pazarlara açılım yaparak büyümeyi sürdürmek bulunuyor. Rekabet avantajımızı artıracak çalışmalara daha fazla odaklanacağız. Başta operasyon süreçlerimizi geliştirmek üzere teknolojiyi işimize daha çok entegre edeceğiz.”

Gönen’de üretiyoruz, dört kıtaya pazarlıyoruz

Cevdet Arınık, Türkiye’de sütün en kaliteli olduğu topraklarda dünya standartlarında üretim teknolojilerini kullanarak yerel ve evrensel lezzetleri hem Türkiye hem de dünya pazarına sunmak için çalıştıklarını belirtti. Amerika’dan Uzakdoğu’ya, Avrupa’dan Ortadoğu’ya kadar uluslararası geçerliliği olan ödüllü ürünlerle çalışmalarına hız kesmeden devam edeceklerinin altını çizdi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Doç. Dr. Er Güneri “Afet sonrası menstrüel hijyen eksikliği kadınların üreme sağlığını etkiliyor"

Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Sezer Er Güneri’nin yürütücülüğünü yaptığı “Afet Sonrası Deprem Bölgesinde Yaşayan Üreme Çağındaki Kadınların Menstrüel Hijyen Uygulamalarının ve İhtiyaçlarının Belirlenmesi” başlıklı proje, TÜBİTAK 1002 – B Hızlı Destek Modülü kapsamında desteklenmeye uygun bulundu. Proje ile afet sonrası deprem bölgesinde konteyner kentte yaşayan üreme çağındaki kadınların menstrüel (adet dönemi) hijyen uygulamalarının ve ihtiyaçlarının belirlenmesi amaçlanıyor.

Proje ekibini tebrik eden Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Üniversitemizin özellikle sağlık alanına yönelik projeleri TÜBİTAK nezdinde kabul görmeye devam ediyor. Hemşirelik Fakültesi öğretim üyemiz Doç. Dr. Sezer Er Güneri’nin yürüttüğü proje, afet sonrası kadın sağlığını yakından ilgilendirirken önemli bir konuya da dikkat çekiyor. Başarılarından ötürü hocamızı ve ekibini tebrik ediyorum” dedi.

Dünyada afetlerin şiddetinin ve sıklığının giderek arttığını belirten Doç. Dr. Sezer Er Güneri, “Bu durum toplum sağlığı üzerinde olumsuz sonuçlara sebep olmaktadır. Doğal afetlerin yol açtığı zararlar, farklı insan grupları arasında adil değildir. Daha fazla kırılganlığa ve kaynaklara daha az erişime sahip olan kadınlar, genellikle doğal afetlerin mağdurları olarak görülmektedir. Küresel olarak kadın nüfusunun yaklaşık yarısı üreme çağındadır, yani menstrüasyon normal yaşamlarının bir parçasıdır. Dolayısıyla afet bölgesinde hayatta kalan bir kadının temel ihtiyaçlarından birisi de menstrüel hijyen gereksinimidir. Menstrüasyonun onurlu bir şekilde yönetilmesi en iyi zamanlarda bile zor iken kriz zamanlarında daha da karmaşık bir hal alır” dedi.

“Yetersiz hijyen pek çok enfeksiyona yol açıyor”

 Menstrüel Hijyen Yönetimi (MHM) olgusundan bahseden Doç. Dr. Er Güneri, “MHM; kadınların ve ergenlik çağındaki kız çocuklarının kanı emmek veya toplamak için temiz bir mesturem yönetim malzemesi kullanması ve bu malzemenin menstrüasyon dönemi boyunca gerektiği sıklıkta mahremiyet içinde değiştirilebilmesi, gerektiğinde vücudu yıkamak için sabun ve su kullanılması ve kullanılmış menstrüel yönetim malzemelerinin atılması için tesislere erişimlerinin olması olarak tanımlanmaktadır. MHM, üreme çağındaki kadınları ilgilendiren önemli bir konu olmasına rağmen, afet sonrası müdahalelerde genellikle göz ardı edilmektedir. Gıda, barınma, korunma ve sağlık gibi temel ihtiyaçlar için malzeme dağıtımı yapılmaya çalışılırken menstrüel hijyene çok az dikkat edilmektedir. Menstrüel hijyenin yönetilmemesi, kadının üreme sağlığını etkilerken aynı zamanda menstrüasyon atıklarının uygunsuz bertaraf yöntemleri de toplum sağlığını etkilemektedir. Menstrüel hijyen ve üreme sağlığı arasındaki ilişki güçlü olduğundan, alt üreme yolu enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları ve olumsuz gebelik sonuçlarına yol açan enfeksiyonlar, hijyenik olmayan malzemelerin kullanımından kaynaklanabilir. Bu yüzden afet sonrası kadınların menstrüel hijyen uygulamaları ve gereksinimlerinin belirlenmesine yönelik çalışmalar yapılması gerekmektedir. Biz de bu projede, afet sonrası deprem bölgesinde yaşayan üreme çağındaki kadınların menstrüel hijyen uygulamalarının ve ihtiyaçlarının belirlenmesini amaçlıyoruz. Çalışma, tanımlayıcı ve kesitsel olarak planlandı” dedi.

Yaklaşık bir buçuk yıl sürecek olan proje; Malatya İnönü Üniversitesi Teknoparkında yürütülecek. Projede Doç. Dr. Sezer Er Güneri’nin yanı sıra bursiyer olarak Beyza Başpınar yer alıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

GeForce RTX 4080 SUPER Satışa Sunuldu

NVIDIA, GeForce RTX 4080 SUPER Türkiye’de satışa sunuldu. GeForce RTX 4080 SUPER, geçtiğimiz haftalarda piyasaya sürülen GeForce RTX 4070 SUPER ve RTX 4070 Ti SUPER’a katılarak NVIDIA’nın tanıttığı en son GPU’lar arasına katıldı. 

Ada Lovelace mimarisinin son iterasyonu ekran kartı, kullanıcılarına kusursuz yapay zeka destekli oyun, yaratıcılık ve yeni eğlence dünyalarının yanı sıra bu deneyimleri geliştirme gücü de sağlıyor.

Ayrıca NVIDIA, GeForce RTX 4080 SUPER’ın piyasaya sürülmesini desteklemek için yeni bir Game Ready Sürücüsü de yayınladı. 
 RTX 4080 SUPER, bir önceki versiyona göre daha fazla çekirdek ve daha hızlı belleği bünyesinde bulundurarak daha yüksek performans avantajı sunuyor. Grafiksel olarak en yoğun oyunlarda frame gen olmadan RTX 3080 Ti’dan 1,4 kat daha hızlı olan kart DLSS Frame Generation ekstra bir performans artışı sağlayarak RTX 4080 SUPER’ı RTX 3080 Ti’dan iki kat daha hızlı hale getiriyor. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı