Aylık arşivler: Mart 2024

Kaspersky ICS CERT, 2023'ün ikinci yarısında en çok saldırıya maruz kalan sektörleri raporladı

Kaspersky’nin ICS CERT (Endüstriyel Kontrol Sistemleri Siber Acil Durum Müdahale Ekibi), 2023’ün ikinci yarısına dair Operasyonel Teknoloji (OT) siber güvenlik trendlerinin analizini yayınladı.

Rapor, 2023’te OT bilgisayarlarının yıllık ortalama %38,6 oranında saldırıya uğradığını, bina otomasyon sistemlerinin siber tehditlere en çok maruz kalan sistemler olduğunu gösteriyor (2023’ün ikinci yarısında bu alandaki. OT bilgisayarlarının %36,7’sinde kötü amaçlı nesneler engellendi). Bunu enerji sektörü (%34,9), mühendislik ve ICS entegrasyonu (%32,7), petrol ve gaz (%31,2) ve üretim (%27,2) takip etti.

2023’ün ikinci yarısında tehditler çeşitliliğini ve çok yönlülüğünü korurken, internet üzerinden yayılan tehditler OT bilgisayarlara yönelik siber risklerin ana kaynağı olmaya devam ederek saldırıların %18,1’ini oluşturdu. Bunu %4 ile e-posta istemcileri ve %1,9 ile çıkarılabilir medya takip etti.

Kaspersky güvenlik çözümleri, endüstriyel otomasyon sistemlerinde 12 bin 618 aileye ait kötü amaçlı yazılımı engelledi. Engellenen kötü amaçlı nesneler çeşitli kategorilere aitti. En yaygın olanları arasında kötü amaçlı komut dosyaları ve kimlik avı sayfaları ile kara listedeki internet kaynakları vardı. 

Kaspersky ICS CERT Başkanı Evgeny Goncharov, şunları söyledi: “Çözümlerimizin engellediği kötü amaçlı nesneler üç kategoride toplanabilir. ilk bulaşma için kullanılanlar (tehlikeli web kaynakları, kötü amaçlı komut dosyaları, kötü amaçlı belgeler gibi), çoğu durumda internet veya e-posta yoluyla hedefe ulaştırılan sonraki aşama kötü amaçlı yazılımlar (casus yazılım, fidye yazılımı veya madenciler dahil) ve kendi kendine yayılan kötü amaçlı yazılımlar (solucanlar ve virüsler). Tüm bunlar kurumlar için son derece zararlı olabilir. Bankacılık Truva atı gibi endüstriyel olmaktan uzak, kötü amaçlı yazılımların bile bir fabrikanın faaliyetlerini neredeyse durma noktasına getirdiği vakalarla karşılaştık. Endüstriyel şirketler bunu akılda tutarak, siber güvenlik stratejilerini uyarlayarak ve sürekli gelişen tehditler hakkında bilgi sahibi olarak savunmalarını güçlendirmeye devam etmelidir.”

Kaspersky uzmanları, OT bilgisayarlarını çeşitli tehditlere karşı korumak için şunları öneriyor:

  • Olası siber güvenlik sorunlarını belirlemek ve ortadan kaldırmak için OT sistemlerinin düzenli güvenlik değerlendirmelerini yapın.
  • Etkili güvenlik açığı yönetimi süreci için temel olarak sürekli güvenlik açığı değerlendirmesi ve triyajının oluşturulmasına dikkat edin. Kaspersky Industrial CyberSecurity gibi özel çözümler, etkili bir yardımcı ve kamuya açık olmayan benzersiz eyleme geçirilebilir bilgi kaynağı haline gelebilir.
  • İşletmenin OT ağının temel bileşenleri için güncellemeleri zamanında yapın. Güvenlik düzeltmeleri ve yamaları uygulamak veya teknik olarak mümkün olan en kısa sürede telafi edici önlemler almak, üretim sürecinin kesintiye uğraması nedeniyle milyonlara mal olabilecek büyük olayları önlemek için çok önemlidir.
  • Gelişmiş tehditlerin zamanında tespit edilmesi, olayların araştırılması ve etkili bir şekilde düzeltilmesi için Kaspersky Endpoint Detection and Response gibi EDR çözümleri kullanın.
  • Ekiplerinizin olay önleme, tespit ve müdahale becerilerini geliştirerek ve güçlendirerek yeni ve gelişmiş kötü amaçlı tekniklere müdahaleyi iyileştirin. BT güvenlik personeli ve OT personeli için özel OT güvenlik eğitimleri, bunu başarmaya yardımcı olan temel önlemlerden biridir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Mersin Uluslararası Limanı 25 milyon TEU'nun üzerinde konteyner elleçleyerek yeni bir kilometre taşına ulaştı

27 Mart 2024 tarihinde, Türkiye’nin lider konteyner terminali Mersin Uluslararası Limanı (MIP), 2007’den bu yana 25 milyonuncu (TEU) konteynerini elleçleyerek yeni bir kilometre taşına imza attı.

Bu vesileyle EMH1 terminalinde düzenlenen törene, Mersin Liman Mülki İdare Amiri ve Mersin Vali Yardımcısı İbrahim Küçük, Mersin Gümrük Bölge Müdürü Osman Göllüce, TCDD Mersin Limanı İşletme Müdürü Murat Birinci, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hakan Sefa Çakır, Gümrük Müşavirleri Derneği Başkanı Cebrail Orman, MIP Yönetim Kurulu Başkanı David Yang, Yönetim Kurulu Üyeleri, MIP Genel Müdürü Ajay Kumar Singh ve liman çalışanları katıldı.  

MIP Genel Müdürü Ajay Kumar Singh: “25 Milyon TEU kilometre taşına ulaşılmasında gösterdikleri üstün katkıdan ve iş birliğinden dolayı Mülki İdare Amirimize, Gümrük Müdürlüğümüze, Liman Başkanlığımıza, TCDD yetkililerine ve tüm MIP çalışanlarına en içten teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Ayrıca, Limanımızın bu olağanüstü yolculuğunda bizi destekleyen tüm paydaşlarımıza şükranlarımı sunmak istiyorum. Daha iyisine ulaşmak için daha çok çalışacağız” ifadelerini kullandı.

2007 yılında liman operatörü PSA International ve Akfen Holding ortak girişimiyle kurulan, 2017 yılında IFM’in hissedarları arasına katıldığı MIP’nin kuruluşundan bugüne elleçlenen konteyner hacmi yılda ortalama yüzde 14,4 büyüdü. MIP, 2023 yılında yaklaşık 2 milyon TEU konteyner, 8 milyon tonun üzerinde konvansiyonel yük elleçledi.

Endüstrinin değişen ihtiyaçlarını karşılamak için 455 milyon ABD doları bütçeli East Med Hub 2 (EMH2) kapasite artırımı projesi ile elleçleme kapasitesini 2,6 milyon TEU’dan 3,6 milyon TEU’ya çıkarmayı hedefleyen MIP, mevcut EMH1 rıhtımını 380 metre uzatarak toplam 880 metre uzunluğa ve 17,5 metre su çekimine ulaşacak EMH2’nin inşaatına başladı. EMH2 Terminali, 400 metreden uzun iki Ultra Büyük Konteyner Gemisinin (ULCV) aynı anda yanaşmasına olanak tanıyacak. Proje ayrıca sekiz yeni otomatik raylı portal vinç (aRMG) ve dört ek rıhtım vincinin satın alınmasını da içeriyor. Proje 500 kişiye doğrudan ve 5.000 kişiye dolaylı istihdam fırsatı yaratacak olması sebebiyle de önem arz ediyor.

MIP aynı zamanda karbon ayak izini azaltma konusundaki kararlılığını da sürdürürken elektrikle çalışan ekipmanlara ve yenilenebilir enerji kaynaklarına sürekli yatırım yaparak karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar yarıya indirmeyi, 2043 yılına kadar da karbon nötr hale gelmeyi planlıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

AB Parti İBB Adayı Mutlu: Önceliğimiz deprem, gençler ve trafik

Adalet Birlik Partisi (AB Parti) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Muharrem Mutlu, Ulusal Kanal’a konuk olarak İstanbul için projelerini açıkladı. İstanbul’un en önemli sorunlarının deprem, gençlerin sorunları, hayat pahalılığıyla birlikte ulaşım ve trafik olduğunu söyleyen Mutlu; bunlarla ilgili çok somut önerileri ve projeleri olduğunu söyledi.

Bu ana sorunların dışında vegan vejetaryen talepler, sokak hayvanlarıyla ilgili projeleri olduğunu söyleyen Mutlu; bu konularla ilgili çözüm önerilerini anlattı.

 

SİYASETÇİLERİN OLMADIĞI BİR KENTSEL DÖNÜŞÜM KURULU

Depremin bir milli güvenlik sorunu olduğunu, Türkiye’nin sanayisini ve nüfusunun çok önemli bir kısmını barındıran İstanbul’un yıkımının ülkemizin bağımsızlığının kaybıyla dahi sonuçlanabileceğini vurgulayan Mutlu; 1 Nisan itibariyle göreve geldikleri takdirde ilde bir kentsel dönüşüm kurulu kuracaklarını açıkladı.

Bu kurulda siyasetçilerin ağırlığını yok denecek kadar azaltarak sivil toplumun, hocaların, meslek odalarının ağırlıkta olduğu bir kurul oluşturacaklarını söyledi. Bu kurulun riskli

alanlardan az riskli alanlara doğru genişleyen bir kentsel dönüşüm modeli uygulayacağını söyleyen Mutlu, dönüşüm modelinde yıkıp yeniden yapmadan çok güçlendirmeye ağırlık verileceğini vurguladı.

Siyasetçilerin mümkün olduğunca az temsil edildiği bu kurulun bir görevinin de yenileme çalışmalarıyla oluşan rantı paydaşlarına dağıtmak olacağını söyleyen Mutlu, beklentilerinin rantın yüzde 75’inin paydaşlarına dağıtılması, yüzde 25’inin de kamuya aktarılması olduğunu söyledi.

 

‘MESELE BÜTÇE DEĞİL, ÖNCELİKLENDİRME…’

Çocukların doğru beslenmesinin sağlıklı gençler yetiştirmek için önemine işaret eden Mutlu, göreve geldiğinde İstanbul’daki tüm devlet okullarında okul yemeği uygulamasına başlayacaklarını söyledi. Mutlu, 132 ülkeden büyük İstanbul’un büyükşehir belediyesinin bütçesinin önceliklendirmeler doğru yapıldığı takdirde bu tür projeleri rahatlıkla finanse edebileceğini açıkladı. Geleceğin için geri dönüştür projesiyle elde ettikleri gelirin 4’te 3’ünü okul aile birliklerine bağışlayacaklarını söyleyen Mutlu, kuracakları tarım okulu ve bilişim okuluyla genç çiftçiler ve yazılımcılar yetiştireceklerini vurguladı.

 

5 YILDA 900 KM RAYLI SİSTEM, 122 KM TÜNEL

Trafik sorununun çözümünün raylı sistemde olduğunu belirten Mutlu, İstanbul’un bin 200 kilometre raylı sisteme, 200 kilometre de tünele ihtiyacı olduğunu söyleyerek şu anda şehirde 340 km raylı sistem bulunduğunu açıkladı. Göreve geldiği takdirde 340 kilometrelik raylı sistemi 900 kilometreye çıkaracağını söyleyen Mutlu, 22 kilometrelik tüneli de 122 kilometreye çıkaracaklarını vaat etti. Bu projelerin finansmanı için yap-işlet-devret modelinin değil, yap-kirala-devret modelinin daha uygun olduğunu tespit ettiklerini açıklayan Mutlu, İstanbul’un ulaşım problemini 5 yıl içinde çözeceklerini vurguladı.

 

‘KENT HER ANLAMDA BİR KAOS VE KARMAŞAYA TESLİM’

Mutlu, programda ayrıca İmamoğlu yönetimine seçim döneminde belediyenin kaynaklarının usulsüz kullanımıyla ilgili eleştiriler yöneltti. İBB Bülteni’nin “İmamoğlu bültenine çevrildiğini” vurgulayan Mutlu, İmamoğlu’nun seçim vaatlerinin, yapılacak işler adı altında bültene dahil edildiğini belirterek savcıları göreve davet etti.

İBB’nin 977 bin İngiliz sterlinine tablo almasını da sert bir dille eleştiren Mutlu, o parayla yeni öğrenci yurdu ya da kent lokantası açılabileceğini, belediyenin Kültür Bakanlığı’nın yapması gereken bir işi yaptığını belirtti.

İBB’nin bütün imkanlarının seçim propaganda döneminde kullanıldığını söyleyen Mutlu, yıllarca AK Parti’nin bu konuda eleştirildiğini, ama İmamoğlu yönetiminin de aynı şeyi yaptığını söyledi.

İmamoğlu’nun sadece İBB Başkanı gibi değil, CHP’nin eş genel başkanı gibi davrandığını da vurgulayan Mutlu, bunun usulsüz olduğunu belirtti.

İstanbul’un mutluluk endeksinde 133’üncü sıradan 137’ye düştüğünü söyleyen Mutlu, kentin her anlamda bir kaos ve karmaşaya teslim olduğunu belirtti. İstanbul’da son 5 yıl içinde trafik sıkışıklığının yüzde 55’ten yüzde 62’ye çıktığını söyleyen Mutlu, sıkışıklığın yüzde 65’e çıktığı noktada kentin trafiğinin tamamen kilitleneceğini vurguladı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Son geliştirilen akıllı ilaçlar kanser hücresini intihara sürüklüyor"

Kanser tedavisinde hedefe yönelik olan akıllı ilaçlar, hedef tedavi olarak da isimlendirilen bir yöntem.

Klasik kanser tedavisinde kullanılan kanser ilaçları bütün hücreleri hedef aldıkları için saç, sakal, tırnak ve kemik iliğinde üretilen kan hücreleri gibi fizyolojik olarak çoğalan normal hücrelere de zarar verdiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı ve Onkolojik Bilimler Koordinatörü Prof. Dr. Necdet Üskent, “Kanser tedavisi esnasında saç ve sakal dökülmesi, ağızda yaralar oluşması, yaraların geç kapanması gibi yan etkiler görülebilir. Sadece tümörü hedef alan akıllı ilaç tedavilerinde ise sadece kanser hücreleri tedaviden etkilenir” ifadelerini kullandı. Pek çok akıllı ilaç olduğundan ve bu ilaçların kanser tedavisinde çığır açtığından söz eden Prof. Dr. Necdet Üskent, yeni geliştirilen ilaçların kanser hücresini intihara sürüklediğini, yani tümörün kendi kendini yok ettiğini de vurguluyor… 

Kullanılan akıllı ilaçların kanser hücresini tanıdığını ve sadece ona, yani tanıdıkları hedefe yöneldiklerini vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı ve Onkolojik Bilimler Koordinatörü Prof. Dr. Necdet Üskent, “Akıllı ilaç ismi de buradan geliyor. Kanser hücreleri ister istirahat durumunda olsun isterse çoğalmakta olsun, bu ilaçlardan etkilenir. Çoğalma şartı yoktur. Akıllı ilaçların farklı kategorileri bulunur. En akıllıları, tümör hücresindeki genetik mutasyon dediğimiz özel yapısal farlılıkları fark eden ve ona yönelen ilaçlardır. Bu ilaçlar güdümlü bir füzeye benzetilebilir, gidip direkt olarak hedefi bulur ve yok eder” açıklamasında bulundu.

Aynı akıllı ilaç birden fazla kanser türünde başarılı olabiliyor

Kanserin, “mutasyon” adı verilen, normal vücut hücrelerinin genetik yapısında meydana gelen yapı değişiklikleri sonucu ortaya çıktığını ve hem amaçsız hem kontrolsüz bir hücre çoğalması ile sonuçlandığını belirten Prof. Dr. Necdet Üskent, “Genetik mutasyonları bir çeşit bilgisayar programının şifresinin bozulması gibi düşünebilirsiniz. Mutasyon dediğimiz bu gen değişiklikleri ile kanser hücrelerinde büyüme gelişme ve yayılma özelliği gözlemlenmeye başlar. Bu değişikliklerin ancak yüzde 10’u anne ve babadan intikal eden kalıtsal mutasyonlarken, yüzde 90’ı sonradan oluşan ve “somatik” olarak adlandırılan mutasyonlardır. Mutasyonların yol açtığı bu kontrolsüz yayılmayı durduran moleküller, akıllı ilaçların bir kısmını oluşturur. Hemen hemen her kanser çeşidinde tümörün gelişmesini tetikleyen Driver (Şoför) dediğimiz bir çeşit baskın genetik değişiklikler saptanmış ve bunların bir kısmına da özel ilaçlar geliştirilmiştir. Akıllı ilaçlar, kansere neden olan mutasyona yönelik olarak dizayn edilirler. Etkinliği kanıtlanmış ve piyasaya sürülmüş çok sayıda akıllı ilaç vardır. Bunlar spesifik bir organa değil de mutasyona yönelik ilaçlar olduğundan birden fazla kanser çeşidinde de işe yarayabilirler. Örneğin gende mutasyon saptandığı takdirde; akciğer, meme ve mide kanserlerinde HER-2 reseptörünün baskılanması ile etkin tedavi sağlanabilir” dedi.

Akıllı ilaçlar sayesinde hastalar 20-25 yıl sorunsuz yaşayabiliyor

İlk akıllı ilacın 2000’li yılların başında, o zamanlar için tedavisi imkânsız görülen lösemi yani kan kanserine yönelik olarak bulunduğunu paylaşan Prof. Dr. Necdet Üskent, “O zaman için birkaç yıl yaşayabilen hastalar bugün iyileşebiliyor, yani özel tedavi yöntemi sayesinde 20-25 yıl sorunsuz yaşayabiliyorlar. Bu ilk bulgudan sonra araştırmacılar mutasyon dediğimiz ve tümör gelişimine neden olan özel gen yapısı değişikliklerini her kanserde aramaya başladılar ve 2007’li yıllarda akciğer kanserinde EGFR isimli özel mutasyonu buldular. Araştırmalar devam ettikçe cilt, meme ve mide kanserlerinde de böyle mutasyonların varlığı ortaya çıktı. Günümüzde akciğer kanserlerinin yüzde 15-20 civarı akıllı ilaçlardan faydalanabiliyor, bu oran sigara içmeyen ve kadın hastalarda artıyor” bilgilerini verdi.

Akıllı ilaçların yan etkileri kemoterapiye göre daha hafif

Akıllı ilaçların hastalığı baskı altında tuttuğunu, bir nevi kronikleştirdiğini dile getiren Prof. Dr. Necdet Üskent, “Akıllı ilaçların yan etkileri arasında; kemoterapi kadar olmasa bile yorgunluk, ciltte akne, kuruluk ve saç rengi değişiklikleri bulunuyor. Bunun nedeni bloke edilen gen sinyalinin deri ve saç pigmentindeki normal görevlerinin de engellenmesi. Akıllı ilaçların etki mekanizmaları farklılık gösterir, mutasyona yönelik olanlar bunlardan sadece biridir. Bazıları hücrenin bölünme sinyalini durdurarak etki ederler. Sağlıklı hücreler genlerden çoğalma sinyali almadan bölünemez ve çoğalamazlar. Kanser hücreleri ise sinyal gelmeden, bir elektrik şalterinin takılı kalması veya bozuk bir fotokopi makinesi gibi gereksiz, kontrolsüz ve amaçsız çoğalırlar. Bazı akıllı ilaçlar hatalı sinyali bloke ederek durdurur, bazıları ise tümörün kan damarlarına ulaşıp beslenmesini engellerler. Bunlar anjiyogenez dediğimiz tümörün kendi damarını oluşturma ve kanlanma düzenini bozarak etki ederler. Yeni geliştirilen bazı akıllı ilaçlar ise kanser hücresini intihara yönelterek çalışırlar. Normal hücreler hasar gördüğünde ya da DNA’ları zedelendiğinde kendilerini yok eder, böylece hatalı hücrenin çoğalmasını engellerler. Programlı hücre ölümü de denilen bu hücre intiharı mekanizması kanser hücrelerinde bozulmuştur. Yeni bulunan bazı akıllı ilaçlar bunu sağlar ve kanser hücrelerini intihar etmeye ikna ederler” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kanser Genç Yetişkinlerde Hızla Artıyor!

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2022 yılında dünyada 19 milyon 976 bin yeni kanser vakası görüldü. Her yıl yaklaşık 10 milyon insan kanser nedeniyle hayatını kaybediyor, bu da kanseri yaklaşık altı ölümden birinin nedeni ve küresel olarak en büyük sağlık sorunlarından biri haline getiriyor.

Türkiye’de de 2022 yılında 240 bin insana kanser teşhisi konuldu ve 679 binden fazla insan kanser tanısı ile hayatına devam ediyor. Günümüzde görülme sıklığı giderek artan kanserin 2030 yılında dünyada 26 milyon insanın daha kapısını çalacağı öngörülüyor. Bu yükselişin büyük ölçüde nüfus artışı ve yaşam süresinin uzaması nedeniyle yaşanacağı belirtiliyor.  Üstelik eskiden ileri yaş hastalığı olarak bilinen kanser günümüzde genç yaş grubunu da tehdit ediyor! Acıbadem Maslak Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er,  son yıllarda kanserin 50 yaş altındaki kişilerde görülme oranının 1990 yılına göre yüzde 80 oranında artış gösterdiği uyarısında bulunuyor.  Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er, hatalı yaşam tarzının ve çevresel risk faktörlerine erken yaşta maruz kalmanın genç erişkinlerde kanser riskini artırdığına dikkat çekerek, “Genç yaş grubunda kanserin yaygınlaşmasında en önemli etkenler ise hatalı beslenme alışkanlıkları, çağımızın önemli sorunu olan obezite, sigara kullanımı ve alkol tüketimi  gibi risk faktörleridir” diyor.  

 

Son 30 yılda yüzde 80 arttı! 

Günümüzde 50 yaşın üzerindeki yetişkinlerde ortaya çıkan ve geç başlangıçlı olarak ifade edilen kanserlerin görülme oranı daha yüksek olsa da, 50 yaşın altındaki yetişkinlerde ortaya çıkan erken başlangıçlı kanserlerin küresel görülme sıklığı giderek artıyor. Bir çalışmada bilim insanları; 204 ülke ve bölgede 2019 veri tabanını temel alarak, 50 yaş altındaki kişilerde teşhis edilmiş olan 29 kanserin küresel yükünü araştırdı. 14-49 yaşları arasında teşhis edilen kanser vakaları erken başlangıçlı kanserler olarak kabul edildi. Yapılan araştırmada; kanserin 50 yaş altındaki kişilerde görülme oranında 1990 yılına göre yüzde 80 oranında bir artış yaşandığı tespit edildi. Araştırmada; geniz ve prostat kanserinin erken yaş grubunda en hızlı artış eğilimi gösteren kanser türleri olduğu belirlendi. Ölüm oranlarına bakıldığında ise en hızlı artış eğilimi böbrek ve yumurtalık kanserlerinde görüldü. Yine uzmanlar tarafından; 50 yaş altında görülen kanserlerin görülme sıklığının 2030 yılında yüzde 31 oranında artacağı tahmin ediliyor.  

En etkili önlem düzenli tarama programları 

Günümüzde pek çok kanser türünün düzenli olarak yapılan tarama programları ile erken dönemde tespit edilebilmesi ise yürekleri ferahlatıyorTıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er, kanser tarama programlarının genç yaş grubunda görülen kansere ve buna bağlı hastalık yüküne karşı en etkili önleyici tedbir olduğuna işaret ederek, “Örneğin kolon ve rahim ağzı kanseri gibi bazı kanser türleri tarama programları ile henüz kanser gelişmeden tespit edilebilmektedir. Bu nedenle tarama programlarını düzenli olarak yaptırmak yaşamsal öneme sahiptir” diyor.

 

Kanser artık tedavi edilebilir bir hastalık

Kanser, tıp dünyasında yaşanan son gelişmeler sayesinde artık tedavi edilebilir hastalıklar arasında yer alıyor. Öyle ki pek çok kanser türü günümüzde kronik hastalık olarak değerlendiriliyor. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er, son yıllarda ‘hassas onkoloji’ yaklaşımının kanseri yenmek için en iyi yeni silahlardan biri olduğuna dikkat çekerek, “Hassas onkoloji, her bir hastada kanserin genetik yapısının ve moleküler özelliklerinin incelenmesini içerir. Bu yaklaşım kanserin büyümesine ve yayılmasına neden olabilecek hücrelerdeki değişiklikleri tanımlar. Daha sonra bu bilgiler ışığında hastaya en uygun olan kişiselleştirilmiş tedaviler belirlenmektedir” diyor.

 

Hedefe yönelik tedavi ile başarılı sonuçlar 

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Er, meme, bağırsak ve böbrek kanserleri başta olmak üzere günümüzde birçok kanser türünde hedefe yönelik tedavilerden oldukça başarılı sonuçlar alındığına işaret ederek, “İmmünoterapi onkolojik tedavilerde son birkaç yılda ön plana çıkan yöntemlerden. İmmünoterapi tedavisinde amaç hastanın kendi savunma sistemlerinin yeniden aktive olmasını, böylece hastalıkla mücadele etmesini sağlamaktır. Bu yöntem günümüzde standart tedavi yaklaşımı olarak yerini almıştır” diyor.  Prof. Dr. Özlem Er, kemoterapi ilaçlarının da günümüzde sayılarının arttığını ve daha az yan etki yapması için uygun destek tedavilerin geliştirildiğini söylüyor. 

Kanserden korunmak için 7 önlem! 

Yaşam alışkanlıklarında yapılacak olan düzenlemeler ile kanserin gelişme riski düşürülebiliyor. Prof. Dr. Özlem Er, kanserden korunmak için almanız gereken en önemli önlemleri şöyle özetliyor: 

  • Sigara ve alkolden uzak durun
  • Sebze ve meyve tüketin
  • Düzenli egzersiz yapın
  • İdeal kilonuzu koruyun
  • İşlenmiş yiyeceklerden kaçının
  • Gazlı içecekler tüketmeyin
  • Güneşe maruziyeti günde 15 dakika ile sınırlayın

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir Ekipleri Vatandaşları Sandığa Götürecek

Muğla Büyükşehir Belediyesi 31 Mart’ta yapılacak Yerel Seçimler için oy kullanacak yatağa bağımlı ve engelli vatandaşları tam donanımlı hasta ve engelli nakil araçları ile sandığa götürecek.

Muğla’nın 13 ilçesinde 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler için oy kullanacak yatağa bağımlı ve engelli vatandaşlar için Büyükşehir Belediyesi’nin tam donanımlı hasta ve engelli nakil araçları vatandaşların hizmetinde olacak. Büyükşehir Belediyesi 13 hasta nakil ambulansı, 6 engelli nakil aracı, 1 hasta nakil aracı 42 personelle 31 Mart seçimleri için oy kullanacak yatağa bağımlı ve engelli vatandaşları sandığa götürecek.

 444 48 01 Çağrı Merkezi üzerinden Büyükşehir Belediyesi’ne ulaşan vatandaşlar seçim günü evlerinden alınarak oy kullanacakları sandıklara götürülecek. Taşıma hizmeti ilçeler arası değil sadece ilçe içinde yapılabilecek. Seçimlerde vatandaşların demokratik haklarını kullanması, uzman ekiplerle sağlıklı bir şekilde sandıklara ulaşması için Büyükşehir ekipleri görev başında olacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çocuğunuza Özgüven Aşılayacağım Derken Zarar Verebilirsiniz!

Klinik Psikolog Dr. Öğr. Üyesi Billur Örnek, ebeveynlerin çocuklarında olumlu kendilik algısı oluşturmaya yani onlara özgüven aşılamaya çalışırken psikolojik sağlıklarını olumsuz etkileyebilecekleri uyarısında bulunarak çocukların kendilerini gerçeğe uygun şekilde tanımalarını sağlamak için önerilerde bulundu 

 

“Kendilik Algısı”, kişinin kendisini nasıl gördüğünü, algıladığını veya tanımladığını anlatan bir olgu olarak psikoloji literatüründe yerini almış durumda. Tamamen sübjektif olan bu durum, kişinin doğası ve özelliklerinin yanı sıra deneyimleri, akranlar ve yetişkinlerle olan etkileşimleri, çevresindekilerin kişiye karşı olan davranışları ve ifadeleriyle şekilleniyor. Dolayısıyla bir kişinin kendisiyle ilgili algısı, çevresinde onu gözlemleyen diğer kişilerin algısından çok farklı bir noktada olabiliyor. Uzmanlar ise ebeveynlerin çocuklarında olumlu kendilik algısı oluşturmaya çalışırken psikolojilerini bozabilecekleri uyarısında bulunuyor. 

“Kendilik Algısı Tüm Yaşamı Etkiler”

Yeditepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Billur Örnek, kendilik algısına ilişkin bilgi verdi. Kendilik algısının, kişinin diğerleriyle olan etkileşiminde, kendisi ile olan ilişkisinde, yaşamda seçtiği yollar ve verdiği kararlarda büyük ölçüde etkili olduğuna işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Örnek, “Kendisini sosyal olarak sevilir ve kabul edilir gören kişi daha rahat ve doğal iletişim kurar. Aksine kabul edileceğinden emin olmayan bir kişi ise etkileşimden kaçınır ve sonuçta sosyal becerileri yeterince gelişmeyebilir” dedi. 

“Kendilik Algısı Çevreyle Yakından İlişkili”

Kişinin kendisini nasıl algıladığının, yetişme koşullarında ebeveynlerinin, önemli diğer yetişkinlerin ve akranların tepkileriyle çok bağlantılı olduğuna işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Billur Örnek, “Karşıdan bakıldığında üst düzeyde başarılı bir kariyeri olan kişilerin, çocuklukta ebeveynlerin mükemmeliyetçiliği ile karşılaştığı için kendisini hiçbir zaman yeterli ve başarılı hissedemediğini gözlemliyoruz. Bu durum, ebeveynlerin tepkileri nedeniyle kendilik algısı grafiğinin olumsuza doğru düşüşe geçmesi olarak düşünülebilir. Kişi kendisini ortaya koyduğundan daha yetersiz, düşük standartlarda algılamaktadır. Terapide kişinin kendisini başkasının gözünden görerek edindiği algısını, ortaya koyduğu gerçeklere tekrar bakarak değiştirmesine odaklanırız” diye konuştu. 

“Kendilerini Koruyor Olabilirler”

Zaman zaman da bunun aksinin olduğuna işaret eden Billur Örnek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Örneğin kişi, kendisini başkalarının tabi olduğu kuralların üstünde, şişmiş bir kendilik algısıyla tanımlıyor olabilir. Bu bazen çocukluğundan itibaren kişiye ayrıcalıklı davranılması nedeniyle, bazen de tam tersine yetersiz olduğu çok fazla ifade edilmiş kişilerin kendini koruma kalkanı olarak görülebiliyor. Her iki durumda da terapide kendilik algısını gerçekliğe yakın noktaya çekmeyi amaçlıyoruz. Yani şişmiş kendiliği de sönmüş kendiliği de olabildiğince objektif bir yere getirerek kişinin kendisini buradan görebilmesini amaçlıyoruz.”  

“Gerçeklikten Uzaklaşmayın”

Son yıllarda ebeveynlerin çocuklarda/gençlerde “olumlu kendilik algısı” oluşturma çabasının yoğun olduğunu gözlemlediklerini belirten Billur Örnek, şöyle devam etti:

“Olumlu kendilik algısı elbette istenen bir durumdur. Fakat gerçeklikten uzaklaşacak kadar olumlu kendilik algısı, çocuğun eninde sonunda hayal kırıklığı yaşaması ve kendine yabancılaşması ile sonuçlanacaktır. Olumlu kendilik algısı oluşturmaktansa gerçekçi bir kendilik algısı oluşturması yönünde gençlere/ çocuklara rehberlik etmenin çok daha sağlıklı olduğuna inanıyorum. Bu şekilde çocuk/genç gerçekten güçlü olan yönlerini parlatırken çok da güçlü olmayan yönlerini geliştirme yoluna gidecektir. Sahte bir ‘mükemmel kendilik algısı’ çocuğu/genci güçlü kılmaktan çok psikolojik bozukluklara açık ve kırılgan hale getirir.”

“İnsan Kendini Önce Başkalarının Gözünde Tanır”

Dr. Öğr. Üyesi Billur Örnek, sağlıklı bir kendilik algısı için neler yapılabileceğine ilişkin şunları kaydetti: 

“Çocukluktan itibaren yetişkinlerin hem çocukla olan kendi iletişimlerine dikkat etmesi hem de önemli diğerlerinin çocukla nasıl iletişim kurduğunu takip etmesi gerekir. İnsan önce başkalarının gözlerinde görerek tanır kendini. Bu nedenle yetişme aşamalarında nasıl davranıldığının çok büyük önemi var. Ne sahte bir mükemmellik ile ne de mevcut güçlü yönlerini görmezden gelerek; çocuğun/gencin açıkça güçlü taraflarını da, geliştirilmesi gereken taraflarını da konuşarak ilerlemekten bahsediyorum. Bir gencin iletişim becerileri çok güçlü fakat sabır göstermekte zorluk yaşıyor olabilir; bir diğeri de çok sabırlı fakat sınır çizip haklarını korumakta güçlük çekiyor olabilir. Her ikisinin hem güçlü yanları hem geliştirilmeye açık yanları var. Kendisini bu gerçekçilik ile tanımasına izin verilen kişinin sağlıklı bir yetişkin olması, kendisinin farkında ve kendisiyle barışık olması çok daha kolaydır.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Topaloğlu'ndan karatecilere ziyaret

Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Adalin Spor Kulübü Derneği Spor Salonu’nda karatecileri ziyaret etti.

Başkan Topaloğlu, sporcularla tek tek selamlaşarak sohbet etti. Topaloğlu, Okul Sporları Türkiye Kata ikincisi Ecemnaz Şahin ve Türkiye Şampiyonası’nda kata ikincisi Meliha Nur Birdal’ı başarılarından dolayı ayrıca tebrik etti.

Başkan Topaloğlu, yaptığı açıklamada, Kemer Belediyesi olarak spora ve sporcuya her zaman destek olmaya devam ettiklerini belirterek, Balkan Şampiyonası’nda Türkiye’yi ve Kemer’i temsil edecek olan Meliha Nur Birdal’a da başarılar dilediğini kaydetti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İbo Aslan vs. Anton Turkalj Dövüşü Canlı Yayınla Sadece S Sport Plus'ta

“The Last Ottoman” lakabı ile tanınan ve UFC’de aktif kontratı olan tek Türk dövüşçü İbo Aslan’ın; Atlantic City’de Anton Turkalj ile karşılaşacağı UFC maçı 31 Mart Cumartesi’yi Pazara bağlayan gece 02:00’den itibaren canlı yayınla sadece S Sport Plus’ta.

İbo Aslan “The Last Ottoman” UFC’de

İbo Aslan, 16 Ağustos 2023 yılında “Dana White’s Contender Series’te” çıktığı maçta Brezilyalı rakibi Paulo Renato Jr’ı 2 dakika 22 saniyede nakavt ederek beğenileri üzerine topladı ve Eylül ayında UFC ile kontrat imzaladı. 

UFC’de aktif kontratı olan tek Türk dövüşçü İbo Aslan, UFC kariyerindeki ilk maçına hafif ağır sıklette İsveçli Anton Turkalj karşısında çıkmaya hazırlanıyor.

Rövanş Değeri Taşıyan Kritik İlk Maç 

Temsilcimiz, Anton Turkalj ile 2020 yılında MMA organizasyonunda karşı karşıya gelmişti ve o maça kadar MMA karnesi 8-0 olan İbo Aslan ilk yenilgisini Anton Turkalj’a karşı almıştı. Bu maç temsilcimiz için Anton’a karşı rövanş niteliği de taşıyor. 

Sean’dan Temsilcimize Tam Destek

Temsilcimiz İbo Aslan, Sean Strickland’ın ekibi ile yoğun bir kamp süreci geçirerek eski orta sıklet şampiyonu Sean ve ekibinden de tam destek aldı. 

S Sport Plus’tan UFC Hayranlarına Özel Kampanya

UFC Atlantic City’de gerçekleşecek bu maç 31 Mart Cumartesi’yi Pazara bağlayan gece 02:00’den itibaren canlı yayınla sadece S Sport Plus’ta. Kaçırmak istemeyen dövüş sporu takipçilerine özel S Sport Plus üyeliği” IBOASLAN” koduyla ilk 3 ay 49,99 TL/AY

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Xiaomi Fan Festivali 2024 Tüm Hızıyla Başladı!

Küresel teknoloji devi Xiaomi’nin her yıl düzenlediği Fan Festivali başladı. 23 Nisan tarihine kadar devam edecek festivalde Xiaomi, en sevilen akıllı telefon ve ekosistem ürünlerinde hem mi.com.tr hem de Mi Store uygulaması üzerinden kullanıcılarına çeşitli kampanya fırsatları sunuyor.  

Xiaomi, her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen Xiaomi Fan Festivali ile ilgili ayrıntıları açıkladı. Her yıl şirketin kuruluş yıldönümü olan 6 Nisan’da düzenlenen etkinlikte dünyanın dört bir yanındaki Xiaomi Fanları için özel promosyonlar yapılıyor ve etkinlikler gerçekleştiriliyor. Şirketin 14. kuruluş yıldönümünü kapsamında festival bu yıl “İkonik Anlar” teması altında düzenlenecek ve Xiaomi fanlarıyla birlikte yaşanan ortak anlara odaklanacak.

6 Nisan’dan itibaren indirimli fiyattan cihazların satışta olacağı Xiaomi Fan Festivali 23 Nisan’a kadar devam edecek. Bu kapsamda Xiaomi’nin en sevilen serilerinin cihazlarından biri olan Redmi Note 11 Pro+ 5G 6GB + 128GB modeli indirimli kullanıcı fiyatı 10,599 TL olurken 8GB + 256GB modeli indirimli kullanıcı fiyatı 12,099 TL olacak. 

Redmi Note 12 6GB + 128 GB modeliyse sadece 8,099 TL’ye satın alınabilecek. Bunların yanı sıra POCO F5 Pro 12 + 512 GB 26,999 TL özel fiyatla satışta olurken Xiaomi’nin en beğenilen tabletlerinden Redmi Pad SE 8 GB + 256 GB 7,299 TL’ye kullanıcılarla buluşacak. 

Özel bir gün için özel bir cihaz

Bu yılki Xiaomi Fan Festivali anısına Xiaomi, Redmi Note 13 Pro+ 5G’nin Xiaomi Fan Festivali Özel Sürümünü fanların beğenisine sunuyor.¹ Bu özel cihaz, Xiaomi Fan Festivali logosuyla süslenmiş Mistik Gümüş arka kaplamasıyla öne çıkıyor. Karmaşık bir tasarım süreciyle oluşturulan arka kısım CMF, camla kaplı gümüş bir film tabanı içeriyor. Bu arka kapağın üzerinde nanolitografi kullanılarak titizlikle hazırlanmış bir süper logo bulunuyor. Sonuç olarak ortaya çıkan kırılma efekti, logonun büyüleyici bir ışık ve gölge oyunuyla canlanmasını sağlıyor.

Gümüş kabartmalı ve logolu özel bir kutuyla sunulan Xiaomi Fan Festivali Özel Sürümü, cihazın metalik arka yüzünü tamamlayan özel bir duvar kağıdının yanı sıra kullanıcıların kendi benzersiz logo desenlerini oluşturmalarına olanak tanıyan çeşitli Xiaomi Fan Festivali temalı çıkartmalarla birlikte geliyor. Bu koleksiyon sadece Xiaomi’nin teknolojik gücünü kutlamakla kalmıyor, aynı zamanda hayranlara markayla bağlantı kurmanın somut bir yolunu sunarak festival için özel olarak tasarlanan cihazı Xiaomi Fan Festivali’nin değerli bir hatırası haline getiriyor.

Xiaomi Fan Festivali Özel Sürümü, 29 Mart 2024 tarihinden itibaren katılımcı ülke ve bölgelerde ön siparişe açılacak. Cihazın sınırlı sayıda satışa sunulması nedeniyle ve sıkı Xiaomi Fanlarını ödüllendirmek amacıyla, öncelikli satın alma ayrıcalıklarından yararlanmaları için az sayıda şanslı kişiye F kodu dağıtılacak.²

Sıkı Xiaomi Fanlarına özel kampüs turu

Bu yılki Xiaomi Fan Festivali yalnızca yeni ürünleri sahneye taşımakla kalmıyor, aynı zamanda bazı fanların benzersiz bir etkinliğe katılması için ilk kez bir fırsat sunuyor. Sıkı fanlardan oluşan bir grup, 12 Nisan’da Xiaomi Global Kampüsünü ziyaret edecek ve burada Xiaomi Laboratuvarlarını gezme ve şirketin yenilikçi ürünlerinden bazılarını deneyimleme şansına sahip olacak.

Xiaomi Fan Festivali’nin Tarihçesi

İlk olarak 2012 yılında şirketin kuruluşunun ikinci yıldönümünde düzenlenen Xiaomi Fan Festivali (XFF), Xiaomi Fanlarına duyulan minnettarlığı ifade etmek için 6 Nisan’da her yıl düzenlenen bir kutlama haline geldi.

Xiaomi Fan Festivali, ilk olarak Çin’de başladı, ardından 2015’te Hindistan ve Endonezya’da düzenlenmeye başlandı ve son olarak 2018’de Avrupa pazarlarına girdi. Şu anda dünya genelinde 40’tan fazla ülke ve bölgede düzenleniyor.

Sorumluluk Reddi

¹ Xiaomi HyperOS, Redmi Note 13 Serisinde 25 Mart’tan itibaren OTA yoluyla kullanıma sunulacak.

² Öncelikli satın alma kodu, kullanıcıların bir Xiaomi ürününü stokta olmamasına rağmen alışveriş sepetlerine eklemelerine olanak tanıyan bir koddur. İlgili F kodları yalnızca katılımcı ülke ve bölgelerde mevcut olacaktır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı