Aylık arşivler: Mart 2024

Kuveyt Türk, çiftçilere özel ürün ve hizmetleriyle Konya Tarım Fuarı'nda

Türkiye’nin öncü katılım finans kuruluşu Kuveyt Türk, 5-9 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Konya Tarım Fuarı’na katılıyor. Fuarda çiftçilere özel ürün ve hizmetlerini tanıtacak olan Kuveyt Türk, mobilden hesap açma hizmeti, mobilden anında hasat ödemeli Tohum Kart alımı ve finansal kiralama gibi tarım sektörüne yönelik ürün ve hizmetlerini anlatacak. Kuveyt Türk, mobilden hesap açan müşterilerine 2.300 TL’ye varan özel hediye ve kampanyalarla destek olacak.    

Çiftçiler için özel ürün ve hizmetleri hayata geçirmeye devam eden Kuveyt Türk, 5-9 Mart tarihleri arasında düzenlenen Konya Tarım Fuarı’na katılacak. Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise sayılı tarım fuarlarından biri olarak kabul edilen Konya Tarım Fuarı, bu yıl 20. kez kapılarını katılımcı ve ziyaretçilerine açıyor. Tarım sektörünün önde gelen şirketlerinin katılım göstereceği fuarda Kuveyt Türk, tarım sektörüne yönelik ürün ve hizmetleri hakkında bilgiler paylaşacak. Çiftçilere yönelik avantajlı kampanyalar sunan Kuveyt Türk, fuar kapsamında Hasat Ödemeli Tohum Kart, mobilden hesap açma hizmeti, mobilden anında Tohum Kart gibi tarım sektörüne yönelik ürün ve hizmetlerini tanıtacak. 

Kuveyt Türk tüm çiftçileri iş ortağı olarak görüyor

Kuveyt Türk, tarım ve hayvancılık alanlarında faaliyet gösteren müşterilerinin yanında olmayı sürdürüyor. Kuveyt Türk, tarım bankacılığı hizmetleri kapsamında Tohum Kart, bitkisel üretim, süt ve besi hayvancılığı, traktör ve tarla finansmanı, finansal kiralama ve daha birçok hizmeti müşterilerine sunuyor. Çiftçilerin tarımsal faaliyetlerindeki olası risk ve hasarlarına karşı ürün ve hayvanları güvenceye almayı sağlayan TARSİM’e de aracılık ediyor. Müşteriler ayrıca Elektronik Ürün Senedi (ELÜS) alım-satım işlemlerini Kuveyt Türk aracılığıyla yapabiliyor ve ELÜS kıymetlerini teminata vererek finansman kullanabiliyor.

Hasat Ödemeli Tohum Kart 

Kuveyt Türk, çiftçilere hizmet verdiği Tohum Kart’la, tarımsal faaliyetlerde ihtiyaç duyulan mazot, gübre, zirai araç, tarımsal ekipman, tohum, yem gibi birçok alandaki harcamaları finanse etme ve ödemeleri hasat dönemine kadar erteleme fırsatı sunuyor. Çiftçiler, Kuveyt Türk Mobil’den hesap açarak Tohum Kart başvurularını mobilden anında tamamlayabiliyor, sanal Tohum Kart ile ihtiyaçlarını hemen satın alabiliyor. Mobilden Tohum Kart alan çiftçilere 10.000 TL ve üzeri ilk harcamaları için 500 TL iade ediliyor. Herhangi bir aidatı da olmayan ve hasat döneminde ödemeli Tohum Kart’la müşteriler, 12 aya varan ödemesiz dönem imkânına sahip oluyor. Bunun yanında çiftçiler anlaşmalı üye iş yerlerinden vade farksız harcama yapılabiliyor. Ayrıca EFT, havale, FAST işlemlerini komisyonsuz olarak dijital kanallar aracılığıyla gerçekleştirebiliyor. Bu sayede çiftçiler birçok hizmete dijital kanallar aracılığıyla kolaylıkla ulaşabiliyor.

Çiftçiler ve şahıs firmaları için hesap açma

Kuveyt Türk, mobilden müşteri olma hizmetini bireysel bankacılık alanında başlatan ilk kurumlardan biri oldu. Şahıs firmaları ve çiftçiler, çok kısa bir sürede hesap açıp Kuveyt Türk Mobil’i kullanmaya başlayabiliyor. Ayrıca çiftçiler uzaktan hesap açtıktan sonra, mobil şubeden kart başvurularını yapıp sanal tohum kart ile anında ihtiyaçlarını alabiliyor. Kuveyt Türk, mobilden hesap açan müşterilerine 2300 TL’ye varan özel hediye ve kampanyalarla destek olmaya devam ediyor.  

Leasing ve Tarım Finansmanı

Kuveyt Türk, tarım bankacılığı çerçevesinde bitkisel üretim, süt ve besi hayvancılığı, traktör, tarla finansmanı ve daha birçok hizmeti de müşterilere sunuyor. Tarım makineleri yatırımlarını leasing ile finanse ederek uzun vade, uygun fiyat ve belirli makine grupları için vergi avantajından da faydalanma imkânı sunan Kuveyt Türk, ödeme dönemlerini, üreticilerin ve tarım sektöründe faaliyet gösteren firmaların hasat zamanına ve üretim döngülerine göre planlıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

ŞOK Marketler temel ihtiyaç ürünlerinde “her gün ucuz fiyat" kampanyasını duyurdu

ŞOK Marketler temel ihtiyaç ürünlerinde uygulayacağı her gün ucuz fiyat kampanyasıyla müşterilerinin yüzünü güldürecek. Seçili temel ihtiyaç ürünlerinde ara sıra değil sürekli ucuzluk sağlayacak.

Türkiye’nin en büyük gıda perakendecilerinden ŞOK Marketler, Ramazan’ın bereketini hanelere taşıyor. ŞOK Marketler ayçiçek yağından beyaz ete, patatesten soğana, sütten yumurtaya, pirinçten bakliyata kadar bir evin en temel ihtiyaçları arasında yer alan onlarca çeşit ürünü “her gün ucuz fiyat” ilkesiyle raflarına taşıyarak müşterilerinin yüzünü güldürecek. Güvenilir ve kaliteli ürünleri daima en uygun fiyatlarla Türkiye’nin dört bir yanında müşterileriyle buluşturan ŞOK Marketler’de seçili temel ihtiyaç ürünlerinde ara sıra değil sürekli ucuzluk sağlanarak müşterilerin bu ürünlere rahat ulaşmasına destek olmaya devam edilecek. Ayrıca ŞOK’un sadakat programı Win üyesi olan müşterilere özel avantajlar ve Ramazan ayında da sürecek Win kampanyaları ile müşteriler kazançlı alışveriş yapacak.

CEO Uğur Demirel: “‘Her gün ucuz fiyat’ politikamız ile hanelerin en temel ihtiyaçlarına bir gün değil her gün rahat ulaşmasını hedefliyoruz.”

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan ŞOK Marketler CEO’su Uğur Demirel sözlerini şöyle sürdürdü: “ŞOK Marketler olarak daima ülkemizin ekonomisine ve müşterilerimizin bütçesine katkı vermek üzere çalışıyor, ülkemizin 81 ilinde temel ürünleri mümkün olan en uygun fiyatlarla müşterilerimizle buluşturuyoruz. Dayanışma ve paylaşma ayı Ramazan’ı karşılamaya hazırlandığımız bugünlerde de Ramazan bereketinin hanelere taşınmasına destek olmak amacıyla temel ihtiyaç ürünleri arasından belirlediğimiz ürün gruplarında fiyatları oldukça düşük tutacağız. Amacımız bu ürünlerde geçici indirimler yapmak yerine sürekli ucuz fiyatı korumak.

Geçen sene hem Ocak ayında düzenlediğimiz fiyat sabitleme kampanyası hem de Cumhuriyetimizin 100. Yılına özel olarak Ekim ayında gerçekleştirdiğimiz indirim kampanyası ile sektöre öncülük etmiş; enflasyonla mücadeleye ve hane halkı ekonomisine önemli katkı sunmuştuk. Yeni kampanyamız ile de amacımız Türkiye’nin dört bir yanında halkımızın temel ihtiyaç ürünlerine daima ucuz fiyatlarla ulaşmasını sağlamak.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

E-ticarette sınırları kaldırarak dünya çapında alışveriş yapma imkânı sağlayan Shippn, 8 Milyon Dolar değerleme üzerinden yatırım aldı!

200+ ülkeden müşterilerine 35 ülkeden alışveriş yapma imkanı sağlayan Shippn, köprü yatırım turunu tamamladı. Seyfettin Ersen Erol, Levent İlhaner, Enes Güren ve Duhan İçöz tarafından yönetilen Shippn, KT Portföy liderliğinde gerçekleşen seri A öncesi köprü yatırım turunda 547 bin dolar yatırım aldı. İlk tura dahil olan APY Ventures, Mindvest GSYF ve Lima Next Ventures bu turda da takip yatırımı yaparken; KT Portföy, Kültepe Yatırım, start-up yatırımcısı Faik Ulutaş ve Cem Bahar da tura katılım sağladı.
 

Cirosunu dolar bazında üçe katladı

İlk yatırım turundan bu yana cirosunu dolar bazında üçe katlayan Shippn, kullanıcılarının 35 ülkeden alışveriş yapabilmesini sağlayan, sınır ötesi alanında faaliyet gösteren bir girişimdir. Shippn’de oluşturulmuş global toplulukta lokal adreslerini kullandırmak üzere sisteme kaydolmuş̧ olan Host olarak adlandırılan kullanıcıların sistemden kazanç̧ elde etmelerine imkân tanınıyor. Shippn müşterilerinin bu adresleri kullanarak dünyanın her yerinden kendi ev adreslerine sipariş̧ verir gibi alışveriş̧ yapabilmesini ve 1-5 iş günü içerisinde satın aldıkları ürünlerin kapılarına kadar ulaştırılmasını sağlıyor. 

 

Şirket CEO’su Duhan İçöz;
 

2 yıl gibi bir sürede %1500 üzerinde bir büyüme ile oluşturduğumuz bu komüniteyi zenginleştiriyoruz. Şu anda Birleşmiş Milletlere üye olan ülke sayısından daha fazla ülkeden sistemimize kaydolmuş kullanıcımız var. 35 ülkede bulunan iştirak depomuz diye tanımlayabileceğim Host’larımız aracılığı ile sınırların olmadığı bir alışveriş deneyimini gün geçtikçe yaygınlaştırıyoruz. Her gelen siparişi sorunsuz şekilde teslim etmek üzere aynı heyecanla çalışıyoruz. Bu iş modelinde dünyadaki öncü şirketlerdeniz. Topluluk pazaryeri modeli ile lojistik gibi dijitalleşme sürecinde geride kalmış bir sektörde ölçeklenebilir bir dönüşüm yaratılabileceğini ortaya koyuyoruz. Yakın zamanda ürünümüze katacağımız B2B özellikleri ile son kullanıcılar dışında ihracatçı firmaların 35 ülkedeki iade süreçlerini de yönetebileceği bir servis ile hacmimizi büyük ölçüde büyütmeyi hedefliyoruz. Bu yatırım turunun bize hedeflerimizi başarabilme anlamında çok büyük bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Özellikle mevcut hacmimizin yüksek olduğu Amerika bölgesinde ve gelişim potansiyelimiz bulunan EMEA bölgesinde ciddi bir yayılım hedefimiz mevcut.

 Artık seri A yatırım turuna kadar planımız; hali hazırda teknik ve operasyonel olarak optimize ettiğimiz servisimizle tamamen büyümeye bütçe ayırarak şirket değerlememizi en üst seviyeye çıkartmak.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Altay: “Tarık Buğra'nın Hatıralarını Akşehir'deki Evinde Yaşatacağız"

Konya Büyükşehir Belediyesi, Türk edebiyatının önemli yazarlarından olan ve ‘Küçük Ağa’ başta olmak üzere unutulmaz eserleriyle iz bırakan Akşehirli yazar Tarık Buğra’nın evini müzeye çeviriyor. Kamulaştırması tamamlanan evde incelemelerde bulunan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, “Akşehir’in en önemli değerlerinden birisi olan Tarık Buğra’nın evi Büyükşehir Belediyemiz tarafından kamulaştırıldı. Şimdi içerisinde Tarık Buğra’nın hatıralarının yaşatılacağı, gençlere onun hayatını anlatacağımız bir müzenin inşaatına da en kısa sürede başlayacağız. Böylece bu değerimizi de hem Akşehirlilerle hem de tüm Türkiye ile buluşturmuş olacağız” dedi.

Konya Büyükşehir Belediyesi, Türk edebiyatının usta kalemlerinden Akşehirli yazar Tarık Buğra’nın yaşadığı evi müzeye çevirmek için çalışmalarını sürdürüyor. 

Akşehir Belediye Başkanı Salih Akkaya ve Cumhur İttifakı Akşehir Belediye Başkan Adayı Yusuf Kahraman ile birlikte kamulaştırması tamamlanan evde incelemelerde bulunan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, ziyaret sonrası yürütülen çalışmayla ilgili bilgi verdi.

MÜZENİN İNŞAATINA EN KISA SÜREDE BAŞLANACAK

Akşehir Belediyesi’yle birlikte ilçenin tarihini ve kültürel dokusunu ortaya çıkarmak için önemli çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Başkan Altay, “Cephe sağlıklaştırma projeleriyle başlayan süreçte bugün önemli bir noktaya geldik. Akşehir’in en önemli değerlerinden birisi olan, Akşehir’de uzun süre yaşamış Tarık Buğra’nın evi Büyükşehir Belediyemiz tarafından kamulaştırıldı. Şimdi içerisinde inşallah Tarık Buğra’nın hatıralarının yaşatılacağı, gençlere onun hayatını anlatacağımız bir müzenin inşaatına en kısa sürede başlamış olacağız. Böylece bu değerimizi de hem Akşehirlilerle hem de tüm Türkiye ile buluşturmuş olacağız” diye konuştu.

AKŞEHİR’İN TURİZMİNE KATKI SAĞLAYACAK

Projede dijital bir içerikle ilgili çalışmaların yürütüldüğünü kaydeden Başkan Altay, “Akşehir’in turizmine katkı sağlayacak bu işi  en kısa sürede yapmayı arzu ediyoruz. Akşehir, kültürel varlığıyla, kültürel envanteriyle turizmin en önemli destinasyonlarından birisi olma yolunda hızla ilerliyor. Hepimizin hatıralarında ‘Küçük Ağa’ dizisiyle hatırladığımız Tarık Buğra’yı anlatmak, onun hatıralarını yaşatmak bizim en önemli görevimiz. Bu konuda da üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çimsa, Yeni Yetenekler ile Sektörde Fark Yaratacak

Sabancı Topluluğu’nun global markalarından Çimsa, “Future Shapers” Geleceğin Liderleri programı ile sektörde fark yaratmaya hazırlanıyor. Yeni Neslin Sabancısı Yetkinlik Modeli ve Design Thinking Methodolojisi ile gerçekleştirilen Ideathon Programı ile adayları detaylı bir değerlendirme sürecinden geçiren Çimsa, 2552 aday arasından 11 genç lider adayını bünyesine kazandırdı. 

Sabancı iştiraki Çimsa, 6 Ekim 2023 tarihinde başlattığı “Future Shapers” Geleceğin Liderleri Projesi kapsamında yürüttüğü başarılı Ideathon Programı ile genç yetenekleri bünyesine kazandırdı.

Çimsa; “Future Shapers” Geleceğin Liderleri programı ile aday seçme ve yerleştirme sürecinde Design Thinking Methodolojisi’ni benimseyerek, adayların yetkinliklerini daha yakından gözlemleme fırsatı buldu. İlk eleme sonucunda belirlenen 21 aday, Ideathon Programı’nda detaylı mülakat süreçlerini başarıyla geçerek önceden belirlenen konu üzerinde inovatif fikirlerini sundu.

Bu model sayesinde, sadece raporlara göre değil, katılımcıların davranışları, tutumları, potansiyelleri kurum kültürüne uyumları ve son olarak beceri ve yetkinliklerine yönelik kapsamlı bir değerlendirme yapıldı. 1 gün boyunca gerçekleştirilen Ideathon Programı’nın sonunda 11 aday profesyonel hayata ilk defa Çimsa’da başlamaya hak kazandı.

Çimsa’nın geleceğe yönelik stratejileri doğrultusunda genç yeteneklere verdiği önem ve yatırımın bir göstergesi olan proje sonucunda seçilen 11 Genç Lider Adayı, Çimsa ofisinde gerçekleştirilen özel bir etkinlikle görevlerine resmi olarak başladı.

Kendisinin de genç yaşta yönetici adayı programı ile ilk kez Sabancı Topluluğu’nda işe başladığını belirten Çimsa CEO’su Umut Zenar; “İlk kez profesyonel hayata Çimsa’da başlayacak olmanız çok değerli. Ben de bir yönetici adayı programı ile başladığım Sabancı Topluluğu’ndaki yolculuğumda önce Akçansa sonra Çimsa CEO’su olarak görevime devam ediyorum. Potansiyelini kullanan pırıl pırıl gençler için Çimsa, yurt içinde ve yurt dışında birçok fırsat sunuyor.” dedi.

“Future Shapers” Geleceğin Liderleri Programı ile genç yeteneklere yönelik büyük bir adım attıklarını vurgulayan Çimsa İnsan Kaynakları ve Sürdürülebilirlik Genel Müdür Yardımcısı Tuğba Çörtelekoğlu şunları söyledi:

“Çimsa olarak, sürdürülebilir büyüme hedeflerimize ulaşmak için genç yeteneklere yönelik programlar geliştirmeye devam ediyoruz. Yeni nesil mülakatlarla desteklenen bu programla birlikte, Yeni Neslin Sabancısı Yetkinlik Modeli ve Design Thinking Metodolojisi ile hayata geçirdiğimiz Ideathon Programı sayesinde adaylarımızın sadece bilgi ve becerilerini değil, aynı zamanda yaratıcılıklarını ve kurum kültürümüze uyumunu da değerlendirdik. Her bir adayın sunduğu inovatif fikirler ve potansiyel, bize geleceğin liderleri olabileceklerini gösterdi. 

6 ay sürecek kapsamlı oryantasyon eğitimi süreci, onların hem kişisel hem de profesyonel gelişimlerine katkı sağlayacak ve Çimsa’nın gelecekteki hedeflerine ulaşma yolunda güçlü bir temel oluşturacak. 

Bu genç yönetici adaylarının enerjisi, yenilikçi fikirleri ve liderlik potansiyelleri, şirketin büyüme ve başarı yolculuğunda önemli bir katkı sağlayacak.

11 genç yönetici adayımız Geleceğin Liderleri olarak, şirketimizin ileriye dönük stratejilerinde kilit bir rol oynayacak ve Çimsa’nın başarısını daha da ileriye taşıyacaklar.

Çimsa olarak gelecekte de hep birlikte benzer başarı hikayelerine imza atmaya devam edeceğiz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Borusan EnBW Enerji ve Siemens Türkiye arasında iş birliği niyet mektubu imzalandı

Borusan Grup şirketlerinden Borusan EnBW Enerji ve Siemens Türkiye, elektrikli araç ve şarj istasyonları alanında sürdürülebilir ulaşımın geleceğini şekillendirmek için bir araya geliyor. İş birliği kapsamında Türkiye’nin şarj altyapısında öncü uygulamaların hayata geçirilmesi, sürdürülebilirlik ve temiz enerji konularında önemli adımlar atılması hedefleniyor.

Borusan Grup şirketlerinden Borusan EnBW Enerji ve Siemens Türkiye, sürdürülebilir ulaşımın geleceğini şekillendirmek üzere yapılacak ortak çalışmalar için bir araya geliyor.

İki kurum arasında gerçekleşen iş birliği, elektrikli araç ve şarj istasyonları ekosistemi konusunda teknik kapasite geliştirilmesi, yeni teknolojilerin takibi, karşılıklı eğitimler ve karma ekiplerle proje çalışmaları gibi çeşitli alanları kapsıyor. Bu stratejik ortaklık kapsamında, elektrikli araç filoları için ortak iş geliştirme faaliyetleri ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrikli araç filolarına enerji tedariği gibi önemli konular da ele alınacak.

Borusan EnBW Enerji, Türkiye’nin şarj altyapısında müşteri deneyimini önceliklendiren örnek uygulamalar kurmak için iş birlikleri kurma stratejisini sürdürüyor. Bu yeni iş birliği kapsamında, Borusan EnBW Enerji’nin sahip olduğu %100 yenilenebilir enerji portföyü, sürdürülebilirlik ve temiz enerji şarj uygulamalarında önemli bir rol oynayacak.

Enis Amasyalı: “Yeşil enerji dönüşümünün odak noktası olduğu iş birliklerine imza atmayı sürdüreceğiz.”

Borusan EnBW Enerji Genel Müdürü Enis Amasyalı, iş birliği ile ilgili olarak şunları söyledi: “Borusan EnBW Enerji olarak yenilenebilir enerji alanında öncü çalışmalar gerçekleştirirken sektörün önde gelen kurumlarıyla iş birliklerimize de devam ediyoruz. Bu kapsamda Siemens ile imzaladığımız niyet mektubu, elektrikli araç şarj istasyonları özelinde sektöre ivme kazandıracak bir adım oldu. Sektörünün önemli bir oyuncusu olan Siemens Türkiye ile elektrikli araç kullanıcılarına güvenilir şarj deneyimi sunarken, teknolojinin gücünden faydalanıyor, şarj altyapısını sağlamlaştırıyoruz. Borusan EnBW Enerji olarak yeşil enerji dönüşümünün odak noktası olduğu iş birliklerine imza atmayı sürdüreceğiz.

Levent Özcan Caner: “Ülkemizin e-mobilite yolculuğuna destek verecek yeni bir alan olan elektrikli araç şarj istasyonları ağı çalışmalarımızı güçlü iş birlikleri kurarak genişletiyoruz.”

Konuyla ilgili görüşlerini bildiren İş Geliştirme Satış ve Ticaret Genel Müdür Yardımcısı Levent Özcan Caner “Sürdürülebilirlik Borusan EnBW Enerji’nin öncelikli başlıklarından biri. Bu doğrultuda, şirket stratejimiz kapsamında ana iş alanımız olan yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi ve satışı çalışmalarımızı tamamlayacak, iklim kriziyle mücadele sürecine ülkemizin e-mobilite yolculuğuna destek verecek yeni bir alan olan elektrikli araç şarj istasyonları ağı çalışmalarımızı güçlü iş birlikleri kurarak genişletiyoruz. Siemens Türkiye ile yaptığımız iş birliği kapsamında elektrikli araç şarj istasyonları odağında önemli bir adım atarken bu ortaklığın sektörümüze ilham vermesini diliyorum” dedi.

Hüseyin Gelis: “Yatırım ve iş birliklerimizle elektrikli araçların geleceğine enerji katıyoruz.” 

İş birliğine ilişkin değerlendirmede bulunan Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, Siemens Türkiye olarak dijital dönüşüm odaklı katma değer oluşturduklarını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: “Siemens Türkiye olarak sürdürülebilirlik, yeni teknolojiler ve enerji verimliliği projelerimiz ile ülkemizde ve dünyada örnek konumda bulunan şirketler arasında yer alıyoruz. Dünyanın geleceği için gerçek dünya ile dijital dünya arasında bağlantı kuruyor; yenilikçi, verimli, enerji tasarruflu çözümler sunuyoruz. Elektromobilite, dünyamızda bir standart halini alıyor ve hem Türkiye’de hem de dünyada odak konulardan biri konumunda bulunuyor. Bu alanda ciddi yatırımlar var ve bu yatırımlar gelecekte daha da artacak. Biz de globalde ve Türkiye’de e-mobiliteye sadece ürünlerimizle değil, uzun yıllara dayanan bilgi birikimimizi, yenilikçi yazılımlarımızı ve yüksek performanslı ürünlerimizi birleştiren çözümlerimizle katkıda bulunuyoruz. Yatırım ve iş birliklerimizle başta ülkemiz olmak üzere global alanda elektrikli araçların geleceğine enerji katıyoruz.” 

 

Rıfkı Çolak: “Şarj istasyonlarımız IOT tabanlı olduğu için cihazı kurduktan sonra sahaya inmeden servis hizmeti sağlayabiliyoruz.”  

Siemens Türkiye E-mobility Birimi Ülke Yöneticisi Rıfkı Çolak ise iş birliğine ilişkin, “Siemens Türkiye olarak ihtiyaç duyan her bir kurum ve kuruluşa özel olarak hazırladığımız uçtan uca ürün ve hizmetlerimiz ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu noktada Borusan EnBW Enerji ile iş birliğimiz ayrı bir öneme sahip. Şarj istasyonlarımız IOT tabanlı olduğu için cihazı kurduktan sonra sahaya inmeden servis hizmeti sağlayabiliyoruz, data analitiği ile sürekli müdahalelerde bulunabiliyoruz. Bu sayede Borenco gibi Türkiye’de geniş ağ kuran iş ortaklarımızın operasyonlarını sürekli hale getirebiliyoruz. Öte yandan uzaktan servis stratejimiz ile karbon ayak izimizi düşürüyoruz. İş ortaklarımız da kendi süreçlerini mükemmelleştirerek, Türkiye’de elektrikli araç kullanmanın önündeki engelleri yıkmış oluyor” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Adel Kalemcilik, 2024 Fuarlarıyla Yıla Güçlü Bir Başlangıç Yaptı

Adel Kalemcilik, Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştirdiği 2024 fuarları ile kırtasiye sektörünün nabzını tuttu. Ocak ayının ilk yarısında başlayan ve sektörden büyük ilgi gören fuarlar, 21 farklı şehirde binlerce ziyaretçiyi ağırladı.

Köklü geçmişi ile Türkiye’nin ve yakın coğrafyanın en büyük kırtasiye ürünleri üreticisi olan Adel Kalemcilik, her sene düzenlediği fuarlarda sektörün tüm paydaşları ile bir araya geliyor. Bu yıl da İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Erzurum, Trabzon, Van, Bursa, Gaziantep, Çorlu, Elazığ, Adana, Denizli, Kayseri, Zonguldak, Samsun, Eskişehir, Konya, Kocaeli ve Diyarbakır’da düzenlediği fuarlarda bayi ve perakendecileri ile buluşturan şirket, kırtasiye sektöründeki iş ortaklarının yanında olmayı sürdürüyor. “1İz, Birlikte Başarırız” mottosu ile bu sene Antalya’da başlayan fuarların son durağı Adana oldu. Büyük başarı elde edilen ve sektörden binlerce katılımcıyı ağırlayan fuarlarda lansmanı gerçekleştirilen yeni ürünler arasında Faber-Castell Dino ve Unicorn serisi, Faber-Castell Black Edition serisi, Faber-Castell GenZ serisi ve Faber-Castell 2024 Çanta Koleksiyonu da ilgiyle karşılandı.

Büyük bir emek ile gerçekleştirilen aktivitelerde 50 günden fazla çalışma yapılırken, toplamda 13 bin km yol yapılarak Türkiye’nin dört bir yanına ulaşıldı ve 6.000’in üzerinde müşteri ağırlandı. 

Adel / Faber-Castell Pazarlama Direktörü Murat Büyükkucak konuyla ilgili şunları söyledi: “Her sene düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz fuarlarımız ile hem kırtasiye sektörünün nabzını tutuyor hem de iş ortaklarımız ile mevcut ilişkilerimizi daha da güçlendiriyoruz. 21 ilde binlerce müşterilerimizle bir araya gelerek yıla çok kuvvetli bir giriş yaptık ve hedeflerimizin üstünde başarı elde ettik. Fuarlarımızda yakaladığımız bu başarıyı yılın geri kalanında da devam ettireceğiz. Sene sonuna dek düzenleyeceğimiz farklı aktivitelerimizle paydaşlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sındırgı Belediye Başkanı Ekrem Yavaş, 4. Dönem İçin Adaylığını Açıkladı ve Yeni Projeleriyle Heyecan Veriyor

Sındırgı Belediye Başkanı Ekrem Yavaş, 4. dönem için Ak Parti’den adaylığını resmen açıkladı. Sındırgı’nın güçlü ve dinamik lideri olarak tanınan Yavaş, şehre daha fazla gelişim ve refah getirmek için kararlılığını bir kez daha ortaya koydu.

Ekrem Yavaş, geçmiş dönemlerde gerçekleştirdiği başarılı projelerle Sındırgı’nın çehresini değiştirmiş ve halkın takdirini kazanmıştı. Balkuru Jeotermal Sebze-Meyve Kurutma Tesisi, asfalt çalışmaları, sulama göletleri, doğalgaz projeleri ve parke taşı projeleri gibi birçok önemli işe imza atan Yavaş, yeni dönemde de Sındırgı’yı daha yaşanabilir bir şehir haline getirme sözü verdi.

Sındırgı’nın ihtiyaçlarına yönelik kapsamlı bir planla hareket eden Ekrem Yavaş, yeni projelerle ilgili heyecan verici detaylar da paylaştı. Bunlar arasında;

Altyapı Projeleri: Şehrin altyapısını güçlendirecek ve modernize edecek projelerle, yaşam kalitesini artırmayı hedefliyoruz. Su, kanalizasyon, ve elektrik gibi temel ihtiyaçların karşılanması için yeni altyapı çalışmaları başlatılacak.

Eğitim ve Kültür Projeleri: Sındırgı’nın genç nüfusu için daha iyi eğitim imkanları sağlayacak ve kültürel etkinliklerin artırılmasını destekleyecek projeler üzerinde çalışıyoruz. Modern eğitim tesisleri ve kültür merkezleri inşa edilerek, gençlerimizin ve şehrimizin kültürel gelişimine katkı sağlanacak.

Tarım ve Turizm Projeleri: Tarım ve turizm Sındırgı’nın önemli potansiyellerinden biridir. Bu sektörlerin geliştirilmesi için çiftçilere destek sağlanacak, tarımın modernize edilmesi ve turizm potansiyelinin artırılması için yeni projeler hayata geçirilecek.

İstihdam ve Sosyal Yardım Projeleri: İstihdamı artırmak ve sosyal yardımları güçlendirmek amacıyla yeni iş alanları yaratılacak ve dezavantajlı gruplara destek sağlanacaktır.

Ekrem Yavaş, Sındırgı’nın geleceği için büyük bir heyecan ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğini belirtti. Yavaş, halkın desteğiyle birlikte daha da büyük başarılara imza atacaklarını vurguladı.

Başkan Ekrem Yavaş’ın yeni dönem için hazırladığı kapsamlı projeler, Sındırgı’yı daha da ileriye taşıyacak ve şehrin yaşam kalitesini artıracak. Yavaş, Sındırgı’nın her kesimine dokunacak ve şehrin her alanında olumlu değişimleri hissettirecek projelerle hizmet etmeye devam edecek.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yumurta dondurma kanser sonrası gebelik şansını arttırıyor

Kanser tanısı ve tedavisi sonrası gebe kalma şansı kadınların en çok merak ettiği konulardan biri. Kanserin kuşkusuz her insan için zor bir süreç olduğunu hatırlatan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Dr. Ebru Öztürk Öksüz, “Kanserle yüzleşen kadınlar, tedavilerin yan etkileri nedeniyle üreme sağlığında sorunlar yaşayabiliyorlar. Uzun süren tedavilere bağlı olarak doğurganlık dönemlerini geçirdikleri için de gebelik şanslarını kaybedebiliyorlar. Ancak yumurta ve embriyo dondurma yöntemleri kadınların gebe kalma şanslarını kaybetmemeleri için güçlü bir seçenek” açıklamasında bulundu.

Bugün pek çok kanser türünde etkin tedaviler uygulandığını ancak bir yandan da bu tedavilerin kadınların yumurtalık fonksiyonlarını ve dolayısıyla da gebelik şansını azaltabildiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Dr. Ebru Öztürk Öksüz, “Yaş faktörü kısırlık nedenleri arasında ilk sırada geliyor. Kadınlarda ilerleyen yaşla birlikte yumurta rezervleri ve kaliteleri azalıyor. Bu durum kadının doğurganlığının azalması anlamına geliyor. Bütün bu etmenler göz önüne alındığında dondurma yöntemleri hastalara büyük bir fırsat sunuyor” dedi.

Kanser hastalarının, yumurta ve embriyo dondurma yöntemleriyle kanser tedavilerinin öncesinde tedbir alabildiklerinin altını çizen Dr. Ebru Öztürk Öksüz, “Kemoterapinin, hastanın tanı aldığı yaşa göre yumurta rezervinde yaptığı etki bazen geri dönüşümsüz olabiliyor. Dolayısıyla tedavi öncesi yumurta veya embriyo dondurmak bu durumda çok daha önemli bir rol oynuyor” şeklinde konuştu.

Dondurulan yumurtalar 10 yıla kadar saklanabiliyor

Tüp bebek tedavisi normal şartlarda regl döneminin 2. ve 3. günlerinde başlatılsa da kanser gibi zaman sorunu olan, dolayısıyla tedaviye bir an önce başlanması gereken hastalarda adet günlerine bakılmaksızın dondurma işleminin başlatıldığını açıklayan Dr. Ebru Öztürk Öksüz, “Kemoterapi öncesinde uygulanan iki haftalık tüp bebek tedavisiyle yumurta ve embriyo dondurma işlemleri yapılabiliyor. İki haftalık bu süreçte ilk olarak, istenilen sayıda yumurta elde etmek için ilaçlarla yumurtalar uyarılıyor. Ardından 10-12 gün içinde olgunlaşan yumurtalar, anestezi altında toplanıyor. Yumurtaların çevreleri temizlenerek kaliteli olanlar soğuk dondurma yöntemiyle donduruluyor. Bu şekilde 10 yıla kadar saklanabilen yumurtalar, kanser tedavisi bittikten sonra değerlendirilebiliyor. Yüzde 3-5 civarı bir bozulma oranı dışında yumurtalarda hiçbir sorun yaşanmıyor. Doğan bebeklerde de herhangi bir anomali de oluşmuyor” ifadelerini kullandı.

Embriyo dondurmanın yasal olarak evli olmayı gerektiren bir yöntem olduğunu da vurgulayan Dr. Ebru Öztürk Öksüz, “Yumurtalar ve spermler birleştirilerek oluşturulan embriyolar aynı yöntemle de dondurulabiliyor. Ancak embriyonun zamanı geldiğinde kullanılabilmesi için, söz konusu evliliğin devam ediyor olması gerekiyor. 35 yaş altındaki kadınlarda tek embriyo transferine izin verilirken, 3. tüp bebek denemesinden sonra iki embriyoya izin veriliyor. 35 yaş üstündeki hastalarda ise 2 embriyo transferine direkt olarak izin veriliyor” diye konuştu. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sessiz Tehlike: Yeme Bozuklukları

Klinik Psikolog Dr. Öğr. Üyesi Billur Örnek, Anoreksiya, Bulimiya ve Tıkınırcasına Yeme gibi şekillerde kendini gösteren yeme bozukluklarının yaşamı tehdit ettiğini belirterek tedavi edilmesinin hayati öneme sahip olduğuna dikkat çekti

Beslenme ve yeme bozuklukları çok çeşitli olmasına karşın “Anoreksiya Nervosa”, “Bulimia Nervosa” ve “Tıkınırcasına Yeme” en sık görülenler olarak biliniyor. 

Anoreksiya kişinin kendini kilolu algılaması nedeniyle gıda alımını çok fazla sınırlaması, bulimiya kusarak fazla kaloriden kurtulma şeklinde kendini gösteriyor. “Tıkınırcasına Yeme” ise diğer yeme bozukluklarının içine yerleşen “kontrol kaybı dönemleri” olarak ele alınabileceği gibi Anoreksiya veya Bulimiyadan bağımsız olarak da ortaya çıkabiliyor. Araştırmalara göre anoreksiya nervozanın gençler arasında görülme oranı yüzde 5 iken, her 4 gençten biri hayatının bir döneminde bulimiya deneyimi yaşıyor. 

Hasta ve Aile Tarafından Önemsenmiyor

Konuya ilişkin bilgi veren Yeditepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü Başkanı, Klinik Psikolog Dr. Öğr. Üyesi Billur Örnek, yeme bozukluğu taşıyan kişinin bu gerçeğin çoğunlukla ayırdında olmadığını belirterek kişinin çevresi tarafından da önemsenmemesi nedeniyle tedaviye başvurulmadığına işaret etti. Dr. Öğr. Üyesi Örnek, kişinin çevresinin dikkatli olması ve mutlaka tedaviye yönelik aksiyon almasının hayati öneme sahip olduğunu vurguladı. 

“Yeme bozuklukları, kişinin kendi bedenini algılayışının bozulması ve beslenme rutinini sağlıklı olmayan bir tarzda değiştirmesiyle karakterize olan ciddi psikolojik bozukluklardır” diyen Billur Örnek, “Bu bozuklukların fiziksel hasar yarattığı ve yaşamı tehdit ettiği akıldan çıkarılmamalı” ifadelerini kullandı. 

“Ebeveyn İlişkisinin Etkisi Büyük”

Dr. Öğr. Üyesi Billur Örnek, farklı kuramcıların yeme bozukluklarının ortaya çıkış nedenlerini farklı şekilde açıkladıklarını ifade ederek en fazla kabul gören nedenlere ilişkin şunları söyledi:

“Kişinin beslenme alışkanlığı, ebeveynler -özellikle de anne- aracılığıyla henüz emzirme dönemi kadar erken dönemde sağlanan bir olgudur. Bunun da etkisiyle ebeveynlerle kurulan ilişkinin, yeme davranışında etkisi büyüktür. Psikanalitik yönelimli klinisyenler Anoreksiya Nervosa’lı kişilerin özellikle annelerinden ayrımlaşamadıkları görüşünde birleşmektedir. Hastalık kontrolcü ebeveyne bir başkaldırı, kişinin kontrol edebildiği bir alan oluşturma ihtiyacına paralel olarak ortaya çıkabilir. Anoreksiya’da görülen yakın ve çatışmalı aile ilişkilerinin aksine Bulimiya’da uzak, mesafeli, duygusal anlamda doyurucu olmayan aile ilişkilerinin sıklıkla görüldüğünü söyleyebiliriz. Aile içi ilişkiler ve bağlanma süreçleri dışında bu iki bozukluğun görülmesinde sosyal medya, zayıflığın övüldüğü, kilolu olmanın yerildiği ortamlar da çok etkilidir.”
 

Kendini Avutmak, Uyuşturmak

Tıkınırcasına yeme bozukluğuna ilişkin ise Şema Terapi yaklaşımını anımsatan Billur Örnek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu yaklaşıma göre tıkınma, baş edilmesi güç duygularla yüzleşmekten kaçmak için kendini uyuşturmanın bir yoludur. Dolu mide, bebeklikte edinilmiş bir konfor hissini beraberinde getirir. Bebekken anne tarafından emzirilerek doyurulmuş olmak hem fiziksel olarak hayatta kalmaya devam edebilmeyi hem de bakım verenin şefkatini gösterdiği için tokluğun, kişiye aynı güvende olma hissini çağrıştırdığını söyleyebiliriz. Bu duyguya sığınarak avunmak için kaygının yüksek olduğu zamanlarda veya baş edilmesi güç başka duygular ortaya çıktığında kişi tıkınmaya başlar. Tıkınma bu anlamda, saatlerce telefonla uğraşmaktan, saatlerce dizi izlemekten, saatlerce konsol oyunu oynamaktan, hatta madde-alkol kullanmaktan farklı bir yöntem değildir. Elbette bunların fiziksel çıktıları farklıdır ancak sebep aynıdır: kendini avutmak-uyuşturmak.”

Aileler Ne Yapabilir?

Ebeveynlerin, çocuklarına hata yapma şansı tanıyarak öğrenmelerini kolaylaştırdıkları bir ortam oluşturmalarını öneren Dr. Billur Örnek, şunları kaydetti:

“Seçimlerine saygı duyulan, yapılan seçimi uygulamak mümkün değilse de bu konuda konuşulan, çocuğun sorduğu soruların sabırla cevaplandığı, çocuğun karar verebilme yetisine güvenildiği ifade edilen ailelerde çocuğun yeterlilik hissi gelişir. Yeterlilik hissi gelişmiş bir çocuk/genç, medyanın veya yaşıtlarının baskısına da kolayca kapılmaz; kendi kontrol edebileceği bir alan için isyan etme ihtiyacı da duymaz. Tıkınırcasına yeme için ise aile içinde zor duygular da konuşulabilmeli ve nasıl baş edildiğini çocuk gözlemleyebilmelidir.”

“Başlatıcı Sebep Aile, Tedavi Almaksızın Aile İçinde Çözülemez”

Aileler ise çoğunlukla bu rahatsızlıkların farkına varmayabiliyor. Ailelerin çocuklarını iyi gözlemlemesinin önemine işaret eden Örnek, şöyle devam etti:

“Aileler fark ettiğinde durumu iyi takip etmeli ve bunun bir bozukluk olduğunu akıllarından çıkarmamalılar. Ne yazık ki aile içi etkenlerin çok büyük bir başlatıcı sebep olduğu bu bozuklukların aile içinde -tedavi almaksızın- çözülmesi pek mümkün olmuyor. Dolayısıyla yardım etmek istediklerini ifade etmeli ancak profesyonel tedaviye başvurmayı geciktirmemeliler. Bu bozukluklar, aşırı kilo kaybı ve aşırı kilo alımı etkisiyle yaşamsal risk taşıyan oldukça zorlu bozukluklardır. Sadece kusmanın bile sisteme verdiği zarar büyüktür. Psikolojik temelleri olsa da çok ciddi fiziksel sonuçları olabilen, hatta ölümle sonuçlanabilen durumlar olduğunu düşünerek ciddiye almak ve zaman kaybetmemek önemlidir. Bu bozuklukların fiziksel hasar yarattığı ve yaşamı tehdit ettiği akıldan çıkarılmamalı. Bozukluğu taşıyan kişi bu gerçeğin çoğunlukla ayırdında olmuyor veya yok sayıyor. Bu bağlamda kişinin çevresinin dikkatli olması ve mutlaka tedaviye yönelik aksiyon alması hayati öneme sahip.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı