Aylık arşivler: Mayıs 2024

Ünlü şeflerden Türk mutfağı yorumu “Yemeklerimiz çok lezzetli ama sunumda eksik kalıyoruz”

Turkuvaz Medya Grubu ve Gastronomi Turizm Derneği iş birliğiyle düzenlenen Gastroshow’un ikinci bölümünde Sofra Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Esra Sinanoğlu moderatörlüğünde gerçekleşen “Modern Türk Mutfağı” panelinde konuşan konuşmacılardan Şef Murat Bozok, Türk mutfağının dünyaya açılması için önce teknik anlamında bir standarda sahip olması gerektiğini belirterek, “Modern Türk mutfağı deyince dünyanın en lezzetli mutfağı olduğunu hissediyorum. Çünkü anne lezzeti diye bir kavram var.

Ancak teknik ve lezzet açısından dünyanın en iyisiyiz diyemem. Kendi ürünlerimize olan sadakatimiz çok yüksek sayılmaz. Özellikle yurt dışı mutfağına fazla özeniyoruz. Biz yemeği yaparken öncelikle yemekleri rafine etmemiz gerekiyor.

O açıdan lezzetini bozmadan yemeği görsel olarak rafine etmeliyiz. Biz şefler olarak üstümüzde büyük sorumluluk var. Örneğin baklava gibi, yapımı zor ama bizim coğrafyamızda çok iyi yapılıyor. Fakat teknik konusunda babadan oğula kalan bir usul ile ilerleniyor. O yüzden bu tip yemeklerde gelişmek ve dünyaya açılmak istiyorsanız tüm kuşaklar aynı teknikle çalışmalı”

Şef Murat Bozok: Türk mutfağı  20 yıldır atılım içinde

Son 20 yılda Türk mutfağının gelişimi de göz ardı etmemek lazım. Eskiden gastronomi konusunda yazarımız bile yokken şu an ana akımda programlar, özel aşçılık kursları ve büyük gastronomi yatırımları var; o sebeple bu gelişimi görmezden gelemeyiz” dedi. 

Günaydın Restoran Zinciri Kurucusu Cüneyt Asan: “Yemeklerimiz lezzetli ama dünyaya sunmada eksik kalıyoruz”

Mutfağımızı modernize etmemiz gerektiğini belirten Günaydın Restoran Zinciri Kurucusu Cüneyt Asan, “Bizim yemeklerimizin lezzet anlamında sorunu yok ama onları dünyaya sunma konusunda bir takım eksikliklerimiz var. Gastronominin sürdürülebilir olması için öncelikle devletin destek olması ve kalifiye eleman bolluğunun olması gerekiyor. Eğer ürünlerinizin pazarlamasını doğru yapamazsanız onu satmada ve dünyaya ihraç etmede de başarılı olamazsınız. Tüm bunlara rağmen Türkiye’de önümüzdeki 10 içinde büyük gelişmeler olacağına inanıyor.  Çünkü eğitimli bir nesil de yetişiyor. Yurt dışında başta sarma ve kuru fasulye olmak üzere zeytinyağlı yemeklerimizle temsil edilmemiz gerekiyor” dedi. 

Feriye Lokantası Şefi Birkan Erköylü: “Yemeklerimizin farkı hikayesi olması”

Ben uzun yıllar Türk-Osmanlı mutfağı kültüründe çalıştığını belirten, Feriye Lokantası Şefi Birkan Erköylü, “Yemek dediğimizde hem kültürel hem teknik anlamda geleneğe bağlı kalacak şekilde modernize etmeliyiz. 

Yemekleri modernize ederken sunum teknikleriyle müşterileri şaşırtmak gerekiyor. Biz şefler, yemeğin tadını değiştirmeden farklı teknikler kullanarak modernize edebiliyoruz. Bunun içinde modern teknoloji ve aletlerden yararlanıyoruz” dedi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ekrem İmamoğlu, Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı’ya tebrik ziyaretinde bulundu

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden başarıyla çıkan Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı’yı makamında tebrik etti. Şile’nin özel bir ilçe olduğunu belirten İmamoğlu, “İstanbul’un her ilçesinde bir yerellik söz konusu. Fakat Şile’de mevzu biraz köylerimiz de olunca, yerellik daha da manevi bir boyuta evriliyor. Özgür Başkanımız gerçek anlamda, kökleriyle bir Şileli ve Şile’yi dert eden, onunla dertlenen bir hemşehrimiz. Sevgili ilçe başkanımız da bizi ilk gelip ziyaret ettiklerinde ve ilçesine dönük duyarlılığını ve duygularını gördüğümde, gerçekten Şile’nin böyle bir belediye başkanına sahip olmasını çok arzulamıştım” şeklinde konuştu. 

“İNSANINI DÜŞÜNEN İNSAN İYİ BİR YEREL YÖNETİCİDİR”

“İlçesi ile dertlenen, taşını, toprağını, doğasını, yaşamını, canlısını, insanını düşünen insan iyi bir yerel yöneticidir” diyen İmamoğlu, “Bu bağlamda biz, elbette ki seçilmiş 39 ilçe belediye başkanımızı aynı duyguda görüyoruz. Ama mevzu biraz daha kırsal olunca, orada başka bir manevi boyuta daha duygularımız evrilebiliyor. Bu yönüyle Özgür Başkanımıza, 5 yılda çok başarılı bir dönem diliyorum. İnşallah biz, Şile’nin gelmiş geçmiş en başarılı 5 yılını Özgür Başkanımızla birlikte, işimizi gün gün takip ederek başaracağız. İnşallah buradan Şile’nin doğasına, sahiline, denizine, balıkçısına, tarımla uğraşanına, hayvancılıkla uğraşanına, burayı kendine mesken edinmiş; yazın gelen insanlar ya da yaz-kış çiftliğinde, evinde, yazlığında yaşayan insanına her türlü konuya değinen hizmetlerimiz olacak” dedi. 

“ŞİLE’NİN SİMGELERİNİ UNUTMAYACAĞIZ”

Şile’nin altyapısı, suyu, yolu ve bütün ihtiyaçlarına dönük çalışmalarının olduğunu aktaran İmamoğlu, “Özellikle Şile’nin simgelerini de unutmayacağız. Buranın bir kıyı ilçesi, sahil ilçesi olduğunu unutmayacağız. Denizde olan bağını unutmayacağız. Deniz ürünleriyle olan bağını güçlendireceğiz. Kültürünü, sanatını… Çok sanatçısı var buranın. Onlarla bağ kuran birtakım işleri birlikte üreteceğiz. Özellikle Şile bezinin ne kadar özel bir ürün olduğunu, geçmişine ne kadar kuvvetli olduğunu unutmadan o kavramın ve o üretimin burada nasıl daha da ileriye taşınabileceğini, kültürünü, tanıtımını, etkinliklerini de birlikte yapacağımız bir dönem olacak. Hem Özgür Başkanımızı hem bizi Allah utandırmasın. Yolumuz açık olsun. Hep birlikte çok başarılı olalım ki, İstanbullular mutlu olsun” ifadelerini kullandı. 

KABADAYI: “MEMLEKETİMİZE ÇOK GÜZEL HİZMETLER YAPACAĞIZ”

Şile Belediye Başkanı Kabadayı da İmamoğlu ve beraberindeki heyetin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti, “Büyükşehir’le beraber Şile Belediyesi, koordineli bir şekilde memleketimize çok güzel hizmetler yapacağız. Sizin turizme, sanata, yeşile ve doğaya olan emeğinizi de biliyoruz. Hayvanlara verdiğiniz önemi biliyoruz. Özellikle son dönemde çıkarılmaya çalışılan yasanın da nasıl karşısında olduğunuzu da biliyoruz. Tekrardan memleketimize hoş geldiniz Sayın Başkanım” sözleriyle dile getirdi. Konuşmaların ardından İmamoğlu ve Kabadayı, kurum kurmaylarının karşılıklı katılımıyla, Şile’nin sorunlarına ve çözüm yollarına dönük, ortak masa toplantısı gerçekleştirdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Sosyal Demokrasi Derneği’nin düzenlediği “21’inci Yüzyılda Yeni Sosyal Demokrat Belediyecilik” paneline ev sahipliği yaptı

Başkan Güner: “Kentsel eşitsizliğinin yol açtığı bir kent yoksulluğu var. Bu soruna çözüm üretmenin yerel yönetimlerin doğal bir vazifesi olarak görüldüğü bir sürecin içerisindeyiz. Son dönemde uygulanan ekonomik, siyasal ve sosyal politikaların sonucu olarak bir toplumsal tahribat meydana gelmiş durumda. Bu tahribat bireylerin yaşamında onarılması gereken bir sorun olarak karşımızda duruyor. Burada yerel yönetimlerden beklenti sosyal belediyecilik uygulamalarıyla bu sorunlara çözüm üretmeleridir.”

Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Sosyal Demokrasi Derneği’nce (SDD) düzenlenen “21’inci Yüzyılda Yeni Sosyal Demokrat Belediyecilik” paneline ev sahipliği yaptı. Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi’nde gerçekleşen toplantıda CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yanı sıra Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey konuşmacı olarak katıldı.

 

ÇANKAYA’DA 30 YAŞINDA BİR SOSYAL DEMOKRATI, GAZİ MUSTAFA KEMAL’İN EMANETİNE SAHİP ÇIKSIN DİYE GÖREVLENDİRDİK
Sosyal Demokrasi Derneği Başkanı Sami Doğan’ın ardından toplantının açılış konuşmasını yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Sosyal Demokrasi Derneğinin şüphesiz bizim hayata aynı pencereden baktığımız, sorunların çözümü noktasında benzer çözüm önerilerinde ortaklaştığımız, güç aldığımız, bundan sonraki süreçte de güç vermeyi umut ettiğimiz, çok önemsediğimiz bir yapı” dedi ve şu sözleri kaydetti:

“Bir sonraki oturumda üç belediye başkanı var. Üçü üç büyükşehirden. Bir tanesi Adana’nın kadın kolları başkanlığından gelen belediye başkanı. Diğeri İzmir’in en büyük metropol ilçesinin belediye başkanı, Konak’ımızın belediye başkanı, sevgili Nilüfer Çınarlı Mutlu. Diğer konuk biraz fazla ev sahibi hepiniz açısından. Dün akşam Sayın Nedim Saban’ın bir tiyatro oyununa gittik hep beraber. Orada belediye başkanımız vardı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e sorarlar. Ne zaman yatıyorsun diye. Geç yatarım der. Dertlerim, memleketin meseleleri çoktur. Arkadaşlarla oturur tartışırız. Onları yolcu ederim. Okurum, yazarım. Gün ışırken yatarım. Bilirim ki İsmet uyanmıştır. CHP’nin Genel Başkanları gözlerini yumduklarında emin olmak isterler, birisinin memlekete sahip çıktığına. Biz Çankaya’da gözümüzü yumduğumuzda bir şeyi bilmemiz lazım. Genel Merkezimize, TBMM’ye, Çankaya Köşküne, Anıtkabir’e sahip çıkan birilerinin gözü açıktır. İşte biz o yüzden Ankara Çankaya’da 30 yaşında bir sosyal demokratı, Gazi Mustafa Kemal’in emanetine dört gözü açık şekilde sahip çıksın diye görevlendirdik. Hüseyin Can adına ben bütün CHP’ye üye olabileceği ilk gün üye olmuş ve o günden bugüne gençlik kollarında sahip çıkan herkese teşekkür etmek istiyorum.”

Açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin, “21’inci Yüzyılda Yeni Sosyal Demokrat Belediyecilik ve Türkiye Uygulamaları” başlıklı bir çerçeve sunuş gerçekleştirdi.  Ardından Dinçer Demirkent’in Moderatör olduğu “Yerel Yönetimlerde Yeni Vizyon Tartışmaları” başlıklı oturumda Başkan Hüseyin Can Güner, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu ve Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin ile kentlerin karşı karşıya olduğu sorunları ve çözüm önerilerini sıraladı.

Yerel yönetimlerde yeni vizyon tartışmalarının iki boyuttan oluştuğunu kaydeden Başkan Güner, “Birincisi Belediye Başkanları özelinde bir vizyon, bir de tabii o Belediye Başkanlarının üreteceği politikalar ve kendi yönetim anlayışları yönünden içeriğe ilişkin vizyon tartışması olacak. Bu açıdan baktığımızda kentlerin karşı karşıya olduğu, yüzleşmek durumunda olduğu ve aslında hem sorun olarak görülen bir kısmı da artık krize dönüşmüş olan 3 ana başlığı ele almalıyız. Birincisi özellikle neo-liberal ekonomi politikaların bir sonucu olarak kentlerin metaya dönüşmesi. İkincisi iklim değişikliğinin getirdiği sorunlarla beraber bir iklim krizinin içerisinde bulunmamız ve yerel yönetimlerde buna ilişkin bir vizyon arayışı olması gerekliliği, üçüncüsü de kent eşitsizlikleri ve bunun bir sonucu olarak kent yoksulluğu bağlamında yerel yönetimlerin yeni dönem vizyonunun tartışılması ve güçlendirilmesi gerekliliğidir” dedi.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE BERABERİNDEKİ SORUNLAR

Başkan Güner şöyle devam etti:

“İklim değişikliği açısından birinci başlığı ele alırsak dünyanın karşı karşıya kaldığı ama ülkemizde de ağır bir şekilde hissedilen bir iklim değişikliği ve iklim krizi süreciyle karşı karşıyayız. Bunun temelinde özellikle kapitalist sanayileşmenin ve sınırsız bir kalkınma ve büyüme hedefinin getirmiş olduğu sürekli ve sınırsız büyüme diye de tarif edebileceğimiz amaçların getirmiş olduğu çeşitli sorunlar var. Özellikle kent ormanlarının azaltılması, tarımsal alanların imara açılması, yanlış atık uygulamaları ve toplu ulaşım bireysel ulaşım dengesinin doğru kurulamamış olması gibi pek çok etkenle birlikte bugün özellikle bizler iklim değişikliğini iklim krizine dönüşmesi sürecinde kentler olarak da ciddi bir tehlike ile karşı karşıyayız. Buna yönelik olarak da yine topluma yerel yönetimler olarak ciddi bir vizyon ve politika önerisinde bulunmak durumundayız.”

“YAĞMUR SUYU HASADI GİBİ UYGULAMALAR YAYGINLAŞTIRILMALI”
“Burada yol açılan sorunlar anlamında baktığımızda da hava kirliliği, orman yangınlarının artması, su kaynaklarının azalması ya da bozulan yağış düzenlerinin sonucunda sel ve su baskınlarının artması gibi çeşitli sorunların oluştuğunu görüyoruz. Bu sorunlar kendi enerjisini doğa dostu çevre dostu bir şekilde üreten kamu binalarının artırılmasıyla ve sürdürülebilir ulaşımın teşvikini önceleyen politikaların artmasıyla aşılabilir. Çevre dostu binalarda ısı yalıtımından tutun da ısınma ve elektrik tüketim alanları başta olmak üzere yine dikey yeşillendirme, bina çatılarında yeşil çatı uygulamaları gibi yağmur suyu hasadı gibi uygulamaları yaygınlaştırmayla önem vermeliyiz”

“SÜRDÜRÜLEBİLİR, PLANLAMACI VE BÜTÜNSEL BİR KENTLEŞME ANLAYIŞI”
“Bunun yanı sıra tabii ki neo-liberal kentleşme anlayışının bir sonucu olarak da insanların daha fazla tüketime teşvik edildiği, piyasa kültürü eliyle bireyler arasındaki bağların artık tasfiye edildiği ve iletişimin zayıfladığı bir dönemi yaşıyoruz. Özellikle kentsel alanlara göçün elbette ki katkısı ve payı var ama beraberinde yeni konutların yapılma süreçleri binaların güçlendirilmesi kentsel dönüşüm alanında özellikle teşvik edilmesiyle bu yapılaşmanın altyapı başta olmak üzere pek çok yetersizliklere sebebiyet veriyor. Dolayısıyla insanların mahalle fikrinden uzaklaştığı köksüzleştiği bir dönemdeyiz. Bence yerel yönetimlerin önümüzdeki dönemlerde bir başka görevi sorunların tespiti, yaygınlaşmasının önlenmesi ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi olmalı. Sosyal Demokrat Belediyecilik özellikle neo-liberal kentleşme anlayışı karşısında sürdürülebilir, planlamacı ve bütünsel bir kentleşme anlayışını savunmalıdır.”

“KENT DOKUSU VE MAHALLE KÜLTÜRÜ KORUNMALI”

“Kent sürekli yıkılan ve yapılan bir alan olmaktan çıkarılıp yurttaşların mahalle kültürünü yaşatabilecekleri bir mekan olmalı. Tarım ve orman arazilerinin imara açılmadığı kırsal yerleşim alanlarının tasfiye edilmediği bir süreci örgütlememiz gerektiğini düşünüyorum. Bunlarla birlikte kentlerimizin yerinde dönüşüm ile daha yaşanabilir, kültürel anlamda da dokusunu koruyan mekanlar olarak kalmasını sağlamamız gerekiyor. Bugün pek çok yerde maalesef kent dokusunun korunamadığını görüyoruz.”

“CHP’Lİ BELEDİYELERİN İYİ ÖRNEKLERİ YAYGINLAŞMALI”

“Kentsel eşitsizliğinin yol açtığı bir kent yoksulluğu var. Bu soruna çözüm üretmenin yerel yönetimlerin doğal bir vazifesi olarak görüldüğü bir sürecin içerisindeyiz. Son dönemde ekonomik, siyasal ve sosyal politikaların sonucu olarak bir toplumsal tahribat meydana gelmiş durumda. Bu tahribat bireylerin yaşamında onarılması gereken bir sorun olarak karşımızda duruyor. Burada yerel yönetimlerden beklenti sosyal belediyecilik uygulamalarıyla bu sorunlara çözüm üretmektir. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamaları bu anlamda ön plana çıkarak fark yarattı. Türkiye’nin dört bir yanında CHP’li belediyeler, sosyal belediyecilik anlayışını benimseyerek belediyeler eli ile ciddi bir program uyguladı. Bugün sosyal belediyeciliğin öne çıkarıldığı barınma, eğitim, sağlık, gıdaya erişim gibi pek çok alanda örneklerin yaygınlaştırıldığı bir dönemin daha da geliştirilerek sürdürülmesi gerekiyor.”

GIDA SORUNU VE ENGELLİ HAKLARI
Başkan Güner programın soru cevap kısmında kendisine yöneltilen soruları da yanıtladı. Çocukların gıdaya erişiminde yaşanan zorluklar üzerine gelen bir soruya Başkan Güner “Çankaya’da öğlenleri okullarımıza beslenme desteği veriyoruz. Belediye meclisimizde de konuyu görüşerek önümüzdeki dönemde bunu sürdüreceğiz. Üniversitelilere de 100. Yıl’da ve Belediye Başkanlık binasında akşamları ücretsiz olarak yemek ikramında bulunuyoruz. Elbette gıdaya erişim zorluklarında belediyelerin destekleri geliştirilebilir” diye konuştu.

Başkan Güner engellilerle ilgili olarak sorulan soruya ise “Lokal bazlı sorunlar olabilir ancak bize iletildiği takdirde o sorunun çözümü için harekete geçeriz. Çankaya Belediyesi’nin Aşık Veysel Engelsiz Yaşam Merkezi ve Büyükşehir Belediyesi’nin Engelsiz Kreşi, incelenmesi gereken örneklerden. Biz Engelsiz Çağrı Merkezi projemizle de erişim ve ulaşımı geliştirmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çiğlili Kadın Kursiyerlerin El Emeği Ürünleri Görücüye Çıktı

Çiğli Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü çatısı altında düzenlenen Yıl Sonu Sergisi’ne Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, Çiğli İlçe Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Tamer Kartal, meclis üyeleri, muhtarlar, öğretmenler, kursiyerler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Çiğli Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nün katkılarıyla düzenlenen açılışın ardından Başkan Yıldız vatandaşlarla birlikte sergiyi gezdi. Takı tasarımı ve kuyumculuk, çanta ve şapka örgüsü, tığ ve şiş örgüsü, ahşap boyama, kağıt rölyef, deri tasarımı, mefruşat, el nakışları, amigurumi, punch ve aşçılık kurslarına katılan kursiyerlerin el emeği ürünleri iki gün sürecek olan sergide Çiğlililerin beğenisine sunulacak.

Kurslar yeni dönemde de devam edecek

Hobi ve Meslek Edindirme Kurslarının 2023-2024 dönemi sona erdi. Yıl boyunca kurslara 750 kursiyer katıldı. Yeni dönem kurs kayıtları Ağustos ayında başlayacak. Kurslar hakkında bilgi almak isteyen vatandaşlar Prof. Dr. Nermin Abadan Unat Kadın Yaşam Merkezi’nden bilgi alabilecek.

Başkan Yıldız: “Çiğli, kadın emeğiyle güzelleşecek”

Sergi açılışında konuşan Başkan Onur Emrah Yıldız, “Cumhuriyet Halk Partili belediyeler olarak kadınların yanında ve destekçisi olmaya devam edeceğiz. Çiğli’de kadınların hayatın her alanında daha güçlü olması ve karşılaştıkları engelleri aşmaları için daima omuz omuza mücadele edeceğiz. Kadınların fırsat verildiğinde ne kadar başarılı işlere imza attığını açılışını gerçekleştirdiğimiz sergide bir kez daha gördük. Çiğli İlçe Halk Eğitimi Müdürümüz Tamer Kartal ve eğitmen arkadaşlarımıza ayrıca teşekkür ediyorum. Bundan sonraki süreçte yapılan iş birliğini daha da yukarıya taşımak için üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. Sergimizi gezmek ve kadınlarla dayanışma içerisinde olmak isteyen vatandaşlarımızı Prof. Dr. Kadın Yaşam Merkezimize bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Tamer Kartal: “İş birliğimiz sürecek”

Çiğli Belediyesi ile iş birliğine devam edeceklerini ifade eden Çiğli İlçe Halk Eğitimi Müdürü Tamer Kartal, “Başkanımız ile gerçekleştirdiğim görüşmelerde kadınların hayata dahil edilmesine önem verdiğini gördüm. Kendisine bu tutumundan dolayı çok teşekkür ediyorum. Kadınların Çiğli’de çok daha güçlü olması adına iş birliğimizi sürdüreceğiz” diye konuştu.  

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Darüşşafaka Lassa baş antrenör olarak Josh King ile anlaştı

Kulübümüz en son Bundesliga takımlarından Riesen Ludwigsburg’u çalıştıran Josh King ile baş antrenör olarak anlaştı. 

Basketbol kariyerine East Carolina University’de başlayan Josh King, ilk olarak NCAA’de Vassar College’da yardımcı antrenör olarak görev yaptıktan sonra, North Carolina Greensboro Üniversitesi ve Güney Florida Üniversitesi’nde de yardımcı antrenör olarak çalıştı. 

Josh King 2018-2021 yılları arasında Almanya’nın MHP Riesen Ludwigsburg takımında yardımcı antrenör olarak görev yaptı. 2021-22 sezonunda ise Çek Cumhuriyeti’nin USK Prague takımının baş antrenörlüğünü yaptıktan sonra MHP Riesen Ludwigsburg’a dönerek baş antrenör olarak göreve başladı. 

2022-23 sezonunda takımına Almanya Ligi’nde yarı final, 2023-24 sezonunda da çeyrek final oynatan Josh King, aynı sezonda da takımına BCL’de çeyrek final oynatma başarısı gösterdi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Gastronomi dünyasının önemli temsilcilerinden UNESCO’ya çağrı: “UNESCO, gastronomiyi sanat olarak tanımalı”

“Dünyada Gastronomi Turizmi ve Türkiye’nin Gücü” ve Uluslararası Mutfak ve Sokak Lezzetleri” panelleriyle devam eden Gastroshow’un özel konuğuysa Şef Somer Sivrioğlu oldu. 

Dünya Gastronomi Derneği Başkanı Erik Wolf: Gastronomi, klasik sanattan farksız bir alandır

“Dünyada Gastronomi Turizmi ve Türkiye’nin Gücü” panelinin konuşmacıları arasında yer alan Dünya Gastronomi Derneği Başkanı Erik Wolf, gastronominin klasik sanattan farksız bir alan olduğunu belirterek,“UNESCO’nun gastronomiyi sanat olarak tanımasını istiyoruz. Çünkü bir şefin müşterilerine sunduğu yemek, adeta bir performans sanatçısı gibi sanat eseri görevi görür” dedi.  

Gastronomi ve Aşçılar Federasyonu Başkanı Tahir Amiraslanov: “Yemeği, UNESCO’nun bir kültür ve bir sanat olarak tanıması gerekiyor”

Azerbaycan olarak dünya mutfağına katkı sunmaya devam edeceklerini ifade eden Azerbaycan Gastronomi ve Aşçılar Federasyonu Başkanı Tahir Amiraslanov, “Azerbaycan olarak dünya mutfağına çok büyük katkılar sunduk, sunmaya da devam ediyoruz. Biz Azerbaycan’da insanı mutlu etmek için yemeğin çok önemli olduğuna inanıyoruz. Bu yüzden Sayın Wolf’ün de dediği gibi, yemeği bir kültür ve bir sanat olarak Unesco’nun tanıması gerekiyor.” dedi.

Rusya Restoranlar ve Otelciler Federasyonu Başkanı İgor Bukharov: “Karadeniz mutfağını proje haline getirdik”

Rusya Restoranlar ve Otelciler Federasyonu Başkanı İgor Bukharov, Karadeniz bölgesinin ürünleri ve yemeklerini ayrı bir proje haline getirdiklerini söyledi. Bu projenin çalışmalarına başladıktan sonra anladık ki bu sadece Rusya’ya değil tüm Karadeniz’i birleştiren bir proje haline geldiğini söyleyen Bukharov,  “Bu projenin içerisinde 662 yemek ve ürünü birleştiren bir veri tabanı oluşturduk. Dünya mutfakları arasında Karadeniz mutfağı basit ve lezzetli bir mutfak olduğunu anladık. Proje kapsamında birleşik Karadeniz mutfağının menüsü oluşturuldu. Veri tabanımızda yer alan 662 yemek arasında uzun listede 162 yemek, kısa listede ise 73 yemek bulunuyor. Projenin geliştirilmesinde sadece turizmciler değil, tüm yemek yelpazesindeki kurumlar yer alıyor” dedi. 

Şef Somer Sivrioğlu: “Gastronomi bir sanattır, restoranlarımızda sanat eseri sunuyoruz”

Gastroshow’un panelinin özel oturumunda konuşan Şef Somer Sivrioğlu, “Biz şefler olarak yaratıcılığı ve el emeğini ön plana çıkardığımız için sanat eseri niteliğinde tabaklar ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Biz bu açıdan restoranlarımıza gelen müşterilerimize sanat eseri niteliğinde yemekler sunarak onları mutlu etmeye çalışıyoruz” dedi.

“Avustralya’da Türk mutfağını çok sevdiklerini ve oradan misafirleri Türkiye’nin dört bir yanına götürdüklerini anlatan Şef Somer Sivrioğlu, “Bu hem mutfağımızı tanıtmak hem de kültürümüzü onlara anlatmak için büyük önem taşıyordu. Türk mutfağı hakkında yazılan yemek kitaplarımızı tüm dünyaya okutmamız gerekiyor bu hem kültürümüzü hem de mutfağımızı tanıtmak açısından kritik bir öneme sahip. Ülkemizde Türkçe çok iyi gastronomi kitaplarımız var ancak bunların çevrilip tüm dünyaya satılması gerekiyor” diye konuştu.

“Coğrafi işaretli ürünlerden yemekler yapmak mutfağımızı ve ürünlerimizi dünyaya anlatmamızda önemli bir rol oynuyor”

Son 7 senede TV programlarıyla gastronominin halka yayılmasında büyük rol oynadıklarına inandığını söyleyen Sivrioğlu, “Şefler olarak güzel yemek yapıp bunu da insanlarımıza anlatma konusunda biraz olsun katkımız olduysa bu bizi mutlu eder. Biz programlarımızda ülkemizde coğrafi işaretli ürünlerden yemekler yapılmasına önem veriyoruz; çünkü bu mutfağımızı ve ürünlerimizi dünyaya anlatmamızda önemli bir rol oynuyor. Biz şefler olarak yaratıcılığı ve el emeğini ön plana çıkardığımız için sanat eseri niteliğinde tabaklar ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Biz bu açıdan restoranlarımıza gelen müşterilerimize sanat eseri niteliğinde yemekler sunarak onları mutlu etmeye çalışıyoruz” diye ifade etti.

 

Türkiye’de Anadolu’yu gezmeden, Anadolu mutfağının ürünlerini bilmeden iyi bir şef olunması mümkün olmadığını söyleyen Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe: “Anadolu mutfağının tarihi ve kültürünü bilmeden bunu dünyaya anlatmamız hiç kolay değil. Gastronomi dünyası sanatı yavaş yavaş keşfetmeye başladı. Bu açıdan sanatla gastronomi arasında bir ilişki doğdu diyebilirim.”

Develi Lokantası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Develi: “Develi bir lezzet durağı değil, anı defteridir”

“Uluslararası Mutfak ve Sokak Lezzetleri” panelinde konuşan Develi Lokantası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Develi, Develi Lokantası’nın kuruluş hikayesinden bahsetti. Develi: “Bugün karşınızda dördüncü kuşak aile bireyi olarak bulunuyorum. Bundan 112 yıl önce Gaziantep’te büyük babam tarafından kuruldu bu şirket.  Babam 22 yaşında tek başına İstanbul’a gelerek cebinde 70 lira parayla bu şirketi kurdu. Tek kişiyle başlayan hikayemiz 16 lokasyon ve yüzlerce çalışanla devam ediyor. Bugün Develi de dahil olmak üzere bir lezzet durağı değil anı defteridir. Çünkü biz restoranlarımızda tarihten gelen lezzetleri bugüne kadar koruyarak getirmeyi başardık. Bu sebeple biz Develi olarak, misafirlerimize sadece yemek sunmuyor onlara aynı zamanda geçmişteki anılarına yolculuk yapıp aynı lezzetleri bulma imkânı sunuyoruz” 

Başyazıcı Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Murat Başyazıcılar: “Ürünlerimizi küresel olarak tanıtacak faaliyetlerde bulunmamız gerekiyor”

“Uluslararası Mutfak ve Sokak Lezzetleri” panelinde konuşan bir diğer panelist Başyazıcı Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Murat Başyazıcılar ise şöyle konuştu: “Kayseri deyince akla pastırma sucuk mantı geliyor. Bizim hikayemiz 1950’lerde bu yemeklerle başladı. Aynı dönem pastırma imal ederek iş hayatına başladık diyebilirim. Özellikle Doğu Anadolu’daki meraları ziyaret ettiğimde bıraktığımız mirası gözümle görmek benim için çok değerli oldu. Pastırma, Orta Asya’daki atalarımızdan gelen bir ürün fakat Kayseri’de benimsenip dünyaya yayıldı diyebilirim.” Ürünlerini kendi besi çiftliklerinde ürettiklerini belirten Başyazıcılar, “Hayvana verdiğimiz gıdaları kendimiz görüp denetleyebiliyoruz. Pastırmanın dünyada hakkettiği yeri bulamaması bizim onu iyi anlatamayışımızdan kaynaklanıyor. Bu açıdan bizim de İtalya ve Fransa gibi kendi ürünlerimizi küresel olarak tanıtacak faaliyetlerde bulunmamız gerekiyor.”

Sağlıklı, glutensiz ve az baharatlı ürün grupları da üretmeye başladıklarını da söyleyen Başyazıcı, “Sucuklarımızı ve pastırmamızı da glutensiz üretmeye başladık. Şu anda Türkiye’deki zincir marketlerin çoğunda varız ve ürünlerimizi ülkemizin dört bir yanına dağıtabiliyoruz” diye konuştu.

Başyazıcı Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Murat Başyazıcılar: “Kahramanmaraşımızın lezzetlerini sadece ülkemize değil tüm dünyaya tanıtmak istiyoruz” 

Gastronomi kültürümüzü tüm dünyaya duyurmamız gerektiğinin altını çizen Başyazıcı Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Murat Başyazıcılar: “Biz Sabırtaşı ailesi olarak Kahramanmaraş’tan başladık yolculuğumuza. Aslında ailemin evde içli köfte yapmasıyla başladık, bu yolculukta eşim de bana çok büyük destek oldu. Kahramanmaraş’ımızın lezzetlerini sadece ülkemize değil tüm dünyaya tanıtmak istiyoruz. Ayrıca Kahramanmaraş’ta endemik bitki olan yaban pancarıyla yaptığımız çorbamızı da tüm dünyaya tattırmak istiyoruz. Biz Sabırtaşı Restoran olarak en iyi sokak lezzetleri ödülleri de dahil olmak üzere çeşitli ödüller alarak müşterilerimize severek yiyebilecekleri lezzetlerimizi sunmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Şimdiki hedefimiz ise Kahramanmaraş lezzetlerini tanıtan bir yemek kitabı yazmak olacak” dedi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Malkara Belediye: Kurban bayramı nedeniyle Kurban Pazarı Hacıevhat Mahallesi Ahmetpaşa Köy Yolu Caddesi Erenler Futbol Sahası alanında kurulacaktır

Kurulacak olan Kurban Pazarında padok ( hayvan satış yeri ) veya yeme-içme satış yeri kiralamak isteyen vatandaşlarımız için başvurular 3 Haziran 2024 Pazartesi günü başlayacak olup 7 Haziran 2024 Cuma günü sona erecektir.

Kurban Pazarında padok ( hayvan satış yeri ) kiralamak ve yiyecek – içecek için satış yeri kiralamak isteyen esnafımızın Zabıta Müdürlüğüne başvuruları gerekmektedir.

Kurban Pazarı satış yerine başvuran vatandaşlarımıza; ödenen makbuzun idaremize teslim edildiği saat itibariyle kurban satış yeri numarası verilecektir.

Yeme – İçme satış yerine başvuran esnafımızın satış yerleri kura ile 7 Haziran 2024 Cuma günü saat 15:00’ de Zabıta Müdürlüğü’nde belirlenecektir.

Her türlü padok ve stand kiralamak isteyen vatandaşlarımıza en fazla 2 adet yer kiralanacaktır.

Padok kiralamak isteyen vatandaşlarımız 444 59 42/ 113 numaralı hattı arayarak Zabıta Müdürlüğü’ nden detaylı bilgi alabilirler.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şef Somer Sivrioğlu Gastroshow’un özel konuğu oldu “Gastronomi bir sanattır, restoranlarımızda sanat eseri sunuyoruz”

Gastroshow’un panelinin özel oturumunda konuşan Şef Somer Sivrioğlu, “Biz şefler olarak yaratıcılığı ve el emeğini ön plana çıkardığımız için sanat eseri niteliğinde tabaklar ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Biz bu açıdan restoranlarımıza gelen müşterilerimize sanat eseri niteliğinde yemekler sunarak onları mutlu etmeye çalışıyoruz” dedi.

Avustralya’da Türk mutfağını çok sevdiklerini ve oradan misafirleri Türkiye’nin dört bir yanına götürdüklerini anlatan Şef Somer Sivrioğlu, “Bu hem mutfağımızı tanıtmak hem de kültürümüzü onlara anlatmak için büyük önem taşıyordu. Türk mutfağı hakkında yazılan yemek kitaplarımızı tüm dünyaya okutmamız gerekiyor. Bu hem kültürümüzü hem de mutfağımızı tanıtmak açısından kritik bir öneme sahip. Ülkemizde Türkçe çok iyi gastronomi kitaplarımız var ancak bunların çevrilip tüm dünyaya satılması gerekiyor” diye konuştu.

“Coğrafi işaretli ürünlerden yemekler yapmak mutfağımızı ve ürünlerimizi dünyaya anlatmamızda önemli bir rol oynuyor”

Son 7 senede TV programlarıyla gastronominin halka yayılmasında büyük rol oynadıklarına inandığını söyleyen Sivrioğlu, “Şefler olarak güzel yemek yapıp bunu da insanlarımıza anlatma konusunda biraz olsun katkımız olduysa bu bizi mutlu eder. Biz programlarımızda ülkemizde coğrafi işaretli ürünlerden yemekler yapılmasına önem veriyoruz. Çünkü bu mutfağımızı ve ürünlerimizi dünyaya anlatmamızda önemli bir rol oynuyor. Biz şefler olarak yaratıcılığı ve el emeğini ön plana çıkardığımız için sanat eseri niteliğinde tabaklar ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Biz bu açıdan restoranlarımıza gelen müşterilerimize sanat eseri niteliğinde yemekler sunarak onları mutlu etmeye çalışıyoruz” diye ifade etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Aliağa Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Şakran Kapalı Pazaryeri, 31 Mayıs 2024 Cuma günü (Yarın) hizmete giriyor

Şakran’da pazarcı esnafı ve vatandaşı sağlıklı, modern bir alışveriş ortamında bir araya getirmeyi hedefleyen Aliağa Belediyesi, geçtiğimiz yıl yapımına başladığı Şakran Kapalı Pazaryeri projesini tamamladı.

Atatürk Mahallesi, Yeni Mahalle ve Helvacı’da bulunan kapalı pazaryerlerinden sonra Aliağa’nın dördüncü kapalı pazaryeri olan pazaryeri’nde 101 adet pazarcı tezgahı, 47 adet üretici tezgahı bulunacak. Yaklaşık bin 600 metrekare kapalı alana sahip pazaryeri Sayfiye Mahallesi, 3160 sokakta yer alıyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Alp Aksoy, 2024’te Champions of the Future Serisi’nde üçüncü yarışına çıkacak!

Dünyanın en eski karting yarışlarından Industrie Kupası’nda podyuma çıkan ilk ve tek Türk pilot olma ünvanına sahip Alp Aksoy, 2024 sezonunda yarışmaya başladığı Champions of the Future Serisi’nde üçüncü yarışına Slovakya’da çıkacak. Genç pilot, serideki ilk yarışına Mart’ta İspanya’nın Valensiya şehrinde çıktı. Alp Aksoy, Champions of the Future Serisi’nde Parolin Racing Kart takımıyla OK kategorisinde yarışıyor. 

Milli sporcu Alp Aksoy, profesyonel yarış kariyerine 5 yaşında adım attı. Avrupa ve dünya karting şampiyonalarında aynı anda mücadele eden ilk ve tek Türk pilot olan sürücü, yarışlarında kısa sürede podyumlara çıkmayı başardı. Aksoy, Türkiye Karting Şampiyonası, Türkiye Berat Türker Kış Kupası, CEE Avrupa Şampiyonası, WSK Super Master Series, FIA Karting Dünya Şampiyonası gibi birçok seride başarılar elde etti. 

Sıradaki durak Slovakya!

Champions of the Future Serisi, genç pilotların gelecekte en iyi sürücüler arasına girmesi için önemli bir adım olarak görülüyor. İspanya ve Fransa’daki yarışlarında istikrarlı şekilde yükselişini sürdüren genç sürücünün üçüncü yarışı, Slovakya’daki Slovakia Karting Center’da gerçekleşecek. 30 Mayıs – 2 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek Champions of the Future Serisi, Motorsport TV üzerinden canlı yayınlanacak. 

Toplamda 5 ülkede düzenlenen serinin bir sonraki etabı, 17 Temmuz’da İsveç’te Kristianstad şehrindeki Astum Ring pistinde yapılacak. Son yarış ise İngiltere’de Grantham şehrindeki PF International Karting Pisti’nde, 5-8 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek.

20-23 Haziran’da FIA Avrupa Şampiyonası’na çıkacak

Alp Aksoy, Champions of the Future serisi devam erken, 20-23 Haziran tarihleri arasında yine Slovakia Karting Center’da gerçekleşecek FIA Avrupa Şampiyonası’nda yarışacak. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı