Aylık arşivler: Mayıs 2024

Büyükakın: Ortak aklın kente katacağı değeri biliyoruz

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, “Sivil toplum kuruluşları, toplumsal kalkınmanın en büyük destekçileridir” diyerek hemşeri dernekleri, vakıflar, meslek odaları, iş dünyası gibi sivil oluşumlarla buluşmalarına devam ediyor. Gönüllülük başta olmak üzere, STK’ların daha iyi bir geleceğe katkı sağlayacağını ifade eden Başkan Büyükakın, toplumsal kalkınmada gönüllülüğün önemine değinmeye devam ediyor. Kocaeli’deki birçok STK’nın, çevre, eğitim ve insan hakları gibi alanlarda fikri noktada çalışma yapmasının önemine değinildiği görüşmelerde, aktif vatandaşlığın şehirler açısından değerine de vurgu yapıldı.

“ÖZVERİLİ ELLERLE ŞEHRİMİZİN RUHUNU CANLI TUTUYORUZ”

Kocaeli Muhacir Dernek Başkanlarını, Kocaeli Yerel Kültür Platformu ve Kocaeli Başkanlar Platformunun üyelerini makamında ağırlayan Başkan Büyükakın, “12 ilçe, 472 mahallemizden gelerek bizleri onurlandıran kıymetli sivil toplum kuruluşlarımızın üyelerine teşekkürlerimi sunuyorum. Dernek ve platform başkanlarımızın deneyim ve bilgilerinden faydalanarak, uzun vadeli ve kalıcı işler yapmaya devam edeceğiz. Kocaeli’nin gelenek ve göreneklerini yaşatmak için gösterdikleri özveri ve katkılarından dolayı Kocaeli Yerel Kültür Platformuna da şükranlarımı sunuyorum. Hep birlikte, gönüllü kalpler ve özverili ellerle şehrimizin ruhunu canlı tutuyoruz” dedi.

DAHA İYİ NASIL İŞ VE HİZMET ÜRETEBİLİR

“Sivil Toplum Kuruluşlarının, desteği ve güveni, Kocaeli’yi daha da ileriye taşımak için bize ilham veriyor” diyerek bu buluşmaların önemine değinen Başkan Büyükakın, “Ziyaret sırasında derneklerimizin faaliyetleri ve geleceğe dönük projeleri hakkında bilgi edinme imkanı bulduk. Bu sayede STK’larla birlikte daha iyi nasıl iş ve hizmet üretebilirizi konuştuk” açıklamasını yaptı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çankaya Belediyesi Yeşilkent Mahallesine (Mühye) kurduğu kurban satış ve kesim alanında, kurban satıcıları ve ibadetini yapacak vatandaşlar için hazırlıklarını tamamladı

İlk etapta Kurban satış çadırlarını kuran Çankaya Belediyesi, vatandaşların ve satıcıların huzurlu bir bayram geçirmeleri için Zabıta kontrolünde önlemlerini aldı. Kurban satış ve kesim alanını hazır hale getiren Çankaya Belediyesi temizlik ve ilaçlama çalışmalarını da koordineli bir biçimde yerine getiriyor. Alanda ayrıca ibadetini yerine getirmek için gelecek vatandaşların kesim işlemlerini yapacakları ve paylara ayıracakları bölümler de hazırlanıyor.  

İLAÇLAMA VE TEMİZLİĞE ÖNEM VERİLİYOR

Vatandaşların daha sağlıklı bir ortamda ibadetini gerçekleştirebilmesini amaçlayan Çankaya Belediyesi, ilaçlamanın yanı sıra bölgede rutin temizlik ve alanın güvenliği çalışması da yapıyor. Bayram süresince de devam edecek ilaçlama çalışmaları hem bölgede bulunacak vatandaşların sağlığı, hem de hayvanların sağlığı açısından önem taşıyor. Bayram süresince de alanda ambulans, ilaçlama, hayvan kontrol ve zabıta araçları hazır bulunacak. Havalı calaska sisteminin kurulu olduğu alanda, hayvan gübreleri ve seyyar tuvaletler her gün düzenli aralıklarla temizleniyor.

Satışa sunulan kurbanlıkların veteriner hekimler tarafından kontrolünün sağlandığı kurban satış alanında zabıta ekipleri de kurban satışı yapan vatandaşların belgelerini kontrol ediyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Adrasan’ın içme suyu sorununu ortadan kalkıyor

Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü Kumluca Adrasan Sahil Caddesinde başlattığı içme suyu hattı yenileme çalışmaları tamamlanma aşamasına geldi. Yenilenen ve güçlenen 1200 metrelik hat ile yaz aylarında yaşanan su sıkıntıları son bulacak.

Antalya’nın gözde turistik beldelerinden Adrasan’da yaz aylarında nüfus artışına bağlı yaşanan su sorunları, ASAT’ın yenileme çalışmaları ile son buluyor. Yaz aylarında su kullanımının artmasıyla artan ihtiyacı karşılayamayan, çapı yetersiz kalan borular 225 Hdpe borular ile değiştiriliyor. 1200 metrelik hattın yenileme çalışmalarında son aşamaya gelindi. Sezon öncesi çalışmaların tamamlanmasından memnun kalan vatandaşlar Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e teşekkür etti.

ADRASAN YAZIN SUSUZ KALMAYACAK

Adrasan Mahallesi’nin ihtiyaç duyduğu içme suyu yatırımlarına devam ettiklerini belirten ASAT Kumluca Şube Müdürü Tarık Tuzcular “Adrasan mahallemiz yaz aylarında turizmin yoğun yaşandığı, yerli yabancı birçok misafirin ağırlandığı önemli turistik bölgelerimizden birisi. Yaz aylarında yaşanan bu yoğunluğa bağlı içme suyu hatlarımızda basınç düşüklüğü yaşıyorduk. Bu yüzden çapı düşük kalan hatlarımızı büyülterek 1200 metrelik Sahil Caddesi hattımızı 225 Hdpe borularla değiştiriyoruz. Yazın yaşanabilecek su sıkıntıları bu çalışmalarımız ile çözüme ulaştıracağız. Çalışmalarımızda son aşamaya geldik. İnşallah kısa süre içerisinde kesintisiz bir şekilde su hizmetimizi vereceğiz” dedi.

SÖZÜNÜN ERİ BAŞKAN

Büyükşehir Belediyesinin yaşanan sıkıntılara hızlı çözüm üretmesinden memnun olduklarını belirten Adrasan Mahallesi Muhtarı Birol Atalay süreç ile ilgili şunları söyledi: “Mahallemizde içme suyu sıkıntıları daha önceden yoğun bir şekilde yaşanıyordu. Muhittin Böcek Başkanımızın göreve gelmesiyle, ASAT’ın yoğun çalışmalarıyla bu sıkıntılarımız giderek azaldı. Neredeyse elli yıllık olan ve eskiyen borular değiştirildi. Sağlıklı suya kavuştuk. Adrasan her geçen yıl nüfusu artan ve yaz aylarında çok yoğunluk yaşayan bir turistik beldemiz. Kalabalık arttığı zaman mevcut hatlar ihtiyacı karşılamamaya başladı. Muhittin Böcek başkanımıza yaşadığımız sıkıntıları iletince bizlere hemen sahip çıktı. Yaz sezonu başlamadan çalışmalar başlayacak dedi söz verdi ve sözünü hemen yerine getirdi. Şükürler olsun sezon öncesi güçlendirilen borular ile bu sorunumuz da çözüldü. Allah’ın izniyle bu çalışmalar ile yaz sezonunun çok daha rahat geçeceğine inanıyoruz. Her şey güzel oldu daha da güzel olacak”

BİZİM İÇİN BÜYÜK PROJE

Yenileme çalışmaları ile uzun yıllar sorun yaşamayacaklarını söyleyen mahalle sakini Ünal Özbey, “Yaz sezonu gelip kalabalıklar başladığı zaman içme suyumuzda kesintiler yaşıyorduk. Özellikle hafta sonları aşırı bir nüfus artışı yaşıyoruz. Mevcut hatlardan gelen suyumuz Haziran, Temmuz aylarında artık yetmemeye başlamıştı. Yeni hattın güçlendirilmesiyle inşallah suyumuz kesilmeyecek. Tertemiz sağlıklı suyla buluşmak, depomuzun ve hatlarımızın yenilenmesi bizleri çok mutlu ediyor. Bizim bölgemiz için bu proje büyük bir proje. Adrasan’ımızın içme suyu problemini en az 50 yıl ortadan kaldıracak bir proje. Başkanımızın seçimi yeniden kazandığı için mutluyuz. Yeniden göreve gelir gelmez çalışmalara hız verdi sorunumuzu çözdü. Hizmetlerinden dolayı ekibine ve kendisine çok teşekkür ederiz.” dedi.

YAZIN NE YAPACAĞIZ DİYE DÜŞÜNMEYECEĞİZ

Gönül rahatlığıyla temiz su tükettiklerini belirten Rahime Özbey isimli vatandaş ise yaşadıkları sıkıntıları şu sözlerle ifade etti: “Yaz aylarında misafirimiz geliyor gidiyor onları ağırlamak bizler için sıkıntı oluyordu. Suyumuz kesildiği zaman çamaşır bulaşık makinelerimiz çalışmıyor, duşumuzu bile alamıyoruz. Çok şükür şimdi yaz aylarını düşünmeyeceğiz. Artık suyumuza kavuşuyoruz çok mutluyuz. Allah bu hizmeti yapanlardan razı olsun. Muhittin Başkanımıza çok teşekkür ederiz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Küçükçekmece Belediyesi, kent sakinlerini güne zinde başlatmak ve sağlıklı bir yaşama teşvik etmek amacıyla açık havada sabah sporları düzenliyor

Alanında uzman eğitmenler eşliğinde yapılan sabah sporu, saat 08.00-10.00 aralığında Halkalı Çamlık Parkı, İnönü Mahallesi SSK Hastanesi Yanı, Sefaköy Kartal Sahası ve Atakent 3. Etap Yürüyüş ve Spor Alanı’nda gerçekleştiriliyor. Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü tarafından hafta içi 3 gün gerçekleştirilen açık hava spor etkinliklerine, 7’den 70’e tüm Küçükçekmeceliler katılım sağlayabiliyor. Spora katılım sağlayan vatandaşların mat, suluk, havlu gibi ihtiyaçları da Küçükçekmece Belediyesi tarafından karşılanıyor. Sabah sporlarının, ilçede Ekim ayına kadar sürdürülmesi planlanıyor.

 ‘Sabah sporlarıyla hayatım daha anlamlı’ 

Atakent 3. Etap Yürüyüş ve Spor Alanı’ndaki spor etkinliğine katılan Atakent Mahallesi sakinlerinden Fecire Dilekçi, “3 yıldır sabah sporlarına katılıyorum. Daha öncede bu parkurda yürüyordum ama spor daha bir anlam kattı hayatımıza. Özellikle sağlık ve sosyalleşme açısından diyebilirim. Pek çok arkadaş edindim. Spor sayesinde kendimi dinç ve zinde hissediyorum. Bize bu fırsatı veren Belediye Başkanımız Kemal Çebi’ye teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Uzmanından uyarı! Madde kullanımı bir ‘aile hastalığı’!

Ebeveynlerin tutum ve davranışlarının hem madde kullanımı hem de tedavi süreci ve tedavi sonrasındaki süreç için de oldukça önemli olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, “Eğer kişi kullanımıyla ilgili sorun yaşamazsa asla bırakma ihtiyacı hissetmiyor. Ailelerin yaptıkları yanlışlar, kişinin değişim ihtiyacını azalttığı için hastalığın devam etmesine sebep oluyor.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, madde kullanımı konusunda ebeveyn tutumlarını detaylı şekilde ele aldı.

Ailelerinde madde kullanımı olan bireylerde görülme sıklığı daha fazla

Madde kullanımına neden olarak tek bir sebepten bahsetmenin mümkün olmadığını ifade eden Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, “Genetik, psikolojik ve çevresel faktörlerin etkisi vardır. Madde kullanımı çoğunlukla çevresel faktörlerin etkisi ile başlıyor ama aynı zamanda şunu da biliyoruz ki ailelerinde madde kullanımı olan bireylerde madde kullanım bozukluğu görülme sıklığı daha fazla. Bireyler içinde bulundukları olumsuz duygulanımdan uzaklaşmak, yaşadıkları kaygıyı azaltmak ve iyi oluşları arttırmak gibi çeşitli nedenlerle madde kullanımına başlıyor ve maddenin kabul gördüğü, sıklıkla kullanıldığı ve kolay bir şekilde erişildiği çevreler riski artırıyor.” dedi.

Madde kullanımı bir ‘aile hastalığı’…

Madde kullanım bozukluğunun yalnızca madde kullanan bireyi değil ailesini ve yakın çevresindeki kişileri de etkilediğini, bu nedenle bir anlamda bir ‘aile hastalığı’ olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, “Ebeveynlerin tutum ve davranışları hem madde kullanımı hem de tedavi süreci ve tedavi sonrasındaki süreç için de oldukça önemli.” diye konuştu.

Ebeveynle yakın ilişki kurulmaması da nedenlerden biri

Madde kullanımına neden olabilecek tutumlara işaret eden Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, bunları ‘ebeveynin madde kullanması veya madde kullanımını bir sorun olarak görmemesi, aşırı talepkar veya aşırı koruyucu tutumlar sergilemesi ya da kopuk bir iletişim olması, ebeveynle yakın ilişki kurulmaması veya yokluğu, yeterli sevgi ve destek sağlanamaması, ebeveynlerin tutarsız tutumlar sergiliyor olması (biri çok otoriterken diğerinin çok kuralsız olması), etkisiz baş etme mekanizmaları kullanılması ve sınırsız tutumlar sergilemeleri’ şeklinde sıraldı.

Çocuklarının madde kullandığını öğrenen ebeveynler neden şaşkınlık yaşar?

Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, çocuklarının madde kullandığını öğrenen ebeveynlerin, başlangıçta büyük bir şaşkınlık yaşadıklarını, bu şaşkınlığın altında birçok neden olduğuna dikkat çekerek, “Çocuklarından beklentileri olan ebeveynler bir anda ciddi bir hayal kırıklığı yaşamaya başlar. Çocuklarıyla ilgili hayalleri, planları ve umutları tükenmiştir. ‘Neden benim çocuğum’ diyerek bunu hak etmedim duygusunu yaşarlar. Bazen öfkeye dönüşebilen ve çocuğa yansıtılan ciddi bir suçluluk duygusu yaşarlar. Neyi eksik yaptıklarına dair kendilerini sorgularlar. Sonraki aşamada ise aile, çevre baskısını düşünmeye başlar. Çevredeki diğer insanlar ne düşünecektir ve aile bu durumu onlara nasıl anlatacaktır? Aileler madde bağımlılığı sorunu ile nasıl başa çıkabileceklerini bilmedikleri için bir panik durumu yaşayabilirler.” diye anlattı.

Madde kullanan ergen ailelerinin sıklıkla yaptıkları hatalar…

Olumlu ebeveyn çocuk ilişkisinin, anne-babanın çocuklarının hayatları ile ilgili olmaları, aile içinde tutarlı kurallar ve sınırlar, ebeveyn çocuk arasında bağ olmasının ergenlerde madde kullanımını önleyici etkenler olarak sıralanabildiğini de anlatan Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, madde kullanan ergen ailelerinin sıklıkla yaptıkları hataları da şöyle sıraladı: 

“Yakınların maddi-manevi tüm sorumluluklarını almak: ‘O yeter ki içmesin, biz onun her şeyini yaparız’,

Sınır koyamamak: ‘Bugüne kadar ne istediyse yaptık. Yine de hiç bizim sözümüzü dinlemiyor’,

Yakınlarının toplumdan dışlayacağı kaygısıyla hastalığı gizlemek için çabalamak: ‘Etraf duyacak diye sesimizi çıkaramıyoruz”,

Kullanımdan dolayı kişinin yaşayabileceği olumsuz sonuçları gidermeye çalışmak: ‘Okuluyla sorun yaşamasın diye biz gidip konuşuyoruz. Biz olmasak çoktan okuldan atılmıştı’,

Aile üyelerinin hayatlarını bağımlı kişiye göre düzenlemesi: ‘İçti mi, geç mi geldi, kimle görüştü, neden sinirli, ne kadar harcadı diye takip etmekten yorulduk. Biz bu kadar kontrol etmesek gider içer kesin’,

Öfke, kaygı gibi duyguları kontrol edemeyerek yakınlarına karşı suçlayıcı, eleştirel bir yaklaşım sergilemek: ‘Yine içtin değil mi? Gözlerinden belli içmişsin sen! İçmesen bu saate kadar neredeydin?’”

Madde kullanımıyla ilgili sorun yaşamazlarsa asla bırakma ihtiyacı hissetmiyorlar

Hiç kimsenin içinde bulunduğu durumu ihtiyaç duymadan değiştirmek için çabalamayacağını kaydeden Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, “Bu kural bağımlı kişi için de geçerlidir. Eğer kişi, kullanımıyla ilgili sorun yaşamazsa asla bırakma ihtiyacı hissetmeyecektir. Ailelerin yaptıkları yanlışlar, kişinin değişim ihtiyacını azalttığı için sadece hastalığın devam etmesine de sebep oluyor.” şeklinde sözlerini tamamladı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Acer Baş Döndürücü Hız ve Büyüleyici Görsellik İçin İlave Özelliklerle Güçlendirilmiş Yeni Nesil OLED Oyun Monitörlerini Tanıttı

Acer bugün, günlük kullanım için güvenilir cihaz arayışındaki profesyonel oyuncuları ve oyun meraklılarını hedefine alarak tasarlanan Predator serisi dahilindeki üç yeni oyun monitörünü duyurdu. Yeni modeller arasında parlak OLED ekranlara, yüksek yenileme hızlarına ve ultra akıcı performansa sahip Predator X27U F3, Predator X34 X5 ve Predator X32 X3 yer alıyor. 

Bu güçlü monitörler, NVIDIA® G-SYNC™ uyumlu teknolojileri sayesinde akıcı ve yırtılmasız bir deneyim için takılmaları, titremeleri ve görsel bozulmaları ortadan kaldırıyor. Monitörler ayrıca AMD FreeSync Premium™ Pro’yu kusursuz bir şekilde entegre ederek gölgelenmeyi ortadan kaldırırken akıcılık sağlayarak her karenin kusursuz bir şekilde oluşturulmasını sağlıyor. Monitörler, gerçek 10 bit renk derinliğiyle, DCI-P3 yüzde 99 renk gamı ve Delta E<1 renk doğruluğuyla daha da geliştirilmiş, çarpıcı kontrast ve canlı renklerle sinematik görseller sunuyor. Dahası, VESA DisplayHDR™ True Black 400 özelliği, gerçekçi görseller için daha derin siyah renk ve benzersiz parlaklık sağlıyor.

 Predator X27U F3: En Sıkı Oyunseverler için Hız Canavarı

Predator X27U F3, 480 Hz yenileme hızı ve 0,01 ms piksel tepkime süresiyle baş döndürecek kadar hızlı ve ultra akıcı bir oyun deneyimi için tasarlanmış 27 inç OLED oyun monitörü olarak kullanıcıların karşısına çıkıyor. Monitör, oyunseverleri, keskin detaylar için WQHD (2560×1440) çözünürlükle çarpıcı görsellerin dünyasına taşıyor. Type-C ve iki adet HDMI 2.1 bağlantı noktasıyla donatılan cihaz, hem konsol hem de PC oyun deneyimini destekliyor ve monitör standında oyuncuların ve streamer’ların web kamerası veya ekran ışığı gibi aksesuarlar takmasına olanak tanıyan bir tripod montaj soketi içeriyor.  

Predator X32 X3: Çarpıcı Görseller için 4K Gücü

Predator X32 X3, süper hızlı ve akıcı bir oyun deneyimi sağlamak için 240 Hz yenileme hızına ve 0,03 ms (GtG – Griden Griye) tepkime süresine sahip büyük 31,5 inç 4K UHD (3840×2160) OLED ekran sunuyor. Dinamik Frekans ve Çözünürlük ile oyuncular, yenileme hızına veya çözünürlüğe öncelik vererek oyun deneyimlerini ihtiyaçlarına göre uyarlama konusunda özgür davranabiliyor. Oyunseverler, oyunun taleplerine ve mevcut görevlerine bağlı olarak 240 Hz’de göz alıcı 4K UHD veya 480 Hz’de akıcı FHD’yi tercih edebilme şansına sahip oluyor. Type-C ve iki adet HDMI 2.1 bağlantı noktasına sahip Predator X32 X3, hem konsol hem de bilgisayar oyuncuları için çok yönlü bağlantı imkanı da sunuyor. 

Predator X34 X5: Rekabet Avantajı için Geniş Kavisli Ekran ve Çarpıcı Hız

Predator X34 X5, devasa boyuttaki ekranı ve birinci sınıf performansıyla savaş alanına meydan okumak için tasarlandı. Sürükleyici ve duyarlı bir deneyim isteyen oyuncular, monitörün geniş görünümü, 1800R değerindeki kavisi ve UWQHD (3440×1440) OLED paneline hayran kalacak. Işık hızında kusursuz oyun deneyimi için tasarlanan monitör, 240 Hz’lik son derece hızlı bir yenileme hızı ve neredeyse anlık 0,03 ms (GtG) tepkime süresi sunuyor. Cihaz, iki adet HDMI 2.1, bir DisplayPort ve Type-C bağlantı seçenekleri ile oyuncuları kusursuz şekilde destekliyor. 

Predator OLED Monitörler: Güvenilir Oyun Arkadaşları

Maksimum konfor için yeni monitörler ayarlanabilir eğim, dönüş ve yükseklik sunarak oyuncuların her ortam için mükemmel görüş açısını bulmalarını sağlıyor. Monitörler ayrıca kaliteli ses için iki adet 5 watt hoparlör ve tek bir klavye ve mouse kurulumuyla iki ayrı bilgisayar arasında zahmetsizce geçiş yapmak için yerleşik bir KVM anahtarı ile birlikte sunuluyor. Uzun süreli oyun maratonları için tasarlanan bu cihazlar, göz yorgunluğunu önlemeye yardımcı olmak için BlueLightShield Pro, titreşimsiz, düşük karartma ve ComfyView teknolojilerine de sahip. Acer ayrıca monitörün ömrünü uzatmaya ve görüntü kalitesini korumaya yardımcı olmak için çeşitli OLED ekran koruma mekanizmalarını da devreye alıyor: Etkin olmadığında otomatik karartma için Ekran Koruyucu (her zaman açık), Sabit Parlaklık, ayrıca ekranda geçici görüntü tutulmasını en aza indirmek için Image Retention Refresh ve Screen Move (her zaman açık).

Fiyatlandırma ve Bulunabilirlik

Predator X34 X5, EMEA bölgesinde dördüncü çeyrek itibariyle 1.399 euro’dan başlayan fiyatlarla satışa sunulacak.

Predator X32 X3, EMEA bölgesinde dördüncü çeyrek itibariyle 1.399 euro’dan başlayan fiyatlarla satışa sunulacak.

Predator X27U F3, EMEA bölgesinde üçüncü çeyrek itibariyle 1.199 euro’dan başlayan fiyatlarla satışa sunulacak.

Kesin özellikler, fiyatlar ve bulunabilirlik bölgelere göre değişiklik gösterebilir. Belirli pazarlarda bulunabilirlik, ürün özellikleri ve fiyatlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen acer adresinden size en yakın Acer ofisi ile iletişime geçin. 

Ürün görselleri ve özellikleri için Acer Medya Merkezini ziyaret edebilir veya tüm duyuruları görmek için Acer Basın Odasını ziyaret edebilirsiniz. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Acer, Intel Core Ultra İşlemcilerle Güçlendirilen İlk Yapay Zekalı Hepsi Bir Arada Bilgisayarları Aspire C Serisi Masaüstü Bilgisayarlarını Duyurdu

Acer, Aspire serisi hepsi bir arada bilgisayar serileri dahilinde, günlük bilgisayar kullanımı ve eğlence için kesintisiz yapay zeka destekli deneyimler sunan iki yeni hepsi bir arada PC modelini duyurdu. 23,8 ve 27 inçlik kapsayıcı ekran seçenekleri, akıllı iş birliği özellikleri ve şık, çok yönlü tasarımlarıyla Acer Aspire C serisi, öğrenciler, hibrit çalışanlar ve aileler dahil olmak üzere çok sayıda kullanıcıya hitap ediyor.

Üstün Performans: Yapay Zeka ve Ötesi

Intel AI Boost ve yerleşik Intel Graphics’li Intel® Core™ Ultra 7 155U’ya kadar işlemciyle güçlendirilmiş yeni Acer Aspire C24 (C24-195ES) ve Acer Aspire C27 (C27-195ES), genel olarak etkileyici bir performans ve deneyim sağlamak için 32 GB’a kadar çift kanal DDR5 bellek[1] ve 2 TB’a kadar M.2 PCIe SSD[1] desteği sunuyor. 

Hepsi bir arada AI bilgisayarların kullanılabilirliğini daha da yukarı seviyeye taşıyabilmek adına günlük yapay zeka asistanı Copilot gibi verimlilik özellikleri üretkenliği artırmak ve yaratıcılığı ortaya çıkarmak için yapay zekanın gücünden yararlanırken; Intel Unison™[3] yazılımı ise birden fazla cihaz ve işletim sistemini tek bir ekrana odaklanan entegre bir deneyimde bir araya getiriyor. Cihazların 1440p QHD 5.0 megapiksel web kameraları (gizlilik kapağı özellikli) Windows Studio efektlerini ve çevrimiçi toplantı ve sohbetler esnasında istenmeyen arka plan gürültülerini bastırmak için AI gürültü azaltma teknolojisini destekliyor. Kullanıcılar, Wi-Fi 7[4] bağlantısı sayesinde içerik yayınlarken ve internette gezinirken ultra hızlı ve tutarlı bağlantının; Bluetooth® LE ses özelliği sayesinde de daha fazla ses cihazı üzerinden geliştirilmiş, kablosuz ses kalitesiyle çoklu akış iletiminin keyfini çıkarabilir.

Göz Alıcı Görseller ve Çok Yönlü Tasarımlar

Acer Aspire C hepsi bir arada bilgisayarlar, 23,8 inç ve 27 inç FHD IPS çözünürlüklü ekranları, dar çerçeveleri ve etkileyici ekran-gövde oranlarıyla (27 inç model için yüzde 95,7’ye varan) birlikte geliyor ve kullanıcıların daha konforlu bir izleme deneyimi için ekrandaki mavi ışık seviyesini azaltabilmesini sağlayan Acer Bluelight Shield™ teknolojisini sunuyor.

Çok yönlü kullanım için tasarlanan ince ve minimalist Aspire C serisi, 120 mm’ye kadar yükselebilen, boyu ayarlanabilir ergonomik stant üzerinde eğilebilir (-5 ve 25°) ve döndürülebilir (30°’ye kadar Sol/Sağ) ekran sayesinde olağanüstü esneklik ve manevra kabiliyeti sağlarken daha fazla kurulum alternatifi için de isteğe bağlı VESA montaj kiti ile birlikte geliyor. Her alana veya çalışma ortamına uyum sağlayacak kadar zarif Acer Elite 19 kablosuz klavye ve mouse seti ile birlikte gelen cihaz, birden fazla cihazla birden bağlantı ve hızlı veri aktarımı için 4 adet USB Type-A, 1 adet Type-C bağlantı noktası ve HDMI gibi oldukça zengin bağlanabilirlik seçenekleri ile birlikte geliyor. 

Fiyat ve Bulunabilirlik

Acer Aspire C27 (C27-195ES) EMEA bölgesinde temmuz ayı itibariyle 999 euro’dan başlayan fiyatlarla satışa sunulacak. 

Acer Aspire C24 (C24-195ES) EMEA bölgesinde temmuz ayı itibariyle 899 euro’dan başlayan fiyatlarla satışa sunulacak. 

Kesin özellikler, fiyatlar ve bulunabilirlik bölgelere göre değişiklik gösterebilir. Belirli pazarlarda bulunabilirlik, ürün özellikleri ve fiyatlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen acer adresinden size en yakın Acer ofisi ile iletişime geçin. 

Ürün görselleri ve özellikleri için Acer Medya Merkezini ziyaret edebilir veya tüm duyuruları görmek için Acer Basın Odasını ziyaret edebilirsiniz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yumurta Dondurma 40 Yaşından Önce Yapılmalı

Ancak kadının yaş almasıyla birlikte yumurta sayı ve kalitesi azalıyor. Ayrıca kanserin de yaygınlaşması sonucu yumurtalarını donduran kadınların sayısı giderek artıyor. Bu tür faktörlerin etkisiyle ülkemizde bu yönteme başvuran kadınların sayısının son yıllarda yaklaşık 3 kat arttığına dikkat çekiliyor! 

Acıbadem International Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. İsmail Çepni, yumurta dondurma yöntemine ideal yaş aralığında başvurmanın gebelik şansını artırmada kilit rol üstlendiğine işaret ederek, “Anneliği erteleyen kadınların yumurtalarını olabildiğince genç yaşlarda mümkünse 40 yaşından önce dondurmaları son derece önemlidir. Çünkü bu yaştan itibaren ve özellikle 43-44 yaşından sonra yumurtaların genetik olarak sorunlu olma oranı yükseliyor” diyor.

Yumurta dondurmanın kadınların doğurganlıklarını korumaları adına önemli bir yöntem olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. İsmail Çepni, son 30 yılda geliştirilen teknikler sayesinde günümüzde oldukça başarılı sonuçlar elde edilebildiğini söylüyor. Peki her kadın yumurta dondurma yönteminden faydalanabilir mi? Kanser hastalarında yumurtalar ne zaman dondurulmalı? Yöntem öncesinde nelere dikkat edilmeli? İşte bu sorular, yumurta dondurma yöntemi yaptırmak isteyen kadınların hekimlerine en sık yönelttikleri soruları oluşturuyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. İsmail Çepni, yumurta dondurma yöntemi hakkında en çok merak edilen soruları yanıtladı; önemli önerilerde bulundu! 

Her kadın yumurta dondurma işleminden yararlanabilir mi? 

Doğurganlığın korunması süreci Sağlık Bakanlığı’nın 2014 yılında yayınladığı ‘Üremeye Yardımcı Tedavi Uygulamaları ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Hakkında Yönetmelik’ kurallarına göre uygulanıyor. Yumurtalıklara zarar veren tedavi öncesinde veya yumurtalık kapasitesi az ( AMH hormonunun 1,5 altında) olan kadınlar bu haktan yararlanıyor. Yine yönetmeliğe göre dondurma işlemlerinde, yumurtası dondurulan kadının kanında bakılacak olan DNA kimliklendirme analizinin bulunması şart görülüyor.                                                                                                   

Yumurta dondurma yönteminde ideal yaş grubu nedir? 

Yumurta dondurma yöntemi adet gören ve yumurta rezervinin uygun olduğu her yaştaki kadına uygulanabiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. İsmail Çepni, ancak kadınların yumurtalarını 40 yaşından önce dondurmalarının son derece önemli olduğunu belirterek, “Bu yönteme 40 yaşından önce başvurulması gebelik şansı açısından önemlidir. Çünkü bu yaştan sonra yumurtaların genetik olarak sorunlu olma oranı yükseliyor” diyor.   

Yumurta dondurma işlemi nasıl yapılıyor?

Yumurta dondurma işlemi iki şekilde gerçekleştiriliyor:

Yumurtalar ilaçla büyütülmeden toplanıyor, vücut dışında olgunlaştırılıyor: Olgunlaşmamış yumurtalar toplanıyor ve laboratuvar ortamında olgun yumurta olarak donduruluyor. Ancak bu yöntemle henüz gebelik açısından çok başarılı sonuçlar elde edilemiyor. 

Foliküller tüp bebek tedavisine benzer şekilde ilaçlar ile büyütülerek olgunlaştırılan yumurtalar toplanıp donduruluyor: Kanser hastalarının vakit kaybını önlemek için siklusun herhangi bir gününde başlanılan protokol tercih ediliyor. Yumurtalıkları uyarıcı hormon ilaçlarına adetin 2. günü başlanıyor. İlaçlar karın cildine uygulanan küçük iğnelerle veriliyor. Hastalar bu iğneleri kendileri yapabiliyor. İlaç tedavisi sürecinde yumurtaların büyümeleri ultrason eşliğinde izleniyor. Bu tedavi yaklaşık 12 – 15 gün sürüyor. Olgunlaşan yumurtalar anestezi altında yapılan özel bir işlemle yaklaşık 15-20 dakika içerisinde toplanıyor ve -196 derecede tüp bebek laboratuvarında dondurularak saklanıyor. Hasta aynı gün taburcu oluyor. 

Kanser hastalarında işlem ne zaman yapılıyor? 

Çağımızda yıllarla birlikte kanser teşhisi konulan kadınların sayıları giderek artıyor. Diğer yandan kanser tedavi olanaklarının artması sayesinde başarı oranı yükseliyor ve kanser hastalarının beklenen yaşam süreleri uzuyor. Ancak kanser tedavisinde uygulanan yöntemler üreme dokuları ve hücrelerine zarar verebiliyor.  Prof. Dr. İsmail Çepni, yumurta dondurma yöntemiyle kanser hastalarının üretkenliklerini koruma şansını elde ettiklerini belirterek, “Kanser hastası kadınlarda; kemoterapi veya radyoterapi başlamadan önce, kanser tedavisinin gecikmesine yol açmamak için adet olunmasını beklemeden, siklusun herhangi bir döneminde yumurtaların büyütülme tedavisine başlanabiliyor” diyor. 

Dondurulan yumurta kaç yıl saklanabiliyor?

‘Üremeye Yardımcı Tedavi Uygulamaları ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Hakkındaki Yönetmelik’ çerçevesinde dondurulmuş yumurtalar yasal olarak en fazla 5 yıl süreyle saklanabiliyor. Saklama süresinin bir yılı geçmesi halinde, saklamaya devam edilebilmesi için her yıl kadının yumurtasını dondurduğu merkeze başvuruda bulunarak talebinin devam ettiğini ifade eden imzalı dilekçe vermesi gerekiyor. Dondurulan yumurtaların 5 yıldan uzun süre saklanması ise Sağlık Bakanlığı’nın iznine bağlı oluyor. Dondurulan yumurtalar, kadının yıllık olarak saklama talebini yenilememesi, yazılı olarak imha talebinde bulunması veya hayatını kaybetmesi durumlarında saklama süresine bakılmaksızın imha ediliyor. 

 İşlem öncesinde nelere dikkat edilmeli? 

Yumurta dondurma işlemi öncesinde hekimin önerilerine uyulması ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durulması önem taşıyor. Genel sağlık kontrolü yapıldıktan sonra belirlenen sağlık sorunu varsa, tedaviye başlanıyor. Ayrıca sağlığı olumsuz etkileyen stresten, özellikle hazır fast food gibi zararlı yiyeceklerden uzak durmaya, doğal besinlerle yeterli ve dengeli  beslenmeye özen göstermek gerekiyor. 

 Yumurta dondurma işlemi kimlere yapılabilir? 

Prof. Dr. İsmail Çepni, yumurtalık dondurma işlemine aday olan kadınları şöyle sıralıyor: 

  • 30 yaşını geçmesine rağmen doğurmamış ve eşi olmayan,
  • Tedavi öncesindeki kanser hastaları
  • Doğuştan yumurta kapasitesi az olan kadınlar
  • Kanser dışı hastalığı olup, üreme dokusu ve organlarına zarar veren ilaç kullananlar
  • Yumurtalıklarından ameliyat edilecek olan kadınlar (çikolata kisti)
  • Ailesinde erken menopoz öyküsü olması

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Aşıyla zonadan korunun

Daha önce suçiçeği geçirmiş kişilerin sinir hücrelerinde uyku halinde uzun yıllar bekleyebilen virüsün, kişinin bağışıklığı zayıfladığı anda kendini gösterdiğini açıklayan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Elif Hakko, “Zona özellikle 50 yaş üstü bireylerde daha sık görülüyor. Her 3 kişiden biri yaşamı boyunca en az bir kere bu enfeksiyonla karşı karşıya kalıyor. Bu sebeple hastalıktan korunmak için aşı çok önemli. Zona aşısı, hastalığı yüzde 90 oranında önlüyor” açıklamasında bulundu.

Zona hastalığının genellikle vücudun tek bir tarafında görüldüğünü ve yüksek ateşle başladığını paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Elif Hakko, “Zonanın diğer belirtileri arasında; ağrı, yanma, kaşıntı, yorgunluk, halsizlik, kabarcık ve döküntü yer alıyor. Hastalığı tetikleyerek gün yüzüne çıkartan faktörlerden bazıları ise; duygusal stres, diyabet, bağışıklığı baskılayıcı ilaçların kullanımı ve kronik rahatsızlıklar” ifadelerini kullandı.

Daha önce zona geçirenler de aşı olmalı

Zonadan en önemli korunma yolunun aşı olduğunu vurgulayan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Elif Hakko, “Aşı iki doz şeklinde kola uygulanır, ikinci doz ilkinden 2 ya da 6 ay sonra yapılır. İşlem sonrasında enjeksiyon yerinde ağrı, kızarıklık, şişme gibi lokal yan etkiler nadiren de olsa görülebilir. Bu belirtiler genellikle 2-3 gün içinde geçer. Aşı uygulandıktan sonraki 7 yıl boyunca yüksek seviyede koruma sağlar. Hastalığın tekrar etme riski bulunduğu için daha önce zona geçirmiş olanlar da aşı olmalı. Alerjisi olanlar, hamileler ve hastalığı yakın zamanda atlatanlara aşı önerilmez” şeklinde konuştu.

Aşının, zonanın en önemli komplikasyonu olan postherpetik nevralji yani enfeksiyon sonrası sinirlerde ağrı ve yanmayı engellediğini belirten Doç. Dr. Elif Hakko, “Aşının etkinliği 50-69 yaş arasında yüzde 97, 70 yaş ve üstünde yüzde 91, bağışıklığı ciddi baskılanmış kişilerde ise yüzde 68-91 oranında” dedi.

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Elif Hakko, zonadan korunmanın 4 yolunu paylaştı:

Aşı olun: Aşı, zonanın görülme riskini azaltır. Özellikle 50 yaş ve üstü kişiler için çok önemlidir.

Stresi önleyin: Aşırı stres, zonaya sebep olabilir. Stresten uzak durmak zonadan korunmaya yardımcı olur.

Bağışıklık sisteminizi güçlü tutun: Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve yeterli uyku bağışıklık sistemini güçlendirerek zonayı önlemeye yardımcı olur.

Hijyene dikkat edin: Hijyene ve temizlik kurallarına dikkat etmek zonanın yayılmasını önlemeye yardımcı olur.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Kokuya karşı mücadelenin etkileri bu yaz görülecek

28 farklı iş makinası 34 kamyon ve 60 personel ile sene başından beri 80 bin ton malzemeyi derelerden uzaklaştıran İZSU Genel Müdürlüğü, koku sorunundaki iyileşmenin etkilerinin bu sene içerisinde görüleceğini ifade etti.

İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, yaz sıcaklarının hissedilmesiyle birlikte derelerdeki temizlik çalışmalarını hızlandırdı. İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, düzenli olarak yaptıkları kanal, dere temizliği çalışmalarının koku sorunundaki iyileşmeyi ortaya serdiğini de dile getirdi.

Yağmurla taşınan malzeme dere tabanına çöküyor

Büyük kanal sistemine bağlı kanalizasyon hatlarında, yağmur suyu ızgaralarında ve tüm derelerde 7 gün 24 saat çalışmaların devam ettiğinin altını önemle çizen İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, “Yoğun şehir yerleşiminin içerisinden geçip körfeze dökülen 33 dere yatağı bulunuyor ve derelerin içerisinden geçen yerleşim alanlarından, yollardan dere yataklarına gelen alüvyal malzemeler, kentsel çöpler ve organik malzemeler yağmurlardan sonra dere tabanına çöküyor. Bizler düzenli olarak temizlik yapmamıza rağmen tabana çöken bu maddeler kirlilik ve sıcaklığın etkisiyle geçici bir koku sorununa yol açıyor ama ekiplerin sürekli sahada müdahalesiyle bu süre uzamıyor” dedi.

Hedef tertemiz Körfez

28 farklı iş makinası 34 kamyon ve 60 personel ile çalışmaları büyük bir titizlikle gerçekleştirdiklerini ifade eden İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, “Halkapınar Arap Deresi, Manda Çayı ve Büyük Çiğli Deresi’nde temizlik çalışmalarını tamamladık ve yaklaşık 80 bin ton yani 4 bin kamyon malzemenin dere yataklarından uzaklaşılmasını sağladık. Ancak 26 Mayıs Pazar günü yaşanan yağışla birlikte temizlenen derelere tekrar kentsel çöpler ve organik malzemeler birikti. Ekiplerimiz özellikle Halkapınar Arap Deresi’ndeki temizliğe öncelik verdi. Burada önce su tahliyesine başladık ve bu sene Arap Deresi’ni üçüncü kez temizliyoruz. İZSU olarak temiz körfez hedefiyle çalışmalarımızı gece gündüz, bayram tatili, hafta sonu demeden canla başla yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Çiğli’de 3’üncü fazın etkilerini bu sene göreceğiz

Dere temizliklerin yanı sıra Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’ndeki revizyon ve kapasite artırma çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyen Sadi, “3 fazdan oluşan tesisteki bakım ve yenileme çalışmalarını tamamladık. Bu çalışmalar koku sorununun azalmasına büyük katkı sağlıyor. Etkilerini de bu sene göreceğiz. 4’üncü fazda çalışmalar tamamlandığında ise tesisin kapasitesi yüzde 36 oranında artacak ve Türkiye’nin en büyük arıtma tesisine sahip kent unvanı yeniden İzmir’e ait olacak” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı