Aylık arşivler: Haziran 2024

Rektör Prof. Dr. Budak, final sınavlarına hazırlanan öğrencilerle bir araya geldi

Sınav dönemlerinde kapılarını 7 gün 24 saat açık tutarak hizmet veren Merkez Kütüphanede ders çalışan öğrencileri ziyaret eden Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, sınavlarına hazırlanan öğrencilerle bir araya gelerek hem ikramda bulundu hem de başarılar diledi.

Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Merkez Kütüphanemizde, bir rutin haline getirdiğimiz sınavlara hazırlanan öğrencilerimizle bir araya geldik. Gençlerimize sınavlarında başarılar diledik.  Öğrencilerimizle, eğitim hayatları boyunca gösterdikleri sabır, disiplin ve kararlılık sayesinde başarıya ulaşacakları konusunda verimli bir sohbet ettik. Öğrenci odaklılıkta ülkemizin ödüllü ilk ve tek üniversiteyiz. Tam akredite, öğrenci odaklı bir araştırma üniversitesi olarak,  öğrencilerimizin başarılarını artırmak için her zaman yanlarında olmaya, motivasyonlarını artırmaya devam ediyoruz. Bu vesile ile bir kez daha tüm öğrencilerime sınavlarında başarılar diliyorum” dedi.

“Herkes için erişilebilir bir kütüphane”

Ege Üniversitesinin, YÖK’ün üniversitelerde engelsiz bir ekosistemin oluşturulmasını teşvik etmek amacıyla verdiği ‘Engelsiz Üniversite’ ödüllerinde önemli başarılara imza attığını vurgulayan Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, EÜ Merkez Kütüphanesinin de bu kapsamda ödül alan birimlerden birisi olduğunu ifade etti. EÜ Ailesi olarak başta eğitim olmak üzere her alanda fırsat eşitliğini gözeten bir yönetim anlayışını benimsediklerini vurgulayan Rektör Prof. Dr. Budak, “Herkes için eşit, erişilebilir bir üniversitesi konsepti oluşturduğumuzu ifade etmek isterim. Bu faaliyetlerimiz kapsamında engelli bireylerin bilgiye erişiminin önündeki engelleri kaldırarak tam dijital bir kampüs kütüphanesi oluşturduk. Kütüphaneyi kullanan engelli öğrencimiz kimseye ihtiyaç duymadan tüm olanaklarımızdan yaralanabiliyorlar. Kaynaklara rahatça erişebiliyorlar. Kaynakları kitapları sesli dinleyebiliyorlar. Bölgemiz ve ülkemiz başta olmak üzere 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda daha erişilebilir, engelsiz eşit bir yaşam için çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, Merkez Kütüphanede öğrencilerin hem mekânsal hem de kaynak çeşitliliği ihtiyaçlarına yönelik yenilikler gerçekleştirdiklerini ve bu çalışmalarına devam edeceklerini de dile getirdi. Ziyaretle moral bulan öğrenciler samimi bir sohbetin ardından Prof. Dr. Budak ile özçekim yaptılar.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Eşki: “Vatandaşa hizmet için kaynak yaratmamız gerekiyor”

Atıl durumdaki hiçbir malın Bornovalılara fayda sağlamayacağını vurgulayan Başkan Eşki, “Bizler Bornova’ya hizmet için geldik. İhtiyaç duyarsak taşınmazları açık ihale ile satacak, elde edeceğimiz gelirle başta yolların yenilenmesi olmak üzere yatırımlar yapacak, ihtiyaç sahiplerine verdiğimiz sosyal destekleri arttıracağız” dedi. 

Bornova Belediyesi’nin Haziran Ayı Olağan Meclis Toplantısı Meclis Salonu’nda yapıldı. Toplantıda Bornova Belediyesi’ne ait 18 taşınmazın satışı gündeme geldi. Satışa ilişkin maddeler oy çokluğu ile kabul edildi.

Atıl bir şekilde duruyor

Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum ve hükümet tarafından uygulanan tasarruf tedbirleri neticesinde nasıl bir mali tablo ile karşılaşacaklarını öngörmenin mümkün olmadığını öne süren Başkan Eşki, “Kasamızda para var ama yarın neyle karışılacağımızın garantisi yok. Ben hayatım boyunca özelleştirmelere karşı oldum ama yatırım için ihtiyacımız olursa taşınmazları açık ihale ile satacağız. Bu yerlerin bazılarında işgal olduğunu da tespit ettik, onların 5 yıllık ecri misil bedellerini de talep edeceğiz” dedi. 

Vatandaş bizden hizmet bekliyor

Bornova’ya hizmet için göreve geldiklerini söyleyen Başkan Ömer Eşki,

“Vatandaş bizden yatırım ve hizmet bekliyor. Yoğun biçimde yol çalışması yapacağız ama sadece bir tane beton mikserimiz var. Bu yetmez. Bizim Bornova’da en az üç miksere, finişere, çok sayıda kamyona ihtiyacımız var. Park ve bahçeler için malzemelere ihtiyacımız var. Ağır ekonomik şartlar altında ezilen ihtiyaç sahiplerine verdiğimiz sosyal destekleri arttırmamız gerekiyor. Bunun için Kent Market’ler açacağız. Bizim hizmet için paraya, ek tedbirlere ihtiyacımız var.  Bu doğrultuda tüm imkanları masaya yatırıyoruz. Keşke faizler bu kadar yüksek olmasaydı da kredi çekebilseydik. Tüm zorluklara rağmen vatandaşlarımıza hak ettiği hizmeti vereceğiz. Bu nedenle işe yaramayan taşınmazları kaynağa dönüştürerek Bornovalılar için kullanacağız” diye konuştu.

Sürpriz doğum günü kutlaması

Meclisin sonunda Başkan Ömer Eşki’nin 38. yaş günü de kutlandı. Başkan Eşki, sürpriz doğum günü pastasını Eşi Beste Eşki, Kızı Asya Tuna ve meclis üyeleriyle birlikte kesti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bu bülbül; Afrika’dan Ormanya’ya 7.500 km uçtu

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olarak hizmet veren Ormanya Doğal Yaşam Parkı’nda göçmen kuş türlerinin göç rotaları, davranışları, kışlama alanları, göç zamanı ve stratejilerinin belirlenmesi amacıyla kuş halkalama istasyonu kuruldu. Ormanya Kuş Halkalama İstasyonu’nda 28 Ağustos 2023 tarihinde halkalanan bir bülbül (Luscinia megarhynchos), tam 9 ay sonra tekrar ağlarda yakalandı.

Bu olağanüstü küçük kuş, sadece 22.5 gram ağırlığında olmasına rağmen her yıl Sahra Altı Afrikası’nda bulunan Etiyopya, Gana, Kamerun, Kenya gibi ülkelerde kışlıyor ve 7 bin 500 boyunca kanat çırparak üremek için tekrar Ormanya’ya geri dönüyor. Bu durum, bülbüllerin inanılmaz göç yeteneklerinin ve doğa harikalarının bir başka örneği olarak dikkat çekiyor. Küçük boyutlarına rağmen bülbüller zorlu hava koşullarına ve uzun mesafeli göç rotalarına meydan okuyor.

GÖÇ DAVRANIŞLARI VE ARAŞTIRMALAR

Bülbülün yeniden yakalanması, ornitologlar ve araştırmacılar için büyük bir heyecan kaynağı oldu. Bu olay, bülbüllerin göç davranışları ve yaşam döngüleri hakkında daha fazla bilgi edinilmesine yardımcı oluyor. Ormanya Kuş Halkalama İstasyonu; kuşların göç yollarını, yaşam alanlarını ve popülasyon dinamiklerini daha iyi anlamak için halkalama çalışmalarını sürdürüyor. Bülbüllerin göç yolculuğu sadece fiziksel dayanıklılıklarını değil, aynı zamanda doğanın hassas dengelerini de gözler önüne seriyor.

TÜRLER ULUSLARARASI SİSTEME KAYIT EDİLİYOR

Ormanya’nın farklı bölümlerine kurulan 27 halkalama noktası veteriner hekim, biyolog ve Lisanslı kuş halkalamacılar ile birlikte düzenli olarak kontrol ediliyor. Türlere göre belirlenen özel halkalarla kayıt altına alınan türler uluslararası sisteme dünyanın diğer bölgelerinde de bulunan halkalama istasyonuna yolları düştüğünde halka numarasına bakılarak, hangi tarihte hangi istasyonda halkalandığı, bilgileri ve göç rotası belirlenmiş oluyor.

DOĞANIN MUCİZESİ; GÖÇMEN KUŞLAR

Bu küçük kuşların her yıl aynı yere dönerek üreme alışkanlıklarını sürdürmeleri, doğanın düzeninin ve ekosistemlerin sürekliliğinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Ormanya Kuş Halkalama İstasyonu’ndaki bu ve benzeri çalışmalar, kuş göçlerinin ve biyolojik çeşitliliğin korunmasının önemini bir kez daha vurguluyor. Bülbüllerin ve diğer göçmen kuşların korunması, ekosistemlerin sağlıklı bir şekilde işlemesi için hayati önem taşıyor. Ormanya’daki bu bülbülün hikâyesi, doğanın şaşırtıcı ve hayranlık uyandıran yönlerinden sadece biri. Gelecek yıllarda da bu tür gözlemlerin artacağı düşünülüyor.

ORMAN OKULU’NDA ÇOCUKLARA EĞİTİM

Ormanya’daki kuş halkalama istasyonunda çalışmalar devam ederken, Orman Okulu kapsamında belirlenen günlerde çocuklar için Kuş Halkalama Atölyesi düzenleniyor. Atölye çalışmalarında kuş türleri tanıtılıyor, göç hikâyeleri anlatılıp, biyoçeşitlilikteki önemi vurgulanıyor.

KUŞ HALKALAMA İSTASYONU NEDİR?

Kuş Halkalama İstasyonları göçmen kuş türlerinin göç rotaları, davranışları, kışlama alanları, göç zamanı ve stratejilerinin belirlenmesi amacıyla özellikle ilkbahar ve sonbahar göç dönemlerinde gerçekleştirilen araştırma merkezleridir. Elde edilen veriler ile ornitoloji bilimine sağladığı katkı dışında iklim değişikliğine kadar pek çok konuda bilimsel veri elde edilmektedir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karşıyaka’da 1 ayda 4 bin iş yerine denetim

385 işletme hakkında cezai işlem uygulanırken, kural ve tedbirlere ilişkin uyarılar yapıldı. Başkan Yıldız Ünsal “Kent içi disiplini bozan kimseye taviz vermeyeceğiz. Kararlı mücadelemiz sürecek” dedi.

Karşıyaka Belediyesi, ilçe genelindeki işletmelerin yasalara ve kent düzenine uygun şekilde faaliyet göstermesini sağlamak amacıyla denetimlerine hız verdi. Belediye Zabıta Müdürlüğü tarafından mayıs ayı boyunca kontrolden geçirilen iş yeri sayısı 4 bini aştı. Vatandaşlardan gelen şikayetler de dikkate alınarak yapılan denetimlerde; hizmet alanlarına göre ruhsat ve diğer resmi belgeler, işgal, fiyat etiketleri, ürün saklama şartları, temizlik ve hijyen standartları gibi konularda detaylı incelemeler yapıldı.

KURAL DIŞI FAALİYETE GEÇİT YOK

Denetimlerde tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için iş yeri sahiplerine uyarılarda bulunuldu. Yaya ve araç trafiğini engelleyen tezgahlar, duba ve reklam tabelası gibi eşyalar toplandı. Mayıs ayı boyunca, ikazlara uymadığı belirlenen 35 işletme mühürlendi. Ruhsat ve işgal başta olmak üzere, kural dışı faaliyet gerekçesiyle toplam 385 iş yeri hakkında cezai işlem yapıldı. 

“MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK”

Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal “Halkımızın huzurunu ve güvenliğini koruyarak kent düzeninin devamını sağlamak, en önemli sorumluluklarımızdan biridir. Bu anlayışla ilgili müdürlüklerimiz tarafından gerçekleştirilen denetimler yoğun bir programla devam edecek. Kent içi disiplini bozan kimseye taviz vermeyecek, kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Tüm işletme sahiplerimizden de hem yasal hem de etik olarak en uygun şekilde halkımıza hizmet vermelerini rica ediyoruz” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Coğrafi olarak dağınık işletmeler, en çok BT altyapısı kurma ve sürdürme konusunda zorlanıyor

Aynı zamanda, işletmelerin %23’ü tüm ofislerinde kapsamlı bilgi koruması sağlamanın en önemli zorluk olduğunu düşünüyor.

Kaspersky’nin ‘Coğrafi olarak dağıtılmış işletmeleri yönetmek: zorluklar ve çözümler’ (Managing geographically distributed businesses: challenges and solutions) başlıklı son raporu, coğrafi olarak dağıtılmış şirketlerin karşılaştığı ağ ve bilgi güvenliği zorlukları hakkında daha derin bir içgörü sağlıyor ve kuruluşların bu zorlukların üstesinden gelmek için kullandıkları çözümleri vurguluyor.  

Rapora göre META bölgesindeki katılımcıların çoğunluğu, coğrafi olarak dağıtılmış şirketleri işletirken karşılaştıkları temel zorluklara atıfta bulunurken açıkça teknolojik unsurlara öncelik veriyor. Ankete katılanların %39’u birden fazla tesiste tutarlı bir BT altyapısı oluşturmanın ve sürdürmenin birincil endişeleri olduğunu söylerken, %23’ü tüm varlıklar ve süreçler genelinde kapsamlı bilgi güvenliği sağlamanın kendileri için en önemli zorluğu oluşturduğunu belirtiyor.

BT altyapısı ve bilgi güvenliği sorunları göz önünde bulundurulduğunda, uzmanların %40’ının birden fazla tesiste siber güvenlik sorunlarını ele alırken olay tespiti ve müdahalesini birincil engel olarak tanımlaması dikkat çekiciydi. Üçte birinden fazlası güvenlik önlemlerini etkili bir şekilde uygulamak (%37) ve uyumlu bir güvenlik politikası oluşturmakla (%37) mücadele ettiğini dile getiriyor.

Katılımcıların dile getirdiği diğer teknolojik sorunlar arasında yeni sitelerin kurulumu ve mevcut ağa entegrasyonu, BT personeli istihdam etmenin yüksek maliyetleri, farklı güvenlik yönetimi araçları paketleri ve sistem arızalarından sonra daha uzun kurtarma süreleri gibi konular yer alıyor.

Kaspersky Güvenli Erişim Hizmeti Edge İş Geliştirme Müdürü Maxim Kaminsky, şunları söyledi: “Araştırmamızdan elde ettiğimiz bulgular, coğrafi olarak dağınık birden fazla ofiste tutarlı ağ ve bilgi güvenliği sağlamanın kuruluşlar için göz korkutucu bir süreç olduğunu gösteriyor. Yerel yönetmelik ve mevzuat, şirket merkezi ve şubelerdeki farklı kaynaklar ve uzmanlık, etkili ağ ve siber güvenlik araçlarının eksikliği ile birleştiğinde, tek tip güvenlik standartlarını ve tutarlı ağ yapılandırmasını uygulamaya ve sürdürmeye çalışan uzmanlar üzerinde önemli bir yük oluşturabilir. Bu zorluğun üstesinden gelmek için şirketler, merkezi ve otomatik ağ yönetimine olanak tanıyan ve konumlarından bağımsız olarak tüm ofisler için kapsamlı koruma sağlayan çözümlere yönelmelidir.” 

Coğrafi olarak dağıtılmış şirketleri siber tehditlerden korumak ve ağ sorunları olasılığını en aza indirmek için Kaspersky uzmanları şunları öneriyor:

  • Tüm kurumsal ağı tek bir konsoldan yöneten Kaspersky SD-WAN gibi özel çözümleri kullanın. Bu çözüm, şirketler arasındaki ayrı iletişim kanallarını ve ağ işlevlerini birleştirerek güvenilir ağların oluşturulmasını kolaylaştırır ve yeni şubelerin sıfır dokunuş deneyimiyle bağlanmasını sağlar.
  • Hem merkezde hem de yerel ofislerde tüm şirket varlıklarının ve süreçlerinin kapsamlı siber korumasını sağlamak için Kaspersky Next XDR Expert gibi merkezi ve otomatikleştirilmiş çözümler tercih edin. Bu çözüm, birden fazla kaynaktan gelen verileri tek bir yerde toplayıp ilişkilendirerek ve makine öğrenimi teknolojilerinden yararlanarak etkili tehdit tespiti ve hızlı otomatik yanıt sağlar.

Coğrafi olarak dağıtılmış şirketlerin karşılaştığı zorluklara ilişkin daha fazla bulgu içeren raporun tamamına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

L’Oréal Türkiye, Dünya Çevre Günü’nde dijital dünya için farkındalık yaratıyor

Türkiye’nin Tekno-Güzellik Devi 5 Haziran Çevre Günü dolayısıyla bugüne kadar hayata geçirdiği uygulamalarını ‘Gücünü Teknolojiden Alan Sürdürülebilirlik’, ‘Gücünü Bilimden Alan Sürdürülebilirlik’ ve ‘Gücünü İnsanlar İçin Kullanan Sürdürülebilirlik’ başlıkları altında toplarken dijital dünyada da IMPACT+ ile hayata geçirdiği çalışması ile dikkatleri üstüne çekiyor.

L’Oréal Türkiye’deki dijital kampanyalarında karbon emisyonunu yüzde 40’a varan oranda azaltırken küresel ölçekteki dijital çalışmalar ile 2023 yılında dünyanın etrafını uçakla 6 bin kez dolaşmaya eşdeğer 55 bin tonluk karbon salınımının önüne geçti ve güzellik sektöründe bir ilke imza attı.

Yeşil bilimi arkasına alarak sektöre yön veren ve tüketicilerin ihtiyaçlarına yönelik sürdürülebilir temelli çözümler geliştirerek, bu konuda güçlü taahhütlere imza atan L’Oréal Türkiye, şimdi de dijital dünyada sürdürülebilir çözümler geliştirmek için çalışmalarını sürdürüyor.

Tüketicilerin %76’sı iklim değişikliği konusunda endişe duyuyor

Dünya Çevre Günü öncesi L’Oréal Türkiye’nin ‘Gelecek İçin L’Oréal’ vizyonundaki gelişmeleri anlatan L’Oréal Türkiye Ülke Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen, “Dünyanın en kapsamlı sürdürülebilirlik hedeflerini hayata geçirmeyi sürdürüyor; bilimin ışığında teknolojinin gücünden yararlanarak gezegenimize saygılı bir biçimde çalışmalarımıza her geçen gün bir yenisini ekliyoruz. Bugün rakamlara baktığımızda sera gazı son iki milyon yılın en yüksek seviyelerinde, iki milyardan fazla insan su kaynaklarının yetersiz olduğu ülkelerde yaşamını sürdürüyor. Bu tablo çerçevesinde, tüketicilerin giderek artan bir oranda çevresel etkiler konusunda doğru bilgilendirilmeye ve şeffaf verilere sahip olmaya ihtiyaç duyduklarını gözlemliyoruz ve bu içgörüden yola çıkarak sektörde ses getiren çalışmalara imza atıyoruz. Gerçekleştirilen araştırmalar kapsamında, tüketicilerin % 76’sı iklim değişikliği konusunda endişe duyuyor. L’Oréal Türkiye olarak sürdürülebilirlik bizim için her alanda varlığını koruyor. Bu yaklaşımımıza gezegenimizin elle tutulabilir doğa rejenerasyonu gibi konular da dahil veya dijital dünyada karbon emisyonunu azaltmak da. Meseleye hepimizin elini taşın altına koyması gereken bir durum olarak bakıyor, çalışmalarımızı da her alanda hızlandırarak bilim, teknoloji ve insan odağında sürdürülebilirliğe yeni bir boyut kazandırıyoruz. Bu ana başlıklar altında yürüttüğümüz çalışmaların sürdürülebilir bir dünya için itici güç olacağına inanarak yolumuza devam ediyoruz” dedi. 

L’Oréal Türkiye sürdürülebilirlik yaklaşımı ile dijital dünyada da karbon emisyonuna dur diyor

Dünyanın çevresini 6 bin kez dolaşmaya eşdeğer karbon emisyonunu engelledi

‘Gücünü Teknolojiden Alan Sürdürülebilirlik’ başlığı altında dijital eko-sistemin yarattığı karbon emisyonunu sınırlamaya odaklanan L’Oréal Türkiye, 47 ülkede faaliyet gösteren Fransız start-up IMPACT+ ile iş birliği yaptı. L’Oréal ekosistemi içerisindeki tüm ülkelerde gerçekleştirilmesi planlanan iş birliğinin pilot ülkelerinden biri Türkiye oldu. Bu iş birliğiyle sosyal medya, yayın içi video ve programatik satın alma gibi tüm dijital medya aktivasyonlarında sera gazı emisyonlarını ölçen L’Oréal Türkiye, Maybelline New York ve Vichy ile gerçekleştirdiği kampanyaların sonuçlarını da açıkladı. L’Oréal Türkiye, bu iki markasıyla gerçekleştirdiği dijital kampanyalarda kreatif boyut optimizasyonu, kompleks görsel azaltımı ve hedeflemelerde yapılan cihaz ve bağlantı optimizasyonuyla karbon salınımlarını yüzde 40’a varan oranda azalttı. Reklam sektöründe bugün için standartlaşmış bir karbon ayak izi hesaplaması anlamında bir hedef belirlenmemiş olsa da global ölçekte en büyük dördüncü reklam veren olan L’Oréal sürdürülebilir dünya hedefleri kapsamında dijital karbon emisyonunu azaltmak için kendi inisiyatifini hayata geçiriyor. L’Oréal, küresel olarak gerçekleştirdiği dijital çalışmalar ile de 2023 yılında dünyanın etrafını uçakla 6 bin kez dolaşmaya eşdeğer olan 55 bin tonluk karbon emisyonunun önüne geçti.

Dijital ekosistem emisyon salınımında araç trafiğini yakalayacak

  • Küresel CO2 emisyonlarının 2022 yılı itibariyle %4’ü dijital ekosistemden kaynaklanıyor. Bu oran sivil havacılığın CO2 emisyonunun üstünde.
  • Gelecek yıl sonunda dijital eko-sistemin CO2 emisyon oranının %8’e çıkması öngörülüyor. Bu oran ile küresel araç trafiğinin yaydığı CO2 emisyonu oranı yakalanmış olacak.
  • Elektrikli araçlar, CNG yakıtlı araçlar ile nakliye gibi gün geçtikçe araç trafiğinde karbon emisyonunu sınırlayan teknolojiler üretilirken, 8K video gösterimi, 5G’ye geçiş gibi sistemler dijital ekosistemin karbon emisyonunun artmasına yol açıyor.
  • Dijital teknolojilerin her yıl enerji tüketimlerindeki artış oranı ise %9.
  • İnternette izlediğimiz videoların neden olduğu sera gazı emisyonları 300 milyon ton CO2 eşdeğerinin üzerine çıkmış durumda. Bu oran, İspanya’nın yılda yol açtığı toplam sera gazı emisyonuna eşit.
  • İnternette izlediğimiz videolar, küresel karbon emisyonlarının yüzde 1’inden sorumlu.

Sonsuz kez geri dönüştürülebilen plastik şişeyi hayata geçirdi 

Açık inovasyon stratejisi doğrultusunda start up’larla iş birliği yapan Grup, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için çalışıyor. Start-up Carbios ile enzimatik teknolojisi kullanılarak geliştirilmiş sonsuz kez geri dönüştürülebilen plastik şişeyi hayata geçirerek şeffaf, renkli, opak ve çok katmanlı her türlü PET’in geri dönüştürülmesi sağlıyor ve geri dönüşüme katkı da bulunuyor.

Gjosa ile 100 bin kişinin 1 yıllık TV izleme süresi kadar enerji tasarrufu

L’Oréal’in Gjosa ile geliştirdiği ve kuaför salonlarında %69’a varan su tasarrufu sağlayan duş başlığı uygulaması 2023’ten bu yana Avrupa ve Orta Doğu’da 11.000’den fazla kuaför tarafından kullanıldı. 279 milyon litre (yaklaşık 112 Olimpik yüzme havuzu) su tasarrufu sağlayan ve 18 milyon kWh enerji tasarrufuna olanak sağlayan bu inovasyonun sağladığı enerji tasarrufu, Türkiye’de yaklaşık 100 bin kişinin 1 yıllık TV izleme süresine eşdeğer. Bu inovasyonu dünya çapında 200 binden fazla salona yaymayı hedefleyen Grup, su fraksiyon teknolojisi öncüsü İsviçre merkezli Gjosa’yı satın almak için de anlaşma imzaladı.

7 suyu geri dönüştüren su dostu fabrikadan biri Türkiye’de

L’Oréal Türkiye, her yıl 51 milyon adet şampuan ve saç kremi üretimi gerçekleştirdiği İstanbul Üretim Tesisi’ni “Suyu Geri Dönüştüren Su Dostu Fabrika’ya çevirdi. L’Oréal Grup çatısı altında bunu gerçekleştiren 7’inci ülke Türkiye olurken, İstanbul Üretim Tesisi’nde kullanılan endüstriyel suyun %100’ü geri dönüştürülerek, tekrar kullanılıyor. 

Meksika, İspanya, Rusya, İtalya, Belçika, Çin ve son olarak Türkiye’den sonra L’Oréal Grup bünyesindeki tüm fabrikaların 2030 yılına kadar suyu geri dönüştüren su dostu fabrika haline getirilmesi hedefleniyor.

Plastiksiz e-ticaretten sonra %100 biyo bazlı veya geri dönüştürülebilen ambalaj uygulaması hayata geçecek

2021 yılından beri “Plastiksiz E-Ticaret” yaklaşımıyla e-ticaret ve B2B gönderimlerinde dolgu ve koruma malzemelerinin, koli ve güvenlik bantlarının yüzde 100’ünü, plastik yerine geri dönüştürülebilir kağıttan elde eden L’Oréal Türkiye, 2025 yılına kadar tüm plastik ambalajlarını yeniden doldurulabilir, yeniden kullanılabilir, geri dönüştürülebilir veya kompost yapılabilir hale getirmeyi hedefliyor. 

2030 yılına kadar ise tüm ambalajlarında kullandığı plastik yoğunluğunu yüzde 20 azaltmayı amaçlayan tekno-güzellik lideri, 2030’a kadar ambalajlarda kullanılan plastiğin de yüzde 100’ü biyo-bazlı ya da geri dönüştürülmüş kaynaklardan elde edilecek. 

Öte yandan 2023 Ekim itibarıyla İstanbul içi mağaza ve kuaför sevkiyatları L’Oréal Türkiye filosuna dahil edilen elektrikli araçlar ile gerçekleşiyor. Borusan Lojistik ile hayata geçirilen bu proje kapsamında karbon salınımı sevk edilen adet başına geçen seneye göre %19 azaldı.

“Gücünü Bilimden Alan Sürdürülebilirlik” odağında gezegene ‘yeşil’ dokunuş 

Doğadan ilham alarak ‘Yeşil Bilim’ odağında inovasyon çalışmalarına hız veren L’Oréal Grup, ürünlerini %65 oranında bitki bazlı veya bol mineralden elde edilen içeriklerden oluşturuyor. 

L’Oréal ürünlerinde yalnızca biyoteknolojik yollarla üretilen doğal kaynaklı Hyaluronik Asit (HA) kullanılıyor. Birkaç ton HA üretebilmek için ise az miktarda doğal kaynak yeterli oluyor. 

Doğanın, güzelliğin geleceği olduğuna inanan L’Oréal Grup’ta, 2030’a kadar içeriklerin %95’i biyo-bazlı, bol mineral kaynaklardan veya döngüsel süreçlerden elde edilecek. Mikrobiyom alanında uzman bir start-up ile iş birliği yapan tekno-güzellik devi, egzama ve atopiye sahip ciltler üzerinde etkili Endobioma adı verilen bir tıbbi cihaz geliştirerek yeni bilimsel alanları da keşfetti.

L’Oréal’in Yeşil Kimya prensiplerine dayanan Pro-Xylane molekülü, Retivalift Lazer x3 ürününün temelini oluşturuyor. Yaşlanma karşıtı ve L’Oréal tarafından patentli olan bu aktif maddeyi elde etmek için gerekli tüm reaksiyonlar suda gerçekleşiyor.

Yeşil kimya prensipleri C Vitamini içeren ürünlerde de kendini gösteriyor. Öncelikle buğday kullanarak C vitamini üreten L’Oréal, bu üründen elde ettiği glikozu Yeşil Kimya ile dönüştürüyor. Daha sonra 2 farklı biyoteknoloji sürecini gerçekleştiren L’Oréal çevreye en az etkiyle, yenilenebilir kaynaklardan türettiği C Vitamini Garnier C Vitamini Serumu gibi ürünlerinde kullanıyor.

‘Gücünü İnsanlar İçin Kullanan Sürdürülebilirlik’ yaklaşımı tüketici ihtiyaçlarına göre şekillendi

PwC’nin 2022 yılında ortaya koyduğu Tüketici Öngörüleri Araştırması’na göre, müşterilerin %41’i satın aldıkları ürünlerin çevresel etkilerini bilmek istiyor. Bu bilgiler ışığında, tüketicilerin çevre dostu ürünleri kolayca seçebilmesi için Bureau Veritas onaylı Çevresel Etiketleme Sistemi’ni ilk olarak Garnier markasıyla hayata geçiren marka, ürünleri 14 gezegensel faktöre göre A’dan E’ye kadar sıralayabiliyor böylece aynı kategorideki ürünler kolaylıkla karşılaştırılabiliyor. 

11 bağımsız bilimsel uzmanla geliştirdiği bu sistem Avrupa Komisyonu kılavuzlarıyla uyumlu metodolojiye dayanarak oluşturuldu. EcoBeautyScore Konsorsiyumu ile 70’den fazla kişisel bakım ve kozmetik şirketini bir araya getirerek, sürdürülebilir ürünlerin etkilerinin şeffaf bir şekilde değerlendirilmesini sağlıyor.

Plastik ambalajların tamamı tekrar kullanılabilecek

Anlamlı markalar devrimi ile L’Oréal Türkiye çatısı altındaki markalar toplumsal fayda yaratan çalışmalarını sürdürüyor. Markaların satış noktalarında kullanılan stant malzemeleri yüzde 100 EKO-DİZAYN ile üretilirken, kullanılmayan ürün teşhir üniteleri ileri dönüştürülüyor. Aynı miktarda ürünü, daha az kaynak kullanarak paketleyebilen L’Oréal, bu sayede, ürünlerin boyutlarından feragat etmeden çevreye olan etkisini azaltıyor, kaynak kullanımını sınırlandırıyor. 2023 yılında, L’Oréal markalı ürün paketlemelerinde 2019’a kıyasla %4 daha az yoğun plastik kullanılırken, 2030 yılına kadar ambalajlarda kullanılan plastik yoğunluğunun %20 azaltılması hedefleniyor. 

Ayrıca tek kullanımlık atıkları azaltmak için refill ürünlerinin sayısını gün geçtikçe artıran L’Oréal Türkiye, ürünlerin evde veya satış noktalarında yeniden doldurulmasına olanak tanıyor. L’Oréal hayata geçirdiği parfüm şelalelerinin küresel parfüm satışlarının yüzde 20’sini oluşturmasını hedeflerken, 2025 yılına kadar plastik ambalajlarının tamamını yeniden doldurulabilir, yeniden kullanılabilir, geri dönüştürülebilir ya da kompost yapılabilir hale getirecek.

“Gelecek için Eczaneler” programıyla farkındalık artırılıyor

 “Dünyayı Harekete Geçiren Güzelliği Yaratmak” vizyonuyla, eczacılarla “Gelecek için Eczaneler” programı başlatıldı. Sürdürülebilirlik Akademisi & Bureau Veritas ile iş birliği yapılan bu programda, ocak ayında 500’den fazla eczane sürdürülebilirlik konusunda bilgilendirilerek, sürdürülebilirliğin önemi vurgulandı. Program, eczanelerin Çevre, Enerji, Su, Atık, Tedarik Zinciri, Müşteri Geri Bildirimi ve Ekip Yönetimi başlıklarında alanlarında somut aksiyonlar almasını hedefliyor. 2023’teki pilot çalışmada, 5 eczane Altın, 1 eczane Bronz Sertifika aldı.

‘Yeşil Salon’lar sertifika alacak

Ekosisteminde yer alan paydaşlarının sürdürülebilirlik yolculuğunun bir parçası olmasını hedefleyen L’Oréal Türkiye, ‘Yeşil Salon’ projesini hayata geçirdi. Güzellik merkezlerinin ve kuaförlerin sürdürülebilirlik konusunda bilinçlenmesini, daha ötesinde sürdürülebilir bir şekilde çalışmasını hedefleyen marka, projenin ilk aşamasını 17 salon temsilcisi ile tamamladı. Proje kapsamındaki 5 salon Sürdürülebilirlik Akademisi’nin de dahil olduğu eğitimleri tamamladıktan sonra hayata geçirdikleri faaliyetler ile ilgili denetime girerek, sertifika alacaklar. 

“Gelecek için L’Oréal” Programı Yenilikçi ve Cesur Taahhütlerden Oluşuyor

L’Oréal, bilim ve teknolojiyle güzelliğin geleceğini şekillendiriyor. ‘Gelecek için L’Oréal’ programıyla biyo-çeşitliliğe saygı göstererek ve doğal kaynakları koruyarak, tüm faaliyetlerini çevresel etkileri iyileştirmeye adıyor. 2020’de duyurulan bu program, 2030 yılına kadar dünyanın en kapsayıcı ve iddialı sürdürülebilirlik hedeflerini içeriyor.

56 ülkenin büyüklüğü kadar alanı kurtarmayı hedefliyor

Sosyal ve çevresel sorunların iyileştirilmesi için 200 Milyon €’dan fazla fon ayıran L’Oréal Grup, bu fonun 50 Milyon €’luk kısmını 1 milyonluk canlı türünün yok tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu göz önünde bulundurarak ormanlar, denizler ve sulak alanlar da dahil olmak üzere kaybolan ve bozulmuş habitatların onarılması için ayırdı. Doğanın Rejenerasyonu Fonu ile 2010 yılından bu yana 6 projeye toplamda 27 milyon Euro’luk destek sağlayan L’Oréal, 2030 yılına kadar bu fon ile 1 milyon hektar eko-sistemi kurtarmayı hedefliyor. 10 bin kilometrekareye denk gelen bu alan, dünyanın en küçük yüzölçümüne sahip 56 ülkenin toplam alanından daha büyük.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İZELMAN Anaokulları’nda mezuniyet heyecanı

Kent genelinde 18-72 ay arası çocuklara yönelik hizmet veren İZELMAN Kreş ve Anaokulları Eğitim Merkezi, 14 okulunda 850 öğrenciye kaliteli eğitim vermeye devam ediyor. Erken çocukluk döneminde erişilebilir eğitim hizmeti sunan ve bu yıl 5 yaş grubu 158 öğrencisini mezun etmenin gururunu yaşayan İZELMAN Kreş ve Anaokulları, ön kayıt başvurularını mayıs ayında almaya başladı. Yeni dönem kayıtları, haziran ayı boyunca devam edecek. İzmirli minikler, ağustos ayı itibariyle kreş ve anaokullarında eğitim almaya başlayacak.

Bir ucu Dikili, bir ucu Kiraz

İZELMAN Anaokulları Müdürü Eda Kaygusuz, “İZELMAN Kreş ve Anaokulları Eğitim Merkezi’ne bağlı 14 şubemizin bir ucu Dikili, bir ucu da Kiraz’a uzanıyor. Toplam 850 öğrencimiz, merkeze bağlı kreş ve anaokullarında eğitim almaya devam ediyor. Bu yıl 5 yaş grubu 158 öğrencimizi, 14 Haziran’da Havagazı Fabrikası’nda düzenlenecek törenle mezun edecek olmanın gururu ve heyecanını yaşıyoruz. İZELMAN’ın kreş ve anaokullarında eğitim görecek öğrenciler için ön kayıtlarımız mayıs ayında başladı. Haziran ayında da başvurularımız devam edecek. Ağustos ayında yeni döneme başlayacağız” dedi.

Proje tabanlı eğitim programları

İZELMAN Kreş ve Anaokulları Eğitim Merkezi’nin 07.00-18.00 saatleri arasında eğitim verdiğini hatırlatan Kaygusuz, “Öğrencilerimize bilişsel, duygusal, motor, dil ve öz bakım becerilerini geliştirmeye yönelik eğitimler veriyoruz. Dış geziler ve robotik kodlama, İngilizce, görsel sanatlar ve cimnastik gibi branş derslerin yanı sıra Psikososyal Destek Birimi ekibimizle de proje tabanlı eğitim programlarını yürütüyoruz. Eğitim programımızda bir konu belirleyen öğrencilerimiz, velilere sunum yapıyor. Hem velilerimiz sınıfa girerek çocuklarının yaşam alanlarını ziyaret ediyor hem de çocukların özgüveni artıyor” diye konuştu.

Öğrenci ve ailelerine psikososyal destek

İZELMAN Anaokulları’nda psikolojik danışman olarak görev yapan Özlem Mutlu Işık da Psikososyal Destek Birimi’nin yaklaşık bir yıldır öğrencilere ve ailelerine hizmet verdiğini ifade etti. Mutlu Işık, “Kendi alanında uzman sosyolog, psikolog ve uzman psikolojik danışmanlardan oluşan birimimiz çocuklarımızı ve ailelerini yakından takip ediyor. Yaptığımız birtakım atölyelerle öğrencilerimizin farkındalıklarını artırıyoruz. Çocuklarda tespit ettiğimiz gelişim bozukluğu, sosyal etkilenme ile otizm eğilimi gibi durumları kendi içimizde değerlendirip gerekli olması halinde aile ile iş birliği içinde disiplinler arası bir şekilde yönlendiriyor, çocukların gelişimsel dönemleriyle gerekli uyumu yakalama fırsatı sağlıyoruz” bilgisini verdi.

Robotik kodlama öğreniyorlar

Öğrencilerine çağa uyumlu eğitim vermeye özen gösteren İZELMAN Anaokulları’nda robotik kodlama öğretmeni olarak görev yapan Mete Gökhan Ünal da “Robotik kodlama dersinde, Hollanda ve Finlandiya eğitim modeli olan STEM eğitim modelini uyguluyoruz. Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik disiplinlerini, öğrencilerin seveceği şekilde yurt dışından temin ettiğimiz eğitim setleri ile beraber uyguluyoruz. Oyunlar oynayarak analitik zekâlarını geliştirip bilim ve teknoloji derslerine onları hazırlıyoruz ve çocuklara robot kullanmayı öğretiyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu konudaki vizyonunun öncülüğü sayesinde öğrencilerimizin bilişsel ve analitik olarak gelişmelerini sağlamak istiyoruz. Hedefimiz, onların birer takım oyuncusu olmasını ve problem çözme yetenekleri gelişmiş lider öğrenciler olarak büyümelerini sağlamak” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Edremit Belediyesi Zabıta Müdürlüğü denetimlerini aralıksız sürdürüyor

Semt pazarlarında tezgah mesafelerinin ve etiketlerin kontrollerini gerçekleştiren ekipler, ölçü kontrol noktalarına yerleştirilen terazilerle vatandaşların aldıkları ürünlerin doğru tartılıp tartılmadığını kontrol etmelerine yardımcı oluyor. Bu sayede alışverişlerde herhangi bir haksızlık yaşanmasının önüne geçiliyor.

Pazar denetimlerinin yanı sıra, işyerlerinde ruhsat kontrolleri de sıkı bir şekilde yapılıyor. İşyeri sahiplerinin gerekli belgeleri tam ve doğru şekilde bulundurması sağlanırken, gelişi güzel işgallerin de kaldırılması için çalışmalar devam ediyor.

Yaz sezonunun yaklaşmasıyla birlikte kıyı kesimlerindeki işletmelerin şezlong ve şemsiye düzenlemeleri de zabıta ekiplerinin denetiminden geçiyor. Plajların düzenli ve temiz tutulması, vatandaşların yaz sezonunu huzur ve güven içinde geçirmesi için gerekli önlemler alınıyor.

Edremit Belediyesi Zabıta Müdürlüğü, kentlilerin huzur ve güveni için 7/24 çalışmalarına devam edeceğini belirtti. Belediye yetkilileri, vatandaşların her türlü sorun ve şikayetlerini zabıta ekiplerine iletebileceklerini ve gerekli tüm önlemlerin alınacağını vurguladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nâzım Hikmet İzmir’de anıldı

İzmir Büyükşehir Belediyesi, 15’ler Birlik Dayanışma Bilim ve Kültür Derneği, Ege 78’liler Demokrasi ve Dayanışma Derneği, İzmir 68’liler Platformu iş birliğiyle Türk edebiyatının önemli isimlerinden Nâzım Hikmet’i aramızdan ayrılışının 61’inci yılında “61 Yıllık Hasret Nâzım Hikmet” başlıklı etkinlikle andı. Kent Arşivi, Müzeler ve Kütüphaneler Şube Müdürlüğü tarafından organize edilen etkinlik, Nâzım Hikmet’in Kültürpark’taki heykeli önünde başladı. 15’ler Birlik Dayanışma Bilim ve Kültür Derneği Başkanı Ayhan Dümen, Ege 78’liler Demokrasi ve Dayanışma Derneği Başkanı Bilgehan Oğuz, İzmir 68’liler Platformu Başkanı Nail Dağdelen Nâzım Hikmet’in sanatının evrenselliği ve onun mücadele dolu yaşamı üzerine konuşmalar yaptı.

Yıldır: Nâzım Hikmet şiirleriyle hepimizi etkiledi

İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Dr. Zafer Levent Yıldır, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın sevgi ve saygılarını ileterek başladığı konuşmasında Nâzım Hikmet’in şiirleriyle herkesin üzerinde derin bir etki bıraktığını vurguladı. Yıldır, “Şair dediğimiz insan apayrı bir dünyayı yaratır. Bunu dil ile sözcüklerle yaratır ve ben Nâzım Hikmet’ten bu vesileyle çok etkilendim” dedi. Yıldır, Nâzım Hikmet’in “mavi gözlü dev” şiirinden de bir bölüm okudu.

Konak Belediyesi Başkan Yardımcısı Naime Beyazıt ise “Büyük ustayı aramızdan ayrılışının 61. yıl dönümünde anmak için bir araya geldik. Ne mutlu ki 22 yıl önce Türkiye’deki ilk Nazım Hikmet heykelinin dikildiği bir alanda bu programı yapıyoruz.  Nâzım Hikmet, bu ülkede yok sayılan, horlanan ve ötekileştirilen halkın yaşadıklarını şiirlerinde işledi. Bu yüzden hayatının büyük bir kısmını cezaevlerinde ve sürgünde geçirdi. Ülke için bedel ödemekten kaçınmadı. Büyük ustanın mücadelesi beklenen güzel günler için ilham kaynağı oldu” diye konuştu.

Şiirler ve şarkılarla ustaya saygı

Programda usta şairin eserlerinden oluşan parçaları seslendiren Haluk Çetin gitar dinletisi sundu. Tiyatro sanatçısı Özgür Başkaya şairin Taranta Babu’ya Mektuplar adlı eserinden şiir dramatizasyonu ile sahne alırken, gazeteci-yazar Okan Yüksel Nazım Hikmet’in şiirlerini seslendirdi.

Şair ve yazar Ataol Behramoğlu Nâzım’ı anlattı

Anma etkinliği şair ve yazar Ataol Behramoğlu’nun katıldığı söyleşi ile devam etti. Şair ve yazar Ömer Erdoğan ile akademisyen Prof. Dr. Şerife Yalçınkaya’nın da yer aldığı söyleşide Nâzım Hikmet’in hayatı, eserleri ve edebi mirası ele alındı.  Katılımcılar, büyük şairin anılarını ve etkilerini paylaşarak, Nazım Hikmet’in eserleri ile günümüzde de yaşamaya devam ettiğini vurguladı. Söyleşinin ardından Grup Son Dakka, Nazım Hikmet’in şiirlerinden bestelenen şarkıları seslendirdi. Program İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın (İzBBŞT) Nazım Hikmet’in kaleme aldığı “Yolcu” oyununun gösterimi ile sona erdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir’in ibadethanelerinde bayram temizliği

İzmir Büyükşehir Belediyesi, yurttaşların temiz ve sağlıklı bir şekilde ibadet edebilmelerini sağlamak için camilerde detaylı temizlik çalışması yürütüyor.  İZBETON A.Ş. bünyesinde görev yapan ekipler, yaklaşan Kurban Bayramı öncesi faaliyetlerini hızlandırdı. Son olarak Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda yer alan Hisar Camii’nde temizlik yapıldı.

A’dan Z’ye temizlik

Ekipler, tarihi caminin ahşap aksamlarını özel deterjanlarla teker teker sildi. Caminin avizeleri dezenfektanlarla yıkandı, silinerek temizlendi. Halıların tamamı süpürüldü ve yıkandı. Caminin minberinden mihrabına, camlarından duvarlarına kadar köşe bucak temizliği tamamlandı. Ekipler, belirlenen periyotlarla İzmir genelindeki ibadethanelerin temizliğini yapmaya devam edecek.

Bütün ibadethaneler temizleniyor

Çalışmalar hakkında bilgi veren İZBETON İbadethane Temizlik Ekip Sorumlusu Özkan Çiçek, “Biz her gittiğimiz camide cam, çerçeve, ahşap aksam, avize temizliği, halı yıkaması gibi komple genel bir temizlik yapıyoruz. Lavabolara kadar, şadırvanlara kadar girerek temizliğimizi yapıyoruz. Bu hizmetleri sadece camilerimizde değil, cemevi, kilise, sinagog gibi bütün ibadethanelerde yapıyoruz. İzmirlilerin sağlıklı bir şekilde ibadet edebilmeleri için çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı