Aylık arşivler: Haziran 2024

45 yaş altı gençlerin kabusu: Huzursuz Bağırsak Sendromu! Her 100 kişiden 20’si ‘Huzursuz Bağırsak Sendromu’ ile mücadele ediyor!

Bu hastalıkla başa çıkmak için yapılması gerekenlere işaret eden Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Diyete dikkat edilmeli ve stresi yönetme kapasitesi geliştirilmelidir. Huzursuz bağırsak sendromu (IBS) hastalarında genellikle şikayetler alevlenip söner, stresli ortamlarda şikayetler artar.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, Huzursuz bağırsak sendromuna (IBS) dair açıklamalarda bulundu.

Toplumumuzun yaklaşık yüzde 15-20’sini etkileyen bir rahatsızlık

Huzursuz bağırsak sendromu diğer adıyla hassas bağırsak sendromu ya da spastik kolon gibi çok sayıda isimlerle ifade edilen huzursuz bağırsak sendromunun toplumda oldukça sık karşılaşılan bir rahatsızlık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Aytaç Atamer, şunları dile getirdi:

“Toplumumuzun yaklaşık yüzde 15-20’sini etkileyen bir rahatsızlık olan bu durum, fonksiyonel bir hastalık olarak tanımlanıyor. ‘Fonksiyonel’ dememizin nedeni, hastada organik bir problem olmamasıdır; yani bu hastalık kansere yol açmaz ve bağırsaklarda herhangi bir organik bozukluk bulunmaz. Ancak, hayatımızı önemli ölçüde etkileyen bir hastalıktır.

Ağır vakalar hastaların yaşam kalitesini ciddi şekilde olumsuz etkiliyor

Bu rahatsızlığın en sıkıntı verici belirtileri arasında karında kramp, ağrı, şişkinlik, gaz ve ishal yer almaktadır. Örneğin, yeni bir işe başlayan ya da okula giden çocuklar evden çıkmak istemezler ve şiddetli karın ağrıları yaşayabilirler, tuvalete gitme ihtiyacı duyabilirler. Ağır vakalarda ise ‘Dışarı çıksam nerede tuvalet bulabilirim?’ gibi kaygılar, hastaların yaşam kalitesini ciddi şekilde olumsuz etkileyebilir.”

Genetik faktörler önemli bir rol oynayabiliyor

Prof. Dr. Aytaç Atamer, Huzursuz bağırsak sendromunun (IBS) tüm dünyada yaygın olduğunu ama nedenlerinin kesin olarak bilinmemekle birlikte, birçok faktörün rol oynadığının saptandığını kaydederek, “Genetik faktörler önemli bir rol oynayabilir; ailesinde spastik kolon olan kişilerde daha sık görülüyor. Kadınlarda erkeklere göre 2-3 kat daha fazla, özellikle 45 yaş altı gençlerde daha yaygın görülüyor. 50 yaş altı kişilerde, 50 yaş üstüne göre iki kat daha sık görülüyor. Hormonlar ve geçirilmiş enfeksiyonlar da etkileyebiliyor. Genetik faktörler ve ailede kazanılmış özellikler gibi birçok unsur bu sendromun oluşumunda iç içe geçmektedir, ancak kesin bir neden belirtmek mümkün değildir.” dedi.

Doktora gitmenin yanında nelere dikkat edilmeli?

Huzursuz bağırsak sendromunun (IBS) belirtilerini yönetmek için öncelikle yenilen gıdaları not etmenin önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Hangi gıdaların semptomları tetiklediğini belirleyip bu gıdaları diyetimizden çıkardığımızda rahatlama sağlanabilir. Bu yöntem, eliminasyon diyeti olarak bilinir. Ayrıca, düzenli egzersiz yapmak da önemlidir, çünkü egzersiz endorfin ve serotonin gibi hormonları artırarak rahatlama sağlar. Stresle başa çıkmak da şikayetleri büyük ölçüde azaltabilir.

Bu tür yaygın şikayetlerle karşılaşıldığında, bir gastroenteroloğa başvurmak önemli. Özellikle kilo kaybı, geceleri uykudan uyandıran ishal, rektal kanama, demir eksikliği anemisi, açıklanamayan kusma veya yutma zorluğu gibi belirtiler varsa, daha ciddi bir hastalık olabileceği için tıbbi değerlendirme gereklidir. Huzursuz bağırsak sendromu tanısı konduğunda, bu hastalığın yaşam süresini tehdit etmediği, ancak ciddi rahatsızlıklar yaratabileceği bilinmelidir. Kolon kanseri gibi ciddi hastalıklar konusunda endişeler varsa, mutlaka tıbbi bir değerlendirme yapılmalıdır.”

Tedavisi mümkün olan bir hastalık

Bu hastalığın normalde kronik bir hastalık olduğunu ve tekrarlayabildiğini dile getiren Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Stres dönemlerinde şikayetler giderek artmakta sonra azalmaktadır. Hastaların çok az bir kısmı şiddetli şikayetle başvurmakta bunların muhakkak tedavi edilmesi gerekiyor. Hastalığın tanısının düzgün konulması gerekiyor, tanı konulduktan sonra ise tedavisi mümkün olan bir hastalık.” dedi.

Bu hastalıkla başa çıkmak için yapılması gerekenlere dikkat çeken Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Diyete dikkat edilmeli ve stresi yönetme kapasitesi geliştirilmelidir. Huzursuz bağırsak sendromu (IBS) hastalarında genellikle şikayetler alevlenip söner, stresli ortamlarda şikayetler artar. Hastaların şikayetlerini kontrol altına almak ve tanıyı kesinleştirmek için doktora başvurmaları önemlidir.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çankaya Belediyesi Semt Tiyatroları Oran Semt Tiyatrosu, Aklımdaki Kadınlar adlı oyunu Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde sahneledi

Çankaya Belediyesi Semt Tiyatrolarından Oran Semt Tiyatrosu oyuncularının sahnelediği “Aklımdaki Kadınlar” oyunu Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde tiyatro severlerle buluştu. Neil Simon tarafından kaleme alınan oyunu Cantuğ Canpolat yönetti.

Oyunda, ilişkilerinde sorunlar yaşayan takıntılı yazar Jake’in hayal ve gerçek arasında git gellerle dolu hayatını ve gerçek yaşamında kurmak istediği dengeyi hayal dünyasındaki kadınlarla kurma çabası konu ediliyor. Başkentli sanatseverlerin büyük ilgi gösterdiği ve kadın erkek ilişkilerini farklı bir perspektiften değerlendiren komedi türündeki “Aklımdaki Kadınlar” oyunu, izleyicilere keyifli bir deneyim yaşattı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Konak’ta tarihe yolculuk devam ediyor

Konak Belediyesi’nin kent kültürünü ve tarihini tanıtmak amacıyla düzenlediği ve büyük bir ilgi gören ‘Konak Tarih Gezileri’ bu sezon da yoğun katılımla devam ediyor. İzmir’in 8500 yıllık tarihine yolculuk yapan konuklar, İzmir’in kalbi Konak’ın tarihi yapıları arasında yer alan dini ve sivil mimari örneklerini gezerek hakkında bilgi alıyor. Ücretsiz düzenlenen gezi kapsamında sabah saatlerinde Basmane’de bulunan belediye binasının önünden kalkan araçla kent turuna başlanıyor. 25 kişilik kontenjandan oluşan gezi grubunun ilk durağı Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün doğduğu ev olan Konak Belediyesi İsmet İnönü Anı Evi ve Kitaplığı oluyor. Ardından Kadifekale’ye hareket eden araç güzergahında bulunan İkiçeşmelik Caddesi’ne adını veren tarihi İki Çeşme, Eşrefpaşa Bayramyeri’nde yer alan Roma Dönemi Smyrnası’nın en önemli caddelerinden biri olan ve döneminin önemli yapıları arasında bulunan Altınyol olarak da bilinen Tarihi Roma Yolu hakkında konuklara bilgi aktarılıyor. Pagos tepesinde bulunan Kadifekale’ye ulaşan konuklar muhteşem İzmir Körfezi manzarasıyla karşılaşıyor. Makedon Kralı Büyük İskender’in rüyasıyla da efsaneleşmiş Kadifekale’nin tarihini, mit ve hikâyeleri uzmanından dinleyen konuklar, surlardan eşsiz manzarayı izleme fırsatı da buluyor.

Rotamız Basmane

Kadifekale’den sonra gezi, Basmane bölgesinde devam ediyor. Bu bölgede yer alan, tarihi açıdan büyük önem taşıyan kültürel ve dini mekanlar ile sivil yapı örnekleri ziyaret ediliyor. Adım adım gezilen bölgede; Aya Vukla (Aziz Vukolos) Kilisesi, Türk Evi, Kumrulu Mescit, Altınpark Kazı Alanı, Konak Belediyesi İzmir Radyo ve Demokrasi Müzesi, Oteller Sokağı’nda yer alan Sadık Bey Oteli uğrak noktalar arasında yer alıyor. Basmane Semt Merkezi’nde ağaçların gölgesinde verilen çay ve dinlenme molasından sonra gezi; Kadın Müzesi, Emir Sultan Türbesi, Tarihi Anafartalar Caddesi’nde yer alan Dönertaş Sebili,  Namazgah, Sefarad Yahudilerin bir arada yaşadığı mimari yapılar arasında yer alan kortejolar, Lüks Hamam ile devam ediyor. Yaklaşık 6 saat süren gezi ile konuklar yaşadıkları kenti, İzmir’i ve Konak’ı daha yakından tanıma fırsatı buluyor.

Dolu dolu vakit geçirdiler

Konak’ın hiç bilmedikleri sokaklarını ve tarihi yapılarını uzman eşliğinde gezmekten büyük mutluluk duyduklarını belirten konuklar, unutulmayacak anlar yaşadıklarını ifade ederek tüm İzmirlileri Konak Tarih Gezileri’ne katılmaya davet etti. “Kenti keşfetmek hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı” diyen katılımcılar, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu’ya ücretsiz sunulan imkandan dolayı teşekkür etti.

Yeni rotalarla devam edecek

Haziran ayının ilk iki haftasında salı, çarşamba ve perşembe günleri düzenlenecek olan Konak Tarih Gezileri’ne yaz aylarında artan sıcaklık nedeniyle ara verilecek. Gezi, eylül ayından itibaren Konak Belediyesi Kent Tarih Birimi’nin rotaya ekleyeceği yeni adreslerle kaldığı yerden devam edecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Lüleburgaz Belediyesi Gençlik Korosu’na ödül

Lüleburgaz Belediyesi Gençlik Korosu, 28 Mayıs-2 Haziran 2024 tarihleri arasında düzenlenen 26. Türkiye Korolar Şenliği’nde ‘Yapıtı Yorumlamada Koro Solo Uyumu’ ödülüne layık görüldü.

Lüleburgaz Belediyesi Gençlik Korosu, Türkiye Polifonik Korolar Derneği tarafından 1996 yılından bu yana her yıl Ankara’da düzenlenen ve yüzlerce koro, binlerce korist ve onbinlerce koro müziği severi bir araya getiren Türkiye Korolar Şenliği’ne katıldı.

Türkiye’nin farklı bölgelerinden 118 koronun katıldığı şenlikte artikülasyon, diksiyon, entonasyon ve çeşitli müzikal dinamikler kategorilerinde 18 ödül verildi.

Lüleburgaz Belediyesi Gençlik Korosu, Gazi Konser Salonu’nda sergilediği performansla ‘Yapıtı Yorumlamada Koro Solo Uyumu’ ödülüne layık görüldü.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Metro Türkiye, %11.4 enerji tasarrufu sağlayarak Metro Grup ülkeleri arasında 2. oldu

Gıda atıklarının önlenmesi, izlenebilirlik, sürdürülebilir balıkçılık, geri dönüşüm gibi birçok farklı alanda çalışmalar yürüten Metro Türkiye, enerji tasarrufuna yönelik yeşil yatırımlarıyla da dikkat çekiyor.

Güneş Enerjisi Sistemi (GES) projesinin ilk fazında 15 mağazasında elektrik ihtiyacının yüzde 70’ten fazlasını yeşil enerji ile karşılamaya başlayan Metro Türkiye, sağladığı %11,4 enerji tasarrufu ile tüm Metro Grup ülkeleri arasında 2. sırada yer almayı başardı. %7 olarak belirlenen 2023 hedefinin %4,4 oranında üzerine çıkan Metro Türkiye, 2. faz çalışmaları devam eden GES projesinin tamamlanmasıyla 30 mağazada da GES kullanımına geçerek bu oranı artırmayı hedefliyor.   

 Yaklaşık 35 yıl önce adım attığı ülkemizde tüm faaliyetlerinin merkezine sürdürülebilirliği koyan Metro Türkiye, dünyanın gelecekte nefes alabilmesi adına çevreyi ve ekosistemi koruyan birçok çalışmayı hayata geçiriyor. Gıda atıklarının önlenmesinden izlenebilirliğe, sürdürülebilir balıkçılıktan geri dönüşüme kadar farklı alanlarda çalışmalar yürüten Metro Türkiye, yeşil enerji yatırımlarında da ciddi adımlar atıyor. Geçen yıl başlattığı Güneş Enerjisi Sistemi (GES) projesiyle, ilk fazda yer alan 15 mağazada kullandığı elektriğin %70’ten fazlasını yeşil enerji ile elde etmeye başlayan Metro Türkiye, “30 mağazaya 30 MW” hedefiyle 2. Faz çalışmalarını sürdürüyor. Gerçekleştirdiği bu yatırım sayesinde 2023 yılı için belirlenen tüm mağazalarında %7 enerji tasarrufu sağlama hedefinin üzerine çıkarak %11.4 oranına ulaşan Metro Türkiye, elde ettiği sonuçla tüm Metro Grup ülkeleri içerisinde ikinci sırada yer aldı.

Metro Türkiye olarak, ilgili yasal gerekliliklere uyum sağlayarak iklim ve çevreyi koruma bilinci ile tüm operasyonlarında çevresel etkiyi en aza indirgemek için çalıştıklarını ifade eden Metro Türkiye CFO’su Aslı Aracıoğlu, “Sürdürülebilirlik çalışmalarımızı temel bir strateji olarak ele alıyor ve tüm faaliyetlerimizi bu eksende yürütüyoruz. Müşterilerimize sunduğumuz ürünleri ekolojik, sosyal ve ekonomik açıdan sürdürülebilir kaynaklardan tedarik etmeyi amaçlıyoruz. Gıda atıklarının önlenmesinden yüzde yüz et, balık, bal, meyve sebze izlenebilirliğine ve sürdürülebilir kaynakların kullanılmasına kadar tüm işlerimize üreticilerimiz, yerel ürünlerimiz ve yetiştirdiğimiz şeflerimizle birlikte insan odaklı yaklaşıyor, çevreye saygılı ve yerel değerleri yaşatarak etkin bir şekilde faaliyet gösteriyoruz” dedi. 

Hedef, 2040’da Karbon Nötr Olmak

Enerji tasarrufunu ve yeşil kaynak kullanımını çevresel sürdürülebilirlik açısından çok önemli bulduklarına dikkat çeken Aslı Aracıoğlu, “Yoğun kaynak kullanımı gerektiren gıda-perakende sektöründe enerjinin daha verimli kullanılması amacıyla uygulamalar geliştiriyor ve yenilenebilir enerji kullanımını artırarak daha yeşil bir geleceğe katkıda bulunuyoruz. Bu doğrultuda 2023 yılında adımlarımızı hızlandırdık ve ‘30 mağazaya 30 MW’ hedefiyle Güneş Enerjisi Sistemi (GES) yatırımımızı hayata geçirdik. 500 milyon TL’lik bu yatırımın ilk fazını devreye alarak, 15 mağazamızda elektrik ihtiyacının yüzde 70’ten fazlasını yenilenebilir enerji ile karşılamaya başladık. İkinci etabı devam eden projemiz tamamlandığında, yaklaşık 110 bin kişinin yıllık enerji tüketimine denk gelen toplam 30 MW üretimi gerçekleştirerek, 30 mağazamızda kullandığımız elektriğin yaklaşık yüzde 60’ını temiz enerji ile karşılamış olacağız. Bu sayede 825 bin ağacın nötrleyebileceği 18 bin ton karbon emisyonunun önüne geçip karbon ayak izini 14 bin tona düşüreceğiz” diye konuştu. 

Gerçekleştirdikleri bu yatırımın da etkisiyle 2023 için belirlenen %7 enerji tasarrufu sağlama hedefinin üstüne çıkarak %11.4 oranına ulaştıklarını vurgulayan Aracıoğlu, “Metro Türkiye olarak sürdürülebilirlik açısından büyük önem verdiğimiz enerji tasarrufu konusunda hedefimizin %4 üzerine çıkmayı başardık ve bu sayede tüm Metro Grup ülkeleri içerisinde ikinci sırada yerimizi aldık. GES projemizin tamamlanmasıyla birlikte bu oranı daha yukarılara taşıyacağımıza ve böylece 2040 yılına kadar karbon nötr olma hedefimize çok daha fazla yaklaşacağımıza inanıyoruz” dedi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Etkili çevre eğitiminin anahtarı, öğrencilerin güçlendirilmesi ve katılımı olarak görülüyor

British Council, tavsiyelere ek olarak, The Climate Connection programı aracılığıyla öğretmenler için ücretsiz çevrimiçi kaynaklar sunuyor.

Birleşik Krallık’ın kültürel ilişkiler ve eğitim fırsatlarından sorumlu uluslararası kuruluşu olan British Council, 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında, University College London İklim Değişikliği ve Çevre Eğitimi Merkezi tarafından yütürülen ‘Okul Temelli İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Eğitiminin Geliştirilmesi için Küresel Öncelikler’ başlıklı araştırma raporunun bulgularını yayınladı. 

Araştırmanın ilk bölümü, bu konuların öğretiminde ‘kalite’ kavramına ilişkin küresel literatürü gözden geçiriyor ve birçok öneri sunuyor. Uzmanlar, çevre eğitiminde etkinlik açısından, kişisel olarak ilgili ve anlamlı bilgilerin dahil edilmesinin ve aktif, öğrenci merkezli ve çocukları ve gençleri güçlendiren öğretim yaklaşımlarının kullanılmasının önemini savunuyor. Araştırmada ayrıca, farklı disiplinleri bütünleştiren ve konunun bilimsel, sosyal, etik ve politik karmaşıklıklarını ele alan yöntemlerde yaratıcılığın önemi de vurgulanıyor.

Öğretmenlerin mesleki gelişiminin, dünya genelinde iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik eğitiminin geliştirilmesi için kilit mekanizma olduğu belirtiliyor. Aynı zamanda, tüm çocukların ve gençlerin bu konuda güçlendirilmesinde okul toplulukları arasında liderliğin geliştirilmesinin de büyük bir pay oynadığı ortaya çıkıyor.

University College London araştırmacılar, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum örgütleriyle iş birliğini, tüm gençlerin yüksek kaliteli iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik eğitimine erişimini sağlamanın hayati bir parçası olarak tanımlıyor. Bu iş birliklerinde kaliteli materyallerin paylaşımı, bölgesel ve ulusal olarak iyi örneklerin paylaşılması, katılım ve eylemin izlenmesi ve teşvik edilmesi de büyük önem taşıyor.

Eğitim sektörü için ücretsiz kaynaklar

British Council, COP26’nın Glasgow’da düzenlendiği 2021 yılından bu yana, iklim krizi konusundaki kararlılığını sanat ve kültür, İngilizce öğretimi ve eğitim alanlarındaki faaliyetleriyle somutlaştırdığı The Climate Connection programını yürütüyor. Bu programın bir parçası olarak da konuyla ilgili bilgi ve eğitimi kolaylaştırmak için eğitim, öğretim ve araştırma kaynakları sunuyor.

  1. Okullardaki öğretmenler için: The Climate Connection, okullarda çevre eğitimini desteklemek için öğretim kaynakları, etkinlik fikirleri ve çevrimiçi eğitim materyallerini bir arada sunuyor.
  2. İngilizce öğretmenleri için: Program ayrıca, Oxford English Dictionary ile ortaklaşa geliştirilen ve iklim krizi ile dil öğretimi arasındaki bağlantıları araştıran 10 podcast’ten oluşan bir seri içeriyor.

Araştırma ve makaleler: Programın bir parçası olarak geliştirilen ‘İkli̇m deği̇şi̇kli̇ği̇ni̇n kültürel mi̇ras üzeri̇ndeki̇ etki̇leri̇’, ‘Sanatta iklim eylemi ve sürdürülebilirlik alanındaki eğilimler ve en iyi uygulamalar’, ‘Gençlerin iklim değişikliğine yönelik tutumları: küresel araştırmadan içgörüler’ ve ‘Sanat temelli iklim yatırımı: ‘neden’ ve ‘nasıl’’ gibi birçok başlıkta sunulan araştırma ve makaleler, eğitim sektörüne bu konuda yol gösteriyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, ilçedeki okulları ziyaret ederek; LGS’ye giren öğrencilere başarılar diledi.

Sınav merkezi olan okullara giden Başkan Sezer; sınava giren öğrencilere başarılar dileyerek moral verdi. Başkan Sezer daha sonra okul önünde bekleyen öğrenci aileleri ile bir araya gelerek heyecanlarına ortak oldu.

SINAVA GİREN ÖĞRENCİLERE SU VE ŞEKER İKRAM EDİLDİ

Gölcük Belediyesi tarafından ilçedeki okullara kurulan stantlarda ise sınava girecek öğrencilere su ve şeker ikram edildi. Belediye zabıta ekipleri ise sınavın sorunsuz geçmesi için okul önlerinde gerekli önlemleri alarak sınav boyunca görevlerini sürdürdüler. Okul önünde bulunan stantlarda ikramlardan alan öğrenciler, Gölcük Belediyesi ekiplerine teşekkür ettiler.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sınav Stresiyle Başa Çıkmak Bu Kadar Kolay!

Gencin gelişimi için bu süreçte hissettiği duyguların anlaşılması oldukça önemlidir. Sınav yaklaştıkça öğrenci yorulabilir, sınava ve kendisine yönelik olumsuz duyguları artabilir. Ayrıca tükenmişlik hissinde tetiklenme olabilir. Kendilerine duydukları saygı gerçeği yansıtmayacak şekilde düşük veya yüksek olabilir. Bu durum genci sınav sürecine dair gerçekçi olmayan düşüncelere itebilir. Bununla birlikte sınav tarihi yaklaştıkça yorulan genç ders dışı farklı ilgilere yönelebilir ya da dikkatini yoğunlaştırmada güçlük yaşayabilir.

Bu süreçte ebeveynlerin özellikle dikkat etmesi gereken noktaları şu şekilde sıralayabilirim;

 

  • Çocuğunuzun sınav sonucuna değil, gösterdiği çabaya odaklanın

Çocuğunuzun çabasını desteklemek ve görmek sonuç ne olursa olsun çabanın peşini bırakmamasına destek olacaktır. Çabanın sonuçtan daha değerli olduğu unutulmamalıdır. 

  • Sürekli puan ve sınav üzerine konuşmaktan kaçının

Çocuğunuzun duygularına odaklanın. ‘’Bugün nasılsın? Kendini nasıl hissediyorsun? Neye ihtiyacın var? ‘’ gibi sorular çocuğunuzun anlaşılmasına yardımcı olacak ve rahatlatacaktır.

  • Uyku ve beslenme düzeni zihin ve beden sağlığı için kritik bir öneme sahiptir.

Yeterli uyku ve dengeli beslenme sınav öncesi dönemde gencin enerji seviyesini yüksek tutar ve konsantrasyonunu arttırır. Bununla birlikte yürüyüş yapmak ya da bisiklete binmek gibi fiziksel aktiviteler stresi azaltarak zihinsel sağlığın olumlu yönde desteklenmesine yardımcı olacaktır. 

  • Ebeveynler olarak meslek ya da okul seçiminde doğrudan belirleyici değil, destekleyici bir tutum sergilemeniz çocuğun kendisini baskı altında hissetmesini engelleyecektir.
  • Gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler belirlemek, sınav stresiyle başa çıkmada yardımcı olabilir.

Çocuklarınızın hedeflerini belirlemelerinde onlara yardımcı olun ve bu hedeflerin         gerçekçi olmasına dikkat edin. Baskı yapmadan, motive edici ve destekleyici bir yaklaşım sergileyin. Ayrıca bu hedefleri belirlerken esnek ve alternatiflerinin olmasına dikkat edin.  

  • Diğerleriyle kıyaslamaktan ya da örnek göstermekten kaçının

Her genç ve gencin süreci biriciktir. Kıyaslamak ya da örnek göstermek gencin kaygısını daha da arttıracaktır. Çocuğunuzu mükemmeliyetçilikten uzak kendi mevcut potansiyeli üzerinden değerlendirin. 

  • Sınav kaygısını azaltmada gevşeme egzersizleri önemli bir tekniktir.

Nefes egzersizleri, meditasyon, yoga gibi gevşeme egzersizleri sınav kaygısını azaltmada yardımcı olabilir. Aileler çocuklarına bu teknikleri öğrenmelerine yardımcı olabilir ve birlikte uygulayabilirler. 

  • Yine bu biriciklik doğrultusunda bazen gençler sınav sürecini yönetmede zorluk yaşayabilirler. Bu zorluk işlevselliklerini olumsuz yönde etkileyebilir. Böyle bir durumda uzman desteği almanız önemli olacaktır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Alzheimer’ın erken evrede tanı ve tedavisine imkân sağlayacak proje

Alzheimer Hastalığının Yüksek Hassasiyetli Tedavi ve Moleküler Görüntülenmesi” başlıklı uluslararası araştırma projesi, Brezilya Bilimsel ve Teknolojik Gelişim Konseyi (CNPq) tarafından desteklenmeye hak kazandı. Brezilya, Amerika, Arjantin ve Türkiye’den araştırmacıların yer aldığı proje kapsamında; beyin hücre ölümü ve unutkanlıkla başlayan, zamanla beynin birçok alanının işlevini kaybettiği önemli bir nörodejeneratif hastalık olan Alzheimer’ın erken evrede tanı ve tedavisine imkân sağlayacak yeni nanoyapılı radyofarmasötikler geliştirilmesi hedefleniyor.

Prof. Dr. Derya İlem Özdemir’i makamında ağırlayarak, çalışmalarında başarılar dileyen Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Tam akredite, öğrenci odaklı bir araştırma üniversitesi olarak bilim üretme ekosistemi çerçevesinde çalışmalarını sürdüren üniversitemiz akademisyenleri ulusal ve uluslararası projelerde önemli görevler üstleniyor. İlem hocamız, önemli iş birliklerinin başlangıcı olacak olan bu uluslararası projede görev alarak üniversitemize araştırma hedefleri çerçevesinde kıymetli katkılar sağlayacaktır.  Proje kapsamında Alzheimer’ın erken evrede tanı ve tedavisine imkân sağlayacak yeni nanoyapılı radyofarmasötikler geliştirecek olan Hocamızı tebrik ediyor çalışmalarında başarılar diliyorum” dedi.

Prof. Dr. İlem Özdemir ise “Nörodejeneratif hastalıklar alanında gerçekleştireceğimiz uluslararası multidisipliner çalışmalar için oldukça heyecanlıyım. Brezilya, Amerika, Arjantin ve Türkiye’den araştırmacıların yer aldığı uluslararası bir projede ülkemizi temsil ediyor olmak oldukça gurur verici. Çalışmalarımız sonucunda klinik kullanımda fayda sağlayacak etki değeri yüksek bilimsel çıktılar elde etmeyi umuyoruz” dedi.

Aynı zamanda ‘Radionuclide theragnostics for personalised medicine- Kişiselleştirilmiş tıp için radyonüklid teranostikler’ başlıklı COST aksiyonunda da Yönetim Komitesi Üyesi pozisyonunda aktif olarak görev yapmakta olan Prof. Dr. İlem Özdemir projemiz kapsamında, hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılan radyonüklid temelli teranostikler konusunda güncel yaklaşımlar ile ilgili yine uluslararası işbirlikli araştırma projelerimizin de değerlendirme aşamasında olduğunu belirtmek isterim’ diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Tugay, şirket yöneticileri ile bir araya geldi

Şirketlerin yeni döneme ilişkin faaliyetlerinin ve projelerin ele alındığı toplantıda konuşan Başkan Tugay yatırımlardaki önceliğin halkın ihtiyaçları doğrultusunda belirleneceğini söyledi. Sürdürülebilirlik ve gelir-gider dengesinin gözetileceğini belirten Başkan Tugay, yeşil enerji yatırımlarına da öncelik verileceğini vurguladı.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, belediye şirketlerinin genel müdürleri ve yönetim kurulu başkanlarıyla bir araya geldi. Nefes Restoran’da yapılan toplantıda yeni dönemde izlenecek yol haritası hakkında fikir alışverişinde bulunuldu. Şirketlerin hayata geçireceği projelerde ve yatırımlarda sürdürülebilirliğe, gelir-gider bütçesi denkliğine, tasarrufa dikkat çekilirken yeşil enerji yatırımlarına öncelik verilmesi gündeme geldi. 

Öncelik halkımıza hizmet

Şirketlerin planlı bir şekilde çalışmalarını sürdürmesinin önemine değinen Başkan Tugay oluşturdukları şirketler koordinasyon kurulunun da yatırımdan planlamaya pek çok alanda şirketlerde aktif görev alacağını söyledi. Belediye ve şirketlerinin her kaleminde aklın ve bilimin rehberliğindeki projelere ve tasarrufa önem vereceklerinin altını çizen Başkan Tugay, “Halkımızın ihtiyacı olan hizmetleri vermek önceliğimiz olacak” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı