Aylık arşivler: Haziran 2024

CLIMAVORE x Jameel at Royal College of Art, İstanbul’un Sulak Alanlarının Geleceği için Manda Festivali’ni Düzenledi

CLIMAVORE x Jameel at the Royal College of Art (RCA)’ın İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) iş birliğiyle gerçekleştirdiği 3. Manda Festivali1 Haziran Cumartesi günü, İstanbul’un Eyüpsultan ilçesine bağlı Ağaçlı Köyü’nde düzenlendi. 

İlki İngiliz sanatçı ve aktivist ikili Cooking Sections’ın 2022’de düzenlenen 17. İstanbul Bienali’ndeki Çamuralem / Wallowland projesinin bir parçası olarak düzenlenen ve bu yıl üçüncüsü yapılan festival, İstanbul’un ekolojik mirasına sahip çıkmayı ve mandaların önemini vurgulamayı amaçlıyor.     

Cümbüş Cemaat ve Arnavutköy Müzisyenleri’nin sahne aldığı festivalde sulak alan ekosistemine dikkat çekmek için ilk kez bir manda ve çoban portresi yarışması da düzenlendi.  Festival ziyaretçileri, Ek Biç Ye İç girişimi ve yerel üreticiler tarafından sunulan açık hava tadımlarında manda sütünden üretilen lezzetleri tatma imkânı buldu.  Ayrıca rehberli yürüyüşlerde katılımcılar, Ağaçlı Köyü boyunca farklı rotalarda gezerek endemik türler, meralar, orman ekosistemleri ve mandaları doğal yaşam alanlarında gözlemleyebildi. 

Çamuralem / Wallowland projesi

İnsanın doğayla olan ilişkisini gıda sistemleri üzerinden irdeleyen sanatçı ikilisi Cooking Sections, Çamuralem / Wallowland projesi kapsamında 2022 yılından bu yana Türkiye’deki çeşitli yerel topluluklarla iş birliği yaparak mandaların ve çevresindeki diğer türlerin beslenme ve büyüme alışkanlıklarını farklı mevsimler özelinde detaylı bir şekilde inceliyor. Bu kapsamda biyologlardan sığırtmaçlara, çevrecilerden etnomüzikologlara farklı disiplinlerden uzmanlar, bölgedeki ekosistem üzerindeki değişimi gözlemleyerek kayıt altına almaya devam ediyor. Araştırma; şehrin ekolojisi ve mutfak mirası için hayati öneme sahip olan sulak arazilerin ve otlakların, genişleyen kentsel alanlar nedeniyle zarar gördüğünü, bu nedenle mandaların yaşam alanlarının da tehlikeye girdiğini gözler önüne seriyor. 

Cooking Sections’ın kurucuları, CLIMAVORE x Jameel’in RCA’daki Baş Araştırmacıları Alon Schwabe ve Daniel Fernández Pascual, İstanbul’un sulak alanlarındaki çobanlarla dört yıl çalıştıktan sonra, bu yılki Manda Festivali’nin gerçekleştiğini görmekten büyük heyecan duyduklarını belirterek; “Bu festival, ‘Ek Biç Ye İç’ girişimi ve Kurtuluş’taki Çamuralem Muhallebici dükkânının yanı sıra diğer yerel ortaklarımız Postane, Anadolu Meraları ve Kuzey Ormanları Savunması ile iş birliğimizi derinleştirmeye devam etmek, İstanbul’da manda sütü ürünlerinin yaygınlaşmasını ve sulak alanların korunmasına dair farkındalığı artırmak için eşsiz bir fırsat,” dedi.

İKSV İstanbul Bienali Direktörü Kevser Güler de festival ile ilgili olarak şu yorumlarda bulundu; “17. İstanbul Bienali katılımcılarından Cooking Sections’ın CLIMAVORE x Jameel at RCA ile yürüttüğü proje kapsamında bu yıl 3. Manda Festivali’ni düzenlemekten mutluluk duyuyoruz. Cooking Sections, çevresel sorunları irdelemek için yiyecekler üzerinden yöntemler geliştiriyor. Bienal için hazırladıkları Çamuralem / Wallowland projesi de şehrin etrafındaki sulak alanların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasının İstanbul’un mandaları üzerindeki etkilerinin izini sürüyordu. 2022 yılında bienal için yürüttükleri kapsamlı araştırmalara dayalı bu süreçle birlikte bir de Manda Festivali’miz oldu. Yerel ortaklarımızla birlikte bu yıl da güzel bir festival hazırladığımız için mutluyuz.”

Ağaçlı Köyü Muhtarı Cemil Hekimoğlu da festivalle ilgili şunları belirtti: 

Mandalar kurtulursa, belki havyar atmaya kıyılarımıza gelen kalkan balıkları da kurtulur, dağlarımızın süsü karacalarımız da meralarımızda varlığını sürdüren endemik bitki türleri de… Birlikte yüzlerce yıldır yaşamış tüm sakinleri için belki de bölgenin son şansıdır.

Jameel Topluluğu Kültür ve Sanat Yöneticisi Clea Daridan da bu yıl üçüncüsü düzenlenen Manda Festivali ile ilgili şunları söyledi: “Dünyanın dört bir yanındaki kırsal toplulukları desteklemek Jameel Topluluğu’ndaki çalışmalarımız için kilit öneme sahip. Her ikisi de İstanbul’un sulak alanlarının kültürünü kutlayan, gıda ve ekolojik mirasın önemini vurgulayan ve uzun vadeli iklim direncini sağlamaya yönelik çalışmalar yapan Water Buffalo Commons projesi ve Manda Festivali’nde ortaklarımızla iş birliği yapmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz.”

Royal College of Art Başkanı ve Rektör Yardımcısı Profesör Christoph Lindner de “İklim değişikliğinin etkileri nasıl yaşadığımızı, çalıştığımızı ve yediğimizi evrimleştirirken, değişim içindeki bir toplumun çok sayıda ve karmaşık ihtiyaçlarını karşılamak için toplulukların, ekonomilerin ve çevremizdeki toprağın etkileşime girdiği farklı yolları anlamak önem taşıyor. Toplumdaki çok sayıda ve karmaşık ihtiyacı karşılamak için hem yenilik hem de gelenek önemli hususlar. CLIMAVORE x Jameel at RCA oluşumunun Manda Festivali’ni düzenlemesinden memnuniyet duyuyorum” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türk meyve sebze mamulleri sektörü Uzakdoğu’ya 500 milyon dolar ihracat hedefliyor

Türkiye, 1 Ocak – 28 Mayıs 2024 döneminde meyve sebze mamulleri ihracatını yüzde 24’lük artışla 880 milyon dolardan 1 milyar 93 milyon dolara taşırken, Japonya, Avustralya, Çin, Güney Kore, Tayvan, Tayland gibi ülkelerin domine ettiği Asya Pasifik pazarında ihracatını yüzde 38,5 artırarak 56,5 milyon dolardan 78,5 milyon dolara yükseltti. 

Meyve sebze mamulleri ihracatında Türkiye’nin lideri olan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, 28-30 Mayıs 2024 tarihleri arasında Çin’in Şanghay kentinde, düzenlenen Sial 2024 Şanghay Fuarı’na katılarak, Türkiye’nin Çin’e meyve sebze mamulleri ihracatını daha da artırması için Uzakdoğu pazarındaki pazarlama faaliyetlerine yeni bir halka ekledi. 

Turşu ve sos gruplarına yoğun ilgi vardı

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Sial 2024 Şanghay Fuarı’nda Türkiye’nin ihracatında dünya lideri olduğu turşular ve sos gruplarına yoğun ilgi olduğunu kaydetti. 

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin 2024 yılında 1 Ocak – 28 Mayıs tarihleri arasında 417 milyon dolarlık meyve sebze mamulleri ihracatına imza attığını dillendiren Uçak, yıllık bazda meyve sebze mamulleri ihracatlarının 1 milyar 21 milyon dolara ulaştığını, Türkiye ihracatından yüzde 38 pay aldıklarını dile getirdi. 

UR-GE ve TURQUALITY Projesiyle Asya Pasifik pazarında 500 milyon dolar ihracata ulaşacaklar

Türkiye’nin yıllık 60 milyon tona ulaşan meyve sebze üretiminin yüzde 10’luk kısmını taze meyve sebze olarak ihraç ettiklerini ve yıllık 3,5 milyar dolar döviz getirisi sağladıklarını aktaran Uçak, “60 milyon tonluk rekoltenin daha katma değerli hale gelmesi için dondurarak, kurutarak, konserve yaparak değerlendiriyoruz. Turşu, salça, meyve suyu, közlenmiş sebzeler, dondurulmuş sebzeler ve meyveler şeklinde işleyen dünyanın en modern üretim tesislerine sahibiz. Amerika, İngiltere, AB ülkeleri, Uzakdoğu ve Ortadoğu ülkelerinde gücümüzü artırmak için fuarlara katılıyoruz. İhracatçı firmalarımızın kümelenerek yetkinliklerini artırdıkları ve pazarlama yaptıkları Ticaret Bakanlığımızca desteklenen UR-GE Projelerine 41 firmamızın katılımıyla Turkish Fresh and Processed Fruits and Vegetables Cluster isimli dördüncü UR-GE Projemizi başlattık. Günümüzde yıllık 200 milyon dolar seviyesinde ihracat yaptığımız Asya Pasifik pazarında 500 milyon dolarlık ihracat hacmine ulaşmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu. 

TURQUALITY Projesinde Çin hedef pazar olacak

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin koordinatörlüğünü üstlendiği, Uludağ Meyve Sebze Mamülleri İhracatçıları Birliği ve İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin paydaş olduğu “The Symphony of The Taste From Anatolia Turquality Projesi”ne 2024 yılında başlayacakları bilgisini veren Uçak sözlerini şöyle tamamladı; “Ticaret Bakanlığı’mızın onaya sunulan proje, onay sürecinin ardından start alacak. Meyve sebze mamulleri sektöründe, Türk gıda ürünlerinin küresel mutfaklarda eşsiz bir tat sunma potansiyeline sahip olduğunu bu proje ile tüm dünyaya göstermek istiyoruz. “Proje ile küresel tatların tarif ve içeriklerinin Türk meyve sebze mamulleri kullanımına olanak tanıdığı İngiltere ve Çin’de anlatılacak. Dünya genelinde sağlıklı beslenme eğiliminin yükseldiği bir dönemde, özellikle Akdeniz tarzı beslenmenin Anadolu’nun zengin kültüründen beslendiğini vurgulayacağız. Projenin temel hedefi, Türk menşeli meyve sebze mamullerinin marka değerini güçlendirmek ve Türk gıda ürünlerini Birleşik Krallık ve Çin Halk Cumhuriyeti pazarında daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağlamak olacak. Bu bağlamda, gıda sektörü profesyonelleri ve sektörün çatı örgütleriyle kurulacak iş birlikleriyle marka gücünü artırmayı amaçlıyoruz. Öte yandan, Türk ürünlerinin sadece rekabetçi fiyat avantajı değil, aynı zamanda üstün kalitesi ile öne çıkmasını sağlayarak, ihracatının artırılmasını hedefliyoruz.”

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, Asya Pasifik pazarında yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri ihracatını artırmak için geçtiğimiz Nisan ayında Singapur FHA Food and Beverage Fuarı’nda yerini almıştı. 

Türkiye Milli katılım organizasyonu İstanbul Ticaret Odasınca düzenlenen Sial 2024 Şanghay Fuarı’na başta Çin, Tayvan, Hong Kong, Vietnam, Güney Kore gibi ülkelerden yoğun bir katılım oldu. Fuara toplamda 6.500’ün üzerinde firma, 250 binin üzerinde profesyonel katıldı. Türkiye’den ise fuara 57 Türk firması Türkiye Milli Katılım Organizasyonuyla yerini aldı. 

EYMSİB adına Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Ödül, Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Kırıcı ve Tolga Selim Kağan Sial 2024 Şanghay Fuarı’na katılım sağladı. Şanghay Başkonsolosu Hüseyin Emre Engin, Ticaret Ataşeleri Tuğçe Terzi Parlak, Kadriye Yaprak Taşar ve İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Özer standı ziyaret etti.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin Asya Pasifik Bölgesi’nde 2024 yılında katılacağı üçüncü fuar ise; 11-14 Haziran 2024 tarihlerinde Güney Kore’de düzenlenecek olan Seoul Food & Hotel Fuarı olacak. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler ve Ekibi Tam Kadro Sahada

Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler, Pelitköy, Ören, Öğretmenler Mahallesi ve İskele Mahallelerini Belediye Başkan Yardımcısı Oktay Erbalaban ve Burhaniye Belediyesi Daire Müdürleri ile birlikte ziyaret etti.

İlçenin her bir noktasını adım adım gezerek sezona hazırlık çalışmalarını sahada yerinde inceleyen Başkan Deveciler, sahil bölgelerinde, plajlarda ve sahil kenarlarında yapılacak çalışmalarını hızlandırılması ve bir an önce bitirilerek vatandaşların hizmetine sunulması talimatını ekiplere veren Başkan Deveciler, vatandaşlardan da gelen talepleri dinlemeyi ihmal etmedi.

Çevrede bulunan vatandaşlardan talep ve önerileri alan Başkan Deveciler Daire Müdürleri ile birlikte talep ve önerilerin bulunduğu noktaları inceleyerek yapılması gereken çalışmalar hakkında talimatlarını verdi.

Değişen ve Gelişen Burhaniye anlayışı kapsamında durmadan, yorulmadan çalıştıklarını ifade eden Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler, “Bugün Daire Müdürlerimiz ile birlikte sahil bölgelerimizde ivedilik ile yapılması gereken çalışmaları yerinde inceledik. Vatandaşlarımızın taleplerini ve önerilerini de hem Başkan Yardımcım Oktay Erbalaban hem de Daire Müdürlerimiz ile birlikte dinledik, vatandaşlarımızdan gelen talepler ve öneriler bizi daha iyi işler yapmaya sevk ediyor. Vatandaşlarımız sayesinde aklımıza gelmeyen bir fikir, çok güzel sonuçlar ortaya çıkartabiliyor. Onun için de vatandaşlarımızın taleplerini ve isteklerini çok önemsiyoruz. Herkesin mutlu olacağı bir Burhaniye için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

YeşilayFest: İnsan Bağımlı Olmadan da Eğlenebilir, Sosyalleşebilir

 T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğünün desteğiyle, Diyarbakır ve Sakarya’nın ardından YeşilayFest etkinliğimizin üçüncüsünü Ankara Gazi Üniversitesinde gerçekleştirdik. 

31 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasındaki festivale, Genel Başkanımız Doç. Dr. Mehmet Dinç ve Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fazlı Polat’ın yanı sıra akademisyenler ve üniversiteli gençler katıldı.

Doç. Dr. Dinç, festivalin açılış konuşmasında, “İnsan bağımlı olmadan da eğlenebilir, sosyalleşebilir” diyerek, YeşilayFest’in gençlere tam da bunu anlatan bir etkinlik olduğunu belirtti. Doç. Dr. Dinç konuşmasını şöyle sürdürdü: YeşilayFest’te satrançtan el işlerine ve okçuluğa kadar onlarca etkinlik organize ederek eğlenmekle ilgili çok güzel alternatifler olduğunu vurguluyoruz. Gençler geleceklerine zarar vermeden de hayatın tadını çıkarabilirler. Hayatın güzelliklerinin, bağımlılıkların gölgesinde kaybolmasını istemiyoruz. 

Gençlikte en önemli mesele, bağımsızlık kültürünü gençken oturtmak ve gençlerin bağımsızlıklarına yatırım yapmaları; zihinlerinin, kalplerinin ve bedenlerinin özgür olması. Bunun için Türkiye Yeşilay Cemiyeti olarak gece gündüz çalışıyoruz. 

Yeşilay ailemizin en önemli üyeleri, 174 üniversitede aktif çalışan Yeşilay kulüplerimiz. Üniversite öğrencileri, Yeşilay Kulüpleri üzerinden akranlarına bağımsızlığın ne kadar önemli olduğunu, geleceğe yatırım yapmak için önce bağımsızlığa yatırım yapmak gerektiğini anlatıyorlar.”

İki gün süren YeşilayFest, çeşitli bilgi yarışmalarına, atölyelere, konserlere, film gösterimlerine ve sportif aktivitelere ev sahipliği yaptı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Topaloğlu öğrencilerin yıl sonu sergisini gezdi

Mustafa Ertuğrul Aker Parkı’nda düzenlenen sergide, çocukların yaptığı sanatsal çalışmaları tek tek inceleyen Başkan Topaloğlu ve beraberindekiler, okul Müdürü Oya Aslantaş’tan sergiyle ilgili bilgi aldı.

Sergide, Kemer Belediyesi’nin katkıları ile hayırsever iş insanı turizmci Orduvar Akman tarafından yaptırılan Kemer Belediyesi Ülker-Orduvar Akman Kreş ve Gündüz Bakımevi öğrencilerinin yıl içerisinde yaptığı sanatsal çalışmalar sergilendi.

Başkan Topaloğlu, geleceğin teminatı öğrenciler ile selamlaşarak sohbet etti. Serginin düzenlenmesine emeği geçen öğretmenlere ve öğrencilere teşekkür eden Başkan Topaloğlu, “Çocuklarımız bizim geleceğimiz. Yıl içerisinde yaptıkları birbirinden değerli sanatsal çalışmaları ve etkinlikleri burada sergiliyorlar. Görülmeye değer çalışmalar var. Tüm öğrencilerimizin gözlerinden öpüyorum. Yüreklerine sağlık.” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nilüfer’de asfalt çalışmalarına hız verildi

Havaların ısınmasıyla birlikte Nilüfer’de asfalt çalışmalarında da hız arttı. Belediye ekipleri ihtiyaç duyulan yollarda hummalı bir çalışma içinde.

30 Ağustos Zafer, Balkan, Gümüştepe, Yolçatı ve Akçalar gibi kentin yeni yerleşim bölgelerinde asfaltlama çalışmalarını yoğunlaştıran ekipler, mahallelerin ihtiyaç bazlı taleplerine de cevap veriyor.

Mayıs ayında Yaylacık, Tahtalı, Çalı, Beşevler ve Üçevler Mahallelerindeki yama çalışmalarını tamamlayan ekipler, Kültür Mahallesi’nde de çalışmalarını sürdürüyor.

Yapılan çalışmaları yerinde inceleyen Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir,  vatandaşların günlük hayatını kolaylaştırmak ve seyahat konforunu artırmak için çalıştıklarını belirtti. Başkan Şadi Özdemir, “Belediye olarak, vatandaşlarımızın daha güvenli ve konforlu yollarda seyahat etmeleri için çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz” dedi.

Başkan Şadi Özdemir, 2024 yılı için 28 kilometre asfalt yol yapımını hedeflediklerini belirterek “Bu hedef doğrultusunda arkadaşlarımız çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyor” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ekrem İmamoğlu, ‘19. Türk Ceza Hukuku Günleri Etkinliği’nde konuştu

İBB bünyesinde yol arkadaşım, Şehircilik Proje Koordinatörü Tayfun Kahraman’ın, yargılandığı dava ile kent adaletini savunan bir insanın şu anda Avrupa İnsan Hakları ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması ile hapiste yatıyor olması, içimizi de acıtan ve yakan bir unsurdur. Bu davada yaşananları da İstanbul’u temsil eden İBB Başkanı olarak, yıllardır gördüğüm ve hissettiğim bir insanın, her anına tanık olduğum bir insanın yaşadığı hukuksuzluktan da bahsetmeden geçemem. Çünkü bunu kabullenmediğimi bütün herkesin bilmesini isterim. Bu hislerimi paylaşan milyonlar olduğunu da lütfen herkes bilsin” ifadelerini kullandı. 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Alexander von Humboldt Stiftung iş birliğiyle, Türk Ceza Hukuku reformunun 19. yıldönümünde, “Bilme ve İstemeye Dair Araştırmaların Ceza Hukuku Sorumluluğu Bakımından Önemi” başlıklı bir etkinlik düzenlendi. 1-4 Haziran 2024 tarihlerini kapsayan programda, İstanbul Bilgi Üniversitesi Santralistanbul Kampüsü’nde, 20 ülkeden ceza hukuku akademisyenleri, yüksek yargı organları mensupları, hakimler, savcılar ve avukatlar, “19. Türk Ceza Hukuku Günleri Humboldt-Kolleg İstanbul Bilimsel Etkinliği’nde bir araya geldi. Etkinliğin açılış konuşmalarını İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Alexander von Humboldt Vakfı Temsilcisi Prof. Dr. Mustafa Hamdi Sayar, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fethi Gedikli, İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kübra Doğan Yenisey ile 19. Türk Ceza Hukuku Günleri ve Humboldt-Kolleg İstanbul Koordinatörü Prof. Dr. Adem Sözüer yaptı.

“KAMU GÜCÜNÜ ELİNDE BULUNDURANLAR”

“Hukuk ve adalet kavramlarının, modern dünyada, kamu kurumlarıyla vatandaş arasındaki zımni anlaşmanın temeli olduğunu ifade etmek isterim” diyen İmamoğlu, konuşmasında özetle şu ifadeleri kullandı: “Kamu gücünü elinde bulunduranlar, bu anlaşmayı bozmaya başladıkları anda, toplumsal uzlaşma ve birlik duygusu aşınmaya başlar. Bu anlamda kentsel aidiyet ve bir arada yaşama arzusu da kaybolur. Ki dünyanın yüzde 85’inin neredeyse, ülkemizin yüzde 85’inin neredeyse kentlerde yaşadığı bir ortamda, böyle bir arzunun kaybolduğu ortamda, huzuru da bir ülkenin geleceğini de konuşmak, konuşabilmek mümkün olmaz. Kent yaşamında bu yönüyle hukuk ve adaletten uzaklaşmanın en yıkıcı sonuçlarından bir başka süreç de derin bir endişe ve güvensizlik hissidir. Öyle sanıyorum ki bu his, bir yanıyla da kentlerdeki suç artışını besleyen önemli faktörlerden birisi. Barınma, sağlık, eğitim, ulaşım, kültür gibi temel kentsel olanaklara erişememek hepimizi derinden etkiler. Kentsel olanaklara erişimde yaşanan büyük adaletsizlikler, hepimizde bir başka duyguyu uyandırır. O da itiraz duygusu. Aynı şekilde kente dair söz söyleme, yönetimi etkileyebilme, kenti dönüştürebilme, imkanlarının yokluğu ya da yetersizliği de vatandaşlarda itiraz duygusunu uyandırır.”

“İTİRAZ DUYGUSU, DEMOKRASİ KÜLTÜRÜNÜN DE TEMELİDİR”

“Hepimizin hissettiği bu itiraz duygusu, aslında çok sevdiğimiz ve gerçekten bana göre insanlığın en önemli icatlarından birisi olan demokrasi kültürünün de temelidir. Bu itiraz duygusu, kamu yönetimin iyileştirilmesinin, verimli hale gelmesinin de mutlak güvencesidir. Biz, İstanbul’u işte tam da bu yönde, bu anlayış içerisinde yönetme gayreti içerisinde olan bir ekibiz. Bir yandan İstanbul’un kentsel olanaklarını arttırırken, bir yandan da hemşehrilerimizin bu olanaklara adil bir biçimde erişebilmelerini sağlamaya dönük, güçlü müdahaleler yapıyoruz. Vatandaşların söz söyleme, talep etme, itirazlarını dile getirme, haklarını özgürce kullanabilmelerini sağlamaya yoğun bir biçimde gayret ediyoruz. Kentsel adalet, herkes için çok gereklidir. Az önce söylediğim orandaki kent yaşamının var olduğu ülkemizde de dünyada da artık bu yüzyıla, ‘şehirlerin yüzyılı’ şekliyle ifade edildiği bir ortamda çok gerekli. Ancak çocuklar, yaşlılar, engelliler, kadınlar, göçmenler, farklı dilsel ve dinsel topluluklar gibi grupların, adil bir kente duydukları ihtiyacın çok daha acil ve yaşamsal olduğunun da farkındayız. Bunun gereğini de en iyi şekilde yapmaya yüksek gayret gösteren bir ekibiz.”

“İSTANBUL’DA, ‘HERKES İÇİN HUKUK VE ADALET’ PERSPEKTİFİYLE ÇOK ÖNEMLİ İŞLER YAPTIK”

“Kentsel adalet, bizim için ifade ve örgütlenme özgürlüğünü bireylerin yaşam tarzlarını ve kültürlerini devam ettirme özgürlüğünü de içeren geniş bir kavramdır. Bu nedenle bireysel özgürlüklerin korunması, ayrımcılığın önlenmesi, farklılıklarla bir arada yaşama olanaklarının artışı yolunda politikalar, ön en önde duran unsurlarımız. Geçtiğimiz 5 yılda İstanbul’da, ‘herkes için hukuk ve adalet’ perspektifiyle çok önemli işler yaptık, çok değerli adımlar attık, bundan sonra da atmaya devam edeceğiz. Özellikle dünyada çok az örneği olan birçok uygulamamız; Halk Süt ya da 150 sayısına erişmeye az kalan kreş çalışmalarımız, Askıda Fatura uygulaması gibi bahsedebileceğim birçok sosyal politika hamlelerimizin her birisi, kentsel adaletin çok yaratıcı dilimleri İstanbul’umuz adına.”

“AMA ÜZERİMİZDE BİR GÖLGE OLDU VE OLMAYA DEVAM EDİYOR”

“Ama açık söylemem gerekirse; üzerimizde bir gölge oldu ve bu anlamda olmaya devam ediyor. İBB bünyesinde yol arkadaşım, Şehircilik Proje Koordinatörü Tayfun Kahraman’ın, yargılandığı dava ile kent adaletini savunan bir insanın şu anda Avrupa İnsan Hakları ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması ile hapiste yatıyor olması, içimizi de acıtan ve yakan bir unsurdur. Tabii ben sizlerin huzurunda, bir etkinlikte, özellikle bu işin ilmini yapan kıymetli katılımcıların huzurunda bir ceza davası hakkında konuşacak değilim. Ancak halen Anayasa’nın gereğinin yerine getirilmediği bu davada yaşananları da İstanbul’u temsil eden, İBB Başkanı olarak yıllardır gördüğüm ve hissettiğim bir insanın, her anına tanık olduğum bir insanın yaşadığı hukuksuzluktan da bahsetmeden geçemem. Çünkü bunu kabullenmediğimi bütün herkesin bilmesini isterim. Tabii bu hislerimi paylaşan milyonlar olduğunu da lütfen herkes bilsin.”

“CEZA HUKUKUNUN NİHAİ AMACI”

“Öyle zannediyorum ki, ceza hukukunun sonuçta nihai amacı, ceza hukukuna ihtiyacın duyulmayacağı bir toplumsal hayatın kurulmasıdır. Bir; ben insana güveniyorum ve açık söyleyeyim, insanlığın da çok da uzak olmayan bir gelecekte bunu başarabileceğine inanıyorum. Örneğin; bir ‘hukuk’ kelimesini duyduğumda, ‘hukukçular’ kelimesini duyduğumda, tarifini duyduğumda ya da ‘yargı mensupları’ diye tariflenen makamları duyduğumda, ben, kendi adıma güven hissettiğimi burada beyan etmek isterim. Güven hissini doğurması ve insanın kendini güvende hissedeceği bir ortamın oluşmasını sağlayan insanlar olarak bu meseleyi görüyorum. Bu anlamda, elbette biz seçilen ve kentleri hizmet eden belediyeciler, yerel yöneticiler nasıl kent adaletini koruma gayreti içerisinde olmak zorundaysak, eminim ki az önce bahsettiğim o insanlarımızın da bütün insanlığın ve ülkemizin hukukunu koruma konusunda sorumlu olduklarını ve onlarla yan yana en yakışan kavramın da ‘güvenilecek insanlar’ şeklinde tariflenmesinin altını çizmek isterim.”

“Hukuka ve adalete sarıldıkça daha güzel günlere hep beraber yürüyeceğiz”

“Hukuka ve adalete sarıldıkça, sahip çıktıkça, inşallah daha güzel günlere hep beraber yürüyeceğiz ve o yol çok kısalacak diye ifade edeyim. Bu inançla, gerek bu hukuk ve adalete olan inancımızı pekiştireceğine inandığım bu toplantıyı ve etkinliği kıymetli bulduğumu, emeği geçenlere teşekkür ettiğimi ifade edeyim. Aynı zamanda yeni perspektifle, kazandıran ve çok verimli bir sonuca kavuşacağını düşündüğüm bu toplantının ve buna benzer ulusal ve uluslararası çapta önemli buluşmaların İstanbul’da var olması ve devam etmesi de bizim için bir gurur vesilesidir. Elbette biz de bu tür evrensel değerleri ve ilkeleri taşıyan, anlatan her buluşmada olmaktan da katkı sunmaktan da onur ve gurur duyarız.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

ASEV Öğrencilerinden Hayran Bırakan Final

ASEV yıl sonu etkinlikleri bir hafta boyunca sanatseverlere büyük bir heyecan yaşattı. Türk Halk Müziğinden, Türk Sanat Müziğine, çocuk tiyatrosundan yetişkin tiyatrosuna, müzikten dansa kadar birçok gösteri Aliağalı sanatseverlerden yoğun ilgi gördü.

Gösteriler Beğeni Topladı
Aliağa’da 7’den 77’ye herkesin kültür sanat hayatına renk katan ASEV’in yıl sonu etkinlikleri dans ve müzik gecesi ile son buldu. Öğrencilerin dans ve müzik branşlarında sahneledikleri gösteriler izleyenlerin beğenisini topladı. Gösterilere alkışlarıyla destek veren aileler ise ilk kez sahne alan çocukların heyecanına ortak oldu.

Öztürk’ten Teşekkür
Tüm gösterileri Aliağalı sanatseverler ile birlikte takip eden Aliağa Belediye Başkan Yardımcısı Mesut Öztürk, gösteriler sonunda ASEV öğrencilerini gösterdikleri performanslardan ötürü tebrik etti. Gelecekte Aliağa’dan çok değerli sanatçılar çıkacağına inandıklarını ifade eden Öztürk, “ASEV etkinliklerinin hazırlanmasında büyük emekleri olan öğrencilerimize, eğitmenlerimize, çocuklarımızın her daim yanında olan ailelerimize, sanata ve sanatçıya destek veren herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.    
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Lise Medeniyet Akademisi Fikirlerin Gücü İle Yarını İnşa Ediyor

Konya Büyükşehir Belediyesi bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Lise Medeniyet Akademisi, 2023-2024 Fuat Sezgin döneminin eğitim çalıştayını gerçekleştirdi.  

Merkezde 5, ilçelerde 4 olmak üzere toplamda 9 şubesiyle hizmet veren Lise Medeniyet Akademisi’nde “Fikirlerin Gücü ile Yarının İnşası” başlığıyla yaz dönemi başlamadan kış döneminin değerlendirmesi yapıldı. Büyükşehir Taş Bina Kültür Sanat’ta düzenlenen çalıştaya, hem eğitimciler hem de eğitimin bir parçası olan öğrenciler katıldı. Deneyimlerin paylaşıldığı, yenilikçi fikirlerin tartışıldığı ve grup çalışmalarının yapıldığı eğitim çalıştayı, katılımcılara eğitimde yeni bakış açılarını tartışma imkânı sundu. Öğrencilerin öğrenim yöntemlerine ve eğitimin imkânlarına dair soruları değerlendirdiği çalıştayın sonunda eğitmenler ve öğrenciler katılım sertifikalarını aldı. 

İki gün süren çalıştayın sonunda programın pedagojik açıdan kendilerine katkıda bulunduğunu ve eğitimde farklı yaklaşımları keşfettiklerini belirten katılımcılar, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’a teşekkür etti.

Konya Büyükşehir Belediyesi Lise Medeniyet Akademisi, 9, 10, 11 ve 12’nci sınıf öğrenciler ile yeni mezun gençlere yönelik; ders destek ve sınav programları, milli ve manevi eğitimler, atölyeler ve etkinlikler düzenlerken; gençlerin ve ailelerinin ihtiyaçlarına göre konferanslar ve seminerler vererek gençleri yarınlara hazırlıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Corendon Tennis Club Kemer kapılarını vatandaşlara açtı

Düzenlenen etkinliğe, Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz, Kemer Belediyesi Meclis Üyesi Cansın Efir, Kemer Turizmci ve İş İnsanları Derneği (KEMİAD) Başkanı Rıza Sönmez, Corendon Oteller Koordinatörü Armagan Dayıoğlu, Corendon Hotels Pazarlama Direktörü Sinem Duygu Oral, Türkiye Tenis Federasyonu Antalya İl Temsilcisi Çağlar Özkan, İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü Tenis Antrenörleri, turizmciler ve vatandaşlar katıldı.

Göynük Mahallesi’nde mülkiyeti Kemer Belediyesi’ne ait 1760 parseldeki 19 dönüm arazi 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na göre yapılan ihale sonucunda yap işlet devret modeline göre 20 yıllığına Corendon Turizm Grubu’na kiralanmıştı.

Corendon Tennis Club Kemer, tenis sporunun Kemer’de yayılması, tanınması ve Kemer turizmine katkı sağlaması amacıyla Kemer bölgesinde tenis severleri bir araya getirdi.

Etkinliğe katılanlar, 14 toprak tenis kortu, açık hava fitness alanı ve Corendon Club Cafe ile hizmet veren Corendon Tennis Club Kemer’i deneyimleme fırsatı buldu.

Etkinlikte katılımcılara, kulüp üyeliği, kort kiralama, özel tenis destleri, çocuk grup derslerinde ayrıcalıklı fırsatlar sunuldu.

Etkinlikte bir açıklama yapan Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz, daha önce açılışı yapılan tenis kortlarının halkın kullanımına açılması için düzenlenen etkinliğe katılmaktan dolayı mutlu olduklarını söyledi.

Kemer Kaymakamlığı, yer tahsisinde bulunan Kemer Belediyesi ve yatırımcı ile iş birliği içerisinde çalışmaya gayret ettiklerini ifade eden Kaymakam Solmaz, “Bu işin en önemli sac ayağı olan toplumsal faydalanma konusunda alanın sadece otellerde kalan misafirler için değil Kemer’de yaşayan vatandaşların da kurulacak olan kulüp kapsamında tenis sporuyla tanışması için beraber çalışmaya karar verdik. Buraya güzel bir talep olduğunun farkındayız. Bunun sosyal yönünün de güçlendirilmesiyle tenis kortlarının iyi şekilde kullanılmasına vesile olacağız. Turizmin sadece deniz konseptinde kalmaması gerekiyor. İnsanların bu bölgeyi sportif amaçlı tercih etmelerini sağlamak için bu altyapının kurulması gerekiyordu. Alternatif spor alanları oluştukça Kemer’e gelen misafirler kendi önceliklerini buraya kaydırıyor. Bu anlamda tenis önemli bir spor alanı. Güzel bir yatırım oldu. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” dedi.

Kemer Belediyesi Meclis Üyesi Cansın Efir de Corendon grubunun vatandaşları tenisle buluşturmak için yaptığı etkinliğin çok değerli olduğuna dikkat çekerek, “Aldığımız bilgilere göre yaz okulları ve yetişkinler için kurslar başlayacakmış. Sürdürülebilir turizm anlamında halkın da işin içinde olması çok önemli. Tenis sporu Antalya ve Kemer’de gelişirse daha fazla turnuva olur ve ağırladığımız turist sayısı artar. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Corendon Otel Pazarlama Direktörü Sinem Duygu Oral ise Kemer’de tenis sporuna 14 toprak tenis kortuyla hizmet verdiklerini belirterek, “Bugün Kemer halkı ile bir araya geldik. Halkımıza tenisi tanıtmak amacıyla bir etkinlik düzenledik. Aile ve kulüp üyelikleri, tenis kortu kiralama gibi ayrıcalıklar sunduğumuz bir organizasyon oldu. Desteklerinden dolayı Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz, Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu ve diğer paydaşlara teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı