Aylık arşivler: Ağustos 2024

Köpekbalığı Videolarının Ardındaki Gerçekleri Ortaya Çıkaran ‘Popüler Köpekbalıkları’ 3 Ağustos Cumartesi 20.00’de National Geographic WILD Ekranlarında

Şimşek hızındaki köpekbalığı saldırılarından, golf sahasında yaşayan köpekbalıklarına kadar, internetin en çılgın köpekbalığı videolarının ardındaki çarpıcı gerçekleri uzmanlar açıklıyor. 

“Popüler Köpekbalıkları” 3 Ağustos Cumartesi saat 20.00’de National Geographic WILD’da!

Ödüllü yönetmenlerden nefes kesen belgeselleri, vahşi yaşamın gözler önüne serildiği kaliteli yapımları Türk izleyicisi ile buluşturan National Geographic WILD kanalını 

D-Smart, Digiturk ve TOD, KabloTV, Tivibu ve TV+ platformlarından izleyebilirsiniz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Akademisyenler Deprem Erken Uyarı Sistemi için Üsküdar’da bir araya geldi

Üsküdar Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan’ın da aralarında bulunduğu 10 üniversitenin akademisyenlerinden oluşan Akademik Danışma ve İstişare KuruluEDIS için yapılan çalışmalarda gelinen son aşamayı ele alındı.

Akademik Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Şerif Barış, “Amacımız, bilgiyi platformlarla, eğitimlerle ve tatbikatlarla destekleyerek afetleri büyük bir problem olmaktan çıkarmak.” dedi.

ARGE ve Yenilik Politikaları Direktörü Doç. Dr. Müge Ensari Özay. “Proje yapmayı gönülden seviyoruz. İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda projeler yapmak bizim alanımız.” 

İSG Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan: “Önemli olan depreme önceden hazırlıklı olmak. Bu projenin faydalı olacağına inanıyorum.” 

Türkiye’de Deprem Erken Uyarı Sistemi’nin Kurulumu ve Vatandaşa Sinyal Verilmesi Projesi, Akademik Danışma ve İstişare Kurulu’nun 2. toplantısı Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşke Senato Salonunda gerçekleştirildi.

Aralarında Üsküdar Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, Öğr. Gör. Akbey Elçi’nin de yer aldığı 10 üniversitenin akademisyenlerinden oluşan Akademik Danışma ve İstişare Kurulu, deprem erken uyarı sisteminin halka nasıl verileceği için toplandı.

Toplantı, Akademik Danışma Kurulu Başkanı ve Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Yer Fiziği Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Şerif Barış, başkanlığında gerçekleştirildi.  

Doç. Dr. Özay: “Proje yapmayı gönülden seviyoruz”

Toplantının açılışında konuşan Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Öğretim Üyesi, ARGE ve Yenilik Politikaları Direktörü Doç. Dr. Müge Ensari Özay, “Proje yapmayı gönülden seviyoruz. İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda projeler yapmak bizim alanımız. Onun dışında üniversitemizde çok farklı alanlarda sağlıktan mühendisliğe kadar çok fazla sayıda yürüyen projemiz var.” dedi.

Doç. Dr. Müge Ensari Özay, Türkiye’de Deprem Erken Uyarı Sistemi’nin Kurulumu ve Vatandaşa Sinyal Verilmesi Projesi’nin ülkemiz için son derece önemli olan bir proje olduğunu ifade etti.

Dr. Öğr. Üyesi Uçan: “Bu projenin faydalı olacağına inanıyorum”

Üsküdar Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan da “Birlikte olmak beni gururlandırıyor. Başarılara beraberce erişeceğiz. Umarım projelerin bir başlangıcı olur bu. Önemli olan depreme önceden hazırlıklı olmak. Bu projenin faydalı olacağına inanıyorum.” dedi.

Danışma Kurulu Sekreteri ve Düzce Üniversitesi Düzce Meslek Yüksekokulu Elektronik ve Otomasyon Bölümünden Öğretim Görevlisi Süleyman Çeven de yaptığı sunumla önümüzdeki döneme ilişkin yapılacak çalışmalar hakkında bilgi verdi.

EDIS, fabrikalarda ve AVM’lerde tam bir deprem simülasyonu olarak test edilecek

Toplantıda, Akademik Danışma Kurulu’nun İtalya, Meksika, Japonya, ABD ve Tayvan gibi ülkelere yapacağı ziyaretler ele alındı. Dünyada sadece 5 ülke tarafından kullanıldığı aktarılan deprem erken uyarı sisteminin, Türkiye’de de EDIS’in oluşturulmasından sonra fabrikalarda ve AVM’lerde tam bir deprem simülasyonu olarak test edilmesi konusu ele alındı.

EDIS uygulamasının kurul üyelerinin kullanımına sunulması konusunun da konuşulduğu toplantıda, özellikle deprem bölgesi ve deprem riski yüksek olan illerde deprem erken uyarı sistemlerinin vatandaş üzerindeki etkilerinin araştırılması amacıyla bir anket çalışmasının başlatılacağı konusuna da dikkat çekildi.

Toplantıda kuruldan vefatı nedeniyle ayrılan Doç. Dr. Doğan Kalafat hocanın yerine Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden bir hocanın davet edilmesi yönünde görüş birliğine varılırken, deprem erken uyarı sistemi mevzuatlarının araştırılması ile ilgili Akademik Danışma Kurulu’na Beykent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tekin Memiş’in dahil edildiği de açıklandı.

Mobil uygulamalar sayesinde hangi tür afette nasıl davranılması gerektiği öğrenilmeli

Akademik Danışma Kurulu Başkanı ve Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Yer Fiziği Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Şerif Barış mobil uygulamalar sayesinde hangi tür afette nasıl davranılması gerektiğinin öğrenilmesi ve bu sistemin, İstanbul’daki yeraltı geçitleri ve tüm AVM’lere uygulanması gerektiğini dile getirdi.

Afetlerde planları uygulamak ve insan davranışlarını değiştirmek kolay değil

Prof. Dr. Şerif Barış, “Bilim kurulumuzun hedeflediği şey tam olarak bu. Deprem Erken Uyarı Sistemi sinyalini aldıkları zaman insanlar ve topluluklar nasıl doğru davranacaklar? Doğru davranışı sağlamak için uygun bir afet planı olması lazım ve bu planın da bir eğitim ayağının mutlaka olması gerekiyor. Mobil uygulamalarla kolay, basit, pratik bilgilerin verilmesi lazım. Burada iş sağlığı ve güvenliği uzmanı hocalarımızla beraber çalışıyoruz. Ancak, afetlerde planları uygulamak ve insan davranışlarını değiştirmek kolay değil. Bu konular bizim için çok önemli.” dedi.

Sinyalle beraber insanların nasıl davranacağı önemli!

Tüm AVM’lerden başlayarak, afet yönetim planına uygun bir eğitim sistemi ve bu eğitimlerle personellerin ve vatandaşların mutlaka donatılması gerektiğini de kaydeden Prof. Dr. Şerif Barış, “Maalesef birçok olayda insanlar birbirinin üstüne basarak eziliyorlar ve ölüyorlar. Bunun önüne geçmek ve olası afetlerin zararlarını azaltmak büyük fayda sağlayacak. Erken uyarı sinyali önemli ama bu sinyalle beraber insanların nasıl davranacağı da önemli.” diye konuştu.

Prof. Dr. Şerif Barış, 6 Şubat depremlerinden sonra 120 bin civarında kişinin ampüte olduğunu ifade ederek, “Protezler hem ülkeye hem de o insanlara ve ailelerine büyük bir yük getiriyor. Bu yükü azaltmak bizim boynumuzun borcu. Bu projeler ülkenin çok büyük ve derin bir yarasını tedavi edecek argümanlar sunuyor. Böyle bir projede, bilim kurulunda yer almak ve destek vermek çok önemli. Amacımız, bilgiyi platformlarla, eğitimlerle ve tatbikatlarla destekleyerek afetleri büyük bir problem olmaktan çıkarmak.” dedi.

Kişilerin 15 saniyede 1 konumunu takip ediyor

10 üniversiteden akademik danışma bilim kurulu ve istişare kurulu üyelerinin de yer aldığı toplantıda, EDIS Afet ve Deprem Sistemleri A.Ş. CEO’su Ali Emre Erişen de uygulamanın merkez üssüne bağlı olarak depremi, etkilenecek bölgeye 117 saniyeye kadar önceden bildirebileceğini belirterek, “EDIS, hayat kurtaran haberci” dedi.

Ali Emre Erişen, EDIS’in depremi yarım saniye gibi bir sürede algılayıp sinyal göndererek dünyada bir ilki gerçekleştirdiğine işaret ederek, sistemin izin veren kişilerin 15 saniyede 1 konumunu takip ettiğini ifade etti. Erişen, bunun deprem zamanında kişilere ulaşmada büyük kolaylık sağlayacağını da söyledi.

Türkiye’de Deprem Erken Uyarı Sistemi’nin Kurulumu ve Vatandaşa Sinyal Verilmesi Projesi, Akademik Danışma ve İstişare Kurulu 3. toplantısının ağustos ayı sonunda Türk Alman Üniversitesi’nde yapılması da kararlaştırıldı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şirketinizin koruma kalkanını güçlendirin

Siber güvenlik alanında dünya lideri olan ESET, ESET PROTECT Platformunun çok faktörlü kimlik doğrulama modülü olan ESET Secure Authentication’ın (ESA) bulut sürümünü kullanıma sundu.

Günümüzün siber güvenlik ortamında her geçen gün artan sayıda veri ihlali meydana geliyor. Bilgisayar korsanlarının bir şirketin verilerine erişebilmesinin en yaygın yolları  otomatik botlar, kimlik avı veya hedefli saldırılar yoluyla toplanan zayıf ya da çalınmış parolalar olarak ortaya çıkıyor. Bu tür tehditlere karşı korunmak için normal kullanıcıların kritik hizmetlere girişlerini korumanın yanı sıra işletmeler yetkisiz yönetici erişimini önlemek amacıyla çok faktörlü kimlik doğrulama uygulayabilir. ESET Secure Authentication çok faktörlü bir çözüm olarak  bilgisayar korsanlarının şirketlerin sistemlerine erişmesini ve onları tehlikeye atmasını çok daha zor hale getirecek.

Kimlik doğrulama sürecinde ikinci faktörün kullanılmasının önemli olmasının nedeni, genellikle son müşterilerin tüm hesaplarında aynı parolaları kullanmasıdır. ESET Secure Authentication’ın şirket içi sürümünü tamamlayan bu çözüm, herhangi bir yerel donanıma ihtiyaç duymadan herhangi bir işletme türü için çok faktörlü kimlik doğrulamanın uygulanmasını çok daha kolay hale getiren yeni bir bulut tabanlı sürümü olarak sunuluyor. 

ESET KOBİ ve MSP Segmenti Başkan Yardımcısı Michal Jankech, “Kötü parola hijyeninin nasıl yıkıcı veri ihlallerine yol açabileceğini biliyoruz. Bu nedenle ESET Secure Authentication’ın bulut sürümüyle müşterilerimize üstün iş değeri sunmak amacıyla esnek, ölçeklenebilir, kurulumu kolay ve hepsinden önemlisi her ölçekteki şirket için etkili ve uygun fiyatlı bir çözüm sunmayı, toplam sahip olma maliyetini azaltırken iş verilerinin korunmasını artırmayı hedefledik” dedi.  ESET Secure Authentication, veri ihlallerini önlemek ve uyumluluk gereksinimlerini karşılamak için VPN’ler, Uzak Masaüstü Protokolü, Outlook Web Erişimi, işletim sistemi oturum açma ve daha fazlası gibi yaygın olarak kullanılan sistemlerde MFA’yı uygulamak için her büyüklükteki işletmeye kolay bir yol sağlıyor. Anlık bildirimler, donanım belirteçleri, FIDO anahtarları ve diğer özel yöntemlerle mobil uygulamalar gibi teknolojileri destekliyor.

ESET Secure Authentication’ın bulut sürümü, ESET PROTECT Elite abonelik katmanı aracılığıyla kullanılabileceği gibi, fiyatlandırmada herhangi bir değişiklik olmaksızın bağımsız bir çözüm olarak da kullanılabilecek. Bulut sürümünün kullanılabilirliği için ESET’in birleşik güvenlik platformunun merkezi ağ geçidi olan yeni ESET PROTECT Hub portalında bir hesaba sahip olunması gerekiyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kartepe Belediyesi açık hava sinemasında bu hafta sonu gösterilen “Can Dostlar” filmi büyük ilgi gördü

Kocaeli‘de açık havada sinema izleme keyfini nostaljik olmaktan çıkaran Kartepe Belediye Başkanı Av.M.Mustafa Kocaman geleneksel hale getirdiği Yazlık Sinema Günleri’nde “Can Dostlar” filmi bu hafta Kartepelilerle buluştu.

 

EĞLENCELİ BİR FİLM

2019 yapımı Can Dostlar filmini Tuğçe Soyspo yönetirken, senaryosunu Öner Ateş, Uğur Güvercin ve Murat Kepez kaleme aldı. Filmin oyuncu kadrosunda ise Selim Bayraktar, Berat Efe Parlar, Esat Polat Güler yer aldı. Can Dostlar filminde parklarını Kötü Kazım’ın elinden almak için bir araya gelen mahalleli bir grup çocuğun eğlenceli hikâyesini anlatılıyor.

 

SİNEMA GÜNLERİ DEVAM EDECEK

Kartepe Belediye Başkanı Av.M.Mustafa Kocaman “Yazlık sinema günleri ile nostalji olmaktan çıkardığımız etkinliğimize hemşehrilerimizin büyük ilgi göstermesi bizleri de memnun ediyor. Kaybolmaya yüz tutmuş olan açık hava sineması hayatımızda yeniden yer almaya başladı. Yazlık sinema günlerimiz yaz sezonunda devam edecek. Eşlik eden tüm hemşehrilerimize teşekkür ediyorum” açıklamasında bulundu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Bu proje ile daha doğru ve istikrarlı aktivite ve uzay havası tahminleri yapılabilecek”

Ege Üniversitesi (EÜ) Gözlemevi Müdürü Doç. Dr. Hasan Ali Dal’ın yürütücülüğünü yaptığı “Farklı Kütlelerden Manyetik Aktif Yıldızların Flare Doyum (Saturasyon) Seviyesinin, Yıldız Evrim Sürecinde Dönme Dönemine Göre Değişimi” isimli proje TÜBİTAK- ARDEB 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında desteklenmeye uygun bulundu.

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, proje ekibini makamında ağırlayarak başarılar diledi. Ege Üniversitesinin güçlü bir Ar-Ge ve inovasyon altyapısı ile bilim üretme ekosistemine sahip olduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Budak,  “Tam akredite, öğrenci odaklı, araştırma üniversitesi olarak yenilikçi fikirler üretmeye,  bu fikirleri projelere dönüştürmeye devam ediyoruz. Geliştirdiğimiz bilimsel ekosistem içerisinde akademisyenlerimiz ve araştırmacılarımız nitelikli projeleri literatüre ve bilim dünyasına kazandırmayı sürdürüyorlar. Gözlemevi Müdürü Doç. Dr. Hasan Ali Dal’ın ve ekibinin geliştirdikleri proje TÜBİTAK nezdinde desteklemeye hak kazandı. Cumhuriyetimizin ikinci asrını ‘Türkiye Yüzyıl’ını Türk bilim yüzyılı yapma vizyonumuza hazırladıkları proje ile katkı veren ekibimizi tebrik ediyorum” dedi.  

Proje yürütücüsü Doç. Dr. Hasan Ali Dal ise “Astronomi ve Astrofizik alanında yıldız aktivitesi alanında yapılan çalışmalar, Güneş’in sergilediği Güneş Aktivite Çevrimi’nde son dört çevrimin genliğinin düştüğünü göstermektedir. Güneş Aktivite Çevrimi, kısaca Güneş yüzeyinde gözlenen leke sayısının zamanla değişimi ile ortaya çıkar. Güneş lekeleri, Güneş yüzeyinde ortaya çıkan, manyetik aktivite ve plazma etkileşimi ile ortaya çıkan geniş ölçekli bir sürecin parçasıdır. Ancak bu aktivite süreci, aynı zamanda güçlü enerji salınımlarınında yaşandığı bir süreçtir. Dolayısıyla Güneş Aktivite Çevrimi’nin takip edilmesi önemlidir, çünkü Güneş’te ne zaman şiddetli patlamaların ve enerji salınımlarının olacağı Dünya’daki yaşam için çok kritiktir. Patlamaların sayısını ve şiddetinin arttığı dönemlerde, gerek haberleşme ve gerekse de enerji nakil hatları gibi yüksek gerilimli hatlarının korunumu yanı sıra uzaydaki uyduların yapısal bütünlüğü de risk altına girer. Ancak Güneş Aktivite Çevrimi, uzun yıllardır çok çalışılmış bir olgu olmasına karşın, Güneş’in ne zaman ne yapacağı halen daha tam olarak belirlenememektedir. Örneğin son dört Güneş Aktivite Çevrimi, şu an içerisinde bulunduğumuz aktivite çevriminin  oldukça sakin geçeceğini işaret ediyordu. Fakat 2021 yılında başlayan şu anki çevrim beklenenin aksine çok aşırı şiddetli bir şekilde geldi ve halen daha devam etmektedir” diye konuştu.

Güneş Aktivite Çevriminin tam belirlenemez durumunun son dört yüz yıl içerisinde birçok kez kendini ortaya koyduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Hasan Ali Dal, “Dolayısıyla, her birinin uzunluğu 11 yıl olan Günek Aktivite Çevrimi’nin dışında Güneş sanki başka bir döngüsel davranışa da sahip gibi görünmektedir. İşte bu nedenle 2018 yılında, daha henüz şu anki çevrim başlamadan önce bu konuda bir doktora çalışması başlattık. Üniversitemiz Fen Bilimleri Enstitüsü öğrencisi Ezgi Yoldaş bu konuda son 45 yıllık veriyi analiz ederek, Güneş yüzeyinde her 11 yılda aktivite yapıları artıp azalsa da bu aktivite yapılarında enerji salınımın üst seviyesinin yaklaşık 30 yıllık başka bir çevrime daha sahip olduğunu ortaya koymuştur” dedi.

“Bu konuda Türkiye’de ilk kez yapılan çalışma niteliği taşıyor”

Doç. Dr. Hasan Ali Dal, “Üniversitemizde yürütülen ve Türkiye’de ilkez yapılan böylesine bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkan bu bulgunun diğer yıldızlarla da test edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, 2023 yılında yürütücülüğünü yaptığımız ‘Farklı Kütlelerden Manyetik Aktif Yıldızların Flare Doyum (Saturasyon) Seviyesinin, Yıldız Evrim Sürecinde Dönme Dönemine Göre Değişimi’ isimli proje TÜBİTAK- ARDEB 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı kapsamında desteklenmeye uygun bulundu. Teknolojik gelişmelerin yanı sıra ‘Türkiye Yüzyılı’nda, Türk Uzay Bilim Misyonu’ kapsamında ülkemizin elini güçlendirecek en önemli unsurlardan biri ‘Uzay Havası’dır. Yürüttüğümüz tez ve 2024 yılı itibari ile başladığımız ‘Farklı Kütlelerden Manyetik Aktif Yıldızların Flare Doyum (Saturasyon) Seviyesinin, Yıldız Evrim Sürecinde Dönme Dönemine Göre Değişimi’ başlıklı projenin bu konuda çok büyük getirileri olacaktır. Bu proje ile Güneş’te gözlenen değişimlerin yıldızlardaki benzerleri de değerlendirilip, yıldızların bu aktivite değişimlerinde etkin olan sürecin ne olduğu belirlenecektir. Dolayısıyla da Güneş’in tahminlerin dışına çıkan davranışları açıklanıp, daha doğru ve daha istikrarlı aktivite tahminleri ve uzay havası tahminleri yapılabilecektir. Bu tahminlerin, iki temel önemi vardır. Tahminlerin yanlış yapılması hemen her yıl ülkelere milyarlarca dolar ekonomik kayıplar yaşatırken, devre dışı kalan haberleşme ve enerji nakil hatları nedenniyle doğrudan toplumsal yaşama da gözle görünür etkileri olmaktadır. Bu nedenle, Güneş Aktivite Çevrimine dair tahminlerin doğruluk seviyesini artıracak ve bilinmeyen, gizli kalmış her bulgu ülkelere çok büyük ekonomik getiri sağlayacaktır” diye konuştu. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karabağlar Belediyesi’nden İZSU’yla örnek protokol: Su abonelik işlemleri için dijital ortamda yürütülecek

Karabağlar Belediyesi, ilçede yaşayan vatandaşlara hızlı ve nitelikli hizmet vermek amacıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’yle (İZSU) abonelik işlemleri veri paylaşım protokolü imzaladı. Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay ve İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan tarafından imzalanan protokol sayesinde vatandaşlar, su abonelik işlemlerini çok daha hızlı şekilde gerçekleştirebilecek. Böylece zamandan ve kaynaklardan tasarruf edilecek.

 

Kamuda dijitalleşmeye özel önem veren ve bir çok hizmetini online ortamda vatandaşların kullanımına sunan Karabağlar Belediyesi, yine örnek bir çalışmaya imza attı. İZSU abonesi olmak isteyen vatandaşların Karabağlar Belediyesi’nden almaları istenen belgeler, artık elektronik ortamda paylaşılacak. Karabağlar Belediyesi ve İZSU arasında imzalanan protokole göre İZSU, gerekli belgeleri Karabağlar Belediyesi’nin dijital altyapısından yararlanarak değerlendirebilecek. Bürokrasi süreçlerinin azaltılması ve sürecin sadeleştirilmesiyle birlikte vatandaşlar sağlıklı, hızlı ve nitelikli hizmete kavuşmuş olacak.

 

Dijital hizmetler artacak

Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay, diğer yerel yönetimlere de örnek oluşturacak protokolün Karabağlar’a ve vatandaşlara hayırlı olmasını diledi. Karabağlar Belediyesi’nin gelişen teknolojiden yararlanmayı öncelik verdiğini ve bu amaçla dijital altyapısını sürekli güçlendirdiğini vurgulayan Başkan Kınay, “Ruhsat süreçlerinden nikah başvurularına, ağaç budama taleplerinden vergi ödemelerine kadar bir çok konuda vatandaşlarımıza dijital hizmet sunuyoruz. İZSU Genel Müdürümüzle birlikte, altına imza attığımız bu protokol de önemli bir gelişim ve dönüşümü oluşturacak. Vatandaşlarımızın yaşadığı zaman problemi hafifletilerek, su abonelik işlemleri çok daha hızlı ve nitelikli yapılabilecek. Protokolün Karabağlar’ımıza hayırlı olmasını diliyorum. Vatandaşlarımızı hızlı ve güvenli hizmetle buluşturma anlayışımızla birlikte çalışmaya devam edecek ve dijital hizmetlerimizin sayısını, kalitesini artırmayı sürdüreceğiz” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tugay’dan Damlacık turu “Muhtarlarımızla çalışmayı önemsiyorum”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Konak Damlacık’ta bulunan Namık Kemal Mahallesi’ni ziyaret etti. Mahalle Muhtarı İbrahim Karabay ve mahalle sakinleri ile bir araya gelen Başkan Tugay,  “Mahallesini en iyi tanıyan, sorularını en iyi bilen muhtarlarımızla birlikte çalışmayı önemsiyorum. Kentimize birlikte hizmet üretmekten mutluluk duyuyorum” dedi. 

Kentin tarihi bölgelerini ziyaret ederek yurttaşlarla buluşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Konak’ın Damlacık bölgesine gitti. Tugay, ilk olarak Şehit Jandarma Er Mustafa Gülüm Parkı’nda vatandaşlarla bir araya gelerek bölgedeki sorunları dinledi. Başkan Tugay’a; İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay, İzmir Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanı Serpil Keskin, Namık Kemal Mahallesi Muhtarı İbrahim Karabay, Altıntaş Mahallesi Muhtarı Selda Arslan, Konak Muhtarlar Derneği Başkanı Zafer Çam da eşlik etti.

Muhtarı ziyaret etti

Namık Kemal Mahallesi Muhtarlığı’nı ziyaret eden ve muhtar İbrahim Karabay’dan mahalle ve bölge hakkında bilgi alan Tugay, birlikte çalışmanın önemine vurgu yaptı. Tugay, “Mahallesini en iyi tanıyan, sorularını en iyi bilen muhtarlarımızla birlikte çalışmayı önemsiyorum. Kentimize birlikte hizmet üretmekten mutluluk duyuyorum” diye konuştu.

Anı defterini imzaladı

Başkan Tugay, ziyaret sonrasında kent merkezine bölgeyi dolaşarak indi. Başkan Tugay, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün doğduğu ev olan İzmir İsmet İnönü Anı Evi ve Kitaplığı’nı ziyaret ederek anı defterini imzaladı. Tugay, anı defterine “Kurtuluş Savaşımızın büyük komutanlarından, Lozan Antlaşması’nın kahramanı, 2. Cumhurbaşkanımız, değerli büyüğümüzün doğduğu ve bir süre yaşadığı evin düzenlenmiş ve ziyarete uygun hale getirilmiş olması çok büyük mutluluk. Mirasa sahip çıkan, emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” diye yazdı.

Başkan Tugay, bölgedeki esnaftan alışveriş yaparak turunu tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Anadolu Efes Spor Kulübü Başkanı Tuncay Özilhan, Shane Larkin’in “Carpet Court” temalı basketbol sahası açılışına katıldı

“Carpet Court” basketbol sahası açılış etkinliği, 31 Temmuz 2024 Çarşamba akşamı gerçekleşti. Caddebostan basketbol sahası yenileme projesinin açılışına, Anadolu Efes Spor Kulübü Başkanı Tuncay Özilhan, Anadolu Efes Spor Kulübü Yönetim Kurulu üyeleri ve kulüp yöneticileri de katıldı. 

 

Shane Larkin’in 2018 yılından bu yana formasını giydiği Anadolu Efes Spor Kulübü’nün Başkanı Tuncay Özilhan, “Carpet Court” açılışına katılarak Anadolu Efes’in başarılı yıldızı Shane Larkin’i ilham verici saha yenileme projesi için tebrik etti. 

 

Anadolu Efes çatısı altında tarih yazan karakteri ve keyif veren oyunu ile sporseverlerle bağ kuran Shane Larkin, hayalleri ve değerleri ile basketbol yeteneğini; gençlere odaklanarak topluma değer katan, sosyal bir faydaya dönüştürüyor.

 

Shane Larkin ve Bünyamin Aydın iş birliğinde gerçekleştirilen Bünyamin Aydın ve Shane Larkin iş birliğinde Caddebostan sahilinde “Carpet Court”

 

Kadıköy Caddebostan sahilinde yer alan Bünyamin Aydın ve Shane Larkin iş birliğinde gerçekleştirilen basketbol sahası projesi, İstanbul’da basketbol kültürünün gelişimine katkı sağlamayı ve uluslararası bir konsept alanı yaratmayı hedefliyor. Bünyamin Aydın’ın etnik tasarımları basketbolun dinamik enerjisiyle harmanlanıyor. Bu eşsiz tasarım, gençleri spora teşvik ederken İstanbul’a yeni bir kültürel ziyaret merkezi kazandırıyor. 

 

Bünyamin Aydın, markasının da DNA’sını oluşturan tasarımlarında kullandığı etnik motifleri çağdaş yorumlarla birleştirerek basketbolu kültürel miras ve moda anlayışıyla buluşturuyor. Anadolu Efes’in ve Avrupa basketbolunun en önemli rol modellerinden biri olan Shane Larkin, bu misyonun kilit figürü olarak öne çıkıyor. Türkiye topraklarından çıkan özel motifler ve moda anlayışı, Türkiye ile özel bir bağı olan ve bu bağı güçlendirmek isteyen bir sporcu ile birleşerek sosyal bir amaca hizmet ediyor. 

 

ABD doğumlu ve aynı zamanda Türk vatandaşı da olan başarılı basketbolcu Shane Larkin, Türkiye ile özel bağları sayesinde projeye anlamlı bir katman ekliyor. 

 

Larkin proje hakkında “Harika bir iş çıkardığımızı düşünüyorum. İstanbul’da geçirdiğim zaman boyunca, bu şehrin ve Türkiye’nin kültürüyle derin bir bağ kurdum. Bu basketbol sahası, sadece spor yapmak için bir alan olmanın ötesinde; kültürlerin bir araya gelmesi, İstanbul’da görülecek yerler listesinin bir parçası, gençlerin bir arada spor yapabilmesi ve birbirinden ilham alması için bir merkez olacak. Bünyamin Aydın ile çalışarak basketbolun enerjisini ve dinamizmini bu eşsiz kültürel motiflerle birleştirmek, sporu ve kültürü bir araya getirmenin harika bir yolu oldu. İstanbul halkının burada keyifli vakit geçirmesini ve gençlerin basketbol oynarken yaşadıkları eşsiz deneyimleri görebilmek için sabırsızlanıyorum.” dedi. 

 

Bünyamin Aydın ve Shane Larkin’in birlikte tasarladığı basketbol sahası yenileme projesi, basketbola olan ilgiyi artırmayı, gençlerin spora katılımını teşvik etmeyi ve herkes için canlı bir kültürel deneyim sunmayı amaçlıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tekstil ihracatçıları 2024 yılında mevcudu koruyacak

Türkiye’de sürdürülebilirlik ile ilgili ilk ve en önemli adımları atan kurumların başında gelen Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (ETHİB), 2024 yılının ilk yarısını 203 milyon dolarlık ihracatla geride bıraktı.

 

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı ve Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Jak Eskinazi, “2024 yılının ilk yarısında Türkiye geneli tekstil ve hammaddeleri ihracatı yüzde 3,8 azalışla 4,6 milyar dolar olarak gerçekleşirken Birliğimizden ise yüzde 10 azalışla 203 milyon dolar ihracat yaptık. Ürün grubu bazında değerlendirildiğinde Birliğimizden en fazla pamuk elyaf ihracatı yapılmış olup pamuk dışında en fazla ihracat halı, suni-sentetik örme kumaşlar, yatak çarşafları ve pamuklu dokuma kumaşlarda gerçekleştirmiştir. 2024 yılının ilk yarısında ihracatımızda ilk sıradaki ülke 21 milyon dolar ile Çin oldu. Çin’i, Ürdün, Pakistan, İtalya, Bangladeş, Vietnam, İran, Belçika, Tunus, Portekiz takip etmektedir.” dedi.   

 

Başkan Eskinazi, “Özellikle son üç yıldır ekonomimiz yüksek enflasyon sorunuyla karşı karşıya ve buna bağlı olarak faiz ve döviz kurları gibi temel göstergelerdeki istikrarsızlıklar nedeniyle fiyat rekabetinin çok önemli hale geldiği bir dönem geçirdik. 2025’in ilk yarısı için fiyatların daha rasyonel ve daha sağlıklı verilebileceğini, ihracatçının biraz daha önünü görebileceğini belirtebiliriz. Türkiye’nin kaybettiği döviz kuru avantajını geri kazandığı takdirde ise 2025’in ortalarından itibaren önümüzü daha rahat göreceğiz. 2024 yılı tekstil ihracatımızın ise mevcudu koruyacak şekilde gerçekleşeceğini düşünüyorum.” diye konuştu.

 

Eskinazi, “Türkiye inovasyon altyapısını geliştirdiği sürece 85 milyon yurttaşı için refah sağlayabilir. Ar-Ge ve inovasyon odaklı yatırımlar için de yapısal reformlar şart. Capital Economics tarafından yapılan bir araştırmaya göre, yapay zekadan en fazla fayda sağlayacak ekonominin ABD olması bekleniyor. Asya ülkeleri, Birleşik Krallık, İsrail ve bazı İskandinav ülkeleri de iyi bir şekilde konumlanmış durumda. Türkiye listede yer almıyor. Doğru alanlara yatırım ülkelerin geleceklerinin şekillenmesinde önemli rol oynuyor. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat kapsamında gelen Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizmasına (SKDM) sektörümüzün uyum sağlaması için enerjimizin büyük bir kısmını ayırıyoruz. Birliklerimizin katılımıyla yürütmeye başladığımız Ortak Sürdürülebilirlik Komitesi çalışmaları ve Birliğimizin sorumlu olduğu Organik – Sürdürülebilirlik Sertifikasyonları  ve Pamuk alt çalışma grubumuzun faaliyetleri 2024 yılında da devam ediyor.” dedi.

 

Başkan Eskinazi, Tüm Tekstil Birlikleriyle ortaklaşa olarak gerçekleştirmeyi planladıkları 2024-2028 yıllarını kapsayacak Turquality projesi ile ABD’ye yönelik tanıtım faaliyetleri gerçekleştireceklerini söyledi.

 

“Tekstil Sektöründe Sürdürülebilir Rekabetin Geliştirilmesi URGE Projemiz kapsamında 15-19 Eylül 2024 tarihinde Hollanda’ya Sektörel Ticaret Heyeti düzenlemeyi planlıyoruz. 18 Eylül’de gerçekleşecek Circular Textile Days programına paralel yürütülecek heyet ile katılımcı firmaların sürdürülebilir bir geleceğe yönelik temel bağlantılar ve iş birlikleri için faydalı bir ortam sağlayacağız. Katılımcılar, döngüsel ekonomi alanında faaliyet gösteren firma ziyaretleri ile tekstil sektöründeki sürdürülebilirlik örneklerini ve inovasyonları görme imkanı elde edecek. Pamuk üretim, tüketim ve fiyat projeksiyonun yanı sıra sürdürülebilirlikle ilgili konular olmak üzere birçok oturuma sahip Uluslararası Pamuk İstişare Komitesi (ICAC)’nin 82. Toplantısı bu yıl 30 Eylül-3 Ekim tarihleri arasında Özbekistan’da düzenlenecek ve toplantıya Birliğimiz tarafından katılım sağlanacaktır.”

 

Üçüncü UR-GE projeleri olan “Halı İhracatını Geliştirme UR-GE Projesi” için 14 Haziran 2024 tarihinde Ticaret Bakanlığı’nın onayını aldıklarını belirten Başkan Eskinazi, sözlerini şöyle noktaladı:

 

“Türkiye’nin en önemli halı üretim merkezlerinden Manisa Demirci’de faaliyet gösteren 19 firma Demirci Ticaret ve Sanayi Odası’nın desteğiyle, Demirci halılarının uluslararası pazarlarda bilinirliğinin artması için Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (ETHİB) çatısı altında “Halı İhracatını Geliştirme” URGE Projesi’nde güçlerini birleştirdi. Türkiye’ye 2023 yılında 2 milyar 752 milyon dolar döviz kazandıran halı sektörünün ihracatta ürün çeşitliliğinin artırılarak uluslararası ürün pazarındaki payının genişletilmesini amaçlıyoruz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sadece güneşli günlerde kullanmak yetmez!

 Bu olumsuz etkilerden korunmak için cilt tipine uygun bir güneş koruyucu seçmek, ürünü doğru zaman aralıklarında ve doğru miktarda kullanmak büyük önem taşıyor. Bu detaylara dikkat edildiğinde cildimizi güneşin zararlı ışınlarından en iyi şekilde koruyabileceğimize dikkat çeken Acıbadem Ataşehir Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Figen Akın, “Krem, losyon, yağ, sprey veya jel formundaki güneş koruyuculardan maksimum fayda elde etmek için uygulama sıklığına  dikkat etmek, yeterli miktarda uygulamak ve ürünü cilt tipine göre seçmek çok önemlidir. Zira, doğru koruyucu seçilmezse cilt hızla yaşlanır. Çok daha önemlisi, güneşten yeterince korunma sağlanamadığı için cilt kanserinin gelişme riski artar. Cilt tipine uygun ve 15-50 SPF aralığındaki koruyucu ürün güneşe çıkmadan 30 dakika önce sürülmeli, denize veya havuza girdikten sonra işlem mutlaka tekrarlanmalıdır. Ayrıca koruyucu ürün sadece güneşli değil, bulutlu günlerde ve yapay aydınlatıcı ortamlarda da mutlaka uygulanmalıdır” diyor.

Alerjik bünyeniz varsa, dikkat! 

Güneş koruyucular cilde gelen ultraviyole ışınlarını yansıtarak (organik veya fiziksel koruyucular) veya güneş ışığını absorbe ederek (inorganik veya kimyasal koruyucular) etki gösteriyorlar. Fiziksel güneş koruyucular ultraviyole ışığını yansıtarak veya çevreye dağıtarak etki gösterdikleri için alerjik tepkiye yol açmıyorlar. Bu nedenle yoğun güneşe maruz kalacak olan kişilere, hamilelere, 2 yaş altı (6 aydan büyük) çocuklara tavsiye ediliyor. Ancak titanyum dioksit, magnezyum oksit, demir oksit veya çinko oksit içeren fiziksel koruyucuların deri yüzeyinde kalın bir tabaka oluşturmak, güneşte yumuşayıp siyah noktalara yol açmak gibi dezavantajları bulunuyor. Güneş ışığını absorbe eden kimyasal güneş koruyucuların ise sentetik organik kimyasallardan meydana geldiğini belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Figen Akın, “Dolayısıyla kimyasal koruyucular hassas kişilerde alerjik ve fotoalerjik reaksiyonlara neden olabilmektedir. Ayrıca bazı kimyasal güneş koruyucular güneşe maruziyet sonrası yıkıma uğrayarak etkilerini kaybederler. Bazıları ise sistemik olarak emilime uğrarlar. Bu nedenle 2 yaş altı kullanımları sakıncalıdır. Son dönemde kimyasal güneş koruyucularda da mikronize formülasyonlar geliştirilmiştir. Geliştirilen mikronize formülasyonlar  güneş ışığına daha dayanıklıdır. Ayrıca deriden emilimleri azaltıldığı için alerjik reaksiyon riski de azdır” diye konuşuyor. 

Cilt tipinize uygun ürün seçin! 

Güneş koruyucu ürünleri seçerken cilt tipinize uygun olmasına dikkat etmeniz şart! Yağlı ciltlerde losyon ve jel formu, kuru ciltlerde ise krem tarzında güneş koruyucular daha sağlıklı sonuç veriyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Figen Akın, yağlı ve sivilcelenmeye yatkın bir cildiniz varsa, krem formunu tercih etmemeniz gerektiği uyarısında bulunarak, “Ciltte oluşan tabaka rahatsızlık hissi vermesinin yanı sıra güneşte yumuşayarak gözenekleri kapatıp siyah noktalara ve sivilcelenmeye neden olabiliyor. Eğer cildiniz kuruysa jel formu kullanmayın, zira deride kuruma, kaşıntı ve ileri formlarda egzama oluşabilmektedir” diyor.   

İnce bir tabaka halinde uygulayın

Güneş kremini yüzünüze sürerken öncelikle cilt tipinize uygun, en az 15 koruma faktörlü bir ürün seçtiğinizden emin olun. Ürünü göz çevreniz dahil, boyun ve dekolte bölgesine ince bir tabaka halinde sürün. Lekelenmeye yatkın cildiniz varsa, “tinted” yani renkli formda güneş koruyucuları tercih edin. Sprey şeklindeki güneş koruyucular, uygulama esnasında göze ve buruna kaçma olasılığı nedeniyle yüzümüz için tavsiye edilmiyor.

Güneşe çıkmadan 30 dakika önce sürün

Koruyucuları, yeterli etkinlik sağlamaları için güneşe çıktığınız an değil, cildinizi temizleyip nemlendirdikten sonra, güneşe çıkmadan 30 dakika önce uygulamanız çok önemli. En az iki saatte bir yenilenmesi gereken güneş koruyucuları yüzdükten, terledikten ve suya her maruz kaldıktan sonra yeniden sürmeyi de ihmal etmeyin. 

SPF değerine dikkat edin

Açılımı “Sun Protection Factor” olan SPF değeri cildin minimal eritem dozunu (MED) kaç kat uzatabildiğini gösteriyor. Yani, yanmadan güneşte kalabileceğiniz süreyi tanımlıyor. Genelde kullanacağınız ürünün 15-50 SPF aralığında yer alması gerekiyor. Klinik çalışmalar 50 SPF üstünün koruyuculuğunda bir fark olmadığını ortaya koyuyor. SPF 15 doğru şekilde ve yeterli miktarda uygulandığında yüzde 93, SPF 50 ise yüzde 98 oranında koruyor.

Güneş altında bırakmayın

Güneş altında veya yüksek ısıda uzun süre bekletildiklerinde kıvamı koyulaşan güneş koruyucular ciltteki gözenekleri kapatıyor ve bunun sonucunda sivilcelenmeye yol açabiliyor.  Dermatoloji Uzmanı Dr. Figen Akın, “Bu nedenle güneş koruyucular güneş altında asla bırakılmamalı ve normal oda ısısında saklanmalıdır” diyor.

Yüz ve boyuna 1 çay kaşığı şart! 

Güneş kremini vücudunuza doğru miktarda sürmeniz çok önemli. Zira, az sürdüğünüzde cildiniz yeteri kadar korunmuyor.  Fazla sürdüğünüzde ise ürün ciltteki gözenekleri kapatarak sivilcelenmeye neden olabiliyor. Ayrıca organik güneş koruyucuları cilde fazla sürmek etken maddelerin sistemik dolaşıma katılma miktarını arttırabiliyor. Bunun sonucunda bazı toksik reaksiyonlar gelişebiliyor. Etkin bir koruma için güneş koruyucu ürünü; tüm yüz ve boyuna 1 çay kaşığı, ön ve arka gövdeye 2 çay kaşığı, her üst ekstremiteye 1 çay kaşığı ve her alt ekstremiteye 2 çay kaşığı miktarında sürmeniz gerekiyor. 

 Çocuklarda bu hataları asla yapmayın! 

Dermatoloji Uzmanı Dr. Figen Akın, çocuklarda fiziksel (inorganik) güneş koruyucuların tercih edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “6 aya kadar güneş koruyucu kullanmak gerekmez” diyor.  Dr. Figen Akın, çocuklarda güneş kremini kullanırken dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıralıyor: “Solumayı engellememek için sprey formundaki güneş kremleri asla rüzgar yönüne sıkılmamalı ve yine asla yüz veya ağız yakınına püskürtülmemelidir. Ayrıca yüze doğrudan püskürtüldüğünde ağız ve burun yoluyla solunması riski nedeniyle koruyucu önce ellere sıkılmalı, ardından yüz ve diğer alanlara uygulanmalıdır. Yaz aylarında böcek kovucu sürülen çocuklarda güneş kremleri daha sık tekrarlanmalı, ancak böcek kovucuların deriden emilimini arttırdığı için aynı anda uygulanmamalıdır. Bunların yanı sıra sistemik emilim riski  nedeniyle nano partiküllü güneş kremleri çocuklarda kullanılmamalıdır.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı