Aylık arşivler: Nisan 2025

Çankaya, Cumhuriyet Roman ve Öykü Günleri Başlıyor

Çankaya Belediyesi ve Cumhuriyet Gazetesi ile Cumhuriyet Kitapları, işbirliğinde düzenlenen “Çankaya Cumhuriyet Roman ve Öykü Günleri” isimli söyleşi ve imza etkinlikleri başlıyor.

 

Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi Sabahattin Ali Konferans Salonu’nda yapılacak ve 3 gün sürecek etkinlik programı şöyle:

 

25 Nisan 2025 Cuma
*Çağdaş Sanatlar Merkezi (10.00-18.00)
10.00 Çankaya Cumhuriyet Roman ve Öykü Günleri Açılış/Sunuş konuşmaları

10.30 Milli Mücadeleden Günümüze Roman ve Öykümüzde Toplumcu Çizgi
Konuşmacılar: Erendiz Atasü, Işık Öğütçü
12.00/12.30 İmza Saati
13.30 Yazın Bize Ne Söyler?
Konuşmacılar: Sevgi Özel, Ülkün Tansel, Kemal Ateş
15.00 İmza Saati
16.00 Yazınımızda Öner Yağcı’nın Yeri.
Konuşmacılar: Eren Aysan, Orhan Tüleylioğlu, Sadık Aslankara
17.30 İmza saati
18.00 Ödül töreni
Onur Konuğu: Öner Yağcı

 

26 Nisan 2025 Cumartesi
*Çağdaş Sanatlar Merkezi (10.30-17.30)
10.30 Toplumsallığın Yazından Uzaklaştırılmasında Siyasetin Etkisi
Konuşmacılar: Öner Yağcı, Halil Genç, Doç. Dr. Gökçe Ulus
12.00 İmza Saati
13.30 Yoksulluk, Yoksunluk Bağlamında Yazın
Konuşmacılar: Özcan Karabulut, Erdal Atıcı, Alper Akçam
15.00 İmza Saati
16.00 Geleceğin Yazını
Konuşmacılar: Yalın Gündüz, Güven Baykan, Tolga Aydoğan.
17.30 İmza saati

 

27 Nisan 2025 Pazar
*Çağdaş Sanatlar Merkezi (13.30-17.30)
13.30 Yazarlara Yol Açıcı Yazarlar
Konuşmacılar: Sevgican Yağcı, Gürsel Korat, İsa Küçük.
15.00 İmza Saati
16.00 Toplum, Yazın, İnsan
Konuşmacı: Prof. Dr. Üstün Dökmen
17.30 İmza Saati

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Okuldaki zorbalığın nedeni evdeki duygusal ihmal olabilir!

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, özellikle ergenlik döneminde artan şiddet ve zorbalık davranışlarının nedenleri, belirtileri ve bunlarla baş etme yolları hakkında açıklamalarda bulundu.

Şiddetin kahramanlık ya da güç göstergesi gibi sunulması, normalize edilmesine yol açabilir!

Son yıllarda özellikle sosyal medyada ve okul ortamlarında ergenler arasında şiddetin ve zorbalığın artmaya başladığına dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Bunu durdurmanın ilk adımı, şiddetin arkasında yatan nedenleri doğru anlamak ve aileleri bilinçlendirmekten geçiyor.” dedi.

Şiddetin yaygınlaşmasının ardında birçok etken bulunduğuna işaret eden Ülkü, “Çocuklar, çevrelerindeki yetişkinlerin ve akranlarının davranışlarını taklit eder. Evde ya da sosyal çevrede şiddetin sıkça yaşanması, bu davranışı içselleştirmelerine neden olabilir. Sosyal medya, oyunlar ve dizilerde şiddetin kahramanlık ya da güç göstergesi gibi sunulması, gençlerin bu davranışı normalize etmesine yol açabilir. Özellikle duygusal ihmal yaşayan gençlerde, karşısındaki kişinin duygularını anlamak ve ona göre davranmak zorlaşabilir. Gruplar içinde yer edinmek isteyen gençler, onay görmek için şiddet içeren davranışlara yönelebilir.”

Bu davranışlar çocuğun zorbalık yaptığına işaret edebilir! 

Bir çocuğun zorbalık yaptığını anlamanın her zaman kolay olmasa da bazı sinyallerin dikkat çekici olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, şunları söyledi:

“Sürekli başkalarını küçümseyen veya alay eden ifadeler kullanır. Şiddet içeren olaylardan sonra ‘ama o da hak etti’ gibi savunmacı bir yaklaşım sergiler. Evde kardeşlerine karşı baskın, tehditkar veya manipülatif davranır. Akranları hakkında sık sık olumsuz konuşur ve arkadaşlık ilişkileri yüzeysel kalır. Ailelerin bu ipuçlarını gözlemlemesi ve çocuğun davranışlarıyla ilgili açık uçlu, yargılamayan sorular sorması önemlidir.”

Çocukların yoğun duygular ile baş etmesine yardımcı olunmalı!

Zorbalığın erken fark edilmesinin ve doğru yönlendirilmesinin, hem zorbalığı yapan hem de maruz kalan çocuk için önemli olduğunun altını çizen Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Ayrıca erken müdahalelerle alınan önlemler, zorbalığın başka çocuklara vereceği psikolojik zararı da azaltır.” dedi.

Ailelerin, bu konuda  önleyici ve onarıcı bir rol üstlenebileceklerini ifade eden Ülkü, “Açık iletişim çok önemlidir. Çocuğun duygularını yargılamadan ifade edebileceği bir ortam sağlamak, davranışların altında yatan ihtiyaçları anlamayı kolaylaştırır. Çocukların yoğun duygular ile baş etmesinde yardımcı olunmalı. Öfke, hayal kırıklığı, kıskançlık gibi duygularla nasıl baş edileceği konusunda destek olunmalı. Aile içi tartışmalarda şiddet yerine sağlıklı iletişim yöntemlerinin kullanılması çok etkilidir. Şiddet ya da zorbalık içeren davranışların asla kabul edilmeyeceğini net şekilde göstermek gerekir. Öğretmenlerle düzenli iletişimde olmak ve okul psikolojik danışmanlarıyla iş birliği yapmak destekleyici olacaktır.” açıklamasını yaptı.

Her zorbalık davranışının ardında bir ihtiyaç, ihmal ya da yanlış öğrenilmiş bir model olabilir!

Zorbalığın, yalnızca mağduru değil, zorbalığı yapan çocuğu da olumsuz etkilediğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Mağdurlarda kaygı bozuklukları, depresyon, özgüven kaybı, okul fobisi, akademik başarıda düşüş gibi sorunlar görülebilir. Zorbalık yapan ergenlerde ise suç eğiliminde artış,   uzun vadede sağlıksız sosyal ilişkiler kurma eğilimi olabilir.” dedi.

Ergenlik döneminin, bireyin sosyal çevresiyle ilişkiler kurduğu kritik bir dönem olduğunu da hatırlatan Ülkü, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu dönemde ortaya çıkan şiddet ve zorbalık davranışları asla küçümsenmemeli. Her zorbalık davranışının ardında bir ihtiyaç, bir ihmal ya da yanlış öğrenilmiş bir model olabilir. Bu nedenle ailelerin, öğretmenlerin ve uzmanların iş birliği içinde hareket etmesi, çocuklara sağlıklı iletişim yolları, empati ve duygusal farkındalık kazandırması büyük önem taşır.”

Şiddetin kahramanlık ya da güç göstergesi gibi sunulması, normalize edilmesine yol açabilir!

Son yıllarda özellikle sosyal medyada ve okul ortamlarında ergenler arasında şiddetin ve zorbalığın artmaya başladığına dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Bunu durdurmanın ilk adımı, şiddetin arkasında yatan nedenleri doğru anlamak ve aileleri bilinçlendirmekten geçiyor.” dedi.

Şiddetin yaygınlaşmasının ardında birçok etken bulunduğuna işaret eden Ülkü, “Çocuklar, çevrelerindeki yetişkinlerin ve akranlarının davranışlarını taklit eder. Evde ya da sosyal çevrede şiddetin sıkça yaşanması, bu davranışı içselleştirmelerine neden olabilir. Sosyal medya, oyunlar ve dizilerde şiddetin kahramanlık ya da güç göstergesi gibi sunulması, gençlerin bu davranışı normalize etmesine yol açabilir. Özellikle duygusal ihmal yaşayan gençlerde, karşısındaki kişinin duygularını anlamak ve ona göre davranmak zorlaşabilir. Gruplar içinde yer edinmek isteyen gençler, onay görmek için şiddet içeren davranışlara yönelebilir.”

Bu davranışlar çocuğun zorbalık yaptığına işaret edebilir! 

Bir çocuğun zorbalık yaptığını anlamanın her zaman kolay olmasa da bazı sinyallerin dikkat çekici olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, şunları söyledi:

“Sürekli başkalarını küçümseyen veya alay eden ifadeler kullanır. Şiddet içeren olaylardan sonra ‘ama o da hak etti’ gibi savunmacı bir yaklaşım sergiler. Evde kardeşlerine karşı baskın, tehditkar veya manipülatif davranır. Akranları hakkında sık sık olumsuz konuşur ve arkadaşlık ilişkileri yüzeysel kalır. Ailelerin bu ipuçlarını gözlemlemesi ve çocuğun davranışlarıyla ilgili açık uçlu, yargılamayan sorular sorması önemlidir.”

Çocukların yoğun duygular ile baş etmesine yardımcı olunmalı!

Zorbalığın erken fark edilmesinin ve doğru yönlendirilmesinin, hem zorbalığı yapan hem de maruz kalan çocuk için önemli olduğunun altını çizen Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Ayrıca erken müdahalelerle alınan önlemler, zorbalığın başka çocuklara vereceği psikolojik zararı da azaltır.” dedi.

Ailelerin, bu konuda  önleyici ve onarıcı bir rol üstlenebileceklerini ifade eden Ülkü, “Açık iletişim çok önemlidir. Çocuğun duygularını yargılamadan ifade edebileceği bir ortam sağlamak, davranışların altında yatan ihtiyaçları anlamayı kolaylaştırır. Çocukların yoğun duygular ile baş etmesinde yardımcı olunmalı. Öfke, hayal kırıklığı, kıskançlık gibi duygularla nasıl baş edileceği konusunda destek olunmalı. Aile içi tartışmalarda şiddet yerine sağlıklı iletişim yöntemlerinin kullanılması çok etkilidir. Şiddet ya da zorbalık içeren davranışların asla kabul edilmeyeceğini net şekilde göstermek gerekir. Öğretmenlerle düzenli iletişimde olmak ve okul psikolojik danışmanlarıyla iş birliği yapmak destekleyici olacaktır.” açıklamasını yaptı.

Her zorbalık davranışının ardında bir ihtiyaç, ihmal ya da yanlış öğrenilmiş bir model olabilir!

Zorbalığın, yalnızca mağduru değil, zorbalığı yapan çocuğu da olumsuz etkilediğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Mağdurlarda kaygı bozuklukları, depresyon, özgüven kaybı, okul fobisi, akademik başarıda düşüş gibi sorunlar görülebilir. Zorbalık yapan ergenlerde ise suç eğiliminde artış,   uzun vadede sağlıksız sosyal ilişkiler kurma eğilimi olabilir.” dedi.

Ergenlik döneminin, bireyin sosyal çevresiyle ilişkiler kurduğu kritik bir dönem olduğunu da hatırlatan Ülkü, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu dönemde ortaya çıkan şiddet ve zorbalık davranışları asla küçümsenmemeli. Her zorbalık davranışının ardında bir ihtiyaç, bir ihmal ya da yanlış öğrenilmiş bir model olabilir. Bu nedenle ailelerin, öğretmenlerin ve uzmanların iş birliği içinde hareket etmesi, çocuklara sağlıklı iletişim yolları, empati ve duygusal farkındalık kazandırması büyük önem taşır.”

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bornova’da Minik Kalpler Tarım Kalbinde

İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinasyonunda, Bornova İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından “Tarımın Kalbinde Çocuklar” Projesi ile minik öğrenciler tarımın ve gıdanın hikâyesini yerinde öğreniyor.

Anaokulu öğrencilerine yönelik hazırlanan bu anlamlı proje, “Çiftlikten Çatala” yaklaşımı çerçevesinde, gıdaların üretimden tüketime kadar geçen sürecini, uygulamalı olarak göstererek çocuklarda doğa ve üretim bilinci oluşturmayı hedefliyor.

Proje ile ilgili bilgi veren İzmir Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Şahin “Bu kıymetli proje ile çocuklarımız üretimin ve emeğin kıymetini sahada görerek öğrendi. Tarım ve hayvancılıkla ilgili temel bilgiler edinerek doğaya ve hayvanlara olan ilgilerini artırdı” dedi.

Özellikle büyük şehirlerde çocukların tarımdan ve topraktan uzak olarak yetiştiğini belirten Şahin şunları söyledi:

“Bir çok çocuk üretim sürecini, bir bitkinin nasıl yetiştiğini bilmiyor. İşte bu proje tam da bu noktada çok önemli. Çocuklarımıza bu yolculuğu anlatarak ve göstererek ürünlerin kıymetini farketmelerini amaçlıyoruz. İsraf etmemelerini, ne zorluklarla yetiştiğini, üretildiğini bilerek tüketmelerini istiyoruz” dedi.

Projenin ilk etkinlik gününde, minik öğrenciler önce bir hayvancılık işletmesini ziyaret ederek süt üretiminin aşamalarını gözlemledi. Ardından, bir gıda işletmesinde peynir üretim sürecine katıldılar. Son olarak ise bir markette ürünlerin satış aşamasını incelediler.

“Tarımın Kalbinde Çocuklar” Projesi, çocukların erken yaşta üretimle bağ kurmalarını sağlayarak; sağlıklı beslenme, çevre duyarlılığı ve yerli üretim konularında farkındalık kazanmalarını amaçlıyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bayındır 26. Uluslararası Çiçek Festivali 2-4 Mayıs’da Yapılacak

Bayındır Belediyesi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen Uluslararası Çiçek Festivali’nin bu yıl 26’ncısı gerçekleştirilecek. Bayındır şehir merkezinde yapılacak olan festival bu sene 2-4 Mayıs  tarihleri arasında yapılacak.

Çiçekçiliğin başkenti olan Bayındır, sadece ilçe üreticilerine değil ülke ekonomisine de büyük katkı sağlıyor. Bayındırlı çiçek üreticileri festival de ilçelerini en güzel şekilde tanıtabilmek için titizlikle çalışmaya devam ediyor. Geride kalan 26 yılda Bayındır, Türkiye’nin önemli çiçek üretim merkezlerinden biri haline gelirken Uluslararası Bayındır Çiçek Festivali de ülkenin dünyaya açılan pencerelerinden biri oldu. Üreticilerimiz yüzlerce çeşit çiçekle oluşturdukları sergilerinde hem ülkemizin değişik yerlerinden gelen ziyaretçileri mest ediyor hem de ürünlerini pazarlama imkânı buluyor.
26’ncı Uluslararası Bayındır Çiçek Festivali, 2 Mayıs Cuma günü saat 14.00’de yapılacak açılış töreni ile başlayacak. Festival süresince performans sanatçıları, halk oyunu ekiplerinin gösterileri devam edecek. Festivalde ayrıca Hırvatistan Konuk Sanatçı Grubu Croatian Clarinet Quartet (Hırvat Klarnet Dörtlüsü)’de bir konser verecek. IzBB Trio Gurubu konseri, Enes Kunduracı konseri, Özlem Menokan konseri, Bayındır Belediyesi Ritim Grubunun Gösterisi, Bayındır Tarihi Fotograf Sergisi, Bando Mozaik Konseri, IzBB DJ Perküsyon Show, Gaffers Band Konseri gibi etkinliker misafirleri bekliyor olacak. Alanı ziyarete gelenler, hazırlanan fotoğraf çekim alanında 26’nci Uluslararası Bayındır Çiçek Festivalini ölümsüzleştirebilecekler.

Festival kapsamında 2 Mayıs Cuma akşamı Mansur Ark, 3 Mayıs Cumartesi akşamı  Anadolu Rock müziğinin güçlü sesi Haluk Levent, 4 Mayıs Pazartesi günü ise Türk pop müziğinin güçlü ismi Işın Karaca Şehir Stadyumu’nda sahne alacak.Stadı dolduracaklara unutulmaz bir akşam yaşatacak konserler ve diğer tüm etkinlikler Bayındır Belediyesi tarafından ücretsiz yapılacak.

Bu yıl 26. kez düzenlenecek olan Uluslararası Bayındır Çiçek Festivali’ne herkesi davet eden Bayındır Belediye Başkanı Davut Sakarsu “Festivalimiz ilçemiz için, ülkemiz için çok önemli bir festival. Sektörün öncüsü olan güzel ilçemizde misafirlerimizle birlikte festivalimizi güzel bir şekilde geçireceğiz.” dedi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Borsalardaki Bitcoin rezervi 7 yılın en düşük seviyesinde

Bitcoin 93.411 dolar, Ethereum da 1.786 dolar seviyesinden işlem görüyor. Kripto para piyasasının toplam değeri 2,88 trilyon dolar. Bitcoin’in piyasa değeri 1,85 trilyon dolar, Ethereum’un piyasa değeri ise 213 milyar dolar. Dün spot Bitcoin ETF’lerinde 442 milyon dolar, spot Ether ETF’lerinde ise 63,5 milyon dolar giriş oldu. CoinTR Araştırma Departmanı tarafından hazırlanan bültende kripto para sektöründeki öne çıkan gelişmelere yer veriliyor.

Halka Açık şirketlerin 425.000 BTC satın almasıyla birlikte borsalardaki Bitcoin rezervleri son altı yılın en düşük seviyesine geriledi.

Şirketlerin Bitcoin rezervleri, Kasım 2018’den bu yana en düşük seviyeye geriledi. Fidelity Digital Assets’in verilerine göre borsalardaki BTC arzı 2,6 milyon adete düştü. Bu düşüşte, Michael Saylor’un ortak kurucusu olduğu Strategy başta olmak üzere halka açık şirketlerin son aylarda gerçekleştirdiği büyük alımlar etkili oldu. Sadece Strategy, Kasım 2024’ten bu yana 285.980 BTC satın aldı. Japonya merkezli Metaplanet ve Hong Kong merkezli HK Asia Holdings gibi şirketlerin de benzer rezerv stratejileri uyguladığı görülüyor. Borsalardan son günlerde 15.000 BTC çekildi; bu da yatırımcıların satış yerine uzun vadeli saklamayı tercih ettiğini gösteriyor. Buna rağmen genel piyasa likiditesi hâlâ düşük seyrediyor. Nisan ayında spot Bitcoin ETF’lerinden net 10.000 BTC çıkışı yaşanırken, geçen yıl bu rakam 208.000 BTC net girişti. Ayrıca yeni yatırımcı ilgisindeki zayıflama da dikkat çekiyor. Bu gelişmelerin ardından piyasa yapısı değişmeye başladı. Büyük oyuncuların borsalardaki etkisi azalırken, küçük yatırımcıların etkinliği artıyor. Exchange Whale Ratio’nun 0,3’ün altına düşmesi, bu durumu destekliyor. Bitcoin fiyatı 93.000 doların üzerine çıkmış olsa da kalıcı bir yükseliş için daha güçlü kurumsal talep sinyallerine ihtiyaç duyuluyor.

 

FED, bankaların kriptoyla ilgilenmesini caydıran rehberini geri çekti.

ABD Merkez Bankası (Fed), kripto para ve stablecoin faaliyetlerine yönelik önceki katı rehberlerini geri çektiğini duyurdu. Bu kapsamda, 2022’de yayımlanan ve bankaların kriptoyla ilgili faaliyetlerini önceden bildirmesini zorunlu kılan denetim mektubu ile 2023’te stablecoin işlemleri için getirilen ek denetim kuralları iptal edildi. Bundan böyle, bankaların kripto varlık faaliyetleri olağan denetim süreçleri çerçevesinde takip edilecek. Fed ayrıca, Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) ve Para Birimi Denetleme Ofisi (OCC) ile birlikte bankaların kripto varlıklarla olan ilişkilerine dair önceki iki açıklamasını da geri çekti. Açıklamada, sektördeki dolandırıcılık ve risklere dair endişeler sürse de, inovasyonu destekleyecek yeni rehberlerin değerlendirileceği vurgulandı.

CME, kripto ürünlerini genişleterek 19 Mayıs’ta dördüncü büyük varlık olarak XRP vadeli işlemlerini başlatıyor.

Chicago Mercantile Exchange (CME), 19 Mayıs’ta XRP vadeli işlemlerini başlatacağını duyurdu. Bitcoin, Ethereum ve Solana’dan sonra listeleyeceği dördüncü kripto varlık olan XRP için, biri 2.500 XRP’lik mikro sözleşme, diğeri ise 50.000 XRP’lik standart sözleşme olmak üzere iki farklı boyutta kontrat sunulacak. Sözleşmeler, günlük olarak hesaplanan CME CF XRP-Dolar Referans Oranı’na dayalı ve nakit uzlaşılı olacak. Kurumsal yatırımcıların dijital varlık çeşitliliğini artırma isteğiyle bu adımı attıklarını belirten CME’nin kripto ürünleri yöneticisi Giovanni Vicioso, XRP’nin sınır ötesi ödemelerdeki etkin rolü ve Ripple iş birlikleriyle öne çıktığını vurguladı. XRP vadeli işlemlerinin zamanlaması, Ripple ile SEC arasındaki hukuki sürecin sona ermesiyle ilişkilendiriliyor. Ripple’ın cezasının 125 milyon dolardan 50 milyon dolara düşürülmesi, sektör tarafından düzenleyici bir rahatlama olarak değerlendirildi. Ayrıca, Robinhood’un da XRP vadeli işlemlerini listeleyeceğini duyurması, ürünü bireysel yatırımcılara da açacak. CME’nin XRP adımı, Mart ayında başlattığı Solana vadeli işlemlerinin ardından geldi. Öte yandan SEC onayını bekleyen 70’ten fazla kripto ETF başvurusu bulunurken, 2025’in dijital varlık yatırım ürünleri açısından oldukça hareketli geçmesi bekleniyor.

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), Polkadot ve Hedera tabanlı ETF başvurularına ilişkin kararını erteledi.

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), Polkadot (DOT) ve Hedera (HBAR) tabanlı kripto fonlarının işlem görmesi için yapılan ETF başvurularına ilişkin kararını erteledi. Grayscale’in Polkadot Trust fonunu ETF’ye dönüştürme talebiyle birlikte Canary’nin HBAR ETF başvurusuna dair karar tarihi 11 Haziran’a uzatıldı. Ayrıca, Bitwise’ın Bitcoin ve Ethereum ETF başvurusuna ilişkin karar da 10 Haziran’a ertelendi. SEC, karar süresinin uzatılmasının “önerilen değişikliği ve ilgili konuları daha kapsamlı değerlendirmek için uygun” olduğunu belirtti. Şubat ayında yapılan başvurular, Donald Trump yönetimiyle birlikte daha kripto dostu bir SEC beklentisinin güçlendiği bir döneme denk geliyor. SEC, bu süreçte kamuya açık kripto yuvarlak masa toplantıları düzenlemeye başladı ve bazı kripto şirketlerine açtığı davaları geri çekti. Önceki Başkan Gary Gensler döneminde spot Bitcoin ETF’leri Ocak 2024’te, Ethereum ETF’leri ise Temmuz 2024’te onaylanmıştı. Yeni dönemde farklı kripto varlıkları kapsayan ETF başvurularının değerlendirme süreci devam ediyor.

 

Teknik Analiz

BTCUSDT

​​Bitcoin, 93.300 dolar civarında konsolide olurken yukarı yönlü baskı sürüyor. 93.210 dolar kısa vadeli destek olarak öne çıkarken, 94.960 doların aşılması hâlinde 99.544 ve 102.524 dolar seviyelerine doğru bir ivme beklenebilir. Geri çekilmelerde 92.796 ve 90.678 dolar destek bölgeleri olarak izlenmeli. Zincir üstü veriler yükselişi destekliyor. Open interest 199K BTC seviyesinde stabil kalırken, funding rate pozitife dönerek long pozisyon iştahını gösteriyor. Son funding verileri temkinli bir piyasa yapısına işaret etse de, hacimlerdeki artış (30.581K BTC) alıcı ilgisinin devam ettiğini gösteriyor. Genel görünüm, Bitcoin’in güçlü duruşunu koruduğu ancak yukarı yönlü hareketin devamı için 94.960 üzerinde kalıcılık ve kurumsal girişlerin artması gerektiğini ortaya koyuyor.

 

ETHUSDT

Ethereum, 1.767 dolar seviyesinde yatay hareketini sürdürürken, zincir üstü veriler kısa vadede dengeli bir piyasa yapısına işaret ediyor. Açık pozisyon miktarı 3.575 milyon ETH ile güçlü kalırken, işlem hacmi 543 bin ETH seviyesinde. Funding rate pozitif ve düşük düzeyde (%0.0054), bu da long pozisyonlara hafif yönelimi gösteriyor. Tasfiyeler ise sınırlı, bu da yatırımcıların büyük oranda pozisyonlarını koruduğunu yansıtıyor. Teknik olarak aşağı yönlü ilk destek 1.754 dolar seviyesinde bulunuyor. Bu seviye kaybedilirse 1.532 dolar ve 1.366 dolar seviyeleri takip edilecek ana destek bölgeleri olarak öne çıkıyor. Yukarı yönlü hareketlerde ise 1.917 dolar ilk güçlü direnç olarak izlenmeli. Bu seviyenin aşılması halinde 2.104 dolar ve ardından 2.319 dolar seviyeleri potansiyel hedef olabilir. Fiyat, dar bantta konsolide oldukça hacim destekli bir kırılım yön tayininde belirleyici olacak.

 

XRPUSDT

XRP/USDT paritesi 2,18 dolar seviyelerinde yatay hareketini sürdürürken, zincir üstü veriler ve teknik göstergeler fiyatın yön arayışında olduğunu gösteriyor. 2,2283 direnci aşılmadıkça yükselişin ivme kazanması zor görünüyor. Bu seviyenin kırılması durumunda sırasıyla 2,31 – 2,4685 – 2,60 ve 2,7298 dolar dirençleri gündeme gelebilir. Açık pozisyon miktarı 530 milyon XRP civarında istikrarını korurken, pozitif funding rate (%0,01) long pozisyon ilgisinin sürdüğüne işaret ediyor. Ancak hacim artışı sınırlı, bu da yukarı yönlü hareketin zayıf kalmasına neden oluyor. Aşağı yönlü olası hareketlerde 2,00 – 1,9514 – 1,7540 ve 1,5318 dolar seviyeleri destek olarak öne çıkıyor. Genel olarak XRP fiyatı dar bir aralıkta sıkışmış durumda ve yeni bir yön için işlem hacmi ile birlikte güçlü teknik teyitlere ihtiyaç duyuluyor.

Öne Çıkan Altcoinler:

  • Stacks (STX): Fiyatı $0.8994, son 24 saatte %19.62 artış, 7 günde %52.61 yükseliş gösterdi. Piyasa değeri $1,369,892,888
  • Sui (SUI): Fiyatı $3.56, son 24 saatte %18.30 artış, 7 günde %69.05 yükseliş gösterdi. Piyasa değeri $11,581,198,897
  • Helium (HNT): Fiyatı $4.12, son 24 saatte %14.72 artış, 7 günde %20.96 yükseliş gösterdi. Piyasa değeri $749,079,467
  • Four (FORM): Fiyatı $2.07, son 24 saatte %3.17 düşüş, 7 günde %2.24 artış gösterdi. Piyasa değeri $792,624,760
  • DeXe (DEXE): Fiyatı $13.34, son 24 saatte %1.61 düşüş, 7 günde %2.49 düşüş gösterdi. Piyasa değeri $1,117,486,908

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin İlk ve Tek Gıda ile Temas Edebilen Yüzeyler için Mutfak Havlusu Sleepy’den

Sleepy’nin, Türkiye’de ilk ve tek, gıdayla temas eden yüzeyler için özel olarak formüle ettiği parfümsüz yeni ürünü Sleepy Easy Clean Süper Mutfak Havlusu raflardaki yerini aldı.

Yapılan araştırmalar, mutfak süngerlerinin ve bezlerinin evdeki en çok bakteri yüklü malzemeler olduğunu ortaya koyuyor. Klozet kapağından 200.000 kat daha fazla bakteri taşıyabilen süngerler, özellikle gıdayla temas eden yüzeylerde ciddi sağlık riski oluşturuyor.

Sleepy Easy Clean, yepyeni ürünü Süper Mutfak Havlusu ile hijyen ve güvenliği mutfaklara taşıyor. Geleneksel sünger ve bezlerin aksine, her kullanımda temiz bir yüzey sunan Sleepy Easy Clean Süper Mutfak Havlusu, tek kullanımlık yapısı ile bakteri birikimini önleyerek gıdayla temas eden yüzeylerde hijyen riskini ortadan kaldırıyor.

Türkiye’de ilk ve tek gıdaya temas eden yüzeyler için özel olarak formüle edilen mutfak havlusu, Sleepy’nin standart havlularına göre daha kalın ve dayanıklı dokusu,  güçlü temizlik performansı ile fark yaratıyor.  Parfümsüz formülü, kullanım sonrası durulama gerektirmez. İçeriğindeki greyfurt yağı, limon yağı, portakal yağı ve bergamot yağı gibi doğal yağlarla zenginleştirilmiş formülüyle hem etkili hem ferah temizlik sağlıyor.

Yeni Nesil Mutfak Hijyeni Sleepy Easy Clean ile Başlıyor

Tezgah, kesme tahtası, mutfak gereçleri gibi gıdaya temas eden yüzeylerde güvenle kullanılabilen Sleepy Easy Clean Süper Mutfak Havlusu, pratikliği ve güvenliği bir araya getirerek mutfaklarda hijyenin tanımını değiştiriyor. Geleneksel yöntemlerin aksine, bakteri barındırmayan, doğal ve güçlü bir temizlik sunuyor. Bu ürünle artık sadece temizlik değil, aynı zamanda sağlık da elinizde.

Sleepy Easy Clean Parfümsüz Süper Mutfak Havlusu: Gıdayla Temas Eden Yüzeyler için Türkiye’de bir İlk!

Sağlığınız, zamanınız ve mutfağınız için en hijyenik ve pratik çözüm: Sleepy Easy Clean Süper Mutfak Havlusu

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Putin’den Ekonomik Konulara İlişkin Toplantı

Başkan, ekonomik konulara ilişkin bir toplantıyı video konferans yoluyla gerçekleştirdi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin:

Değerli çalışma arkadaşlarım,

Bugün, ekonomik gündemimizdeki konulara dair bir toplantıyı daha gerçekleştiriyoruz. Hatırlatmak isterim ki bu tür düzenli toplantılar, mevcut durumu ve reel ekonomi, finans sektörü ve hizmetler alanındaki temel eğilimleri değerlendirme fırsatı sunmaktadır.

Mevcut ekonomik duruma ilişkin sürekli ve kapsamlı bir analiz yürütmek son derece önemlidir. Bu konu her zaman önceliğimiz olmuştur, özellikle de bugünlerde küresel ekonomik ortam nesnel olarak daha karmaşık hale gelirken ve küresel emtia ile finans piyasaları yoğunlaşan rekabet nedeniyle ciddi dalgalanmalarla karşı karşıyayken.

Bu faktörleri yalnızca izlemekle kalmayıp, aynı zamanda öngörülerde bulunmak da yeterli değildir; ortaya çıkan fırsatları değerlendirerek yerli sanayilerin, ticaret bağlarının ve ihracatın gelişmesini sağlamak, böylece Rus ekonomisini genel anlamda güçlendirmek, dış koşullar ne olursa olsun istikrarlı ve dinamik bir büyümeyi güvence altına almak esastır.

Bu konuyu 2024 yılının sonunda, Stratejik Kalkınma ve Ulusal Projeler Konseyi toplantısında ele almıştık. O toplantıda belirlediğimiz hedef, enflasyonu azaltırken düşük işsizlik oranını koruyarak istikrarlı bir ekonomik büyüme sağlanmasıydı. Bu yılın ilk aylarına ait istatistikler, bu yaklaşımın hâlâ geçerliliğini ve önemini koruduğunu göstermektedir.

Bildiğiniz üzere, Hükümet, Merkez Bankası ve uzmanlar, bu yıl gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH) büyümesinin 2024’e kıyasla biraz daha düşük olacağı konusunda hemfikir. Aslında, bu zaten önceden konuştuğumuz ve hedeflediğimiz bir durumdu. Amacımız, makroekonomik göstergeleri koruyarak ve öncelikle enflasyonu kontrol altına alarak, sözde “yumuşak iniş” sürecini gerçekleştirmekti.

Nitekim, 2025’in ilk iki ayında GSYİH, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,9 oranında artmıştır. Özellikle imalat sektöründeki büyüme oranı daha yüksektir; Ocak ve Şubat 2025’te bu sektördeki artış yüzde 5 civarındadır.

Ancak, enflasyon hâlâ yüksek seyretmekte; yüzde 10’un üzerindedir. Daha önce de belirttiğim gibi, enflasyonun kalıcı bir şekilde yavaşlamasını sağlamak zorundayız.

Konut inşaatı sektörüne özel bir dikkat gösterilmesi gerekmektedir. Ne yazık ki, geliştiriciler tarafından başlatılan yeni projelerin sayısında bir azalma gözleniyor. Bu durum, vatandaşlar için konut erişilebilirliğini doğrudan etkilediği ve yapı malzemeleri üretiminden mobilya ve ev eşyası imalatına kadar pek çok sektörü ilgilendirdiği için özel bir dikkati hak etmektedir.

Daha önce bu alandaki gelişmeleri özel bir gözetim altında tutma ve başka bazı alanlara da gerekli dikkatin verilmesi gerektiği konusunda mutabık kalmıştık. Hükümet bu konuyla ilgili bazı kararlar aldı. Bugün, bu kararların uygulanmasına ilişkin bir rapor sunulmasını ve gerekirse ilave adımların değerlendirilmesini istiyorum.

Ayrıca, konut ve altyapı inşaatının en zorlu koşullarla karşı karşıya olduğunu da vurgulamak isterim – bu durum, finansal sektörün ve bazı ekonomik sektörlerin direncini artırmaya yönelik hükümet alt komisyonunun yaptığı izleme çalışmalarıyla da belgelenmiştir.

Bu bağlamda şunu belirtmeliyim: bankaların kredi portföyü de yılın başından bu yana daralmıştır. Örneğin, ilk üç ayda bankaların bilançosundaki ruble cinsinden kurumsal kredilerin hacmi 680 milyar ruble azalırken, bireysel kredilerdeki düşüş 192 milyar ruble olmuştur.

Genel olarak, kredi portföyündeki bu daralma, federal bütçe harcamalarındaki artışla dengelenmiştir. 2025 yılının Ocak–Mart döneminde toplam bütçe açığı 2,2 trilyon rubleye ulaşmıştır.

Elbette, harcamalarımızın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25 oranında arttığını biliyoruz ve bunu bilerek yaptık. Bu artış, ekonomik aktörlerin ve tüm kurumlarımızın yıl sonuna kadar gereken adımları zamanında ve etkili biçimde atabilmesi için gerekliydi.

Bununla birlikte, bütçe açığındaki artışın esasen harcama takviminin öne çekilmesinden kaynaklandığını bir kez daha vurgulamak isterim. Harcamalar yılın başına çekilerek, hem federal hem de bölgesel düzeydeki yetkililerin ulusal projelere hızla başlaması, sözleşmelerin yapılması, inşaat faaliyetlerinin başlatılması ve finansmanın sağlanması mümkün olmuştur. Bu durumu dikkate almamız gerekir. Ekonomik politikamız bu yaklaşımı içermelidir.

Şimdi, tartışmaya geçelim. İlk olarak sözü Maxim Reshetnikov’a veriyorum. Lütfen buyurun.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

HIlton Dalaman’da 23 Nisan Coşkusu!

Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa’da Minikler Şenlikte Buluştu

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa’da bu yıl da büyük bir coşkuyla kutlandı. Otelin büyüleyici atmosferinde gerçekleşen etkinlikler, minik misafirlerin neşe dolu kahkahalarıyla renklendi.

Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu anlamlı günde, Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa, bayrama yaraşır bir organizasyonla hem çocuklara hem de ailelerine unutulmaz anlar yaşattı. Çocukların ve ailelilerin katılımıyla gerçekleşen Türk bayraklı kortej yürüyüşü, kutlamaların en coşkulu anlarından biri oldu. Tüm otel misafirlerinin alkışlarıyla karşılanan kortej, bayram ruhunu Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa’nın her köşesine taşıdı. Çocukların söyledikleri marşlar, ellerinde gururla taşıdıkları Türk bayrakları eşliğinde yankılandı.

Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa, 23 Nisan’ı bu yıl da unutulmaz bir şölene dönüştürerek, misafirlerine hem eğlenceli hem de duygusal anlar yaşattı. Göz alıcı doğası ve sıcak misafirperverliğiyle otel, çocukların neşesini gökyüzüne taşıdı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

TAV Havalimanları üç ayda 17,8 milyon yolcuya hizmet verdi

Havalimanı işletmeciliğinde Türkiye’nin dünyadaki lider markası TAV Havalimanları’nın konsolide cirosu yılın ilk üç ayında 379 milyon avro oldu. Antalya yatırımını tamamlayarak hizmete açan şirket Ankara’daki yatırımlarını da önümüzdeki günlerde tamamlamaya hazırlanıyor.

 

TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Serkan Kaptan “2025’in ilk çeyreğinde dış hat yolcumuz geçen seneye kıyasla yüzde 5 büyüdü. Antalya’da görece daha soğuk geçen bir ilk çeyrek, Paskalya takvimi ve Ramazan bayramı trafik üzerinde etkili oldu. Mevsimselliğin yüksek olduğu bir sektör içindeyiz. Yıllık dış hat yolcumuzun yüzde 13’üne birinci çeyrekte hizmet verirken, yüzde 39’unu üçüncü çeyrekte ağırlıyoruz. Yaz sezonunun canlı geçmesini bekliyoruz.

 

Nisan ayında Antalya’da yapmakta olduğumuz terminal ve hava tarafı yatırımlarımızı tamamladık. Planladığımız ek yatırımlarla, imtiyaz süremiz içinde havalimanının kapasitesini 80 milyon yolcunun üstüne çıkaracağız. Antalya Havalimanı’nın uzun vadeli proje finansmanı kredisi için bankalarla anlaşmamızı da imzaladık. Akdeniz’in en büyük turizm destinasyonu olan Antalya’da hem misafirlerimizi ağırlayacağız hem de yatırımcılarımız için değer yaratmaya devam edeceğiz.

Ankara’da yapmakta olduğumuz yatırımlarımız da takvime uygun ilerliyor. Buradaki yatırımlarımızı da ikinci çeyrek içinde tamamlamayı planlıyoruz.

Çevresel sorumluluk ve operasyonel verimliliğe yönelik uzun vadeli bağlılığımızın bir parçası olarak, güneş enerjisi projelerimizde sürekli ilerleme kaydettik. Bodrum ve İzmir’deki güneş enerjisi santrallerinin inşaatı programa göre ilerliyor ve 2025’in ikinci çeyreğinde tamamlanması bekleniyor. 

İlk çeyreği, trafik büyümemizin çok üstünde yüzde 18’lik kuvvetli bir ciro büyümesiyle kapadık. Fiyat ayarlamaları, ticari harcama artışı, Almatı’da açtığımız yeni ticari alanlar ve TAV Technologies şirketimizin Katar’da yürütmeye başladığı yeni proje ciro artışının yolcu artışı üstünde gerçeklemesinde etkili oldu. Bu projenin marjlar üzerindeki seyreltici etkisi, geçen sene FAVÖK’e olumlu katkı yapan bir kerelik gelirler ve TL enflasyonu sebepleriyle, düşük sezonda FAVÖK büyümesi ciro büyümesinin altında kaldı. Bu sene FAVÖK altında gerçekleşen 40,1 milyon avro tutarında gayri nakdi etki de gene düşük sezonda, net kârlılığı orantısız bir miktarda baskıladı. Net borçluluğumuz yatırım dönemimize rağmen artmadı ve 1,8 milyar avroda sabit kaldı.

Yukarıda da bahsettiğim gibi, canlı bir yaz sezonu trafiği beklemeye devam ediyoruz. Ayrıca Yönetim Kurulumuzun iletmiş olduğu 2025 yılı net kârımızdan temettü dağıtma niyetini de yatırımcılarımızla paylaşmak isterim. Yeniden temettü dağıtmaya başlamak, şirketimiz için önemli bir eşiğin daha geçilmesi anlamına geliyor.

Tüm çalışanlarımıza, hissedarlarımıza ve iş ortaklarımıza değerli katkılarından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

 

 

 

ÖZET FİNANSAL VE OPERASYONEL BİLGİLER 

(m avro) 1Ç24 1Ç25 Değişim
Konsolide Ciro 320,8 378,5 18%
FAVÖK 86,0 90,1 5%
FAVÖK Marjı (%) 26,8% 23,8% -3,0 puan
Net Kâr / (Zarar) 8i9 (45,6) Nm
Yolcu Sayısı (m) 17,1 17,8 4%
– Dış Hat 9,3 9,8 5%
– İç Hat 7,7 8,0 4%

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Metin Yıldırım “Baldız” Filminin Galasında Atilla Dorsay ile Buluştu

Türk sinemasının başarılı isimlerinden Metin Yıldırım, vizyona yeni giren “Baldız”filminin galasında usta sinema eleştirmeni Atilla Dorsay ile bir araya geldi.

Filmi birlikte izleyen sinemanın emektar isimleri, gece boyunca objektiflere gülümseyerek poz verdi. Gösterim sonrası yapılan değerlendirmelerde, film hakkında olumlu görüşler öne çıktı.

Toplumsal bir meseleye cesurca değinen “Baldız”, özellikle kadın ve çocuk cinayetlerine dikkat çeken yapısıyla takdir topladı. Filmin verdiği güçlü mesajın, toplumda farkındalık yaratma yolunda önemli bir adım olduğu vurgulandı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı