Aylık arşivler: Nisan 2025

Ege Üniversitesi Toplum Ruh Sağlığı hastalarından tiyatro performansı

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı koordinatörlüğünde Toplum Ruh Sağlığı Merkezi (TRSM) danışanlarının performanslarıyla gerçekleştirilen Turgut Özakman’nın “Töre” adlı tiyatro oyunu Muhittin Erel Amfisinde sanatseverlerin ilgisine sunuldu.

Oyuna; Tıp Fakültesi Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Burcu Barutçuoğlu ve Doç. Dr. Güneş Ak, TRSM Sorumlu Hekimi Dr. Öğr. Üyesi Damla İşman Haznedaroğlu, Klinik Psikolog Dr. Işık Ayşe Altan, Sosyal Hizmetler Uzmanı Arda Tomba, toplum ruh sağlığı merkezi çalışanları, hasta yakınları ve sanatseverler katıldı.

Klinik Psikolog Dr. Işık Ayşe Altan, “ Psikoz kronik bir rahatsızlık olduğu için tıbbi tedavinin yanı sıra rehabilitasyon çalışmaları da yapılıyor. Çeşitli ortam tedavileri bilişsel fonksiyona, hastalık ve ilaç uyumlarına iyi geliyor. Çeşitli kurslar düzenleniyor, bunlardan birisi de tiyatro çalışması” dedi.

Tiyatroda 12. seneyi doldurduklarını söyleyen Klinik Psikolog Altan, “Bu yola küçük skeçlerle başladık ve git gide daha profesyonel oyunlar sergilemeye çalıştık. Bu oyunlar aracılığı ile hastalar; topluluk önünde sahneye çıkma deneyimi yaşıyorlar, alkış alıyorlar, başlangıcından bitişine harika bir ürün ortaya çıkartıyorlar. Zihinsel fonksiyonlarına, hastalıklarına iyi geliyor. Eyleme geçip bir rol canlandırarak sosyalleşme imkânı buluyorlar, bir arada bulunarak dayanışma duygusu yaşıyorlar. Oyunlarda rol oynamak ve sosyalleşmek, hastalıklarından ve getirdiği sıkıntılardan da uzaklaşmalarını sağlıyor” diye konuştu.

Bu süreçte Sosyal Hizmet Uzmanı Arda Tomba ve hemşirelerle birlikte tüm yıl boyunca her hafta prova yaptıklarını belirten Klinik Psikolog Altan,  “Bazen oyunları kendimiz yazıyoruz, bazen bir yazardan izin alarak değiştirdiğimiz oyunlar oluyor. Bugün ise ilk kez hiç değiştirmeden gerçek bir tiyatro eserini canlandırdık. Her yıl ilerleyerek devam ediyoruz” dedi.

Tiyatro sonunda tüm oyunculara ve bu tiyatroda emeği geçen herkese karanfil dağıtıldı. 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Süt ve Süt Ürünleri Üretimi, Şubat 2025

 

Ticari süt işletmelerince 857 bin 821 ton inek sütü toplandı

Ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı, Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %5,4 azaldı, Ocak-Şubat döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %1,5 azaldı.

Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, inek peyniri üretimi önemli bir değişiklik göstermedi, ayran ve kefir üretimi %6,9 arttı, yoğurt üretimi %4,6 arttı, içme sütü üretimi %0,6 azaldı, tereyağı ve sadeyağ üretimi %1,5 azaldı. Ocak-Şubat döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre, inek peyniri üretimi %0,6 azaldı, ayran ve kefir üretimi %5,9 arttı, yoğurt üretimi %3,6 arttı, içme sütü üretimi %1,4 azaldı, tereyağı ve sadeyağ üretimi %0,4 arttı.

Toplanan inek sütü ve üretilen süt ürünleri miktarı, Şubat 2025

(Ton)

Şubat Ocak-Şubat
2024 2025 Değişim
(%)
2024 2025 Değişim
(%)
Toplanan inek sütü 906 839 857 821 -5,4 1 826 998 1 799 198 -1,5
İçme sütü 133 505 132 720 -0,6 287 300 283 401 -1,4
Yoğurt 98 429 102 944 4,6 200 708 207 979 3,6
Ayran ve kefir 68 606 73 306 6,9 140 264 148 592 5,9
İnek peyniri 65 959 65 943 0,0 137 875 137 045 -0,6
Tereyağı ve sadeyağ 8 587 8 462 -1,5 17 512 17 588 0,4

Tablodaki oranlar yuvarlanmış rakamlar üzerinden hesaplanmıştır.

Bir önceki ay 941 bin 377 ton olan ticari süt işletmelerince toplanan inek sütü miktarı Şubat ayında %8,9 oranında azalarak 857 bin 821 ton oldu.

Toplanan inek sütü miktarı, Şubat 2025
(Bin ton)

Bir önceki ay 150 bin 681 ton olan içme sütü üretimi Şubat ayında %11,9 oranında azalarak 132 bin 720 ton olarak gerçekleşti.

İçme sütü üretim miktarı, Şubat 2025
(Bin ton)

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Orta Asya’dan Anadolu’ya ilçe sergileri başlıyor

Büyükşehir Belediyesi Meslek ve Sanat Eğitimi Kursları (KO-MEK), “Orta Asya’dan Anadolu’ya Ortak Mirasımız” temasıyla 20. yıl ilçe sergilerine başlıyor. Bu özel sergilerde, Orta Asya’nın kadim kültüründen Anadolu’nun zengin dokusuna uzanan ortak mirasımız, el emeği eserlerle hayat bulacak.

 

EL EMEĞİ ESERLER HAYAT BULUYOR

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Meslek ve Sanat Eğitim Kurslarında (KO-MEK),

ilçe sergileri 15 Nisan Salı günü Körfez ile başlıyor.  Birlik ve kardeşliği geleceğe aktarmak amacıyla kurulan Türk Dünyası Ülkeleri Birliği, köklü tarihimizden ilham alarak kültürel değerlerimizi yaşatmaya ve gelecek nesillere aktarmaya devam ediyor. Bu özel sergilerde, Orta Asya’nın kadim kültüründen Anadolu’nun zengin dokusuna uzanan ortak mirasımız, el emeği eserlerle hayat bulacak.

 

HER İLÇEDE FARKLI ÜLKENİN KÖŞESİ OLACAK

Sanatın, kültürün ve kardeşliğin buluşma noktası olan KO-MEK İlçe Sergileri, Türk dünyasının ortak değerlerini gözler önüne seriyor ve ziyaretçilerine unutulmaz bir yolculuk vaat ediyor. Sergi alanında Türk Dünyası ülkelerinden Türkiye’nin yanı sıra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Macaristan, Türkmenistan ve Azerbaycan’ı kapsayan özel köşeler yer alacak.

 

EL EMEĞİ GÖZ NURU ESERLER HALKLA BULUŞACAK

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Meslek ve Sanat Eğitim Kursları (KO-MEK), 2024-2025 Eğitim-Öğretim yılı kursiyerlerinin el emeği göz nuru eserlerini halk ile buluşturuyor. Birlik ve kardeşliği geleceğe taşımayı amaçlayan Türk Dünyası Ülkeleri Birliği ilhamıyla hazırlanan bu özel sergiler, 15 Nisan Salı günü itibarıyla Körfez ilçe sergisi ile kapılarını açıyor. Körfez Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan ilk sergi saat 11.00’de başlayacak. Yıl boyunca titizlikle hazırlanan, binlerce el emeği ürünün yer alacağı KO-MEK İlçe Sergileri; kültür, sanat ve ortak değerleri yaşatmaya devam ediyor. Ayrıca sergi açılışlarında KO-MEK müzik grubu eğitmenleri de birbirinden güzel ezgilerle etkinliğe renk katacak.

 

 

SERGİ PROGRAMLARI

El emeği göz nuru eserlerin vatandaşlarla buluşacağı 2025 Eğitim KO-MEK İlçe Sergi programları şöyle:

 

Körfez İlçe Sergisi:  Körfez Kültür Merkezi’nde açılacak olan sergi 15 Nisan 2025 Salı günü saat 11.00’de başlayacak.

Derince İlçe Sergisi: Yenikent Kültür Merkezi’nde açılacak olan sergi 16 Nisan 2025 Çarşamba günü saat 14.00’de başlayacak.

Kartepe İlçe Sergisi: Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde açılacak olan sergi 29 Nisan 2025 Salı günü saat 11.00’de başlayacak.

Dilovası İlçe Sergisi: Dilovası Kültür Merkezi’nde açılacak olan sergi 30 Nisan 2025 Çarşamba günü saat 11.00’de başlayacak.

Başiskele İlçe Sergisi: Karşıyaka Kültür Merkezi’nde açılacak olan sergi 6 Mayıs 2025 Salı günü saat 11.00’de başlayacak.

İzmit İlçe Sergisi: Kocaeli Kongre Merkezi C Salonu’nda 7 Mayıs 2025 Çarşamba günü açılacak olan sergi saat 11.00’de başlayacak.

Gebze İlçe Sergisi: Ahmet Penbegüllü Kültür Merkezi’nde 13 Mayıs 2025 Salı günü açılacak olan sergi saat 11.00’de başlayacak.

Darıca İlçe Sergisi: Darıca Adnan Menderes Kültür Merkezi’nde açılacak olan sergi 15 Mayıs 2025 Perşembe günü saat 11.00’de başlayacak.

Gölcük İlçe Sergisi: Gölcük Kongre Sarayı’nda açılacak olan sergi 20 Mayıs 2025 Salı günü saat 11.00’de başlayacak.

Kandıra İlçe Sergisi: Namazgah Kültür Merkezi’nde açılacak olan sergi 22 Mayıs 2025 Perşembe günü saat 11.00’de başlayacak.

Karamürsel İlçe Sergisi: Altın Kemer Kültür Merkezi’nde açılacak olan sergi 27 Mayıs 2025 Salı günü saat 11.00’de başlayacak.

Çayırova İlçe Sergisi: Süleymanoğlu Kültür Merkezi’nde açılacak olan sergi 29 Mayıs 2025 Perşembe günü saat 11.00’de başlayacak.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Allianz Türkiye kurumsal sigortalarda 2025 hedeflerini paylaştı

Sigorta dünyasının güçlü aktörlerinden Allianz Türkiye, İstanbul’da düzenlediği Kurumsal Kanallar Strateji Toplantısı’nda brokerları ve kurumsal acenteleriyle bir araya geldi. Toplantıda 2025 hedeflerini ve stratejilerini paylaşan Allianz Türkiye Satış ve Dağıtım Kanalları Genel Müdür Yardımcısı Ertuğrul Yücenur, 2024’te prim üretiminde yüzde 76,5 ile sektörün üzerinde büyüme başarısı gösteren Allianz Türkiye’nin; güvenilir, mali açıdan güçlü ve istikrarlı bir partner olarak kurumsal müşterilerine uzun vadeli değer, teknik uzmanlık ve inovatif çözümler sunmaya devam edeceğini vurguladı.

 

Sigorta sektörünün öncü şirketlerinden Allianz Türkiye İstanbul’da brokerları ve kurumsal acenteleriyle bir araya geldi. 2024 yılına dair değerlendirmelerle birlikte önümüzdeki dönem hedef ve stratejilerinin paylaşıldığı Kurumsal Kanallar Strateji Toplantısı’nda, değişen dinamikler ve müşteri ihtiyaçlarına yönelik de karşılıklı bilgi alışverişinde bulunuldu.

 

Toplantının açılış konuşmasında Allianz Türkiye’nin sektördeki konumunu değerlendiren Satış ve Dağıtım Kanalları Genel Müdür Yardımcısı Ertuğrul Yücenur, “Dünyanın önde gelen sigorta şirketlerinden Allianz Grubu’nun bir parçası olarak faaliyet gösteren Allianz Türkiye, 2008’den bu yana gerçekleştirdiği 1 milyar euroluk yatırım ile sektörde öne çıkıyor ve geniş ekosistemi ve paydaşlarıyla birlikte toplamda 8,3 milyon müşterisine hizmet veriyor. Ülkemizde yapılan yatırımların bir kısmı Allianz Teknik, Allianz Kampüs gibi bu ülkeye değer katan yatırımlar olmakla birlikte müşteri ve satış kanallarımızın dijitalleşme sürecine yaptığımız ciddi yatırımlarla da sektörümüzde fark yaratıyoruz. Değişen müşteri beklentilerini karşılayabilmek ve her türlü koşulda hizmet vermeye devam edebilmek için son 5 yılda 200 milyon euroluk teknoloji yatırımı yaptık ve dijital altyapımızla tüm kanallarımızda müşteri isteklerini uçtan uca karşılar hale geldik” dedi. Yücenur, önümüzdeki dönemde de güvenilir, mali açıdan güçlü ve istikrarlı bir partner olarak kurumsal müşterilerine uzun vadeli değer, teknik uzmanlık ve inovatif çözümler sunmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.

 

Hem güncel uygulamalar hem de geleceğe yönelik stratejik planlamalar üzerine merak edilen konuların ele alındığı toplantı, katılımcıların sorularını doğrudan yöneltebildiği interaktif bir soru-cevap oturumuyla sona erdi. 

 

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kümes Hayvancılığı Üretimi, Şubat 2025

 

Tavuk eti üretimi 218 bin 260 ton, tavuk yumurtası üretimi 1,55 milyar adet olarak gerçekleşti

Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, tavuk yumurtası üretimi %10,8 azaldı, kesilen tavuk sayısı %5,8 arttı, tavuk eti üretimi %8,2 arttı. Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, tavuk yumurtası üretimi %10,4 azaldı, kesilen tavuk sayısı %8,8 arttı, tavuk eti üretimi %11,5 arttı.

Kümes hayvancılığı üretim miktarı, Şubat 2025

Şubat Ocak-Şubat
2024 2025 Değişim
(%)
2024 2025 Değişim
(%)
Tavuk eti (Ton) 201 680 218 260 8,2 404 744 451 483 11,5
Kesilen tavuk (Bin adet) 109 225 115 549 5,8 219 882 239 296 8,8
Tavuk yumurtası (Bin adet) 1 733 464 1 547 093 -10,8 3 571 886 3 199 708 -10,4

Tablodaki oranlar yuvarlanmış rakamlar üzerinden hesaplanmıştır.

Bir önceki ay 233 bin 223 ton olan tavuk eti üretimi Şubat ayında %6,4 oranında azalarak 218 bin 260 ton oldu.

Tavuk eti üretim miktarı, Şubat 2025
(Bin ton)

Bir önceki ay 1 milyar 652 milyon 615 bin adet olan tavuk yumurtası üretimi Şubat ayında %6,4 oranında azalarak 1 milyar 547 milyon 93 bin adet oldu.

Tavuk yumurtası üretim miktarı, Şubat 2025
(Milyar adet)

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

39. Uluslararası Cam Konferansı tamamlandı

Şişecam Uluslararası Cam Konferansı İtalya’nın Venedik şehrinde gerçekleştirildi. ‘United to Innovate- Inspire Future’ ana temasıyla düzenlenen konferans; cam bilimi ve teknolojisi alanında çalışan akademisyenleri, cam üreticilerini ve tedarikçilerini bir araya getirerek yenilikçi fikirlerin paylaşılmasına olanak sağladı.

90. yılını kutlayan Şişecam’ın Genel Müdürü Görkem Elverici konferansta yaptığı konuşmada, cam sektörünün geleceğini şekillendirmede iş birliği, ortak akıl ve inovasyonun kritik önem taşıdığını vurgulayarak şunları söyledi: “Cam, 5000 yıllık geçmişiyle medeniyetleri şekillendiren, sanatı ve bilimi birleştiren eşsiz bir malzeme. Bugün ise sürdürülebilirlik ve dijital dönüşümün merkezinde yer alarak geleceğin dünyasını inşa etmekte kritik bir rol oynuyor. Bu malzemenin gerçek potansiyeline ulaşabilmesi için yalnızca bugünün en iyi uygulamalarını benimsemekle yetinmeyip yarının ihtiyaçlarını da karşılayacak çığır açıcı çözümler üretmek zorundayız. 1985 yılından bu yana düzenlediğimiz Şişecam Uluslararası Cam Konferansını bu amaca hizmet edecek şekilde organize ediyoruz. Yine bu vizyondan hareketle hayata geçirdiğimiz ‘Plant of the Future’ platformu ile üretim teknolojilerini dönüştürerek cam endüstrisini dijitalleşme ve sürdürülebilirlik ekseninde yeniden şekillendirmeyi hedefliyoruz. Açık inovasyon anlayışıyla tüm paydaşlarımızı iş birliğine davet ettiğimiz bu girişimle sektörde devrim niteliğinde ilerlemelere öncülük edeceğimize inanıyoruz.”

Şişecam Araştırma ve Teknolojik Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı Burak Büyükfırat ise şu açıklamalarda bulundu: “Günümüz dünyasında karşı karşıya olduğumuz zorluklar; iş birliği, bilgi paylaşımı ve cesur fikirlerin geliştirilmesini gerektiriyor. Bilgi paylaşımıyla ilerlemeyi hızlandırabilir, birlikte cam sektörünün geleceğini şekillendirecek çözümler geliştirebiliriz. Bu yıl 39. kez düzenlediğimiz konferans, tüm sektör için anlamlı değişimler yaratma noktasında eşsiz bir fırsat sunuyor.”

Konferansta endüstrinin karbonsuzlaştırılması, malzeme bilimi, enerji verimliliği, kaplama teknolojileri, dijitalleşme ve ürün tasarımı gibi başlıklar konuşuldu.

Kaynak: Habertürk

2035’te her dört kişiden biri obez olabilir

Vücutta aşırı yağ birikimi ile tanımlanan ve kronik bir hastalık olan obezite, dünya genelinde hızla yayılıyor. Dünya Obezite Federasyonu’nun 2023 raporunda, 2035’te her dört kişiden birinin obezite ile yaşayacağı öngörülüyor. Obezite vakalarının bu denli artmasının arkasında; modern yaşam tarzı, işlenmiş gıda tüketiminin artması, fiziksel aktivite eksikliği ve stres gibi faktörlerin bulunduğunun altını çizen Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, “Diyabet, kalp hastalıkları, hipertansiyon, uyku apnesi, eklem rahatsızlıkları ve bazı kanser türleri gibi birçok hayati hastalığa davetiye çıkaran obezite, tüm bunların yanı sıra yaşam kalitesini düşürerek psikolojik problemlere de yol açabilir” dedi.

 

Obezite gibi durumların belirlenmesinde başvurulan vücut kitle endeksi, kişinin kilosunun boyuna oranını gösteren bir ölçümdür. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre vücut kitle indeksi 30 ve üzeri olan bireylerin obez olarak tanımlandığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, “Bu değerin 40 ve üzeri olması ileri derece anlamına gelen morbid obez olarak kabul edilir. Tedavi ise hastanın durumuna göre diyet ve egzersiz, ilaç veya cerrahi olarak değişebilir. Obezite cerrahisi, vücut kitle endeksi 40 ve üzeri olan ya da 40’tan az olsa bile obeziteye bağlı sağlık sorunları yaşayan hastalara önerilir” dedi.

 

Çevresel faktörler kadar genetik de önemli

Ailesinde obezite öyküsü bulunanların hastalığa daha yatkın olacağını dile getiren Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, “Genetik yatkınlık dışında sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı da obezitenin gelişiminde önemli bir yere sahip. Hastalık boyutuna ulaşmış şişmanlığın en yaygın nedenleri arasında; aşırı kalori alımı, düşük fiziksel aktivite, hormonal dengesizlikler, insülin direnci, hipotiroidi ve metabolik sendrom gibi sağlık sorunları bulunuyor. Dengeli beslenme, düzenli egzersiz, stres yönetimi, sağlıklı uyku düzeni, vitamin ve mineral desteği ve rutin sağlık kontrolleri bu rahatsızlıkla mücadelede kritik rol oynuyor” şeklinde konuştu.

 

Kalıcı kilo kaybı için yaşam alışkanlıkları da değişmeli

Vücut kile endeksi yaygın olarak kullanılan bir yöntem olsa da bel çevresi ölçümü, yağ oranı analizi, biyokimyasal testler ve metabolik değerlendirmeler gibi ek tetkiklerin de tanı için yardımcı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, “Obezite tanısı konduktan sonra uygun tedavi hastanın durumuna göre planlanır ancak buradaki önemli nokta önlenebilir bir sağlık sorunu olduğunun unutulmamasıdır. Obezite cerrahisi, uygun hastalar için etkili bir tedavi şansı sunarken, dengeli beslenme ve düzenli egzersiz gibi sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi de kalıcı başarı için olmazsa olmazdır” dedi.

Obezite cerrahisi

Obezite cerrahisinin etkili kilo kaybına yardımcı olduğunu ancak ameliyattan sonra hastanın diyetine ve yaşam tarzına dikkat etmemesi durumunda verilen kiloların geri alınabileceğini vurgulayan Kartal, “İşlem sonrası hastaların düzenli egzersiz yapması, protein ağırlıklı beslenmesi ve porsiyon kontrolüne dikkat etmesi çok kıymetli. Ayrıca her cerrahi işlemde olduğu gibi obezite ameliyatlarında da kanama, enfeksiyon, beslenme eksiklikleri ve mide bağırsak problemleri gibi komplikasyonlar görülebilir. Bu nedenle operasyonun deneyimli bir cerrah tarafından yapılması ve iyi bir takip süreciyle hastanın kontrol edilmesi bu riskleri minimize eder” dedi.

Operasyon türünün; hastanın kilosuna, metabolik rahatsızlıklarına ve yaşam tarzına göre seçildiğini açıklayan Kartal, “Midenin büyük bir kısmının çıkarılmasıyla hastanın daha az yemek yemesini sağlayan mide küçültme, hem midenin hem de ince bağırsağın bir kısmının bypass edilerek besin emiliminin azaltılması prensibine dayanan gastrik bypass ve son olarak da cerrahi kategorisine girmeyen ve mideye balon yerleştirilerek doyma hissinin artırılması amaçlanan gastrik balon en yaygın yöntemler arasındadır” dedi.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Prof. Dr. Şeker, “Aydınoğulları, Anadolu’nun Türkleşmesinde önemli rol oynamıştır”

Ege Üniversitesi (EÜ) Birgivi İlahiyat Fakültesi tarafından düzenlenen “İzmir’de İlmî ve Kültürel Hayat -I- (14-16. yy.)” sempozyumu kapsamında  “İzmir’e 14-16. Yüzyıllardan Bakmak” konulu açılış konferansı gerçekleştirildi. EÜ Kültür ve Sanat Evi’nde yapılan konferansı, emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Şeker verdi.

EÜ Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı öğretim elemanı Arş. Gör. Yakup Selim Şenel’in tambur dinletisiyle başlayan programa, Bornova Kaymakamı Muzaffer Şahiner, EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, Birgivi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Hanefi Palabıyık, Prof. Dr. Mehmet Şeker’in yanı sıra akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

 “Anadolu’da ilk Türkçe eserler Aydınoğulları döneminde yazılmıştır”

Aydınoğulları Beyliği’nin Batı Anadolu’daki en önemli beyliklerden biri olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Mehmet Şeker, “Kısa sürede bölgelerinde kabul gören Aydınoğulları, Birgi, Tire ve Ayasuluk gibi merkezlerde cami, medrese, mekteb-i sibyân, dârül-huffâz ve zâviyeler inşa ederek hem ilmî faaliyetlerin gelişmesine hem de bölgenin imarına büyük katkı sağlamıştır. Aydınoğulları Beyliği’nin ilim erbabına verdiği değer çok büyüktür. Başta Aydınoğlu Mehmet Bey olmak üzere beyliğin diğer yöneticileri, ilim adamlarına yakınlık göstermiş; onların bölgeye yerleşip rahatça ilmi faaliyetlerde bulunmaları için gerekli ortamı sağlamışlardır. Bu sayede birçok âlim ve şeyh bölgeye yerleşmiş, kültürel gelişime büyük katkı sunmuştur. İbn Melek’in yanı sıra Hacı Paşa, Hâkim Bereket ve Şihâbuddin Sivâsî gibi önemli müellifler burada eser vermiştir. Anadolu’da yazılmış ilk Türkçe kitaplar arasında yer alan bu eserlerin Aydınoğulları coğrafyasında yazılmış olması, onları kültür tarihimiz açısından daha da önemli kılıyor. Hacı Paşa’nın tıbba dair eserlerinin yanında tefsir, tasavvuf, mantık ve kelâm gibi alanlardaki çalışmaları, onun döneminin önde gelen bilginlerinden biri olduğunu gösteriyor” dedi.

Tıp alanında da Hacı Paşa’nın önemli eserlerinden ayrı, bu alanda eser veren önemli bilginlerinde bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Şeker, “Bu isimlerden biri de Hakim-Hekim Bereket’tir. Hakkında çok az bilgiye sahip olsak da Aydınoğlu Mehmet Bey zamanında bölgeye göç ettiği ve Arapça ile Farsçayı iyi bildiği anlaşılmaktadır. ‘Tuhfe-i Mübârizî’ adlı eserinde, İbn Sina’nın ‘Kanun’undan faydalanmakla birlikte kendi tecrübelerini de katarak hijyenik açıdan önemli bilgiler sunmuştur” diye konuştu.

“Aydınoğulları kültür tarihimizde önemli bir yere sahip”

Aydınoğulları Beyliği’nin yalnızca kendi dönemlerinde değil, Türk kültür tarihine bıraktıkları eserlerle de önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Şeker,  “Batı Anadolu’da hüküm süren Aydınoğulları, bölgenin Türkleşmesi ve İslamlaşmasında etkili olmuş, Türkçeye hizmet etmiş, sadece temel İslam bilimlerinde değil, farklı alanlarda eser veren bilginleri de desteklemiştir” dedi.

Prof. Dr. Şeker, Aydınoğulları döneminde kurulan ilim müesseseleri ve yetişen âlimlerin tanınmasının önemli olduğunu, ancak kültürel mirasın sağlıklı anlaşılması için sadece bu beylikle sınırlı kalınmaması gerektiğine ve diğer beyliklerin de incelenmesi ve özellikle Osmanlılarla birleşen yapılar üzerinden ilmi hayatın gelişiminin takip edilmesi gerektiğini ve bu çerçevede, Beylikler dönemiyle ilgili çalışmaların teşvik edilip desteklenmesi gerektiğini ifade etti.

“Aydınoğulları devri, ilmi ve kültürel yönüyle ayrıca incelenmeli”

Aydınoğulları döneminin Anadolu’nun ilmi ve kültürel tarihindeki yerine dikkat çeken Prof. Dr. Şeker,  “Bu dönem, yalnızca siyasi değil, kültürel ve ilmî bakımdan da zengin bir dönemdir. Aydınoğulları, Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında önemli rol oynamış; temel İslam ilimlerinin yanı sıra farklı alanlarda da eser veren âlimleri desteklemiştir. Dil ve ilim açısından Türkçe ’ye de hizmet etmiş bir beylik olarak, kültür tarihimize yaptıkları katkılar bakımından bu dönemin ayrıca incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Aydınoğulları’nın yalnızca kendi dönemlerinde değil, Osmanlı himayesine girdikten sonra da ilmî faaliyetlerini sürdürdü. Bu yönüyle Aydınoğulları devrinin, ilmi ve kültürel değerleriyle ön plana çıkan, özel bir dönem olduğunu söyleyebiliriz. Hatta bu sempozyuma ‘Aydınoğulları Devrinde İlmi ve Kültürel Hayat’ başlığı verilmesi de oldukça anlamlı olurdu” diye konuştu.

Konuşmanın ardından Birgivi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammet Hanefi Palabıyık, sunumunu gerçekleştiren emekli Prof. Dr. Mehmet Şeker ve Arş. Gör. Yakup Selim Şenel’e “Teşekkür Belgesi” takdim etti.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kalp sağlığını korumak için 5 altın öneri!

Kalp ve damar hastalıkları nedeniyle dünyada yılda 20 milyonu aşkın insan hayatını kaybediyor. Türkiye’de ise tüm ölümlerin yüzde 40’ı kalp ve damar hastalıklarına bağlı olarak gelişiyor. Kalp sağlığını olumsuz etkileyen faktörleri bilmek ve bu risk faktörlerinin ortadan kaldırılmasını sağlamak, kalp sağlığını korumada önemli ölçüde etkili oluyor. Memorial Ankara Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Oto, “13-24 Nisan Kalp Sağlığı Haftası” dolayısıyla, kalp sağlığını korumak için dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi. 

 

Kalp ve damar hastalıklarının gelişiminde temelde bir genetik yatkınlık da bulunuyor. Erkeklerde kalp hastalıklarının görülme riski kadınlara göre daha yüksek olabiliyor. Kadınlar menopoz döneminden sonra 10 yıl farkla bu riski yakalıyorlar. Ancak düzeltilebilir risk faktörlerinin ortadan kaldırılmasıyla kalp damar hastalıklarının ve bunlara bağlı ölümlerin önlenmesi mümkün. Böylece çok pahalı tedaviler yerine daha düşük maliyetlerle alınacak önlemler, ülke ekonomisine de ciddi katkı sağlıyor. Bu noktada kalp sağlığını korumak için risk faktörlerini önlemek gerekiyor.  

 

Kalp sağlığı için dikkat edilmesi gereken 5 önemli kural

 

1-         Sigara kullanmayın

2-         Bol bol yürüyüş yapın

3-         Sağlıklı beslenin ve kilonuzu kontrol altında tutun  

4-         Kan basıncınızı düzenli olarak ölçtürün

5-         Kolesterol düzeyinizi düzenli olarak kontrol ettirin

 

Kalp ve damar hastalıklarında en önemli faktör sigara kullanımı!

 

Sigara ile kalp ve damar hastalıkları ve ölümler arasında matematiksel bir ilişki bulunmaktadır. Türkiye’de hala yaygın olarak, özellikle de erkeklerde daha fazla sigara kullanma söz konusudur. Gençlerde de sigara kullanımının arttığı görülmekte. Bu durum kalp hastalıkları konusunda ciddi bir riski meydana getirmektedir. 

 

Şişmanlık ve hareketsizlik ciddi bir risk faktörü 

 

Sağlıksız beslenme ve hareketsizlik kalp ve damar hastalıklarının gelişiminde önemli katkı sağlamaktadır. Şişmanlık hareketsizlikle birlikte ele alınması gereken ve düzeltilebilir önemli bir risk faktörüdür. Kalp ve damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon ve daha birçok hastalık için şişmanlığın zemin hazırlayıcı olduğu bilinmektedir. Modern yaşamın getirdiği hareketsizlikte oturma eğilimi bu kilo alma eğilimini artırmaktadır. Eğer hareketi artırır ve sağlıklı beslenmeye dikkat edersek, bu sorunun önüne geçebiliriz. Bir diğer risk faktörü de, kan basıncı yüksekliği yani hipertansiyondur. Kalp krizi veya inme geçiren hastaların yüzde 80’inde kan basıncı yüksek olmaktadır. Dolayısıyla kan basıncını kontrol ettirmek ve kan basıncı yüksekse, düşürücü önlemler almak gerekmektedir. Hekimin verdiği ilaçları düzenli kullanmak ve önerilen beslenme biçimini uygulamak gerekmektedir. 

 

Günlük tuz tüketimi 6 gramı geçmemeli!

 

Aşırı tuzlu beslenmemeye dikkat edilmesi gerekmektedir. Sağlıklı ve hiçbir şekilde risk faktörü olmayan bir kişinin tuzsuz yemesi önerilmemektedir fakat aşırı tuzlu beslenme doğal olarak sağlıklı değildir. Hiçbir besin öğesinin aşırı alınması sağlıklı değildir. Ülkemizde tuz tüketiminin biraz yüksek olduğu bilinmektedir. Günlük tuz tüketiminin 6 gramı aşmaması gerekmektedir. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye ortalaması 18 grama ulaşmaktadır. Tuz tüketimi kesinlikle azaltılmalıdır.

 

 

 

 

Kan yağlarının yüksekliği önlenmeli

 

Yapılan çalışmalara göre kötü huylu kolesterol yüksekliğinin, kalp ve damar hastalıkları özellikle damar sertliği gelişmesi ve ona bağlı rahatsızlıkların meydana gelmesinde önemli bir payı vardır. Bu konuda hekimin önerisine uyulmalı ve eğer hasta yüksek kalp ve damar hastalığı riski taşıyorsa, diyabetikse, kalp krizi veya inme geçirdiyse mutlaka kolesterol düşürücü ilaçlar kullanmalı ve hekim kontrolü ile ilaç kullanmayı bırakmalıdır.

 

Tüketebildiğimiz kadar enerji almamız gerekiyor 

 

Besin alımında aşırıya kaçılmaması ve her besin kaynağının dengeli bir şekilde alınmasına dikkat etmek gerekmektedir. Tüm besin öğelerini özellikle taze sebze, meyve, yağlar ve et gibi gıdaları dengeli bir şekilde almak gerekmektedir. Doymuş yağ tüketiminin toplam enerjinin yüzde 10’undan daha az alınması gerekmektedir. Tüketilebilen kadar enerji almak gerekmektedir, aksi halde tükettiğinizden daha fazla enerji almak kilo alımına da neden olmaktadır. Bunun yanında, şekerli besinlerin tüketimini de azaltmak son derece önemlidir. 

 

Sadece bir hafta değil, her zaman dikkat edilmeli!

 

Kalp ve damar sağlığına çocukluktan itibaren dikkat etmek gerekmektedir. Kalp ve damar hastalıklarına sadece kalp haftasında değil her zaman önem verilmeli. Yani hastalığa yakalanmadan önce ve hasta olduktan sonra da bu risk faktörlerine dikkat etmek ve özen göstermek önemlidir.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Küçük Solistler Nil Venditti ile CRR’de

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftasında genç solistlerin yer aldığı özel bir konser programına ev sahipliği yapıyor. 19 Nisan Cumartesi günü saat 14.00’te gerçekleşecek konserde, genç orkestra şefi Nil Venditti yönetimindeki CRR Senfoni Orkestrası; Can Ekin Buçukoğlu (piyano), Deniz Ozan Çelik (keman), Amine Bengisu Ateş (klarnet) ve Balkız Mercan Eruluğ’a (viyolonsel) eşlik edecek. 

YETENEKLİ SOLİSTLERDEN KLASİKLERİN İLK BÖLÜMLERİ

“Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Özel Konseri”nin ilk bölümünde, klasik müzik tarihinin en güçlü eserlerinden seçilen konçertoların birinci bölümleri seslendirilecek. Açılışta, Can Ekin Buçukoğlu, W. A. Mozart’ın dramatik Re minör tonundaki Piyano Konçertosu No.20’nin Allegro başlıklı ilk bölümünü yorumlayacak. Bu eserin özellikle genç solistler tarafından seslendirilmesi, eserin hem duygusal yoğunluğu hem de klasik dönem stili açısından ayrı bir önem taşıyor.

Deniz Ozan Çelik, virtüöz pasajları ve zarif melodik çizgileriyle romantik dönem keman repertuvarının önde gelen eserlerinden H. Wieniawski’nin 2. Keman Konçertosu’nun ilk bölümünü seslendirirken; Amine Bengisu Ateş, C. M. von Weber’in yalın ve lirik temalar üzerine kurulu Giriş, Tema ve Varyasyonlar adlı eserinde klarnetin anlatım gücünü ortaya koyacak. Balkız Mercan Eruluğ ise C. Saint-Saëns’ın Viyolonsel Konçertosu No.1’inin ilk bölümünde, çalgının renkli tınısını ve teknik kapasitesini gözler önüne serecek.

Konserin ikinci yarısında ise, F. Mendelssohn’un Senfoni No. 5, “Reformasyon” başlıklı yapıtı ile güçlü bir kapanış yapacak. 

Etkinlik detayları için https://crrkonsersalonu.ibb.istanbul/Home/EventDetails/18995?CRRLang=tr-TR adresini ziyaret edebilirsiniz. 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı