Kategori arşivi: Kültür & Sanat

Suriye’de Savaşın Bıraktığı Yetim Çocuklar ile Resimler yaptı

Ünlü Ressam Gökhan Yıldırım, Suriye’nin El Bab şehrinde, savaşın ardında bıraktığı yetim çocuklar ile buluştu. Burada anda yardımlaşma derneği ile hareket eden Yıldırım, çocuklara yardım malzemeleri dağıttı ve resimler yaptı.

Uzun zamandır bunu gerçekleştirmeyi planladığını dile getiren Ressam Gökhan Yıldırım, pandemi nedeni ile ertelediğini söyledi. Suriye’nin El Bab şehrine giderek burada anda yardım derneği ile çalışarak, anda başkanı Okan Tosun ile bir araya geldi. Anda ekibi ile Suriye’nin iç bölgelerinde çeşitli kamplarda çocuklar için getirdikleri yardım malzemelerini dağıttılar. Buradan El bab şehrinde bulunan yetimhanede derse girerek çocuklar ile zaman geçirdi. Ve bahçede bulunan duvarlara çocuklar ile resimler yaptı.

 

Sanatçı Yıldırım "Burada olmak çok başka bir durum, bazı noktalarda kendimi ağlamamak için zor tuttum. Ve açıkça dile getirmeliyim ki, burada olmaktan dolayı çok mutluyum, ama bu içimizde olan durumdan dolayı buruğum. Çocuklar her yerde dünya toplumunun bir geleceği. Düşündüm neler yapabilirim diye ve hepimizin çocukken o rengarenk dünyayı nasıl sevdiğimizi bildiğim için ve bir sanatçı olarak onlarla resim yapmanın az da olsa hafızalarını renklendireceğini hayal ettim. Burası çok başka bir dünya gibi, savaş kimsenin hayal etmediği bir dünya ve evet o an elimi tutuyor ve bunu iki eliyle sımsıkı yapıyor bunu orada anlıyorsunuz. O sevilmeye eksik yanlarını size hissettiriyor. Sonra, hepsi tek tek gelerek hoş geldin diyor. Türkçe olarak bunu ve bazı kelimeleri öğrenmişler. Mutluluk verici bir durum.
Yetimhane avlusunda çevre duvar tamamıyla boş ve beton griydi. Vaktimizin kısıtlı olmasına rağmen çocukları sevindirmek istedim ve duvarı az da olsa renklendirmek istedim. Bu az da olsa onlara kısa renkli bir dünya açacaktı. Bir daha ki gelişimde duvara komple olarak çocuklar ile resimler yapmayı planlıyorum. En kısa zamanda tekrar aralarında olacağım. Unutmadan bize burada desteklerinden dolayı Sayın Okan Tosuna ve anda ekibine ekibine teşekkürlerimi sunuyorum.

Ressam Gökhan Yıldırım Kimdir?

Gökhan Yıldırım, 24 Şubat 1986 tarihinde Ahlat’ın Uludere köyünde dünyaya gelmiştir. Yıldırım, üç çocuklu bir ailenin ikinci çocuğudur.
Ailesi 1988 yılında Antalya’ya yerleşince, okul eğitim öğrenim hayatına orada başladı. Anne ve Babasının yollarını ayırması küçük yaşlarda ona büyük sorumluluklar yüklemişti, lakin üstesinden gelecekti. İlköğretim yıllarının başlarında, el sanatları ve sanatın birçok dalına ilgisi olduğunu fark edince, kendisini bu alanda yetiştirmeye karar verdi. Öğretmeninin kendisine verdiği ödev sayesinde ilk sanat tecrübesini yaşadı ve giderek sanata ilgisi arttığını fark etmişti.
Okul yıllarında çoğu zaman verilen ödevleri kendisi yapmasına rağmen, öğretmenlerinin inanmadığı olmuştur. Resim derslerinde en yakın arkadaşlarının iyi notlar alması için, onlara resimler yaptığı ve bu yüzden zaman zaman kendi resimlerini yetiştiremediği bile olmuştur. Sanatla ve özellikle resim ile olan bağı giderek güçlenmişti ve ilerleyen yıllarda bunların meyvesini de toplayacaktı.
1997 yılında ailesinin ayrılması sonucu annesi ile yaşamaya başladı. Zorlu bir çocukluktu lakin azmi o yaşta onun ruhuna işlemişti. İlk ödülünü 1997 yılında okullar arası düzenlenen kompozisyon ve el yazısı yarışmasında aldı. Bu onun için bir başarıydı. 1998 yılında okulda düzenlenen resim yarışmasına katılarak ilk amatör resim ödülünü de almış oldu. Aynı yıllarda Alman Dili Edebiyatı ve Eğitimi alarak Almanca öğrenmeye başladı. Ama yetmiyordu o yıllarda Alman turistlerinde yoğun olduğu zamanlarda sokaklarda dans ederek ve bu durumdan şapkasında biriktirdiği marklar ile kendine destek çıkıyordu. 2000 yılında İngilizce dilini de merak ederek İngilizce öğrenmeye başladı. Ve Lise yıllarında dilinin gelişmesi için hem okuyup hem çalışarak yabancı dilini geliştirmeye devam etti. Sanatçı bakış açısının ona verdiği evrensel olma güdüsü ile hareket eden Yıldırım, ilerleyen yıllarda farklı dilleri de öğrenerek kendini geliştirmeye devam etti. Ayrıca, lise yıllarında tiyatro, sahne eğitimi alarak bir dönem tiyatro ile de ilgilendi.

Üniversite hayatını başladıktan hemen sonra bırakarak ve bunun ona yetmeyeceğini düşünerek 2004 yılında ilk yurtdışı deneyimini yaşadıktan sonra yurt dışına olan merakı artınca 2006 yılında Almanya’da 6 ay yaşayıp bir dönem orada kalmayı seçmiştir. 2006 yılında amatör olarak birkaç resim yapıp bundan gelir etmeye çalıştı. Ve bu dönemlerde bazı tiyatro sahnelerini de inşa etmiş bu durumdan ek gelir sağlamıştır. 2009 yılındaki askerlik dönemi için Suriye Irak sınırında bulunmuş ve burada meşguliyetini Rusça diline merak sarıp Rusça yazmayı ve okumayı kendi çabasıyla öğrenmiştir. 2011 yılında İstanbul’da yaşayarak atv, star ve birtakım yaygın televizyon kanalları için sanatsal çalışmalar da bulunmuştur. Star TV’de yayınlanan “İffet” dizisi, TNT ekranlarında yer alan “Yıldız Masalı” dizisi, atv ’de yayınlanan “Karadayı” dizisi için sanatsal çalışmalarda bulunmuş ve bu dizilerde kullanılmak üzere kendi resmettiği tablolarını da sergilenmesi için vermiştir.
Bu sayede yaptığı çalışmaların ilk kez televizyon ekranlarında yayınlanmasını sağladı. Bu sırada bazı ünlü isimler ile çalışma fırsatı bulunca televizyon dizileri ve sinema filmleri için çalışmalar yaptı.
İstanbul’dan Sonra tekrar Almanya'da müzikal tiyatroların sahne sanatları ile de ilgilenen Ressam Yıldırım çeşitli katkılar sağladı. Dünyaca ünlü; Cats, West side story, Lion king, Mamma mia gibi müzikaller için yaklaşık 50 kişilik ekip ile çalışmalarda bulundu. Bu müzikaller de plato ve sahne kurulumlarından heykel ve kuklalara kadar birçok sanatsal işleri yerine getirdi.

2011 yılında yaptığı bir tabloyu İstanbul’da bir şirket sahibine yüksek bir fiyata satarak kendini bu alanda ispatlamıştı. 2012 yılında ilk sergisini yurt dışında açtıktan sonra sanata bir dönem ara verip ticaret hayatına atıldı. Uluslararası ticaret yapmak için birçok farklı ülkede bulundu. 2014 -2015 yılında İtalya’nın Roma, Floransa, San Marino şehirlerinde ve ondan sonra 2 yıl kadar Ukrayna’nın başkenti Kiev’de yaşadı. Yurtdışında yaşadığı bu dönemlerde çeşitli çalışmalarda bulundu. Ve sanatın her zaman içinde olduğunun farkındaydı.
Kiev’de yaşadığı dönemlerde önce öğrendiği Rusça dilini daha da geliştirerek ticaret ve Sanat mesleki hayatına devam etti. 2016’dan sonra Türkiye’ye dönerek sanatsal çalışmalarına İstanbul ve Antalya’da devam etti. Antalya da 1000 m2 bir atölye de ve Avrupa da aynı zamanda çalışmalarını sürdürmektedir. 2018’den bu yana Yıldırım yaptığı çalışmalardan elde ettiği gelirlerin bir kısmını; toplum içindeki ihtiyaç sahipleri ve vakıflar ile paylaşma prensibi ile hareket etmektedir. Bu anlamda “İyilik peşinde koş” sloganı ile çalışmalarını sürdüren Adım Adım platformu için resmi bağışçı olarak bulunmaktadır. Aynı zamanda “Okumak her çocuğun hakkıdır” prensibiyle faaliyetlerini yürüten Toçev ile çalışmalar yapmıştır. Beşerî ve Yardım dernekleri le devam etmektedir. Ayrıca Afrika yardım vakıfları için de halen destek olmaya devam etmektedir.
Halen Faal olarak, kurmuş olduğu sanatsal şirketin çalışmalarını Antalya ve İstanbul da devam ettirmekte ve bu şirket Türkiye çapında Anadolu Efes ve bu gibi büyük kurumsal markaların tasarımlarını yapmakta, renklendirmekte ve tedarik ürünlerini Türkiye ye sunmaktadır. Ve buradan gelen şirket gelirleri sanatsal projelere dönüşmektedir.
Kendisi Türkçe, Almanca, İngilizce, Rusça gibi 4 farklı dili akıcı olarak konuşup yazmaktadır. Bununla birlikte sanat, sergi, kültürel ve yardım faaliyetlerini halen sürdürmektedir. İlgilendiği spor dalları arasında koşu, yüzme, golf, sörf gibi aktiviteler bulunmaktadır.
Gökhan Yıldırım, instagram hesabını 2014 yılında yurt dışında bir arkadaşı ile oluşturduktan sonra 2017'de sayfayı tamamen kendisi alarak şahsi olarak yönetmeye devam etti ve bugün yaklaşık organik 185 bin takipçisi bulunan sayfa sanat anlamında dünyanın birçok bölgesinden ressamın takipçisi haline geldi. Eserlerini burada sanal olarak sergileyeceğini dile getiren yıldırım bunun ilerde daha çok bir kitleye sahip olacağını düşünüyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin Efsane İsimleri ‘Efsaneler’ Galasında Bir Araya Geldi

Tuluhan Tekelioğlu tarafından AXA Sigorta’nın katkıları ile çekilen Efsaneler Belgeselinin Feriye Sarayı’nda gerçekleşen galası Ayşe Kulin, Cüneyt Arkın, Nevra Serezli, Ömer Özkan, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ve Süleyman Saim Tekcan katılımıyla gerçekleştirildi.

 

Ödüllü belgeselci Tuluhan Tekelioğlu’nun AXA Sigorta’nın katkıları ile hayata geçirilen son eseri ‘Efsaneler’ belgeselinin ilk gösterimi 16 Eylül Perşembe akşamı Feriye Sarayı’nda düzenlenen galada gerçekleştirildi. Galaya belgesele konu olan Türkiye’nin efsane isimleri Ayşe Kulin, Cüneyt Arkın, Nevra Serezli, Ömer Özkan, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Süleyman Saim Tekcan, ünlü simalar ve AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken katılım sağladı.

 

AXA Sigorta’nın sanat alanında verdiği desteklerden biri olan belgesel Türkiye’nin her biri kendi alanında yaşayan efsanelerini ve onların derin hayat tecrübelerinden süzülen bilgeliği konu alıyor. Belgeselin kahramanları Türkiye’de her kuşağın hafızasında apayrı bir yere sahip olan 9 değerli isimden oluşuyor: Yazar Ayşe Kulin, sinema sanatçısı Cüneyt Arkın, piyano virtüözleri Güher-Süher Pekinel, tiyatrocu Nevra Serezli, plastik cerrahi profesörü Ömer Özkan, milli takım antrenörü Şenol Güneş, ressam ve sanat eğitmeni Süleyman Saim Tekcan, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen.

 

Uyandığı her günü yeni bir maceranın başlangıcı gibi yaşayan, hareketi kısıtlandığında bile üretmekten asla vazgeçmeyen, kazanmanın kaybetmekle başladığına inanan, inandığını emek ve sabırla hayata geçiren, hayal gücünün sınırlarını zorlamayı seven, zor zamanlarında bile tebessüm edebilen, yürümeyi seçtiği yolda iz bırakan bu 9 efsane isim AXA Sigorta sponsorluğunda ilk kez bir belgeselde bir araya geliyor.

 

‘Efsaneler’ belgeselinin yönetmeni Tuluhan Tekelioğlu; “Belgeselimiz pandeminin en yoğun günlerinde çekildi. Tıpkı belgesele konu olan efsaneler gibi ‘Efsaneler’ belgeselinin kendisi de bize zorlukların üstesinden gelmenin, sabrın ve azmin değerini yeniden hatırlattı. Sevgili Cüneyt Arkın, Ayşe Kulin, Nevra Serezli, Özmer Özkan, Güher-Süher Pekinel, Süleyman Saim Tekcan, Şenol Güneş, Yılmaz Büyükerşen’e teşekkür ediyorum. Bu süreçte AXA Sigorta’nın desteği benim için unutulmazdı; onlar olmasaydı belki de bu belgesel hiç hayata geçmeyecekti, emeği geçen tüm AXA Sigorta ekibine çok teşekkür ederim. Eminim cumhuriyetin değerleri ile büyüyen, seçtiği yolda iz bırakan, kuşaktan kuşağa her insana dokunmuş efsanelerimizin yaşadıklarından öğrendiklerini duymak hepimize iyi gelecek. Efsanelerimizin bilgeliğinin, bir ömür boyunca onları ayakta tutan değerlerinin gençlerimize ilham olmasını diliyorum.” dedi.

 

AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken ise galada yaptığı konuşmada “AXA Sigorta olarak insanlığın gelişimi adına insanlık için önemli olanı korumak için çalışıyoruz. İnsanlığın geleceği için etkili olacağını düşündüğümüz her alanda varız. Bir sigorta şirketi olmanın ötesine geçerek hayatına iklim değişikliği, sanat, spor, eğitim ve inovasyon gibi farklı alanlarda insanların hayatına dokunacak çalışmaları hayata geçiriyoruz. Bu doğrultuda Tuluhan Tekelioğlu’nun ülkemizin her biri kendi alanında benzersiz izler bırakmış olan değerli efsaneleri ile birlikte ürettiği belgesele katkı sağlamak bize mutluluk veriyor. ‘Efsaneler’ belgeseliyle birlikte hem sanatsal ifadeye hem de ülkemizin kültürel ve entelektüel mirasının farklı kuşaklara aktarılmasına destek oluyoruz. AXA Sigorta olarak marka amacımız doğrultusunda kapsamlı ve kuvvetli kurumsal sosyal sorumluluk geleneğimizin farklı alanlardaki yansımaları devam edecek.” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Altın Koza’da ”Gondolda Sinema” keyfi

Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali kapsamında Seyhan Nehri üzerinde “Gondolda Sinema” gösterimleri devam ediyor. Gondollara sığmayan Adanalıların bir bölümü de film gösterimini Seyhan Nehri kıyısına kurulan platformlardan izledi.

 

ÇOCUKLUĞUMUZA DÖNDÜK

 

Adana’da merkez ve ilçelerde tüm yoğunluğuyla devam eden Altın Koza Film Festivali etkinliklerinde, ilki geçtiğimiz yıl yapılan ve uluslararası basının dahi ilgisini çeken “Gondolda Sinema” gösterimlerine Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar eşi Nuray Karalar ile katıldı. Lütfi Ömer Akad’ın 1968 yapımı, başrollerini Türkan Şoray, İzzet Günay ve Ayfer Feray’ın paylaştığı Vesikalı Yarim filmini halkın içinde izleyen Başkan Karalar, eşiyle birlikte, yazlık sinemalara gittikleri döneme, çocukluklarına döndüklerini söyledi.

 

ADANA’YA VE ADANALILARA HAS ÖZELLİKLERDE SİNEMANIN ETKİSİ VAR

 

Festivalin başladığı günden itibaren büyük ilgi gören “Gondolda Sinema” etkinliğini ve Altın Koza Film Festivali’ni değerlendiren Başkan Zeydan Karalar, “Şimdi eşim Nuray hanım elinde çekirdek, çerez, mısır, gazoz, ‘Çocukluğuma döndüm’ dedi. İşte bizim de Altın Koza’da arzuladığımız buydu. İnsanlarımızı geçmişine, çocukluğuna döndürmek istedik.  Adana 1900’lü yılların başında sinemayla tanışmış, geçmişte 200’e yakın yazlık sineması olan ve binlerce, yüzbinlerce insanın sinemaya gittiği bir şehirdir” dedi.

Adana’daki özgürlük, aydınlık ve kardeşlik ortamının oluşmasında sinema sanatının ve sinema geçmişinin büyük etkisi bulunduğunu ifade eden Başkan Zeydan Karalar, “Aslında Adana’nın özgürlüğünde, herkesi barış ve kardeşçe yaşatmasında, yüzünün uygarlığa, aydınlığa dönük olmasında sinemanın çok büyük etkisi var. Bizim de amacımız buydu. Altın Koza’yı eski günlerdeki gibi muhteşem şekilde kutlarken, etkinlikleri halkın ayağına götürdük. İlçelerde, mahallelerde, beldelerde; 30’a yakın yerde film gösterimleri yapıyoruz. Gondolda Sinema geçen sene başladı, çok ciddi rağbet gördü, uluslararası basında yer aldı. Bu sene tekrar ettik. Çok beğenilen işleri yapmaya devam edeceğiz ve her sene yenilikler katacağız. Çok güzel gidiyor, her şey Adana için” diye konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Ünlü yazar Amin Maalouf, Global Marketing Summit 2021’de!

Dünyanın birçok ülkesinden 150’den fazla ünlü konuşmacının, pazarlamanın geleceğine ışık tutacağı Global Marketing Summit 2021’de hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyor. 19-22 Ekim 2021 tarihlerinde dijital bir platform üzerinden canlı olarak gerçekleştirilecek olan ve pazarlama sektörünün duayen isimlerinin katılacağı zirvenin, bir de edebiyat dünyasından konuğu var…  Dünyaca ünlü ödüllü yazar Amin Maalouf, Global Marketing Summit 2021’de geçmişin izini sürerken, geleceği, beklentilerini ve yaratıcılığını besleyen kaynakları konuşacak.

 

19-22 Ekim 2021 tarihlerinde ‘Pazarlamanın Geleceği’ ana teması ile düzenlenecek olan Global Marketing Summit 2021 Zirvesi’nin hazırlıkları tüm hızıyla devam ediyor.   Uluslararası arenada başarıları ile konuşulan 150’den fazla liderlerin, 85’ten fazla oturumda konuşmacı olacağı ve ülkemizden de değerli isimlerin katılacağı zirveye, dünyaca ünlü ödüllü yazar Amin Maalouf da konuk oluyor. Maalouf, toplumsal bakış açısı ve yaratıcı kurguları ile Global Marketing Summit 2021’de edebiyat dünyasından iş dünyasına yeni bir soluk getirecek.

 

Bugüne kadar yapılmış en geniş kapsamlı ve en üst düzey katılımlı uluslararası platform olacak olan Zirve’de değerli fikirleri ile yer alacak olan yazar Amin Maalouf, geçmişin izini sürerken, geleceği ve beklentilerini sevenleri ile paylaşacak.  ‘‘İnsan geçmişin yok olması karşısında kolay avunur; asıl kaldırılamayan, geleceğin yok olmasıdır.’’ diyen Maalouf, düşünce serüvenimize başka bir boyut katacak ve dünyanın farklı yerlerindeki insanlara ses olacak. Yaratıcılığını besleyen kaynakları da Zirve’de izleyenlerle paylaşacak olan ünlü yazar, Global Marketing Summit 2021’in ilgi çekecek isimleri arasında yer alıyor.

 Amin Maalouf hakkında

Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta dünyaya gelen Amin Maalouf, Lübnan’da büyür. Ülkesinde çıkan iç savaş ile Fransa’ya göç eder. Bu zaman zarfında pek çok ülkeyi gezer, farklı kültürlerle tanışır. Kitaplarında farklılıklardan çıkan çatışmalara, bunun tarihsel gerçeklerle ve kurgusal karakterlerle çözümlenişlerine değinir. Kitapları yüzlerce dile çevrilen ve ülkemizde Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan ünlü yazar, İlk romanı ‘‘Afrikalı Leo’’ ile Fransa’nın en önemli edebiyat ödüllerinden olan Goncourt’da Fransız-Arap Dostluk Ödülü’nü almaya hak kazanır. ‘‘Semerkant’’, ‘‘Doğunun Limanları’’, ‘‘Tanios Kayası’’, ‘‘Uygarlıkların Batışı’’ ve ‘‘Çivisi Çıkmış Dünya’’ ve daha birçok uluslararası ses getiren romanı edebiyat dünyasına kazandıran yazar, geçtiğimiz yıl yayımlanan fütüristik temelli son eseri ‘Empedokles’in Dostları’ ile sonu gelmekte olan bir insanlığın kaderini değiştirebilecek bir üst toplumun dünyaya umudu getirip getiremeyeceğini işler.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Altın Koza’da Fatoş Güney ile “Umut” yolculuğu

Adana Büyükşehir Belediyesi Zeydan Karalar’ın başkanlığındaki 28. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, film gösterilerinin yanı sıra etkinliklerle de sinemaseverlere beyaz perdenin büyülü atmosferinde farklı yolculuklara çıkarmaya devam ediyor.

 

Yılmaz Güney’in ‘Umut’ filmi gösterimi, filme ev sahipliği yapan, başlama sahnesinin çekildiği Adana Tren İstasyonu’nda Fatoş Güney’in katılımıyla gerçekleştirildi. Etkinlikte Festival Yürütme Kurulu Üyesi Nebil Özgentürk’ün hazırladığı Yılmaz Güney belgeseli yayınlandı.

Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanı Zeydan Karalar’ın açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte Karalar, “Yılmaz Güney Bütün Adanalıların hem yüreğinde, hem kalbinde. Aynı zamanda bütün Türkiye’nin ve dünyanın kalbinde. O kadar değerli bir insan ve o kadar değerli bir sanatçı ki; ‘Ben Yılmaz Güney’i sevmiyorum, takdir etmiyorum’ diyen tek Adanalıya rastlamadım. Bunu da fazlasıyla hak ediyor tabii” dedi.

Umut filmiyle ilgili de hatıralarını anlatan Başkan Zeydan Karalar, “12 ya da 13 yaşındaydım. Yavaş yavaş bilinçleniyoruz, palazlanıyoruz. Yaşar Kemal’den, Yılmaz Güney’den, Orhan Kemal’den etkilenmemek mümkün değil. Yaşar Kemal’in, Yılmaz Güney’i sinemaya teşvik eden, dünya çapında bir yazar olarak bizim karakterimizin oturmasında, Yılmaz Güney’le birlikte çok önemli yeri var. Umut’u seyrettiğimizde, film hüzünlü bir sona sahip olmasına rağmen, bizlere mücadele duygusunu, hırsını, kararlılığını verdi. Bütün olumsuzluklara, baskılara, haksızlığa, hukuksuzluğa ve kötülüğe rağmen direnmeyi öğretti. Kazanma umudunu hiç kaybetmemeyi öğretti. Ben o yıllardan bu yana öyle yaşadım ve mücadele ettim. Ben de hep halkıma güvendim. Yılmaz Güney’in hemşerisi olmaktan büyük onur duyuyorum” diye konuştu.

HALKININ ONU BAĞRINA BASTIĞINI HİSSEDİYORUM

Fatoş Güney ise ‘’Şu anda çok duyguluyum. Bu atmosfer bana 1970 yılını ve Yılmaz’la Umut’u çekmek için Adana’ya ilk gelişimizi hatırlattı. İçimi cız ettirdi. ‘’Umut’’ filmi Yılmaz’ın babasının hikayesiydi. Gerçek yaşadığı bir olaydan çıkmıştı. Mucize bir filmi diye nitelendiriyorum. En ilkel şartlarda, en zor şartlarda, negatiflerin çok az olduğu, baskıyla çekilmiş bir film. Tük Sineması’nda bir mihenk taşıdır. Böyle etkinliklerde onu çok yakınımda hissediyorum. Halkının bağrına bastığını ve yaşattığını hissediyorum’’ dedi.

Film gösterimine, Yılmaz Güney’in kardeşi Yaşar Pütün ve Güney’in filmlerinin yapımcısı, yakın dostu Abdurrahman Keskiner de katıldı.

 

 

IŞIL ÖZGENTÜRK İLE SİNEMA ATÖLYESİ

 

Festival etkinliklerinden Kısa Film Atölyesi’nde, yönetmen Işıl Özgentürk sinema öğrencilerle bir araya gelerek dünüyle bugünüyle sinemayı konuşuyor.  Özgentürk, genç sinemacılarla ve sinema tutkunlarıyla, deneyimlerini ve bilgi birikimini paylaşıyor.

“LACİVERT GECE”, “DERMANSIZ” VE “KORİDOR” FİLMLERİNİN GALALARI YAPILDI

Festivalin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışma filmlerinden ‘’Lacivert Gece”, “Dermansız” ve “Koridor” filmlerini galası yapıldı.  

Erkan Tahhuşoğlu’nun yönettiği “Koridor” filmi, Muhammet Çakıral’ın yönettiği “Lacivert Gece” ve yönetmenliğini Hakkı Kurtuluş ile Melik Saraçoğlu’nun yaptığı “Dermansız” filmleri, dünya prömiyerlerini Adana Altın Koza’da gerçekleştirdi.

“Lacivert Gece”nin gösterimine yönetmen Muhammet Çakral, oyuncular Cansu Fırıncı, Güliz Gençoğlu, Ümit Çırak, Beyaz Metin ve görüntü yönetmeni Emre Karadaş katılırken, “Koridor”un galasına ise yönetmen Erhan Tahhuşoğlu, yapımcı İris Tahhuşoğlu, oyuncular Emel Göksu, Ayşe Demirel ve yapımcı Yunus Yunusoğlu katıldı. Senaritst, yapımcı, yönetmen Hakkı Kurtuluş ve Melik Saraçoğlu’nun katıldığı Dermansız’ın gösterimlerinin ardından film ekipleri seyircilerin sorularını yanıtladılar.

 

FESTİVALDE NELER VAR?

18 EYLÜL CUMARTESİ

SAAT: 11.00 KISA FİLM ATÖLYESİ

Moderatör: Işıl Özgentürk

Yer: Seyhan Oteli

SAAT: 14.00 PANEL: DİJİTAL PLATFORMLAR VE SİNEMA

Moderatör: S. Kıvanç Türkgeldi

Katılımcılar: Doç. Dr. Hakan Erkılıç, Timur Savcı, Dr. Ersan Ocak, Seda Üge Yardım

Yer: AB Belediye Tiyatro Salonu

SAAT:14.00 ALTIN KOZA KENT FORUMU

“ADANA TURİZM VE KÜLTÜR EYLEM PLANI” KAPSAMINDA SİNEMANINI KENT İÇİN ÖNEMİ

Yer: 75. Yıl Sanat Galerisi

BÜYÜK ÖDÜL TÖREN

SUNUCU: ŞEBNEM ÖZİNAL, VOLKAN SEVERCAN

UZUN METRAJ FİLM GÖSTERİMLERİ, AÇIKHAVA FİLM GÖSTERİMLERİ (GONDOL), YAZLIK SİNEMA FİLM GÖSTERİMLERİ, İLÇELERDE GEZİCİ SİNEMA

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

ATA’dan Miras: 15. Balkan Halk Dansları ve Kültür Festivali

Uluslararası Giritliler ve Mübadiller Federasyonu Genel Başkanı Zafer Yusuf Güzelkasap; halk dansları, konser, film, belgesel ve tiyatro gösterileri, defile, panel, fotoğraf sergisi, Rumeli Balkan Federasyon ve derneklerinin stantları, gastronomi ve elişi stantlarıyla sekiz gün sürecek olan birlik, dayanışma, dostluk ve barış şölenine tüm İzmirlileri beklediklerini söyledi.

 

Uluslararası Giritliler ve Mübadiller Federasyonu Genel Başkanı Zafer Yusuf Güzelkasap, festivale destek veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Tunç Soyer’e teşekkür etti. Güzelkasap, “İzmir'de sekiz gün boyunca Balkan rüzgarı esmesini sağlayıp, Balkan Festivali’nin gerçekleşmesini destekleyen Büyükşehir Belediye Başkanı hemşehrimiz Tunç Soyer başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. 

Başkan Güzelkasap, Cumhuriyetin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1935 yılında başlatılan ve bu mirasa sahip çıkan İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından devam ettirilen festivalin 15’incisinin yapılacağını söyledi.Federasyon olarak projesine katkı sunmanın ayrıca gururunu yaşadıklarını vurgulayan Güzelkasap festival ile ilgili şu bilgileri verdi:

“Balkanlar Halk Dansları ve Kültür Festivali'nin 15’incisi, 25 Eylül-3 Ekim tarihleri arasında İzmir'de yapılacak. Balkan ülkelerinden; Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Makedonya, Sırbistan, Yunanistan ve Türkiye'den sanatçılar ve Halk Dansları ekipleri katılacak. İzmir Rumeli Balkan Federasyon ve derneklerinin yoğun desteği ile kent merkezi ve ayrıca festival dahilinde, sekiz ilçeye yayılacak konser, gösteri ve etkinliklerle festival coşkulu bir şekilde geçecek. Gösteriler; Buca, Bornova, Karşıyaka, Gaziemir, Ödemiş, Tire, Bergama ve Menemen'de sekiz gün boyunca devam edecek. Böylesi büyük çapta uluslararası, İzmir Rumeli Balkan camiasının taleplerini dikkate alarak en iyi şekilde ve daha da kapsamlı yapılması yönünde irade koyan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı,Tunç Soyer, Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay, Kültür Sanat Dairesi Başkanı Efe Kadir Oruç, Kültür Sanat Şube Müdürü Arzu Utaş ile Erdem Denizoğlu, Samet Akboğa, kültür sanat dairesinin genç dinamik ve tecrübeli ekibi ve tüm emeği geçenlere sonsuz teşekkür ediyorum.”

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İBB, Ruhi Su’yu Türkülerle Anıyor

Anadolu’nun binlerce yıllık tarihinden getirdiği türküleri çağdaş yorumu ile dünyaya tanıtan Türk Halk Müziği ve opera sanatçısı Ruhi Su, ölümünün 36. yıldönümünde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı ile Ruhi Su Kültür ve Sanat Derneği’nin birlikte düzenlediği konserle anılıyor.

20 Eylül Pazartesi akşamı saat 20.00’de Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’nda gerçekleştirilecek etkinlikte; Dostlar Korosu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Orkestralar Müdürlüğü Türk Halk Müziği Topluluğu, “Gelin Canlar Bir Olalım”, “Dam üstüne Çul Serer”, “Zamanede Bir Hal Geldi Başıma”, “Mahsus Mahal”, “Drama Köprüsü”,“El Kapısı” gibi sanatçı ile özdeşleşmiş türküleri seslendirilecek.

Tiyatro yazarı ve oyuncu Orhan Aydın’ın, Ruhi Su’nun hayatını, türkülerini, müziğimize katkılarını  anlatacağı konser, ücretsiz olarak gerçekleştirilecek.

Pandemi önlemleri çerçevesinde oturma kapasitesinin yarıya indirildiği CRR Konser Salonu’na müzikseverler İçişleri Bakanlığı’nın yayımladığı genelge doğrultusunda HES kodu üzerinden yapılacak kontrolle alınacak. Aşı olmamış ya da hastalığı geçirmemiş kişilerin konsere katılımının sağlanabilmesi için son 48 saat içinde yapılmış negatif sonuçlu PCR testi kontrolü gerçekleştirilecektir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sanatçı Sencer Vardarman’ın Yeni Projesi Şimdi Berlin’de

Sanatçı Sencer Vardarman’ın Gözlerime Bak başlıklı çalışması, izleyicileri gezegenin geleceği üzerine düşünmeye davet ediyor. Haziran-Eylül ayları arasında İstanbul’da kamusal alanlarda ve parklarda gösterilen proje, şimdi Berlin’de iki ayrı sergiyle izleyicilerle buluşuyor.

 

Çalışmalarını Berlin’de sürdüren Sencer VardarmanTarabya Kültür Akademisi’nin misafir sanatçı programına katıldığı 2020-2021 döneminde, nesli tükenmekte olan hayvanlara odaklanan bir proje üretti. Gözlerime Bak adını taşıyan proje, insanın dünyadaki ayak izinin büyüdüğü, doğal kaynak ve arazi kullanımının son yüzyılda giderek arttığı bilgisinden hareket ederek doğanın insan eliyle uğradığı tahribata, iklim değişikliğine ve ekosistemdeki bozulmaya dikkat çekiyor.

 

Sanatçının ekolojik ekonomist Prof. Dr. Begüm Özkaynak ile uzman biyolog Kerem Ali Boyla’nın danışmanlığında ve Mümkün İletişim işbirliğiyle hayata geçirdiği proje, dünyada yaşayan farklı canlı türleri olarak geleceğimizin ortak oluşuna vurgu yapıyor. Gezegenin alarm verdiği bu kritik dönemde, sanatçı olarak toplumsal anlamda daha etkin bir rol üstlenmeyi tercih eden Vardarman bu projeyle doğayı, ormanları ve hayvanları korumanın sadece bir “çevreyi koruma” meselesi olmadığını, varoluşlarımızın birbirine bağlı olduğunu hatırlatıyor.

 

Gözlerime Bak, nesli tehlikede olan hayvanların portrelerinden oluşuyor. Demet Ortaköylüoğlu’nun çizdiği portreler, biz insanları farklı türlerle göz göze gelmeye ve ortak kaderimiz üzerine düşünmeye davet ediyor.

 

Çalışma, Haziran-Eylül 2021 döneminde İstanbul Büyükşehir ve Beşiktaş Belediyelerinin desteğiyle İstanbul’da kamusal alanlarda ve parklarda gösterildikten sonra şimdi Berlin’de iki yeni sergiyle izleyiciyle buluşuyor.

 

Gözlerime Bak afişleri 31 Ekim’e kadar Studio Bosporus. Tarabya Kültür Akademisi’nin 10. Kuruluş Yılı Festivali kapsamında Kreuzberg’deki billboardlarda ve Kunstraum-Kreuzberg-Bethanien sergi alanında gösteriliyor. Demet Ortaköylüoğlu’nun orijinal hayvan illüstrasyonları ise, 26 Eylül’e kadar Berlin’deki OKK-Raum 29 sergi alanında look into my eyes! başlıklı solo sergi kapsamında izlenebiliyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Müze Gazhane’de Mimarlık Yıllığı Sergisi açıldı

Roca sponsorluğunda Arkitera tarafından düzenlenen Türkiye Mimarlık Yıllığı Sergisi Müze Gazhane’de ziyarete açıldı. Yıllıkta yer alan ve derinlemesine konuşulması uygun görülen  10 proje, açılış kapsamında düzenlenen panellerde tartışıldı. 41 projenin yer aldığı sergi, Sayaç Atölyesi binasında, 23 Eylül’e kadar ziyaret edilebilecek.

Yerli veya yabancı tasarımcılar tarafından Türkiye'de, son bir yılda üretilen yapılı çevreyi belgeleyen, sergileyen ve tartışmaya açan Mimarlık Yıllığı sergisi Müze Gazhane’de açıldı. Roca iş birliğinde seçki, yıllık ve sergi formatıyla Arkitera Mimarlık Merkezi tarafından düzenlenen Mimarlık Yıllığı, sergi açılışı öncesi 5 panele ev sahipliği yaptı. İnşaatı tamamlanan ve değerlendirme için başvuru yapan toplam 97 proje arasından 41’i yıllığa seçilerek sergilendi. Seçilen projeler arasında 19 mimari, 11 iç mekan, 4 yeniden işlevlendirme-iç mekan, 3 kentsel tasarım, 3 peyzaj tasarımı ve 1 geçici strüktür projesi yer aldı. 

10 proje derinlemesine masaya yatırıldı

Açık çağrıya gelen başvurular arasından seçilerek oluşturulan yıllık, her yıl değişen, bağımsız, beş üyeden oluşan seçici kurul tarafından değerlendiriliyor. Türkiye Mimarlık Yıllığı Seçici Kurulu bu yıl Mehmet Cemil Aktaş, Buşra Al, Neslihan Dostoğlu, Zeynep Yapar Ergün ve Bülent Ergin Güngör’den oluştu. Beş oturumda gerçekleşen panelin ilkinde moderatör Cemil Aktaş ile Kalamış Parkı Kolektif Dönüşüm Projesi ve Pendik Millet Bahçesi tasarımları tartışıldı. İkinci panelde ise Buşra Al’ın moderatörlüğünde Meltem Beach & Rooms ve Voyage Torba Oteli konuşuldu. Üçüncü panelde Seçici Kurul üyesi moderatör Neslihan Dostoğlu başkanlığında Dr. Oktay Duran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Kavuşma Durağı projeleri masaya yatırıldı. Zeynep Yapar’ın başkanlığında gerçekleşen dördüncü panelde Algoritma Fabrikası ve Trendyol Kampüs Ofis projeleri sorgulandı. Moderatör Bülent Ergin Güngör’ün yönettiği son panelde ise İyziPark ve Taşkesik Evi tasarımları tartışıldı.  

Mimarlık Yıllığı, mimarlık ve tasarım vizyonunu zamanın ötesine taşıyor 

Serginin açılışında konuşan Roca Türkiye Genel Müdürü Salvador Lopez Oliva, Türkiye’de üretilen yapılı çevreyi, yıllık döngülerle değerlendirme ve tartışmaya açan Türkiye Mimarlık Yıllığı’nın ülkedeki mimarlık kültürü için ne kadar değerli olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “100 yıllık bir İspanyol markası olarak 170 ülkede faaliyet gösteriyoruz, 84 ülkede üretim tesislerimiz bulunuyor. Bulunduğumuz her ülkede mimarlık ve tasarım kültürüne katkı sağlamaya önem veriyoruz.  Düzenlediğimiz tasarım yarışmaları ile genç yetenekleri keşfediyoruz.  Roca Galleri’lerde gerçekleşen mimarlık söyleşileri ve sergileri sektör profesyonellerini bir araya getiriyoruz. Mimarlık Yıllığı bu açıdan şirket vizyonumuzla çok paralel ve devam eden bir proje olduğu için sektörümüzün geleceği açısından umut verici buluyorum. Roca Türkiye olarak mimarlık ve tasarım kültürünü geliştirecek projeler ile  sektörümüzün gelişiminde aktif rol üstlenmeye devam edeceğiz” dedi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

CRR Senfoni Orkestrası Kalamış’ta

Cemal Reşit Rey (CRR) Senfoni Orkestrası’nın, klasiklerin hepimizin olduğu ve şehrin her noktasına ulaşması gerektiği düşüncesinden yola çıkarak hazırladığı, sekiz konserlik  “İstanbul'da Senfonik Yaz” konser dizisinin son konseri “Masallar” müzikseverlerle buluşuyor.

İstanbulluların yoğun ilgi gösterdiği yaz konserlerinin sonuncusu olan “ Masallar” 17 Eylül Cuma akşamı saat 20.30’da Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleşecek. Şef Cem Mansur yönetimindeki CRR Senfoni Orkestrası konserde, soprano Hale Soner Kekeç’e eşlik edecek.

Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleşecek konser, 18 Eylül cumartesi akşamı saat 21.00’de Kalamış Atatürk Parkı’nda ücretsiz olarak tekrarlanacak.

Yaz boyunca şehrin iki yakasında açık alanlarda, klasik müziğin en popüler eserlerini binlerce kişi ile buluşturan orkestranın son konserinde, CRR Konser Salonu 2021-2022 sezonunun programı da İstanbullularla paylaşılacak.

Müzikseverler konser alanına İçişleri Bakanlığı’nın yayımladığı genelge doğrultusunda HES kodu üzerinden yapılacak kontrollerle alınacak. Aşı olmamış ya da hastalığı geçirmemiş kişilerin konsere katılımının sağlanabilmesi için son 48 saat içinde yapılmış negatif sonuçlu PCR testi kontrolü gerçekleştirilecektir.

Masallar

CRR Senfoni Orkestrası
Şef: Cem Mansur
Solist: Hale Soner Kekeç, soprano

J. Offenbach (1819-1880) “Hoffmann’ın Masalları”ndan Barcarolle
Operetlerden Aryalar
P. İ. Çaykovski (1840-1893) “Fındıkkıran” Süiti
 P. Dukas ((1865-1935) Sihirbazın Çırağı

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı