Kategori arşivi: Kültür & Sanat

Mart Ayında FilmBox Ekranlarında Kadın Yıldız Yağmuru

Uluslararası medya kuruluşu SPI International bünyesinde yer alan önde gelen film ve dizi kanalı FilmBox, etkileyici öyküleri, dünya yıldızları ile buluşturan sinema filmleriyle ekranları heyecan ve eğlenceyle aydınlatıyor. 

8 Mart Kadınlar Günü ve Mart ayının diğer Pazartesileri, dünyaca ünlü aktrislerin başrolde olduğu, heyecan, romantizm ve eğlence dolu birbirinden güzel filmler, keyifli filmlerin adresi FilmBox ekranlarında yer alacak; kadın yıldızların ışığı 21:30’da ekranlara yansıyacak.

FilmBox Kadın Yıldızlar Kuşağı: Duvak (The Painted Veil) – 1 Mart Pazartesi – Saat: 21:30

1 Mart Pazartesi gecesi ekranlara gelecek filmde İngiltere doğumlu aktris Naomi Watts’a, Edward Norton eşlik ediyor. Filmin öyküsü, Küçük bir Çin köyünde kolera salgını ile savaşan bir doktorun, bir yandan da evliliğindeki sorunlarla yüzleşmesi üzerine kurulu.

FilmBox Kadın Yıldızlar Kuşağı: Acımasız Tanrı (God of Carnage) – 8 Mart Pazartesi – Saat: 21:30

8 Mart Kadınlar Günü gecesinin ekran bombası, Akademi ödüllü iki kadın yıldızı bir araya getiriyor. Oscar’lı Kate Winslet ve heykelciği iki kez kaldırma başarısı gösteren Jodie Foster’ın büyük bir oyunculuk gösterisi sergilediği filmin öyküsü, iki haşarı çocuğun parkta kıyasıya kavgasıyla başlıyor. Ebeveynler, bu sürtüşmeyi bir ev davetiyle modern bir biçimde çözmeye ve tatlıya bağlamaya çalışır. İlk başta medeni biçimde konuşarak sorunu çözmeye çalışsalar da sonrasında işler sarpa sarar ve herkesin birbirinden sakladığı foyası meydana çıkar. Hiç beklenmedik, acımasız bir yüzleşme başlamıştır ve bundan hiç kimsenin kaçması mümkün değildir.

FilmBox Kadın Yıldızlar Kuşağı: Aşk Yeniden (Hope Springs) – 15 Mart Pazartesi – Saat: 21:30

FilmBox Kadın Yıldızlar Kuşağı’nın. 15 Mart gecesi yayınlanacak filmde, Oscar ödüllü efsane aktris Meryl Streep’e bir diğer Oscar ödüllü efsane, Tommy Lee Jones eşlik ediyor. Filmin öyküsü, 30 yıllık evliliğin ardından ilişkilerini düzeltmeye çalışan, çok yoğun geçecek ve bir hafta sürecek olan bir evlilik danışmanlığı programına giren bir çift üzerine kurulu.

FilmBox Kadın Yıldızlar Kuşağı: Dumplin (Dumplin) – 22 Mart Pazartesi – Saat: 21:30

22 Mart Pazartesi gecesi ekranlara gelecek filmde başrolü, sevilen aktris Jennifer Aniston üstleniyor. Film, farklı karakterlere ve özelliklere sahip bir genç kız ve annesinin güç birliğini öyküleştiriyor. Annesinin Dumplin', arkadaşlarının da kısaca Will diye çağırdığı Willowdean, fazla kilolu bir genç kızdır. Ancak fazla kiloları onda asla güven eksikliği yaratmamıştır ve halinden çok memnundur. Annesi Rosie ise gençliğinde güzellik kraliçesi olmuş bir kadındır. Kilosuyla dalga geçilmesini pek umursamayan Will, günün birinde Bo adında bir çocukla tanışır ve ona hissettikleri derinleştikçe kendi bedeni hakkında tereddütlere düşmeye başlar. Güvenini tazelemek için gençler arası güzellik yarışması Miss Teen Blue Bonnet'e katılmaya karar veren Will ve annesi Rosie, bu süreçte aralarındaki farklılıkları bir kenara bırakıp birbirlerine destek olmak zorundadır.

FilmBox Kadın Yıldızlar Kuşağı: Unutma Beni (Still Alice) – 29 Mart Pazartesi – Saat: 21:30

29 Mart Pazartesi gecesi ekranlara gelecek filmin başrolünde, Hollywood’un en güzel aktrislerinden Julianne Moore yer alıyor. Filmde, kendisine konulan Alzheimer teşhisiyle aile bağları test edilmeye başlayan bir dilbilim profesörünün öyküsü anlatılıyor.

FilmBox izlemek isteyen sinema severler, seçkin TV platformları, Vodafone TV Kanal 15 ve KabloTV Kanal 336, D-Smart Kanal 19 üzerinden kanala ulaşabiliyor. FilmBox içeriklerine ayrıca, FilmBox websitesi ve FilmBox + uygulaması kullanılarak bilgisayar, tablet ve mobil telefon ekranlarından da ulaşılabiliyor.

SPI International, FilmBox'un yanı sıra Türkiye’de yayın yapan diğer kanallarıyla da kaliteli yapımlar sunuyor. SPI International bünyesinde, ülkemizin yanı sıra 25 ülkede 30 milyon kişiden oluşan geniş bir abone kitlesine ulaşan FilmBox, popüler TV dizileri, gişe rekorları kıran Hollywood filmleri, yılların eskitemediği klasikler gibi farklı türlerde içerik sunuyor. SPI International kanalları arasında, canlı karşılaşma heyecanı da sunan dövüş sporu kanalı FightBox, adrenalin sporu yarışmalarını ekrana taşıyan Fast&FunBox, ödüllü belgeseller sunan DocuBox, dünyanın ilk HD moda kanalı olan FashionBox yer alıyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Copland: Perdenin Önü, Arkası” Konseri CRR Youtube Kanalında

20. yüzyılın en büyük bestecilerinden, senfonik Amerikan müziğinin babası olarak kabul edilen Aaron Copland ‘ın tiyatro ve sinemaya bakışını sergileyen “Perdenin Önü, Arkası” konseri 25 Şubat Perşembe akşamı,  Cemal Reşit Rey(CRR) Konser Salonu YouTube kanalından yayınlandı.  

Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası  şef Cem Mansur yönetimindeki konserde, Copland’ın müzik dilinin tipik örneklerini yansıtan birbirinden farklı iki eser seslendirdi. “Music for the Theater”, 1925 yılında, belli bir oyun için değil, müzikal anlatıma teatral yaklaşımından dolayı bu adı almış. “Music for Movies” (1942) ise, Copland’ın üç ayrı film için bestelediği müziklerden oluşmuş. 

Cem Mansur, konser öncesi Amerika’da senfonik müziğin gelişiminde Aaron Copland’ın yerini ve eserlerin hikayelerini müzikseverler için anlattı. 

 

Bu keyifli konseri bir hafta boyunca CRR YouTube kanalından izleyebilirsiniz. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Prof. Dr. Türker Kılıç’ın yeni kitabı çıktı

Beyin Cerrahı Prof. Dr. Türker Kılıç’ın merakla beklenen yeni kitabı raflardaki yerini aldı. Prof. Dr. Kılıç, “Bağlantısallık” bilimsel metodolojisi ile “Yaşamdaşlık kültürü” adını verdiği kavramları daha geniş kitlelere ulaştırmak istiyor.

 

Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Kılıç’ın, Ayrıntı Yayınları’ndan çıkan yeni kitabında beyinbilim alanında son 100 yılda, özellikle de son 10 yılda kaydedilen gelişmelerin de ışığında yaşam bilimlerinden toplum bilim alanlarına hatta uzay bilimlere kadar artık bir bilim metodolojisi olarak bağlantısallığın öne çıktığını, herkesin anlayabileceği duru bir dille anlatıyor. Yeni bir bilimsel paradigma olarak tümdengelim ve tümevarımın üzerine Bağlantısallığı yerleştiriyor, bu yeni bilimsel metodolojinin de yeni bir kültür olarak Yaşamdaşlığı hayatımıza sokacağını, hatta soktuğunu iddia ediyor.

 

Prof. Dr. Kılıç, “Yaşam”daki her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu, bilgi işleyen her sistemin er ya da geç zekâ ürettiği düşüncesinden yola çıkarak, bu bağlantıyı paylaşan her şey ve herkesin arasında yeni bir kavramsal ağ ortaya koyuyor, bu ağı da “Yaşamdaşlık” olarak niteliyor. Kitabında atıf yaptığı kaynakların zenginliği, farklı bilim alanları arası kurduğu bağlantılar ve (hem insanda hem sistemlerde) yaratıcılığa dair söyledikleri, bilim insanlarının da keyifle okuyacağı bir çalışma meydana getirmiş. Ayrıca uzmanı olmadığı halde ilham aldığı bilim alanlarından bahsederken gösterdiği tevazu ve okuyucuyu yer yer isim bile vererek alan uzmanlarına yönlendirmesi, kitaba samimi bir hava verirken mesajını “sezdirmeye” çalıştığı okuyucusuna duyduğu saygıyı da gösteriyor.

 

“En yetkin bilgi işleme sistemi yaşamın kendisi”

 

Prof. Dr. Kılıç, kitabının önsözünde ise şöyle diyor: “Yola çıktığımızda en yetkin bilgi işleme sisteminin insan beyni olduğunu düşünüyorduk, şimdi anlamaktayız ki en yetkin bilgi işleme sistemi yaşamın kendisi. İşte bu kitap bu bilimsel serüveni anlatıyor. Yeni bir bilimsel yöntem olarak bağlantısallık ve bu bilimsel anlayış dönüşümünün sonucunda insanlığın karşısına bir yaşama biçimi seçeneği olarak ortaya çıkan yaşamdaşlık bu kitabın konusu.”

 

Kitabın ikinci bölümünde Dr. Kılıç farklı mecralarda çıkmış yazılarını da bir araya toplamış. Özellikle Herkese Bilim Teknoloji Dergisi’nin 218. sayısında çıkan ve SARS-CoV-2 virüsünü “Yaşamdaşlık”  kültürüne bir dönüşümün kavşağı olarak tanımladığı yazısında, Kılıç, içinden geçtiğimiz döneme “insanlık için bir antrenman” gözüyle bakıyor, “yaşam en sabırlı öğretmendir” diyor.

 

Prof. Dr. Türker Kılıç hakkında: Prof. Dr. Türker Kılıç; beyin cerrahisi profesörü ve anatomi bilim doktorudur. Hacettepe, Marmara ve Harvard Üniversitelerinde eğitim alan Prof. Kılıç 2015 yılında Avrupa Bilim ve Sanat Akademisine seçilmiş, 2019’da Dünya Bilim ve Sanat Akademisi üyeliğine aday gösterilmiştir. 2012’den bu yana Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Kurucu Dekanı olarak da eğitim çalışmalarını sürdürmektedir. Prof. Kılıç, başta Harvard Tıp Fakültesi, Yale ve Johns Hopkins Üniversiteleri olmak üzere 10’dan fazla üniversitede konuk öğretim üyesi olarak ders vermiştir. Kılıç, 100’ün üzerinde mesleki başarı ödülüne layık görülmüş olup, bu ödüller arasında 1999’da aldığı Avrupa Beyin ve Sinir Cerrahisi Derneği Bilimsel Araştırma Ödülü ile 2001’de aldığı Amerikan Beyin ve Sinir Cerrahisi Derneği Tümör Araştırma Ödülü bulunmaktadır. H-indeksi (Aralık 2020) 34 olan ve 200+ bilimsel yayını 3.800+ atıf almış olan Dr. Kılıç, çeşitli beyin ameliyatı yöntemleri ve bazı beyin tümörlerinde kullanılan Glivec isimli ilacın buluşuna önemli katkı sahibidir. Türkiye'de Gamma-Knife Işın Cerrahisi, Beyin-Tümör Bankası, Ameliyathane MR tekniği uygulamalarını ilk başlatanlardandır. Bilimsel araştırmaları yanında, Tıp ve Bilim Eğitimi alanlarında da çalışmakta olan Prof. Dr. Türker Kılıç’ın bilim ve bilim eğitimi konulu konuşmaları internet üzerinden 10 milyondan fazla kişi tarafından izlenmiştir. Dr Kılıç 2020’de kurulan Nörolojik Bilimler Enstitüsünün de kurucu başkanıdır.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sait Dervişoğlu Özgecan’ı Unutmadı

Yayınladığı şiir kitabından elde ettiği geliri uzaktan eğitim gören çocuklarının tablet ihtiyacına adayan iş insanı Sait Dervişoğlu, 2015 yılında vahşi bir şekilde katledilerek ülkemizin yüreğini sızlatan Özgecan Arslan’ın ailesini ziyaret etti. 

 

Dezavantajlı bölgelerde okuyan öğrencilere tablet dağıtarak önemli bir sosyal sorumluluk projesine imza atan duyarlı ve yardımsever iş insanı Sait Dervişoğlu Özgecan’ın ölüm yıldönümü nedeniyle önce Özgecan’ın mezarını , ardından da acılı baba Mehmet Arslan’ı evinde ziyaret etti. Özgecan’ın babası Mehmet Arslan ile bir süre görüşen Sait Dervişoğlı “Ruha Dokunan Mektupla “isimli şiir kitabının tüm gelirlerinin aslında kız çocuklarının eğitimine harcanması için planladığını , fakat pandemi sürecinde tablet projesi haline geldiğini söyledi. Dervişoğlu, “ Özgecan kardeşimiz kadına şiddetin ve istismarın en acı tecrübesidir. Ne yazık ki ülkemizde bu şiddet hala devam etmekte ve bir çok kadının hayatını olumsuz etkilemekte. Umarım bu şiddet ortadan kalkar. Herşeyin başı eğitim ve bunun bilincindeki bir vatandaş olarak bende üzerime düşeni yapmaya çalışıyorum. Bu kitabın çıkış noktası da cehaletin elinden bir kız çocuğunu kurtarabilmekti.” Dedi.

 

Özgecan’ın babası Mehmet Arslan da iş insanı Sait Dervişoğlu’nun bu anlamlı ziyaretinden çok etkilendiğini ifade ederek, “ Kızımın unutulmaması ve anlamlı işlere vesile olması bizlerin acısını hafifletiyor. Sayın Dervişoğlu kutsal bir işe imza atıyor ve bende elimden ne gelirse katkı sağlamaya hazırıım” dedi.

 

Yapılan sohbetin ardından İş insanı ve şair Sait Dervişoğlu yazdığı şiir kitabını imzalayarak Mehmet Arslan’a hediye etti. Ayrıca Dervişoğlu aynı kitapta yer alan Özgecan’a yazdığı şiiri de bir portre haline getirerek takdim etti. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İhsan Taş Kimdir, Nerelidir, Kaç yaşında?

Bir çok Gazete ve Dergilerde görev yaptıktan sonra 2012 yılında kendi soyadını taşıyan “TAŞ FİLM” şirketini kurdu.
2014 yılında Atilla Saral ve Zeynep Gülmez’in Başrollerini paylaştığı ilk projesi olan “KAÇIŞ 1950” isimli sinema filmini hayata geçirdi. Film daha vizyona girmeden TRT tarafından satın alındı.

“KAÇIŞ 1950” vizyona girmeden TRT’nin aldığı ender projelerden bir tanesi…
Film, TRT 1’de tam 9 kez yayınlandı ve yayınlandığı tüm zamanlarda bile ilk 100 Program arasında yer alarak büyük bir başarıya imza attı…

“KAÇIŞ 1950” filmi Elazığ Çayda Çıra Film Festivali, Bal-Göç (Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği) ve Frankfurt Türk Filmleri Festivalinde, festivalin açılış filmi olarak gösterildi…

5 yıl aradan sonra, Bulgaristan’dan Ardino Belediye Başkanı Resmi Murat, yapımcı İhsan Taş’a bir teşekkür plaketi yollayarak onore etti…

İhsan Taş, ekibi için düzenlediği bir Basın gecesinde; gerek kamera önü, gerekse de kamera arkası, tüm ekibine plaket vererek Türk Sinema tarihinde bir ilke imza attı…

İkinci projesi olan “Temel ile Dursun İstanbul’da” isimli komedi filminde Wilma Elles, Alay Cihan, Metin Yıldırım, Yakup Yavru ve Eşref Kolçak başta olmak üzere üç kuşak oyuncuları bir araya getiren İhsan Taş, tüm projelerinde Yeşilçam’ın emektar isimlerine de yer vererek “Yeşilçam emektarlarına” sahip çıkılması gerektiğinin altını çizdi…

Temel ile Dursun İstanbul’da, 5 Şubat 2016 tarihinde vizyona girdikten sonra D-Smart ile Star TV tarafından satın alındı…
Star Tv’de tam 7 kez yayınlanan “Temel ile Dursun İstanbul’da” her yayınlandığında reytinglerde, ilk 100 program arasına girerek, ilk 10 ve 16’larda yer almayı başardı.

Film, 12.94 gibi yüksek bir reyting alarak büyük bir başarı elde etti…

İhsan Taş, 2017’de Ersin Korkut, Alay Cihan, Gülsüm Alkan, Metin Keçeci ve Hüseyin Elmalıpınar gibi bir çok başarılı oyuncuların yer aldığı “Parayı Bulduk” isimli 3. sinema filmini hayata geçirdi…

Film 29 Aralık 2017’de “Yılın Son Komedi Filmi” ünvanıyla vizyona girdi…

İhsan Taş 2021 yılında; Halil Ergün, Erkan Petekkaya, Cem Kılıç, Ali Kürsat Uzun, Seda Tosun ve Turgay Tanülkü başta olmak üzere bir çok ünlü ismin yer aldığı bir dede ile lösemi hastası torununun hikâyesini anlatan Dedemin Gözyaşları isimli sinema filmini hayata geçirdi.

Dedemin Gözyaşları 2022 yılında Elazığ Çayda Çıra Film Festivalinde “Halk Jürisi; En iyi Film” seçildikten sonra, 2023 yılında 30. Adana Altın Koza Film Festivalinde özel gösterilerek, filmin yapımcılarına özel plaket takdim edildi.

İhsan Taş son olarak 2022 yılında Erkan Petekkaya, Levent Ülgen, Tolga Güleç, Çiçek Dilligil, Orçun Kaptan, Aslıhan Karalar ve Deniz Hamzaoğlu başta olmak üzere bir birinden başarılı bir çok ünlü ismi bir araya getiren “Filme Gel” isimli komedi filminin senarist ve yönetmenliğini üstlendi.

Gönüllere şifa veren modern zaman masalları…

Hikâye anlatıcısı, yazar Beyza Akyüz'ün dünü yarına bağlayan efsunlu zamanlarda geçen, yaşsız masal kitabı Sürmeli Kedi'nin Arayışı okurlarla buluştu.

Kalpleri görünmez iplerle birbirine düğümleyen on iki masala yer veren eser, ustasının kisvesine bürünüp onun izinden yürüyen has bir dinleyicinin, kendi benliğini arayış serüvenini sayfalarına taşıyor.

Yaşanmış gerçek olayları, belleğinden damıtarak daha önce hiç söylenmemiş sözlere, anlatılarla dönüştüren Akyüz; geçmişten omuzladığı sözlü geleneği incelikli bir üslupla geleceğe taşıyor, kıssadan hisseler eşliğinde, ruh sağaltıcı masallara imza atıyor. 

Vakti zamanında, ülkenin birinde, namı diyarları aşan bir anlatıcı yaşar. Ancak ne hikmetse, anlatıcı bir gün sırra kadem basar. Kimseler izini bulamaz. Bir süre sonra da unutulur gider… Oysa onu gönlünden hiç çıkarmayan ve tekrar kavuşmak için her şeyi göze alan sadık bir dostu vardır: kedisi Sürmeli. Şehrin akıllısı İplik Hatun, kediye bir anlatıcı kaftanı diker, tılsımlı sözlerini de kumaşa üfler. Yollara düşen Sürmeli Kedi, ustasından miras kalan masalları ayın döngüsüne göre anlatmaya koyulur. Kulakları güzel sözlerle sulandığı için kalpleri yeşerenler; akasya ağacının o enfes kokusunu içine çekebilmek uğruna kaşındıran pireleri baş tacı etmeye razı gelenler; kapısını kim çalarsa çalsın, herkesi gülümseyerek içeri buyur edenler… Masalların bin kapı araladığı bu yolculukta, Sürmeli Kedi de Yeni Ay'ın Dolunay'a kavuşması gibi, kendi hikâyesini tamamlayacak ve benliğine kavuşacaktır.

Sözün sahibini bulmanın en iyi yolunun sözün izini takip etmekten geçtiğini hatırlatan Sürmeli Kedi'nin Arayışı, insanın özüne dair iyisiyle kötüsüyle eteğindeki bütün taşları döküyor; Zülal Öztürk'ün lirik resimleriyle bütünlenip farklı insanlık hâllerine ayna tutuyor.

Hikâye anlatmanın gerçekte bir sır paylaşmaya eşdeğer olduğunu ifade eden Beyza Akyüz, ''şifahen'' anlattıklarına kulak kesilenlerin bu sırra sahip çıkmalarını, onun kıymetini iyi bilip umutla geleceğe taşımalarını salık veriyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Ünlü sunucu Derya Uğur Öner, ticarete atıldı

Öner, şu aralar farklı bir sektöre adım atmanın heyecanını yaşıyor. Kısa süre önce ticarete atılan güzel sunucu, kendi kozmetik firmasını kurdu.
İlk olarak doğal sabun çeşitleri ile kozmetik sektörüne başlangıç yapan sunucu, beyaz inci tozu sabunu, eşek sütü sabunu, katran sabunu, keçi sütü sabunu, bıttım sabunu ve menengiç sabunu üretiminin stardını verdi. İlerleyen günlerle ürün çeşitliliğini artırarak şampuan, yağ, cilt kremi, parfüm üreteceğinin sinyallerini verdi.
Sosyal medya hesabından duyurularını yaparak deryauguroner.com adıyla kurduğu internet sitesinden kozmetik ürünlerinin satışını yapmaya başladı.
Derya Uğur Öner, “Mardin’de kendi üretimim olan bu efsanevi doğal sabunları sizlerle buluşturuyorum. Üstelik daha fazla özünü kullanarak çözüm odaklı üretime yöneldim. Benim için bir ürünü almam için gerekli olan en az bir örnek ve kesin sonuçtur, ben onlarca örnek, onlarca sonuç ile adım atmanın heyecanındayım, mutluluğundayım. Yolculuğum boyunca her zaman zihnime, ruhuma anılar biriktirip şehirlere de ayak izlerimi bıraktım, sanırım sevgimi de öyle…Ünlü sunucu Derya Uğur Öner, ticarete atıldı
Ünlü sunucu Derya Uğur Öner, uzun yıllar yapımcılığını ve sunuculuğunu yaptığı ‘Gezgin’ isimli televizyon programı ile adını milyonlara duyurmayı başardı.
Öner, şu aralar farklı bir sektöre adım atmanın heyecanını yaşıyor. Kısa süre önce ticarete atılan güzel sunucu, kendi kozmetik firmasını kurdu.
İlk olarak doğal sabun çeşitleri ile kozmetik sektörüne başlangıç yapan sunucu, beyaz inci tozu sabunu, eşek sütü sabunu, katran sabunu, keçi sütü sabunu, bıttım sabunu ve menengiç sabunu üretiminin stardını verdi. İlerleyen günlerle ürün çeşitliliğini artırarak şampuan, yağ, cilt kremi, parfüm üreteceğinin sinyallerini verdi.
Sosyal medya hesabından duyurularını yaparak deryauguroner.com adıyla kurduğu internet sitesinden kozmetik ürünlerinin satışını yapmaya başladı.
Derya Uğur Öner, “Mardin’de kendi üretimim olan bu efsanevi doğal sabunları sizlerle buluşturuyorum. Üstelik daha fazla özünü kullanarak çözüm odaklı üretime yöneldim. Benim için bir ürünü almam için gerekli olan en az bir örnek ve kesin sonuçtur, ben onlarca örnek, onlarca sonuç ile adım atmanın heyecanındayım, mutluluğundayım. Yolculuğum boyunca her zaman zihnime, ruhuma anılar biriktirip şehirlere de ayak izlerimi bıraktım, sanırım sevgimi de öyle… Yeni bir yolculukta büyük bir heyecanla muhteşem ürünlerle sizlerleyim” dedi.

Dijital Sahne’de bu akşam Başak Daşman, Nur Fettahoğlu ve Şükran Ovalı “Üç Kız Kardeş” için başrolleri paylaşıyor

 Bu akşam, saat 20.00’da, Zorlu PSM YouTube kanalında bu defa “Üç Kız Kardeş” izleyicilerle buluşacak. Rus ve Dünya Edebiyatının en büyük kalemlerinden biri olan Anton Çehov’un unutulmaz eserlerinden “Üç Kız Kardeş”in başrollerinde Başak Daşman, Nur Fettahoğlu ve Şükran Ovalı yer alıyor.

 

 

Zorlu PSM prodüksiyonu, Based Istanbul iş birliği ve Türk Tuborg A.Ş.’nin katkılarıyla hayata geçirilen “Dijital Sahne”nin bu haftaki gösteriminde Rus yazar Anton Çehov’un zamansız ve mekansız başyapıtlarından “Üç Kız Kardeş” seyirciyle buluşuyor. Günümüz tiyatro sahnesinin en cesur ve özgün rejilerinde imzası bulunan İbrahim Çiçek’in uyarlaması ve yönetmenliğinde, tiyatronun kültleşmiş eserlerinden bölümleri modern bir görsel hikaye anlatıcılığıyla birleştirerek dijital dünyaya taşıyan “Dijital Sahne” seyirciye yeni nesil bir tiyatro izleme deneyimi sunuyor.

 

Bir bakmışsın bir sır bin sır; bin hayal bir hayal olmuş.

 

Rus ve Dünya Edebiyatının en büyük kalemlerinden Anton Çehov’un kült metinleri arasında anılan “Üç Kız Kardeş”, Başak Daşman, Nur Fettahoğlu ve Şükran Ovalı’nın göz dolduran performanslarıyla tiyatro severlerin karşısına çıkıyor. “Üç Kız Kardeş”, yalnızlığı, terk edilmişlik üzerinden ele aldığı hikayesi ile insanın en üzgün anında bile en didiştiği kardeşiyle kurduğu bağın kendisini yalnızlıktan kurtulabileceğini seyirciye sunuyor.  “Kardeşten öte köy yok” diyen oyun, aynı zamanda en yakınındakilere attığın çığlıkların havada asılı da kalabileceğini, kişinin susmayı çözüm olarak görebileceğini kardeş olmak perspektifinden ele alarak hem doğumun hem ölümün anıldığı bir anı yaşatıyor. 

 

Senler önce kaleme alınmış olmasının yanında zamansızlığı ile her dönem izleyicilerde karşılığını bulan “Üç Kız Kardeş”de; aile olmak, kardeş olmak, sırlar ve hayallerin etrafında dolanmak ve belki de aslında tamamen hep yalnız olmak duygu durumları incelikli detaylarıyla seyirciyle buluşuyor. “Üç Kız Kardeş”i daha önce deneyimlemediğiniz dijital formatta Başak Daşman, Nur Fettahoğlu ve Şükran Ovalı’nın etkileyici performansları ile bu akşam saat 20.00’de Zorlu PSM YouTube kanalından izleyebilirsiniz.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kadın Oyunları Festivali'nin Üçüncü Oyunu "Evin Kokusu"

Ulusal ve uluslararası birçok sanat projesine imza atan Bilkent Center, Kadın Oyunları Festivali ile tiyatro severleri Bilkent Sahne AST’ta ağırlamaya devam edecek. 4 Mart ’ta perdelerini açan Kadın Oyunları Festivali, 10 Mart’ta “Evin Kokusu” oyunu ile devam edecek.

 

Nagihan Gürkan’ın yazıp yönettiği oyun, dış dünyanın düşünme biçimine göre değil içten gelen duygular ile olayları gözlemleme imkânı sunuyor. ”Evin Kokusu” oyununun başrolünü Sıla Erkan üstleniyor.

 

100 doğal havalandırma sistemi bulunan Bilkent Sahne AST’ta üst düzey hijyen önlemleri uygulanıyor. Bu kapsamda tiyatro severler salona HES kodu uygulaması ve ateş ölçümü ile alınacak. Sosyal mesafe kuralları gereği koltuk sayısının yarıya indirileceği salonda misafirlerin maske kullanım zorunluluklarına dikkat edilecek. 

 

Festival boyunca sosyal mesafe kuralları gereği boş bırakılan koltuklara, toplumsal farkındalık yaratılması amacıyla erkek şiddeti sonucunda yaşamını yitirmiş kadınların fotoğrafları yerleştirilecek. Bu koltukların satışından elde edilen gelir Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Mor Çatı sivil toplum kuruluşlarına bağışlanacak. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Akıl, Beyin, Kültür”de bu hafta doğu-batı konuşulacak

Zıt kavramların farklı bakış açılarınca ele alındığı “Akıl, Beyin, Kültür” programı, TV 100 ekranlarında seyirciyle buluşmaya devam ediyor. Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan moderatörlüğünde, siyaset bilimci Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan ve nöroloji uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı’nın kavramları inceledikleri programın 28 Şubat 2021 Pazar günü ekrana gelecek bölümünde “doğu-batı” konusu ele alınacak.

 

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın, Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan ve NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı ile birlikte hazırladığı, “Akıl, Beyin, Kültür” programı yoğun ilgiyle takip edilmeye devam ediyor.  

 

Her bölümde zıt iki kavramın, farklı uzmanlık alanlarının görüşleriyle ele alındığı programın 21’inci bölümü, 28 Şubat 2021 Pazar günü saat 12:20’de TV 100 ekranlarında izleyici ile buluşacak. 

 

21’inci  bölümde “doğu-batı” kavramları, Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan ve Prof. Dr. Sultan Tarlacı tarafından psikiyatri, uluslararası ilişkiler, dünya siyaseti, nöroloji gibi pek çok alanı içeren açılardan değerlendirilecek.

 

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Kütüphanesi’nde çekimi gerçekleştirilen programa Üsküdar Üniversitesi Ergoterapi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sevda Asqarova’nın canlı piyano performansına her bölümde bir de farklı enstrüman eşlik ediyor. 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı