Kategori arşivi: Kültür & Sanat

Tasını tarağını al, köyüne dön “Haydee Vargit”

Vargit çiçeklerinin açması ile yaylalardan köye dönüş yolculuğunu anlatan, Varol Uzlu yönetmenliğinde çekilen belgesel film "Haydee Vargit", 21 Eylül 2021 tarihinde izleyicisi ile sinemalarda ve dijital platformlarda buluşacak.

İlk belgesel filmi "Mahalle Maçı-5'te haftayım 10'da biter" ile 2009 Ankara Film Festivali'nde finalist olmayı başaran yönetmen Varol Uzlu son belgesel filmi "Haydee Vargit" için şunları söyledi:

Hikayeni adım adım yaşarsın

"Doğduğun coğrafya kaderindir, hikayeni yazmaz adım adım yaşarsın fikrini anlatmaya çalıştığım belgeselin çekimlerine 2020 yılı sonbaharında başladık. Karadeniz'in en güzel yaylalarından olan Kadırga'da havaların soğumaya yüz tuttuğunu Vargit çiçeklerinin açmaya başlamasından anlarsınız. Bu çiçeğin açması doğanın bir mesajıdır artık. Doğa ana; 'göçünü, tasını tarağını al köyüne dön' mesajını bu güzide çiçekle gönderir. Kadırga yaylasında ailesi ile yaşayan çoban Ümit de dönüş hazırlığına girer. Köyden gelecek can arkadaşı 'Garabalta'yı beklemektedir. Üç gün sürecek bu yayla dönüşünde ona arkadaşlık edecektir. Vargit çiçekleri'nin açması ile yaylalardan köylerine dönüş yolculuklarını anlattığım bu film, belgesel sinema tarzında hazırlandı. Oyuncularımızın tamamı doğal oyunculardan yani bu göçü yaşayanlardan oluşuyor. Süresi 58 dakika olan film, 2021 Eylül ayında gala gösterimi yapıldıktan sonra sinemalarda ve dijital platformlarda seyircisiyle buluşacak."

Kültürümüz, geleneklerimiz yavaş yavaş ölüyor 

Aynı zamanda fotoğraf sanatçısı olan Varol uzlu; geleneksel yaşamın son demlerini yaşadığımızı da belirterek şunları ekledi: 

"Yeni nesil şehrin ve sanal dünyanın içine sıkışıp kalmış, bir batağın içinde mutsuz, herşeyi çabucak tüketen bir dünyadayız artık. Bir şeker ile sevinen çocukların yerini bilgisayar oyunlarında bir kişi daha nasıl öldürürüm çocukları oluştu. Arkadaşlık duygusu bitti, suç oranları arttı, kadına şiddet çoğaldı. Depresyon, çağın yeni hastalığı artık. Köylerdeki yaşam da yavaş yavaş yok oluyor, çoğu köy okulu kapandı. Kültürümüz, geleneklerimiz yavaş yavaş ölüyor. Kimse bunun farkında değil. Şehirlerde, sokakta oyun oynayan çocuklar neredeyse kalmadı.
Ben bunu, şehir çocukluğu yaşayan biri olarak hissediyorum. Yaptığım işlerle bunu topluma hatırlatmaya çalışıyorum. Çektiğim filmlerde hep amacım bu oldu. Köylerdeki yaşamı fotoğraflayarak böyle bir hayatın da olduğunu, bu güzellikleri yaşamanın hazzını hatırlatmaya çalışıyorum ve bu beni daha sorumlu bir sanatçı olmaya itiyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Filmimin Hikayesi Kazananı “Kırmızı Araba”nın gala gösterimi gerçekleşti

T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü‘nün destekleri ile TÜRSAK Vakfı tarafından gerçekleştirilen “Filmimin Hikâyesi” yarışmasının kazananı “Kırmızı Araba” filminin galası Kanyon AVM Cinemaximum’da gerçekleşti.

 

Çocukları sinema sanatıyla buluşturmak amaçlı bu yıl 17. kez gerçekleştirilen Çocuk Filmleri Festivali’nde Filmimin Hikayesi yarışması ile Asya Şahin hayallerini perdeye taşıma fırsatı buldu. Senarist ve yönetmen Ali Tanrıverdi tarafından filme çekilen “Kırmızı Araba”nın galası Kanyon Avm Cinemaximum’da yapıldı. Kırmızı Araba filminin gala gösterimine filmin yönetmeni Ali Tanrıverdi, filme oyuncu olarak katkı yapan TÜRSAK Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Burhan Gün, filmin diğer oyuncusu Beste Bereket ve TÜRSAK Başkanı Cemal Okan katıldı.

 

Hayal Kurmaktan Asla Vazgeçmeyin

 

Gösterimi öncesi konuşan Kırmızı Araba filminin yönetmeni Ali Tanrıverdi, çocuklarla çalışmalarına fırsat veren TÜRSAK Başkanı Cemal Okan’a teşekkür etti. Filmimin Hikayesi finalistlerinin de katılımıyla gerçekleşen galada çocuklara seslenen Tanrıverdi, “Asla hayal kurmaktan vazgeçmeyin” dedi ve Filmimin Hikayesi kazananı Asya Şahin’in gala gecesinde yanında olan herkese ayrıca teşekkür etti. 

 

Ali Tanrıverdi’nin konuşması sonrası sahneye gelen TÜRSAK Vakfı Başkanı Cemal Okan Filmimin Hikayesi projesine çok önem verdiğini, çocukların geleceğimiz olduğunu belirterek katılan herkese teşekkür etti. Cemal Okan, çocukların hayallerini gerçekleştirmesinde TÜRSAK Vakfı olarak ellerinden gelen her şeyi yapacaklarının altını çizdi ve hikayesi filme çekilen Asya Şahin’i tebrik etti. Cemal Okan ayrıca TÜRSAK Vakfı’na yaptığı katkılardan dolayı CGV Mars Cinema Group’a ve şirketin COO’su olan Nurdan Ulu Horozoğlu’na teşekkürlerini iletti.

 

Birinin Hayalinde Rol almak Benim İçin Heyecan Verici

 

Cemal Okan’dan sonra mikrofonu devir alan filmin oyuncusu Beste Bereket, “Benim için heyecan verici bir şey birinin hayalinde rol almış olmak” dedi. Bir hayalin peşinden koşmanın yürek, azim ve yüksek bir enerji istediğini belirten Bereket, İki yıl aradan sonra sinemaya geldiği için mutlu olduğunu ifade ederek bu toplanmaya sebep olan Asya Şahin ve TÜRSAK Vakfı’na teşekkür etti.

 

Son olarak sahneye gelen Filmin Hikayesi Kazananı Asya Şahin, çok mutlu ve hayatının en güzel günü olduğunu belirterek hayalini gerçekleştirdiği için Ali Tanrıverdi’ye ve TÜRSAK Vakfı’na teşekkür etti. 

 

Karikatürist ve Animasyon Yapımcısı Varol Yaşaroğlu başkanlığında; Senarist ve Yönetmen Ali Tanrıverdi, Yazar ve Psikiyatrist Cem mumcu, Oyuncu Ceren Benderlioğlu, CGV Mars Cinema Group COO’su Nurdan Ulu Horozoğlu’ndan oluşan Filmimin Hikayesi Ana Jüri Üyeleri tarafından birinci seçilen Asya Şahin’in Kırmızı Araba öyküsü, Ali Tanrıverdi’nin yönetmenliğinde filme çekildi ve yarışma sayesinde bir kez daha çocukların sanatsal üretim gerçekleştirmesine katkı sağlandı.  

 

Çocuk Filmleri Festivali ile ilgili ayrıntılı bilgiler ve güncel duyurular yarışmanın web sitesinden ve TÜRSAK Vakfı'nın sosyal medya hesaplarından takip edilebilir.

Türsak Hakkında

1991 yılında, sinema, televizyon, güzel sanatlar, basın, iş ve politika dünyasından tanınmış 215 üyenin katılımıyla kurulan Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı – TÜRSAK; 30. yılını doldurmuş olan özerk bir vakıftır.

Bugüne kadar onlarca değerli yönetmen, yüzlerce sinema öğrencisi ve sektör çalışanı yetiştiren TÜRSAK Vakfı, sektörel endüstriye kaliteli elemanlar kazandırdı. Diğer taraftan sayısız uluslararası festival, film haftası, yarışma, panel, seminer, sempozyum ve atölye gerçekleştiren, yaptığı yayınlar ve yapımlarla sinema sektörüne ve sektörün bilgi birikimine katkıda bulunan vakıf; aynı zamanda 2005-2008 yılları arasında, Türkiye’nin uluslararası tanıtımı adına en kaliteli, en büyük projelerinden biri olan Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin organizasyonunu gerçekleştirdi ve festivale şu anki uluslararası kimliğini kazandırdı; festivale kazandırdığı film marketle festivali sinemacıların buluştuğu bir merkez haline getirdi. Kurulduğu günden bugüne kadar ilkeleri ve prensipleri doğrultusunda hareket eden, yegâne amacı halka hizmet etmek olan TÜRSAK Vakfı; gerçekleştirdiği organizasyonlarla kitlelerin bilinçlenmesini sağlayan ve aynı zamanda ülke ekonomisine katkıda bulunan bir vakıftır. TÜRSAK Vakfı, Mart 2021’den itibaren Cemal Okan başkanlığındaki yeni yönetim kurulu tarafından yönetilmektedir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kemal Yalçın Kent Belleği’nde göçü ve Türkiye’ye sığınan almanları anlattı

Göç ve mübadele konusundan yazdığı kitaplarla Türkiye’nin yanı sıra yurt dışında da ismini duyuran Yazar Kemal Yalçın, Selçuk Efes Kent Belleği’nde düzenlenen söyleşi ve imza gününde Efes Selçuklularla buluştu. 

 

TEK MEYVE İLE BAHÇE OLMAZ 

Mübadeleyi bir kopuş,  bir ayrılık olarak nitelendiren ve “Anadolu göçmenler ülkesidir” diyen Kemal Yalçın söyleşinin ilk bölümünde, Denizli Honaz’da yaşayan bir Rum ailenin, sürgüne gönderilirken ailesine emanet ettiği kızlarının çeyizinin yaklaşık 80 yıl sonra aileye geri veriliş öyküsünü anlattığı Emanet Çeyiz adlı kitabından bahsetti. Yalçın; “1996 yılında babama emanet edilen Rum ailenin çeyizlerini sahiplerine geri vermek için Yunanistan’a gittim. Emanet Çeyiz’i yazarken karşılaştığım insanlardan biri olan Baba Yorgo’dan şöyle bir söz duymuştum; “Tek meyve ile bahçe olmaz”. Bir ülkede ne kadar çok din, dil, ırk varsa o kadar zenginlik vardır.  Bu kitabın ana düşüncesi budur.  Emanet Çeyiz barışın, dostluğun ve hasretin, vefanın kitabıdır. Bu kitabım Türkiye’de mikro tarih belgesel roman tekniğinde bir yenilik getirdi. Bu kitap çıktıktan sonra 1998 Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Ödülü, 1998 Kültür Bakanlığı Roman Başarı Ödülü ve 1999 yılında Türkiye- Yunanistan Dostluk ve Başarı Ödülleri’ni aldım” dedi.

 

NAZİ ALMANYASI’NDAN KAÇAN BİLİM İNSANLARININ HİKÂYESİ 

Söyleşinin ikinci bölümünde Türkiye’ye sığınan Alman bilim insanlarının hikâyesini anlatan kitabı Haymatlos’dan bahseden Kemal Yalçın; “Haymatlos Türkçe ’de yersiz yurtsuz vatansız demektir. İlk kez 1944 yılında Çorum, Yozgat ve Kırşehir’e enterne edilen Almanlar için kullanılmıştır. Almanya’da Naziler iktidara el koyduktan sonra ilk yaptıkları şey 3100 kadar bilim insanını üniversitelerden atmak oldu. Nazi barbarlarının ırkçı yasalarıyla mesleğini icra edemez hale gelen Ord. Prof. Dr. Ernst Eduard Hirsch  İstanbul ve Ankara Üniversitelerinde Hukuk Fakültesi’ni kurdu. Sosyal Sigortalar Kanunu’nu çıkardı. 1933- 1945 yılları arasında Türkiye Alman bilim insanlarının ikinci vatanı oldu” dedi. Kemal Yalçın ayrıca Haymatlos kitabında yer alan Mimar Clemens Holzmeister, Müzisyenler Ernst Praetorius, Paul Hindemith ve Eduard Zuckmayer,  Tiyatro ve Opera Yönetmeni Carl Ebert, Siyasetçi ve Şehir Planlamacı Ernst Reuter, Yaşar Kemal’in romanlarını Almanca’ya çeviren Cornelius Bischoff gibi isimlerin hikâyelerini ve Türkiye’de akademik alanlarda sundukları katkıları anlattı. 
Yazar Kemal Yalçın söyleşinin ardından kitaplarını okurları için imzaladı. 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Cazın eşsiz melodileri Beylikdüzü’nde yankılandı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 28. İstanbul Caz Festivali’nin sevilen etkinliklerinden olan Parklarda Caz, bu yıl da müzikseverleri Beylikdüzü Yaşam Vadisi’nde bir araya getirdi. Beylikdüzü Belediyesi’nin katkılarıyla Yaşam Vadisi 6 Mayıs Gençliğimiz Var Sahnesi’nde gerçekleşen etkinlikte, birbirinden önemli isimler sahne alarak dinleyicilere eşsiz bir akşam yaşattı.  

 

İKSV tarafından düzenlenen İstanbul Caz Festivali, 28. kez müzikseverlerle buluştu. Festivalin sevilen etkinliklerinden olan ve İstanbul’un farklı noktalarında cazın önde gelen isimlerini konuk eden Parklarda Caz’ın duraklarından biri de Beylikdüzü oldu. Beylikdüzü Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleşen etkinlikte, birbirinden önemli isimler cazın büyüleyici ezgilerini 6 Mayıs Gençliğimiz Var Sahnesi’nden tüm İstanbul’a yaydı. Konserlerden önce ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği’nin desteği ve İKSV Alt Kat’ın yürütücülüğünde “Caz Caz Caz” isimli çocuk atölyesi düzenlendi. Parklarda Caz ve İstanbul Bir Sahne etkinlikleri kapsamında farklı yaş gruplarına yönelik sunulan ücretsiz atölyede çocuklar keyifli dakikalar geçirdi.

 

Yaşam Vadisi’nde unutulmaz bir akşam

 

Etkinliğin açılışını, genç müzisyenlere festival programında yer alabilecekleri bir platform oluşturma amacıyla düzenlenen Genç Caz konserleri kapsamında sahne alan “August” isimli grup yaptı. İzleyicinin beğenisini toplayan konserin ardından sahneyi, müziğini Bursa ve İstanbul gazinolarından dünyaya açan ve geçen sene de festivalin Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü alan Barbaros Erköse devraldı.  Klarnetin usta isimlerinden olan Erköse ve beraberindeki orkestrası izleyiciden tam not aldı. Saat 21:15’te ise gypsy swing, şanson, caz, pop ve punk müziğin renkli karışımını sunan Viyanalı topluluk Fainschmitz, unutulmaz bir akşam yaşattı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Altın Koza sahiplerini buldu

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın başkanlığında 28’incisi düzenlenen Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde 'En İyi Film Ödülü'nü Ahmet Necdet Çupur’un   yönettiği  Yaramaz Çocuklar filmi aldı. ‘’En İyi Kadın Oyuncu’’ Ödülü’nü Koridor filmindeki performanslarıyla Emel Göksu ve Ayşe Demirel paylaşırken, ‘’En İyi Erkek Oyuncu’’ Ödülü'nü Cemil Şov filmindeki performansıyla Ozan Çelik aldı.

‘’En İyi Film’’ Ödülü’nü Yaramaz Çocuklar filmi ekibine; jüri üyeleri Tilbe Saran, Güven Kıraç, Feridun Düzağaç, Kıvanç Sezer, Seray Şahiner, Meryem Yavuz ve Adana Valisi Süleyman Elban birlikte verdi. 

‘’En İyi Yönetmen’’ Ödülü’nü Bir Nefes Daha’nın yönetmeni Nisan Dağ’a jüri üyesi Kıvanç Sezer, ‘’En İyi Erkek Oyuncu’’ Ödülü’nü Cemil Şov’daki performansıyla Ozan Çelik’e Festival Yürütme Kurulu Başkanı Menderes Samancılar, ‘’En İyi Kadın Oyuncu’’ Ödülü’nü Koridor filmindeki performanslarıyla Emel Göksu ve Ayşe Demirel’e Güven Kıraç takdim etti.  

Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nin ödül töreni, Çukurova Üniversitesi Kongre Merkezi'nde gerçekleşti. Ödül töreni, sinema ve iş dünyasından seçkin davetlilerin katıldığı kırmızı halı geçişiyle başladı. 

Sunuculuğunu Şebnem Özinal ile Volkan Severcan’ın yaptığı tören, jüri üyesi Feridun Düzağaç’ın, yakın zamanda hayatını kaybeden sinema emekçileri ve festival direktörlerinden Kadir Beycioğlu anısına ‘’Unutma Beni’’ şarkısını söylemesiyle başladı. 

Törende açılış konuşmasını yapan Festival Onursal Başkanı ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, konukları ve sanatçıları selamlayarak başladığı konuşmasında, “Sanatın, kültürün, sinemanın, Orhan Kemal’in, Yaşar Kemal’in, olağanüstü doğal güzelliklerin, barışın, kardeşliğin, lezzetin kendi Adana’dan tüm Türkiye’yi sevgi ve saygı ile selamlıyorum” dedi.

SİNEMA İNSANIN RUHUNA DOKUNUR

Başkan Zeydan Karalar, “Sinema deyince akla Adana ve Altın Koza Film Festivali gelir. Altın Koza Film Festivali’nin Türkiye sinemasına, Türkiye sinema endüstrisine sağladığı zenginlik ve kazanım tartışılmaz. Sinema insanların karakterine, görüşüne de olumlu yönde etki yapar. Bu sinema sanatının en önemli özelliklerindendir. Hepimiz sinemadan bir şeyler almışızdır. Karakterlerimizin oturmasında sinemanın önemli rolü vardır” diye konuştu.

SİNEMA SANATÇILARIMIZ DÜNYANIN EN İYİSİ

Adana’nın çok kültürlü bir yapısı vardır. Çeşitli kesimler Adana’da kardeşçe, birlikte yaşar. Bunda sinemanın rolü vardır. Ben Altın Koza Film Festivali’ni Avrupa’da, dünyada hak ettiği yere getirme konusunda üzerime düşeni yapacağım. Sanatçı kardeşlerime, arkadaşlarıma bu konuda güveniyorum. Hayatı yazanlar sonra senaryolaştırıyor ve sanatçılar onu oynuyor. Aslında hayanın kendisini oynuyorlar. Türk sinemasının sanatçılarının dünyanın bütün sanatçılarından daha değerli olduğunu, daha iyi oyuncu olduklarını iddia ediyorum. Çünkü onlar ruhlarını ortaya koyuyorlar. Çok değerli yönetmenlerimiz var elbette. Hepsini yürekten kutluyor, derin sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum” diye konuştu.

BU YIL FESTİVALİ HALKIN AYAĞINA GÖTÜRDÜK

Pandemiden dolayı yaklaşık 2 yıldır çok az film çekildiğini, buna rağmen festivale katılımın yoğun olduğunu hatırlatan Başkan Zeydan Karalar, şunları söyledi: “Bu da Altın Koza Film Festivali’nin başarısıdır. Jüri üyelerimiz filmleri büyük emekle değerlendirdiler. Onlara ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Birbirinden güzel eserleri değerlendirirken tabii ki seçim yapmakta zorlandılar. Bu yıl Altın Koza’yı diğer yıllardan farklı olarak halkın ayağına da taşıdık. Mahallelerde, köylerde, ilçelerde, 30 noktada yazlık sinema gösterimleri gerçekleştirdik. Bu konuda nostalji yaşattık. Adana’da 1900’lü yılların başında başlayan sinema serüvenini, festival kapsamında binlerce insanın film seyrettiği sinema gösterimleriyle sürdürdük. Sinemayı insanlarımızın ayağına götürdük. Dünyanın en güzel nehirlerinden biri olan Seyhan Nehri’nde gondol üzerinde sinema keyfini yaşattık. Çok başarılı bir Altın Koza yaşadık. Festival Yürütme Kurulu’na ve emeği geçen isimsiz kahramanlara çok teşekkür ediyorum.”

Başkan Zeydan Karalar son olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sinema sanatıyla ilgili “Sinema öyle bir keşiftir ki; gün gelecek barutun yerini alacak. Dünya medeniyetine çok büyük katkı koyacak” sözlerini dile getirdi ve “Böyle bir ülkenin vatandaşı olmaktan büyük onur duyuyorum” dedi. 

 

Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması'nda verilen ödüller ise şöyle:

En İyi Film Ödülü: Yaramaz Çocuklar – Yönetmen: Ahmet Necdet Çupur

En İyi Yönetmen Ödülü: Bir Nefes Daha – Yönetmen: Nisan Dağ

Yılmaz Güney Ödülü: Zin ve Ali’nin Hikayesi – Yönetmen: Mehmet Ali Konar

En İyi Kadın Oyuncu Ödülü:  Emel Göksu – Ayşe Demirel – Koridor

En İyi Erkek Oyuncu Ödülü: Ozan Çelik – Cemil Şov

Adana İzleyici Ödülü: Sen Ben Lenin – Yönetmen: Tufan Taştan

Kadir Beycioğlu Jüri Özel Ödülü: Dermansız – Yönetmen: 

En İyi Senaryo Ödülü: Bir Nefes Daha –  Yönetmen: Nisan Dağ

En İyi Müzik Ödülü: Taner Yücel – Cemil Şov 

En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü: Koridor- İlker Berke

En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü: Koridor – Ö. Devrim Ünal

Ayhan Ergürsel En İyi Kurgu Ödülü: Yaramaz Çocuklar – Mathilde Van De Moortel & Elif Uluengin & Nicolas Suburlatı

Yardımcı Rolde En İyi Kadın Ödülü: Lacivert Gece – Aslı Bankoğlu

Yardımcı Rolde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü: Bir Nefes Daha – Eren Çiğdem

Özel Mansiyon Ödülü: Yaramaz Çocuklar Yönetmen: Zeynep Çupur

Umut Veren Genç Erkek Oyuncu Ödülü: Bir Nefes Daha – Oktay Çubuk 

Türkan Şoray Umut Veren Genç Kadın Oyuncu Ödülü: Bir Nefes Daha  – Hayal Köseoğlu

SİYAD 'Cüneyt Cebenoyan' En İyi Film Ödülü: Zin ve Ali’nin Hikayesi Yönetmen: Mehmet Ali Konar 

 Film-Yön En İyi Yönetmen Ödülü: Bir Nefes Daha Yönetmen: Nisan Dağ

 

ULUSAL ÖĞRENCİ FİLMLERİ YARIŞMASI 

En İyi Belgesel: Kış- Yönetmen Berrin   Öz

En İyi Canlandırma Film: Sudan Çıkmış Balık – Yönetmen Nur Özkaya

En İyi Deneysel Film: Sürgünde Bir Yıl – Yönetmez Malaz Usta

En İyi Kurmaca Film: Mesafeler – Yönetmen Efe Subaşı 

Jüri Özel Ödülü: Yoksul Adamlar Nasıl Ölür? – Yönetmen Serkan Kaçmaz

En İyi Film: Arasta – Yönetmen Hüseyin Baltacı ve Mutlu Kahya

ULUSLARARASI ÖĞRENCİ FİLMLERİ YARIŞMASI 

En iyi film: TAPINAK – Yönetmen Murat Uğurlu

Jüri özel ödülü: AMAYI – Yönetmen Subarna Das

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

DocuBox HD Ekranlarında 2. Dünya Savaşı Mevzilerine Yolculuk

Uluslararası medya kuruluşu SPI International bünyesinde HD kalitesiyle izleme deneyimi sunan belgesel kanalı  DocuBox HD, ilginç yapımlarıyla muhteşem deneyimlerin kapısını açıyor. Resmi başlangıç tarihi 1 Eylül 1939 olarak kabul edilen İkinci Dünya Savaşı’nın 82inci yılında, DocuBox HD ekranlarında tarihte bir yolculuk yapıp, dünyayı değiştiren bu savaşın mevzilerini ziyaret edeceğiz.

DocuBox HD İkinci Dünya Savaşı Belgesel Serisi’nde muharebelerin ve kahramanların izini süreceğiz.,

2. Dünya Dünya Savaşı Belgesel Serisi Bölüm 16: "Pasifik'teki Savaşın Muhteşem Hikayesi" 

(WW II Documentary Films – Ep 16 "The Greatest Story of the War in the Pacific 4-4-43Lt. Col. William Edwin Dyess Narrated By Dale Dye") 

21 Eylül Salı, Saat 21:00

Bu belgesel serisi, Amerikan’ın kaderinin, inancının, kahramanlıklarının ve üstesinden gelinmesi zorlu mücadelelerdeki zaferinin destansı bir öyküsünü oluşturuyor. Şaşırtıcı, inanılmaz, ancak tamamen gerçek olayları anlatan aksiyon-macera belgeseli, 2. Dünya Savaşı’nın en sıra dışı kahramanlarından biri olan Yarbay William Edwin Dyess’in gözünden anlatılıyor. Ünlü aktör ve ABD Deniz Piyadeleri gazisi “Dale Dye” tarafından seslendirilmiş olan belgesel, 4 Nisan 1943’de, 10 Amerikalı savaş esiri ve iki Filipinli mahkûmun, Japonya’nın en kötü şöhretli esir kamplarından biri olan Davao’dan kaçış planı yapmalarıyla başlıyor. Bu zorlu kaçış, 2. Dünya Savaşı’nın en akıllarda kalan öykülerinden biridir.

2. Dünya Dünya Savaşı Belgesel Serisi Bölüm 13: "Savaş Günlükleri, Binbaşı Damon 'Rocky' Gause'un 2. Dünya Savaşı'ndan İnanılmaz Kaçışı" 

(WW II Documentary Films – Ep 13 "War Journal the Incredible World War II Escape of Major Damon ‘Rocky’ Gause") 

23 Eylül Perşembe, Saat 14:00

2. Dünya Savaşı'nın inanılmaz ama gerçek kaçış öykülerinden bir diğeri, izleyicileri şaşırtacak bir sonla noktalanıyor. İki Amerikalı, Damon Gause ve William Lloyd Osborne, Bataan – Corregidor'dan kaçarak Filipinler üzerinden Avustralya'ya kaçtılar. Gause ve Osborne'un özgürlüğe kavuşması 52 gün ve 3,200 mil sürdü. Kaçışlarının hikayesini ilginç kılan şey ise, her iki adamın da seyahatleri sırasında bir günlük tutması ve ayrıca ziyaret ettikleri adalardan birinde kendilerine verilen gemide küçük bir kamera olmasıydı. Belgesel tüm bu kayıtları da gözler önüne seriyor.

2. Dünya Dünya Savaşı Belgesel Serisi Bölüm 14: "Jack Amca, Manhattan Projesi ve Ötesi " 

(WW II Documentary Films – Ep 14 "Uncle Jack the Manhattan Project and Beyond") 

27 Eylül Pazartesi, Saat 21:00

Manhattan Projesi, yani dünyanın ilk atom silahını tasarlamak, inşa etmek ve test etmek için binlerce fizikçiye, matematikçiye ve mühendise ihtiyaç vardı. Projeye atananlardan biri de Jack Amca lakaplı John Edmund Gray'di. Manhattan Projesi'nin nihai hedefi, 1939-1945 yılları arasında tahminen 60 milyon insanın öldürüldüğü bir çatışma olan 2. Dünya Savaşı'nı sona erdirmenin bir yolunu bulmaktı. Jack Amca, Amerikan hükümetinin silahla ateş etme yeteneği için değil, beyin gücü için güvendiği kişilerden biriydi.

2. Dünya Dünya Savaşı Belgesel Serisi: "Maggie'nin Savaşı, 2. Dünya Savaşı'nda Gerçek Bir Cesaret, Liderlik ve Kahramanlık Hikayesi" 

(WW II Documentary Films: " Maggie’s War: A True Story of Courage, Leadership and Valor in World War II") 

28 Eylül Pazartesi, Saat 21:00

İkinci Dünya Savaşının en vahşi muharebelerinde savaşan ve bugün 94 yaşında olan 82. Hava İndirme Tümeni gazisi James “Maggie” Megellas’ın Wisconsin’den Avrupa’ya uzanan hikayesine tanık olacağız. “Maggie”, meşhur 82. Hava İndirme Tümeni’nin tarihindeki en başarılı isimdir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İş Sanat’ta “Cuma İş Çıkışı” müzik dolu dakikalar

İş Sanat’ın “Cuma İş Çıkışı” ücretsiz açık hava konserlerinde dün akşam Sattas sahne aldı.

İş Kuleleri Kibele Heykeli önünde hayata geçirilen “Cuma İş Çıkışı”nda sahne alan reggae müziğin Türkiye'deki başarılı temsilcilerinden Sattas, haftanın yorgunluğunu müzik eşliğinde atmak isteyenlere keyifli dakikalar yaşattı. 

 

Cuma akşamları 18.30’da başlayan konserler, 24 Eylül’de BaBa Zula, 1 Ekim’de Hey! Douglas ile devam edecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Genco Erkal Efes Selçuk’ta

Usta Sanatçı Genco Erkal Ahmed Arif Şahdamarım adlı oyunuyla Efes Selçuklu sanatseverlerle Amfi Tiyatro’da buluştu.  Genco Erkal’ın Şair Ahmed Arif’in ölümünün 30. Yılı anısına uyarlayıp yönettiği, şairin şiirleri, mektupları ve söyleşilerinden oluşan müzikli oyunun şarkılarını Ercan ve Gökhan Çağıran seslendirdi.

Ahmed Arif’in portresinden ortaya çıkan müzikli oyuna Efes Selçuklular yoğun ilgi gösterdi. Genco Erkal’ın performansıyla büyük beğeni topladığı oyunun sonunda usta sanatçıya teşekkür eden Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel; “ Bizi Ahmed Arif’in birbirinden güzel, anlamlı ve umut dolu sözleriyle buluşturdunuz ki size ne kadar teşekkür etsek az. Sizin üstü açık bir sahne çağrınız vardı. Bizim üstü açık bir sahnemiz var ama asıl gönüllerimiz size açmış. Önünüzde saygı ile eğiliyorum. Efes Selçuk’un yakından tanıdığı Sevgili Ercan ve Gökhan’a da çok teşekkür ediyorum” dedi. 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Altın Koza’da Onur Ödülleri verildi

Volkan Severcan ve Dolunay Soysert’in sunduğu 28. Uluslararası Altın Koza Film Festivali’nin Onur Ödülleri Töreni muhteşem bir geceye sahne oldu. Bu yılki ‘‘Onur Ödülleri’’ Şerif Sezer, Yavuz Turgul ve Haluk Bilginer’e verildi. 

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, sanatçıları, konukları ve Onur Ödülü alan isimleri selamlamasının ardından “Tarihin, kültürün, sanatın, sinemanın, Karaoğlan’ın, Dadaloğlu’nun, Yaşar Kemal’in, Orhan Kemal’in, Yılmaz Güney’in kenti Adana’ya hoş geldiniz” dedi.

Başkan Zeydan Karalar, “Adana’ya gelen konuklarımız kentimize renk kattı. Nasıl ki Altın Koza Türkiye sinemasına, sinema endüstrisine çok önemli katkı  sağlıyorsa, siz değerli sanatçılarımızın Adana’ya gelmesi de, Adana’yı şereflendirmesi de kentimize aynı şekilde katkı veriyor. Altın Koza deyince elbette film festivali akla gelir, Adana deyince de sinema akla gelir. Adana sinemasında da, Türkiye sinemasında da Adana’nın evrensel değerleri olan Yaşar Kemal’in, Orhan Kemal’in katkısı vardır. Yaşar Kemal’in Yılmaz Güney’i sinemaya teşvik etmiş olması, sinema sanatına sağladığı bir başka önemli katkıdır. Bu kadar değerli sanatçıyı yetiştiren bir şehrin evladı olmaktan gurur ve onur duyuyorum. Yaşar Kemal’in, Orhan Kemal’in, Yılmaz Güney’in ve diğer çok değerli sanatçıların o kadar önemli katkısı var ki Adana’ya, belki biraz da bu nedenle kentimizin yüzü her zaman, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği gibi Aydınlığa dönük olmuştur. Bu yüzden de Adanalı olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Konuklarımıza kentimize geldikleri için bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum” diye konuştu.

Türk Sineması’nın usta ismi Şerif Sezer’e ödülünü, Yılmaz Güney’in eşi Fatoş Güney takdim etti. Güney ‘’Bu güzel ve zarif arkadaşım bizim ve Türk Sineması için çok değerli. Ödülü kendisine verdiğim için ayrıca çok mutluyum’’ dedi. Ödülünü almak için sahneye gelen Sezer heyecanını gizleyemedi ve tüm konuklar tarafından ayakta alkışlandı. Şerif Sezer duygularını ‘’Ben çok şanslı bir oyuncuyum. Çok az filmde oynadım ama oynadığım tüm filmler çok iyi filmler oldu. Yönetmenlerime, yapımcılarıma, bana bu rolleri veren herkese çok teşekkür ediyorum. Ayrıca kaybettiğimiz festival direktörü Kadir Beycioğlu’nu anmak istiyorum. Altın Koza benim için biraz da Kadir Beycioğlu demekti’’ diyerek dile getirdi. 

Festivalde Onur Ödülü’nü alan bir diğer isim Yavuz Turgul, sağlık nedenlerinden dolayı geceye katılamadı. Usta yönetmenin ödülünü, kızı Nisan Turgul, Eşber Yağmurdereli ve Ali Haydar Bozkurt’tan aldı. Nisan Turgul babasının gönderdiği ‘’Aranızda olmayı, bu geceyi sizlerle paylaşmayı ve bu çok değerli ödülü kendi ellerimle almayı çok isterdim. Adana Altın Koza Festivali’nin tüm çalışanlarına, sinemaya ruh katan bu nedenle film sevenlerin hala başkenti olan Yılmaz Güney’in şehri Adana’ya beni onurlandırdığı için teşekkürlerimi sunuyorum, var olun’’ mesajını dile getirdi. 

Haluk Bilginer ödülünü Türk Sineması’nın usta ismi Hale Soygazi ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın elinden aldı. Haluk Bilginer, yirmi yıl önce bir röportajda söylediği ‘’Bundan yirmi yıl sonraki Haluk Bilginer’i çok kıskanıyorum. Kim bilir neler öğrenmiş olacak’’ sözlerine ithafen konuşmasında ‘’Yirmi yıl sonra buradayım, karşınızdayım. Bir yirmi yıl sonra neler öğreneceğimi çok merak ediyorum. Hala buradaysam, size söz veriyorum yirmi yıl sonra da buraya geleceğim. Türkiye’de sanat hep, rağmen yapıla gelmiştir. Yasaklara rağmen, sansüre rağmen, engellenmeye rağmen, olanaksızlıklara rağmen… Ama ülkemizin sanatçıları bu engelleri aşarak, bu duvarları yıkarak dünya çapında ödül alan işler yapmayı becermişlerdir.  Bu da sanatçının inancı, inadı, direnci ve gerçeği söylemek için çabası… Adana Altın Koza Festivali de öyle… 1969’dan beri engellere karşı direnerek, bugünlere gelebilmiş prestijli bir festival olmayı başarmıştır. Başta Zeydan Karalar’ın katkıları, destekçileri, gönüllüleri… Onlara şükranlarımı ve saygılarımı sunuyorum. Buradan Onur Ödülü almak benim için büyük bir onur. Çok teşekkür ederim. Bu onuru iki çok sevdiğim ustayla paylaşıyor olmak, Yavuz Turgul ve Şerif Sezer ile paylaşıyor olmak benim için büyük bir onur. Sizlere çok teşekkür ederim. Eğri zamanlarda dik duranlara selam olsun’’ dedi. 

Hale Soygazi Haluk Bilginer’e ödülünü ‘’Bu ödülü hepinizin duygularının tercümanı olarak takdim etmek istiyorum. Çünkü çok değerli oyuncu arkadaşım, hayranlıkla izlediğim büyük oyuncu Haluk Bilginer’e bu ödülü vermek benim için mutluluk verici’’ diyerek takdim etti. 

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ödülü verirken  ‘’Heyecandan ve mutluluktan uçuyorum. Bütün sanatçılara, Adana’ya, Altın Koza’ya zenginlik ve değer kattıkları için tekrar tekrar teşekkür ediyorum.’’  dedi. 

Geceye, sanat ve siyaset dünyasından pek çok isim katıldı.  Ödül töreni Ferhat Livaneli ve orkestrasının verdiği konserle sona erdi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri genç tiyatroculara destek oluyor

Türkiye’nin en prestijli ve uzun soluklu ödülü Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri, genç sanatçıları destekleyerek Türk tiyatrosunun gelişimine katkıda bulunmaya devam ediyor. Bu kapsamda Türk tiyatrosunun gençlerin gayretleriyle yükselmesine olanak tanıyan Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri Yapı Kredi’nin Türk Eğitim Vakfı’nda oluşturduğu burs fonu aracılığıyla tiyatro alanında eğitim almış ve yüksek lisans eğitimini tiyatro alanında yapmak isteyen 10 öğrenciye burs sağlıyor. 2021-2022 eğitim-öğretim yılı için 6 Eylül – 6 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek olan yüksek lisans burs başvurularında adaylar, Türk Eğitim Vakfı Genel Müdürlüğü tarafından oluşturulacak komisyon tarafından seçiliyor. Burs ile ilgili tüm detay ve koşullara Afife.org adresinden ulaşılabiliyor. Türk Eğitim Vakfı ile oluşturulan burs fonu sayesinde, maddi desteğe ihtiyacı olan başarılı gençlerin eğitimine katkı sağlanması hedefleniyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı