Netflix, Çağatay Ulusoy’un başrolünde yer aldığı yeni filmi Tam Bir Centilmen’in yayın tarihini özel bir video ve filmden karelerle duyurdu. Yapımcılığını Onur Güvenatam’ın, yönetmenliğini Onur Bilgetay’ın üstlendiği, senaryosunu ise Deniz Madanoğlu‘nun kaleme aldığı Tam Bir Centilmen, 26 Eylül’de Netflix’te izleyicilerle buluşacak.
Tam Bir Centilmen, göz kamaştırıcı bir yaşam süren ancak derinlerde büyük bir mutsuzluk yaşayan Saygın’ın, gerçek mutluluğu arayışını etkileyici bir atmosferle izleyiciye aktarıyor. Varlıklı kadınların gözdesi ve baştan çıkarıcı olarak tanımlanan Saygın’ın içsel yolculuğunu konu alan film, onun parıltılı dış dünyasının ardındaki karmaşık ruh halini keşfe çıkıyor. Oyuncu kadrosundaÇağatay Ulusoy’a, Ebru Şahin, Haki Biçici, Nazlı Bulum ve Şenay Gürler gibi başarılı isimler eşlik ediyor.
Tam Bir Centilmen Hakkında:
Dışarıdan bakıldığında Saygın, lüks ve parıltılı dünyada kendine yer edinmiş bir adamdır. Şehirdeki çoğu insan ona zengin kadınların gözdesi, baştan çıkarıcı ve duygusuz bir avcı olarak bakar. Ancak bu görünüşün ardında bambaşka bir gerçek saklıdır. Saygın, her kadına istediklerini, belki de içten içe arzuladıkları ama dile getirmeye çekindikleri duygusal tatmini sunan bir adamdır. Onlara kendilerini özel, değerli ve önemli hissettirmek onun işidir; fakat Saygın’ın asla kendine sormadığı bir soru vardır: Kendi mutluluğum nerede? İşte bu soru,genç ve saf Nehir ile tanışmasıyla aklına girer ve özenle kurduğu tüm dengeler ve hayatı alt üst olur.
Yönetmen:
Onur Bilgetay
Senarist:
Deniz Madanoğlu
Yapım Şirketi:
OGM Pictures
Oyuncular:
Çağatay Ulusoy, Ebru Şahin, Haki Biçici, Nazlı Bulum ve Şenay Gürler
BODRUM HALİKARNASSOS’UN BAŞARILI KORDİNATÖRÜ RIDVAN DEMİRCİOĞLU HEDEFİNİ 2025 OLARAK BELİRLEDİ
Bu yaz sezonu uzun bir aradan sonra açılan Halikarnassos güzel bir sezon geçirmenin mutluluğunu yaşıyor. Başarılı koordinatör Rıdvan Demircioğlu yönetiminde her hafta birbirinden özel sanatçılar, dj ler ve sabaha kadar süren eğlence müşterileri mest etmeye devam ediyor. Yaz başında mükemmel bir planlama ile start veren Halkarnassos koordinatörü Rıdvan Demircioğlu yaptığı açıklama da “Başarılı bir ekip ile yola çıktık. Doğru planlama ile 3 aydır Halikarnassos sezonu başarıyla sürdürürken biz şimdiden 2025 yaz sezonunu hem erken açmayı hem de neler yapabileceğimizi planlamaya başladık.Genelde Bodrum sezon olarak çok parlak geçmese de yerli ve yabancı misafirlerin Halikarnassos’u tercih etmeleri bizi önümüzde ki sezonlar adına çok mutlu etti. Bu konuda bizi tercih eden misafirlerimize çok teşekkür ederiz. Şimdi hedefimiz 2025 yaz sezonu ve yine mükemmel bir HALİKARNASSOS ile başarılı projelere ekibim ile imza atmak olacaktır.
Düğün sonrası after partiler, doğum günleri ve evlilik teklifleri gibi özel organizasyonlar, son yıllarda popülerliğini giderek artıran bir trendle, tekne kiralayarak düzenlenmeye başlandı. Şehir hayatının yoğun temposundan uzaklaşmak ve sevdiklerinizle daha samimi, unutulmaz anlar yaşamak isteyenler için denizin huzur verici atmosferinde gerçekleşen bu etkinlikler, adeta bir kaçış noktası sunuyor. Denizin ortasında, yalnızca davetlilerinizle birlikte olmanın verdiği mahremiyet, bu tür organizasyonları daha da özel kılıyor. Günün stresinden ve kalabalığından uzakta, sadece denizin ve gökyüzünün buluştuğu bir ortamda, tekne üzerinde gerçekleştirilen bu etkinlikler, farklı ve yenilikçi bir alternatif arayanlar için ideal bir seçenek haline geldi. Peki, tekne kiralayarak bu tür etkinlikleri düzenlemenin artıları neler?
Özel ve Eşsiz Bir Atmosfer
Deniz üzerinde bir organizasyon düzenlemek, karada sunulamayacak kadar özel ve farklı bir atmosfer sunar. Gün batımı manzarası eşliğinde, dalga seslerinin yarattığı huzurla birlikte sevdiklerinizle bir araya gelmek, etkinliğe benzersiz bir boyut kazandırır. Özellikle geceleri yıldızların altında yapılan kutlamalar, katılımcılara unutulmaz bir deneyim sunar. Tekne kiralama sayesinde, hem romantik hem de sofistike bir ortamda etkinliğinizi gerçekleştirebilirsiniz.
Mahremiyet ve Konfor
Tekne kiralayarak gerçekleştirilen organizasyonların en büyük avantajlarından biri, tamamen size özel bir alan sunmasıdır. Karadaki mekanların sunduğu kısıtlamalardan uzak, yalnızca davetlilerinizle bir arada olacağınız bu ortamda, organizasyonunuzu tam anlamıyla dilediğiniz gibi şekillendirebilirsiniz. Kalabalık şehir hayatından ve gözlerden uzak bu tür bir etkinlik, özellikle düğün sonrası after partilerde veya evlilik tekliflerinde büyük bir artı olarak öne çıkıyor. Bu tür anlarda, yalnızca sizin ve sevdiklerinizin bulunduğu bir ortamda bulunmak, hem organizasyonun duygusal değerini artırır hem de katılımcılar arasında daha samimi bir atmosfer yaratır.
Ttekneler genellikle lüks ve konforlu bir şekilde tasarlandığından, katılımcılara evlerindeymiş gibi rahat bir ortam sunar. Yalnızca şık dekorasyonlarla değil, aynı zamanda modern olanaklarla donatılan tekneler, hem açık hava etkinlikleri için hem de kapalı alan ihtiyaçlarınız için ideal bir seçenek sunar. Örneğin, yaz aylarında açık güvertede, denizin serinletici esintisi eşliğinde bir parti düzenleyebilirken, kış aylarında ise kapalı alanlarda sıcacık bir atmosferde özel anlarınızı yaşayabilirsiniz. Tekne kiralama ile her iki seçeneği de değerlendirebilme esnekliğine sahip olmanız, bu tür etkinlikleri çok daha cazip hale getirir.
Farklılık Arayanlar İçin İdeal Bir Seçenek
Geleneksel mekanlardan sıkılanlar ve etkinliklerine farklı bir dokunuş katmak isteyenler için tekne kiralama mükemmel bir alternatif. Deniz üzerinde, dalga sesleri eşliğinde bir doğum günü kutlaması veya romantik bir evlilik teklifi yapmak, unutulmaz bir anı olarak hatırlanacaktır. Ayrıca, tekne organizasyonları genellikle çok daha esnek ve kişiselleştirilebilir olduğundan, dilediğiniz konsepte uygun bir düzenleme yapma imkanı da sunar. Örneğin, düğün sonrası after parti için bir DJ kiralayabilir, teknede mini bir konser verebilir veya romantik bir akşam yemeği düzenleyebilirsiniz.
Doğa ile İç İçe Bir Deneyim
Denizin maviliklerinde, suyun huzur veren sesi ve taze esintisi eşliğinde bir organizasyon düzenlemek, karadaki organizasyonlardan çok daha farklı bir deneyim sunar. Tekne kiralama ile doğanın bu eşsiz güzelliklerinden faydalanarak, etkinliklerinizi daha anlamlı ve etkileyici hale getirebilirsiniz. Özellikle yaz aylarında, denizin serin sularında gerçekleştireceğiniz bir düğün sonrası after parti veya doğum günü kutlaması, hem sizin hem de davetlileriniz için unutulmaz bir deneyim olacaktır.
Pratik ve Rahat Organizasyon İmkanı
Tekne organizasyonlarının bir diğer önemli avantajı, pratik ve rahat bir şekilde düzenlenebilmesidir. Karadaki etkinlik mekanlarında, genellikle birçok detayla birebir ilgilenmeniz gerekebilir. Ancak tekne kiraladığınızda, bu süreç çok daha kolay ve stressiz hale gelir. Teknevia gibi profesyonel hizmet sağlayıcıları, tekne kiralama sürecini en başından itibaren sizin için oldukça basit hale getirir. Yapmanız gereken tek şey, hayalinizdeki organizasyonu planlamak ve geri kalan tüm detayları profesyonellere bırakmak. Yemek servisi, müzik, dekorasyon gibi zaman alıcı ve ayrıntılı konularla uğraşmadan, istediğiniz tarzda ve konsepte uygun bir etkinlik düzenleyebilirsiniz.
Bu hizmet sağlayıcıları, organizasyonun her aşamasında size destek olarak, davetlilerinizi en iyi şekilde ağırlamanızı sağlar. Özellikle teknede yemek servisi, farklı damak zevklerine hitap edecek şekilde özenle hazırlanır ve bu da organizasyonunuzun kalitesini bir üst seviyeye çıkarır. Müzik seçenekleri, etkinliğinize uygun olarak belirlenir ve hatta isterseniz canlı müzik veya DJ performansı gibi özel istekler de karşılanabilir. Dekorasyon konusunda ise, teknede yaratılacak atmosfer tamamen sizin tercihlerinize göre şekillendirilir; sade bir şıklık ya da gösterişli bir ambiyans yaratmak tamamen sizin ellerinizde.
Ekonomik Çözümler
Tekne kiralama ile düzenlenen organizasyonlar, sunduğu lüks ve özel hizmete rağmen, düşündüğünüzden daha ekonomik olabilir. Özellikle büyük gruplar için düzenlenen etkinliklerde, kişi başı maliyet, lüks bir otel veya restoran organizasyonuna kıyasla daha uygun olabilir. Tüm hizmetlerin tek bir paket halinde sunulması, hem zaman tasarrufu sağlar hem de maliyetlerin daha kolay yönetilmesine yardımcı olur. Teknevia gibi profesyonel hizmet sağlayıcıları, farklı bütçelere uygun çözümler sunarak, herkesin bu eşsiz deneyimi yaşamasını mümkün kılar.
Deniz üzerinde tekne kiralayarak düzenlenen organizasyonlar, hem farklı hem de unutulmaz bir deneyim sunar. Mahremiyet, doğa ile iç içe olma imkanı, ekonomik çözümler ve kişiselleştirilebilir organizasyon seçenekleri ile bu trend, giderek daha fazla kişi tarafından tercih ediliyor. Özel anlarınızı daha da özel kılmak için, tekne kiralama seçeneğini değerlendirmek kesinlikle unutulmaz bir deneyim sunacaktır.
Türkiye’nin çok sevdiği iki isim GAİN ekranlarında bir araya geliyor!
Oyuncu Zafer Algöz ve şarkıcı Hakan Altun, Bodrum’da demir atıyor ve teknelerine arkadaşlarını buyur ediyor. Ortaya neşeli, eğlenceli ve samimi sohbetler çıkıyor. Birbirinden ünlü isimlerin ağırlandığı “Alarga”, 4 Eylül’de GAİN’de başlıyor.
Biri, canlandırdığı her karakterle seyirciyi kendine hayran bırakan usta bir oyuncu… Diğeri, bestelediği ve seslendirdiği şarkılarla Türkiye’nin en çok dinlediği isimlerden. İki yakın arkadaş; Zafer Algöz ve Hakan Altun uzun yıllara dayanan dostluklarını bir sohbet programıyla taçlandırıyor. 4 Eylül’de GAİN izleyicisiyle buluşacak “Alarga”, neşeli ve samimi sohbetiyle seyirciyi mest etmeye geliyor!
Algöz ve Altun, “Alarga” için Bodrum koylarına demir atıp 1 ay boyunca teknede yaşadı. Kaptan Aziz Çelebi ve şef Ecem Çebi’yle birlikte arkadaşlarını ağırlayan ikili, leziz sofralar kurdu; Fedon, Ata Demirer, Şevval Sam, Zeynep Bastık, Can Yılmaz, Merve Özbey, Bülent İnal, Deniz Işın, Oğuzhan Koç, Berkay Şahin, Tanem Sivar, Aslıhan Gürbüz, Emir Yargın, Hüsnü Şenlendirici ve Kerem Tunçeri gibi sevilen isimleri ağırladı. Kimi zaman “Bu akşam eğlenelim sabaha kadar” diye şarkı söylediler, kimi zaman birbirlerine “Yeter! Suyu bitirdin” diye takıldılar, kimi zamansa muhteşem günbatımını hep birlikte izlediler.
“Bir geminin veya filikanın kıyıya yanaşmayıp açıkta durması”, “açık deniz” anlamına gelen “Alarga”, ekranların en eğlenceli sohbet programı olmaya aday!
İrem Derici’yle Cihangir Kaktüs’te buluşmak için sözleşiyoruz. Kapıda karşılaşıyoruz. Son zamanlarda ona fiziğinden dolayı ‘Beton’ diyorlar. Gerçekten öyle, zaten sohbet sonrası spora gidecekmiş. Birbirimizi yıllardır tanıyoruz ama her defasında lügatına beni şaşırtacak yeni argo laflar katmayı başarıyor ve buna çok gülüyor. Her zamanki gibi aşırı komik… İnsana sohbet ederken yaşam enerjisi veriyor. Birer soğuk kahve söylüyor, başlıyoruz sohbete.
◊ Son söyleşimizde eski sevgilin de bizimleydi. Hatta o zamanki bakışmalarınızdan ‘Bu kız evlenir’ diye düşünmüştüm…
Bu kız evlenmez -çok büyük konuşuyorum- kim olursa olsun bu kız evlenmez. Ne evimi, ne hayatımı ne paramı paylaşacak halim kalmadı. O imzayı atınca onun malı, benim malım, hepimizin ortak oluyor, ne münasebet! Ben köpek gibi çalışıyorum. Bak, antidepresanlarımın sayısı 10 gündür üçe çıktı.
◊ Neden?
Haberin Devamı
Çünkü bayılana kadar günlerce uykusuz kalıyorum. Yıllardır gittiğim bir hocam var; profesör, nöropsikiyatr. Kimseye anlatamadıklarımı ona anlatırım. Baktık ki benim bütün olayım takıntıymış. Ve takıntı genetik bir şey.
◊ Neyle ilgili takıntı yapıyorsun bu derece?
Her şeyi takıyorum. Yıllardır kiloma taktım. İşle alakalı her şeyi kafama takıyorum. 15 senedir profesyonel anlamda sahneye çıkıyorum ama hâlâ konserlerde kaç bilet sattık diye takılıyorum. Bu takıntılar beni tamamen uykusuz biri haline getirdi. Hocam da bana “Senin terapilik bir olayın yok. Takıntılar genetiktir, aileden geçer. Bunları terapiyle değiştiremezsin” dedi. İlaçlarımı verdi. Kafam da o kadar hızlı çalışıyormuş ki kafamın hızına vücudumun yetişmesi gerekiyormuş. Bu sebeple ölene kadar spor yapmamı söyledi. Alkole ve ilişkilere ara vermem gerekliymiş. O konuda da söz verdim. Bir haftadır rahat uyuyorum.
◊ “Gönül ferman dinlemez” derler, ilişkiler konusunda nasıl söz verdin? Bir de sen şarkılarında hep aşktan bahsediyorsun…
O 2010’ların başlarındaki İrem’di canım. Şimdiki İrem’in sözlerine bak; “Yırtarım ağzınızı” diyor yeni İrem. Bir de gönül ferman dinliyor. Sor bana “İlişkilerinde âşık oldun mu” diye.
Ben çok güzel kendimi evcilik oyununa sokarım. Aşk dediğin kendini unuttuğun bir şeydir, ben kendimi yıllardır hiç unutmadım. Hoşlanıyorum, partnerliği hoşuma gidiyor, birinin omzuna kafayı yaslama klişesi ama yani çok âşık olsam, gebersem bir günde bitirmem ilişkilerimi.
Küründen (yalandan) diyorum. Aslında “Sana âşığım” da demiyorum. “Seni seviyorum” diyorum. E, ben seni de seviyorum Hakan. “Âşığım, sensiz yaşayamam, nefes alamam” lafları eskide kaldı. Son beş seneden bahsediyorum, benim ipimle kuyuya inilmez.
◊ Neden bitiyor peki ilişkiler?
Haberin Devamı
Başta İrem’in argosu, İrem’in belaltı konuşmaları; bunların hepsine ‘okey’ diyorlar, ama bir süre sonra bakıyorum, benim sahibim gibi hissettikleri için, konuşmalarım batıyor onlara. Benim hayatıma müdahale başlıyor, orada “Görüşürüz beyefendi” diyorum.
Sizi bir tokatlarım, genel kültürümle manyak ederim
◊ Kariyerin boyunca en çok maruz kaldığın şey ne oldu müzik dünyasında?
Şunlar önümü kesti falan gibi şeyler yok. Başarının önünü kimse tutamaz, eğer sen bir şelaleysen bariyer durmaz orada. Ben ne yaptıysam kendime yaptım, 2017’deki durum, çalkantılı ilişkilerim, bazen ağzımdan çıkan gaflar… Hep kendime yaptım.
◊ Bugüne kadar en yanlış anlaşıldığın şey neydi?
Haberin Devamı
“Avam, ilkokul terk, bu da parayı sonradan gördü” gibi şeyler söyleyenler oldu. Bu pandemi döneminde yıkıldı, beni daha iyi tanıdılar. Ama yok öyle bir şey. Varlık tartışılır bir şey, küfretmek avamlık sayılabilir. Benim annemle babam 5 yaşındayken ayrıldı, sonra annemin eline gelen nafakayla yetişen bir çocuktum ama eğitim anlamında hiçbir şeyden eksik bırakılmadım, yüksek lisansımı bitirdim. O ilk zamanlar avam, eğitimsiz lafları çok koyuyordu bana. Sizi bir tokatlarım eğitimimle, genel kültürümle manyak ederim.
◊ Şimdi mutlu musun?
Yüzde 30 kaygılıyım. Yüzde 70 mutluyum. Klişe olacak ama 13 senedir aynı insanlarla çalışıyorum, birbirimizi anlıyoruz, dinliyoruz. Onlarla mutluyum. Annem her sabah mesaj atıyor, mutluyum. Babamla uzaklaştık bu dönem, çünkü ne zaman hal hatır sormaya arasam “Benim dediğim şarkıları çıkarmıyorsun” diye beni müzik terörüne itiyor. Mutluyum, güzel arkadaşlarım var, konserlerim ful çekiyor. Mutsuzum, çünkü ilişki konusunda kendimi bugüne kadar çok yıprattım; mutsuzum, çünkü bir tık daha başarıya acıktığım bir dönemdeyim.
Haberin Devamı
BİR DE İLİŞKİ OLUNCA ÇİRKİNLEŞİYORUM, GÖZÜMÜN FERİ SÖNÜYOR
◊ Evlilikle ilgili mal mülk paylaşımı konusundan dert yandın. Evliliğe mesafenin sebebi gerçekten bu mu?
Onun çözümü var; ilk evliliğimde babamın zoruyla bir mal ayrılığı anlaşması yapmıştık, yine yaparım. Çünkü biri g.tünü devirip yatıyorsa, ben çalışıp kazanıyorsam o para benimdir, ailemindir. Yani sebep o değil. Ben kimseyle yaşayamayacak kadar bencilleştim. Biri evimde saksının yerini değiştirsin, bana geliyorlar. Ya da bir erkek arkadaşım konserlerime gelmeye başlayınca deliriyorum. Stresli olabiliyorum, konser öncesi ses açıyorum, refleks olarak bir anda gaz çıkarabiliyorum. Onun yanında neden geğireyim? Zaten bir ilişkimde gaz sıkışmasından hastanelik hale geldim; kendi evimde beş gün tutacağım diye. Bir de istediğim diziyi izlemek, müziği dinlemek istiyorum. Beyefendinin turşulaşmış müziklerini dinlemek istemiyorum. Ortak hayat istemiyorum; bu konuda netim. Flörtlerim tabii olacak. Kururum yoksa.
◊ “Kimseyle yaşayamayacak kadar bencilleştim” dedin. Ünlü olmaktan mı yoksa insanların alanına girmesinden ya da saygısızlıklardan mı sıkıldın?
Benim alanıma artık kimse giremez. Saygıyla karışık bir korku oluştu bana karşı. Saf saygı diye bir şey yok zaten, birinden ufaktan bir tırsarsın da saygı onunla aynı doğrultudadır. O yüzden hayatıma müdahale etmeleri değil mesele. İnsan eğlendirmek zor ve ben bütün enerjimi sahnede bırakıyorum, bitince uyuyamıyorum o adrenalinle, meslektaşlarım da aynı. Onun haricindeki zamanda kendi hobilerime eğilmek istiyorum. Bir arkadaş grubumuz var, onlarla buluşup enerjimizi atıyoruz ama bunun üzerine ilişki eklenince çirkinleşiyorum. Kilo alıyorum, gözümün feri sönüyor… Ayrılınca kilo vermeye başlıyorum; yüzüme, cildime bir renk, tekrar flört enerjisi geliyor.
MESAJ KUTUM KARATE SALONUNA DÖNDÜ
◊ Sen eski sevgililerinle dost kalamayanlardan mısın?
Ne dost olacağım, bin tane dostum var. Bir de sevişen insandan dost olur mu?
◊ Olmaz mı?
Çok net söylüyorum; bedenleri birbirine değmiş insanlardan dost olmaz. Alkollü bir ortama girersin, eski hisler coşar…
◊ Senin “Genç sevgili severim” gibi bir açıklaman vardı…
Genç enerjisi seviyorum. Çünkü yaşıtlarımın yüzde 90’ının ya uzun ilişkisi var, ya evliler, ya da benim gibi ilk evliliği bitmiş, ikinciye dönüyorlar. Gerçekten benim enerjim bana da fazla, dört kişilik yaşıyorum, genç biri beni daha iyi idare edebiliyor. Bir de gençler çok güzel. Geçen bir happy hour’da “Ben genç enerjisi seviyorum, biriyle flörtleşiyoruz, ‘Kaçlısın’ dedim. ‘2003’lüyüm’ dedi. Şok oldum” dedim. Bu her yerde haber oldu. Bu açıklamanın üzerine bir günde 50 bin takipçi geldi. Sosyal medyadan nüfus kâğıdını atanlar, “Duydum ki gençlerden hoşlanıyorsun” diye yazanlar. Bir günde karate salonuna döndü mesaj kutum, hepsi 25 yaş altı, 18 üstü. Kendimi bir kötü hissettim. Her açıklamam da dikkate alınmasın yani, kendimden 10 yaş büyük birine de, 10 yaş küçük birine de âşık olabilirim, bunun garantisi yok.
MERT DEMİR’İ BİR SALIN, ÇOK BAŞARILI
◊ Son dönemde müzik dünyasında nelere takıksın?
Ortada sinirlenecek bir şey yok, herkes barış içinde. Demet (Akalın), Hande’nin (Yener) sahnesine çıkıyor, sarılarak düet yapıyorlar; küsler barışıyor. Sadece başarılı insanların başarısını algılayamayan ve onları sürekli b.klamaya çalışanlara sinir olurum. Mesela Mert Demir’i bir salın, çok başarılı.
◊ Müzik dünyasını nasıl buluyorsun?
Aşure gibi karman çorman. Hep ikişer senelik tipler çıkıyor, son kullanma tarihi var çoğunun. Tabii bunların yanı sıra kalıcı yeri olanlar da var, onlardan biri olduğumu zannediyorum. Müzik sektörüyle alakalı başka bir şey söylemek de istemiyorum. Kendim daha uzağa nasıl işerim, ona bakıyorum. Yoksa kiminle aşık atayım ki! Rakip mi kaldı? Birileri yürüyor, birileri koşuyor.
KİLOLU MUTLU DEĞİLİM, O YÜZDEN 2017’DE GEBERİP GİDİYORDUM
◊ Bir röportajında “Dış görünüşümle ölene kadar barışmayacağım” demişsin. Ama Instagram profilinde kendiyle çok barışık bir kadın var…
Sen şu an karşındaki kadında ne görüyorsun?
◊ Fotoğraflarındaki gibi güzel bir kadınsın…
Bu bir çaba gerçekten. Benim gidip botoksumu zamanında yaptırmam lazım. 10 saat suratımı inceliyorum. “Elmacıklarım çökmüş, biraz doldurayım” diyorum. Çaba içerisindeyim sürekli, barışmayacağım dediğim bu. Tabii herkesin kendi tercihi, kimisi kilolu mutludur. Ben kilolu hiç mutlu değilim, bu yüzden 2017’de geberip gidiyordum zaten. O yüzden kendimle barışırsam sıkıntı ya da kendimi müzik konusunda herhangi bir konuda başarılı bulur, oldum dersem, bittiğim yerdir. O yüzden son dakikaya kadar savaşım devam edecek.
◊ Genelde kalçalarını beğeniyorlar. Poponu yaptırdın mı?
Yaptırmadım. Bıçak altına yatma konularında eski cesaretim yok. Genel olarak hastalık korkusu başladı. Botoksa, dolguya okey’im. Popo da yaptırmayıvereyim. Ben memeden alayım alkışı, popo da olmayıversin.
Eskilerin hepsini ‘stalk’larım
◊ Son dönemde aynaya bakınca nasıl bir kadın görüyorsun?
Yorgun ama çabalı, hevesli, yine kendi kendini iyileştireceğine inanan, başarılı olmak isteyen… Bugüne kadar yaptıklarım asla yeterli değil. Başarıya susuyor insan, averaj hiç benlik değil.
◊ Neşeli halinin yanında depresif tarafların var mı?
Hep depresifim, alt dişlerimin hepsi kırıldı. O yüzden benim takıntılar depresyona kapı açıyor. Mesela aynı döngüye kızıyorum; “Duş al, giyin, makyaj yap, spora git”. O aynılık depresif hale getiriyor. Kendime vakit ayırmak istiyorum, kafamda İspanyolca öğrenmek var. Bisiklete binmeyi öğrenmek istiyorum, yenilik yaratmam lazım hayatımda. Yoksa Ahmet’le flört et, Mehmet’le ilişkiye başla… Lanet gelsin, istemiyorum.
◊ Erkekler sana neden illallah ettirdi bu kadar?
Belki ben onlara ettirdim. En son bir flört deneyimim oldu, yakın zamanda yemeğe çıktık. Güzel gidiyordu, şöyle sordu: “Geride kalanlar ne halde”. “Hepsini stalk’lıyorum (gizlice takip etmek), bir süre hiçbirinin akli dengesi yerinde olmuyor. Çünkü ben insanların altı senede yaşadığı şeyi altı ayda yaşıyor, yaşatıyorum. O yüzden sudan çıkmış balığa dönüyor ama toparlıyorlar” dedim. O yemekten sonra çocuk bir daha telefonlarıma çıkmadı.
◊ Eskileri stalk’lar mısın?
Hepsini.
◊ Fake hesaplarından herhalde…
Çoğu beni engellediği için normal hesabımdan bakamıyorum.
◊ Neden engelliyorlar?
Bu iki kişide oldu, birinde atlatmam üç senemi aldı. Bir sene sessiz kaldım, sonra sessiz kalamamaya başladım. Çocuğa önce mesaj attım, sonra sosyal medyasına, mail’ine mesaj atmaya kadar düştüm. E-mail’inden bile engelledi. ‘You’ dizisindeki Joe karakteri gibi (gülüyor).
◊ Neden stalk’lıyorsun?
Aynı ortamda olmak istemiyorum. Ayrıldığım kimseyle bugüne kadar karşılaşmadım. Eski eşimle ayrılalı 10 seneyi geçti, hiç karşılaşmadık.
◊ Onlar seni stalk’lıyorlar mıdır?
Köpek gibi… Ama beni stalk’lamasalar ne olacak, herhangi bir kanalı aç, ben varım, benden kaçamazsın, benim ünlü olma sebebim bu.
Çok büyük açıklarımı bekliyorlar şu an
◊ Yeni şarkın ‘Gidelim mi Buralardan’ çıktı. Hikâyesi nedir?
Bu şarkıyı dinlediğimde nakarata kadar beni çok üzüyor, sonra nakaratta aslında böyle hafifmeşrep bir kadından bahsediliyor. “Sen bu kadehten içtin mi” derkenki o kadeh iki anlamlı, anlayana. Söz ve müzik Tüzün’e ait. Bana çok tatlı bir yaz şarkısı gibi geliyor, biraz 70’ler disko ruhunu anımsatıyor. Bir de tutmayan bazı şarkılara küsüyorum, sahnede söylemiyorum. Buna hiç küsmeyeceğim çünkü çok seviyorum.
◊ Şarkında ‘skandal’ lafı geçiyor. Geçenlerde de Instagram’da “Basitlik, skandal, polemik, bunlara ihtiyacımız var. İlla ben mi yapayım” demişsin. Sever misin skandalı?
Eskiden bu işlerin çok içindeydim ama farkındaysan sakinledim, bir de birçok magazinci küstü bana.
◊ Neden?
Üzerlerine alındılar bazı şeyleri, küstüler ya da korkar oldular çünkü benim de en az onlar kadar artık çevrem ve dedikodu ağım var. Birinin sırrını ölene kadar tutarım ama benim damarıma basınca bak bakalım, nelerini dökerim onun. Kinci biriyim, öldürene kadar devam ederim. O yüzden birçok kısım korktu benden. Benim çok büyük açıklarımı bekliyorlar şu an. Bir skandal yaratsa da biz bunu bitirsek diye bekleyenler var. Umarım ekmeklerine yağ sürmem, sakin yaşıyorum çünkü.
◊ Kaostan beslenen biri misin?
Severim, yalan yok. Mahalle birbirine girsin hoşuma gider ama bu tip şeylerin içine girmeye artık eskisi gibi cesaretim yok çünkü aileme karşı maddi olarak sorumluluklarım arttı. Ağzımdan çıkan bir şey bütün işlerime mal olabilir.
Bodrum bu yaz sezonu yepyeni konsepti ile start veren ve kısa sürede ilgi odağı haline gelen HALİKARNASSOS eğlencenin merkezi haline geldi. Her hafta birbirinden ünlü sanatçıların yer aldığı bu çok özel mekânda eğlence durmak bilmiyor.
Bodrum bu yaz sezonu yepyeni konsepti ile start veren ve kısa sürede ilgi odağı haline gelen HALİKARNASSOS eğlencenin merkezi haline geldi. Her hafta birbirinden ünlü sanatçıların yer aldığı bu çok özel mekânda eğlence durmak bilmiyor.17 Ağustos gecesi YOL PROJECT Farklı eğlence anlayışı ile HALİKARNASSOS BODRUM’a davet ediyor.
Bir eğlenceden daha fazlasını vaat eden bu çok özel mekânda yer alacak olan YOL PROJECT . Bodrum da gerçekleşecek olan bu güzel konserde Bodrumluları davet ediyor. Sizde bu çok özel geceye şahit olmak istiyorsanız BODRUM’UN tek eğlence merkezi HALİKARNASSOS’TA yerinizi şimdiden ayırtın
Müzikseverlerin heyecanla beklediği Monolink, geçtiğimiz akşam Cullinan Belek’te sahne aldı. Sanatçı eşsiz performansını otelin büyüleyici atmosferi ile birleştirerek unutulmaz bir geceye imza attı.
Monolink, elektronik müzikle akustik unsurları bir araya getirerek oluşturduğu özgün tarzı ile bilinirken, Cullinan Belek’in görkemli sahnesinde kendine has melodileri ve derin sözleriyle dinleyicilerini adeta büyüledi. Misafirler, Monolink’in sahne enerjisiyle coşarken, otelin sunduğu eşsiz ambiyans ve kusursuz hizmetle de keyifli anlar yaşadı.
Monolink’in sahnedeki etkileyici performansı, misafirlerin gönlünü fethetti. Seçkin otel misafirleri, Monolink’i hayranlıkla izledi ve şarkılarına danslarıyla eşlik ettiler.
Monolink, müziğiyle sadece kulaklara değil, ruhlara da dokunmayı başaran bir sanatçı olarak tanınıyor. Sahneye çıktığı andan itibaren izleyicileri derin bir müzikal yolculuğa çıkaran sanatçı, Cullinan Belek’teki performansıyla da yine büyük beğeni topladı. Özellikle, #MonolinkDiamondNight etiketiyle sosyal medyada büyük ilgi gören gece, müzikseverler tarafından uzun süre hafızalardan silinmeyecek.
Monolink Hakkında
Alman DJ ve prodüktör Monolink, gerçek adıyla Steffen Linck, elektronik müziğin yenilikçi isimlerinden biri olarak tanınıyor. Kendi şarkılarını yazan, söyleyen ve performe eden Monolink, elektronik müzik dünyasında kendine özgü bir yer edindi. 2018’de çıkardığı “Amniotic” albümü ve 2021’deki “Under Darkening Skies” albümü ile büyük beğeni topladı. Müziklerinde duygusal derinlik ve melodik zenginliği bir araya getiriyor, dinleyicilerini farklı bir dünyaya taşıyor.
İstanbul Festivali’nde Emir Can İğrek ve Sertab Erener coşkusu yaşandı. 14. günü geride kalan festivalde sahneyi ilk önce Türkiye’nin genç yıldızlarından Emir Can İğrek aldı. Nalan ve Ali Cabbar gibi sevilen şarkılarını seslendiren genç sanatçı sahneyi Türkiye’nin ilk ve tek Eurovision birincisi Sertab Erener’e bıraktı.
İyileşiyorum, Everyway That I Can, Aşk, Olsun ve Rengarenk gibi şarkılarına on binlerce izleyicinin eşlik ettiği Sertab Erener konserinde ünlü sanatçı bir ilke de imza attı. İstanbul Festivali sahnesinde “Sen İste” parçasını ilk kez seslendiren Erener, yeni şarkısının 13 Eylül’de piyasaya sürüleceğini açıkladı.
300 TL’den başlayan erişilebilir fiyatlarla sunulan festivalin biletleri istanbulfestivali.com web sitesi üzerinden satın alınabiliyor. Festival boyunca sahne alacak diğer sanatçılar ise şu şekilde:
Can Ozan, Dolu Kadehi Ters Tut, Yayla Trio, Pinhani ve Melike Şahin.
TEMA Vakfı, Türkiye’nin dört bir yanından gelen yüzlerce gönüllüsünün katılımıyla İstanbul’da düzenlediği Saha Koordinasyon Toplantısı’nda bu yıl, ünlü müzisyen ve söz yazarı Norm Ender’i ağırladı. TEMA Vakfı gönüllüsü olarak uzun yıllardır doğa çalışmalarına destek veren ve birçok kampanyada yer alan Norm Ender’e, katkılarından dolayı plaket takdim edildi. Sanatçının Cumhuriyetimizin 100. yılında gönüllülerle bir araya geldiği toplantı, unutulmaz anlara sahne oldu.
“Yaşamak İçin Yaşatmaya Gönüllüyüz” temasıyla gerçekleştirilen toplantıya 68 ilden, İl Temsilcileri, İlçe/Mahalle Sorumluları, Genç TEMA Başkanları, genel merkez çalışanları ile TEMA Vakfı Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan yaklaşık 350 kişi katıldı.
Norm Ender ile doğa gönüllülüğüne dair anlamlı buluşma
Etkinliğin ilk gününde “Cumhuriyetimizin 100. Yılında Müzik ve Doğa Gönüllülüğü” paneli Norm Ender’in katılımıyla gerçekleşti. Panel, sanatçı için hazırlanan özel bir teşekkür videosunun gösterimiyle başladı. Videoda, Norm Ender’in 2019 yılında İzmir yangınlarının ardından başlattığı “Fidan Challenge” kampanyasının Türkiye genelinde nasıl büyük bir toplumsal harekete dönüştüğü ve İzmir’de 269.028 fidanın toprakla buluşturulmasına katkı sağladığı vurgulandı. Video gösteriminin ardından sahneye davet edilen Norm Ender, büyük alkış aldı.
“Doğa İçin Mücadele Etmek Bir Onur”
Norm Ender, sahnede TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç ve Genel Müdür Başak Yalvaç Özçağdaş ile doğa, gönüllülük ve müziğin birleştirici gücü üzerine samimi bir sohbet gerçekleştirdi. Genel Müdür Başak Yalvaç Özçağdaş’ın, “Fidan Challenge” kampanyasının önemini sorması üzerine Norm Ender şu sözleri paylaştı: “Fidan Challenge, İzmir yangınlarının ardından hepimizin içini yakan bir dönemde, doğaya olan borcumuzu hatırlatan bir çağrıydı. Bu kampanya, sadece fidan dikmek değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın gücünü göstermesi açısından da çok önemliydi. TEMA Vakfı’nın bu süreçteki desteği için minnettarım.”
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç’ın, müziğinde sıkça yer verdiği “mücadele” temasını doğayı koruma açısından nasıl yorumladığına dair yönelttiği soruya ise Norm Ender, “Doğa, insanlık için en büyük mücadele alanlarından biri. Bu nedenle doğa için mücadele etmek, bizim için sadece bir sorumluluk değil, aynı zamanda bir onur. Sanatçılar olarak insanlara ilham vermek ve toplumsal bilinci artırmak görevimiz. Bu yüzden, müziğimde her zaman mücadele temasını ön planda tutmaya çalışıyorum.” şeklinde yanıt verdi.
100. Yıla Özel “Parla” Marşı ile Coşku Dolu Anlar
Norm Ender, Cumhuriyetimizin 100. yılına özel bestelediği “Parla” marşının hikâyesini de TEMA Vakfı gönüllüleriyle paylaştı. Şarkının, ülkenin her köşesinden insanları bir araya getiren bir marş haline geldiğini ifade eden Norm Ender, eserin yaratım sürecini şu sözlerle anlattı:
“Parla, sadece bir şarkı değil, birlik ve beraberlik duygularının müziğe dönüşmüş halidir. Cumhuriyetimizin 100. yılı gibi büyük bir dönüm noktasını kutlamak, benim için gurur vericiydi. Bu şarkının, 7’den 70’e herkesin dilinde dolaşması, Türkiye’nin dört bir yanından insanları bir araya getirmesi, benim için en büyük ödül.”
Etkinlik, Norm Ender’in sahnede “Parla” marşını gönüllülerle birlikte söylemesiyle devam etti. Katılımcılar, kırmızı ve beyaz kıyafetleriyle Türk bayraklarını sallayarak şarkıya eşlik etti. Salonun her köşesinden yükselen coşku dolu sesler, unutulmaz anlar yaşattı.
TEMA Vakfı’ndan Norm Ender’e Teşekkür Plaketi
Etkinlik sonunda, Norm Ender’e TEMA Vakfı adına doğaya ve topluma olan katkılarından dolayı bir teşekkür plaketi takdim edildi. Plaketi alan Norm Ender duygularını, “TEMA Vakfı’na ve bu yolda birlikte yürüdüğümüz tüm gönüllülere sonsuz teşekkürler. Doğa için attığımız her adım, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için.” sözleriyle ifade etti.
Etkinlik, Norm Ender’in TEMA Vakfı gönüllüleriyle birlikte çektirdiği fotoğraf ile son buldu. Bu anı ölümsüzleştiren kare, doğa için bir araya gelen gönüllülerin en özel anılarından biri olarak hafızalara kazındı.
Genç oyuncu Rukiye Bektaş, “C Takımı 2” filmine yeteneğiyle renk kattı.
İlk filmin kadrosunda yer alan Toygan Avanoğlu, Murat Akkoyunlu, Ömer Kurt, Sera Tokdemir’in rol aldığı ekibe ikinci filmde Hakan Bilgin, Haydar Şişman ve “Fadime” karakteriyle Rukiye Bektaş da dahil oldu.
Filmde Toygan Avanoğlu’nun partneri olan Rukiye Bektaş enerjisiyle sete renk kattı.