Kategori arşivi: Yaşam

Okulda sosyal mesafe 350 inçlik görüntüyle korunacak

Projeksiyonlar okula ve işe dönüşte aralıklı oturma düzeni ve sosyal mesafe için önem taşıyacak. Epson’un geliştirdiği erişilebilir projeksiyon modelleri, ölçeklenebilir ekran boyutları ve taşınabilirliğiyle aralıklı oturma düzeni ve sosyal mesafeye rağmen içeriği herkes için görünür kılıyor. 350 inçe (yaklaşık 9 metre) kadar parlak görüntüler sunan modeller işe ve okula dönüşte salgına yönelik güvenliği artırmayı hedefliyor

Hayatımızı yeni normal adapte etmeye çalışıyoruz. Hijyene, maske kullanımına ve sosyal mesafeyi korumaya çoğumuz çoktan alıştı bile. Okulların açılmasına az zaman kala sınıflarda sosyal mesafenin nasıl korunacağına ilişkin tedbirler görüşülürken, ölçeklenebilir ekran çözümleri bu soruya cevap olabilir. Epson, erişilebilir fiyatlı giriş seviyesi projeksiyon çözümleriyle sosyal mesafeye yardımcı olmayı hedefliyor. 350 inçe varan (889 cm) ölçeklenebilir ekran boyutlarıyla okula ve işe dönüşte sosyal mesafe ve aralık kurallarının daha kolay uygulanmasını sağlıyor.

Yeni Epson EB-2255U, EB-2265U, EB-E20, EB-X49, EB-W49, EB-982W, EB-992F ve EB-FH52 modelleri, iş ve eğitim sektörleri için okula ve işe dönüşü destekleyecek şekilde tasarlandı. Epson Türkiye Görüntüleme Ürünleri Yöneticisi Mustafa Akmaz, “İşe ve okula geri dönüş, oturma düzeninde boşluk bırakmaya ve sosyal mesafeye uymaya çalışırken bazı zorluklar yaratacak. Düz panel muadillerinin aksine, yeni ekran çözümlerimiz 350 inçe kadar esnek ve ölçeklenebilir ekran boyutları sunarak sınıfların ve toplantı alanlarının arkasından bile içeriği görünür kılacak” diyor.

Kablosuz kolay bağlantı

3.200 TL + KDV’den başlayan fiyatlarla sunulan söz konusu modeller, güçlü dahili hoparlörler ve gelişmiş parlaklık düzeyleri (4.200 lümene kadar) ile birlikte yüksek çözünürlüğe (Full HD 1080p) sahipler. 3LCD teknolojisiyle birlikte üç kat daha parlak renkler sunuyorlar. Kullanıcılar ayrıca uzun lamba ömürleriyle birlikte güvenilir performansa düşük bakım maliyetleriyle sahip oluyorlar. Bu yeni projektörler esnek kurulum sunarken odadan odaya taşınması da kolay. EB-FH52 ve EB-922F’deki Miracast üzerinden kablosuz ve ekran yansıtma dahil olmak üzere çeşitli bağlantılar bulunuyor.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

​Rolls-Royce Yeni Nesil Ghost’un Eylül Ayında Prömiyerini Yapıyor.

Lüks otomobil üreticisinin piyasaya çıkacak yeni nesil otomobili klasik unsurlarını koruyan evrimsel bir tasarıma sahip ileri teknololoji ile geliyor.

Eylül ayında yeni otomobilinin örtüsünü kaldırmaya hazırlanan marka aracın yeni niteliklerinden bahseden 4. ve son tanıtım videosunu da yayınladı.

Bu sefer markanın akustik uzmanları, Serenity Formülü olarak adlandırdıkları kapsamlı süreci şu şekilde anlatıyor ;

Akustik ekip, mutlak bir sakinlik duygusu elde etmek için tescilli alüminyum uzay kafes mimarisini modele uyarlayarak işe başladı. Bu mimarinin kendisi, metalin çeliğe kıyasla daha yüksek akustik direncinin olmasından dolayı avantajlar sunuyor.

Kabini sessizliğe yakın 6.75 litrelik V12 motordan yalıtmak için çift katmanlı bir bölme oluşturuldu. Çatı, bagaj zemindeki boşluklar 100 kg’dan fazla ses emici malzeme ile dolduruldu. Ek olarak, şeffaf bir kompozit orta tabakaya sahip çift camlı pencereler ve hafif akustik yalıtım köpüğü ile kaplanmış lastikler kullanıldı. Müşterileri rahatsız edici seslerden izole etmek için klima kanallarının içi bile yumuşatıldı.

Ancak, erken testlerde akustik ekibi tüm gürültüyü gidermenin kafa karıştırıcı olduğunu keşfetti. Çözümleri, müşterilerin tek ve ince not olarak deneyimlediği yumuşak alt ton olan bir “fısıltı” yaratmaktı. Bunu başarmak için, her bileşenin ortak bir rezonans frekansına ayarlanması gerekiyordu. Bu görev, koltuk çerçeveleri için akustik olarak ayarlanmış sönümleme ünitelerinin yanı sıra, yeni Ghost’un “notası” ile tutarlı bir frekans elde edilmesi için kabin ile büyük 500 litrelik bagaj arasında bir dizi bağlantı noktası oluşturuldu.

Yeni Ghost Akustik Mühendisliği Lideri, Tom Davis-Reason, “Yeni Ghost’un olağanüstü akustik kalitesi, önemli mühendislik gelişmelerinin ve detaylara gösterilen titiz dikkatin sonucudur, gerçekten markanın tescilli alüminyum mimarisi tarafından desteklenmektedir. Çelik bir platform kullanarak bu kadar akustik rafine edilmiş bir ortam yaratmamızın hiçbir yolu yok’’. ifadelerini kullandı.

Yeni nesil Ghost’un gövdesi kamufle edilmiş prototipi bir süredir kamuya açık yollarda test ediliyordu. Rolls-Royce’un Ceo ‘su Torsten Muller-Otvos tarafından yeni bir trendi yansıttığı iddia edilen bir tasarımla “Rolls-Royce’un şimdiye kadarki en saf ifadesi” olarak tanımlanıyor.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Suistimallerde rekor yılı olabilir

Covid-19 şirketlerin kriz yönetimi ve kontrol zayıflıklarını vuruyor. KPMG Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı, Usulsüzlük Önleme, İnceleme, Ticari Uyuşmazlık ve Uyum Bölümü Lideri İdil Gürdil, salgının etkisiyle şirketlerdeki yolsuzluk vakalarında ciddi artış beklendiğini söyledi. Gürdil, “Yönetimlerin şirket faaliyetlerine konsantre olması, zaten finansal baskılar yüzünden bunalmış ve suistimal gerçekleştirme niyetinde olan kişiler için fırsat yaratıyor” dedi.

Koronavirüs şirketlerdeki suistimalleri arttırıyor. KPMG Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı, Usulsüzlük Önleme, İnceleme, Ticari Uyuşmazlık ve Uyum Bölümü Lideri İdil Gürdil Uluslararası Suistimal İnceleme Uzmanları Birliği’nin (ACFE) Nisan-Mayıs 2020 arasında yaptığı araştırmaya göre, yılık ilk beş ayında suistimal seviyelerinde yüzde 68 oranında artış yaşandığını söyledi. Buna göre ankete katılanların yüzde 93’ü önümüzdeki bir yıl içinde suistimal vakalarında artış beklediklerini ifade etti.

Gürdil, “ACFE’ye göre dünyada şirketler her yıl gelirlerinin yüzde 5’ini suistimal nedeniyle kaybediyor. Covid-19 salgını sonucunda ortaya çıkan ekonomik durgunluk bu bilançoyu daha da ağırlaştıracak.Önümüzdeki aylarda yolsuzluk vakalarında rekor derecede ciddi bir artış yaşanabilir” dedi.

ACFE’nin gerçekleştirdiği anketin, bu artışın sinyalini verdiğini vurgulayan Gürdil, şunları söyledi:

“Ankete katılan şirket temsilcilerine, küresel salgının suistimal düzeyini nasıl etkilediği soruldu.Mayıs 2020 itibarıyla, ankete katılanların yüzde 68’i suistimal seviyelerinde artış yaşadığını veya gözlediğini söyledi. Katılımcıların dörtte biri ise gözlenen artışın ‘önemli derecede’ olduğunu belirtti.Ankete katılanların neredeyse tamamı (yüzde 93) Mayıs 2021’e kadar suistimal oranlarında artış öngördüklerini ifade etti.”

Gürdil, bu beklentinin nedenini şöyle açıkladı:

“Yaşadığımız süreçte şirketler zorlukların günlük iş rutinleri üzerindeki etkilerini asgari düzeye indirmek için şirket faaliyetlerinin devam etmesine odaklanmış durumdalar. Yönetimlerin şirket faaliyetlerine konsantre olması, zaten finansal baskılar yüzünden bunalmış ve suistimal gerçekleştirme niyetinde olan kişiler için fırsat yaratıyor. İş süreçlerindeki zayıf noktalar gözden kaçırılabiliyor. Örneğin, içinde bulunduğumuz koşullarda küresel ölçekte milyonlarca şirket ve çalışan sanal çalışma ortamına hızla uyum sağladı. Anlaşma ve toplantılar telefonla ve e-posta ile yapılıyor. Bu durum siber saldırı, kimlik avı ve veri ihlali riskini oldukça yükseltiyor.

Diğer yandan, ekonomik zorluklarla mücadelede, çalışanlarına ücretli/ücretsiz izin vermeyi seçen şirketlerin sayısı da oldukça fazla. Fakat bu sefer de personel sayısını azaltan şirketler, ister istemez kontrollerini zayıflatıp hem iç hem de dış suistimal saldırılarına kapı aralıyor. Halen yürütülen süreçlere ilişkin kontrollerin yeni dönemde kurgulanan süreçlere adapte edilmesi ise çoğunlukla yetersiz olabiliyor.”

Gürdil, bu dönemde suistimalleri önlemek için şirketlerin kriz yönetimini dikkatle sürdürmeleri kadar çalışanların üzerindeki baskıyı da azaltmaya özen göstermeleri gerektiğini kaydetti.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Milletvekili Sındır, “Muhtarlarımız vatandaşın dert ortağıdır, değer verin!”

CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Tire’de Muhtarlarla bir araya geldi, Millet İttifakı olarak ilk genel seçimlerde iktidar olacaklarını ve Parlamenter Demokrasiyi güçlendirerek yeniden kuracaklarını söyledi.

Tire CHP İlçe Başkanı Hakan Şenoyar ve Tire İyi Parti İlçe Başkanı Yüksel Şenyurt’la beraber Tireli muhtarlara seslenen Sındır, “Millet İttifakı olarak ilk genel seçimlerde iktidar olacak, parlamenter demokrasiyi güçlendirerek yeniden kuracak ve Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun her fırsatta dile getirdiği Türkiye’nin 5 temel sorunu olan demokrasi, eğitim, dış politika, toplumsal barış ve ekonomiye kalıcı çözümler üreteceğiz. Muhtarlar, yurttaşlarımız için çözüm odağı ve dert ortağıdır. Mahallenin, mahallelinin sorununu en iyi onlar bilir. Bu sebeple sosyal yardımların muhtarlar aracılığıyla yapılması gerekir” dedi.

“DEMOKRASİNİN İLK KURUMU”

Sözlerine muhtarların yerel yönetimlerin temel direği ve yerelde demokrasinin ilk kurumu olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Sındır, “mahallesini tanıyan, sorunları bilen ve yerel demokrasinin yapı taşı muhtarlarımızdır. Kentlerimizin, köylerimizin mahallelerinde vatandaşlarımızın sorunlarını en iyi bilen, yaşam alanlarımızın kılcal damarlarına nüfuz edebilen kişiler yine muhtarlarımız. Muhtarlık seçimleri yüzde 100 saf demokrasi seçimidir. Çünkü muhtarlar hiçbir partinin, logosunu, amblemini kullanmadan kendi adıyla çıkar ve vatandaş seçimini yapar. Fakat seçimlerde nasıl ki belediye meclis üyeleri için oy pusulası varsa muhtar adayları içinde aynı oy pusulaları olmalı. Birçok seçim bölgesinde muhtar adaylarının isimlerinin yazılı olduğu kağıtların diğer adaylar ya da diğer adayların destekçileri tarafından seçim kabininden alınıp götürüldüğü şikayetlerini aldık” dedi.

“GÖSTERMELİK TOPLANTILARDA BİTİNCE İKTİDAR MUHTARLARI UNUTTU”

Muhtarların vatandaşlar için çözüm odağı ve dert ortağı olduğunu ifade ederek sözlerine devam eden Sındır, “Bir mahalleye bir yatırım yapılacaksa önce muhtarın görüşünün alınması gerekir çünkü vatandaşın en kolay ulaştığı, derdini, sıkıntısını, talebini anlatabildiği kişi muhtarlarımızdır. AKP iktidarı muhtarlarımıza yeterli, desteği ve önemi vermiyor. Sarayda yapılan göstermelik toplantılarda bitince iktidar muhtarları unuttu. Özlük hakları sorunları başta olmak üzere kalıcı yerleri olmayan muhtarlarımız var, her sorunda ilk onların kapısı çalınıyor ama bir sekretaryaları bile yok. Hiçbir ödenekleri ve bütçeleri yok. Muhtarlar, yurttaşlarımız için çözüm odağı ve dert ortağıdır. Mahallenin, mahallelinin sorununu en iyi onlar bilir. Bu sebeple sosyal yardımların muhtarlar aracılığıyla yapılması gerekir. Tüm muhtarlarımızın Meclis’te sesleri olmaya, sorunlarını gündeme taşımaya devam edeceğiz. Muhtarlarımız vatandaşın dert ortağıdır, değer verin” dedi.

“İKTİDAR OLACAĞIZ”

Millet İttifakı olarak Türkiye’nin parlamenter demokrasiye yeniden dönüşünü sağlayacaklarını ifade eden Sındır şöyle konuştu: “yapılacak ilk yerel seçimlerde Millet İttifakı olarak hem parlamentoda nitelikli çoğunluğu sağlayacağız hem de Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağız. Ve sonrasında güçlü bir parlamenter demokratik düzen için anayasa değişikliğini gerçekleştireceğiz. Rejim değişti Türkiye her geçen yıl, ay hatta gün daha kötüye gitti. Çiftçimiz, esnafımız, köylümüz, emeklimiz, işçimiz, memurumuz ne yazık ki sayelerinde açlık ve sefalete terk edildi. Türkiye’nin dört bir yanında yaptığımız ziyaretlerde görüyoruz ki yurttaşlarımıza artık yeter diyor. İlk genel seçimler Türkiye için bir kırılma noktası. Milletimizin egemenlik haklarının elinden alınıp, tek adam rejimine devredilmesine dur diyecek, bu karanlık dönemi sonlandıracağız. Türkiye’nin demokratik ve uygar dünyadan uzaklaştırılmasına, yanlış politikalar ve bireysel çıkarlar nedeniyle toplumun ayrıştırılmasına son vereceğiz. Anayasayı, kanunları yok sayan bu zihniyet bir daha gelememek üzere gidecek. Millet İttifakı olarak ilk genel seçimlerde iktidar olacak, parlamenter demokrasiyi güçlendirerek yeniden kuracak ve Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun her fırsatta dile getirdiği Türkiye’nin 5 temel sorunu olan demokrasi, eğitim, dış politika, toplumsal barış ve ekonomiye kalıcı çözümler üreteceğiz. Biz tüm yurttaşlarımızı eşit kılacağımız bir düzen için iktidar olacağız.”

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Deprem Korkusundan Kurtulmanın Yolu, Adil ve Hakkaniyetli Takas

GABORAS Gayrimenkul Borsası, 1999 yılından bu yana İstanbul’un deprem hazırlık kapasitesini mercek altına aldı. Yaptıkları değerlendirmede İstanbul’un depreme hazırlık kapasitesinin 64 üzerinden 28 puan aldığının altını çizen GABORAS CEO’su Kurtuluş Altun,şu anda riskli alanlardaki eski konutlar için hızlı menkulleşme ve eski-yeni konut takas zamanı olduğunu belirtti.Altun, “Aradaki değer farkı faizler sıfıra indirilerek, varlık konut fonuyla süspanse edilmeli. Yoğunluk veya rant fizibilitesi değil menkulleşme ve takas teşvik edilmeli. Hızlandırılmış çözüm budur” diye açıklamada bulundu.

GABORAS, Yerelden Veri Doğrulama(DAV) projesi kapsamında yapmış olduğu çalışmalar içerisinde İstanbul’un son yıllardaki depreme karşı hazırlık kapasite ölçümünü değerlendirdi. GOS sistemleri vasıtasıyla açık veri izleme ve ölçümleri yapılan çalışmada İstanbul’un Türkiye’deki kentsel dönüşümlerin yüzde 0.33’ünü, riskli alanlarının yüzde 10.71’ini, yenileme alanlarının ise yüzde 53.17’sini kapsadığı görüldü. Hareketli 20 milyon, sabit 15 milyon 500 bin nüfusa ve ülke ekonomisi için büyük bir öneme sahip İstanbul’un gayri nakdi varlıklarında ticarete konu olan gayrimenkullerin el değiştirme süresini kapsayan İl Döngü Hızının 18 yıl ile Türkiye’nin en yükseği olduğunu belirten Altun, ‘’İstanbul’da olası büyük depremi, birinci derece ilgi alanımızın dışına hiçbir zaman çıkarmamamız gerek. İl döngü hızının 50 yıl olduğu Türkiye genelinde, İstanbul’un 18 yıl olan döngü hızı özelliğini daha fazla gecikmeden değerlendirmeliyiz’’ dedi.

Deprem Geri Planda

1999 depreminden bu yana iç ve dış kaynaklı olayların toplumda olumsuz etkiler yarattığını ve insanların dikkatini gündelik hayata ve ekonomiye yönlendirerek anlık kaygıların öne çekilip depremin göz ardı edildiğini belirten Altun, İstanbul’un depreme hazırlık kapasitesiyle ilgili şu açıklamada bulundu:

“Şehirlerin şoklara hazırlıklı olma durumları dirençlilik düzeyi üzerinden ölçülmekte. Deprem hazırlık kapasitesi, deprem hazırlığında il döngü hızlarından yararlanma, geçici ve kalıcı yerleşim hazırlığı, çoklu şoka dayanıklılık, değişim ve dönüşümlere uyma, hedef odaklı amaca uygun yol haritasının belirlenmesi, riski öngörme, kurumsal hazırlık kapasitesi, kurumsal yetişmiş uzmanlık düzeyi, toplumsal ve bireysel hazırlık kapasitesi, zayıf noktalarda alınan önlemler (acil durum kapasitesi), eski ve yeni konut değer takas kolaylığı, inşaat sektöründeki arz ve talepleri deprem odaklı yönetme, open-data (açık veri) gibi başlıklar altında değerlendirdiğimiz İstanbul’un deprem hazırlık kapasitesi 64 üzerinden 28 puan aldı. Bu hazırlıklar İstanbul gibi bir şehir için yeterli değil.’’

Kentsel Dönüşümü Normal Seyrinde Beklemek Doğru Değil

Şu anda riskli alanlardaki eski konutlar için hızlı menkulleşme ve eski-yeni konut takas zamanı olduğunun altını çizen Altun “Aradaki değer farkı faizler sıfıra indirilerek, varlık konut fonuyla süspanse edilmeli. Rant değil menkulleşme teşvik edilmeli. Hızlandırılmış çözüm budur. 2019 ve 2020 yıllarının ilk 6 ayında ikinci el konut piyasalarındaki işlem oranlarındaki yükseliş buna ciddi bir referans’’ dedi.

2020 yılının ilk 6 ayında gerçekleşen 1 milyon 56 bin işlemin büyük bir çoğunluğunun bankacılık kaynakları dışında olduğunu ifade eden Altun, ‘’Birinci ve ikinci el konut işlemlerinin kaydileşmesi 30 milyar dolar bile değil bunun bilanço içi ve dışı tüm hacimde toplam miktarı 100 milyar doları bulacaktır’’ diye belirtti.

Altun sorun teşkil eden durumlar için ise şu çözüm önerilerinde bulundu:

“Hiç vakit kaybetmeden gayrimenkul alım-satım, vergi ve harçları sıfırlanmalı, döviz ve kayıt dışı kaynaklar çok cazip olan gayrimenkule yönlendirilmeli. Normal seyrinde 2 ile 2 milyon 500 bin arasında olan takas ticaret işlemi ikiye, üçe katlandığında piyasalara öz kaynaktan ve faizsiz çıkacak para dış piyasalarda aranan paranın çok daha fazlası olur. Depremden arındırılacak eski-yeni konut takaslarında farkların sıfır faizle desteklenmesi menkulleşmeyi tetikler, 21 yıllık gecikmeyi de telafi eder. Bu ülkenin her koşulda aktif il döngü hızı diye bir gerçeği var. GABORAS bunu ölçtü ve açığa çıkardı. Yoksa bu gerçek asırlardır var. Döngü hızı bu coğrafyanın yaşayan menkul kaynak gerçeğidir. İstanbul il döngü hızını yönetmek, depreme hazırlığını da çözer.’’

İstanbul’un yaşlı ve müdahale ihtiyacı olan konutların yoğunlaşması haritada gösterilmektedir. Bu konutların takasa hazır menkulleşme beklemesi nedeniyle deprem öncelikli müdahale alanları olarak GOS tarafından belirlenmişlerdir.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Kaspersky markası Red Dot 2020 ödülü kazandı

Kaspersky markası, yılın en iyi markalarına ve yaratıcı çalışmalarına takdim edilen Red Dot Marka ve İletişim Tasarımı 2020 ödülünü kazandı. Red Dot jürisinin beğenisini kazanan global siber güvenlik şirketi, markanın yüksek kaliteli tasarıma ve entegre marka yönetimine verdiği değeri kanıtladı.

2020’de 50 ülkeden toplam 6992 yaratıcı proje ve marka Red Dot yarışmasına katıldı. İyi tasarım ve yaratıcılık konusunda hassas davranan markaları seçmek ve onurlandırmakla görevli 24 kişiden oluşan uluslararası jüri, adayları konsept, fikir ve etki alanlarında özel olarak değerlendirdi. Yüksek kaliteli tasarımları ve yaratıcılık gösteren çalışmalarıyla uzmanları ikna eden adaylar ödülleri kazandı.

Kaspersky Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Andrew Winton“Dünyanın en saygın tasarım ödüllerinden birinde kazananlar arasında yer almaktan gurur duyuyoruz. Kaspersky olarak markamızı yeniledikten bir yıl sonra Marka ve İletişim Tasarımı kategorisinde ödüle layık gösterilmek, yaptığımız ve yapmakta olduğumuz işin ne kadar başarılı olduğunun önemli bir göstergesi. Kaspersky markasını, görsel kimliğini ve iletişimini büyük ölçüde yenileyerek şirketin odağını siber güvenlikten daha geniş bir konsept olan siber bağışıklığa kaydırdığını ve daha güvenli bir dünya kurma hedefini vurguladık.” dedi.

Marka yenileme çalışmasını Haziran 2019’da gerçekleştiren Kaspersky, yeni logosu ve görsel kimliğiyle daha parlak bir gelecek için yeni bir dijital güvenlik felsefesi sundu. Yeni marka kimliği şirketin gelecek vizyonunu ve çalışma yaklaşımını yansıtıyor. Kaspersky artık yalnızca bir antivirüs laboratuvarı olmaktan çıkıp, geniş ve gelişmiş güvenlik çözümleri ve hizmetleri portföyüne sahip bir teknoloji lideri haline dönüşüyor.

Kaspersky’nin yeni markası, Kasım 2019’da düzenlenen World Branding Awards etkinliğinde antivirüs yazılımı kategorisinde Yılın Markası ödülünü almıştı.

Bu son ödül Kaspersky’nin aldığı ilk Red Dot ödülü değil. Şirket 2017’de, dünyanın 30 yıl sonra neye benzeyeceğine dair görüşlerin yer aldığı etkileşimli çevrim içi platformu Earth 2050 ile Red Dot En İyilerin En İyisi ödülünü kazanmıştı.2015’te ise Kaspersky’nin bir dolarlık sanal bir seyahat ile çevrim içi güvenliğin temel prensiplerini gösterdiği eğitim sitesi One Dollar Lesson, İletişim Tasarımı/Web Sitesi kategorisinde ödül almıştı.

Red Dot 2020 ödüllerini kazananlar Ekim 2020’den itibaren Red Dot web sitesinde herkese açıklanacak. Uluslararası Marka ve İletişim Tasarımı 2020/2021 Yıllığı ise Kasım 2020’de yayınlanacak. Ayrıca, markanın kalitesini görme fırsatı arayanlar çeşitli fuarlarda Kaspersky markasını tanıyabilecek.

Red Dot Tasarım Ödülü Hakkında

Geniş bir ölçeğe yayılan tasarım dünyasını profesyonel bir şekilde değerlendirmek için Red Dot Tasarım Ödülü üç ayrı disipline ayrılmıştır: Ürün Tasarımı, Red Dot Ödülleri: Marka ve İletişim Tasarımı, Red Dot Ödülleri: Tasarım Konsepti. 18.000’den fazla başvuru alan Red Dot Ödülleri, dünyanın en büyük tasarım yarışmalarından biridir. Jüri ilk kez 1955 yılında bir araya gelip dönemin en iyi tasarımlarını değerlendirmeye başlamıştır. Ödüllerin markası ve adı 1990’lı yıllarda Red Dot CEO’su Prof. Dr. Peter Zec tarafından geliştirilmiştir.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

U tipi yaşam bel ağrısı nedeni

Şehir yaşamı insanları her geçen gün biraz daha hareketsizleştiriyor. Çok katlı binalarda yaşayan ve çalışan insanlar düzenli olarak asansör kullanmak durumda kalıyor. Evden çıktığında asansöre binen bir kişi, işe giderken uzun saatler trafiğe maruz kalıyor ve ofisine çıkmak için yine asansör kullanıyor. Böylelikle fiziksel aktivite neredeyse sıfırlanıyor. U tipi adı verilen bu hareketsiz yaşam tarzı zamanla kas-iskelet sisteminin zayıflaması ile birlikte omurga ve eklem sorunlarına yol açabiliyor. En sık karşılaşılan rahatsızlıkların başında ise bel ağrıları geliyor. Memorial Şişli Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Çakar, bel ağrıları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Ani hareketler de travmaya neden oluyor

Bel omurgası, omuriliği koruyarak hem gövdeyi taşımakta hem de eğilip kalkma gibi hareketlerin yapılmasına olanak sağlamaktadır. Omurilikten çıkan sinirler bel omurları arasındaki küçük deliklerden geçerek bacaklara gider. Bu karmaşık bölgedeki pek çok sorun, ağrı nedeni olabilir. Hareketsiz yaşam tarzının yanında, günlük yaşamdaki ani ve alışık olunmayan bir hareket, ağır yük kaldırma gibi durumlar ani başlayan bel ağrısı sebepleri arasındadır. Bel ağrılarının belirtileri; kas krampı, belde künt ağrı, bıçak saplanır gibi olarak tanımlanan farklı hisler, bacağa yayılan ağrılar şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Ağrı; eğilme, yük kaldırma, ayakta durma veya yürüme ile kötüleşebilir. Bazı bel ağrılarında geçici kas spazmı nedeniyle belde yamukluk (fonksiyonel skolyoz) oluşabilmektedir.

Bel ağrısı riskini artıran bu faktörlere dikkat!

Çocuk ve gençler dahil her insanda bel ağrısı görülebilmektedir. Hareketsiz yaşam tarzı, uzun süre anormal şekilde eğilip oturmak (masa başı işler, şoförlük, vb), ayakta durmak, omurgayı desteklemeyen yatakta yatmak bel ağrısı riskini yükseltebilmektedir. Bel ağrısının görülme sıklığını artıran durumlar;

  • İleri yaş,
  • Mesleki zorlanmalar,
  • Gebelik,
  • Obezite,
  • Yanlış şekilde yük kaldırma ve taşıma,
  • Psikolojik sorunlar (stres, endişe),
  • Yapısal veya genetik risk faktörleri (omurga şeklindeki bozukluklar, bağ dokusunun fazla esnek olduğu genetik durumlar vb.),
  • Kanser veya romatizma gibi hastalıklardır.

Bel ağrısı dinlenmeyle azalmıyorsa mutlaka doktora başvurun

Pek çok bel ağrısı tablosu kişinin kendi kendine uygulayabileceği yöntemlerle birkaç hafta içinde düzelmektedir. Ağrının geçmediği durumlarda ise mutlaka doktora başvurulmalıdır. Bu ağrılar nadiren de olsa daha ciddi hastalıkların işaretleri olabilir, bu tür durumlarda tedavi için gecikilmemesi gerekmektedir. Yeni başlayan mesane ve bağırsak problemleri (idrar yapmada zorlanma, kaçırma, kasıkta uyuşma), ateşin eşlik ettiği durumlar, düşme veya darbe sonrası başlayan ağrılarda mutlaka bir hekime danışılmalıdır.

  • Eğer ağrı çok şiddetliyse ve dinlenmeyle azalmıyorsa,
  • Bir veya iki bacağa özellikle dizden aşağı kadar yayılıyorsa,
  • Bacaklarda kuvvetsizlik, uyuşma ve karıncalanma varsa,
  • Sebebi belli olmayan kilo kaybı varsa gecikmeden muayene olunması gerekir.

Ayrıca 50 yaşından sonra yeni başlayan bel ağrısı, daha önceden kanser hastalığı olması, uzun süre kortizonlu ilaç kullanımı, aşırı alkol kullanımı gibi durumlarda mutlaka ileri araştırmalar yapılmalıdır. Tıbbi öykünün sorgulanması ve fizik muayene tanı koymanın temelidir. İlk değerlendirme sonunda doktor ön tanı koyar ve gerekirse bu tanıyı doğrulamak veya diğer olası nedenleri dışlamak için tetkik isteyebilir. Röntgen filmi, MR, bilgisayarlı tomografi (BT), sintigrafi, kan ve idrar tetkikleri, elektromiyografi (EMG) gibi ileri araştırmalar yapılabilmektedir.

Kişiye özel tedavi yöntemleri seçiliyor

Bacağa yayılan ve geçmeyen bel ağrıları, sinir kökü sıkışmasına bağlı olarak bacak ve ayakta gittikçe ilerleyen kuvvet kaybı gibi durumlar ameliyat ile düzelebilmektedir. Bunların dışında genel olarak bel daralması ve bel fıtıklarında ilk yaklaşım, fizik tedavi ve rehabilitasyon veya enjeksiyon gibi ameliyatsız seçeneklerdir. Bel ağrılarının fizik tedavisinde sıcak/ soğuk uygulamalar, elektrik akımı içeren terapiler (TENS, elektrik stimülasyonu, vb), ultrason terapisi, lazer uygulaması, traksiyon, manuel terapi, masaj kullanılmaktadır. Bel kaslarını esnetecek hareketler, bel ve karın kaslarını güçlendirme, postürü düzeltmek yararlıdır. Bütün bu tedaviler fizik tedavi ve rehabilitasyon hekimleri yönetiminde; fizyoterapistler ve fizik tedavi teknikerleri tarafından tam donanımlı hastaneler ile sağlık merkezlerinde uygulanmalıdır. Yoga, pilates gibi özel egzersiz teknikleri de uygun hastalarda tercih edilebilir.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

LG’nin Sektör Lideri TV ve Ses Ürünleri, EISA 2020 Ödülleri’nde Büyük Ödüllerin Sahibi Oldu

Dokuzuncu Kez Ödülün Sahibi Olan LG OLED TV Başta Olmak Üzere LG’nin Yenilikçi Ev Eğlence Ürünleri Prestijli Ödüller Aldı.

LG Electronics (LG), bu yıl dört yenilikçi ev eğlence çözümünün üstün performans, olağanüstü tasarım ve maksimum kullanılabilirlik alanlarında onurlandırılmasıyla EISA Ödüllerindeki başarılarla dolu geçmişine devam etti. Dünyanın en büyük tüketici elektroniği yayınları derneği olan Expert Imaging and Sound Association (EISA) tarafından düzenlenen bu yılki yarışmada LG OLED TV (model OLED65GX), LG NanoCell TV (model 75NANO99), LG Soundbar (model SN8YG) ve LG XBOOM Go (model PL7) ödüllendirildi.

Galeri Tasarımı LG GX OLED TV, EISA EN İYİ PREMIUM OLED TV 2020-2021 Ev Sineması Ekranı ve Video Kategori’sinde birinci seçildi. LG OLED TV, bu ödülü art arda dokuzuncu kez kazanmış oldu. Bu model, iyileştirmenin mükemmel bir örneği olarak tanımlanıyor. LG OLED TV, son derece ince bir form faktöründe, en gelişmiş görüntü kalitesini sunmak için OLED’in “kendinden aydınlatmalı” piksel teknolojisinden yararlanıyor.

65 inçlik bu TV, OLED’in LG’nin gelişmiş AI Görüntü işleme teknolojisiyle geliştirilmiş inanılmaz görüntü kalitesiyle, 120 Hz yenileme hızı, otomatik düşük gecikme modu (ALLM), gelişmiş ses dönüş kanalı (eARC) ve değişken yenileme hızı (VRR) gibi üstün özelliklerle en hızlı ve akıcı oyun performansını sunuyor. Aynı zamanda Dolby Atmos, Dolby Vision gibi üstün görüntü ve ses teknolojilerini destekleyen LG OLED TV, OLED piksel teknolojisinin avantajlarını kullanarak izleyicilere en sinematik deneyimi de sunuyor.

LG NanoCell TV ise gerçek 8K çözünürlüğü, daha saf ve gerçekçi renkleriyle EISA 8K TV 2020-2021 ödülüne layık görüldü. LG NanoCell ekran teknolojisi, Tam Dizi Yerel Karartma (FALD) ve üçüncü nesil α (Alpha) 9 AI işlemcisi ile geniş bir görüntüleme açısına ek olarak olağanüstü doğallıkta renkler, üstün kontrast ve derinlik sunuyor. LG’nin güçlü yapay zeka işlemcisi ve en yeni HDMI özellikleri sayesinde de bu televizyon, 8K içeriği saniyede 60 kare hızında sorunsuz bir şekilde işleyebiliyor.

Ses alanında ise, LG Soundbar, EISA SOUNDBAR 2020-2021 ve LG XBOOM Go taşınabilir hoparlör ise EISA MOBILE SPEAKER 2020-2021 ödüllerini kazandı. İngiltere’de ses bilimi otoritesi olan Meridian Audio ile işbirliğiyle geliştirilen bu ürünler, gerçek otantik bir dinleme deneyimi için zengin ve birinci sınıf ses üretiyor.

LG Home Entertainment Company Başkanı Park Hyoung-sei; “Tasarım ve görüntü teknolojilerine yaptığımız yatırımlar ve Meridian Audio gibi endüstri liderleriyle ortaklıklarımız, tüketicilere daha önce deneyimlemedikleri yaşam tarzı seçeneklerini sunmamızı sağlıyor. Dolayısıyla, bu kadar donanımlı uzmanların takdirini kazanmak, sınırlarımızı zorlamak söz konusu olduğunda doğru yolda olduğumuza dair bize güven veriyor” dedi.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Maske, ağız kokusunu ortaya çıkardı

Koronavirüs nedeniyle maske zorunlu olunca yıllardır ağız kokusu sorunu olan insanlar ağızlarının koktuğunu fark ettiler.

DentaLuna Klinik’in sahibi Diş Hekimi Arzu Yalnız Zogun, “Ağız kokusu çok ciddi bir sorun. Ağzı kokan bir insanın yakınında duran herkes kokuyu fark edebilir. Ancak karşı tarafı kırmamak adına böyle şeyler söylenmediği için ağzı kokan insanlar bunun farkına varamıyor” dedi.

Koronavirüs nedeniyle maske zorunlu olunca insanların ağızlarının koktuğunu fark ettiğini belirten Zogun, “Kişi ağzının koktuğunu anlamaz. Ancak maske takıldığında ağızdan gelen koku burun tarafından daha net anlaşılabiliyor. O koku hep vardı ama maskeyle daha net anlamış oldular. Son dönemde bu yönde birçok hastayla karşılaşıyoruz” diye konuştu.

Tespit edebilirsiniz

Maskeden ağız kokusunu tespit edemeyenler için ise Zogun, “Ağız kokusunu fark etmenin farklı yolları var. Ağız kokusu cihazları da bulunuyor. Ancak güvenirliği düşük. Bir diğer kolay yol ise bileğiniz içine biraz tükürük bırakıp 5-10 saniye sonra koklayın. Kötü bir koku hissediyorsanız muhtemelen ağzınız kokuyordur” diye konuştu.

Ağız kokusu neden olur?

Ağız kokusunun birçok farklı nedeni olduğunu aktaran Zogun, “Gerçekten dişlerden mi, boğazdan mı yoksa mideden mi geldiği tespit edilmeli. Çürük dişler, kötü, eski köprüler, dolgular, bunların altında oluşan gizli çürükler en önemli nedenler. Ayrıca 20 yaş dişleri en arkada bulunur. Bunun etrafına yemek artıkları girer ve temizlemesi çok zordur. Bunlar da koku yapar. Bir diğer neden olarak da yetersiz diş fırçalama, az su içme gösterilebilir” dedi.

Çözümü ne?

Eğer mide, boğazla ya da farklı bir hastalıkla alakalı bir sorun değilse ağız kokusunu ortadan kaldırmak için ağız temizliğine dikkat etmek gerekiyor. Zogun’un uyarıları şöyle: “Günde mutlaka en az 2 kere diş fırçalamak şart. Bazen fırçalama da yeterli olmuyor. Bu durumda arayüz fırçası ve diş ipi, diş duşu uygulamaları da yapılmalı. Böylelikle dişlerin arasında biriken bakteriler temizlenir. Bunun dışında tükürüğün kalitesini artırmak için bol su içilmeli.”

6 ayda bir kontrol

Zogun, tüm bunların yapılmasına rağmen sorun devam ediyorsa bir uzmana başvurulması gerektiğini belirterek “Hiçbir sorun olmasa bile 6 ayda bir diş kontrolü yapılmalı” tavsiyesinde bulundu.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Covıd19 ilaç geliştirme çalışmalarında hayvan deneyi safhasına geçiliyor

TÜBİTAK COVID19 Türkiye Platformu’nda yürütülen on farklı ilaç projesinden birinde görev alan Prof. Dr. Serdar Durdağı, virüse karşı ilaç yeniden konumlandırma çalışmalarının devam ettiğini belirterek, “Sanal tarama ve in vitro biyokimyasal testlerde başarılı olan molekülleri biyolojik etkinlik ve bu testlerde de başarılı olacakları in vivo hayvan deneyleri safhalarına geçireceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aşı açıklamasının ardından gözler ilaç çalışmalarına çevrildi. TÜBİTAK COVID19 Türkiye Platformu ilaç araştırmalarında görev alarak çalışmalarını yürüten Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi (BAU TIP) Biyofizik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serdar Durdağı, devam eden ilaç projesinin son durumu hakkında bilgi verdi.

“Sanal Taramalar Sonucunda Bazı Önemli Moleküller Elde Ettik”

Pandemi döneminde hızlı bir şekilde tedavide kullanılacak ilaç tarama ve belirleme çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Serdar Durdağı, “Öncelikle farklı hastalıkların tedavisinde kullanılan onaylı ilaçların COVID19 tedavisinde kullanılma potansiyelleri için sanal ilaç yeniden konumlandırma (drug repurposing) çalışmalarına başladık. Bu molekül kütüphanelerini ve farklı hastalıkların tedavisinde klinik aşamalarda olan küçük molekül kütüphanelerinden 15 binden fazla küçük molekülü COVID19’da 3 farklı önemli hedef protein ile bilgisayar-destekli moleküler simülasyonlar ile etkileştirerek bu proteinlere diğerlerine göre daha güçlü bağlanan molekülleri belirledik ve belirlediğimiz 30’dan fazla molekülü in vitro ortamda biyokimyasal testlere tabi tuttuk. Bu testlerde başarılı olan molekülleri biyolojik etkinlik ve bu testten de başarılı olacakları in vivo hayvan deneyleri safhalarına geçireceğiz.” dedi.

Anti-Kanser Moleküllerin Makine Öğrenmesi Kullanılarak Belirlenmesi

COVID19 dışında küçük molekül kütüphanelerinin farklı hastalıklarda taranması çalışmalarının da devam ettiğini belirten Prof. Dr. Serdar Durdağı, COVID19 çalışmalarının dışında yürüttüğü ilaç geliştirme çalışmaları hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Durdağı, “Gliomalar beynin en sık görülen tümörlerindendir. Devam eden TÜBİTAK destekli Türkiye-Güney Kore ikili işbirliği projemizde malign gliomaya karşı yeni hit moleküllerin belirlenmesi için makine öğrenmesi algoritmaları ve moleküler modelleme tekniklerini birleştireceğiz. Bu amaçla, derin öğrenme temelli makine öğrenme algoritmalarını kullanarak yeni modeller geliştireceğiz ve farklı küçük molekül veritabanlarını bu modellerde tarayacağız. Bu projede FDA onaylı ilaçlar ile birlikte Güney Kore Liken Araştırma Enstitüsü’nden liken ikincil metabolit kütüphanesi’ni de tarayarak etkin molekülleri sanal taramalar ile bularak in vitro biyolojik etkinlik testlerine alacağız.” şeklinde konuştu.

Moleküler Modelleme Çalışmaları Alzheimer Ve Parkinson Hastalıklarının Tedavisinde Fayda Sağlayacak

Durdağı, “Bu çalışmalar dışında özellikle nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde hedeflenen önemli bir protein ailesi olan G protein kenetli reseptör (GPCR) ailesinden proteinlerin küçük moleküller ile olan etkileşimlerinde yapısal ve dinamik özelliklerindeki değişimleri de atom düzeyinde inceleyerek bu proteinlerin çalışma mekanizmalarını moleküler simülasyonlar ile açıklamaya çalışıyoruz. Bu çalışma sonuçları ile proteinlerin çalışma mekanizması daha iyi aydınlatıldığından bu proteinleri hedefleyen yeni ilaç adaylarının bulunması da kolaylaşıyor” dedi.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)