Kategori arşivi: Yaşam

Şehrin en stil sahibi modeli Yeni Ford Puma Türkiye’de

Ford SUV dünyasının en yeni üyesi, stil sahibi, kendine güvenen ve dikkatleri üzerine toplamayı seven kullanıcılara hitap eden Yeni Ford Puma; dikkat çekici tasarımı, segmentine yeni soluk getiren teknoloji ve hayatı kolaylaştıran özellikleriyle geleceği şimdiden yaşamak isteyenleri heyecanlandırıyor. Şık ve sportif dış tasarıma sahip Puma’nın iç tasarımında ergonomi, inovatif yaklaşım ve konfor dikkat çekiyor. Yeni Puma, inovatif MegaBox çözümü ve yıkanabilir 456 litrelik bagaj hacmi ile sınıfının lideri olarak ödün vermeyen bir yükleme alanı sağlıyor. Kuga ile birlikte Ford modellerinde ilk defa sunulan 12.3” dijital gösterge paneli, şık açılış ekranı ve sürüş modlarına göre değişen konfigürasyonları ile çeşitli kişiselleştirme seçenekleri sunuyor. Ford’un Türkiye’de ilk defa bir otomobilde sunduğu yenilikçi 1.0L 155PS EcoBoost Hibrit teknolojisi yüksek performanslı ve üstün yakıt verimliliğine sahip bir sürüş sağlıyor. 1.0L 125 PS Ecoboost benzinli motor ise 7 ileri otomatik şanzıman ile konfor ve performansı birleştiriyor.

Ford, otomobil severlerin artan ilgisine paralel olarak SUV ve SUV karakterini yansıtan crossover modelleriyle ürün portföyünü zenginleştirmeye devam ediyor. Şehrin en yeni, en havalı ve en stil sahibi üyesi Yeni Ford Puma, farklı tasarımı, yenilikçi teknolojileri ile segmentine yeni bir soluk getiriyor, şık ve sportif çizgileriyle Ford’un tasarım karakterinde geleceğe doğru yepyeni bir sayfa açıyor.

Türkiye’de ‘Style’ ve ‘ST-Line’ donanımları ile satışa sunulan Yeni Ford Puma, ‘Style’ donanımda 1.0lt EcoBoost 95PS PS Benzinli 6 ileri manuel ve 1.0L Ecoboost 125PS 7 ileri otomatik seçenekleri ile müşterileri bekliyor. ‘ST-Line’ donanımda ise 1.0L EcoBoost Hibrit 155PS 6 ileri manuel seçeneği ürün gamına ekleniyor. Puma’nın dikkat çekici tasarımı sportif ST-Line tasarım detayları ile birleşiyor. Parçalı deri döşeme tasarım, LED farlar, dijital yol bilgisayarı, kablosuz şarj ünitesi, B&O ses sitemi gibi donanımlar, stil sahibi ve dikkat çekmeyi seven, en iyiye sahip olmak isteyen müşterilere hitap ediyor.

Yeni Ford Puma’nın göz alıcı tasarımının ileri teknoloji ve yenilikçi fonksiyonalite ile birleştiğini vurgulayan Ford Otosan Pazarlama, Satış ve Satış Sonrası Genel Müdür Yardımcısı Özgür Yücetürk, şunları söyledi:

“Ford olarak, SUV ve SUV esintili crossover modellerimizi farklı müşteri gruplarının taleplerine uygun olarak çeşitlendiriyor ve farklılaştırıyoruz. Geçtiğimiz ay pazara sunduğumuz SUV’deki amiral gemimiz Yeni Ford Kuga ciddi talep görüyor. Merakla beklenen crossover modelimiz Yeni Puma da Ford SUV dünyasındaki yerini aldı. Yeni Ford Puma dikkatleri üzerine çeken tasarımının yanı sıra kullanıcılara geleceği bugünden yaşatacak güvenlik, konfor ve sürüş teknolojileri sunarak otomobil kullanımını ve hayatı kolaylaştırıyor. Özellikle B segmenti araçların en önemli handikaplarından olan bagaj alanı, sınıfının en büyük bagaj hacmini sağlayan Yeni Ford Puma ile bir sorun olmaktan çıkıyor. Ayrıca, 5 farklı sürüş modu, benzinli motora eşlik eden 7 ileri otomatik şanzıman, kişiselleştirme olanağı sunan 12,3 inçlik dijital gösterge ekranı, gelişmiş 8″ dokunmatik ekran ile SYNC Araç içi Bilgi Eğlence Sistemi ve kablosuz şarj ünitesi gibi özellikler sayesinde sürücülere zahmetsiz ve bağlantılı bir sürüş deneyimi yaşatıyor. Yeni Ford Puma, Türkiye’de ilk defa bir otomobilde sunduğumuz yenilikçi Ecoboost hibrit teknolojisi ile de verimli ve çevreci sürüş vaat ediyor. Ford SUV dünyasında yerini alan Yeni Puma’yı müşterilerimizle buluşturmak için sabırsızlanıyoruz.”

Etkileyici iç ve dış tasarım, hayatı kolaylaştıran özellikler

Yeni Ford Puma’da alçak ve eğimli tavan çizgisi, önden arkaya doğru yükselen ve arkaya doğru iyice genişleyen omuz çizgisi dinamik ve güçlü bir görünümü beraberinde getiriyor. Yatay formlu iki parça stop lambası tasarımı, sadece daha geniş bir arka görünüm sunmakla kalmıyor aynı zamanda bagaj erişimi ve kullanımını kolaylaştırıyor.

Yeni Puma, iç tasarımında ise ergonomi, inovatif yaklaşım ve konfor ile dikkat çekiyor. Donanıma bağlı olarak sunulan sökülebilir ve yıkanabilir ön ve arka koltuk kılıfları kabin içini ilk günkü gibi temiz tutmaya yardımcı oluyor. Ön koltuklarda daha fazla konfor için bel desteği sunulurken, artan aks mesafesi, araç yüksekliği ve ince sırtlıklı ön koltuk tasarımı Yeni Puma içindeki yaşam alanının da artmasına olanak tanıyor. Bu boyutsal büyümeye ek olarak Açılabilir Panoramik Cam Tavan tasarım ile ferah bir iç ortam elde edilmesi sağlanıyor.

Yan gövde boyunca uzanan pürüzsüz ve akıcı hatlar alt gövdede ön ve arka lastikler arasındaki iç bükey oluşumla daha dinamik ve canlı bir görünüm kazanıyor. Dinamik ve sportif duruş, ön ızgara tasarımı, ST-Line body kiti, 18” inç alaşım jantlar ve LED sis farları gibi şık detaylar ile tamamlanırken, yukarıda konumlandırılan sıra dışı LED farlarla birlikte özgün bir görünüm ortaya çıkıyor.

Sınıfının en iyi bagaj hacmi, Ford MegaBox ile Yeni Ford Puma’da

Sınıfının en iyi bagaj hacmine sahip olan Yeni Puma’da 456 litrelik yüksek kullanışlılığa sahip bir bagaj hacmi bulunuyor. Müşteri gereksinimlerini karşılamak için geliştirilen Ford MegaBox ile derin ve çok yönlü bir depolama alanı ortaya çıkıyor. Bu ek depolama alanı, 763 mm genişliğinde, 752 mm uzunluğunda ve 305 mm yüksekliğinde olmak üzere 80 litrelik bir ek bagaj alanını da kullanıma sunuyor. Bu alanla birlikte bagaja örneğin 115 cm uzunluğunda bir yükü koymak mümkün oluyor. Ayrıca arka koltukları yatırarak sahip olunan düz zemin ile yükleme alanının arttırılması kolaylıkla sağlanabiliyor. Bagaj fonksiyonelliği üç farklı konumda ayarlanabilen bagaj zemini ve bu sınıfta bir ilk olan Ford Akıllı Bagaj Kapağı teknolojisi ile destekleniyor.

456 litre ile sınıfın en iyi bagaj alanını kullanıma sunan yeni Puma, evcil hayvan sahiplerini de göz önüne alınarak sunulan tasarım detaylarıyla Ford’un insan odaklı tasarım felsefesinin bir sonraki adımını gözler önüne seriyor. Bagaj fonksiyonelliği üç farklı konumda ayarlanabilen bagaj zemini ve bu sınıfta bir ilk olan Ford Akıllı Bagaj Kapağı teknolojisiyle desteklenirken, özel bir gider tapasına sahip bagaj alanı kolayca yıkanabiliyor.

Sıra dışı iç detaylara sahip Yeni Puma’da ergonomi, inovatif yaklaşım ve konfor ön planda

Kuga ile birlikte Ford modellerinde ilk kez sunulan akıllı 12.3″ renkli dijital ekran, iç mekan ile kusursuz bir devamlılık yaratmak için araç ön konsoluyla bütünleşik tasarım diline sahip. Bilgiler, kolayca okunabilen sezgisel simgeler kullanılarak yüksek çözünürlükte görüntüleniyor ve seçilen sürüş moduna göre bilgilerin rengi ve düzeni değişiyor. Görüntülenecek bilgilerin önceliğini belirlenebiliyor. Orta konsolda bir diğer yenilik ise giriş donanımı itibari ile standart olarak sunulan olan 8” renkli dokunmatik ekran ve SYNC sistemi olurken, bu özellik ‘St-Line’da standart sunulan kablosuz şarj ünitesi ile birlikte kullanıcıların telefonları ile bağlı olma ve güvenli sürüş ihtiyaçlarını karşılıyor.

Etkileyici yakıt ekonomisi ile klasik içten yanmalı motorlara göre daha fazla tasarruf

Daha çevreci ve hibrit elektrikli araçların tercih edildiği yeni bir çağa girerken, Ford Puma bu doğrultuda ge
leceği yaşatıyor. Yeni, ileri görüşlü, gelişmiş EcoBoost hibrit benzinli motor seçenekleriyle sunulan Puma olağanüstü bir performansın yanı sıra etkileyici bir yakıt ekonomisi ve içten yanmalı klasik motorlara göre fark edilir ölçüde düşük CO2 emisyonu sağlıyor.

EcoBoost Hibrit teknolojisinde küçük hacimli benzinli motoru elektromotor destekliyor. Puma’nın 1,0 litre EcoBoost benzinli motoruna kayışla bağlanan 11,5 kW gücünde entegre bir marş/jeneratörü (BISG) devreye giriyor. Geleneksel alternatörün yerini alan BISG fren anında oluşan kinetik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürüyor ve bu enerjiyi hava soğutmalı lityum-iyon bataryayı şarj etmek için kullanıyor. BISG aynı zamanda depolanan enerjiyi kullanarak üç silindirli benzinli motoru normal sürüş ve hızlanma anında ilave tork ile desteklemek üzere devreye giriyor. İlave torkun katkısıyla 155 PS’lik versiyon ise 5,6 lt/100 km* yakıt tüketimi ve 127 gr/km CO2 emisyon salım değerine (99 gr/km ve 4,4 lt/100 km NEDC) imza atıyor.

%50’ye kadar daha fazla tork kullanımı ve daha hızlı gaz tepkileri

BISG’nin sağlamış olduğu ilave tork değeri sayesinde sistemi alt devirlerde yüzde 50’ye kadar daha fazla tork kullanıma sunuyor. Böylece daha akıcı ve performanslı bir sürüş elde ediliyor. Sadece 300 milisaniyede motoru yeniden çalıştıran Auto Start-Stop teknolojisi yakıt ekonomisine katkı sağlıyor.

125 PS gücündeki 1.0-litre EcoBoost benzinli motor WLTP normuna göre 138 gr/km CO2 emisyon ve 6,1 lt/100 km yakıt tüketimi (NEDC normuna göre 110 gr/km ve 4,95 lt/100 km) değerlerine imza atıyor. Bu motor ayrıca yedi kademeli çift kavramalı otomatik şanzımanla da kombine edilebiliyor. Hem 1.0-litre EcoBoost hem de EcoBoost Hibrit motorlarda endüstride bir ilk olan Ford’un üç silindirli motorda silindir kapatma özelliği bulunuyor. Bu özellik güç gereksiniminin olmadığı durumlarda üç silindirden birini sadece 14 milisaniyede kapatıyor veya tekrar devreye sokabiliyor.

Gelişmiş güvenlik ve konfor teknolojileri

Euro NCAP’ten 5 yıldız alan Ford Puma’nın dört bir yanı 12 ultrasonik sensör, üç radar ve iki kamera ile denetleniyor. Tüm bu sistemlerden elde edilen veriler gerek sürüş, gerekse de park ve manevra esnasında sürücünün hayatını kolaylaştırmak ve daha güvenli bir sürüş tesis etmek üzere kullanılıyor.

Yeni Puma, gelişmiş sürüş destek sistemleri, daha kolay, daha az stresli ve daha güvenli bir sürüş deneyimini de beraberinde getiriyor. Dur-kalk özelliğine sahip Uyarlanabilir Hız Sabitleme Sistemi, Trafik İşareti Tanımlama Sistemi, E-Call ve Şerit Takip Sistemi gibi donanımlar hem otoyol ve dur-kalk trafikte daha az stresli ve güvenli bir sürüş sağlıyor.

Bir B segment Ford’da ilk olan, 180 derece açılı geri görüş kamerası, aracın arkasından geçen yayaları, bisikletlileri veya diğer araçları daha erken görme olanağı sunuyor. Çapraz Trafik Uyarısı özelliğine sahip Kör Nokta Uyarı Sistemi (BLIS) sadece kör noktadaki araçlar konusunda sürücüyü uyarmakla kalmıyor, aynı zamanda geri manevra esnasında arkadan geçmek üzere olan araçlar konusunda da sürücüyü uyarıyor. Sürücünün tepki vermemesi halinde sistem otomatik olarak fren yapabiliyor.

Aktif Fren özelliğine sahip Çarpışma Önleme Sistemi yola yakın, yol üzerinde veya yoldan karşıya geçmek üzere olan insanları algılıyor ve olası çarpışmayı önlemek veya etkisini azaltmak üzere sürücüye yardımcı oluyor. Olası Çarpışma sonrası devreye giren İkincil Çarpışma Freni teknolojisi ilk çarpışma sonrasında frenleri etkinleştirerek olası bir ikinci çarpışmayı önlüyor. Acil Durum Manevra Destek sistemi radar ve kameraları kullanarak şehir içi ve otoyol hızlarında daha yavaş giden veya durmak üzere olan araçları algılıyor ve sürücünün engel aşma manevrasını desteklemek üzere direksiyon desteğini ayarlıyor.

Yeni Ford Puma, 192.500 TL’den başlayan tavsiye edilen anahtar teslim satış fiyatıyla Ford Yetkili Satıcıları’nda müşterilerini bekliyor.

Beyaz Haber Ajansı (BHA)

Nissan’ın Geleceği ve 2020 İş Süreçleri Online Basın Toplantısı

Yeni Nissan Ariya’nın dünya lansmanının ardından, Nissan Türkiye, Kuzey Afrika ve BDT Genel Müdürü Emre Doğueri, Nissan’ın bölgesel bazda odaklandığı stratejiyi, hedef ve planlarını aktardı.

Nissan, gelecek dönemde performansını artırmak adına dört yıllık bir dönüşüm planına odaklandı. Nissan Next olarak ifade ettiğimiz bu yeni dönemde, bulunduğu pazarlardaki konumu daha da güçlendirmek adına hızlı, yalın ve çevik bir yaklaşımı devreye aldı ve değişim hızla başladı.

Hem marka değerini yükseltmek hem sürücülere daha keyifli ve benzersiz sürüş deneyimi yaşatmak hem de teknolojinin geleceğinde iz bırakmak adına gerçekleşecek çalışmalar tüm heyecanıyla devam edecek.

İçinde bulunduğumuz dönemde insan odaklı olmak büyük değer taşıyor. Nissan, müşteri beklentilerini anlamanın ötesinde bu beklenti ve ihtiyaçları öngörerek; araçlarını geleceğin teknolojileri ile harmanlayarak sürücülerin hayatının bir parçası haline getirmeyi amaçlıyor.

Dün gerçekleşen Nissan Ariya’nın dünya lansmanı bu yaklaşımın bir göstergesi ve Nissan için inovasyona, fütüristik teknolojiye ve sürdürülebilirlik konusuna odaklandığı yeni bir tasarım döneminin başlangıcını temsil ediyor. Bu da Nissan’ın EV alanındaki yenilikçi konumunu güçlendirirken NIM vizyonunu pekiştirmesini sağlıyor.

Önümüzdeki 18 ayda lansmanı yapılacak 12 yeni modelden biri olarak Nissan Ariya, EV ve SUV’ler dahil olmak üzere temel güçlü yönlerimize odaklandığımız Nissan’ın dönüşüm sürecini temsil ediyor.

“Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Afrika, Orta Doğu ve Hindistan bölgesi, Nissan Global için çok önemli bir pazar.”

SUV segmentindeki liderliğimizin verdiği güç ile gelecek dönemdeki konumumuzu, otonom sürüş ve elektrik araçlar alanında da taçlandırmayı amaçlıyoruz. Türkiye, elektrikli araçlar konusunda her geçen gün daha elverişli bir pazar haline geliyor. Bu noktada Nissan dünyasında ülkemizin önemi ve değeri artıyor.

Gelecekte, Nissan Türkiye olarak NIM teknolojileri ile donatılmış, sürüş deneyimini dış dünyayla bağlantı kurarak sağlayan modeller ile yerimizin hazır olduğunu düşünüyorum. Çünkü teknoloji, Nissan’ın varlığının temel taşı ve her zaman teknolojimizin insanların yararına olmasına odaklanıyoruz. Nissan söz konusu olduğunda hem insan odaklı hem de teknik olmaktan bahsedebiliriz.

Bağlı bulunduğumuz AMI bölgesi, genç nüfusu, global otomotiv pazarının %10’luk bir bölümünü temsil eden müşteri profili ile birçok fırsatı da içinde barındırıyor. Bu noktada halihazırda müşteri odaklı bir yaklaşımla çalışan Nissan için bu müşteri taleplerini, değişen ihtiyaçları anlamak ve buna uygun çözümler sunmak oldukça öncelikli.

“Türkiye olarak Nissan’ın büyümesine katkı sağlamayı hedefliyoruz.”

Nissan, AMI bölgesinde başarılı bir konuma sahip, ancak bu bölgenin potansiyelini bilerek hem performansımızı hem de varlığımızı bir adım öteye taşımayı ve Nissan’ın büyümesine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Örneğin odaklandığımız ana modeller üzerindeki stratejilerimizi geliştiriyoruz. SUV stratejisi bunlardan biri…

Yeni Juke ve Yeni Qashqai önümüzdeki dönemde müşterilerimizle buluşturacağımız modellerimizden ve NIM özellikleri ile benzersiz bir sürüş deneyimi vaat ediyor.

2021 yılının başında öncelikle Yeni Juke ve sonraki aylarda da Yeni Qashqai müşterilerimizle buluşacak. Yeni Qashqai aracımızda ilk defa ürün yelpazemizde yer alacak E-Power teknolojisi de planlanıyor.

Ayrıca Türkiye, yine 2021’de %100 elektrikli Nissan Leaf’in lanse edileceği ilk pazar olacak. Daha önce de paylaştığımız gibi EV pazarına hızlı bir giriş yaparak bugüne kadar globalde yarım milyon adedin üzerinde satış rakamına ulaşan Leaf ile elektrikli araç pazarında liderlik hedefliyoruz.

Nissan’ın yeni dönemini Türkiye, bu yeni model lansmanları ile karşılayacak. Elbette Nissan Next çatısı altında teknolojik ve otomotivin geleceğini ifade edecek özelliklerle modellerimizi taçlandıracağız.

“Yeni Nissan logosu, DNA’mızda bulunan; zorluklara meydan okuyan, tutkulu ve yaratıcı marka olma özelliklerini yansıtıyor.”

Nissan’ın logosu 20 yıldır araçlarında bir yol gösterici oldu ve tüm kimliğini araçlarında birden fazla temas noktasında yansıttı.

Nissan’ın logosu, kurucusu Yoshisuke Aikawa’nın “Güçlü bir inancınız varsa, güneşe bile nüfuz eder” anlamına gelen bir inanca sadık kalmıştır.

Nissan’ın yeni logosu, son yirmi yılda toplumdaki önemli değişiklikleri yansıtırken bu özü canlı tutuyor.

“Nissan’ın yeni döneminde insan odaklı yeni elektrikli aracı: Ariya Crossover”

Ariya, Nissan EV’ler için yeni bir döneme işaret eden en son EV’imizdir. Aydınlatılmış logo, dünya ve yeni nesil Nissan hareketliliği için yeniliği ifade eden elektrifikasyonun geleceğinin bir sembolüdür.

Beklentileri yüksek performans, bağlantılı teknolojiler ve yenilikçi yeni elektrikli araç dizaynı ile aşmayı hedefliyor. ‘Zamandan bağımsız / Ebedi Japon Fütürizmi’ yaklaşımı geleneksel Japon dizaynını modern bir perspektif ile buluşturuyor.

Nissan’ın elektrikli geleceğinin vizyonu olarak yaratılan Ariya ismi, eski zamanlara kadar uzanıyor – saygı ve hayranlık kelimelerini temsil ediyor. Yeni Nissan Ariya bağlamında, ismi gücü, amacı ve aracın daha güvenli, daha heyecan verici ve daha bağlantılı bir sürüş deneyimi sağlama misyonunu temsil ediyor.

Globalde kullanıcıları EV ile tanıştıran Nissan iç alanı yeniden düşünerek otonom sürüş sistemi ve farklı bir sürüş dinamiği sağlayan e-4ORCE teknolojisi ile farklı stillere hitap ediyor.

Teknoloji meraklısı kullanıcılar için benzersiz bir bağlantı ve kişiselleştirme deneyimi ile ProPILOT teknolojisinden akıllı kişisel asistan özelliğine kadar yine kişisel tercihlere maksimum derecede uyum sağlıyor.

Güçlü sürüş deneyimi ise kesin motor kontrolü ile pürüzsüz ivmelenme ve neredeyse mükemmel ağırlık dağılımı sayesinde kazanılan dengeli ve konforlu performansa işaret ediyor.

Ariya’nın özellikleri:

  • 4 farklı powertrain ile 2 adet 2 çeker ve 2 adet 4 çeker versiyona sahip olacak.
  • 610 km tam şarj ve sadece 30 dakikada 130kw şarj ile 375 km kullanım mesafesine ulaşabiliyor.
  • Uzaktan yazılım güncellemesi sayesinde en güncel özellikler ve aynı zamanda yüksek performans sağlıyor.
  • Akıllı yol planlama asistanı sayesinde yol koşullarını denetleyerek alternatif rota oluşturabiliyor.
  • ProPILOT ve Navi-link sistemi ile yol bilgisine ilaveten ilerideki virajların tespiti sayesinde daha yumuşak bir sürüş sağlıyor.
  • Bazı pazarlarda 3 boyutlu HD harita datası kullanan ProPILOT2.0 sürüş destek sistemi, direksiyona dokunmadan güvenli otoban sürüş deneyimini 360 derece görüş açılı, sezgisel ve akıllı arayüzü sayesinde gerçekleştiriyor.
  • Amazon Alexa Auto entegrasyonu sayesinde on-board ve off-board concierge desteği verebiliyor.

Sınıfında benzersiz olan tamamen yeni bir EV modeli sunmaktan heyecan duyuyoruz. Yeni Ariya Japonya’da Tochigi ve Çin’de Wuhan fabrikasında üretilecek.

Nissan 2023 yılı itibariyle yıllık 1 milyon elektrikli ve e-power araç ile liderliğini korumayı hedefliyor. Her yıl daha fazla EV ve crossover pazara girerek tüketicilere heyecan veriyor. Ariya için rekabet
hem EV hem de crossover pazarlarını içeriyor ve Ariya’nın tüketicilerin büyük boyut, kullanılabilirlik gibi ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde pazara girmesinden biz de heyecan duyuyoruz.

Konsept ve üretim araçları arasında yaygın olan farklılıklar vardır. Bununla birlikte, Ariya örneğinde konsept, üretim modelinin %95’ini temsil ediyor.

NIM Ariya’da nasıl yansıtılıyor?

Tasarım, Nissan Intelligent Mobility’nin arkasındaki teknolojiye ilk görsel ve temas noktasıdır. Ariya’nın tüm yüzeyleri, yeni platformda yer alan güçlü elektrik aktarma organlarını belirten yeni, temiz ve güçlü bir ifade sunuyor. İç mekanda EV mimarisi sayesinde düz zeminler ve açık alan mümkün hale gelmiştir. Kesintisiz dokunsal kontroller ve yatay ekranlar kullanımı kolay ve nettir. Nissan Intelligent Mobility’nin ayırt edici özelliği, müşteri için ne kadar sezgisel olduğu ve Ariya, aracın içinde ve dışında bu vizyonu ifade ediyor. Ariya NIM’in üç boyutunu da kapsıyor: Akıllı Güç (yeni EV platformuyla), Akıllı Sürüş (ProPILOT ve eksiksiz bir güvenlik ve teknoloji özellikleri paketi ile) ve Akıllı Entegrasyon (araç dışındaki dünyayla bağlantı).

Hedef müşteriler kimler?

Ariya’nın küresel pazardan kitlesel çekiciliğe ulaştığını görüyoruz. Bu, en son gelişmiş güvenlik ve bağlantı teknolojisini arayan teknoloji meraklı müşteriler, geniş bir aralık, güç ve geniş bir kabin arayan çapraz müşteriler ve Nissan’ın en yeni EV teklifini ilk kez deneyimlemek isteyen ilk kez EV müşterilerini içerir.

“Bu yenilikler, heyecan dolu yeni bir dönemin başlangıcı.”

Ariya’nın, gerek teknoloji anlamında gerekse tasarımıyla birçok yönden geleceğe bakan bir duruşu var. NIM özellikleriyle donatılmış olması ise geleceğin sürüş konseptine katkı sağlıyor.

Nissan Next’in kapsadığı yeni döneme ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu AMI bölgesine tekrar dönecek olursak, Afrika, Orta Doğu ve Hindistan Bölge Başkanımız Guillaume Cartier’in de bahsettiği üzere bölgemiz büyük bir potansiyel barındırıyor.

Bu potansiyeli, Türkiye gibi faaliyet gösterdiğimiz ana pazarlardaki güçlü varlığımız, uzun yıllara dayanan güçlü iş ortaklarımız ve güçlü modellerimizle daha ileri seviyelere taşıyacağımıza inanıyoruz. Bu hedefte SUV segmenti bizim için büyük önem taşıyor.

Önümüzdeki dönemde 3 yeni aracımızı Türkiye yollarına çıkaracağız. Nissan tutkunlarının bu heyecana ortak olacağına dair güvenimiz tam. Çünkü Nissan’ın geleceğinde daha fazla inovasyon, sürücülerin tam de isteyeceği türden sürüş deneyimi yaşatacak modeller ve her zaman yenilikçi bir bakış açısı mevcut.

 

Nissan’ın Geleceği ve 2020 İş Süreçleri Online Basın Toplantısı

Yeni Nissan Ariya’nın dünya lansmanının ardından, Nissan Türkiye, Kuzey Afrika ve BDT Genel Müdürü Emre Doğueri, Nissan’ın bölgesel bazda odaklandığı stratejiyi, hedef ve planlarını aktardı.

Nissan, gelecek dönemde performansını artırmak adına dört yıllık bir dönüşüm planına odaklandı. Nissan Next olarak ifade ettiğimiz bu yeni dönemde, bulunduğu pazarlardaki konumu daha da güçlendirmek adına hızlı, yalın ve çevik bir yaklaşımı devreye aldı ve değişim hızla başladı.

Hem marka değerini yükseltmek hem sürücülere daha keyifli ve benzersiz sürüş deneyimi yaşatmak hem de teknolojinin geleceğinde iz bırakmak adına gerçekleşecek çalışmalar tüm heyecanıyla devam edecek.

İçinde bulunduğumuz dönemde insan odaklı olmak büyük değer taşıyor. Nissan, müşteri beklentilerini anlamanın ötesinde bu beklenti ve ihtiyaçları öngörerek; araçlarını geleceğin teknolojileri ile harmanlayarak sürücülerin hayatının bir parçası haline getirmeyi amaçlıyor.

Dün gerçekleşen Nissan Ariya’nın dünya lansmanı bu yaklaşımın bir göstergesi ve Nissan için inovasyona, fütüristik teknolojiye ve sürdürülebilirlik konusuna odaklandığı yeni bir tasarım döneminin başlangıcını temsil ediyor. Bu da Nissan’ın EV alanındaki yenilikçi konumunu güçlendirirken NIM vizyonunu pekiştirmesini sağlıyor.

Önümüzdeki 18 ayda lansmanı yapılacak 12 yeni modelden biri olarak Nissan Ariya, EV ve SUV’ler dahil olmak üzere temel güçlü yönlerimize odaklandığımız Nissan’ın dönüşüm sürecini temsil ediyor.

“Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Afrika, Orta Doğu ve Hindistan bölgesi, Nissan Global için çok önemli bir pazar.”

SUV segmentindeki liderliğimizin verdiği güç ile gelecek dönemdeki konumumuzu, otonom sürüş ve elektrik araçlar alanında da taçlandırmayı amaçlıyoruz. Türkiye, elektrikli araçlar konusunda her geçen gün daha elverişli bir pazar haline geliyor. Bu noktada Nissan dünyasında ülkemizin önemi ve değeri artıyor.

Gelecekte, Nissan Türkiye olarak NIM teknolojileri ile donatılmış, sürüş deneyimini dış dünyayla bağlantı kurarak sağlayan modeller ile yerimizin hazır olduğunu düşünüyorum. Çünkü teknoloji, Nissan’ın varlığının temel taşı ve her zaman teknolojimizin insanların yararına olmasına odaklanıyoruz. Nissan söz konusu olduğunda hem insan odaklı hem de teknik olmaktan bahsedebiliriz.

Bağlı bulunduğumuz AMI bölgesi, genç nüfusu, global otomotiv pazarının %10’luk bir bölümünü temsil eden müşteri profili ile birçok fırsatı da içinde barındırıyor. Bu noktada halihazırda müşteri odaklı bir yaklaşımla çalışan Nissan için bu müşteri taleplerini, değişen ihtiyaçları anlamak ve buna uygun çözümler sunmak oldukça öncelikli.

“Türkiye olarak Nissan’ın büyümesine katkı sağlamayı hedefliyoruz.”

Nissan, AMI bölgesinde başarılı bir konuma sahip, ancak bu bölgenin potansiyelini bilerek hem performansımızı hem de varlığımızı bir adım öteye taşımayı ve Nissan’ın büyümesine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Örneğin odaklandığımız ana modeller üzerindeki stratejilerimizi geliştiriyoruz. SUV stratejisi bunlardan biri…

Yeni Juke ve Yeni Qashqai önümüzdeki dönemde müşterilerimizle buluşturacağımız modellerimizden ve NIM özellikleri ile benzersiz bir sürüş deneyimi vaat ediyor.

2021 yılının başında öncelikle Yeni Juke ve sonraki aylarda da Yeni Qashqai müşterilerimizle buluşacak. Yeni Qashqai aracımızda ilk defa ürün yelpazemizde yer alacak E-Power teknolojisi de planlanıyor.

Ayrıca Türkiye, yine 2021’de %100 elektrikli Nissan Leaf’in lanse edileceği ilk pazar olacak. Daha önce de paylaştığımız gibi EV pazarına hızlı bir giriş yaparak bugüne kadar globalde yarım milyon adedin üzerinde satış rakamına ulaşan Leaf ile elektrikli araç pazarında liderlik hedefliyoruz.

Nissan’ın yeni dönemini Türkiye, bu yeni model lansmanları ile karşılayacak. Elbette Nissan Next çatısı altında teknolojik ve otomotivin geleceğini ifade edecek özelliklerle modellerimizi taçlandıracağız.

“Yeni Nissan logosu, DNA’mızda bulunan; zorluklara meydan okuyan, tutkulu ve yaratıcı marka olma özelliklerini yansıtıyor.”

Nissan’ın logosu 20 yıldır araçlarında bir yol gösterici oldu ve tüm kimliğini araçlarında birden fazla temas noktasında yansıttı.

Nissan’ın logosu, kurucusu Yoshisuke Aikawa’nın “Güçlü bir inancınız varsa, güneşe bile nüfuz eder” anlamına gelen bir inanca sadık kalmıştır.

Nissan’ın yeni logosu, son yirmi yılda toplumdaki önemli değişiklikleri yansıtırken bu özü canlı tutuyor.

“Nissan’ın yeni döneminde insan odaklı yeni elektrikli aracı: Ariya Crossover”

Ariya, Nissan EV’ler için yeni bir döneme işaret eden en son EV’imizdir. Aydınlatılmış logo, dünya ve yeni nesil Nissan hareketliliği için yeniliği ifade eden elektrifikasyonun geleceğinin bir sembolüdür.

Beklentileri yüksek performans, bağlantılı teknolojiler ve yenilikçi yeni elektrikli araç dizaynı ile aşmayı hedefliyor. ‘Zamandan bağımsız / Ebedi Japon Fütürizmi’ yaklaşımı geleneksel Japon dizaynını modern bir perspektif ile buluşturuyor.

Nissan’ın elektrikli geleceğinin vizyonu olarak yaratılan Ariya ismi, eski zamanlara kadar uzanıyor – saygı ve hayranlık kelimelerini temsil ediyor. Yeni Nissan Ariya bağlamında, ismi gücü, amacı ve aracın daha güvenli, daha heyecan verici ve daha bağlantılı bir sürüş deneyimi sağlama misyonunu temsil ediyor.

Globalde kullanıcıları EV ile tanıştıran Nissan iç alanı yeniden düşünerek otonom sürüş sistemi ve farklı bir sürüş dinamiği sağlayan e-4ORCE teknolojisi ile farklı stillere hitap ediyor.

Teknoloji meraklısı kullanıcılar için benzersiz bir bağlantı ve kişiselleştirme deneyimi ile ProPILOT teknolojisinden akıllı kişisel asistan özelliğine kadar yine kişisel tercihlere maksimum derecede uyum sağlıyor.

Güçlü sürüş deneyimi ise kesin motor kontrolü ile pürüzsüz ivmelenme ve neredeyse mükemmel ağırlık dağılımı sayesinde kazanılan dengeli ve konforlu performansa işaret ediyor.

Ariya’nın özellikleri:

  • 4 farklı powertrain ile 2 adet 2 çeker ve 2 adet 4 çeker versiyona sahip olacak.
  • 610 km tam şarj ve sadece 30 dakikada 130kw şarj ile 375 km kullanım mesafesine ulaşabiliyor.
  • Uzaktan yazılım güncellemesi sayesinde en güncel özellikler ve aynı zamanda yüksek performans sağlıyor.
  • Akıllı yol planlama asistanı sayesinde yol koşullarını denetleyerek alternatif rota oluşturabiliyor.
  • ProPILOT ve Navi-link sistemi ile yol bilgisine ilaveten ilerideki virajların tespiti sayesinde daha yumuşak bir sürüş sağlıyor.
  • Bazı pazarlarda 3 boyutlu HD harita datası kullanan ProPILOT2.0 sürüş destek sistemi, direksiyona dokunmadan güvenli otoban sürüş deneyimini 360 derece görüş açılı, sezgisel ve akıllı arayüzü sayesinde gerçekleştiriyor.
  • Amazon Alexa Auto entegrasyonu sayesinde on-board ve off-board concierge desteği verebiliyor.

Sınıfında benzersiz olan tamamen yeni bir EV modeli sunmaktan heyecan duyuyoruz. Yeni Ariya Japonya’da Tochigi ve Çin’de Wuhan fabrikasında üretilecek.

Nissan 2023 yılı itibariyle yıllık 1 milyon elektrikli ve e-power araç ile liderliğini korumayı hedefliyor. Her yıl daha fazla EV ve crossover pazara girerek tüketicilere heyecan veriyor. Ariya için rekabet
hem EV hem de crossover pazarlarını içeriyor ve Ariya’nın tüketicilerin büyük boyut, kullanılabilirlik gibi ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde pazara girmesinden biz de heyecan duyuyoruz.

Konsept ve üretim araçları arasında yaygın olan farklılıklar vardır. Bununla birlikte, Ariya örneğinde konsept, üretim modelinin %95’ini temsil ediyor.

NIM Ariya’da nasıl yansıtılıyor?

Tasarım, Nissan Intelligent Mobility’nin arkasındaki teknolojiye ilk görsel ve temas noktasıdır. Ariya’nın tüm yüzeyleri, yeni platformda yer alan güçlü elektrik aktarma organlarını belirten yeni, temiz ve güçlü bir ifade sunuyor. İç mekanda EV mimarisi sayesinde düz zeminler ve açık alan mümkün hale gelmiştir. Kesintisiz dokunsal kontroller ve yatay ekranlar kullanımı kolay ve nettir. Nissan Intelligent Mobility’nin ayırt edici özelliği, müşteri için ne kadar sezgisel olduğu ve Ariya, aracın içinde ve dışında bu vizyonu ifade ediyor. Ariya NIM’in üç boyutunu da kapsıyor: Akıllı Güç (yeni EV platformuyla), Akıllı Sürüş (ProPILOT ve eksiksiz bir güvenlik ve teknoloji özellikleri paketi ile) ve Akıllı Entegrasyon (araç dışındaki dünyayla bağlantı).

Hedef müşteriler kimler?

Ariya’nın küresel pazardan kitlesel çekiciliğe ulaştığını görüyoruz. Bu, en son gelişmiş güvenlik ve bağlantı teknolojisini arayan teknoloji meraklı müşteriler, geniş bir aralık, güç ve geniş bir kabin arayan çapraz müşteriler ve Nissan’ın en yeni EV teklifini ilk kez deneyimlemek isteyen ilk kez EV müşterilerini içerir.

“Bu yenilikler, heyecan dolu yeni bir dönemin başlangıcı.”

Ariya’nın, gerek teknoloji anlamında gerekse tasarımıyla birçok yönden geleceğe bakan bir duruşu var. NIM özellikleriyle donatılmış olması ise geleceğin sürüş konseptine katkı sağlıyor.

Nissan Next’in kapsadığı yeni döneme ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu AMI bölgesine tekrar dönecek olursak, Afrika, Orta Doğu ve Hindistan Bölge Başkanımız Guillaume Cartier’in de bahsettiği üzere bölgemiz büyük bir potansiyel barındırıyor.

Bu potansiyeli, Türkiye gibi faaliyet gösterdiğimiz ana pazarlardaki güçlü varlığımız, uzun yıllara dayanan güçlü iş ortaklarımız ve güçlü modellerimizle daha ileri seviyelere taşıyacağımıza inanıyoruz. Bu hedefte SUV segmenti bizim için büyük önem taşıyor.

Önümüzdeki dönemde 3 yeni aracımızı Türkiye yollarına çıkaracağız. Nissan tutkunlarının bu heyecana ortak olacağına dair güvenimiz tam. Çünkü Nissan’ın geleceğinde daha fazla inovasyon, sürücülerin tam de isteyeceği türden sürüş deneyimi yaşatacak modeller ve her zaman yenilikçi bir bakış açısı mevcut.

 

BABACAN: “Kimse suçu dışarıda aramasın. Şu anda kötü yönetimin sonucunu görüyoruz”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, gazeteci Adem Özköse’nin YouTube’da yayınlanan “Sınırsız” programına konuk oldu ve gündemi değerlendirdi:

Ders alması gerekenler var

Eleştiri ve öneriye kulağını kapatmış bir yönetim anlayışı var. Pek çok konuda sürekli çözümler öneriyoruz. Hatta bu konuda eleştiriyorlar bizi meslek sırlarınızı niye veriyorsunuz? Biliyorsunuz daha geçen hafta 10 maddelik reçete sunduk. Tek bir maddesine itiraz edemediler.Sayın Cumhurbaşkanı ne dedi “Bize ders mi veriyorsunuz?” dedi. Demek ki ders alması gerekenler var, kötüye gidiyor. Peki, hükümetin sorunları çözebilecek kadroları ve programı var mı? Yok.

Türk Lirası en çok değer kaybeden para birimlerinden

Türk lirası bütün para birimleri içerisinde en çok değer kaybeden para birimlerinden bir tanesi şu anda bütün dünyada. Türkiye, son altı ayda Merkez Bankası döviz rezervleri en hızlı tükenen ve en hızlı cari açığı artan ülkelerden biri. Kötü yönetimin sonucunu görüyoruz şu anda.Kimse suçu dışarıda aramasın. Biliyorsunuz şu anki yönetimin kolay bir çıkışı var işler kötüyü gittiği zaman “dış güçler dış güçler.” Ya sen kendi politikalarını sağlam tut, merkez bankanı sağlam tut bütçeni sağlam tut kaleyi güçlü tut önce. Ekonomik parametreler bozulduğunda hemen “dış güçler.” İyi bir program, sadece bu memleket için çalışan bir ekip iş başına geldiği zaman kolayca toparlar çıkar. Ben buna sadece inanmıyorum güveniyorum, defalarca yaptığım için güveniyorum. Önce bu hükümetin çıkıp ekonomide gerçekten çuvalladık, gerçekten hata yaptık diye ortaya koyması lazım. “Evet hastalık var ekonomide” deyip bunu bir itiraf edecek. Hastalık inkar edilince tedavi aşamasına hiç geçilemiyor ki sorun orada.

Kimse vatandaşı cahil yerine koymasın

Türkiye enerji başta olmak üzere ithalat yapan bir ülke. Yaktığımız elektriği doğal gazla üretiyor. Doğal gazı Türkiye dolar ile alıyor, benzin dolarla, kağıt dolarla… Şimdi kim kimi kandırıyor? Kur artışının enflasyona yansıdığını vatandaş görmüyor mu? Vatandaşımızı kimse cahil yerine koymasın.

Pek çok konuda yalnızlaşıyoruz

Doğu Akdeniz’de uluslararası hukuktan kaynaklanan ciddi haklarımız var. Normal şartlarda bu haklarımızın bizim müzakere ile diplomasi ile almamız lazım. Ülkeler ile de konuşmayınca, farklı ülkeler kendi aralarında konuşuyor, kendi aralarında yaptıkları anlaşmalar bizim alanımıza dayatmaya çalışıyorlar. Kim hayal eder ki Mısır ile Yunanistan’ın arasında bir anlaşma yapılacak ve bu Türkiye’nin dezavantajına olacak. Biz pek çok konuda yalnızlaşıyoruz. Yalnızlaşınca da haklı olduğumuz yerde haksız yere düşüyoruz.

Doğu Türkistan’da ciddi insan hakkı ihlalleri yaşanıyor

Şu anda Doğu Türkistan’da gerçekten çok ciddi bir insanlık dramı yaşanıyor. Çok ciddi insan hakkı ihlalleri var. Türkiye’de şu anki yönetim bunu dile getiremiyor.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Umutlu Yaşam Uygulama Merkezi Engelli Vatandaşlara Umut Olacak

Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek’in talimatıyla hayata geçirilen Umutlu Yaşam Uygulama Merkezi, sosyal mesafe kurallarına uygun şekilde düzenlenen açılış töreni ile kapılarını açtı. UYUM öğrencilerinin folklor gösterisi ile başlayan tören renkli anlara sahne oldu.

10 bin metrekarelik bir alanda engelli bireylerin tüm ihtiyaçlarını karşılayıp sosyalleşmelerini sağlayacak Umutlu Yaşam Uygulama Merkezi (UYUM) hakkında detayları gerçekleşen açılış töreninde paylaşan Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek “Engelli kardeşlerimiz için atmış olduğumuz güzel bir işin temelini bugün sağlamlaştırmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Gölbaşı’nda hayata geçirmiş olduğumuz Umutlu Yaşam Uygulama Merkezimiz hayırlı uğurlu olsun. Engelsiz yaşam merkezimizin bahçesinde süs havuzu içerisinde çeşitli balıklar olan bir alanda vatandaşlarımıza doğal ortam sunacağız. 10 bin metrekarelik bir alanda engelli bireylerin tüm ihtiyaçlarını karşılayıp sosyalleşmelerini sağlayacak alanımız ile ailelerinin de gönüllerini ferahlatacağız. Engelli bireylerimize rahatlıkla kullanabileceği park ve spor aletleri ekili bahçelerimizde bolca vakit geçirebilecekleri hayvanlar, toprakla buluşabilecekleri ekili alanlar, güvenlik girişi, misafir otoparkı ve engelli servis aracı ile haftanın her günü hizmet sunacağız” ifadelerini kullandı.

Her branştan kurs imkânı

“Alanımızın içerisinde 160 m2 lık bir binada 5 atölye 1 bekleme salonu ve idari bürodan oluşan ve her alanı kamera sistemiyle izlenilebilen birimimiz bilgisayar ve bilişim atölyesi, halk oyunları ve ritim, sinevizyon atölyesi, seramik atölyesi, yiyecek ve içecek atölyesi, el sanatları atölyesi olarak hizmet verecek” açıklamasında bulunan Şimşek sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendilerinin yeteneklerini keşfetmeleri için her alanda kursumuz faaliyet gösterecek. Vatandaşlarımıza siz yaparsınız ve yapmalısınız hem de daha iyisini yapabilecek güce sahipsiniz dediğimiz bir ders ortamı sunacağız. Bu sayede Gölbaşı’nda yaşayan engelli vatandaşlarımız hem kendi başlarına mücadele edebilme ve bir şeyler yapabilme, hem de yeteneklerini geliştirip meslek edinebilme imkanına sahip olacak. Bilgisayar ve bilişim atölyesinde; geri dönüşüm malzemelerini kullanarak yeni ürünler icat etmek, bilgisayarın her alanını öğrenmek temel yapıda windows-word-excel kullanmak isteyenler, Bilgisayar Kullanımı Kursu’na katılabilecekler. Kurs bitiminde alınan bu sertifikalarla kariyerlerine yön verebilecekler. Burada bu kurslarımızın yanı sıra robotik kodlama eğitimi de alacaklar. Bu bizim için çok önemliydi. Okullarda olamayan robotik kodlamayı biz Umutlu Yaşam Uygulama Merkezimize koyduk. Biz burada bu çocuklarımızı hayata hazırlıyoruz.”

“Engelli kardeşlerimiz yalnız hissetmeyecek”

İlçede yaşayan 2 bine yakın engelli bireyi tespit ettiklerini ve onların yeniden hayata bağlayacak çalışmalara imza atmak istediklerini de aktaran Başkan Ramazan Şimşek “Mevcutta 100 birey kapasiteli olan merkezimizde pandemi koşullarından dolayı 50 engelli kardeşimize hizmet vermekteyiz. Sadece merkezimizde değil ilçemiz genelinde ulaşmış olduğumuz yaklaşık bin engelli vatandaşımıza yetkili personellerimizle birlikte; ev ziyaretleri, akülü ve manuel tekerlekli sandalye temini, günlük ihtiyaçlarını karşılamak için ulaşım hizmeti vermekteyiz. Engelli kardeşlerimizin şimdi ve gelecekte yalnız olmadıklarını hissetmelerini, ihtiyaçlarını karşılamayı ve kendi kendilerine yetebilecek bireyler olarak toplum içerisindeki yerlerini alabilmeleri en büyük hedefimiz. Umutlu Yaşam Uygulama Merkezimizin tekrardan vatandaşlarımız için hayırlı uğurlu olmasını temenni eder, engelsiz bir toplum olma yolunda atılan adımların Başkentimizde artmasını arzu ederiz” dedi.

Başkan Şimşek, Umutlu Yaşam Uygulama Merkezinin açılmasında emeği bulunan eşi Yeşim Şimşek ve tüm belediye çalışanlarına teşekkür ederek sözlerini noktaladı. Açılışın ardından merkezi gezen Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek, engelli çocuklara hediyeler takdim etti.

ANKARA / BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

İstanbul’da 50 milyon TL’ lik ‘İzole çiftlik’

Tuzla’da Tepeören’de 40 dönüm içinde emsalsiz çiftlik evi satışa çıkarıldı. 3 adet villadan oluşan çiftliğin kendine özel ormanlık alanı, tenis kortu, organik yaşam alanı, hayvan bakım alanı ve hatta şelaleleri var.

Formula 1 pistine , Sabiha Gökçen Havalımanına , Sabancı Üniversitesi , Özel Koç Lisesi ve ayrıca yerli ve yabancıların gözdesi Viaport Outlet Avm ye yakınlığı ile göz dolduruyor. Bu emsalsiz çiftliğin bedeli ise 50 milyon TL olarak belirlendi.

‘Farklı bir dünya sunuyor’

Çiftlik evi hakkında bilgi veren Lüks Emlak Danışmanı Evrim Kırmızıtaş Başaran “Benzersiz bir yapı. İmkanları ile yeni ev sahiplerine çok farklı bir dünya sunacak. Ciftligin büyuklüğünün ayri bir avantajı hem Orhanlı bölgesinden hem Tepeören tarafından farklı yollar kullanarak çiftliğe ulaşım mümkün. Evi alan kişi evin ötesinde yeni bir hayat satın almış olacak” diye konuştu.

Kendi kendine yeten çiftlik

Evrim Kırmızıtaş Başaran, çiftlik evinde istenildiğinde dış hayatla tamamen irtibat kesilerek yaşamın mümkün olduğunu söyledi. Başaran, “Çiftlikte tavuklardan ineklere , atlardan ponnylere her türlü hayvan var. Domates, salatalık, biber, patlıcan, kiraz, incir gibi birçok meyve ve sebze var. Ayrıca çiftlik 30 çeşidin üzerinde meyve ağacı mevcut.Market alışverişine bile gerek kalmıyor. Kendi kendine yeten bir çiftlik. Şehrin göbeğinde ama şehirden uzak bir doğalyaşam alanı.” diye konuştu.

Koronadan koruyor

Şu an oturan ailenin doktordan tenis hocasına , söförden ev yardimcilarina bahçe calisanlarina kadar birçok çalışanının çiftlikte villalar disinda konteynar evlerde kaldığını aktaran Başaran, “Böylelikle koronavirüsten de korunabiliyorlar. Özellikle koronavirüs sonrası bu tarz evlere ilgi çok arttı. Bu çiftlik de izole bir yaşam sunuyor” dedi. Hali hazırda elektrik, internet, dogalgaz , su gibi hizmetlerin var oldugunu jeneratörün olduğunu ayrıca rahatlıkla istenildiği taktirde enerji ihtiyacınıda dışardan bağımsız güneş panelleriyle alabilicek durumda olması ve kendine has bir kuyusuyla dışarıya hiç bir bağımlılık ihtiyaci duymadan yasamaya elverişli hale geliyor.

Kalabalık aileler istiyor

Çiftliğin birçok müşterinin dikkatini çektiğini belirten Başaran, “Özellikle kalabalık aileler tarafından çok isteniyor. 3 ayrı villada ama birbirlerine yakın yaşamak isteyen kalabalık aileler yerleşmek istiyor. Yine Orta Doğu’dan büyük bir ilgi var çiftliğe” dedi.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Uzmanlar Uyarıyor… ‘Paşa Oğlum’ Söylemi Terk Edilmeli

Kadına yönelik fiziksel, duygusal, psikolojik şiddet olaylarına her gün bir yenisi ekleniyor. Şiddet eğiliminin temellerinin çocukluk döneminde atıldığını belirten uzmanlar, sağlıklı bir çocukluk döneminin önemine işaret ediyor. Erkek çocuklarının ataerkil bir tutum ve anlayışla yetiştirilmesinin sakıncalarına değinen uzmanlar, erkek çocuk annelerinin bilinçlenmesi gerektiğini vurguluyor. Uzmanlara göre “Benim paşa oğlum” söylemi terk edilmeli. Çocuğa duygularını ve kendini kontrol etmesi öğretilmeli.

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Selvinaz Çınar Parlak, şiddet eğiliminin temellerinin çocukluk döneminde atıldığını, çocukluğunda şiddete maruz kalan kişilerin yetişkinlik döneminde ailesine ve çevresine şiddet uygulayabildiğini söyledi.

Ataerkil tutum yanlış yönlendiriyor

Özellikle erkek çocuklarının yetiştirilmesinde tutum hataları olabildiğini kaydeden Selvinaz Çınar Parlak, özellikle erkek çocuklarının eşitlikçi bir cinsiyetçi anlayışla yetiştirilmesinin önemli olduğunu belirtti. Uzman Klinik Psikolog Selvinaz Çınar Parlak, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Erkek çocukları ataerkil düzene göre yetiştirilebiliyor. Bütün gücün ve otoritenin erkeğin elinde olması gerektiği, asla kendinden taviz vermemesi gerektiği, eğer taviz verirse ezik olacağı, yeterince erkek olmayacağı, dolayısıyla kimliğinin zedeleneceği gibi hatalı söylemlerle yetiştirilebiliyor. Annelerin erkek çocuğunu ‘Benim paşa oğlum’ söylemiyle yetiştirmesi, bütün gücün onun elinde olduğunu, aynı zamanda her şeyde onun hakkı olduğunu, ne isterse onu yapabileceği şeklindeki tutum yanlışları gelecekte çocuğun ilişkilerini etkiliyor. Çocuk ataerkil br anlayışla yetiştirildiğinde evlilik ve ilişkilerinde çok fazla hükmetme ihtiyacı duyuyor. Hükmedemediklerinde de bir aşağılık kompleksine kapılabiliyorlar. Tüm bunlar kadın cinayetlerine varan tetikleyici unsurlar olarak karşımıza çıkıyor.”

Duygularını kontrol etme becerisi kazandırılmalı

Erkek çocuklarını yetiştirirken temel insani değerlerin öğretilmesinin önemli olduğunu kaydeden Selvinaz Çınar Parlak, “Bu nedenle erkek çocuklarının eşitlikçi bir cinsiyetçi anlayışla yetiştirilmesi, daha fazla insani değerler aşılanarak büyütülmeleri, güç sahibi olmanın doğrudan erkeklikle bağlantılı olduğu gibi yanlış yönlendirmelerden uzak durulmalıdır. Özellikle erkek çocukları aslında duygularını kontrol etmesi gerektiği, kendisini kontrol etmesi gerektiği, karşısındaki kişiye saygılı olması gerektiği gibi temel insani değerlere göre yetiştirilmesi gerekmektedir” dedi.

Çocukluğunda şiddet gören, şiddet uyguluyor

Şiddete eğilimin temellerinin çocukluk dönemiyle çok yakın bir ilişkisi olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Selvinaz Çınar Parlak, “Kadın cinayetleri işleyen, suça ve şiddete eğimli kişlerin çoğunlukla çocukluk döneminde duygusal ve fiziksel istismara maruz kaldıklarını da görebiliyoruz. O nedenle çocukluğunda çok fazla şiddet görmüş bir erkek ya da bir birey büyüdüğünde kendi eşine, çocuklarına ve çevresine şiddet uygulayan birine dönüşebilmektedir” uyarısında bulundu.

Şiddet uygulayan kişiler, rehabilite edilmeli

Sağlıklı bireyler yetiştirmenin öncelikli şartlarından birinin sağlıklı bir çocukluk dönemi olduğunun altını çizen Selvinaz Çınar Parlak, “Sağlıklı çocuklar yetiştiremeyen bireylerin de tespit edilmesi, bu kişilerin rehabilitasyon çalışmalarına alınması, çocuğuna şiddet uygulayan ya da çocuğuna yönelik sağlıksız tutumu olan ailelere müdahale edilmesi son derece önemlidir. Bu kişilerin mutlaka rehabilite edilmesi gerekmektedir” diye konuştu.

Bir kez şiddete uğramak ve şiddet uygulamak bile psikolojik destek için yeterli

Evliliğinde ya da ilişkisinde bir kez bile şiddete maruz kalmış bireylerin, çocuğuna bir kez bile şiddet uygulayan bir anne ya da babanın mutlaka psikolojik destek ve tedavi alması gerektiğini vurgulayan Selvinaz Çınar Parlak, “Bu kişiler kendi öfkesini dürtüsünü ve duygularını kontrol etmesi konusunda desteklenmeli. Çoğu zaman şiddetin boşanma ve ayrılık sürecinde çocuklar içinde ve çiftler arasında oldukça yaygınlaştığını biliyoruz. O yüzden sağlıklı boşanma süreçlerinin olması, boşanan çiftlerin ve çocukların bu süreçte desteklenmesi, daha öncesinde bir tehdit ve şiddet varsa burada koruyucu tedbirlerin alınması çok önemli. Şiddeti daha başlamadan, buna eğilimli ortamlar oluşmadan her aşamada önlemekle sağlıklı bir topluma ulaşabiliriz” diye konuştu.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Banvit, Capital 500’de yerini aldı

Capital dergisinin her yıl yayınladığı “Türkiye’nin En Büyük 500 Özel Şirketi” araştırmasına göre hazırlanan listede, Banvit 130. sırada yer aldı.

Önemli ekonomi yayınlarından Capital Dergisi’nin her yıl açıkladığı “Türkiye’nin En Büyük 500 Özel Şirketi” araştırması, bu yıl da sektörlerin öne çıkan firmalarını aynı listede* buluşturdu.

Şirketlerin ilgili yıla ait ciro bilgileri esas alınarak düzenlenen araştırmada bu yıl da kanatlı sektörünün ilk sırada gelen kuruluşu olan Banvit, 2019 yılında yakaladığı 3,439,333,548 TL ciro, 104,916,725 TL ihracat ve 4599 kişilik istihdam rakamlarıyla listenin 130’uncu sırada yer alarak ülke ekonomisi için yarattığı katma değeri ortaya koymuş oldu.

Genel itibariyle 2018 yılında nominal olarak yüzde 36,9 büyüme yaşayan Capital 500 şirketlerinin cirosu, 2019 yılında yüzde 16,3 oranında büyüdü. Ancak cirosal büyüme hızı reelde keskin bir düşüş yaşayarak, 2018’de yüzde 17,8’lik büyüyen Capital 500 cirosu 2019’da sadece yüzde 2,1 büyüme kaydedebildi.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

İzmir’de voleybol heyecanı

Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) İzmir Şubesi, geleneksel hale dönüşme yolunda ilerleyen voleybol turnuvasını bu yıl Simya Metal sponsorluğunda 6’ncı kez düzenleyecek. Simya Metal 6. TSYD İzmir Voleybol Turnuvası, 24-26 Ağustos’ta Atatürk Voleybol Salonu’nda yapılacak. Turnuvaya Axa Sigorta Efeler Ligi’nde İzmir’i temsil eden Arkas Spor ve Tevfik Fikret Lisesi (TFL) Altekma’nın yanı sıra Afyon Belediye Yüntaş ile İnegöl Belediyespor katılacak. Turnuvada pazartesi günü saat 14.00’te Arkasspor-Afyon Bld, 17.00’de TFL Altekma-İnegöl Bld karşı karşıya gelecek. Salı günü İnegöl-Arkas, Afyon-TFL, çarşamba günü ise İnegöl- Afyon, Arkas- TFL maçları oynanacak.

TSYD İzmir Şube Başkanı Bahri Okumuş, turnuvanın tanıtımı amacıyla yapılan toplantıda, salgın sürecinden spor dünyasının da olumsuz etkilendiğine dikkat çekti. Okumuş, “Yönetim kurulu olarak şartlar ne olursa olsun geleneksel turnuvamızı sürdürme kararı aldık. Zorlu şartlara rağmen organizasyonumuzun devamlılığı konusunda bize destek veren Türkiye Voleybol Federasyonu’na, kulüplerimize ve sponsorumuz Simya Metal’e teşekkür ediyoruz” dedi.

Simya Metal Genel Müdürü Çağatay Eren, sektörlerinde öncü bir kuruluş olarak kentteki spor etkinliklerine ve özellikle futbol dışı organizasyonlara katkı sağlamaktan mutluluk duyduklarını ifade etti.

Türkiye Voleybol Federasyonu İzmir İl Temsilcisi Hakan Gürsu, turnuvanın voleyboldaki önemli organizasyonlardan biri haline dönüştüğüne dikkat çekerek, TSYD İzmir Şubesi ile işbirliği yapmaktan mutlu olduklarını dile getirdi.

Turnuvanın tanıtım toplantısına Arkasspor Menajeri Mustafa Turan, TFL Altekma Yönetim Kurulu Üyesi Burak Köse, Atatürk Voleybol Salonu Sorumlusu Nektel Koyuncu, TSYD Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri Suavi Yardımoğlu ve Nuri İmre, şube yöneticileri Gökhan Özyurtlu, Mutlu Yılmaz, Ali Gözeten, Simya Metal yöneticileri ve gazeteciler katıldı.

TURNUVA PROGRAMI:  

24 AĞUSTOS PAZARTESİ 

14.00 Arkas Spor – Afyon Belediye Yüntaş

17.00 TFL Altekma – İnegöl Belediye

25 AĞUSTOS SALI 

14.00 İnegöl Belediye – Arkas Spor Afyon

17.00 Belediye Yüntaş – TFL Altekma

26 AĞUSTOS ÇARŞAMBA 

13.00 İnegöl Belediye – Afyon Belediye Yüntaş

16.00 Arkas Spor –  TFL Altekma

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Akhisar Basket’in arkasında yine Alhatoğlu var

Zeytin ve zeytinyağı sektörünün önde gelen üretici firmalarından Alhatoğlu, Türkiye Basketbol 1. Ligi’nde mücadele eden Akhisar Belediyesi Basketbol Kulübü’ne bu yılda destek verdi.

2020-2021 sezonu öncesinde transferlerini sürdüren Akhisar Belediyesi Basketbol Kulübü, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da arkasında “Alhatoğlu” desteğiyle potada şampiyonluğu kovalayacak. Geçen yıl süper lige çok yaklaşmışken ligin iptali şokunu atlatan yeşil siyah ekip, bu sezon ligin başa güreşen takımları arasında olacak.

İmzalar atıldı

Sponsorluk anlaşması Alhatoğlu Zeytinyağları ortakları Mustafa ve Alper Alhat kardeşler ile Akhisar Belediyesi Basketbol Kulübü Başkanı Alper Ayan arasında imzalandı. Öncelikli hedeflerinin Akhisar’a basketbolu sevdirmek ve gençleri basketbola teşvik etmek olduğunu söyleyen Ayan, “Akhisar, ekonomisiyle güçlü olduğu kadar spor şehri olarak da damga vurdu. Altyapımızdan oyuncular yetiştirirken transferlerimizle de bu yıl iddialı olduğumuzu ortaya koyuyoruz. Belirsiz bir süreç olmasına rağmen Alhatoğlu bizi bu yılda yalnız bırakmadı. Her zaman arkamızda olduklarını bilmek bize güç veriyor” dedi. Bu desteklerin sporcuların azim ve hırslarını artırdığına dikkat çeken Ayan “İyi ki sizin gibi sporun öneminin bilincinde olan insanlarla yollarımız kesişti. Tüm sporcularımız ve şahsım adına teşekkür ediyorum” diye konuştu.

“En iyilerin arkasında biz varız”

Alhatoğlu Zeytinyağları Ortağı Alper Alhat ise “Akhisar Belediyesi Basketbol Kulübü’ne olan desteğimizi güçlendirerek devam ediyoruz. Akhisar halkı da basket takımı ile bütünleşti. Bu yıl, geçen sezon koyulan hedefe ulaşacağımıza inanıyoruz” dedi. Mustafa Alhat da “Alhatoğlu olarak doldurduğumuz her zeytinyağının, ambalajının arka etiketinde firma logomuz yer alır. Aslında o logo, her ürünümüzün arkasında durduğumuzun da hem göstergesi hem sorumluluğumuzun taahhüdüdür. Alhatoğlu olarak sloganlarımızdan birini de bu duruma atfen en iyilerin arkasında biz varız şeklinde belirledik. Hem Akhisar Belediyesi Basketbol Kulübü’nün hem de Akhisarlı dünya şampiyonu jimnastikçimiz Ayşe Begüm Onbaşı’nın formalarında özellikle sırt reklamını tercih ettik ki sembolik olarak maddi manevi arkalarında olduğumuz belli olsun” diye konuştu.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)