Kategori arşivi: Yaşam

Finansal Yatırım Araçlarının Reel Getiri Oranları, Mayıs 2025

Aylık en yüksek reel getiri mevduat faizi (brüt)’te oldu
 
Aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde %0,86, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise %1,80 oranlarıyla mevduat faizi (brüt)’te gerçekleşti.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından külçe altın %0,80 ve Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) %0,62 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Euro %0,37, Amerikan Doları %0,70 ve BIST 100 endeksi %2,44 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde ise; külçe altın %1,74, DİBS %1,57, Euro %0,56 ve Amerikan Doları %0,23 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; BIST 100 endeksi %1,53 oranında yatırımcısına kaybettirdi.

 Finansal yatırım araçlarının aylık reel getiri oranları, Mayıs 2025

Külçe altın, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %12,83, TÜFE ile indirgendiğinde ise %13,00 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %10,68, TÜFE ile indirgendiğinde ise %10,55 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Finansal yatırım araçlarının üç aylık reel getiri oranları, Mayıs 2025

Altı aylık değerlendirmeye göre külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %19,84, TÜFE ile indirgendiğinde ise %16,85 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %10,91, TÜFE ile indirgendiğinde ise %13,13 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Finansal yatırım araçlarının altı aylık reel getiri oranları, Mayıs 2025

Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri külçe altında gerçekleşti

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %37,32, TÜFE ile indirgendiğinde ise %24,87 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) %16,38 ve Euro %1,98 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; DİBS %0,68, Amerikan Doları %2,28 ve BIST 100 endeksi %27,26 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde ise mevduat faizi (brüt) %5,83 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; Euro %7,27, DİBS %9,69, Amerikan Doları %11,14 ve BIST 100 endeksi %33,85 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Finansal yatırım araçlarının yıllık reel getiri oranları, Mayıs 2025

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Egeli bilim ekibi 36-72 aylık çocukların güvenliğini sağlayacak akıllı tulum geliştirecek

Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü Tekstil Teknoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Küçük’ün yürütücülüğünü yaptığı “Okul Öncesi Dönemde Kullanıma Uygun Yer Tespiti ve Temel Sağlık Verisi Takibi Sağlayan Mekanik Darbe Dayanıklı Ürün Grubu Geliştirilmesi” başlıklı proje TÜBİTAK 1005 programı kapsamında desteklenmeye uygun bulundu.

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak,  proje ekibini makamında ağırlayarak tebrik etti. Prof. Dr. Budak, “Üniversitemize oluşturduğumuz bilim ekosistemi içerisinde üretken akademisyenlerimizin projeleri TÜBİTAK tarafından desteklenmeye devam ediyor. Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü Tekstil Teknoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Küçük hocamızın yürütücülüğünü yaptığı, okul öncesi 36-72 ay aralığındaki çocukların güvenliğini artırmak ve onları olası kazalardan korumak amacıyla multidisipliner bir anlayışla hazırlanan, özgün ve yenilikçi proje de üniversitemizin desteklenen projeleri arasında yer aldı. Proje ekibimizi tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum” dedi.

Proje ile ilgili bilgi veren Doç. Dr. Mehmet Küçük, “Projemiz Tekstil Mühendisliği, Elektrik-Elektronik Mühendisliği ve Hemşirelik Fakültesinden akademisyenlerin disiplinlerarası iş birliğiyle yürütülecek olan yenilikçi bir çalışmadır. Projenin temel amacı, okul öncesi dönemdeki çocukların (36-72 ay) güvenliğini artırmak ve onları olası kazalardan korumaktır. Bu yaş grubundaki çocuklar, motor becerileri henüz gelişim aşamasında olduğu için düşme, çarpma gibi kazalara karşı daha savunmasızdır. Bu durum göz önüne alınarak, proje ekibi çocukların güvenliğini sağlamak amacıyla akıllı bir konfeksiyon ürünü geliştirmek üzere çalışmalara başlamıştır. Proje kapsamında geliştirilen akıllı tulum, çocukların oyun oynarken veya okul ortamında karşılaşabilecekleri mekanik darbelerin etkisini en aza indirecek şekilde tasarlanmaktadır. Bu ürün, sadece fiziksel koruma sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda yerleşik akıllı sensörler sayesinde çocuğun konumunu ve sağlık verilerini; kalp ritmi, vücut ısısı gibi gerçek zamanlı olarak izleme imkanı sunmaktadır. Bu sistem, olası bir acil durumda ebeveynlere ve yetkililere anında bilgi aktararak hızlı müdahale edilmesini sağlayacaktır. Ayrıca, bu akıllı tulum, çocukların okul sınırları içerisinde veya okul-ev bağlantısında kaybolma, unutulma gibi olumsuz durumların önüne geçecek şekilde tasarlanmaktadır. Bu sayede, çocukların hem güvenliği hem de ebeveynlerin çocuklarının güvende olduğunu bilmeleri sağlanacaktır. Bu yenilikçi ürünün okul öncesi eğitimde güvenliği artırarak çocukların özgürce keşfetmelerine ve öğrenmelerine katkı sağlayacaktır. Bu disiplinlerarası iş birliği, çocukların hem fiziksel hem de dijital anlamda korunmasını hedefleyen kapsamlı bir çözüm sunmaktadır” dedi.

Yürütücülüğünü Doç. Dr. Mehmet Küçük’ün yaptığı proje ekibinde, Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Afm Shahen SHAH, Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü Tekstil Teknolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Gözde Ertekin, Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Elektrik Tesisleri Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Hakan Akça ile Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Hemşirelik Bölümü Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı öğretim elemanı Arş. Gör. Dr. Ruken Yağız Altıntaş yer alıyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İZSU’dan bir yılda 75 kilometrelik yağmur suyu yatırımı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın göreve geldiği günden itibaren başlattığı altyapı seferberliği kapsamında, kent genelinde 1,3 milyar liralık yatırımla tamamlanan yağmur suyu ayrıştırma hatlarının uzunluğu 75 kilometreye ulaştı. Çalışmalar su baskınlarının önlenmesinin yanı sıra Körfez’in temizliğine de katkı sağlıyor. 

İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü, sağlıklı altyapı için birleşik sistemle çalışan yağmur suyu ve atık su kanallarını ayrıştırma çalışmalarına devam ediyor. Son bir yılda kent genelinde yapılan yatırımlar 1 milyar 313 milyon liralık yatırımla toplam 75 kilometreye ulaştı. Bu çalışmalar sayesinde aşırı yağışlarda bu baskınları yaşanması önlendi, hatlardaki yükün hafifletilmesiyle Körfez’in temizlenmesi sürecine de katkı sağlandı. 

Hangi ilçelerde ne kadar çalışma yapıldı?

İZSU Genel Müdürlüğü’nün kentte yürüttüğü yağmur suyu ayrıştırma çalışmaları kapsamında Aliağa’da 6,2 kilometre, Balçova’da 500 metre, Bayraklı’da 10 kilometre, Bergama’da 1,7 kilometre, Bornova’da 16,5 kilometre, Buca’da 3,8 kilometre, Çeşme’de 500 metre, Çiğli’de 2 kilometre, Foça’da 2 kilometre, Gaziemir’de 2 kilometre, Güzelbahçe’de 500 metre, Karabağlar’da 4,5 kilometre, Karşıyaka’da 2 kilometre, Konak’ta 4,5 kilometre, Menderes’de 6,5 kilometre, Menemen’de 2,3 kilometre, Narlıdere’de 500 metre, Ödemiş’te 2 kilometre, Seferihisar’da 1,5 kilometre, Torbalı’da 2,5 kilometre, Urla’da 2,5 kilometre uzunluğunda hat tamamlandı.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Anne- babalar dikkat! Stres sınav başarısını doğrudan etkiliyor!

Bir milyonu aşkın öğrencinin katılacağı LGS Sınavına sayılı günler kala heyecan dorukta. 

15 Haziran Pazar günü gerçekleştirilecek sınavda öğrenciler hem akademik bilgilerini hem de stres yönetimine yönelik becerilerini ortaya koyarak lisede hedefledikleri okula girmek için yarışacak! Acıbadem Maslak Hastanesi’nden Uzman Psikolog Oğuzhan Gürdoğan “LGS sınavı, öğrencilerin akademik bilgi düzeylerini ölçmenin ötesinde, psikolojik sağlamlıklarını ve çevresel destek sistemlerini test eden önemli bir dönemdir. Bu süreçte en sık rastlanan zorluklardan biri, sınav kaygısıdır. Çocuklarda ‘Başaramazsam kimse beni önemsemeyecek’ ya da ‘Bu sınav hayatımın en önemli anı’ gibi inançlar, gerçekçi bir bakış açısı geliştirmeyi engeller. Bu düşünceler, kaygı, panik ve huzursuzluk gibi yoğun duyguları tetikler ki, bu tür olumsuz duygulara kapılmalarını önlemek için velilere büyük görev düşmektedir. Unutmayın; Çocuğunuzun başarısı sadece bir sınav kağıdıyla değil, kendine olan inancı ve sizin ona sunduğunuz duygusal alanla şekillenir” diyor. Anne babaların kendi kaygılarını ve streslerini kontrol edemeyerek bunu yansıtmalarının da çocukta baskı ve paniğe yol açarak sınav başarısını olumsuz etkileyebildiğini vurgulayan Uzman Psikolog Oğuzhan Gürdoğan, LGS Velilerine Özel 5 Kritik Öneride bulundu, önemli açıklamalar yaptı. 

  • Stresinizi yönetmeyi öğrenin

Ebeveynlerin aşırı beklentili, eleştirel ya da stresli yaklaşımları çocukta “Eğer sınavda kötü yaparsam, bütün geleceğim mahvolur”, “Başarırsam mükemmelim, başaramazsam tamamen yetersizim”, “Bir soruyu yapamazsam kaybettim sayılır, diğerlerini de yapamam” gibi olumsuz düşüncelerin hakim olmasına yol açar. Bu tür düşünceler çocuğun gerçeği daha objektif bir şekilde değerlendirmesini zorlaştırır ve stresini artırır, sınavda bildiği soruyu bile yapamamasına neden olabilir. Bu nedenle stresinizi kontrol etmeye çalışın, gerekirse uzman desteği almaktan çekinmeyin.

  • Çocuğunuzun kendini güvende hissetmesini sağlayın

Çocuğunuzun, ailesinin her koşulda arkasında olduğu bilmesi son derece önemlidir. Anlayışlı ve koşulsuz kabul içeren bir tutum, çocuğun kendisini güvende hissetmesini sağlar. Bu noktada empatik dinleme çok değerlidir. Çocuğun duygularını küçümsemek yerine, onu anlamaya çalışmak ve ona “Ne olursa olsun yanındayım” mesajını vermek, stresle başa çıkma gücünü artırır. 

  • Olumsuz düşünceleleri ile baş etmesine destek olun

Uzman Psikolog Oğuzhan Gürdoğan “Sınav kaygısına karşı en etkili müdahalelerden biri, çocuğun olumsuz düşüncelerini fark edip sorgulamasını desteklemektir. “Bu düşünce gerçeği yansıtıyor mu? Başka hangi kanıtlar var? Daha dengeli ve gerçekçi bir bakış açısı nasıl olurdu?” gibi sorularla çocuğun düşüncelerini yeniden çerçevelemesi sağlanabilir. Örneğin, “Sınav sonucu önemli ama tek başına tüm değerimi belirlemez” gibi daha gerçekçi ve esnek bir bakış açısı kazandırmak, kaygının şiddetini azaltır” diyor. 

  • Birlikte kaliteli zaman geçirin

Sınavdan hiç söz etmeden, çocuğunuzla kaliteli zaman geçirmek, onu zihinsel ve duygusal olarak rahatlatacak, fiziksel aktivitelerle desteklenen ortamlar yaratmak, sanıldığı gibi çocuğu hedeften uzaklaştırmaz. Aksine bu tür sağlıklı molalar, sınav sürecine daha güçlü ve motive bir şekilde dönmesini sağlar. Bu süreçte; derin nefes egzersizleri, kas gevşetme çalışmaları ya da sınav öncesi kısa yürüyüşler, hem zihni hem de bedeni sakinleştirir. Ayrıca, deneme sınavı çözmek gibi adım adım sınava alışma ritüelleri, kaygının kontrol altına alınmasına yardımcı olur.

  • Çabalarını takdir edin

Uzman Psikolog Oğuzhan Gürdoğan, “Çocuğun kendisini güvende hissetmesi, özgüvenin ve öz-yeterlik duygusunun gelişimini destekler. Ailelerin çocuğun sadece başarısını değil, gösterdiği çabayı ve sürece dair gayretini takdir etmesi, uzun vadede daha güçlü bir psikolojik sağlamlık oluşturur. Bu yaklaşım, çocuğun sadece sınav için değil, tüm yaşamı boyunca stresle başa çıkma becerilerini geliştirir. Sınavlar gelip geçici birer deneyimdir; ancak çocuğun bu süreçte kendisine ve çevresine dair geliştirdiği düşünceler, yaşam boyu kalıcı olur. Çocuğun düşünce ve inançlarını daha esnek, gerçekçi ve olumlu bir çerçevede şekillendirmesi, ailesinin sunduğu koşulsuz destekle birleştiğinde, sınavdan çok daha önemli bir kazanım sağlar” diyor.  

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yeni çiftçiler adım adım İZTAM’da yetişiyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi (İZTAM), 5’ten 80’e kadar her yaş grubuna kuraklıkla mücadele, sürdürülebilir tarım ve doğayla uyumlu bir yaşam için eğitim veriyor. Genç çiftçilerin yetişmesine katkı sağlayan merkezde topraksız tarımdan seracılığa, atalık tohumlardan güneş panellerine kadar pek çok konuda eğitim alan gençler yaşadıkları unutulmaz deneyimi ve farkındalığı dile getirdi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın kuraklıkla mücadele ve sürdürülebilir tarım için bilinçli genç çiftçilerin yetiştirilmesine yönelik teşvikleri kapsamında İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi’nde (İZTAM) çocuk ve gençlere yönelik eğitimler artırıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı bünyesinde hizmet veren, 16 bin dönüm arazi üzerine kurulan İZTAM’da öncelikli olarak iklim krizi ve kuraklıkla ilgili eğitimler verilirken, çocuk ve gençler ilk defa toprakla buluşturuluyor.

Tarıma ve kuraklıkla mücadeleye dair eğitimler
Eğitimler, belirlenen periyotlarda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ziraat mühendisleri tarafından veriliyor. Hem teorik hem uygulamalı eğitim alan gençler, topraktan sofraya ürünlerin nasıl yetiştiğine dair bilgi sahibi oluyor. Gençler alanda iklim krizinin etkileri, güneş paneli, yağmur hasadı, topraksız sera, hava tahmin cihazları, atalık tohumlar, organik tarım, sürdürülebilir tarım, mantarcılık, su tasarrufu, seracılık, böcek oteli gibi pek çok konuya dair bilgi alıyor ve merkezdeki alanları, üniteleri gözlemleme fırsatı buluyor.

“Eğitimleri tüm İzmir’e yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz”
Merkeze ve yürütülen çalışmalara dair bilgi veren İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Eğitim Ar-Ge ve Koordinasyon Şube Müdürü Murat Altun, alanda üretim seraları, araştırma parselleri bulunduğunu belirterek “İzmir tarımını geliştirme adına faaliyetler yürütüyoruz. İZTAM’da ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim başta olmak üzere farklı yaş gruplarına yönelik eğitimler veriyoruz. Bunun yanı sıra da özellikle üreticilerimizi, çiftçilerimizi burada misafir ederek, onlara üretim disiplinlerini, iklim değişikliklerinin olumsuz etkilerini, suyun doğru kullanımına yönelik tek insan, tek sağlık temalı çalışmalarımızı anlatıp eğitim faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Uygulamalı eğitimler de gerçekleştiriyoruz. Fide dikimi, tohum tanıma, biyocoğrafya laboratuvarı gibi çalışmalar yapıyoruz.  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın önderliğinde gerek üretim gerekse eğitim faaliyetlerini İzmir geneline yaymayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

Yeni çiftçiler adım adım yetişiyor
İZTAM’da 5 yaştan 80 yaşa kadar tarım eğitimi verdiklerini ifade eden Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nda görevli ziraat mühendisi Eylül Adıgüzel, “Biz sadece belirli bir gruba eğitim vermiyoruz. Her kitleye ulaşmanın amacındayız. Çocuklara doğa bilinci kazandırmayı, doğa temelli sürdürülebilir tarımı öğretmeyi hedefliyoruz. Bugüne kadar hiçbir şey yetiştirememiş kişilere tarım eğitimleri vererek yeni bir başlangıç yapmalarını sağlıyoruz. Tarım eğitimleriyle özellikle genç kitlelerde büyük bir farkındalık oluşuyor. Bu sayede aslında yeni bir meslek kapısının farkına varıyorlar. Bu sayede yeni çiftçilerimiz adım adım yetişiyor diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. 

“Buraya gelmeden önce hiç farkında değildim”
İZTAM’da eğitimlere katılan kız meslek lisesi öğrencileri, yaşadıkları deneyimden etkilendiklerini ifade ederek iklim krizi ve tarıma dair pek çok konuda farkındalık yaşadıklarını ifade etti. Gençler yaşadığı deneyimi şu sözlerle aktardı;
Mina Yenihan: “İlk defa böyle bir eğitimle karşı karşıyayım. Böyle yeni şeyler öğrenmek yeni deneyimler oluşturuyor. Buradaki eğitimlere herkes katılmalı. Çünkü iklim sorunu, hepimizin sorunu. Herkes bilgilenmeli. İklim kriziyle benim geleceğim tehlikeye giriyor. Bitkilerin iklim değişikliğinden etkilenmesi çok kötü. Bitkiler olmazsa bizim de nefesimiz olmaz, beslenmemiz kötüleşir. Buraya gelmeden önce bu sorunların farkında değildim. Sorunlarımızın olduğunu biliyordum ama bir katkıda bulunmamıştım. Farkındalığım oluştu, çevreye verdiğim zararlara daha çok dikkat edeceğim.”

“Doğayla daha fazla iç içe olmalıyız”
Esra Mülhüm: “Bence çok gerekli olan eğitimler. Binalarda yaşadığımız için bitkinin nasıl büyüdüğünü, geliştiğini, bizim için faydalarını bilmiyoruz. Onlara nasıl davranmamız gerektiğini bilmiyoruz. Bu eğitimler sayesinde bence bitkileri daha çok anlayabiliyoruz. Merkez içinde en çok ilgimi çeken yer, yararlı böceklerin yetiştirildiği alan oldu. Arı, solucan gibi yararlı böcekler için böcek oteli yapmışlar. Doğayla daha fazla iç içe olmalıyız.”

“İnsan neslinin devam etmesi için tarım çok önemli”
Beren Akkuş: “Eğitimler çok güzel. Burası da bir nefes kaynağı. Çok güzel eğitimler aldık. Bitkilerin de duyularının olduğu, onların nasıl büyüdüğü, nasıl geliştiğine dair bütün süreçleri detaylı işledik. İnsan neslinin devam etmesi için tarım çok önemli, bizim gelişimimiz de çok önemli. Burada en çok üzüm bağları hoşuma gitti.”

“Böyle tarım yerlerinin artırılması gerektiğini düşünüyorum”
İlayda Ertürk: “Buradaki eğitimlerin, böyle merkezlerin daha çok artırılması gerek. Çünkü hayatımıza çok katkısının olduğunu düşünüyorum. Kentlerde yaşıyoruz, binaların içinde oksijenimiz olmuyor. Burada en çok dikkatimi çeken yer böcek otelinin olması. Çok ilginçti.”

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Evidea’nın yeni Genel Müdürü perakende sektörünün deneyimli ismi Hakan Zihnioğlu oldu.

Ev ve yaşam kategorisinde Türkiye’nin önde gelen markalarından Evidea’nın yeni genel müdürü, perakende ve e-ticaret sektöründe 30 yılı aşkın deneyime sahip olan Hakan Zihnioğlu oldu. 

Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun olan Zihnioğlu, aynı üniversitede yüksek lisans eğitimini tamamladı. Kariyerine Boğaziçi Üniversitesi Vakfı’nda başlayan Zihnioğlu, ardından Tefal, Groupe SEB, Furla, Boyner ve Nurus gibi perakende sektörünün öncü markalarında üst düzey yöneticilik pozisyonlarında görev aldı. 2022 yılında Karaca Grup markalarından Emsan’da Genel Müdürlük görevini üstlendi. Son olarak Jumbo Türkiye’nin Genel Müdürü olarak görev yapan Zihnioğlu, stratejik bakış açısı ve güçlü liderlik vizyonuyla sektörün öne çıkan isimleri arasında yer alıyor. 

Müzakere, pazarlama yönetimi, iş planlama ve koçluk alanlarındaki uzmanlığıyla tanınan Hakan Zihnioğlu, Evidea’da müşteri deneyimini güçlendirmek ve markayı daha ileri bir büyüme evresine taşımak hedefiyle çalışmalarına başladı.

Yeni göreviyle ilgili açıklama yapan Zihnioğlu, “Evidea gibi müşteri odaklı, yenilikçi ve dinamik bir markada görev üstlenmekten büyük heyecan duyuyorum. Hedefimiz, Evidea’nın sürdürülebilir büyümesine katkı sağlarken, Evidea’yı hem dijitalde hem mağazacılıkta çok daha güçlü bir konuma taşımak. Tüm ekip arkadaşlarımızla birlikte bu yolculuğa liderlik etmek benim için büyük bir motivasyon kaynağı” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İşim Menderes Yüzleri Güldürdü

Menderes Belediyesi’nde Başkan İlkay Çiçek’in göreve gelmesinden sonra kurulan İşim Menderes – Menderes İstihdam ve Kariyer Ofisi 7 ayda istihdama önemli bir katkı yaptı.

Menderes Belediyesi bünyesinde yer alan İşim Menderes – Menderes İstihdam ve Kariyer Ofisi birçok vatandaşı iş sahibi yapıyor. Menderes Belediye Başkanı İlkay Çiçek’in projeleri arasında yer alan ve göreve gelir gelmez verdiği talimat doğrultusunda çalışmalarına başlanan İşim Menderes kurulduğu kasım ayı başından itibaren istihdama yaptığı katkı ile adından söz ettiriyor.

İstihdam alanı açılıyor

Doğru iş, doğru işçi parolası ile hareket eden İşim Menderes ekibi şirketlerle görüşerek vatandaşlar için istihdam alanı açıyor. Vatandaşlar doğru işlere yönlendirilirken şirketler için de doğru çalışan sağlanıyor. İşim Menderes ekibi toplamda 352 şirket ile görüşerek görüşmeler gerçekleştirdi. Bu bağlamda 231 firmaya da ziyaretler gerçekleştirildi. Bu çalışmalar sonucunda toplamda 53 toplu iş görüşmesi yapıldı.

Kadın istihdam oranı dikkat çekti

İşim Menderes hizmetine başvuran kişi sayısı 871 olurken toplu iş görüşmelerine katılan vatandaşların sayısı 948 oldu. Firmalarla buluşturulan vatandaşların iş görüşmeleri sonucunda 212 vatandaş iş sahibi oldu. İşe yerleşen kadın oranının yüksekliği ise dikkat çekti. İşe yerleşen erkeklerin sayısı 116 olurken, kadınların sayısı ise 96 oldu. Bu sayılar ile birlikte işe yerleşen kadın oranı yüzde 45,3’ü buldu.

Hem vatandaş, hem firma memnun

İşim Menderes hizmeti hakkında konuşan Menderes Belediye Başkanı İlkay Çiçek, “İşim Menderes bizim çok istediğimiz projelerden birisiydi. Göreve gelirken bunun sözünü vermiştik. Gelir gelmez başlattığımız çalışmalar sonucunda birimimizi kurduk. 7 ay içinde istihdama sağladığımız katkılar bizleri memnun etti. Birçok vatandaşımızdan ve firmamızdan olumlu geri dönüşler aldık. Vatandaşlarımızı mesleklerine, yetkinliklerine göre doğru işe yerleştirmek hem vatandaşımızın memnuniyeti açısından büyük fayda sağladı hem de firmalarımızın verimliliğine katkı sağladı.” dedi.

“İstihdam oranını daha yükseğe çekeceğiz”

Başkan Çiçek sözlerine şöyle devam etti; “Bugüne kadar ofisimize başvuran kişiler sayısı ve işe yerleşen vatandaşlarımızın sayısına bakınca yaklaşık yüzde 25’lik bir istihdam sağladık. Kadın istihdam oranı da bizleri mutlu etti. Hedefimiz bu oranları daha yükseğe çekerek hem iş sahibi olan vatandaş oranını hem kadın istihdam oranını artırmak. Günümüz ekonomik koşullarında vatandaşlarımıza destek olmak, işsizlik canavarına kaptırmamak ve daha verimli olabileceği işlerle buluşturmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yalnız ebeveynler için yol haritası!

Yalnız ebeveynlerin özellikle ergenlik dönemindeki çocuklarıyla sorunlar yaşayabildiğini belirten uzmanlar, bu sorunların başında iletişim ve otorite kurmak geldiğini söylüyor.

Ergenlik döneminde sınırların, hem güvenli bir çerçeve sunduğunu hem de bireyselleşmeyi desteklediğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Disiplin, cezadan çok rehberlik anlamına gelmeli. Ergenin duygusal ihtiyaçlarını göz ardı etmeden sınır koymak, uzun vadeli güven ilişkisi inşa eder.” dedi. Çıkabilecek çatışmaların doğru yönetilmesi gerektiğini aktaran Ülkü, ebeveynin kendi duygusal sağlığını korumasının, çocukla kurulan ilişkinin temelini oluşturduğunu vurguladı. 

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, yalnız ebeveynlerin ergenlik dönemindeki çocuklarla yaşadığı en yaygın sorunlara dair açıklamalarda bulundu.

Ebeveynin yorgunluğu, çocuğun duygusal ihtiyaçlarını gözden kaçırmasına yol açabilir!

Yalnız ebeveynlerin ergen çocuklarıyla yaşadığı zorlukların başında otorite dengesi kurmak, duygusal kopukluk, iletişim sorunları ve rol karmaşası geldiğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Ergenlik, bireyselleşme ve bağımsızlık talebinin arttığı, aynı zamanda yoğun duygusal fırtınaların yaşandığı bir dönemdir.” dedi.

Ebeveynin tüm yükü sırtlandığında, ergenin bu yükün farkında olmayabileceğini ifade eden Ülkü, “Ayrıca ebeveynin yorgunluğu, zaman zaman çocuğun duygusal ihtiyaçlarını gözden kaçırmasına yol açabilir. Bu da bağ kurma zorluklarına ve uzun vadede çatışmalı ilişkilere neden olabilir.” açıklamasını yaptı.

Yalnız ebeveynler disiplin ve sınır koyma konusunda dikkatli olmalı!

Ergenlik döneminde sınırların, hem güvenli bir çerçeve sunduğunu hem de bireyselleşmeyi desteklediğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Ancak yalnız ebeveynler, çocuklarıyla daha ‘arkadaşça’ bir ilişki kurma eğiliminde olabilir. Bu da sınırların belirsizleşmesine yol açar. Sınır koymanın, sevginin zıttı değil, aksine bir sevgi biçimi olduğunu unutmamak gerekir.” dedi.

Yalnız bir ebeveynin dikkat etmesi gereken bazı noktalara değinen Ülkü, “Tutarlı olunmalı, koyulan kuralların devamlılığı önemlidir. Ergenin hangi davranışların kabul edilir olduğunu anlaması için kurallar açıkça ifade edilmeli. Disiplin, cezadan çok rehberlik anlamına gelmeli. Ergenin duygusal ihtiyaçlarını göz ardı etmeden sınır koymak, uzun vadeli güven ilişkisi inşa eder.” şeklinde konuştu.

Ergenin öfkesi ya da isyanı, anlaşılma ihtiyacının bir yansıması olabilir!

Yalnız ebeveynlerin, ergenlik dönemindeki çocuklarıyla yaşadıkları ciddi çatışmaları nasıl yönetebilecekleri konusunu da değerlendiren Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Çatışma, ergenlik döneminin doğal bir parçasıdır. Ancak yalnız ebeveyn için bu çatışmalar zaman zaman zorlayıcı olabilir. Bu durumda öncelikle ebeveynin kişiselleştirmemesi ve duygusal regülasyonunu sağlayabilmesi önemlidir.” dedi.

Etkili çatışma yönetimleri için bazı önerilerde bulunan Ülkü, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Duygulara yer açın. Ergenin öfkesi ya da isyanı, aslında anlaşılma ihtiyacının bir yansıması olabilir. Tepki vermeden önce dinlemek önemlidir. Yoğun çatışmalar sırasında konuşmak yerine, ortam yatıştığında konuyu ele almak daha yapıcı olur. Sen dili yerine ben dili kullanılabilir. ‘Sen hep böyle yapıyorsun’ yerine ‘Ben bu durumda kendimi değersiz hissediyorum’ gibi ifadeler, savunmayı düşürür. Aile danışmanlığı ya da bireysel terapi, çatışmaların tekrarlayıcı hale gelmesini engelleyebilir.”

Ebeveynin duygusal sağlığı ne kadar iyi olursa, çocuğuyla ilişkisi de o kadar sağlıklı olur…

Ebeveynliğin bir maraton gibi olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog İnci Nur Ülkü, “Yalnız ebeveynlik ise çoğu zaman bu maratonu tek başına koşmak gibidir. Bu nedenle kendine bakım, bir lüks değil, zorunluluktur.” dedi.

Tükenmişliği önlemek için yalnız ebeveynlerin dikkat etmesi gereken bazı stratejiler olduğuna dikkat çeken Ülkü, sözlerini şöyle tamamladı:

“Yakın çevre, arkadaşlar ya da destek gruplarıyla bağ kurmak, yalnızlık hissini azaltır. Haftada birkaç saat bile olsa sadece kendine ayrılan zaman, ruhsal yenilenme sağlar. Fiziksel sağlıkla ruh sağlığı arasındaki ilişkiyi göz ardı etmemek gerekir. Uyku, beslenme ve egzersiz, duygusal dayanıklılığı artıran temel taşlardır. Yeterince iyi ebeveyn olmak, mükemmel olmaktan daha gerçekçidir. Ebeveynlik sürecinde psikolojik destek almak, zayıflık değil, dayanıklılık göstergesidir.

Yalnız ebeveynlik, özellikle ergenlik döneminde hem zorlayıcı hem de dönüştürücü bir yolculuktur. Bu süreçte en önemli şey, hem ebeveynin hem çocuğun duygularının görülmesi ve ihtiyaçlarının anlaşılmasıdır. Unutulmamalıdır ki, ebeveynin kendi duygusal sağlığı ne kadar iyi olursa, çocuğuyla kuracağı ilişki de o kadar sağlıklı olacaktır.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İZMAR dördüncü şubesini Çamdibi’nde açtı

İzmir Büyükşehir Belediyesi, ağır ekonomik koşullarla mücadele eden yurttaşların nefes almasını sağlamak için hayata geçirdiği İZMAR marketlerinin dördüncü şubesini Bornova Çamdibi’nde hizmete açtı. İzmirlileri uygun fiyata sağlıklı ve güvenli alışverişle buluşturan ve hizmete alındığı günden itibaren yoğun ilgi gören İZMAR, semt sakinlerinin bütçesine önemli oranda katkı sunuyor.   

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yurttaşların sağlıklı ve kaliteli ürünleri uygun fiyatlarla alması için hizmete sunduğu İZMAR (İzmir Tanzim Satış Marketi)  şubelerine bir yenisi daha eklendi. Bornova Çamdibi Yıldırım Beyazıt Caddesi üzerinde kurulan İZMAR, yurttaşların yoğun ilgisiyle kapılarını açtı. Geniş ürün yelpazesiyle kâr amacı gütmeden satış yapan İZMAR mağazalarında, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından üretilen süt ve süt ürünleri, et ve et ürünleri, Halk Ekmek ile Şaşal Su, Badem Su ve İzmir Su, tek çatı altında uygun fiyatla tüketiciye ulaştırılıyor. 

“Ürünlerimizden çok memnunlar”

Yurttaşların güvenli ve uygun fiyata temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesini sağlayan İZMAR’da, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Dr. Zafer Levent Yıldır da alışveriş yaptı. İZMAR Marketlerden Sorumlu Birim Müdürü Peri Tosun Karagöz, şu ana kadar açtıkları mağazalarda çok olumlu geri dönüşler aldıklarını söyledi. Yurttaşların çok memnun olduğunu anlatan Peri Tosun Karagöz, “Ekonominin kötü olduğu bir dönemden geçiyoruz. Yurttaşlar piyasaya göre yüzde 20-30’lara varan oranların altında ürün alıyor. Ürünlerimizden çok memnunlar” diye konuştu. 

“Koştuk İZMAR’a geldik”

Mağazada alışveren yapan Arife Çoban da çok memnun olduğunu belirterek, “Biraz daha uygun fiyatlara alışveriş yapalım diye koştuk geldik. Fiyatlar güzel. 50 TL, 100 TL bizim için büyük paralar. Bu marketin o nedenle bize faydası olur” dedi. 
Dursun Keskin de piyasada her şeyin çok pahalı olduğunu, geçinmek için iki işte çalıştığını ifade ederek, “Bir şey alamıyoruz. Sıkıntıya düşüyoruz. Yeri geliyor iki işte birden çalışıyorum ama çoğu zaman geçinemiyorum. Buradaki fiyatlar güzel. Marketlerde sürekli fiyatları değiştiriyorlar. Akşam aldığımızı sabah aynı fiyata bulup alamıyoruz. O nedenle de buraya geldim. Burasının temizliği de güzel” diye konuştu.  

Başkan Tugay’a teşekkür 

Harun Anavatan ise İZMAR’ın Çamdibi için son derece önemli olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “Daha önce burada başka bir yer vardı ama bu kadar ürün bu kadar ucuz fiyata satılmıyordu. Bunların daha da artırılması emekli yurttaşlar, dar gelirli insanlar açısından son derece önemli. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Dr. Cemil Tugay’a sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.”

Huriye Pırasalar da hijyenin kendisi için önemli olduğunu anlatarak, “Hijyen açısından çok iyi. Ne yiyip ne içtiğimizi biliyoruz. Tarihi geçmiş ürün var mı diye marketlerde sürekli bakan biriyim. Ama burada gönül rahatlığı ile alışverişimi yapacağım. Bu benim için oldukça önemli. Uygun fiyatlara kaliteli ürün almak çok güzel. Hizmet de güzel. Hayırlısı olsun. Bölge açısından çok iyi olacak” dedi. 

İZMAR mağazalarının sayısı artıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki İZTARIM AŞ tarafından işletilen ve ağır ekonomik şartlar altında geçim sıkıntısı yaşayan yurttaşların ev ekonomisine katkı sunan marketler, kısa süre önce Karabağlar Bozyaka, Menemen Ulukent ve Gaziemir’de hizmete girmişti. 

Önümüzdeki süreçte Bornova Doğanlar, Kemeraltı Balıkçılar ve Karşıyaka Girne’de yeni İZMAR şubeleri devreye girecek. Ardından Buca ve Gültepe semtlerinde İZMAR’ların açılması planlanıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hızla kilo vermek için aç kalmayın!

Tüm yıl özlemle beklediğimiz yaz mevsimi kapımızı çalarken, hemen hepimizi zayıflama telaşı sardı. Ancak bazılarımız beslenmelerine biraz dikkat ederek hızla kilo verirken, bazılarımız ise kalori hesabı yapsalar bile ideal kilolarına kavuşmakta güçlük çekebiliyorlar. Kulağa hiç adil gelmeyen bu sorun metabolizmanın yavaş çalışmasından kaynaklanıyor olabilir! İlerleyen yaş, genetik özellikler ve kadın olmak gibi unsurlar metabolizma hızını olumsuz etkileyen etmenlerin başında gelseler de sıkça yapılan hatalı alışkanlıklar da bu tablodan sorumlu oluyor. Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Pınar Koç, metabolizma hızının nasıl beslendiğiniz, ne kadar hareket ettiğiniz ve yaşam tarzınızla doğrudan ilgili olduğunu belirterek, “Vücudumuzun aldığı besinleri enerjiye dönüştürme ve bu enerjiyi kalori olarak yakma kapasitesine ‘metabolizma hızı’ deniyor.  Araştırmalar, düşük bazal metabolizma hızına sahip bireylerin kilo alım riskinin otomatik olarak artmadığını, bunun yerine günlük yaşam tercihleriyle bu durumun dengelendiğini gösteriyor. Dolayısıyla doğru stratejilerle, düşük bazal metabolizma hızının etkilerini dengelemeniz ve kilo kontrolünü sağlamanız mümkün” diyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Pınar Koç, metabolizmanın sağlıklı işleyişi için sadece alınan kalorilere değil, vücudun bu enerjiyi nasıl kullandığına da dikkat etmek gerektiğini vurgulayarak, “Yeterli beslenmek, düzenli egzersiz yapmak ve uyku düzenine özen göstermek, metabolizmayı destekleyen en temel üç stratejidir” bilgisini veriyor.  Beslenme ve Diyet Uzmanı Pınar Koç, metabolizmanızı hızlandırmanın 12 kuralını anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu!

Güne mutlaka kahvaltıyla başlayın

Güne kahvaltı yaparak başlamak, gece boyunca yavaşlayan metabolizmayı hızlandırıyor. Ayrıca düzenli kahvaltı alışkanlığı kardiyometabolik sağlığı, yani kalp sağlığını olumlu yönde etkileyerek obezite, tip 2 diyabet ve hipertansiyon riskini de azaltabiliyor.

Uzun süre aç kalmayın

Uzun süre aç kalmak, vücudu enerji koruma moduna sokarak metabolizmayı yavaşlatabiliyor.  Beslenme ve Diyet Uzmanı Pınar Koç, kan şekerinin dengede kalması için ana öğünler arasında sağlıklı ara öğünler tüketmeniz gerektiğine işaret ederek, “Düzenli ve gündüz saatlerinde yapılan öğünler metabolik ritme uyum sağlıyor, geç saatlerde tüketilen yemek ise yağ yakımını azaltabiliyor” diyor. 

Her ana öğünde yeterli protein alın

Proteinlerin sindirimi daha fazla enerji gerektiriyor; bu durum da “termik etki” sayesinde metabolizmayı hızlandırıyor. Proteinler ayrıca tokluk süresini uzatarak aşırı yeme riskini azaltıyor. Sağlık probleminiz yoksa, her bir kilonuz için 1 gram protein almaya özen gösterin. Örneğin 70 kiloysanız günlük 70 gram  protein almanız gerekiyor.

Lifli besinleri ihmal etmeyin

Lifli gıdalar daha uzun süre tok tutuyor ve bağırsak hareketlerini artırıyor. Bu durum da dolaylı yoldan metabolizmayı destekliyor. Metabolizmanızı hızlandırmak için günlük 25–30 gram lif almaya özen gösterin.   Yeterli lif alımını 1 su bardağı haşlanmış mercimek, 1 adet armut, 1 avuç badem, 1 dilim tam buğday ekmeği veya 1 tabak brokoliyle ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.

Şok diyetlerden kaçının

Çok düşük kalorili diyetler vücudu koruma moduna geçirerek metabolizmanın yavaşlamasına neden olabiliyor. Ayrıca, uzun vadede kas kaybına yol açarak bazal metabolizma hızını yüzde 30 oranında düşürebiliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Pınar Koç, metabolizma hızının düşmemesi için yeterli ve dengeli beslenmenin son derece önemli olduğunu söylüyor.

Haftada en az 2 gün balık yiyin

Omega-3 yağ asitleri inflamasyonu azaltıyor ve yağ metabolizmasını destekliyor. Bunların yanı sıra tiroit hormonlarıyla etkileşime girerek metabolizma hızını artırabiliyor. Haftada en az 2 gün somon ve uskumru gibi yağlı balıklar veya her gün 1 tatlı kaşığı keten tohumu/2 tam ceviz tüketmeyi alışkanlık edinin.

Günde 2 fincan şekersiz yeşil çay için

Yeşil çay, kateşin adı verilen antioksidanlardan oldukça zengin. Kateşinler ve kafein birlikte çalışarak yağ oksidasyonunu ve enerji harcamasını artırıyor ve vücutta inflamasyonu azaltmak ve ağız mikrobiyotasını dengeleyerek metabolik sağlığı desteklemek için faydalı olabiliyor. Günde 2–3 fincan sıcak veya soğuk, şekersiz yeşil çay içebilirsiniz.

Yeterli su içtiğinizden emin olun

Bol su tüketimi metabolizmayı hızlandırıyor. Yetersiz su tüketimi ise metabolizmanın yavaşlamasına neden olabiliyor. Dolayısıyla her gün yeterli su içtiğinizden emin olun. Vücut ağırlığınızı 30-33 ml ile çarparak günlük su ihtiyacınızı hesaplayabilirsiniz. Örneğin, 70 kiloysanız (70 kg x 30-33 ml= 2100-2300 ml) günde 2100 – 2300 ml su içmeniz gerekiyor.

İşlenmiş gıdalardan uzak durun

İşlenmiş gıdalar sindirimi kolaylaştırdığı için metabolizmanın harcayacağı enerjiyi azaltıyor. Ayrıca kan şekerinde dalgalanmalara yol açarak yağ depolanmasına sebep olabiliyor.   Beslenme ve Diyet Uzmanı Pınar Koç, “Bu nedenle paketli ürünler, rafine şekerli atıştırmalıklar ve beyaz unlu ürünlerden uzak durun. Doğal, az işlenmiş, ev yapımı gıdaları tercih edin” diyor.

Filtre kahve veya Türk kahvesi tüketin

Kafein, merkezi sinir sistemini uyararak metabolizma hızını artırabiliyor. Ayrıca, yağ oksidasyonunu destekleyerek enerji harcamasını yükseltiyor. Günlük 2–3 fincan sade filtre kahve veya 1–2 fincan Türk kahvesi tüketmeniz metabolizmanın hızlanmasına yardımcı oluyor.  

Metabolizmayı hızlandıran doğal güçler: Polifenoller, Kapsaisin ve Antioksidanlar

Beslenme ve Diyet Uzmanı Pınar Koç, metabolizmayı hızlandıran bazı besinleri şöyle özetliyor:

Ananas: İçerdiği bromelain enzimiyle sindirimi kolaylaştırıyor, ödemin atılmasına yardımcı oluyor ve lif içeriği sayesinde tokluk süresini uzatabiliyor. Günde 1 dilim (yaklaşık 100–150 gr) taze ananas tüketmeyi alışkanlık edinin.

Kırmızı meyveler: Antosiyanin ve polifenol içerikleriyle insülin duyarlılığını artırıyor, yağ metabolizmasını destekleyebiliyor. Günde 1 küçük kase (yaklaşık 100–150 gr) taze veya dondurulmuş olarak tüketmenizde fayda var.

Elma sirkesi: Tokluk süresini uzatabiliyor, kan şekeri ve insülin tepkisini düzenleyebiliyor. Mide rahatsızlığınız yoksa, yemekten önce 1 bardak suya 1 yemek kaşığı (15 ml) elma sirkesi ekleyebilirsiniz.

Acı biber (Kapsaisin): Kapsaisin, vücut sıcaklığını yükselterek geçici bir metabolizma artışı sağlıyor. Ayrıca iştahı azaltıcı etkisi de bulunuyor. Sağlık probleminiz yoksa, haftada 3 öğünde, yemeklere 1 çay kaşığı pul biber veya taze acı biber ekleyebilirsiniz.  

Zencefil: Termojenik ve iştah dengeleyici etkisi var. Çay, yemek ya da yoğurtla günde 1 tatlı kaşığı kadar kullanabilirsiniz.

Turpgiller (Brokoli, Karnabahar, Brüksel Lahanası, Turp, Lahana vb.) Glukozinolat içeriğiyle detoksu destekliyor, ayrıca lif ve antioksidan sağlıyor. Ana öğünlerde 1 porsiyon (yaklaşık 1 su bardağı pişmiş) tüketebilirsiniz.

Düzenli egzersiz yapın, kaliteli uyuyun!

Direnç antrenmanları başta olmak üzere, düzenli yapılan fiziksel aktiviteler kas kütlesini artırarak bazal metabolizma hızını yükseltiyor. Zira, kas dokusu dinlenme halinde bile yağ dokusundan daha fazla enerji harcıyor. Bu nedenle, kas oranı yüksek bireylerde metabolizma daha hızlı çalışıyor. Yetersiz ve düzensiz uyku da açlık-tokluk sinyallerini düzenleyen hormonlarda bozulmalara yol açarak iştah artışına ve metabolik dengesizliklere neden olabiliyor. Düzenli ve kaliteli uyku ise hem hormonal dengeyi hem de metabolizma hızını olumlu yönde etkiliyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı