500 milyon indirmeye ulaşan mobil oyun platformu BlueStacks, şimdiye kadarki en hızlı sürümünü yayınladı

Pandemi nedeniyle tüm dünyada insanların evlerine kapandığı 2020 yılı, oyun endüstrisi üzerinde büyük bir etki yarattı. Evde geçirilen sürenin artışı, insanların boş zamanlarını değerlendirme şeklini değiştirirken eğlence ihtiyacını gidermek için başvurulan ilk adres oyunlar oldu. Newzoo’nun tarafından yayınlanan bir rapora göre, 2021'de dünya çapında yaklaşık 2,8 milyar oyuncunun görülmesi bekleniyor. Oyuncu sayısında beklenen artışın ise oyun geliştiricilerin piyasaya daha kapsamlı oyunlar sürmesini, daha fazla mobil oyuncunun kesintisiz oyun oynamasını ve PC tabanlı oyun platformlarına geçişin artmasını beraberinde getireceği öngörülüyor. Bu kapsamda oyun platformları da oyuncuların ihtiyaçlarına daha iyi yanıt vermek için kendilerini geliştirmeye devam ediyor. Son olarak bilgisayardaki Android oyun platformlarının öncüsü olarak kabul edilen mobil oyun platformu BlueStacks, şimdiye kadarki en büyük ve gelişmiş güncellemesini yayınladı. Platform tarafından yapılan açıklamada Robusta kod adı ile yayınlanan BlueStacks 5 (Beta) güncellemesinin önemli ölçüde daha az bellek tüketmek ve ARM desteği sağlamak için yeniden kodlandığı belirtildi. 

Günde ortalama 5 saat kesintisiz oyun deneyimi

BlueStacks olarak yayınladıkları güncellemede hıza ve güce odaklandıklarını belirten BlueStacks Inc. CEO'su Rosen Sharma, “Standart bir BlueStacks kullanıcısı, her gün ortalama 5 saatini mobil oyunlar oynayarak geçiriyor. Ancak mobil oyunlar bu kadar uzun oyun süreleri için tasarlanmadı. Bizler de geliştirdiğimiz BlueStacks 5 (Beta) güncellemesinin FPS kilidi ve uzun uçuş özellikleri ile uzun oyun seansları ile sorunsuz bir oyun deneyimi sunuyoruz. Önemli ölçüde geliştirilmiş olan daha hızlı yükleme ve başlatma süreleriyle, oyuncular artık performans odaklı bir oyun deneyimi yaşayabilecek. Dahası, birçok oyuncu PC’de yüklü uygulamalar arası geçiş yapma eğiliminde olduğundan, “Eko Mod” özelliğimiz de buna her zamankinden daha verimli bir şekilde izin verecek. Çoklu Cloud Sunucu Yöneticisi ve Eco Mod ile oyuncular daha fazla BlueStacks oturumunu daha hızlı ve en az gecikmeyle çalıştırabilecek. Bu da oyun kontrolleri ve arayüz iyileştirmelerine ek olarak, kusursuz bir oyun deneyimi sunacak.” dedi.

RAM kullanımını 40 azaltacak 

Uygulamada kullandıkları teknoloji ile oyun geliştiricilerinin herhangi bir ek çalışma yapması gerekmeden oyunların PC, Mac ve diğer cihazlarda çalışacak şekilde optimize edilmesine imkan verdiklerini ifade eden BlueStacks 5 Baş Mimarı Sharad Agarwal ise “Bu, hem Android hem de Mac'teki iOS uygulamalarında eksik olan önemli bir özellik. BlueStacks App Player kullanıcılarının, iOS uygulamalarıyla önemli ölçüde genişlediğini görüyoruz ve ARM bunun için oldukça önemli bir teknoloji. Çünkü ARM cihazları ikili çeviriye ihtiyaç duymadıkları için Android uygulamalarını çalıştırmada x86 cihazlarına göre çok daha avantajlı. Tüm bunların yanında BlueStacks 5 (Beta) ile önceki sürüme göre RAM kullanımında da 40 azalma sağlıyoruz.” diye konuştu. 

Dünya çapında 500 milyondan fazla oyuncunun yorumları dinlendi 

Güncelleme kapsamında getirdikleri yenilikleri, tamamen oyuncuların ihtiyaçları doğrultusunda geliştirdiklerini de vurgulayan Sharad Agarwal,  "Dünya çapında 500 milyondan fazla kullanıcımızın tüm yorumlarını dinledik ve dikkate aldık. Şimdi de onların talepleri doğrultusunda yüksek donanım özelliklerine ihtiyaç duymayan, kullanımı kolay, hızlı performans gösteren bir oyun platformunda sürükleyici bir oyun deneyimi sunuyoruz. Bu sayede yalnızca oyuncularımızı değil iş ortaklarınızı da memnun etmeyi başarıyoruz.” dedi. 

Uzun süredir BlueStack ile iş ortaklığı bulunan Saint Seiya Awakening: Knights of the Zodiac’ın Geliştiricisi Yoozoo Games’in Global Pazarlama Direktörü Ken Huang de konuya ilişkin olarak “Yoozoo, BlueStacks ile yıllardır çalışıyor. En önemli pazarlama ortaklarımızdan biri olarak, en sadık oyuncuları edinmemizi artırmada etkili oldular ve onlarla çalışmanızı şiddetle tavsiye ediyoruz. En son BlueStacks 5 sürümü için heyecanlıyız ve yeni sürümünün oyuncular için harika bir deneyim olacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Covid-19 aşısı hangi yan etkilere yol açıyor?

Covid – 19 aşılama süreci devam ederken; halen bir çok soru yanıt bekliyor. Aşı sıklığı ve dozu, karantina süreci gerekliliği, aşının yan etkileri ve ilk doz ile ikinci doz aşının aynı olma zorunluluğu halkın en çok merak ettiği konuların başında geliyor. Aşı yapıldıktan sonra karantina sürecine ihtiyaç olmadığını belirten uzmanlar, ilk ve ikinci doz aşıların da mutlaka aynı aşı olması zorunluluğunu vurguluyor. Uzmanlar, ilk doz aşıdan sonra 28 ya da 1 aylık bir süre geçmesi gerektiğini ifade ediyor ve ortaya çıkan belirtilerin şiddetlenmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmasını tavsiye ediyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Songül Özer, Covid-19 aşısı ile ilgili merak edilen konularla ilgili önemli bilgiler paylaştı.

 

İki doz aşı arasında 28 gün ya da 1 ay olmalı

 

İlk aşı ile vücutta antikor seviyesinin belli bir düzeye kadar gelebildiğini belirten Dr. Songül Özer, “O yüzden tam olarak korumaya yetmiyor. Antikor seviyesinin daha çok yükselmesi ve daha uzun süre vücutta kalması için yaklaşık 28 gün ya da 1 ay sonra ikinci aşının da mutlaka yapılması gerekiyor. Aşının ne kadar süre için koruyucu olabileceği ile ilgili şu an için net bir bilgi bulunmamakta. En yakın zamanda influenza pandemisi ile karşılaşmıştık. Influenza gibi düşünürsek bu aşının da ortalama 1 yıl süre için koruyacağına inanıyoruz. Bu süre daha da uzun ya da daha kısa olabilir. Şu an için net bir bilgi paylaşmak zor. Sahip olduğumuz şimdiki bilgilere göre yılda 1 kez tekrarlanacakmış gibi düşünüyoruz” dedi.

 

Aşıdan sonra karantina gerekli değil

 

Aşıdan sonra karantinaya girmeye kesinlikle gerek olmadığını vurgulayan Özer, “Aşıyı yaptırdıktan sonra koruma altına aldığımızı ve ikinci dozu yaptıktan sonra da korumayı yükselttiğimizi düşünüyoruz. Karantinayı aktif olarak solunum sekresyonları ile etrafa virüs saçan ya da saçma ihtimali olan kişilere uyguluyoruz. Aşı olan kişilerin vücudunda aktif virüs yoktur. Aktif virüs olmadığı için etrafa saçma, bulaştırma, hastalık olmadığı için yayma gibi bir ihtimalleri de yok. O yüzden karantina kesinlikle gereksiz diyebiliriz” diye konuştu.

 

Aşının kesin etkileri henüz net olarak bilinmiyor

 

Herhangi bir bilim insanının aşının etkileri ile ilgili bilgi sahibi olduğunu düşünmediğini söyleyen Dr. Songül Özer, sözlerine şöyle devam etti:

 

“İlk 3 faz denemeleri işte bu yüzden yapılıyor. Birinci faz daha çok hayvanlar üzerinde, ikinci fazda daha dar bir insan grubunda, üçüncü fazda daha fazla uzun süre ve fazla sayıda insanla deneme yapılıyor. O uzun süre henüz geçmedi. Hastalık henüz 1 yıldır hayatımızda. Aşı çok daha kısa süredir var. O yüzden hastalığın uzun vadedeki etkilerini hiç bilemediğimiz gibi aşının etkilerini de kesinlikle bilmiyoruz. Bu teknikle geliştirilmiş olan başka aşılar var hayatımızda. Koronavirüse karşı değil ama başka virüslere karşı geliştirilmiş olan aşıları biz on yıllardır kullanıyoruz. 60-70 yıldır kullandığımız aşılar var. Onların uzun vadede neler yaptıklarını biliyoruz. Hiç birinin hayatla bağdaşmayan yan etkileri olmadı. Elbette aşı yapıldığında kaşıntı ve kızarıklık yapabiliyor. Bu yüzden aşı yaptığımız kişiyi yarım saat boyunca gözlem altında tutuyoruz. Henüz bir deneyimimiz olmadığı için çok uzun vadede nasıl bir etki yapabileceğine dair bir bilgi bulunmamakta.”

 

Belirtiler şiddetlenirse sağlık kuruluşuna başvurulmalı

 

Sağlık Bakanlığının da tavsiye ettiği gibi 15 – 30 dakika süresince aşı yapılan kişinin ilk reaksiyonları açısından gözlem altında tutulması gerektiğine dikkat çeken Dr. Songül Özer, “Biz de hastanemizde aşı uygulamasına başladık. Aşı yaptığımız kişileri bir hemşire ve bir hekim gözetiminde yarım saat boyunca gözetim altına alıyoruz. İlk belirti olarak aşı yerinde kızarıklık, kaşıntı veya ağrı olabilir. İlk gece belki baş ya da kas ağrısı olabilir. Özellikle aşı yapılan bölgede bir hassasiyet meydana gelebilir. Bu belirtiler dışında çok fazla bir etki beklemiyoruz. Bu belirtilerin oluşmasını normal karşılıyoruz. Kas içine ya da deri altına yapılan bütün aşılarda oluşabilen lokal etkiler olduklarını söyleyebiliriz. Ağrı olduğunda bir parasetamol türü bir ağrı kesici, ateş düşürücü alabilirler. İlk yarım saatin ardından hastaneden ayrıldıktan sonra bu belirtiler şiddetlenirse doktorlarına ya da en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelerini gerekir” diye konuştu.

 

İki doz aşı kesinlikle aynı olmalı

 

İlk doz aşı ile ikinci doz aşının aynı marka olma gerekliliğinin çok sık sorulan sorulardan biri olduğunu ifade eden Özer, “İnaktif ve mRNA tekniği ile üretilen aşılardan hangisini tercih etmeleri noktasında karar veremiyorlar. Bir doz birinden ikinci dozu diğerinden olabilir miyim gibi sorular geliyor. Bu mümkün değil. Eğer ilk doz inaktif aşı ile aşı olunduysa ikinci doz da aynı olmalı. Aynı teknikle oluşturulan aşı da demiyoruz birebir aynı aşı olması gerekiyor. Her aşının virüsün hangi bölgesine karşı yapıldığını bilemezler. Her aşının yapım tekniği farklı. Yöntem aynı olsa da virüsün çalıştırıldığı bölge farklı oluyor.   O yüzden aynı firmanın aynı aşısı ile 2’nci dozu yaptırmak gerekiyor. 1 ay arayla aşıları yaptırdıktan sonra şu anki açıklamalara göre ancak 1 yıl sonra ancak bir başka marka aşı ya da farklı bir yöntemle aşı yaptırılabilir” dedi.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türk doğal taş ihracatçıları Vietnam’dan sonra Ortadoğu’da

Ege Maden İhracatçıları Birliği, Ticaret Bakanlığı'nın koordinasyonu ve desteğiyle 15-18 Şubat 2021 tarihlerinde işlenmiş ürün ithalatının önemli merkezlerinden Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Bahreyn ve Umman'a yönelik “Ortadoğu Ülkeleri Sanal Doğaltaş Ticaret Heyeti” düzenliyor.   

 

Açılış konuşmalarını Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle ve Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay’ın yaptığı Ortadoğu Ülkeleri Sanal Doğaltaş Ticaret Heyeti, resmi açılışla başladı. 

 

İkili görüşmeler öncesinde yapılan sektör hakkındaki bilgilendirme toplantısında; Orta Doğu’da 14 yıllık deneyime sahip Mimari Tasarım Direktörü, Killa Design’in ortağı ve Tasarım Başkanı Ben Piper, katılımcılara bölgede yapılan projelerin kullanımı, taşların özellikleri, satın alma kararlarındaki işleyişle ilgili bilgi verdi.  

 

Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, “Sektörümüz ve ihracatımızın içerisinden geçtiği bu zorlu dönemde doğaltaş ihracatımızın devamlılığını sağlamak için önemli bir etkinlik olarak gördüğümüz “Ortadoğu Ülkeleri Sanal Ticaret Heyeti, Katar Bahreyn, BAE, Kuveyt ve Umman’dan alıcılarla 19 doğal taş ihracatçımızı buluşturacak. Maden sektörümüz 2020 yılında Türkiye geneli 4,27 milyar dolar ihracat yaparken, Ege Maden İhracatçıları Birliğimiz 582 milyon dolarlık büyük dilimi doğal taş olmak üzere 931 milyon dolarlık katkı sağladı. Doğaltaş özelinde ihracatımız ise Ocak-Aralık 2020 döneminde 7’lik kayıpla 1 milyar 736 milyon dolar olarak gerçekleşirken, işlenmiş doğal taş ihracatımız yüzde 7’lik artışla 1 milyar 58 milyon dolara ulaştı. Ülkemiz madencilik sektörünün en önemli pazarları başta ihracatımızın 40’ını yaptığımız Çin olmak üzere AB, ABD ve Ortadoğu ülkeleridir. 2020 yılı Ocak-Nisan döneminde; Çin’e ihracatımızın duraksaması, diğer ülkelerde (özellikle Ortadoğu ülkelerinde) siparişlerin bekletilmesi dolayısıyla madencilik sektörü büyük sıkıntı yaşadı.” dedi. 

 

Amorf Doğal Taş Proje Tasarım Yarışmamızın ikincisinin hazırlıklarına başladık

 

Mayıs ayından itibaren Çin’den gelen doğaltaş talebi kademeli olarak arttığını, bu sayede ihracat rakamların yıl sonunda toparlandığını açıklayan Kaya sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“İşlenmiş ürün üretimini teşvik etmek amacıyla da bu yıl ilk kez gerçekleştirdiğimiz ve 400’e yakın başvuru aldığımız Amorf Doğal Taş Proje Tasarım Yarışmasının finalini 5 Ekim dünya mimarlık gününde yine TİM başkanımızın da katılımıyla gerçekleştirdik. Amorf Doğal Taş Proje Tasarım Yarışmamızın ikincisinin hazırlıklarına başladık. İhracatçının en büyük destekçileri arasında yer alan Eximbank ile üyelerimize yönelik bilgilendirme seminerleri organize ettik. Türkiye’nin maden sektöründeki rekabet gücünü artırıp, madenlerden aldığı verimi yükseltebilmesi için iyi yetişmiş nitelikli mühendislere ihtiyacımız var. Bu amaçla Maden Sektör Kurulu (EMİB, İMİB ve BAİB) olarak YÖK ile imzaladığımız protokol çerçevesinde 2020-2021 yılında maden mühendisliği, jeoloji mühendisliği ve cevher hazırlama mühendisliği seçen ve belirli bir sıralamada olan öğrencilere burs vermeye başladık.”

 

Mega konut projeleri sayesinde ülkedeki doğal taş ticareti hareketlenecek

 

Mevlüt Kaya, Avrupa Birliği’nin Türkiye Cumhuriyeti Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığıyla birlikte yürüttüğü projeler kapsamında EİB tarafından başvurusu yapılan “Madenlerde İş Sağlığı ve Güvenliğini Geliştirme Projesi”nin başvurusu kabul edilerek resmi onay aldığından bahsetti.  

 

“Aralık ayında, sözleşmesini imzaladığımız bu proje ile madenlerde gerçekleşen iş kazalarını önemli ölçüde engelleyebileceğini düşünüyoruz. Global Data raporlarına göre içinde bulunduğumuz salgın dönemine rağmen BAE’nde devam eden inşaat projelerinin 2021 yılında 3.8 büyümesi bekleniyor. Katar, 2022’de dünya kupasına ev sahipliği yapacak. Önümüzdeki on yıl boyunca 150 milyar dolar büyüklüğünde konaklama tesisleri, stadyumlar ve ulaşım terminalleri inşa edecek. Kuveyt doğaltaş sektöründe net ithalatçı bir ülke olup son yıllarda doğaltaş talebi artış göstermekte. Bahreyn’de 5,6 ile en hızlı büyüyen sektör inşaat sektörüdür. Doğal taşların inşaat sektörünün önemli bir girdisi olduğu düşünüldüğünde gelecek dönemde mega konut projeleri sayesinde ülkedeki doğal taş ticaretinin hareketleneceği beklenmektedir.”

 

Vietnam’dan sonra Ortadoğu’ya sanal ticaret heyeti

 

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türk doğal taş ihracatının 2020 yılında yüzde 7'lik azalışla 1 milyar 736 milyon dolar olurken, işlenmiş doğal taş ihracatının yüzde 7'lik artışla 1 milyar 58 milyon dolara yükseldiğine değindi.

 

“Ege Maden İhracatçıları Birliği üyesi doğal taş ihracatçılarımız 2020 yılında 582 milyon dolarlık doğal taş ihracatıyla Türkiye'de doğal taş ihracatının lideri olurken, 426 milyon dolarlık işlenmiş doğal taş ihracatıyla da başarılarını taçlandırdılar. İhracatlarının yüzde 73'ünü işlenmiş doğal taş ürünlerinden gerçekleştiren Ege Maden İhracatçıları Birliği üyesi doğal taş ihracatçılarımız her türlü takdiri hak ediyor. Ege Maden İhracatçıları Birliğimiz, AMORF Doğal Taş Tasarım Yarışmasıyla katma değerli ürün üretimini arttıracak iklimi sağlamaya gayret ederken, sanal doğal taş ticaret heyeti organizasyonlarıyla üyelerinin dijital pazarlama yeteneklerinin artması için çabalıyor. 2020 yılı Kasım ayında Vietnam’a yönelik düzenledikleri başarılı “Sanal Ticaret Heyeti” sonrasında bugün “Ortadoğu Sanal Doğal Taş Ticaret Heyeti”ni gerçekleştiriyor. 3 tane sanal fuar organize ederken, pek çok sanal fuara katılımcı olduk. 3 tane sanal ticaret heyeti gerçekleştirdik. 2021 yılında da Ege İhracatçı Birlikleri olarak sanal fuarlar ve sanal ticaret heyetleri yoğun mesai harcayacağımız başlıklar olacak.” 

 

İşlenmiş doğal taş ihracatımız, ABD’ye yüzde 14, Suudi Arabistan’a ise yüzde 11 arttı

 < /p>

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, “Son yıllarda doğal yapı taşlarının tekrar keşfedildiğini, diğer ürünlere oranla daha estetik ve doğal olması nedeniyle, daha yoğun tercih edildiğini görmekteyiz. Bu trend dünya mermer rezervinin, üçte birinden fazlasına sahip olan ülkemizin ihracatına da olumlu yansıyor. Doğal taş sektörümüzün, 2020 yılında, pandemiden tüm olumsuz etkilerine rağmen, sınırlı bir düşüş yaşadığını görüyoruz. Bilhassa işlenmiş doğal taş ihracatımızın, yüzde 7’lik artışla, 1 milyar doların üzerinde gerçekleşmesi, gerçekten de takdiri hak ediyor. Doğal taş ihracatının lideri Ege Maden İhracatçıları Birliği’mizin, işlenmiş doğal taş ihracatı, 2020’de, yüzde 12’lik artışla 426 milyon dolara ulaştı. (EMİB) 2019’da, Dünyada en çok doğal taş ihracatı gerçekleştiren 4.ülke olan ülkemiz, küresel doğal taş ihracatından yüzde 3,8 pay almıştı. Bu payın 2020’de, yüzde 4’ün üzerine çıkacağını öngörüyoruz. 2020’de en çok işlenmiş doğal taş ihracatı gerçekleştirdiğimiz üç ülke sırasıyla, ABD, Suudi Arabistan ve İsrail oldu. 2020’de, işlenmiş doğal taş ihracatımız, ABD’ye yüzde 14, Suudi Arabistan’a ise yüzde 11 arttı. 2020 yılında Ortadoğu ülkelerine ihracatımız, yüzde 11’lik düşüşle 31,3 milyar dolar oldu.” diye konuştu.  

 

Ortadoğu pazarında hedeflerimiz yüksek

 

Gülle, “Köklü ilişkilerimizin ve coğrafi yakınlığımızın olduğu Ortadoğu pazarında hedeflerimiz yüksek. Bu hedeflere ulaşmak adına, Doğal taş ihracatında tasarım yoluyla yüksek katma değerli, çevreye duyarlı, sürdürülebilir ürünler geliştirilmesi büyük önem taşıyor. Böylelikle tasarım faktörünün çarpan etkisiyle, Türk doğal taşları kullanılarak üretilen ürünlerin uluslararası piyasalarda imajının geliştirilmesi, işlenmiş ürünlerin markalaşarak yurt dışına çok daha yüksek birim fiyatlarla satılması mümkün olacaktır. Ülkemizde değişik renk, doku ve desende 480’den fazla doğal taş çeşidi bulunuyor. Biliyoruz ki ülkemiz, gerek sahip olduğu doğal kaynaklar gerekse eğitimli insan kaynağıyla, bu atılımı gerçekleştirmek için her türlü donanıma sahip.” dedi. 

 

Katar, BAE, Bahreyn büyük yatırımlar yapacak 

 

Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay ise “Biz doğal taşta çok büyük bir başarıyı yakaladık. İşlenmiş doğal taş ihracatımız yüzde 7 artarak 1 milyar doları buldu. Sektörün bu dönemde canla başla çalıştığını, pazar çeşitlendirmesi yaptığını ortaya koydu. Ortadoğu ülkeleri dünyanın parlayan yıldızları. Katar’da Dünya Kupası var. BAE, Bahreyn büyük yatırımlar yapacak olan ülkeler. Pazar payını artırmamız lazım. ABD başarı örneği. Yüzde 14 ihracatımızı artırdık. 300 milyon dolarların üzerine çıktık. Avrupa’da birçok ülkeye ihracatımız arttı. Beyaz Saray’da, Vatikan’daki kiliselerde Türk mermeri var. 650 değişik renk ve çeşidi olan bir mermer. Maden sektörü 184 ülkeye ihracat yapıyor. Dünya doğal taş ihracatı 17,4 milyar dolar. Bizim ihracatımız 1,9 milyar dolardı 2019’da. Sanal ticaret heyetleri hayatımızın bir parçası olmaya devam edecek.” dedi.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kısıtlamaların ardından perdelerini açacak

Antalya Büyükşehir Belediyesi Antalya Şehir Tiyatroları (AŞT), Sırp oyun yazarı, senarist, tiyatro ve sinema yönetmeni Duşan Kovaçeviç’in kaleme aldığı ‘Kunduracı Doktor’ oyunu ile kısıtlamaların ardından perdelerini açmaya hazırlanıyor. Covid-19 tedbirleri kapsamında provaları gerçekleştirilen oyun, ara sıra hafıza kaybı yaşayan, kim olduğunu unutan, kız kardeşi ile birlikte çocukluğuna dönen, şehirli bir aile çocuğu olan Doktor'un hikâyesini anlatıyor.Antalya Şehir Tiyatroları kendi oyuncu kadrosu ve yönetmeniyle yeni bir oyunu tiyatro severlerle buluşturmaya hazırlanıyor. İçişleri Bakanlığı tarafından Covid-19 tedbirleri genelgesi kapsamında 31 Aralık’ta faaliyetlerine ara veren sinema ve tiyatro salonlarında 1 Mart tarihine kadar sürenin uzatılması kararı alınmıştı. Tiyatroların kapalı olmasına rağmen çalışmalarına hız kesmeden devam eden AŞT, ‘ Kunduracı Doktor’ isimli yeni oyunu kısıtlamaların hemen ardından sahneye koymak için provalarına devam ediyor.

KENDİ KADROLARIYLA İLK OYUN

Provaları Yıldız Kenter Tiyatro sahnesinde süren Kunduracı Doktor’un yönetmen koltuğunda AŞT kadrosundan Baran Şükrü Babacan oturuyor. Oyun, ara sıra hafıza kaybı yaşayan, kim olduğunu unutan, kız kardeşi ile birlikte çocukluğuna dönen, şehirli bir aile çocuğu olan Doktor’un hikâyesini anlatıyor. Antalya Şehir Tiyatrolarının yeni bir yapılanmayla 2’inci senesine girdiğini ve bu kapsamda dışarıdan gelen yönetmenlerle projeler yapılarak oyunlara başlandığını ifade eden Yönetmen Şükrü Babacan, Kunduracı Doktor oyununun dışarıdan destek alınmadan, AŞT ailesi tarafından sahneye koyulacak ilk oyun olduğunu söyledi.

PANDEMİ ÖNLEMLERİ ALTINDA PROVA

Babacan, “Bu oyunumuzun önemi, yönetmeninden, oyuncusuna, teknik ekipten tüm yaratıcı unsurlara kadar iç kadrolarımızdan çıkardığımız bir oyun olması. Tabi her tiyatro için yeni bir oyun özeldir ama bizim böyle ekstra bir durumumuz var. Çalışmalara daha önce başlamıştık ama tekrar bir kısıtlama durumu olunca ara vermiştik. Şimdi yine Mart ayı başında oyunumuzu sahneleyecek şekilde pandemi koşullarına uyarak provalarımıza devam ediyoruz. Umarım çok kısa süre sonra bu yasaklar kalkınca Antalya seyircisine çok güzel bir oyun izleteceğiz” dedi.

OYUNUN KONUSU

Duşan Kovaçeviç’in 2001 yılında tamamladığı oyun, geçmişte başarılı bir doktor olan ama hayatı hayal kırıklıklarıyla dolu Nikola Kos ve ailesinin Belgrad’ın yer altı dünyasında yer alan kişilerle hayatlarının kesişmesi sonucu gelişen olayları anlatıyor. AŞT’nin yetenekli oyuncuları tarafından sahneye koyulacak oyunda, mesleğine bağlı, Viyana'da eğitim görmüş idealist ünlü cerrah Nikola Kos, değişen değer yargılarıyla birlikte var olan şiddet ve yozlaşma içinde izleyiciyi içsel bir yolculuğa çıkarak her şeye rağmen insan olarak kalabilme çalışmasının zorlu yolculuğunu yansıtacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Başkan Necip Topuz; Benim Sevgilim Karataş

Karataş Belediye Başkanı Necip Topuz, 14 Şubat Sevgililer Günü münasebeti ile ilgili bir mesaj yayımladı.
14 Şubat’ta benim sevgilim Karataş diyen Başkan Necip Topuz mesajında, ''Karataş’a aşkla bağlıyım. Aşkla bağlı olduğum Karataş’a, hak ettiği hizmeti verebilmek için gece gündüz Aşk ile çalışıyorum. Yüreğinde sevgiden başka duyguya yer vermeyen Karataşlılar her şeyin en güzeline layık olduğunu biliyorum. İlan ediyorum, bu 14 Şubat’ta benim sevgilim Karataş. Bu duygularla herkesin Sevgililer Günü’nü kutluyorum”dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

CHP'li bülbül: “Fabrikadan çok cezaevi varsa sizi TÜİK bile kurtaramaz”

CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Süleyman Bülbül, tersine beyin göçü ve yeni açılan cezaevleri ile ilgili konuştu. Bülbül, “AKP iktidarında 12 milyarlık cezaevi yatırımı yapıldı. Siz fabrika yerine cezaevleri açıyorsanız sizi TÜİK bile kurtaramaz” dedi.

CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Süleyman Bülbül, AKP iktidarı döneminde sayısı giderek artan cezaevi sayısına dikkat çekti. Gözaltı ve tutuklamalarla birlikte artış yaşanan cezaevi sayısının ülkedeki beyinlerin dışarıya göçe neden olduğunu söyleyen Bülbül şu ifadeleri kullandı:

“ÖZGÜRLÜK OLMADIĞI İÇİN GENÇLER YURT DIŞINA GİTMEK İSTİYOR”

“Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV)’in yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de gençlerin yüzde 62’si ülkeden ayrılmak ve yurt dışına gitmek istiyor. AKP’ye oy vermiş gençlerinde yüzde 47.3’ü yine Türkiye’den ayrılmak istiyor. 19 yıldan beri iktidardasınız, hiç bunun nedenini düşündünüz mü? İş yok, güvenlik yok, özgürlük yok. Özgürce kendini ifade eden beyinlere yapılan tavırları görüyorsunuz. Gözaltı ve tutuklama istisnadır. Önemli olan dışarıdan davaların görülmesidir. Çocuklar eylemde bulunuyor diye terörist ilan ediliyor.”

“TÜRKİYE’DE YARGININ GELDİĞİ SON NOKTA”

Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Melih Bulu’nun öğrencilerin tutuklanmaması için ricacı olmasına ilişkin ise CHP’li Bülbül, “Bu Türkiye’de yargının geldiği son noktadır. Şu anda AKP’de siyaset yapmış, sayı olarak da baya fazlaca hakim savcı var. Cumhurbaşkanına hakaret ile ilgili son 1 yılda 36 binden fazla kişi hakkında soruşturma açılmış. Dava sayısı 2019 yılında 12 bin 298’e çıkmış. 3 bin 831 kişi ise cezalandırılmış. Bu hakimin önüne geliyor. Ancak davaya bakan hakim partili hakim. Nasıl adil bir yargılama bekleyeceksiniz?” ifadelerini kullandı.

“GELECEK 2 YIL İÇİN 4.5 MİLYAR TL CEZAEVLERİNE AYRILMIŞ”

AKP iktidarı döneminde bugüne kadar 12 milyar TL’lik cezaevi yatırımı yapıldığını söyleyen CHP Aydın Milletvekili ve TBMM Adalet Komisyonu Üyesi Süleyman Bülbül, “Para yok diyorlar ama gelecek 2 yıl içinde yeni cezaevleri yapılacağı ifade ediliyor. Tam 4.5 milyar TL para ayırmışlar. Siz AKP iktidarında 4.5 milyarı yatırıma, fabrika açmaya kullanmayıp cezaevi açmak için kullanıyorsanız sizi TÜİK bile kurtaramaz.  TÜİK ‘işsizlik azalıyor’ diyor ama ‘istihdam da azalıyor’ diyor. Liyakat kalmadı. Bunlarda liyakat yok, sadakat var.” dedi.

“CUMHUR İTTİFAKI GÜNDEM DEĞİŞTİRME ÇABASI İÇİNDE”

Demokrasi ve özgürlüklerin olmadığı bir ülkede yargı bağımsızlığının da olamayacağını söyleyen CHP’li Bülbül, “Kuvvetler ayrılığının olmadığı ve yargı ile yasamanın yürütmenin vesayetinde olduğu bu ucube tek adam sisteminde hukuk devleti var olamaz. Denetleme mekanizmaları ve hesap verilebilirlik bu sistemde yok olmuştur. Çıkış ise hukuk devletinin kurumsallaştığı, anayasal hak ve özgürlüklerin kullanılabildiği, demokratik güçlendirilmiş parlamenter sistemdedir. Cumhur İttifakı’nın anayasa değişikliği açıklamaları da bu kapsamda suni gündem değiştirme çabasıdır. Vatandaşın talebi iş, aş, ekmek, özgürlük ve demokrasidir.” ifadelerini kullandı.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Silivri Belediyesi'nden yoğun kar mesaisi

Silivri Belediyesi Karla Mücadele Ekipleri, dün akşam saatlerinden itibaren etkisini gösteren kar yağışına yönelik etkin bir çalışma sürdürüyor. Sabaha kadar tuzlama yapan ekipler, gündüzle birlikte ortaya çıkan beyaz örtünün tüm risklerine karşılık görevde… Silivri Belediyesi, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün kar yağışı uyarılarının ardından Karla Mücadele Ekiplerini harekete geçirdi. Mevsim şartlarına bağlı olarak yaşanan yoğun kar yağışı ve buzlanmadan kaynaklanabilecek olumsuzlukları önlemek amacıyla tüm imkânlar seferber edildi.İlk olarak geride kalan Cuma günü Silivri Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezinde “Karla Mücadele Eylem Planı” toplantısı düzenlendi. Silivri Kaymakamı Ali Partal, Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz ve kurum temsilcilerinin katılımıyla mücadele planlaması yapıldı.  Kar yağışının Cumartesi günü gece saatlerinde kırsal mahallelerde görülmeye başlamasıyla birlikte Silivri Belediyesi tarafından Değirmenköy Mahallesi, Kavaklı Mahallesi ve ilçe merkezi olmak üzere 3 ayrı bölgede oluşturulan Ana Tuz İstasyonundan tuzlama çalışmalarına start verildi.

TÜM MAHALLELERDE TUZLAMA

Silivri Belediyesi ekipleri, şehir merkezi başta olmak üzere tüm mahallelerde tuzlama çalışması yaptı. Gerekli durumlarda kar küreme araçları devreye girerek önlem alındı. Sabaha kadar sürdürülen çalışmalar kapsamında yaya üst geçitleri, yaya alt geçitleri, taşıt alt geçitleri de tuzlama alanlarından oldu. Ayrıca kamu kurumları başta olmak üzere kent merkezindeki kaldırımlarda buzlanma ihtimaline karşılık tedbirler alındı.   

307 PERSONEL GÖREV YAPIYOR

Silivri Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü, Zabıta Müdürlüğü, Fen İşleri Müdürlüğü ve Temizlik İşleri Müdürlüğünce sürdürülen karla mücadele çalışmalarında 17 teknik personel, 29 şoför, 3 tuzlama robotu, 12 kepçe, 10 formen, 4 greyder, 4 ekskavatör, 34 kamyonet, 3 traktör ve 251 işçi olmak üzere toplamda 307 personel sorumluluk alanlarında görev yapıyor.Mücadelenin sevk ve idaresi Silivri Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezinden yürütülürken, Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, sık sık ekiplerle görüşerek bilgi alıyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Antalya Büyükşehir Belediyesi'nden Kumluca – Yazır yolunda çalışma

Antalya Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığına bağlı ekipler Kumluca Yazır Mahallesi Yembe mevkiinde aşırı yağıştan dolayı heyelan ve çöküntü oluşan ana grup yolunda çalışma başlattı.   

Kumluca’nın Yazır, Adrasan , Belen ve Yeşilköy mahallelerine ulaşımı sağlayan grup yolunda yağışın etkisiyle oluşan çöküntüye vatandaşların sıkıntı yaşamamaları için Antalya Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı tarafından başlatılan çalışmalar sürüyor. Yolun alt kısmının oyulması nedeniyle oluşabilecek kazaları önlemek için önce dolgu yapan ekipler bu işlemin ardından şarampol ve kapalı büzleri açarak aynı problemin tekrar yaşanmaması için çalışma gerçekleştirecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin sel mağdurlarına desteği 13 milyon lirayı aştı

İzmir Büyükşehir Belediyesi 2 Şubat’taki sel felaketi nedeniyle maddi zarara uğrayan bin 94 hane ve işyeri için 8 milyon lirayı aşan nakdi destek ödemesi yaptı. Kent kırsalındaki zarar ve kayıpların tespiti için de harekete geçen Büyükşehir, ilk etapta belirlenen 9 milyon liralık hasar bedelinin yüzde 50’sini üreticilere ödeme kararı aldı. Böylece Büyükşehir Belediyesi’nin sel mağdurlarına vereceği nakdi destek 13 milyon liraya ulaşacak

 

İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2 Şubat’ta meydana gelen sel felaketinin yaralarını sarmaya devam ediyor.

 

Sel mağdurlarının maddi zararlarının karşılanması amacıyla 13 ilçedeki bin 94 hane ve işyeri için 8 milyon 636 bin 500 lira destek ödemesi yapıldı. Mağdurların hesaplarına yatırılan destek ödemeleri 15 Şubat Pazartesi sabahından itibaren hak sahipleri tarafından çekilebilecek. Büyükşehir Belediyesi selde zarar gören konutlar için 2 bin-12 bin, işyerleri için 2 bin-15 bin TL destek verilmesi yönünden karar almış, hasar tespit çalışmalarına hızla başlamıştı. Büyükşehir, selin yarattığı maddi zararlarla ilgili başvuruları almaya devam ediyor.

 

9 milyon liralık hasarın yüzde 50’si karşılanacak

 

Su baskını ve taşkınlar nedeniyle tarım alanları ve ekili arazileri zarar gören üreticilere yapılacak maddi destekle ilgili karar da cuma günü yapılan Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nden çıktı. Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı bünyesinde beş ayrı hasar tespit komisyonu oluşturan Büyükşehir Bayındır, Menderes, Seferihisar ile Torbalı ilçelerine bağlı toplam 13 mahallede saha ve arazi çalışmalarını tamamladı. Selden etkilenen 477 köylü ve çiftçinin kayıp ve hasar oranlarını kayıt altına alan Büyükşehir,  ilk etapta belirlenen 9 milyon liralık hasar bedelinin yüzde 50’sini üreticilere ödeme kararı aldı. Afetle ilgili tüm ihbar ve yardım taleplerini değerlendirmeyi sürdüren İzmir Büyükşehir Belediyesi Aliağa, Balçova, Foça, Menderes, Seferihisar, Selçuk ve Torbalı ilçelerinde hasar tespit çalışmalarına devam ediyor.Büyükşehir sel nedeniyle zarara uğrayan üreticilerle ilgili yaptığı tespit çalışmalarında ağıl, samanlık, ekili arazi, zeytinlik, sera, bağ, bahçe ve tarlaların zarar gördüğünü, küçükbaş, büyükbaş hayvan, manda, arılı kovan ve kanatlı hayvan gibi can ve mal kayıplarının yaşandığını, süt sağım makinası, kuyu motoru, güç ünitesi, römork ve traktör gibi tarım makinaları ile su deposu ve tarımsal sulama sistemlerinin de afetten etkilendiğini tespit etti.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İBB’den Kadir Topbaş'a son görev

Covid-19 tedavisi gördüğü hastanede dün yaşamını yitiren eski İBB Başkanı Kadir Topbaş için İBB Saraçhane yerleşkesi önünde tören düzenlendi. Törende konuşan Başkan Ekrem İmamoğlu, “Kadir Topbaş, ‘Kadir Abi’ kimliğiyle siyasette de bambaşka ifade ve davranış biçimine sahip biriydi. Her zaman süreçleri saygıyla ve medeni bir şekilde yürüttü. Kimsenin kalbini kırmamaya özen gösterdi. Vatandaşımızın kendisine gösterdiği bu teveccüh hiç kuşku yok, Kadir Topbaş’ın, İstanbul’a yaptığı önemli hizmetlerin bir ifadesidir. Bizler, İBB fertleri ve İstanbullular, hizmetleri için her zaman şükranla anacaktır” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı