Digiturk Spordan Sorumlu Grup Başkanı Rashed Al-Marri’den açıklama

Digiturk Spordan Sorumlu Grup Başkanı Rashed Al-Marri’den açıklama: beIN SPORTS’un tarafsızlığını sorgulayan, çalışanlarımızı hedef gösteren açıklamalar ve aleyhimize yürütülen kampanyalar, bu yönde yorum yapanlar da dahil olmak üzere, Türk futbolunun tüm paydaşlarına zarar vermektedir.
Digiturk Spordan Sorumlu Grup Başkanı Rashed Al-Marri açıklamasında tam olarak şu ifadelere yer verdi; “beIN SPORTS’un tarafsızlığını sorgulayan, çalışanlarımızı hedef gösteren açıklamalar ve aleyhimize yürütülen kampanyalar, bu yönde yorum yapanlar da dahil olmak üzere, Türk futbolunun tüm paydaşlarına zarar vermektedir. Bu saldırıların sona ermesini ve tansiyonun daha fazla yükselmemesini temenni ediyoruz.
43 ülkede faaliyet gösteren ve yüzlerce lig, takım ve organizasyonla oldukça iyi ilişkiler kurmuş, küresel sporun önde gelen yayıncılarından biri olarak spor tutkusunu, tamamen tarafsız bir yaklaşımla, dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca sporsevere ulaştırmaktan gurur duyuyoruz. Her gün hizmet kalitemizi geliştirmeye odaklanıyoruz. Hata yaptığımızda özür dilemeyi erdem sayıyor ve bundan ders çıkarmaya önem veriyoruz. Herhangi bir ülkede herhangi bir kulüp lehinde veya aleyhinde bir gizli gündemimiz olmamıştır. Digiturk için de tek odak noktamız, Türk futbolunun yurtiçi ve yurtdışındaki bilinirliğine, gelişimine ve büyümesine katkı sağlamak üzere yatırıma devam etmektir.
Bu amaçla, devam eden asılsız suçlamalara rağmen, Türk futbolunun en köklü ve değerli camialarından biri olan Fenerbahçe ve tüm Süper Lig kulüpleriyle, her başarılı spor liginin temelini oluşturan karşılıklı iyi niyet, güven ve yapıcı geri bildirimlere dayalı çok daha güçlü bir ilişki kurmayı ümit ediyoruz.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Toplumsal bir bağışıklık için toplumun en az %70’i aşılanmalı

Koronavirüsle mücadele kapsamında başlatılan aşılama ülkemizde öncelikli olarak sağlık çalışanlarına tüm hızıyla uygulanmaya devam ederken İstanbul Okan Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mithat Kıyak aşı hakkında açıklamalarda bulundu.
Ülkemizde her gün binlerce insan bu hastalığa yakalanıyor, yüzlerce insan ölüyor. Hem kendimizi korumak hem de toplumumuzu korumak için aşı yaptıralım. Covid-19 hastalığına yakalanmamak için ve covid-19 pandemisini durdurmak için aşı olalım.
Bir salgının sonlandırılması için kaynak, etken, ara yol ve insana ulaşan enfeksiyon zincirini bir yerde kırmak gerekiyor. Koronavirüsün, mutasyona uğrayıp bulaşıcılığı ve hastalık yapma gücü iyice azalırsa salgın kendiliğinden sönümlenir. İngiltere örneğinde olduğu gibi bunun tersi de mümkün. İşi şansa bırakmayıp önlemlere devam ederek zaman geçirmeden aşı olmalıyız.

Burada iki sorun var: Aşı yeterince etkili mi, yeterince aşı var mı?

Sinovac’ın ürettiği CoronaVac aşısının 3. Faz çalışmaları Endonezya, Brezilya ve Türkiye’de yapıldı. Çalışmalar tam bitmeden birbirinden farklı açıklamalar oldu.

Aşı olanlarda ağır covid 19 hastalığı hiç gelişmedi

Normal koşullarda 3. Faz çalışmaları biter ve bütün çalışmaların sonucu birleştirilerek yayınlanır ve açıklanırdı. Ancak acil bir durum söz konusu.
Çalışma devam ederken aşı etkinliğinin, en kötümser bakış açısıyla, %50 civarında olduğunu bilsek bile günde yüzlerce insanın öldüğü bir ortamda çalışmanın sonunu bekler miyiz?
İşte bu acil durum nedeniyle aşının etkinliği %60 da olsa aşı olmamız gerekir.
CoronaVac aşısının etkinliği Türkiye’de %91, Endonezya’da %65, Brezilya’da %51 olarak açıklandı. Aşı etkinliğine daha ayrıntılı bakarsak Brezilya’da orta-ağır vakalarda %100, hafif vakalarda %78 ve çok hafif vakalarda %51 etkinlikten bahsediyoruz. Yani aşı olanlarda ağır covid 19 hastalığı hiç gelişmedi. Bu rakamlar aşı olmamız gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Aşı olmak istiyoruz ama yeterince aşımız var mı? Günde 200 bin aşı yapılırsa, 15-20 gün içinde 3 milyon kişiye aşı yapılacak. İlk aşıdan 28 gün sonra ikinci doz aşılar da başlayacak. Bu durumda ikinci parti aşının hemen getirilmesi gerekiyor.

Pandeminin zayıflaması için toplumsal bir görev olarak aşı olmalıyız

Ayrıca sadece CoronaVac aşısına bağlı kalmamak ve diğer firmalardan da aşı getirmekle ancak yeterli miktara ulaşabiliriz. Toplumsal bir bağışıklık için toplumun en az % 70’i aşılanmalı.
Maske, mesafe, hijyen kurallarına devam etme koşuluyla, bireysel olarak hasta olmamak için ve pandeminin zayıflaması için toplumsal bir görev olarak aşı olmalıyız.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

4 Dilde dergi çıkaracak

Yakında çekimlerine başlanacak olan Osmanlı Devleti’nin yardım eli uzattığı İrlanda’da ki kıtlığı ele alacak olan ‘Kıtlık’filminin yapımcısı hayırsever Prof.Dr.Henry Abdo,şimdi de 4 ayrı dilde yayın hayatına başlayacak olan bir dergi çıkarmaya hazırlanıyor.

Türkiye’yi ve Türk halkını çok sevdiğini her fırsatta dile getiren ünlü Dokor Henry Abdo,Türkiye’de yayın hayatına başlayacak olan derginin Türkçe,İngilizce,Rusça,İspanyolca ve Makedonca olmak üzere dört ayrı dilde çıkacağını söyledİ. Amerikan Avrupa Üniversitesi ve ünlü uluslararası ve küresel akademisyenlerin, yani Titanyum’un Sermaye kurulunun bileşenlerinin işbirliğiyle özel, ekonomik, finansal ve eğitici bir dergi planlıyoruz. Bu dergi, İngilizcenin yanı sıra Rusça, Türkçe, İspanyolca ve Makedonca olarak küresel bir dil olarak yayınlanacak olan derginin yüksek tirajlı olacağını dile getiren Dr.Abdo,’ İkincisi, finansal ve ekonomik kararlarını temel almak için birinci sınıf akademisyenlerin ve saha uzmanlarının görüşlerini ve tartışmalarını kullanacaktır. Finans haberleri, birleşme ve satın almalar, bankacılık, tüketici endeksleri ve duygu araştırmaları gibi. Bu derginin Titanium Capital yatırımcılarına ve ortaklarına eşlik edeceğini ve tüccarların ve işadamlarının görüşleri ve akademik akademisyenlerin ve araştırmacıların analizi ve çalışmaları için bir platform olarak hizmet edeceğini umuyoruz’dedi.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

“Engelim Özgürlüğüme Engel Değil” farkındalık projesi start aldı

Dünya İşitme Engelliler ve Engelliler Federasyonu “Engelim Özgürlüğüme Engel Değil.” projesi kapsamında farkındalık yaratmak amacıyla Ankara’ya giderek resmi temaslarda bulundu.

14 Ocak tarihinde İstanbul’dan yola çıkan engelli bireyler, aileleri, birçok ünlü sanatçı ve gazeteciden oluşan kafile Anıtkabir’e çelenk koyarken Dünya İşitme Engelliler ve Engelliler Federasyonu Genel Başkanı Hürriyet Cemal Özkaynak Anıtkabir Şeref Defterine projenin anlam ve önemini ifade ederek imzalamasın ardından “Engelim Özgürlüğüme Engel Değil.” Projesi danışmanlığını yürütecek olan AK Parti 25-26 dönem Bursa Milletvekili Bennur Karaburun’u makamında ziyaret eden federasyon yetkililer, sanatçılar ve basın mensupları aynı zamanda farkındalık projelerinin ilk toplantısını da gerçekleştirdiler.

Dünya İşitme Engelliler ve Engelliler Federasyonu’nun 15 Ocak günü T.C. Cumhurbaşkanlığı Baş Danışmanı olan İlahiyatçı, Felsefeci, Siyasetçi, Siyasi Danışman, Türk Kamu idarecisi ve AK Parti 24. Dönem ve 25.Dönem Ordu Milletvekili Sayın İhsan ŞENER’ in yemekli davetine katılarak farkındalık projeleri hakkında bilgilendirme yaptıktan sonra İstanbul’a döndüler.

Ankara’daki resmi temaslara DİEEF Genel Başkanı Hürriyet Cemal Özkaynak, DİEEF Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Akdoğan, DİEEF Basın Danışmanı Tunç Metin İmrak, DİEEF Genel Koordinatörü Safi Urhan,  basın mensupları olarak  ekranların sevilen sunucularından Şenol İpek, başarılı fotoğraf sanatçısı Levent Çekiç ile  Tuncay Akman ve Ahmet Arıman gibi Hababam Sınıfı’nın unutulmaz isimleriyle birlikte Özlem Çekem katılırken organizasyona Türkiye’nin sayılı iş insanlarından Atilla Şimşek, Bayhan Kanug, Ramazan İzol’la birlikte engelli bireyler ve refakatçiler katıldılar.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

KIş aylarında bağışıklığını su ile güçlendir

Yurdu etkisi altına alan kar etkisiyle birlikte su tüketiminin azaldığına ve bu durumunda da vücudun bağışıklık sistemini zayıflattığına dikkat çeken uzmanlar, hastalıklara karşı güçlü bir savunma için yeteri kadar ve doğru kaynaktan su içilmesi gerektiğini dile getiriyor. Kanın pH’ının dengelenmesi ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için de PH’ı 7.4’ün üstünde olan alkali suların tercih edilmesi öneriliyor.

Bağışıklık sisteminin önemli bir parçası, hücrelere hayat veren suyun yeteri kadar ve doğru kaynaktan alınması büyük önem taşıyor. Uzmanlar, uzun ve kaliteli yaşam için her gün en az 2 litre su içmenin alışkanlık haline getirilmesinde hem fikir.
Vücudun suya olan ihtiyacının her daim devam ettiğine dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Berrin Yiğit, “Özellikle mevsim geçişlerinde görülen soğuk algınlığı, grip, yüksek ateş, boğaz ve baş ağrısı gibi birçok sorunla baş etmek için savunma sistemimizi güçlendirmemiz gerekir. Bu noktada doğanın bize sunduğu en önemli ve asla ihmal edilmemesi gereken şifaların başında su geliyor. Dolayısıyla sıcaklıkların düşmesiyle birlikte su tüketimimizi asla ihmal etmemeli, kanın pH’ının dengelenmesi ve bağışıklık sistemimizin güçlendirilmesi için PH’ı 7.4’ün üstünde olan alkali suları tercih etmeliyiz” dedi.

Bağışıklık sistemini destekleyecek vitamin minerallerle zenginleştirilmiş sular önemli

Suyun bağışıklık sistemini destekleyecek vitamin minerallerle zenginleştirilmesinin de bağışıklık sistemi için önemine vurgu yapan Yiğit, doğal kaynak suyundan gelen magnezyum, kalsiyum ve potasyum dışında ekstra dışardan eklenen D ve B vitaminleri ile virüs ve bakterilere karşı daha güçlü bir savunma sağlanabileceğini söyledi.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Bitcoin ve Kripto Para Sektörü Güvene Odaklandı

Dünya ekonomilerinde son yılların en önemli yatırım enstrümanlarından biri haline gelen Kripto/ Dijital Para sektörünün iddialı borsalarından biri olarak kabul edilen “Narkasa” globalden Türkiye’ye “yüzde yüz yerli yatırım” olarak giriş yaptı.

Özellikle pandemi sürecinde dünyada finansal değişim ve dönüşümün simgesi haline gelen Bitcoin ve farklı dijital para araçları global ölçekte büyük yatırım şirketlerinin gözdesi oldu. Bu hızlı dönüşümün Türkiye’deki etkileri de son bir kaç yıllık süreçte yükselişe geçen yerli borsalar için yerelde ve dünyada finansal ivmeyi yakalama fırsatını beraberinde getirdi.

Dijital dünyadan, global ekonomik dolaşıma girebilen bu yeni finans aracıyla birlikte geleceği okumaya çalışan finans sektörünün Kripto paralara yönelimi, öncelikle kabul edilmiş bir güven atmosferi yaratma çabasını öne çıkardı. Bu atmosfer içinde kendine yer arayan ve aynı zamanda global ekonomilerde söz sahibi olmayı hedefleyen yerli Kripto para borsaları da sektör oyuncuları olarak atılıma geçti.

Mevcut borsalar içerisinde uluslararası güvenlik ve güven derecelendirme şirketlerinin periyodik kontrolüyle denetlenen Kripto para alım satım platformları arasında “Narkasa.com” çok kısa zamanda dünya çapında sektörün en güvenilir ilk 50 borsası arasında yer alan ilk Türk şirketi olarak ciddi bir itibar kazandı.

2 yıldan uzun bir zamandır kendini geliştiren ve “Narkasa.com” adresinde 156 ülkeden kullanıcıya ulaşan şirketin bu özelliğiyle de “yabancı yatırımcı kabul eden ilk Türk Kripto para platformu” oluşu da sektörün lider pozisyonuna oturması için önemli bir etken olarak kabul görüyor…

Yaklaşık 12 farklı dilde hizmet veren “Narkasa.com” Kripto para yatırımcılarının en yoğun olduğu ülkelerde Türk yatırımcısına öncelik veriyor. Bu durumun, “Yerli bir markanın globalde kabul edilirliğinin mutluluğunu ülke olarak yaşama ve yaşatmak amacından kaynaklandığını” söyleyen Narkasa Yazılım Ticaret A.Ş. CEO’su Erdal Kaya, “Dünya standartlarında en son teknolojiyle hazırlanmış kullanıcı dostu bir platformda, hem yeni hem de profesyonel kullanıcıların hızlı ve güvenli Kripto para alım-satım yapmaları artık mümkün” diyerek sektöre getirdikleri yeniliğin müjdesini verdi.

“Narkasa için dijital ve Kripto para sektöründe aranan kişisel verilerin ve varlıkların güvenliği her zaman birinci önceliktir” diyen Kaya ayrıca, “Yüksek düzeyde güvenlik standartlarıyla hizmet sunan Narkasa, uluslararası bağımsız denetim şirketlerinin periyodik denetim ve derecelendirmesine tabiidir. Narkasa, Türkiye Cumhuriyeti ve AB yasalarına uygun AML/CTF ve KYC politikaları doğrultusunda hareket eder” ifadesiyle de yüksek kontrollü bir girişim olduklarının altını önemle çizdi.

Finans sektörünün farklı oksijen açılımları aradığı bir zaman diliminde yerelin globalle birlikteliğinin sektör sözcülerinden biri olmayı amaçlayan “Narkasa.com” her yatırımcının ihtiyacı olan güveni yeniden inşa etmek hedefiyle tüm dünya yatırımcılarına 7/24 hizmet sağlıyor.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Vestel’in yapay zeka projesine Avrupa Birliği’nden destek

Vestel, uluslararası ölçekte yürütülen, Avrupa Birliği’nin en büyük araştırma ve inovasyon programlarından olan Horizon 2020’den yeni bir fon almaya hak kazandı. Toplamda dört projesiyle Horizon 2020’den teşvik desteği alan Vestel, kabul alan son projesinde yapay zeka sistemleri geliştirerek, kullanıcı deneyimini iyileştiren ve veri güvenliğini artıran çözümler üretmeyi amaçlıyor.

Avrupa Birliği’nin en kapsamlı Ar-Ge ve inovasyon programı Horizon 2020’den, geçtiğimiz yıl kişiselleşen tüketici ihtiyaçlarına yönelik akıllı ve esnek üretim çalışmalarını kapsayan KYKLOS 4.0 projesiyle fon alan Vestel, bu yıl üç projeyle daha desteklenmeye hak kazandı. Vestel, bu yıl kabul edilen DAIS (Distributed Artificial Intelligence Systems) projesinde, 11 ülkeden 49 proje ortağıyla dağıtık yapay zeka sistemleri geliştirerek, kullanıcı deneyimini ve veri güvenliğini artırmaya yönelik çözümler geliştirecek.

Vestel’in uzun yıllara dayanan Ar-Ge birikimi ve inovasyon kültürüne sahip olduğuna dikkat çeken Vestel CEO’su Turan Erdoğan, “Vestel, üretim gücünü dünyanın farklı bölgelerindeki Ar-Ge merkezlerinde gerçekleştirdiği çalışmalar ve bin 700 kişilik Ar-Ge ekibinden alıyor. Ar-Ge vizyonumuzun merkezinde Endüstri 4.0, yapay zeka, mobilite ve bağlanabilirlik bulunuyor. Bu kapsamda ürettiğimiz projelerin dünya çapında kabul gören programlar tarafından desteklenmesi gurur verici. Geçen yıl ilk Horizon 2020 desteğimizi akıllı ve esnek üretim projemizle almıştık. Bu yıl ise, batarya teknolojileri ve elektrikli araç şarj istasyonu çalışmalarını içeren iki projemizle daha destek kapsamına alındık. Ayrıca bu yıl ilk kez bir ECSEL (Electronic Components and Systems for European Leadership) projesini de bünyemize katarak Ar-Ge gücümüzü bir kez daha ortaya koyduk.” açıklamasında bulundu.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

İnme – Felç Hastaları Covıd’e Karşı 2 Kat Fazla Risk Altında

Covid -19 sadece neden olduğu hastalıkla değil aynı zamanda virüsün yayılmasını yavaşlatmak ve durdurmak için alınan önlemler nedeniyle de tüm yaşam akışını etkiliyor. Pandemi döneminde herkes mümkün olduğunca evde kalmaya çalışıyor hatta koronavirüs endişesi ile diğer sağlık problemlerini dahi ihmal ediyor. Özellikle inme- felç hastaları koronavirüs risk faktörlerinden pek çoğunu taşıdıkları için öncelikli olarak dikkat edilmesi gereken grupta yer alıyor. Bu duruma bir de fizik tedavi ve rehabilitasyon süreçlerinin aksatılması eklenince kalıcı sakatlıklar da kaçınılmaz olabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Çakar, inme-felç hastaları için önemli önerilerde bulundu.

İnme – felç hastaları daha riskli durumda

İnme, beynin kan dolaşımının aniden bozulması sonucu gelişen beyin hasarıdır ve toplumumuzda aslında hastalığın sonucu olan felç kelimesi ile de anılmaktadır. İnme, beyin kanaması, beyin damar tıkanıklığı, beyine pıhtı atması gibi sebepler ile oluşur. Kişide hareket, denge, duyu, duygu, konuşma, düşünme gibi pek çok farklı alanda belirti ve bulgulara neden olabilmektedir. Kişinin hayatında önemli fiziksel ve psikolojik kısıtlanmalara yol açmaktadır. Bu engelleri aşmak için genelde uzun ve kararlı bir fizik tedavi ve rehabilitasyon süreci gerektirmektedir. İnme- felç geçirmiş kişiler koronavirüse yakalandıkları takdirde zatürre gibi ağır problemler açısından daha riskli duruma gelmektedirler. Bu açıdan pandemi inme – felç hastaları üzerinde iki kat stres oluşturabilmektedir.

Koruyucu önlemlere uymak çok önemli 

Koronavirüs her yaştan insanı etkileyebilir. Ancak bazı risk faktörleri yeni koronavirüs hastalığına daha kolay yakalanmaya ve hastalığın daha ağır seyretmesine neden olmaktadır.

Bu risk faktörleri arasında;

  • İleri yaş (65 yaş ve üzeri özellikle risklidir)
  • Hipertansiyon
  • Diyabet yani şeker hastalığı
  • Kalp hastalıkları
  • Akciğeri hastalıkları (KOAH gibi)
  • Obezite
  • Kanser
  • Bağışıklık sistemini zayıflatan kronik hastalıklar yer almaktadır.

İnme hastaları ise genellikle bu risk faktörlerinden bir veya daha fazlasını taşımaktadır. İnme ve inmeye zemin oluşturmuş hastalıklar vücudu zayıf düşürerek hastalığı atlatmada ihtiyaç duyulan rezerv kapasiteyi azaltmaktadır. Benzer durum grip virüsü “influenza”da da görülmektedir. Riskli kişilere mevsimlik influenza aşılarını yaptırmaları bu nedenle önerilir. Yeni koronavirüs için aşı çalışmalarına hala devam edilmektedir. Bu yüzden yüksek riskli kişilerin hastalığa yakalanmamak için koruyucu önlemlere uymaları çok önemlidir.

Koronavirüs (Covid-19) inme riskini artırabiliyor

İlk veriler koronavirüsün inme riskini artırdığını işaret etmektedir ancak oranı henüz bilinmemektedir. Genelde bu ilişki daha ağır seyirli enfeksiyonda görülmüştür. Çin’in açıkladığı verilere göre Covid-19 nedeniyle hastaneye yatırılan kişilerin %6’sında inme, %15’inde diğer şiddetli nörolojik belirtiler (konfüzyon, deliryum, koma) görülmüştür. Bu, ağır zatürre geçiriyor olmaya bağlı olabilir veya Covid-19’a özel bir durum olabilir, henüz kesinleşmemiştir. Koronavirüs nadiren beyin dokusu iltihabı (ensefalit) yapabilir. Literatürde Covid-19 ile ilişkili olarak akut hemorajik nekrotizan ensefalit (beyin dokusunda ödem ve kanma ile seyreden iltihap) vakası bildirilmiştir.

Ev içinde de çok dikkatli olunmalı 

Koronavirüs hastalığını ağır geçirme açısından yüksek riskli kişilerin ve evdeki diğer kişilerin ev içinde mesafe ve hijyen kurallarına uymaları gerekmektedir. Fiziksel veya mental fonksiyon kısıtlılığı olan inme-felç hastasına bakan kişiler de tedbirlere sıkı ve çok ciddi bir şekilde uymalıdır.

  • Ev kalabalık ise diğer kişilerle arasına en az 2 metre mesafe bırakılmalı ve tıbbi maske takılmalıdır.
  • Refakatçi mümkünse ayrı bir odada kalmalı, bu mümkün değilse kalınan odanın iyi havalandırılmasına dikkat edilmelidir.
  • İnme- felç hastası ve ilgilenen bakıcısı veya yakınının ev içinde hareketi sınırlı alanlarda olmalıdır.
  • Varsa ayrı tuvalet ve banyo kullanımı önerilmektedir.
  • Bardak, tabak, havlu gibi eşyalar ortak kullanılmamalıdır.
  • Eve ziyaretçi kabul edilmemelidir.

Fizik tedavi ve rehabilitasyona evde de devam edilmeli

İnme tedavisinde ilk hafta ve aylar fizik tedavi ve rehabilitasyon için altın değerindedir. Erken dönemdeki inme hastalarında fizik tedavi için yatarak fizik tedavi hastanın daha az kişiye temasının sağlanması ve daha yoğun bir program uygulanabilmesi açısından önemlidir. Bu dönemde robotik fizik tedavi de iyileşmeye katkı sağlayabilir. İnme tedavisinde belirli bir mesafe kat edilmiş hastalarda ise pandemi sürecinde evde düzenli egzersiz tercih edilebilir. Böylelikle daha az kişiye temas edilir. Bu noktada hastaların inme fizik tedavisine telerehabilitasyon denilen online fizik tedavi ile devam etmek de bir seçenek olabilir.

İnme tedavisinde online fizik tedavi nedir?

Riskli gruptaki hastaların bu dönemde rehabilitasyon amaçlı hastaneye yatırılması veya her gün gelgit yapması onların enfeksiyonla karşılaşmalarına yol açabileceğinden yatış veya ayaktan fizik tedavi kararları ertelenebilmektedir. Bu karar hasta, ailesi ve takip eden fizik tedavi uzmanının birlikte vereceği bir konudur. Mutlaka gerekli olduğu durumlarda inme tedavisinin ertelenmesi doğru olmayabilir. Hastanın koronavirüs nedeni ile alınan pandemi tedbirleri kapsamında hastaneye gelmemesi veya daha seyrek gelmesine karar verilmesi durumunda hastaların fizik tedavi, iş ve uğraşı terapisi, konuşma terapisi gibi ihtiyaçları ortadan kalkmamaktadır. Hastanın hastaneye mutlaka gelmesi gerekmeyen durumlarda telafi için teletıp ya da telerehabilitasyon denilen online fizik tedavi yöntemleri devreye girmektedir. Online fizik tedavide hastanın hekim ve fizyoterapisti veya ergoterapisti ile görüntülü görüşmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Bu görüşmede hastanın yapması gereken egzersizler hastanın katılımı ve bakıcısının yardımı ile yaptırılır.  Telerehabilitasyon her gün online fizik tedavi şeklinde veya haftanın 3 günü klinikte normal fizik tedavi ve robotik fizik tedavi programı, diğer 3 günü de evde internet vasıtası ile bağlanarak online fizik tedavi olacak şekilde hibrid olarak uygulanabilir. Böylece hasta tedavisine aksatmadan devam edebilmektedir.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

İstanbul Modern Sinema’da kısa film şöleni

İstanbul Modern Sinema, Türk Tuborg A.Ş.’nin katkılarıyla yeni yılın ilk programını kısalara ayırıyor. Türkiye ve dünyadan kısa filmler, Biz de Varız! Kısalar ve Oscar Kısalar başlıkları altında iki seçkide buluşuyor. 27 kısa filmin izleyiciyle buluşacağı Gelecek Kısa programı, 21 Ocak – 31 Ocak tarihleri arasında ücretsiz ve çevrimiçi gösteriliyor
İstanbul Modern Sinema, keşfe daha açık, piyasa koşullarından bağımsız, bir araştırma alanı olarak yaşayabilen özgür bir format olan kısa filmlerden oluşan zengin bir program sunuyor.
Toplamda 27 kısa filmin gösterileceği Gelecek Kısa adlı program iki seçkiden oluşuyor. Biz de Varız! programının devamı niteliğinde olan seçkinin ilkinde geçen sene Türkiye’de üretilmiş 19 kısa film yer alıyor. Programda 3D animasyondan belgesele, deneyselden drama uzanan filmlerin gösteriminin yanı sıra yönetmenleriyle çevrimiçi buluşmalar da gerçekleşiyor. 21-27 Ocak tarihleri arasında gösterilecek seçkide yer alan kısa filmler arasında Mamaville, Ahtapot, Lal, Disonans bulunuyor.

Oscar’ın kısaları

İkinci seçki ise 2020 yılında Akademi Ödülleri’nde animasyon ve canlı çekim dallarında Oscar’a aday olan 8 kısa filmden oluşuyor. 28 Ocak – 31 Ocak arası yayınlanacak Oscar’ın kısaları arasında ödül sahibi Komşuların Penceresi filmi yer alıyor.

Ücretsiz ve çevrimiçi

21 Ocak – 31 Ocak tarihleri arasında gösterilecek Gelecek Kısa programı ücretsiz ve çevrimiçi olarak izleyiciyle buluşuyor. İstanbul Modern’in web sitesi üzerinden erişime sunulan filmler, gösterim programında belirtilen tarih-saat aralıklarında yayında kalıyor
GELECEK KISA
21 Ocak – 31 Ocak 2020
BİZ DE VARIZ! KISALAR
AHTAPOT, 2019
21 Ocak 12.00 – 22 Ocak 12.00
Yönetmen: Engin Erden
Oyuncular: Yusuf Bayraktar, Lidya Akkuş
Bir yaz günü deniz kenarında canları sıkılan 8-9 yaşlarındaki iki arkadaş olan Ece ve Efe denizden büyük bir şey yakalamaya ve böylece kendilerini büyüklerine kanıtlamak isterler. Tatlı, buruk bir çocukluk öyküsü.
Söyleşi: Engin Erden, 21 Ocak, 20.00

MAMAVILLE, 2020
21 Ocak 14.00 – 22 Ocak 14.00
Yönetmen: Irmak Karasu
Oyuncular: Ece Yüksel, Gönül Ürer
Yaz tatilini yazlıklarında geçiren Ferah ve anneannesinin gündelik hayatlarını takip eden filmde torun, bedenini ve cinselliğini keşfederken; anneanne, yaşlılığı ve durmayı seçmiştir. Bu yıl Altın Portakal’da En İyi Kısa Film ödülünü kazanan filmin başrolünde Ece Yüksel var.
Söyleşi: Irmak Karasu , 21 Ocak, 20.00

BİR YAZDAN İZLENİMLER,2020
21 Ocak 16.00 – 22 Ocak 16.00
Yönetmen: Ayça Çiftçi
Kumun yüzeyinden ağacın rüzgârına, güneşlenenlerden suyla oynayanlara deniz kenarında çekilmiş çeşitli karelerden rüyamsı bir yolculuk. Yaz mevsiminin hissiyatını, ritmini fotoğrafla yağlıboya resim arasında bir yerde arayan, deneysel bir film.
Söyleşi: Ayça Çiftçi, 21 Ocak, 20.00

YAĞMUR, ŞNORKEL VE TAZE FASULYE, 2020
22 Ocak 12.00 – 23 Ocak 12.00
Yönetmen: Yavuz Akyıldız
Oyuncular: Şerif Erol, Onurberk Arslanoğlu, Selen Gökçem
32 yaşında, baba evinden ayrılması gerektiğine karar veren bir oğul ve onun gitmesini istemeyen bir baba arasındaki ilişkiyi teatral bir dille ve tebessümle anlatan tatlı bir film.
Söyleşi: Yavuz Akyıldız, 23 Ocak, 20.00

BÜYÜK İSTANBUL DEPRESYONU, 2020
22 Ocak 14.00 – 23 Ocak 14.00
Yönetmen: Zeynep Dilan Süren
Oyuncular: Nazlı Bulum, Kübra Balcan, Şebnem Hassanisoughi
Bir İstanbul yazı. Didem ve Ayşe üniversiteyi bitirmiş olmalarına rağmen henüz iş bulamamış iki arkadaş, bir evde yaşıyorlar. Film hem evin hem de hayatın içine sıkışmış bu iki genç kadının içsel devinimlerini takip ediyor. Filmin başrol oyuncusu ve yapımcısı Nazlı Bulum.
Söyleşi: Zeynep Dilan Süren, 23 Ocak, 20.00

EVDE YOK, 2020
22 Ocak 16.00 – 23 Ocak 16.00
Yönetmen: Murat Emir Eren
Oyuncular: Nihan Aker, Emre Yetim
Evliliği yeni bitmiş bir kadın son eşyaları da toplayıp evi terk etmeye hazırlanır. Ancak geçmişin hayaletleri onu kolay kolay bırakmaz. İçimizde taşıdığımız ev ile içinde yaşadığımız ev arasındaki çatışmayı, kayıp duygusunu gerilim türünün kodlarıyla anlatan bir film.
Söyleşi: Murat Emir Eren, 23 Ocak, 20.00

DİSONANS, 2020
23 Ocak 12.00 – 24 Ocak 12.00
Yönetmen: Ramin Matin
Oyuncular: Ezgi Çelik, Deniz Celiloğlu
Uzun metrajlarıyla tanıdığımız yönetmenin bu ev yapımı filminde, Esra serbest zamanlı çalışan bir seslendirme sanatçısıdır. Zamanla üzerine çalıştığı görüntülerin sesleri ile evdeki sesler birbirine karışır, gerçeklik evin duvarlarını aşar.
Söyleşi: Ramin Matin, 23 Ocak, 21.00

LAL, 2020
23 Ocak 14.00 – 24 Ocak 14.00
Yönetmen: Gökalp Gönen
Yönetmenin Avarya’dan sonraki 3D animasyon filminde mumyaya benzer bir yaratık varlığa gelir, ancak yaşamak için bir diğerini yemek zorundadır. Doğru kelimeyi bulduktan sonra gitgide çoğalan yaratıkların evrimi üzerine çarpıcı, alegorik bir hikâye.
Söyleşi: Gökalp Gönen, 23 Ocak, 21.00

TAPINAK, 2020
23 Ocak 16.00 – 24 Ocak 16.00
Yönetmen: Murat Uğurlu
Oyuncular: Feridun Koç, Furkat Hakimov, Çiğdem Aygün
Mevlüt bir konteynır parkında gece bekçiliği yapar. Parka bırakılan bir köpeği eğitmeye çalışırken bir turist grup ziyarete gelir. O geceki nöbetinden sonra Mevlüt’ün hayatındaki pek çok denge değişecektir. Film siyah-beyaz sinematografisiyle dikkat çekiyor.
Söyleşi: Murat Uğurlu, 23 Ocak, 21.00

BİNBİR GECE, 2020
24 Ocak 12.00 – 25 Ocak 12.00
Yönetmen: Mahsum Taşkın
Oyuncular: Bartu Osman Tuğral, Hatice Taşkın, Rıdvan Sevim
Şırnak’ın küçük bir köyünde yaşayan Seyithan eve kötü bir karne getirir. Acaba ileride o da babası gibi çoban mı olacaktır? Elektrikler kesilip televizyon izleyemediğinde öğretmeninin verdiği masal kitabını okumaya başlar. Masal onu hiç beklemediği şekilde etkileyecektir.
Söyleşi: Mahsum Taşkın, 25 Ocak, 20.00

YAĞMUR OLUP ŞEHRE DÜŞÜYORUM, 2020
24 Ocak 14.00 – 25 Ocak 14.00
Yönetmen: Kasım Ördek
Oyuncular: Ramazan Ergin, Asuman Durmaz, Fatoş Yıldız
Ailesiyle birlikte Diyarbakır’da yaşayan Sait, kızının nişanlısı İsa tarafından terk edildiğini öğrenir ve İsa’yı aramak üzere yola çıkar. Aynı zamanda bir çalışıp bir bozulan radyolu teybini de tamir ettirmek ister. Hafızaya, yağmura dair şiirsel bir film.
Söyleşi: Kasım Ördek, 25 Ocak, 20.00

CEMİLESEZGİN, 2020
24 Ocak 16.00 – 25 Ocak 16.00
Yönetmen: Aylin Kuryel, Raşel Meseri
Belgeselin kahramanları Cemile ve Sezgin. Beş yıl boyunca aşklarını İzmir sokaklarının duvarlarına, yerlerine kazırlar. Bu yazıları takip eden sokak sakinlerinin bu gizemli aşıklara dair farklı görüşleri vardır. CemileSezgin şehir efsanesi midir yoksa gerçek aşkın ta kendisi mi?
Söyleşi: Aylin Kuryel, Raşel Meseri, 25 Ocak, 20.00

ONUN HARİCİNDE, İYİYİM, 2020
25 Ocak 12.00 – 26 Ocak 12.00
Yönetmen: Eren Aksu
Oyuncular: Seda Güngör, Ruth Hornemann, Dilan GeZaza
Berlin’e yeni taşınan Aslı seslendirme yapmaktadır. Bir arkeoloji mü
zesinin sesli turu için Türkçe konuşarak zamanında ülkesinden Almanya’ya götürülen Zeus sunağını anlatırken kendi hayatında yersizlik, yabancılık gibi duygularla baş etmeye, kendi olmaya çalışır.
Söyleşi: Eren Aksu, 25 Ocak, 21.00

ŞİDDETİN GÖLGESİ, 2020
25 Ocak 14.00 – 26 Ocak 14.00
Yönetmen: İbrahim Karatay
Oyuncular: Metin Coşkun, Mustafa Uzunyılmaz
1980’lerdeki askeri darbe döneminde işlenen bir suç ve bu suçun yıllar sonraki hesabı. Selman, oğullarını öldüren Bilal’den intikam almak üzere onu bir mağaraya kapatır. Kim katil kim kurban, geçmişle gelecekle bu karanlık yerde birbirine karışacaktır.
Söyleşi: İbrahim Karatay, 25 Ocak, 21.00

TOZ OLMAK, 2020
25 Ocak 16.00 – 26 Ocak 16.00
Yönetmen: Hüseyin Aydın Gürsoy
Oyuncular: Emine Meyrem, İlker Durmaz, Aziz Çapkurt
Elif, kocasıyla beraber Fransa’da kaçak çalışan bir mültecidir. Biriken borçları ve paralarını ödemeyen patronları nedeniyle kocası Türkiye’ye dönmeleri gerektiğini düşünürken Elif, oğluna iyi bir gelecek sunmak için pes etmemekte kararlıdır.
Söyleşi: Hüseyin Aydın Gürsoy, 25 Ocak, 21.00
KÖMÜR, 2019
25 OCAK 18.00 -26 OCAK 18.00
Yönetmen: Reşat Fuat Çam
Oyuncular: Mahmut Yeşilmen, Pınar Gök, Aysel Yıldırım, Doğukan Balta
Nimet ve dokuz yaşındaki oğlu kömür yardımı almak için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından ziyaret edilirler. Yardıma gerçekten ihtiyaçları olduğunu ispatlamak için gerekli işlemleri tamamlarlar. Ancak almaya hak kazandıkları kömür yardımını daha farklı bir amaç için kullanacaklardır.
Söyleşi: Reşat Fuat Çam , 25 Ocak, 21.00

FREE FUN, 2019
26 Ocak 12.00 – 27 Ocak 12.00
Yönetmen: Fehmi Öztürk
Oyuncular: Mustafa Kınalı, Tuvana Türkay, Serdal Ay
Öztürk’ün programdaki ilk filmi, Aile adını verdiği üçlemenin de ilki. Bir VR oyunu içinde Kika ile babasının ilişkisine bakıyoruz. Eğlenceli drag dünyasından orta sınıf aile sofrasında yenen karnıyarığa uzanan ve “ne sanal ne değil”i düşündüren bir film.
Söyleşi: Fehmi Öztürk, 27 Ocak, 20.00

BİR ANNENİN SONATI, 2020
26 Ocak 14.00 – 27 Ocak 14.00
Yönetmen: Fehmi Öztürk
Oyuncular: Nesrin Cavadzade, Hatice Aslan
Free Fun’ın devamı niteliğinde, Hatice Aslan ve Nesrin Cavadzade’nin başrolde oynadıkları filmin merceğinde bu kez çetrefil bir anne-kız ilişkisi var. Yönetmenin Ingmar Bergman’ın Güz Sonatı’ndan esinlendiğini söylediği film postmodern dünyasıyla dikkat çekiyor.
Söyleşi: Fehmi Öztürk, 27 Ocak, 20.00

#21xoxo, 2020
26 Ocak 16.00 – 27 Ocak 16.00
Yönetmen: İmge Özbilge, Sine Özbilge
Bir genç kızın içinde yaşadığımız sosyal medya dünyasında tükettiği arkadaş ilişkilerini, ne yiyip ne giydiğini, sevgili bulmak için kullandığı çöpçatan uygulamalarını anlatan bir animasyon. Bu yüzyılın sanal ilişki ağına dair çok renkli, gerçeküstü ve mecazi bir dili var.
Söyleşi: İmge Özbilge, Sine Özbilge, 27 Ocak, 20.00

OSCAR KISALAR

BİR KIZ KARDEŞ,2018
Yönetmen: Delphine Girard
Oyuncular: Veerle Baetens, Selma Alaoui, Guillaume Duhesme
Hava karanlık ve filmin ana karakteri sadece sırtını görebildiğimiz bir kadın. Bir arabanın ön koltuğunda oturuyor, titreyen bir sesle acil çağrı merkezini arıyor. Belçika’nın adayı olan film iki kadın arasında, dramla psikolojik gerilim arasında geçen bir hikâye.

KARDEŞLİK, 2018
Yönetmen: Meryam Joobeur
Oyuncular: Kais Ayari, Mohamed Grayaâ, Mouldi Kriden
Muhammed ailesiyle birlikte çobanlık yapmaktadır. Yıllar sonra en büyük oğlunun Suriye’den Işid için savaştıktan sonra eve dönüşü karşısında dehşete düşmüştür. Ailenin yeniden bir araya gelmesi, baba ile oğlu arasındaki yaraları deşecektir. Tunuslu yönetmenden gelenek ve aile üzerine dokunaklı bir dram.

NEFTA FUTBOL KULÜBÜ, 2018
Yönetmen: Yves Piat
Oyuncular: Eltayef Dhaoui, Mohamed Ali Ayari, Lyès Salem
Futbol hayranı iki erkek kardeş Tunus ile Cezayir sınırındaki bölgede gezinirken kulağına kulaklıkla koyulmuş bir eşek bulurlar. Kulaklıktan müzik sesi gelmektedir. Eşeğin taşıdığı emanet, iki kardeşin başına beklenmedik işler açacaktır. Aslında tehlikeli bir olaya mizahi yaklaşan, manzara görseliyle etkileyici, sıcak bir komedi.

SARIA, 2019
Yönetmen: Bryan Buckley
Oyuncular: Estefanía Tellez, Gabriela Ramírez, Verónica Zúñiga
2017 yılında Guatemala’da yaşanan trajik olayı kurgulayan filmin adını taşıdığı karakter, 15 yaşındaki Saria’nın şiddet gördüğü yetimhaneden kaçıp “trileçe tatlısı” gibi olduğu söylenen Amerika Birleşik Devletleri sınırına gitme hayali vardır. Bu hayalin bedeli ağır olacaktır.

KOMŞULARIN PENCERESİ, 2019
Yönetmen: Marshall Curry
Oyuncular: Maria Dizzia, Greg Keller, Juliana Canfield
New York’ta, üç çocuğa yeni anne baba olmuş orta yaşlı bir çiftin gözleri karşılarındaki apartmanda şehvetle sevişen bir çifte takılır. “İşleri var mı bunların, ya kıyafetleri?” diyerek kızsalar da kendilerini dikizlemekten alamazlar. Ta ki karşı pencerede işler değişene kadar. Bu film Oscar Ödülleri’nde En İyi Film ödülünü kazandı.

EVLAT, 2019
Yönetmen: Daria Kashcheeva
Hastanede yaşlı babasının başında bekleyen kız, birlikte yaşadıkları bir çocukluk anısını hatırlar. Yaralanan bir güvercinle başından geçenleri henüz küçük bir kızken babasıyla paylaşmaya çalıştığında yaşadıkları talihsiz bir an, ilişkilerini hayat boyu zedelemiştir.

HATIRLAMAYA DEĞER, 2019
Yönetmen: Bruno Collet
Seslendirenler: Dominique Reymond, André Wilms
Yaş almakta olan ressam Louis’nin etrafındaki dünya bir süredir değişmektedir. Hafızası gibi algıları da ona giderek daha fazla oyun oynamaya başlar. Eşi Michelle’i tanıyamamaktan, muzu kabuğuyla yemeğe kadar birçok durum hayatını etkilemeye başlar. Dünyası, çizdikleri, eşi, çocukları ve eşyaları yavaş yavaş hareketli, akışkan bir hal alır.

KIZ KARDEŞİM, 2018
Yönetmenler: Siqi Song
Seslendiren: Bingyang Liu
Çin’in tek çocuk politikasına göndermelerde bulunan filmde, bir adam 1990’lardaki çocukluğunu hatırlar. “O günler işler farklı olsaydı hayatı neye benzerdi?” sorusuna yanıtlar üretir: kız kardeşiyle oynadıkları oyunlar, aralarındaki çekişme, aile fotoğrafları ve hatıraları…

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Turizm Sektöründe İlk Hareketlenmeler İç Pazarda Olur

Küresel ölçekte pandemi olarak ilan edilen Yeni Tip Koronavirüs (Covid-19) sadece sağlık sektörünü değil birçok alanı ciddi biçimde etkilenmeye devam ediyor. Bu alanların başında ise virüsün yayılmasını yavaşlatmak için uygulanan kısıtlamaları en derinden hisseden ‘Turizm’ geliyor. Öyle ki Dünya Turizm Örgütü’nün son verilerine göre uluslararası turizmin neredeyse 1 trilyon dolar zarar ettiği görülüyor. Şuan için ne zaman iş veya eğlence amaçlı olarak tekrar özgürce seyahat edebileceğimizi öngöremediklerinin altını çizen biletall.com CEO’su Yaşar Çelik, “Aşılama çalışmalarından gelecek sonuçlar birçok iş kolunu olduğu gibi bizi de yakından etkileyecek.   Küresel turizmin canlanması uzun olabilir bu nedenle ilk hareketlenmeyi iç pazarda bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Yeni Tip Koronavirüs (Covid-19) virüsün bulaş hızını yavaşlatmak için alınan kısıtlamaların etkisiyle seyahatlerimiz azaldı.   Bu durum ekonominin önemli bir dinamiği olan turizm sektörünün zarar görmesine neden olurken kayıpları da beraberinde getirdi. Aşılama çalışmaları ile umutlanan sektör, gelişmeleri de yakından takip ediyor.

Otobüs Yerine Uçağı Seçtik

Yaşanan süreç kişilerin önümüzdeki dönemlerde yapacağı seyahatler konusunda da farklılıklar oluşturacağına dikkat çeken biletall.com CEO’su Yaşar Çelik,“  Pandemi sürecindeki seyahatlerde bir konu da dikkatimizi çekiyor. Otobüslerde yüzde 50 kapasite oranı olması ve yolculuk sürelerinin uzun sürmesi kişileri de uçak biletlerine yönlendirdi. Nitekim şuan uçak seyahatleri otobüs yolculuklarını geçmiş durumda yer alıyor. Fakat araştırmalar kayıpları daha net ortaya koyuyor. Son araştırmalara göre havayolları gelirlerinin yüzde 55’ini kaybetti” dedi.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)