Basketbolun gelişimi stratejik iş birlikleri ve dijital entegrasyonda saklı

İstanbul Bilgi Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölümü’nün düzenlediği “Uluslararası Basketbol Endüstrisi” panelinde, spor kulüplerinin yanı sıra ulusal ve uluslararası liglerin bakış açısıyla basketbol endüstrisinin yeni dinamikleri ele alındı. Sektörün ilgi çeken isimlerini ağırlayan çevrimiçi etkinlikte, dijitalleşen dünyanın basketbol endüstrisi üzerindeki etkileri konuşuldu

İstanbul Bilgi Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölümü, spor sektörünün önemli isimlerini bir araya getirdiği etkileşimli çevrimiçi etkinliklere bir yenisini ekledi. “Uluslararası Basketbol Endüstrisi” başlığı altında düzenlenen panelde, basketbolun güncel dinamikleri ele alındı. FIBA Basketbol Şampiyonlar Ligi CEO’su Patrick Comninos, Basketball Bundesliga (Almanya Basketbol Ligi) CEO’su Stefan Holz, Galatasaray Sportif AŞ Yönetim Kurulu Üyesi Oytun Özer ve New Haven Üniversitesi Pompea İşletme Fakültesi Spor Yöneticiliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ceyda Mumcu’nun katılımıyla düzenlenen panelde, basketbolun yönetim ve işletme yönüne odaklanıldı. Spor kulüplerinin yanı sıra ulusal ve uluslararası liglerin perspektifiyle iş hedefleri ve pazarlama yöntemleri ele alındı. Dr. Emir Turam’ın moderatörlüğünde düzenlenen etkinlikte, pandeminin söz konusu alanlardaki etkisi ayrıntılı olarak konuşuldu.

Uluslararası lig perspektifiyle endüstriyi değerlendiren Patrick Comninos, basketbolda değer yaratmak için önemli olan noktanın kolektif çalışma olduğunu belirterek sözlerine başladı. FIBA Basketbol Şampiyonlar Ligi’ni, Avrupa çapında kulüpleri biraraya getiren beş yıllık geçmişe sahip yeni bir yapı olarak tanımlayan Comninos, “BCL ulusal lig sonuçlarına ve davet edilecek takımların ligdeki sıralamalarına odaklanıyor. Bu yıl 44 takım ligimizde yer alıyor. Bunların 34’ü kendi liglerinde ilk 5’te yer alıyor. Aralarında 14 ulusal lig şampiyonun da bulunduğu başarılı takımları ligimizde toplamış bulunuyoruz. Burada basketbol kulüplerine hizmet ediyoruz. Dolayısıyla onların ihtiyaçlarına yanıt veren doğru iş planıyla kurgulanmış bir organizasyon yapmayı hedefliyoruz. Bu noktada doğru planlama ve stabil finansal yapı önemli hale geliyor. Takımlara gelişen ve büyüyen bir lig vadediyoruz. Bu takımlara da değer kazandıracak bir ortam oluşturuyoruz. Gelişim ve büyüme vizyonumuzun temelini, stratejik işbirlikleri, medya desteği, sponsorluklar ve dijital strateji yer alıyor” dedi. Comninos uluslararası liglerin pandemi nedeniyle yaşadıkları zorluklara değinerek, özellikle lojistik konusunda sorunlarla yüzleşildiğini sözlerine ekledi.

Futbol ülkesinde basketbola ilgiyi artırmak

Stefan Holz, Almanya Basketbol Ligi hakkında bilgi verirken, “Dünyanın ya da Avrupa’nın en büyük ligi değiliz. Ancak hızlı büyüyen, hırslı bir ligiz. Net bir planla ilerliyoruz” dedi. Almanya’nın basketbol endüstrisi açısından farklı koşullarda olduğunu belirten Holz, şunları aktardı:

“Avrupa çapında yapılan bir pazar araştırmanın sonuçlarına göre Almanya’da basketbolla ilgilenenlerin oranı yüzde 24. Basketbolla ilgilenen ülkelerde örneğin Türkiye’de bu oran yüzde 62. Almanya’da hızlı gelişen bir sektör ama Türkiye, Yunanistan gibi ülkelerin gerisindeyiz. Biz bir futbol ülkesiyiz. Hedefimiz çok net; daha fazla insanı basketbola ve ardından ligimize çekmek. 2013’te ligimiz Vizyon 2020 tanımıyla, en iyi ulusal lig olma hedefini ortaya koydu. Burada amaçlanan sadece insanlara basketbolu sevdirmek değil, takımları da bu vizyon altında ligde toplamak, bütün paydaşları tek noktada toplamak. Pandemi çalışmaları sekteye uğrattı, henüz en büyük ligiz diyemiyoruz. Bununla birlikte son yıllarda ligimiz hızla büyüdü. Toplam gelirleri 130 milyon avroya ulaştı.” Markalaşma için önemli boyutta yatırım yaptıklarını ifade eden Holz, pazarlama çalışmalarında özellikle dijital pazarlamanın öne çıktığını sözlerine ekledi.

NBA’de dijital açılım: Büyük veri

Konuşmasında dijitalleşmeye dikkat çeken Ceyda Mumcu, veri kaynaklarının çeşitlenmesiyle, basketbol endüstrisinin özellikle son 10 yılda veri odaklı hale geldiğini belirten Mumcu, bunun nedenini hayatın dijitalleşmesi, teknolojik gelişmeler ve altyapılara erişim kaynaklarının çeşitlenmesi olarak açıkladı. Dolayısıyla NBA’de büyük veriye dayalı iş analitiğinin nasıl yapıldığını aktaran Mumcu, farklı veri kaynaklarından alınan bilgilerle taraftarın çok iyi tanındığı ve buna göre CRM çalışması yapıldığını belirtti. Mumcu, NBA’in farklı veri tipleriyle bilet fiyatlandırmadan müşteri analizine kadar her alanda derin değerlendirmeler yaptığını ifade etti. Soru üzerine marka değeri açısından bakıldığında, NBA’de belirli sporcuların takımların önüne geçtiğini belirterek; “LeBron James şu anda takımın kendisinden daha fazla sponsor getiriyor” dedi.

Kulübün kadın ve erkek basketbol takımlarında finansal, ticari ve operasyonel açıdan sürdürülebilir bir yapı oluşturmak adına yaptıkları çalışmaları aktaran Oytun Özer, Galatasaray Spor Kulübü’nün ve taraftarının gücünün bu süreçte kendilerine avantaj sağladığını belirtti.Özer, “Kovid-19’un yarattığı belirsizliğin içinde bulunduğumuz dönemde majör dezavantaj olduğunu ifade etti. Kapasiteli profesyonellerin istihdam edilmesi suretiyle Galatasaray Kulübü yönetiminin kişilere bağımlı kalmayacak kurumsal bir işleyişe kavuşturulması en önemli önceliklerimizden” diye konuştu.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Şehrin en stil sahibi modeli Yeni Ford Puma Türkiye’de

Ford SUV dünyasının en yeni üyesi, stil sahibi, kendine güvenen ve dikkatleri üzerine toplamayı seven kullanıcılara hitap eden Yeni Ford Puma; dikkat çekici tasarımı, segmentine yeni soluk getiren teknoloji ve hayatı kolaylaştıran özellikleriyle geleceği şimdiden yaşamak isteyenleri heyecanlandırıyor. Şık ve sportif dış tasarıma sahip Puma’nın iç tasarımında ergonomi, inovatif yaklaşım ve konfor dikkat çekiyor. Yeni Puma, inovatif MegaBox çözümü ve yıkanabilir 456 litrelik bagaj hacmi ile sınıfının lideri olarak ödün vermeyen bir yükleme alanı sağlıyor. Kuga ile birlikte Ford modellerinde ilk defa sunulan 12.3” dijital gösterge paneli, şık açılış ekranı ve sürüş modlarına göre değişen konfigürasyonları ile çeşitli kişiselleştirme seçenekleri sunuyor. Ford’un Türkiye’de ilk defa bir otomobilde sunduğu yenilikçi 1.0L 155PS EcoBoost Hibrit teknolojisi yüksek performanslı ve üstün yakıt verimliliğine sahip bir sürüş sağlıyor. 1.0L 125 PS Ecoboost benzinli motor ise 7 ileri otomatik şanzıman ile konfor ve performansı birleştiriyor.

Ford, otomobil severlerin artan ilgisine paralel olarak SUV ve SUV karakterini yansıtan crossover modelleriyle ürün portföyünü zenginleştirmeye devam ediyor. Şehrin en yeni, en havalı ve en stil sahibi üyesi Yeni Ford Puma, farklı tasarımı, yenilikçi teknolojileri ile segmentine yeni bir soluk getiriyor, şık ve sportif çizgileriyle Ford’un tasarım karakterinde geleceğe doğru yepyeni bir sayfa açıyor.

Türkiye’de ‘Style’ ve ‘ST-Line’ donanımları ile satışa sunulan Yeni Ford Puma, ‘Style’ donanımda 1.0lt EcoBoost 95PS PS Benzinli 6 ileri manuel ve 1.0L Ecoboost 125PS 7 ileri otomatik seçenekleri ile müşterileri bekliyor. ‘ST-Line’ donanımda ise 1.0L EcoBoost Hibrit 155PS 6 ileri manuel seçeneği ürün gamına ekleniyor. Puma’nın dikkat çekici tasarımı sportif ST-Line tasarım detayları ile birleşiyor. Parçalı deri döşeme tasarım, LED farlar, dijital yol bilgisayarı, kablosuz şarj ünitesi, B&O ses sitemi gibi donanımlar, stil sahibi ve dikkat çekmeyi seven, en iyiye sahip olmak isteyen müşterilere hitap ediyor.

Yeni Ford Puma’nın göz alıcı tasarımının ileri teknoloji ve yenilikçi fonksiyonalite ile birleştiğini vurgulayan Ford Otosan Pazarlama, Satış ve Satış Sonrası Genel Müdür Yardımcısı Özgür Yücetürk, şunları söyledi:

“Ford olarak, SUV ve SUV esintili crossover modellerimizi farklı müşteri gruplarının taleplerine uygun olarak çeşitlendiriyor ve farklılaştırıyoruz. Geçtiğimiz ay pazara sunduğumuz SUV’deki amiral gemimiz Yeni Ford Kuga ciddi talep görüyor. Merakla beklenen crossover modelimiz Yeni Puma da Ford SUV dünyasındaki yerini aldı. Yeni Ford Puma dikkatleri üzerine çeken tasarımının yanı sıra kullanıcılara geleceği bugünden yaşatacak güvenlik, konfor ve sürüş teknolojileri sunarak otomobil kullanımını ve hayatı kolaylaştırıyor. Özellikle B segmenti araçların en önemli handikaplarından olan bagaj alanı, sınıfının en büyük bagaj hacmini sağlayan Yeni Ford Puma ile bir sorun olmaktan çıkıyor. Ayrıca, 5 farklı sürüş modu, benzinli motora eşlik eden 7 ileri otomatik şanzıman, kişiselleştirme olanağı sunan 12,3 inçlik dijital gösterge ekranı, gelişmiş 8″ dokunmatik ekran ile SYNC Araç içi Bilgi Eğlence Sistemi ve kablosuz şarj ünitesi gibi özellikler sayesinde sürücülere zahmetsiz ve bağlantılı bir sürüş deneyimi yaşatıyor. Yeni Ford Puma, Türkiye’de ilk defa bir otomobilde sunduğumuz yenilikçi Ecoboost hibrit teknolojisi ile de verimli ve çevreci sürüş vaat ediyor. Ford SUV dünyasında yerini alan Yeni Puma’yı müşterilerimizle buluşturmak için sabırsızlanıyoruz.”

Etkileyici iç ve dış tasarım, hayatı kolaylaştıran özellikler

Yeni Ford Puma’da alçak ve eğimli tavan çizgisi, önden arkaya doğru yükselen ve arkaya doğru iyice genişleyen omuz çizgisi dinamik ve güçlü bir görünümü beraberinde getiriyor. Yatay formlu iki parça stop lambası tasarımı, sadece daha geniş bir arka görünüm sunmakla kalmıyor aynı zamanda bagaj erişimi ve kullanımını kolaylaştırıyor.

Yeni Puma, iç tasarımında ise ergonomi, inovatif yaklaşım ve konfor ile dikkat çekiyor. Donanıma bağlı olarak sunulan sökülebilir ve yıkanabilir ön ve arka koltuk kılıfları kabin içini ilk günkü gibi temiz tutmaya yardımcı oluyor. Ön koltuklarda daha fazla konfor için bel desteği sunulurken, artan aks mesafesi, araç yüksekliği ve ince sırtlıklı ön koltuk tasarımı Yeni Puma içindeki yaşam alanının da artmasına olanak tanıyor. Bu boyutsal büyümeye ek olarak Açılabilir Panoramik Cam Tavan tasarım ile ferah bir iç ortam elde edilmesi sağlanıyor.

Yan gövde boyunca uzanan pürüzsüz ve akıcı hatlar alt gövdede ön ve arka lastikler arasındaki iç bükey oluşumla daha dinamik ve canlı bir görünüm kazanıyor. Dinamik ve sportif duruş, ön ızgara tasarımı, ST-Line body kiti, 18” inç alaşım jantlar ve LED sis farları gibi şık detaylar ile tamamlanırken, yukarıda konumlandırılan sıra dışı LED farlarla birlikte özgün bir görünüm ortaya çıkıyor.

Sınıfının en iyi bagaj hacmi, Ford MegaBox ile Yeni Ford Puma’da

Sınıfının en iyi bagaj hacmine sahip olan Yeni Puma’da 456 litrelik yüksek kullanışlılığa sahip bir bagaj hacmi bulunuyor. Müşteri gereksinimlerini karşılamak için geliştirilen Ford MegaBox ile derin ve çok yönlü bir depolama alanı ortaya çıkıyor. Bu ek depolama alanı, 763 mm genişliğinde, 752 mm uzunluğunda ve 305 mm yüksekliğinde olmak üzere 80 litrelik bir ek bagaj alanını da kullanıma sunuyor. Bu alanla birlikte bagaja örneğin 115 cm uzunluğunda bir yükü koymak mümkün oluyor. Ayrıca arka koltukları yatırarak sahip olunan düz zemin ile yükleme alanının arttırılması kolaylıkla sağlanabiliyor. Bagaj fonksiyonelliği üç farklı konumda ayarlanabilen bagaj zemini ve bu sınıfta bir ilk olan Ford Akıllı Bagaj Kapağı teknolojisi ile destekleniyor.

456 litre ile sınıfın en iyi bagaj alanını kullanıma sunan yeni Puma, evcil hayvan sahiplerini de göz önüne alınarak sunulan tasarım detaylarıyla Ford’un insan odaklı tasarım felsefesinin bir sonraki adımını gözler önüne seriyor. Bagaj fonksiyonelliği üç farklı konumda ayarlanabilen bagaj zemini ve bu sınıfta bir ilk olan Ford Akıllı Bagaj Kapağı teknolojisiyle desteklenirken, özel bir gider tapasına sahip bagaj alanı kolayca yıkanabiliyor.

Sıra dışı iç detaylara sahip Yeni Puma’da ergonomi, inovatif yaklaşım ve konfor ön planda

Kuga ile birlikte Ford modellerinde ilk kez sunulan akıllı 12.3″ renkli dijital ekran, iç mekan ile kusursuz bir devamlılık yaratmak için araç ön konsoluyla bütünleşik tasarım diline sahip. Bilgiler, kolayca okunabilen sezgisel simgeler kullanılarak yüksek çözünürlükte görüntüleniyor ve seçilen sürüş moduna göre bilgilerin rengi ve düzeni değişiyor. Görüntülenecek bilgilerin önceliğini belirlenebiliyor. Orta konsolda bir diğer yenilik ise giriş donanımı itibari ile standart olarak sunulan olan 8” renkli dokunmatik ekran ve SYNC sistemi olurken, bu özellik ‘St-Line’da standart sunulan kablosuz şarj ünitesi ile birlikte kullanıcıların telefonları ile bağlı olma ve güvenli sürüş ihtiyaçlarını karşılıyor.

Etkileyici yakıt ekonomisi ile klasik içten yanmalı motorlara göre daha fazla tasarruf

Daha çevreci ve hibrit elektrikli araçların tercih edildiği yeni bir çağa girerken, Ford Puma bu doğrultuda ge
leceği yaşatıyor. Yeni, ileri görüşlü, gelişmiş EcoBoost hibrit benzinli motor seçenekleriyle sunulan Puma olağanüstü bir performansın yanı sıra etkileyici bir yakıt ekonomisi ve içten yanmalı klasik motorlara göre fark edilir ölçüde düşük CO2 emisyonu sağlıyor.

EcoBoost Hibrit teknolojisinde küçük hacimli benzinli motoru elektromotor destekliyor. Puma’nın 1,0 litre EcoBoost benzinli motoruna kayışla bağlanan 11,5 kW gücünde entegre bir marş/jeneratörü (BISG) devreye giriyor. Geleneksel alternatörün yerini alan BISG fren anında oluşan kinetik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürüyor ve bu enerjiyi hava soğutmalı lityum-iyon bataryayı şarj etmek için kullanıyor. BISG aynı zamanda depolanan enerjiyi kullanarak üç silindirli benzinli motoru normal sürüş ve hızlanma anında ilave tork ile desteklemek üzere devreye giriyor. İlave torkun katkısıyla 155 PS’lik versiyon ise 5,6 lt/100 km* yakıt tüketimi ve 127 gr/km CO2 emisyon salım değerine (99 gr/km ve 4,4 lt/100 km NEDC) imza atıyor.

%50’ye kadar daha fazla tork kullanımı ve daha hızlı gaz tepkileri

BISG’nin sağlamış olduğu ilave tork değeri sayesinde sistemi alt devirlerde yüzde 50’ye kadar daha fazla tork kullanıma sunuyor. Böylece daha akıcı ve performanslı bir sürüş elde ediliyor. Sadece 300 milisaniyede motoru yeniden çalıştıran Auto Start-Stop teknolojisi yakıt ekonomisine katkı sağlıyor.

125 PS gücündeki 1.0-litre EcoBoost benzinli motor WLTP normuna göre 138 gr/km CO2 emisyon ve 6,1 lt/100 km yakıt tüketimi (NEDC normuna göre 110 gr/km ve 4,95 lt/100 km) değerlerine imza atıyor. Bu motor ayrıca yedi kademeli çift kavramalı otomatik şanzımanla da kombine edilebiliyor. Hem 1.0-litre EcoBoost hem de EcoBoost Hibrit motorlarda endüstride bir ilk olan Ford’un üç silindirli motorda silindir kapatma özelliği bulunuyor. Bu özellik güç gereksiniminin olmadığı durumlarda üç silindirden birini sadece 14 milisaniyede kapatıyor veya tekrar devreye sokabiliyor.

Gelişmiş güvenlik ve konfor teknolojileri

Euro NCAP’ten 5 yıldız alan Ford Puma’nın dört bir yanı 12 ultrasonik sensör, üç radar ve iki kamera ile denetleniyor. Tüm bu sistemlerden elde edilen veriler gerek sürüş, gerekse de park ve manevra esnasında sürücünün hayatını kolaylaştırmak ve daha güvenli bir sürüş tesis etmek üzere kullanılıyor.

Yeni Puma, gelişmiş sürüş destek sistemleri, daha kolay, daha az stresli ve daha güvenli bir sürüş deneyimini de beraberinde getiriyor. Dur-kalk özelliğine sahip Uyarlanabilir Hız Sabitleme Sistemi, Trafik İşareti Tanımlama Sistemi, E-Call ve Şerit Takip Sistemi gibi donanımlar hem otoyol ve dur-kalk trafikte daha az stresli ve güvenli bir sürüş sağlıyor.

Bir B segment Ford’da ilk olan, 180 derece açılı geri görüş kamerası, aracın arkasından geçen yayaları, bisikletlileri veya diğer araçları daha erken görme olanağı sunuyor. Çapraz Trafik Uyarısı özelliğine sahip Kör Nokta Uyarı Sistemi (BLIS) sadece kör noktadaki araçlar konusunda sürücüyü uyarmakla kalmıyor, aynı zamanda geri manevra esnasında arkadan geçmek üzere olan araçlar konusunda da sürücüyü uyarıyor. Sürücünün tepki vermemesi halinde sistem otomatik olarak fren yapabiliyor.

Aktif Fren özelliğine sahip Çarpışma Önleme Sistemi yola yakın, yol üzerinde veya yoldan karşıya geçmek üzere olan insanları algılıyor ve olası çarpışmayı önlemek veya etkisini azaltmak üzere sürücüye yardımcı oluyor. Olası Çarpışma sonrası devreye giren İkincil Çarpışma Freni teknolojisi ilk çarpışma sonrasında frenleri etkinleştirerek olası bir ikinci çarpışmayı önlüyor. Acil Durum Manevra Destek sistemi radar ve kameraları kullanarak şehir içi ve otoyol hızlarında daha yavaş giden veya durmak üzere olan araçları algılıyor ve sürücünün engel aşma manevrasını desteklemek üzere direksiyon desteğini ayarlıyor.

Yeni Ford Puma, 192.500 TL’den başlayan tavsiye edilen anahtar teslim satış fiyatıyla Ford Yetkili Satıcıları’nda müşterilerini bekliyor.

Beyaz Haber Ajansı (BHA)

Şehrin en stil sahibi modeli Yeni Ford Puma Türkiye’de

Ford SUV dünyasının en yeni üyesi, stil sahibi, kendine güvenen ve dikkatleri üzerine toplamayı seven kullanıcılara hitap eden Yeni Ford Puma; dikkat çekici tasarımı, segmentine yeni soluk getiren teknoloji ve hayatı kolaylaştıran özellikleriyle geleceği şimdiden yaşamak isteyenleri heyecanlandırıyor. Şık ve sportif dış tasarıma sahip Puma’nın iç tasarımında ergonomi, inovatif yaklaşım ve konfor dikkat çekiyor. Yeni Puma, inovatif MegaBox çözümü ve yıkanabilir 456 litrelik bagaj hacmi ile sınıfının lideri olarak ödün vermeyen bir yükleme alanı sağlıyor. Kuga ile birlikte Ford modellerinde ilk defa sunulan 12.3” dijital gösterge paneli, şık açılış ekranı ve sürüş modlarına göre değişen konfigürasyonları ile çeşitli kişiselleştirme seçenekleri sunuyor. Ford’un Türkiye’de ilk defa bir otomobilde sunduğu yenilikçi 1.0L 155PS EcoBoost Hibrit teknolojisi yüksek performanslı ve üstün yakıt verimliliğine sahip bir sürüş sağlıyor. 1.0L 125 PS Ecoboost benzinli motor ise 7 ileri otomatik şanzıman ile konfor ve performansı birleştiriyor.

Ford, otomobil severlerin artan ilgisine paralel olarak SUV ve SUV karakterini yansıtan crossover modelleriyle ürün portföyünü zenginleştirmeye devam ediyor. Şehrin en yeni, en havalı ve en stil sahibi üyesi Yeni Ford Puma, farklı tasarımı, yenilikçi teknolojileri ile segmentine yeni bir soluk getiriyor, şık ve sportif çizgileriyle Ford’un tasarım karakterinde geleceğe doğru yepyeni bir sayfa açıyor.

Türkiye’de ‘Style’ ve ‘ST-Line’ donanımları ile satışa sunulan Yeni Ford Puma, ‘Style’ donanımda 1.0lt EcoBoost 95PS PS Benzinli 6 ileri manuel ve 1.0L Ecoboost 125PS 7 ileri otomatik seçenekleri ile müşterileri bekliyor. ‘ST-Line’ donanımda ise 1.0L EcoBoost Hibrit 155PS 6 ileri manuel seçeneği ürün gamına ekleniyor. Puma’nın dikkat çekici tasarımı sportif ST-Line tasarım detayları ile birleşiyor. Parçalı deri döşeme tasarım, LED farlar, dijital yol bilgisayarı, kablosuz şarj ünitesi, B&O ses sitemi gibi donanımlar, stil sahibi ve dikkat çekmeyi seven, en iyiye sahip olmak isteyen müşterilere hitap ediyor.

Yeni Ford Puma’nın göz alıcı tasarımının ileri teknoloji ve yenilikçi fonksiyonalite ile birleştiğini vurgulayan Ford Otosan Pazarlama, Satış ve Satış Sonrası Genel Müdür Yardımcısı Özgür Yücetürk, şunları söyledi:

“Ford olarak, SUV ve SUV esintili crossover modellerimizi farklı müşteri gruplarının taleplerine uygun olarak çeşitlendiriyor ve farklılaştırıyoruz. Geçtiğimiz ay pazara sunduğumuz SUV’deki amiral gemimiz Yeni Ford Kuga ciddi talep görüyor. Merakla beklenen crossover modelimiz Yeni Puma da Ford SUV dünyasındaki yerini aldı. Yeni Ford Puma dikkatleri üzerine çeken tasarımının yanı sıra kullanıcılara geleceği bugünden yaşatacak güvenlik, konfor ve sürüş teknolojileri sunarak otomobil kullanımını ve hayatı kolaylaştırıyor. Özellikle B segmenti araçların en önemli handikaplarından olan bagaj alanı, sınıfının en büyük bagaj hacmini sağlayan Yeni Ford Puma ile bir sorun olmaktan çıkıyor. Ayrıca, 5 farklı sürüş modu, benzinli motora eşlik eden 7 ileri otomatik şanzıman, kişiselleştirme olanağı sunan 12,3 inçlik dijital gösterge ekranı, gelişmiş 8″ dokunmatik ekran ile SYNC Araç içi Bilgi Eğlence Sistemi ve kablosuz şarj ünitesi gibi özellikler sayesinde sürücülere zahmetsiz ve bağlantılı bir sürüş deneyimi yaşatıyor. Yeni Ford Puma, Türkiye’de ilk defa bir otomobilde sunduğumuz yenilikçi Ecoboost hibrit teknolojisi ile de verimli ve çevreci sürüş vaat ediyor. Ford SUV dünyasında yerini alan Yeni Puma’yı müşterilerimizle buluşturmak için sabırsızlanıyoruz.”

Etkileyici iç ve dış tasarım, hayatı kolaylaştıran özellikler

Yeni Ford Puma’da alçak ve eğimli tavan çizgisi, önden arkaya doğru yükselen ve arkaya doğru iyice genişleyen omuz çizgisi dinamik ve güçlü bir görünümü beraberinde getiriyor. Yatay formlu iki parça stop lambası tasarımı, sadece daha geniş bir arka görünüm sunmakla kalmıyor aynı zamanda bagaj erişimi ve kullanımını kolaylaştırıyor.

Yeni Puma, iç tasarımında ise ergonomi, inovatif yaklaşım ve konfor ile dikkat çekiyor. Donanıma bağlı olarak sunulan sökülebilir ve yıkanabilir ön ve arka koltuk kılıfları kabin içini ilk günkü gibi temiz tutmaya yardımcı oluyor. Ön koltuklarda daha fazla konfor için bel desteği sunulurken, artan aks mesafesi, araç yüksekliği ve ince sırtlıklı ön koltuk tasarımı Yeni Puma içindeki yaşam alanının da artmasına olanak tanıyor. Bu boyutsal büyümeye ek olarak Açılabilir Panoramik Cam Tavan tasarım ile ferah bir iç ortam elde edilmesi sağlanıyor.

Yan gövde boyunca uzanan pürüzsüz ve akıcı hatlar alt gövdede ön ve arka lastikler arasındaki iç bükey oluşumla daha dinamik ve canlı bir görünüm kazanıyor. Dinamik ve sportif duruş, ön ızgara tasarımı, ST-Line body kiti, 18” inç alaşım jantlar ve LED sis farları gibi şık detaylar ile tamamlanırken, yukarıda konumlandırılan sıra dışı LED farlarla birlikte özgün bir görünüm ortaya çıkıyor.

Sınıfının en iyi bagaj hacmi, Ford MegaBox ile Yeni Ford Puma’da

Sınıfının en iyi bagaj hacmine sahip olan Yeni Puma’da 456 litrelik yüksek kullanışlılığa sahip bir bagaj hacmi bulunuyor. Müşteri gereksinimlerini karşılamak için geliştirilen Ford MegaBox ile derin ve çok yönlü bir depolama alanı ortaya çıkıyor. Bu ek depolama alanı, 763 mm genişliğinde, 752 mm uzunluğunda ve 305 mm yüksekliğinde olmak üzere 80 litrelik bir ek bagaj alanını da kullanıma sunuyor. Bu alanla birlikte bagaja örneğin 115 cm uzunluğunda bir yükü koymak mümkün oluyor. Ayrıca arka koltukları yatırarak sahip olunan düz zemin ile yükleme alanının arttırılması kolaylıkla sağlanabiliyor. Bagaj fonksiyonelliği üç farklı konumda ayarlanabilen bagaj zemini ve bu sınıfta bir ilk olan Ford Akıllı Bagaj Kapağı teknolojisi ile destekleniyor.

456 litre ile sınıfın en iyi bagaj alanını kullanıma sunan yeni Puma, evcil hayvan sahiplerini de göz önüne alınarak sunulan tasarım detaylarıyla Ford’un insan odaklı tasarım felsefesinin bir sonraki adımını gözler önüne seriyor. Bagaj fonksiyonelliği üç farklı konumda ayarlanabilen bagaj zemini ve bu sınıfta bir ilk olan Ford Akıllı Bagaj Kapağı teknolojisiyle desteklenirken, özel bir gider tapasına sahip bagaj alanı kolayca yıkanabiliyor.

Sıra dışı iç detaylara sahip Yeni Puma’da ergonomi, inovatif yaklaşım ve konfor ön planda

Kuga ile birlikte Ford modellerinde ilk kez sunulan akıllı 12.3″ renkli dijital ekran, iç mekan ile kusursuz bir devamlılık yaratmak için araç ön konsoluyla bütünleşik tasarım diline sahip. Bilgiler, kolayca okunabilen sezgisel simgeler kullanılarak yüksek çözünürlükte görüntüleniyor ve seçilen sürüş moduna göre bilgilerin rengi ve düzeni değişiyor. Görüntülenecek bilgilerin önceliğini belirlenebiliyor. Orta konsolda bir diğer yenilik ise giriş donanımı itibari ile standart olarak sunulan olan 8” renkli dokunmatik ekran ve SYNC sistemi olurken, bu özellik ‘St-Line’da standart sunulan kablosuz şarj ünitesi ile birlikte kullanıcıların telefonları ile bağlı olma ve güvenli sürüş ihtiyaçlarını karşılıyor.

Etkileyici yakıt ekonomisi ile klasik içten yanmalı motorlara göre daha fazla tasarruf

Daha çevreci ve hibrit elektrikli araçların tercih edildiği yeni bir çağa girerken, Ford Puma bu doğrultuda ge
leceği yaşatıyor. Yeni, ileri görüşlü, gelişmiş EcoBoost hibrit benzinli motor seçenekleriyle sunulan Puma olağanüstü bir performansın yanı sıra etkileyici bir yakıt ekonomisi ve içten yanmalı klasik motorlara göre fark edilir ölçüde düşük CO2 emisyonu sağlıyor.

EcoBoost Hibrit teknolojisinde küçük hacimli benzinli motoru elektromotor destekliyor. Puma’nın 1,0 litre EcoBoost benzinli motoruna kayışla bağlanan 11,5 kW gücünde entegre bir marş/jeneratörü (BISG) devreye giriyor. Geleneksel alternatörün yerini alan BISG fren anında oluşan kinetik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürüyor ve bu enerjiyi hava soğutmalı lityum-iyon bataryayı şarj etmek için kullanıyor. BISG aynı zamanda depolanan enerjiyi kullanarak üç silindirli benzinli motoru normal sürüş ve hızlanma anında ilave tork ile desteklemek üzere devreye giriyor. İlave torkun katkısıyla 155 PS’lik versiyon ise 5,6 lt/100 km* yakıt tüketimi ve 127 gr/km CO2 emisyon salım değerine (99 gr/km ve 4,4 lt/100 km NEDC) imza atıyor.

%50’ye kadar daha fazla tork kullanımı ve daha hızlı gaz tepkileri

BISG’nin sağlamış olduğu ilave tork değeri sayesinde sistemi alt devirlerde yüzde 50’ye kadar daha fazla tork kullanıma sunuyor. Böylece daha akıcı ve performanslı bir sürüş elde ediliyor. Sadece 300 milisaniyede motoru yeniden çalıştıran Auto Start-Stop teknolojisi yakıt ekonomisine katkı sağlıyor.

125 PS gücündeki 1.0-litre EcoBoost benzinli motor WLTP normuna göre 138 gr/km CO2 emisyon ve 6,1 lt/100 km yakıt tüketimi (NEDC normuna göre 110 gr/km ve 4,95 lt/100 km) değerlerine imza atıyor. Bu motor ayrıca yedi kademeli çift kavramalı otomatik şanzımanla da kombine edilebiliyor. Hem 1.0-litre EcoBoost hem de EcoBoost Hibrit motorlarda endüstride bir ilk olan Ford’un üç silindirli motorda silindir kapatma özelliği bulunuyor. Bu özellik güç gereksiniminin olmadığı durumlarda üç silindirden birini sadece 14 milisaniyede kapatıyor veya tekrar devreye sokabiliyor.

Gelişmiş güvenlik ve konfor teknolojileri

Euro NCAP’ten 5 yıldız alan Ford Puma’nın dört bir yanı 12 ultrasonik sensör, üç radar ve iki kamera ile denetleniyor. Tüm bu sistemlerden elde edilen veriler gerek sürüş, gerekse de park ve manevra esnasında sürücünün hayatını kolaylaştırmak ve daha güvenli bir sürüş tesis etmek üzere kullanılıyor.

Yeni Puma, gelişmiş sürüş destek sistemleri, daha kolay, daha az stresli ve daha güvenli bir sürüş deneyimini de beraberinde getiriyor. Dur-kalk özelliğine sahip Uyarlanabilir Hız Sabitleme Sistemi, Trafik İşareti Tanımlama Sistemi, E-Call ve Şerit Takip Sistemi gibi donanımlar hem otoyol ve dur-kalk trafikte daha az stresli ve güvenli bir sürüş sağlıyor.

Bir B segment Ford’da ilk olan, 180 derece açılı geri görüş kamerası, aracın arkasından geçen yayaları, bisikletlileri veya diğer araçları daha erken görme olanağı sunuyor. Çapraz Trafik Uyarısı özelliğine sahip Kör Nokta Uyarı Sistemi (BLIS) sadece kör noktadaki araçlar konusunda sürücüyü uyarmakla kalmıyor, aynı zamanda geri manevra esnasında arkadan geçmek üzere olan araçlar konusunda da sürücüyü uyarıyor. Sürücünün tepki vermemesi halinde sistem otomatik olarak fren yapabiliyor.

Aktif Fren özelliğine sahip Çarpışma Önleme Sistemi yola yakın, yol üzerinde veya yoldan karşıya geçmek üzere olan insanları algılıyor ve olası çarpışmayı önlemek veya etkisini azaltmak üzere sürücüye yardımcı oluyor. Olası Çarpışma sonrası devreye giren İkincil Çarpışma Freni teknolojisi ilk çarpışma sonrasında frenleri etkinleştirerek olası bir ikinci çarpışmayı önlüyor. Acil Durum Manevra Destek sistemi radar ve kameraları kullanarak şehir içi ve otoyol hızlarında daha yavaş giden veya durmak üzere olan araçları algılıyor ve sürücünün engel aşma manevrasını desteklemek üzere direksiyon desteğini ayarlıyor.

Yeni Ford Puma, 192.500 TL’den başlayan tavsiye edilen anahtar teslim satış fiyatıyla Ford Yetkili Satıcıları’nda müşterilerini bekliyor.

Beyaz Haber Ajansı (BHA)

Nissan’ın Geleceği ve 2020 İş Süreçleri Online Basın Toplantısı

Yeni Nissan Ariya’nın dünya lansmanının ardından, Nissan Türkiye, Kuzey Afrika ve BDT Genel Müdürü Emre Doğueri, Nissan’ın bölgesel bazda odaklandığı stratejiyi, hedef ve planlarını aktardı.

Nissan, gelecek dönemde performansını artırmak adına dört yıllık bir dönüşüm planına odaklandı. Nissan Next olarak ifade ettiğimiz bu yeni dönemde, bulunduğu pazarlardaki konumu daha da güçlendirmek adına hızlı, yalın ve çevik bir yaklaşımı devreye aldı ve değişim hızla başladı.

Hem marka değerini yükseltmek hem sürücülere daha keyifli ve benzersiz sürüş deneyimi yaşatmak hem de teknolojinin geleceğinde iz bırakmak adına gerçekleşecek çalışmalar tüm heyecanıyla devam edecek.

İçinde bulunduğumuz dönemde insan odaklı olmak büyük değer taşıyor. Nissan, müşteri beklentilerini anlamanın ötesinde bu beklenti ve ihtiyaçları öngörerek; araçlarını geleceğin teknolojileri ile harmanlayarak sürücülerin hayatının bir parçası haline getirmeyi amaçlıyor.

Dün gerçekleşen Nissan Ariya’nın dünya lansmanı bu yaklaşımın bir göstergesi ve Nissan için inovasyona, fütüristik teknolojiye ve sürdürülebilirlik konusuna odaklandığı yeni bir tasarım döneminin başlangıcını temsil ediyor. Bu da Nissan’ın EV alanındaki yenilikçi konumunu güçlendirirken NIM vizyonunu pekiştirmesini sağlıyor.

Önümüzdeki 18 ayda lansmanı yapılacak 12 yeni modelden biri olarak Nissan Ariya, EV ve SUV’ler dahil olmak üzere temel güçlü yönlerimize odaklandığımız Nissan’ın dönüşüm sürecini temsil ediyor.

“Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Afrika, Orta Doğu ve Hindistan bölgesi, Nissan Global için çok önemli bir pazar.”

SUV segmentindeki liderliğimizin verdiği güç ile gelecek dönemdeki konumumuzu, otonom sürüş ve elektrik araçlar alanında da taçlandırmayı amaçlıyoruz. Türkiye, elektrikli araçlar konusunda her geçen gün daha elverişli bir pazar haline geliyor. Bu noktada Nissan dünyasında ülkemizin önemi ve değeri artıyor.

Gelecekte, Nissan Türkiye olarak NIM teknolojileri ile donatılmış, sürüş deneyimini dış dünyayla bağlantı kurarak sağlayan modeller ile yerimizin hazır olduğunu düşünüyorum. Çünkü teknoloji, Nissan’ın varlığının temel taşı ve her zaman teknolojimizin insanların yararına olmasına odaklanıyoruz. Nissan söz konusu olduğunda hem insan odaklı hem de teknik olmaktan bahsedebiliriz.

Bağlı bulunduğumuz AMI bölgesi, genç nüfusu, global otomotiv pazarının %10’luk bir bölümünü temsil eden müşteri profili ile birçok fırsatı da içinde barındırıyor. Bu noktada halihazırda müşteri odaklı bir yaklaşımla çalışan Nissan için bu müşteri taleplerini, değişen ihtiyaçları anlamak ve buna uygun çözümler sunmak oldukça öncelikli.

“Türkiye olarak Nissan’ın büyümesine katkı sağlamayı hedefliyoruz.”

Nissan, AMI bölgesinde başarılı bir konuma sahip, ancak bu bölgenin potansiyelini bilerek hem performansımızı hem de varlığımızı bir adım öteye taşımayı ve Nissan’ın büyümesine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Örneğin odaklandığımız ana modeller üzerindeki stratejilerimizi geliştiriyoruz. SUV stratejisi bunlardan biri…

Yeni Juke ve Yeni Qashqai önümüzdeki dönemde müşterilerimizle buluşturacağımız modellerimizden ve NIM özellikleri ile benzersiz bir sürüş deneyimi vaat ediyor.

2021 yılının başında öncelikle Yeni Juke ve sonraki aylarda da Yeni Qashqai müşterilerimizle buluşacak. Yeni Qashqai aracımızda ilk defa ürün yelpazemizde yer alacak E-Power teknolojisi de planlanıyor.

Ayrıca Türkiye, yine 2021’de %100 elektrikli Nissan Leaf’in lanse edileceği ilk pazar olacak. Daha önce de paylaştığımız gibi EV pazarına hızlı bir giriş yaparak bugüne kadar globalde yarım milyon adedin üzerinde satış rakamına ulaşan Leaf ile elektrikli araç pazarında liderlik hedefliyoruz.

Nissan’ın yeni dönemini Türkiye, bu yeni model lansmanları ile karşılayacak. Elbette Nissan Next çatısı altında teknolojik ve otomotivin geleceğini ifade edecek özelliklerle modellerimizi taçlandıracağız.

“Yeni Nissan logosu, DNA’mızda bulunan; zorluklara meydan okuyan, tutkulu ve yaratıcı marka olma özelliklerini yansıtıyor.”

Nissan’ın logosu 20 yıldır araçlarında bir yol gösterici oldu ve tüm kimliğini araçlarında birden fazla temas noktasında yansıttı.

Nissan’ın logosu, kurucusu Yoshisuke Aikawa’nın “Güçlü bir inancınız varsa, güneşe bile nüfuz eder” anlamına gelen bir inanca sadık kalmıştır.

Nissan’ın yeni logosu, son yirmi yılda toplumdaki önemli değişiklikleri yansıtırken bu özü canlı tutuyor.

“Nissan’ın yeni döneminde insan odaklı yeni elektrikli aracı: Ariya Crossover”

Ariya, Nissan EV’ler için yeni bir döneme işaret eden en son EV’imizdir. Aydınlatılmış logo, dünya ve yeni nesil Nissan hareketliliği için yeniliği ifade eden elektrifikasyonun geleceğinin bir sembolüdür.

Beklentileri yüksek performans, bağlantılı teknolojiler ve yenilikçi yeni elektrikli araç dizaynı ile aşmayı hedefliyor. ‘Zamandan bağımsız / Ebedi Japon Fütürizmi’ yaklaşımı geleneksel Japon dizaynını modern bir perspektif ile buluşturuyor.

Nissan’ın elektrikli geleceğinin vizyonu olarak yaratılan Ariya ismi, eski zamanlara kadar uzanıyor – saygı ve hayranlık kelimelerini temsil ediyor. Yeni Nissan Ariya bağlamında, ismi gücü, amacı ve aracın daha güvenli, daha heyecan verici ve daha bağlantılı bir sürüş deneyimi sağlama misyonunu temsil ediyor.

Globalde kullanıcıları EV ile tanıştıran Nissan iç alanı yeniden düşünerek otonom sürüş sistemi ve farklı bir sürüş dinamiği sağlayan e-4ORCE teknolojisi ile farklı stillere hitap ediyor.

Teknoloji meraklısı kullanıcılar için benzersiz bir bağlantı ve kişiselleştirme deneyimi ile ProPILOT teknolojisinden akıllı kişisel asistan özelliğine kadar yine kişisel tercihlere maksimum derecede uyum sağlıyor.

Güçlü sürüş deneyimi ise kesin motor kontrolü ile pürüzsüz ivmelenme ve neredeyse mükemmel ağırlık dağılımı sayesinde kazanılan dengeli ve konforlu performansa işaret ediyor.

Ariya’nın özellikleri:

  • 4 farklı powertrain ile 2 adet 2 çeker ve 2 adet 4 çeker versiyona sahip olacak.
  • 610 km tam şarj ve sadece 30 dakikada 130kw şarj ile 375 km kullanım mesafesine ulaşabiliyor.
  • Uzaktan yazılım güncellemesi sayesinde en güncel özellikler ve aynı zamanda yüksek performans sağlıyor.
  • Akıllı yol planlama asistanı sayesinde yol koşullarını denetleyerek alternatif rota oluşturabiliyor.
  • ProPILOT ve Navi-link sistemi ile yol bilgisine ilaveten ilerideki virajların tespiti sayesinde daha yumuşak bir sürüş sağlıyor.
  • Bazı pazarlarda 3 boyutlu HD harita datası kullanan ProPILOT2.0 sürüş destek sistemi, direksiyona dokunmadan güvenli otoban sürüş deneyimini 360 derece görüş açılı, sezgisel ve akıllı arayüzü sayesinde gerçekleştiriyor.
  • Amazon Alexa Auto entegrasyonu sayesinde on-board ve off-board concierge desteği verebiliyor.

Sınıfında benzersiz olan tamamen yeni bir EV modeli sunmaktan heyecan duyuyoruz. Yeni Ariya Japonya’da Tochigi ve Çin’de Wuhan fabrikasında üretilecek.

Nissan 2023 yılı itibariyle yıllık 1 milyon elektrikli ve e-power araç ile liderliğini korumayı hedefliyor. Her yıl daha fazla EV ve crossover pazara girerek tüketicilere heyecan veriyor. Ariya için rekabet
hem EV hem de crossover pazarlarını içeriyor ve Ariya’nın tüketicilerin büyük boyut, kullanılabilirlik gibi ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde pazara girmesinden biz de heyecan duyuyoruz.

Konsept ve üretim araçları arasında yaygın olan farklılıklar vardır. Bununla birlikte, Ariya örneğinde konsept, üretim modelinin %95’ini temsil ediyor.

NIM Ariya’da nasıl yansıtılıyor?

Tasarım, Nissan Intelligent Mobility’nin arkasındaki teknolojiye ilk görsel ve temas noktasıdır. Ariya’nın tüm yüzeyleri, yeni platformda yer alan güçlü elektrik aktarma organlarını belirten yeni, temiz ve güçlü bir ifade sunuyor. İç mekanda EV mimarisi sayesinde düz zeminler ve açık alan mümkün hale gelmiştir. Kesintisiz dokunsal kontroller ve yatay ekranlar kullanımı kolay ve nettir. Nissan Intelligent Mobility’nin ayırt edici özelliği, müşteri için ne kadar sezgisel olduğu ve Ariya, aracın içinde ve dışında bu vizyonu ifade ediyor. Ariya NIM’in üç boyutunu da kapsıyor: Akıllı Güç (yeni EV platformuyla), Akıllı Sürüş (ProPILOT ve eksiksiz bir güvenlik ve teknoloji özellikleri paketi ile) ve Akıllı Entegrasyon (araç dışındaki dünyayla bağlantı).

Hedef müşteriler kimler?

Ariya’nın küresel pazardan kitlesel çekiciliğe ulaştığını görüyoruz. Bu, en son gelişmiş güvenlik ve bağlantı teknolojisini arayan teknoloji meraklı müşteriler, geniş bir aralık, güç ve geniş bir kabin arayan çapraz müşteriler ve Nissan’ın en yeni EV teklifini ilk kez deneyimlemek isteyen ilk kez EV müşterilerini içerir.

“Bu yenilikler, heyecan dolu yeni bir dönemin başlangıcı.”

Ariya’nın, gerek teknoloji anlamında gerekse tasarımıyla birçok yönden geleceğe bakan bir duruşu var. NIM özellikleriyle donatılmış olması ise geleceğin sürüş konseptine katkı sağlıyor.

Nissan Next’in kapsadığı yeni döneme ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu AMI bölgesine tekrar dönecek olursak, Afrika, Orta Doğu ve Hindistan Bölge Başkanımız Guillaume Cartier’in de bahsettiği üzere bölgemiz büyük bir potansiyel barındırıyor.

Bu potansiyeli, Türkiye gibi faaliyet gösterdiğimiz ana pazarlardaki güçlü varlığımız, uzun yıllara dayanan güçlü iş ortaklarımız ve güçlü modellerimizle daha ileri seviyelere taşıyacağımıza inanıyoruz. Bu hedefte SUV segmenti bizim için büyük önem taşıyor.

Önümüzdeki dönemde 3 yeni aracımızı Türkiye yollarına çıkaracağız. Nissan tutkunlarının bu heyecana ortak olacağına dair güvenimiz tam. Çünkü Nissan’ın geleceğinde daha fazla inovasyon, sürücülerin tam de isteyeceği türden sürüş deneyimi yaşatacak modeller ve her zaman yenilikçi bir bakış açısı mevcut.

 

Nissan’ın Geleceği ve 2020 İş Süreçleri Online Basın Toplantısı

Yeni Nissan Ariya’nın dünya lansmanının ardından, Nissan Türkiye, Kuzey Afrika ve BDT Genel Müdürü Emre Doğueri, Nissan’ın bölgesel bazda odaklandığı stratejiyi, hedef ve planlarını aktardı.

Nissan, gelecek dönemde performansını artırmak adına dört yıllık bir dönüşüm planına odaklandı. Nissan Next olarak ifade ettiğimiz bu yeni dönemde, bulunduğu pazarlardaki konumu daha da güçlendirmek adına hızlı, yalın ve çevik bir yaklaşımı devreye aldı ve değişim hızla başladı.

Hem marka değerini yükseltmek hem sürücülere daha keyifli ve benzersiz sürüş deneyimi yaşatmak hem de teknolojinin geleceğinde iz bırakmak adına gerçekleşecek çalışmalar tüm heyecanıyla devam edecek.

İçinde bulunduğumuz dönemde insan odaklı olmak büyük değer taşıyor. Nissan, müşteri beklentilerini anlamanın ötesinde bu beklenti ve ihtiyaçları öngörerek; araçlarını geleceğin teknolojileri ile harmanlayarak sürücülerin hayatının bir parçası haline getirmeyi amaçlıyor.

Dün gerçekleşen Nissan Ariya’nın dünya lansmanı bu yaklaşımın bir göstergesi ve Nissan için inovasyona, fütüristik teknolojiye ve sürdürülebilirlik konusuna odaklandığı yeni bir tasarım döneminin başlangıcını temsil ediyor. Bu da Nissan’ın EV alanındaki yenilikçi konumunu güçlendirirken NIM vizyonunu pekiştirmesini sağlıyor.

Önümüzdeki 18 ayda lansmanı yapılacak 12 yeni modelden biri olarak Nissan Ariya, EV ve SUV’ler dahil olmak üzere temel güçlü yönlerimize odaklandığımız Nissan’ın dönüşüm sürecini temsil ediyor.

“Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Afrika, Orta Doğu ve Hindistan bölgesi, Nissan Global için çok önemli bir pazar.”

SUV segmentindeki liderliğimizin verdiği güç ile gelecek dönemdeki konumumuzu, otonom sürüş ve elektrik araçlar alanında da taçlandırmayı amaçlıyoruz. Türkiye, elektrikli araçlar konusunda her geçen gün daha elverişli bir pazar haline geliyor. Bu noktada Nissan dünyasında ülkemizin önemi ve değeri artıyor.

Gelecekte, Nissan Türkiye olarak NIM teknolojileri ile donatılmış, sürüş deneyimini dış dünyayla bağlantı kurarak sağlayan modeller ile yerimizin hazır olduğunu düşünüyorum. Çünkü teknoloji, Nissan’ın varlığının temel taşı ve her zaman teknolojimizin insanların yararına olmasına odaklanıyoruz. Nissan söz konusu olduğunda hem insan odaklı hem de teknik olmaktan bahsedebiliriz.

Bağlı bulunduğumuz AMI bölgesi, genç nüfusu, global otomotiv pazarının %10’luk bir bölümünü temsil eden müşteri profili ile birçok fırsatı da içinde barındırıyor. Bu noktada halihazırda müşteri odaklı bir yaklaşımla çalışan Nissan için bu müşteri taleplerini, değişen ihtiyaçları anlamak ve buna uygun çözümler sunmak oldukça öncelikli.

“Türkiye olarak Nissan’ın büyümesine katkı sağlamayı hedefliyoruz.”

Nissan, AMI bölgesinde başarılı bir konuma sahip, ancak bu bölgenin potansiyelini bilerek hem performansımızı hem de varlığımızı bir adım öteye taşımayı ve Nissan’ın büyümesine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Örneğin odaklandığımız ana modeller üzerindeki stratejilerimizi geliştiriyoruz. SUV stratejisi bunlardan biri…

Yeni Juke ve Yeni Qashqai önümüzdeki dönemde müşterilerimizle buluşturacağımız modellerimizden ve NIM özellikleri ile benzersiz bir sürüş deneyimi vaat ediyor.

2021 yılının başında öncelikle Yeni Juke ve sonraki aylarda da Yeni Qashqai müşterilerimizle buluşacak. Yeni Qashqai aracımızda ilk defa ürün yelpazemizde yer alacak E-Power teknolojisi de planlanıyor.

Ayrıca Türkiye, yine 2021’de %100 elektrikli Nissan Leaf’in lanse edileceği ilk pazar olacak. Daha önce de paylaştığımız gibi EV pazarına hızlı bir giriş yaparak bugüne kadar globalde yarım milyon adedin üzerinde satış rakamına ulaşan Leaf ile elektrikli araç pazarında liderlik hedefliyoruz.

Nissan’ın yeni dönemini Türkiye, bu yeni model lansmanları ile karşılayacak. Elbette Nissan Next çatısı altında teknolojik ve otomotivin geleceğini ifade edecek özelliklerle modellerimizi taçlandıracağız.

“Yeni Nissan logosu, DNA’mızda bulunan; zorluklara meydan okuyan, tutkulu ve yaratıcı marka olma özelliklerini yansıtıyor.”

Nissan’ın logosu 20 yıldır araçlarında bir yol gösterici oldu ve tüm kimliğini araçlarında birden fazla temas noktasında yansıttı.

Nissan’ın logosu, kurucusu Yoshisuke Aikawa’nın “Güçlü bir inancınız varsa, güneşe bile nüfuz eder” anlamına gelen bir inanca sadık kalmıştır.

Nissan’ın yeni logosu, son yirmi yılda toplumdaki önemli değişiklikleri yansıtırken bu özü canlı tutuyor.

“Nissan’ın yeni döneminde insan odaklı yeni elektrikli aracı: Ariya Crossover”

Ariya, Nissan EV’ler için yeni bir döneme işaret eden en son EV’imizdir. Aydınlatılmış logo, dünya ve yeni nesil Nissan hareketliliği için yeniliği ifade eden elektrifikasyonun geleceğinin bir sembolüdür.

Beklentileri yüksek performans, bağlantılı teknolojiler ve yenilikçi yeni elektrikli araç dizaynı ile aşmayı hedefliyor. ‘Zamandan bağımsız / Ebedi Japon Fütürizmi’ yaklaşımı geleneksel Japon dizaynını modern bir perspektif ile buluşturuyor.

Nissan’ın elektrikli geleceğinin vizyonu olarak yaratılan Ariya ismi, eski zamanlara kadar uzanıyor – saygı ve hayranlık kelimelerini temsil ediyor. Yeni Nissan Ariya bağlamında, ismi gücü, amacı ve aracın daha güvenli, daha heyecan verici ve daha bağlantılı bir sürüş deneyimi sağlama misyonunu temsil ediyor.

Globalde kullanıcıları EV ile tanıştıran Nissan iç alanı yeniden düşünerek otonom sürüş sistemi ve farklı bir sürüş dinamiği sağlayan e-4ORCE teknolojisi ile farklı stillere hitap ediyor.

Teknoloji meraklısı kullanıcılar için benzersiz bir bağlantı ve kişiselleştirme deneyimi ile ProPILOT teknolojisinden akıllı kişisel asistan özelliğine kadar yine kişisel tercihlere maksimum derecede uyum sağlıyor.

Güçlü sürüş deneyimi ise kesin motor kontrolü ile pürüzsüz ivmelenme ve neredeyse mükemmel ağırlık dağılımı sayesinde kazanılan dengeli ve konforlu performansa işaret ediyor.

Ariya’nın özellikleri:

  • 4 farklı powertrain ile 2 adet 2 çeker ve 2 adet 4 çeker versiyona sahip olacak.
  • 610 km tam şarj ve sadece 30 dakikada 130kw şarj ile 375 km kullanım mesafesine ulaşabiliyor.
  • Uzaktan yazılım güncellemesi sayesinde en güncel özellikler ve aynı zamanda yüksek performans sağlıyor.
  • Akıllı yol planlama asistanı sayesinde yol koşullarını denetleyerek alternatif rota oluşturabiliyor.
  • ProPILOT ve Navi-link sistemi ile yol bilgisine ilaveten ilerideki virajların tespiti sayesinde daha yumuşak bir sürüş sağlıyor.
  • Bazı pazarlarda 3 boyutlu HD harita datası kullanan ProPILOT2.0 sürüş destek sistemi, direksiyona dokunmadan güvenli otoban sürüş deneyimini 360 derece görüş açılı, sezgisel ve akıllı arayüzü sayesinde gerçekleştiriyor.
  • Amazon Alexa Auto entegrasyonu sayesinde on-board ve off-board concierge desteği verebiliyor.

Sınıfında benzersiz olan tamamen yeni bir EV modeli sunmaktan heyecan duyuyoruz. Yeni Ariya Japonya’da Tochigi ve Çin’de Wuhan fabrikasında üretilecek.

Nissan 2023 yılı itibariyle yıllık 1 milyon elektrikli ve e-power araç ile liderliğini korumayı hedefliyor. Her yıl daha fazla EV ve crossover pazara girerek tüketicilere heyecan veriyor. Ariya için rekabet
hem EV hem de crossover pazarlarını içeriyor ve Ariya’nın tüketicilerin büyük boyut, kullanılabilirlik gibi ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde pazara girmesinden biz de heyecan duyuyoruz.

Konsept ve üretim araçları arasında yaygın olan farklılıklar vardır. Bununla birlikte, Ariya örneğinde konsept, üretim modelinin %95’ini temsil ediyor.

NIM Ariya’da nasıl yansıtılıyor?

Tasarım, Nissan Intelligent Mobility’nin arkasındaki teknolojiye ilk görsel ve temas noktasıdır. Ariya’nın tüm yüzeyleri, yeni platformda yer alan güçlü elektrik aktarma organlarını belirten yeni, temiz ve güçlü bir ifade sunuyor. İç mekanda EV mimarisi sayesinde düz zeminler ve açık alan mümkün hale gelmiştir. Kesintisiz dokunsal kontroller ve yatay ekranlar kullanımı kolay ve nettir. Nissan Intelligent Mobility’nin ayırt edici özelliği, müşteri için ne kadar sezgisel olduğu ve Ariya, aracın içinde ve dışında bu vizyonu ifade ediyor. Ariya NIM’in üç boyutunu da kapsıyor: Akıllı Güç (yeni EV platformuyla), Akıllı Sürüş (ProPILOT ve eksiksiz bir güvenlik ve teknoloji özellikleri paketi ile) ve Akıllı Entegrasyon (araç dışındaki dünyayla bağlantı).

Hedef müşteriler kimler?

Ariya’nın küresel pazardan kitlesel çekiciliğe ulaştığını görüyoruz. Bu, en son gelişmiş güvenlik ve bağlantı teknolojisini arayan teknoloji meraklı müşteriler, geniş bir aralık, güç ve geniş bir kabin arayan çapraz müşteriler ve Nissan’ın en yeni EV teklifini ilk kez deneyimlemek isteyen ilk kez EV müşterilerini içerir.

“Bu yenilikler, heyecan dolu yeni bir dönemin başlangıcı.”

Ariya’nın, gerek teknoloji anlamında gerekse tasarımıyla birçok yönden geleceğe bakan bir duruşu var. NIM özellikleriyle donatılmış olması ise geleceğin sürüş konseptine katkı sağlıyor.

Nissan Next’in kapsadığı yeni döneme ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu AMI bölgesine tekrar dönecek olursak, Afrika, Orta Doğu ve Hindistan Bölge Başkanımız Guillaume Cartier’in de bahsettiği üzere bölgemiz büyük bir potansiyel barındırıyor.

Bu potansiyeli, Türkiye gibi faaliyet gösterdiğimiz ana pazarlardaki güçlü varlığımız, uzun yıllara dayanan güçlü iş ortaklarımız ve güçlü modellerimizle daha ileri seviyelere taşıyacağımıza inanıyoruz. Bu hedefte SUV segmenti bizim için büyük önem taşıyor.

Önümüzdeki dönemde 3 yeni aracımızı Türkiye yollarına çıkaracağız. Nissan tutkunlarının bu heyecana ortak olacağına dair güvenimiz tam. Çünkü Nissan’ın geleceğinde daha fazla inovasyon, sürücülerin tam de isteyeceği türden sürüş deneyimi yaşatacak modeller ve her zaman yenilikçi bir bakış açısı mevcut.

 

Genç DJ’ler Avrupa Müzik Listelerini Yokluyor

Son dönemlerde yaptığı çalışmaların yanı sıra sosyal medya paylaşımlarıyla gündeme gelen DJ Mahmut Görgen, Ukrayna’da iyi bir dinleyici kitlesine sahip BEKULAH ile ortak bir çalışmaya imza attı.

Bu sene içinde toplam 3 single çıkararak müzik severlerin beğenisine sunan Mahmut Görgen, yakın arkadaşı Ukrayna Müzik Listelerinde sürekli yer alan BEKULAH ile ortak bir çalışma yaptı. “Beautiful”ismini verdikleri bu yeni çalışma Melodi Müzik etiketiyle tüm dijital platformlarda yer aldı.

BEKULAH bu çalışmayla ilgili; ‘Mahmut Görgen ile ikinci projemiz ve yine harika bir iş ortaya çıkardık. Beautiful artık müzik severlere emanet’ ifadelerine yer verirken Mahmut Görgen’de; ‘Beautiful ile Türk müzik listelerinin yanı sıra Ukrayna ve Avrupa Müzik Listelerinde de başarılar elde etmeyi hedefliyoruz. Ayrıca projelerime karşı desteğini esirgemeyen Melodi Müzik Yönetim Kurulu Başkanı Azad Üzüm’e teşekkür ediyorum. Yakında farklı projelerimle de müzik severlerle buluşacağım ancak sürprizi bozmak istemiyorum‘ şeklinde konuştu.

“Beautiful”, Melodi Müzik etiketiyle tüm dijital platformlarda ve Video Klibiyle Youtube’da müzik severlerin beğenisine sunuldu.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

BABACAN: “Kimse suçu dışarıda aramasın. Şu anda kötü yönetimin sonucunu görüyoruz”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, gazeteci Adem Özköse’nin YouTube’da yayınlanan “Sınırsız” programına konuk oldu ve gündemi değerlendirdi:

Ders alması gerekenler var

Eleştiri ve öneriye kulağını kapatmış bir yönetim anlayışı var. Pek çok konuda sürekli çözümler öneriyoruz. Hatta bu konuda eleştiriyorlar bizi meslek sırlarınızı niye veriyorsunuz? Biliyorsunuz daha geçen hafta 10 maddelik reçete sunduk. Tek bir maddesine itiraz edemediler.Sayın Cumhurbaşkanı ne dedi “Bize ders mi veriyorsunuz?” dedi. Demek ki ders alması gerekenler var, kötüye gidiyor. Peki, hükümetin sorunları çözebilecek kadroları ve programı var mı? Yok.

Türk Lirası en çok değer kaybeden para birimlerinden

Türk lirası bütün para birimleri içerisinde en çok değer kaybeden para birimlerinden bir tanesi şu anda bütün dünyada. Türkiye, son altı ayda Merkez Bankası döviz rezervleri en hızlı tükenen ve en hızlı cari açığı artan ülkelerden biri. Kötü yönetimin sonucunu görüyoruz şu anda.Kimse suçu dışarıda aramasın. Biliyorsunuz şu anki yönetimin kolay bir çıkışı var işler kötüyü gittiği zaman “dış güçler dış güçler.” Ya sen kendi politikalarını sağlam tut, merkez bankanı sağlam tut bütçeni sağlam tut kaleyi güçlü tut önce. Ekonomik parametreler bozulduğunda hemen “dış güçler.” İyi bir program, sadece bu memleket için çalışan bir ekip iş başına geldiği zaman kolayca toparlar çıkar. Ben buna sadece inanmıyorum güveniyorum, defalarca yaptığım için güveniyorum. Önce bu hükümetin çıkıp ekonomide gerçekten çuvalladık, gerçekten hata yaptık diye ortaya koyması lazım. “Evet hastalık var ekonomide” deyip bunu bir itiraf edecek. Hastalık inkar edilince tedavi aşamasına hiç geçilemiyor ki sorun orada.

Kimse vatandaşı cahil yerine koymasın

Türkiye enerji başta olmak üzere ithalat yapan bir ülke. Yaktığımız elektriği doğal gazla üretiyor. Doğal gazı Türkiye dolar ile alıyor, benzin dolarla, kağıt dolarla… Şimdi kim kimi kandırıyor? Kur artışının enflasyona yansıdığını vatandaş görmüyor mu? Vatandaşımızı kimse cahil yerine koymasın.

Pek çok konuda yalnızlaşıyoruz

Doğu Akdeniz’de uluslararası hukuktan kaynaklanan ciddi haklarımız var. Normal şartlarda bu haklarımızın bizim müzakere ile diplomasi ile almamız lazım. Ülkeler ile de konuşmayınca, farklı ülkeler kendi aralarında konuşuyor, kendi aralarında yaptıkları anlaşmalar bizim alanımıza dayatmaya çalışıyorlar. Kim hayal eder ki Mısır ile Yunanistan’ın arasında bir anlaşma yapılacak ve bu Türkiye’nin dezavantajına olacak. Biz pek çok konuda yalnızlaşıyoruz. Yalnızlaşınca da haklı olduğumuz yerde haksız yere düşüyoruz.

Doğu Türkistan’da ciddi insan hakkı ihlalleri yaşanıyor

Şu anda Doğu Türkistan’da gerçekten çok ciddi bir insanlık dramı yaşanıyor. Çok ciddi insan hakkı ihlalleri var. Türkiye’de şu anki yönetim bunu dile getiremiyor.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Umutlu Yaşam Uygulama Merkezi Engelli Vatandaşlara Umut Olacak

Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek’in talimatıyla hayata geçirilen Umutlu Yaşam Uygulama Merkezi, sosyal mesafe kurallarına uygun şekilde düzenlenen açılış töreni ile kapılarını açtı. UYUM öğrencilerinin folklor gösterisi ile başlayan tören renkli anlara sahne oldu.

10 bin metrekarelik bir alanda engelli bireylerin tüm ihtiyaçlarını karşılayıp sosyalleşmelerini sağlayacak Umutlu Yaşam Uygulama Merkezi (UYUM) hakkında detayları gerçekleşen açılış töreninde paylaşan Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek “Engelli kardeşlerimiz için atmış olduğumuz güzel bir işin temelini bugün sağlamlaştırmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Gölbaşı’nda hayata geçirmiş olduğumuz Umutlu Yaşam Uygulama Merkezimiz hayırlı uğurlu olsun. Engelsiz yaşam merkezimizin bahçesinde süs havuzu içerisinde çeşitli balıklar olan bir alanda vatandaşlarımıza doğal ortam sunacağız. 10 bin metrekarelik bir alanda engelli bireylerin tüm ihtiyaçlarını karşılayıp sosyalleşmelerini sağlayacak alanımız ile ailelerinin de gönüllerini ferahlatacağız. Engelli bireylerimize rahatlıkla kullanabileceği park ve spor aletleri ekili bahçelerimizde bolca vakit geçirebilecekleri hayvanlar, toprakla buluşabilecekleri ekili alanlar, güvenlik girişi, misafir otoparkı ve engelli servis aracı ile haftanın her günü hizmet sunacağız” ifadelerini kullandı.

Her branştan kurs imkânı

“Alanımızın içerisinde 160 m2 lık bir binada 5 atölye 1 bekleme salonu ve idari bürodan oluşan ve her alanı kamera sistemiyle izlenilebilen birimimiz bilgisayar ve bilişim atölyesi, halk oyunları ve ritim, sinevizyon atölyesi, seramik atölyesi, yiyecek ve içecek atölyesi, el sanatları atölyesi olarak hizmet verecek” açıklamasında bulunan Şimşek sözlerini şöyle sürdürdü: “Kendilerinin yeteneklerini keşfetmeleri için her alanda kursumuz faaliyet gösterecek. Vatandaşlarımıza siz yaparsınız ve yapmalısınız hem de daha iyisini yapabilecek güce sahipsiniz dediğimiz bir ders ortamı sunacağız. Bu sayede Gölbaşı’nda yaşayan engelli vatandaşlarımız hem kendi başlarına mücadele edebilme ve bir şeyler yapabilme, hem de yeteneklerini geliştirip meslek edinebilme imkanına sahip olacak. Bilgisayar ve bilişim atölyesinde; geri dönüşüm malzemelerini kullanarak yeni ürünler icat etmek, bilgisayarın her alanını öğrenmek temel yapıda windows-word-excel kullanmak isteyenler, Bilgisayar Kullanımı Kursu’na katılabilecekler. Kurs bitiminde alınan bu sertifikalarla kariyerlerine yön verebilecekler. Burada bu kurslarımızın yanı sıra robotik kodlama eğitimi de alacaklar. Bu bizim için çok önemliydi. Okullarda olamayan robotik kodlamayı biz Umutlu Yaşam Uygulama Merkezimize koyduk. Biz burada bu çocuklarımızı hayata hazırlıyoruz.”

“Engelli kardeşlerimiz yalnız hissetmeyecek”

İlçede yaşayan 2 bine yakın engelli bireyi tespit ettiklerini ve onların yeniden hayata bağlayacak çalışmalara imza atmak istediklerini de aktaran Başkan Ramazan Şimşek “Mevcutta 100 birey kapasiteli olan merkezimizde pandemi koşullarından dolayı 50 engelli kardeşimize hizmet vermekteyiz. Sadece merkezimizde değil ilçemiz genelinde ulaşmış olduğumuz yaklaşık bin engelli vatandaşımıza yetkili personellerimizle birlikte; ev ziyaretleri, akülü ve manuel tekerlekli sandalye temini, günlük ihtiyaçlarını karşılamak için ulaşım hizmeti vermekteyiz. Engelli kardeşlerimizin şimdi ve gelecekte yalnız olmadıklarını hissetmelerini, ihtiyaçlarını karşılamayı ve kendi kendilerine yetebilecek bireyler olarak toplum içerisindeki yerlerini alabilmeleri en büyük hedefimiz. Umutlu Yaşam Uygulama Merkezimizin tekrardan vatandaşlarımız için hayırlı uğurlu olmasını temenni eder, engelsiz bir toplum olma yolunda atılan adımların Başkentimizde artmasını arzu ederiz” dedi.

Başkan Şimşek, Umutlu Yaşam Uygulama Merkezinin açılmasında emeği bulunan eşi Yeşim Şimşek ve tüm belediye çalışanlarına teşekkür ederek sözlerini noktaladı. Açılışın ardından merkezi gezen Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek, engelli çocuklara hediyeler takdim etti.

ANKARA / BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Demet Özdemir, Pantene’nin yeni reklam filmi için kamera karşısına geçti!

Pantene saçı dönüşümü ile kadınları en iyi haline dönüştürüp, aynaya her baktıklarında kendilerini daha iyi hissetmelerini amaçlayan Pantene, yeni Pro-V Miracles Uzun ve Güçlü ailesi için Demet Özdemir ile yeni bir reklam kampanyasına imza attı. Güzel oyuncu, yeni Pantene Pro-V Miracles Uzun ve Güçlü ailesi ile bambu gibi güçlü uzayan saçlarıyla büyülüyor.

Dünyanın bir numaralı saç bakım kremi markası Pantene, marka elçisi Demet Özdemir ile yeni Pro-V Miracles Uzun ve Güçlü ailesi için reklam filmi çekti. İçeriğindeki Pro-V formülü, biyotin ve bambu sayesinde saç dökülmesini azaltmaya ve saçların %100 daha güçlü uzamasına yardımcı olan yeni seri ile bu yaz uzun olacak!

Pantene’in global saç tasarımcısı Gregory Kaoua’nın bu reklam filmine özel olarak hazırladığı saçları ile büyüleyen Demet Özdemir; şampuan, saç kremi, yeniden yapılandırıcı durulanmayan krem ve dökülme karşıtı koruyucu keratin maskeden oluşan bu seri ile saç dökülmelerini azaltmaya yardımcı olarak2, kadınların tam istediği bambu gibi güçlü ve uzun saçlara kavuşacağını belirtiyor.

Pantene, Demet Özdemir ile ‘%100 daha güçlü uzayan saçlar! 3’’ dediği reklam kampanyası televizyon, sosyal medya, billboard, dijital platform ve internet sitelerinde yerini aldı.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)