Etiket arşivi: şiir

Şiir gibi şair Esra Ceylan

Şiir ekspresi kitabının yazarı Esra Ceylan geçtiğimiz günlerde izmirde bir şiir klibi çekti.
Kitap büyük bir aşkı ve sonrasında terk edilişin acısını anlatıyor.
Şair bu kitabın duygusal bir şiir yolculuğu olduğunu söylüyor. Mümkün olduğunca aşkın acısını anlatmaya çalışan bu kitabının „Beni attın ateşe“ isimli şiirine klip çekmeye karar verdikten sonra ifp-medya ve zenfilm ortaklığıyla, klip izmir de çekilmiştir. Sahnelerde iki sevgilinin aşkı ve sonrasında onun acısı canlandırılmakta. Burada kullanılan at ve şairin narçiçeği rengi elbisesi dikkatleri üzerine çekti.
Başarılı ekip hem sanatsal hemde duygusal yönden yaratıcılığını konuşturan klip için şimdiden güzel tepkiler alıp beğeni topladı. Ayrıca klibin teaser’ı da bir okadar merak uyandırıyor.
Bir şiir klibinin hep bir hayali olduğunu ve bunu gerçekleştirebilmenin mutluluğunu yaşadığını ifade eden yazar Esra Ceylan izleyenlerin beğenisine sunmak istediğini söyledi.
Şiirden bir kıta:
Mührü vurdun kalbime ve sonra da gittin, sen beni bile bile uçurumdan aşağıya ittin.
Böylesine seven bir kalp bu aşkı unutur mu zannettin?
Söylesene duygularımın sahibi beni ölüme nasıl terk ettin Kısa film yönetmeni: Özer Kesemen Fotoğraf: Nuri Karaçam Fon Müzik: Levent Çakır Seslendirme: Yiğit Vatansever, Esra Ceylan Oyuncu: Aytaç Bayram Make-up-artist: Özlem Yıldız BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Mustafa Kemal Yılmaz’dan şiir tadında bir öykü: ”Pisi Pisi Paşa”

Mustafa Kemal Yılmaz’ın yazıp Emre Karacan’ın resimlediği Pisi Pisi Paşa, Tudem etiketiyle raflardaki yerini aldı. Kitap, ormanın en korkusuzu ve güçlüsü olarak bilinen Aslan Kral’a dahi şapka çıkartmayı başaran vakur ve mağrur bir kedinin, tesadüfî olmayan zaferini ele alıyor.
Türkçenin folklor mirasından beslenen bu kısa ama derin öykü, Nâzım Hikmet Ran’ın kaleme aldığı masallardan birinde, Pisi Pisi Paşa adıyla anılan ”hikâyesiz” bir kediciğe daha önce hiç anlatılmamış bir hikâye armağan ediyor.
Tekerlemeler ve kafiyeli tekrarlarla ahenkli bir okuma sunan Pisi Pisi Paşa, cesaret olgusu üzerine düşündürürken, ”ordu”, ”zafer”, ”unvan” gibi şatafatlı kavramlara da soru işareti koyuyor.
Manda yuva yapmış söğüt dalına, yavrusunu sinek kapmış gördünüz mü?
Günlerden bir gün, Manda Ana süzgün, böcekten yılgın, sıcaktan baygın bir şekilde uyuyakaldığı sırada; yavrusu çocuk başına karşı dağın kaşına çıkar. İşte tam da o anda bir cibin, yani sinek, yani Vız Vız, yani Koncolos Karası, kapıverir o ”masum” yavruyu kaşla göz arası! Vah ki ne vah! Felaket! Facia! Yardım diye inler durur Manda Ana. Bakalım, elli iki hayvan türüne kucak açan koskoca çayırda, ilk önce kim ses verecek bu imdat çığlığına? Bilge Baykuş mu, Şaşkın Baklan mı, Kraliçe Kaplan mı? Yoksa hiç umulmadık bir başka kahraman mı?
Kıvrak zekâsı sayesinde cüssesinden ve heybetinden imtina edilen nice hayvanı cesurlukta geride bırakmayı başaran Pisi Pisi Paşa’nın nasıl da mangal yürekli bir kahramana dönüştüğünü anlatan bu şiir tadındaki öykü; okuruna ters köşe yaparak, gerçekte hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını hatırlatıyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)