Aylık arşivler: Şubat 2021

İYİ Parti'nin tarım önergesi, Ak Parti ve MHP oylarıyla reddedildi

TBMM Genel Kurulunda, İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu’nun partisi adına sunduğu, “Tarımın Sorunları ve Buğday İthalat ile İlgili Genel Kurul Araştırma Önergesi” AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

 Türkiye’nin tarım konusunda yaşadığı sıkıntıların çözüme ulaştırılması noktasında muhalefet partileri tarafından yürütülen çalışmalardan bir yenisi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kuruluna geldi. İYİ Parti adına Eskişehir Milletvekili Dr. Arslan Kabukçuoğlu tarafından “Tarımın Sorunları ve Buğday İthalatı ile İlgili Genel Kurul Araştırma Önergesi” sunuldu.

Konuyla ilgili Meclis kürsüsünde konuşan Milletvekili Kabukçuoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“FARK ÇİFTÇİYE VERİLSEYDİ, TÜRK KÖYLÜSÜ REFAH İÇİNDE OLACAKTI”

“Her zaman buğday piyasasında başat alıcı olan Toprak Mahsulleri Ofisi başat alıcı olmamış ve buğday stokçuların, depocuların ellerine geçmiştir. Her yılki kadar buğday üretildiği hâlde 2020 yılında buğday yetmez olmuştur. Temmuz 2020'de tonu bin 600 lira olarak açıklanan buğdayın günümüz fiyatı 2 bin 200 liradır ve bu da büyük oranda ithalattan ileri gelmektedir, ithalata bağlıdır. Eğer ki bu aradaki fark çiftçiye verilseydi, çiftçinin cebine girmiş olsaydı şu anda Türk köylüsü daha refah içinde olacaktı ve 2021 için daha iştahlı bir buğday üreticisi olacaktı. Bu, Türkiye'nin tahıl veriminin düşmesine, Türk milletinin daha pahalı ekmek tüketmesine ve Türk insanının cebinden gıda için daha fazla para çıkmasına neden olmaktadır.”

“TÜRK KÖYLÜSÜ ZENGİN TOPRAKLARIN FAKİR BEKÇİSİ DURUMUNDADIR”

  “AK Parti hükûmetlerinin uyguladığı tarım politikaları çiftçiyi fakirleştirmekte, borçlandırmaktadır. 2002 ila 2019 arasında tarımsal hasıla 8,6 misli artmış iken Türk çiftçisinin borcu 51 misli artmıştır yani Türk çiftçisi hayatına borçlanarak devam etmektedir. Öyle ki bu yıla kadar çiftçinin malının, tarlasının, evinin, traktörünün icraya verildiği, icra takibine alındığı bir dönem olmamıştır. Türkiye'de tarım çok kötü durumdadır, insanların gıda güvenliği risk altındadır. Türk köylüsü zengin toprakların fakir bekçisi durumundadır. Tarımla ilgili her şeyin elden geçirilmesi gerekir. Tarım Kanunu'na göre millî gelirin yüzde 1'inin çiftçiye verilmesi gerekirken verilmesi gerekenin ancak üçte 1'i çiftçiye verilmektedir.”

“ÖNLEMLERİN ALINABİLMESİ İÇİN BİR MECLİS ARAŞTIRMASI ARZ VE TEKLİF EDİYORUZ”

 Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in dediği gibi, Türkiye tarım verisini oluşturup bu verilerin araştırmacılara açılması lazım. İklim değişikliği ve kuraklığa karşı önlemleri almak için Türkiye iklim değişikliği modelinin kurulması lazım. Su kaynaklarının korunması ve yeni su kaynakları yaratabilmek için su kaynakları koruma alanları kurulmalıdır. Anadolu flora ve fauna envanterinin çıkarılması gerekir. Millî tohumlarımıza sahip çıkmalıyız ve bunları çağlar boyunca korumalıyız. Bu görevleri yerine getirecek olan Türkiye tarımsal ürünler düzenleme kuruluna ihtiyaç vardır. Tüm bu gerekçelerle Türk çiftçisini refaha kavuşturacak, alın terinin karşılığını verecek, milletimizin gıda güvenliğini ve ülkemizin tarımda üretim istikrarını sağlayacak önlemlerin alınabilmesi için bir Meclis araştırması arz ve teklif ediyoruz.”

ÖNERGE REDDEDİLDİ

 İYİ Parti tarafından sunulan teklif, Genel Kurul oylamasında AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) milletvekillerinin verdiği oylarla reddedildi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Başkan Soyer’den, İzmir Eczacı Odası’na teşekkür ziyareti

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan ve yönetim kurulu üyelerini ziyaret ederek meslektaşlarının koronavirüsle mücadele sürecinde gösterdikleri çabalar nedeniyle teşekkür etti.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bugün İzmir Eczacı Odası’nı ziyaret etti. Oda Başkanı Tuncay Sayılkan ve yönetim kurulu üyeleriyle bir araya gelen Başkan Soyer, koronavirüsle mücadele eden tüm eczacılara İzmir halkı adına teşekkür etti. Başkan Tunç Soyer, “Uzun süredir İzmir Eczacı Odası’nı ziyaret etmek istiyordum. Hem pandemi hem de yaşadığımız deprem ve sel felaketinde gösterdikleri işbirliği ve destek için eczacılarımıza şükran borçluyuz. İzmir’i İzmir yapan en önemli şey dayanışmadır” dedi.

İzmir’de belediyelerle çalışmak büyük şans

İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan ise ziyaretten duyduğu mutluluğu dile getirerek, “Zor dönemlerde üzerimize düşeni yapmak durumundaydık. İzmir’de sivil toplum, meslek odası temsilcisi olmak büyük şans. Çünkü belediyelerimizle çok hızlı temas kurup işbirliği yapabiliyoruz. 2020 yılının son ayları ile yeni yılın ilk ayları İzmir için felaketlerle geçti. Dayanışma kültürü, İzmir ruhu ile Başkanımız Tunç Soyer’in önderliğinde sıkıntıları aşmaya çalışıyoruz. İnşallah bu sıkıntılı süreç sona erer ve güzel projelerde birlikte oluruz” diye konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İzmir Büyükşehir Belediyesi iki yılda 310 milyon liralık arazi aldı

Yeni proje ve yatırımlar için ihtiyaç duyulan her yerde arazi ve bina kamulaştıran İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2019 ve 2020 yıllarında 310 milyon liralık gayrimenkul satın aldı. 2021 yılında ise kamulaştırmalar için 218 milyon lira harcanması planlanıyor. 

İzmir Büyükşehir Belediyesi kentte pek çok önemli yatırım ve projeyi hayata geçirmek için kamulaştırmaya önemli harcamalar yaptı. 2019 ve 2020 yıllarında 310 milyon liralık arazi ve bina satın alınırken, 2021 yılında kamulaştırmalar için 218 milyon lira harcanacağı bildirildi.  Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınan gayrimenkuller hem önemli proje ve hizmetlerin yapılabilmesi hem de kente katma değer kazandırılması adına değerlendirildi. Yeni yollar, meydanlar ve kavşaklar açmak, yeşil alanları artırmak, spor salonları, alt–üst geçitler, itfaiye tesisleri inşa etmek, otopark ve mezarlık alanları ile kentsel dönüşüm-gelişim alanları oluşturmak, arkeolojik kazılar için uygun alan hazırlamak, kente sağlıklı içme suyu sağlamak, kanal, yağmur suyu, içme suyu ve arıtma tesisi yatırımı yapabilmek amacıyla ihtiyaç duyulan her yerde arazi ve bina satın alındı.

Soyer, “Çoğu yatırımımızda kamulaştırma yapıyoruz”

İzmir'in kalkınması ve gelişmesi için yatırımlara ara vermeden devam ettiklerini belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Projelerimizi hayata geçirirken yurttaşlarımızın ve kentin ihtiyaçları doğrultusunda planlama yapıyor, gerektiğinde kamulaştırma yaparak yolumuza devam ediyoruz. Bazı yatırımlarımızın kamulaştırma bedeli yapım maliyetinden çok daha fazla olmasına rağmen İzmir’i ayağa kaldıracak, kentin planlı gelişmesini sağlayacak projeleri hayata geçirmek için tüm gayretimizle çalışıyoruz” dedi.

En büyük kamulaştırma Arkeoloji ve Tarih Park alanına

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in İzmir’i ayağa kaldırmak için öncelik verdiği projelerin başında gelen Kadifekale'den Konak Pier'e uzanan tarihi aksın canlandırılması çalışmaları kapsamında en çok kamulaştırma bedeli Kadifekale’deki Arkeoloji ve Tarih parkı alanı için ödendi. Antik Tiyatro ve çevresini gün yüzüne çıkarmak için yürütülen çalışmalar kapsamında 47 milyon 850 bin liralık kamulaştırma yapıldı. Bunu yaklaşık 30 milyon liralık kamulaştırma bedeli ile Basmane bölgesini ayağa kaldıracak tarihi iki yapı olan Bıçakçı Han ile Yıldız Sineması’nın satın alınması izledi.

Dikili’de bulunan Çandarlı Turizm Tesis Alanı için 20,5 milyon liralık kamulaştırma yapılırken, kentin önemli sıkıntılarından biri olan otopark ihtiyacını karşılamak için otopark yapılmak üzere Buca, Ödemiş, Seferihisar, Bayraklı, Foça, Selçuk ilçelerinde 40 milyon lira bedelle arazi satın alındı.Bayındır’da otopark ve meydan düzenlemesi için yaklaşık 4 milyon liralık kamulaştırma yapıldı.  Bunu 3 milyon 720 bin liralık kamulaştırma bedeli ile Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nı özgün kimliğine kavuşturmak ve bölgedeki ziyaretçi hareketliliğini artırmak için yürütülen Kemeraltı ve Çevresi Yenileme Projesi izledi.  İZSU Genel Müdürlüğü de arıtma tesisi, kuyu, depo alanları ile içme suyu, kanal, yağmur suyu ve dere ıslahları ile ilgili yatırımlar için 7.3 milyon lira harcadı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

2020 yılının Coğrafi İşaret şampiyonu Bolu ilimiz oldu

Tüm dünyada güçlü bir gelir kaynağı olan Coğrafi İşaretli (Cİ) ürünler, hem üreticiler hem de tüketiciler açısından büyük bir güvence. Eşdeğerlerine göre iki kat daha pahalıya satılan coğrafi işaretli ürünler, ülke ekonomisi kadar bölgesel tanıtım açısından da son derece önemli. Destek Patent tarafından derlenen TÜRKPATENT’in 2020  yılına ait verilerine göre, en çok coğrafi işaret tescili gıda alanında alınırken, en çok tescil alan birinci ilimiz Bolu olurken, ikinciliği Adana ve Gaziantep illerimiz paylaşıyor .

Coğrafi İşaret, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibariyle bölgesi ya da ülkesi ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren işarettir. Bu işaret hem bölge insanının emeğine hem de tanıtımına ve imajına değer katar. Destek Patent tarafından TÜRKPATENT’in 2020 yılı verilerine göre hazırlanan analize göre, Türkiye’de coğrafi işaret başvuruları 2019 yılında 202 iken 2020 yılında bu sayı 477’ye yükseldi. Başvuruların yüzde doksanı gıda üzerine yapılırken, tescil edilen coğrafi işaretlerin de aynı şekilde gıda ile ilgili olduğu görülüyor. Baldan meyve sebzeye, zeytinyağından çorba ve tatlılara kadar uzayan listede 2020’de 164 yeni coğrafi işaret tescillenerek toplam tescilli coğrafi işaret sayımız 633’e yükselmiştir. Avrupa Birliği nezdinde de Antep baklavası, Aydın inciri, Aydın kestanesi, Malatya kayısısı ve Milas zeytinyağı olmak üzere 5 tescilli coğrafi işaretimiz bulunuyor. Birinci Bolu İlimiz,  ikinci  sırayı Gaziantep ve Aydın İllerimiz paylaşıyor. 2020 yılı verilere göre, en çok coğrafi işaret tescili alan ilk üç ilimiz arasında, 13 adet tescil ile Bolu ilk sırada yer alırken, Gaziantep ve Adana  12 adet coğrafi işaret tescili ile ikinci sırayı paylaşıyor. Aydın ise 9 coğrafi işaret tescili ile üçüncü sırada yer alıyor. İllerin başvurularının neredeyse tamamı yöresel yemekler, meyve sebzelerden oluşuyor. Bolu’nun Çivril Fasulyesi, Fındık Şekeri, Patatesli Ekmeği, Gaziantep’in Nohut Dürümü, Sarımsak Kebabı, Adana’nın Bici Bicisi, Halka Tatlısı listede en çok dikkat çekenler arasında. 2020 yılında Bolu’nun 9 coğrafi işaretli ürününün başvurusunu yapan Bolu Ticaret ve Sanayi Odası. Başvuruda şampiyon Diyarbakır TÜRKPATENT verilerine baktığımızda, 2020 yılında en çok başvuru yapan ilimiz 67 adet başvuru sayısı ile Diyarbakır. Tirit yemeğinden, Kulak Çorbasına, Tavuk Eşkenesi’nden, Hirçikli Meftunesi’ne kadar, başvuruların yüzde 70’i yemekler ve çorbalardan oluşuyor. 2020 Coğrafi İşaret başvurularında, en çok coğrafi işaret başvurusu yapan ikinci ilimiz 55 adet başvuruyla Konya olurken, Gaziantep üçüncü sırada yer alıyor.

Verileri yorumlayan Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz,  “Türkiye’nin şu an için 661  işaretli ürünü bulunuyor. Biz de Destek Patent olarak; İnegöl köftesinden, Gemlik zeytinine, Buldan bezinden Bodrum mandarinine, İzmir kumrusundan, İzmir lokmasına kadar birçok ilimiz için coğrafi tescil belgesi aldık.  Yöresel ürünlerimizin tescil ile koruma altına alarak gelecek nesillere aktarılması, hak ettikleri ekonomik değere ulaşmasını çok önemsiyoruz. Ayrıca coğrafi işaretler, bulunduğu yöreye katma değer sağlarken, istihdamın ve ihracatın önünün açılmasını da sağlıyor. Ülkemiz, coğrafi işaretler konusunda çok zengin bir ülke. Yerel değerlerimizi ihraç ederek dünyanın diğer ülkelerine ulaştırmak aynı zamanda kültür ihracı yapmamıza da olanak sunuyor’’ dedi. Yamankaradeniz denetim ve uluslararası tescil konusunun önemine de dikkat çekti; ‘’Coğrafi işaret sisteminin sağlıklı bir yapıda ilerlemesi için denetim mekanizmasının çalışıyor olması çok önemli. Denetim yapısı oturtulamaz ise coğrafi işareti alınmış ürünlerin sahteleri kontrol altına alınamaz. Bu nedenle yıllık bazda denetim yapılarak raporlanması ve Türk Patent ve Marka Kurumu’na sunulması gerekiyor. Yurt içinde tescili yapılan ürünlerin uluslararası tescilinin de yapılması, ülkemizin bu ürünlerin ihracatından yeterli payı alabilmesi için büyük önem taşıyor.’’ 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İzmir Büyükşehir Belediyesi pandeminin etkilerine karşı kadın çalışanlarına eğitim verdi

İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Projeler Daire Başkanlığı Kadın Çalışmaları Şube Müdürlüğü’ne bağlı Kadın Politikaları Birimi “COVİD-19 Pandemisinde Duyguların Bedene Yansıması” başlığı altında kadınlara kurum içi eğitim semineri düzenledi. Eczacı ve Bütünsel Sağlık Danışmanı Dilek Acaroğlu koordinasyonunda yapılan eğitim 40 kişilik bir grup için yüz yüze olarak verildi. Kadın Danışma Merkezi, Kadın Sığınma Evi, Kadın Politikaları Birimi, Anahtar Bütüncül Hizmet Merkezi, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu ve Meclis üyelerinin katılımıyla yapılan eğitimde COVID-19 salgınında kişilerin tepkileri, uzun süre fiziksel mesafe ve evde kalma uygulamasının etkileri başta olmak üzere salgın sürecinde duygular, davranışlar ve zihin ilişkisi üzerinde duruldu.Büyükşehir, İzmirli yurttaşlar ve sivil toplum kuruluşlarında çalışan gönüllüler için de benzer oturumları ilerleyen dönemlerde yapmayı hedefliyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Bu gece, maneviyat mevsiminin habercisidir”

Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, Regaip Kandili dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Başkan Tavlı, mesajında, “Regaip Kandili; Allah’ın mağfiretinin, engin lütuf ve kereminin üzerimize yağdığı bir rahmet gecesidir. Bu manevi iklimi fırsat bilerek aramızdaki çekişmeleri, kin ve kırgınlıkları bertaraf etmeli, elimizi ve gönlümüzü uzanabileceğimiz herkese açmalıyız.” dedi.Başkan Hüseyin Tavlı, mesajında şu ifadelere yer verdi:“İçinde Regaip, Miraç, Berat ve Kadir gecelerini bulunduran mübarek üç aylar, İslam dünyası için sevinç, bereket ve mağfiret mevsimidir. Bu faziletli gün ve geceleri, fırsata çevirmeli, onların büyük birer nimet olduğunu unutmamalıyız. Bu gecelerde, sevgi ve gönül huzuru ortamının kurulmasına, kardeşlik ve beraberliğin güçlenmesine, insani ve ahlaki meziyetlerin yeniden yeşermesine gayret göstermeliyiz. Üç aylar diye bilinen çok bereketli maneviyat mevsiminin habercisi olan Regaip Kandili, bizlere hayatın sonsuzluk okyanusunda buluşmak üzere akıp gittiğini ve geride sadece Allah’ın rızasına uygun iyi ve yararlı amellerin kalacağını bir kez daha hatırlatmaktadır. Bu duygu ve düşüncelerle, başta hemşerilerim olmak üzere tüm Müslümanların mübarek Regaip Kandilini kutlar, bu mübarek gecenin ülkemize, milletimize ve tüm İslam alemine hayırlar getirmesini, Cenab-ı Allah’tan niyaz ederim.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Dünyaca ünlü FPS oyunu Warface Türkiye’ye geliyor!

Uluslararası yayıncı ve oyun geliştiricisi MY.GAMES, dünya çapında 100 milyondan fazla kayıtlı oyuncuya sahip Warface’in Türkiye sunucularını resmi olarak açtığını duyurdu. Aksiyon dolu modern çevrimiçi FPS oyunu Warface’in yeni özelleştirilmiş sunucusu İstanbul’da yer alacak. Yeni sunucuyla Türk oyuncular için daha iyi bir bağlantı, çevrimiçi performans, kısa bekleme süresi ve sorunsuz eşleştirme sağlanması hedefleniyor.

MY.GAMES Franchise Yöneticisi Ivan Pabiarzhyn “Warface’in Türkiye’deki varlığını genişletmekten heyecan duyuyoruz. Warface, uzun yıllardır bilgi birikimimizi aktardığımız çok özel bir yapım. Artık Türk oyuncuların da oyunun keyfini sonuna kadar çıkarabilecek olmalarından çok memnunuz.” dedi.

MY.GAMES, Warface’i daha erişilebilir ve ilgili çekici hale getirmek için Türkçe dil desteği ve dublaj ile Türk oyuncuların beğenisine sunuyor.

            2013'te dünya çapında piyasaya sürülen ve PC, PlayStation 4, Xbox One’dan ücretsiz olarak indirilebilen Warface, popüler bir çevrimiçi FPS oyunu. Warface’te oyuncular, askeri birliğin bir mensubu olarak kendilerini özel bir askeri şirket olan Blackwood'un kötü planlarını alt edecekleri devasa bir çevrimiçi savaşın ortasında buluyor.

        Yenilikçi ve kendine has yapısını geleneksel bir oynanış şekliyle aynı potada eriten Warface, oyuncuları egzotik ve zorlu PVE görevleriyle ve çeşitli dinamik PVP modlarıyla başbaşa bırakan Co-Op modlarına sahip.

Hangi mod oynanırsa oynansın Warface’te başarı, benzersiz ekipmanların ve karakter sınıflarının ekip çalışmasında doğru kullanımından geçiyor.

          Eleştirmenlerce beğenilen oyun, Tüfekçi, Sniper, Sıhhiyeci, Mühendis gibi geleneksel sınıflar ve SED (Synthetic Engineered Double) adı verilen özel bir insansı robot türü ile toplam 5 oynanabilir sınıf sunuyor. Zafere ulaşmak için her sınıf, kendi beceri ve araçlarıyla birlikte geliyor.

Warface cephaneliği, 400'den fazla gerçekçi askeri silah ve ek yetenekler sunan donanımın yer aldığı modern silahlar için etkileşimli bir rehber niteliğinde. Ayrıca Warface, yüzlerce ekipman öğesi ve silah görünümü ile oyuncuların teçhizatlarını diledikleri gibi özelleştirmesine olanak tanıyor.

Anahtar Noktalar

      Oyun adı: Warface

      Geliştirici ve yayıncı: MY.GAMES

      Platformlar: PC, PS4, Xbox One, Nintendo Switch*, PS5 ve Xbox Series X | S (Geriye dönük uyumluluk aracılığıyla)

      Sınıflar: Tüfekçi, Sniper, Sıhhiyeci, Mühendis ve SED (Synthetic Engineered Double)

      Silahlar: 400'den fazla gerçekçi silah ve ek donanım

      Mevsimsel güncellemeler: Her şey ücretsiz olarak mevcuttur. (Yeni PvE görevleri, yeni görevler ve yeni haritalar, yeni silahlar ve başarımlar, teknik ve oynanış iyileştirmeleri)

* – yerel Nintendo eShop'un mevcut olduğu ülkelerde geçerlidir.

Warface Hakkında

Warface, 100 milyondan fazla kayıtlı oyuncuyla PC, PlayStation 4, Xbox One ve Nintendo Switch’ten ücretsiz olarak indirilebilen, oldukça popüler bir FPS oyunudur. Warface, MY.GAMES tarafından geliştirilmekte ve dünya çapında yayınlanmaktadır.

MY.GAMES Hakkında

MY.GAMES, uluslararası bir oyun markası (Mail.ru Group'un bir parçası) ve önde gelen bir Doğu Avrupa çevrimiçi eğlence şirketidir. Rusya, Avrupa ve ABD'de 11 bölge ofisi, 1.800'den fazla personel ve 12 geliştirme stüdyosundan oluşmaktadır. MY.GAMES, PC, konsollar ve mobil cihazlar için oyunlar geliştirir. Şirket portföyünde War Robots, Hustle Castle, Left to Survive, Skyforge, Legend: Legacy of the Dragons ve Allods Online dahil olmak üzere 150'den fazla oyun ile 80'den fazla proje yürütmektedir. MY.GAMES portföyünde Warface, ArcheAge, Perfect World, Revelation Online, Conqueror's Blade, Lost Ark ve daha bir çok ünlü oyunları bulundurur. MY.GAMES oyunlarına şimdiye kadar 700 milyondan fazla oyuncu kayıt olmuştur. Şirket ayrıca kendi medyasını geliştirmekte ve MY.GAMES Store platformunu işletmektedir. Bunun yanında özel bir yatırım bölümüne (MGVC) sahip olup; oyun, e-spor ve çok daha fazla hizmeti de desteklemektedir.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Popüler bir yayıncı olmak için yapmanız gereken 7 şey

Açtığınız bir yayının binlerce kişi tarafından izlenmesini ve hitap ettiğiniz kitlenin hızla büyümesini istiyorsanız bunu bir strateji çevresinde gerçekleştirmeniz gerekiyor. Zira dünya genelinde milyonlarca yayıncı sizinle aynı hedefe ulaşmak adına canla başla çalışıyor. Peki izleyenler tarafından ilgi gören yayınlara imza atmak ve oyun yayınları üzerinden gelir elde etmek için neler yapmanız gerekiyor? İşte popüler bir yayıncı olmak için yapmanız gereken 7 şey:

 

#1 – Kendi tarzınızı oluşturun

 

Çok izlenen yayıncıların hemen hepsinin kendine has bir özelliği ve üslubu olduğunu fark etmişsinizdir. Kimi için başarının anahtarı yayıncının oyun içindeki performansı iken kiminin sosyal becerileri kitlesinin hızla büyümesine yardımcı oluyor. Bu noktada sizin de kendi özelliklerinizi öne çıkarıp kendinize has bir tarz yaratmanız çok önemli.

 

#2 – Samimi bir üslupla iletişime geçin

 

İlk yayınlarınızda heyecanlanmanız oldukça normal. Ancak pratik yaptıkça kamera karşısında kendinizi daha rahat hissedeceksiniz. Bu sayede kamera karşısında daha da rahat hareket edebilir hale geleceksiniz. Daha çok pratik yapıp, yayınlarda daha doğal olmanız ve izleyenlerinizle içten bir iletişim kurmanız sizi bir adım daha öne taşır.

 

#3 – Küçük prodüksiyon yatırımları yapın

 

Yeni nesil yayıncılık eskiye kıyasla daha amatör imkanlarla gerçekleşiyor ve bu samimi ortam izleyiciler tarafından daha çok ilgi görüyor olabilir. Ama bu izleyenlerinize kötü bir yayın deneyimi yaşatabileceğiniz anlamına gelmez. Bu sebeple yayınlarınıza küçük ama etkili yatırımlar yaparak daha profesyonel bir izlenim yaratabilirsiniz.

 

#4 – Yayınlarınızı tüm platformlarda paylaşın

 

İlk yayınlarınız doğal olarak potansiyelinizin çok daha altında bir izleyici kitlesi tarafından izlenecektir. Bu süreçte kendi kitlenize ulaşabilmek adına yayınlarınızı mümkün olan tüm kanallardan paylaşarak kitlenizin yayın açtığınızdan haberdar olmasını sağlayabilirsiniz. Kısıtlı sayıda platformun sunduğu (Örneğin Nimo TV) otomatik duyuru ve ücretsiz çoklu yayın imkanlarıyla yayın açtığınız gibi takipçilerine duyurabilir, aynı anda birden fazla platformda izleyicilere ulaşabilirsiniz.

 

#5 – Ödüllü etkinlikler düzenleyin

 

Kısa sürede kitlenizi genişletmenin bir diğer yöntemi de yayınlarınızda ödüllü etkinlikler düzenlemek. Gerçekleştireceğiniz etkileşimli etkinlikler hem abone sayınızın hızla artmasını sağlayacak hem de ödüle sahip olmak isteyen izleyiciler arkadaşlarını etiketleyerek sizin daha fazla kişi tarafından tanınmanıza yardımcı olacak.

 

#6 – Doğru platformu tercih edin

 

Unutmayın ki tüm bu yöntemler dünya genelinde milyonlarca yayıncının ortak stratejisi haline geldi. Diğer yayıncıların önüne geçip bu geniş deryada boğulup gitmek istemiyorsanız doğru platformu tercih ettiğinizden emin olmalısınız. Öyle ki diğer yayın platformları sadece en çok talep görenleri ön plana çıkararak yayınlarınızın daha çok kişiye ulaşmasına fırsat tanımazlar. Ancak Nimo TV gibi tek tuşla mobil oyun yayınları yapmanızı da mümkün kılan yeni nesil yayın platformları yeni yayıncıların kendini daha çok ön plana çıkarmasına imkan tanır. 

 

Nimo TV’de ne kadar sık ve uzun yayın yaparsanız o kadar çok EXP toplar, diğer görevleri tamamlayarak seviyenizi yükseltebilir ve izleyicilerin sizi tercih etmesini sağlayabilirsiniz. Tamamladığınız görevler ve artırdığınız seviyeler ile yayın ve arka plan resmi değiştirme, kanal URL’sini kişiselleştirme ve klipler oluşturma gibi özelliklerle daha profesyonel bir görünüme hızlıca kavuşabilirsiniz.

 

 #7 – Nimo TV daha fazla kişiye ulaşmanız için en büyük yardımcınız

Diğer platformların aksine Nimo TV, düzenli yayın açan yayıncılar ile ajanslar üzerinden iletişim kurar, yayıncıların ihtiyaçlarına, beklentilerine ve gelecek planlarına hizmet eder ve düzenli gelir elde etmelerini sağlar.  Düzenlediği oyun turnuvaları ve yayıncı etkinlikleri ile yayıncıların çok daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayan Nimo TV, bu sayede yeni başlayanların yayın ekosisteminde hızla yükselmesine yardımcı olur. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Antalya’nın efsane spor salonu güçlü olarak özüne dönüyor

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Karaalioğlu Kent Yaşam Parkı Projesi kapsamında Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda başlattığı aslına uygun yapı güçlendirme çalışması devam ediyor. Yapı, eski işlevine uygun şekilde yarı açık bir spor alanı olarak hizmet verecek.   

Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in göreve gelmesiyle Karaalioğlu Kent Yaşam Parkı Projesi’nde duran çalışmalar yeniden başlamıştı. Başkan Muhittin Böcek, proje kapsamında kent belleğinde önemli bir yer tutan Atatürk Kapalı Spor Salonu’nun da halktan gelen yoğun talep üzerine özüne dönmesine karar vermişti. Spor aktiviteleri ile yeniden kent hafızasındaki yerini alacak spor salonunda aslına uygun şekilde yapısal güçlendirme çalışması gerçekleştiriliyor.

YAPI GÜÇLENİYOR, ÇATI KAPLANIYOR

Tarihi spor salonunda FRP sarma kiriş güçlendirme, boya ve çatı kaplama çalışması yapılıyor. Ekipler aynı zamanda çevre düzenleme çalışması da gerçekleştiriyor. Antalyalıların hafızasında ve anılarında çok önemli bir yeri olan Atatürk Kapalı Spor Salonu gelecek nesillere de eski işlevine uygun şekilde hizmet verecek. Yarı açık bir spor alanı olarak spor aktiviteleri yapılabilecek

YAŞAM ALANI OLDU

Karaalioğlu Kent Yaşam Parkı Projesi’nde Eski Büyükşehir Belediyesi hizmet birimlerinin yer aldığı alan yeşillendirme ve peyzaj çalışmalarıyla yepyeni bir görünüme kavuşturularak, yaşam alanına dönüştürüldü. Alan içerisindeki dönem yapıları eski Ziraat Evi ve İpek Böcekçiliği Merkezi’nin de tarihi dokusu korunarak, bakım onarımı gerçekleştirildi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Karabağ Tahkimde

Azerbaycan’ın ünlü futbol kulübü Karabağ’a, kulüp çalışanının kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım nedeniyle UEFA tarafından verilen ceza ve Tahkim süreciyle ilgili gelişmeler D-Smart’ta yayınlanan Gündem Özel programında masaya yatırıldı.

UEFA’nın yaptırımları ve konuyla ilgili süreci olmadığını spor hukukçuları ve önemli spor adamları yorumladı.

 

NURLAN IBRAHIMOV: SANKİ BEN ÖLDÜRMÜŞÜM GİBİ EN AĞIR CEZAYI VERDİLER

CEZANIN İNDİRİLMESİ İÇİN CAS’A BAŞVURACAĞIM

Cezaya sebep olan paylaşımı kendi sosyal medya hesabından paylaşan Karabağ Kulübü Eski Basın Sözcüsü Nurlan Ibrahimov, “İki ülke arasındaki gerginlikte, Azerbaycan askeri kurallar içinde müdahale ederken, Ermenistan tarafı sivilleri hedef aldı. Bu konu da beni etkiledi. 7 yaşındaki bir kız çocuğu şehit oldu. Benim de biri aynı yaşta dört kızım var. Bu yazdığım paylaşım herkese açık değildi üç gün sonra patladı ve bunu başka yöne çektiler. Benim amacım Ermeniler’in sivilleri öldürmesine dikkat çekmekti. Ama Ermeni lobisi bu olayı başka yöne çekti ve sanki biz onların öldürmüşüz gibi bir zemin yarattılar. Biz de UEFA’ya başvurduk. UEFA sanki ben öldürmüşüm gibi en ağır cezayı verdi. Cezayı verirken benim psikolojik durumumu dikkate almadılar ve savunma şansı da tanımadılar. CAS’a cezanın indirilmesi için başvuracağım. Son olarak şunu söyleyeyim belli bir baskı var ve çifte standart kullanarak beni futboldan men etmeye çalıştılar.” diyerek kendini savundu.

 

GURUR GAYE GÜNAL: UEFA KARARLARINDA ÇİFTE STANDART UYGULAMIŞTIR

Karabağ Kulübü Avukatı Gurur Gaye Günal CAS’a başvuru için son hazırlıkları yaptıklarını belirterek, “UEFA’ya yaptığımız başvuruda çok somut hukuki hataların olduğunu dile getirdik. UEFA’nın diğer ülkelerin aksine Azerbaycan ekibine çifte standart uyguladıklarını belirttik. Kulübün sorumlu tutulmasının sebebi kulübün basın sözcüsünün kendi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım. UEFA bu olaya şöyle baktı. Paylaşımın UEFA’nın ya da herhangi bir futbol organizasyonu ile ilgili olmamasına rağmen nem kendimi bu konuda yetkili görüyorum dedi. Aslında bu konuyla ilgili soruşturmayı Azerbaycan Futbol Federasyonu yürütmeliydi. Ayrıca UEFA eğer örneğin taraftarların olduğu ve cezalandıracak kişinin bulunamayacağı durumlarda kulübe ceza verebiliyor. Ancak burada olayı yapan kişi belli. Ayrıca UEFA ikinci kez tekrarlanan bir olayda 50 bin Euro’ya kadar ceza verebiliyor. Buna rağmen ilk eylem olmasına rağmen, ikinci ihlal durumunda verilecek cezanın iki katı cezayı kulübe uygun gördü. UEFA buna gerekçe olarak da kulübün kınama mesajını bir gün sonra yapmasına rağmen yeterli bulmadığını söyledi. PSG-Medipol Başakşehir maçında UEFA hakeminin ırkçı sözleri nedeniyle UEFA’nın bu tutumunu takip ettik sadece tek cümlelik bir kınama mesajı yayınlandı. Subjektif kriterler doğrultusunda ne olduğu kanunlarla tanımlanmamış kişilerin takdirine bırakılmış hususlarda UEFA kendi kalesindeki taşları oynatarak bir değerlendirme yaptı. Biz de bu hususları öne sürerek temyiz başvurumuzu yaptık ama UEFA bizim hakkımızı CAS’ta aramamızı tercih etti ki, bu kadar açık aleni somut delillerimiz olmasına rağmen bizim başvurumuzu reddetti. Davada tam olarak elimizin güçlü olduğu doneler var. Diğer kulüplere uygulamadığı kanun maddesini, Karabağ hakkında uyguladı. Ayrıca bu olay UEFA organizasyonu dahilinde olmadığı için ülkesellik prensibini es geçtiği için CAS bu durumu dikkate alacaktır. Cezada ve suçta orantılılık ilkesi, bir kişiyi ya da kurumu cezalandıracaksanız, bunun mevzuatta yazılı olması gerektiğine ilişkin maddeyi de yine CAS kararları belirttiği halde UEFA dikkate almadığı için bu konuda CAS’ta durumun lehimize çıkacağını düşünüyorum. Bütün hukuki doneler bizi avantajlı gösteriyor.” Dedi.

Gurur Gaye Günal sonuç olarak,”Eğer bir kulübü kusursuz sorumluluk ilkesi doğrultusunda sorumlu tutuyorsanız. Kulübün hiçbir sorumluluğu olmasa dahi yapılan eylem nedeniyle kusurlu olacağına ilişkin bir maddeye dayanarak sorumlu tutuyorsanız burada kusurun ağırlığını ya da hafifliğini tartışamazsınız. Çünkü adı üstünde kusursuz sorumluluk. Diğer tüm iddiaları kenara bıraksak bile UEFA’nın talimatlarında ırkçılığa karşı bir eylemin ilk defa ihlal edilen kulübe ya da şahısa uygulanması ceza ne ise onun uygulanması gerekirken bunun çok daha üzerinde tekrar halinde kullanılacak cezanın iki katı bir cezaya hükmedilmiş olması UEFA’nın açık bir şekilde hukuk kurallarını belirli ülkelerin belirli takımlarına ilişkin olarak çifte standart içinde uygulamış olduğunu görmüş olduk.” Dedi.

 

KÖSE: KİŞİYE CEZA VERİLEBİLİR, AMA KULÜBE CEZA VERİLMESİ HUKUKİ DEĞİL

Spor Hukukçusu Alpay Köse, “UEFA’nın kontrol ve disiplin komitesi, spor kulüplerinin hiçbir şekilde siyasi konulara girmesini tasvip etmiyor. Bununla ilgili soruşturma ve ceza örnekleri daha önce de vardı. İtalyan kulüplerinin Nazi selamı yapılması, ya da bizim milli takımın asker selamı konusu vardı. Bunların hepsi futbol dışı  olduğu için UEFA soruşturmaya tabi tutuyor. Ancak burada farklı bir durum söz konusu. Karabağ kulübünün bir çalışanının sosyal medya üzerinden yapmış olduğu bir paylaşım var. Normal şartlarda kulüp yetkililerinin yapmış olduğu açıklamalar kulübü bağlar. Ama bunun için de belli şartlar oluşması lazım. Mesela, bir basın açıklaması olabilir, maç öü veya sonu açıklaması olabilir bunlar bağlar. Ancak bir kulüp yetkilisinin ki buradaki muhattap profesyonel bir çalışan, bu kişinin sosyal medyadan yapmış olduğu açıklamanın kulübü bağlayacağını söylemek mümkün değil. UEFA’nın yaptığı zorlama bir durum.” dedi.

Köse, kulübe ceza verilmesinin hukuki olmadığını savunarak, “Burada Ermenistan Futbol Federasyonu’nun UEFA’ya bir şikayeti söz konusu. Süreç bu şikayet üzerine başladı. Ermeni diasporasının Fransa’daki gücü ve Fransa’nın UEFA üzerindeki gücü biliniyor. UEFA’nın da bu gücün etkisi altında kaldığını görüyoruz. Kişiye ceza verilebilir. Bu açıklanabilir ki ömür boyu çok ağır bir ceza olmuş. Ama kulübe ceza verilmesini ben hukuki bulmuyorum. Bu çok zorlama ve doğru bir yorum değil. Kulübün resmi bir organı üzerinden değil kendi kişisel sosyal medya hesabından yapmış olduğu bir açıklama için kulübe ceza verilmesi kesinlikle doğru değil. UEFA’nın itiraz merci olumlu bir karar vermeyebilir. Sonuçta UEFA’nın içindeki
bir kurum ama olay CAS’a taşınırsa ben kulübe verilen cezanın kalkacağını düşünüyorum.” diye konuştu.

UEFA’dan sonra CAS spor hukuku konusunda son sözün söylendiği yerdir ve buradan çıkacak karar kesindir. Ancak çok usuli konularda İsviçre mahkemelerine başvurulabilir ama olayın esasıyla ilgili değil usül ile ilgili olabilir. Hakem heyetinin düzgün kurulmamış olması, İsviçre yasalarına aykırı bir durum olması gibi çok net başvuru koşulları var. O yüzden İsviçre Federal mahkemesini çok düşünmemek lazım. Ben CAS’a giderse konu, kulüp açısından cezanın kaldırılacağını düşünüyorum. 

 

MİLLİYET GAZETESİ SPOR MÜDÜRÜ TAYFUN BAYINDIR

Bu karar verenlerin bu görülmemiş kararın sonuçlarını hesapladıklarını düşünüyorum. Burada ciddi bir art niyet var ama, hukukta bir bağlayacılık söz konusudur. Bu nedenle itirazın haklı bulunacağını ve para cezasının iptal edileceğini düşünüyorum. Ayrıca bireysel cezanın da mantıklı olmadığını düşünüyorum. Kişisel hesaplardan yapılan paylaşımların ne ölçüde kulüpleri, şirketi bağlıyordur bu çok büyük bir tartışma şu an. Altını çiziyorum kulübe verilen ceza haksız yersiz anlamsız olduğunu bir karşılığı olmadığını düşünüyorum. Bu kararın bilinçli verildiğini düşünüyorum.

 

TSYD ESKİ BAŞKANI ESAT YILMAER

Bu kararlar aslında UEFA’nın bizim ülkelere farklı bakmasından kaynaklanıyor. Bir de burada bazı lobiler devreye giriyor. Bunun için de bir takım aceleyle verilen kararlar sonunda bir takım yanlış anlaşılmalara infiale sebep oluyor. Bakılınca son derece hukuksuz ve örneği görülmemiş bir ceza. Suçu işleyen kişi kulübün yetkilisi de olsa kişisel ceza verin ama kulübü bağlamaz.

 

DAVRAN: UEFA SİYASİ BİR KURUM GİBİ HAREKET ETMİŞTİR

Fanatik Gazetesi Dış Haberler Sorumlusu Mehmet Çağrı Davran ise, “İlk defa böyle bir kararla karşılaşıyorum. Karabağ kulübünün yetkilsinin paylaşımı şiddet içeren kabul edilemez açıklamalar ama UEFA’nın bugüne kadar verdiği cezalarda böyle bir örnek yok. Kişinin kendi sosyal medyası üzerinden yaptığı açıklama hiçbir zaman kulübü bağlamaz. Ayrıca Karabağ kulübü de kendi açısından olayla ilgili iç soruşturma başlattığını olayı tasvip etmediğini söyledi. UEFA futbolla ilgili bir kurum. Olayın da futbol organizasyonu ile bir ilgisi yoktur. Bu tamamen bir siyasi yorumdur. Hele ki Karabağ kulübünün olayla alakası yoktur. Disiplin maddelerini incelediğimde orada ırkçı ifadeler kullanılıyor diyor ama kulübün böyle bir ifadesi yok. Bu cezayı anlamak mümkün değil. Bu tamamen futbol dışı bir durum ve işin özeti UEFA bir futbol kurumu olmaktan çıkıp siyasi ya da yargı dağıtan bir kurum haline dönmüştür. Eğer böyle olacaksa da yakın zamanda iki ülke arasında yaşanan gerginlik sonucunda Ermenistan’ın birçok masum insanı katlettiğini düşünürsek, burada da Ermenistan Futbol Federasyonu’nu ve tüm kulüplerini bütün organizasyonlardan men etmesi gerekirdi.” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı