Aylık arşivler: Şubat 2021

Oyunculuk dışında bir b planım yok

Her hafta Zorlu PSM 100 Studio sahnesinde Türkiye ve gündeme dair konuları ve farklı ilgi alanlarından ağırladığı sürpriz konuk sanatçıları ile PSM Online’dan seyirci karşısına çıkan “İbrahim Selim ile Bu Gece”nin bu haftaki konuğu, oyunculuğu ile herkesi kendisine hayran bırakan Merve Dizdar oldu. 

 

Müzikten, stand-up’a, mizahtan güncel konulara; kültürün her alanına dokunan ve her anı eğlence dolu dakikalara sahne olan “İbrahim Selim ile Bu Gece” programında güzel oyuncu Merve Dizdar samimi ve sempatik tavrının yanı sıra itiraflarıyla da geceye damga vurdu.

Son dönemde Yutmak oyunu, Alice Müzikali ve Masumlar Apartmanı dizisindeki rolleriyle adından sıkça söz ettiren Merve Dizdar;

“Doğma büyüme İzmir Karşıyaka’lıyım. Mesela benim için simit diye bir şey yok, zihnimde yok öyle bir şey, gevrektir o. Çiğdem olsun, klorak olsun. Bunlar yerleşmiş şeyler çocukluktan bana.” İfadelerini kullanarak İzmirliliğini vurguladı. Kariyerinin oyunculuğa yönlenmesi konusunda çocukken gittiği pek çok aktivite kursunun belirleyici olduğunu anlatan güzel oyuncu, “Solak olduğum için beni handballa gönderdiler ama sevmedim, sonra koroya gönderdiler, orasının da bana göre olmadığına karar verdim, basketbol vesaire derken en sonunda iyi ki bir tiyatro kurusuna gönderdiler, orada rol yapmanın bana iyi hissettirdiğini hatırlıyorum. Ondan sonra da hep oyuncu olmak vardı kafamda.” İfadelerini kullandı.

Bu sezon başlayan “Masumlar Apartmanı” dizisindeki performansı ile herkesi kendisine hayran bırakan deneyimli oyuncu dizi için “iyi olacağını düşünüyordum, konusu çok güzel, senaristlerimiz tarafından da çok iyi yazılıyor, yönetmenimiz çok iyi, cast çok iyi, her şey çok iyi olduğu için ben kötü olacağını düşünmüyordum. Kendi karakterim üzerinden söyleyeyim, Gülben, evin kızı gibi oldu. Görenler, çok güzel tepkiler veriyor. Sevileceğini, iyi bir iş olacağını, tahmin etmiştim.” Yorumunda bulundu. 

“Oyunculuk dışında hiçbir zaman bir B planım olmadı, hala da yok. İşim bu. B planı insanı rahata erdiriyor sanırım, o uçurumdan atlama hissini durduruyor. Bence konfor alanından çıkılmalı. Ama hedefim için pek çok işi yaptım. Canlı heykellik, drama eğitmenliği, sekreterlik… hepsini yaptım. Bunların hepsinin bir amacı vardı. Bu benim yolum elbette, doğru mudur? bilemem. Oyunculuğa yeni başlayanlar için tavsiyesi de sorulan Dizdar: İstemek, çalışmak, sevmek üç önemli unsur. Sadece sevmek ya da sadece istemek yetmiyor.” diyerek samimiyetini bir kez daha göstermiş oldu. 

Rol aldığı işler konusunda şanslı olduğunu da dile getiren Merve Dizdar, “bugüne kadar hep iyi oyuncular hem de iyi insanlarla aynı işlerde rol aldım. Yutmak, Alice, Masumlar Apartmanı…” Çalışmadığı zaman mutlu olmadığını ifade ederek “En güzel dönemlerim çok çalıştığım zamanlar” dedi.

İnsanlarda en sevmediği davranışlardan birisinin sitem olduğunun altını çizen güzel oyuncu, “Gelmedin, aramadın, mesaj attım dönmedim… gibi sitemlere hiç gelemiyorum. Çok yorucu bir şey bence. Yakın arkadaşlarım da bilir ben de kimseye yapmam zaten ne gereği var böyle sitemlerin.” Sözleriyle düşüncesini dile getirdi.

Programın klasikleşen sorularından birisi haline gelen “Fake sosyal medya hesabın var mı?” sorusuna içtenlikle sosyal medya kullanımı konusunda çok da yetenekli olmadığını düşündüğünü belirten yetenekli oyuncu, “Ben yalnızca işlerimi paylaşmak için kullanıyorum sosyal medyayı. Fake hesabım da yok, kendi hesabımdan girip bakıyorum herkese, mavi tikim da var, görünüyordur muhtemelen.” Sözleriyle stüdyodaki herkesi kahkahaya boğdu. Sosyal medyada yerleşen linç kültürüne yönelik düşüncelerini de anlatan güzel oyuncu, “Ben hiç sosyal medyada linçe uğramadım ama sürekli bir müdahale var sosyal medyada. Şöyle yorumlar geliyor “Dişini yaptır, o kaşların hali ne? Bunu linç olarak algılamıyorum ama ben bunların farkındayım, neden böyle yapıyorlar bilmiyorum, bence yapmasınlar. Her rolü inci gibi dişlerle oynayamam sonuçta. Bunlar tabii ki yapılabilir ama bir rol gelir, o şekilde yapılabilir.” İfadelerini kullandı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Dijital Sahne’de bu akşam Ceren Moray ve Merve Dizdar’ın performansı ile “On İkinci Gece” seyirciyle buluşacak!

 Zorlu PSM prodüksiyonu, Based Istanbul iş birliği ve Türk Tuborg A.Ş. katkılarıyla hayata geçirilen; tiyatronun kültleşen eserlerinin günümüz perspektifinden yorumlandığı kesitleri seyirciyle buluşturan ‘Dijital Sahne’ altıncı haftasına girdi.

 Bu akşam, saat 20.00’da, Zorlu PSM YouTube kanalında bu defa “On İkinci Gece” izleyici ile buluşuyor. Tüm dünyada tiyatro denince akla ilk gelen isim William Shakespeare’in hafızalara kazınan ölümsüz başyapıtlarından “On İkinci Gece”nin başrollerini Ceren Moray ve Merve Dizdar üstleniyor.

 

Zorlu PSM prodüksiyonu, Based Istanbul iş birliği ve Türk Tuborg A.Ş.’nin katkıları ile seyirciyle buluşmaya başlayan “Dijital Sahne”nin bu haftaki gösteriminde hem İngiliz edebiyatının en büyük yazarı hem de dünyanın en iyi oyun yazarı olarak anılan William Shakespeare’in karmaşıklaşan ilişkilerin komedyasını anlatan başyapıtlarından “On İkinci Gece” seyirciyle buluşuyor. Günümüz Türk tiyatro sahnesinin en cesur ve özgün rejilerinde imzası bulunan İbrahim Çiçek uyarlaması ve yönetmenliğinde, tiyatronun kültleşmiş eserlerinden kesitleri görsel hikaye anlatıcılığıyla birleştirerek dijital dünyaya taşıyan “Dijital Sahne” klasikleşen eserlere modern bir yorum kazandırarak seyirciye yeni nesil bir tiyatro izleme deneyimi sunuyor.

 

İhtimalin hayale, hayalin ihtimale dönüştüğü bir dünyada biz kimiz ki!

 

Shakespeare’in en bilinen oyunlarından biri olarak hafızalarda yer eden “On İkinci Gece”, Ceren Moray ve Merve Dizdar’ın etkileyici performansı ile seyirciyle buluşuyor. “On İkinci Gece”, bazen bir yasın bazen bir aşkın bazen de bir ihtimalin beklentisini anlatarak “Kime, nasıl aşık oluruz? Ya da ne şekilde?” sorusunun peşine düşüyor. Beklentiler üzerine kurulu bir oyun olan “On İkinci Gece”de izleyiciler, hayal kırıklığında da, büyük yanlış anlaşılmalarda da yaşanabilen aşka tanıklık ediyor. Oyundan kesit, “İhtimalin hayale, hayalin ihtimale dönüştüğü bir dünyada biz kimiz ki” üzerine düşündürtüyor. 

 

Karşılıksız aşklardan karışan kimliklere uzanan bir hikaye anlatımı sunan, kılık değiştiren insanların, karıştırılan ikizlerin, herkesin birbirine aşık olmasıyla karmaşıklaşan ilişkilerin dört yüz yıl önce yazılmış komedyası olan “On İkinci Gece”yi daha önce deneyimlemediğiniz dijital formatta, Ceren Moray ve Merve Dizdar’ın göz kamaştıran performansı ile bu akşam saat 20.00’de Zorlu PSM YouTube kanalından izleyebilirsiniz.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Dikkat ex çıkabilir!

Bir sebeple ya da rastlantı sonucu bir araya gelen eski sevgililerin arasındaki ilişkinin mizahi bir dil ile anlatıldığı ‘Ex Aşkım’da yarım kalmış aşkların, iz bırakan ilişkilerin, ihanetlerin, bazen bir şarkıyla bazen bir kokuyla akla düşen bazense bir kafede karşınıza çıkan eski sevgililerin birbirinden ilginç anları izleyiciyle buluşacak. 

 

Aşk ilişkilerinin çok yakından tanık olduğumuz karmaşıklığını eğlenceli bir dil ile ele alan dizinin yönetmenliğini dört farklı isim üstleniyor. Devrim Yalçın, Hande Türkel, Başaran Şimşek ve Yunus Ozan Korkut’un farklı bakış açılarıyla ele aldığı Ex Aşkım’ın her bölümünde farklı bir konu, her seferinde değişen oyuncu kadrosuyla ele alınıyor. 

 

Senaryosunu Ebru Erdem’in kaleme aldığı, oyuncu kadrosunda Yiğit Kirazcı, Sahra Şaş, Ayşe Melike Çerçi, Ali Yoğurtçuoğlu, Begüm Akkaya gibi pek çok sürpriz ismin yer aldığı GAİN’in yepyeni komedi dizisi ‘Ex Aşkım’in ilk 2 bölümü 13 Şubat Eski Sevgililer Günü’nde izleyici karşısına çıkacak!

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kendine yeni hedefler koyan iş insanı Burak Binbay iddialı konuştu

Tüccar kökenli bir aileden gelen, İş İnsanı Burak Binbay çocuk yaşlarında ailesine ait işyerlerinde çalışmaya başlamış, dükkanları süpürerek ticaret hayatına atılan genç işadamı tabiri caizse çekirdekten yetişti. Yoğun iş temposu içinde özellikle yüzme olmak üzere spora ve kitap okumaya özen gösteririrm diyen iş insanı Binbay vakıf kurup toplumsal projelerde ihtiyaç sahibi insanlara  destek vermeyi hayal ediyor.

Hayatının her döneminde planı ve hedefi olduğunu belirten Binbay Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Burak Binbay 1980 Siirt doğumlu ve 20 yıldır inşaat sektöründe aktif olarak yer alıyor. Ailece Türkiye’nin her yerinde birçok sektörde yatırımları olduğunu belirten, giyim tarızını ‘Spor’ olarak tanımlayan Burak Binbay, kendisi hakkında merak edilenleri, hedeflerini, vizyonunu, gelecek planlarını şöyle özetledi: ‘Ailemiz tüccar kökenli olduğu İçin ticarete çok erken yaşlarda atıldım. Özellikle marketçilik, tekstil ve otomotiv sektörlerinde faaliyet gösteriyorduk. Daha küçük yaşlarda dükkanlarımızı süpürerek ticari hayatıma başladım. Hayatımın hiçbir döneminde plansız ve hedefsiz yaşamadım ve bu hedefler bizi hep dinamik tuttu. Bir adım daha öteye gitmemize vesile oldu dolayısıyla gelecekte marka değeri olan bir firma olup toplumsal projelerde yer almak istiyorum.

Aslında şu son yıllarda yaşanan depremler geçmişte yapılan İnşaatlarla ilgili çokta iç açıcı bir tablo ortaya koymuyor. Lakin, şu bir gerçek ki özellikle son 20 yıldır inşaat yapımıyla ilgili mevzuatlardaki değişiklikler ve kontrol sistemi ciddi anlamında kaliteli ve dayanıklı yapıların ortaya çıkmasını sağladı. Bunun yanı sıra Türk Müteahhitler gerçekten dünya genelinde çok ciddi başarılar gösterip kendilerine tüm dünyaya kanıtlamış durumdalar.

Bundan sonraki süreçte Türkiye'nin Avrupa' daki standartları çok rahat bir şekilde yakalayacağım düşünüyorum. 2021’in 2020 den çok daha iyi bir sene olacağını düşünüyorum. Türkiye' de inşaat sektörü her zaman lokomotif sektörlerden biri olmuştur.

2021 senesinin de verimli bir sene olacağı, yatırımların hız kesmeden devam edeceği kanaatindeyim. Moda ve tekstil aslında ailemizin çıkış noktası, İlk göz ağrımız. Dolayısıyla kalbimizde hep ayrı bir yeri ve heyecanı olmuştur.

Yıllar içinde yumurtaları farklı sepetlerde taşımak adına Türkiye' de birçok bölgede yatırımlarımız oldu. Özellikle tarım sektöründe Türkiye’nin doğusunda doğum yerim olan Siirt' te fıstık üretimi ile ilgili, Türkiye’nin batısında  Muğla' da yine aynı şekilde zeytincilik üzerine yatırımlarımız var… Genel Merkezimiz Başkent Ankara' da… İş hayatı genel olarak yaşam alanımızı kaplıyor ama spor hayatımın vazgeçilmezi…

Her gün spor yaparım özellikle yüzme ilgi alanım..

Yanı sıra kitap okurum düzenli olarak ve gündemi takip etmeye çalışırım.

Bir iş insanı olarak özellikle gelecekte de iyi bir isimle anılmak, bir vakıf kurup toplumsal projelerde ihtiyaç sahibi insanlara yardımcı olmak en büyük hayalim. Özellikle kendi aile işimizle ve altyapı ile ilgili yatırımlarımız ve kurduğumuz yeni şirketler var bu alanda da ilerlemeyi, tarım ve lojistik üzerine yatırımlarımızı devam ettirmeyi düşünüyoruz ‘

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Naturelgaz, Petrol Ofisi istasyonlarında Oto CNG satışı yapacak

Petrol Ofisi ile Naturelgaz arasında gerçekleştirilen işbirliği kapsamında Naturelgaz, Petrol Ofisi’nin 12 istasyonunda kendi markası altında Oto CNG satışı yapacak.

Doğal gazın ağır ticari araçlar için ekonomik ve çevreci bir alternatif yakıt olduğunu söyleyen Petrol Ofisi CEO’su Selim Şiper, “Bütün alternatif yakıtlarda olduğu gibi Oto CNG’nin de gelişimine katkı sağlamaktan, önemli bir ivme kazandırmaktan memnuniyet duyuyoruz” dedi.

Global Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman, “Naturelgaz olarak daha fazla noktada, daha fazla müşteriye hizmet vermek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Petrol Ofisi ile imzaladığımız bu yeni anlaşma ile stratejik büyüme hedeflerimizi gerçekleştirme yolunda önemli bir adım attık” diye konuştu.

Türkiye akaryakıt ve madeni yağlar sektörlerinin lideri Petrol Ofisi ile Global Yatırım Holding iştiraki ve Türkiye taşımalı doğal gaz pazarının önde gelen oyuncularından Naturelgaz arasındaki protokol, belirli Petrol Ofisi istasyonlarında Naturelgaz’ın kendi marka ve lisansları ile Oto CNG satışı yapmalarına olanak sağlıyor. İlk etapta Oto CNG müşterilerinin mevcut ikmal optimizasyonuna göre şehir çıkışları ve ana arterler üzerindeki 12 Petrol Ofisi istasyonu belirlendi. Bu anlaşmayla birlikte Naturelgaz Oto CNG istasyon sayısını 21’e çıkaracak.   

Ekonomik ve çevreci özellikleri ile ağır ticari araçlar için önemli bir alternatif yakıt kaynağı oluşturan doğal gaz kullanımı, Türkiye’de de yeni gelişmeye başlayan bir alan. Hâlihazırda 25,5 milyon Sm3 olan Türkiye’deki Oto CNG satışının 12 milyon Sm3’ü Naturelgaz çatısı altında gerçekleştiriliyor. 

“Oto CNG ikmali yapılabilen istasyon sayısında önemli bir aşama kaydedilecek”

Petrol Ofisi’nin her alanda lidere yakışır bir şekilde yeniliklere imza atarak, sektörlerine öncülük ettiğine vurgu yapan Petrol Ofisi CEO’su Selim Şiper, “LPG’nin binek ve hafif ticari araçlarda olduğu gibi doğal gaz da ağır ticari araçlar için ekonomik ve çevreci bir alternatif yakıt konumunda. Türkiye’de ağır vasıtalarda doğal gaz kullanımı yeni gelişmekte olan bir alan. Petrol Ofisi olarak Naturelgaz ile gerçekleştirdiğimiz anlaşma kapsamında ülkemizdeki Oto CNG ikmali yapılabilen istasyon sayısında önemli bir aşama kaydedilecek. Bütün alternatif yakıtlarda olduğu gibi Oto CNG’nin de gelişimine katkı sağlamaktan, önemli bir ivme kazandırmaktan memnuniyet duyuyoruz” dedi.

“Oto CNG trendinden Türkiye’nin etkilenmemesi mümkün değil”

Dünyada çevreci özelliği ile ön plana çıkan doğal gazlı araçların yaygınlaşmaya başladığını ifade eden Global Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman, dünyanın elektrikli araçları konuşmasına rağmen özellikle ağır vasıtalarda CNG kullanımının artış gösterdiğini vurguladı. Avrupa Birliği’nin çevre politikalarında yer alan hedefler nedeniyle doğal gazla çalışan otobüs ve ticari araç pazarında ciddi bir büyüme beklediklerini hatırlatan Kutman, “Dünyadaki Oto CNG trendinden Türkiye’nin etkilenmemesi mümkün değil. Keşfedilen doğal gaz kuyuları ile Türkiye bölgesel ticaret merkezi olacaktır ve alım maliyetlerinde rekabet avantajı kazanacaktır. Ülkemizdeki otobüs ve ağır ticari araçların doğal gaza dönmesi durumunda cari açığa 12 milyar TL civarında olumlu katkı sağlanacaktır. Bu dönüşüm ülkemizin toplam karbon emisyonlarını da 10 milyon ton azaltacaktır. Naturelgaz olarak daha fazla noktada, daha fazla müşteriye hizmet vermek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Petrol Ofisi ile imzaladığımız bu yeni anlaşma ile stratejik büyüme hedeflerimizi gerçekleştirme yolunda önemli bir adım attık” dedi.

“Sunduğumuz ayrıcalıklı çözümlere, Naturelgaz ile birlikte Oto CNG’yi de dahil ediyoruz” 

Petrol Ofisi istasyonlarının müşterilerinin birçok ihtiyacını karşıladıkları birer hizmet noktası olduğunu belirten Petrol Ofisi Perakende Direktörü Yiğit Meral de, “Gerek Market, Market Plus ve MigrosJet’ler ile gerek, Kap Bi’ Tat, Tchibo gibi lezzetlerimizle, gerekse VavaCars, WesternUnion gibi işbirliklerimizle bu alanda da referans noktasını oluşturuyoruz. Otomotiv yakıtlarında da Active-3 teknolojili V/Max serimizin yanı sıra PO/Gaz ve e-POwer ile yeni nesil çözümler sunuyoruz. Petrol Ofisi istasyonlarında sunduğumuz ayrıcalıklı çözümlere, Naturelgaz ile birlikte Oto CNG’yi de dahil ediyoruz” açıklamasında bulundu.  

“Kritik lojistik rotalardayız”

Yapılan araştırmalara göre ağır vasıtalarda doğal gaz kullanımının hem yakıt maliyetlerinde hem de karbon emisyonlarında yüzde 25’e varan azalma sağladığını anlatan Naturelgaz Genel Müdürü Hasan Tahsin Turan, ekonomik ve çevresel avantajları nedeniyle Oto CNG pazarının büyüme potansiyeline inandıklarını vurguladı. NGVA Europe’un 2030 yılında Avrupa’daki hafif ve ağır ticari araçların yüzde 25’inin, otobüslerin ise yüzde 33’ünün doğal gazla çalışacağını öngördüğünü kaydeden Turan, “Türkiye’de 2020 yılı itibarıyla doğal gazla çalışan yaklaşık 3.500 otobüs ve ağır ticari araç bulunmaktadır. Fabrika çıkışlı CNG’li araç üretiminin artması ve mevcut araçların CNG dönüşümü Türkiye’deki pazarın gelişimine önemli katkılar sağlayacaktır. Naturelgaz olarak Oto CNG alanındaki en kurumsal ve en büyük oyuncuyuz. Türkiye genelinde, kritik lojistik rotalarda kurulu 9 aktif Oto CNG istasyonumuz bulunuyor. Türkiye’nin en yaygın perakende satış ağına sahip akaryakıt şirketi olan Petrol Ofisi ile birlikte iki yıl içinde 12 yeni Oto CNG istasyonu kurmayı hedefliyoruz. Bu iş birliği ile birlikte gelecek dönemde yerimizi daha da sağlamlaştırmış olacağız” diye konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

E-ticaret 5 yılda beklenen büyümeyi 2020 yılında tamamladı

Son yıllarda giderek yaygınlaşan e-ticaret, pandeminin de etkisiyle beklenenden daha hızlı bir gelişme kaydetti. Önümüzdeki 5 yılda gerçekleştirmesi beklenen büyümeyi 2020 yılı içinde tamamladı. 2021 yılında e-ticarette dünyayı nelerin beklediği merak edilirken, e-ticaret yapan küçük ve orta ölçekli işletmelere e-ticaret çözümleri ve danışmanlığı sunan Dopigo, E-Ticaret Görünüm Araştırması’nın beşincisini yayımladı. Araştırma sonuçlarına göre ankete katılanların 46’sı e-ticarete 2020 yılında başladıklarını belirtiyor. Pazaryerlerinden beklentilerin ise 2021 yılında artarak devam ettiği görülüyor. Katılımcıların 67’si 2021’de en çok satışı pazaryerlerinden yapmayı beklerken, sadece 17’si web sitelerinden daha fazla gelir elde edeceğini düşünüyor.

E-ticaret satış kanalları en büyük gelir kaynağı oldu

Anket katılımcıları en çok geliri e-ticaret satış kanallarından elde ettiklerini ifade ediyor. Fiziksel mağaza ve toptan satışların pandeminin etkisiyle bir düşüş yaşadığı ayrıca dikkat çekiyor. Ticaret yapanların, esasında e-ticaret sayesinde ayakta kalmaya devam edebildiği açıkça görülüyor. Araştırmaya göre en çok satış yapılan kategorilerde ise süpermarketler yeni bir oyuncu olarak dikkat çekiyor. Büyük perakendecilerin “online market” hizmetlerine rakip olarak birçok pazar yerinin pandeminin de etkisiyle süpermarket kategorisinde hizmet vermeye başladığı görülüyor. Evde geçirilen zamanın artmasıyla beraber dekorasyona olan ilgi artarken Ev ve Yaşam kategorisinin ilk sıraya çıktığı, Elektronik kategorisinin ise ikinci sıraya düştüğü görülüyor.

Gelirlerin 75’i online pazar yerlerinden geliyor 

Kısıtlamalar dolayısıyla fiziksel mağazaların kapanması veya insanların fiziksel mağazalardan alışveriş yaparken kendilerini güvende hissetmemeleri, birçok şirketi e-ticarete yönelmeye zorlamış görünüyor. Rapora göre tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de e-ticarette pazar yerlerinin hacmi gittikçe artıyor. Satıcıların e-ticaret gelirlerinin 75’i pazar yerlerinden geliyor. Katılımcıların sadece 33’ünün fiziksel mağazası da varken 95’i Trendyol, N11, Hepsiburada, Amazon ve GittiGidiyor gibi online pazar yerlerinden satış yapıyor. En çok satış yapılan pazar yerleriyse Trendyol, Hepsiburada ve N11 olarak sıralanıyor. Pazar yerlerinden sonra en çok kullanılan kanal ise şirketlerin kendi ticari web siteleri oluyor. Katılımcıların 27’sinin kendi web siteleri de var ve gelirlerinin 20’si bu kanaldan geliyor.

E-ticarete yönelim devam edecek 

Yaptıkları araştırmanın sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Dopigo Kurucu Ortağı M. Engin Şatana, “Özellikle de tek satış kanalı fiziksel mağazalar olanlar, pandeminin etkisiyle hızlı bir şekilde e-ticarete yönelmek zorunda kaldı. Pandemi sebebiyle sokak mağazacılığı yapan butikler, kırtasiyeler, mobilyacılar, hobi malzemeleri satan dükkanlar ve benzerleri, geçtiğimiz yıllara oranla çok daha hızlı bir şekilde e-ticarete geçme kararı aldı. Bu firmaların piyasaya girmesi mevcut pazarlardaki rekabeti de oldukça artırdı çünkü çok daha uygun fiyata alternatif sunabiliyorlar. Bu rekabet, düşen fiyatlarla beraber e-ticarette artan tüketimi tetikledi. E-ticarete yönelimin ise devam edeceği aşikar.”

E-ticaret KOBİ’lerin dijitalleşmesindeki en büyük etken olmaya devam ediyor

Raporda dijitalleşmenin artmasıyla beraber e-ticaret verimliliğini artıracak araçların da çeşitlenmeye başladığına dikkat çekiliyor. Online muhasebe yazılımı gibi alternatifler KOBİ’ler için bir muhasebeci ihtiyacını bile ortadan kaldırabiliyor. Özellikle çok kanallı satış yapan KOBİ’lerin operasyonel süreçleri tek panelden yönetmesine olanak sağlayan e-ticaret entegrasyonları en çok tercih edilen araçken, onu ikinci sırada e-fatura takip ediyor. Üçüncü en çok tercih edilen araçsa ön muhasebe yazılımları olarak belirtiliyor. 

KOBİ’ler ve büyük perakendeciler markalaşma ve dijital pazarlamada rekabet içinde

Büyüme beklentileriyle birlikte katılımcıların 93,1’i 2021’de en az yapacakları yatırım kadar kazanç sağlamayı öngörüyor. En çok yatırım yapılması planlanan alanlarsa markalaşma, ürün satın alma ve dijital pazarlama olarak belirtiliyor. Geçtiğimiz senelerdeki anketlerde markalaşma öne çıkan bir kalem değilken KOBİ’ler artık konunun önemini fark etmiş görünüyor. Dijital pazarlamaya olan eğilimin artması ise pandemiyle beraber fiziksel reklam uygulamalarının yeterince etkili kullanılamıyor oluşuyla açıklanıyor. 

E-ticaret girişimcilerinin operasyonel problemleri

Katılımcılara göre 2020’de e-ticarette en çok vakit alan konu ürün fiyatlandırma. Dövizdeki dalgalanmalar nedeniyle ürün fiyatlandırma, 2018 senesinden beri operasyonel problemler listesinde ilk üçe giriyor. Bunu da ürün paketleme ve ürün araştırma başlıkları takip ediyor. Ürün paketlemenin hala en çok zaman alan kalemler arasında yer alması, depo ve kargo şirketlerinin hizmetlerine aslında ne kadar ihtiyaç olduğunu da gösterir nitelikte. Katılımcıların 87’si bir e-ticaret entegratörü ile çalıştıkları için 2018 senesinde listeye giren stok takibi ve faturalandırma gibi konular artık operasyonel bir problem olmaktan çıkmış gibi duruyor. En çok zaman alan işlemlerde dördüncü sırayı ürün araştırma alıyor.

Her şeye rağmen 2020 ekonomik beklentileri karşıladı

Katılımcıların 46’sı 2020 senesinin beklentilerini karşıladığını iletirken 30’u bu konuda çekimser kaldığını belirtiyor.  Ankete katılan satıcıları 2020 senesinde en çok zorlayan konular; e-ticaretteki dolaylı giderlerin (kargo fiyatları, satış komisyonları ve ödeme komisyonları) artması ve düşen karlılık oranlarının oluşturduğu ileriye yönelik risk olarak belirtiliyor.

Katılımcıların 51'i ekonomide büyüme bekliyor

Dopigo tarafından yapılan araştırma, Türkiye ekonomisine dair beklentilere de ışık tutuyor. Rapora göre anket katılımcılarının 51’i 2021’de Türkiye ekonomisinde büyüme beklerken 14,4’ü aynı kalacağını öngörüyor. Katılımcıların 40'ı ise 2021 senesinde yatırım yapıp yapmama konusunda kararsız. Katılımcıların 48,3’ü yapacakları yatırımın 3 katından fazla getirisi olacağına inanırken 44,6’sı yap
acakları yatırım kadar kazanç elde edeceğini düşünüyor.

Pandeminin e-ticaret üzerinde yarattığı etkilerin kalıcı olması bekleniyor

Ankete katılan e-ticaret girişimcilerinin 89’u e-ticaret satış kanallarının en çok gelir elde edecekleri kanallar olmaya devam edeceğine inanıyor. Pazar yerlerinden beklentiler 2021’de daha da artıyor. Katılımcıların 67’si 2021’de en çok satışı pazar yerlerinden yapmayı beklerken, sadece 17’si web sitelerinden en fazla kazancı sağlayacağını düşünüyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Antalya Büyükşehirden Alanyalı çiftçilere uygulamalı eğitim

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarıma yönelik desteklemeler kapsamında çiftçi eğitimlerini sürdürüyor. İlçelerden gelen talep doğrultusunda ilki Korkuteli’nde düzenlenen uygulamalı budama eğitimlerinin ikincisi Alanya’da yapıldı. Büyükşehir Belediyesi teknik ekipleri tarafından verilen eğitimde avokado ağaçlarında budamanın nasıl yapılacağı anlatıldı. Üretimde kalite ve verimi artırmaya yönelik çalışmalarını sürdüren Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, yetiştiricilere yönelik uygulamalı budama eğitimlerini sürdürüyor. Alanya’nın Oba Mahallesi’nde 2 grup halinde düzenlenen eğitimde avakado ağaçlarının bakımı ve budaması anlatıldı.

İKİNCİ EĞİTİM ALANYA’DA

Gelecek talep doğrultusunda 19 ilçede uygulamalı olarak verilecek eğitimde budamanın tanımı, amacı, etkileri, zamanı ve uygulanan teknik işlemler hakkında Büyükşehir Belediyesi teknik ekipleri tarafından bilgilendirme yapılıyor. Alanya’nın Oba Mahallesi’nde iki grup halinde 60 kişinin katıldığı eğitimde Ziraat Odası Başkanı Tahir Göktepe, Avokadocular Birliği Başkanı Hilmi Sevilgen, Oba Mahallesi Muhtarı Şeref Gürkan da yer aldı. Alanya’daki eğitimde son yıllarda ilçede büyük rağbet gören avokado ağaçlarının bakımı ve budanması konusunda uygulamalı eğitim verildi. Eğitimci Muzaffer Alican’ın uygulamalı bilgilendirme çalışmasının ardından katılımcılara sertifikaları verildi.

BAŞVURULAR İLÇE HİZMET BİRİMLERİNE

Değişik meyve türlerine uygulanan budama ve terbiye şekillerine yönelik gerçekleştirilecek eğitim programı ağaçların budanma zamanına göre düzenlenecek. Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen uygulamalı budama eğitimine katılmak isteyen yetiştiriciler Antalya Büyükşehir Belediyesi İlçe Hizmet Birimlerine başvurabilecek. Budama programa uygun olarak oluşturulan gruplara yerinde uygulamalı eğitimler verilecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Halk Et Satış Tırında bir ayda 6385 vatandaşa 14 bin 396 kg et ürünü satıldı

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in talimatıyla ekonomik ve sağlıklı et ürünlerini Antalyalılarla buluşturmak üzere yola çıkan ANET Mobil Halk Et Satış Mağazası bir aydır batı ilçelerini geziyor.

Halk Et Mobil Satış Mağazası’nda 11 Ocak’tan bu yana 6835 vatandaşa 14 bin 396 kg et ve et ürünü satışı gerçekleştirildi.   Antalyalıları sağlıklı, güvenilir ve uygun fiyatlı et ve et ürünleriyle buluşturmak üzere yola çıkan Antalya Büyükşehir Belediyesi ANET Mobil Halk Et Satış Tırı batı ilçeleri Kemer, Elmalı, Korkuteli, Demre ve Kumluca’da 11 Ocak’tan bu yana vatandaşlara hizmet veriyor. Büyükşehir Belediyesi iştiraki ANET tarafından yürütülen çalışma kapsamında haftanın her günü bir ilçede satış yapan Mobil Halk Et Satış Mağazası vatandaşlardan gelen talep üzerine güzergahına Finike ilçesini de dahil ederek ilçelerde vatandaşlarla buluşmayı sürdürüyor. Mobil Halk Et Satış Mağazası gittiği tüm ilçelerde vatandaşlardan yoğun ilgi gördü.

HER GÜN FARKLI BİR İLÇEDE

Mobil Halk Et Satış Tırı 11 Ocak-11 Şubat tarihleri arasında 6 farklı ilçede 6835 kişiye 14 bin 396 kg et ve et ürünü satışı gerçekleştirildi. Vatandaşlar başta dana ve kuzu eti olmak üzere kuşbaşı, kıyma, pirzola gibi et çeşitlerini uygun fiyatlarla almanın memnuniyetini yaşadı. Mobil Halk Et Satış Mağazası her Pazartesi Kemer, her Salı dönüşümlü olarak Elmalı ve Finike, her Çarşamba Korkuteli, her Perşembe Demre ve her Cuma Kumluca’da 10.00 -17.00 saatleri arasında vatandaşlara hizmet vermeye devam edecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Başkan Böcek, “Antalya’yı ortak akılla geleceğe taşıyoruz”

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, ASAT ve ALDAŞ ile koordineli “Antalya Sürdürülebilir Su ve Atıksu Yönetimi Projesi” bilgilendirme toplantısına katıldı. Toplantıda mevcut yatırımlar ve 5 milyar TL tutarındaki altyapı yatırım hedefleri değerlendirildi. Başkan Böcek, Antalya’yı her konuda ortak akılla geleceğe taşıyacaklarını söyledi. ASAT Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen; ASAT ve ALDAŞ ile koordineli Antalya Sürdürülebilir Su ve Atıksu Yönetimi Projesi bilgilendirme toplantısına Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Antalya Büyükşehir Belediye Genel Sekreteri Cansel Tuncer, Başkan Baş Danışmanı Cem Oğuz, ASAT Genel Müdürü İbrahim Kurt ve ALDAŞ Genel Müdürü Kıvanç Kuzay ve yöneticiler katıldı. Toplantıda yatırımlarla ilgili Başkan Böcek ve ekibine ASAT ve ALDAŞ yöneticileri tarafından sunum yapıldı.

ASAT’IN ÇALIŞMALARI ANLATILDI

Toplantıda İller Bankası Uluslararası Daire Başkanlığı aracılığıyla Dünya Bankasından temin edilmiş olan 500 Milyon TL tutarlı Antalya Sürdürülebilir Su ve Atıksu Yönetimi Projesi ve Dünya Bankası, IPA Fonları ve Asya Katılım Bankası finansmanıyla planlanacak 5 Milyar TL tutarındaki altyapı yatırım hedefleri değerlendirildi. ASAT Genel Müdürü İbrahim Kurt, Antalya Sürdürülebilir Su ve Atıksu Yönetimi Projesi kapsamında Dünya Bankası’ndan alınan 58 milyon Euro kredinin kullanımı ile ilgili çalışmaları anlattı. Söz konusu kredi kapsamında Antalya merkez ve ilçeler dahil olmak üzere 300 kilometre kanalizasyon hattı çalışması başlatıldığını, bunun 90 kilometresinin tamamlandığını anlatan Kurt, ortalama aylık 10 kilometrelik kanalizasyon imalatı gerçekleştirildiğini vurguladı.

ALDAŞ SUNUM YAPTI

ALDAŞ Genel Müdürlüğü yetkilileri tarafından gerçekleştirilen sunumda ise hâlihazırda devam eden 500 Milyon TL’lik proje kapsamındaki 300 km kanalizasyon, 2 m3/sn ilave su temini ile 30 km içme suyu hattı ve 10.000 m3 su deposu inşaatı ASAT Genel Müdürlüğü’nün işletim kabiliyetini ve kurumsal gelişimini artırmaya yönelik 600.000 adet su sayacı ile 14 yeni iş makinesi ve 160 adet bileşen ekipman teminlerinin gerçekleştirilmesi çalışmalarında gelinen süreç hakkında bilgi verildi.

KARACAÖREN İÇME SUYU TEMİN PROJESİ

Toplantıda ayrıca Antalya Kenti İçmesuyu temini açısından hayati öneme sahip proje bedeli 700 Milyon TL olan Karacaören İçmesuyu Temin ve Arıtma Tesisi Projesi için DSİ tarafından ihale ilanının yayınlandığı bilgisi verilerek, projenin inşaat kontrollüğü hizmetlerinin DSİ ile işbirliği yapılarak ALDAŞ tarafından yürütüleceği bildirildi. Proje tamamlandığında Antalya Kenti İçmesuyu temininin yeraltı sondajlarına bağımlılığını ortadan kaldıracağı, ASAT Genel Müdürlüğü’nün en büyük giderlerinden olan enerji maliyetlerinin düşeceği ifade edildi.

BAŞKAN BÖCEK ANTALYAYI GELECEĞE TAŞIYORUZ

Sunuma katılıp, yetkililerden bilgi alan Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ise birlik ve beraberlik içerisinde Antalya’ya ne ihtiyaç varsa yapılacağını belirterek, Antalya’yı ortak akılla geleceğe taşıyacaklarını söyledi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden Kamuoyu Açıklaması

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin 10 Şubat 2021 tarihli grup toplantısında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin muhatabı olduğu üç ayrı konuda değerlendirmelerde bulunmuştur. Bu üç konu başlığından biri İzmir’in içme suyu sorununun kendisinin DSİ’ye verdiği talimatla çözüldüğü, bir diğeri İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesinin iki buçuk katı borçlu olduğu için borçlanma hakkının bulunmadığı, üçüncü konu başlığı ise kent altyapısına hiçbir yatırım yapılmadığı yönünde ifadeler içermektedir.İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başta hemşerilerimiz olmak üzere tüm kamuoyunu aydınlatma sorumluluğu çerçevesinde bu üç önemli konuya ilişkin resmi veriler ışığındaki değerlendirmeleri aşağıdadır.

Sayın Cumhurbaşkanının da takdirini hak ettiğimiz düşüncesiyle kendisinin bahsettiği konulardaki gerçek durumu tüm açıklığıyla kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.

Gördes Barajı

İzmir yılda ortalama 292 milyon metreküp su tüketirken, DSİ’nin İzmir’e verebildiği su miktarı yıllık ortalama 13 milyon metreküptür. DSİ ile İZSU Genel Müdürlüğü arasında, Gördes Barajından İzmir’e su aktarılması amacıyla 2006 yılında bir protokol imzalanmıştır. Bu protokol ile İZSU Genel Müdürlüğü İzmir’e verilecek suyun karşılığında, barajın toplam yapım bedeli olan 270 milyon lirayı 30 yılda DSİ’ye ödemeyi, DSİ ise İzmir’e yılda 59 milyon metreküp su vermeyi taahhüt etmiştir.2011 yılında barajdan İzmir’e ilk kez su verilmeye başlanmış ama verilen miktar sadece 11 milyon 720 bin metreküp olmuştur. Sonraki yıl 14 milyon 763 bin metreküp su verilmiş,  2013, 2014,2015 yıllarında da 59 milyon taahhüdünün yarısına bile ulaşılamamıştır.2015’in ikinci yarısı 2016, 2017, 2018 yıllarında ise barajdaki su seviyesi suyun çekilebileceği güvenli seviye sınırının altına düşünce, 3,5 yıl boyunca İzmir’e Gördes’ten bir damla bile su alınamamıştır. “Susuzluktan kırıldığı” iddia edilen İzmir, 3,5 yıl boyunca herhangi bir sıkıntı yaşamadan kendi kaynaklarıyla kente su vermiştir.2019 yılına gelindiğinde Gördes Barajından İzmir’e alınan su miktarı sadece 4 milyon 350 bin metreküptür.Geçen hafta tüm barajları dolduran rekor yağışlara rağmen Gördes Barajı’nda doluluk oranı bugün itibariyle hala yüzde 4,5 seviyesindedir.Çünkü ortada çok büyük bir sorun vardır.Gördes Barajı su tutmamaktadır! Bu dibi delik baraja rağmen DSİ, geçtiğimiz 10 yıl süresince hatta hiç su vermediği 3,5 yıl da dahil olmak üzere ve sanki kendi taahhütlerini yerine getirmiş gibi İZSU’dan tahsilat yapmaktadır. Yani İzmirliye kullanmadığı suyun bedelini ödetmektedir.İZSU’nun Gördes Barajı için bugüne kadar ödediği miktar 55 milyon 611 bin TL’dir. Ama bunu da yeterli görmeyen DSİ, taahhüt ettiği ama veremediği suyun bedelinin yaklaşık 21 milyon lira tutan faizini de talep etmektedir.Kısacası Gördes Barajı, İzmir için bir lütuf değil, bir yük olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanı “Aslında büyükşehirler suyu kendileri getirmek zorundadır” dese de 1053 numaralı Belediye Teşkilatı Olan Yerleşim Yerlerine İçme, Kullanma ve Endüstri Suyu Temini Hakkında Kanun’un ikinci maddesinin “Su kaynağını teşkil eden barajlar ana isale hatları ve tasfiye tesisleri DSİ Genel Müdürlüğü, depo ve tevzi şebekeleri belediyelerce yapılır” ifadesi bu konudaki görev dağılımı açıkça tarif etmektedir.Tabi bu arada asıl gözden kaçırılmaması gereken husus DSİ’nin de, İZSU’nun da Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı birer kamu kurumu olduğu ve halka hizmet için kamu kaynaklarını kullandığı gerçeğidir.

İzmir’in kredi borçlanması 

Sayın Cumhurbaşkanı’na verilen, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesinin 2,5 katı borçlu olduğu yönündeki bilgi de gerçeği yansıtmamaktadır. 2019 yıl sonu verileri baz alındığında, iddia edildiği gibi belediyenin borcu bütçesinin 2,5 katı değil, yüzde 59’una karşılık gelmektedir.(2019 yıl sonu itibariyle İzmir Büyükşehir Belediyesi, bağlı kuruluşları ve şirketlerinin faiz ödemeleri dahil toplam borç stoku 5,5 Milyar TL, kesinleşmiş̧ bütçe gelirleri toplamı ise 9,3 Milyar TL’dir.)Büyükşehir Belediyesi’nin 2031 yılına kadar vadeli olan, anapara ve faiz dahil borçlarının toplamı 2020 yılı gelirinin toplamına karşılık gelmektedir. Yani 1 yıllık geliri tüm borçlarını karşılamaktadır.İzmir Büyükşehir Belediyesi yasa ile belirlenen borçlanma limitleri sınırının içerisinde kaldığına ilişkin verileri yılda en az iki defa Hazine ve Maliye Bakanlığı’na göndermektedir.Bu sağlam bütçe yapısı nedeniyle belediyemizin uluslararası değerlendirme kuruluşları tarafından kredi notu AAA olarak teyit edilmektedir.Belediyemiz proje kredisi kapsamının dışında yasal olarak dış finansman sağlayamamaktadır. 2033 yılına kadar vadeli Üçyol-Buca HRS Hattı Proje finansmanı maliyetlerinin, ihraç kredileri ile karşılaştırılması gösterge niteliğindedir. Belediyemizin borçlanma yaparken tek hedefi en uygun faiz ve en uzun vadeli proje finansmanını sağlamaktır.İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait Üçyol-Buca HRS Hattı projesi 10.07.2019 tarihli ve 24776198-903.02- 48 sayılı Cumhurbaşkanımızın Oluru ile uygun görülen Yatırım Programı Revizyon Cetveli’nde yer almıştır. 2020 ve 2021 yılı yıllık yatırım programlarında da ilgili projeye yer verilmiştir.Üçyol-Buca HRS Hattı Projesi kapsamında;Belediyemize ait 27.08.2019 tarihli ve 202082 sayılı yazı ve 14.09.2019 tarihli ve 216787 sayılı yazı ile Hazine garantisiz dış̧ finansman sağlanması yönündeki izin talep yazımız Hazine ve Maliye Bakanlığı Dış̧ Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne gönderilmiştir.Dış̧ Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen 08.11.2019 tarihli ve 474683 sayılı yazı ile ilgili proje kapsamında Hazine garantisiz dış̧ finansman sağlanmasına dair uygun görüş̧ verilmiştir. Geçen yıl bu kredinin neden kullanılmadığı hususu ise dünya gerçekleri ile çelişmektedir. Geçen yıl pandemi nedeniyle uluslararası kuruluşlar kredi görüşmelerini kesmişler bu nedenle de 22.01.2021 tarihli ve 24770 sayılı yazı ile Hazine garantisiz dış̧ finansman sağlanması yönündeki izin süre uzatımı talep yazımız Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne gönderilmiştir.İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bugüne kadar gerçekleştirilen tüm dış̧ borçlanmalarda önceki dönemlerde olduğu gibi Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın uygun görüşünü almış olup, hiçbir prosedür hatasına mahal vermemiştir.Söz konusu
proje için Hazine garantisi olmaksızın Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile 06.12.2019 tarihinde 80 Milyon Euro tutarında yetkilendirme mektubu imzalanmış̧, yapılan görüşmeler neticesinde EBRD finansman desteği 125 Milyon Euro’ya yükseltilmiştir. İlgili proje kapsamında ayrıca AIIB (Asya Altyapı Yatırım Bankası) 125 Milyon Euro, AFD (Fransız Kalkınma Ajansı) 125 Milyon Euro ve BSTDB (Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası) de 115 Milyon Euro tutarında dış̧ finansman sağlama taahhüdünde bulunmuş̧, ilgili kuruluşlarla yetkilendirme mektupları imzalanma aşamasına gelinmiştir. Toplam 490 Milyon Euro tutarında planlanan borçlanma için kredi kullanımları yapım işlerinin ilerlemesi paralelinde hak ediş̧ bazında gerçekleştirmek maksadıyla yapılmıştır. Üretim, istihdam, imalat yapılması amaçları taşıyan bu finansman kaynağı, ekonominin canlanmasına hizmet etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içerisinde sadece üç belediye 2020 yılı içerisinde altyapı yatırımlarını desteklemek amacıyla dış finansman yaratmıştır, bunlar; İzmir Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve rakamı çok küçük de olsa Manisa Büyükşehir Belediyesi’dir.Özetle İzmir Büyükşehir Belediyesi iddia edildiği gibi bütçesinin 2,5 katı değil yüzde 59’u kadar borçludur. Güçlü mali yapısı sayesinde uluslararası piyasalardan çok uygun koşullarda bulduğu yatırım finansmanını devletin resmi kurumlarının onayıyla kente getirmektedir.Sayın Cumhurbaşkanının çok uygun koşullarda sağlanan bu finansman kaynağı nedeniyle takdirini hak ettiğini düşündüğümüz çalışmalarımızı kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunuyoruz.

İzmir’de kentsel altyapı yatırımları

Resmi kayıtlara göre 63 kişinin yaşamını yitirdiği 1995 yılındaki sel felaketinin ardından kentimizde altyapı alanında önemli hizmetler yapılmıştır.Elbette bir takım eksikliklerimiz bulunmakla birlikte bugün de İzmir’i dirençli bir kent haline getirmek için altyapı sorunlarını öncelikli bir mesele olarak ele alıyoruz. Gerek deprem gerekse sel gibi doğal afetlere karşı hemşehrilerimizin mağdur olmaması için 2021 yılı bütçemizin 42’sini yatırımlara ayırmış bulunmaktayız. Yıllık 3 milyar liralık Belediye yatırım bütçesiyle ve tamamen öz kaynaklarımızla, iklim krizi nedeniyle yaşanabilecek felaketler de dahil olmak üzere hiç bir şekilde mağduriyet yaşatmayacak bir kenti inşa etmek için canla başla çalışıyoruz.Ayrıca su ve altyapı yatırımlarından sorumlu kuruluşumuz İZSU Genel Müdürlüğü’nün 2021 yılı bütçesinin 54’ü olan 1 milyar 726 milyon lirası da yine yatırım, yenileme, bakım ve onarım faaliyetlerine ayrılmış bulunmaktadır.Bu kentte geçmiş dönemlerde yönetimde bulunan tüm yöneticilerin ve kadrolarının verdikleri emeği şükranla karşılıyor, bıraktıkları eksiklikleri kapatmanın kararlılığını taşıyoruz.Gururla belirtmeliyiz ki İzmir bugün atıksu arıtma tesislerinin sayısı ve kapasitesiyle Türkiye’nin lideri konumundadır. 22’si Avrupa standartlarında ileri biyolojik arıtma yapan toplam 67 atıksu arıtma tesisi İZSU Genel Müdürlüğü tarafından işletilmektedir.Ayrıca İzmir’in atıksularının 97 ‘si arıtılmaktadır.2 Şubat 2021 gecesi tarihinin en büyük yağışlarından birini alan kentimizde neredeyse tüm dereler taşmasına rağmen 1995 yılındakine benzer bir facianın yaşanmaması, ya da 2009 yılında İstanbul Ayamama Deresi’nin taşması sonucu oluşan bir trajedinin tekrarlanmamış olması altyapı alanında gelinen noktayı göstermesi açısından anlamlıdır.İzmir’de son iki yılda kent genelinde toplam 68 km yağmur suyu ayrıştırma hattı yapılırken, 2021 yılında da 133 km yağmur suyu hattının yapımı ihale edilmiş olacaktır.Bu projelere ilave olarak Master Plan kapsamında 5 havzada 373 km yağmursuyu ana toplayıcı kanal inşası ve yüksek kesimlerden gelen yağış sularını derelere ulaştıracak kuşaklama kanalları ve şiddetli yağış anında taşkınları engelleyecek olan dinlendirme havuzlarının proje çalışmaları yürütülmektedir.Daha önce taşkın sorunu yaşanan Çitlembik, Emrez, Yobaz, Meles,  Kavaklıdere, Manda ve Bostanlı Ahırkuyu derelerinde yapılan çalışmalarla son sel felaketinin daha büyük zararlara neden olması engellenmiştir. Bu çalışmalar için yaklaşık 35 Milyon TL yatırım yapılmıştır.2004 yılından bugüne kadar yapılan altyapı yatırımları sayesinde kentimizdeki içme suyu şebekesi 3,5 kat, içme suyu arıtma tesisleri 6 kat, kanalizasyon şebekesi 2 kat, yağmur suyu hatları 22 kat artmıştır. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı