Aylık arşivler: Şubat 2021

1.600TL’ye varan en yüksek emekli promosyonu QNB Finansbank’tan

QNB Finansbank, emekli maaşını üç yıl boyunca kendisinden alma sözü veren emeklilere 1.600 TL’ye varan nakit kazanma fırsatı sunuyor. Üstelik müşteriler cep telefonundan kolayca verebileceği dijital onay sayesinde şubeye gelmelerine gerek kalmadan maaşlarını taşıyabilecek ve nakit promosyon fırsatından faydalanabilecekler.
QNB Finansbank müşterisi emekliler, Türkiye’deki tüm QNB Finansbank şubelerinde öncelikli hizmet alabilmelerinin yanı sıra yurt içi tüm banka ve ATM’lerden ayda iki defa ücretsiz para çekme hakkına da sahip olacaklar. Buna ek olarak, bireysel internet bankacılığı kullanılarak yapılacak işlemlerden EFT ve havale işlemleri de ücretsiz olacak.
Konuyla ilgili açıklamada bulunan QNB Finansbank Bireysel ve Özel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Enis Kurtoğlu; “QNB Finansbank olarak, emekli bankacılığı alanındaki hizmet anlayışımızı, müşterilerimize klasik bankacılık hizmetlerinden fazlasını sunma hedefimiz şekillendiriyor. Emeklilerin finansal ihtiyaçlarına özel çözümler üretmenin yanı sıra bankacılık işlemlerinde de hayatlarını kolaylaştıracak uygulamalarla yanlarında olmaya devam edeceğiz” dedi.
Ayrıca CardFinans Emekli kredi kartına sahip olan emekliler, ilk yıl yıllık üyelik ücreti ödemeyip, bir yılın sonunda CardFinans Emekli kredi kartına bağlı ve düzenli ödenen en az bir otomatik fatura ödeme talimatı olması durumunda yine yıllık üyelik ücreti alınmayacak.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Ali Kaya: “Boğaziçi’ndeki darbe arayışına geçit vermeyeceğiz”

Memur-Sen İzmir İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Ali Kaya Boğaziçi Üniversitesi olaylarıyla ilgili yazılı bir mesaj yayımladı. Mesajında rektör atamasının hukuka, kanuna, mevzuata uygun olarak gerçekleştirildiğini ve çıkan olaylarla milletin iradesine ipotek koyulmak istendiğini vurgulayan Kaya, “Kaosla beslenen bu zihniyetin milletimizin iradesine ket vurmasına 28 Şubat’ta, 17/25 Aralık’ta ve 15 Temmuz’da olduğu gibi aynı kararlılıkla karşı duracağız” ifadelerini kullandı.

Başkan Kaya mesajında şu ifadelere yer verdi;
“Taksim Gezi Parkı’nda ağaçların yerinin değiştirilmesini ‘ağaçlar katlediliyor’ bahanesiyle fırsata çevirmeye çalışanlar, 28 Şubat’ın psikolojik harekâtını andıran söylem, yöntem ve eylemlerle darbe arayışına girenler, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki ortamı kendisine uygun bir zemin olarak görenler yeni bir tezgâh peşindeler.
Hukuka, kanuna ve mevzuata uygun olarak gerçekleştirilen rektör atamasını kendi ideolojik saplantılarına uygun bulmayanlar, algısal yöntemlerle, tepkisel söylemlerle bir eylem kapasitesi oluşturma gayretkeşliği içindeler.
Yeni atanan rektörün daha önce bir siyasi partiden aday olduğu bahanesiyle rektör olarak görevlendirilmesine karşı çıkanların siyasi özgürlüklerden ne anladığı, amaçlarının bilim değil, sadece ideoloji olduğu, bazı hak ve özgürlükleri sadece kendilerine yakıştırdıkları, vandallıklarından ve sürekli darbe arayışlarından açıkça belli olmaktadır.
İliklerine kadar işlemiş vesayetçi, darbeci ahlaksızlıkla hareket edenlerin kamu kurumlarının devlete ait millete hizmet mekânı olduğunu bilmeleri, bilmiyorlarsa da öğrenmeleri gerekmektedir.
Bu güruh, her ortamda akademisyenlere ve kamu görevlilerine siyaset yasağının kaldırılmasını savunurken, kendilerinden görmedikleri kişilere karşı ne kadar gaddar ve sekter olduklarını bir defa daha gösterdiler. Gösteri adı altında sürdürülen arbedede üniversite öğrencilerinden ziyade terör örgütleriyle iltisaklı kişilerin olması, işin amacını ve meşruiyet derecesini zaten göstermektedir. Ayrıca, nereden zuhur ettikleri belli olmayan sapkın bireylerin oluşturulan kaotik ortamda ortaya çıkmaları, kendilerine alan açmaya çalışmaları, seslerini duyurma gayretleri, bu topraklarda asla gerçekleşmeyecek meşruiyet arayışıyla kinlerini kusmaları beyhude bir çırpınmadır.
Kıblemiz olan Kâbe’nin resmini saygısızca yere atanlar, kendi öğrencilerini fişleyenler, ‘mesele Boğaziçi değil, sen hâlâ anlamadın mı’ pankartıyla ‘Gezi’yle akrabalığını ortaya koyanlar, aradıklarını asla bulamayacaklardır. Milletimiz, bu ve benzeri olayları ve tezgâhları basiretiyle görmekte, ferasetiyle değerlendirmekte, sabırla ve tahammülle izlemektedir.
Biz her zaman düşünce ve fikir özgürlüğünden yanayız. Mağdur olan herkesin hakkını ararız, sözcülüğünü yaparız. Fikrine katılmasak bile herkesin düşüncesini ifade etmesinden yanayız. Ülkemizde elbette insanlar demokratik haklarını kullanmalı, gösteri yapabilmeli, yürüyüşle hak arayabilmelidir. Ancak küresel güçlere payandalık yapanların, ipleri emperyalistlerin elinde olan kuklaların, kendini kamufle eden etki ajanlarının, milletin iradesine ipotek koymak isteyenlerin, vesayet özlemiyle her şeye teşne olanların vandallıklarını özgürlük saymak safdilliktir.
Eğitim-Bir-Sen olarak, yasakların ve sınırlamaların kalkması, özgürlük alanlarının genişlemesi için mücadele ederken; görüntüsü yerli, zihniyeti yabancı, istiklal mücadelesinin manasını bilmediği için istikbali müstemleke temsilciliği olarak hayal eden, kaosla beslenen bu zihniyetin milletimizin iradesine ket vurmasına, devletin bağımsızlığına karşı girişimler olan 28 Şubat’ta, 17/25 Aralık’ta, 15 Temmuz’da olduğu gibi aynı kararlılıkla karşı duracağız”

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Beylikdüzü'ndeki kütüphaneler 215.512 kullanıcıyı ağırladı

İlçe halkını okumaya teşvik etmek amacıyla 15 kütüphaneyi vatandaşların kullanımına sunan Beylikdüzü Belediyesi 2020 istatistiklerini ve en çok okunan ilk 10 kitabı paylaştı. Pandemi koşullarına rağmen bin 881 yeni üye ile 25 bin 736 aktif üye sayısına ulaştıkları dile getiren Kütüphane Şefi Hilal Çuhadar; “Tüm kütüphanelerimizde pandemi tedbirleri kapsamında okuyucu salonlarımızı ve internet erişim merkezimizi sosyal mesafe kurallarına göre temas riskini azaltmak için yeniden düzenledik. Gerekli tüm önlemleri alarak hizmet vermeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
Beylikdüzü genelinde merkez kütüphane, şube kütüphane, okul-şube kütüphane ve sosyal sorumluluk projesi kapsamında hayata geçen özel kütüphaneler olmak üzere toplam 15 kütüphaneyi vatandaşların kullanımına sunan Beylikdüzü Belediyesi 2020 istatistiklerini ve en çok okunan ilk 10 kitabı paylaştı. Son bir yıl içerisinde ilçede bulunan kütüphanelerin 215 bin 512 kullanıcıyı ağırladığını belirten yetkililer ödünç verilen kitap sayısının ise 37 bin 912 adete ulaştığını ifade etti. 2020 yılının en çok okunan kitapları ise şöyle sıralandı; Saftirik Greg’in Günlüğü: İşte Şimdi Yandık! / Jeff Kinney, Kürk Mantolu Madonna / Sabahattin Ali, Saftirik Greg’in Günlüğü: Rodrick Kuralları / Jeff Kinney, Simyacı / Paulo Coelho;, Kuyucaklı Yusuf / Sabahattin Ali, Uçurtma Avcısı / Khaled Hosseini, Saftirik Greg’in Günlüğü: Türünün Son Örneği / Jeff Kinney, Kardeşimin Hikâyesi / Ömer Zülfü Livaneli, Puslu Kıtalar Atlası / İhsan Oktay Anar ve Tutunamayanlar / Oğuz Atay.

“Gerekli tüm önlemleri alarak hizmet vermeye devam ediyoruz”

Pandemi koşullarına rağmen bin 881 yeni üye ile 25 bin 736 aktif üye sayısına ulaştıkları dile getiren Kütüphane Şefi Hilal Çuhadar; “Tüm kütüphanelerimizde pandemi tedbirleri kapsamında okuyucu salonlarımızı ve internet erişim merkezimizi sosyal mesafe kurallarına göre temas riskini azaltmak için yeniden düzenledik. Kütüphanelerimizi gün içinde belli aralıklarla havalandırıp temizleyerek de bulaş riskini en aza indirmeye gayret ediyoruz. Gerekli tüm önlemleri alarak hizmet vermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Bir saatte 200’den fazla kitabı aynı anda sterilize edebilen “Kitap Sterilizasyon Cihazı” ile iadeden gelen kitapların sterilize edilip okuyucuların tekrar hizmetine sunulduğunu belirten Çuhadar bunlara ek olarak, kütüphane bağışçılarından gelen kitapların ise 4 gün boyunca karantinada tutulduğunu belirtti. Çuhadar ayrıca, pandemi döneminde 0-6 yaş çocukların sağlıklarını düşünerek, kitaptan ayrı kalmamaları adına Adile Naşit Çocuk Kütüphanesi’nin de kapalı raf sistemiyle hizmet vermeye devam ettiğini, çocuklar için online masal atölyelerinin yapıldığını söyledi.

İSTANBUL – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Ali Babacan: “Yeni anayasa çağrısında bulunanlar önce mevcut anayasaya uysun”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i İYİ Parti Genel Merkezi’nde ziyaret etti. İki genel başkan, bir saat süren görüşmenin ardından basının karşısına geçti.
Türkiye’nin güçlendirilmiş parlamenter sisteme ihtiyacı olduğunu belirten Babacan şu ifadeleri kullandı:

“Anayasayı çiğneme cesaretini Cumhurbaşkanından alıyorlar”

“Yeni anayasadan bahsedenler mevcut anayasaya saygılı olmalı. Oysa şu andaki yönetim uymuyor. Anayasa Mahkemesinin kararlarını bağlayıcı olarak kabul etmiyor. Anayasa Mahkemesinin evvelsi günkü gerekçeli karardaki “Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmalıdır” ifadesi, Anayasa çiğneniyor demektir. 153. madde çok açık… Alt mahkeme, Anayasa Mahkemesinin kararına uymayınca Cumhurbaşkanı ‘uymayabilir’ dedi. Böylece mahkemenin cesareti nereden aldığını öğrendik. Hükûmet, Anayasanın kendileri için bağlayıcı olduğunu ortaya koymalı. Aksi halde zaten uymadığınız bir metni değiştirmenin ne alemi var? Zaten uymuyorsunuz. Gerektiğinde anayasanın dışına çıkıyorsunuz, değiştirmekle niye uğraşıyorsunuz?

“Yeni anayasayı biz çalışıyoruz, onlar işsizliği çözsün”

“Türkiye’nin derin bir işsizlik sorunu var. Gelir dağılımı bozuldu, ev gençleri oluştu, yoksulluk intiharları var, hayat pahalılığı artıyor. Bıraksınlar yeni anayasayı, onu biz çalışıyoruz. İktidar ortakları da kendi aralarında bir anlaşsınlar, biraz çalışsınlar. Amaç memleketin önüne başka bir gündemi koymak, asıl derin problemi görmemek için zemin hazırlamak. Bu oyunlar tutmaz.

“Çalıştığımız anayasa değişiklikleri sistem değişikliklerini hedefliyor”

“Bizim hazırlığımız sistem değişikliğine dönük. Sıfırdan yeni bir anayasa metni çalışmıyoruz. Güçlendirilmiş parlamenter sistemin kurulmasıyla ilgili değişiklikleri çalışıyoruz. Amaç; güçler ayrımının olduğu, yargının bağımsız çalışabileceğini sağlayan ve parlamentonun etkinliğini artıran bir yaklaşım.

“Haftanın düşmanı panosuna Boğaziçi öğrencilerini yazdılar”

“Hükümetin haftanın düşmanı panosu var. Çözüm üretemedikleri için her hafta yeni bir düşman üretiyorlar. Karşıtlık üzerinden, düşmanlık üzerinden görüntüyü kurtarmaya çalışıyorlar. Geçen haftanın düşmanı Boğaziçi öğrencileri oldu. Bizim dinimizin kutsalları vardır. Ancak münferit bir konuyu ele alıp, onun üzerinden büyük bir propaganda ve iletişim kampanyası başlatmak, Boğaziçili öğrencilerini şeytanlaştırmak bu ülkeye de bu ülkenin gençlerine de yazık.

“Polis şiddetine de şiddet içeren eylemlere de karşıyız”

“Ülkenin sorunlarının çözümü siyasetten geçiyor. Şiddetin her türlüsüne karşıyız. Şiddet içeren eylemlere de polis ve devlet şiddetine de karşıyız.”
İki genel başkan arasındaki görüşmede Babacan’a DEVA Partisi genel başkan yardımcıları Sadullah Ergin, Birol Aydemir, Abdurrahman Bilgiç ve Nazlı Seda Vural eşlik etti. İYİ Parti heyetinde ise genel başkan yardımcıları Şenol Sunat, Ahmet Kâmil Erozan, Erhan Usta ve Cihan Paçacı yer aldı.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

''Gel Alsana' ile ''Hasan Çoban'' geri döndü!

Türk müziğinin sevilen genç isimlerinden ”Hasan Çoban”, uzun bir aradan sonra yeni şarkısı ”Gel Alsana” ile müzikseverlerle buluştu. Sözü ve müziği kendisine ait olan yeni şarkısında genç sanatçı, usta müzisyenlerle stüdyoya girerek tüm çalışmalarını titizlikte tamamladı.
”Gel Alsana” şarkısının başarılı düzenlemesinde ise Cengiz Temel imzası bulunuyor. Uzun bir aradan sonra yeniden sevenleriyle buluşmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşayan ”Hasan Çoban”ın yeni şarkısı, kısa sürede dijital platformların yanı sıra klibi ile kendi YouTube kanalında da büyük ilgi gördü.
YouTube abone sayısı ve izlenme oranlarıyla da dikkatleri üzerine çeken başarılı sanatçı, sosyal medya hesaplarında da sevenlerine minnetkar olduğunu dile getirerek destekleri için teşekkür etti. ”Hasan Çoban”ın yeni şarkısı dinleyicisinin yine kalbine dokunacak ve çok sevilecek. Yönetmenliğini Turgay Ceylaner’in üstlendiği klip; İstanbul’da Silivri Selim Paşa ve Orman Orta Köy Millet Bahçesi gibi antik mekanlarda tamamlandı ve klip her detayıyla görsel bir ziyafete dönüştü.
”Hasan Çoban”ın yeni şarkısı ”Gel Alsana” Türkiye’nin en güçlü YouTube partnerlerinden ve müzik şirketlerinden Wediacorp Music etiketiyle tüm müzik platformlarında ve klibi Hasan Çoban YouTube kanalında yayında!

Meme kanseri belirtilerini kontrol etmenin çok kolay bir yolu var.

Lübnan Meme Kanseri Vakfı, 4 Şubat Dünya Kanser Günü vesilesiyle “Şifalı Ekmek” kampanyasını başlattı. “Şifalı Ekmek”, kadınlara kendi memelerini muayene ederek meme kanserinin erken belirtilerini nasıl tespit edebileceklerini anlatmak üzere geleneksel ekmek yapımını kullanıyor. Lübnan Meme Kanseri Vakfı’nın Türkiye’de başlattığı kampanyanın elçiliğini ünlü sosyal medya fenomeni Melis İlkkılıç üstlendi.
Kampanya, kadınları doktora gitmekten, meme kanseriyle ilgili konuşmaktan ve kansere karşı kendi kendine meme muayenesi yapmaktan alıkoyan vücudun mahrem bölgeleriyle ilgili kültürel tabuları yıkmaya yardımcı olmak üzere hazırlandı. Ekmek hamuru hazırlarken kullanılan basit hareketler dikkate alınarak oluşturulan “Şifalı Ekmek” kampanyası, kadınlara kendi kendilerine meme kontrollerini nasıl yapacaklarını ve meme kanserinin erken belirtilerini nasıl tespit edebileceklerini öğretiyor. “Şifalı Ekmek”, tıbbi olarak onaylanmış hareketleri hamur yoğurma yoluyla anlatarak kadınların kendi kendilerine yapacakları meme muayenesiyle memede oluşan herhangi bir anormalliği nasıl fark edebileceklerini gösteriyor.
Türkiye’de meme kanseri en çok görülen dördüncü kanser türü. Ancak, kadınların kendi kendilerine yaptıkları meme muayenesi meme kanserinin erken teşhis edilmesinde önemli rol oynuyor. Türkiye’de konuyla ilgili farkındalık yaratmak üzere ünlü sosyal medya fenomeni Melis İlkkılıç, kendi “Şifalı Ekmek” videosunu hazırladı. İlkkılıç’ın üç adımdan oluşan Şifalı Ekmek muayenesini ünlü fenomenin Instagram hesabından izleyebilirsiniz.
Lübnan Meme Kanseri Vakfı Başkan Yardımcısı Mirna Hobballah kampanya hakkında şunları söyledi; “Bu kampanyayla, kültürel normlar sebebiyle vücudun mahrem sayılan yerleriyle ilgili konuşmaktan çekinen kadınlara ulaşmak ve onların meme kanseri riskine karşı doktora gitmekten alıkoyan çekincelerini ortadan kaldırmak istedik. Özellikle pandemi döneminde, evde ekmek pişirme pratiği birçok evde yaygınlaştı. Kadınlarla doğrudan kendi kendine meme muayenesi veya kanserden konuşmak yerine ekmek yapımından konuşarak, bu durumu meme muayenesi için fırsata çevirmek istedik.”
Bugün “Şifalı Ekmek
” kampanyası, İngiltere ve Almanya’da da ünlü aşçıların, doktorların ve sosyal medya fenomenlerinin kendi “Şifalı Ekmek” videolarını yayınlamalarıyla başladı. Bu kampanya ilk olarak Lübnan’da, Lübnan Meme Kanseri Vakfı, Beyrut Amerikan Üniversitesi Tıp Merkezi ve McCann iş birliğiyle ünlü Şef Um Ali’nin çektiği kampanya videosuyla hayata geçirildi.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Kanserin En Güçlü Düşmanı Erken Tanı

Ülkemizde en sık görülen beş kanser türünden biri olan kolon (kalın bağırsak) kanserine, genellikle 50 yaşın üzerindeki kişilerde rastlanıyor. Ancak ülseratif kolit ya da familial polipozis gibi bazı ailesel hastalıkların olması halinde 50 yaş altında hatta 20’li yaşlarda dahi görülebiliyor. Genellikle aşırı yağlı beslenmek ve kızartma türü yiyecekleri tüketmek hastalığın ortaya çıkmasında önemli rol oynadığına işaret eden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Özcan Gökçe, ayrıca obezite ve sigaranın da birer risk faktörü olarak öne çıktığına dikkat çekiyor.
50 yaşını geçen bazı kişilerde kalın bağırsağın içini döşeyen mukoza yüzeyinde polip denilen küçük çıkıntılar meydana gelmeye başlıyor. Adenomatöz polip olarak adlandırılan bu yapıların yaklaşık yüzde 20-30’unda ise kolon kanseri gelişiyor. Sayısı arttıkça, risk de artıyor. Polip özelliklerinin risk faktörlerini belirlediğine dikkat çeken Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı ve Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Gökçe, şu bilgileri veriyor: “Bu poliplerin tabanı genişse kanser oluşma ihtimali fazlayken, mantarsal oluşumlarda yani sapın daha ince olması halinde olasılık azalıyor. Tabanı geniş olan sesil poliplerin zaman geçirilmeden çıkarılması gerekiyor. Villöz adenom olarak adlandırılan bazı poliplerin de kolon kanserine yatkınlığı fazla oluyor. Özellikle kalın bağırsağın son kısmında yer alan bu poliplerin kolon kanserine dönüşme oranı yüzde 100 olarak belirtiliyor. Dolayısıyla villöz adenomu olan kişilerde poliplerin erken evrede çıkarılarak, kolon kanserine dönüşmeden tedavi edilmesi gerekiyor. Bir kişide polip olması her zaman kanserle karşılaşılacağı anlamını taşımıyor. Örneğin; iltihabi polipler kansere yol açmazken, adenamatöz polipler pre-kanseröz olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla bir polibin patolojik incelemesinde adenomatöz olduğu saptanırsa, dikkatlice takip edilmesi gerekiyor.”

KANAMAYLA BELİRTİ VERİYOR

Kalın bağırsağın sol tarafında bulunan polipler kanamayla, sağ tarafındakiler de kanda hemoglobin değerinin düşmesiyle kendini gösteriyor. Villöz adenomlar ise dışkıyla birlikte gelen sümüksü salgıyla belirti veriyor. Kalın bağırsak tümörlerinin hemen hepsinde, özellikle de sol tarafta bulunanlarda dışkının üzerinde herhangi bir şekilde çizgisel kanama odaklarının varlığı kolon kanserinin belirtisi olabiliyor. Sağ ve sol taraftaki tümörlerin belirtilerinin de farklı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gökçe, “Kalın bağırsağın ortasına kadar olan kısmı sağ, ortasından sonraki kısım da sol kolon olarak tanımlanıyor. Sol taraftaki tümörler, sol kolonda bağırsağın çapı daha küçük olduğundan sıklıkla dışkıya çıkmama ve kabızlık gibi tıkanmalarla belirti veriyor. Sağ taraftakiler ise kalın bağırsak çapı daha geniş olduğundan tıkanma yapmıyor ama kandaki hemoglobinin düşmesine yol açıyor. Genel olarak soldaki tümörler erken, sağdakiler ise geç tanı alıyor” diyor.

ERKEN TANI ÖNEM TAŞIYOR

Kolon kanserinden korunmada beslenme şeklinin yanı sıra 50 yaşın üzerindeki kişilerin düzenli olarak kolonoskopi yaptırması önem taşıyor. Aile öyküsünde tümör olanların her yıl, olmayanların ise beş yılda bir düzenli kolonoskopi yaptırması gerekiyor. Çünkü ailesel öyküsü olan kişilerde, bu hastalığın gelişme riski, toplumun kalanına oranla en az yedi kat daha fazla oluyor. Kolonoskopi dışında 50 yaşın üzerindeki herkesin düzenli olarak gaitada gizli kan testi yaptırması da önem taşıyor. Bu testin sonucunda az da olsa pozitiflik görülmesi halinde ise hastanın kolonoskopiyle değerlendirilmesi gerekiyor. Ancak hemoroid de dâhil herhangi bir kanama, test sonucunun pozitif çıkmasında etkili olabiliyor.

KOLONOSKOPİ SIRASINDA TEDAVİ DE UYGULANABİLİYOR

Erken dönemde fark edilen poliplerin kolonoskopiyle çıkarılması sonucu kolon kanserinin tedavisi sağlanabiliyor. Ancak bunun için bir tane, mantarsal tipte polip bulunması ve sapta herhangi bir tümör olmaması gerekiyor. Düzenli kolonoskopi yaptırılmadığı durumlarda ise söz konusu kolon kanseri türleri daha ileri evrelerde kendini gösteriyor. Bu şartlarda temel bir cerrahi yaparak, kalın bağırsağın tümünün çıkarılması gerekebiliyor. Multiple polipozis denilen ailesel poliplerin varlığında, kalın bağırsağın tamamına polip yerleşebileceği için tümünü çıkartmak gerekebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Gökçe; “bu tür cerrahilerin mümkün olduğunca lenf bezlerini de içine alan geniş bir yelpazede uygulanması gerekiyor. Bu sayede, vücutta gözle görülen bir tümör kalmaması da sağlanabiliyor” diyor.

KARACİĞER TÜMÖRÜNÜN DE ALINMASI GEREKİYOR

Kolon kanserlerinde, karaciğer yayılımı da olabiliyor. Ancak bu tablo, hastanın tedavi edilemeyeceği anlamına gelmiyor. Diğer kanser türlerinden farklı olarak karaciğere yayılım varsa aynı seansta kalın bağırsak tümörünün cerrahi olarak çıkarılmasıyla birlikte karaciğer tümörünün yani metastazının da olabildiğince alınması tavsiye ediliyor. Özellikle rektum denilen, kolonun çıkışına yakın olan tümörlerde ise makat bölgesine yakınlığı önem kazanıyor.

TEDAVİYE KEMOTERAPİ VE RADYOTERAPİ DE EKLENEBİLİYOR

Cerrahiyle tedavi edilen kolon kanseri hastalarının büyük çoğunluğuna kemoterapi, bazen de radyoterapi verilebiliyor. Kolon kanserinde multidisipliner tedavi yaklaşımı, bu noktada devreye giriyor. Hastalar, onkoloji uzmanının da aralarında bulunduğu bir ekip tarafından takip ve tedavi ediliyor. Tedaviye genellikle cerrahiyle başlanıp, ardından kemoterapi yapıldığını ancak tümörün aşağıda, makata yakın bölgede yer alması halinde öncesinde kemoterapi ve radyoterapiyle tümörün evresinin küçültüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Gökçe, “Tümör cerrahi sınırlara geldikten sonra ameliyatla alınabiliyor. Buna sandviç tedavisi adı veriliyor. Bazı durumlarda ise önce kemoterapi, ardından cerrahi uygulanıyor. En son da gerekli hallerde kemoterapi radyoterapi ile kombine edilebiliyor” diyor.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

BMW’nin En Güçlü Modeli Yeni BMW M5 CS Türkiye’de Yollara Çıkmaya Hazırlanıyor

Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörü olduğu BMW, bugüne kadar ürettiği en güçlü ve performanslı seri üretim modeli olan Yeni BMW M5 CS’i, 635 bg’lik motoru ve olağanüstü sürüş deneyimiyle yılın ikinci çeyreğinden itibaren Türkiye’de yollarla buluşturmaya hazırlanıyor.
Kısa zaman önce tanıtılan Yeni BMW M3 CS, BMW M4 CS ve BMW M2 CS’den sonra BMW M5 CS, M model ailesinin en tepe noktasında yerini almaya hazırlanıyor. BMW’nin sınırlı sayıda üreteceği Yeni BMW M5 CS, lüks görünümüyle birleşen çarpıcı ve sportif performansıyla standartları yeniden belirliyor.
Yeni BMW M5 CS’in 4.4 litrelik TwinPower V8 motoru, 6000 devirde 635 bg güç ve 1800-5950 devir aralığında 750 Nm tork üreterek modelin BMW M tarihindeki en güçlü model olmasını sağlıyor. Drivelogic sekiz ileri M Steptronic şanzıman ve M xDrive dört tekerlekten çekiş sistemi Yeni BMW M5 CS’in muazzam gücünü yola aktarmasında yardımcı olurken, saf sürüş performansı isteyenler içinse yalnızca arkadan itiş modu sunuyor.

Hafiflikten gelen güç

İncelikli bir çalışmanın sonucunda ortaya çıkan hafif tasarım, Yeni BMW M5 CS’in, BMW M5 Competition’a göre yaklaşık 70 kilogram daha hafif olmasına imkan tanıyor. Yeni BMW M5 CS, düşük ağırlığı sayesinde 0-100 km/s hızlanmasını yalnızca 3 saniyede tamamlarken, elektronik olarak sınırlandırılan 305 km/s maksimum hıza ulaşabiliyor.
Yeni BMW M5 CS’de kullanılan kaput, dış ayna kapakları, arka rüzgarlık, arka difüzör, M Power motor bölmesi kapağı ve susturucu, otomobilin performansını doğrudan etkileyen ağırlığın düşürülmesine katkı sağlayan karbon fiber takviyeli plastikten üretildi.

Ayrı ayrı yapılandırılabilen sürüş dinamikleri

Yeni BMW M5 CS, arzu edilen sürüş özelliklerinin seçilebilmesi için hem M xDrive sisteminin hem de tüm dinamik sürüş bileşenlerinin ayrı ayrı yapılandırılabilmesine olanak tanıyor. M xDrive sisteminin arka tekerleklere olan güç transferi, otomobile olağanüstü bir çeviklik katarken, güç dağılımı ise ön ve arka tekerlekler arasında değiştirebiliyor. Ayrıca, daha fazla sürüş özelliğinin seçilebilmesi için DSC sisteminin tepkileri ayarlanabiliyor. Sürücüler, 4WD ve 4WD Sport’un yanı sıra arkadan çekiş için 2WD modu sayesinde seçim özgürlüğü sunan Yeni BMW M5, önceki nesillerde yer alan saf sürüş özelliklerinin tamamından faydalanılabilmesine imkan sağlıyor. Değişken Amortisör Kontrolü (VDC) sisteminde sunulan COMFORT, SPORT ve SPORT + modları sayesinde sürücüler, günlük kullanımdan, yüksek performanslı pist sürüşüne kadar birçok farklı sürüş seçeneğine sahip oluyor.

Heyecan verici tasarım

Karizmatik görünümlü “M5 CS” amblemleri, BMW Böbrek Izgara’sı, havalandırma kanalları ve bagaj kapağında yer alırken, 20 inçlik M alaşım jantlar ise Altın Bronz rengiyle modelin sportif tasarımını güçlendiriyor. BMW Laser farların L şeklindeki ışıkları, kısa huzme, uzun huzme veya karşılama ışığı açıldığında beyaz yerine sarı renkte yanarak yüksek performanslı GT yarış otomobillerine atıfta bulunuyor.
Yeni BMW M5 CS’in standart olarak sunulan özellikleri arasında, M’e özgü heyecan verici bir sesle motorun devirlenmesini sağlayan paslanmaz çelikten üretilmiş dört çıkışlı spor egzoz sistemi yer alıyor. Ayrıca kırmızı veya altın renginde tercih edilebilen kaliperlerle gelen M Karbon seramik frenler de yine standart olarak gelen özellikler arasında.
Yeni BMW M5 CS, üç farklı renk seçeneğiyle yollara çıkmaya hazırlanıyor. Yeni BMW M5 ve M5 Competition’da da sunulan Brands Hatch Grey M5 ailesinin ortak rengi olacak. Ayrıca, Yeni BMW M5 CS’e özel olarak BMW Individual mat kaplamasıyla, Frozen Brands Hatch Grey metalik ve Frozen Deep Green metalik renkleri de tercih edilebilecek.

Sürüş keyfini maksimuma çıkaran detaylar

Yeni BMW M5 CS’deki olağanüstü sürüş deneyiminin keyfini M Carbon koltuklarda oturan sürücü ve yolcular en üst seviyede yaşarken, siyah Merino deri kaplamalar Mugello Kırmızısı dekoratif dikişlere sahip. Ön koltuklar için aydınlatmalı M5 logoları içeren entegre koltuk başlıkları, efsanevi Nürburgring pistinin silüetini yansıtıyor. M Alcantara direksiyon simidinin üzerinde bulunan vites değiştirme kanatçıkları karbon fiberden üretilirken, direksiyon simidinin kollarında kullanılan siyah krom kaplamalar ise Yeni BMW M5 CS’in sıra dışı performansına vurgu yapıyor.
Yeni BMW M5’te kullanılan 12,3 inçlik bilgi-eğlence ekranı, Yeni BMW M5 CS’de de yerini alıyor. Böylelikle sürücüler, BMW M xDrive dört tekerlekten çekişin birçok özelliğini kolaylıkla kullanabiliyor. M Modu düğmesini kullanılarak ROAD ve SPORT ayarları arasında hızlı bir geçiş yapılabiliyor. Bu özellik sayesinde M Modu düğmesine basılı tutup ardından merkezi ekrandaki komut istemini onaylanarak Yeni BMW M5 Competition’da olduğu gibi TRACK moduna hızlı bir geçiş yapılabiliyor.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Görkem Sağlam 'Senin olmadığın her gün hayatı erteliyorum' dedi

Pop ve Alternatif müziğin yetenekli temsilcilerinden Görkem Sağlam, yeni şarkısı “OL SEN” ile dinleyicilerin karşısına çıkıyor!
2020’de yayımladığı ilk teklisi “Hayatımın Nakaratı”yla dikkatleri üzerine toplamayı başaran Görkem Sağlam, yeni teklisi “OL SEN”’i PDND Müzik etiketiyle tüm dijital platformlarda paylaştı.
PDND Müzik YouTube kanalında yayınlanan şarkının sözleri ve müziği genç yetenek Görkem Sağlam’a, düzenlemesi ise Matthew Brett’e aittir. Klibin yönetmen koltuğunda ise Botond Fodor yer alıyor.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Murat Parasayar Akıncı dizisiyle ekranlara geri dönüyor

ATV’de Cuma günleri ekranlara gelen Akıncı adlı diziye usta bir isim daha katıldı. Ortaya çıkan bazı kulis bilgilerine göre usta oyuncu Murat Parasayar, Akıncı dizisine Yusuf karakteriyle katıldı. Son 5 senedir çok yoğun tiyatro programı sebebiyle gelen projelerin hiç birini kabul etmeyerek ekranlarda yer almayan Murat Parasayar, Kurtlar Vadisi Pusu adlı popüler dizide Sarp Günsel karakteri ve 2016’da Kanal D’de ekranlara gelen Hayatımın Aşkı adlı dizide Zengin İşadamı Rahmi karakteriyle öne çıkmıştı.
Murat Parasayar Kimdir?
Murat Parasayar, 1966 yılında Bursa‘da doğmuştur. İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümünden mezun oldu. Murat Parasayar çok sayıda reklam filmi, katalog ve defile çalışmasında görev aldı. Sunuculuk da yapan Murat Parasayar, 1992 yılında “Barışta Savaşanlar” isimli dizideki başrol ile dizi oyunculuğuna başladı. 1995 yılında senaristliğini ve yönetmenliğini Osman Seden‘in yaptığı “Gül ve Diken”adlı dizide Aydan Şener ile birlikte başrolde olarak oynadı. Ayrıca dizide Müge Arda, Yusuf Sezgin, Tomris Oğuzalp, Osman Seden, Efkan Efekan, Ali Karagöz gibi oyuncular da rol almıştır.
Rol Aldığı Diziler:

Hayatımın Aşkı (Kanal D – 2016)
Kurtlar Vadisi Pusu (Atv – 2014)
Tövbeler Tövbesi (Atv – 2012)
Hesaplaşma (TRT – 2010)
Aşkımızda Ölüm Var (Show Tv – 2005)
Camdan Pabuçlar (Atv – 2004)
Benim İçin Ağlama (TGRT – 2001
Belalım benim (TGRT – 1999)
Sen Allahın Bir Lütfusun (Star TV – 1998)
Mirasyediler (Show TV – 1997)
İlk Aşk (Kanal D – 1996)
Gül ve Diken (Star TV – 1995)
Barışta Savaşanlar (Kanal 6 – 1992)

Rol Aldığı Sinema Filmleri

4N1K 1 (2017)
Benzersiz (2017)
Senarist (2016)
Meleklerin Mucizesi (2015)

Rol Aldığı Tiyatro Oyunları

Binbir Gece Masalları (Çiğdem Tunç Tiyatrosu 2019 -2020)
Olgun Portakal (Tiyatroname 2016-2020)
Şoför Nebahat (Çiğdem Tunç Tiyatrosu 2017 – 2018)
Bir Eski Zaman Hikayesi (Çiğdem Tunç Tiyatrosu 2016 – 2020)
El Deliye Biz Akıllıya Hasret (Çiğdem Tunç Tiyatrosu 2016)
Bana Bir Star Lazım (Züyatro 2014 – 2015 )

Sunuculuk:

Ödül Törenleri
Bayi ToplantılarI
Festivaller
Lansmanlar
Defileler
Moda günleri
Oyunculuk Eğitimi
Oyuncu koçu

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)