Aylık arşivler: Mart 2021

Klimayla yüksek enerji tasarruflu ve sağlıklı iklimlendirme mümkün

İleri teknolojiye sahip iklimlendirme çözümleriyle öne çıkan Mitsubishi Electric, evleri ve ofisleri tasarruflu bir şekilde ısıtmaya veya soğutmaya imkân tanıyor. Mitsubishi Electric’in teknoloji, tasarım ve üretimde mükemmelliğe işaret eden Mitsubishi Electric Quality anlayışıyla ürettiği ürünleri uzun yıllar boyunca sorunsuz çalışıyor ve deneyimleyenler en iyi seçim olduğunu teyit ediyor. Mitsubishi Electric Klima Sistemleri Ürün Müdürü Caner Güçer; ileri teknolojiye sahip iklimlendirme sistemleriyle yüksek düzeyde enerji verimliliği sağladıklarını söyleyerek mekânların tasarruflu ısıtılması ya da soğutulmasının mümkün olduğunu vurguladı ve artan sağlık endişeleri nedeniyle klimalardaki filtrelerin önemine dikkat çekti. 

 

Pandemi nedeniyle iç ortamda daha fazla zaman geçiriliyor. Kış ve bahar aylarında klimayla ısınan ya da sıcak iklimlerde klimayla soğutulan iç ortamlardaki klima filtreleri ve elektrik faturaları tüketicileri endişelendirebiliyor. Doğru bir klima sistemi yatırımıyla uzun yıllar sorunsuz ve sağlıklı ısıtma ya da soğutmanın mümkün olduğunu vurgulayan Mitsubishi Electric Klima Sistemleri Ürün Müdürü Caner Güçer, klimayla yüksek enerji tasarruflu ve sağlıklı iklimlendirmenin mümkün olduğunu söyledi ve artan sağlık çekinceleri nedeniyle klimalardaki filtrelerin önemine de dikkat çekti.

 

Ürünlerini en zorlu testlerden geçiriyor

Mitsubishi Electric’in gücünü daha iyisi için değişimi hedefleyen global vizyonundan aldığını söyleyen Caner Güçer; “Mitsubishi Electric, iklimlendirme sistemlerini konfor, verim ve dayanıklılığın en yüksek standardını ifade eden Mitsubishi Electric Quality (MEQ – Mitsubishi Electric Kalitesi) anlayışıyla üretiyor. Markamız; teknolojide, tasarımda ve üretimdeki mükemmelliğine işaret eden bu global kalite anlayışı çerçevesinde en iyiyi sunmak için klima sistemlerini en zorlu testlerden geçiriyor, üretimini en hassas proseslerle kontrol ediyor. Böylece, sistem ömrünü tamamlayana kadar uzun bir süre çalışıyor” dedi. 

 

Ortamdaki kişileri ve beden sıcaklıklarını algılıyor, gereğinden fazla ısıtma veya soğutma yapmıyor

Yapay zekâ algoritmasına sahip Legendera klimaların kişilerin mekân içinde en çok zaman geçirdikleri yerleri algıladığını söyleyen Güçer, sözlerine şöyle devam etti: “Bu sayede az kullanılan alanlar, daha az ısıtılarak ya da soğutularak maksimum konfor ve minimum enerji tüketimi sağlanıyor. Sahip olduğu yapay zekâ algoritması ve ‘3D i-See Sensör’ isimli mekân tarama teknolojisiyle ortamdaki kişilerin vücut sıcaklığını algılayan Legendera klimalar, sensör yardımıyla fan hızını ve hava yönlendirme şeklini otomatik olarak belirleyebildiği gibi gereğinden fazla ısıtma yapmadığı için maksimum enerji verimliliği ve konfor sağlıyor. Legendera klimaların 3 boyutlu sensör sistemleri, ortamda kullanıcı olmadığında enerji tasarrufu için ayar sıcaklığını 1 ya da 2 derece yukarı ya da aşağı ayarlayabildiği gibi kişilerin mekân içinde yoğun olarak zaman geçirdiği yerleri tespit ederek bu doğrultuda çalışabiliyor.”

2 kat yüksek verimlilikle hem cüzdana hem de çevreye dost yaklaşım 

Tüketicilerin klimaların elektrik faturalarını yükseltmesinden endişe edebildiğini söyleyen Caner Güçer; “Mitsubishi Electric teknolojisiyle üretilen ve verimliliği büyük ölçüde arttırılan Poki-Poki Motor ile ezber bozan bir performans sergileyen Legendera serisi klimalar, soğutmada 10,5’e ulaşan verim değeriyle sıradan A sınıfı cihazlardan iki kat daha yüksek verimliliğe sahip öncü bir ürün. A+++ sınıfına ulaşan Legendera klima serimizin yanı sıra A+++ soğutma ve A++ ısıtma verimliliğine sahip EnviroME serisi klimalarımızla konutlarda ısıtma alışkanlıklarının değişmesini sağlarken hem ısıtma hem de soğutmada enerji tüketiminin azalmasına katkıda bulunuyoruz. Legendera klima serisindeki Plasma Quad Plus filtresi, sadece 2 Watt elektrik tüketiyor; böylece hem tüketicilerin ceplerine hem de çevreye katkı sağlıyoruz” dedi.

 

Klimadaki filtre teknolojisi ve cihazın kolay temizlenmesi çok önemli   

Özellikle kapalı alanlarda daha fazla zaman geçirdiğimiz bu dönemde iç mekân havalandırma ihtiyaçlarının arttığını belirten Güçer sözlerini şöyle tamamladı: “Klimanın içindeki filtre ve cihazın kolay bakım özelliği de tüketicilerin seçim kriterlerinin başında gelmeli… Legendera serisi klimalarımızda bulunan Plasma Quad Plus filtresi, 0.3µm büyüklüğündeki parçaları bile filtreleme gücüne sahip… Legendera serisi klimalarının iç ünitelerinde uygulanan Çift Katmanlı Kaplama (Dual Barrier Coating) özelliği de diğer dikkat çeken noktalardan biri… İç ünitede fan, ısı değiştirici ve hava yolu üzerine uygulanan bu çift katmanlı yapı, yağ ve su bazlı kirleticilerin birikmesini zorlaştırıyor ve kirleticilerin filtre üzerinde birikmesine imkân tanıyor. Bu sayede kullanıcılar, filtrelerini temizlediklerinde bireysel olarak daha kolay ve etkin cihaz temizliği gerçekleştirebiliyor. Detaylı profesyonel temizlik gerektiğinde ise işlem kısa sürede tamamlanıyor. Böylece cihazın uzun süreli kullanımı mümkün oluyor. Tüketiciler, kullanacakları alana göre en doğru sistemi seçerek endişe etmeden klimayla ısıtılmış ya da soğutulmuş sağlıklı bir ortamda yaşayabilirler."

 

Mitsubishi Electric Corporation Hakkında

Güvenilir ve yüksek kaliteli ürünler üretmek konusunda 100 yıllık deneyime sahip olan Mitsubishi Electric Corporation; bilgi işlem ve iletişim sistemleri, uzay geliştirme ve uydu iletişimleri, tüketici elektroniği cihazları, sanayi teknolojileri, enerji, nakliye ve inşaat makinelerinde kullanılan elektrikli ve elektronik donanımların üretimi, pazarlaması ve satışında bilinen bir dünya lideridir. Mitsubishi Electric, “Changes for the Better” (Daha İyisi İçin Değişim) ruhuyla toplumu teknolojileriyle zenginleştirmektedir. Şirket 31 Mart 2020’de sona eren mali yılda 4,462.5 milyar yen* (40.9 milyar dolar) konsolide grup satışı gerçekleştirmiştir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kadın girişimciliğine Türk Telekom’dan dijital katkı

Türk Telekom, ‘Hedefi Olan Kadına İnternetle Hayat Kolay’ projesiyle kadın girişimciliğini destekleyerek onların başarı hikâyeleri yazmalarına liderlik etmeye devam ediyor.  Proje kapsamında; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel hayata geçirilen ‘Dijital Pazar Yeri’ etkinliğine katılan 10 kadın ürünlerini ve hikâyelerini paylaştı. 

 

Türk Telekom, üreten kadınları dijital teknolojilerle destekliyor. Türk Telekom’un kadının toplumdaki yerinin güçlendirilmesini ve üretim ekonomisine aktif katılımını sağlamayı amaçladığı “Hedefi Olan Kadına İnternetle Hayat Kolay” projesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde yaptığı ‘Dijital Pazar Yeri’ etkinliğiyle devam ediyor.  

 

 Tük Telekom’un Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Habitat Derneği iş birliğiyle hayata geçirdiği “Hedefi Olan Kadına İnternetle Hayat Kolay” projesi doğrultusunda, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında ‘Dijital Pazar Yeri’ etkinliği düzenlendi. Çevrimiçi düzenlenen etkinliğe, kariyer hedeflerini değiştirerek kurumsal hayata veda edip kendi ürünleriyle markalarını yaratan kadınlar ile daha önce hiç çalışmamış ancak el emeği ürünlerini internetten kitlelere ulaştıran 10 kadın katıldı. 

 

Kadınlardan ilham veren hikâyeler

 

Proje kapsamında aldıkları dijital pazarlama eğitimiyle girişimcilik potansiyellerinin farkına varan kadınlar, ürünlerini ve hikâyelerini paylaştılar. Eski spor spikeri Dilara Tamara Ersoy Yamakoğlu, sevdiği uğraşı keşfederek işe dönüştürmenin kariyer olarak görülmemesi algısını kırmak istediğini, el emeği ürünler üretmenin çaresizlikten kaynaklı bir mecburiyet olmadığını ifade etti. Tayininin çıktığı köy okulunda çocukların oyuncakları olmadığını fark ederek kendi girişimini başlatan öğretmen Aygül Küçükçanakçı ise gezici oyuncak atölyeleri düzenleyerek diğer kadınlara rol model olmayı hedeflediğini söyledi. 

 

Türk Telekom, ‘Hedefi Olan Kadına İnternetle Hayat Kolay’ projesiyle bugüne kadar 5 bin kadına ulaştı. Kadınlar, dijital pazarlama eğitimi başta olmak üzere, ürünleri için doğru sosyal medya mecralarının belirlenmesi, hedef kitle seçimi, e-ticaret mevzuatları, daha etkili pazarlama yöntemleri konularında profesyonelleşti. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

DEVA Partisi kadın politikaları vizyon belgesini açıkladı

Demokrasi ve Atılım Partisi, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle kadın cinayetlerini durdurmak, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak, kadının insan haklarını korumak ve başta ekonomi, toplumsal hayat ile siyaset olmak üzere hayatın her alanındaki varlığını güçlendirmek üzere benimseyeceği ve uygulamaya koyacağı politikaları bir vizyon belgesi ile açıkladı.

 

Kadının siyasetteki varlığının güçlendirilmesi için 35 cinsiyet kotası uygulayan Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi, Ankara’da düzenlenen ‘DEVA Kadında Zirvesi’nde gündeme getirilen, uygulamaya koymak üzere benimsediği kadın politikalarını bir vizyon belgesi ile kamuoyuna duyurdu.

 

Kadın cinayetlerinin durdurulması için hukuk ve eğitim alanında yapılacak reformlardan İstanbul Sözleşmesi’nin etkili biçimde uygulanmasına, kadını toplumdan ayrıştıran zihniyetle mücadele edilmesinden kadının karar mekanizmalarında yer alması için önünü açacak uygulamalar geliştirilmesine, eşit işe eşit ücret, parite ve kota uygulamalarından çalışan kadınlara kreş ve etüt desteği verilmesine kadar pek çok politikayı içeren vizyon belgesinde ”Ülkemiz kadınının umudu olacağız” vurgusu yapıldı.

 

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle açıklanan vizyon belgesinde DEVA Partisi kadın cinayetlerini durdurmak, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak, kadının insan haklarını korumak ve başta ekonomi, toplumsal hayat ile siyaset olmak üzere hayatın her alanındaki varlığını güçlendirmek üzere benimseyeceği ve uygulamaya koyacağı şu politikalara yer verdi:

 

İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayacağız

 

  1. İnsan onuruna yaraşır hayat standartları ile ülkemiz kadınının umudu, sorunlarının hızlı çözümü olacağız.

 

  1. Yeni ihtiyaçlar doğrultusunda geliştireceğimiz çözüm üreten politikalarla toplumsal hayatın her kademesinde kadının güvende olmasını sağlayacağız.

 

  1. Türkiye’de kadın nerede var olmak istiyorsa onu hak ettiği yere taşıyacak destek mekanizmaları oluşturacağız.

 

  1. Kadını toplumdan ayrıştıran zihniyetle mücadele edecek, kadının her alanda ve özellikle karar mekanizmalarında yer alması için önünü açacak sistemler, politikalar geliştireceğiz.

 

  1. Kadına yönelik şiddeti ve cinayetleri önlemek için İstanbul Sözleşmesi’nin gereklerini yerine getireceğiz.

 

Kadınları koruyacak hukuk reformları

 

  1. Kadınları koruyacak hukuk reformlarını, kanun ve uygulayıcılar boyutu ile geniş perspektifli ele alacak, hızla iyileştireceğiz. Kadını koruması gereken 6284 sayılı kanunu yeni düzenlemelerle etkin ve caydırıcı kılacak sayı ve oranları hızla aşağıya çekeceğiz.

 

  1. Kadını koruyacak mercilerdeki sorumlu kişilerin sorumluluk hisseden kişiler olmasını sağlayacağız.

 

  1. Uzun vadede koruyucu, önleyici etki için ilkokuldan başlayarak eğitimleri daha kapsamlı planlayacak, müfredata bağlı kalınmasını esas alacağız.

 

Siyasette daha çok kadın

 

  1. Yapı içindeki 35 cinsiyet kotasını parite hedefiyle destekleyerek güçlendirecek, daha çok kadının siyasette yer almasını sağlayacağız.

 

  1. Devletin vatandaşına hizmet sunduğu kurumlarda cinsiyete duyarlı bütçelemeyi önemseyeceğiz. Kamusal kaynakların cinsiyetler arasında eşit paylaşımını garanti altına alacak, hizmetlerin hakkaniyetle düzenlenmesini sağlayacağız

 

  1. Kadınların sorunlarına katılımcı, kapsayıcı, sivil toplum örgütleri ile istişare ve ortak akla dayalı çalışmalar, projeler yürüterek eğileceğiz.

 

 

Kadın girişimcinin finansal kaynaklara ve pazara erişimine destek

 

  1. Toplumsal Cinsiyete Duyarlı İstihdam Politikaları geliştirecek, kapsayıcı adil çözümler, koruyucu tedbirler, düzenlemeler ve destek paketleri ile kadınların iş hayatında kalıcılıklarını sağlayacağız.

 

  1. İşe alımlarda cinsiyetçi soruları kaldıracak, işe alım ve işten çıkarmada sebep oluşturmalarının önüne geçeceğiz.

 

  1. Kadınların girişimcilik kapasitelerini geliştirecek, şirket kurarken ve işlerini büyütürken finansal kaynaklara ve pazara erişimlerini destekleyeceğiz.

 

Çalışan kadına kreş ve etüt desteği

 

  1. Kadının iş- Aile Hayatı Dengesini sağlayacak ‘Aile Dostu’ politikalara yönelik işgücü piyasası düzenlemeleri ve işyeri uygulamaları ile çalışan kadını destekleyeceğiz (bakım izni, uzaktan çalışma, esnek iş programları ve saatleri vb..)

 

  1. Anne ve Babanın doğum sonrası zorunlu ücretli ebeveyn iznini, ortak sorumluluk almayı teşvik edecek şekilde AB, Avrupa standartlarına getireceğiz.

 

  1. Nitelikli, uygun fiyatlı, ev ya da iş yerine yakın kreş bakım desteği sağlayacağız. Yerel yönetimlerle yürütülecek ortak çalışma ile kreş sistemini erişilebilir, nitelikli ve denetlenebilir kılacağız.

 

  1. 3 yaşından itibaren kreş uygulaması getireceğiz. Çalışan kadına nakit ücret desteği yerine kreş, etüt desteği vereceğiz.

 

  1. Yaşlı bakım ve engelli bakım desteklerini de aynı mantıkla düzenleyecek, ailelere ama özellikle kadına toplum hayatında alan açacak, yükünü azaltacağız

 

Eşit işe eşit ücret, parite ve kota uygulamaları

 

  1. Eşit işe eşit ücret, parite, kota uygulamaları ile çalışma hayatını dengeleyeceğiz.

 

  1. Çalışma hayatını dijital dönüşüm ve pandeminin gereklerine uygun iyileştirecek, güçlendireceğiz. Evden yapılabilecek işlere yönelik düzenlemeler yapacağız.

 

  1. Esnek ve saat bazlı yeni iş modelleri ile kadını hak kayıplarına uğramadan, güvenceli ve adil şartlarla istihdamda tutacak, evi ve işi, geliri arasında seçim yapmak zorunda bırakmayacağız

 

  1. Çalışma hayatında yapacağımız iyileştirme ve düzenlemelerle kadın yoksulluğunu azaltacağız.

 

Kadının finansal ve yasal hak okuryazarlığını artıracağız

  1. Sosyal yardımları kader olmaktan çıkaracak objektif kriterlerle hakkaniyetle dağıtacağız. İhtiyaçlı fakat sosyal desteğe, yardıma ulaşamayan kimse bırakmayacağız.

 

  1. Mahalle bazlı Aile Destek Merkezleri kuracak, aileleri Asgari Gelir Desteği ile ülkede gelir adaletini tesis edeceğiz.

 

  1. Kadınların finansal ve yasal hakları ile ilgili okuryazarlığını arttıracağız. İmkânlarını dengeli ve verimli harcamalarını destekleyeceğiz.

 

  1. İklim krizi ile mücadele edecek, kadınların hayatını ve koşullarını düzelten, onların üretime katılmalarını sağlayan çözümler geli
    ştireceğiz.

 

  1. Gıda güvenliğinin ülke geleceğinin garantisi olduğu prensibi ile tarımı güçlendirecek, yenilikçi teknik ve destek mekanizmaları ile destekleyeceğiz

 

  1. DEVA Partisi olarak biz; umutsuzlara umut olacağız. Ülkeye nefes aldıracağız…

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

NEAMWave21 Tsunami Tatbikatı 8 Mart’ta başlıyor

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, 8-10 Mart 2021 tarihleri arasında Doğu Akdeniz’de düzenlenecek NEAMWave21 tsunami tatbikatında Tsunami Hizmet Sağlayıcı olarak katkı sunacak. Enstitü, Atina Ulusal Rasathanesi ile eşgüdüm içerisinde kurgulanan Doğu Akdeniz’de Kıbrıs adası açıklarında 7.7 büyüklüğünde bir deprem senaryosu üzerinden Tsunami Hizmet Sağlayıcı olarak tatbikata dahil olacak ve dört saatlik zaman diliminde yedi ayrı mesajı ulusal ve uluslararası tüm paydaşlarına iletecek.

 

8 Mart 2021 tarihinde saat 12.00’de başlayacak tatbikat ile tarihte büyük tsunamilerin yaşandığı Doğu Akdeniz bölgesinde tsunami farkındalık, hazırlık ve zarar azaltımı çalışmalarına katkı sağlanması hedefleniyor. Bilindiği gibi, son olarak 30 Ekim 2020’de gerçekleşen 6.9 büyüklüğündeki Doğu Ege depreminin tetiklemiş olduğu tsunami, İzmir Seferihisar ilçesi Sığacık ve Akarca bölgeleri ile Urla ilçesi Zeytineli bölgelerinde etkili olmuştu. 

 

 

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, UNESCO – Hükümetlerarası Oşinografi Komisyonu (IOC) – Kuzeydoğu Atlantik, Akdeniz ve Bağlantılı Denizler Tsunami Erken Uyarı ve Zararlarını Azaltma Sistemi – Hükümetlerarası Koordinasyon Grubu (ICG/NEAMTWS) çatısı altında Ulusal Tsunami Uyarı Merkezi (UTUM/NTWC) olarak görev yapmakta ve sorumluluk alanları Karadeniz, Ege ve Doğu Akdeniz'i kapsayacak şekilde ülkemiz ve çevresinde meydana gelen tüm depremleri ve denizlerde meydana gelebilecek su seviyesi değişimlerini gözlemleyerek ilgili ulusal kurum ve kuruluşlara Deprem Bilgi Mesajı ve Tsunami Erken Uyarısı veren, ICG/NEAMTWS tarafından Tsunami Hizmet Sağlayıcı olarak akredite edilmiş̧ 7/24 operasyonel bir merkez olarak faaliyetlerine devam etmekte ve ülkemizde tsunami farkındalık-zarar azaltımı konusunda çok boyutlu çalışmaları yürütmeye devam ediyor.

 

Kuzey-Doğu Atlantik, Akdeniz ve Bağlantılı Denizler Bölgesindeki ilk Tsunami Tatbikatı, eş başkanlığı KRDAE tarafından yürütülmüş olan ICG/NEAMTWS Tsunami ve Haberleşme Tatbikatı Görev Takımı tarafından 27-28 Kasım 2012 tarihlerinde başarı ile gerçekleştirildi. KRDAE bu tatbikata Doğu Akdeniz’de bir deprem senaryosu ile dahil oldu. İkinci Tsunami Tatbikatı NEAMWave14, 28-30 Ekim 2014 tarihlerinde gerçekleştirildi, KRDAE bu tatbikatta Karadeniz’de bir Tsunami Senaryosu için mesaj gönderici olarak yer aldıve bu sayede Karadeniz’e ilk defa olarak NEAMTWS çalışmalarında yer verildi. ICG/NEAMTWS’in 3. Tsunami Tatbikatı olan NEAMWave17’de KRDAE 1 Kasım 2017’de Antakya/Samandağ bölgesinde 1872 yılında meydana gelen Ms7.2 büyüklüğündeki deprem üzerinden daha büyük (Mw 7.4) bir deprem senaryosu geliştirerek tatbikata katılım sağlandı. KRDAE, NEAMWave17’de Antakya bölgesine odaklanarak halihazırda insani ve askeri bir krizin vuku bulduğu bir bölgede meydana gelebilecek eşzamanlı iki ayrı doğal afetin ve tetikleyebileceği teknolojik afet/afetlerin (örneğin BOTAŞ Hatay Doğalgaz/İskenderun Petrol Boru Hattında hasar ve yangın, BOTAŞ İskenderun Limanında tsunami nedeni ile tanker bağlantısında kopma neticesinde deniz kirliliği vs.) etkilerinin karar vericiler tarafından daha iyi anlaşılmasını sağlamak ve bu sayede bölgede faaliyet gösteren AFAD ve TSK gibi kurumların yanı sıra Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği ve Avrupa Birliği – Afet Acil Durum Koordinasyon Merkezi gibi kurumların da dikkatlerini çekti.

ICG/NEAMTWS’in 4. Tsunami tatbikatı olan NEAMWave21, 11 Mart 2011 Tohoku deprem-tsunamisinin 10. yılına denk gelen hafta içerisinde, 8-10 Mart 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Atina Ulusal Rasathanesi ile eşgüdüm içerisinde kurgulanan Doğu Akdeniz’de Kıbrıs adası açıklarında Mw 7.7 büyüklüğünde bir deprem senaryosu üzerinden Tsunami Hizmet Sağlayıcı olarak tatbikata 8 Mart 2021 tarihinde dahil olacak ve dört saatlik bir zaman diliminde yedi ayrı mesajı ulusal ve uluslararası tüm paydaşlarına iletecek. Tanımlanan senaryo doğrultusunda tsunami etki alanı Doğu Akdeniz’in tamamını kapsayacak.

NEAMWave21 tatbikatının ülkemizde ve bölgede tsunami farkındalık, hazırlık ve risk azaltımı çalışmalarının yanı sıra teknolojik afetleri tetikleyen doğal tehlikelere hazırlık ve bütünleşik afet risk azaltımı çalışmalarına da katkı vermesi amaçlanıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yanındayız Derneği ‘Berber Dükkanı Sohbetleri'ni bu kez Basisen üyeleri için gerçekleştirdi

YANINDAYIZ Derneği’nin Berber Dükkânı Sohbetleri bu kez BASİSEN ev sahipliğinde gerçekleşti. Dernek üyeleri Bahadır Kaleağası, Bülent Gürcan ve Erkan Tozluyurt’un katılımıyla 7 Mart Pazar günü gerçekleşen webinarda düzenlenen, Berber Dükkânı Sohbeti’nde toplumsal cinsiyet eşitliğinin hem kadın hem de erkekler ve ülke açısından önemi anlatıldı.

 

Açılış konuşmasını yapan BASİSEN Genel Mali Sekreteri Canan Cevikbaş; YANINDAYIZ Derneği’nin toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığı için yaptığı çalışmalara için teşekkür etti ve pandemi sonrasında bu toplantıların yüz yüze gerçekleşeceğini söyledi.Basisen’in bankacılık ve sigortacılık iş kolunda çalışan 40 bini aşkın kadın ve erkeği temsil ettiğini hatırlatan Çevikbaş; “ Toplumsal cinsiyet eşitliği için yola daha yeni çıktığımızı düşünüyoruz. Hep birlikte çok güzel işler yapacağımıza inanıyorum, “Kadın Varsa Hayat Var” dedi. 

Daha sonra Berber Dükkanı Sohbetine geçen dernek üyeleri katılımcıların sorularıyla keyifi bir sohbet gerçekleştirdiler.

 

YANINDAYIZ Derneği üyelerinden Bahadır Kaleağası şöyle konuştu: “Toplumsal yaşamın, siyasetin, ekonominin her kademesinde kadınlar var. Peki neden var? Kadınlara ayrımcılık yanlış olduğu için. Cinsiyet eşitliği doğru ve doğal olduğu için. Daha verimli devlet, daha verimli sivil kurumlar, bilim, sanat ve  şirketler için, daha iyi bir ülke için var. Toplumsal kalkınma ideallerimizin, iş yaşamı değerlerimizin ve en önemlisi dünya rekabet ortamında başarımızın temellerinde cinsiyet eşitliği olmalı. Çeşitlilik, özgürlük, yaratıcılık, girişimcilik ve sosyal sorumluluk erdemleri olmalı. Bilimsel veriler de, etik aklımız da bu yönde ilerlemenin elzem olduğuna işaret ediyor.”dedi.

Dernek üyelerinden Bülent Gürcan ise Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili istatistik tablolarını paylaştıktan sonra şunlar söyledi:   “Bu tablolardan da görüldüğü gibi, cinsiyet eşitliği konusunda iyi bir durumda değiliz. Bu acı tabloların düzelebilmesi için bireylere ve kurumlara çok büyük sorumluluk düşmektedir. Bizlerde bu sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz.” dedi.

Derneğin diğer üyesi Erkan Tozluyurt’un konuşması da özetle şöyleydi: “Ülkemizin nüfusuna bakıldığında kadın erkek nüfusunun hemen hemen eşit olduğu görülmektedir. Ancak fırsat eşitliği açısından baktığımızda böyle bir eşitlikten söz etmek mümkün değil.   Türkiye’nin taraf olduğu bir çok sözleşme var, örneğin İstanbul Sözleşmesi bunlardan biri ve en önemlisi. Bu sözleşme mutlaka uygulanmalıdır. Kötülüğün kazanmasının tek yolu iyiliğin hiçbir şey yapmamasıdır.”dedi.

Online Berber Dükkanı Sohbetleri: YANINDAYIZ Derneği üyelerinin, özgün “Berber Dükkânı” dekoru önünde toplumsal cinsiyet eşitliği kavramlarını konuştuğu interaktif bir sohbettir. Sohbetlerde; eşitlik, ayrımcılık, toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayatımızda kendini nasıl gösterdiği, Türkiye’de kadın ve erkek olmaya dair mevcut durum, çalışma hayatında karşılaşılan cinsiyet ayrımcılığı, erkeklik ve eşitlik için yapılabilecekler tartışılmaktadır. Dernek üyelerimiz konu hakkındaki farkındalıklarının nasıl geliştiğini sohbet esnasında samimiyetle paylaşmakta ve örnek rol modellerini oluşturmaktadırlar. Özellikle erkeklere erkeklik halleri konusunda ayna tutmak amaçlanmaktadır. Sohbet esnasında “Skorun Kaç” oyunu oynanarak katılımcıların toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda nerede durdukları, o seansın katılımcı ortalamasıyla karşılaştırmalı olarak farkları ölçülecektir. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Hackerlar bu kez “3 bin TL Pandemi desteği” yalanını kullanıyor

 

Türk kullanıcılar “3.000 TL Pandemi Desteği” vaadiyle hackerler tarafından avlanıyor. Pandeminin 1. yılına yaklaşılan bu günlerde Türk kullanıcıların Türkçe yalan içeriklerle hackerler tarafından oltalandığını belirten WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, Turkey Dog olarak ortaya çıkan bu atak türüne karşı internet kullanıcılarını uyarıyor.

 

Küresel çapta tüm insanlığı tehdit altına alan COVID-19 salgınından en çok hackerler faydalanıyor. Özellikle Türkiye özelinde kullanıcılara yönelik korku, umut ve destek mesajları içeren Türkçe içeriklerle oltalama saldırıları gerçekleştiren hackerlerin son taktiği pandemi desteği adı altında dağıttıkları binlerce lira oluyor. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın görselinin dahi kullanılarak hükümet tarafından pandemiye yönelik gerçek olmayan destek paketleri dağıtıldığına yönelik Türkçe içeriklerle internet kullanıcılarının tuzağa çekildiğine dikkat çeken WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, Turkey Dog olarak bilinen bu oltalama çeşidine karşı internetteki Türk kullanıcılarını dikkatli olmaya davet ediyor.

 

Başvuran Herkese 3.000 TL Pandemi Desteği Yalanı!

 

Çeşitli saldırı teknikleri ile tüm dünyada COVID-19 salgının yarattığı korkudan yararlanan hackerler durmak bilmiyor. Geçtiğimiz günlerde sahte aşı sırası ile Türk kullanıcılarına yönelik oltalama saldırılarını gerçekleştiren hackerlerin bu kez ki çıkış noktası ise pandemi desteği. Türkçe mesajlarla kullanıcıların karşısına çıkan hackerler “Son Faz Pandemi Desteği! Başvuran Herkese 3.000 TL Değerinde Pandemi Desteği, Şimdi Uygulamayı İndirerek Başvurunu Tamamla!” şeklinde e-posta iletilerini kullandığı görülüyor. Bu tarz içeriklerin arka planında dolandırıcılık scriptinin bulunduğuna dikkat çeken Yusuf Evmez, linke tıklayan kullanıcıların bilgisayar ve telefonlarına Trojan virüsünün yerleştiğini ve bu yolla hackerlerin tüm kişisel verilere kolaylıkla ulaşabildiğinin altını çiziyor.

 

İnandırıcılık İçin Sağlık Bakanının Fotoğrafını Kullanıyorlar!

 

Türk kullanıcılarını daha rahat avlamak isteyen hackerlerin başvurmadıkları yol kalmıyor. Özellikle tüm ülkenin yakından takip ettiği Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın fotoğrafını kullanarak da içerikler hazırlayan hackerler, birçok siteye çeşitli virüslü apk dosyalarını yerleştirmiş bulunuyor. Yapılan araştırmalarda “edestek.apk” adı altında birçok sitede Turkey Dog etkinliğine rastlandığını da hatırlatan Yusuf Evmez, yetkili mercilerin ilan etmediği ve yönlendirmediği hiçbir linke tıklanılmamasını, sitelerdeki bu tarz reklamlara itimat edilmemesinin siber güvenlik için en önemli adım olduğunu dile getiriyor.

 

5 Adımda Kendinizi Dolandırıcılardan Koruyabilirsiniz!

 

COVID-19 salgını ile ilgili artış gösteren siber saldırılara dikkat çeken WatchGuard Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, siber güvenliği elden bırakmamak için şu adımların takip edilmesi gerektiğini belirtiyor:

 

1. Resmi logolara aldanmayın. Karşınıza çıkan içeriklerde resmi logoların olması, e-posta adresinin meşru olduğu anlamına gelmez. Bu tarz içeriklere ciddi bir araştırma yapmadan üstün körü tıklamayın.

 

2. Belgelerin doğruluğunu araştırın. Size gönderilen bir dosyanın PDF veya resmi belge gibi görünmesi, o dosyanın gerçekten resmi bir kurumdan geldiği anlamına gelmez.

 

3. Kaynağı tanımıyorsanız tıklamayın. E-posta sizden yalnızca iletiyi yanıtlamanızı istese bile kişiyi tanımıyorsanız yanıtlamayın. Teklif gerçek olamayacak kadar iyiyse ve size sunduğu ödül gösterdiğiniz çabadan oldukça büyükse, kesinlikle bir oltalama e-postasıdır.

 

4.
Resmi kaynaklara başvurun.
 Birden fazla resmi kaynaktan bilgi sahibi olmaya çalışın ve bilgileri resmi kurumların web sitesine girerek kontrol edin.

 

5. Gerçek bir siber güvenlik korumasına sahip olun. Bu tür saldırılardan korunmak istiyorsanız, tüm cihazlarınızda sizi kimlik avı, dolandırıcılığı ve kötü amaçlı yazılımlardan koruyabilecek bir güvenlik çözümü kullanın. Böylece sizin için daha önemli olana, ailenizi güvende tutmaya odaklanabilirsiniz.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kia’dan mart ayında kadınlara özel kampanya

Kia Türkiye, 8 Mart Kadınlar Günü’nü kadınlara özel hazırladığı kampanya ile kutluyor. Kia Rio 1.4L Prestige modeli 8 Mart’tan itibaren mart ayında sadece kadın kullanıcılara özel indirimle 187.900 TL’den satışa sunuluyor. 

 Kia, ilk kez uyguladığı “Fırsat Araçları” kampanyasıyla Sportage ve Ceed modellerinde de özel indirimler sunuyor. Sportage Prestige (Dizel Otomatik) modeli 362.000 TL, Ceed HB Prestige (Dizel Otomatik) modeli ise 299.000 TL’lik satış fiyatıyla otomobilseverleri heyecanlandırıyor. 

 

Kia’da ayrıca mart ayında Sportage ve XCeed modelleri için 100 bin TL’ye 12 ay yüzde faiz avantajı bulunurken; Picanto, Rio, Stonic, Ceed modellerinde ise 50 bin TL’ye 18 ay yüzde 0,99 faiz fırsatı sunuluyor.

Birbirinden farklı avantaj ve kampanyalarıyla mart ayına hızlı giriş yapan Kia, sıfır faiz seçeneklerine ek olarak 8 Mart Kadınlar Günü’ne özel, sadece kadın müşterilerine sunduğu kampanya ve mart ayında uygulamaya aldığı “Fırsat Araçları” indirim seçeneğiyle otomobil sahibi olmak isteyenlere avantajlı bir dünyanın kapılarını açıyor.

 

 

Sportage ve Ceed’ de büyük fırsat!

 

Kia mart ayında uygulamaya aldığı “Fırsat Araçları” seçeneğiyle avantajlı kampanya ve faiz oranlarının yanı sıra otomobil severlere özel indirimler de sunuyor. 

 

Performans ve yakıt tasarrufunu bir arada sunan, dikkat çeken tasarımıyla görenleri hayran bırakan C-SUV sınıfının iddialı oyuncusu Sportage (Cool benzinli MT versiyon hariç), mart ayına özel 100 bin TL’ye 12 ay yüzde 0 faiz seçenekleriyle sahiplerini bekliyor.

 

Ayrıca mart ayının fırsat aracı Sportage Prestige (4×2) 1.6L dizel otomatik versiyonu da 362.000 TL satış fiyatıyla sunuluyor. 

 

Kia Ceed, birinci sınıf konfor sahibi olmak isteyenlere özel 50 bin TL’ye 18 ay yüzde 0,99 faiz fırsatı ile sunuluyor. Kia’nın mart ayına özel diğer fırsat aracı Ceed HB Prestige 1.6L dizel otomatik versiyonu da 299.000 TL satış fiyatıyla dikkat çekiyor.

 

 

Kia’nın güçlü üçlüsü Picanto, Rio ve Stonic mart ayında da dikkat çekiyor

Tasarımı ve sınıfının üstünde iç hacmiyle rakiplerinden ayrılan ve A segmentinin lideri olan Picanto, modern ve yenilikçi çizgileriyle fark yaratan Rio, B SUV sınıfında dinamik ve ödüllü tasarımıyla dikkat çeken Stonic; 50 bin TL’ye 18 ay yüzde 0,99 faiz ile güç ve heyecan tutkunlarına sesleniyor.

Rio 1.4L Prestige modelinde 8 Mart’tan itibaren mart ayında sadece kadınlara özel indirim uygulayan Kia,  187.900 TL fiyat avantajıyla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor. 

Kia’nın benzersiz SUV modeli XCeed ise, mart ayına özel 100 bin TL’ye 12 ay yüzde 0 faiz fırsatıyla sahiplerini bekliyor. 

Hafif ticari araç kategorisinde KOBİ’lerin vazgeçilmezi olan Bongo ise 50 bin TL’ye yüzde 0 faiz ve 12 ay taksit avantajıyla fark yaratıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Merve Oflaz:" Kimseye Muhtaç Olmamak Özgüvenimi Tetikliyor"

2008 yılında Acun Ilıcalı’nın sunduğu “Var Mısın Yok Musun?” yarışması ile ünlenen Survivor şampiyonu, oyuncu, sunucu ve pilates eğitmeni Merve Oflaz MAG Mart Kadınlar Günü özel dosyasına konuk oldu. 

2010 yılında Survivor Kızlar-Erkekler yarışmasında birinci olan, pilates eğitmeni ve oyuncu Merve Oflaz, MAG Kadınlar Günü dosyasına konuk oldu.

 

Kendi sektöründe zorluk ya da ayrımcılık adı altında yaşanan sıkıntıların diğer sektörlere göre daha az olduğunu belirten Merve Oflaz, “ Maalesef genel olarak kadınların yaşadığı zorluklar arasında yeterince ciddiye alınmamak, fırsat eşitliğine sahip olamamak, mobbing, iş ve özel yaşam dengesi ve duygusallık bahanesi var” diye konuştu. Kendi ayaklarının üzerinde durabilmenin paha biçilemez bir duygu olduğunu belirten Oflaz, “Özgür bir bireyim. Bunun sonucunda her şeyimi kendim yapıyorum. Kimseye muthaç olmamak özgüvenimi körüklüyor” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Red Bull Kar Havuzu filminde ünlü isimler -10 derece soğukta buz gibi suya atladılar

Kış sporlarıyla eğlenceyi bir araya getiren Red Bull Kar Havuzu, bu yıla özel olarak ünlü yarışmacıların kıyasıya rekabetini konu alan bir film olarak takipcilerle buluşuyor. Uludağ’da gerçekleşen Red Bull Kar Havuzu film çekimleri, birbirinden eğlenceli anlara sahne oldu. Survivor’la tanınan Nisa Bölükbaşı ve Barış Murat Yağcı, ünlü Youtuber Orkun Işıtmak, Ralli pilotu Doğan Kabak, seyahat yazarı Kerimcan Akduman, espor dünyasının ünlü ismi Cantuğ “UNLOST” Özsoy yarışmacılar arasındaydı. -10 derece soğukta gerçekleşen çekimlerde yarışmacılar kendi tasarladıkları eğlenceli kostüm ve ekipmanlarıyla, buz gibi suyla dolu havuza en havalı atlayışı yaparak jüriyi etkilemeye çalıştı. Ortaya birbirinden renkli görüntülerin çıktığı filmin sunumunu ise Var Böyle Tipler içerikleri ile tanınan yaratıcı isim Kıvanç Talu üstlendi. Birinci ise yarışmadaki tek kadın katılımcı olan Nisa Bölükbaşı oldu.

Yılın en havalı yarışması Red Bull Kar Havuzu 2021’in merakla beklenen filminin çekimleri Uludağ Kayak Merkezi’nde sosyal mesafe kurallarına uygun olarak seyirci katılımı olmadan gerçekleşti. Yarışmacıların özgün ve eğlenceli kostümleriyle katıldığı çekimlerde 6 ünlü sima kıyasıya rekabet etti. Yarışmacılar arasında; Survivor’la tanınan Nisa BölükbaşıBarış Murat Yağcı, ünlü Youtuber Orkun Işıtmak, Ralli pilotu Doğan Kabak, seyahat yazarı Kerimcan Akduman, espor dünyasının ünlü ismi Cantuğ “UNLOST” Özsoy yer aldı. Katılımcılar kar pistinde; unicorn’dan zürafaya, köpek balığından ralli aracına ve paraşüte kadar çeşitli kostümlerle -10 derece havada buz gibi suyla dolu havuza atladı.

‘Red Bull Kar Havuzu’nda buz gibi suya atlamak zor mu?  

Nisa Bölükbaşı ve Barış Murat Yağcı’nın performans gösterdiği Red Bull Kar Havuzu 2021’de, ikiliye “Red Bull Kar Havuzu’nda buz gibi suya atlamak zor mu?” sorusu yöneltildi. Yağcı, “Elbette, ancak benim için mutlaka denenmesi gereken deneyimlerden biriydi. Bugün burada olduğum için çok mutluyum” dedi. Bölükbaşı ise, “Red Bull Kar Havuzu daha önce katıldığım yarışma gibi, 5 ay sürse denemeye razıyım” diye konuştu. Performansın yanı sıra yaratıcılığın da sonuçlar üzerinde bir o kadar etkili olduğu yarışmanın jürisinde ise; gazeteci ve moda yazarı Neslişah Şatıroğlu, Şokopop olarak bilinen Youtuber Ekim Acun, yazar ve sunucu Funda Karayel, Red Bull sporcusu Kübra Dağlı ile Red Bull Türkiye Instagram hesabı takipçileri arasından seçilen 2 kişi yer aldı. Sunuculuk rolünü ise Var Böyle Tipler içerikleri ile tanınan yaratıcı isim Kıvanç Talu üstlendi. Birbirinden renkli ve cesur katılımcılar aynı zamanda özgün kostümleriyle unutulmaz birer performans sergiledi. Red Bull Kar Havuzu filmine konu olan yarışmada birinciliği, katılımcılar arasındaki tek kadın olan Nisa Bölükbaşı elde etti. İkinci isim Doğan Kabak, üçüncü isimse Orkun Işıtmak oldu. Eğlenceli film 7 Mart Pazar akşamı saat 18.00’da Redbull.com/KarHavuzu adresinde.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Kalbi Tutan Mektuplar” Raflarda…

TV programcısı, yazar Uğur Canbolat’ın son kitabı “Kalbi Tutan Mektuplar” Akıl Fikir Yayınları’ndan okuyucusu ile buluştu. Novella tarzında kaleme alınmış eserinde roman ile denemeyi harmanlayan Canbolat, gündelik meseleleri ele alırken kişiyi o konunun pek çok başka boyutlarına taşıyarak şaşırtmayı başarıyor. “Yaşanmışlıkların damıtılmış bir hali” olarak kaleme alınan mektupların oluşturduğu kitap, kişinin manevi kişisel gelişimine katkısı yönüyle de önem taşıyor.

 

“Rüzgâr yine geldi ve kalbimin tam ortasından tuttu”

 

Akıl Fikir Yayınları’ndan çıkan “Kalbi Tutan Mektuplar” isimli kitabında Yazar Uğur Canbolat, okurlarına şöyle seslendi:

 

“Rüzgâr yine geldi ve kalbimin tam ortasından tuttu. Kanat çırparak geldiler gönül ülkesinden. Yaprak, yaprak. İllice mevsimler gördüler, nice bulutlarla gölgelendiler. Çok ırmaklar geçip açık denizler aştılar. Geceye gece, gündüze gündüz demeden uçtular. Önce bir kalbi tuttular, tam ortasından. Isıttılar.

Sonra, kalem kalbe göç etti, sığındı. Can buldu kelimeler. Ardından mavi kelebekler gibi sahiplerini aradılar. Buldular. O kelebekler ki; konacakları yürekleri arıyorlardı nicedir. O kalp ki, ne vakittir bekliyordu kelebeklerini… Buluştular…

Ve hece kuşları… Sinelerinde hasret tüten kelimeleri vardı. Sundular sahiplerine… Bu kelimeler, O kelimelerdi işte…” 

 

Mektup, kadim kültür geleneği…

 

Mektupların kadim kültürümüzün bir geleneği olduğunu belirten yazar Uğur Canbolat,  “Âlimler talebelerine, mürşitler taliplerine mektuplar yazmıştır. Bu mektuplarda onların ilmî ve mânevî gelişimleri dikkate alınarak öğütler verilmiştir. Hak yoldan sapmamaları ve hevalarına uyup yanlışa düşmemeleri için ikazlarda bulunmuşlardır. Prensipler ortaya koymuşlardır. ‘Mektubat’ adıyla neşredilen kitapları çoğumuz hatırlarız” dedi.

 

Yaşanmışlıkların damıtılmış hali mektuplarda dile geldi

 

Kitapta yer alan mektupların “kalbini tutan, ısıtan hatta yer yer eriten mektuplar” olduğunu belirten Uğur Canbolat, “Bir oluş, kavruluş süreci. Hesaplaşma, sonuca ulaşamama, alabora olma halleri. İniş çıkışları bol yani. Bir nevi kendiyle cebelleşme sonrasında kalbin taşma hâli… Kitapta anlatılan yaşanmışlıkların damıtılmış şekli mektuplarda dile geldi” ifadelerini kullandı.

 

Mektup meşgul çalmaz…

 

Kitabın, manevi kişisel gelişim yönüyle de değer taşıdığını vurgulayan Uğur Canbolat, “Kitap benim şahsi yaşayışıyım açısından bu nitelikte. Manevi obezliğimize dikkat çekmeye çalışıyor. Çeperde yaşamak yerine merkeze çağırıyor. Yani kalbe davet ediyor. Merkezlenmemizi diliyor. İfrat ve tefrit davranışlarımıza vurgu yaparak dengeye işaret ediyor. Dengeye gelmeden denk olamıyoruz. Hep yarım kalıyoruz. Metin olamıyoruz. Aziz olamıyoruz. Elzem olanları kaçırıyor fantezi seviyesindeki konuları ana gündem yapıyoruz. Yazar Cihat Zafer ‘Mektup meşgul çalmaz’ demişti. Ben de katılıyorum. Meşgul çalmıyor ulaşıyor muhatabına” diye konuştu.

 

Okura özel imzalı…

 

İçinde yaşadığımız zor pandemi şartlarına rağmen kitabının okuyucusuyla hızlı bir buluşma gerçekleştirdiğini belirten Uğur Canbolat, www.kitapoba.com sitesinde kitaplarının okurlara özel olarak imzalı şekilde buluşturulduğunu söyledi.

 

Canbolat’ın 7. kitabı

 

Üsküdar Üniversitesi’nde birçok alandaki çalışmalarını uzun yıllardır sürdüren Uğur Canbolat’ın “Gerçek Âlim, Gerçek Âşık Haluk Nur Baki”, “Portreler”, “Psikoloji Konuşmaları”, “Geldim Ama Yoktun”, “Hikâyeler Hep Yarım” ve “Aklımda Olduğun Aklında Olsun” adıyla yayımlanmış 6 kitabı daha bulunuyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı