Aylık arşivler: Mart 2021

Podera Şirketlerin Rekabet Kasını Güçlendirmek İçin Yola Çıktı

TTGV İktisadi İşletmesi’nin yeni markası Podera, iş dünyasının dinamiklerine uygun servisleri ile şirketlerin rekabet kasını güçlendirmek için yola çıktı. Podera, inovasyon, dijitalleşme ve rekabet ailelerinde toplam 8 servis ile hizmet verecek.

Değişen global dinamikler, artık şirketlerin aynı anda birçok süreçte iyileştirme yapmasını zorunlu kılıyor.   Pandeminin yarattığı belirsizlikler ise süreci bambaşka noktaya götürmüş durumda. Bu durum, Dünya Küresel Rekabet İndeksi’nin pandemi nedeniyle 2020 yılı için yayınlanmamasına kadar vardı. 2020’nin en önemli gündemi global ölçekte Dijitalleşme olur iken, İnovasyon belki de hiç olmadığı kadar yeniden ele alınması gereken bir kavram haline geldi.   

 

Podera, değişen dünyanın dinamiklerine cevap vermek amacıyla, yine iş dünyasının pratiklerinden hareketle 3 ailede 8 servis ile hizmet vermeye başladı. İş dünyasının problemlerini farklı deneyler tasarlayarak çözmesini sağlayan ExpeBiz ve tamamen özgün olarak geliştirilen ve aynı ve farklı takımlar arasında iletişimi güçlendiren CircleBiz, İnovasyon kavramına bakışın yeniden yorumlanmasını hedefliyor. Dijitalleşme hedefinde olan şirketler için ise şirketlerdeki gizli dijital liderleri öne çıkaran DijiElçi, müşterilerin gördüğü “ilk yüz” olan saha çalışanlarının dijitalleşmesine yönelik olarak DijiSaha ve bu alanda yeni danışmanları öne çıkarmayı ve ekosistemi bu sayede geliştirmeyi hedefleyen DijiDanışman, Dijitalleşme ailesini oluşturdu.

Podera’nın sahada daha önce deneyimlenmiş 3 ayrı servisi İnoReka, DijiReka ve EkoReka ise özel analiz çalışmaları, radar uygulamaları ile özellikle büyük çaplı organizasyonlara yönelik olarak bir araya geldi. 

“Organizasyonlarda inovasyon kolaylaşıyor”

Podera İş Geliştirme ve Pazarlama Direktörü Rıfat Çetin, Podera markası altında sundukları geniş yelpaze ile işletmeleri bir dönüşüm yolculuğuna çıkardıklarını belirtti. Çetin, inovasyon, dijitalleşme, sürdürülebilirlik üçgeninde  360 derece rekabet etmeyi güçlendiren  hizmetleri ile Podera’nın işletmelerin “rekabet yol kiti” olarak konumlanacağını ifade etti.  Rıfat Çetin, toplam 8 servis ile birinci olarak işletmelerin belirsizlikleri yönetmelerine ve hızlı hareket etmelerine yardımcı olacakları  problem çözme kültürünün geliştirilmesine, ikinci olarak dijitalleşmeyi tüm şirkette tabandan tavana yayma imkânı veren sistemler ve süreçler oluşturmasına ve son olarak ise işletmelerin rekabette fark yaratmaları için kendi fotoğrafını çekmesine imkan veren analiz araçlarına odaklandıklarını kaydetti. 

“Dijital dönüşüm projeleri öncelik”

TTGV İktisadi İşletmesi İcra Kurulu Başkanı Suat Baysan, Podera servislerinin farklı ölçekte 30’dan fazla şirket ile yapılan görüşmeler sonucunda geliştirildiğini, yeni servisler  ile iş dünyasının ihtiyaçlarına etki yapan çözümler sunmayı planladıklarını belirtti. 

Dijital dönüşüm projelerinin 2021 yılında pandemi etkisiyle global ölçekte en öncelikli konuların başında olduğunu vurgulayan Baysan, globalleşme yolunda Türk şirketlerinin rekabet gücünü artırarak belirsizlik sürecini daha iyi yönetmelerinin ancak özelleşmiş servislerle olabileceğini aktardı. 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

ECE Türkiye 2021 Yılında Portföyündeki Alışveriş Merkezlerinin Cirosunda Yüzde 30’luk Artış Hedefliyor

ECE Türkiye, 31 Mart, Çarşamba günü firmanın Eş Genel Müdürleri Semet Yolaç Canlıel ve Nuri Şapkacı ev sahipliğinde düzenlediği online basın toplantısında, 2020 yılı değerlendirmesini, sektörün ve ECE Türkiye’nin 2021 beklenti ve hedeflerini paylaştı. Covid-19 salgın sürecinin sektöre yansımalarının da masaya yatırıldığı toplantıda, perakende sektörünün dönüşümüne dair önemli başlıklar da ele alındı. 

 

Yıl sonunda TL bazında yüzde 30 artış hedefi

Salgın sürecinden her sektörün yara aldığını, perakende ve alışveriş merkezi sektörlerinde de bu etkinin güçlü şekilde hissedildiğini söyleyen ECE Türkiye Eş Genel Müdürü Semet Yolaç Canlıel, ECE Türkiye olarak bu süreci en iyi şekilde yönetmek için yoğun bir şekilde çalıştıklarını belirtti. Salgının etkisiyle ECE Türkiye portföyünde 2020 yılında bir önceki yıla göre perakende satış cirolarında ortalama yüzde 24 oranında bir düşüş görüldüğünü ifade eden Canlıel, sözlerine şöyle devam etti: “Ciroların gelişimi sektör kırılımlarına göre farklılık gösteriyor. Ciroları azalan sektörler olduğu gibi artanlar da var.  Bu durum, gerek zaruri ihtiyaç alışverişlerinin devam etmesinden, gerekse kimi sektörlerde ciroların yeni yaşam koşullarına bağlı olarak bir artış göstermesinden kaynaklanıyor. Örneğin, 2020 yılında portföyümüzde tüketici elektroniği branşında yüzde 30, hipermarket branşında ise yüzde 20 oranında bir büyüme yaşadık. Bu yılın son aylarında perakende satış cirolarında salgın öncesi düzeyi yakalamayı hedefliyoruz. Bu, TL bazında bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 30 oranında bir artışa tekabül ediyor. 2020 yılında, müşteri girişlerimizde kapalı kalınan zamanların da etkisiyle bir önceki yıla göre yüzde 40’lık bir düşüş gözlemledik. Tüm bu gelişmelere rağmen, alışveriş merkezlerimizde doluluk oranını yüksek düzeylerde tutmayı başardık: Alışveriş merkezlerimiz, bugün itibari ile ortalama yüzde 98 doluluk oranıyla faaliyet gösteriyor.  Alınan bu sonuçlar gösteriyor ki portföyümüzün performansı sektör ortalamasının üzerinde.”

 

“2021’in son çeyreğinde başlanmak üzere, yatırımcılarımızla birlikte 20 Milyon TL’lik yenileme yatırımını bütçeledik. Ayrıca, yeni alışveriş merkezlerini yönetim portföyümüze katmak için çalışmalarımız da devam ediyor”

Salgın nedeniyle artık daha esnek planlamalar yaptıklarını belirten Canlıel, bu çerçevede 2021 yılında temel amaçlarının, mevcut yönetim portföylerinin gücünü korumak ve değerini yükseltmek olduğunu ifade etti. ECE Türkiye olarak nicelikten çok niteliğe önem verdiklerinin altını çizen Canlıel, “İçinde bulunduğumuz bu şartlarda gösterdiğimiz performans da bu stratejimizin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha ispat ediyor. Bu süreçte de yatırımcılarımızla birlikte teknik altyapının iyileştirilmesinden mimari düzenlemelere kadar portföyümüzdeki alışveriş merkezlerinin değerlerinin artırılmasına yönelik yatırımlarımıza devam ettik. Örneğin Marmara Park Alışveriş Merkezi’nin food-court’u salgın döneminde A’dan Z’ye yenilendi” dedi. 2021 yılında da bu doğrultuda yenileme çalışmalarını hayata geçireceklerini belirten Canlıel, yılın son çeyreği itibari ile başlanmak üzere, 20 Milyon TL tutarında yenileme yatırımını bütçelediklerini bildirdi. Canlıel, portföylerindeki mevcut alışveriş merkezlerini güçlendirirken yeni alışveriş merkezlerini de bünyelerine katmak için çalışmalar yaptıklarını da sözlerine ekledi. 

 

“Avrupa’da geçtiğimiz yılın Nisan ve Mayıs aylarında hiç kira almayan tek ülkeyiz.”

Salgın sürecinin başından itibaren birlikte çalıştıkları perakende gruplarına destek vermeyi ve yaşanan ekonomik sıkıntıları birlikte aşmayı hedeflediklerini belirten ECE Türkiye Eş Genel Müdürü Nuri Şapkacı, kiracılarından 2020 yılının Nisan ve Mayıs aylarında kira talep etmediklerini söyledi. “Avrupa’da Nisan ve Mayıs aylarında hiç kira almayan tek ülkeyiz” diyen Şapkacı, yatırımcı gruplar adına kiracılara verilen destekleri şöyle özetledi: “Haziran ayında aylık asgari kira bedelleri üzerinden yüzde 60, Temmuz ayında ise yüzde 40 indirim uyguladık. İşletme giderlerinde yine Nisan ve Mayıs aylarında yüzde 50 oranında indirim sağladık. Şu anda da kiracılarımızın ciroları bazında değerlendirmeler yaparak yüzde 20 ile yüzde 50 arasında değişen oranlarda kira indirimleri uygulamaya devam ediyoruz. Bunun yanı sıra, 2020 yılında portföyümüzdeki alışveriş merkezlerinin genel gider maliyetlerinde yüzde 40 oranında bir tasarruf sağladık. ECE Türkiye portföyündeki faaliyette olan 10 alışveriş merkezinde 2020 yılında uygulanan toplam kira indirimi tutarı ise 400 milyon TL oldu.” 

 

AYD verilerine göre Türkiye’de 58 milyar dolarlık AVM yatırımı bulunduğuna dikkat çeken Şapkacı, sektör ekosisteminin yeniden aynı güçle ayağı kalkmasının tek yolunun ele ele vermek olduğunu söyledi. Şapkacı, “Bu çerçevede sektörün tüm paydaşlarının aynı masa etrafında toplanıp talep, ihtiyaç ve beklentilerini aktarmasının ve o masadan asgari müşterekte buluşarak ayrılmasının çok değerli olduğuna inanıyorum” şeklinde konuştu.

 

“Digital Mall’ı Türkiye’ye taşıyacağız”

Online perakendenin yükselişine de değinen ECE Türkiye Eş Genel Müdürü Nuri Şapkacı, ECE globalde son dört yıldır online-offline entegrasyonu konusunda çalışmalar yapı
ldığını ve geleceğin çok kanallı perakendecilikte olduğunu söyledi. Şapkacı, ECE’nin yüksek ölçekli yatırımla şu an için Almanya’daki alışveriş merkezlerinde uygulamaya aldığı Digital Mall projesinin online ve offline entegrasyonu konusunda çok önemli ve stratejik bir yaklaşım olduğuna dikkat çekti. Şapkacı, “Digital Mall ile alışveriş merkezindeki ürünler, online olarak görülebiliyor. Böylece müşteriler ilgili ürünün, istediği renk ve bedende alışveriş merkezinde var olduğunu biliyor; ürünü ayırtıyor ve gelip deneyerek satın almayı gerçekleştirebiliyor. Müşterilerimize istedikleri ürünün mevcut olduğu bilgisiyle alışveriş merkezine gelmeleri için motivasyon sağlamış oluyoruz. Bu da sonunda markalarımıza satış olarak geri dönüyor. Biz de bu sistemi önümüzdeki dönemde Türkiye’ye taşımak için planlamalarımıza başladık” şeklinde konuştu. 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Aksa Enerji, Akdeniz Foklarının korunması için proje başlattı

Aksa Enerji, faaliyette bulunduğu coğrafyalara değer katmaya ve sorumluluk almaya devam ediyor. Faaliyet gösterdiği bölgelerde yer alan canlı türleri üzerindeki olası çevresel etkileri gözeten bir yaklaşımla operasyonlarını sürdüren ve 2015 yılından bu yana biyoçeşitlilik projelerine destek olan Şirket, bu yıl Akdeniz Foklarının yaban hayatının korunması için bir proje başlattı. Proje kapsamında Akdeniz Foklarının KKTC’de hangi sahillere uğradığı tespit edilerek, kıyılardaki yaşam alanları belirlenecek ve yaşam alanlarındaki tehlikeler tespit edilecek. Proje sonunda elde edilen bilgiler, Akdeniz Foklarının yaşam alanlarının güvence altına alınması için KKTC’deki ilgili makamlarla paylaşılacak.

 

Türkiye’nin halka açık en büyük serbest enerji üreticisi Aksa Enerji, değer zincirinin tüm aşamalarını kapsayan çevre yönetimi uygulamalarıyla fark yaratmaya devam ediyor. Operasyonlarının biyoçeşitlilik üzerindeki etkilerini de düzenli olarak değerlendiren Şirket, bu defa Akdeniz Foklarının korunması için bir proje başlattı. 

 

Şirket, nesli tükenme tehlikesi altında olan ve ilkbahar aylarıyla birlikte KKTC sahillerindeki bazı mağaralara da uğradığı bilinen Akdeniz Foklarının bu bölgedeki üreme, barınma ve gezinme alanlarını tespit ederek haritalandıracak. Projenin sonucunda ise belirlenen alanların korunması için başta KKTC Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Hayvancılık Dairesi, Su Ürünleri Şubesi ile KKTC Turizm ve Çevre Bakanlığı Çevre Koruma Dairesi olmak üzere tüm ilgili birimlerle raporu paylaşacak. 

 

Yaban hayatın korunması için 2015 yılından bu yana farklı projeler de gerçekleştiren Aksa Enerji, 2015 yılında dağ ceylanlarının korunması için köy okullarından seçilen öğrencilerle Hatay’da gözlem etkinliği gerçekleştirmişti. Şirket, 2016 ve 2017 yıllarında yine Hatay’da çizgili sırtlanların (hyaena hyaena) yaşam alanlarını inceleyen bir çalışmaya imza attı. 2018 yılında ise biyolojik çeşitlilik açısından sembol tür olan kızıl geyiklerin (Cervus elaphus) Yedigöller Milli Parkı civarında varlığı ve ekolojisinin belirlenmesi amacıyla bir proje gerçekleştiren Aksa Enerji’nin bu çalışmaları neticesinde;  kızıl geyik türünün popülasyon büyüklüğü, yoğunluğu, dağılımı, habitatı, beslenme ve besin kaynakları, sosyal davranışı, insanlarla olan ilişkileri, tür üzerindeki tehdit unsurları tespit edilerek türün bu unsurlar doğrultusunda korunması için önlemler alındı. 

 

2019 yılında, Bolu ilinde, Türkiye’de yaşayan en büyük yırtıcı ve tek ayı türü olan bozayının (Ursus arctos) korunmasına yönelik çalışmalar gerçekleştiren Şirket son olarak 2020 yılında yine Bolu ilinde, Vaşak (Lynx lynx) varlığının ortaya çıkarılması, türü tehdit eden etmenlerin belirlenmesi ve koruma önerilerinin oluşturulması adına bir proje daha gerçekleştirmişti. 

Bu yıl gerçekleştirilecek Akdeniz Foklarının yaşam alanlarının korunmasının hedeflendiği proje kapsamında neslin devamı için aksiyonlar alınacak. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Dijital Bankacılık Lisansı Uygulaması Fintech Şirketlerine İvme Kazandıracak

Özellikle pandemi döneminin etkisiyle kullanıcılara dijital platformlar aracılığıyla ulaşmak önem kazandı. Tüm finansal faaliyetlerin dijital olarak sunulduğu bir sistem hem kullanıcıları hem de firmaları memnun edici bir adım. Yeni düzenlemeye göre artık Türkiye’de dijital(şubesiz) bankacılık lisansı verilmeye başlanacak. Bu lisansla birlikte sektörde hareketlenmeler ve yeniliklerin olacağı kaçınılmaz görünüyor. Türkiye’nin yeni nesil ödeme çözümleri sunan finansal teknoloji şirketi Sipay’in Genel Müdürü Semih Muşabak dijital bankacılık lisansı uygulamasının fintech yatırımlarının artışına da etki edeceğini ve müşteri deneyimini iyileştirme konusunda adımların atılacağını ifade ediyor.

 

Mart ayında açıklanan Ekonomi Reform Paketi ile Türkiye’de dijital bankacılık lisansı verilmeye başlanacak. Alınan bu karar, bankalar ile fintechlerin birbirini tamamlayan bir yapı oluşturmasına da olanak sağlıyor ve yeni girişimlerin de yolunu açıyor. Sadece bankaların ve fintechlerin değil, farklı sektörlerden kuruluşların da dikkatini çeken bir yenilik olan dijital banka lisansı uygulamasının yurtdışında da başarılı pek çok örneğini görmek mümkün. 

Ödeme sistemlerinin ödüllü şirketi Sipay’in Genel Müdürü Semih Muşabak, fintech şirketlerinin bazı finansal faaliyetleri ve bankacılık hizmetlerini gerçekleştiremediğini fakat yeni lisanslamayla birlikte faaliyet alanlarının genişleyeceğini ve yeni girişimlerin yolunun açılacağını belirtiyor. Bu uygulamayla müşteriye ulaşma ve müşteri deneyimini iyileştirme konusunda çalışmaların çoğalacağı ve ürün çeşitliliğini artıracak çalışmaların hızlanacağı ön görülüyor.

 

“Yeni hizmetler sunmaya devam edeceğiz”

Dijital bankacılık lisansı ile birlikte fintech yatırımlarının artacağını ve pazarda da bir büyümenin kaçınılmaz olduğunu ifade eden Muşabak şu sözleri ifade ediyor: “Sipay olarak yurt içi ve yurt dışı güncel tüm yeniliklerin takipçisiyiz. Önceliğimiz kullanıcı deneyimini en iyi düzeye getirmek.   Bu noktada dijital bankacılık lisansı bizlere önemli bir kapıyı açıyor. Ürün ve hizmet çeşitliliğimizi her geçen gün artırarak emin adımlarla ilerliyoruz. Dijital bankacılık lisansı ile ilgili çalışmalarda da yer alarak kullanıcılarımıza yeni fırsatlar sunmaya devam edeceğiz. Sanal POS, mobil POS, linkle ödeme, ön ödemeli kartlar gibi hizmetlerimizden sonra dijital bankacılık uygulamaları ile de sektörde varlığımızı devam ettirmek istiyoruz. Bu uygulamanın ülkemizde öncülerinden biri olmak için süreci yakından takip ediyor olacağız.”

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

QNB Finansbank’tan kamu çalışanlarına özel 1,49’dan başlayan faiz oranlarıyla ihtiyaç kredisi

QNB Finansbank’ın nakit ihtiyacı olan Kamu Çalışanlarına özel hazırladığı ihtiyaç kredisi aylık 1,49’dan başlayan faiz oranları, 36 aya varan vade seçenekleri ve üç ay erteleme avantajı sunuyor.

 

29 Mart – 6 Nisan 2021 tarihleri arasında geçerli olacak kampanya kapsamında, QNB Finansbank müşterileri şubelere gitmeye gerek olmadan QNB Finansbank Cep Şube, İnternet Şube, qnbfinansbank.com adresinden başvuru yaparak ya da 0850 222 0 900 numaralı QNB Finansbank Çağrı Merkezi hattını arayarak fırsattan yararlanabilecek.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Tarihi tatlıcıdan kaliteli baklavayı anlamanın ipuçları

Ramazan ayının yaklaşmasıyla birlikte sofralarda daha fazla yer alacak olan baklavanın hileli varyasyonları piyasada dolaşmaya başladı. Peki, bir baklavanın hileli olup olmadığını yahut kalitesinin yüksek olduğunu nasıl anlarız? Bu konuda Osmanlıdan günümüze lezzet ve kültür elçisi olarak gelen ve 157 yıllık bir tecrübeye sahip olan Hafız Mustafa 1864’ün Yönetim Kurulu Başkanı Avni Ongurlar, baklavayla ilgili çok önemli detayları anlattı.

Türkiye’nin en köklü asırlık markalarından olan 157 yıllık geçmişe sahip Hafız Mustafa 1864’ün Sahibi Avni Ongurlar, Ramazan ayının yaklaşmasıyla birlikte piyasada yer alacak hileli baklavaların fark edilebilmesi için çok önemli sırlar paylaştı. 

Baklavanın aslında bir zincir gibi düşünülmesi gerektiğini dile getiren Avni Ongurlar, iyi baklavayı anlamak için de dikkat edilmesi gereken hususları iletti. İyi ve kaliteli baklavanın dışarıdan bakıldığında altın renginde olması gerektiğini söyleyen Avni Ongurlar: “Sadece iyi bir ustaya sahip olmakla iyi baklava elde edemezsiniz. Bu bir zincir gibi düşünülmeli. Her halkası ayrı ayrı çok büyük öneme sahiptir. Kullandığınız şekerin, yağın ve fıstığın kesinlikle en iyi olanını seçmeniz gerekiyor. Çünkü zincirden tek bir halka çıkarılırsa iyi baklava elde edilemez. Altın rengi yakalamak için bir kere fırınınızın çok iyi olması gerekiyor. Kullandığınız yağ çok kaliteli değilse, baklava kabarmaz mesela. Hatta sakladığınız koşullar dahi baklavanın kalitesini etkiler.” diye konuştu.

İYİ BAKLAVA MİDEDE YA DA BOĞAZDA YANMA YAPMAZ!

Geleneksel lezzetlerimiz arasında başı çeken baklava, hammaddeleri arasında yer alan fıstığa ve yağa gelen zamlardan sonra çok daha fazla dikkat edilmesi gereken bir ürün haline geldi. Bu konuda açıklama yapan Ongurlar: “Baklavayı daha ucuza mal etmek için fıstık yerine bezelye, ıspanak ya da boya tozlu zararlı malzemeler kullanılıyor. Bu durum haliyle insan sağlığını da kötü etkiliyor. Hiçbir üretim tecrübesine sahip olmayan, insan sağlığını düşünmeyen bu üreticiler, sektörü de çok kötü etkiliyor. Ancak, dikkatli ve kaliteyi bilen insanlarımız bu gibi hilelere düşmüyor. İyi baklava bir kere kesinlikle midede ya da boğazda yanma hissi yaratmaz. Baklava ağza alınmadan önce bile o kokusu ve kıvamıyla kendisini belli eder. Hamurun çıtırtısından, renginin parlaklığından ve buruna yayılan fıstık kokusundan bile kaliteli baklava ayırt edilebilir.” dedi. 

PAHALI BAKLAVA YOKTUR, UCUZ BAKLAVA VARDIR!

Hileli süreci anlatırken, “Pahalı baklava diye bir kavram yoktur, varsa ucuz baklava vardır” diyen Ongurlar, şunları söyledi, “Baklavayı standartlarına göre yaparsanız fiyatı bellidir. Ancak malzemeden çalar ve hile katarsanız ucuz baklava elde edersiniz. Bu konuyu fıstıklı dürüm üzerinden örneklendireyim; fıstıklı dürümde şerbet hamurun üzerinde durur, fıstığın üzerine şerbet atarsanız şerbet durmaz. Fıstıklı dürüm normalde tek kat hamurdan yapılır ve tek kat hamura da istediğiniz kadar şerbet dökün, duracak şerbet miktarı çok azdır. Ancak hamuru biraz uzun tutup, dört beş kere doladığınız zaman, hamur kalınlaşıyor ve daha fazla şerbet tutar hale geliyor. Böylece de terazide daha ağır çekiyor. Ki zaten bu da dolama oluyor. Dürümle dolamanın farkını da ayırt edebilmeliyiz artık. Böyle olunca da tüketici aslında şekerli su yemiş oluyor. Normalde standartlara göre 1 kilogram dürüm baklavada 40 dilim olur. Eğer bir kilo içerisinde 30 dilim varsa demek ki şerbeti fazladır ve ucuza kaçılmıştır. Yani piyasada sadece bezelye, ıspanak boya v.s gibi kandırmacaların yanı sıra şerbet olayıyla da insanları kandırıyorlar. Bir tarafta şekerli su yiyorsunuz bir tarafta fıstık yiyorsunuz. Diğer bir önemli nüans ise şöyle; bizler klasik baklavalarımızın alt kısmına irmik kaymağı koyarız. Bu da baklavayı hafif yapar ve yedirir. Tüketici bunu fark edemez kolay kolay. İrmik kaymağı dediğimiz ise süt ile irmiğin kaynamasından ortaya çıkar. Kaymağı çok koyarsan yine o da terazide ağırlık yapar. Bu sebeple de zor zamanlar geçirdiğimiz şu günlerde, bu gibi hileli gıdalardan uzak durarak farklı hastalıklara da yakalanmamak için alışveriş yaparken dikkatli olmanızı öneriyoruz.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yılmaz Canpolat’tan Başkan Gerenli’ye ziyaret

Lüleburgazspor’un çiçeği burnunda başkanı Yılmaz Canpolat, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Lüleburgaz Belediye Başkanı Dr. Murat Gerenli’yi ziyaret etti. 

 

Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen kongreyle Lüleburgazspor’un yeni başkanı seçilen Yılmaz Canpolat, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Başkan Gerenli’yi ziyaret etti. Samimi bir ortamda gerçekleşen ziyarette fikir alışverişinde bulunulurken Başkan Gerenli, Yılmaz Canpolat ve ekibine başarılar diledi. Öte yandan Bölgesel Amatör Lig’de mücadele edecek olan Lüleburgazspor, sezon öncesi hazırlıklarını yapmak için Antalya’ya kampa gitti.  

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Gerenli’den 7 günde 22 muhtar ziyareti

Lüleburgaz Belediye Başkanı Dr. Murat Gerenli, geçtiğimiz hafta başladığı muhtar ziyaretlerini tamamladı. Yedi günde 22 muhtarı ziyaret eden Başkan Gerenli, muhtarların sorunlarını ve taleplerini dinledi. 

 

Geçtiğimiz hafta Perşembe günü muhtarlıkları tek tek ziyaret etmeye başlayan Başkan Gerenli’nin son ziyareti dün Durak Mahallesi Muhtarı Ahmet Sezer oldu. Lüleburgaz’ın dört bir yanındaki muhtarlıkları ziyaret eden Başkan Gerenli, muhtarların mahalleleriyle ilgili sorunlarını ve taleplerini yerinde dinledi. 

 

“Hizmet üretmeye devam edeceğiz” 

 

Mahalle muhtarlarının sorunlarını yerinde dinleyip çözüm üretmeye devam ettiklerini kaydeden Başkan Gerenli, “Muhtarlarımız ile birlikte Lüleburgaz’a hizmet üretmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Öte yandan muhtarlar, Başkan Gerenli’nin kendilerine gerçekleştirdiği ziyaretten duydukları memnuniyeti dile getirdi. Başkan Gerenli’nin sırasıyla ziyaret edip sorunlarını dinlediği mahalle muhtarları ise şöyle: Dere Mahallesi Muhtarı Nuri Yavuz İşçioğlu, Yılmaz Mahallesi Muhtarı Zafer Şirin, Yıldırım Mahallesi Muhtarı Hasan Kamacı, Özerler Mahallesi Muhtarı Yılmaz Şenavcı, Gençlik Mahallesi Muhtarı Remzi Dik, Sevgi Mahallesi Muhtarı Ali Pehlivan, Hürriyet Mahallesi Muhtarı Gürsel Güney, Gündoğu Mahallesi Muhtarı İlhan Keskinkaya, Kocasinan Mahallesi Muhtarı Esra Birol, Yeni Mahalle Muhtarı Tuğçe Gören, Zafer Mahallesi Muhtarı Sabri Gündüz, Yıldız Mahallesi Muhtarı Ümit Öztürk, Kurtuluş Mahallesi Muhtarı Can Muntaş, Siteler Mahallesi Muhtarı Vehbi Açıkgöz, Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı Resmi Akçam, Barış Mahallesi Muhtarı İbrahim Dinçli, Atatürk Mahallesi Muhtarı Osman Kızılaslan, Güneş Mahallesi Muhtarı Şaban Aykır, İstiklal Mahallesi Muhtarı Ümid Çelikayar, İnönü Mahallesi Muhtarı Emre Erbaş, 8 Kasım Mahallesi Muhtarı Mustafa Tunca ve Durak Mahallesi Muhtarı Ahmet Sezer. 

 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Çocukları sebzeleri denemeye zorlamayın; sadece cesaretlendirin

Erken yaşta gelişen yeme alışkanlıkları yetişkinlikte de sürüyor. Çocuklara sebzeyi sevdirmek onların gelişimi açısından çok önemli. Sabri Ülker Vakfı, özellikle okul öncesi dönemin çocukların sebzeleri keşfetmeleri için önemli bir zaman dilimi olduğunu vurguluyor ve şu önerilerde bulunuyor: ‘Tadım yapmak, küçük çocukları çeşitli sebzelerle tanıştırmanın iyi bir yolu olabilir. Alışılmış yemek zamanları dışında yeni tatlar denemek de işe yarayabilir. Ancak çocukları sebzeleri denemeye zorlamayın, sadece cesaretlendirin.’

Hepimiz bol miktarda farklı sebzeyi tüketmenin sağlığımız için önemli olduğunu biliyoruz. Çünkü bu besinler birçok vitamin, mineral ve lif içeriyor. Erken yaşta gelişen yeme alışkanlıkları yetişkinlikte de devam ediyor. Okul öncesi dönem, çocukların çok farklı sebzeyi ve diğer besinleri keşfetmeleri ve deneyimlemeleri, ömür boyu sağlıklı ve çeşitli beslenmeyi alışkanlık haline getirmeleri için oldukça önemli bir zaman dilimi. Bitkilerin her türlü yenebilen kısmı büyük çoğunlukla sebze ve meyve grubu altında toplanıyor. Bileşimlerinin önemli kısmı sudan oluşan sebzeler, günlük enerji, yağ ve protein gereksinimine çok az katkıda bulunsa da vücutta önemli işleve sahip vitamin ve mineraller bakımından oldukça zengin içeriğe sahip. Bu nedenle yeterli ve dengeli bir diyette sebzeler olmazsa olmaz! 

 

Tadım yapmak çocuklar için iyi bir yol

Faydaları saymakla bitmeyen sebzeleri çocuklara sevdirmek, onların gelişimi açısından büyük önem taşıyor. İngiliz Beslenme Vakfı’nın (BNF) bunun için hazırladığı öneriler pek çok aileye rehber olabilecek nitelikte… Küçük çocuklar genellikle yeni yiyecekler konusunda doğal olarak temkinli. Bu yüzden farklı bir şey denemelerini sağlamak için birden fazla girişimde bulunmak gerekebilir. Bu yiyecekler içerisinde sebzeler daha da dezavantajlı olabilir! Havuç ve kabak gibi… Bunun temel nedeni, brokoli, karnabahar, ıspanak, pazı ve lahana gibi bazı sebzelerin doğal olarak acı daha doğrusu kekremsi (‘acı-ekşi’ tat) bir tada sahip olması ve küçük çocukların daha büyük çocuklar ve yetişkinlere göre bu tatlara daha duyarlı olması. Yani diğer yiyeceklere kıyasla sebzelerin çocuklar tarafından reddedilme olasılığı daha yüksekTadım yapmak, küçük çocukları çeşitli sebzelerle tanıştırmanın iyi bir yolu olabilir. Alışılmış yemek zamanlarının dışında yeni tatları denemek, çocukların yeni yiyeceklere farklı bir şekilde yaklaşmasına, diğer çocuklarla rahat bir ortamda tatları ve dokuları keşfetmelerine olanak tanıyabilir.

 

Tatmadan önce koklamalarını sağlayın

 

Okul öncesi dönemdeki çocuklar için düzenlenebilecek tadım seansı için bazı önemli ipuçları;

  • Tadım için üç farklı sebze seçin.
  • Sebzeleri küçük boyutlarda kesin ve sunarken daha dikkat çekici hale getirin (renkli kâselerde sunum yapmak gibi).
  • Her çocuğa özel bir tabak verin. Sebzeleri bir kaşıkla tabağa kendilerinin servis etmelerine izin verin.
  • Tatmadan önce her sebzeyi koklamalarını sağlayın ve ne fark ettiklerini sorun. Sebzeleri olumlu nesnelere veya deneyimlere benzetebilirsiniz. Örneğin; bu biber güneş kadar sarı, güneş ışığı gibi!
  • Her seferinde tek bir sebzenin denenmesi ve her farklı sebze tadımı arasında bir yudum su tüketilmesini sağlayın, ancak zorlamayın.
  • Çocukları sebzeleri denemeye zorlamayın, sadece cesaretlendirin. Önce çocuğun yakın çevresi ve en önemlisi de annesinin denemesi çok önemli
  • Çocuklara sebzeleri denedikleri için isimlerinin yer alacağı bir tadım sertifikası yapın ya da onu ödüllendirin. Örneğin tadım yaptığınızda çocuğunuzla dışarıda, oyun bahçesinde birlikte oyun oynayın.

Hastalıklara karşı direncin anahtarı

 

Farklı mevsimlerde farklı sebze türleri yetiştiriliyor ve tüketiliyor. Sebzelerin mevsimine uygun şekilde, düzenli olarak tüketilmesi insan vücudu açısından büyük öneme sahip. İşte sebzelerin faydaları…

  • Sebzeler folik asit, A vitaminin ön ögesi olan beta-karoten, E, C ve B2 vitaminleri, kalsiyum, potasyum, demir, magnezyum, posa ve diğer besin ögesi olmayan ama önemli biyolojik fonksiyonu olan, antioksidan özelliğe sahip bileşiklerden zengindir.
  • Zararlı maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olur.
  • Özellikle çocukluk çağı için önemli olan büyüme ve gelişmeye yardım eder.
  • Hücre yenilenmesini ve doku onarımını sağlar.
  • Deri ve göz sağlığı için temel ögeler içerir.
  • Diş ve diş eti sağlığını korur.
  • Kan yapımında görev alan ögelerden zengindir.
  • Hastalıklara karşı direncin oluşumunda etkindirler. Dengesiz beslenmeye bağlı şişmanlık ve kronik hastalıkların (kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, bazı kanser türleri) oluşma riskini azaltır.
  • Bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olur.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Lüleburgaz Belediyesi’nin tesisleri açılıyor

Lüleburgaz Belediyesi’ne ait tesisler 5 Nisan tarihi itibariyle korona virüs önlemleri kapsamında kapılarını açıyor. Saat 09.00 ile 20.00 arasında hizmet verecek olan tesislerden faydalanmak isteyen vatandaşların 31 Mart ile 2 Nisan tarihleri arasında Lüleburgaz Belediyesi Halk Masası’na başvuru yapması gerekiyor. 

 

Lüleburgaz Belediyesi’nin korona virüs salgını nedeniyle bir süredir kapalı olan Lüleburgaz Yıldızları Futbol Akedemisi (LYFA), Lüleburgaz Yıldızları Kadın Akademisi (LYKA) ve Ekin Atölyesi kapılarını açıyor. Korona virüs önlemlerinin alınacağı tesisler Kırklareli Valiliği İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nun 30 Mart 2021 ve 2021/32 sayılı kararında belirtilen esaslara göre faaliyet gösterecek. 

 

Başvurular Halk Masası’na

 

Tüm faaliyetlerin Covid-19 tedbirleri kapsamında gerçekleştirileceği tesislerden faydalanmak isteyen vatandaşların 31 Mart ile 2 Nisan 2021 tarihleri arasında Lüleburgaz Belediyesi Halk Masası’na müracaat etmesi gerekiyor. 

 

Hangi bölümler açılıyor?

 

LYFA, LYKA ve Ekin Atölyesi’nde açılan bölümler ve çalışma saatleri ise şöyle; 

 

09.00 – 20.00: Lüleburgaz Yıldızları Futbol Akademisi (Halı Sahalar, Kondisyon Salonu, Antrenman Salonu – Kırklareli Valiliği İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulunun 12.08.2020 tarih ve 2020/92 saylı kararında belirtilen usul ve esaslara göre açılacaktır.)

09.00 – 20.00: Lüleburgaz Yıldızları Kadın Akademisi (Atölye ve İşlikler, Tenis Kortları, Büyük-Küçük Salon, Kütüphane, Büyük – Küçük Eğitim Sınıfı)

09.00 – 20.00: Ekin Atölyesi (Büyük – Küçük Salon, Cam – Seramik Atölyesi, Müzik Odası)

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı