Aylık arşivler: Nisan 2021

Garanti BBVA ile Sesini Aç’ tan 30 Nisan Uluslararası Caz Günü’ne özel program

‘Garanti BBVA ile Sesini Aç’ Uluslararası Caz Günü’nün 10. yılında Türkiye’nin önde gelen caz müzisyenlerini ağırlıyor

 

‘Garanti BBVA ile Sesini Aç’ tan

30 Nisan Uluslararası Caz Günü’ne özel program

 

 

Garanti BBVA’nın, pandemiden en fazla etkilenenler arasında yer alan müzik sektörüne destek vermek amacıyla hayata geçirdiği ‘Garanti BBVA ile Sesini Aç’ serisi Nisan ayındaki bölümünü, 30 Nisan Uluslararası Caz Günü’nü kutlamak amacıyla, caz müzisyenlerine ayırdı. Efsanevi caz piyanisti Herbie Hancock’un girişimleriyle 2011 yılından bu yana ‘Uluslararası Caz Günü’ olarak kutlanan 30 Nisan’da Youtube’da yayına girecek programın konukları, Çağrı Sertel, Selen Gülün Trio, Batu Şallıel Quartet ve Cenk Erdoğan Trio olacak. 

 

İpek Atcan’ın sunuculuğunu üstlendiği programın ilk konuğu aranjör, besteci ve prodüktör kimliğiyle farklı projelere imza atan piyanist Çağrı Sertel olacak. Sanatçı, bu yıl yayınladığı solo piyano albümü “Kuytu” da yer alan “Nefes”, “Kış Güneşi”, “Sisli Puslu” isimli şarkılarıyla izleyenleri telaşsız, sakin anlara davet edecek.

 

Sertel’in ardından sahneyi besteci, piyanist, vokalist ve eğitimci şapkalarıyla çok yönlü bir kariyer süren Selen Gülün devralacak. Gülün, üçlüsü ile birlikte “Başka”, “Kapı” ve “Bırak Gitsin” şarkılarını seslendirecek. Sahnede Selen Gülün’e kontrbasta Apostolos Sideris, davulda Berke Özgümüş eşlik edecek. 

Türkiye’nin yeni nesil genç saksafon sanatçılarının başında gelen Batu Şallıel, dörtlüsü ile ilk solo albümü “The Way” de yer alan “Ordinary Day”, “Sleepless Night”, “My Guilty Pleasure” isimli şarkılarıyla izleyicilere seslenecek. Şallıel’e piyanoda Kaan Bıyıkoğlu, kontrbasta Enver Muhamedi, davulda Ekin Cengizkan eşlik edecek.

‘Garanti BBVA ile Sesini Aç’ta son olarak besteci ve gitarist Cenk Erdoğan, üçlüsü ile sevilen albümü Fermata’dan “Kabuk” ve “Kara Gider” şarkılarının yanı sıra “Kavis” albümünde yer alan “Büyük Ada” bestesini seslendirecek. Perdesiz gitarın dünya çapındaki en önemli temsilcilerinden biri olan Erdoğan’a, kontrbasta Baran Say, davulda Ekin Cengizkan eşlik edecek.

 

‘Garanti BBVA ile Sesini Aç’, 10. yılı kutlanan 30 Nisan Uluslararası Caz Günü’ne özel hazırlanan caz dolu içeriğiyle müzikseverlerin kulaklarının pasını silecek. 

 

Sanatçılar Hakkında 

 

Çağrı Sertel

Çağrı Sertel, İstanbul Bilgi Üniversitesi’ndeki eğitimi boyunca Aydın Esen, Ricky Ford, Donovan Mixon, Can Kozlu gibi önemli isimlerle çalıştı. 2010 senesinde ilk albümü “Newborn’’u ardından ikinci albümü “Insant’’ı yayınladı. Aranjör, besteci ve prodüktör kimliğiyle farklı projelere imza atan ünlü piyanist; elektronik, caz ve rock gibi birçok tarzda müzik yapmayı sürdürürken, yurt içinde ve yurt dışında performans ve konserlerine devam ediyor. Sertel, solo projelerinin yanı sıra Sonic Boom, Elif Çağlar Quartet, Alp Ersönmez "Cereyanlı" ve Derya Türkan ile de sahne çalışmalarını sürdürüyor. ‘Multiverse’ projesinden içerikler yayınlamaya devam eden sanatçı, 2021 yılında yayınladığı “Kuytu” albümüyle de Peaceful Piano başta olmak üzere birçok global dinleme listesinde yer aldı.

 

Selen Gülün 

Besteci, piyanist, vokalist ve eğitimci Selen Gülün müzik yaşamına yedi yaşında İstanbul Belediye Konservatuarı’nda yarı zamanlı piyano öğrencisi olarak başladı. 1992 senesinde İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdikten sonra aynı yıl Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’na girerek piyano ve bestecilik çalışmalarına başladı. 1996’da aldığı burs ile Berklee College of Music’te Caz Kompozisyon bölümünde okumak üzere Boston-ABD’ye gitti. 1998’de özel başarı derecesi ve ödülü ile mezun oldu. Mezuniyetinin ardından İstanbul’a döndü ve İTÜ MİAM’da çağdaş müzik besteciliği yüksek lisans eğitimini tamamladı. 1998-2016 yılları arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak Piyano Performans, Müzik Teorisi ve Bestecilik dersleri verdi. Berklee College of Music, The New School, The Malmö Academy of Music, The Utrecht School of the Arts, TEDx Boğaziçi Üniversitesi’nde yeni müzik ve çağdaş müzik konularında dersler verdi, sunumlar yaptı. Performansları ve besteleri Charles Mingus Composition Award 1998 ve British Council Visiting
Arts, Creative Collaboration in Music 2003 gibi önemli ödüllere layık görüldü. Bestecilik yanında sahne performanslarını kurduğu çeşitli caz ve modern müzik grupları ile yurt içinde ve dışında sürdürmektedir. Eserleri Avusturya, Avustralya, Almanya, Hollanda, İngiltere, İsveç, Danimarka, İtalya, Fransa, ABD, Brezilya, Japonya, Kamboçya, Pakistan, Litvanya, Rusya, Mozambik ve Türkiye’de seslendirilmiştir. 

 

Batu Şallıel

Türkiye’nin yeni nesil genç saksafon sanatçılarının başında gelen Batu Şallıel’in, ilk solo albümü “The Way” geniş bir dinleyici kitlesine hitap ediyor. Çalışmaları 6 ay süren albüm, 9 Şallıel bestesinden oluşuyor. Albümde, piyano ve düzenlemelerde Kaan Bıyıkoğlu, kontrbas ve elektrik basta Enver Muhamedi, davulda Ekin Cengizkan gibi Türkiye’nin ana akım caz sanatçıları yer alıyor. Tamamında Şallıel bestelerinin yer aldığı albümde, her bir eserin adının ardında bir hikâye var. Örneğin, “The Way”, sanatçının anlatımıyla; her insanın kendine bir yol çizdiğini, kendisinin de hayatındaki doğruları, mutlulukları düzenleyip kendine bir yol çizmesine ithafen yazılmış bir parça. Şallıel “Bu albüm ve adı, bir anlamda benim doğru yolumu temsil ediyor” diyor. 

 

Cenk Erdoğan

Gitarist ve besteci Cenk Erdoğan 5. albümü “Fermata”yı 2018 yılında yayınladı. Bir müzik terimi olan fermata; durmak, soluk almak anlamlarını taşıyor. Sanatçı kendi müzikal yolculuğundaki yeni durağı “Fermata”da dinleyicisine hayatın içinde keyifli bir durak olmayı, karmaşa içinde nefes aldırmayı ve fermata sembolünün bütünleyici şemsiyesi altında müzikle var olmayı ve birlik olmayı arzuluyor. Perdesiz gitarın dünya çapındaki en önemli temsilcilerinden biri olan sanatçı bu albümünde enstrümanının sınırlarını perdesiz gitar için yazılmış yeni besteleri ile zorlamaya devam ediyor. Gitaristliğinin yanı sıra birçok projeye prodüktörlük ve aranjörlük de yapan sanatçı albümünde İsmail Tunçbilek, Golnar Shahyar, Sibel Gürsoy, Tuba Önal, Dünya Kızılçay gibi çok değerli müzisyenleri ağırladı. Albümün kemik kadrosunda ise Mehmet İkiz (davul) Baran Say (kontrbas) ve Velican Sağun (perküsyon) yer aldı. Kabak & Lin etiketiyle yayınlanan albüm, Hayyam Stüdyoları’nda canlı olarak kaydedildi. Mix’i Berk Kula, mastering’i ise Thomas Erberger tarafından yapıldı. Albümün kapak tasarımı ise Anıl Sam’ın kaleminden çıktı. Sanatçı, perdesiz gitarı dünyada tanıtmayı, müzikal yolculuğunu her daim heyecanlı tutmayı ve dinleyicisine yepyeni müzikler hediye etmeyi arzuluyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

MASDAF, 23 Nisan’da “Mutluluğunuz Mutluluğumuz” Dedi

Masdaf, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda “mutluluğunuz mutluluğumuz” mottosuyla gerçekleştirdiği proje ile Erzurum Yakutiye Faik Göngör İlkokulu öğrencilerinin bayram sevincine ortak oldu.

 

Pompa sektörünün öncü markası Masdaf, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda çocukların yüzünü güldürdü.

Masdaf’ın “mutluluğunuz mutluluğumuz” mottosuyla gerçekleştirdiği proje kapsamında Erzurum Yakutiye Faik Göngör İlkokulu’nda 50’ye yakın çocuğa hediye paketleri dağıtıldı. Paketlerde çocukların eğitim süreçlerinde kullanabilecekleri sarf malzemelere, hikâye kitaplarına ve daha birçok sürprize yer verildi. Hediyeler, pandemi tedbirleri nedeniyle bayramı evlerinde geçirmek zorunda olan çocuklar tarafından sevinçle karşılandı.  

Masdaf Genel Müdürü Vahdettin YIRTMAÇ, konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Masdaf olarak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda organize ettiğimiz bu proje ile geleceğimizin güvencesi ve yaşama sevincimiz olan çocuklarımızın eğitimlerine katkı sağlamayı ve bu anlamlı günde onların bayram sevincini daha da artırmayı hedefledik. Amacımız; eğitimli ve mutlu nesiller yetiştirilmesine katkı sağlamak ve bu konuda sektörümüze iyi bir örnek teşkil etmektir. Eğitime olan desteğimizin önümüzdeki yıllarda da artarak devam ettirilmesini planlıyoruz” dedi.

 Erzurum Yakutiye Faik Göngör İlkokulu Müdürü Gürcan İşbaralar ise okullarına ve öğrencilerine sağladıkları desteklerden ötürü Masdaf firmasına teşekkür plaketi takdim etti.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Ali Emiroğlu: “Önceliğimiz sürdürülebilir ve sorumlu madencilik olmalı”

Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makinaları Üreticileri Birliği’nin (TÜMMER), Farkındalık Artırımı ve Deneyim Paylaşımı Yoluyla Güvenli Mermer Ocak İşletmeciliği (TÜMMER Projesi) Açılış Toplantısı gerçekleştirildi. Maden sektörü temsilcilerinin yoğun ilgi gösterdiği açılış toplantısına, Türkiye Madenciler Derneği (TMD) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Emiroğlu da katılım gösterdi.

 

İş sağlığı ve güvenliğine dikkat çeken Ali Emiroğlu, “Madencilik olmazsa olmaz bir faaliyet. Sürdürülebilir ve sorumlu madenciliği önemsiyoruz. Bunu sağlamak için de iş sağlığı ve güvenliği başta olmak üzere, çevresel sorumluluklarımızı ve madenciliği doğru anlatmayı en önemli kriterler olarak görüyoruz.  TMD olarak “önce insan” diyoruz. İnsan ve çevreyi önceleyen bir madencilik anlayışıyla üretimin sürdürülmesini destekliyoruz” dedi.

 

 

Madencilik gibi çok riskli kategoride yer alan sektörlerde, iş yerlerinde insan odaklı çalışma ortamının sağlanması ve iş sağlığı ve güvenliği (İSG) kültürünün oluşturulması amacıyla, Çalışma Bakanlığı’nca başlatılan hibe programı kapsamındaki TÜMMER Projesi’nin açılış toplantısı gerçekleştirildi. 

 

TÜMMER Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Alimoğlu ev sahipliğinde online olarak gerçekleşen toplantıya, TMD Başkanı Emiroğlu’nun yanı sıra Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürü Cevat Genç, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdür Yardımcıları Burhanettin Kurt ile Furkan Yıldız, Avrupa Birliği ve Mali Yardımlar Daire Başkanı Süreyya Erkan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Madencilik Meclis Başkanı İbrahim Halil Kırşan, Aydın Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yunus Şahin, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer, Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, madencilik sektörü sivil toplum kuruluşlarının başkanları ve çok sayıda sektör profesyoneli katıldı. 

 

Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen TÜMMER Projesi kapsamında, Sivas ve Muğla’da faaliyet gösteren 50 mermer üretim işletmesinde 360 çalışan, 50 çalışan yakını 50 işveren/yöneticiden oluşan bireylere eğitimler ve seminerler yoluyla iş güvenliği, farkındalık ve bilincin artırılmasına yönelik etkinlikler düzenlenecek.

 

TÜMMER Projesi kapsamında mermer üretici dernekleri aracılığıyla İSG’ye yönelik Ankara’da bir eğitim merkezi kurulması hedefleniyor.

 

“Sürdürülebilir Madenciliği Önemsiyoruz”

 

Toplantının açılışında konuşan TMD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Emiroğlu, madenciliğin en zor meslek dallarından biri olduğunu ve ancak bu mesleğe gönül vermiş kişiler tarafından yapılabileceğini belirterek, “Bu faaliyeti doğru yönetmek için iş sağlığı ve güvenliği ile çevresel riskler anlamında iş verenden yöneticiye, çalışanlardan kamuya herkesin ortak bilinçle hareket etmesi gerekiyor. Sürdürülebilir ve sorumlu madenciliği önemsiyoruz. Bunun en önemli kriteri olarak da iş sağlığı ve güvenliğini görüyoruz. TMD olarak ‘önce insan’ diyoruz. İnsanı, toplumu ve çevreyi önceleyen bir madencilik anlayışıyla üretimin sürdürülmesini destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Türkiye’nin mermer ve doğal taş açısından zengin renk ve desen çeşitliliğine sahip olduğuna dikkat çeken TÜMMER Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Alimoğlu ise, 1985 yılında yürürlüğe giren Maden Kanunu, yatırımcıların mermer ve doğal taşa ilgisini artırdı. Sektörümüz 90’lı yıllarda canlanmaya başladı.” dedi. Dünyadaki toplam mermer ve doğal taş üretiminin yüzde 90’ının 10 ülke tarafından yapıldığını söyleyen İbrahim Alimoğlu, “Ülkemiz bu sıralamada Çin ve Hindistan’dan sonra üçüncülükte yer almak için İtalya, İran, Brezilya, İspanya gibi ülkelerle rekabet halinde. Yıllık 2 milyar dolar olan ihracatımızın 1 milyar doları blok, 1 milyar doları ise işlenmiş mermerden sağlanıyor” şeklinde konuştu. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Alternatif Bank Yöneten Kadına Güç Katan Paket ile kendi işini yapan ve yöneten kadınları destekliyor

Alternatif Bank, yurt dışı fonlama programı kapsamında geçtiğimiz yıl IFC’den sağladığı 

100 milyon dolarlık kaynağı, ihracatçı firmalar başta olmak üzere ortaklık yapısında veya yönetiminde kadınların söz sahibi olduğu şirketlere “Yöneten Kadına Güç Katan Paket” ile sunmaya devam ediyor.

 

Alternatif Bank, kadın girişimcilerin hissedarlığında faaliyet gösteren veya kadın profesyoneller tarafından yönetilen teşebbüslerin desteklenmesi amacıyla geçen yıl IFC’den sağladığı 100 milyon USD kaynağı Yöneten Kadına Güç Katan Paket kapsamında sunuyor. Paketten IFC KOBİ tanımına uyan, 51 ve üzeri kadın ortaklığı bulunan veya CEO, COO, başkan veya başkan yardımcısı pozisyonlarında en az bir kadın ile 20 ve üzeri kadın ortaklığı olan kurumlar yararlanabiliyor. Yöneten Kadına Güç Katan Paket kapsamında avantajlı finansman imkânı, katma değerli bankacılık hizmetlerinde ücret muafiyeti sağlanırken, finans ve dış ticaret konularında da eğitimler gerçekleştiriyor.

 

Alternatif Bank Genel Müdür Yardımcısı Yeşim Şimşek kullandırımı devam eden paketle ilgili olarak; “Sağladığımız kredilerle dış ticaretin finansmanı başta olmak üzere reel ekonomiye verdiğimiz desteği her dönem artırmayı hedefliyoruz. Pandeminin etkisiyle zorlu dönemlerden geçerken sunacağımız bu desteklerin her zamankinden daha anlamlı olduğuna inanıyoruz. Bu kapsamda, girişimci ruhları ve yönetim yetkinlikleriyle ülke ekonomisinin kalkınmasında çok önemli bir yeri olduğuna inandığımız kadınları, sağladığımız kaynaklarla desteklemeye devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl IFC’den temin ettiğimiz kaynağı da kendi işinin sahibi kadın girişimcilerin veya bir kurumda yönetici olan kadınların desteklenmesi, istihdamının artması amacıyla Yöneten Kadına Güç Katan Paket adı altında sunuyoruz. Paketten yararlanmak isteyen kadınlara, avantajlı şartlarda finansmana erişim ile katma değerli bankacılık ürün ve hizmetlerimizde ücret muafiyeti sağlıyoruz. Bilanço yönetimi, finansal analiz ve dış ticaret konularında ise uzman ekiplerimiz tarafından eğitimler veriyoruz. Ek olarak yöneten kadınlarımızın hayatlarını kolaylaştıracak 5’e varan akaryakıt indirimi, ücretsiz saatlik şöför, yaz-kış araç check-up, lastik değişimi ve saklanması, ücretsiz sağlık ve güzellik uygulamaları gibi asistans hizmetleri de sunuyoruz.” dedi. 

 

Yöneten Kadına Güç Katan Paket ile bir yıl boyunca ücret muafiyetiyle sunulan hizmetler:

  • Kredi tahsisi
  • İnternet ve mobil bankacılık kanallarından EFT ve havale
  • Dış ticaret işlemleri
  • Bireysel ve ticari kredi kartı (Aidat ve limit tahsis)
  • Çek karnesi (25’er sayfalık 2 adet)
  • Leasing işlemleri (Yönetim ve mülkiyet devir bedeli)
  • Asistans Hizmetleri
  • Özel Kobi Hattı
  • 5’e varan akaryakıt indirimi
  • Ücretsiz saatlik şoför
  • Yaz-kış araç check-up, lastik değişimi ve saklanması
  • Ücretsiz mamografi veya meme ultrasonu çekimi ve raporu

Ücretsiz estetik/saç/dermotolojik/diyetisyen muayenesi ve sonraki işlemlerde 30 indirim

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

MESS, Türkiye’nin en kapsamlı “çalışma kültürü dönüşüm hareketini” başlatıyor.

MESS çalışma kültüründe dönüşüme öncülük eden çevik dönüşümü hızlandırma programı ve yeni performans sistemi uygulamalarını “Değişen Dünya, Dönüşen İş Modelleri" etkinliğinde ilk kez iş dünyası ile buluşturdu. 

 

MESS’in iş dünyasına sunduğu iki vizyoner hizmeti anlatan MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, “Dijital dönüşüm sürecinde çalışma kültürü de dönüşmek durumunda. Şirketlerin çevik çalışma modeline geçmesini hızlandıran ÇEVİX programımız ve performans sistemlerini yeni nesil bakış açısıyla ele alan MEXCHANGE ile Türkiye’nin en kapsamlı çalışma kültürü dönüşüm hareketini başlatıyoruz” dedi 

 

Etkinlikte konuşan Türkiye’deki lider şirketlerin yöneticileri çalışma kültüründeki dönüşümü ve deneyimlerini anlattılar. Küresel konuşmacılar ise çevik dönüşüm ve yeni nesil performans sistemleri konusunda ufuk açıcı perspektifler sundular. 

 

İş yapış şekillerindeki, müşteri ve çalışan beklentilerindeki hızlı değişim şirketleri daha hızlı, esnek ve çevik olmaya zorluyor. Şirketlerin değişen taleplere cevap üretebilmesi için iş yapış biçimlerini gözden geçirmesi, daha dinamik ve çevik bir yapıda hizmet vermesi, çalışanlarının performanslarını daha esnek şekilde değerlendirmesi önem kazanıyor.  

 

Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) hayata geçirdiği pek çok ilk ve öncü uygulamanın ardından çalışma kültüründeki dönüşüme de liderlik ediyor. Türkiye’nin en kapsamlı “çalışma kültürü dönüşüm hareketini” başlatan MESS, şirketleri çalışma kültüründe yaşanan dönüşüme hazırlıyor. Şirketlerin çevik çalışma modeline geçmesini hızlandıran ÇEVİX programı ve performans sistemlerini yeni nesil bakış açısıyla ele alan MEXCHANGE uygulaması "Değişen Dünya, Dönüşen İş Modelleri" etkinliğinde iş dünyasıyla buluştu.

 

MESS; dünyanın en büyük, en gelişmiş ve en kapsamlı dijital dönüşüm ve yetkinlik gelişim merkezi MEXT'i geçtiğimiz yıl hizmete açmıştı. MESS’in iki yeni hizmeti de Türk sanayisinin dönüşümüne öncülük etmek için kurulan MEXT çatısı altında sunulacak.

 

 

MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol: “Türkiye’nin en büyük ve en kapsamlı çalışma kültürü hareketini başlatıyoruz” 

 

İş dünyasından yoğun ilgi gören ve çok geniş bir kitlenin katıldığı etkinlikte konuşan MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol 62 yıllık kurumsal birikimleri ve 250 lider üye şirket ile sanayide dönüşümün öncüsü olduklarının altını çizdi. İş süreçleri değişirken organizasyon yapılarının aynı kalamayacağını ifade eden Akkol “Dijital dönüşüm sürecinde çalışma kültürü de dönüşmek zorunda. ÇEVİX ve MEXCHANGE hizmetlerimiz ile Türkiye’nin en kapsamlı çalışma kültürü dönüşüm hareketini başlatıyoruz.” dedi.  

 

Akkol şöyle devam etti: “Bugün iki öncü projemizi iş dünyası ile buluşturuyoruz. ÇEVİX ile şirketlerin üretimden pazarlamaya, bilgi teknolojisinden insan kaynakları süreçlerine kadar tüm departmanlarda çevik dönüşümü uygulayarak daha rekabetçi olmasını hedefliyoruz. Çevik dönüşümü destekleyecek şekilde tasarladığımız MEXCHANGE ise şirketlere performans yönetim sistemlerini yeni nesil bakış açısıyla en baştan kurgulayabilecekleri bir imkan sunuyor. Yerli ve uluslararası en iyi partnerlerden oluşturduğumuz ekosistem ile şirketlerin dönüşümüne destek olacağız. Uygulamalarımız; bilgilendirme, danışmanlık, eğitim, teknoloji ve yazılım desteklerinin tümünü kapsıyor. Çalışma kültürü dönüşümü için tek çatı altında uçtan uca tüm hizmetlerin sunulması Türkiye’de bir ilk oluyor.” 

 

 

Liderlerden ufuk açıcı paylaşımlar 

 

Online olarak gerçekleştirilen "Değişen Dünya, Dönüşen İş Modelleri" etkinliğinde çevik çalışma modeli ve yeni nesil performans sistemi uygulamaları tüm boyutlarıyla ele alındı.

 

İş dünyasının liderleri çalışma kültüründeki dönüşümü ve deneyimlerini paylaştı. Alanında uzman küresel isimler de yeni çalışma düzenine yönelik bilgi
ler aktardı. Çalışma kültüründeki dönüşümün ş
irkete entegre edilmesi, şirket vizyonuna katkısı, karar mekanizmalarına etkisi, iyi uygulama örnekleri gibi konularda detaylı bilgilendirilmeler yapıldı.  

 

Etkinlikte Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker ve Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu yeni çalışma kültürüne dair ufuk açıcı paylaşımlarda bulundular. Liderler, şirketlerindeki çevik dönüşüm ve yeni nesil performans sistemi deneyimlerini paylaştılar.

 

Alanında uzman küresel konuşmacıların katıldığı panelde iş modellerinde dönüşüm için yol haritaları paylaşıldı. Panelde çevik yönetim anlayışının öncüsü Scrum.org’un CEO’su Dave West, çevik şirketleri bir araya getiren Business Agility Institute’ün kurucusu Evan Leybourn çevik çalışma ve çevik çalışma prensiplerini benimseyen şirketlerin kazanımları hakkında katılımcılara küresel bir perspektif sundu.    Yeni nesil performans sistemlerinin tasarımında dünyada öncü kurumların başında gelen Willis Towers Watson’ın Global Direktörlerinden John Bremen de yeni nesil performans sisteminin yarattığı katma değer hakkında küresel deneyimler paylaştı. 

 

İyi Uygulama Örneklerinin paylaşıldığı panelde ise lider şirketlerin yöneticileri şirketlerinde yaşanan süreçleri aktardı. Panelde Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy, Cisco Türkiye Genel Müdürü Didem Duru, TürkTraktör Genel Müdürü ve MESS Yönetim Kurulu Üyesi Aykut Özüner, Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young, şirketlerindeki başarılı dönüşüm örneklerini ve deneyimlerini paylaştılar.  

 

 

Çevik Dönüşümü Hızlandırma Programı ÇEVİX ile hızlı ol ve rekabetçi kal”  

 

MESS, çevik yönetim anlayışını benimseyen ve iş süreçlerini bu anlayışa göre yeniden düzenleyen Türkiye’nin ilk işveren sendikası olma özelliğini de taşıyor. Şirketlerin çevik çalışma modeline geçmesini hızlandıran ÇEVİX programı organizasyonların hızını artırarak rekabetçi olmalarını sağlıyor.

 

ÇEVİX hizmeti geliştirilirken Türkiye ve dünyada çevik dönüşüm konusunda uzmanlaşmış pek çok farklı program incelendi, çevik yöntemlerle çalışan küresel şirketler detaylı şekilde araştırıldı.  Ayrıca 100’den fazla kurumla doğrudan görüşme yapılarak verdikleri hizmetler değerlendirildi. 

 

MESS’in uçtan uca sunacağı hizmetlere ilaveten yerli ve yabancı en iyi partnerlerden oluşturduğu ekosistem ile şirketlerin dönüşümüne destek olunacak. Şirketler ÇEVİX ile çevik dönüşümü üretimden pazarlamaya, bilgi teknolojisinden insan kaynakları süreçlerine kadar tüm departmanlarda uygulayarak daha rekabetçi olacaklar. 

 

MEXCHANGE ile Dijital Çağın Yeni Nesil Performans Sistemi

 

Çevik yönetim ile organizasyonlar dönüşürken şirketlerin insan kaynakları süreçlerinde de yeni bir yaklaşımla ilerlemesi gerekiyor. Mevcut performans yaklaşımları günümüzün çevik dünyasında artık yetersiz kalırken yeni dijital çağın ihtiyaçlarına cevap veremiyor. İş yapış şekillerindeki değişim ve çalışanların beklentileri performans sistemlerinin de günümüz iş yapış şekillerine daha uygun hale getirilmesini zorunlu kılıyor.  

 

MESS bu ihtiyaca cevap üretmek için çevik dönüşümü yeni nesil performans sistemi ile destekleyecek bir hizmet tasarladı. MEXCHANGE, OKR (Objectives and Key Results) felsefesi temelinde performans yönetimini yeni nesil bir bakış açısıyla ele alıyor. Danışmanlık, bilgilendirme, eğitim ve yazılım destekleri bütünsel olarak veriliyor.  

 

MEXCHANGE ile şirketlere performans yönetim sistemlerini en baştan kurgulayabilecekleri bir hizmet veriliyor. Mobil bir platform üzerinden uygulanabilen sistem şu faydaları sağlıyor: 

  • Hedefler tamamen esnek şekilde kurgulanıp yıl i&c
    cedil;erisinde değişen koşullara göre dinamik olarak yönetilebiliyor.
  • Hedeflerin belirlenmesi ve takibine şeffaflık getirilerek ekiplerin iletişimi kuvvetlendiriliyor.
  • Ekipler arası geri bildirim ile yıl sonu ile sınırlı kalmayan performans ve gelişim takibi yapılıyor.
  • Ekiplerin kariyer gelişimini ön plana alınıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Anadolu Hayat Emeklilik’in Aktif Büyüklüğü 36 Milyar TL’ye Yaklaştı

Anadolu Hayat Emeklilik, 2021 yılı ilk çeyrek finansal sonuçlarını açıkladı. Bireysel emeklilik fon büyüklüğü toplamında özel emeklilik şirketleri arasındaki sektör liderliğini sürdüren şirket, geçen yılın aynı dönemine göre aktif büyüklüğünü yüzde 29,5 oranında artırdı. 

 

Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Yılmaz Ertürk, 2021 yılı ilk çeyrek finansal sonuçlarına ilişkin yaptığı değerlendirmede;

“Salgının günlük hayat ve ekonomi üzerindeki etkilerinin devam ettiği, finansal piyasalarda önemli dalgalanmaların yaşandığı yılın ilk üç aylık döneminde istikrarlı büyümemizi sürdürdük. Aktif büyüklüğünde, özkaynaklarda, emeklilik ve hayat varlıklarında enflasyonun üzerinde büyüdük. Aktif büyüklüğümüz 35,6 milyar TL’yi aşarken, özkaynaklarımız 1,3 milyar TL’ye yaklaştı. Net kârımız 132,9 milyon TL düzeyinde gerçekleşti. 

Müşterilerimizin hayatını kolaylaştıran çözümler üretmek öncelikli hedeflerimiz arasında. Bu dönemde de dijital kanallardaki çalışmalarımızı kesintisiz olarak sürdürdük. Kurumsal internet sitemiz üzerinden online satışına başladığımız ürünlerimize yenilerini ekledik. 

Bireysel emeklilik katılımcılarımızın birikimlerinin, kendilerine en uygun fonlarda değerlendirilmesini hedefleyen robot fon danışmanlığı hizmetimiz FonMatik ROBO, büyümeye devam etti. Katılımcı sayısı 50 bini, fon büyüklüğü 2,1 milyar TL’yi aştı. 

Mart ayında açıklanan Ekonomi Reformları’nda 18 yaşından küçüklerin Bireysel Emeklilik Sistemine (BES) dahil edilmesi, BES ile sağlık, hayat, eğitim sigortası gibi özel güvencelerin cazip olanaklarla bütünleşik bir güvence paketi şeklinde sunulması, BES dışında özel emeklilik hizmeti veren sandık, vakıf, vb. kuruluşlar nezdindeki birikimlerin 2023 yıl sonuna kadar BES’e aktarım imkanının sağlanması hususları da yer aldı. Bu yıl içinde hayata geçmesi planlanan bu hususların sektörümüzün büyümesine çok önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Borusan, zorlu geçen 2020 yılından 26,1 milyar TL ciro ile başarıyla çıktı

Pandemi nedeniyle zorluklarla geçen 2020 yılını başarılı bir şekilde tamamlayan Borusan Holding, grup şirketlerinin performansıyla finansallarını güçlendirdi. 2020 faaliyet dönemini 26,1 milyar TL ciro ve 29,6 milyar TL toplam aktif büyüklük ile tamamlayan Grup, 2021 – 2023 döneminde 5,9 milyar TL yatırım yapmayı hedefliyor.

 

28.04.2021; Borusan Holding, 2020 yılı faaliyet raporunu paylaştı. Pandemi dönemi sebebiyle belirsizlikler ve çeşitli zorluklarla geçen yılı başarılı bir şekilde tamamlayan Borusan Holding, önceki yıla kıyasla finansallarını güçlendirdi. 

 

2020 yılında pandemi köklü dönüşümleri tetiklerken, adımlarını 2018 yılında atmaya başladığı dijitalleşme yolculuğunda önemli bir mesafe kat eden Borusan, pandemide yatırımlarının sonuçlarını elde etti. Bu değişimi sadece dijital bir yenilik değil aynı zamanda kültürel bir kabuk değiştirme olarak kabul eden Borusan, insan kaynakları süreçlerinden iş yapış şekillerine kadar pek çok alanda alışılagelmiş yöntemlerini değiştirdi.

 

Pandemide birliğe, beraberliğe ve şeffaflığa önem veren Borusan Holding, Beraber Aşacağız felsefesini benimsedi ve ‘çalışanımı, işimi, paydaşımı korurum’ anlayışıyla çok katmanlı önlemler aldı. COVID-19 salgınına karşı henüz Türkiye’de vaka görülmeden önce tedbir almaya başlayan Borusan Holding, hayata geçirdiği Borusan Dayanışma Platformu ile örnek projeleri tüm paydaşlarına sundu. ‘Çalışanımı korurum’ kapsamında Borusan Grubu Kriz Komitesi ile pandeminin ilk gününden itibaren çalışanlarıyla düzenli ve şeffaf bir iletişimde olurken, uzaktan çalışma sürecinde ihtiyaç duyulabilecek her türlü gelişim desteğini Borusan Akademi ile sağladı. ‘İşimi korurum’ diyerek işin sürdürülebilirliği için fiziksel çalışma ortamları risklerden uzak tutulurken dijital kanallar ile en uzaktaki çalışma arkadaşlarıyla bile deneyimler paylaşılarak sinerji bozulmadı. ‘Paydaşımı korurum’ diyen ve bu zorlu süreçte paydaşlarına karşı sorumluluklarını yerine getiren Borusan, toplumsal sorumluluk bilinciyle sağlık ve eğitim sektörüne katkıda bulunacak çalışmalar yaptı.  

 

Pandemide toplumsal fayda çalışmaları devam etti

Borusan Kocabıyık Vakfı, küresel salgında öğrencilerin eğitime uzak kalmaması için 3.850 tablet ve bilgisayar desteği sağlarken 2020 faaliyet döneminde 202 öğrenciye burs sağladı. Borusan Holding, “Askıda Ne Var” Sosyal Girişim platformu iş birliğiyle başlattığı #AskıdaEğitimVar Projesi ile uzaktan eğitime erişimde zorlanan 11.290 üniversite öğrencisine erişim sağladı. COVID-19 pandemisi döneminde Borusan Okyanus Gönüllüleri, çalışanlarla dayanışma sağlamak için gönüllü olarak yetkinliklerini online ortamda paylaştı. 2020 yılında 1.000’i aşkın gönüllü çeşitli projelerde yer alırken, Borusan çalışanları, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda 40 projede 16.500 saat gönüllü olarak çalıştı. Borusan Sanat ve Borusan Contemporary, sanatın pandemide kesintisiz olarak devam etmesi için çalışmalarda bulundu. Borusan Sanat, çeşitli dijital platformlar üzerinden konserlerini ücretsiz olarak ulaştırırken Borusan Contemporary sergilerini 2020 yılında toplam 6.266 kişi fiziki olarak, 78.491 kişi ise dijital platformlar aracılığıyla izledi. 2020 faaliyet döneminde de odaklandığı sektörlerde iş hacmini ve yüksek kârlılığını koruyan Borusan Holding, dijital dönüşüm ve Ar-Ge yatırımlarına da başarıyla devam etti.

 

Borusan Holding’in toplumsal cinsiyet eşitliğinin kurumsal ve bireysel düzeyde benimsenmesi amacıyla kurmuş olduğu "Borusan Eşittir Platformu" kapsamında 5 Mart 2020’de "Cinsiyet Gözlüğü Programı" devreye alındı. Program ile Borusan Grubu’nda iletişim, işe alım, terfi, performans veya ücretlendirme konularında politika ve ilkeler tanımlandı ayrıca Grup hedefleri belirlendi. Borusan Eşittir Platformu’nda ayrıca “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Hane İçi Şiddet Rehberi”ni hazırladı. Bir referans kaynağı niteliğinde olan Rehber’in, yönetici ve çalışanlara yol göstermesi, hane içi şiddetin kaynaklarının fark edilmesini kolaylaştırması ve bu yöndeki Borusan Grup politikaları kapsamında şiddete maruz kalanlara destek vermesi ve güvence sağlaması hedeflendi.

 

Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kocabıyık, 2020 yılının hepimizin hayatını bir şekilde değiştirdiğini ifade ederek: “Alışkanlıklarımızdan vazgeçtik, sevdiklerimizden, sosyal hayatımızdan uzak kaldık, çeşitli zorluklar yaşadık. Belirsizliklerle başlayan ve eskiye dönüşe, sağlığa kavuşmaya dair beklentilerle devam eden bu süreç hepimize bir şeyler öğretti. Aşı ruhsatlandırma haberleri, pandeminin kitle bağışıklığını beklemeden dizginlenmesi açısından umut ışığı olurken, dijital dönüşüm sürecinin sağladığı olanaklar hem şirketlerin hem de bireylerin yaşam döngüsünün kesintisiz bir biçimde sürmesini sağladı. Borusan Holding olarak bizim ise bu zorlu dönemde “çalışanlarımızı, paydaşlarımızı ve işimizi” koruma hedefi doğrultusunda başarılı bir sınav verdiğimizi düşünüyorum. Bundan sonra da 200 yıllık şirket olma vizyonumuzla çalışmalarımıza tüm hızımızla devam edeceğiz” dedi.

Borusan Holding CEO’su Erkan Kafadar, 2020 faaliyet döneminde
başarılı finansal ve operasyonel sonuçlara ulaştıklarını belirtti. Grubun toplam cirosunun 26,1 milyar TL seviyesini aştığını ifade eden Kafadar, faaliyet ve vergi öncesi karın 2,6 milyar TL olarak gerçekleştiğini ve şirketin maliyet yapısında, pandemiden bağımsız kalıcı iyileşmeler sağladıklarını söyledi. İş geliştirmeye yönelik Ar-Ge ve inovasyon süreçlerine her dönem yatırım yaptıklarını vurgulayan Kafadar, bugün olduğu gibi 200 sene sonra da sürdürülebilir değer üretme hedefleri olduklarını söylüyor: “Sürdürülebilir değer yaratma önceliğimiz doğrultusunda hissedarlarımız, müşterilerimiz, iş ortaklarımız ve en önemlisi de çalışanlarımızın katkılarıyla bu iddialı hedefe kararlılıkla ulaşacağımızdan kuşku duymuyorum. Borusan Ailesi olarak büyük bir takımız ve hepimiz zincirin halkaları veya dişlinin parçaları gibi birbirimize bağlıyız.”

 

2020’de 29,6 milyar TL aktif büyüklüğe ulaşıldı

Borusan Holding, pandemi sürecinde başarılı finansal sonuçlara imza atarak, 2020 faaliyet dönemini 26,1 milyar TL net satış ve 29,6 milyar TL toplam aktif büyüklük ile tamamladı. 2019 yılındaki satış ise 22 milyar TL idi. Üretim gücüyle 2020 yılında 8,1 milyar TL değerinde ihracat gerçekleştiren Borusan Holding, küresel belirsizliğe rağmen 2021-2023 döneminde 5,9 milyar TL düzeyinde yatırım yapmayı hedefliyor. 3 kıtada 12 ülkeye yayılan küresel faaliyetleriyle öne çıkan Holding, grup şirketleri özelinde de önemli başarılara imza attı. 

 

200 yıllık şirket olma vizyonu

Sürdürülebilirliği iş sürekliliği ve sürdürülebilir karlılığın ötesinde uzun vadeli değer yaratma süreci olarak gören Borusan, 200 yıllık şirket olma vizyonuyla sürdürülebilirliği iklim, insan ve inovasyon odak alanlarında ele alıyor. Borusan, sürdürülebilirilik stratejileri kapsamında hem grup şirketlerinin önceliklerinden besleniyor hem de geleceğe uygun iş modellerini tasarlama yolunda kapsayıcı bir bakış açısı sunuyor. 77 yıldır odağına insanı alan Borusan Holding, sürdürülebilirlik yaklaşımlarında da insanı merkezinde tutuyor. Bu başlıktaki en öncelikli konu güvenli çalışma ortamı ve toplumsal fayda olurken çalışma ortamının sağlık ve güvenliğinin yanı sıra çalışanların da iyi olma hallerine, yetkinlik gelişimleri ve değişen iş dünyasına uyum sağlamalarına da önem veriliyor. İklim başlığında özellikle sera gazı salımlarını engellemenin yanında 2030 yılına kadar karbonsuz iş modellerine sahip olmak için çaba sarf edilirken çevresel etkiyi azaltmak ve ortadan kaldırmak holdingin ana hedefleri arasında bulunuyor. İnovasyon tarafında özellikle yenilikçi ürün ve hizmetlerin yanında geleceğe uygun iş modelleri, sürdürülebilirlik için inovasyon gibi yaklaşımlarla katma değer yaratılması hedefleniyor.

 

İnsan ve inovasyonu bir araya getirerek geleceğin iş modelleri konusunda da çalışmalar yapan Borusan Holding, IQ ile EQ’yu (Entelektüel Zeka ve Duygusal Zeka) bir araya getirerek yaratıcı zekayı süreçlerine daha fazla entegre etmeye hazırlanıyor. Bu şekilde endüstriyel gelişimin, toplumsal, ekonomik ve sosyal refahın mümkün olabileceğine inanan şirket, yeni çağın gerekliliklerini yerine getirmek için çalışmalar yapıyor. Güncel eğitim programlarından, yaratıcı uygulamalara, tüm seviyeler için kalifiye ve donanımlı çalışanların yetiştirilmesi için çalışmalar yürüten Borusan Holding, yaratıcı zeka konusunda teşvik edici projeleri hayata geçirmeyi planlıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Düşük gelirli ülkelerin aşıya ulaşması için girişimler çoğalmalı

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Gökser Gökçay, salgının küresel diplomasi üzerindeki etkilerini değerlendirdi.

 

Sürekli diplomasi küresel savaşları önlüyor

 

Küresel salgının ülkelerin sınırlarını kapatmasının, uluslararası dolaşımın gözle görülür derecede azalmasının ve aşı konusundaki rekabetin  “Acaba içe kapanan, çatışmacı dünya düzeni geri dönebilir mi?” sorusunu gündeme getirdiğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Gökser Gökçay, “Yaklaşık 75 yıldır bazı bölgesel savaşlar ve çatışmalar hariç büyük bir küresel savaş yaşanmadı. Bu düzenin devam ettirilmesini sağlayan ana vasıtalardan birinin de ülkeler arasında yürütülen sürekli diplomasi olduğu düşünülüyor.” dedi.

 

İkili ilişkiler toplumsal barış güvencesi

 

Ülkeler arasındaki ikili ilişkilerin ve çok uluslu örgütler aracılığıyla yürütülen diplomatik yaklaşımın farkında olunmasa da herkes için bir toplumsal barış güvencesi olduğunu vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Gökçay, şunları söyledi: 

 

“COVID-19, 2020 yılının başında hızla yayılınca ve ülkeler teker teker sınırlarını kapatıp uluslararası seyahatlere engeller koymaya başlayınca uluslararası işbirliğinin yürütülmesi konusunda endişeler artmaya başladı. Özellikle Schengen anlaşması aracılığıyla birbirleri arasındaki sınır geçişlerinde serbestlik getirmiş olan Avrupa Birliği ülkelerinin bile ortak karar almak yerine ulusal önlemlerle kendilerini korumaya çalışması endişelerin korkuya dönüşmesine neden oldu. Bu endişelerin haklı yönleri çok ama sorunun kaynağını anlamak açısından oldukça yetersizler.” 

 

Yeni dünya düzeni salgınla daha görünür oldu… 

 

Küresel salgının uluslararası düzen ya da diplomatik ilişkiler açısından yepyeni bir dönüşüm getirmediğini söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Gökçay, “Aksine zaten devam etmekte olan bir dönüşümü daha görünür kıldı. Daha açık ifade etmek gerekirse soğuk savaş sonrası kurulduğu iddia edilen ‘Yeni Dünya Düzeni’nin giderek arttırdığı küresel eşitsizlikler ve iklim değişikliğinin yıkıcı etkisi küresel salgın ile birlikte daha görünür oldu.” dedi.

  

Küresel finans krizi uluslararası diplomasiye olan inancı sarstı

 

“2007/2008 küresel finans krizinin mevcut uluslararası ekonomik yapının devam ettirilemez olduğunu gösterdi” diyen Dr. Öğretim Üyesi Gökser Gökçay, ‘’Ardından gelen kemer sıkma politikaları sadece finans krizin yaşandığı yüksek gelirli ülkeleri değil, uluslararası finansal yapıya sıkı sıkıya bağlanmış olan Yunanistan ve Türkiye gibi ülkeleri de derinden etkiledi. Uluslararası işbirliğine ve diplomasiye olan inancı sarstı. Son on yıldır günlük hayatta bile deneyimlemeye başladığımız iklim değişiminin yıkıcı etkisi ise sadece bu ekonomik yapıya değil, hayatın her aşamasında mevcut düzenin devam ettirilemez olduğuna işaret ediyordu.” İfadelerini kullandı.

 

Covid-19 iktisadi kriz ve ekolojik yıkımla ortaya çıktı

 

Dr. Öğretim Üyesi Gökser Gökçay, “Wuhan’da bir hayvan pazarında insanlara geçtiği iddia edilen COVID-19 virüsü iktisadi kriz ve ekolojik yıkım sonucu ortaya çıktı.” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:

 

“Çin’deki hayvan pazarlarının düzenlemeden uzak yapısı, ülke içindeki geniş nüfusu besleyebilme ve fakirliği bir nebze olsun azaltabilmenin araçlarından biridir. Aynı zamanda Çin’in son 20–30 yılda başarmaya çalıştığı hızlı büyüme ve kalkınma girişimlerinin bir sonucudur. Çin Halk Cumhuriyeti’nin devasa nüfusuna iş sağlayabilme ve diğer yandan yoğun üretim mekanizmasını kurabilme olanakları kısıtlı olacaktı. Bu tip hayvan pazarları aynı zamanda egzotik hayvanların, Çin’in varlıklı kesimlerine sunuldukları alanlardır. Bu özellikleriyle küresel eşitsizliğin bir diğer yansıması ile karşılaşıyoruz. Mevcut ekosistemin aşırı sömürülmesi ve tüketilmesi sonucu benzeri ekolojik ve biyolojik felaketlerin yaşanması zaten bir an meselesiydi. Dolayısıyla COVID-19, uluslararası düzenin değişimi sürecinde bir neden değil, bir sonuç gibi görünüyor.”

 

Yüksek gelirli ülkeler aşıya ulaşmada avantajlı

 

Salgın sonrası diplomasinin ne yöne evrileceğinin küresel salgın yönetimi aracılığıyla değil, uluslararası eşitsizlikleri giderme ve iklim değişimini geriye döndürme anlamında atılacak adımlar tarafından belirleneceğini kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Gökçay, “Burada devreye tekrar diplomasinin girmesini bekleyebiliriz. Hali hazırda aşıya ulaşım anlamında yüksek gelirli ülkelerin büyük bir avantaja sahip olduğu ve düşük gelirli ülkelerin daha yıllar boyunca nüfuslarının büyük bir bölümünü aşılayamayacakları çok aşikâr. Dünya nüfusunun büyük bir kısmı aşılanmadan da sadece Kuzey Amerika’da ve Avrupa’da aşılanmanın tamamlanmasıyla eskisi gibi bir uluslararası dolaşıma dönülmesi mümkün gözükmüyor. Bu noktada yine ülkelerin veya bölgelerin içlerine kapanması ve çatışmaların artması korkuları devreye girebilir.” diye konuştu.

 

Eski normalin devam etmesi demek, yepyeni küresel felaketler anlamına da gelebilir…

 

Dr. Öğretim Üyesi Gökser Gökçay, ‘Diplomasi aracılığıyla aşı patentlerinin geçici olarak kaldırılması sağlanıp mevcut küresel salgın sona erdirilse bile uluslararası düzenin yapısal sorunlarının sadece bir semptomu giderilmiş olacaktır’ dedi ve sözlerini şöyle tamamladı: Mevcut telif haklarını ve patent kanunlarını, bunlara dair uluslararası hukuk düzenini ve Dünya Ticaret Örgütünün temel yapısını değiştirmeden, benzer salgınlar veya küresel krizlerin tekrar yaşanması olasıdır. Küresel salgının ardından günlük hayatlarımızda eski normallerimize dönmek isteyebiliriz ama uluslararası düzen açısından eski normalin devam etmesi demek, yepyeni küresel felaketler anlamına da gelebilir. Bu süreçte uluslararası diyaloğun ve diplomasinin çok önemli bir rolü olacak. Sonuç olarak ülkeler, salgındaki kendi yerel veya ulusal başarılarını övmek yerine benzeri salgınların yeniden yaşanmaması ve koruyucu önlemlerin alınması için Dünya Sağlık Örgütü kapsamında düşük gelirli ülkelere ücretsiz aşı sağlanması için oluşturulan COVAX gibi yeni girişimlerin oluşturulması için çaba harcamalıdırlar.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Nisan ayının son haftasın da uygun fiyatlı teknolojik ürünler marketlerindeA101

TOSHIBA VE SAMSUNG MARKA TELEVİZYONLAR BU HAFTA A101 REYONLARINDA…

İnce ve şık tasarımı ile dikkat çeken TOSHIBA 43LL2C63DT / 43LL2A63DT 43” Full HD Smart LED TV, full HD görüntü kalitesi, dâhili HD uydu alıcısı, 3 adet HDMI ve 2 adet USB girişine sahip. Dâhili Wi-Fi ve bluetooth bağlantı özellikleriyle Netflix, Youtube, Prime Video uygulamalarına kolay erişim sağlayarak keyifli dakikalar geçirmeye olanak sağlıyor. Aynı zamanda ücretsiz montaj kolaylığı sunan ürün, 3 yıl Vestel garantisi ve 3.099 TL fiyatıyla tüm A101 marketlerinde. 

 

Bir diğer kaliteli televizyon seçeneği ise dâhili HD uydu alıcılı SAMSUNG 40N5000 40” Full HD TV, 2 adet HDMI ve 1 adet USB girişinin yanında 20 W ses çıkış gücü ile evde geçirilen saatleri daha eğlenceli hale getiriyor. Ürün, ücretsiz montaj kolaylığının ve 2 yıl Samsung garantisiyle 2.599 TL’den tüm A101 marketlerinde ve a101.com.tr’de satışa sunuluyor.  

 

29 NİSAN İTİBARİYLE A101 REYONLARINDAKİ BEYAZ EŞYALAR…

 

7 kg yıkama kapasitesi bulunan SEG SCM 7101 / CM 710 7 Kg Çamaşır Makinesi, 15 dakika hızlı yıkama ve ön yıkama seçenekleriyle birlikte 15 farklı program sunuyor. LED gösterge, çocuk kilidi ve zaman erteleme özelliklerine sahip olan ürün ücretsiz teslimat, kurulum kolaylığı ve 2 yıl Vestel garantisiyle sadece 1.699 TL.

 

Bulaşık makinesini yenilemek isteyenler için SEG SBM 6001 / BM 6001 6 Programlı Bulaşık Makinesi harika bir ürün. 12 kişilik bulaşık yıkayabilen makine; 30 dakikalık hızlı yıkama, 50 dakika süper yıkama gibi alternatifleriyle birlikte 6 farklı programa sahip. Yarım yük yıkama opsiyonu, çocuk kilidi ve zaman erteleme gibi birçok özelliği bulunan bulaşık makinesi 2 yıl garantisi ve 1.999 TL uygun fiyatıyla 29 Nisan haftasında tüm A101 marketlerinde alıcıların beğenisine sunuluyor.  

 

BİRBİRİNDEN KULLANIŞLI TEKNOLOJİK ÜRÜNLER A101 REYONLARINDA…

 

Hem evde hem de iş yerinde kullanılabilen EPSON L3150 Ecotank Yazıcı 1.499 TL fiyatı ile dikkat çekiyor. Epson Micro Piezo baskı teknolojisi, 6500 sayfa renkli, 8100 sayfa ise siyah baskı kapasitesi bulunan, 3’ü 1 arada baskı, tarama ve marjsız fotoğraf basabilen yazıcı 2 yıl garantisiyle birlikte A101 marketlerinde ve a101.com.tr’de satışta.  

 

REEDER P13 Blue Max Lite Telefon, haftanın fiyat/performans ürünü olarak A101 reyonlarında yerini alıyor. Bu kaçırılmayacak telefon, 6.2" HD ekranı, 3 GB RAM, 32 GB dâhili hafızasının yanı sıra 4200 mAh pil gücü ile uzun süre kullanım sağlıyor. Ayrıca 5 MP ön ve 13 MP + 0,3 MP + 0,3 MP dörtlü arka kamerasıyla güzel anılar biriktirmeye olanak sağlıyor. Yüz tanıma ve parmak izi okuyucu özellikleriyle kişisel veri güvenliğini bir üst seviyeye taşıyan bu harika ürün, 2 yıl garantisi ve 1.499 TL uygun fiyatıyla bu hafta tüm A101 marketlerinde. 

 

Evde ve iş yerinde internet kesintisi sorununa çözüm olacak XIAOMI Wi-Fi Pro Sinyal Yakınlaştırıcı 29 Nisan itibarıyla tüm A101 marketlerinde. Kablosuz bağlantısı, 300 Mbps (2.4 GHz) veri aktarım hızı ve 2 harici antene sahip ürün, 2 yıl garantisiyle sadece 99,95 TL. 

 

Müzik severler için cazip olan PIRANHA 9960 Bluetooth Kulaklık, bluetooth 5.0 versiyonlu, yeni pro tasarımı ile dikkati çekerken, güçlü çıkış ekstra bass sistemi ile müzik dinlemeyi de keyifli hale getiriyor. 2 yıl garantisi bulunan ürün tüm A101 marketlerinde sadece 79,95 TL. 

 

Müzik dinlemekten keyif alanlar için kaçırılmayacak bir diğer ürün ise PIRANHA 7821 Bluetooth Hoparlör. Bluetooth bağlantısı sayesinde telefonla kullanımı oldukça kolay olan ürün; USB, TF kart ve 3,5 mm ses girişi sayesinde eğlenceli dakikalar geçirilmesine olanak sağlıyor. Portatif ve her yerde kullanım kolaylığı bulunan ürün 2 yıl garantisiyle sadece 59,95 TL. 

 

Şarj bitme endişesi olmadan vakit geçirmeye im
kân sağlayan 
PHILIPS 10.000 mAh Powerbank ince tasarımı ile dikkat çekerken, micro USB, Type-C girişi ve 5V 2.1A + 1A 2 USB çıkışı özellikleriyle de öne çıkıyor. 2 yıl garantisi bulunan Powerbank sadece 69,95 TL fiyatıyla bu hafta tüm A101 marketlerinde ve a101.com.tr’de

 

PIRANHA 18 W Duvar Şarjı ile telefon veya tablet şarj etmek oldukça kolay. 18W 3.0A yüksek hızlı şarj gücü bulunan ürün PD(TYPE-C) ve USB 3.0 girişine sahip. 2 yıl garantisi de bulunan bu harika ürün sadece 49,95 TL 

 

Bir diğer farklı seçenek ise uzun yolculuklarda oldukça kullanışlı olan PIRANHA 18 W Araç Şarjı. 29,95 TL uygun fiyatı ile de göze çarpan ürünün 18W 3.0 A yüksek hızlı şarj edebilme, PD(TYPE-C) ve USB 3.0 girişleri bulunuyor. TSE onaylı ürün 2 yıl garantisiyle tüm A101 marketlerinin teknoloji reyonlarında satışta.  

 

SANDISK 32 GB USB 3.0 Bellek her türlü bilgiyi içinde barındırırken aynı zamanda özel dosya ve fotoğrafları da saklamaya olanak sağlıyor. 2 yıl garantisi bulunan USB bellek sadece 39,95 TL’den satışa sunuluyor. 

 

Günümüz teknoloji çağında bilgisayarlar kadar aksesuarları da bir o kadar önemli. Şık tasarıma sahip PIRANHA Klavye Mouse Seti bu haftanın cazip teknolojik ürünleri arasında yerini alıyor. Tak çalıştır sistemi ile oldukça kolay kullanım sağlayan set 2 yıl garantisiyle sadece 39,95 TL. 

 

 

BU HAFTA A101’İN KÜÇÜK EV ALETLERİNDE NELER VAR?

 

Kablosuz tasarımı ve 699 TL fiyatıyla öne çıkan DEERMA VC25 Şarjlı Dik Süpürge, 150 W nominal gücü, çift yönlü 0,7 L toz haznesi, 2200 mAh lityum pil gücü sayesinde 35 dakika çalışma süresiyle oldukça kullanışlı. Ana başlığa ek 2 fırça başlığı ve 2 yıl garantisi bulunan ürüne A101 marketlerinden kolaylıkla ulaşılabiliyor.

 

Ergonomik tasarımı ve 429 TL fiyatıyla öne çıkan FANTOM CC3500 Cyclone Elektrikli Süpürge 850 W motor gücü, Multi Cyclone 3 litrelik toz haznesi ve yüksek emiş gücü ile tozu havadan ayrıştırıp, merkeze toplayarak dışarıya temiz hava çıkışını sağlıyor. Süpürücü gövdenin yanında kenar-köşe ve koltuk döşeme aksesuarları ile birlikte satılan ürün farklı renk seçeneklerine ve 3 yıl garantiye de sahip.  

 

29 Nisan’dan itibaren A101 marketlerinde satışa çıkan mutfak aletlerinden biri de BELIVA AF930 Midi Fırın 45L. Üst ve alt ısıtıcı rezistansa, 50 °C-320 °C ayarlanabilir termostata,~37 cm yuvarlak emaye tepsiye ve ~45×35 cm köşeli emaye tepsiye sahip olan ürünün, ızgara ve fırın fonksiyonu, zamanlayıcı ve uyarı zili bulunuyor. Bu harika ve pratik olan fırına 299 TL fiyatıyla tüm A101 marketlerinden kolaylıkla ulaşılabiliyor. 

 

SCHAFER Chef Mix El Blender Seti de bu haftanın kullanışlı küçük ev aletleri arasında yerini alıyor. 219 TL fiyatıyla dikkat çeken ürün, 1500 W motor gücüne, 500 ml kapasiteli doğrayıcı haznesine, 800 ml ölçü kabına 2 kademeli hız ayarına sahip. Isıya dayanıklı paslanmaz çelik çırpıcıları ve paslanmaz doğrayıcı bıçakları ile oldukça kullanışlı olan bu set, 2 yıl garantisiyle A101 marketleri ve a101.com.tr’de alıcıların beğenisine sunuluyor.  

 

KING K446 Keyifli Elektrikli Cezve de kahve severler için kaçırılmayacak küçük ev aletlerinden biri olarak bu hafta da reyonlarda yerini alıyor. 700 W ısıtma gücü, normal ve közde olarak 2 farklı pişirme tekniği sunan ürün tek seferde 4 fincan kahve yapabiliyor. 4 yıl garantisi bulunan ürün 79,95 TL uygun fiyatıyla tüm A101 marketlerinde. 

 

Mutfakların vazgeçilmezi olan bir diğer minik yardımcı ise KIWI KMX 3608 El Mikseri. Ürün, 5 farklı hız ayarı, bulaşık makinesinde yıkanabilir parçaları ve 2 yıl garantisiyle sadece 75 TL.  

 

A101 MARKETLERİNDE BİRBİRİNDEN KULLANIŞLI KİŞİSEL BAKIM ÜRÜNLERİ…

 

Saçlarına önem veren erkekler için APRILLA AHC 5007 Saç Kesme Makinesi bu hafta A101 marketlerinin tek
noloji reyonlarında yerini alıyor. Güçlü pivot motoru, ayarlanabilir bıçak uzunluğu, kendini bileyen bıçakları ile kolay kullanıma sahip olan makine; 4 adet kılavuz tarağı, fırçası, bakım yağı, makası ve çantası ile birlikte satılıyor. Bakımı sevenler için kaçırılmaması gereken ürün, 2 yıl garantisi ve 79,95 TL fiyatıyla alıcılarını bekliyor. 

 

Formunu korumaya dikkat edenler APRILLA ABS 1060 Yağ Analizli Dijital Banyo Baskülü ile kontrolü elinde tutuyor. 150 kg maksimum ağırlık ölçümü, temperli cam, yüksek hassasiyetli sensör, 5 farklı kullanıcının veri kaydını saklama gibi özelliklere sahip ürün, 2 yıl garantisi ve sadece 75 TL fiyatıyla A101 marketlerinde.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

ING'de 7/24 para transferi dönemi

ING Türkiye, yeni ödeme sistemi FAST kapsamında, müşterilerine gün ve saat sınırlaması olmadan 7/24 para transferi yapma kolaylığı sunuyor. Geçtiğimiz aylarda Kolay Adres Tanımlama ile IBAN olmadan para transferi yapmaya başlayan ING’liler, artık zaman sınırlaması olmadan işlemlerini çok daha hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleştirebiliyor. ING Türkiye Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Ozan Kırmızı "FAST kapsamında, tüm müşterilerimize hafta içi veya hafta sonu, diledikleri saatte anında para transferi yapabilme imkanı sağlıyoruz. Müşterilerimizin hayatında bankacılığın yerini en aza indirmek için dijital bankacılık alanındaki uygulamalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz" dedi.

 

Müşterilerine her zaman, her yerden, kolay ve zahmetsiz hizmet sunabilmek hedefiyle faaliyet gösteren ve “Bankacılığa daha az, hayata daha çok zaman” söylemiyle ilerleyen ING Türkiye, müşterilerine gün ve saat sınırlaması olmadan para transferi yapma kolaylığı sunuyor.  Yeni ödeme sistemi FAST (Fonların Anlık ve Sürekli Transferi) kapsamında, ING müşterileri, 1000 TL’ye kadar olan para transferlerini artık gün ve saat sınırlaması olmadan yapabiliyor.  Kolay Adres tanımlaması yapan ING’liler ise ayrıca para transferinde IBAN yerine cep telefonu, kimlik veya pasaport numarasını kullanabiliyor. IBAN’larını; T.C. kimlik numarası, vergi kimlik numarası, yabancı kimlik numarası, pasaport numarası veya cep telefonu numarası ile ING Mobil üzerinden eşleştiren ING müşterileri, para transferlerini 7/24 çok daha hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleştirebiliyor.

 

Ozan Kırmızı: Dijital bankacılık alanındaki uygulamalarımıza devam edeceğiz.

 

Türkiye’nin lider dijital kurumu olma hedefiyle faaliyet gösterdiklerini belirten ING Türkiye Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Ozan Kırmızı“Müşterilerimize kolay, akıllı ve kişisel bir deneyim yaşatarak bankacılığı zahmetsiz hale getirmek amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Geçtiğimiz aylarda müşterilerimize Kolay Adres Tanımlama ile IBAN olmadan EFT yapma olanağı sunmuştuk. Şimdi de FAST kapsamında, tüm müşterilerimize hafta içi veya hafta sonu, diledikleri saatte anında para transferi yapabilme imkanı sağlıyoruz. Para transferinde sağlanan bu kolaylık ile müşterilerimiz 1000 TL’ye kadar olan para transferlerini çok daha hızlı bir şekilde gerçekleştirebiliyor. Müşterilerimizin hayatında bankacılık işlemlerine ayırdıkları zamanı en aza indirmek için dijital bankacılık alanındaki uygulamalarımıza hız kesmeden edeceğiz” dedi.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı