Aylık arşivler: Nisan 2021

Yemeksepeti’nin Türkiye’nin Önde Gelen Sivil Toplum Kuruluşları TEMA Vakfı, TEV, TOG, Türk Kızılay ve UNICEF İş Birliği

Yemeksepeti’nin Türkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşları TEMA Vakfı, TEV, TOG, Türk Kızılay ve UNICEF iş birliğiyle başlattığı “Birbirimize Destek Zamanı” projesi Ramazan ayında da devam ediyor. Projedeki dayanışma ağına Alzheimer Derneği ve KAÇUV (Kanserli Çocuklara Umut Vakfı) da katıldı.  

 

Yemeksepeti dayanışma ayı olan Ramazan ayında da bağış seçeneğiyle ihtiyacı olan birçok aile, öğrenci ve farklı ihtiyaç sahiplerine destek olmak için gerekli ortamı sağlıyor.  

Online yemek siparişi platformu Yemeksepeti’nin başlattığı “Birbirimize Destek Zamanı” projesi dayanışmanın, yardımlaşmanın ve paylaşmanın önemini Ramazan ayında da öne çıkarıyor. Yapılan bağışlar birçok ihtiyaç sahibi aile ve öğrenciye yardımcı olmakla birlikte farklı ihtiyaç sahiplerini de destekliyor. Proje başladığından beri Yemeksepeti üzerinden 45 bin kullanıcı ‘Birbirimize Destek Zamanı’ diyerek 110 bin kez bağış yaptı. 

Yemeksepeti Türkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşları Alzheimer Derneği, KAÇUV (Kanserli Çocuklara Umut Vakfı) TEMA Vakfı, TEV (Türk Eğitim Vakfı), TOG (Toplum Gönüllüleri Vakfı), Türk Kızılay ve UNICEF iş birliği eşliğinde gerçekleştirdiği bağış projesi ile topluma değer katmayı sürdürüyor. 

Kullanıcılar her siparişte sadece bir kuruma bağışta bulunabiliyor ve gerçekleştirilen bağışlar anında o kurumun fonuna aktarılıyor. 

Alzheimer Hastalarına Destek Fonu

Alzheimer Derneği’nin Gündüz Yaşam Evi Fonu, Alzheimer hastalığı bulunan bireylerin rehabilitasyon çalışmalarına destek olan ve yaşam kalitelerini arttıracak bir ortam hazırlayan Gündüz Yaşam Evi’ni destekliyor. 

KAÇUV ile Eğitime Destek

KAÇUV’un Umudum Eğitim Burs Fonu’na bağışta bulunan Yemeksepeti kullanıcıları, eğitimine devam edebilmek için desteğe ihtiyaç duyan öğrencilere eğitim bursu sağlıyor. 

TEMA Vakfı ile doğaya destek zamanı!

İklim değişikliği, ihtiyaçtan fazla tüketim, insanın kendini doğanın bir parçası gibi değil sahibi gibi görmesi nedeniyle dünya; doğanın uyarı verdiği bir dönemden geçiyor. Yemeksepeti üzerinden TEMA Vakfı’na bağışta bulunan kullanıcılar; Vakfın doğanın korunması için yürütülen yasal ve bilimsel temelli çalışmalara destek ve yaşanabilir bir gelecek hayaline umut oluyor.

Öğrencilere Özel ‘TEV Yemek Yardımı Fonu’

Yemeksepeti iş birliği ile TEV’in “Yemek Yardımı Fonu”na destek veren kullanıcıların bağışları, öğrencilerin aylık yemek giderlerinde kullanılıyor. 

TOG ile Önce Sağlık

TOG Sağlık Bilimleri Burs Fonu, Tıp Fakültesi, Eczacılık, Hemşirelik, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon gibi bölümlerde okuyan öğrencilerin burs imkanlarından yararlanmasını sağlıyor. 

Türk Kızılay ile Sofraları Bereketlendir

Yemeksepeti kullanıcıları, uygulama üzerinden kendi siparişlerini verirken ödeme adımına geldiklerinde Türk Kızılay’ın “Aşevlerine Nakdi Bağış Desteği” seçeneği ile bağış da yapabiliyor. Böylece Türk Kızılay aşevlerinde hazırlanan sıcak yemekler, ihtiyaç sahiplerinin iftar ve sahur sofralarını bereketlendiriyor. Aşevlerine gelemeyen ihtiyaç sahiplerinin yemekleri ise Türk Kızılay gönüllüleri aracılığıyla evlerine kadar götürülüyor.

UNICEF ile ‘Beslenme – Acil Durum’

Yemeksepeti kullanıcıları Ramazan boyunca UNICEF’in küresel beslenme programına bağış yapabiliyor. Bu fon 2021’de COVID-19 salgınından etkilenen, doğal felaketlerin etkilediği ya da çatışma bölgelerinde yaşayan 5 yaş altındaki 6,3 milyon çocuğun beslenme yetersizliği tedavisine ulaşmasını destekliyor.

Yapılan bağışlar sahipleriyle buluşuyor!

Türkiye’nin online yemek siparişi platformu Yemeksepeti üzerinden şu ana kadar 45 bin kullanıcı tarafından 110 bin kez bağış yapıldı. Bağışlarla TEMA Vakfı tüm kentleri tehdit eden iklim krizine karşı hazırlanacak olan İklim Eylem Planları konusunda 29 ilden 50 kişiye eğitim verdi. Toplum Gönüllüleri Vakfı’na yapılan bağışlarla 6 öğrenciye 1 yıllık burs desteği sağlandı. Türk Eğitim Vakfı’na yapılan bağışlarla 1.340 öğrenciye yemek yardımında bulunuldu. Yapılan bağışlarla Türk Kızılay toplamda 5.480 kişiye gıda kolisi ve yemek dağıtımı yaptı. UNICEF’e yapılan bağışlarla ise 723 çocuğa ‘’Evde Öğrenme Seti’’ temin edildi.  

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım'dan çağrı

NE KÜÇÜK ESNAFIMIZ NE DE HALKIMIZ EZİLSİN!

CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım, 17 günlük kapanma gerekçesiyle tezgahların kapanmaması gerektiğini belirterek, ne küçük esnafın ne de vatandaşın mağdur olmaması için gerekli önlemlerin alınması çağrısı yaptı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Uşak Milletvekili Özkan Yalım, sağlığın önemli olduğunu, ancak vatandaşın da fırsatçıların uygulamaları ile ezilmemesi için tedbir alınması gerektiğini söyledi.

Kapanma öncesi kimi fırsatçıların etiketlerde fiyat artışı yaptığına işaret eden Yalım, "29 Nisan-17 Mayıs tarihleri arasında 81 ilde tam kapanma uygulanacak. Ancak 17 günlük sürede pazarlar kurulmayacak. Uşak ilimizde bine yakın pazarcı esnafı var. Bunlar günlük kazançları ile evlerini geçindirmeye çalışıyor. Tezgahlarının kapanması açlığa mahkum olmaları anlamına geliyor. Öte yandan vatandaşımızın da sağlıklı ve ucuz gıdaya erişebilmeleri gerekiyor. Açık alanda satış yasaklanırken kapalı alanlarda satışa izin verilmesi virüsle mücadelenin doğasına da aykırı. Kapanma ile amacımız virüsün engellenmesiydi. Kapanmanın duyulması ile fiyatlar katladı. Bu halka yazık değil mi? Pazaryerleri açık olmayabilir. Ama halkımız yürüme mesafesinde markete, tatlıcıya, kuruyemişçiye gidebiliyorsa sokağındaki seyyar satıcıya da ulaşabilmeli. Ne esnafımız ne de halkımız mağdur olsun!

Diğer tarafta da üreticimiz var. Onlar da market zinciri tedarikçilerine mahkum olmamalı. Ne küçük esnafımız ne de halkımız ezilsin!" diye konuştu.

"SEBZE MEYVE ÜRETİCİ YASAKTAN MUAF OLSUN"

Özkan Yalım, açıklamasında pazarcıların tepkilerini de dile getirdi.

Yalım, Uşak Manavlar Odası Başkanı Arif Işık'ın sosyal medyadan yaptığı açıklamasını paylaştı.

Işık'ın açıklaması şöyle; "Türkiye'nin en küçük illerinden biri olan Uşak'ta 40 hal dükkanına yaklaşık 8 milyon kilo ürün geldiğini ifade eden Işık, "Odamıza kayıtlı yaklaşık bin üyemize hizmet etmekteyiz. Ancak bu kapanma ile 40 hal dükkanımız ve bine yakın üyemiz ile hizmetimiz durdurulacak. Bundan da en çok zararı görecek olan halkımızdır. Hükümetimizin almış olduğu karar yerinde bir karardır. Ancak pazarcıların bu kapsamın dışında bırakılması yanlıştır. Uşak gibi küçük bir ilde 8 ton ürünü bin sebze meyve satıcısı arkadaşımız halka ulaştırırken; anlamadığım marketler küçük reyonları, kapalı alanı ile nasıl tedarik edecek, halka ulaştırır? Alınan kararın yanlış olduğunu bilmekteyiz.

NEDEN MARKETLERE PEŞKEŞ ÇEKTİRİLİYOR?

Marketler kapalı alanlar. Kapanma ile amacımız virüsün engellenmesiydi. Şu anki Uşak'ta 10 pazaryerimiz açık. Buna rağmen marketlerde insanlar tepe tepeye ürün alıyor. Oysa 17 gün boyunca bazı yerler açık. Pazarlar kapalı. Sebebi nedir bilmiyoruz! Bu ürünler tüketecekse, insanlar pazarlardan daha ucuz ve kaliteli alacakken, neden marketlere peşkeş çektiriliyor? Kapanmanın duyulması ile fiyatlar katladı. Bu halka yazık değil mi? Pazaryerleri açık olmayabilir. Ama halkımız yürüme mesafesinde markete, tatlıcıya, kuruyemişçiye gidebiliyorsa biz de halka gidebilelim. Belli mahallelerde, köşe başlarında ürün satışına araç üzerinde devam edebilelim. Ne esnafımız ne de halkımız muzdarip olsun! Fiyatlar geçen haftaya oranla yükseldi. Virüsün daha da yayılmasını istemiyorsak lütfen halkımıza hizmet etmemizi sağlayın. Biz de köşe başlarında hizmet edebilelim.

Ürünler çöpe gidecek. Tedarik zinciri ne kadar çalışsa da Pazar esnafımız üretilen ürünleri satmazsa; üretici ürününü çöpe dökecek. Bu da milli servettir. Milli servetimizin çöpe dökülmesini istemiyorsak; Türkiye genelinde Pazar esnafı ürünlerini satabilsin!"

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Gelecek Partisi Osmaniye İl Başkanı Mustafa Saygılı, 1 Mayıs İşçi Bayramını Kutladı

 

Gelecek Partisi Osmaniye İl Başkanı Mustafa Saygılı, 1 Mayıs İşçi Bayramı ile ilgili bir mesaj yayınladı.

 

Saygılı mesajında:  “2021’de Dünya ve Türkiye halkları, işçilerin uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ı, Koronavirüs salgını eşliğinde, daha önceki yıllarda görülmemiş ölçüde emekçilerin haklarına, özgürlüklerine, hayatlarına, demokrasiye karşı girişilmiş bir saldırı dalgası altında karşılıyoruz.

Ne dünyada, ne de Türkiye’de, yaşanan kriz ‘salgın nedeniyle’ ortaya çıkmadı. Zaten ağır bir ekonomik kriz yaşanırken, salgın bu krizi derinleştirdi. Bizler; krizlere, salgınlara yol açan bu politikaların devam ettirilmesine geçit vermeyeceğiz. Özelleştirmelere, kamusal hizmetlerin sermaye için karlı alanlar olarak piyasalaştırılmasına, güvencesizliğe, taşeron çalışmaya, esnek çalışmaya, doğanın talan edilmesine, nükleer santrallere, hayvanların bitkilerin doğal yaşam alanlarının katledilmesine karşı mücadeleyi çok daha güçlü şekilde yükselteceğiz. Mücadeleyi, dayanışma ile güçlendireceğiz. Süslü laflarla değil icraatlar ile emekçilerimizin yanında olacağız diyor 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Gününü kutluyorum”dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Başkent EDAŞ Ankara’yı Bakım ve Yatırımlarıyla Aydınlattı

Sektöre öncü teknolojileri ve insan odaklı çalışma anlayışıyla hareket eden Başkent EDAŞ, Ankara’da kesintisiz elektrik dağıtımı kapsamında 2021 yılının ilk 3 ayında bakım, onarım ve yatırım hizmetlerini hız kesmeden sürdürdü.

Elektrik dağıtımını dijitalleşme odaklı projeler ve yatırımlar ile gerçekleştiren Başkent EDAŞ, Ankara’da yılın ilk 3 ayında müşteri ve çözüm odaklı yaklaşımı sayesinde başarılı çalışmalara imza attı. 

Başkent EDAŞ, Ankara’da hizmet verdiği 19.570 trafo ve 62.722 kilometre hat uzunluğunda sürdürülebilir ve kesintisiz enerji sağlanabilmesi amacıyla bakım, yenileme ve yatırım çalışmalarını sürdürdü. 

Daha aydınlık bir Ankara için Beypazarı, Nallıhan, Elmadağ, Çankaya, Altındağ, Polatlı, Gölbaşı, Şereflikoçhisar, Etimesgut, Bala, Haymana, Ayaş, Güdül, Kızılcahamam, Çamlıdere, Kazan, Sincan, Çubuk, Akyurt, Kalecik, Pursaklar’ da 11835 aydınlatma armatürünün bakımını gerçekleştiren Başkent EDAŞ ekipleri, bölgede 753 pano ile 1763 trafo ve 160 dağıtım merkezini de elden geçirdi. Ayrıca kentte 14 Km’lik hattın bakımı tamamlandı.

Söz konusu bakım, onarım ve yatırım rakamları ile Başkent EDAŞ 2021 yılının ilk 3 ayında koymuş olduğu hedefleri başarıyla gerçekleştirdi.

Başkent EDAŞ, sektörün değişen dinamiklerine odaklanarak faaliyetlerini insan, çözüm ve inovasyon odağında sürdürmeye devam ediyor. Hizmet bölgesinde yer alan Ankara, Bartın, Çankırı, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale ve Zonguldak illerindeki müşterilerine daha iyi hizmet vermek amacıyla 2021 yılının ikinci çeyreğinde de toplam 405 kilometrelik hat bakımı yapılmasını planlayan Başkent EDAŞ ekipleri, bölgesinde 35.376 adet aydınlatma armatürünün montajının yanı sıra 2.389 adet elektrik panosu, 2.447 adet trafo merkezi ve 185 adet dağıtım merkezi montajını da gerçekleştirecek.

Müşteri odaklı yaklaşımla 7/24 hizmet sunan Başkent EDAŞ,  Başkent 186 Mobil Uygulaması ve 186 numaralı Müşteri Hattı’ndan tüm müşterilerinin soru ve sorunlarını dinleyerek çözüm bulmaya devam ediyor. 

Başkent EDAŞ’ın Ankara’da bakım ve yatırım çalışmaları hız kesmeden sürecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kimya sanayine Acil Müdahale Yazılımı geliyor

Türkiye’nin ilk kimya ihtisas OSB’si olan GEBKİM, sektördeki öncü rolünü sürdürdüğü önemli bir projeye imza atıyor. Kimya sanayinde olası kazaların önüne geçilmesi, hızlı ve etkin şekilde müdahale edilmesi amacıyla GEBKİM tarafından Türkiye’de bir ilk olan Acil Müdahale Yazılımı hazırlanacak. Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen Kimya Sektöründe Acil Müdahale İçin Yenilikçi Bir Adım: Acil Müdahale Yazılımı Projesi açılış toplantısı online olarak gerçekleştirildi ve yapılacak çalışmalar hakkında bilgiler verildi. Şubat ayında başlayan ve 18 ay sürecek olan AB projesi kapsamında pek çok faaliyet yürütülecek.  

Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki mali işbirliği kapsamında geliştirilen Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA-Instrument for Pre Accession)’nın “İstihdam, Eğitim, Sosyal Politikalar” bileşeni altında İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesi Hibe Programı uygulanıyor. Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen söz konusu hibe programı, Sözleşme Makamı olan Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Avrupa Birliği ve Mali Yardımlar Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülmekte ve izlenmekte. Bu program kapsamında GEBKİM Kimya İhtisas Organize Sanayi Bölgesi tarafından yürütülen Kimya Sektöründe Acil Müdahale İçin Yenilikçi Bir Adım: Acil Müdahale Yazılımı Projesi; kimya sanayinde acil müdahale plan ve yöntemlerini, güvenlik kültürünü ve acil durumlara hazırlık ve müdahale kapasitesini geliştirmeyi amaçlıyor. 

Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen proje kapsamında; GEBKİM Kimya İhtisas OSB liderliğinde bir Acil Durum Koordinasyon Merkezi kurulacak, kimya endüstrisi için Acil Durum Müdahale Planı ve Acil Müdahale Yazılımı hazırlanacak. Projeye adını da veren ve en önemli yapı taşlarından birini oluşturan Acil Müdahale Yazılımı, bilginin ve teknolojinin gücü ile olası yangınlara ve kazalara hızla müdahale edilmesini sağlayacak. Firmalar ve ilgili taraflar arasında güçlü bir iletişimin kurulması sayesinde, Acil Durum Müdahale Planı hızlı ve etkili bir şekilde uygulanabilecek. Projenin hedeflerinden bir diğeri de üretimdeki fabrikaların acil durumlara hazırlık kapasitelerinin artırılması.

Kimya Sektöründe Acil Müdahale İçin Yenilikçi Bir Adım: Acil Müdahale Yazılımı Projesi’nin online olarak yapılan açılış toplantısı, GEBKİM Kimya İhtisas Yönetim Kurulu Başkanı Vefa İbrahim Aracı’nın konuşması ile başladı. Aracı’nın konuşmasının ardından İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdür Yardımcısı Sedat YenidünyaKocaeli İl Afet ve Acil Durum Müdürü Mehmet Emin KoçanKocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Doğan Kara ve Kocaeli Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü İlhan Aydın, birer konuşma yaptılar. Konuşmaların ardından proje sorumlusu GEBKİM Çevre Mühendisi Cem Kılınç, Acil Müdahale Yazılımı Projesi ve yapılacak çalışmalar hakkında detaylı bir sunum gerçekleştirdi. Toplantıyı; GEBKİM OSB firmaları ve Kocaeli’ndeki OSB’lerin temsilcileri de ilgiyle izledi. 

İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdür Yardımcısı Sedat Yenidünya, kimya sektöründe iş sağlığı ve güvenliğinin öneminden bahsettiği konuşmasında, GEBKİM’i Acil Müdahale Yazılımı Projesi’nin kabul edilen 37 proje arasında yer almasından dolayı tebrik etti ve ülkemize, çalışma dünyasına hayırlı olmasını dilediğini belirtti. 

Kocaeli İl Afet ve Acil Durum Müdürü Mehmet Emin Koçan da önlemlerin önceden alınmasının etkili bir müdahale için taşıdığı önemden bahsederek projenin bu anlamda çok faydalı olacağına inandığını dile getirdi. 

Acil Müdahale Yazılımı’ndan büyük heyecan duyduğunu ifade eden Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Doğan Kara, zamanında ve sağlıklı bilgiye sahip olan müdahale ekiplerinin en etkili müdahaleyi yapabileceklerine dikkat çekerek, bu yazılımın bilgiye erişim anlamında hem itfaiye hem de sektör için çok faydalı olacağını söyledi. 

Kocaeli Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü İlhan Aydın ise bundan sonraki toplantılarda da her zaman GEBKİM’in yanında olacaklarını belirterek, yapılacak çalışmaların başarılı olmasını diledi. 

Açılış konuşmaları sonrasında GEBKİM Çevre Mühendisi Cem Kılınç, yaptığı detaylı sunumda Şubat ayında başlayan ve 18 ay sürecek olan Kimya Sektöründe Acil Müdahale İçin Yenilikçi Bir Adım: Acil Müdahale Yazılımı Projesi kapsamındaki hedefler ve yürütülecek faaliyetler ile ilgili katılımcılara bilgiler verdi. Kimya sanayi için Acil Müdahale Planı ve Türkiye’de bir ilk olan Acil Müdahale Yazılımı hazırlanacak. Eğitimler ve farkındalık çalışmaları ile İş Sağlığı ve Güvenliği kapasitesi artacak. Yapılacak çalışmalar sayesinde kimya sektöründeki kazaların azaltılması, acil durumların sosyal, ekonomik ve çevresel etkilerinin en aza indirilmesi de proje ile hedeflenen sonuçlar arasında yer alıyor. 

GEBKİM OSB’de kurulu ve kurulacak olan fabrikalar, bunların çalışanları, GEBKİM Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, Türk kimya sanayi, AFAD, itfaiye birimleri ve Kocaeli’nin yanı sıra Türkiye genelindeki OSB’ler projenin ana hedef gruplarını oluşturuyor. Çok sayıda eğitim, seminer ve bilinçlendirmeye yönelik çalışmalar da planl
anıyor. 

GEBKİM Kimya İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Vefa İbrahim Aracı, kimya sanayinin ülkemiz ekonomisi açısından taşıdığı önemden bahsederek başladığı konuşmasında, GEBKİM OSB olarak yürüttükleri Acil Müdahale Yazılımı projesinin kimya sanayine olan kazanımlarından söz etti. Kimya sanayine yenilik getiren, sadece bugünü değil geleceği de öngören projelerin altında GEBKİM’in imzası olduğunu vurgulayan Aracı, “Kimya sanayine kazandıracağımız Acil Müdahale Planı ve Yazılımı, getireceği güçlü iletişim ve sinerji ile olası kazalara karşı ortak hareket etmemizi sağlayacak. Kimya sanayinin yeni teknolojilere ve dijitalleşmeye uyum yeteneği sayesinde bu projenin başarıya ulaşacağından kuşkumuz yok. GEBKİM olarak böylesine değerli ve önemli bir projeye liderlik etmek bizim için çok değerli. Projenin getireceği kazanımlar Kocaeli’nin yanı sıra Türkiye genelindeki kimya sektörüne açık olacak. Kimya sanayimiz için hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Oyun dünyasının yeni üyeleri 55-64 yaş aralığında

Oyun dünyasının yeni üyeleri 55-64 yaş aralığında

 

Global Web Index tarafından yapılan araştırmaya göre, kullanıcıların yüzde 86'sı, interneti oyun oynama amacıyla kullanıyor. Araştırmaya göre, oyun oynamaya başlayanların yüzde 32’si 55-64 yaş aralığındaki insanlardan oluşuyor.

 

 

Global Web Index'in raporuna göre, internet kullanan insanların yüzde 86'sı, interneti oyun için kullanıyor. Oyun oynayanların yüzde 76’sı akıllı telefon, yüzde 46’sı laptop, yüzde 38’i masaüstü bilgisayarları tercih ediyor.

 

Kadınlar ve evliler de oyuna geldi

 

Farklı demografik gruplara hitap eden oyun dünyası, karantina döneminde insanların alternatif sosyalleşme alanı olarak görülmeye başlandı. Araştırmada dikkat çeken bulgulardan biri, yüzde 32’lik oranla en fazla 55-64 yaş grubundaki insanların oyun oynamaya başlamış olması. 2018-2020 yıllarını kapsayan süreçte oyun oynamaya başlayanlar arasında kadınların oranı yüzde 14 artarken, evliler içinde oyun dünyasına yeni girenlerin oranı yüzde 11 büyüdü.

 

2023’te 200 milyar doları aşacak

 

Oyun sektörünün gelişimine sağladıkları katkılara değinen IFASTURK Eğitim, Ar-Ge ve Destek Kurucusu Mesut Şenel, “Oyun endüstrisinin, 2023'te 200 milyar dolarlık hacme erişeceği bekleniyor. Oyun sektörü taşıdığı ihracat potansiyeliyle her ülkeden ve her yaştan insana hitap edebiliyor. Global oyun piyasasında ülkemizin daha fazla söz sahibi olması için girişimcilerimizi eğitim ve danışmanlık hizmetlerimizle geleceğe hazırlıyoruz.” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Evde Kalmak Yeni Online Hobiler Kazandırıyor

Türkiye’nin hizmet alanında en büyük online platformu Armut, pandemi sebebiyle evlerde daha fazla zaman geçirenlerin, hobi kategorisindeki online özel ders taleplerini inceledi. Elde edilen verilere göre yeni hobi edinmek için online olarak alınan özel derslere talebin arttığı görülüyor.

 

Ülkemizde pandemi sebebiyle tam kapanma kararının gelmesi ile beraber evlerde geçirilen zaman daha da artacak. Online hizmet sektörünün lideri Armut.com, son bir yıldır yükselişe geçen online hobi özel ders hizmetlerine yönelik taleplerin verilerini paylaştı. Yılın her şubat ayında hareketlenen özel ders talepleri geçen sene pandeminin de etkisiyle Mart ayında düşüşe geçmişti. Ancak bahar aylarının gelişiyle, taleplerin tekrar artışa geçtiği gözlemlendi.

Pandemiden kalan boş zamanı yeni bir hobiye ayırdık

Evde geçirilen zamanın ve mesafe kavramının öneminin artması ile beraber online özel derslere olan ilginin arttığı gözlemlendi. Yeni hobi edinmek isteyenlerin yanı sıra zamanlarını iş harici farklı bir aktivite ile doldurmak isteyen beyaz yakalılar da hobi özel derslerine ilgi gösterdi. Çocuklarının ilgisini çekebilecek yeni alanlar arayan ebeveynlerin talepleri de dikkat çekti. 

En çok ilgi gören online ders talepleri arasında dil öğrenme, resim, müzik, pilates, yoga ve satranç dersleri yer aldı.  İngilizce, Almanca ve Fransızca özel derslerine olan rağbette geçen yaz aylarından bu yana artış gözlemlendi. Pandeminin başladığı ilk dönemlerde düşüş yaşayan yüz yüze istenen taleplerin, yaz aylarından bu yana online ders imkanının gelmesiyle 76 artış göstermesi dikkat çekti.

Sanata dair hobilerimiz arttı

Pandemi döneminin sanata olan ilgiyi artırdığı görülürken buna paralel olarak evde daha verimli vakit geçirmek isteyenler resim yapmayı, müzik aleti çalmayı öğrendi. Online olarak verilen dersler arasından yeni bir enstrüman çalmayı öğrenmek isteyenler gitar, keman, davul gibi özel derslere yönelirken resim sanatını hobi edinmek isteyenler resim özel derslerine merak saldı. Armut.com verilerine göre müzik ve resim derslerini içeren hobi kategorisindeki online özel ders taleplerinde yazdan bu yana ortalama 37 artış yaşanırken en çok artış yaşayan dersler ise 50’den fazla yükseliş ile davul, keman ve piyano özel dersleri oldu. Gözle görülür bir başka artış ise pilates, satranç ve yoga gibi online alınabilen spor özel derslerinde yaşandı. İncelenen verilere göre 2021 yılında online pilates, satranç ve yoga derslerine gösterilen taleplerde 44 artış gösterdi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Dijital dönüşüm için kaybedecek vakit kalmadı

Dijital Türkiye Platformu’nun KPMG Türkiye ile birlikte hazırladığı ‘Dijitalleşme Yolunda Türkiye’ raporu açıklandı. Rapora göre dijital dönüşüm için artık kaybedecek vakit yok. Yeni gerçeklikte başarılı olmanın tek yolu dijital direnç kazanmak.

TBV, TÜBİSAD ve TESİD iş birliğiyle kurulan Dijital Türkiye Platformu, ikinci kez hazırlanan raporda dijitalleşme trendlerini analiz ediyor, Türkiye için yol haritası ve hedeflerle ilgili önerilerde bulunuyor. Rapor, “Pandemi gibi küçük olasılıklı risklerin hayatımıza hiç beklemediğimiz anda girmesi, gelecekteki fırtınaları atlatabilecek verimli, etkili ve sürdürülebilir bir iş yaratmamıza yardımcı olacak dijital dönüşüm için artık kaybedecek vakit olmadığını gösteriyor” diyor. Rapora göre hem devlet kuruluşlarının, hem özel sektörün hem de bireysel olarak vatandaşların, yeni gerçeklikte başarılı olmak ve farklı bir küresel tehdit karşısında kullanmak için dijital direnç geliştirmesi gerekiyor. 

DTP’nin açıkladığı raporda “Tamamen veri merkezli bir stratejiye sahip kurumlar, son yıllarda ulaşım, eğlence, turizm ve finansal hizmetler sektörlerini hızla geride bıraktı. Ancak bu, geleneksel kurum ve kuruluşların veri merkezli liderlere yetişemeyeceği anlamına gelmemelidir. Üretilmekte ve toplanmakta olan büyük miktardaki verinin rekabette kalabilmek için yeni bir zihniyet gerektirdiğini fark ettiğinden, kuruluşların da dijitalleşme için en önemli konu olan verinin demokratikleştirilmesine yatırım yapması gerekmektedir” deniliyor. 

Bu yıl KPMG Türkiye iş birliğiyle hazırlanan rapor online bir toplantıda açıklandı. Toplantının açılışını Digital Europe Genel Direktörü Cecilia Bonefeld Dahl ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç yaptı. Ali Taha Koç, teknolojinin her zamankinden daha fazla gündemde olduğunu vurgulayarak, Dijital Türkiye Platformu öncülüğünde hazırlanan raporun, fikir geliştirmeye önemli katkı sağlayacağını söyledi. “Dijitalleşme ile ilgili gelişmeler nedeniyle sanayi devrimine benzeyen bir dönemden geçiyoruz” diyen Koç, bu konuda kazanan tarafta olmak için çalıştıklarını kaydetti. Koç, şöyle konuştu:

“Dijitalleşmeyle ilgili politikalar, veriye dayalı yenilikçiliği geliştirmeye odaklanır. Bu süreçte yapay zeka, makine öğrenimi, bulut bilişim, nesnelerin interneti, blok zinciri, robotik süreç otomasyonu ve uç bilişim birbirini besleyerek gelişiyor. Veriye dayalı yenilikçiliği geliştirme açısından yapay zeka teknolojilerinin son yıllarda ciddi anlamda öne çıktığını görüyoruz. Birçok ülke yapay zekaya ilişkin ulusal politika ve strateji belgeleri oluşturup uygulamaya aldılar. Ülkemizin de böyle bir uzun dönemli stratejiye ihtiyacı olduğu hemen hemen tüm paydaşların ortak görüşü. Bu çerçevede ülkemizin yapay zeka alanındaki yol haritasını ortaya koymak üzere Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’ni oluşturmak amacıyla son bir yıldır yoğun şekilde çalışma içerisindeyiz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve diğer tüm bakanlıklarımızla beraber yürüttüğümüz bu çalışmada sona yaklaştık. Strateji belgesi resmiyet kazanınca uzun dönemli bir yol haritasını ortaya koymuş olacağız. Bir diğer nokta ise siber güvenlikle ilgili. Dijitalleşme sosyoekonomik gelişme için çok önemli fırsatlar sunarken siber güvenlik sorunları nedeniyle bazı ciddi riskleri de beraberinde getiriyor. Siber tehditlere karşı etkin koruma mekanizmalarını oluşturmamız gerekiyor.”

2021 data ve yapay zeka yılı olacak

Digital Europe Genel Direktörü Cecilia Bonefeld Dahl, dijitalleşmenin şirketleri daha dayanıklı hale getirdiğini, dijitalleşen sektörlerin daha hızlı büyüdüğünü anlattı. Covid-19’un bağlanabilirliğin önemini ortaya çıkardığını ifade eden Dahl, dijitale yatırımın Avrupa’nın en büyük gündem maddesi olduğunu kaydetti. Dahl, Avrupa Parlamentosu’nun 750 milyar euroluk salgın paketinin yüzde 20’sini dijitale ayırdığını belirterek, yatırım planının önceliklere göre ‘Dijital eğitim, dijital sağlık hizmetleri, dijital dönüşüm, inovasyon ve ‘Yeşil Anlaşma’, dijitalleşen Kobi’ler, bağlanabilirlik ve altyapı’ olduğunu söyledi. 

“2021 data ve yapay zeka için büyük bir yıl olacak” diyen Dahl, AB’nin 2030 hedeflerini şöyle sıraladı:

  • KOBİ’lerin yüzde 50’si büyük veri analizi kullanmalı şu anda bu rakam yüzde 12
  • KOBİ’lerin yüzde 30’u birden fazla Avrupa sınırında iş yapmalı, şu anda bu rakam yüzde 8.4
  • Öğretmenlerin yüzde 84’ü kendini dijital teknolojileri kullanmaya hazır hissetmeli, şu anda bu rakam yüzde 40
  • Araştırma ve yeniliklerin yüzde 10’unun bilişim ve iletişim sektörlerine yapılmalı, şu anda bu rakam yüzde 6.9
  • Avrupalı vatandaşların yüzde 75’i e-devlet kullanmalı, şu anda bu rakam yüzde 56
  • Çalışan kadınların yüzde 6’sı bilişim ve iletişim sektöründe olmalı, şu anda bu rakam 1.4
  • 2025’e kadar unicorn yatırımlarının yüzde 25’i Avrupa’da olmalı

Yeni bir yaşam perspektifi

Raporu sunan KPMG Türkiye Teknoloji Sektörü Lideri Gökhan Mataracı, Covid-19 sonrası tüm dünya için yeni bir yaşam perspektifinin ortaya çıktığını, uzun bir dönemde gerçekleşmesi beklenen teknolojik gelişmenin çok kısa bir zamanda kullanılmaya başlandığını vurguladı. Dijital Türkiye Platformu ile yaptıkları çalışmada ‘Dijitalleşen Türkiye’ için bir yol haritası çıkardıklarını belirten Mataracı, “Türkiye’nin dijital dönüşüm yolculuğunun ana yapı taşları RPA’den akıllı otomasyona, bulut stratejisinden nesnelerin interneti ve bağlanabilirliğe, siber güvenlikten akıllı şehirlere uzanan bir dizi gelişmeden oluşuyor. Akıllı otomasyon çağı ve çevrimiçi öğrenme, hem teknolojik farkındalığın artmasını hem de kültürel gelişmeyi sağlayacak. Akıllı otomasyon, veri ve analitik, akıllı şehirler geleceğin dijital Türkiye’si için önemli başlıklar olacak” dedi. 

Mataracı, dijitalleşme yolundaki Türkiye’nin 2025 hedeflerini şöyle sıraladı:

  • Eğitim (e-devlet kullanım oranının yüzde 80’e ulaşması)
  • Bağlanabilirlik
  • Bulut bilişim (kullanımın yüzde 60 seviyesine gelmesi)
  • Dijital servis kullanımının artması
  • Fırsat eşitliği
  • Girişimci yaklaşımların benimsenmesi

 Kabuk değiştirme sürecindeyiz 

 Raporun açıklanmasından sonra ‘Kırılım Çağında Türkiye’ ba
şlıklı panele geçildi. Panelde söz alan DTP ve TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı, dijitalleşmenin istihdamı tehdit edip etmediği tartışmasına değinerek şöyle konuştu:

 “Makineleşmenin başlamasından sonra 1970’lerde de aynı korku yaşandı. Zaman içinde gördük ki sistem kendini bir şekilde dengeliyor. Kırılımların ağır olduğu dönemlerde birtakım öngörülerle ve korkularla hareket edip uğraşmanın yersiz olduğunu görüyorum. Yeni iş yapış modelleri ve meslekler ortaya çıkıyor. Bugünkü iş ilanları ve 10 yıl öncekiler arasında bile büyük farklar var. Şu anda bir kabuk değiştirme sürecindeyiz. Bu süreçte devletlere önemli rol düşüyor. Eğitimi güncelleştirmek gerek. Teknolojiye odaklanmış eğitim şart. Amaç insanların, geleceğin ihtiyaçlarına göre şekillenmesini sağlamak. Bu yapıda devlet ve bireyler arasındaki sosyal sözleşmenin yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Raporda çok önemli veriler var bu açıdan. 10 sene sonrasından korkmayalım ama yarından itibaren de adımlarımızı gerçekçi bir şekilde atalım.”

 Yapay zeka ve etik çalışmalıyız

 KPMG Türkiye Başkanı ve TBV YK Üyesi Murat Alsan da panelde, dijitalleşen ve yapay zeka kullanımı artan dünyada ‘etik’ konuların çözümünü gündeme getirdi. Yapay zekanın, insan zekasını yakalama hedefiyle geliştirildiğini hatırlatan Alsan, “Bir robot ne zaman bilinç kazanacak? Dünyada insanlar ve hayvanlar dışındakiler için bir statü yok. Ama şimdi kabul ediyoruz ki robotlar için oluşmalı. Uzak gelecekte yapay zekanın bilinç kazanacağı öngörülüyor. Yapay zekalı bir robotun sahibinin sorumlulukları ne olmalı, robotun özgürlüğü ne olmalı? Çok detaylı kurallar seti oluşturulması gerektiği açık. Bu konuda en sıcak çalışmalar AB’de yapılıyor. Bizim de Türkiye’de hemen yapay zeka ve etik konulu çalışmalara başlamamız gerekiyor” dedi.

 Dönüşümün temelinde insan var

 Akıllı otomasyonun entegrasyonu konusundaki zorluklara değinen TÜBİSAD Başkanı Levent Kızıltan ise dijitalleşme ve dijital dönüşümün iki farklı açıdan ele alınması gerektiğini kaydetti. Dijitalleşmenin bir anlamda mekanik bir işlem olduğunu, dijital dönüşümün temelinde ise insan unsurunun bulunduğunu ifade eden Kızıltan, şunları söyledi:

 “Dijital dönüşümde insanların yetkinlik ve becerileriyle dijitalleşmeye entegre olmasından söz ediyoruz. Günümüzde kas gücüyle yapılan işler ile beyin gücüyle yapılan işler arasında uçurum giderek artıyor. Beyin gücüyle yapılan işlerde çalışan insanların, yeniden yetenek kazandırma konseptinde yapay zekadan, makine öğreniminden ve benzer sistemlerden yararlanarak kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Bugün Türkiye’nin dijital beyin göçü problemi var. Avrupa’daki pek çok ülke Türkiye’yi kaynak havuzu görüyor. Nitelikli insanların bugün ve gelecekte ihtiyaç duyacağı yetkinlikler neyse eğitim programlarımızı değiştirip insanları buna göre yetiştirmemiz ve yeteneği tutmamız lazım.”

TESİD Başkanı Yaman Tunaoğlu da dijital dönüşümün insan faydasına odaklandığını hatırlattı. Elektroniğin her sektörde artık bir alt bileşen olduğunu belirten Tunaoğlu, yazılım firmaları için bu dönemin önemli bir fırsat yarattığına dikkat çekti. Tunaoğlu, “Türkiye’de bulut teknolojisinde iyi bir noktaya geldik. Esas fırsat aslında nesnelerin interneti ile ilgili gelişimde. Sağlık, ulaşım, tarım gibi birçok sektör bu konuda uygulamalar ve yazılımlar geliştiriyor. Türkiye güçlü bir sanayiye sahip, dijitalleşme konusunda Avrupa ile yarışacak durumdayız. Bulut teknolojilerinde de Türkiye’de belli bir noktaya geliyoruz, esas fırsat nesnelerin interneti konusunda. Sağlık, ulaşım, tarım gibi pek çok sektör nesnelerin internetine dokunan uygulamalar geliştiriyorlar. Değişim odaklı, rekabetçi olan ürünler üretmek için çaba sarf etmeliyiz” dedi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Eklem kireçlenmesine kök hücre tedavisiyle ameliyatsız çözüm

Kök Hücre tedavisi konusunda yaptığı çalışmalarla adından söz ettiren Op. Dr. Ahmet Özyazgan, 40 yaş üstü hastaların kabusu olan "Ekrem Kireçlenmesi"nin ameliyatsız iyileştirilebileceğini söyledi.

Eklem kireçlenmesi yani tıbbi adıyla "osteoartrit" en sık görülen eklem hastalığıdır. Diz ve kalça ağrısının en yaygın nedeni olan bu rahatsızlık, eklem kıkırdağının yapısının bozulması, aşınması, incelmesi ve kaybına neden olabilir. Ayrıca, eklem kıkırdağının altındaki kemik dokusunda da değişiklikler sonucu, kemikte büyümeler ve eklem kenarında çıkıntılar (osteofit) gelişir.
Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı Op. Dr. Ahmet Özyazgan hastalığın ortaya çıkmasındaki faktörleri şöyle anlattı:
"Eklem kireçlenmesi en çok kadınlarda görülüyor: Özellikle diz ve el eklemlerini tutan osteoartrit kadınlarda daha sık görülür.

Eklem kireçlenmesi yaşlılarda daha fazla görülüyor: Osteoartrit genellikle 45 yaşından sonra başlar. 50'li ve 60'lı yaşlarda başlaması en sık görülen durumdur. 40 yaşından önce görülmesi ise nadirdir. Şişmanlıktan dolayı oluşan eklem kireçlenmesinin tedavisi oldukça zor: Birçok insanda özellikle diz ve kalçada gelişen eklem kireçlenmesinin en önemli sebebi şişmanlıktır. Şişmanlık nedeniyle ekleme aşırı yük binmesi, eklem kireçlenmesinin hızlı gelişmesine ve ağır seyretmesine sebep olur. Bu hastaların tedavisi oldukça zordur.

Eklem yaralanmaları ileride eklem kireçlenmesine sebep olabilir: Eklemin bir travma ya da büyük bir ameliyat geçirmesi, yıllar sonra osteoartrit gelişmesine sebep olabilir. Doğuştan olan bazı eklem hastalıkları da ileri yaşlarda osteoartrit gelişmesine yol açabilir. Ayrıca bazı meslekler bazı eklemlerin daha fazla kullanılmasına sebep olur ve bu eklemlerde erken yıpranmalar olur.
İlerlemiş hastalarda ağrının şiddeti sürekli olarak artar: En sık görülen belirtileri, eklemde ağrı ve sertliktir. Ağrı, hareket sonrası ve akşama doğru artar. dinlenme ile birkaç dakika içinde geçer. İlerlemiş hastalar Hastalığın tanısını koymak için röntgen filmi çektirmek gereklidir. Sebeplerini belirlemek için ise, bazı kan tetkikleri, MR ve ya CT gibi ileri tetkikler gerekebilir.

Diz kireçlenmesi en çok kadınlarda görülüyor: Diz osteoartriti kadınlarda erkeklere göre daha sıktır. Daha çok 50 yaşından sonra görülür. Genellikle kişinin iki dizi birden tutar. Şişmanlık, dize gelen travmalar, geçirilmiş ameliyatlar dizde osteoartrit riskini en çok artıran etkenlerdir. Ağrı genellikle ilk belirtidir. Ağır olgularda, dizde şekil bozukluğu oluşur ve diz eskisi kadar rahat açılamamaya başlar. Hasta çömelemez, merdiven inip çıkamaz hatta bazen yürümek bile imkânsız hale gelebilir.  Kalça kireçlenmesi 40 yaşından sonra ortaya çıkıyor: Kadın ve erkeklerde eşit sıklıkta görülür. Genellikle 40 yaşından sonra ortaya çıkar. Tek taraflı ya da her iki kalça ekleminin beraber tutulumu görülebilir. Doğuştan kalça eklemi hastalığı olanlar ya da çocuklukta bu eklemi tutan bir hastalık geçirmiş olanlarda, ileri yaşlarda osteoartrit gelişebilir. Kalça osteoartriti genellikle ikincil nedenlere bağlı olarak görülebilmektedir."

Op. Dr, Ahmet Özyazgan, eklem kireçlenmesinin tedavisinde dikkat edilecek hususları ve kök hücre tedavisinin etkisini şu sözlerle anlattı:

"Düzenli egzersiz yapmak ve fazla kilolara dikkat etmek tedavide önemli rol oynuyor: Eklem kireçlenmesi tedavisinin ana amaçları; ağrıyı gidermek, hareketi artırmak ana hedefler arasındadır. Kök hücre tedavisi ile ameliyatsız iyileşebilir hastanede yatmadan narkoz almadan düzelebilirsiniz…"

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Ramazan sofralarında bağışıklık dostu lezzetler

Ramazan ayında uzun süre aç kalan vücudumuzun halsiz düşmemesi için dengeli beslenme büyük önem taşıyor. Ayrıca içinde bulunduğumuz dönemde bağışıklığımızı güçlü tutmaya da her zamankinden daha fazla özen göstermemiz gerekiyor. Muratbey, sağlıklı yaşama verdiği destek doğrultusunda, bu yıl da “Sağlık ve Lezzet Ramazan Sofralarında” etkinliği düzenliyor. Muratbey lezzet dostları, sevilen yemek blogger’ları tarafından, bağışıklığı güçlendiren D vitaminli peynirlerle hazırlanmış tarifler Ramazan boyunca her gün paylaşılıyor. 

 

Muratbey Beslenme Danışmanı Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu, “Gerek uzun süreli açlık gerekse Ramazan gelenekleri nedeniyle çok fazla yiyecek ile donatılabilen iftar sofraları; mide gerginlikleri, reflü, tansiyon yükselmesi, kan şekerinde hızlı artış ve kilo alma gibi sorunlara neden olabiliyor. Bu nedenle oruç, iki bardak su ile açılmalı. Az tuzlu, D vitamini ile zenginleştirilmiş peynirler, zeytin, hurma gibi iftariyelikler mideyi rahatlatır. Eğer mümkünse bir çorba içilip ardından 15 dakika yemeğe ara verilmeli. Ana yemek olarak protein, karbonhidrat ve yağ yönünden dengeli ana yemekler, salata ve yoğurt yenilebilir”tavsiyelerinde bulunuyor.

 

Peynirin, içerdiği yüksek protein sayesinde vücudu uzun süre tok tuttuğunu belirten Prof. Garipağaoğlu, “Az yağlı ve az tuzlu peynirleri tüketerek hem susamayı engellersiniz hem de uzun süre tok kalabilirsiniz. Ramazan’da iftar ve sahur öğünlerinde peynir tüketmek bu nedenle son derece önemlidir’’ diyor.

 

Sağlık Bakanlığı Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması (TBSA) 2019 raporuna göre; D vitamini eksikliğinin toplamda ortalama 90 oranında yetersiz, düşük ve çok düşük olarak bulunduğu tespit edilmiştir. Muratbey Plus ve Muratbey Misto ürünlerinin 100 gramı, 5 mikrogram D vitamini içeriyor. Bu ürünlerin sadece 100 gram tüketilmesi ile T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Beslenme Rehberi (TÜBER)’e göre 2 yaş üstündeki tüm bireyler için önerilen günlük D vitamini gereksiniminin 33'ü karşılanıyor. 

 

İşte bağışıklığı güçlendiren D vitaminli peynirlerle hazırlanmış Muratbey tarifleri:  

 

MİSTO'LU KİNOALI SALATA

İçindekiler:

  • 1 kutu Muratbey Misto peynir
  • 1 bağ roka
  • 6-7 yaprak marul
  • 1 tepeleme çay bardağı ceviz
  • 1 su bardağı çilek
  • 2 tepeleme yemek kaşığı kinoa
  • 5-6 tane incir cipsi veya 3-4 tane kuru incir
  • Zeytinyağı, nar ekşisi ve tuz

YAPILIŞI

Kinoayı haşlayalım ve süzelim. Muratbey Misto peynirin suyunu süzelim. Roka ve marulu iri iri doğrayalım. Çilekleri ortadan ikiye bölelim. Cevizleri dişe gelir şekilde parçalara ayıralım. Salatayı süslemek için bir kaç tane çilek ve peynir ayıralım. Tüm malzemeleri salata kâsesine alalım, tuz ilave edip güzelce harmanlayalım. Ayırdığımız çilek ve peynirleri salatanın kenarına dizelim, varsa incir cipsi de ilave edelim. En son üzerine arzu ettiğiniz kadar zeytinyağı ve nar ekşisi gezdirdikten sonra servis yapalım. Afiyet olsun.

RULO TOST

İçindekiler:

  • 4 dilim Muratbey Naturena Fesita peyniri
  • 4 dilim Muratbey Naturena Herban peyniri
  • 2 yemek kaşığı kadar Muratbey Plus Taze Peynir
  • 4 dilim tost ekmeği
  • 4 dilim hindi füme
  • 1 adet yumurta
  • 1 küçük kâse galeta unu
  • 2 yemek kaşığı susam
  • Kızartmak için sıvı yağ

 

YAPILIŞI

Tost ekmeklerinin kenarlarını bıçakla keselim. Kesme tahtası üzerinde merdane ile üzerinden geçerek büyütelim. Üzerine Muratbey Plus Taze Peynir sürerek, üzerine 1 dilim Muratbey Naturena Fessita peyniri, üzerine bir dilim hindi füme, onun da üzerine Muratbey Naturena Herban peyniri koyarak, sıkı rulo yapalım. Alüminyum folyoya saralım. Bütün tostları bu şekilde hazırlayalım. Buzluğa alıp 10-15 dakika bekletelim. Bir tabakta yumurtayı kırıp çırpalım, ayrı bir tabakta susam ve galeta ununu karıştıralım. Tavaya sıvı yağı alıp kızdıralım. Rulo tostları buzluktan çıkarıp, önce yumurtaya ardından galeta ununa bulayalım. Her tarafını eşit şekilde kızartabilmek için çevire çevire kızartalım. Sıcak servis yapalım. Afiyet olsun.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı