Aylık arşivler: Mayıs 2021

Mysize Id Uygulaması İade Oranlarını Düşürerek Levı’s®’In Sürdürülebilirlik Politikasına Destek Oluyor

MySizeID’nin tescilli yapay zeka destekli ölçüm teknolojisi entegrasyonuyla Levi’s® Türkiye, CO2 emisyonlarının yanı sıra iade oranlarını da önemli ölçüde düşürmeyi hedefliyor.

Yapay zeka ile beden ölçüm teknolojisinin yaratıcısı MySizeID, başarılı ve yeni iş birliğini 25 Mayıs’ta duyurdu. Denim giyim alanında dünya lideri Levi Strauss & Co.'nun çatısı altında bulunan Levi’s® Türkiye, MySizeID desteğiyle iade oranlarını önemli ölçüde düşürmeyi planlıyor. 

 

MySizeID’nin ölçümleme teknolojisi, çevrimiçi alışveriş yapanlara en uygun beden önerisini sunmak için patentli algoritmasını Levi’s®’ın beden çizelgeleri ve ürün tablosu verileriyle eşleştirerek kullanıyor. Kullanımı kolay, ölç ve satın al uygulaması, Levi’s®’ın online alışveriş sitesine sorunsuz bir şekilde entegre edildiğinden beri çevrimiçi alışveriş deneyimini iyileştiriyor, müşterilerinin markaya olan bağlılık ve güvenlerini artırıyor. 

 

MySizeID, müşterileri doğru bedenleri ile buluşturarak, Levi’s®’a gelen iadelerin yüksek oranda azaltmasına yardımcı olarak maliyetli ters lojistikten tasarruf etmesine ve sürdürülebilirlik vaatlerini güçlendirmesine yardımcı oluyor. E-ticaret sektöründe ürün iadeleri, lojistik tarafında büyük oranda karbondioksit emisyonlarına yol açarken, MySizeID iadeleri durduran teknolojisi ile sorunun 70'ine neden olan doğru beden seçimine eğiliyor ve gezegenin yanı sıra, kar marjına da fayda sağlıyor.

 

Levi’s’® Türkiye Genel Müdürü Ersin Arslan "MySize ile pilot proje olarak başladığımız çalışmayı, iade verilerinde başarılı bir düşüş gözlemlediğimiz için süregelen bir iş birliğine çevirdik," dedi.  “Müşterilerimizi daha iyi tanıdık, iletişim kurduk, ürün iade sürecinin zorluklarını, zaman kaybını, masraflarını azalttık ve bunları başarırken bir yandan da daha sürdürülebilir hale geldik. Bu işbirliğini devam ettirmek ve yakın gelecekte Levi’s®'ta oluşturacağı daha büyük etkiyi görmek için heyecanlıyız,” diye belirtti. 

 

MySize CEO'su Ronen Luzon, "Levi's® Türkiye ile işbirliği halinde olmaktan ve onlara daha iyi bir deneyim sunmaktan, müşteri memnuniyeti, iş maliyetleri ve sürdürülebilir faaliyetlerine kadar her açıdan kazançlı bir teknoloji sunmaktan onur duyuyoruz," dedi. "Levi’s® Türkiye’nin sistemimizi tam olarak benimseyen büyük perakende markaları arasına katılması, beden ölçüm teknolojisine olan acil ihtiyacı ve özellikle MySizeID’nin buna sağladığı muazzam etkiyi gösteriyor,” diye ekledi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Babaları Anlayan Teknoloji FAKİR’de

“Sizi anlayan teknoloji” sloganıyla hayatı kolaylaştıran Fakir Hausgeräte’nin, kişisel bakım kategorisinde ön plana çıkan Fakir Execute 2Blade, 15 farklı başlığıyla tüm ihtiyacı karşılayarak, babaların en büyük yardımcısı oluyor.

 

Bir erkeğin ihtiyaç duyabileceği her şeyin tek bir üründe toplandığı Fakir Execute 2Blade, farklı bölgelere hitap eden 15 başlığı ile tepeden tırnağa bakım sağlıyor. Sakal tıraşını en iyi şekilde olmak, saçını kısaltmak ya da farklı bir stile kavuşturmak isteyenlere büyük kolaylık sağlayan Fakir Execute 2Blade, özel kaplama, paslanmaz çelik malzemelerle üretilen parçaları ile kişisel bakımın her ihtiyacına cevap veriyor. Ergonomik oluşu, rahat kavrama ve manevra özellikleriyle zaman tasarrufu sağlıyor. 

 

Farklı bölgelere hitap eden başlıkları sayesinde hijyenik kullanım olanağı sağlarken, maliyet tasarrufu da kazandırıyor. Kulak, kaş ve burun gibi ince noktalara kolayca erişim sağlayan Fakir Execute 2Blade, kişisel bakımı mükemmelleştirirken babaların hayatı kolaylaşıyor. 

 

Paslanmaz çelik başlıkları sayesinde ıslak ve kuru kullanıma uygun olan Fakir Execute 2Blade, şık tasarımı, 1 saat bitmeyen şarj kapasitesi ve USB şarj girişi sayesinde powerbank, laptop gibi cihazlarla şarj olabilme özelliğine sahip. Fakir Execute 2Blade, son teknoloji yüksek performans özelliği ile erkeklere kullanım kolaylığı sağlıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Tatilsepeti’nden çipli kimlik kartı ile pasaportsuz ve vizesiz 2020 Avrupa Ligi turu

Turizm sektörünün deneyimli oyuncularından Tatilsepeti, birbirinden avantajlı tatil fırsatları sunmaya devam ediyor. Misafirlerinin ihtiyaç ve beklentilerine göre hizmet alanlarını değiştiren ve geliştiren Tatilsepeti, tüm sporsever misafirlerini Haziran 2021’de gerçekleşecek 2020 Avrupa Ligi Şampiyonası Türkiye A Grubu maçları için vizesiz ve pasaportsuz gidiş fırsatı ile Bakü’ye davet ediyor. 

 

 

Türkiye’nin önde gelen turizm portalı Tatilsepeti, bu kez sporsever misafirleri için kolları sıvadı. UEFA EURO 2020 Şampiyonası için birbirinden avantajlı kampanyalar planlayan Tatilsepeti, 16 Haziran 2021 hareketli Galler ve 19 Haziran çıkışlı İsviçre turu için çipli kimlik kartı ile vizesiz ve pasaportsuz gidiş imkânı ile misafirlerine 2 gece konaklama fırsatı sunuyor. 

 

Sporseverlere avantajlı teklif

Tatilsepeti’nin ilk önerisi, 16 – 18 Haziran 2021 tarihlerinde Türkiye ile Galler arasında gerçekleşecek maç turu. Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan yapılacak Azerbaycan Buta Hava Yolları tarifeli seferi, maç bileti de dahil olmak üzere, misafirlerine birçok avantaj sunuyor. Üstelik; şehir turları, rehberlik hizmetleri, alan ile otel, otel ile stat arası transferler de paket fiyatlarına dahil. Detaylı bilgi için, https://www.tatilsepeti.com/turkiye-galler-mac-turu-tr-106397linkini ziyaret edebilirsiniz. 

 

İster THY, ister Sabiha Gökçen Havalimanı

Tatilsepeti’nin diğer önerisi ise, İsviçre ile Türkiye arasında gerçekleşecek olan maç. 19 – 21 Haziran 2021 tarihleri arasında gerçekleşecek Türkiye ile İsviçre maçı için, tüm misafirlerini spor turuna davet ediyor. Havaalanı vergileri, uçak içi ikramları, otel alan arası transferi, panoramik şehir turları, rehberlik hizmeti, zorunlu seyahat sigortası ve maç biletinin de dahil olduğu Kesin kalkış garantili THY uçuşu hakkında detaylı bilgi için, https://www.tatilsepeti.com/turkiye-isvicre-mac-turu-tr-106335 linkini ziyaret edebilirsiniz. 

 

Türkiye ve İsviçre maçı için bir diğer alternatif ise, Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan gerçekleşecek Azerbaycan Buta Hava Yolları tarifeli seferi. Detaylı bilgi için, https://www.tatilsepeti.com/turkiye-isvicre-mac-turu-tr-106398 linkini ziyaret edebilirsiniz. 

 

Misafirlerinin gönül rahatlığı ile tatil planı yapması için özenle çalışan Tatilsepeti ailesi, tüm misafirlerini sağlıkla, unutulmaz anılar biriktirmeye davet ediyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

QNB Finansbank’tan bankacılığın geleceği: Dijital Zekâ Q

QNB Finansbank'ın cep şubesini dijital zekâyla entegre ederek yarattığı Q’nun yapabildiklerinin anlatıldığı yeni reklam kampanyasında Q sayesinde bankacılık işlemlerinin nasıl daha hızlı yapılabileceğinin, Q’nun tüm bu teknolojiler gibi hayatı nasıl kolaylaştırdığının altı çiziliyor.
 

Yapay zekâ odaklı iş akışlarının hızla arttığı bir dönemden geçerken; belki bir 10 yıl önce birilerine para transfer etmek için en yakın şubeye gider bir form doldurarak havaleyi tamamlardık. Belki de ödemesi gelen bir fatura için saatler önce ödeme kuyruğuna girerdik. Şimdiyse bankaların dijital asistanları daha fazla kolaylık, hız ve erişilebilirlik sunuyor.

 

QNB Finansbank da bu iç görüyle ve bu teknolojik yarışta bankacılığı değiştirecek büyük bir adım attı ve Dijital Zekâ Q’yu yarattı.

 

26 Mayıs’taki teaser filmden sonra, 28 Mayıs’ta yayınlanan ilk kampanya filmi; Q, Selma Ergeç ve robot köpek arasında geçen bir hikâye ile başlıyor. Q’nun yapabildiklerinin anlatıldığı yeni reklam kampanyasında, Q ileri teknoloji ürünleriyle yan yana geliyor. Q sayesinde bankacılık işlemlerinin nasıl daha hızlı yapılabileceğinin, Q’nun tüm bu teknolojiler gibi hayatı nasıl kolaylaştırdığının altı çiziliyor.

 

Bununla eş zamanlı olarak cep şubesini de yenileyen banka, cep şubesini dijital zekâyla entegre ederek kısaca Q olarak adlandırılacak QNB Mobil’i yarattı. Q aynı zamanda bundan sonraki kampanya filmlerindeki reklam yüzü de olacak. Q’nun sesini ise Emre Altuğ seslendirecek. Q sadece kendinden istenilenleri yapmıyor, aynı zamanda, dijital zekâsı sayesinde kullanıcılarını yakından tanıyor, onların bankacılık ayak izlerini takip ederek ihtiyaçları hakkında öngörülerde bulunup tam zamanında zekice öneriler sunuyor.

 

Rabarba tarafından hazırlanan kampanya filmlerinde önümüzdeki dönemde Q’yu farklı ünlü isimlerle de birlikte göreceğiz. 

 

Künye: 

Reklamveren: QNB Finansbank

Reklam Ajansı: Rabarba

Reklamveren Yetkilisi: Armağan Engel, Banu Akyıl Akıncı, Rengin Çavdar, Burcu Alkan, Ecem Taşcı 

Yönetici Yaratıcı Yönetmen: Pemra Ataç Açıktan

Kreatif Direktör: Murat Yaylagül 

Yaratıcı Ekip: Gamze İçhedef, Volkan Yanık, Fırat Karasu, Sarper Yeniçeri, Hazal Zorba, Anıl Tiryaki, Aytek Yıldırım 

Strateji: Oğuz Savaşan

Müşteri İlişkileri: Gökhan Akbay, Sibel Sezgin, Sevim Özgür, Can Görkay

Prodüksiyon: Gökhan Akbay, İpek Arabacıoğlu, Koral Ant

Medya Planlama/Satın alma: People Initiative

Yapımevi: Anima  

Yönetmen: Mehmet Kurtuluş 

Müzik: Jingle Jackson

Mecra: TV, İnternet, Radyo

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sessiz Katil Gençleri Tehdit Ediyor!

Türkiye’de her üç kişiden birinde hipertansiyon hastalığı görülüyor. Ölüme kadar gidebilen sonuçları bulunan ve bu nedenle sessiz katil olarak adlandırılan hipertansiyon, son yıllarda gençlerde de sıkça görülüyor.
 

Türkiye’de her üç kişiden birinde hipertansiyon hastalığı görülüyor. Ölüme kadar gidebilen sonuçları bulunan ve bu nedenle sessiz katil olarak adlandırılan hipertansiyon, son yıllarda gençlerde de sıkça görülüyor. DoktorTakvimi.com uzmanlarından Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Taşkıran, gençlerde Hızla Artan Hipertansiyon Hastalığının Belirtileri ve Tedavisine ilişkin önemli bilgiler veriyor.

 

Hipertansiyon yani yüksek tansiyon; kalp hastalığı, felç ve ölüm riskini artıran ve ciddi sonuçlara yol açabilen bir sağlık sorunu… Sessiz katil olarak adlandırılan hipertansiyon, yılda 10 milyon insanın ölümüne yol açarak dünya genelinde önde gelen ölüm ve hastalık nedenlerinden biri olmaya devam ediyor. Son yıllarda dünyada yaklaşık 1,5 milyar insan hipertansiyon tanısı aldığını, Türkiye’de ise her 3 kişiden biri maalesef hipertansiyonla beraber yaşadığını hatırlatan DoktorTakvimi.com uzmanlarından Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Taşkıran, genellikle 40’lı yaşlarda ortaya çıkan hipertansiyon sorununun son yıllarda genç erişkinlerde de sıklığının artığına dikkat çekiyor. 

 

Baş ağrısı, çarpıntı ve görmede bozukluk varsa dikkat

Tansiyonun 140/90 mmHg’nın üstünde ölçülmesinin hipertansiyon tanısı koydurduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Taşkıran, ideal tansiyon ölçümü için 3-5 dakikalık dinlenme sonrası, sessiz bir odada, 30 dakika boyunca sigara ve kahve içmemiş, egzersiz yapmamış olmak şartıyla en az üç ölçüm gerektiğini anlatıyor. Dr. Öğr. Üyesi Taşkıran, hipertansiyonun en sık görülen belirtileri arasında aşırı yüksek kan basıncına bağlı olarak baş ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı ve görmede bozukluklarının yer aldığına dikkat çekiyor. 

 

Dr. Öğr. Üyesi Taşkıran, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Acil birimlerde hipertansiyonla başvuran hastalarda ise acil yaklaşım gerektiren göğüs ağrısı, sırt ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, yürümede ani gelişen aksama, periferik ödem, baş ağrısı, bulanık görme, bilinç değişikliği, idrar çıkışında azalma, idrarda kanama, baş dönmesi görülebilir. Hipertansiyon görülme nedenleri arasında yaş, etnisite, obezite, alkol ve tütün kullanımı, hareketsizlik, işlenmiş gıdalarla ilişkili tuz oranı yüksek yiyecekler, düşük potasyumlu beslenme, stres, bazı hastalıklar ve ilaçlar yer alıyor. Gençlerde hipertansiyon sıklığının artmasının en önemli nedeni ise uygun olmayan yaşam tarzı biçimi… Başta beslenme ve hareketsizlik olmak üzere, artan stres ve kaygı da bu problemi tetikliyor.”

 

Hipertansiyon hastaları günde en fazla 5 gram tuz tüketebilir

İzole ilkel topluluklarda hipertansiyon görülme sıklığı 1 civarında iken çağımızın modern hayat tarzında bu oran çok yükseldiğine dikkat çeken DoktorTakvimi.com uzmanlarından Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Taşkıran, bunun en önemli nedeninin günlük alınan sodyum miktarı olduğunu ifade ediyor: “İlkel toplumlarda günlük sodyum alımı 20-30 mmol iken, günümüzde bu oran 80-250 mmol oldu. Beslenmedeki en önemli nokta başta tuz ile olmak üzere besinlerle aldığımız sodyum miktarı ve oranı. ABD de kişi başı günlük ortalama sodyum alımı 5 gram (12.5 gram tuz), ülkemizde ise ortalama tuz tüketimi 15-16 gr civarında. Oysa bir hipertansiyon hastasında günlük sodyum alımı 1,5-2 gram (3.75-5 gram tuz) arasında olmalı. Kalp damar hastalıkları, tansiyon düzeyinden bağımsız olarak tuza duyarlı hipertansiyon hastalarında daha sık görülüyor. Günümüzde yüksek sodyum maruziyetine bağlı olarak tansiyon ve kardiyovasküler hastalıkların saldırısı altındayız.”

 

 

 

Hipertansiyondan korunmak için ne yapılabilir?

Hipertansiyon hastalarının tedaviye ek olarak yaşam tarzında da değişiklikler yapması gerekiyor. Dr. Öğr. Üyesi Taşkıran, bu değişiklikleri ideal vücut ağırlığı, tuz kısıtlaması, sağlıklı beslenme, sigara bırakılması, alkol kısıtlanması, hareketli yaşam, egzersiz, stres yönetimi olarak sıralıyor. Bazı besin desteklerinin tedaviye yardımcı olabildiğini belirten Taşkıran, arginin veya sitrullin, potasyum, magnezyum, omega 3 yağı ve sağlıklı yağların tüketilmesini öneriyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

2021 Life is Good Kampanyası Charlie Puth ve Jackson Tisi ile Başlıyor

LG Electronics (LG), 2021 Life's Good kampanyasının iki heyecan verici bileşenden oluşacağını duyurdu: ünlü şarkıcı, söz yazarı ve yapımcı Charlie Puth işbirliği ile gerçekleşecek Life's Good Müzik Projesi ve yükselen yıldız Jackson Tisi tarafından yönetilecek Life’s Good Filmi. 

 

LG’nin Life’s Good kampanyası, dünyanın her yerindeki gençlere yaratıcılıklarını ve yeteneklerini ortaya çıkartma fırsatı sunuyor. İlk olarak geçen yıl başlatılan Life's Good Müzik Projesi, gelecek vadeden genç sanatçıları LG’nin canlandırıcı Life’s Good mesajını ifade eden kendi bestelerini paylaşmaya çağırıyor. Müziği seven ve bir melodi mırıldanabilen herkes, yapımcılığını Charlie Puth'un yaptığı Life's Good şarkısının 2021 versiyonuna eşlik etmeye davet ediliyor. Kazanan yetenek, LG markalı bir çok ürünün yanı sıra, LG OLED TV’nin de sahibi olacak. Ayrıca, şarkıyı Puth ile tamamlama ve seslendirme fırsatı bulacak. 

 

Life's Good Müzik Projesi’ne başvurular, 27 Haziran'a kadar #LifeisGoodMusic_LG hashtag'iyle Instagram veya YouTube üzerinden yapılabiliyor. Başvuru şartları LG Global YouTube kanalından görülebiliyor.

 

Puth, konuyla ilgili “Herkesin gönderilerini dinlemek için sabırsızlanıyorum Müzik benim için her zaman bir şifa ve güçlendirme kaynağı olmuştur ve bunun herkes için unutulmaz bir deneyim olacağını biliyorum” şeklinde konuştu.

 

Bu yılki Life's Good Filmi, uzun metrajlı belgeseli LEON ile 2020 Genç Yönetmen Ödülü'nde Altın Ödülü kazanan Jackson Tisi tarafından yönetilecek. LG, yeni nesil film yapımcılarından hayatlarında anlamı olan anları ve yerleri görsel olarak yakalamalarını ve bunu LG’nin Life’s Good felsefesi nasıl yorumlamalarını istiyor.

 

Life's Good Film Projesi, evrensel bir umut mesajı iletmeyi ve ilham verici, benzersiz hikayeleriyle dünyanın her yerinden genç yazarların deneyimlerinin ve bakış açılarının çeşitliliğini kutlamayı amaçlıyor. Başvurular, 27 Haziran'a kadar Instagram veya YouTube'a #LifeisGoodFilm_LG hashtag'i ile yapılabiliyor. Life’s Good Film Projesi ile ilgili detaylar LG Global YouTube kanalından görülebiliyor.

 

Tisi, projeyle ilgili “Günlük düşüncelerimizde ve ilham almak ya da teselli aramak için gittiğimiz yerlerde derin bir şeyler olduğuna inanıyorum. Bu film, her gün bulduğumuz şeyleri paylaşarak, hayatın hala ne taşıdığına dair yankı uyandıran bir mesaj verecek” dedi.

 

LG, 2021 Life's Good kampanyasına eşlik etmek için GIPHY'de Instagram, TikTok, Snapchat ve diğerlerinde kullanılmak üzere çeşitli neşeli GIF çıkartmaları sunuyor. 2021 Life’s Good kampanyası hakkında daha fazla bilgi için LG’nin Global YouTube kanalını ve Instagram'ı takip edebilirsiniz.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Halkbank’tan 83. yıl reklam filmi

Halkbank, 83. kuruluş yıl dönümünü sıcak bir filmle ekranlara taşıyor. Film, “Önce Halk Sonra Bankayız” sloganına uygun yeni bir jingle’ın yaratım sürecine ışık tutuyor.
 

Yeni bir jingle hazırlamakla görevlendirilen genç müzisyen Emre’nin, stüdyosunda yaptığı ilk denemeler pek de istenilen sonucu vermiyor. Bankanın ekran yüzü Kerem Alışık ve genç bankacı Ömer, bunun üzerine müzisyen Emre’yi halktan ilham alarak bankayı ve değerlerini özümseyeceği bir yolculuğa çıkarmaya karar veriyor. Reklam filminde; Karadeniz’den Ege’ye, rüzgâr türbinlerinden fabrikalara, kasabalardan meralara, ülkenin doğal güzelliğini ortaya koyan, yöresel ezgiler eşliğinde insani sıcaklığını ve modern gelişmişliğini gösteren karelerle, çok yönlü bir Türkiye resmiyle karşılaşıyoruz. 

 

Anadolu’dan kesitler sunan bu gezinin ardından üçlü, yine müzisyenin stüdyosunda görülüyor. Müzisyen Emre bu kez kendisinden çok emin. Kerem Alışık’ın “hadi bakalım” demesiyle birlikte Emre, oynat tuşuna basıyor ve müzik çalmaya başlıyor. ‘Önce Halk Sonra Bankayız’ sloganı, halk ezgilerinin zenginliğinden gelen ilhamla notalara dökülüyor. Kerem Alışık ve Ömer’i bu kez, melodiyi beğendiklerini ortaya koyan bir tebessümle görüyoruz. Film, ‘Önce Halk Sonra Bankayız. Tam 83 yıldır’ mesajıyla sona eriyor. 

 

Çekimler İstanbul ve İzmir’de gerçekleştirildi

Halkbank’ın 83. yıl filminin çekimleri 4 günde tamamlandı ve 9 ayrı mekânda gerçekleştirildi. İzmir’de Güzelbahçe, Kozbeyli, Urla, Yeni Foça ve Barbaros Köyü’nün yanı sıra İstanbul Ataşehir’deki Halkbank Genel Müdürlük binası, çekim mekânları arasında yer aldı. Zengin bir görsellik sunan filmin yönetmenliğini Serdar Işık yaptı. 

Reklamveren: Halkbank

Reklamveren Yetkilisi: Dr. Hasan Zeybek, Gül Yıldız, Ayşe Güneş, Dila Alkan, Şermin Keskin Uzun, Gamze Alev

Reklam Ajansı: Renosans İstanbul

Ajans Başkanı: Sedat Tunç

Kreatif Direktör: Şahin İnan, Ersin Pekin 

Kreatif Ekip: Bora Uz, Kayhan Başpınar, Didem Azizoğlu, Sinan Aslantaş, Ertunç Gün, Sinan Kars, Taha Işıklar

Müşteri İlişkileri Direktörü: Arzu Yaraş

Müşteri Temsilcisi: Aslı Birincioğlu

Storyboard: Ali Durak

Prodüksiyon Şirketi: Oneofus

Yönetmen: Serdar Işık

Görüntü Yönetmeni: Alican Akgün

Post Prodüksiyon: IPD Post Prodüksiyon 

Müzik: Jingle House

Medya Ajansı: Skala Medya

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türk zeytinyağı altın gibi dolar bazında yüzde 16 değerlendi

Pandemi sürecinde Türk zeytinyağının ortalama ihraç fiyatı dolar bazında yüzde 16 artışla 2 bin 397 dolardan, 2 bin 786 dolara yükseldi. Türk zeytinyağı ton başına 390 dolar katma değerli ihraç edildi.
 

Pandemi sürecinde Türk zeytinyağının ortalama ihraç fiyatı arttı. Türk zeytinyağının ortalama ihraç fiyatı 2020/21 sezonunun ilk yarısında dolar bazında yüzde 16 artışla 2 bin 397 dolardan, 2 bin 786 dolara yükseldi. Türk zeytinyağı ton başına 390 dolar katma değerli ihraç edildi.

 

Altın sıvı olarak tanımlanan zeytinyağında 1 Kasım 2020 tarihinde başlayan 2020/21 zeytinyağı ihraç sezonunun ilk yarısı geride kaldı. Türkiye, 1 Kasım 2020 30 Nisan 2021 tarihleri arasında 22 bin 719 ton zeytinyağı ihraç ederken, 63 milyon 286 bin dolar dövizi ülkemize kazandırdı.

 

Yedi aylık dönemin geride kaldığı sofralık zeytin ihracatı ise; 55 bin 50 ton karşılığı 95 milyon 817 bin dolar şeklinde gerçekleşti. Sofralık zeytin ihracatının 74 milyon dolarlık dilimi siyah zeytin ihracatı olurken, yeşil zeytin ihracatından 21,8 milyon dolar döviz geliri elde edildi.

 

Türk zeytinyağına ABD’nin talebi artıyor

 

Zeytinyağı ihracatında Amerika Birleşik Devletleri’nin payının her geçen gün arttığı bilgisini veren Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Davut Er, 2019/20 sezonunun ilk yarısında ABD’ye 8 bin 370 ton olan Türk zeytinyağı ihracatının, 2020/21 sezonunun 6 aylık diliminde yüzde 9’luk artışla 9 bin 103 tona çıktığını dile getirdi. Er, “ABD’ye zeytinyağı ihracatından elde ettiğimiz döviz tutarı ise; yüzde 26’lık artışla 18 milyon 388 bin dolardan, 23 milyon 98 bin dolara çıktı. ABD’ye yaptığımız zeytinyağı ihracatı dolar bazında yüzde 26 artış gösterdi. ABD, Türkiye’nin zeytinyağı ihracatından tek başına yüzde 36,5 pay aldı” şeklinde konuştu.

 

Türk zeytincilik sektörü olarak ABD’yi hem zeytinyağında, hem de sofralık zeytinde hedef pazar olarak gördüklerinin altını çizen EZZİB Başkanı Er şöyle devam etti: “Ticaret Bakanlığımızın desteğiyle Türk gıda ürünlerinin ABD pazarında tanınırlığını artırmak ve ihracatımızı yükseltmek amacıyla Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 6 gıda birliği 2 yıldır TURQUALİTY Projesi yürütüyoruz. TURQUALİTY Projesi kapsamında ABD’de Horeka sektörünün çok güçlü olduğu Las Vegas’ta Las Vegas Üniversitesi William F. Harraf Turizm Otelcilik Okulu’nun müfredatına Türk mutfağının ders olarak okutulmasını sağladık. Bu okuldan mezun olacak şefler Türk mutfağını tanıyarak mezun olacak menülerinde Türk zeytinyağlılarına ağırlık verecek. TURQUALİTY Projesi kapsamında 2020 yılı Kasım ayında ABD’de 5 yıldızlı otellerin ve büyük restoranların şeflerine ve satın almacılarına Türk zeytinyağı yemeklerden tadım etkinliği yaptık. ABD pazarında yaptığımız çalışmaların meyvelerini topluyoruz.”

 

KDV’yi yüzde 1’e düşürerek iç tüketimi de artırmalıyız 

 

Türkiye’nin 2002 sonrasında zeytincilik sektörüne büyük yatırım yaparak zeytin ağacı varlığını 90 milyondan 180 milyona çıkardığını vurgulayan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, “Tarım ve Orman Bakanlığımızın Türkiye’nin zeytinyağı rekoltesinin 650 bin tona, sofralık zeytin rekoltesinin ise; 1 milyon 200 bin tona çıkacağı öngörüsü var. Bu rekoltenin katma değere dönüşmesi için iç tüketimi de artırmamız gerekiyor. Onun için sağlıklı gıda olan zeytin ve zeytinyağında KDV’nin yüzde 8’den yüzde 1’e indirilmesini talep ediyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Aile Şirketleri ve Profesyonellerin Yeni Pusulası

Sektörde 45 yılı geride bırakan iş insanı ve akademisyen Dr. Mevlüt Büyükhelvacıgil’in imzasını taşıyan “Aile Şirketlerinde Kuşak Çatışmasını Önlemek İçin X, Y, Z Kuşağını Anlamak” kitabı okurlarla buluştu. Aile şirketlerinde; X, Y ve Z kuşakları arasındaki farklılıkların, iş hayatına etkisini mercek altına alan kitap,  aile şirketlerinin sürdürülebilirliği için atılması gereken adımlara ışık tutuyor. Yazar Büyükhelvacıgil’in yeni çalışması, aile şirketlerinin yanı sıra profesyonel yöneticilerin de başucu kitabı olmaya aday…

Yüz otuz beş yıllık köklü geçmişiyle Türkiye’nin önde gelen kurumlarından Helvacızade Şirketler Grubu’nun üçüncü kuşak üyesi ve girişimcilikte sıra dışı başarı öyküleri sergileyen  Dr. Mevlüt Büyükhelvacıgil, aile şirketlerinde kuşaklar arasındaki farkılılıkları ve şirketlerin geleceklerine olan etkilerini yeni kitabında buluşturdu. Dr. Mevlüt Büyükhelvacıgil’in “Aile Şirketlerinde Kuşak Çatışmasını Önlemek İçin X, Y, Z Kuşağını Anlamak” adlı eseri, aile şirketleri başta olmak üzere, her sektörden yöneticiler için hayati önem taşıyan kuşak çatışmaları konusunu irdeliyor.

Uluslararası literatürü Türkiye gerçekleri üzerinden bir araya getiren bu eser, Büyükhelvacıgil’in üç kuşağın bir arada çalıştığı Helvacızade’nin ekosistemindeki kişisel deneyimlerini okurlara aktarıyor. Aile şirketlerinin en fazla yaşadığı problemlere değinen ve şirketlerden en fazla gelen soruların da cevaplandığı kitap, yakın geleceğe dair zihinleri meşgul eden birçok soru işaretini yanıtlarıyla buluşturuyor. 

Gelenekçi kuşak, baby boomer (bebek patlaması kuşağı), X, Y ve Z ve alfa kuşağının özellikleri ve kuşaklar arasındaki farkları, bu farkların iş hayatına ve aile şirketlerinin bugün ve gelecekte  yansımasına odaklanan Büyükhelvacıgil, yıllar içinde yaptığı gözlemleri büyük bir titizlikle aktarıyor.  “Aile Şirketlerinde Kuşak Çatışmasını Önlemek İçin X, Y, Z Kuşağını Anlamak” kitabı özellikle yüksek sayıda çalışan istihdam eden şirketlerin yöneticileri ve aile şirketlerini geleceğe başarıyla taşımaya çalışan aile üyeleri için değerli bir başucu kitabı olarak sunuluyor.

Eser içerisinde ayrıca kamu ve sivil toplum kuruluşlarının, Türkiye’nin önde gelen aile şirketlerinin, basın mensuplarının ve Helvacızade Şirketler Grubu kuşaklarının ve çalışanlarının da görüşleri bulunuyor.

Kitabıyla ilgili görüşlerini dile getirirken kuşaklar arasındaki iletişim sorununun iş hayatında önemli bir problem olduğuna dikkat çeken Dr. Mevlüt Büyükhelvacıgil, “Herkes X, Y ve Z kuşakları için belirli tanımlamalar yapıyor ancak bu tanımlamalar söz konusu kuşaklara mensup bireylerin iş hayatındaki tavırlarını anlamlandırmamız için tam anlamıyla yeterli olmuyor. Ben 45 senelik kariyerimde kendimden önceki ve sonraki kuşaklarla omuz omuza çalışmış bir yöneticiyim. Kariyer yolculuğum sayesinde, akademisyen sıfatımla da üzerine çalışmış olduğum kuşaklar konusunu tamamen içselleştirmiş olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Tecrübe ve bilginin buluşması paha biçilmez bir formüldür. Takdir edersiniz ki bu formüller ancak kamuyla paylaşıldığında daha geniş kitlelere ulaşarak fayda sağlar. Bu çalışmamda kuşaklar arasında çatışmaya sebebiyet veren vizyon farklılıklarını daha derinlemesine irdeleyerek farklı kuşak temsilcilerinin birlikte nasıl en verimli şekilde çalışabileceğini aktarmak istedim. “Aile Şirketlerinde Kuşak Çatışmasını Önlemek İçin X, Y, Z Kuşağını Anlamak” Kitabı’nın özellikle aile şirketlerinin uzun ömürlü ve verimli olmasını arzu eden yöneticilere ve aile şirketi olmayan kurumların profesyonel yöneticilerine büyük fayda sağlayacağına gönülden inanıyorum” dedi.

Büyükhelvacıgil’in yedi yıllık sürede, 7000 farklı kaynaktan yararlanarak kaleme aldığı diğer kitapları “Aileden Kuruma Aile Anayasası” ve “Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma ve Aile Anayasası” ise pek çok şirket için rehber niteliğini koruyor. 

Helvacızade Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve grubun ABD’deki şirketi Zade Global Inc.’nin CEO’su olan Büyükhelvacıgil ayrıca 2012’de yayınlanan “Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma ve Aile Anayasası” kitabının ingilizce versiyonu “Instituonalization and Consitution Implementation in Family Corporations” kitabı ile de dünya çapında üniversite ve kurumlara önemli bir kaynak sağladı.

 “Aile Şirketlerinde Kuşak Çatışmasını Önlemek İçin X, Y, Z Kuşağını Anlamak” kitabı, Optimist Yayın Grubu tarafından okurlarla buluşturuldu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Uğur Gülen: Sigorta Bilincinin Gelişmesi İçin Çalışıyoruz

Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, Sigorta Haftası’na yönelik yaptığı açıklamalarda, “Türkiye’de sigortacılık penetrasyonu hala düşük seviyelerde seyrediyor. Yarınları güvence altına alabilmek adına toplumsal sigorta bilincinin gelişmesi büyük önem taşıyor’’ dedi.

 

 

Yeni nesil sigortacılık anlayışıyla müşteri odaklı yaklaşımlarını sürdüren Sabancı Holding iştiraki Aksigorta, Sigorta Haftası’nda ‘sigortasız olmayacağını’ bir kez daha hatırlattı. Sigortalı olmanın değerinin riskle karşı karşıya kalmadan anlaşılmadığını ve sigortanın önemini anlatmak için bu haftanın önemli bir fırsat olduğunu vurgulayan Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, “Sigorta sektörünün nihai amacı hayatı kolaylaştırmak, geleceği güvence altına almaktır. Ancak ne yazık ki Türkiye’de sigortacılık penetrasyonu hala oldukça düşük seviyelerde seyrediyor. Toplumsal sigorta bilincinin gelişmesi için hem sektör hem de Aksigorta nezdinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz’’ dedi.

Pandemi risk bilincini artırdı

Pandemi sürecinin sigortalı olmanın kıymetinin anlaşılması için oldukça iyi bir örnek olduğunu ifade eden Uğur Gülen, sözlerini şöyle sürdürdü: “2020 yılında hayatımıza giren ve tüm dünyada yaşamı durma noktasına getiren pandemi sürecini, hayatta karşılaşabileceğimiz risklerin anlaşılması açısından oldukça kıymetli buluyorum. Oldukça zorlayıcı olan bu süreç, toplumda risk bilincinin gelişmesi anlamında faydalı oldu. Bunun yansımasını en iyi şekilde sağlık sigortalarında görüyoruz. Elbette daha gidilecek uzun bir yolumuz var. Dönemsel olarak artış gösteren sağlık poliçelerinin, pandemi sonrasında da devam edeceğini düşünüyorum.’’ 

Dijital riskleri unutmamalıyız

Salgın sürecinin bizlere öğrettiği bir ders olan dijitalleşmeyi ve bunun beraberinde gelen dijital riskleri de göz ardı etmememiz gerektiğini belirten Uğur Gülen, “Dijitalleşmeyi hayatımızın vazgeçilmez bir unsuru haline getirirken beraberinde karşılaşabileceğimiz dijital risklere yönelik de farkındalık sahibi olmamız oldukça önemli. Bu anlamda Aksigorta olarak, toplumsal fayda amacı güderek geçtiğimiz yıl hayata geçirdiğimiz Dijital Güvenlik Platformu’nun önemini bir kez daha hatırlatmak isterim. Toplum olarak ne yazık ki dijital risklere karşı bilinç düzeyimiz oldukça düşük. Dijital Güvenlik Platformu ile hem KOBİ’lere hem de birey ve ailelere yönelik ücretsiz eğitim fırsatı sunuyoruz. Risk bilincini artırmaya yönelik pek çok güncel içeriğe kolaylıkla ulaşılabilen Dijital Güvenlik Platformu ile inanıyorum ki, geleceğin risklerine karşı çok daha farkındalık sahibi olacak, yarınlarımızı kolaylıkla güvence altına alabileceğiz’’ diye konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı