Aylık arşivler: Haziran 2021

Protinol teknolojisi ile Avon Edison Award’dan ödül aldı

Avon’un Protinol teknolojisi, dünyanın en yenilikçi ürün ve hizmetlerini belirleyen Edison Award’da gelişmiş cilt bakımı kategorisinde gümüş ödülün sahibi oldu. 1987 yılından bu yana devam eden ve Adını Thomas Alva Edison'dan alan organizasyon, ABD'nin inovasyon alanındaki en prestijli ödülleri arasında kabul ediliyor.  

 

Avon’un Protinol teknolojisi, dünyanın en yenilikçi ürün ve hizmetlerini belirleyen Edison Award’da gelişmiş cilt bakımı kategorisinde gümüş ödüle layık görüldü. Protinol, sağlıklı ciltte bulunan her iki kolajen tipini de cilde geri kazandırarak cildi güzel, daha sağlıklı ve daha güçlü hale getiriyor ve bebek cildinde bulunan mükemmel kolajen oranının etkisini yeniden hissetmeye yardımcı oluyor. ANEW cildi yenileyen ampuller ve ANEW gündüz ve gece kremlerinde bulunan Protinol, 3.000'den fazla üst düzey işletme yöneticisi ve akademisyenden oluşan bir jüri heyeti tarafından onaylanarak ödülle taçlandırıldı. Edison Award ile bu bileşenin cilt bakımı endüstrisinde devrim yaratma potansiyeli de tescillenmiş oldu. Adını Thomas Alva Edison'dan alan ve ABD'nin inovasyon alanındaki en prestijli ödülleri arasında kabul edilen organizasyon 1987'den beri düzenleniyor.

 

Son 10 yılın en heyecan verici keşiflerinden

 

Avon Cilt Bakımı Ürün Geliştirme Direktörü Anthony Gonzalez, “Uzun yıllardır yenilikte öncülük eden Avon, Protinol ile son 10 yılın en heyecan verici keşiflerinden birini gerçekleştirdi. Bir bilim insanı olarak, böylesine önemli bir formülün işleyişini görmek ve dünyanın önde gelen cilt bakımı bilimcilerini bile hayran bırakacak derecede güçlü bir bileşeni keşfetmek, gurur verici. Protinol teknolojisi, cilt bakımında güçlü bileşenler sayesinde yan etkiler olmadan sadece yedi gün içinde sonuçları çıplak gözle görmeyi sağlıyor" dedi.

  

Edison Universe Yönetici Direktörü Frank Bonafilia ise "Bu yılki başvurularda işbirliği ve keşif seviyesinden çok etkilendik, Her nasılsa, bu küresel salgının eşi görülmemiş zorluklarıyla yüzleşirken, dünyanın dört bir yanındaki şirketler nasıl güvenli ve akıllıca çalışacaklarını ve ödül alabilecek düzeyde nasıl yenilik yapacaklarını buldular" diye konuştu.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Nilco Perakende Günleri 2021'de Yerini Aldı

Endüstriyel temizlik kimyasalları ve makineleri markası Nilco, bu yıl 20.’si düzenlenen Perakende Günleri’nde hem katılımcı hem de dezenfektan sponsoru olarak yerini aldı.

Güvenilir Alman teknolojisiyle geliştirdiği üstün hijyen ürünleriyle sektörünün öncülerinden olan Nilco, bu yıl pandemi koşulları dikkate alınarak  20. kez perakende sektörünün önemli markalarını bir araya getiren Perakende Günleri etkinliğinde misafirlerini ağırladı. Nilco, 2-3 Haziran tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen etkinlikte, 4. Hall – 414 numaralı stantta yer alırken, tüm organizasyonun dezenfektan sponsoru oldu.

Pandemiye rağmen güzel ve verimli bir etkinlik olduğuna değinen Nilco Reinigungsmaschinen Pazarlama ve İş Geliştirme Müdürü Hakan Mete, “Öncelikle koronavirüs salgınına rağmen Perakende Günleri’ni 20. kez sektörle buluşturan ve etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Böyle bir etkinlikle sektörü bir araya getirip, piyasalara katkı sağlamak büyük bir özveri. Biz de Saruhan Holding markaları olarak, etkinlikte yerimizi aldık ve dezenfektan sponsoru olarak elimizden gelen katkıyı sağladık. Ayrıca Nilco olarak  tüm etkinlikte hijyen konusunda sorumlu olmaktan mutluyuz. Bu sorumluluğu başarıyla yerine getirdiğimize inanıyoruz. Perakende sektörü için önemli olan bu etkinlik, umarım kademeli normalleşmenin başlamasıyla da piyasalara hareket getirir. İş dünyası ve toplum olarak el ele verip yaşadığımız bu zorlu günlerin üstesinden birlikte geleceğimize inanıyoruz.” dedi.

Ayrıca marka, önümüzdeki dönemde endüstriyel temizlik makineleri kategorisindeki gücünü artırmak üzere yeni yapılanma sürecine başladı. Bu kategoride, Nilco Reinigungsmaschinen Makine Satış Yöneticisi Adil Başar, “Sektörde var olan gücümüzü daha ileri taşımak, yeni yatırımlar ve stratejiler geliştirmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Perakende sektöründe faaliyet gösteren işletmelere bu alanda çözüm önerilerimizi sunmak üzere yerimizi aldık” dedi.      

Nilco Reinigungsmaschinen GmbH, küçük ev aletleri markası Fakir Hausgeräte şirketinin kurucusu Heinz Kicherer tarafından Almanya’nın Stuttgart şehrinde 1961 yılında kuruldu. Markanın temel faaliyetleri arasında, ticari ve endüstriyel işletmelerin (restoran, kafe, otel, okul, fabrika, hastane vb.) temizlik ve hijyen alanlarında kimyasal ve makine ihtiyaçlarını karşılamak yer alıyor.   

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Perakende Günleri’21 İlk Gününde Yeni Normal Döneme Işık Tuttu

Perakende sektörünün en verimli buluşma platformu olarak tüm sektörü bir araya getiren Perakende Günleri, Haliç Kongre Merkezi’nde başladı. Başarılı televizyoncu ve sunucu Oylum Talu’nun sunuculuğunu yaptığı PG21 bugün ve yarın devam edecek. 

 

Perakende Günleri’21’in ilk gün konuşmacıları arasında Akinon Head Of Growth Onur Levent, MedaiMarkt Global COO’su ve MediaMarkt Türkiye’nin CEO’su Yenal Gökyıldırım, Fütürist ve yazar Peter Hinssen, Çin İstanbul Başkonsolosu Cui Wei ile MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan ile TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski katıldı.

 

Dijital ticaretteki trendleri, yenilikleri ve önümüzdeki dönemde bizleri nelerin beklediğini anlatan Akinon Head Of Growth Onur Levent, e-ticaret dünyasında çığır açan headless commerce uygulamalarından örnekler verdi. Levent, ayrıca 2020 yılının e-ticaret rakamlarıyla sektörün analizini yaparak, 2021 ve sonrası için projeksiyonlarıyla herkesin merak ettiği konulara ışık tuttu.

 

“Pandemi ile artan talebin ihtiyaçlarını ve çoklu kanalın önemini bir kez daha anladık” diyen MedaiMarkt Global COO’su ve MediaMarkt Türkiye’nin CEO’su Yenal Gökyıldırım deneyimin her zamankinden önemli olduğu bu dönemde, müşterinin ulaştığı online ve offline tüm kanalları doğru yönetebilen, fiziksel mağaza yatırımlarına da devam ederek müşteri ile buluşma noktalarının fonksiyonunu genişleten markaların büyük başarı elde edeceğinden bahsetti.

 

“Never Normal! Artık “Normal” Yok! diyen Fütürist ve yazar Peter Hinssen, “VACINE” adını verdiği formülle firmaların bu döneme nasıl adapte olabileceğinden söz etti. Hinssen, belirgin olan tek şeyin ‘belirsizlik’ olduğu bu dönemde ‘hız, çeviklik, yaratıcılık, inovasyon, bağlantı ve deneyimlemeden’ oluşan formülün nasıl uygulanması gerektiğini güncel örneklerle aktardı.

 

“Çin ve Türkiye’nin birer önemli yükselen piyasa ülkesi ve G20 üyesi, Bir Kuşak Bir Yol’un ortak inşasında iki iş birliği ortağı” olduğunu söyleyen Çin İstanbul Başkonsolosu Cui Wei, Çin Türkiye Stratejik İş Birliği İlişkilerinin içeriğinin sürekli olarak zenginleştiğini anlattı.

 

Türkiye'nin nabzını tutan, MÜSİAD ve TÜSİAD ilk kez Perakende Günlerinde birlikte yer aldı. Moderatörlüğünü Murat Kolbaşı’nın yaptığı ‘Rekabet Gücü Yüksek Türkiye için’ başlıklı oturumda MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan ile TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski Türkiye’nin uluslararası arenada rekabet gücünün daha da arttırılması için neler yapılması gerektiğini paylaştılar.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Brisa, İzmit Fabrikasında Bisiklet Yolu Yapıyor

Brisa, İzmit Fabrikasında sağlıklı yaşam koşullarını daha etkin hale getirmek, spor kültürünü yaygınlaştırmak ve karbon ayak izinin azaltılmasına katkı sunmak amacıyla fabrika içinde bisiklet yolları yapımına başladı. Bisikletle işe-gidiş gelişi teşvik eden bu proje kapsamında bisiklet kullanım yolları ve personelin bisikletlerini park edebilecekleri güvenli park alanları oluşturuldu.

Ulaşım amaçlı bisiklet kullanımının ekonomik, çevresel, sosyal ve sağlığa yönelik faydaları konusunda tüm dünya her geçen gün daha da bilinçlenirken bu bilinci yaygınlaştırmak amacıyla kutlanan 3 Haziran Dünya Bisiklet Günü’nde müjdeli bir haber Türkiye lastik sektörü lideri Brisa’dan geldi. Brisa, İzmit Fabrikası’ndaki çalışanlarının işe gidiş-gelişlerini bisikletle gerçekleştirmelerini teşvik etmek amacıyla bisiklet kullanım yolları ve personelin bisikletlerini park edebilecekleri güvenli park alanları oluşturdu. Brisa bu sayede, çalışanları arasında spor kültürünü yaygınlaştırarak sağlıklı kalmalarını desteklerken çevresel olarak karbon ayak izinin azaltılmasına katkı sunmayı hedefliyor. Brisa, sürecin güvenli ve planlı şekilde yürümesi için fabrika içinde kullanım, park, girilmesi uygun olmayan alanlar gibi konularda temel çerçeveleri belirleyen bir kılavuz da yayımladı. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

STAR Rafineri, kalitesini ISO 50001 belgesiyle taçlandırdı

Sürdürülebilir enerji arzına uyum ve üretimde verimliliğin artırılmasını hedefleyen Enerji Yönetim Sistemi sertifikasyonu sürecinde kurulumunu tamamlayan STAR Rafineri, ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi’ni almaya hak kazandı. Aynı sertifikasyona 2018 yılından bu yana sahip olan Petkim’in var olan belgesi de yenilendi.     

 

Türkiye’nin en büyük endüstriyel holdingi olan SOCAR Türkiye’nin iştiraklerinden STAR Rafineri, global ölçekte enerji mevzuatına uyumun sistematikleştirilmesi ve enerji verimliliğinin artırılmasına katkı sağlanması hedefleriyle uluslararası standardizasyonu öngören ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi’ni aldı. Türkiye’de tek noktaya yapılan en büyük doğrudan yatırım olan STAR Rafineri, enerji risklerinin ve fırsatlarının etkin yönetimi yanında küresel VAP (Verimlilik Artırıcı Projeler) başvurularına katılım için zorunluluk taşıyan ISO 50001 Belgesini alarak teknik ve operasyonel kalitesini bir kez daha ispatladı. Uluslararası sertifikasyon kuruluşu Bureau Veritas tarafından 21-25 Aralık 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilen tetkikler sonucunda STAR Rafineri, ilk kez ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgelendirmesi’ne hak kazandı. SOCAR Türkiye iştiraklerinden Petkim’in aynı sertifikasyon kapsamında 2018 yılında almış olduğu belge de yenilendi. 
 Türkiye için stratejik ürünlerin üretimini gerçekleştiren ve Türkiye’nin işlenmiş petrol ürünü ihtiyacının yaklaşık yüzde 25’ini karşılayan STAR Rafineri, sahip olduğu bu önemli sertifikasyonla yüksek teknolojiyle donattığı altyapısı ve sürdürülebilir enerji arzına odaklanan operasyonel faaliyetlerindeki başarısını taçlandırdı.

 “ISO 50001 BELGELERİYLE SÜRDÜRÜLEBİLİR VE VERİMLİ ENERJİ ARZINDA
 YENİ KAYNAKLAR YARATACAĞIZ”

ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi kurulumu sürecinde yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren SOCAR Türkiye Rafineri ve Petrokimya İş Birimi Başkanı ve Petkim Genel Müdürü Anar Mammadov, “SOCAR Türkiye olarak tedarikten ürün satışına faaliyet zincirimizin her aşamasında verimli ve sürdürülebilir bir üretime odaklanıyor, bu kapsamdaki çalışmalarımızı her geçen gün geliştirerek daha yenilikçi çözümler için çalışıyoruz. Sahip olduğumuz birikim, tecrübe ve iç kaynaklarımızla birlikte yeni yatırımlarımızdan doğan sinerjiyi, sürdürülebilir ve verimli bir enerji arzı için kullanıyoruz. Petkim’de yenilenen ve STAR Rafineri ile ilk kez aldığımız ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi belgelerimizle sürdürülebilir üretim için yeni kaynaklar yaratarak verimli ve güvenli enerji arzında hem şirketlerimiz hem ülkemiz adına fark yaratmaya devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.  

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri ve SAP Türkiye işbirliğiyle 360 derece dijital dönüşüm projesi: Vitramax

Türkiyenin ilk ve en büyük sağlık seramik gereçleri üreticisi ve ihracatçısı Eczacıbaşı Yapı Gereçleri, SAP Türkiye işbirliğiyle “Vitramax” adı verilen dijital dönüşüm projesini hayata geçirerek uçtan uca dönüşüm yolculuğunu tamamladı. 

 

13 ay gibi kısa bir sürede devreye alınan Vitramax’ta, EYAP’ın tüm şirketlerinin iş süreçleri verimlilik odaklı geliştirildi. 2020 yılında Türkiyede hayata geçirilen en büyük SAP projelerinden biri olan Vitramax’ta, SAP’nin yeni nesil Saha Yönetim Çözümü de ülkemizde ilk kez uygulandı. Vitramax ile iş süreçlerini geliştirerek etkileşimli hale getiren Eczacıbaşı Yapı Gereçleri, SAP çözümleriyle süreçlerinde verimlilik elde etmenin yanı sıra sevkiyatlarda 30, müşteriye geri dönüş süresinde de 70 oranında hız kazandı.

 

Eczacıbaşı Yapı Gereçleri (EYAP), SAP Türkiye işbirliğiyle hayata geçirilen Vitramax projesi ile uçtan uca dijital dönüşümünü tamamlayan akıllı işletmeler arasına katıldı. Dijital çağın ihtiyaçlarına cevap vermek ve rekabet avantajı kazanmak amacıyla iş süreçlerini standardize etmek, daha etkin yönetmek, bu süreçlere esneklik sağlayarak yalınlaştırmak hedefiyle 18 Kasım 2019da başlayan Vitramax dijital dönüşüm projesi, 1 Ocak 2021 itibarıyla canlıya alındı. Talep ve tedarik zincirini birleştiren Vitramax; operasyondan üretime, tedarik zincirinden finansa, şirketin her departmanına dokunarak EYAP’ın iş süreçlerine çeviklik ve verimlilik getirdi. Vitramax ile iş süreçlerini geliştirerek etkileşimli hale getiren EYAP, SAP çözümlerini entegre ederek sevkiyatlarda 30’a kadar hızlanma sağladı. Süreçlerde verimlilik sağlanırken, müşteriye geri dönüş süresinde de 70 hız kazanıldı.  

 

Vitramax ile hiç bitmeyecek bir yolculuğun ilk durağındayız”

Projeyle ilgili bilgi veren Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Özgen Özkan şunları söyledi: Vitramax bizim için yalnızca bir SAP uygulama projesi değil, aynı zamanda iş hedeflerimizi teknolojiyle buluşturarak yeniden tanımladığımız bir dijital dönüşüm projesi. Akıllı dijital araçların gücünü verimliliğe dönüştürdüğümüz proje, iş süreçlerimizi yalınlaştırırken ekiplerimize de hız kazandırdı. Vitramax ile hiç bitmeyecek bir yolculuğun ilk durağına ulaştık. Seramik sektöründeki 60 yılı aşkın deneyimimiz ve pazardaki lider konumumuz, SAP’nin sunduğu dijital yetkinliklerle yeni fırsatlara kapı aralayacak. Projenin yalnız Türkiye’de değil, stratejik öncelikli pazarlarımızın arasında yer alan İngiltere, Almanya ve Fransa’da da hayata geçirilmesinde emeği geçen SAP Türkiye, Vektora, Felece, Improva, GoLive ve Eczacıbaşı Bilişim’e teşekkür ederiz.”

 

SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan ise Sektörünün köklü kurumu Eczacıbaşı Yapı Gereçleri ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Vitramax projesi, talepten başlayarak üretim ve tedarik zincirine, satış kanallarından müşteri deneyimine uzanan büyük bir yolculuğu kapsıyor. Bu yolculuğun tüm değer zincirlerinde katma değer yaratan, bulutun hız ve çevikliği ile son teknolojileri buluşturan, uçtan uca bir dijital dönüşüm projesi olan Vitramax ile EYAP da dijital dönüşümde çok önemli bir adım daha attı. Günümüzde hem sürdürülebilir büyüme, hem de rekabette öne çıkmak için dijital dönüşüm artık bir zorunluluk haline geldi. EYAP da 13 ay gibi kısa bir sürede yaklaşık 300 kişilik bir ekibin ortak çalışmasıyla canlıya aldığı bu projeyle ülkemizde de büyük bir başarı hikayesine imza attı ve öncü oldu. SAP Türkiye olarak ülkemizin dijitalleşmesi adına da son derece önemli bu dönüşüm yolculuğunda Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’ne katkıda bulunmaktan ve yol arkadaşlığı yapmaktan büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz.” dedi.

 

Müşterinin tüm hikayesi uçtan uca izlenip yönetiliyor

2018 yılında dijital dönüşüm projesini başlatan EYAP, müşteri hikayesini üretimden faturaya uçtan uca izleyebilmek ve yönetebilmek hedefiyle SAP’nin müşteri deneyimi çözümleriyle ilerlemeye karar verdi. 

       

2020 yılının en büyük dijital dönüşüm projelerinden biri 

SAP Türkiyenin 2020 yılında imza attığı en büyük projelerden biri olan Vitramax, 13 ay gibi kısa bir zamanda yaklaşık 200 kişilik Eczacıbaşı ekibi; 100 kişilik, 5 farklı yüklenici firma ve İngiltere, Almanya, Fransa ofisleri dahil olmak üzere 5 şirket ile yürütüld&
uuml;. Proje kapsamında SAP S/4HANA çözümleri ile tedarik zincirinden müşteri deneyimine, tüm süreçler başarılı bir şekilde dijitale taşındı. SAP Müşteri Deneyimi ürünlerinden Commerce Cloud (E-Ticaret Platformu), Sales Cloud (Satış Yönetim Platformu), Service Cloud (Servis Yönetim Platformu), Marketing Cloud (Pazarlama), Field Service Management (Saha Servis Yönetimi)’nin yanı sıra fiyatlama ve promosyon çözümlerinin devreye alındığı projede, çok kanallı bir yapı kullanılarak tüm müşteri etkileşimleri tek bir platformda toplandı ve 360 derece deneyim olanağı sağlandı. EYAP ayrıca, SAP’nin yeni nesil saha yönetimi çözümünü Türkiye
de ilk kullanan şirket oldu.

 

Birbiriyle konuşan modüller aracılığıyla mağazaya gelen ya da yetkili servis hizmeti alan bir müşterinin tüm geçmiş bilgilerine SAP Service Cloud (Servis Yönetim Platformu) üzerinden ulaşılabiliyor. Müşteri tekilleştirmesiyle mağazadan satış yapılan müşteri ile yetkili servislerin hizmet verdiği müşteriler takip edilebiliyor. Türkiye’de ilk defa canlıya alınan SAP FSM | Field Service Management (Saha Servis Yönetimi) çözümüyle birlikte, müşteri talep ve şikayetleri teknisyen yetkinliklerine göre atanıyor; yetkili servis kendi ekibini sistemde yönetebiliyor ve merkezi olarak süreç izlenebiliyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Hüseyin Baş: “Kendini Müslüman zanneden 3-5 çapulcu Atatürk’e zarar veremez”

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş Atatürk’e yapılan hakaretlere tepki gösterdi.

 

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan hakaretlere tepki gösterdi. BTP lideri kendini Müslüman zanneden 3-5 çapulcunun Atatürk’e zarar veremeyeceğini belirtti. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Hüseyin Baş şu ifadeleri kullandı: “7 düvel birleşti Ata’mızı yenemedi de 3-5 tane kendini Müslüman zanneden çapulcu mu zarar verecek Atatürk’e? Hadi oradan!”

 

“Türk Milleti ile Atatürk’ün Arasını Açamayacaklar”

 

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş Ayasofya’daki skandal konuşmanın ardından da şu açıklamayı yapmıştı:   “Ayasofya Cami imamları üzerinden denenen şeyin farkındayız! Bu ucuz oyunlarla Türk Milleti ile üzerinde özgürce ibadetimizi yaptığımız bu toprakları bize bırakan Atatürk’ümüzün arasını açamayacaksınız. O oyuncağı Prof. Dr. Haydar Baş elinizden aldı!”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Airbus, Hindistan’a Covid-19 mücadelesinde desteğini arttırıyor

Airbus, Hindistan’ın Covid-19 krizi ile mücadelesine verdiği desteği ikiye katlayarak Hindistan Kızılhaç Derneği’ne (IRCS) 36 tondan fazla ek tıbbi malzeme yardımı sağladı ve hem yurt dışından hem ülke içinden malzeme taşımak için insani yardım uçuşları gerçekleştirdi.

Airbus, oksijen santralleri, solunum cihazları, oksijen konsantratörleri, BPAP solunum makinaları ve mobil yoğun bakım üniteleri sunarak, Hindistan’ın ikinci Covid-19 dalgasıyla mücadelesinde küresel insani çabalara katkısını daha da artırıyor. Bir A350 test uçağı, Çarşamba günü Airbus’ın Fransa Toulouse kentindeki merkezinden oksijen konsantratörleri ve solunum cihazlarından oluşan dağıtımın bir kısmını teslim etti. Kalan malzemeler, Hindistan’dan temin edilmektedir.

Bu misyon, Airbus’ın ülkeye verdiği desteklerin ikinci dilimini oluşturuyor. Şirket, Hindistan’daki Fransız Büyükelçiliği ile işbirliği içinde 28 tonluk bir dağıtım kapsamında sekiz büyük oksijen jeneratörü, solunum cihazları, elektrikli enjekte pompası, antibakteriyel filtreler ve solunum devrelerinin teslimatını gerçekleştirmişti. Malzemelerin çoğu yerleştirildi ve Hindistan’da yüzlerce insanın hayatını kurtarmaya yardımcı oluyor.

Airbus Hindistan ve Güney Asya Başkanı ve Genel Müdürü Rémi Maillard, “Airbus dayanışma içinde verdiği hizmetlerle Hindistan’ın arkasında duruyor. Burada odak noktamız sadece çalışanlarımız, müşterilerimiz ve ortaklarımızı desteklemek değil aynı zamanda Hindistan’da mümkün olduğunca çok insana yardım sunabilmektir” dedi.

Airbus’ın en son katkısı olan iki oksijen jeneratörü tesisi, 250 oksijen konsantratörü, 30 solunum cihazı, 100 solunum makinesi ve 4 adet mobil yoğun bakım ünitelerini içerir. Airbus, ekipmanların sorunsuz bir şekilde yerleştirilmesini sağlamak için Hindistan Hükümeti ve Hindistan Kızılhaç Derneği ile birlikte çalışıyor.

Buna ek olarak, Airbus Foundation, Avrupa’dan yardım malzemelerinin taşınması ihtiyacını desteklemek için uluslararası ve Hindistan STK ortaklarıyla temas halindedir. Airbus Foundation ayrıca Hindistan’da yardımları güvenle ulaştırmak için helikopter uçuş saatlerini güvence altına aldı.

Maillard, “Kriz hala devam ediyor ve desteğin önümüzdeki aylarda da yönetilmesi gerekli. Hindistan’da STK ortaklarımız, krizin geçim kaynakları ve çocuk eğitimi üzerindeki etkisini değerlendiriyor. Airbus, yeni zorluklar ve ihtiyaçlarla başa çıkılabilmesi için desteğini sürdürecek ve genişletecek” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

ALİ BABACAN: ‘3Y’ ile geldiniz, ‘3Y’ ile gideceksiniz

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Ankara’da partisinin Gölbaşı ilçe binasının açılışında konuştu. Babacan şu ifadeleri kullandı:

 

‘Merkez Bankası yol geçen hanı oldu’

“Erdoğan konuşuyor, dolar artıyor. Varlık Fonu’nun başkanı olarak kendisini görevlendirdi. Merkez Bankası için de aynısını yapabilir. Yazık değil mi bu insanlara? İki yılda dördüncü Merkez Bankası Başkanı… Başkanlar şamar oğlanına çevrildi. Yol geçen hanı oldu. Merkez Bankası Başkanları Mevsimlik işçi oldu. Hemen kendinizi görevlendirin, bizzat oturun, faizle mücadeleyi de kendiniz yapın. Öyle uzaktan kumanda yapmayın.”

 

‘Erdoğan sebep, yüksek faiz ve yüksek enflasyon sonuç’

“Faiz sebep, enflasyon sonuç diyor. Eğer bu tezi doğruysa faizi indirsin, hemen enflasyon düşer. Niye yapmıyor? Niye hâlâ yüzde 19? Çünkü o sebep sonuç ilişkisi yanlış. Doğru tezi söyleyeyim. Erdoğan sebep; yüksek faiz ve yüksek enflasyon sonuç. Üç yılda üç kere kur krizi oldu.” 

 

‘Kadının yaşı, erkeğin maaşı, Erdoğan’ın da rezervleri sorulmuyor’

“‘Merkez Bankası rezervinin nereye gittiği mi sorulur?’ diyor. Tabii ki sorulacak. Biz bu milletin alın teriyle o döviz rezervlerini topladık. 28 milyar dolardan aldık 136 milyar dolara çıkarttık. İki yılda tükettiler. Hani bir tabir vardır ya, ‘Kadının yaşı, erkeğin maaşı sorulmaz’. Erdoğan’ın da rezervleri sorulmuyor herhalde.” 

 

‘Tuğlaları çekmek için değil tertemiz bina inşa etmek için yola çıktık’

“Videolar aracılığıyla ortaya vahim iddialar saçılıyor. Yargı sus pus. Bu karanlığın suretinde; çiğnenen bir anayasa, kişiye göre muamele yapan bir hukuk düzeni ve tek kişinin keyfî yönetimi görünüyor. Bu karanlığa fener tutmak için yola çıktık. DEVA Partisi, tuğlaları çekmek için değil, tertemiz bir binayı yeniden inşa etmek için yola çıktı. Bu pisliğin soruşturulması ve aydınlatılması için tertemiz bir düzen gerekiyor. Başka çare yok.”

 

‘3Y’ ile geldiniz, ‘3Y’ ile gideceksiniz’

“Yasaklarla, yolsuzluklarla, yoksullukla mücadele için iktidara geldiniz. ‘3Y’ dediniz. ‘3Y’ diye yola çıktınız, memleketi yine o 3Y ile, yasaklarla, yolsuzlukla, yoksullukla bırakıp gideceksiniz. Öyle görünüyor.”

 

‘Erdoğan’a da blokaj uygulanmıştı, aynısını şimdi kendisi yapıyor’

“Dün akşam Sayın Cumhurbaşkanı’nı TRT ekranlarında gördük. Başka bir genel başkan görmüyoruz TRT’de. Son yıllarda devletin, milletin kanalı tek bir partinin propaganda aracı gibi çalışmaya başladı. Hani nerede adalet? Hak yerini bulur. Bunu en iyi bilmesi gerekenlerden birisi Sayın Erdoğan’dır. Kendisi de bu zorlukları yaşamadı mı? Blokaj uygulanmadı mı? Kendi memleketine sokulmamak için önüne vinçler, kamyonlar dizilmedi mi? Aynısını şimdi kendisi yapıyor. Güç zehirlenmesi böyle bir şey.”

 

‘Ayasofya ilelebet ibadethane olacaktır ama Atatürk’e dil uzatanlara haddi bildirilmeli’

“Ayasofya Camii’nin açılmasından bu yana ara ara gündeme gelen bazı sorumsuzca ifadeler var. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e imayla ya da doğrudan hakaretler var. Ayasofya Camii bizim değerimiz. Fatih Sultan Mehmet’in bizlere mirası, aynı zamanda bir insanlık mirası. Ayasofya Camii ilelebet bir ibadethane olacaktır ancak bunu vesile bilip Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e dil uzatanlara mutlaka haddinin bildirilmesi lazım. Sessiz kalınırsa bu haksızlık olur.”

 

’Bir aylık erteleme; 10 Mayıs tarihli çeki 10 Haziran’a ertelenmesidir’

“Dün (1 Haziran) esnafın 1 Mayıs’tan 31 Mayıs’a kadarki bütün çekleri birdenbire işleme konuldu, çeklerin arkası yazıldı. Takasta on binlerce esnafımızın kredi sicili bozuldu. Bir ay erteleme öyle mi olur? 10 Mayıs tarihli çek 10 Haziran’a ertelenir, 15 Mayıs tarihli çek 15 Haziran’a. Erteleme budur. 1 Mayıs’tan 31 Mayıs’a kadar olan çeklerin 1 Haziran’da karşılığının sorulması bir ay erteleme midir? İki aylık çırak çağıralım, size anlatacaktır. İnanın bunlar bilmiyor. Sayın Erdoğan, ömründe çek imzalamış üç kişiyi çağır, ‘Bu işi ne yapalım?’ diye sor. İnanın daha iyisini yaparlar.”

 

‘Halkımız yoksullaşırken kim büyüyor?’

“‘Enflasyonun üzerinde yüzde 7 büyüdük’ diyorlar. Bu büyümeyi izah edin. Vatandaş işsizken kim büyüdü? Nasıl büyüme bu? Halkımız yoksullaşırken kim büyüyor? Gençlerin hayalleri sönerken, işsiz vatandaş
larımızın umutları tükenirken, esnaf küçülürken kim büyüyor? Tozpembe tablolar anlatarak siyasi hayatının siyasi hayatının artık son dönemlerini yaşayan Sayın Erdoğan’a soruyorum. Siz kendiniz bu rakamlara inanıyor musunuz?”

 

‘Tarımda acil eylem planımız hazır, salı günü açıklayacağız’

“Tarım politikalarımızla ilgili acil eylem planımız hazır. Kısmet olursa önümüzdeki salı günü hükûmetin kurulmasından sonraki ilk 90 ve 360 gün ne yapacağımızın detaylarını paylaşacağız. Adana’da başlayacağımız programımızı Mersin ve Konya’da devam ettirerek çiftçilerimizle buluşacağız.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Şehirler akıllanmak zorunda

EY (Ernst&Young) Türkiye, Türkiye Belediyeler Birliği ve WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) tarafından hazırlanan “Değer Yaratmak için Akıllı Şehirler” raporu yayımlandı. Akıllı şehirlerin yarattığı değerin örneklerle aktarıldığı raporda büyüyen kentlerin çevre ve yaşam kalitesi üzerinde yarattığı baskılara dikkat çekilerek yenilikçi teknolojilerle akıllı şehir dönüşümünü gerçekleştirmenin gerekliliği vurgulandı.

 

WWF-Türkiye, Türkiye Belediyeler Birliği ve EY Türkiye tarafından hazırlanan “Değer Yaratmak için Akıllı Şehirler” raporu düzenlenen çevrimiçi basın toplantısı ile tanıtıldı. Raporda; hızlı şehirleşme, göç, nüfus artışı, güvenlik ve verimsiz kaynak kullanımı gibi zorluklarla karşı karşıya olan şehirlerde, yeni teknolojilerin yardımıyla sağlanacak akıllı şehir dönüşümünün sorunların çözümünde önemli bir rol oynayacağı ve değer yaratacağı ifade edildi. Türkiye ve dünyadan belediyelerin bu alandaki iyi uygulamalarından örneklere yer verilen raporda geleceğin akıllı şehirleri için yol haritası sunuldu.

 

Fatma Şahin: ‘Gelecek için akıllı şehir dönüşümü şart’

Raporla ilgili bir açıklama yapan Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin şunları söyledi: “Veri yüzyılı olarak adlandırdığımız bu yüzyılda şehirlerin bugünü ve geleceği ancak şehirlerin akıllı hale dönüştürülmesi ve teknolojiyle bütünleşmesiyle sağlanabilir. 90’lı yıllarda hayatımıza giren ‘akıllı şehir’ kavramı, teknolojiyi vatandaş odaklı olarak şehrin sorununun çözümünde kullanabilme olarak ifade ediliyor. Akıllı şehir uygulamaları, temel gayesi vatandaşın yaşamına dokunmak olan biz yerel yöneticiler için artık vazgeçilmez bir çözüm aracı. Akıllı şehir konusundaki stratejilerin, kavramların ve ihtiyaçların netleştirilmesi ve henüz başlangıç aşamasında olan çalışmaların doğru yönlendirilmesine yönelik hazırlanan bu eserin ilgilileri için faydalı bir kaynak olmasını ümit ediyor; çalışmada emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum.”

 

Uğur Bayar: ‘İklim krizi en büyük ekonomik risklerden biri’

WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayar ise şöyle konuştu: “Günümüzde teknoloji ve inovasyon, şehirlerde ekonomik etkinliğin artırılması ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerin azaltılmasında çok önemli rol oynuyor. Dünyanın gündemine iyice oturan “yeşil iyileşmenin” ana ekseni de doğa dostu teknolojiler ve bu dönüşümün ekonomik olarak da kârlı olacağı.  Önümüzdeki dönemin ekonomik risklerinin en ciddi olanı, hiç şüphesiz iklim krizi. Doğamız ve kaynaklarımız üzerindeki baskıyı akıllı yatırımlar ve teknoloji ile azaltmamız şart. Bu dönüm noktasında, kentlerimizin faaliyetlerinin çok önemli bir rol oynayacağı çok net görülüyor. Şehirlerimizin ve belediyelerimizin bu yolculukta en değerli müttefiklerimiz olacağına yürekten inanıyorum. WWF-Türkiye olarak geleceğin şehirlerinin doğal kaynak kullanımındaki verimliliğine ışık tutan bu kıymetli derleme raporun ortağı olmaktan mutluluk duyuyoruz."

 

Metin Canoğulları: ‘Dönüşümde dijital araçlar etkin kullanılmalı’

EY Türkiye Ülke Başkanı Metin Canoğulları da “Dijitalleşmenin, şehirlerimizin yaşam kalitemizi, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliği ve toplumsal yapının güvenliğini sağlayacak yeni perspektiflere ve uzun vadeli değer yaratmaya odaklanmasında önemli bir role sahip olacağı bir gerçek. Şehirlerimizin; dijital araçların en etkin olarak kullanıldığı “Geleceğin akıllı şehirlerine” evrilmesi ve barındırdığı tüm varlıkların yaşamına katkı sağlayacak ve kalkınmayı destekleyecek, yenilikçi, sürdürülebilir ve kapsayıcı uygulamaları bir an önce devreye alması gerekiyor. Bu çalışmamızda TBB ve WWF-Türkiye iş birliğiyle, özellikle şehirlerimizin akıllı şehirlere dönüşümüne öncülük edecek yerel yönetimlerimize dünyadaki ve Türkiye’deki iyi uygulamalar, evrensel yöntemler ve yaklaşımlar ışığında bir kılavuz ortaya çıkarmak ve yenilikçilik ve sürdürülebilirlik odağında bir akıllı şehre dönüşümün yaklaşımlarını paylaşmayı amaçladık” dedi.

 

Hızlı kentleşme dönüşümü zorluyor

Raporda Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre, 2050 yılında dünya nüfusunun 2 milyar artarak 9,7 milyar kişiye ulaşmasının beklendiği aktarılıyor. Yine 2050 yılında, dünya nüfusunun 70’i, OECD ülkeleri nüfusunun ise 86’sı şehirlerde yaşayacak. 

 

Şu anda 10 ile 24 yaş arasında olan Z kuşağının üyeleri, 1,8 milyar üyesiyle dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birini oluşturuyor. Dünyanın öncü ekonomilerinin nüfusları yaşlanırken gelişen ekonomilere sahip ülkeler ise büyüyen bir genç nüfusa sahip. Ülkeden ülkeye, şehirden şehre değişen demografik tablo, kimi şehirlerde Z kuşağının, kimi şehirlerde ise yaşlıların ihtiyaçlarına çözüm aramak için dönüşümü kaçınılmaz kılıyor.

 

Dönüşümü gerekli kılan bir başka gelişme ise şehirleşmenin hızı. Plansız yapılaşma verimli arazilerin tahribatına yol açarak tarımsal üretkenliğin yanı sıra toprağın karbondioksit tutma kapasitesini de düşürüyor. Taşıt kullanımı ve sanayi üretimiyle ortaya çıkan hava kirliliği insan sağlığını ve yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Betonlaşma ve yapılaşma nedeniyle bozulan su döngüsü ve yaşanan su kıtlığı endüstriyi, tarımı ve milyarlarca insanın temiz suya erişimini tehdit ediyor.

 

Şehirlerdeki yaşam kalitesinin artırılması için şehir yönetimlerinin yenilikçi ve gelecek odaklı bakış açısıyla hareket etmeleri gerekiyor. Vatandaş ve paydaş katılımının en üst düzeyde tutulduğu, iyi bir fiziksel altyapısı olan, esnek, dirençli, fiziksel ve dijital bütünleşmesini sağlamış şehirler ‘akıllı şehir’ olarak adlandırılıyor. 

 

Akıllı şehir yaklaşımı Türkiye’de yaygınlaşıyor

İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa dünyanın en hızlı büyüyen 10 metropol şehri arasında yer alıyor. Hızlı büyümeyle temel güçler olarak adlandırılan teknolojik, küresel, demografik ve çevresel etkilerin getirdiği dalgalar, 2010’lu yıllarda akıllı şehirlerin Türkiye’deki yaygınlığını artırmaya başladı. Türkiye’de akıllı şehir alanında yürütülen çalışmalarda büyükşehirler öne çıkıyor. Giderek yaygınlaşan uygulamalarla yerel yönetimler teknolojiden yararlanarak vatandaş odaklı hizmetlerin sunulması ve sosyal kapsayıcılığın sağlanması için çalışmalar yapıyor. Türkiye Belediyeler Birliği belediyelerin katılımını daha da artırmak için Akıllı Şehirler Yarışması düzenliyor. 

 

Akıllı şehir dönüşümünün boyutları 

“Değer Yaratmak için Akıllı Şehirler” raporuna göre; insan odaklı akıllı şehir dönüşümünde sosyal kapsayıcılığın sağlanması, yetkinliklerin artırılması ve yaratıcılığın desteklenmesi amaçlanıyor. Bu kapsamda dijital ve veri odaklı eğitim akademileri, engelli vatandaşlar için iş ya da sosyal imkânlar sunan merkezler, genç işsizler için iş imkânı yaratan projeler ve yaşlıların ihtiyaçlarına yanıt veren projeler gibi uygulamalar öne çıkıyor. 

 

‘Akıllı çevre’ kavramı altında kaynakların en verimli şekilde kullanımı ile sürdürülebilir ve yaşanabilir bir çevre oluşturma hedefi yatıyor. Akıllı çevre fonksiyonel alanı kapsamında akıllı çöp toplama sistemleri, enerji ve su tasarruflu tarım uygulamaları, akıllı aydınlatma sistemleri, yenilenebilir enerji üretimi ve akıllı geri dönüşüm modelleri gibi iyi uygulama örnekleri görülüyor.

 

Ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir ve çevre dostu olarak sağlanması için bilgi ve iletişim destekli yenilikçi yaklaşımların benimsenmesi gerekiyor. Akıllı ekonomi başlığı altında yeni ürün, hizmet ve ticaret modellerinin oluşturulmasına ek olarak kamu, özel sektör ve akademi ortaklığı başta olmak üzere akıllı kümelenmeler ele alınıyor. 

 

Ayrıca yaşanabilir akıllı şehirlerin tasarlanması için mekân yönetimi, sağlık, güvenlik ve turizm gibi başlıklar altındaki ihtiyaçların karşılanması gerekiyor. Akıllı yaşam başlığı altında odaklanılan ana konular arasında acil durum ve afet yönetiminin sağlanması, güvenli bir yaşamın sürdürülmesi, kültürel mekânların potansiyelinin keşfedilmesi ve korunması, şehir turizminin canlandırılması ve şehrin markalaşması ile kentsel dönüşümün kapsayıcı bir şekilde gerçekleştirilmesi yer alıyor.

 

Şehrin yaşanabilirliğini ve ekonomisini de yakından etkileyen akıllı hareketlilik başlığı ise insanı odağına alarak sürdürülebilir, erişilebilir ve entegre bir ulaşımı hedefliyor. Ulaşım hizmetleri, erişilebilirlik, akıllı ulaşım sistemleri ve bağlanabilirlik bu alan altında ele alınıyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı