Aylık arşivler: Haziran 2021

HUAWEI MateBook 13 R7 Türkiye’de Ön Satışta

HUAWEI Türkiye, FullView ekranı, Multi-Screen Collaboration (Çoklu Ekran Kullanımı) özelliği ile öne çıkan ultra hafif HUAWEI MateBook 13 R7’yi Türkiye’de ön satışa sundu.

 

HUAWEI, yenilenen MateBook 13’ü kullanıcılar ile buluşturuyor. Yenilenen teknolojisiyle akılcı bir diz üstü bilgisayar deneyimi sunan MateBook 13 R7, hafif donanımı, FullView ekran özellikleri, güçlü performansı ve sağlam donanımıyla kullanıcıları ile buluşuyor. Multi-Screen Collaboration desteği de dahil olmak üzere bir dizi yeni özellik ile daha da güçlenen MateBook 13 R7, oyun ve multimedyadan okul ve iş ihtiyaçlarına kadar, birçok ihtiyacı sorunsuz bir şekilde karşılıyor.

 

Daha kolay ve akıllı bağlantı

HUAWEI MateBook 13 R7, yenilenen HUAWEI Share özellikleriyle bağlantı özelliklerini de güncelledi. Bu yeni özelliklerle, HUAWEI MateBook ve akıllı telefonlarla daha kolay iletişim kuran arayüz, sürükle bırak özelliğiyle beraber, akıllı telefona kaydedilmiş içeriği doğrudan dizüstü bilgisayarda görüntülemeyi de sağlıyor. Dizüstü bilgisayara bağlı çevre birimlerinin, akıllı telefonlarda gezinti için de kullanılabildiği Multi-Screen Collaboration, cihazlar arası geçiş yapmaksızın, mobil uygulamalara sorunsuz erişim sağlıyor.

 

MateBook 13 R7, soldaki güç ve veri aktarımını, sağdaki ise veri aktarımı ile Display Port bağlantısı destekleyen iki adet USB-C bağlantı noktasının yanı sıra bir de 3,5 mm ses jakı barındırıyor.

 

HUAWEI FullView ile gerçekçi ekran deneyimi 

HUAWEI, yenilikçi FullView ekran teknolojisini ultra ince çerçeve tasarımıyla entegre ederek, akıllı telefon teknolojisindeki tecrübe ve uzmanlığını bu kategoriye de yansıttı. MateBook 13 R7, yüzde 88'lik ekran/gövde oranına sahip. Parlama önleyici ve özellikle üretkenlik için tasarlanmış 3:2 IPS paneliyle de dikkat çeken dizüstü bilgisayar, 2160 x 1440 çözünürlük ve 178 dereceye kadar gövde açıklığı sunuyor.

 

Güç dengeli performans  

Güç ve performans dengesini en iyi şekilde sunan AMD Ryzen 7 3700U işlemciden gücünü alan HUAWEI MateBook 13 R7, HUAWEI Shark Fin Fan 2.0, gelişmiş soğutma sisteminin yeni sürümünü de içeriyor. Bu sayede cihazın soğutma ve güç verimliliği artırılıyor. 

 

16 GB çift kanallı DDR4 belleğe sahip HUAWEI MateBook 13 R7, yüksek hızlı PCIe arabirimi ile de önemli bir hız avantajına imza atıyor. 512 GB SSD ise ek depolama alanı ihtiyacı olmadan bilgisayarın kullanılabilmesini sağlıyor.

 

Her boyutta üstün pil ömrü

HUAWEI MateBook 13 R7, 357,8 × 229,9 × 16,9 mm boyutlara sahip. 41,7 WH güçlü piliyle, 11,6 saate kadar kesintisiz 1080p video izlemek de mümkün. HUAWEI MateBook 13 R7, bilgisayarı 15 dakikada yüzde 2,3 saat ofis kullanımı sunacak şekilde şarj edebilen 65W USB-C şarj cihazı ile geliyor. Cihaz aynı zamanda ısı dengesini korumak amacıyla, ısı miktarı belli bir eşiği geçtiğinde şarj işlemini otomatik olarak durduran aşırı ısınma korumasına sahip.

 

Sağlık ve güvenlik bir arada

HUAWEI MateBook 13 R7'nin güç düğmesi diğer tüm HUAWEI dizüstü bilgisayarlarda olduğu gibi yerleşik bir parmak izi okuyucusuna sahip. Böylece kullanıcılar tek bir dokunuşla açıp güvenli bir şekilde oturum açabilir, şifre ezberleme derdinden kurtulabilir ve başkasının bilgisayarlarını açamayacağından emin olabilirler.

 

Klavyede gizlenmiş gömme kamera ile kullanıcı İstediğinde bir kez basarak kamerayı ortaya çıkarabilir. Olası uzaktan erişim ve güvenlik ihlallerini önlemek için tekrar kamerayı kapatmak yeterli. Kötü niyetli bir kişi bilgisayara sızsa bile fiziksel olarak gizlenmiş kameradan hiçbir görüntü alamaz.

 

HUAWEI MateBook 13 R7'nin sınırsız dünyasında daha uzun süre zaman geçirilmesini sağlayan TÜV Rheinland sertifikalı ekran, kullanıcıların izleme keyfini ve uzun vadeli görsel sağlığını korumak için gözü rahatsız eden mavi ışığı önemli ölçüde azaltıyor.

 

Radeon RX Vega 10 Graphics barındıran AMD Ryzen 7 3700U işlemcili HUAWEI MateBook 13 R7, HUAWEI Online Mağaza üzerinden ön satışa sunuluyor, 8.499TL tavsiye edilen son tüketici fiyatı ve vade farksız dört taksit imkanı sunan ürün için 50 TL ön ödeme yapıldığında, 150 TL daha indirim sağlanıyor. MateBook 13 R7 satın alan kullanıcılar ayrıca 1.399 TL değerindeki HUAWEI Display 23.8 monitör ile 349 TL değerindeki HUAWEI MateDock 2’ye de sahip oluyor.  Tüketiciler eğer tercih ederlerse 1.199 TL fiyatına fazladan bir yıllık uzatılmış garanti de satın alabiliyorlar.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Zoom’dan gerçek zamanlı çeviri için önemli satın alma

Makine Çevirisi sistemlerinde dünyanın önde gelen girişimlerinden Kites GmbH'yi (Karlsruhe Bilgi Teknolojisi Çözümleri) satın alan Zoom, dil bariyerlerini aşarak daha güçlü bir etkileşim sunacak. Kites ekibi, Zoom'un Makine Çevirisi yeteneklerini geliştirmeye yardımcı olacak.

 

Zoom Video Communications, Inc. (NASDAQ: ZM), gerçek zamanlı Makine Çevirisi (MÇ) sistemlerinde dünyanın önde gelen girişimlerinden olan Kites GmbH’yi (Karlsruhe Bilgi Teknolojisi Çözümleri) satın almak için anlaşma imzaladığını duyurdu. İki şirket arasında yapılan satış sözleşmesinin şartları ise açıklanmadı.

 

2015 yılında kurulan Kites’ın kurucu ortakları Dr. Alex Waibel ve Dr. Sebastian Stüker, aynı zamanda Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Kites’ın 12 bilim insanından oluşan yetenekli ekibi, Zoom kullanıcıları için çok dilli çeviri desteği sağlayarak Zoom'un mühendislik ekibinin toplantı üretkenliğini ve verimliliğini artırmak için makine çevirisi alanında kendisini geliştirmesine yardımcı olacak.

 

Zoom Ürün ve Mühendislik Başkanı Velchamy Sankarlingam, “Kullanıcılarımızın toplantı üretkenliğini artırarak onları daha fazla memnun etmenin yeni yollarını sürekli arıyoruz. Makine Çevirisi çözümleri ise, bu anlamda dünya genelindeki Zoom müşterileri için platformumuzu geliştirmede kilit rol oynayacak. Dil, coğrafi konum veya diğer engeller ne olursa olsun, iş birliğini sorunsuz hale getirmek için uyumlu görevlerimizle Kites’ın yenilikçi ekibinin Zoom’a tam olarak entegre olacağından eminiz” şeklinde konuştu.

 

Dr. Waibel ve Dr. Stüker ise bu anlaşmayı şöyle değerlendirdiler: “Kites, dil bariyerlerini aşmak ve yabancı diller arası sorunsuz etkileşimi günlük yaşamın normali haline getirme amacıyla ortaya çıktı. Diğer yandan Kites ekibi olarak, Zoom’a dünyanın dört bir yanındaki insanları kolayca birbirine bağlama yeteneğinden dolayı uzun süredir hayranız. Zoom’un, Kites’ın hedeflerini ilerletmeye yardımcı olacak en iyi iş ortağını olduğunu düşünüyoruz. Zoom’un inovasyon motoru altında sırada ne olacağını görmekten heyecan duyuyoruz.”

 

Dr. Stüker ve Kites ekibinin geri kalanı, Zoom’un bu alanda yatırım yapacağı Almanya’nın Karlsruhe kentinde kalacak. Zoom, gelecekte Almanya’da bir Ar-Ge merkezi açmayı da planlıyor. Dr. Waibel ise Araştırma Görevlisi olarak Zoom ekibine Makine Çevirisi alanında araştırma ve geliştirme konusunda tavsiyelerde bulunacak bir rol üstlenecek.

 

İleriye dönük ifadeler

Bu basın bülteni, Zoom'un Kites satın almasıyla ilgili 1995 tarihli Özel Menkul Kıymetler Dava Reformu Yasası özelinde açık ve zımni “ileriye dönük ifadeler” içerir ve bunlar, gerçek sonuçların ifade edilenlerden maddi olarak farklı olmasına neden olabilecek önemli riskler, belirsizlikler ve varsayımları kapsar veya ima eder. İletişimdeki ileriye dönük bu beyanlar, bu ortaklığın potansiyel faydaları, MÇ çözümlerimizi geliştirmemiz, Kites ekibini iş süreçlerine entegre etme yeteneğimiz ve potansiyel büyüme fırsatları hakkındaki beyanları içerir. Bazı durumlarda, ileriye dönük ifadeleri "tahmin etmek", "inanmak", "beklemek", "niyet etmek", "olabilir", "planlamak", "proje" gibi terimlerle tanımlayabilirsiniz. "Olacak", "olur", "olmalı", "olabilir", "tahmin etmek", "potansiyel", "hedeflemek", "keşfetmek", "devam etmek" veya bu terimlerin olumsuzları ve benzerleri ileriye dönük ifadeleri tanımlamaya yönelik ifadelerdir. Ancak, tüm ileriye dönük ifadeler bu tanımlayıcı kelimeleri içermez. Doğaları gereği bu beyanlar, gerçek sonuçların, performansın veya başarının beyanlarda öngörülen veya ima edilenlerden önemli ve olumsuz şekilde farklı olmasına neden olabilecek kontrolümüz dışındaki faktörler de dahil olmak üzere çok sayıda belirsizlik ve riske tabidir. Bu varsayımlar, belirsizlikler ve riskler, diğerlerinin yanı sıra, anlaşmanın potansiyel faydalarının beklendiği zaman veya hiç gerçekleşmemesi olasılığını, yönetimin dikkatinin devam eden ticari faaliyetlerden ve fırsatlardan dağılmasını, olası olumsuz tepkileri veya iş veya çalışanlara yönelik değişiklikler ile Kites'ı başarılı bir şekilde entegre etme yeteneği ve Zoom'un gelecekteki sonuçlarını etkileyebilecek diğer faktörleri içerir. Fiili sonuçların ileriye dönük beyanlarda öngörülenlerden önemli ölçüde farklı olmasına neden olabilecek ek riskler ve belirsizlikler, 30 Nisan 2021'de sona eren çeyrek için Form 10-Q hakkındaki üç aylık raporumuz dahil "Risk Faktörleri" başlığı altında ve Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'na (SEC) yapılan en son başvurularımızda yer almaktadır. İleriye dönük beyanlar yalnızca beyanların yapıldığı tarih itibarıyla geçerlidir ve bu beyanların yapıldığı tarihte Zoom'da mevcut olan bilgilere ve / veya yönetimin o an itibariyle gelecekteki olaylara ilişkin iyi niyetine dayanmaktadır. Zoom, yasaların gerektirdiği durumlar dışında, olayları veya koşulları yapıldıkları tarihten sonrasına yansıtmak için ileriye dönük beyanları güncelleme yükümlülüğünü üstlenmez.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yatırım araçlarının beşi bir arada: TradePlus

Yenilikçi ürün ve hizmetleriyle öne çıkan Kuveyt Türk, hisse senetleri, yatırım fonları, kira sertifikası, altın-gümüş ve döviz gibi yatırım araçlarını TradePlus mobil uygulamasıyla müşterilerinin hizmetine sunuyor. Anlık piyasa haberleri, ekonomi takvimi, yerel ve uluslararası piyasalar, gelişmiş grafik teknolojisi ve teknik analiz araçlarının yer aldığı TradePlus’ta giriş yapılmadan da birçok bilgiye ulaşılabiliyor. 

 

Türkiye’nin öncü katılım finans kuruluşu Kuveyt Türk, geliştirdiği ürün ve hizmetlerle müşterilerinin hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor. Beş yatırım aracını TradePlus mobil uygulamasıyla müşterilerine sunan Kuveyt Türk, anlık piyasa verileriyle müşterilerine her yerde iyi bir müşteri deneyimi sunuyor. 

TradePlus ile tüm faizsiz hazine yatırım ürünlerini tek platformda topladıklarını belirten Kuveyt Türk Hazine ve Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. R. Ahmet Albayrak, “Müşterilerimize sunduğumuz hizmetlerimizin kalitesini, teknoloji ve inovasyon odaklı çalışmalarımızla her geçen gün daha da artırıyoruz. TradePlus ile bireysel veya tüzel tüm müşterilerimiz, yatırım fonları, hisse senetleri, sukuk (kira sertifikaları), döviz, altın ve gümüş gibi yatırım ürünlerini kolaylıkla takip edebiliyor, anlık fiyatlarla işlem yapabiliyor ve alış-satış emri verebiliyor. Ayrıca, anlık piyasa verileri, görsel haberler, ekonomi takvimi, gelişmiş grafik teknolojisi ve teknik analiz araçlarıyla TradePlus, müşterilerimizin ihtiyaç duyduğu her an kaliteli hizmet sunan dijital bir yatırım merkezi haline geldi” dedi.

Giriş yapılmadan uygulama içinde gezilebiliyor

Kuveyt Türk müşterisi olsun veya olmasın herkesin, TradePlus mobil uygulamasına üyelik girişi yapmadan ürünler ve piyasalar hakkında detaylı bilgi edinebildiğini belirten Ahmet Albayrak, “Müşterilerimizin sermaye ve emtia piyasalarında geniş ürün yelpazesine daha kolay ve güvenli bir şekilde ulaşmaları için önemli yatırımlar yaptık. Sunduğumuz ürün ve hizmetlerimizle müşterilerimizin birikimlerine değer katmayı amaçlıyoruz. Giriş yapmadan uygulama içinde gezinme imkânı sunmaya başladığımız TradePlus, ilerleyen zamanlarda birbirinden kıymetli özellikler ve hizmetlerle daha da iyi bir müşteri deneyimi sunacağız” diye konuştu. 

Kuveyt Türk TradePlus’ın sunduğu ürün ve hizmetler

Yatırım Fonları: Müşteriler, risk ve getiri tercihine göre katılım esaslı fonlarla portföylerini çeşitlendirebiliyor, vade kısıtlaması olmaksızın birikimlerini değerlendirebiliyor. Üstelik kısa vadeli kira sertifikalarına dayalı fonlarla belirli limitler dâhilinde 7/24 nakde dönme imkânından da faydalanabiliyor.

Hisse Senetleri: Müşteriler, Katılım Endeksi esaslı hisse senetlerinin alım satımını gerçekleştirebiliyor, anlık fiyat verisi, gelişmiş grafikler ve piyasa haberleriyle yatırımlarına değer katabiliyor. 

Sukuk (Kira Sertifikaları): Müşteriler, vade tercihine göre birikimlerini sukuk ürünlerinde değerlendirebiliyor, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ve Kuveyt Türk’ün ihraç ettiği kira sertifikalarının alım satımını kolaylıkla gerçekleştirebiliyor.

Altın, Gümüş, Döviz: Müşteriler, hafta içi her gün 24 saat avantajlı kurlarla altın, gümüş ve döviz işlemlerini gerçekleştirebiliyor. İşlem emri verebiliyor, alarm kurabiliyor ve profesyonel grafiklerle analiz yapabiliyorlar.

TradePlus’ın diğer özellikleri

  • Kuveyt Türk müşterisi olmayanlar da Tradeplus’ı indirip tüm özellikleriyle kullanmaya başlayabiliyor. “Müşteri Ol” butonuyla Kuveyt Türk müşterisi olduktan sonra yatırım işlemlerini gerçekleştirebiliyorlar.
  • Hisse senedi verileri anlık olarak takip edilebiliyor, hisse detaylarına ve grafiklerine erişim sağlanabiliyor.
  • Fiyat ve haber alarmları kurulabiliyor.
  • Tüm portföy tek ekranda görüntülenebiliyor.
  • Görsel ve kategorize edilmiş haberler ve ekonomik takvimle piyasa takip edilebiliyor, paylaşımda bulunulabiliyor.
  • Kıymetli maden ve döviz ürünlerine yönelik gelişmiş grafik teknolojisi ve teknik analiz araçları kullanılabiliyor.
  • TradePlus cari hesaplarla entegre çalıştığından dolayı işlemler müşterinin cari hesabına yansıyor.
  • TradePlus App Store, Play Store ve Huawei App Gallery’den tüm akıllı telefonlara indirilebiliyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Cinsel istismar çocukta güven duygusunun yıkılmasına yol açıyor…

Cinsel istismar yalnızca içerisinde cinsel bir eylemin olmasını gerektirmiyor. Çocuğun izni ve onayı olmadan çocuğu öpmek, sıkıştırmak, çimdiklemek veya okşamanın da cinsel istismarın türleri olduğunu vurgulayan uzmanlar, çocukların bulundukları yaşa göre cinsel istismara farklı tepkiler verebildiklerini ifade ediyor. Cinsel istismara uğrayan çocuklarda öfke patlamaları, olayla ilgili kabus görme ve güven duygusunun yıkılması gibi birçok etkinin görülebileceği belirtiliyor. Ailelerin cinsel eğitim konusunda çocukları ile konuşmaktan çekinmemeleri, iyi ve kötü sır ayrımının çocuklara öğretilmesi uzmanlar tarafından tavsiye ediliyor. 

 

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Klinik Psikolog Saadet Aybeniz Yıldırım, cinsel eğitimin önemine değinerek çocukları cinsel istismarlardan korumaya yönelik ailelere tavsiyelerde bulundu.

 

Çocukların cinsel içerikli soruları yanıtlanmalı

 

Okul öncesi dönemden başlayarak çocukların cinsel eğitim içerikli "Ben nasıl dünyaya geldim, bebek nasıl olur, kardeşimi leylekler mi getirecek?" şeklindeki sorularının yanıtlanması gerektiğini ifade eden Saadet Aybeniz Yıldırım, “Çocukların bedenlerini tanımalarına yardımcı olmak ve istismardan korunmaları hakkında açık bir iletişimde olmak gerekiyor. Cinsel istismar yalnızca içerisinde cinsel bir eylemin olmasını gerektirmez. Çocuğun izni ve onayı olmadan çocuğu öpmek, sıkıştırmak, çimdiklemek veya okşamak da cinsel istismarın türleridir.” dedi.

 

Cinsel istismara verilen tepki yaşa göre değişebiliyor

 

Uzman Klinik Psikolog Saadet Aybeniz Yıldırım, cinsel istismara uğrayan ya da uğradığı düşünülen çocuklarda tepkilerin yaştan yaşa farklılık gösterebildiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:

 

“10 yaş ve altındaki çocukların cinsel istismara vermiş olduğu tepkiler;   çocuğun kendi yaș ve gelișim düzeyine uygun olmayan cinsel bilgiye sahip olması, resimlerinde, oyunlarında ve davranışlarında cinsel içerikli temaların olması, sık ve ortalık yerde yapılan aşırı mastürbasyon, çocuğun konuşmasında cinsel içerikli sözcükleri sık kullanması, yalnız kalmak istememe, uyku sorunları, alt ıslatma, büyük tuvaletini kaçırma veya daha önce edinilen davranışlarda gerileme, kendini yaralayıcı ya da risk alıcı davranışlar, dürtüsellik, dikkat dağınıklığı veya konsantrasyon güçlüğü olarak öngörülebilir. Cinsel istismara uğramış 10 yaş üzerindeki çocuklarda ise rastgele cinsel ilişkiye girme veya tekrarlayan istismarlara maruz kalma riski vardır. Bunların dışında yeme bozuklukları, kendini yaralayıcı davranışlar, intihara eğilim, depresyon, sosyal geri çekilme, suça yönelme, erken olgunlaşma, okul ve arkadaş ilişkilerinde sorunlar veya ani davranış değişiklikleri gözlemleyebiliriz.”

 

Cinsel istismarın tekrarlayıcı ve rahatsız edici etkileri oluyor

 

Yıldırım, cinsel istismarın yaratacağı etkileri şöyle sıraladı: “Tekrarlayıcı, rahatsız edici düşünceler, olayla ilgili kabuslar, karanlık olayı çağrıştırabileceğinden ya da kabus göreceğini düşündüğü için uyumak istememek, öfke patlamaları, olayı anımsatan her duruma karşı psikolojik sıkıntı yaşama hali, güven duygusunun yıkılması, insanlara güvenmeme, istismarı önleyemediği için acizlik hissetme veya depresyon sık görülen tepkilerdir.”

 

Cinsellik hakkında konuşmaktan çekinilmemeli

 

Aileler için cinsel eğitimi konuşmanın çoğu zaman zor olduğunu ifade eden Yıldırım, “Bunların nedenlerinden bazıları utanma duygusu, nasıl konuşacağını bilememe veya yanlış bir şey söylemekten korkmak olabilir. Cinsellik hakkında konuşmaktan çekinilmemeli. Yaşına uygun olarak kısa ve anlaşılır şekilde sorulan sorular cevaplanmalı. Doğum, cinsiyet farkı gibi sorular ebeveynler tarafından cevaplanmadığı zaman çocuk başka kaynaklardan cevap aramaya çalışacaktır.” diye konuştu.

 

Çocuğa bedenine izinsiz dokunulmaması gerektiği anlatılmalı

 

Çocuklara özel bölgelerinin anatomik isimleriyle yani vulva/penis, meme olarak öğretilmesi gerektiğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Saadet Aybeniz Yıldırım, “Pipi, kuş, kuku ve benzeri isimlendirmeler tercih edilmemeli. Özel bölgelerine bir yabancının ya da tanıdık birinin dokunamayacağı öğretilmeli, doktorun bile sadece annesi ya da babası yanındayken özel bölgelerine dokunabileceği söylenmelidir. Çocuğa bedenine izinsiz dokunulmaması gerektiği anlatılmalı. Sarılmak ya da öpmek için çocuktan izin istenmeli. Eğer izin vermiyorsa zorlanmamalıdır. İyi dokunuşlar ve kötü dokunuşlar öğretilmeli. Örneğin özel bölgelerine dokunulmasını kötü dokunuş olarak tanımlarken ailesinin, arkadaşlarının sarılması, yanağından öpmesini iyi dokunuş olarak değerlendirebiliriz.” dedi.

 

İyi ve kötü sır ayrımı çocuklara öğretilmeli

 

Çocuklara iyi sır ve kötü sır öğretilmesi gerektiğinin altını çizen Yıldırım, “Cinsel istismara uğrayan çocuklara bunun bir sır olduğu söyleniyor. Her ne olursa olsun birinin özel bölgesine dokunmak istediğinde ya da dokunduğunda bağırması, çığlık atması, oradan güvenli bir yere uzaklaşması ve güvendiği yetişkinlere olayı anlatması gerektiği söylenmeli. Özel bölgeye dokunulması ve bunun saklanması kötü bir sırdır. Doğum günü için sürpriz bir kutlama yapmak iyi bir sırdır.” ifadelerini kullandı.

 

Çocuklara ‘Hayır’ diyebilme becerisi kazandırılmalı

 

Cinsel istismardan korunmaya yönelik eğitimlerin ortalama 6 aylık aralıklarla tekrarlanmasını tavsiye eden Uzman Klinik Psikolog Saadet Aybeniz Yıldırım, “Her yaş grubu için önemli olan bir nokta da istenmeyen durumlara karşı ‘hayır’ diyebilme becerisidir. Günlük yaşamda hayır diyemeyen bir çocuk ya da ergen cinsel istismara uğradığında da hayır diyemeyebilir. Hayır diyebilme becerisi her yaş grubundaki çocuğa ve ergene kazandırılmalıdır.” diye konuştu.

 

Ergenlerin özel yaşantısına karışılmamalı

 

Uzman Klinik Psikolog Saadet Aybeniz Yıldırım; sorulara kaçamak ya da yanlış cevaplar vermenin, soruları çok fazla detay vererek açıklamanın, sorulara kızarak tepki vermenin, hiç cevap vermemenin ya da konuyu değiştirmenin sıkça yapılan yanlışlar arasında yer aldığını söyledi. Yıldırım son olarak, “Ebeveynler ergenlik dönemindeki çocuklara karşı aşırı koruyucu, ilgisiz veya her şeyi kendileri biliyormuş gibi davranılmamalı. Riskli davranışlar sergilemediği sürece ergenin kişisel ve özel yaşantısına karışılmamalı.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sağlık emekçilerin sesi olmaya devam edeceğiz

Sağlık Hizmetleri Sendikası 3 Temmuz Cumartesi günü gerçekleşecek Genel Kurula hazırlanıyor. Seçim öncesi konuşan Genel Başkan Özlem Akarken, sendikanın son dönemdeki önemli başarılarını anlattı.
 

Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) İkinci Olağan Genel Kurulu’na hazırlanıyor. 3 Temmuz Cumartesi Günü gerçekleşecek Olağan Genel Kurul’da yönetim kurulu başkanı ve başkan yardımcıları, disiplin ve denetleme kurulu üyeleri seçilecek. Kadın adayların çoğunlukta olduğunu belirten SAHİM-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, “Kadın ağırlıklı adaylarımızla ve tamamen şeffaf gerçekleşecek seçimlerimizle Türkiye’nin en demokratik sendikası olmaya adayız. Amacımız sağlık emekçilerinin uğradıkları mağduriyetleri gidermek, kamuoyunda duyulmasını sağlamak, haksızlıklarla hukuk yoluyla mücadele etmek. Ne yazık ki sorumluluğumuz da görevimizin ağırlığı da günden güne artıyor” ifadelerini kullandı. 

 

Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) 3 Temmuz Cumartesi günü Petrol İş Sendikası Genel Merkezi’nde gerçekleşecek İkinci Olağan Genel Kurulu ile yönetim kurulu başkanı ve başkan yardımcıları, disiplin ve denetleme kurulu üyelerini seçmeye hazırlanıyor. Aralık 2016’tan bugüne üye sayısını Türkiye çapında artıran SAHİM-SEN amacını özetleyen Genel Başkan Özlem Akarken, “Amacımız sağlık emekçilerinin uğradıkları mağduriyetleri gidermek, kamuoyunda seslerinin duyulmasını sağlamak, haksızlıklarla hukuk yoluyla mücadele etmek” ifadelerini kullandı. 

“KADIN AĞIRLIKLI ADAYLARLA, YARINA UMUT OLACAĞIZ ” 

Haksızlıklarla mücadele ederken, haksızlığa yer vermemenin önemini vurgulayan SAHİM-SEN Genel Başkanı Özlem Akarken, “Kadın ağırlıklı adaylarımızla ve tamamen şeffaf, gerçekleşecek seçimlerimizle Türkiye’nin en demokratik sendikası olmaya adayız. Türkiye çapında bine yakın üyemizle sağlıkçıların sesini her geçen gün daha gür duyulmasını sağlıyoruz. Hukuksuzluklarla olan mücadelemiz kurulduğumuz günden beri sürüyor. Ne yazık ki sorumluluğumuz da görevimizin ağırlığı da günden güne artıyor” şeklinde konuştu. 

“ÇALIŞMA ANLAYIŞIMIZIN TEMELİNİ İNSAN OLUŞTURUYOR” 

Sağlık, sosyal hizmet kolunda bağımsız bir sendika olduklarını vurgulayan Özlem Akarken, “Üyelerimizin hak ve çıkarlarının korunmasının yanı sıra meslektaşlarımızı ilgilendiren tüm hukuksuz kararın karşısında durduk. Hukuk yoluyla haksızlıklarla mücadele ettik. Davalara müdahil olduk. Ötesinde sağlıkçıların sesini duyurabilmek, son dönemde giderek artan haksız uygulamaları kararları kamuoyu nezdine taşıyabilmek için çaba sarf ettik. Tüm mecralarda sesimizi duyurmaya çalıştık. Sesimizi, toplumumuza taşıyan basın mensuplarına da bu vesileyle teşekkürü borç biliyoruz. ‘Zaman insan içindir’ anlayışı içinde çalıştığımız ve göreve geldiğim günden bugüne çalışmamızın temeline insanı ve insana dokunan hizmetleri koyduk. Tüm çalışmalarımızı üyelerimizin bilgisine ve onayına sunarak, şeffaf bir sendikacılık örneği gösterdik. Sendikacılığa yeni bir ses, yeni bir oluşum olmayı hedefledik” dedi. 

“SENDİKALAR BAĞIMSIZSA, ÖZGÜRSE, DEMOKRATİKLEŞME VARDIR DİYEBİLİRİZ”

“Sendikaların varlığı, demokrasinin olmazsa olmaz kuralıdır” diyen Akarken, “Sendikalar faaliyetler etkinse, özgürse ve bağımsızsa o toplumda demokratikleşme var demektir. Ülkemizde sendikacılığın tarihi çok eski değildir. En eski ve en köklü sendikalarımız bile toplumsal yaşamımız içinde çok genç sayılmaktadır. Temelinde ‘Önce insan, önce hak’ anlayışına sahip olan sendikamız ileriye dönük olarak daha güçlü, yaygın bir teşkilat yapısı daha güçlü bir yapıya kavuşma hedefini vizyon edinmiştir. Bu vizyon doğrultusunda sesimizi daha yükseğe ve daha çok kesime ulaştırmak amacıyla basın yayın faaliyetlerini genişlettik. Siyasetle ilişiğimizin olmamasıyla beraber tekliflerimizi, taleplerimizi Milletvekillerimiz ile yaptığımız ikili görüşmeler ile bürokratik süreci hızlandırmak amacını güderek meclis çatısı altında meclis kürsüsünden yapılan konuşmalar ve verilen soru önergeleriyle sesimiz olması sağladık. Engelliler Komisyon Başkanı Ayşe Sarı Başkanımızın ENGELLİ HAKLARI REHBERİ başvuru kitabı oldu ve birçok sivil toplum kuruluşunun ve üniversite ders konularında rehber olarak tavsiye edildi” diye konuştu. 

SON DÖNEMDE NELER YAPTIK? 

SAHİM-SEN olarak son dönemde üstlendikleri konuları sıralayan Özlem Akarken, “Diğer STK’larla organize olunup ayrımcı kararların iptal edilmesinde farkındalık yaratıldı. Engelli çocuğu olan çalışanlara verilen 10 günlük mazeret izni yasa taslağındaki 16 yaş sınırının kaldırılmasını ve kanun maddesinin Devlet Memurları Kanununa ve TSK Personel Kanununa eş zamanlı işlenmesini ve sonrasında da İş Kanunu dâhil tüm personel mevzuatına geçirilmesini sağlandı. 11-15 Mart 2019 Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Komitesi Türkiye Toplantısı’na katılarak, engellilerin yaşadığı hak ihlalleriyle mücadele için Engellilerin Ulaşım Hakları platformunun kuruluşuna öncülük edildi. Yine pandemi ve Elazığ Depremi nedeniyle EKPSS Başvurusu yapamayanlar için ek başvuru açılmasını sağlandı. Sağlık personelinin yakınlarının aşı olması konusunda farkındalık yaratılarak sağlık çalışanlarının eşlerine randevu açılmasına katkıda bulunuldu. Engelli Çocuk Hakları Ağı (EÇHA) ve Eğitimde Eşit Haklar Platformu, Türkiye Engelliler Meclisi İstanbul, Eskişehir, Zonguldak İl Engelliler Meclisi destekçisi olarak Engelli Komisyonumuz başta olmak üzere diğer komisyonlarımız olağan genel kurul sonrası çalışmalarına devam edecek. Üyelerimizden aldığımız güçle SAHİM-SEN ailesinin her üyesinin haklarını korumak adına sendikal faaliyetleri ile üyelerinin davaları güçlü bir hukuk servisiyle yürütülmek için açtığımız davaların önemli bir bölümü olumlu sonuçlandı, açtığımız 124 dava ise devam ediyorÜyemize verilmeyen promosyon ödemesi, Üyemize ödenmeyen icap nöbet parası, Üyemizin intibak işlemleri, Üyemizin disiplin cezasının iptali, Üyemizin görevlendirilmesinin iptali, Üyemizin derece kademe düzenlemesi, Üyemizin kadro tahsisi gibi açılan davalar lehte sonuçlandı. Halen devam etmekte olan unvan davalarının bir kısmı da kesin kararlarla lehimize sonuç verdi. Vermeye devam ediyor. Ayrıca önem verdiğimiz, 669 sayılı KHK ile Sağlık Bakanlığına devir edilen astsubay ve sivil memurların unvan davaları devam etmekte ayrıca yine 669 sayılı KHK ile Sağlık Bakanlığına devir edilen subay, astsubay, sivil memurların lojman hakları ile açtığımız davaların birinci derece idare mahkemelerinde devam eden davalarımız var aynı zamanda olumlu aldığımız kararlar bölge idare mahkemelerinde iki dava dışında aleyhte sonuçlanmış aleyhte sonuçlanan davalardan biri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine iki tanesi başkanlar kuruluna iletilmiştir. Son sözü yüce yargı söyleyecek ancak bizlerin haksızlıklarla mücadelesi bitmeyecektir” diyerek sözlerini sonlandırdı. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Dikkat! Bu faktörler Riski Artırıyor!

Cilt lekeleri, güneş etkisinin artış gösterdiği yaz aylarında belirgin hale geldiğinden, özellikle bireylerde kozmetik açıdan belirgin sorunlar ortaya çıkabiliyor. Cildin güneşin zararlı ışınlarına maruz kalması pigmentasyon sorununa ve cildin yaşlanmasına neden olabiliyor. Acıbadem Ankara Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Bahar Öznur, bu durumun açık havada olabileceği gibi, seyahat anında araç içinde bile oluşabileceğini aktararak yapılması gerekenler hakkında bilgi veriyor.

Rüzgârlı havada güneşlenmenin leke riskini daha da arttırabileceğine dikkat çeken Dr. Bahar Öznur, şunları söylüyor: “Güneşe bağlı lekelerin azaltılabilmesi için koruma çok önemli. Güneşle temas mümkün olduğu kadar azaltılmalı ve bunun için yaz kış en az 30 koruma faktörü içeren güneş koruyucu krem ve spreyler kullanılmalı. UVA-UVB ışınlarına karşı geniş spektrumlu yüksek güneş koruma sağlayan kremler cildi güneş yanıkları ve güneş hasarından korur ve leke riskini azaltır. Ayrıca bu kremlerde bulunan bazı antioksidan içeren maddeler cildin erken yaşlanmasını önlemektedir.”

Güneşin doğrudan cilde temasının engellenmesinin önemini vurgulayarak şapka kullanımına dikkat çeken Dermatoloji Uzmanı Dr. Bahar Öznur “Mutlaka şapka gözlük ve koruyucu kıyafetler giyilmeli. Lekeler her ne kadar kozmetik bir sorun olsalar da yoğun güneş ışını temasının deri kanserinin sıklığını da arttırdığı bilinmeli” diyerek dikkat edilmesi gereken diğer unsurları şu şekilde sıralıyor:

Güneş lekelerinin birçok nedeni var

Ailesel faktörler, hormonal ilaçlar, hamilelik ve bazı kimyasal maddeler de leke gelişimini arttıran diğer nedenledir. Özellikle gebeliklerde artan östrojen hormonu lekeyi uyardığından yaz gebelerinde lekelenme daha fazla görülür. Bu yüzden hamilelik döneminde uzun süre güneşlenmekten kaçınılması gerekir.

Kişisel bakım uygulamaları bahara bırakılmalı 

Yaz aylarında yaptırılan ağda, lazer epilasyon, kimyasal peeling, fraksiyonel lazer gibi işlemler leke riskini artabiliyor. Bu yüzden bu tarz uygulamaların mutlaka sonbahar aylarına ertelenmesi gerekir. Vücuda uygulanan bazı ürünler, örneğin parfüm ve kolonya direkt leke oluşumu yapabilecek kimyasallar içerdiğinden yaz aylarında güneşli alanda kullanılmamalı. Alkollü ıslak mendiller de bu riski arttırabileceği için dikkat etmek gerekir.

Kullanılan ilaçlara dikkat!

Bazı ilaçların cilt lekelerini arttırdığı bilinmektedir. Doğum kontrol hapları, romatizmal ilaçlar, bazı kalp ilaçları ve antibiyotikler, sivilce tedavisinde kullanılan ilaçlar da güneşe duyarlılığı artarak lekelerin gelişimini uyarmaktadır. Bunların yanı sıra yanlış kozmetik ürünlerin kullanımı da ciddi lekelenmeye neden olabilmektedir. Bu tarz ilaçları kullanan bireylerin ilaçlar konusunda bilgilendirilmesi ve güneşlenmekten kaçınması önemlidir. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sur Yapı Marka AVM’de aşı uygulaması başladı

Sağlık Bakanlığı aracılığıyla Bursa’nın en çok ziyaretçi alan AVM’lerinin başında gelen Sur Yapı Marka AVM’ye koronavirüs aşı alanı kuruldu. Aşı hakkı tanınan tüm ziyaretçilere açık olan ve randevusuz aşı olma olanağı sağlayan uygulama ile alışverişe gelen ziyaretçiler için AVM içinde aralıklı anonslar yapılıyor. Sur Yapı Marka AVM’nin 2. katında uygulanan Sinovac veya Biontech aşıları kişilerin tercihine bırakılıyor. Aşı olan AVM ziyaretçileri alışveriş keyfine güven içinde devam ediyor.

Türkiye’nin en seçkin markalarını Bursalılarla buluşturan ve en fazla ziyaretçi alan AVM’ler arasında ilk sıralarda yer alan Sur Yapı Marka AVM, Koronavirüs ile mücadelede Sağlık Bakanlığı öncülüğünde toplum sağlığı için seferber oluyor. AVM bünyesinde oluşturulan aşı alanında alışverişe gelen ziyaretçiler için aşı olmaları yönünde aralıklı anonslar yapılıyor.

Tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs ile mücadelede aldığı tedbirlerle örnek uygulamalara imza atan Sur Yapı Marka AVM’nin 2.katında aşı hakkı tanınan tüm ziyaretçiler randevusuz aşı olabiliyor. Sinovac ya da Biontech aşısı olmak isteyenlerin tercihine göre yapılan aşı uygulaması ile Sur Yapı Marka AVM, hızlı aşılamada toplum sağlığına katkıda bulunuyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Ceylan Ertem; ‘’Bana on beş seans terapi önerenler oldu.’’

Büyük Ev Ablukada’nın sevilen solisti Gülinler’in sunduğu Zorlu PSM’nin dijital serisi “Bir Masada Oturduk”,  söz ve müziği kendisine ait olan son teklisi “Sis”i Mayıs ayında dinleyicilerle buluşturan Ceylan Ertem’i ağırladı. Ertem’in müzikal serüveni ve yaşantısına dair samimi açıklamalarda bulunduğu keyifli sohbet şimdi Zorlu PSM YouTube kanalında yayında.

 

Çekimleri sevilen caz kulübü touché’de fiziki mesafe önlemleri ile gerçekleştirilen, Bant Mag.’ın da editöryel ve kreatif olarak dâhil olduğu Zorlu PSM Youtube kanalının dijital serisi “Bir Masada Oturduk” yeni bölümünde güçlü yorumu ve besteci kimliğiyle tanıdığımız Ceylan Ertem’i ağırladı.

 

Yeni bölümünde Gülinler’in konuğu olan Ceylan Ertem, evini paylaştığı hayvan dostlarından, hayallerinden, Beyoğlu’nda her hafta sahne alıp coverlar seslendirdiği yıllara uzanan müzikal serüveninin yanı sıra yaşantısına dair de samimi açıklamalarda bulundu.

 

‘’ Şebnem Ferah ile düet yapmak istiyorum.’’

 

Uzun süredir sektörün içerisinde olan deneyimli sanatçı Ertem, pek çok sanatçı arkadaşıyla düet yapma fırsatı yakalamasının yanında kendisine sorulan “Düet yapmak istediğin bir isim var mı peki, aklında olan?” sorusuna “Şebnem Ferah geliyor aklıma ilk, değişik ve güzel olabileceğini düşünüyorum. Bir şarkı da yazdım aslında yakın zamanda kendisine de göndereceğim, söylemek ister mi diye?” cevabını verdi.

 

 

“Benim hayatımı müziğe olan aşkım  kurtardı.”

 

Uçak fobisi sebebiyle pek çok yurtdışı gezisinin kara yolu aracılığıyla gerçekleştiren deneyimli şarkıcı, “Kara yoluyla Türkiye’den Londra’ya gittim, sonrasında sahneden inmek zorunda kaldım. Benim için çok zor dönemlerdi.” sözleriyle anlattı. 

 

 

 

‘’Kıyıda köşede kalmış demeden içindeki her şeyi dökmek en önemlisi.’’

 

Uzun yıllardır terapiye giden ve doğru terapisti bulmak kaydıyla herkese terapiyi tavsiye ettiğinin de altını çizen Ertem, “Bazıları için durum içinde olan bir fındık kabuğu, atıyor kurtuluyor, tek seansta halledilir denilen farklı terapi yöntemleri için görüşmeye gittiğimde sizin için on beş seans gerekli gibi cümleler duyuyordum. Çok çetrefilli, soğan kabuğu gibi soydukça altından başka bir şey çıkıyor. Beni müziğe olan aşkımın yanında arkadaşlarım da kurtardı diyebilirim. Onlarla konuşmak ve kıyıda köşede kalmış demeden içindeki her şeyi dökmek en önemlisi bence.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Heavy Metal Müziğin Devi Pentagram Park’ta Rock Sahnesini Sallayacak!

Şehrin rakipsiz eğlence merkezi KüçükÇiftlik Park’ta müziğin sesini yükseltmeye devam ediyoruz! 100 Music Sunar: Park’ta Rock konser serisinde bu kez sahne sırası 31 Temmuz Cumartesi akşamı heavy metal müziğin devi Pentagram’da!

 

Heavy metal müziğin en önemli gruplarından Pentagram (Mezarkabul),  31 Temmuz’da KüçükÇiftlik Park’ta sahne alacak. 100 Music Sunar: Park’ta Rock serisi kapsamında bu kez de metal fırtınası esecek ve rock müzik severler açık havada yüzdeyüz müziğin keyfini yaşayacak. Epifoni ve URU ortak organizasyonuyla düzenlenen konserde sahneye Cenk Ünnü, Gökalp Ergen, Hakan Utangaç, Metin Türkcan, Murat İlkan, Ogün Sanlısoy ve Tarkan Gözübüyük ile çıkacak olan Pentagram'ın yıllara meydan okuyan performansı ile KüçükÇiftlik Park’tan yükselen sesler tüm şehri saracak.

 

KüçükÇiftlik Park 1,5 Yıllık Aradan Sonra Müzik Sektörüne Yeniden Kapılarını Açtı!

KüçükÇiftlik Park, yıllardır birlikte yürüdüğü ve pandemi yasakları sebebiyle yaklaşık iki yıldır etkinlik yapamayan müzik organizatörleri ile  kötü günleri geride bırakmak adına kolları sıvadı. Sektöre yeniden kapılarını açan KüçükÇiftlik Park,  farklı iş birlikleriyle tüm dostlarına imkan ve mekan sağlayıp müzik severleri keyifli konserlerde buluşturarak sektörün yeniden canlanmasına katkıda bulunacak. 

 

Normal şartlarda ayakta 17 bin kişiyi ağırlayabilen KüçükÇiftlik Park, rock müziği tutkunlarını pandemi şartlarına uygun olarak 1000 kişilik sınırlı sayıda oturmalı düzeni ile ağırlayacak. 100 Music Sunar: Park’ta Rock konser serisi Ekim ayına kadar en sevilen rock müzisyenleriyle sürecek.

 

100 Music Sunar: Park’ta Rock konser serisinin yeni isimleri önümüzdeki günlerde açıklanmaya devam edecek. 

 

Biletler Biletix’te!

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sezen Erol’un Yeni Teklisiyle “Uyan”maya çağırıyor

 yeniden dönüş yapan ve kendi deyimiyle “Pandemi sürecinin en sevdiğim meyvelerinden biri” ifadesini kullanan Sezen Erol’un yeni teklisi “Uyan” tüm dijital müzik platformlarında yayınlandı.

 

Kariyerinin ilk yıllarında severek yaptığı müziğe ara veren fakat yogayla tanışmasının hemen ardından sahip olduğu gerçek yeteneğini yeniden konuşturan Sezen Erol’un yeni teklisi Uyan tüm dijital müzik platformlarında müzikseverlerle buluştu. Geçtiğimiz yıl pandeminin ilk ortaya çıktığı dönemlerde evde fazlaca vakit geçirdiği süre boyunca Türkçe şarkılar yazarak besteleyen ve müziğe olan yatkınlığını değerlendiren Erol’un “Pandemi sürecinin en sevdiğim meyvelerinden biri” diye tanımladığı yeni teklisi Uyan, teknik altyapısıyla da yogadan esintiler taşıyor. Erol’un eğitmenlik yapıp kendini adadığı yogadan ilham alarak sözlerini yazdığı yeni teklisi Uyan, müzikseverler tarafından beğeniyle karşılandı.

 

Yoganın Pozitif Enerjisi Sezen Erol’un Yeni Teklisi “Uyan”da

 

Yoga eğitmenliğini bıraktığı yıllarda akıl hocası Çetin Çetintaş’ın yönlendirmesiyle sahip olduğu gerçek yeteneğin şarkı söylemek olduğunun yeniden farkına varan Sezen Erol, tüm çalışmalarını uzun yıllar önce yaptığı bestelerin icrasıyla devam ettirirken Uyan’ı çıkardı. Sözlerini yazarken pandeminin kendini yeniden keşfetme olgusundan faydalanan Erol, yeni teklisi Uyan ile yoganın fark yaratan aurasını birleştirdi. Gerçeği aramak, güneşi selamlamak, derim bir nefes, yolda olmak, uyanmak, kalbini açmak, kendin olmak, aydınlanmak ve engellerden arınmak kelimeleriyle yogadaki akışı, enerji ve konsantrasyon çalışmalarını buluşturan Erol, ses enerjisinin insan zihnine olan tinsel etkisini de ortaya çıkardı.

Sezen Erol’un “Heyecanla ve mutlulukla işledim şarkının her bir sözünü ve bestesini” dediği yeni teklisi Uyan’ın sözü ve bestesi kendisine ait. Aranjesini Volkan Konuk’un üstlendiği teklinin bas gitarında Salih Yeniev, solosunda ise Cem Sarıoğlu’nun imzası yer alıyor.  

Sezen Erol’un yeni teklisi Uyan, tüm dijital müzik platformlarından dinlenebilir.  

Künye

Artist: Sezen Erol 

Söz/Beste: Sezen Erol 

Aranje: Volkan Konuk 

Elektro gitar: Cem Sarıoğlu 

Bas gitar: Salih Yeniev 

Davul: Alper Celbiş 

Ayrıca Teşekkür: Gizay Büyükdoğanay

Fotoğraf: Cihan Mert Karayazı

 

Şarkı Sözleri

Artık bitti kendimden kaçmıyorum. 

Uyandım rüyadan, 

gerçeği arıyorum. 

 

Erken kalktım, güneşi selamladım 

şükrettim içimden, 

derin bir nefes aldım 

 

İi yaaahaaa 

İi yaaaheee 

 

Gidiyorum hiç araç yok 

Rotam yok 

Yoldayım 

 

Sen de uyan 

Aç kalbini uyan 

Kendin olmaya 

ihtiyacın var  

 

————oooo————— 

 

Aydınlandım geçmişimle barıştım. 

Zihnimle savaştım, 

engellerden arındım. 

 

Tüm deneyimleri 

doldurdum sırt çantama. 

Bunlar yeter bana. 

Karmamda ne kaldıysa. 

 

İi yaaahaaa 

İi yaaaheee 

 

Sen de uyan 

Aç kalbini uyan 

Kendin olmaya 

ihtiyacın var 

 

Sezen Erol Hakkında

Konya’da doğan Sezen Erol, çocukluk yıllarını Kuşadası’nda geçirdi, ilkokulu ve liseyi burada okudu. Daha sonrasında Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde Fransız Dili ve Edebiyatı’nı kazandı. Okuduğu bölümdeki gençlerin oluşturduğu rock grubunda solistlik yaparak müziğe ilk adımını attı. Gündüz okula devam eden Erol, akşamları Alin’s Kafe’de, bahar şenliklerinde, otellerde ve çeşitli organizasyonlarda sahne aldı. Üniversiteyi bıraktıktan sonra beş yıl süren müzik hayatına en son Kuşadası Hayal Kahvesi’nde “Patron” isimli grubun solistliğini yaparak devam etti daha sonra müzik hayatını sonlandırdı. Meslek arayışına başladıktan sonra bir kitapçıda işe girdi, yaklaşık bir yıl geçmeden ayrıldı. Daha sonra Borajet’te yaklaşık bir yıl hosteslik yaptıktan sonra aradığı mesleğin o olmadığına karar verdi ve 2017’de ilk yoga eğitmenliğini aldı. Özel dersler verip kendini yoga hayatına adadı. 2019’da YogaKioo’da uzmanlık eğitimini tamamladıktan sonra eğitmenlik mesleğini bir kenara bıraktı ve akıl hocası Çetin Çetintaş’a danışarak aradığı mesleğin zaten sahip olduğu yetenek olan şarkı söylemek olduğunun farkına vardı. Şimdi ise tüm çalışmalarını daha önceki yaptığı bestelerini icra etme üzerine gerçekleştiriyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı