Yeşili mavi ile buluşturan, kendine hayran bırakan doğası, tarihi kaleleri, evleri, şelaleleri ve yemeklerinin yanı sıra geniş kültürel çeşitliliği ve zengin gastronomi mutfağı ile ülkemizin her geçen gün daha da yükselen değerlerinden olan Rize'de 1-3 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşmekte olan GastroRize, ilk gününü geride bıraktı. 

Gastronomi dünyasının önemli isimlerini buluşturan festivalde lokal lezzetlerin ve gastronomi şölenlerinin yanı sıra Rize’nin biyo-çeşitliliği, çayı ve tarımı, yerel pazarları, tarihi Rize evleri ve lokal dokusu muhafaza edilen Rize mimarisi, geleneksel lokantaları, çiftçileri, balıkçıları, tarihi özellikleri ve hasat zamanı faaliyetleri de yer buluyor. 

Dünyanın en önemli çayları arasında yer alan Rize Çayı’nın üretim aşamalarının ziyaretçilerle buluşturulmasıyla başlayan etkinlik, Çeçeva’da gerçekleştirilen çay hasadı deneyimi ile devam etti. Rize’nin büyüleyici doğal güzellikleri ve yerel lezzetlerinin eşliğinde süren programda geleneksel Rize balıkçılığı ve dağ manzarası eşliğinde çay sohbeti yer buldu.

“KARADENİZ ÜLKELERİNDEN RİZE’YE TURİZM AKIŞI SAĞLAYACAĞIZ”

Rize’nin Türkiye’ye kattığı hem kültürel hem ekonomik değeri daha da ileri taşımak adına bu yıl ilk defa GastroRize Günleri’nin gerçekleştirilmekte oluğunu ifade eden Rize Belediye Başkanı Rahmi Metin, gelecek yıllarda etkinliğin kapsamının genişletilerek uluslararası bir festival haline getirilmesinin amaçlandığını belirtti ve ekledi: "Oldukça zengin olan yerel damak kültürümüzün gerek tadıyla gerekse sunumuyla dünya gastronomisi açısından büyük öneme sahip olduğu kanaatindeyiz.  Biliyoruz ki; bundan sonraki süreçte hepinizin desteği ile şehrimizi tüm dünyadan daha fazla insanla buluşturacağız, turistik ve ekonomik değerini daha üst seviyelere taşıyacağız. Özellikle Karadeniz ülkelerinden Rize'ye turizm akışının sağlanmasında GastroRize'nin büyük katkısı olacağını düşünüyoruz".

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Hannover Fairs Turkey tarafından, Connection Days platformu kapsamında düzenlenen Decor& Design Conference’ta, mimari, dekorasyon ve tasarım alanında geleceğin trendleri ele alındı. Dijitalleşme, küresel salgınında etkisiyle tasarımda da kendini gösterirken, sürdürülebilirlik kavramı da tasarımın önemli unsurlarından biri haline gelmiş durumda.

 

 

Alman fuarcılık şirketi Deutsche Messe AG’nin Türkiye ofisi Hannover Fairs Turkey, “Connection Days” platformu kapsamında sektördeki iletişimi arttırmak amacıyla Haziran 2020’den bu yana hayata geçirdiği etkinliklere, Decor &Design Conference ile bir yenisini daha ekledi. “Geleceğin Tasarım Kodlarını Keşfedin” ana teması altında ve dijital ortamda gerçekleşen Decor& Design Conference’ta, iki gün boyunca alanında uzman mimar ve tasarımcıların gelecek öngörülerini içeren oturum ve paneller düzenlendi.

 

Tasarımda artık sadece insan değil, çevre ve sosyal etki de odağa konuluyor

Konferansın açılış oturumunda konuşma yapan Arçelik Tasarım Direktörü Serdal Korkut Avcı, tasarımda mevcut yaklaşımın sadece insan odağından çıkıp, artık çevre ve sosyal etkininde odağa konulması gerektiğini vurguladı. Avcı, konuşmasında, “Sanayi devriminden bu yana üretim pek çok aşamadan geçti. Günümüzde altıncı endüstriyel dalgadan, bio-ekonomiden bahsediyoruz. Bu da çevre ve çevre duyarlılığını kapsıyor. Artık ürün tasarımlarımızı yaparken öncelikli olarakdünyayı düşünüyoruz. Bu nedenle de tasarımlarımızda geri dönüşümlü ürünler kullanmak, kaynaklarımızı verimli değerlendirmek yönünde planlamalar yapılıyor. ‘Dünya için iyi olan, insan için de iyidir’ yaklaşımıyla ürünleri tasarlamak önceliğimiz haline geldi” dedi.

 

Sürdürülebilirlik İnşaat Sektöründe Moda Haline Geliyor

“Yeşil Binalar ve Sürdürülebilir Tasarım” konulu panelde ise sürdürülebilirlik kavramının inşaat sektörüne yansımaları, uzman isimler tarafından ele alındı. Panel konuşmacıları, çevre ve sürdürülebilirlik kavramlarının geçtiğimiz 10 yıl içinde hayatlarımızda daha fazla yer etmesiyle birlikte, inşaat sektörünün de bu kavramlardan etkilendiğine dikkat çekerken, sürdürülebilirliğin inşaat sektörüne yansımasını hızlandırmak için sektör oyuncularının ve özellikle tasarımcıların bu konuyu moda haline getirmesinin önemini vurguladılar. Ayrıca, sürdürülebilirliğin pek çok unsurun yanında binaları farklılaştıran bir özellik olarak ele alınıp planlamaların ve tasarımların buna göre yapılması yönünde görüşlerini paylaştılar.

 

Geleceğin Mağazalarında Alışveriş Yapılmayacak, Deneyim Ön Planda Olacak!

“2022-2023 Ev Tekstili Trendleri”nin de ele alındığı konferansta, ARKİTERA tarafından organize edilen “Görsel Mağazacılık ve Tasarım” panelinde alanında uzman isimlerce, mağazacılık ve değişen tasarım anlayışları ele alındı. Panelde öne çıkan konular şöyle oldu: “Dijitalleşen dünya ve pandemi, tüketicilerin online alışveriş tercihlerinde artışa sebep oldu. Dünya genelinde alışveriş şekillerini etkileyen makro trendler oluştu. Bunları teknoloji, deneyim, well-being (esenlik)ve sosyalleşme olarak sıralayabiliriz. Bu trendler daha bugünden mağazalarda bir değişimi tetikledi. Geleceğin mağaza tasarımlarında öne çıkacak unsurlar; online entegrasyon, deneyim ve keşfi ortaya koyacak yan unsurlar ve tasarımda özgünlük olacak. Tüketiciler mağazaya girdiklerinde aldıkları ürünü deneyimleyebilecekleri, eğlenebilecekleri ve sosyalleşebilecekleri bir ortam bulmak isteyecekler. Pop-up mağaza tarzı ön plana çıkacak; bu mağazalarda alışveriş yapılmayacak, mağaza tasarımları da bunu destekleyecek şekilde deneyim odaklı olarak yapılacak.”

 

10 sene içerisinde halı tasarımları sadeleşecek, dijital unsurlar halı motiflerine yansıyacak

Yapı Dergisi özel panelinde “Küresel Salgın Ortamında Konut Mimarisine Yeniden Bakış” ve Home Art özel oturumunda ise “Tasarımda İleri Dönüşüm” konuları ele alınırken, “Halıda Tasarımın Geleceği” konulu panelde halının geçmişten günümüze ve geleceğe uzanan yolculuğu, panelistlerin keyifli sohbetleriyle ele alındı. Panelde söz alan konuşmacılar, bilinen ilk halıdan itibaren halıda kullanılan malzemelerden, tasarımına ve desenlerine kadar her şeyi içinde bulunulan dönemin sosyal ve kültürel yapısının etki ettiğine dikkat çekerken, yakın bir gelecekte bugünün dijital dünyasını sembolize eden halı tasarımları görebileceğimizi belirttiler. Panelistlerin konuşmalarından öne çıkanlar ise şöyle oldu: “Bugün, dünyadaki dijitalleşme sürecinin etkilerini halıda da görmek mümkün. Online alışveriş, halı tercihlerinde de etkisini gösteriyor; tüketiciler daha uygun fiyata beğendikleri tasarımların halıya uygulanmasını talep ediyorlar. Bu da, halıların elle dokunan bir zemin üzerine dijital baskıyla tasarımın eklenmesi gibi bir trend başlamasına sebep oldu. Önümüzdeki 10 sene içerisinde halı tasarımlarının sadeleşeceği öngörülüyor. Özellikle pandemi ile birlikte insanlar, içinde daha fazla zaman geçirdiği evlerini sadeleştirmeye başladılar; bunun halı tasarımlarını da etkilemesi bekleniyor.”

 

Sanal gerçeklik yazılımları sayesinde geleceğin tasarımları oluşturuluyor

“Endüstriyel Tasarım ve Geleceği” panelind eise eskiden teknoloji odaklı çalışmalar yapılırken, günümüzde tüketicinin odağa alındığı vurgulandı. Panelistler, tasarımın öneminin, kullanıcının ihtiyacını ne kadar karşıladığıyla ilgili olduğu konusunda görüşlerini paylaştı. Tüketici farkındalığının ve beklentilerinin çok arttığı, teknolojiyle endüstriyel tasarımın bir araya geldiği bir alan yarattığına değinen panelistler, artık fikirleri fiziksel bir modele dönüştürmek için, yatırımcılardan ziyade teknolojiye ihtiyaç olduğunu belirttiler. “Deneyimi tasarlamak” kavramı artık müşteri beklentisinin ölçülmesini kolaylaştırıyor; daha ürün çıkmadan, deneyimin sunulabildiği bir dönem yaşanıyor. Sanal gerçeklik yazılımları sayesinde beklentiyi ölçme, doğru hedefle pazara çıkmak geleceğin tasarımlarını oluşturuyor.

 

Salgının Etkisiyle Metropolden Kırsal Alana Geçiş Başladı

“Küresel Salgın Ortamında Konut Mimarisine Yeniden Bakış” oturumunda ise, pandemiyle beraber daha da evlerimize kapandığımız bu dönemde, “ev”lerin kullanım potansiyellerinin yeniden gözden geçirildiği gündeme getirildi. Kentsel mekanlar, ortakçıl kullanılabilen mekanlara dönüşürken, metropolden kırsal alana doğru, yepyeni yerleşim modelleri ve yaşam alışkanlıklarının ortaya çıkması bekleniyor. “Yerce Dönüşüm” oturumunda da irdelendiği üzere, tasarımcıların, dönüşümün yer kavramıyla ilgili çok yakın ilişkileri olduğundan hareketle, coğrafi konum tasarım için belirleyici bir unsur olarak öne çıkıyor.

“Tasarımda İleri Dönüşüm” paneli, ileri dönüşüm süreçlerinin tasarım unsurlarına yansımalarının örneklenmesi açısından katılımcılar tarafından ilgiyle takip edildi. İleri dönüşüm, tasarıma bir seviye atlatmak ve yeni bir amaca hizmet etmesini sağlamak, ömrü dolmuş materyalleri ham maddeye dönüştürüp tekrar kullanıma açmaktan oluşuyor. Burada tasarımcıya düşen rol, ortaya çıkaracağı yeni ürünlerin işlevsel olup olmayacağını analiz etmesi olarak öne çıkıyor.

Kapanış konuşmasını Adnan Serbest’in yaptığı ve sürdürülebilir tasarım manifestosunu izleyicilerle paylaştığı Decor & Design Conference, iki gün boyunca 1.358 izleyici tarafından izlendi. Ado Floor, Skyland HOM ve Kütahya Porselen sponsorluğunda gerçekleştirilen ve etkinliğin sosyal medya hesaplarından da eşzamanlı olarak yayınlanan konferans toplamda 3.104 izleyiciye ulaştı. Konferansı Almanya başta olmak üzere, Çin, İtalya, Macaristan, Japonya, İran, İspanya, Hollanda ve İngiltere’den mimar, iç mimar ve tasarımcıların yanı sıra farklı sektörlerden işletme ve firma sahipleri ve mühendisler de takip ettiler.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İş hayatında kadınların varlığını artırmanın ve konumunu iyileştirmenin ekonomik ve sosyal göstergelerde yaratacağı etkiye odaklanan Sürdürülebilirlik Akademisi, geleceği kadınlarla birlikte ve eşitlik ile inşa etmek için Women I Future webinar serisini başlatıyor. Serinin ilk buluşması, 8 Temmuz’da Hepsiburada’nın sponsorluğunda gerçekleşecek.

 

İş hayatında kadınların varlığını artırmanın ve konumunu iyileştirmenin verimliliğe olan katkısı ve kadınların güçlenmesinin ekonomik göstergelerde yaratacağı olumlu ilerleme, kurumlarda daha çok kabul görmeye başladı. Kadının ekonomik alanda güçlenmesine ilişkin iyi uygulama örnekleri giderek artmaya başlamış olsa da etkiyi büyütmek için daha çok çalışılması gerekiyor. 

Diğer yandan kadınların, hızla büyüyen teknolojik ve dijital dünyada fırsatlardan yararlanmasını sağlamak kadar, teknoloji ve otomasyonun yarattığı zorluklar karşısında güçlendirilmesi de önem taşıyor.

Geleceği kadınlarla birlikte ve eşitlik içinde inşa etmek gereğine inanan Sürdürülebilirlik Akademisi, bu alanda harekete geçerek öncü çalışmalara imza atmış markalarla birlikte Women I Future webinar serisini başlatıyor. 

Serinin ilk buluşması, Türkiye ve bölgesinin lider e-ticaret platformu Hepsiburada’nın sponsorluğunda, 8 Temmuz Perşembe günü 14.00-15.30 saatleri arasında çevrimiçi etkinlik olarak gerçekleşecek. Gazeteci – yazar Şelale Kadak’ın moderatörlüğünde yapılacak ilk oturuma, Hepsiburada Ticari Grup Başkanı Mutlu Erturan konuk olacak; Teknoloji ve Dijital Dönüşümde Kadınının Güçlendirilmesi konusundaki görüşlerini açıklayarak, Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü programı kapsamında şirket olarak yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi verecek. 

Webinarda ayrıca Schneider Electric İnsan Kaynaklarından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Berna Galipoğlu, KAGİDER Başkan Yardımcısı Tijen Mergen, Egon Zehnder Yönetici Ortağı Murat Yeşildere, Related Digital CEO’su Sedat Kılıç, Anadolu Efes Kurumsal İletişim ve İlişkiler Direktörü Selda Susal ve Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Deniz Aksoy da görüşleriyle yer alacak. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin en büyük ıslak mendil üreticisi Sapro, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) her yıl verdiği Sürdürülebilirlik Ödülleri’nde bronz madalyaya layık görülerek büyük bir başarıya imza attı. Türkiye’de ilk kez doğada çözünen ıslak mendiller üretmek için yola çıkan Sapro, ilk üretimini bu yılın sonunda yapmayı hedefliyor. 

 

 

Türkiye’nin private label alanında 40’ını domine eden ve ürünlerini 70’den fazla ülkeye ihraç eden Sapro, geliştirdiği yenilikçi projesiyle önemli bir ödül kazandı. Sürdürülebilir çevre dostu ürünler geliştirmek adına büyük bir yatırıma imza atan Sapro, bu hedefiyle Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) her yıl verdiği Sürdürülebilirlik Ödülleri’nin “Çevre ve Sosyal İnovasyon” dalında bronz madalya aldı. 

Özel markalı ıslak mendil üretiminde Avrupa’nın 4. büyük şirketi olan Sapro, sürdürülebilir çevre dostu ürünler için büyük bir adım atarak Kasım 2020’de biyoçözünür ıslak mendil üretimine yönelik EBRD ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın (TSKB) ortak girişimiyle 21 Milyon Euro’luk yatırım kredisi aldı. Bu kredi ile biyolojik olarak parçalanabilir, doğa dostu, sürdürülebilirliğe destek veren ıslak mendillerin üretimi için gerekli olan son teknolojili makinelerin kurulumlarına başlandı ve Türkiye’nin ilk doğayla dost ıslak mendilinin bu yılın sonunda tüketicilere ulaşması bekleniyor. 

 

“Hedefimiz geleceğe temiz bir dünya bırakmak”

 

Sapro Yönetim Kurulu Başkanı Ceyhun Zincirkıran, bu ödülü almaktan büyük bir memnuniyet duyduklarını belirtti. Dünyanın özellikle pandemiyle birlikte artık çevreyle dost ürünlere daha fazla yöneldiğinin altını çizen Ceyhun Zincirkıran, “Sapro olarak kurulduğumuz günden bu yana hedefimiz, hem tüketicilere en iyi ürünleri sunmak hem de geleceğe daha temiz bir dünya bırakmaktır. Biyoçözünür ıslak mendil ile bu hedefimize ulaşacağız” dedi. 

Islak mendil üretiminde Avrupa Birliği kozmetik üretimi standartlarını uygulayan, Ar-Ge ve üretimde gösterdiği titizlik nedeniyle pandemi sürecinde en çok tercih edilen üreticilerin başında gelen Sapro, biyoçözünür ıslak mendil üretimiyle de Türkiye ıslak mendil pazarında çevreye duyarlı üretim standartlarının yaygınlaşmasına da öncülük etmiş olacaktır.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’de alternatif telekom sektörünün öncü şirketi Millenicom, ‘Arkadaşını Getir’ yarışmasıyla sektörde bir ilke imza attı. Yarışma kapsamında en çok arkadaşını Millenicom abonesi yapan birinciye 10 yıl, ikinciye 5 yıl, üçüncüye ise 3 yıl boyunca bedava internet hediye etti. 

Nisan- Haziran ayları arasında düzenlenen ‘Arkadaşını Getir’ yarışması, kullanıcılardan gördüğü büyük ilgi üzerine 1 Temmuz-1 Eylül arasında da kazandırmaya devam edecek.

SOCAR Türkiye’nin alternatif telekom sektörüne öncülük eden iştiraki Millenicom, fiber hızında ev internetini en uygun fiyata kullanmak isteyenler için kampanyalar ve yarışmalar düzenlemeye devam ediyor. Millenicom’un sektörde bir ilke imza atarak, 10 yıla kadar bedava internet kazanma şansı sunduğu ‘Arkadaşını Getir’ yarışmasını kazananları belli oldu. Millenicom’un avantajlı dünyasına katılmak isteyenler, taahhütlü ve taahhütsüz 16 mbps, 35 mbps ve 100 mbps hızında internet paketlerini kapsayan yarışmaya büyük ilgi gösterdi.  Nisan Haziran ayları arasında en çok arkadaşını Millenicom abonesi yapan birinci 10 yıl, ikinci 5 yıl, üçüncü ise 3 yıl boyunca bedava internet kullanma hakkı kazandı.

KULLANICILARA BÜYÜK MÜJDE: ‘ARKADAŞINI GETİR’ GERİ DÖNÜYOR

Millenicom’un gerçekleştirdiği ‘Arkadaşını Getir’ yarışması, gördüğü büyük ilgi üzerine geri dönüyor. Millenicom’un bol hediyeli yarışması ‘Arkadaşını Getir’, abonelerden gelen yoğun talep üzerine 1 Temmuz-1 Eylül tarihleri arasında yeniden başlayacak. En çok arkadaşını Millenicom abonesi yapan kullanıcılardan birincinin 10, ikincinin 5, üçüncünün ise 3 yıl ücretsiz internet hakkı kazandığı ‘Arkadaşını Getir’,  1 Temmuz-1 Eylül tarihleri arasında da kazandırmaya devam edecek.

‘DAHA UYGUN FİYATLARA FİBER HIZINDA İNTERNET HAKKINI DESTEKLİYORUZ’

Millenicom Genel Müdürü Aybars Karaatmaca, fiber hızında, uygun fiyatlı internet kullanımının yaygınlaşması için cazip kampanyalar düzenlediklerini belirterek şunları söyledi: “Türkiye’de internet kullanıcılarının daha uygun fiyatlara, kaliteli ve hızlı internete erişim hakkını, ödüllü kampanyalarımızla ve ‘müşteri merkezli kusursuz hizmet’ anlayışımızla desteklemeye devam ediyoruz. Bu kapsamda farklı ihtiyaçlara özel yapılandırdığımız paketler sunuyoruz. Fiyat garantisi isteyenlere taahhütlü, dönemsel internet kullanımına ihtiyaç duyan veya öncesinde herhangi bir söz vermeden hizmet kalitemizi deneyimlemek isteyenler için taahhütsüz seçeneklerimiz mevcut. Yarışmamıza yönelik büyük ilgi, sektörde önemli bir ihtiyacı karşıladığımızı bir kez daha gösterdiği için mutluyuz. Mevcut müşterilerimiz ve Millenicom dünyasıyla tanışmak isteyenler için yeni kampanyalar ve yarışmalar düzenleyeceğiz. Millenicom farkıyla internet kullananlar her zaman kazanmaya devam edecekler.”

Yeni kampanyalara ve yarışmalara katılmak isteyenler, duyuruları ve detaylı bilgileri milleni.com.tr adresinden ve @millenicom Instagram hesabından takip edebilecek.

EN AVANTAJLI VE ÖZGÜR İNTERNET DENEYİMİ MILLENICOM’DA

Millenicom, sektördeki 20 yıla yakın tecrübesi ve Türkiye’nin en büyük endüstriyel holdingi SOCAR Türkiye’den aldığı güçle, 300 bin müşterisine kaliteli internet hizmeti sağlıyor. Türkiye’deki tüm internet servisi sağlayıcıları ile aynı altyapıyı kullanarak her ilde hizmet veren Millenicom, sektördeki yerini SOCAR Türkiye’nin yenilikçi vizyonu ile müşteri memnuniyetine, dijitalleşmeye ve ürün çeşitliliğine yaptığı yatırımlarla farklılaştırıyor. Fiber hızında kotasız ev internetini 79,90 TL’den başlayan fiyatlarla, taahhütlü ve taahhütsüz seçeneklerle sunan Millenicom, Superonline ve Türk Telekom altyapısına özel avantajlı paketler de sağlıyor. Müşterileriyle temas ettiği her noktada kusursuz müşteri deneyimini hedefleyen Millenicom; 7/24 hizmet veren çağrı merkezi, WhatsApp destek hattı, pek çok işlemi online yapma kolaylığı ve mobil aplikasyonu ile müşterilerinin internet kullanma deneyimini iyileştiriyor. Millenicom, Şikayetvar’ın düzenlediği, müşteri memnuniyetini ölçen ilk ve tek yarışma A.C.E Awards 2020’de iletişim sektöründe Gold ödülünün de sahibi oldu.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Turizm ve havacılık sektörünün üzerindeki olumsuz pandemi etkilerinin azalmaya başlaması ile uçuş programını hızlı bir şekilde genişleten Corendon Airlines bu kez de base ve destinasyon sayısını artırdığını açıkladı.

Pandeminin etkilerinin Avrupa üzerinde azalmaya başlaması ile artan seyahat taleplerine hızlı adapte olarak operasyonlarına başlayan Corendon Airlines, geçtiğimiz haftalarda ülkelerin uyguladığı seyahat kuralları doğrultusunda yoğun bir program sunduğunu açıklamıştı. Geçtiğimiz hafta Düsseldorf’a uçak konumlandıran havayolu, sezon boyu uçak konumlandıracağı 15  base’ini İzmir, Kayseri, Antalya, Bodrum, Ankara, Brüksel, Basel, Düsseldorf, Köln, Münster, Hannover, Nürnberg, Girit, Rodos ve Hurghada olarak açıkladı.

Ankara, Basel ve Düsseldorf gibi önemli ve yoğun havalimanlarına bu sezon ilk kez uçak konumlandıracak olan Corendon Airlines, bu base çeşitliliği sayesinde yolcularına cazip uçuş saatleri ve farklı ürünler sunma stratejisine gidiyor.

“Avrupa’dan Türkiye’ye etnik uçuşlara odaklandık”

Corendon Airlines CEO’su Yıldıray Karaer, yeni uçuş programlarının yoğunluğunu şu sözlerle anlattı:  

“Pandemi süresince hem operasyonel, hem ticari olarak bu döneme çok hazırlandık. Havalimanları ile bu süre boyunca sıkı diyaloglar kurarak ve yolcularımızın seyahat trendlerini yakından takip ederek, uçuş programımızı, base sayımızı ve destinasyonlarımızı çok geniş tuttuk. Özellikle bizim için yeni bir ticari alan olan Avrupa’dan Türkiye’ye etnik uçuşlara odaklandık. Yeni sezonda Avrupa’dan Türkiye’deki 15 havalimanına; Antalya, İzmir, Adana, Kayseri, Eskişehir, Bodrum, Diyarbakır, Dalaman, Balıkesir, Ankara, Gaziantep, Konya, Zonguldak, Samsun ve Trabzon’a sunduğumuz direkt uçuşların her biri ayrı ilgi gördü ve kısa sürede elde ettiğimiz doluluk oranları bizi uçuş frekanslarımızı ve sezonumuzu uzatma kararı aldıracak kadar memnun edici seviyeye geldi.”

Etnik uçuşların yanı sıra 2005 yılından beri yürüttükleri turistik uçuşlarda da bu sezon atağa geçtiklerinden bahseden Karaer, “Avrupa Bayraklı diğer iki havayolumuz ile de desteklediğimiz Avrupa içi uçuşlarda da programımızı ve destinasyon çeşitliliğimizi artırıyoruz. Türkiye her zaman sunduğumuz ana tatil destinasyonumuz ama Almanya, Hollanda, Belçika, Polonya gibi Avrupa ülkelerinden Yunanistan’da Girit, Rodos, Kos; İspanya’da Palma de Mallorca, Ibiza, Gran Canaria, Fuerteventura, Tenerife, Lanzarote ve İtalya’da Olbia, Lamezia Terme, Catania gibi Avrupalı turistlerin en çok tercih ettiği destinasyonlarda diğer uluslararası rakip havayolları ile birlikte Corendon Airlines olarak da yer alıyoruz.” şeklinde konuştu.

Corendon Airlines biletleri; corendonairlines.com adresinden, online satış portallarından veya yetkili seyahat acentelerinizden temin edinilebiliyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’deki en yüksek yumuşak şeker üretim kapasitesine sahip Kervan Gıda, halka arz sonrası ilk yurt dışı satın alım hamlesini tamamladı. Kurum KAP’a yaptığı açıklamada, Polonya’nın önde gelen yumuşak şeker üreticilerinden ZPC Otmuchów ve iştiraki PWC Odra’nın hisselerini satın aldığını duyurdu. 

85 ülkeye ihracat yapan yumuşak şeker üreticisi Kervan Gıda, halka arz sonrası açıkladığı global büyüme hedefleri kapsamında ilk satın alımını gerçekleştirdi. Gümrük vergisi avantajlarından yararlanmak, coğrafi riski dağıtmak ve Avrupa modern kanalındaki Bebeto markasının konumunu güçlendirmek amacıyla yapılan satın alım ile Kervan Gıda, global hedeflerine bir adım daha yaklaştı. 

Geçtiğimiz aylarda halka arz gelirinin yüzde 55’i ile Avrupa’da yeni bir yatırım / satın alım yapmayı planladıklarını ve bu konuda Polonya’nın önde gelen yumuşak şeker üreticilerinden ZPC Otmuchów ve iştiraki PWC Odra’yı bünyesine katmak için Hisse Satın Alma Sözleşmesi imzaladığını duyuran Kervan Gıda, satın alma sürecini tamamladı. 

Kervan Gıda, KAP’a yaptığı açıklamada; yapılan detaylı görüşmeler kapsamında ZPC Otmuchów’un yüzde 64,93’lük hissesinin devredildiği Tornellon Investments isimli şirketin yüzde 100 hissesini ve ZPC Otmuchów’un iştiraki PWC Odra’nın yüzde 26,95’lik hissesini aldığını duyurdu. 

Kurumun yüzde 100 iştiraki olan İsveç’te kurulu Kervan International AB aracılığıyla gerçekleşen satın almada Kervan Gıda, ZPC Otmuchów'daki hisseleri 23,5 milyon Euro yüzde 100 şirket değeri üzerinden satın aldığı yüzde 64,93’lük kısmı için 13 milyon 258 bin 93,63 Euro ödedi. Şirket, PWC Odra’nın yüzde 26,95’lik hissesinin alımının 3,8 milyon Euro hisse değeri üzerinden gerçekleştiğini ve ödenen toplam bedelin 17 milyon 58 bin 93,63 Euro olduğunu açıkladı. 

Kapasite yaklaşık yüzde 52 oranında arttı…

Çikolatalı marshmallow, bar, helva ve tuzlu atıştırmalıklar gibi ürünlerin üretimini ve satışını gerçekleştiren ZPC Otmuchów ve PWC Odra; 600’den fazla çalışanı ve 4 tane üretim tesisi ile yıllık 37 bin 707 ton üretim kapasitesine sahip. Satın alınan şirketlerin yüzde 48 seviyesinde olan kapasite kullanım oranını artırarak operasyonel verim sağlamayı ve bu sayede karlılığı yükseltmeyi hedefleyen Kervan Gıda ayrıca, gerçekleşen bu satın alım ile 72 bin 300 ton olan yıllık üretim kapasitesini de yaklaşık yüzde 52 oranında artırdı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı