Aylık arşivler: Eylül 2021

İş dünyasının önemli isimleri Türkiye yatırım zirvesinde

Yatırım, yönetim danışmanlığı ve sosyal sorumluluk projeleri alanlarında faaliyet gösteren Applied Value Group, İstanbul’da geniş kapsamlı ve üst düzey isimlerin yer alacağı etkinliğe ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Grubun dünya genelindeki portföy şirketlerinden C level yöneticilerinin ve danışmanlık alanında üst düzey isimlerin katılımıyla düzenlenecek “off-site” etkinliği The Ritz-Carlton İstanbul Hotel’de gerçekleştirilecek. İş dünyasının önde gelen isimlerinin katılacağı bu etkinlikte, önemli fırsatlar ve Türkiye yatırımları ele alınacak. 

 

Yatırım, yönetim danışmanlığı ve sosyal sorumluluk projeleri alanlarında faaliyet gösteren Applied Value Group, Türkiye’deki faaliyetlerine hız kesmeden devam ediyor. 

30'dan fazla ülkede faaliyet gösteren ve bünyesinde 30’u aşkın şirket bulunan grup, Türkiye’de ev sahipliği yapacağı “off-site” etkinliği ile sektörün üst düzey isimlerini İstanbul’da ağırlayacak. Applied Value Group’un dünya genelindeki portföy şirketlerinden C level yöneticilerinin ve danışmanlık alanında üst düzey isimlerin katılımıyla düzenlenecek etkinlik The Ritz-Carlton İstanbul Hotel’de gerçekleştirilecek. Toplamda 150 kişilik bir katılımın beklendiği etkinlik, 8 Eylül’de başlayacak olan etkinlik 12 Eylül tarihine kadar devam edecek. 

 

İş dünyasının önde gelen isimlerinin katılacağı etkinlikte, Applied Value Yönetim Kurulu Başkanı Bruce Grant, Applied Value Türkiye Genel Müdürü Reyhan Baylan, İsveç Eski Başbakanı Carl Bildt, Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Garih ve BNP Paribas Cardiff Ceo’su ve IS Türkiye Başkanı Cemal Kişmir konuşmacı olarak yer alacak. 

 

Türkiye’deki faaliyetlerini hızlı bir şekilde devam ettirdiklerini aktaran Applied Value Yönetim Kurulu Başkanı Bruce Grant, gerçekleştirilecek etkinlikle ilgili şu bilgileri verdi: “Türkiye'nin eşsiz ve güçlü bir potansiyele sahip olduğuna inanıyoruz. Siber güvenlik, dikey tarım ve depo yapımı gibi yeni sektörler odağımızda. Sene sonuna kadar yatırım miktarımızı 10 milyon dolara taşımayı hedefliyoruz. Türkiye pazarına 2025 yılına kadar 30-40 milyon dolar yatırım yapmayı öngörüyoruz. Gelecekte Türkiye için daha büyük bir ekip ve daha fazla yatırım da dâhil olmak üzere pek çok planımız var.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sarpedon Global Trade, Amazon Türkiye’nin Resmi Tedarikçisi oldu

Soycan Şirketler Grubu iştiraklerinden Sarpedon Global Trade, ABD’li e-ticaret devi Amazon’un Türkiye platformunun resmi tedarikçisi oldu!
 İş birliği kapsamında Sarpedon, pek çok önemli Türk markasının resmi Amazon temsilciliği ile markalara ait oyuncak, kitap ve diğer ürünlerin Amazon’a toptan satışını gerçekleştirecek. 

Soycan Şirketler Grubu’nun uluslararası ticaret ve e-ticaret alanlarında faaliyet gösteren iştiraki Sarpedon Global Trade, e-ticarette dünya lideri Amazon’un Türkiye platformunda “Vendor” statüsünde satışlara başladı.

 

0-14 yaş çocuk ürünlerinin yer aldığı e-ticaret platformu Sarpedon Kids’i yayına aldıktan sonra Türkiye’deki tüm pazaryerlerine giren ve ilk kez Sarpedon Kids markasıyla B2C satışlara başlayan Sarpedon Global Trade, Amazon Türkiye ile kurduğu yakın ilişkiler ve Amazon’a sunduğu nitelikli hizmet neticesinde Amazon Türkiye tarafından “Vendor Satıcı” olarak belirlendi. ‘’Vendor’’ satıcı (bayi) veya standart satıcı olmak üzere iki iş modeli bulunan Amazon’da standart satıcı olarak son tüketiciye satış yapılabiliyorken, Amazon’un davetiyle girilebilen Vendor statüsündeki satış modelinde işletmeler resmi temsilcisi oldukları markaların ürünlerini doğrudan Amazon’un kendisine toptan şekilde (B2B) satıyor. 

 

Amazon Türkiye ile yapılan iş birliği hakkında Soycan Şirketler Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Soycan“Amazon Türkiye’de Sarpedon Kids markamız ile son tüketiciyle ürünlerimizi buluştururken, Sarpedon Global olarak yıllardır sahip olduğumuz B2B satış tecrübesiyle de Amazon Türkiye’ye, Türkiye’nin önde gelen markalarının ürünlerinin toptan tedariğini gerçekleştirmeye başladık. Bu iş birliğinin ilerlemesiyle yalnızca Amazon Türkiye’de değil, Amazon’un diğer ülkelerdeki platformlarında da B2B ve B2C satış yapmayı hedefliyoruz” dedi.

Sarpedon’un halihazırda Türkiye, Belarus ve Ukrayna’da bulunan şirketleriylefaaliyet gösterdiğini vurgulayan Yılmaz SoycanLojistik ve uluslararası ticaretteki kabiliyetlerimizi bir araya getirerek büyük bir potansiyel gördüğümüz e-ticaret alanına yatırım yapma kararı aldık. Bu kapsamda 2021 Şubat’ta yayına aldığımız e-ticaret platformumuz sarpedonkids.com ile eş zamanlı Türkiye’deki tüm pazaryerlerine girdik. Sarpedon Global Trade olarak yakın zamanda faaliyete geçecek olan Amerika ve İngiltere şirketlerimiz ve bu ülkelerde e-ihracat üzerine yapacağımız yatırımlar sayesinde hem önde gelen markalar hem de kendi markalarımız özelinde ticari faaliyetlerimizi geliştirmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Akbank ve n11’den KOBİ’lere e-ticaret desteği

Akbank, Türkiyenin alışveriş platformu n11 ile KOBİ’lerin e-ticarete geçişini ve e-ticaret hacmini artırmasını desteklemek amacıyla iş birliğine imza attı. Bu iş birliğiyle Akbank müşterisi ve n11 iş ortağı olan işletmeleri bankacılık ürün ve hizmetlerinde birçok avantaj bekliyor.  

 

Akbank, KOBİ müşterilerini desteklemeyi pazaryerlerinde de sürdürüyor. Bankanın, Türkiyenin alışveriş platformu n11 ile yaptığı iş birliği kapsamında Akbanklı n11 iş ortakları, n11 ödemelerini Akbanktan alacak KOBİ’ler ve yeni Akbanklı olacak KOBİ’ler avantajlı ürün ve fiyat uygulamalarını deneyimleyecek.

 

Akbanklı n11 iş ortakları, 5 milyon TL ve 60 ay vadeye kadar olan taksitli ticari kredi taleplerini aylık 1.43tan başlayan faiz oranları ile karşılayabilecek. Ayrıca 30 Eylüle kadar ilk kez Axess Business ve Wings Business sahibi olan n11 iş ortakları, her ay toplamda 5.000 TL alışverişlerinde 100 TL, 10 ay boyunca toplamda 1.000 TLye varan chip-para, ilk kez Akbank üye işyeri olacak n11 iş ortakları ise 3 ay süre ile tüm kartlara 1.19 komisyon, POS hizmet ücretlerine de 50 indirim avantajından faydalanabilecek. n11 hakediş ödemelerini Akbank üzerinden alan iş ortakları; bir yıl boyunca Akbank Internet ve Akbank Mobilden 100 havale, 100 EFT, şubelerden ise 2 adet 25 yapraklı çek karnesi (vergi hariç) ve 50 adet çek tahsilatını ücretsiz gerçekleştirebilecek. Bunlara ilave olarak maaş ödemelerini Akbank üzerinden yapan n11 iş ortakları ve çalışanları 1 yıl boyunca Akbank’ın sunduğu birçok avantajdan da faydalanabilecek.

 

n11, mağazasına banka hesap bilgisi olarak Akbank’ı tanımlayan ve en az 1 ödemesini, bu hesap üzerinden alan iş ortaklarına n11'de ürünlerini ön plana çıkarmak için kullanabilecekleri 250 TL reklam puanı hediye edecek. Ayrıca yine aynı şartı karşılayan, yani banka hesap bilgisi olarak Akbank’ı tanımlayan ve en az 1 ödemesini, tanımladığı Akbank hesabı üzerinden alan mağazalar, ilk n11faturam kontörü satın alımlarında 150 e-fatura kontörü kazanacak.

 

Dijitalleşmenin etkisiyle e-ticaret hacminin her yıl katlanarak büyüdüğünü belirten Akbank Perakende Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Bülent Oğuz “Firmaların ticaret hayatlarındaki en büyük zorluklardan bir tanesi de ürünlerini müşterilerine ulaştırabilmek. Geleneksel pazarlama yöntemlerine göre dijital kanallar çok daha verimli ve daha az maliyetli. Bu yolla ticaret yapan KOBİ’lerin satışlarının arttığı bir gerçek. E-ticaret ile firmalar artık ürünlerini kendi lokasyonları dışındaki birçok kişiye ulaştırabiliyor. Akbank olarak biz de KOBİ’lerin e-ticarete geçişini ve e-ticaret hacmini artırmasını desteklemek amacıyla n11 ile işbirliği yaptık. n11de satış yapan ve alacakları ödemeleri bankamız hesaplarına taşıyan işletmelere birçok avantaj sunuyoruz. Bir yıl süreli havale, EFT ücretsizliklerinden, avantajlı kredi ürünlerine kadar pek çok ürün ve hizmetimizle müşterilerimizin yanında olmaya devam ediyoruz” dedi.

 

n11 Finanstan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tolga Kocakalay, Akbank ile yaptıkları iş birliğiyle ilgili şöyle konuştu: Türkiyenin alışveriş platformu n11 olarak, KOBİ’lerin e-ticarete katılımının teşvik edilmesi kapsamında projelerimizi sürdürüyor; ekosistemimizde yer alan tüm iş ortaklarımıza kusursuz’ bir platform sunmak için çalışıyoruz. İş ortaklarımızın dijitalleşmesi ve e-ticaret dünyasında işlerini daha kolay yapabilmeleri için ürün ve servislerimizin sayısını her yıl artırmaya devam ediyoruz. Akbank ile yaptığımız iş birliği kapsamında, Akbanklı iş ortaklarımıza bankacılık ürün ve hizmetlerinde birçok hediye ve avantaj sunuyoruz. KOBİ’lerimizin her zaman yanında olmaya ve ihtiyaçlarına yönelik en uygun çözümleri sunmaya devam edeceğiz.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Ekim ayında en az yüzde 20’lik elektrik zammı bekleniyor

Geçtiğimiz ağustos ayında yüksek elektrik faturaları tüketicilerin en önemli gündemlerinden biriydi. Elektrik tedarikçileri karşılaştırma internet sitesi encazip.com, fiyatların neden bu kadar arttığıyla ilgili merak edilenleri kamuoyu ile paylaştı. Ekim ayında tüketicilere etki edecek fiyat artışına kesin gözüyle bakıldığını aktaran encazip.com’un kurucusu Çağada Kırım, “Piyasa koşulları gözetildiğinde ekim ayında yapılması beklenen artışın en az yüzde 20 olması gerektiğini hesaplıyoruz” dedi.

 

Geride bıraktığımız ağustos ayının gündemden düşmeyen konularından biri de elektrik faturaları oldu. Peki, elektrik fiyatları neden yükseliyor? Yeniden zam gelir mi? Ekim ayında faturalarda nasıl bir artış bekleniyor? Elektrik tedarikçileri karşılaştırma internet sitesi encazip.com, herkesin merak ettiği bu soruları yanıtladı. encazip.com’un tahminlerine göre, önümüzdeki dönemde de elektrik fiyatları gündemde önemli bir yer tutmaya devam edecek.  Çünkü ekim ayında elektrik fiyatlarında en az yüzde 20 oranında bir zamma neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Bunun arkasında yatan sebep ise artan elektrik talebi ve kurdaki artış.

 

Elektrik tüketimi Temmuz’dan itibaren ciddi oranda artış gösterdi

Ülkemizdeki elektrik tüketimi özellikle temmuz ve ağustos aylarında rekor seviyelere yükseldi. Bu iki ayı kapsayan dönemde, toplam elektrik tüketimi 57.655 GWh seviyesine geldi. Bu tüketim, geçtiğimiz yıla göre yüzde 8,3’lük artış anlamına gelirken 2019 yılına göre yüzde 11, 2018 yılına göre ise yüzde 8’lik bir artış demek. Artan elektrik talebinin karşılanması için daha fazla santral, sisteme dahil edildi. Çoğunluğu yabancı kaynaklı yakıtlı olan bu santrallerin devreye girmesinin, kurdaki yükselişle aynı döneme denk gelmesi ise elektrik tedarik maliyetlerini ciddi oranda artırdı.

 

Piyasa fiyatları yüzde 57 arttı, tüketiciye henüz yüzde 30 yansıdı

Serbest piyasadaki elektrik tedarik fiyatları geçtiğimiz temmuz ayından itibaren ciddi oranda arttı. 2021 yılı Ocak ayı elektrik maliyetleri net 0,40522 TL iken temmuz ve ağustos ayı toplam net elektrik tedarik maliyeti ortalaması yüzde 55’lik artışla 0,62956 TL oldu. Geçtiğimiz yılın Temmuz-Ağustos dönemi ile kıyaslandığında ise artış oranının yüzde 57 olduğu görüldü. Artan tedarik maliyeti direkt olarak tüketicilere yapılan elektrik tedarikinin maliyetine etki etse de şimdiye kadar ulusal tarifeler, bu artışı daha yavaş yansıtacak şekilde düzenlendi. Geçtiğimiz 12 aylık dönemde yaklaşık yüzde 62 artan elektrik maliyetlerine karşı, tüketici elektrik fiyatlarındaki artış yüzde 30 seviyesinde kaldı. 

 

Ev elektrik fiyatlarına gereken zam en az yüzde 40

İş yerlerine kıyasla ev elektrik fiyatlarında durum bir hayli karışık. İş yerleri şu anda evlere göre yüzde 33 daha yüksek fiyattan elektrik kullanıyor. Ancak tedarik maliyetleri tarafında abone grubuna göre ciddi bir fark ortaya çıkmıyor, her abone grubu için benzer maliyetler oluşuyor. Şu anda mesken abone grubundaki ev tüketicilerine uygulanan birim fiyat, enerji maliyetlerinin yüzde 38 altında. Bu durum, iş yeri elektrik fiyatlarının daha yüksek olmasına ve üretici enflasyonunun artmasına neden olurken bu farkın fonlaması da yine dolaylı olarak tüketiciden yapılıyor. Ekonomisi büyük dünya ülkelerine bakıldığında ev ile diğer abone grupları arasında ciddi bir fark olmadığı hatta mümkün olan tüm teşviklerin işletmelere ve üretim sektörüne verildiği görülüyor. Makro ekonomik açıdan bakıldığında ise evlerle iş yerlerinin fiyatının eşitlenmesi önemli.

 

Elektrik fiyatları yüzde 162, kur ise yüzde 109 arttı

Elektrik fiyatlarına direkt olarak etki eden en büyük faktör döviz kurları. Ülkemiz fosil enerji kaynakları bakımından zengin olmadığı için enerjide dışa bağımlıyız. Bu da kurdaki artışın direkt olarak elektrik fiyatlarına yansıması anlamına geliyor. Son zamanlarda elektriğe yapılan zamlar sıklıkla gündeme gelirken bu yorumlarda zamların esas sebebi ise göz ardı ediliyor. İş yerlerinde yüzde 162, meskenlerde ise yüzde 99 elektrik zammının yaşandığı dönem içinde, kurdaki artış yüzde 109 seviyesinde oldu. Amerikan Doları kurunda artış devam ettikçe elektrik fiyatlarının artması da olağan bir durum olmaya devam edecek.

 

Elektrik fiyatlarındaki artışın birinci nedeni yüksek kur

Herkesin merak ettiği bir başka soru ise bu fiyatların neden sürekli artış gösterdiği. 2021 yılında, geçtiğimiz yıllara göre elektrik tüketimindeki artışın karşılandığı santrallerin çoğunlukla yabancı kaynaklı yakıt kullanması, elektrik maliyetlerini artıran en önemli faktör oldu. Elektrik üretim kaynaklarında maliyeti dövize bağlı olan doğal gaz elektrik santrallerinin payının 2020’de yüzde 19’dan yüzde 25’e, 2021’de ise 35’e yükseldiği ve hidroelektrik santrallerinin payının ise yüzde 25’ten yüzde 17’ye düştüğü görüldü. Bu aslında geçtiğimiz yıla göre yaşanan normalleşmenin ve önceki yıllara göre ise elektrik talebindeki artışın, üretim tarafında yabancı kaynaklı santrallerden karşılanmasına neden oldu. Zira 2020 yılının Temmuz-Ağustos dönemi için ortalama Amerikan Doları kuru 7,0658 TL iken bu yılın aynı döneminde ortalama yüzde 21’lik bir artışla 8,5256 TL seviyesine geldi.

 

Kuraklığın elektrik fiyatlarına etkisi sınırlı

Elektrik piyasasında son dönemde yaşanan gelişmeleri analiz eden encazip.com kurucusu Çağada Kırım, sanılanın aksine kuraklığın elektrik fiyatlarının artışındaki esas neden olmadığını belirterek “Ülkemiz için yenilenebilir kaynaklı elektrik üretimi çok önemli ve bu alana ne kadar yatırım yapılsa azdır. Ancak yenilenebilir enerji kaynaklarının teşviki amacıyla Amerikan Doları üzerinden verilmiş olan alım garantileri, fiyatların döviz kuruna olan hassasiyetini artırıyor. Kuraklık nedeniyle hidroelektrik santrallerden elektrik üretiminin payı yüzde 8 azalsa da bu teşvikten faydalanan santrallere yapılacak dolar bazındaki ödemeler de aynı oranda düşüş gösterdi. Nitekim EPDK, geçen sene ağustos ayında 0,101 TL olan gerçekleşen ve her bir kilovatsaat tüketim başına düşen teşvik ödemesinin maliyete yansıtılma birim bedeli tahminini 0,093 TL’ye düşürdü. Gerçekleşmesi beklenen değer ise 0,8 TL, yani yaklaşık yüzde 20’lik bir düşüş var. Bu da alım garantileri tarafında, maliyetlerin yükselen kura rağmen düştüğünü ve kuraklığın elektrik fiyatlarına etkisi olsa da bunun görece sınırlı olduğunu gösteriyor.” dedi.

 

Ekim ayında yüzde 30 zam şaşırtmaz

Artan elektrik tedarik maliyetlerinin tüketicilere yansımasının kaçınılmaz olduğunun altını çizen Kırım, şöyle devam etti: “2020 Temmuz-Ağustos döneminde de maliyetlerin tam olarak karşılanması için tüketici tarifesine zam gerekliydi. Ancak maliyetler o dönemden, içinde bulunduğumuz döneme göre yüzde 57 daha düşüktü. Bu nedenle piyasa koşullarına göre, tüketici aktif enerji birim fiyatlarına günümüze kadar toplamda yüzde 57 oranında elektrik zammı yapılması gerekliydi fakat tüketicilere bu dönemde ortalamada sadece yüzde 30’luk bir yansıma oldu. Bu nedenle piyasa koşulları gözetilerek Ekim ayında gerekli artışın en az yüzde 20 olması gerektiğini hesaplıyoruz. Bu hesaplamaya, gelecek dönemlerdeki potansiyel maliyet artışları ile geçmiş dönem düzeltmeleri eklendiğinde zam oranı yüzde 30’a ulaşabilir. Eğer evlerin elektrik fiyatının da gerçek maliyetler göz önüne alınarak düzenleneceğini varsayarsak evler için yüzde 40’lık bir artıştan dahi söz edebiliriz. Aktif enerji bedelinde yapılacak bu artış, dağıtım bedelinin artmaması durumunda tüketiciye yaklaşık yüzde 20’lik bir fatura artışı olarak yansıyacaktır.  Ulusal tarife fiyat güncellemelerinde yüzde 15’lik artış üst limiti gayrı resmi bir üst limit haline gelmiş olsa da bunun üzerine çıkılması sürpriz olmaz.”

 

Doğru fiyatlandırma stratejisi uygulanmalı

Piyasa konusundaki genel görüşlerini de dile getiren Kırım, “Elektrik piyasasının özelleştirilmesindeki amaç, rekabetin önü açılarak tüketicilere daha kaliteli hizmeti, daha ucuz fiyattan vermekti. Ancak serbest piyasa koşullarının tam olarak sağlanamaması neredeyse her ay bir elektrik zammını gündeme getiriyor. Tedarikçilerin potansiyel zararlarını yama yapar gibi sonradan düzeltmek yerine piyasayı gerçekten sabit bir hale getirirsek ilk etapta tüketici fiyatları önemli ölçüde zamlanır ancak biraz sabır gösterirsek faturaların her ay artmadığını ve bir düzene oturduğunu görürüz. Tüketicilerin elektrik zammına olan hassasiyeti anlaşılabilir ancak gerekli ayarlamalar yapılmadan ucuz elektrikten söz etmek mümkün olmaz ve elektrik zammı gündemimizden asla çıkmaz. İlk etapta yapılması gereken ev elektrik fiyatlarının diğer abone grupları ile eşitlenmesi ve hemen ardından ulusal tarifenin gerçek maliyeti yansıtır seviyeye getirilmesidir. Sadece doğru fiyatlandırma stratejisini uygulamamız halinde elektrik zamlarını gündemimizden çıkartabiliriz.” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Abdi ibrahim, Brandon Hall Mükemmeliyet Ödülleri’nde 4 ödüle birden layık görüldü

İlaç sektöründe 109 yıldır hayatı iyileştirme hedefiyle faaliyet gösteren Abdi İbrahim, insan kaynakları ve medikal departmanlarının uyguladığı fark yaratan projeleri ile başarılarını uluslararası alanda taçlandırmaya devam ediyor. Abdi İbrahim, işveren uygulamalarının değerlendirmeye alındığı dünyanın en prestijli kurumsal organizasyonlarından Brandon Hall Group Excellence Awards’ta, dört ödüle birden layık görüldü.

TÜRK ilaç sektörünün 19 yıldır kesintisiz lideri Abdi İbrahim uluslararası ödüller kazanmaya ve başarılarını taçlandırmaya devam ediyor. Kurumsal firmalara eğitim teknolojileri konusunda danışmanlık hizmeti veren ve dünya çapındaki 10 bin müşterisinin eğitim stratejilerini yönlendiren, alanında dünyanın en saygın kuruluşlarından biri olan Brandon Hall Group’un, bu yıl düzenlenen 21’inci Excellence Awards – Mükemmeliyet Ödülleri programı kapsamında Abdi İbrahim bir altın, bir gümüş, bir bronz ve bir en iyi program olmak üzere 4 ödül kazandı. 

Abdi İbrahim, yetenekleri iş sürecine hazırlama alanında yürüttüğü Oryantasyon Programı ile Excellence in Talent Acquisition – Best Onboarding kategorisinde altın ödül aldı.  Karma öğrenme yöntemiyle yürütülen onboarding ve oryantasyon süreçleri, Pazarlama ve Satış rolleri ağırlıklı olmak üzere tüm çalışanlara sunuluyor. Kişiyi desteklemek, mesleki yeterliliğini artırmak ve kuruma uyum sağlamasına yardımcı olmak için hazırlanan program, dijital ve yüz yüze içeriklerden oluşuyor.

Abdi İbrahim, Brandon Hole Mükemmeliyet Ödülleri kapsamında da Medikal Ürün Eğitimlerinin Dijitalleştirilmesi Projesi ile Excellence in Learning – Best Use of Blended Learning kategorisinde gümüş ödül alırken, tıbbi tanıtım temsilcileri için işe alım öncesinde uygulanan ve karma öğrenme modeli ile desteklenerek hazırlanan dijital tabanlı Onboarding Programıyla da Excellence in Sales Performance – Best Sales Onboarding kategorisinde bronz ödül kazandı.

Tasarım odaklı düşünme yaklaşımını temel alarak oluşturulan ve inovasyon kültürünün yayılmasını destekleyen Eğitim ve Danışmanlık Projesi ile Abdi İbrahim, yarışma kapsamında Excellence in Future of Work kategorisinde Best Program for Upskilling Employees ödülüne layık görüldü. 

Dünyanın önde gelen işverenlerinin katıldığı yarışmada, uluslararası bağımsız sektör uzmanlarından oluşan jüri tarafından, katılımcı şirketler insan kaynakları uygulamaları "ihtiyaca yanıt verme, işlevsellik, inovasyon ve ölçülebilir fayda" gibi kriterlere göre değerlendirildi. Kazanan şirketlere ödülleri, 1-3 Şubat 2022 tarihleri arasında düzenlenecek konferansta takdim edilecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İYİ Partili Mehmet Fedai Çakmaklı’dan Tepki

İYİ Parti Şanlıurfa İl Başkanı Fedai Çakmaklı yaptığı açıklamada “Partimiz hiç bir terör örgütü ile bağlantılı değildir. Doğmayacaktır" dedi.

İYİ Parti Şanlıurfa İl Başkanı Mehmet Fedai Çakmaklı, katıldığı televizyon programında İYİ Parti için "FETÖ’nün kurdurttuğu partidir" ifadesini kullanan AKP Meclis Grup Başkanvekili ve Denizli Milletvekili Cahit Özkan hakkında suç duyurusunda bulundu.

Partililer ile Şanlıurfa Adliyesine giden İYİ Parti Şanlıurfa İl Başkanı Mehmet Fedai Çakmaklı, burada yaptığı açıklamada Cahit Özkan'ın sözlerine tepki gösterdi.

İYİ Partinin 25 Ekim 2017 tarihinde kurulduğunu dile getiren Başkan Çakmaklı, "İYİ Parti, Feto terör örgütü yada herhangi bir terör örgütü ile uzaktan yakından bir alakasının olmadığını defalarca sayın genel başkanımız dile getirdi. Geçmişten bugüne bir çok iftira ile karşı karşıya kaldık. Ak parti genel başkan vekili Cahit Özkan gene asılsız iddialara iftiralarla ilgili basın açıklaması yaptı. Bizim feto terör örgütü ile herhangi bir terör örgütü ile hiç bir bağlantımız olmadığını Türk Kamuoyu Vicdanında yargılanmış ve aklanmış olduğumuzu burada tekrar ifade etmek isterim.  Oysa ki feto terör örgütüne ne istediniz de vermedik diyen bir iktidar 20 yıldır bu ülkeyi yöneten bir çok suça karışmış olan mafya babalarının ve kendi geçmiş parti kurucularının bazı illerde bulunmalarına rağmen cumhuriyet başsavcılılarının  bugüne kadar hiç bir soruşturma açmaması dikkatlerimizden kaçmamıştır.  Ergenekon ve balyoz davasında askerimiz polisimiz vatandaşımız çok mağdur edildi.  Devamlı mazlum edebiyatı yapan bir iktidar ile karşı karşıya kaldık.  Görünen o ki yine Ak Partinin çamur at izi kalsın düşüncesi ile yaptığı Türk Kamuoyu Vicdanında yargılanacaktır. Fetö terör örgütüne ne istediniz de vermedik diyen mağdur edebiyatı yapan iktidar siyasi rant elde etmek için birilerine bu tür iddialarda bulunuyor. Mağdur olan yine vatandaşımız" dedi. FETÖ'nün siyasi ayağının araştırılması konusunda TBMM'ye verilen önergenin AK Parti ve MHP vekillerince reddedildiğinin altını çizen Çakmaklı, "İYİ Parti Milletvekillerimiz daha önce Fetö terör örgütü araştırılsın diye önerge verdi. AKP ve MHP milletvekilleri tarafından reddedildi.  Hem iddialarda bulunacaksınız hem feto terör örgütünün siyasi ağı araştırılsın diyen İYİ Parti milletvekilinin genelgesini reddedeceksiniz.
81 il teşkilatı olarak, Şanlıurfa il teşkilatı olarak Cahit Özkan ile ilgili suç duyurusunda bulunduk.  Cahit Özkan’ın geçmişi araştırılsın aynaya baksın fetoyu görür iyi günler" şeklinde konuştu

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Av.Efsun Erol’dan Hak ve Özgürlük Mesajı

Muğla Barosu Köyceğiz İlçe Temsilcisi ve Muğla Barosu Yönetim Kurulu üyesi Av. U. Efsun Türkmen Erol da adli yılın başlangıcı ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
 

“BU GÖREVE LAYIK GÖRÜLMEK GURUR VERİCİ”
“Muğla Barosunun 27 Haziran 2021 tarihinde gerçekleştirilen baro seçimi neticesinde meslektaşlarımızın tercih ve takdiri ile Baro Başkanımız Av. Cumhur Uzun başkanlığında baro yönetim kurulu üyeleri olarak mazbatamızı alarak görevimize başladık. Baro seçimlerinin 2020 yılı Ekim ayından bu yana pandemi gerekçesi ile yapılmasına izin verilmemesi sebebiyle Muğla Barosu olarak verdiğimiz hukuki mücadele sonucunda haziran ayında genel kurulumuzu toplayarak en önce seçime giden barolardan biri olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. 26 Haziran 2021 tarihinde gerçekleştirilen baro genel kurulumuza ve baro seçimlerine meslektaşlarımızın gösterdiği yoğun ilgi ve hassasiyet dikkat çekici ve memnun ediciydi. Köyceğiz ilçesinde mesleğini icra eden; 7 yıldır Köyceğiz Baro İlçe Temsilciliği görevini sürdüren bir avukat olarak Muğla Barosu Yönetim Kurulu Üyeliği görevine meslektaşlarımızın bizleri layık görmesi ayrıca gurur verici.”
“YANGINDAN ETKİLENEN VATANDAŞLARIMIZA HUKUKİ DESTEĞİMİZ DEVAM EDECEKTİR”
“Yoğun bir gündemle başladığımız baro yönetim kurulu görevimizin kurumsal ve olağan işleri yanında 20 Temmuz’da başlayan Adli Tatilde Muğla’mızın ilçelerinde ve Köyceğiz’de yaşanan orman yangınları sebebiyle Muğla Barosu yönetim kurulu olarak adli tatilde de yoğun bir mesai ile çalıştık. Köyceğiz, Milas, Marmaris. Kavaklıdere, Bodrum, Seydikemer, Yatağan ve Menteşe’de günlerce süren orman yangınlarında sahada aktif olarak çalışan vatandaşlarımızın, yangın söndürme ekiplerinin ve orman işçilerinin ihtiyaçlarını sahada gönüllü olarak bulunan meslektaşlarımızla acilen tespit edip yine sahada bizzat dağıtımını yaparak Muğla Barosu adına ihtiyaç sahiplerine aynı ihtiyaçları acilen temin ve teslim ettik. Bu kapsamda Muğla Barosu Başkanımız ve yönetim Kurulu üyelerimiz ile birlikte yangından zarar gören ilçelerimizi ziyaret ederek, acil ihtiyaçları sahada yerinde tespit edip ihtiyaç sahiplerine ivedilikle ulaştırdık. Bu aşamadan sonra Muğla Barosu olarak yangından zarar gören vatandaşlarımıza yönelik hukuki destek ve yardımlarımız da devam edecektir.”
“MUĞLA BAROSU ORMAN KESİM KARARININ İPTALİ DAVASINA MÜDAHİL OLDU”
“İlimizde orman yangınları devam ederken bir ağaç kesilmesin diye mücadele eden Milas Akbelen Ormanında direnen İkizköylüleri baro yönetim kurulu olarak ziyaret ederek orman kesim kararının iptali için Muğla İdare Mahkemesine açılan davaya Muğla Barosu olarak müdahil olduk. Muğla Barosunun, orman kesim işleminin İptali davasına müdahil olmasından hemen sonra İdare Mahkemesince ilgili dosyada yürütmenin durdurulması kararı verilerek dava sonuna kadar orman kesim işlemi durduruldu.”
“HER BİR CANLI İÇİN MÜCADELE ETMEYE KARARLILIKLA DEVAM EDİYORUZ”
“Özetle göreve geldiğimiz günden bu yana yoğun bir gündemle halkımız için, ülkemiz için, meslektaşlarımız için, toplumsal hak ve özgürlükler için, hakları ihlal edilen kadınlar, çocuklar, ağaçlar ve her bir canlı için mücadele etmeye kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz. 20 Temmuz’da başlayıp 31 Ağustosta sona eren adli tatilde yoğun gündemimiz hak ve özgürlük mücadelemiz hız kesmeden devam etti. Dün adli yılın başlangıcı olan 1 Eylül’dü. Ülkemizde yaşanan orman yangınları ve sel felaketleri ile yüreğimizin acıdığı bir adli tatil sürecinden sonra yeni başlayan adli yılın ülkemize ve vatandaşlarımıza, adalete ve hukuk sistemine olan inancın pekiştiği aydınlık günler getirmesini diliyorum.”
“HAK, HUKUK, ADALET MÜCADELESİNİN NEFERİ OLAN MESLEKTAŞLARIMIN ADLİ YILINI KUTLUYORUM”
“Hak, hukuk ve adalet mücadelesinin birer neferi olan meslektaşlarımın adli yılını kutluyor, görevlerinde başarılar diliyorum. Meslektaşlarımızın adliyelerde, resmi dairlerde ve yaşamın her alanında karşılaştığı zorluk ve sorunları çözmek için, meslektaşlarımızın hak ve yetkilerini en etkin şekilde kullanabilmeleri için ama önemlisi toplumsal hak ve özgürlükleri korumak için bu adli yılda da kararlılıkla çalışmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Yeni başlayan umutla, inançla ve hukukla adil ve eşit bir yaşam mümkün diyerek meslektaşlarıma ve tüm yargı camiasına görevlerinde başarılar ve kolaylıklar diliyorum.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Tunceli’deki Orman Yangınlarına Kızılay Yardımı

Tunceli’nin Ovacık ilçesinde bulunan Fırtına Veli Çeşmesi mevkii ile Nazımiye ilçesi Kutu Deresi’nde meydana gelen orman yangınlarına müdahale eden ekiplere Kızılay personelleri ve gönüllüleri destek oluyor. Bölgede beslenme ihtiyacını karşılayan Kızılay diğer kurum ve kuruluşlarla koordineli hareket ediyor.

 

Yaz mevsiminin son günleri yaşanırken Türkiye’nin orman yangınlarıyla mücadelesi sürüyor. Akdeniz ve Ege’de birçok bölgeye yayılarak binlerce hektarlık yeşil alanı yok eden orman yangınları bu kez de Tunceli’de meydana geldi. 

 

Tunceli’nin Ovacık ilçesine bağlı Fırtına Veli Çeşmesi mevkii ile Nazımiye ilçesi Kutu Deresi bölgelerinde meydana gelen orman yangınlarının ardından Elazığ Afet Müdahale Müdürlüğü’nden bölgeye hareket eden Kızılay afet personelleri ve gönüllüler ile Tunceli ve Bingöl Şubesi çalışanları, bölgede yangından etkilenen vatandaşlar ve yangın söndürme ekipleri için beslenme hizmeti vermeye başladı. Afetzedelere ikramlıkların yanı sıra içecek ve su tedariki de sağlayan Kızılaycılar, soğutma çalışmalarına destek oluyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Çevre yolunda engel kalmadı!

Lüleburgaz Belediye Meclisi’nin çevre yolu yapılması için 100 bin metrekarelik alanı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na devretmesine ilişkin konuşan Lüleburgaz Belediye Başkanı Dr. Murat Gerenli, “Lüleburgaz’ın önünü tıkayan en önemli sorunlardan biri olan çevre yolu ile ilgili sıkıntımız vardı. Uluslararası çevre yolu için bu yapılan çalışmalarda sevgili arkadaşlarım hep beraber 100 bin metrekarelik alanı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na devrediyoruz” dedi. 

 

Lüleburgaz Belediye Meclisi Lüleburgaz’a yapılması istenen uluslararası çevre yoluyla ilgili çok önemli bir karara imza attı. Oy çokluğuyla geçen kararda meclis, 1/5000 Ölçekli Genel Nazım İmar Planı’nda revizyona giderek belediyeye ait 100 bin metrekarelik alanı çevre yolu yapılması için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na devrediyor. Karar sonrası gözler Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na devredilirken, uluslararası çevre yoluyla ilgili tüm engeller ortadan kalkmış oldu. 

 

“Oy çokluğuyla kabul edildi”

 

İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 1/5000 Ölçekli Genel Nazım İmar Planı Revizyonu konulu yazısı ise CHP’li meclis üyelerinin kabul, AK Partili meclis üyelerinin red oyu sonucu oy çokluğuyla meclisten geçti. Alınan karar sonrası uluslararası çevre yolunun yapılması için hiçbir sorun kalmadı. Bununla birlikte Başkan Gerenli kararın geçmesinde emeği olan herkese teşekkür etti. 

 

“Herkese hayırlı olsun”

 

Alınan karar sonrası söz alan Başkan Gerenli, çevre yolu yapılması için hiçbir sıkıntının kalmadığını belirterek, “1/ 5000 ölçekli genel nazım imar planı revizyonunu kabul eden meclis üyelerime çok teşekkür ediyorum. Lüleburgaz’ın önünü tıkayan en önemli sorunlardan biri olan çevre yolu ile ilgili sıkıntımız vardı. Uluslararası çevre yolu için bu yapılan çalışmalarda sevgili arkadaşlarım hep beraber 100 bin metrekarelik alanı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na devrediyoruz. İmar planlarımızda artık uluslararası çevre yoluyla ilgili şehrimiz içerisinden geçen kısımda herhangi bir sorun kalmadı. Bu konudaki gösterdikleri hassasiyet ve yapmış oldukları çalışma için bütün belediye çalışanlarıma, başta imar komisyonu üyeleri olmak üzere bütün meclis üyelerime üstün çalışmaları ve harcadıkları mesai için bir kez daha teşekkür ediyorum. Herkese hayırlı olsun” dedi. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Şirketlerin derdi veri ihlali

Veri ihlallerinin maliyeti yıldan yıla artmaya devam ediyor. Siber güvenlik kuruluşu ESET pandemi sürecini de göz önüne alarak önümüzdeki dönemde kuruluşların yaşanan ihlalleri ve ihlallerin neden olduğu maliyetleri azaltabilmesi için değerlendirmelerde bulundu.  

 

COVID-19 pandemisi, nadiren karşımıza çıkabilecek bir krizdi. Pandeminin hayatımıza girmesiyle dijital dönüşüm hızlandı. Şirketlerin saldırı yüzeyleri genişledi. Dikkatler ve kaynaklar hayati öneme sahip güvenlik projelerinden uzaklaştı. IBM tarafından yayınlanan Veri Sızıntısının Maliyeti, 2021 raporuna göz atıldığında pandemi sürecinin veri ihlallerinin artmasında etkisi görülüyor. Buna karşın ESET uzmanları 2020’den önceki son birkaç yılda da sızıntıların maliyetinde artış olduğunun  altını çiziyorlar. 

 

IBM tarafından yayınlana rapora göre veri ihlali maliyetleri geçen yılın raporunda 3,86 milyon Amerikan dolarıyken, bu yıl bu maliyet yüzde 10 artarak 4,24 milyon Amerikan doları oldu. 50 ila 65 milyon tutarındaki “mega ihlaller” için ise, bu maliyet 2020 yılında 392 milyon Amerikan dolarıyken,yüzde 2 artışla 401 milyon Amerikan doları seviyesine geldi. Rapora göre çalıntı kullanıcı bilgileri ihlallerin en büyük nedenleri arasında yer alıyor. Müşterilerin kişisel verileri (parolalar ve isimler de dahil) bu olaylarda ifşa olan en yaygın veri türlerinden ve ihlallerin yüzde 44’ünü oluşturuyor. 

 

Pandeminin rolü

2020 ve 2021 yıllarında veri ihlallerinin maliyetinin büyük bir artış göstermesinde pandeminin önemli bir rolü olduğu görülüyor. Güvenli olmayan uzaktan çalışma uç noktaları, evden çalışanların dikkatsiz olması, yetersiz BT personelinin yanı sıra yamalanmamış veya yanlış yapılandırılmış uzaktan çalışma altyapısı, ihlallerin artmasına ve bu olayların maliyetlerinin yükselmesine neden oldu.

 

Sağlık sektörü ihlal maliyetinde başı çekiyor

Sağlık hizmetleri en yüksek ihlal maliyetine sahip sektörler arasında yer alıyor. Bu ihlaller, geçtiğimiz yıl ortalamanın üzerinde bir artış gösterdi. 2020 yılında ortalama 7,13 milyon dolar olan bu rakam, 2021 yılında yüzde 29,5 artışla 9,23 milyon dolara çıktı. Fidye yazılımları veri ihlali maliyetlerinin artmasına neden olan başka bir etken. Yalnızca 2020’de değil, geçtiğimiz birkaç yıl içinde tehdit miktarları da giderek arttı. Bu yıl fidye yazılım saldırılarının maliyeti ortalama 4,62 milyon dolar, yani ortalama veri ihlalinden daha fazla. 

 

Son olarak, FBI’a göre 2020 yılında diğer tehditlerden daha fazla maddi kayıp yaşanmasına neden olan Kurumsal E-posta Tehdidine bakıldığında, Ponemon Institute tarafından düzenlenen bir çalışmaya göre bir BEC saldırısının ortalama maliyeti 5,01 milyon dolar olduğu görülüyor. 

 

Veri ihlali maliyetleri nasıl düşürülür

Pandemi, şirketlerin çalışma tarzını sonsuza kadar değiştirdi ve tehdit ortamının yeniden şekillenmesine neden oldu. İlerideki yıllarda veri ihlallerinin ve maliyetlerinin artmasını önlemek için, kuruluşlar yeni duruma ayak uydurmalı ve güvenlikle ilgili bakış açılarını değiştirmeli. Kuruluşların ve güvenlik yöneticilerinin ihlalleri ve ilgili maliyetleri azaltmaya yardımcı olmak için proaktif olarak kullanabileceği birçok yöntem bulunuyor.

 

  • “Asla güvenme, her zaman doğrula” ilkesine dayalı bir Sıfır Güven yaklaşımı benimseyin.
  • En hassas verilerinizi şifreleyin.
  • Evden çalışanlar dahil olmak üzere tüm uç noktaları uzaktan izlemek ve bu uç noktaların güvenliğini sağlamak için araçlar kullanın.
  • Kimlik avı hırsızlığı saldırılarını anlamalarını sağlamak için tüm çalışanlarınıza farkındalık eğitimleri düzenleyin.
  • EDR gibi araçlar yardımıyla algılama ve yanıt sisteminizi optimize edin.
  • Meydana gelen olaylara hızlı tepki verebilmek için kapsamlı olay yanıt planları kullanın ve düzenli olarak bunları test edin.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı