Aylık arşivler: Eylül 2021

Özge Ulusoy: “Günde 50 kere evlenme teklifi alıyorum”

Ekranların ve podyumun en başarılı isimlerinden Özge Ulusoy, İstanbul Bağcılar'da Estesline güzellik merkezinin açılışında yakın dostu Selin Sohtorikoğlu'nun konuğu oldu.

 

Merkezin açılış kurdelesini kesen Özge Ulusoy estetik operasyonlarıyla ilgili soruya, "Sadece burnumda estetiğim var. Botoks ve dudak dolgusu da yaptırıyorum. Onun haricinde sanıldığı gibi estetiğim yok" dedi.

 

Özge Ulusoy, ayak parmaklarını ve bir dönem çok konuşulan göbek deliğini çok sevdiğini söylerken, "Balerin olduğum için ayak parmaklarım deforme. Onlara bakınca eskileri hatırlıyorum. Göbek deliğim de bir dönem çok konuşulmuştu ama ben göbek deliğimle mutluyum" dedi.

 

Selin Sohtorikoğlu'nun "Danışanlarım bizden en çok Özge Ulusoy yüzü istiyor" sözünü de mutlu olarak dinleyen ünlü manken, "Yüz ovalimin beğenildiğini düşünüyorum" dedi. Özge Ulusoy, Türkiye'de estetik operasyonun en çok Seda Sayan'a yakıştığını söyledi.

 

Özge Ulusoy, sosyal medyayı etkili kullanmadığını söyledikten sonra bir soru üzerine, "Günde 50 evlenme teklifi aldığım doğru ama bunların hiç birini ciddiye almıyorum. Hepsi tatlı birer şaka" dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Zerdeli, Caddebostan’daki eğlence hayatına yeni bir soluk getirecek

Haldun Ertan'ın sahibi olduğu daha önceki dönemlerde Ortaköy'de hizmet veren Zerdeli şimdi ise Caddebostan'da tarihi köşkte çok harika bir açılışla hizmete girdi. Mekanın açılışında Selçuk Yöntem, Mehmet Aslantuğ gibi ünlü isimlerin olması da dikkatleri çekti. 

Kadıköy Caddebostan'da eğlenceye yeni bi soluk getiren Zerdeli'nin işletme kadrosunda ismini müzik ve eğlence sektöründe çok sık duyuran Oğuzhan Akdulum'da yer alıyor. Bu mekanda haftanın her günü değişik konseptlerde eğlence ve dünya mutfağından lezzetler sunulacağını ifade eden Akdulum, hafta sonlarında havuz başı partileriyle ve akşam olduğunda havuz başında yeni nesil meyhane ve eğlence konseptiyle sürpriz isimlerin sahnelerinin olacağını ifade etti. Son dönemde adını sıkça duymaya başladığımız DJ Şebnem Çakır'ın sahne performanslarının da burada gerçekleşeceğini ve Cabare Show'larla birbirinden yetenekli sanatçıların sahne alacağı da ifade edildi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Mobil Oyunlar Yürütücü İşlevlerin Gelişimine Katkı Sağlıyor

Akıllı cihazların hayatımızdaki ağırlığının artması ile hayatımızın önemli bir parçası olan mobil oyunlar, yürütücü işlevlerin gelişimine katkı sağlıyor. İçerisinde planlama, organizasyon, konsantrasyon, hafıza, odaklanma, duygu ve dürtü kontrolü gibi becerilerin de bulunduğu yürütücü zihinsel işlevlerin sağlıklı gelişimi bireyin hayat kalitesini arttırırken, mobil oyunların ise bu gelişime katkı sağladığı düşünülüyor.

 

Doğuştan sahip olunmayan, ancak geliştirme becerisine sahip olarak doğulan yürütücü işlevlerin gelişimine sosyal etkileşim ve fiziksel egzersizlerin katkı sağladığı biliniyordu. Ancak yapılan son araştırmalar sadece video oyunları oynayarak ya da video oyunu oynamaya entegre edilmiş fiziksel egzersiz rejimlerinin çocukların yürütücü işlevlerinin gelişimine olumlu katkı sağladığını gösteriyor.

 

Konu ile ilgili konuşan Mayadem CEO’su Uğur Tılıkoğlu “Mobil oyunlar artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası ve çocukların gelişimine etkileri önemli bir soru işareti olarak karşımıza çıkmakta. Ancak yapılan son araştırmalar çocukların yürütücü işlevler olarak adlandırılan becerilerinin gelişimine sosyal etkileşim ve fiziksel aktiviteler ile birlikte video oyunlarının da olumlu etki sağladığını gösteriyor. Biz de Mayadem olarak yayınladığımız oyunlarda çocukların zihinsel gelişimine katkı sağlayabilecek öğeler ve senaryolar kurgulamaya gayret ederken, her zaman en güncel bilimsel çalışmaları da takip ederek kendimizi güncelleyecek çalışmalarımıza devam ediyoruz.” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

715 projeye 1,7 milyar TL destek

Yapay zekanın, 2030 yılında küresel büyümeyi yaklaşık yüzde 14 artırması bekleniyor. Teknolojinin ekonomiye etkisi giderek artarken Türkiye'den yapay zeka atağı gerçekleşti. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal Yapay Zeka Stratejisi ile 2025 yılına kadar yapay zeka alanında 50 bin kişiye istihdam sağlanacak.

 

 

Türkiye’nin 2025 yapay zeka stratejisine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete'de yayımlandı. Yapay zeka alanında 50 bin kişilik istihdam yaratacak strateji ile Ar-Ge yapan firmalara verilecek devlet destekleri ve fonlama imkanları artacak. Yapay zeka Ar-Ge harcamalarının toplam Ar-Ge harcamalarına oranının en az yüzde 15 olması sağlanacak. Atılan stratejik adımın inovasyon kültürünü yaygınlaştırması ve girişimciliği geliştirmesi bekleniyor.

 

Hedef ilk 20 ülke arasına girmek

 

Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’nin 2025 hedefleri arasında yapay zeka alanının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya katkısının yüzde 5’e yükselmesi bulunuyor. Stratejinin uygulama dönemi içinde uluslararası yapay zeka endekslerindeki sıralamalarda Türkiye’nin ilk 20 ülke arasında yer alması bekleniyor. “Araştırma, Girişimcilik ve Yenilikçiliği Desteklemek” başlıklı stratejik önceliğe göre ise yapay zeka alanında girişim sayısı bine çıkarılacak. Ayrıca geliştirilen yapay zeka çözümlerinin kamu alımlarında ticarileştirilmeleri desteklenecek.

 

Girişimcilere devlet desteği artıyor

 

Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’nin öncelikleri arasında girişimciliği desteklemek olduğuna dikkat çeken IFASTURK Eğitim, Ar-Ge ve Destek Kurucusu Mesut Şenel, “Yapay zeka alanındaki araştırma faaliyetlerinin ve girişimciliğin destekleneceği strateji ile yapay zeka teknolojileri geliştirme ve uygulama alanlarındaki kamu destekleri artırılacak. Bu sayede özgün ürün, hizmet ve uygulamalar geliştiren girişim sayısı ve niteliği ivmelenecek. Yapay zeka odaklı girişim sermayesi fonları etkinleştirilecek ve hacmi genişletilecek. Bizler de girişimcilerin yolunu açan tüm desteklerden verimli şekilde yaralanmaları için yanlarında olacağız.” bilgisini paylaştı.

 

10 yılda 1 milyar TL destek

 

Yapay zeka Ar-Ge projelerine fon sağlayan TÜBİTAK, son 10 yıl içerisinde yaklaşık bin 715 Ar-Ge ve yenilik projesine 1,7 milyar TL finansman desteği verdi. Yapay zeka Ar-Ge projeleri için verilen desteklerin yüzde 41,2’si büyük işletmelere, yüzde 31,6’sı KOBİ’lere, yüzde 2,3’ü ise mentorluk ve tohum yatırımı oluşturması için teknoloji temelli bireysel girişimcilere sağlandı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Açıkta satılan gıdalar virüs taşıyıcısı olabilir

İnsan vücudunun hastalıklarla savaşması için gerekli olan aktif bir bağışıklık sisteminin temel şartlarından biri de güvenli gıda tüketimi. Kaynağı belirsiz gıdalardan uzak duran ve kişisel hijyenini en üst seviye çıkaran kişiler, kendini ve çevresini virüslerden koruyabilir. Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. U. Tansel Şireli, virüslerin bulaşmasını önlemek için temel hijyen kurallarına uyulması gerektiğini söylüyor ve periyodik olarak denetime tabi olmayan ambalajsız gıdaların taşıyıcı olabileceği konusunda tüketicileri uyarıyor.

 

 

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), yiyeceklerin hazırlanması sırasında dikkat edilmesi gereken hijyen uygulamalarını paylaşarak konunun önemine dikkat çekerken, uzmanlar, virüsün yayılımından korunmak için gıda güvenliği ile ilgili uyarılarda bulunuyor. 

 

Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. U. Tansel Şireli, hasta bireylerin temasıyla gelen güvenilir olmayan gıdaların taşıyıcı olabileceği konusunda uyarıyor. Şireli sözlerine şöyle devam ediyor: “Dünya Sağlık Örgütü’nün gıdalar için sunduğu önerilere mutlaka uyulması gerekiyor. Açıkta satılan peynir, süt, yoğurt, çiğ et, sebze ve meyveler ile diğer gıdalar için bulaşmayı önleyici temel hijyen tedbirleri uygulanmalıdır. Açıkta satılan, sağım ve saklama koşulları belli olmayan sokak sütlerinden muhakkak uzak durulmalıdır. Sütler için özellikle ısıl işlem uygulanmış pastörize veya UHT sütlerin tercih edilmesi gerekiyor.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Teknoloji Bağımlılığıyla Başa Çıkmak Mümkün!

Günümüzde sokakta bile elinden telefon düşmeyen, ekranın karşısından kalkamayan birçok kişiyle karşılaşıyoruz. Yüzünü bile yıkamadan sosyal medya hesaplarına giren, sevincini ve hüznünü sevdiklerinden önce sosyal medyayla paylaşan onlarca kişi bulunuyor. Kişinin teknolojiye ve sosyal ağlara ayırdığı zamanı kontrol altına alamadığı takdirde bağımlılık yaşayabileceğini söyleyen DoktorTakvimi uzmanlarından Psk. Hakan Kepen, teknoloji bağımlılığından kurtulmanın yollarını anlatıyor.

 

Teknoloji, artık hepimizin hayatında önemli bir yer teşkil ediyor. Yeterli kullanımda oldukça yararlı, etkili ve hayatımızı kolaylaştıran bir araç olan teknoloji, bazen bağımlılık da yaratabiliyor. Kişinin teknolojiye ve sosyal ağlara ayırdığı zamanı kontrol altına alamaması bu bağımlılığa neden oluyor. DoktorTakvimi uzmanlarından Psk. Hakan Kepen, teknoloji bağımlısı olup olmadığımızı anlamanın yolarını şöyle özetliyor: “Eğer sosyal yaşantıda eksikler varsa, içine kapanıksanız, sözlü iletişim kurmada problemler, uyku bozuklukları yaşıyorsanız, dikkat eksikliğiniz varsa teknoloji bağımlısı olabilirsiniz. Teknolojik aletler olmadığı takdirde sinir, stres yaşıyorsanız, iştahsızlık, öğün atlamak, sağlıksız besinler almak gibi yeme problemleriniz varsa, eklem ağrıları, bel, boyun fıtığı, gözlerde bozukluk yaşıyorsanız bu gibi belirtiler, teknoloji bağımlılığının getirisi olan olumsuz unsurlardır.”

 

Kendini ifade etmekte zorlananlar kendilerine yapay bir sosyal hayat inşa ediyor

Teknolojinin sosyal anksiyete yaşayan, özgüven eksikliği olan bireylerin problemlerle başa çıkamadığı için başvurduğu bir kaçış yolu olduğunu söyleyen Psk. Kepen, “Bu bireyler bulundukları ortamlara ayak uyduramayıp, kendilerini ifade etmekte zorluk çektikleri için yapay bir sosyal hayat inşa ediyorlar ve burada kendilerini daha güvende hissediyorlar. Bir de sabah güne başlar başlamaz elini yüzünü yıkamadan telefona bakma ihtiyacı hisseden insanlar var. O sabah bakmadığında bazı yapılan paylaşımların gerisinde kalacağı yanılgısına kapılarak sabahın erken saatlerinde zihnini doldurmaya başlıyor. Gün içerisinde de her buldukları boşlukta direkt telefona yönelerek anın keyfini çıkartamıyorlar. Örneğin gezmeye fotoğraf çektirmek, tatile paylaşım yapmak için gidenler, bulunduğu ortamda dikkatini telefona vererek bulunduğu ortama ayak uyduramayıp, o manzaranın tadını çıkartamayıp yaşadığı anın kıymetini anlayamayan kişiler oldukça fazla” diyor.

 

İradenize yenik düşmeyin

DoktorTakvimi uzmanlarından  Psk. Hakan Kepen, birçok kişinin evinde bile teknolojiyle fazlasıyla uğraştığı için çocuklarına da olumsuz örnek teşkil ettiğine dikkat çekiyor. Bu durumun çocuklarda sevgi eksikliği, ilgi eksikliği ve farklı psikolojik etkilere neden olduğunu hatırlatan Psk. Kepen, teknoloji bağımlılığından kurtulmak için kişinin iradesine yenik düşmemesi gerektiğinin altını çiziyor.

 

 

Sosyal medya hesapları ve benzer uygulamalarla zaman geçirmenin normal olduğunu belirten Psk. Kepen, burada önemli olanın buna ne kadar zaman harcadığımız ve kendimizi ne kadar kontrol edebildiğimiz olduğunu söylüyor. Bu gibi bağımlılıklarla başa çıkmak için irademize yenik düşmememiz ve zihnimizi yormamamız gerektiğini hatırlatan Psk. Kepen, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Öncelikle gün içerisinde zaruri olmayan teknolojiyle uğraştığımız zamanı kademe kademe azaltmamız gerekiyor. Teknolojiyi hayatınızın merkezi haline getirmediğinizde bir süre sonra hayatın olduğundan daha fazla anlamlı olduğunuzu göreceksiniz. Belki daha önce keşfedilmeyen yeteneklerinizi keşfetme fırsatı bulabileceksiniz.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Okullarda COVID-19 önlemlerine dikkat!

Okullar 6 Eylül Pazartesi günü itibariyle açılıyor. COVID-19 aşılama süreci devam ederken, çocuklara maske, hijyen ve mesafe kurallarının doğru anlatılması ve öğretilmesi gerektiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ela Tahmaz Gündoğdu, aşı konusunda da önemli uyarılarda bulunuyor: “Okulda çocuğu olan velilerin ve ev halkının mutlaka Sağlık Bakanlığı tarafından önerildiği şekilde aşılarını tamamlamaları gerekmektedir. Kronik rahatsızlıkdan dolayı e-nabız’da aşı tanımlanan 12 yaş üstü çocukların ve diğer aşı tanımlanan tüm çocukların 2 doz aşılarını eksiksiz olmasını öneririz. Okulların açık kalabilmesi ancak aşıların tamamlanması durumunda mümkün olacak gibi gözüküyor”… 

Okullarda doğru maske kullanımının önemine dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ela Tahmaz Gündoğdu, “Maskeye kirli ellerle dokunulmaması, maskenin değiştirilmeden ve değiştirildikten sonra ellerin dezenfekte edilmesi gerektiği çocuklara anlatılmalı. Çocuğun yanına en az 2-3 tane yedek maske verilmeli; yemekten sonra maskesini değiştirmesi ve ellerini dezenfekte etmesi öğretilmeli” açıklamasında bulundu.

Okulda özellikle sosyal mesafenin önemine dikkat edilmesi gerektiğini hatırlatan Dr. Ela Tahmaz Gündoğdu, “Özellikle kantin, teneffüs, yemekhane gibi kalabalık alanlarda sosyal mesafeye uyulmalı. Arkadaşlarla her türlü temastan (el ele gezmek, el şakaları yapmak vs.) kaçınılması gerektiği çocuğa anlatılmalı” dedi. 

Ufak yaştaki çocuklara sevdiği karakterlerden maske alınabilir

Özellikle küçük çocukların maske takma alışkanlıklarını geliştirebilmeleri için sevdiği karakterlerde maske takmalarının sağlanabileceğini hatırlatan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ela Tahmaz Gündoğdu, “Hazır çizgi film karakterli maskelerin yanı sıra sevdiği karakterlerden maske de dikilebilir veya satın alınabilir. Ancak maskelerin koruyucu özelliği olması önemli. En az 2 kat, çocuğun yüzüne uygun pamuklu terletmeyecek kumaş seçilmeli” şeklinde konuştu. Ortak kullanılan alanlara temas edildikten sonra ellerin maskeye, yüze, ağız ve burna değdirilmemesi ve mutlaka yıkanması gerektiğinin altını çizen Dr. Ela Tahmaz Gündoğdu, “Kapı kolu, lavabo, merdiven korkuluğu gibi herkesin dokunduğu alanlarla temas edildikten sonra ellerin mutlaka dezenfekte edilmesi gerektiği çocuklara anlatılmalı. Özellikle daha küçük yaştaki çocuklara ellerin 20 saniye boyunca yıkanması gerektiği mutlaka öğretilmeli” açıklamasında bulundu.

 

Sınıfta kalem-silgi alışverişi yapılmamalı

Küçük yaştaki çocukların dezenfektan kullanımı kontrol edilmeli ve çocuğa uygun dezenfektan miktarının ne kadar olduğu ve ellerin nasıl temizlenmesi gerektiği anlatılmalı. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ela Tahmaz Gündoğdu, “Sınıfta diğer arkadaşlarıyla silgi, kalem, kalemtıraş, kitap gibi ürünlerin paylaşılmaması gerektiği çocuklara anlatılmalı. Açıkta satılan yiyecekler tüketilmemeli ve okullarda bulundurulmamalı. Yiyecek ve içeceklerin bu süreçte paylaşılmaması gerektiği çocuklara öğretilmeli. Yiyecekler mümkünse evden götürülmeli. Yeme ve içme öncesi yine el temizliği sağlanmalı” dedi.

 

Çocukların yanında yedek maske bulundurulmalı

Sınıfın yanı sıra ortak lavabo kullanılırken de mutlaka maske takılması, klozet, klozet kapağı, sifon gibi alanların temasından sonra ellerin mutlaka yıkanması ve dezenfektan kullanılması gerektiğinin çocuklara öğretilmesi gerektiğini söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ela Tahmaz Gündoğdu, “Çocukların yanında mutlaka yedek maske ve dezenfektan bulunmalı. Yemek gibi maske kullanılmayan durumlarda hapşırırken veya öksürürken ağız bir kâğıt mendille kapatılmalı, kâğıt mendil yoksa el dirseği ile kapatılmalı. Öksüren, hapşıran, hasta gibi görünen kişilerden uzak durulmalı” hatırlatmasında bulundu.

 

Okulda aniden gelişen bir rahatsızlık durumunda öğretmene bilgi verilmeli

Okul sırasında ateş, burun akıntısı, öksürük ve nefes darlığı gibi aniden gelişen bir rahatsızlık olması durumunda hızlıca öğretmene bilgi verilmesi gerektiğini anlatan Dr. Ela Tahmaz Gündoğdu, “Maske, mesafe ve el hijyeni kuralına uydukları sürece her türlü virüs ve mikroptan korunabilecekleri anlatılmalı. Ellerin kesinlikle ağız, yüz, burun ve göze değdirilmemesi gerektiği açıklanmalı. Bu salgının er geç biteceği, bunu bir fobi haline getirmemeleri gerektiği, önlemlere uymalarının yeterli olduğu öğretmenler ve veliler tarafından anlatılmalı” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Endokrin Bozucu Kimyasallar Akne Oluşumunda Rol Oynuyor

Son yıllarda hayatımızın her alanında sıkça yer alan ve endokrin sistemin gelişimi ve fonksiyonunu değiştiren maddeler olarak tanımlanan endokrin bozucu kimyasallar sağlık açısından çeşitli tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Bu konu ile ilgili bilgilerden en günceli ise endokrin bozucuların cilt sağlığına etkileri, özellikle de bu maddelerin akne oluşumu ve şiddetinde önemli bir etken olduğu konusu ile ilgili…  

Memorial Ataşehir Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Ayşe Serap Karadağ ve Kocaeli Derince Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Hatice Kaya Özden’in yaptıkları çalışmada akne hastalarında endokrin bozucu kimyasallara daha fazla maruziyet olduğu ortaya çıktı. Türk Dermatoloji Derneği’nden Bilimsel Araştırma Desteği alınarak gerçekleştirilen çalışma, saygın dermatoloji dergilerinden “Journal of Cosmetologic Dermatology” dergisinde “Bisfenol A’nın akne üzerine etkisi; endokrin bozucular akne patogenezinde yeni bir oyuncu mu?’ adıyla 11 Temmuz 2021’de yayınlandı.

Doç. Dr. Ayşe Serap Karadağ ve Uz. Dr. Hatice Kaya Özden, endokrin bozucular ile akne arasındaki ilişki ve çalışmanın detayları ile ilgili bilgi verdi.

Günlük yaşamımızın her anında endokrin bozucularla iç içeyiz

Endokrin bozucu kimyasallar hormonların üretim, salınım, bağlanma, taşınma, aktivite, yıkım ve vücuttan atılımları üzerine etki etmektedir. Endokrin sistemin fonksiyonlarını değiştirerek sağlıklı bir organizmada ve onun gelecek kuşaklarının sağlığında istenmeyen etkilere yol açmaktadır. Bu etki nesiller boyu sürebilir. Bu kimyasallar endüstriyel gıda (hazır gıda, hazır içecek, konserve) maddelerinden kişisel bakım ürünlerine kadar günlük hayatta pek çok alanda kullanılmaktadır. Plastik şişe ve kaplarda, metal konserve kutularının iç tabakalarında, elektronik eşyalarda, ev eşyalarında (halı, koltuk, perde, vb), oyuncaklar, kozmetikler, kişisel temizlik ürünleri, ev temizlik ürünleri, plastik borular ve pestisitler gibi ürünlerin bileşiminde bulunur. Ortamda çok az miktarda olsalar da etkileri fazla olabilir. Doğada ne yazık ki çok sayıda madde endokrin sistemi etkileyebilmektedir. Bunlardan en bilinenleri fitalatlar, fitoöstrojenler, dioksinler, bisfenol-A, polibromine difenil eter, polisiklik aromatik hidrokarbonlar, perfluorine bileşikleri, organofosfat, kurşun, civa, kadmiyum, arsenic, herbisit, parabendir. Plastik yapımında kullanılan Bisfenol A günlük yaşantımızda en sık kullandığımız endokrin bozucu kimyasaldır.

Obezite, diyabet, kanser, kısırlık gibi önemli problemlere yol açabiliyor

Endokrin sistem tiroid, böbrek üstü bezi, hipofiz, pankreas ve yumurtalıklar gibi pek çok organda etkileri olan ve hormonlar aracılığıyla etki eden bir yapıdır. Hormonlar reseptör adlı yapılara bağlanarak etki gösterir. Endokrin bozucu kimyasal maddeler aynen hormonlara benzer etkiyle hormon reseptörlerine bağlanıp hormonları azaltabilir, artırabilir veya işlevini bozabilir. Günümüzde bu endokrin bozucu kimyasalların obezite, diyabet, erken ergenlik, otizim, kısırlık, hatta kanser gibi çok sayıda hastalığa neden olabildiği öne sürülmektedir. Ayrıca adet düzensizliği, sivilce ve tüylenme problemlerinin birlikte olabildiği polikistik over sendromuna da yol açabildiği bilinmektedir. 

Cilde ciddi etkileri var

Endokrin bozucular oldukça iyi bilinen maddeler ancak deri hastalıklarında bu konuda pek çalışma olmadığını görmekteyiz. Cilt bakım ürünlerinde koruyucu, stabilize edici özelliği ile sık kullanılan fitalatların alerjik yanıtı uyardığı ve egzamaya yol açtığı gösterilmiştir. Atopik dermatit, kuru cilt gibi problemlerde cildin koruyucu bariyeri bozulduğu için endokrin bozucuların deriden emilimi artmakta ve bu bireylerde tahriş ve egzama daha sık görülmektedir. Dioksinin uzun süreli maruziyeti yüz, göğüs, sırt gibi pek çok alanda kist şeklinde akne benzeri döküntüye yol açabilmektedir. Endokrin bozucular ciltteki melanin hücrelerinin sayısını artırarak leke oluşumunu da tetikleyebilmektedir. Sigaradaki kömür katranında bulunan polisiklik aromatik hidrokarbon yapıdaki endokrin bozucular, oksidatif stresi artırarak DNA hasarı ile ciltte yaşlanma ve kansere yol açabilmektedir.

Akne riskini ve şiddetini artırıyor 

Akne (sivilce) oluşumunda hormonlar, yağ bezlerini uyararak sebum üretimini artırmaktadır. Yapılan çalışmalarda taş devri diyetle beslenen ve doğal yaşayan daha ilkel toplumlarda akne görülmemektedir. Batılı ve endüstriyel topluluklarda ise beslenme alışkanlıkları ve çevresel faktörler nedeni ile sıklığı giderek artmaktadır. 

Bisphenol A ve diğer endokrin bozucuların akne üzerine etkisine dair bugüne kadar yapılmış insan çalışması bulunmamaktadır. Yaptığımız çalışmada akne hastalarının sağlıklı bireylere göre çok daha yüksek bisfenol A değerine sahip olduklarını gördük. Ayrıca bireylerin akne şiddeti arttıkça idrarlarında tespit edilen Bisfenol A düzeylerinin de daha fazla olduğunu tespit ettik. Bu sonuç bizlere akne oluşumunda ve şiddetinde endokrin bozucuların rolünün olabileceğini göstermektedir.

Ürün içerikleri çok önemli

Örneğin bazı kişisel bakım ve kozmetik ürünlerinin (şampuan, oje, ruj, saç spreyi, parfüm, güneş kremleri ve nemlendiriciler) içeriğinde de paraben, fitalat, bisfenol A gibi endokrin bozucu kimyasallar bulunmaktadır. Bu ürünler vücudumuzun en büyük organı olan derimize direk teması ve sık kullanımları ile ciltten emilerek akne oluşumunda rol oynayan hormonal faktörleri uyarmakta, ciltteki yağ bezlerinin salınımını artırarak akne oluşumuna yol açabilmektedir.

Etken maddelerin, cilde etkilerini ortadan kaldırmak için;

– Endokrin bozucuların neler olduğunun bilinmesi, kullanılan mutfak malzemelerinden kişisel bakım ürünlerine kadar satın alınan ürünlerin içeriğinin okunup ona göre alınması önemlidir. Çok sayıda endokrin bozucunun kimyasal içerik olması nedeniyle içerik detayını öğrenmek için barkod okuyucu cep telefonu uygulamaları da indirilerek yardım alınabilir.

– Koruyucu (preservative), paraben, parafen, fitalat, bisfenol A gibi endokrin bozucuları içeren şampuan, diş macunu, güneş kremi gibi cildimize direkt temas eden ve düzenli kullanılan kişisel bakım ürünleri almamaya özen gösterilmelidir.

– Konserve veya fast-food gıdalar yerine taze dondurulmuş, kurutulmuş veya mevsiminde taze yiyecekleri tercih edilmelidir.

– Yiyecekler asla yanmaz poşet, plastik tabak vb malzemeler ile ısıtılmamalıdır.

– Pestisit, insektisit gibi tarım ilaçları ile kontamine olan meyve ve sebzeler yerine organik ürünlerin kullanımı tercih edilmelidir.

Akne oluşumunu önlemek için sağlıklı beslenin

Yüksek glisemik indeksli, fast food tarzı, ambalajlı endüstriyel gıdaların, yağlı gıdaların, cips ve çikolatanın, süt ve süt ürünlerinin tüketilmemesine özen gösterilmelidir. Bunun yerine az yağlı, organik sebze meyve ağırlıklı Akdeniz tipi diyet ve probiyotikler tercih edilmelidir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Usta oyuncu Nusret Çetinel vefat etti!

Ses sanatçısı ve yazar Onur Akay, usta oyuncu Nusret Çetinel'in hayatını kaybettiğini duyurdu.

69 yaşındaki usta oyuncu Nusret Çetinel'in vefat ettiği öğrenildi. Acı haberi magazin camiasında duyurduğu ölüm ve hastalık haberleri nedeni ile "Felaket Tellalı" lakabı ile ünlenen ses sanatçısı ve yazar Onur Akay duyurdu. Akay, "Eylül ayı sanat camiasına yaprak dökümü ile geldi. Şimdi ise 1 yıldır kanser tedavisi gören usta oyuncumuz Nusret Çetinel'i kaybettik. Bugün hayatını kaybeden oyuncumuzun ailesine ve sevenlerine başsağlığı dilerim. Nur içinde yatsın inşallah." ifadelerini kullandı.
 

NUSRET ÇETİNEL KİMDİR?

Türk oyuncu ve seslendirme sanatçısı Nusret Çetinel, 26 Ocak 1952 tarihinde Ankara'da dünyaya gelmiştir. Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı mezunudur. Konservatuvara girdiği yıldan itibaren özel ve devlet tiyatrolarında oynadı. 2011 yılında Devlet Tiyatroları'ndan emekli oldu. 1976'dan itibaren TRT televizyonunda dublaj sanatçısı olarak çalıştı.

Rafadan Tayfa, Pembe Panterin Dönüşü, Polis Akademisi, Police Story, Tanrının Zırhı, Jetgiller, Cehennem Melekleri 2, Yıldız Savaşları Bölüm 2 gibi projelerde seslendirme yapan Nusret Çetinel Ayrıca; Eyvah Babam, Bizim Evin Halleri, Sırlar Dünyası, Büyük Buluşma, Yağmurdan Sonra, Yeşeren Düşler, Hakkını Helal Et, Nazlı Yarim, Tek Türkiye, Son Ağa, Unutma Beni, Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi, Hür Adam Öyle Bir Geçer Zaman ki, Muhteşem Yüzyıl, Patron Mutlu Son İstiyor, Sevda Kuşun Kanadında ve İsimsizler gibi yapımlarda rol almıştır. Şimdilerde Show TV ekranlarında yayınlanan Aşk Ağlatır dizisinde Hikmet karakterine hayat vermektedir.

 

Nusret Çetinel'in rol aldığı diziler ve filmler:

2019 – Aşk Ağlatır (Hikmet) (TV Dizisi)
2018 – Kardeşim İçin Der’a (Şeyh Ahmet) (Sinema Filmi)
2018 – İstanbullu Gelin (Kuyumcu) (TV Dizisi)
2017 – İsimsizler (Yunus Ağa) (TV Dizisi)
2017 – Rafadan Tayfa Dehliz Macerası (Sinema Filmi)
2016 – Sevda Kuşun Kanadında (Mehmet) (TV Dizisi)
2015 – Rafadan Tayfa (TV Dizisi)
2015 – Küçük Prens (Türkçe Seslendirme) (Sinema Filmi)
2015 – Git Başımdan (Reyhan’ın Babası) (Sinema Filmi)
2014 – Patron Mutlu Son İstiyor (İzzet) (Sinema Filmi)
2014 – Düşler ve Umutlar (TV Dizisi)
2012 – Cehennem Melekleri 2 (Türkçe Seslendirme) (Sinema Filmi)
2011 – İzmir Çetesi (Kazım) (TV Dizisi)
2011 – İnsan Aldandı (Ekrem Bircan) (TV Dizisi)
2011 – Seni Bana Yazmışlar (Muhteşem) (TV Dizisi)
2011 – Muhteşem Yüzyıl (Lala Kasım Paşa) (TV Dizisi)
2011 – Bir Ömür Yetmez (TV Dizisi)
2011 – Öyle Bir Geçer Zaman ki (TV Dizisi)
2010 – Tek Türkiye (Reşit Ağa) (TV Dizisi)
2010 – Samanyolu (Namık Baba) (TV Dizisi)
2010 – Hür Adam (Mahkeme Reisi) (Sinema Filmi)
2010 – Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi (Yalçın) (TV Dizisi)
2008 – İyilik Kervanı (Okul Müdürü) (TV Dizisi)
2008-2014 – Unutma Beni (TV Dizisi)
2008 – Son Ağa (Erdal) (TV Dizisi)
2008 – Bizim Evin Halleri (Şadan) (TV Dizisi)
2007 – Çılgın Motorcular (Peter Fonda Seslendirmesi) Sinema Filmi)
2007 – Nazlı Yarim (TV Dizisi)
2007 – Hakkını Helal Et (Komise Asım) (TV Dizisi)
2006 – Yeşeren Düşler (Haşmet) (TV Dizisi)
2006 – Yağmurdan Sonra (Mithat) (TV Dizisi)
2004-2007 – Büyük Buluşma (Hamdi) (TV Dizisi)
2002 – Yıldız Savaşları: Bölüm 2 (Türkçe Seslendirme) (Sinema Filmi)
2002 – Sırlar Dünyası / Sır Kapısı (TV Dizisi)
2000 – Bizim Evin Halleri (Şadan Ulusoy) (TV Dizisi)
1998 – Eyvah Babam (Savcı) (TV Dizisi)
1997 – Eltiler (TV Dizisi)
1993 – Cezalandırıcı (Türkçe Seslendirme) (Sinema Filmi)
1990 – Jetgiller (Türkçe Seslendirme) (Sinema Filmi)
1987 – Tanrının Zırhı (Ken Boyle Seslendirmesi) (Sinema Filmi)
1985 – Police Story (Bill Tung Seslendirmesi) (Sinema Filmi)
1984 – Polis Akademisi (Donovan Scott Türkçe Seslendirme) (Sinema Filmi)
1976 – Pembe Panterin Dönüşü (Peter Arne Seslendirmesi) (Sinema Filmi)

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Gülben Ergen konser öncesi kampa girdi!

Bu yaz arka arkaya verdiği konserler serisinin sonunu 17 Eylül Cuma akşamı Paraf Kuruçeşme Açıkhava ‘da verecek olan Gülben Ergen konser öncesi kampa girdi…

 

Gülben Ergen 17 Eylül Cuma akşamı yaz konserler serisinin sonunu Paraf Kuruçeşme Açıkhava ‘da muhteşem show ile yapacak. 20 kişilik dev orkestrasıyla unutulmaz bir geceye imza atmaya hazırlanan Gülben Ergen, konser öncesi kampa girdi. 

 

Konser öncesi sadece bedensel değil ruhsal bir arınmanın da hazırlığında olan ve 10 günlük Vegan beslenme diyetini yapmaya başlayan Gülben Ergen hayvansal hiçbir ürünü tüketmeyecek. Ergen’in bu 10 günlük Vegan Belenme diyetinde olmazsa olmaz beslenme listesi “Badem, Hurma, Şekersiz Limonata, tüm yeşillikler, sebze çorbaları, kinoa, mercimek ve chia tohumundan oluşuyor.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı