Aylık arşivler: Eylül 2021

Eğitim sektörünün üçte ikisi çevrimiçi eğitim olanaklarını iyileştirmek için BT bütçelerini arttıracak

Çevrimiçi eğitim, teknolojinin eğitim stratejilerinin merkezinde yer aldığı pandemi döneminde yeni bir çağın başlangıcı oldu. Gelecek belirsizliğini korurken, dijital planlar eğitim kurumları için daha önemli hale geldi. BT ekipleri, mevcut altyapıların ve teknolojilerin güvenli bir eğitim deneyimi sunmaya uygun olup olmadığını değerlendirerek teknoloji sıfırlaması yapmak durumunda kaldı. Dynabook'un bir süre önce yaptığı The Hybrid Shift: Managing an increasingly remote workforce (Hibrit Değişim: Giderek artan uzak işgücünü yönetmek) adlı araştırma, eğitim alanında faaliyet gösteren BT liderlerinin yaklaşık üçte ikisinin bu yıl BT bütçelerini artırmayı planladığını ortaya koydu.

 

Pandemiyle birlikte okulda ve evde kullanılabilecek uygun eğitim teknolojilerine ihtiyaç duyulmaya başlandığını belirten Dynabook Türkiye İş Birimi Yöneticisi Ronald Ravel, eğitim dünyasında BT liderliğinde nelerin değişeceğini paylaştı. Uzaktan eğitimin bulut tabanlı teknolojilerin gücünü gösterdiğini belirten Ravel, “Eğitim kurumları sokağa çıkma kısıtlamalarıyla birlikte kapılarını kapatırken dijital çözümler sayesinde eğitim internet üzerinden devam edebildi. Bunun BT dünyasına da büyük etkisi oldu. Örneğin, Dynabook'un çalışmasına göre, bulut tabanlı çözümler, uzaktan BT desteği ve siber güvenlik altyapısı, eğitim sektörünün en önemli öncelikleri arasında yer alıyor. BT karar vericilerinin yüzde 84'ü pandemi öncesine göre güvenlik konusunda daha hassas. Aynı zamanda kurumların dörtte üçü artık bulut platformu kullanımına daha çok önem verdiğini söylüyor” ifadelerini kullandı.

 

Eğitim sektörünün yüzde 73’ü dizüstü bilgisayar satın alımını eskisinden daha fazla önemsiyor

 

Dizüstü bilgisayarlar, masaüstü bilgisayarlar ve tabletlerin pandemi öncesinde bile sınıfların önemli bir parçası olduğunu söyleyen Ronald Ravel, geçtiğimiz yıl bu cihazların eğitim dünyasındaki rollerinin büyük ölçüde değiştiğini vurguluyor. Ravel, “Özellikle dizüstü bilgisayarlar karantina döneminin isimsiz kahramanları olarak öne çıktı. Araştırmamıza göre, eğitim sektöründeki BT departmanlarının neredeyse yüzde 73’ü bu cihazlarla ilgili satın alma kararlarını geçen yıla göre artık daha önemli olarak görüyor. Eğitim kurumları yüksek performanslı, düşmelere ya da darbeler karşı dayanıklı, eğitim ve öğrenim deneyimi için her şeyi sunan cihazlara ihtiyaç duyuyor. Kuruluşların büyük bölümü cihaz seçiminde güvenliğin, bağlantı seçeneklerinin, performansın ve dayanıklılığı önceliklendiriyor” diyor.

 

Öğretmenler için uzaktan destek teknolojileri, eğitim kurumlarının yüzde 58’inin öncelikleri arasında

 

Eğitim teknolojileriyle ilgili çalışmalar büyük ölçüde öğrenci verimliliğine odaklanıyor. Ancak öğretmenler de güvenli ve etkili bir eğitim ortamı için BT desteğine ihtiyaç duyuyor. Normalleşme süreciyle birlikte sınıflara geri dönüş gündeme gelse de özellikle yüksek öğretimde sanal derslerin birçok müfredatın parçası olmaya devam edeceği öngörülüyor. Bu, pandemi sonrası döneme girerken öğretmen üretkenliği ve iş birliği argümanının önemini koruyacağı anlamına geliyor. Bu nedenle öğretmenlere de öğrencilerin eğitimini desteklemeye devam etmeleri için doğru teknolojinin sağlanması gerekiyor. Dynabook'un araştırmasına göre, eğitim kurumlarının yüzde 58’i öğretmenler için uzaktan destek teknolojilerine öncelik veriyor.

 

“Teknoloji eğitimin en önemli parçası olmaya devam edecek”

 

Geçtiğimiz bir buçuk yıl içerisinde birçok okulda dijital dönüşümün hızlandığını söyleyen Ronald Ravel, “Pandemi, eğitimi destekleyen dijital hizmetler konusunda farkındalığı artırdı ve bunun sonucunda birçok BT departmanının BT önceliklerini yeniden belirlemesine ve altyapıyı gözden geçirmesine neden oldu. Geçtiğimiz yıl, teknolojinin hem okullarda hem de evde hayatı kolaylaştırdığını gördük. Teknoloji, önümüzdeki yıllarda da eğitimin en önemli parçası olmaya devam edecek” diyor.

 

Günlük bilgi işlem ihtiyaçlarını karşılayan güçlü araç setiyle eğitim için doğru tercih

 

Dynabook’un performans, üretkenlik ve çağdaş tasarımı uygun bir fiyat noktasında birleştiren 15 inç ekrana sahip cihazı Satellite Pro C50-G, eğitim için uygun bir seçenek olarak öne çıkıyor. Koyu mavi şık dış yüzeyiyle modern bir estetik görünüme sahip olan cihaz; evde, ofiste veya hareket halinde olan günümüzün modern profesyonelleri ve öğrencilerine hitap ediyor. Satellite Pro C50-G, premium fiyat etiketi olmadan, kompakt ve çekici form faktörüyle kullanıcısına günlük bilgi işlem ihtiyaçlarını karşılayan güçlü bir araç seti sunan Satellite Pro C50-G; günümüzde veri güvenliğinin birçok işletme ve eğitim kurumu açısından büyük bir endişe kaynağı haline gelmesi nedeniyle, tüm bilgileri cihazda şifreleyen ve verilerin değiştirilme riskini azaltan fTPM 2.0 (Firmware Based Trusted Platform Module) teknolojisiyle geliştirildi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Başkan Ecevit Keleş kan kaybediyoruz

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sakarya İl Başkanı Ecevit Keleş, Türkiye’nin tarımsal üretimde kan kaybettiğini dile getirerek, “Kendine yetebilen Türkiye’den İthalatçı Türkiye’ye döndük” dedi.
 

CHP Sakarya İl Başkanı Ecevit Keleş, tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecinde üreten ve tarımsal alanda kendine yetebilen ülkelerin ekonomilerinde çok ciddi sarsılma yaşanmadığına dikkat çekerek, “Tarımsal üretimin önemini yaşadığımız süreçte çok iyi anladık. Gelecekte kendi gıdasını üretebilen, tarımsal yeterliliğe sahip ülkeler dünyada söz sahibi olacak. Ama ülkemizde durum tam tersine dönüyor. Kendi kendine yetebilen Türkiye’den samanı, büyükbaş hayvanı, arpayı, buğdayı ithal eden Türkiye’ye dönüyoruz. Gelecek yıllar için DEVLET bazında yapılacak üretim planlaması ile İTHALATÇI olmamamız adına en az 5 yıllık bir tarımsal kalkınma planına ihtiyacımız var” dedi.
CHP Sakarya İl Başkanı Ecevit Keleş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Tarım; Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, yetiştirilmesi, işlenmesi, korunması, depolanması, stoklanması, pazara ulaştırılması, değerlendirilmesidir. Arge ve ıslah çalışmalarıdır. Sanayiyi, ticaret üstünden tetikleyen önemli bir dinamiktir. Milli ekonominin temelidir. Tarım ürünü gıdadır. Endüstriyel, tıbbi, katkı malzemesidir. Milli savunma, ulusal egemenliktir. İnsanların ve insanların beslendiği hayvanların yaşam enerjisidir. Bu nedenle tarımın ikamesi yoktur. Hapla, şurupla, beslenemez ve besleyemezsiniz. Son yıllarda yaşanan iklim değişikliği, kuraklık, seller, dolu gibi afetler nedeniyle tarımsal ürünlerde ülkemizde ve dünyada Yüzde 50’lere varan oranlarda rekolte düşüşü yaşanıyor. Tüm bunların yanında son 2 yıldır yaşadığımız global pandemi nedeniyle ülkeler arası İTHALAT ve İHRACATTA da sıkıntılar yaşamaya başladık.”
-11,5 MİLYON TON BUĞDAY İTHAL ETMEK ZORUNDAYIZ-
Türkiye’nin tarımsal üretim ve tüketim oranlarıyla ilgili bilgiler paylaşan CHP Sakarya İl Başkanı Ecevit Keleş, “Ülkemizde buğday tüketimi yıllık 22 milyon tondur. Bunun 6 milyon tonu DİR kapsamında ( makarna, bisküvi, vb) işlenip ihraç edilmektedir.  Bu yıl buğday üretimimiz 9,5 milyon ton civarındadır. Bu nedenle 11,5 milyon ton buğdayı İTHAL etmek zorundayız.

-3 MİLYON TON ARPA İTHAL ETMEK ZORUNDAYIZ-
Ülkemizde arpa ihtiyacımız 7,5 milyon tondur. Ülkemizde arpa üretimi 4,5 milyon tona kadar düşmüştür. Yıllık olarak arpada 6 milyon ton hayvan yemi, 242 bin tonu endüstriyel 66 bin ton da Gıda olarak ihtiyacımız var. 3 milyon tonunu İTHAL etmek zorundayız.
-YAĞLIK AYÇİÇEĞİ İHTİYACIMIZIN YÜZDE 40’INI İTHAL ETMEK ZORUNDAYIZ-
Ülkemiz yağlık ayçiçeği ithalatında dünyada 1. sıradadır. Çekirdek + Tohum +Ham yağ olarak DİR kapsamında da ihracat yapmaktadır. 2021 yılı ayçiçeği üretimimiz 1.800 bin ton civarında beklenmektedir. Mevcut ihtiyacımızın Yüzde 40’ını İTHAL etmek zorundayız.
-2,8 MİLYON TON MISIR İTHAL ETMEK ZORUNDAYIZ-
2021 yılı mısır rekoltesi beklentimiz 6,8 milyon ton civarındadır. Mısırda da 2,8 milyon ton İTHAL etmek zorundayız.
-450 BİN TON PİRİNÇ İTHAL ETMEK ZORUNDAYIZ-
Pirinçte ise ihtiyacımızı karşılamak için 450 bin ton İTHAL etmek zorundayız.
Asla ithalatı savunmuyoruz. Savunulmaz da. Lakin bu dönemde insanların ve hayvanların besin zincirinde olan bu temel gıdaları İTHAL etmek zorundayız.
Bu temel gıdaları, bu stratejik tarımsal ürünleri TMO'nun global anlamda fiyatların en düşük olduğu haziran /Temmuz aylarında agresif bir şekilde depolarına koyması gerekiyor idi. Mevcut depolarında ki stokları peyder pey piyasaya sürmesi gerekiyordu. Böylelikle piyasayı regüle edecek ve küçük üreticilerin elinden ürünlerinin piyasadaki stokçular tarafından alınmasının önüne geçecekti. İç piyasada aşırı fiyat artışının önünede geçilmiş olacaktı. Maalesef yerli Üreticilere alım fiyatları sezon sonunda açıklandı ve özellikle küçük üreticiler çok zor duruma düşürüldü. Stokçulara fırsat verildi.
Görünen o ki Kasım /Aralık ayında İthalatta problemler yaşayacağız. Temel gıda maddelerinde fiyat artışı yaşayacağız. İç piyasa ihtiyacımız için bu yıl üretim şansımız da yok. Gelecek yıllar için DEVLET bazında yapılacak üretim planlaması ile İTHALATÇI olmamamız adına en az 5 yıllık bir tarımsal kalkınma planına ihtiyacımız vardır. Bu nedenle bu kritik sürecin herkesin hayrına olacak şekilde yürütülmesi gereklidir. Buraya kadar ki süreci yönetemedik. Ama bu krizi yönetmek zorundayız. İnsanlar ve hayvanlar için temel besin zincirinin korunmasını sağlamak zorundayız. Tüketicinin alım gücünü gözetmek zorundayız” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İmamoğlu, Balıkçı Esnafı ile bir araya geldi, mezat yaptı “Vira Bismillah” dedi

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, av yasağının bitmesi ile yeni sezona başlayan balıkçı esnafının heyecanına ortak oldu. Sabah 03.00 sularında Gürpınar Su Ürünleri Hali’nde balıkçılarla bir araya gelen İmamoğlu, balıkçılarla birlikte, “Vira Bismillah” dedi. Sezonun ilk mezatını da yapan İmamoğlu, 300 TL olan bir kasa balığı, pazarlık yaparak 250 TL’ye aldı. Yaptığı konuşmada çevre sorumluluğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Denizlerimizi Allah korusun. Ama Yaradan'a bu duayı ederken sorumluluğun da kullara düştüğünü unutmayalım. Hepimize düşüyor. Hepinizi bu sezonda bereketle buluşmanızı diliyorum. Allah'ın izniyle kazancınız bol olsun. ‘Vira Bismillah’ diyelim. Yolunuz açık olsun” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, av yasaklarının bitmesi ile yeni sezona başlayan balıkçıları, Gürpınar Su Ürünleri Hali’nde ziyaret etti. Balıkçılarla sohbet etti, dertlerini dinledi. Sezonun ilk mezatını da yapan İmamoğlu, açılış fiyatı 300 TL olan bir kasa balığı, pazarlık yaparak 250 TL’den aldı.

Ziyaretin ardından esnafa hitap eden İmamoğlu, “İnşallah bereketli bir balık sezonu açılmış olsun bu vesileyle. Her sene 1 Eylül'de balıkçımız denizle buluşuyor. Belki benzer şeyleri söyleyeceğiz ama bu sene de temennimiz odur ki deniz bize bereketini sunsun. Duamız odur. Çünkü denizde ne kadar bol ürün olursa hem esnafımız kazanacak, hem de vatandaşımızın sofrasına balık daha ucuz gelecek. Bu bir maliyet işi tabii ki. Bu noktada bereketi dilememiz lazım. Bu sabah bismillah dedik. Siftahımızı yaptık içeride. İnşallah bereket ve şans getirir size” diye konuştu.

“DENİZİ KORUMADA HERKESİN SORUMLULUĞU VAR”

Sık sık çevre duyarlılığına ve deniz temizliğine dikkat çeken İmamoğlu, denizi en iyi bilen sizlersiniz dediği esnafa, şöyle konuştu: 

“Tabii bu sene özel olarak konuşmamız gereken başta güzel denizimizin, denizlerimizin temizliği. Marmara'da yaşadığımız, denizleri koruma noktasında herkesin sorumluluğu var. Yani devletimizin kurumlarından belediyelerimize, sanayi tesislerimizden tarım yapan insanlarımıza, üretim yapan insanlarımıza her bireyin çevreyi korumayı denizlere, doğaya zarar vermemeyi ilke edinmesi lazım. O bakımdan denizin nimetini en iyi bilen sizlersiniz. Denizi de gözü gibi, belki de en ön sırada koruyacak olan sizler olduğunu biliyorum.”

Marmara Denizi’nde bu yıl yaşanan müsilaj sorununun herkesi tedirgin ettiğinin altını çizen İmamoğlu, sorunu çözmek için de topyekun bir seferberliğin gerekli olduğunu söyledi.

Marmara Denizi’nin bereketli olduğunu ve bu denizin korunması konusunda hızlı kararlar alınması gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, “Bu noktada her kurum, yatırım yapma konusunda, tedbirleri önceleme konusunda, hızlı hareket etme konusunda söz birliği yaptı. Bakanlıktan belediyelere, kurumlara varıncaya kadar ancak bu sürecin, bu tehdidin öyle akşamdan sabaha bitme şansı yok. Yılların birikimi söz konusu. Zorluğu doğal olarak var. Doğanın getirdiği iç deniz olmasından doğan zorlukları var. Bir başka zorluğu da ne yazık ki ülkemizin neredeyse üç insanından birisinin yaşadığı bir yerin ortasında duran bir denizden bahsediyoruz. Yani koca memleketimizin üç insanından birisi Marmara Denizi'nin kıyılarında yaşıyor. Çevresinde oturan insanların da gözü gibi çevreyi kollaması gerekir. Zaten memleketini, milletini seven insanın yapması gereken husus budur. Bu önceliği yapacağız. İnşallah bu konuda attığımız adımları ve atacağımız adımları anbean bütün hemşerilerimizle paylaşacağız, bütün Türkiye'yle paylaşacağız” şeklinde konuştu.

BU TESİSİ EN VERİMLİ ŞEKİLDE KULLANMANIN ÇABASI İÇERİSİNDEYİZ

Gürpınar Balık Hali'nin başından beri bir takım sıkıntılarının olduğunu ve mesafe zorluklarını bildiğini kaydeden İmamoğlu, “Ben buralıyım, Beylikdüzülüyüm. Nasıl başladığını, nasıl sonuçlandığını biliyorum. Ama bugün itibariyle bu tesisi en verimli şekilde kullanmanın çabası içerisindeyiz. Bu verimliliği sağlarken esnafı koruma konusunda da geçtiğimiz yılda, bir önceki yılda attığımız adımları en yakın buradaki kooperatif heyeti başkanı ve sizler biliyorsunuz. Hem esnafı koruyacağız, hem kurumumuzu koruyacağız. Çünkü buradan isteğimiz, en sıhhatli, en sağlıklı şekilde ürünlerin vatandaşa ulaşmasını sağlamak” diye konuştu.

SORUMLULUK KULLARA DÜŞÜYOR

Büyükşehir Belediyesi olarak, her adımlarını balıkçıları ve ailelerini mutlu etmek için attıklarını belirten İmamoğlu, konuşmasını şu şekilde bitirdi:

“2021-2022 sezonunda doğanın tedbirleri en ön planda duracak, süreçleri takip edeceğiz, olası birtakım olağanüstü durumlarda yine sizlerle oturup en güzel kararları hep birlikte alacağız. Denizlerimizi Allah korusun. Ama Yaradan'a bu duayı ederken sorumluluğun da kullara düştüğünü unutmayalım. Hepimize düşüyor. Hepinizi bu sezonda bereketle buluşmanızı tekrar diliyorum. Allah'ın izniyle kazancınız bol olsun. Vira Bismillah diyelim. Yolunuz açık olsun.” Bu arada esnaf ziyaret sırasında İmamoğlu’na baklava ikram etti.

BAKANLIKTAN HABER BEKLİYORUZ

İmamoğlu, bir esnafın, “Müsilajla mücadele konusunda neler yapılıyor” şeklindeki sorusunu da cevapladı. Çevre Şehircilik Bakanlığı, Marmara Belediyeler Birliği ve Marmara'ya kıyısı olan illerin valileriyle bir kurul oluşturulduğunu kaydeden İmamoğlu, bu kurulla şimdiye kadar üç kez bir araya geldiklerini söyledi. Kendilerinin de tavsiyeleriyle birlikte bir bilim kurulu oluşturulduğunu ve bu kurulun aralıklarla vatandaşları bilgilendirdiğini kaydeden İmamoğlu, şöyle devam etti:

“Müsilajın şu anda olmamasının ileride de olmayacağı anlamına gelmiyor. Yıllar önce de gözüktüğü gibi yine gözükebilir. Oranını kestiremiyoruz. Çevre Şehircilik Bakanımız, müsilaj sürecinin balıklarda herhangi bir sağlık sorunu oluşturmadığını açıkladı. Dolayısıyla bizim şu anda vatandaşa vereceğimiz bilgi bu. Marmara Bölgesi'ne bir stratejik plan hazırlanıyor. Bugünlerde toplantısının yapılmasını bekliyoruz. Biz İstanbul adına, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak hazırlıklarımızı yaptık, bakanlığa sunduk bakanlık da sanıyorum en yakın zamanda bu toplantıyı yapacak. Biz bakanlıktan haber bekliyoruz. O toplantı sonucunda bu konuda da bilgi sahibi olacaksınız. Geçmişte yani daha doğrusu yaz başında yapmış olduğumuz temizlik işlemi bir sonuç değildir. Sadece var olanın temizlenmesiyle ilgili yaptığımız bir çalışmadır.”

Başkan İmamoğlu’na, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Murat Yazıcı, İBB CHP Grup Başkan Vekili Doğan Subaşı, İBB İYİ Parti Grup Başkan Vekili İbrahim Özkan, İSYÖN AŞ Genel Müdürü Hamdi Arpa ile İstanbul Su Ürünleri Hali Komisyoncuları Derneği (İSKOMDER) Başkanı Mahmut Uçan eşlik etti.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Milletvekili Tutdere Kahta’dan iktidara seslendi: Demirciler Çarşısı esnafının feryadını duyun!

TBMM Başkanlık Divanı Üyesi ve CHP Adıyaman Milletvekili Av. Abdurrahman Tutdere, CHP Adıyaman İl Disiplin Kurulu Başkanı Kemal Şimşek, CHP Kahta İlçe Başkanı Mustafa Celayer ve çok sayıdaki parti yöneticileriyle birlikte Kahta esnaf ziyaretlerini sürdürüyor.

Kahta esnaf ziyareti programı kapsamında Kahta Demirciler Çarşısı’nı ziyaret eden Milletvekili Tutdere, çarşı esnafının yaşadığı mağduriyetleri dinleyerek yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi noktasında yetkililere çağrıda bulundu.

Demirciler Çarşısı Esnafını Kapı Dışarı Etmeye Kimsenin Hakkı Yok

Kahta Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi inşası için yıkılacak olan Kahta Demirciler Çarşısı esnafını ziyaret ederek yaşanan mağduriyetleri dinleyen Milletvekili Tutdere, yer gösterilmeksizin iş yerlerinin boşaltılmasına ve çarşı esnafının mağdur edilmesine tepki gösterdi.

Kahta Demirciler Çarşısı esnafının yaşadığı mağduriyetleri dile getiren Milletvekili Tutdere, “Çarşı esnafı hizmet gelsin ancak bizim mağduriyetlerimiz de giderilsin diyorlar. Bize yer gösterin diyorlar. Bu insanları biz hastane yapacağız diyerek kapı dışarı etmeye kimsenin hakkı yok. Bu esnaflarımız tezgahlarını nereye taşıyacaklar. Bu emekçilerimiz de bu memleketin insanları ve yıllardır buraya alın teri dökerek, katma değer sağlayan insanlar. Biz yaptık oldu anlayışı çok yanlış. Yaptığınız zorbalıktır, hukuk tanımamazlıktır. Bu insanlarımızın hakkını bir an evvel verin, esnaflarımızı mağdur etmeyin. Bu esnaflarımız bu tezgahlarında üretmeye, Kahta halkına hizmet etmeye devam etsinler. Başta Kahta Kaymakamı olmak üzere tüm yetkileri göreve davet ediyorum. Esnaflarımızın feryatlarını duyun ve yaşanan bu mağduriyetini bir an evvel giderin.” dedi.

“Kaymakamlık Demirciler Çarşısı Esnafının Yanında Olmadı”

Kahta Demirciler Çarşısındaki esnaflar mağduriyetlerinin giderilmesi noktasında yardım beklediklerini dile getirerek süreç hakkında bilgi paylaştılar. Kaymakamlığın kendilerine yer tahsis etmediğini ifade eden Demirciler Çarşısı esnafı, “Kaymakam’a bize bir yer bulun, bir yer gösterin biz oraya gidelim dedik. Kaymakam’da bize size bir yer ayarlamaya çalışacağım dedi. Aradan biraz zaman geçtikten sonra Kaymakam bizi yeniden toplantıya çağırdı ve bize yer bulamadığını, başımızın çaresine bakmamız gerektiğini söyledi. Taşınmamız için bize 10-15 günlük bir süre tanıdığını ifade etti. 15 gün içerisinde yer bulamayız, bulsak bile taşınamayız.” şeklinde konuştu.

Demirciler Çarşısı Esnafının Mağduriyetleri Giderilinceye Kadar Yanlarında Olacağız

Sorun çözüme kavuşuncaya dek CHP olarak sürecin takipçisi olacaklarını dile getiren Milletvekili Tutdere, “Cumhuriyet Halk Partisi olarak Demirciler Çarşısı esnafının sesi olacak, bu haklı mücadelelerinde yanlarında olacağız. Hem hukuk karşısında hem de bürokrasi karşısında hakları teslim edilinceye dek konunun takipçisi olacağız.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

AKP iktidarı vatandaşı borç batağına sapladı, 3 milyon 564 bin kişi borcunu ödeyemiyor

TBMM Başkanlık Divanı Üyesi ve CHP Adıyaman Milletvekili Av. Abdurrahman Tutdere, tüketici kredisi ve kredi kartı borçlarında yaşanan artışa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

Milletvekili Tutdere, son bir yıl içerisinde tüketici kredisi ve kredi kartı borçlarını zamanında ödemeyen vatandaş sayısında büyük bir patlama yaşandığını ifade ederek borcu yüzünden takibe alınan kişi sayısındaki artışa dikkat çekti.

 

6 Aylık Dönemde 474 Bin Kişi Tüketici Kredisini, 222 Bin Kişi de Kredi Kartı Borcunu Ödeyemedi

 

Vatandaşın bankalara olan borcunun her geçen gün katlanarak arttığını dile getiren Milletvekili Tutdere, ekonomik krizin vatandaşları borç batağına sürüklediğini ifade ederek, “Yaşanan ekonomik kriz nedeniyle yurttaşlarımız zor günlerden geçmektedir. Alım gücü düşen yurttaşlarımız hayat pahalılığı karşısında ayakta kalabilmek için adeta direnmektedir. Vatandaşlarımız artık borçlarını dahi ödeyemeyecek duruma getirildi. Son bir yıl içerisinde borcunu zamanında ödeyemeyen vatandaş sayısında büyük bir patlama yaşandı. Bankalar Birliği’nden alınan resmi verilere göre, Ocak-Haziran döneminde 474 bin 355 vatandaş tüketici kredisini, 222 bin 377 vatandaş da kredi kartı borcunu zamanında ödeyemediği için bankalar tarafından yasal takibe alındı.” dedi.

 

604 Bin Vatandaşın İsmi Bankalar Tarafında Kara Listeye Alındı

 

Bankalara olan borcunu ödeyemediği için 603 bin vatandaşın isminin bankalar tarafından kara listeye alındığını dile getiren Milletvekili Tutdere, “Geçen yılın aynı dönemine göre, tüketici kredisi borcunu ödeyemediği için takibe alınanların sayısı 268 bin 819 kişi arttı. Tüketici kredisi ve kredi kartı borcunu ödeyemeyenler tek kişi sayıldığında ise takibe alınanların toplam sayısında 258 bin 421 bin kişilik artış gerçekleşmiş durumda.” ifadelerini kullandı.    

 

Vatandaş Bankalara Olan Borcunu Ödeyemiyor

 

Borcunu ödeyemeyen kişi sayısında ki artışa dikkat çeken Milletvekili Tutdere, “AKP iktidarı yurttaşlarımızı maalesef borç batağına saplamış durumda. Vatandaşlarımızın borçları her geçen gün artmakta, ödenemeyen borç miktarı ise tırmanmaktadır. Son beş yılda bankalar tarafından yasal takibe alınan ve borcunu halen ödeyememiş olan vatandaş sayısı 3 milyon 564 bin 22 kişiye dayanmış durumda. Yurttaşlarımız borcunu borçla kapatıyor, hayatlarını bankalardan aldıkları borçlarla idame ettirmeye çalışıyorlar. Şahsım hükümeti saraylarında sefa sürüyor, yurttaşlarımız ise açlık, sefalet ve yoksulluk içerisinde yaşamaya çalışıyor. AKP iktidarı yüzünü saraylarından yurttaşlarımıza çevirmeli, yurttaşlarımızın feryatlarına acil olarak kulak vermeli.” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Avrupa’ya dönecek gurbetçilere ve Yurt dışına gidecek gençlere önemli uyarılar

Dünyanın en hızlı büyüyen uluslararası para transferi şirketlerinden TransferGo, Türkiye’de yaz tatilini geçirip Avrupa’da yaşadığı ülkeye dönecek gurbetçilere ve eğitim için yurt dışına gidecek veya taşınacak gençlere bazı kritik ve önemli uyarılarda bulundu. TransferGo, ayrıca koronavirüsün başından beri artan nakitsiz yaşama geçiş trendinin artık yeni normal haline geldiğine dikkat çekerken, yolculuk sırasında nakit veya ihtiyaç fazlası para taşımanın risklerine dikkat çekti.

 Eylül ayının seyahatlerin yoğun olarak yaşanacağı bir ay olması bekleniyor. Yaz tatilini memleketlerinde bitirip artık ikamet ettiği Avrupa ülkesine geri dönen gurbetçiler, Ankara antlaşmasıyla İngiltere'ye taşınanlar ve okul eğitimleri için Eylül'de yurt dışının yolunu tutacak gençler derken yollarda ve sınırlarda ciddi bir yoğunluk yaşanacak. Bu noktada gurbetçilerimiz daha çok karayolunu tercih ederken, yurt dışına taşınanlar ve eğitim için Avrupa’ya gidenler daha çok havayolunu tercih ediyorlar.

Bir yandan koronavirüsün ve pandeminin etkilerini halen yaşıyoruz ve özellikle ülkeler arası seyahatte önlemler devam ediyor ve sıkı bir şekilde uygulanıyor. Dünyanın en hızlı büyüyen para transferi şirketlerinden TransferGo, dijital para transferi ve bağış gibi konularda tamamen dijital bir hizmet sunarak, gurbetçilerimizin ve yurt dışına taşınacakların hayatını ciddi bir biçimde kolaylaştırıyor. TransferGo, bu yoğun seyahat dönemi öncesi Avrupa’ya seyahat edeceklere önemli ve kritik öneri ve uyarılarda bulundu.

TransferGo’ya göre, yola çıkacakların yollarda, havalimanlarında ve sınır kapılarında dikkat etmesi gereken konulardan bazıları şöyle;  

–   Her ülkenin sağlık kontrolleri farklılık gösterebilir, güncel durumu takip etmekte fayda var

Polisin, gerek gördüğü durumda sizi sağlık kontrolüne gönderme yetkisi var. Ayrıca yoldaki her ülkenin koronavirüse karşı aldığı önlemler farklı olabilir, bunları mutlaka araştırıp yola çıkın.

–   Önlemlerin sıkı olduğu gümrüklerde dikkatli olun, belgeleri gözden geçirin

Koronavirüs önlemleriyle birlikte sınır kapıları ve gümrük geçişlerindeki kontroller de çok sıkılaştı. Bu yerlerde memurlara kontrol amaçlı verilen belgelerin, aynen eksiksiz geri alındığından emin olun, belgelerinizi tekrar gözden geçirin.

–  Uçakla giderken bavulunuza ve limitlere dikkat edin

Özellikle eğitim için gidecek gençlerimiz, bazen ilk kez yurt dışına çıkıyor olabiliyor. Uçakla giderken mutlaka bavulunuza dikkat edin, bavul taşıma ile ilgili limitleri önceden araştırın.

–   Üzerinizde fazla para taşımayın, gümrükte para beyanında vakit kaybetmemek için önceden para transferi yapın

Pandemi dönemiyle birlikte oluşan yeni normallerin başında nakitsiz yaşam trendi geliyor. Özellikle son 1,5 yıl içinde nakitten dijitale geçiş büyük bir ivme kazandı. TransferGo da gurbetçilerimize ve gençlerimize, “Yanınızda fazla nakit para veya değerli eşya taşımayın, mümkünse nakitsiz seyahati seçin” diyor. İhtiyaç fazlası parayı, yola çıkmadan önce TransferGo uygulaması üzerinden üstelik yüksek işlem ücretleri ödemeksizin göndererek yaşadığınız ülkeye de güvenle taşımış olabilirsiniz. Para transferi gurbetçilerimiz için en kritik konulardan. Yurt dışına gidecek Türkler, uzun sıralar beklemeden ve yüksek işlem ücretleri ödemeksizin gidecekleri ülkelere para transferi yapabilmek istiyor, bunu TransferGo ile kolayca gerçekleştirebilirler. Bu şekilde gümrüklerde de para beyanı zorunluluğu nedeniyle ekstra zaman kaybetmemiş olursunuz.

–  Aracınızın bakımını yaptırın

Gurbetçilerimizi arabayla uzun bir yol gidiyorlar, bazen bir günden iki güne varan sürelerle. Arabanın lastiklerini, motor ve fren hidrolik yağını, fren balatalarını, otomobilinizin kayışını, hava filtresini, muayene süresini kontrol ettirin. Gece görüşünde derinlik kaybı oluşur, o nedenle aracınızın far ayarlarını yapın ve yola çıkmadan aracınızın bakımını mutlaka yaptırın. Herhangi bir acil durum esnasında, gurbetçi vatandaşlarımıza sıla yolu üzerinde her türlü hizmeti sunan Türk yol yardım hatlarından destek istemeyi unutmayın.

 –  Büyükelçiliklerin telefonu mutlaka yanınızda olsun

Yol güzergahında bulunan ülkelerdeki Türk Büyükelçilikleri ve konsolosluklarının telefonlarını ve adreslerini araştırıp not edin. Başınıza bir şey gelirse, Büyükelçiliklerden hemen yardım isteyebilirsiniz. Ayrıca yine koronavirüsle ilgili bu ülkelere dair konularda veya olası krizlerde bu birimlere danışabilirsiniz.

–  Sınırlarda ve gümrüklerde para kaptırmamak için dikkatli olun

Ne yazık ki son yıllarda Türk vatandaşlarının bazı ülkelerden geçişte gümrüklerde para kaptırma gibi talihsiz olaylar yaşadığına dair haberler okuyoruz. Bunları yaşamamak için özellikle dikkatli olun ve haklarınızı önceden mutlaka öğrenmiş olun. 

Yaşanacak bu yoğun dönemde sundukları çözümlerle insanların hayatını kolaylaştırmak istediklerini söyleyen TransferGo Büyümeden Sorumlu Bölge Müdürü Senem Ergüvenoğlu, şunları söyledi: “Yaz ayları, özellikle Temmuz ve Ağustos ayları, tatil yörelerimizde tatillerde ve seyahatlerde güzel bir şekilde geçti. Bir yandan da yurt dışına taşınacaklar, yurt dışına eğitime gidecekler ve de ülkelerine dönecek yurt dışında yaşayan Türkler de son hazırlıklarını yaptılar ve seyahatlere hazır hale geldiler. Eylül ayı her yıl olduğu gibi bu yıl da seyahat yoğun bir ay olarak yaşanacak. Bu dönem öncesi gurbetçilerimizi ve gençlerimizi, hem daha önceki yıllar yaşanan deneyimler hem de pandemi döneminin getirdiği yeni normaller ışığında, önemli konular hakkında uyarmak istedik. Biz de bu dönemde sunduğumuz basit, hızlı, güvenli dijital para transferi hizmetlerimizle yurt dışına seyahat edecek tüm vatandaşlarımızın yanında olacağız.”

Bir yandan TransferGo’nun 2021’de büyümesini son sürat sürdürdüğünü sözlerine ekleyen Ergüvenoğlu, bu konuda dair de şöyle konuştu: “2021’in şimdiye kadar olan döneminde birçok başarı elde ederken, yeni ortaklıklardan ve heyecan verici yeni pazar girişleri ve ekip genişlemelerine kadar birçok dönüm noktasına ulaştık. Özellikle Visa ve Mastercard ile olan ortaklıklarımız sayesinde 2021’de şimdiden 95 yeni pazara erişme şansını elde ettik. Yeni pazarlarımız Moldova, Gürcistan, Gana, Suudi Arabistan ve Vietnam'ı içeriyor ve toplam erişimimizi 160'tan fazla noktaya taşıyor. Dünya çapında giderek daha fazla müşteri için dijital para transferlerini daha kolay ve daha erişilebilir hale getirmek için çok çalışmaya devam ediyoruz.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İstanbul’un Göbeğinde Ekolojik Tarım

Kadıköy’de sağlıklı ve temiz gıda üretimine teşvik ve erişim kolaylığı sağlamak için Kadıköy Bostanları projesi hayata geçiyor. Proje kapsamında, pilot uygulama olarak Fenerbahçe ve Moda’da başlayacak bostanlardan ücretsiz yer edinmek için son başvuru tarihi 10 Eylül.  

Kadıköy Belediyesi’nin hayata geçirdiği Kadıköy Bostanları projesi, pilot uygulama olarak Fenerbahçe ve Moda’da başlayacak. Caferağa Mahallesi, Moda Sağlık Ocağı yanındaki Moda Bostanları’ndan veya Fenerbahçe Mahallesi, Fenerbahçe Parkı’nda bulunan Fenerbahçe Bostanları’ndan ücretsiz yer edinebilmek için Kadıköy Belediyesi web sayfasında yer alan başvuru formunu doldurmak gerekiyor. Kadıköy ilçe sınırlarında ikamet eden 18 yaş üstü herkesin başvurusuna açık projede, her biri 4,5 metrekarelik 80 adet bostan, ilk başvuru yapan 80 kişiye tahsis edilecek. Bu kişiler 6 aylık süreç içerisinde ekim – dikim yaparak ürünlerini yetiştirecek ve hasadını yapacak. Atalık tohumlarla sağlıklı, organik gıda yetiştirmenin yanı sıra, topluluk olarak yardımlaşma ve paylaşma gibi değerlerin de öne çıkmasını sağlayan bostanlarda bahçe tasarımı, balkon ve arka bahçe tarımı, permakültür gibi eğitimler ve sürdürülebilir film ve belgesel gösterimleri de olacak.  

KADIKÖY'ÜN HER MAHALLESİNE BİR BOSTAN

Kent kültürü içinde kırsal yaşantının mümkün olabileceği ve mahallelerin toprağa dokunarak sağlıklı gıdaya ulaşabileceğini gösteren proje, pilot uygulama olarak Fenerbahçe ve Moda’da hayata geçiyor. Belediye, bostan kültürünün yaygınlaşması için hayata geçirdiği Kadıköy Bostanları projesini, Kadıköy’ün bütün mahallelerinde yaygınlaştırmayı hedefliyor.

Kadıköy Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün ekim için tüm hazırlıklarını tamamladığı Fenerbahçe ve Moda bostanlarında yer edinmek için belediyenin web sayfasından 10 Eylül'e kadar başvuru yapmak gerekiyor. İlk 80 kişinin belirlenmesinin ardından, bostan sahipleri 18 Eylül itibariyle kendilerine tahsis edilen 4,5 metrekarelik alana ekim yapmaya başlayabilecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Benli: Atatürk’e Saldıranları Ödüllendirdiler

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkan Yardımcısı Dr. Handan Toprak Benli, Cumhurbaşkanlığında düzenlenen 30 Ağustos Zafer Bayramı Tebrik Töreninde yaşanan protokol sıralamasını eleştirdi.

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkan Yardımcısı Dr. Handan Toprak Benli, törende Diyanet İşleri Başkanının Genel Kurmay Başkanının dahi önüne alınmasına ve Atatürk’ün adının anılmamasına tepki gösterdi.
Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkan Yardımcısı Dr. Handan Toprak Benli, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki 30 Ağustos Zafer Bayramı Tebrik Töreni, devlet protokolünde yapılan değişiklikle Protokolde daha önce 52. sırada olan Diyanet İşleri Başkanını, 40 sıra yükselerek Genelkurmay Başkanının önünde yer vermek; 30 Ağustos’ta Atatürk'ün adını anmayan, Ayasofya'da Atatürk'e saldıran Diyanet İşleri Başkanını ödüllendirmek ve de düzenli bir ordusu olmayan, işgalden sonra da terör örgütü Taliban’a teslim olan Afganistan’ın düştüğü durumdan ders çıkarmamaktır” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Zafere Giden Yol LG UltraGear 27GP83B-B’den Geçiyor

LG UltraGear Serisi’nin yeni oyun monitörü 27GP83B-B, son derece güçlü donanımıyla zafere giden yolda oyuncuların şansını artırıyor.  

 

LG Electronics (LG), UltraGear oyun monitörü serisinin yeni üyesi 27GP83B-B ile 27 inç QHD (2560×1440), Nano IPS 1ms (GtG), 165 Hz yenileme hızı, renk ayarlı HDR10, NVIDIA® G-SYNC® ve AMD FreeSync™ Premium uyumu sunuyor. Hız ve görüntü kalitesi için ideal oyun monitörü olarak tanımlanan LG UltraGear 27GP83B-B, olağanüstü grafik kalitesiyle ultra yüksek hız sağlayan Nano IPS 1ms teknolojisi sayesinde mükemmel bir oyun performansı ve büyüleyici bir deneyim sunuyor. 

 

27GP83B-B, TN Speed ile karşılaştırılabilen IPS 1ms hız, ters gölgelenmeyi en aza indirerek hızlı tepki süresi sağlıyor. CI-P3 renk gamının 98’inden oluşan geniş bir renk spektrumunu destekleyen monitör, HDR10 ile yüksek renk kalitesi ortaya koyarak mükemmel bir görsel gerçekçilik sunuyor. Böylelikle, oyuncuların savaş alanlarını geliştiricilerin amaçladığı gibi tüm dramatik renklerle görmelerine imkan sağlanıyor. 165 Hz'lik ultra yüksek hız ise, oyuncuların sonraki kareyi hızlı bir şekilde görmelerini ve görüntünün sorunsuz şekilde akmasına olanak veriyor.

 

NVIDIA tarafından test edilen ve resmi olarak doğrulanan G-SYNC® Uyumlu 27GP83B, ekran yırtılmasını ve takılmayı en aza indirerek sorunsuz ve hızlı bir oyun deneyimi sağlıyor. FreeSync™ Premium teknolojisi ise, yüksek çözünürlüklü ve hızlı tempolu oyunlarda kesintisiz ve akıcı hareket deneyimi yaşatıyor.

 

Güçlü donanımının yanı sıra, zarif tasarımıyla da dikkatleri çeken 27BP83B-B, oyuncuların ekranın eğimini, yüksekliğini ve eksenini değiştirmelerine olanak tanıyarak, daha konforlu bir oyun performansı sağlıyor. Oyuncuların FPS veya RTS modunu seçip kendi deneyimlerini özelleştirebilmelerini sağlayan 27GP83B-B, Dinamik Hareket Senkronizasyonu ile giriş gecikmesini azalıyor, Siyah Dengeleyici ile, oyuncuların en karanlık yerleri bile görmesini mümkün kılıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

MediaMarkt’tan öğrenciler için cazip kampanya

İlkokullardan liselere ve üniversitelere kadar okulların açılış tarihlerinin yaklaşmasıyla hem öğrencileri hem de ebeveynleri “okul alışverişi” heyecanı sardı. Kampanyasıyla tüm öğrencilerin okul ihtiyacını karşılamayı hedefleyen MediaMarkt, bu kapsamda tablet, bilgisayar veya akıllı telefon gibi ürünlerin yanı sıra yeni eve taşınacak öğrenciler için beyaz eşya kategorisinde de indirimler sunuyor.

 

Türkiye’nin en geniş satış alanına sahip elektronik perakendecisi MediaMarkt, okulların açılmasına kısa bir süre kala “Duydunuz Zilin Sesini! Dersimiz: MediaMarkt” adını verdiği kampanyasıyla tüm öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyor. Buna göre MediaMarkt, sadece bilgisayar, akıllı telefon veya bu ürünlerin aksesuarlarında değil, aynı zamanda buzdolabı, beyaz eşya veya televizyon gibi ürünlerde de önemli indirimler gerçekleştirerek şehir değiştiren veya yeni eve çıkan öğrencilerin de ihtiyaçlarına yönelik avantajlar sunuyor. İlerleyen günlerde yeni ürünlerle çeşitlenecek MediaMarkt’ın kampanyası hem MediaMarkt mağazalarında hem de mediamarkt.com.tr’de geçerli olacak.

 

Kampanyada beyaz eşya kategorisinde bulunan ürünlerin fiyatı 1.749 TL’den, dizüstü bilgisayarlar 3.999 TL’den, tabletler 1.499 TL’den, akıllı telefonlar 3.499 TL’den, televizyonlar 1.499 TL’den ve aksesuarlar ise 39 TL’den başlıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı