Aylık arşivler: Eylül 2021

15. Uluslararası ISK-SODEX Fuarı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın Katılımıyla Başladı

Avrasya Bölgesi’nin lider HVAC&R sektörü buluşma noktası olan ISK-SODEX, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın katılımıyla ve Hannover Messe Sodeks Fuarcılık Eş Genel Müdürü Alexander Kühnel’in ev sahipliğinde düzenlenen toplantı ile başladı. Bu yıl ziyaretçilerini Sağlıklı İklimlendirme Çözümleri temasıyla ağırlayan fuara; Avrupa, Asya ve Afrika kıtasından 812 firma katılıyor. İklimlendirme sektörüne yeni ihracat fırsatları kazandıracak fuar, 2 Ekim’e kadar TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde ziyaret edilebilecek.

Hannover Messe Sodeks Fuarcılık tarafından, T.C. Ticaret Bakanlığı, KOSGEB ve İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) destekleriyle düzenlenen Avrasya Bölgesi’nin lider HVAC&R sektör buluşması ISK-SODEX Fuarı; bugün başladı. Bu sene “Sağlıklı İklimlendirme Çözümleri” temasıyla düzenlenen ISK-SODEX’te; ısıtma, soğutma, klima, havalandırma, yalıtım, pompa, vana, tesisat, su arıtma, yangın, havuz ve güneş enerjisi sistemleri başta olmak üzere iklimlendirme sektörünü temsil eden yerli ve yabancı profesyoneller bir araya geldi.

Fuarın açılışına katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank “Öncelikle iklimlendirme sektörünün oyuncularına en son teknolojileri yakından tanıma ve B2B iş ilişkileri geliştirme imkânı sunan ISK-SODEX Fuarı’nda emeği geçen herkesi kutluyorum” dedi. Varank, Türkiye’nin ilk 8 aylık ihracatının 140 milyar doları geçtiğini belirtirken, yıl sonu itibariyle Cumhuriyet tarihinde ilk kez 210 milyar doları geçip ihracatta bir rekora imza atılacağını belirtti.

Bakan Mustafa Varank sözlerine şöyle devam etti: “İhracatımızın yaklaşık yüzde 95'inin imalat sanayi ürünleri olduğu düşünüldüğünde burada da siz değerli sanayicilerimizin büyük bir başarısı söz konusu. İmalat sanayi içinde önemli bir yere sahip olan iklimlendirme sektörünün bu performansa katkısı çok büyük. Bugün itibarıyla sektördeki 15 binin üzerinde işletmede 500 bine ulaşan istihdam söz konusu. Son 5 yıla baktığımızda düzenli bir atışla 2020 yılında 4,7 milyar dolar ihracata yaklaştığını görüyoruz. 2021 yılı beklentisi ise yaklaşık 6 milyar dolar.

Varank, “Bakanlık olarak yüksek katma değerli üretim yapılmasını sağlamak temel önceliğimiz. Sektörü Ar-Ge ve inovasyona yönlendirmeliyiz. Bu kapsamda sektörün test ihtiyaçlarını karşılamak üzere TSE Tuzla Yerleşkesi'nde iklimlendirme sistemleri ile ilgili bir ihtisas laboratuvarı kurduk. İzmir'de de ESSİAD'ın yürütücüsü olduğu kapsamlı bir test ve analiz laboratuvarı kurulumu projesini değerlendiriyoruz. Bu laboratuvarın özellikle Avrupa'ya ihracat için aranan Eurovent akreditasyonu almasını hedefliyoruz. Bunun yanında, sektörün teknolojik kapasitesini geliştirmek üzere Teknoparklar ile Ar-Ge ve tasarım merkezlerini de aktif bir şekilde kullanıyoruz" dedi.

Bakan Varank konuşmasını “KOVID-19’la birlikte kapalı mekanlarda hava kalitesinin önemi arttı. Bundan hareketle iç ve dış talepte ciddi artış bekliyoruz” diye bitirirken, iklimlendirme sektörünün yatırım planlarına buna göre yapması gerektiğini vurguladı.

Küresel salgınla, iklimlendirme sistemlerinin dünyanın gündeminde önemli bir yer edindiğini dile getirenHannover Messe Sodeks Fuarcılık Genel Müdürü Alexander Kühnel, bu gelişmenin Türkiye iklimlendirme sektörü için bir fırsat olduğunu sözlerine ekledi. Kühnel, sözlerine şöyle devam etti: “COVID-19 salgını nedeniyle, Türkiye iklimlendirme sektöründe yurt dışı talep yükseldi. Salgının gerektirdiği temiz iklimlendirme sistemleri ihtiyacı Türkiye’yi bu anlamda önemli bir konuma taşıdı. İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği’nin hazırladığı ihracat verileri raporuna göre, Türk iklimlendirme sektörü, Ağustos 2021'de yaptığı yaklaşık 523 milyon dolarlık ihracat ile önemli bir büyüme gerçekleştirerek 4 milyar dolarlık ihracat büyüklüğünü geçti. Sektörün, 2021 yılını, 5,5 milyar dolarlık ihracat büyüklüğü hedefinin üzerinde çıkarak 6 milyar dolar seviyesinde kapatacağı öngörülüyor. ISK-SODEX’in, önümüzdeki dört gün boyunca bu hedefe ulaşılmasına büyük katkı sağlayacağına inanıyorum.

Hannover Messe Sodeks Fuarcılık tarafından ISKAV, DOSİDER, İSKİD, İZODER, TTMD, POMSAD, SOSİAD, ESSİAD, MTMD ve KBSB iş birliğiyle gerçekleştirilen ISK-SODEX Fuarı’nda, yaklaşık 36.000 metrekarelik alanda, 812 firma yerlerini aldı. Uluslararası iş birlikleri kurulması açısından verimli ve etkin geçmesi beklenen fuara; Rusya, Almanya, İtalya, Ukrayna, İran, Özbekistan, Fransa, Japonya ve Fas’tan firmalar katılıyor.

ISK-SODEX Fuarı kapsamında; İSİB tarafından düzenlenen B2B İkili İş Görüşmeleri ise, 28 – 30 Eylül 2021 tarihleri arasında, 50 ülkenin HVAC&R sektörü temsilcisi 250’nin üzerinde uluslararası satın almacının katılımı ile gerçekleşecek. 28 Eylül’de gerçekleşen B2B İkili İş Görüşmeleri TÜYAP Palas Otel’de yapılırken, 29 ve 30 Eylül tarihlerinde yapılacak İkili İş Görüşmeleri ise ISK-SODEX Fuar Alanı 11. Hol B2B Alanı’nda gerçekleşecek.

2 Ekim saat 18.00’e kadar ziyaret edilebilecek olan Uluslararası ISK-SODEX 2021 ziyaretleri sadece online kayıt ile mümkün olacağından, fuarı ziyaret etmek isteyen profesyonellerin mobil uygulama ya da web sitesi üzerinden kayıtlarını tamamlamaları gerekmektedir. Fuar alanına giriş yapabilmek için; en az iki doz aşı olmak, son 6 ayda hastalığı geçirip iyileşmiş ve bir doz aşı olmuş olmak ya da son 48 saat içinde sonucu negatif çıkan PCR testinin ibraz edilmesi koşullarından en az bir tanesinin karşılanması gerekmektedir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Dünyanın en büyük gelgit türbininin kesintisiz enerjisi Teksan’dan

Yenilikçi yaklaşımıyla sektöründe ilklere imza atan Teksan, Ar-Ge gücünü yansıtan kesintisiz enerji çözümleriyle ulusal ve uluslararası projelerin tercihi olmaya devam ediyor. Son olarak yenilenebilir teknoloji şirketi Orbital Marine Power’ın, İskoçya’nın Orkney kıyısında hayata geçirdiği dünyanın en güçlü gelgit türbini Orbital O2’nin jeneratör ihtiyacını karşılayan Teksan, sürdürülebilir projelerin ortağı olarak geleceği aydınlatıyor. 

 

Ar-Ge merkezinde geliştirdiği yenilikçi teknolojilere sahip kesintisiz enerji çözümlerini 6 kıtada 130’dan fazla ülkeye sunan Teksan, dünyanın birçok ülkesinde önemli referans projelerin tercihi oluyor. Uzun yıllara dayanan tecrübesi, mühendislik gücü, kaliteli üretim anlayışıyla Orbital Marine Power’ın hayata geçirdiği dünyanın en güçlü gelgit türbini Orbital O2 projesinin jeneratör çözüm ortağı olan Teksan, imza attığı projelerle yenilenebilir enerji sektörüne katkı sağlıyor. 

 

Orbital Marine Power’ın geliştirdiği ve Orbital O2 adını taşıyan 74 metre uzunluğundaki araç, Orkney’nin eşsiz deniz ortamında saniyede 4 metreye ulaşan yüksek hızdaki gelgit akıntısından elektrik üretiyor. O2 önümüzdeki 15 yıl boyunca yenilenebilir ve temiz enerji sağlayacak. Gelgit türbini O2’nin ürettiği yeşil enerji, su altı kablo bağlantısı ile yerel elektrik şebekesine aktarılıyor. 2MW gücündeki türbin Birleşik Krallık’ta ortalama 2 bin evin yıllık enerji ihtiyacına yanıt verebilecek kapasiteye sahip. 

 

Yenilenebilir gelgit enerjisinden elektrik üretilmesini sağlayan Orbital O2’de projenin deniz koşullarına özel olarak geliştirilen Teksan jeneratör kullanıldı. Gelgit türbinleri, suyun havadan 835 kez daha yoğun olmasından dolayı rüzgar enerjisine kıyasla çok daha fazla bir itme gücü üretir. Deniz suyunun yoğunluğu nedeniyle dayanıklılığın ön plana çıktığı projede, jeneratörün ürün dayanımını artırmak amacıyla çeşitli değişiklikler ve iyileştirmeler gerçekleştirildi. Deniz altında konumlandırılan dev pervaneleri ile elektrik üreten dünyanın en güçlü gelgit türbini Orbital O2’nin üzerinde yer alan Teksan jeneratörü, yenilenebilir enerji üretiminin en güzel örneklerinden biri olan bu projeye önemli bir katkı sağlıyor. 

 

Dünyanın pek çok ülkesinde önemli referansları bulunan Teksan, önümüzdeki dönemde inovatif çözümleri ile global ölçekteki farklı yenilenebilir enerji projelerinde yerini almak amacıyla çalışmalarına hızla devam ediyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Monopoli Sigorta değer katanlarla buluşuyor!

Hızlı, esnek ve uzman çözümleri ile tanınan Monopoli Sigorta, pandemi sürecinde sektörün itibarının pozitif ivmesinin de desteği ile proaktif iletişim yaklaşımını derinleştirme kararı aldı.  Monopoli, tüm paydaşlarının birbirleri ile fikir ve tecrübe paylaşımında bulunabileceği, Türkiye’de risk yönetim danışmanlığının geleceğinin sektörün güç birliği ile tasarlanacağı yeni bir inisiyatif; bir iletişim platformu hayata geçiriyor.

 

  

Her geçen gün yeni risklerin dahil olduğu yeni dünya düzeninde sigortalı olmanın lüksten ziyade temel ve insani bir ihtiyaç halini alması, sektöre olan ilgide kaldıraç etkisi yarattı. Bu noktada yenilikçi ve uzman vizyonu ile talep ve ihtiyaçlara uygun kişiye özel hizmet sunan Monopoli Sigorta, 20 yıllık deneyimi ve insan odaklı tavrını yeni dönemde de öncü olacağı yeni projeler ile geliştirme kararı aldı. Monopoli Sigorta,  sektörün tüm paydaşlarının birbirleri ile iletişim içinde sigortacılığın geleceğini şekillendireceği yenilikçi bir iletişim platformu kuruyor.

 

 

Sigorta Sektörüne ‘Değer Katanlar’ Geleceği İnşa Edecek!

 

CEO Erol Esentürk, Monopoli markasının 2021 vizyonuna dair yaptığı açıklamada; kendi ekosistemleri içinde hayatına dokundukları herkese ve her yere “değer katan” marka olma misyonu ile hareket edeceklerini, söz konusu misyonu yansıtmak üzere kurulan iletişim platformunun etkinliklerine katılarak tecrübe ve bilgi birikimini sektörün kullanımına ve dolaşıma açan; sigorta sektörüne “Değer Katan” herkesin, sektörün geleceğini inşa eden öncüler olarak anılacağını da sözlerine ekledi.

“Bilgi, Büyük Veri, Teknoloji, Dijital Multipleks Sistemler, Yapay Zeka Entegrasyonlu Platformlar… Bu çağın altın değerindeki olguları bunlar. Biz artık daha tepe bir bakışla herkesin kendi sektörünün geleceği için ortak değer yaratan projeler üretmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü dünyanın da hayatlarımızın da sürdürülebilirliğinin birbirimize kattığımız değerde saklı olduğuna inanıyoruz.” diye konuşan Esentürk “Monopoli ile Değer Katanlar Platformu”nun etkinliklerinin hibrit bir yöntemle; yarı online, yarı yüz yüze bir şekilde bu yılın son çeyreğinde başlayacağını, 2022 için hedeflerinin ise artık yıl boyunca yüz yüze gelinebilecek buluşmalar düzenleyerek,  paydaşları ile bir araya gelmek olduğunu belirtti.

 

 Platformun ilk buluşması Ekim ayında İstanbul’da gerçekleşecek; “Monopoli Değer Katanlar ile Buluşuyor!”

 

“Değer Katanlar Platformu”nun tanıtılacağı ve Prof. Dr. Emre Alkin’in “Yeni dünya düzeninde değişen risk yönetimi ve sigorta sektörüne yansımaları” konusu ile konuşmacı olarak katılacağı bu ilk buluşmada birçok önemli isim; katılımcılar ile ilham veren başarı hikayelerini ve tecrübelerini paylaşacak.

6 Ekim’de Sunset’te gerçekleşecek buluşmada; sağlık, eğitim, trafik gibi temel sigorta konularında genel gelecek ve sürdürülebilir dünya başlıklarını kapsayacak konuşmaların yanı sıra ilgili sektörün ileri gelenleri o konunun sürdürülebilirliğini, gelişmesini ve tasarruf ihtiyacını anlatacak şekilde konuşmalar gerçekleştirecek.

Monopoli Sigorta’nın bundan önce de olduğu gibi önümüzdeki yıllarda da insan odaklı tavrını sürdürecek, müşterilerini öncelemeye devam edecek ve kendi ekosistemi içinde hayatına dokunduğu herkese ve her yere “değer katan” marka olma misyonu ile başlattığı bu buluşmalar 2022 yılında da devam edecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu MAPFRE Sigorta’nın “İstikrarlı ve Güçlü” konumunu teyit etti

Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu Fitch Ratings, MAPFRE Sigorta’nın Finansal Güçlülük Notunu (IFS) AA+(Tur) olarak teyit etti.

 

Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu Fitch Ratings, MAPFRE Sigorta’nın Ulusal Sigortacı Finansal Güçlülük Notunu AA+(Tur), görünümünü ise durağan olarak teyit etti. Derecelendirmede MAPFRE Sigorta’nın 2021 yılında da Türk sigorta sektöründeki pazar payını istikrarlı ve güçlü bir şekilde koruduğu belirtilerek, Türkiye'deki ilk 10 hayat dışı sigorta şirketinden biri olarak konumunu koruyacağı öngörüsünde bulunuldu.  

MAPFRE Sigorta’nın sermaye yeterliliğinin 2021’in ilk yarısında güçlü bir oranda gerçekleştiğine yer verilen değerlendirmede, MAPFRE Sigorta’nın mali esnekliği de MAPFRE Group’un yüksek orandaki güçlü kredi profili, küresel uzmanlığı ve köklü deneyimi sayesinde pozitif olarak derecelendirildi. MAPFRE Sigorta'yı MAPFRE Group için “Önemli” olarak konumlandıran raporda, MAPFRE Sigorta'nın Türk sigorta sektöründeki güçlü ve köklü yerine de vurgu yapıldı.

Fitch’in değerlendirmesiyle ilgili açıklama yapan MAPFRE Sigorta Genel Müdürü Stefan Jensen, "MAPFRE Sigorta olarak pandemi koşullarının yarattığı belirsizliklere rağmen kredi derecelendirme notumuzun AA+(Tur) olarak teyit edilmesi bizim için çok değerli. Rekabetçi Türk sigorta sektöründeki güçlü ve istikrarlı konumumuzun yanı sıra şirket risk profilimize de güç katacak olan bu derecelendirme, mali gücümüzün ve MAPFRE Group’tan aldığımız sürekli desteğin de önemli bir göstergesi. Raporda, köklü ve yaygın acente ağımıza da vurgu yapılması bizi ayrıca gururlandırdı. Bize duyulan güveni haklı çıkarmak için emek sarf eden tüm çalışanlarımıza, iş ortaklarımıza ve paydaşlarımıza teşekkür ederiz. Sürdürülebilir bir şekilde büyümeye ve MAPFRE Group’un globaldeki başarısına katkı sunmaya devam edeceğiz” dedi.

 

MAPFRE Sigorta Hakkında:

MAPFRE Sigorta, ödenmiş sermayesi ve özkaynak büyüklüğü ile Türk sigorta sektörünün en güçlü şirketleri arasında yer alıyor. İspanya’nın en büyük sigorta grubu olan MAPFRE, Avrupa ve Amerika olmak üzere beş kıtada 100’den fazla ülkede reasürans, asistans ve finansal hizmetler alanlarında faaliyet gösteriyor. Tüm sigorta branşlarını kapsayan, zengin bir ürün portföyüne sahip MAPFRE Sigorta, müşterilerinin her türlü hizmet ihtiyacının karşılanması ve mal varlıklarının güvencesi için özel olarak geliştirilmiş rekabetçi çözümler sunmanın yanı sıra yatırım ve emeklilik fon yönetim faaliyetlerinde de bulunmaktadır. MAPFRE Grup bünyesinde 34 binden fazla çalışan, dünya çapında 5 bin üzeri ofisle 30 milyon müşteriye hizmet veriyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye Vodafone Vakfı, 30 yeni teknoloji sınıfı kurarak 6 bin çocuğa ulaşacak

Türkiye Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği tarafından 5 yıl önce hayata geçirilen “Yarını Kodlayanlar” projesinde yeni bir adım daha atıldı. Proje kapsamında, kırsal bölgelerdeki öğrencilerin teknolojiye erişimini artırmak amacıyla 20 köy okulunda tam donanımlı teknoloji sınıfları açıldı. Ekim sonuna kadar toplam 30 okula ulaşması hedeflenen projede, bir yılda 60 öğretmenle çevre köyler dahil olmak üzere toplam 6 bin çocuğa kodlama başta olmak üzere çeşitli teknoloji eğitimleri verilecek. 

 

 Türkiye Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği tarafından dijital geleceğe hazır nesiller yetiştirilmesi hedefiyle hayata geçirilen “Yarını Kodlayanlar” projesinde, eğitimde fırsat eşitliği sağlamak üzere atılan adımlara bir yenisi daha eklendi. Beşinci yılına giren projede, kırsal bölgelerdeki öğrencilerin teknolojiye erişimini artırmak amacıyla 20 köy okulunda tam donanımlı teknoloji sınıfları açıldı. Projeksiyon cihazı, 3D kalem, bilgisayar, 3D yazıcı, eğitim ve STEM kitleri, Zoom iletişim ve etkinlik araçlarının yer aldığı sınıflarda öğrencilere kodlama başta olmak üzere çeşitli teknoloji eğitimleri verilecek. Ekim sonuna kadar toplam 30 okula ulaşması hedeflenen projede, bir yılda 60 öğretmenle çevre köyler dahil olmak üzere toplam 6 bin çocuğa ulaşılacak. Ayrıca, ailelere yönelik düzenlenecek özel buluşma ve eğitimlerle yaklaşık 2 bin 500 veliye ulaşılması hedefleniyor. 

                                                                                   

“Yarını Kodlayanlar” projesi kapsamında kırsalda kurulan teknoloji sınıfları için, Kocaeli Vali Yardımcısı Abdul Rauf Ulusoy, Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Akmanşen, Derince Belediye Başkanı Zeki Aygün, Derince İlçe Milli Eğitim Müdürü Turgut Cüre, Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel, Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır ve sevilen sanatçı Aras Bulut İynemli’nin katılımıyla Kocaeli Derince İshakcılar Ortaokulu’nda açılış töreni düzenlendi. 

 

Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel, şöyle konuştu:  

 

“Vodafone olarak, yaptığımız her işin bir amaca dokunması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye Vodafone Vakfı çatısı altında çocukların teknoloji okuryazarlığını artırmak hedefiyle 5 yıl önce Habitat Derneği işbirliğiyle başlattığımız ‘Yarını Kodlayanlar’ projesiyle bugüne kadar 81 ilde 195 bine yakın çocuğumuza kodlama öğrettik. Geçtiğimiz Nisan ayında önemli bir adım daha atarak, ülkemizin farklı noktalarındaki 30 köy okulunda tam donanımlı teknoloji sınıfları açacağımızı duyurmuştuk. Bugün de bu sözümüzü tutmanın ve toplam 20 köy okulunda teknoloji sınıflarımızı öğrencilerimizin kullanımına sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Geriye kalan 10 okulumuzda da Ekim sonuna kadar teknoloji sınıflarımızı açmayı hedefliyoruz. Köy Okulları projesinde öğrenci, öğretmen ve velileri kapsayan 3 farklı eğitim programı uyguluyoruz. Bu programlarla, önümüzdeki bir yıllık süreçte, 30 ilde toplam 60 öğretmenle çevre köyler dahil olmak üzere 6 bin çocuk ve 2 bin 500 veliye ulaşmayı hedefliyoruz. Köy okullarında kurduğumuz teknoloji sınıflarıyla, dijitalleşmeye ihtiyacı olan ama erişim imkânı olmayan öğrencilerimiz için bir fırsat penceresi açmanın, teknolojiyi çocuklarımızın ayağına getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu sınıflarımızdan hepimizi gururlandıracak yeni başarı hikâyelerinin çıkması, en büyük dileğimiz. Türkiye Vodafone Vakfı olarak, teknolojinin gücünü kullanarak çocuklarımıza eğitimde fırsat eşitliği sağlamak için kaynaklarımızı seferber etmeyi sürdüreceğiz.” 

 

Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır, şunları kaydetti:

 

“Teknolojinin sadece kullanıcısı değil aynı zamanda üreticisi de olacak genç nesillerin yetişmesine katkıda bulunmak için 5 yıl önce Türkiye Vodafone Vakfı’nın da işbirliği ile başlattığımız ‘Yarını Kodlayanlar’ projemizin kapsamını her geçen gün artırmanın haklı sevinci ve gururu içerisindeyiz. Bu bağlamda, ülkemizin farklı noktalarında çeşitli köy okullarına tam donanımlı teknoloji sınıfları kurduk ve kurmaya devam ediyoruz. Özellikle pandemi döneminde dezavantajlı bölgelerdeki çocuklarımızın eğitim ve teknolojiye erişim durumları daha da zorlaştı. İnanıyoruz ki bu sınıflar vesilesiyle çocuklarımızın bilgiye erişimi, teknolojiyle öğrenme yolları kolaylaşacak ve 21. yüzyılın gerektirdiği yetkinlikleri kazanabilmek adına imkanları artacaktır. Çünkü biliyoruz ki 21. yüzyıl yetkinlik sahibi bireylerin toplumları dönüştüreceği bir zaman dilimi olacaktır. İçerikleri zenginleşen ve daha fazla çocuğun yararlanacağı bu değerli proje ile toplumları dönüştüren ve liderlik eden bireylerin ortaya çıkmasına destek olacağız.” 

 

Aras Bulut İynemli ise şunları söyledi:

 

“Dijital gelecekte çocuklarımızın en önemli gereksinimlerinden biri kodlama bilgisi olacak. Bu bilgiyle dijital dünyaya yön verebilecekler. Kodlama, artık evrensel bir dil. Dolayısıyla, tüm çocukların kodlamayı öğrenmesi önem taşıyor. Bugün açılışı yapılan teknoloji sınıfları da köy okullarında okuyan çocuklarımıza eğitimde fırsat eşitliği sunması bakımından çok kıymetli. Bu projeyi gönülden destekliyorum. Türkiye Vodafone Vakfı ve Habitat Derneği’ne çocuklarımıza kazandırdıkları tüm imkânlar için teşekkür ediyorum.”

 

Toplam 30 ilde kurulacak

 

Proje kapsamında teknoloji sınıfı kurulan köy okullarının bulunduğu iller şöyle: Kocaeli, Trabzon, Çankırı, Karaman, Kırklareli, Çanakkale, Manisa, Uşak, Aydın, Denizli, Burdur, Amasya, Ordu, Ardahan, Kars, İstanbul, Bilecik, Bolu, Ankara ve Sivas. Ekim sonuna kadar Tunceli, Siirt, Hakkari, Van, Şırnak, Adana, Hatay, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Adıyaman illerinde de kurulumların tamamlanması hedefleniyor. 

 

3 ana başlıkta 35 farklı konuda eğitim

 

Teknoloji sınıflarında öğrencilere 3 ana başlıkta 35 farklı konuda eğitim alma imkânı sunuluyor. Buna göre, ilkokul ve ortaokul öğrencilerine “İlk Kodumu Yazıyorum”, “Kendi Kuklamı Çiziyorum”, “Görsel Efektler”, “Kendi Oyunumu Tasarlıyorum”, “Balık Avı Oyunu” gibi başlıklar altında Scratch eğitimleri; ilkokul öğrencilerine “Anahtarlık Yapımı”, “Hediye Kutusu Yapımı”, “Desenli Kalemlik Tasarımı”, “Şampiyonluk Kupası”, “Lego Tasarımı” gibi başlıklarda Tinkercad eğitimleri; ortaokul öğrencilerine de “Micro:bit ve Sensörler”, “Dot Matrix Kullanımı”, “İki Buton ile LED Kontrolü”, “Geliştirme Kartı ile Çalışma” gibi başlıklarda Micro:bit eğitimleri veriliyor. Ayrıca, her sınıfta bir bilim kitaplığı köşesi de bulunuyor.

 

Her okulda 2 öğretmen gönüllü olarak destek verecek 

 

Teknoloji sınıfları için her köy okulunda 2 öğretmen olacak şekilde toplam 60 kişilik özel bir eğitmen kadrosu eğitim süreçlerine destek vermek için gönüllü oldu. Yarını Kodlayanlar Projesi Eğitmen Eğitimi’ne dahil edilen bu öğretmenlere “Scratch ile Kodlama Öğrenme”, “Tinkercad ile Üç Boyutlu Dünyalar”, “Micro:bit ile Elektronik Dünyalar”, “Dijital Pedagoji”, “3D Yazıcı ve 3D Kalemle Üretim” başlıklarında eğitimler verildi. Aylık buluşmalarla öğretmenlere güncel bilgi aktarımının sürdürülmesi hedefleniyor.  

 

Ailelere dijitalleşme eğitimleri

 

Köy Okulları projesi kapsamında ailelere yönelik özel buluşmalar ve eğitimler de düzenlenecek. Bu buluşmalarda, “Dijitali Güvenli Kullanma”, “E-devlet, E-bankacılık Gibi Elektronik Uygulamalar” ve “Dijital Ebeveynlik” gibi konularda eğitimler verilerek ebeveynlerin 21. yüzyıl yetkinlikleri, dijital dünyada yararlanabilecekleri kaynaklar ve dikkat etmeleri gereken önemli konular hakkında bilgi sahibi olmaları sağlanacak. 

 

“Teknoloji kardeşliği” sağlanacak

 

Köy okullarında kurulan teknoloji sınıfları, “Yarını Kodlayanlar” okulları ve kulüpleri oluşturulmasının yanı sıra okullararası uzman buluşmaları gibi “teknoloji kardeşliğine” yönelik çalışmalar yapılması açısından da fırsat sunacak. Bu sınıflar sayesinde, çocuklarla ve öğretmenlerle derinlemesine eğitim yapmak, çocuklardaki etki ve değişimleri takip etmek, yeni fırsatlar sağlamak ve başarı hikâyeleri oluşturmak mümkün olacak. Aynı zamanda bir paylaşma kültürü yaratılmasına vesile olacak olan teknoloji sınıfları, 3D yazıcı ve 3D kalem ile kırsalın ihtiyaçlarına yönelik çözümler üretmeye, ortak çalışma kültürünü diğer köylerle birlikte dijital süreçlerle oluşturmaya, sınıfın ve materyallerin başka öğrenciler ve ebeveynler tarafından kullanılmasını sağlamaya da imkân verecek.

 

195 bine yakın çocuğa ulaşıldı

 

“Yarını Kodlayanlar” projesiyle Türkiye’nin dört bir yanında yaşları 7-14 arasında değişen çocuklara gönüllü eğitmenlerin yönetiminde programlamaya giriş, algoritma mantığı, uygulama yapma, hikâye oluşturma ve oyun yapma gibi konularda teorik ve uygulamalı eğitimler veriliyor. Eğitimlerde çocuklara programlama hakkında fikir sahibi olma, yaratıcılıklarını ortaya çıkaracak çalışmalar yapma, kendi hayal dünyalarını oluşturma, kendi oyunlarını üretme imkânı sunuluyor. Proje kapsamında 1 yılda elde edilen toplam sosyal değer yaklaşık 6,6 milyon TL olurken, projeye yapılan her 1 TL’lik yatırım 4,4 TL değerinde sosyal fayda yarattı. Projeyle bugüne kadar 81 ilde 195 bine yakın çocuğa ulaşıldı. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Tasarı bu haliyle yasalaşmamalıdır

Geçtiğimiz günlerde basında yer alan Organize Sanayi Bölgeleri Kanun Değişiklik Taslağındaki bazı maddeler sanayi sektöründe büyük yankı uyandırdı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı olan ve Türkiye’nin sanayi üsleri olarak adlandırılan Organize Sanayi Bölgeleri Kanununda yapılması planlanan değişiklikler OSB yönetimlerinde yer alan sanayiciler tarafından şaşkınlıkla karşılandı.

Özel Hukuk Tüzel Kişiliği statüsünde bulunan ve parsellerde üretime yeterli oranda başlandığı taktirde genel kurula geçerek bölgede yer alan sanayicilerin yönettiği Organize Sanayi Bölgelerinde genel kurula geçsin ya da geçmesin Müteşebbis Heyet Başkanlığına Vali ya da Kaymakamın getirilmesine ilişkin kanun değişikliği tasarısının, kuruluş amacı bürokrasiye takılmadan üretim ve istihdam sağlamak olan OSB’lerde büyük sıkıntı yaratacağı konuşuluyor.

Konu ile ilgili görüş bildiren Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı, Menemen Plastik İhtisas OSB Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kurulu (OSBÜK) Yönetim Kurulu Üyesi Salih Esen “Basında çıkan ve tüm OSB’lere gönderilen kanun taslağında yer alan en problemli konu, genel kurula geçsin geçmesin tüm OSB’lerin Müteşebbis Heyetine Vali ya da Kaymakam’ın başkanlık etmesidir. Bu hüküm kazanılmış hakların kaybedilmesi anlamına gelmek ile birlikte yürürlüğe girmesi planlanan buna bağlı diğer maddeler de OSB’lerin yönetimin tamamen bürokrasiye teslim edileceğini ve mali kaynaklarının kamu tarafından kontrol edileceğini göstermektedir. Bu durum da doğal olarak tek amacı üretmek ve istihdamı arttırmak olan Organize Sanayi Bölgelerinde ciddi olumsuz gelişmelere yol açacaktır” dedi.

Menemen Plastik İhtisas OSB, kuruluşundan bugüne kadar hiçbir kurum ve kuruluştan kredi almadan tamamen bölgede yer alan sanayicilerin kaynakları ile kuruldu. Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı olarak genel kurula geçerek Menemen Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesini bugünlere getiren sanayicilere teslim etme hayalini yaşadığını belirten Esen “Ortada hiçbir şey yok iken bu aşamaya getirdiğimiz hali hazırda 2000 kişilik istihdam sağlayan ve tüm parsellerin üretime geçmesi ile 5000 kişilik istihdam hedefleyen Organize Sanayi Bölgemizin bu kanun taslağının yürürlüğe girmesi ile Türkiye’deki diğer OSB’ler gibi büyük sıkıntılar yaşayacağı kanısındayım. Vali ya da Kaymakamın Müteşebbis Heyet Başkanı olacağı bir temsil şekli bakanlık kredisi kullanan OSB’lerde olabilir ama kredi kullanmayan kendi öz sermayesi ile tüm altyapı ve üstyapısını yapan OSB’lerde bu seçimin ihtiyari olması gerektiğini düşünüyorum. Bunun için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile görüşülerek ve yeni kanun taslağının sahada oluşturacağı sıkıntıları ifade ederek ortak bir çözüm bulacağımız inancındayım” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

CHP Isparta İl Başkanı H. Yalım Halıcı, Omuz Omuz Çalışmaya Devam Ediyoruz

CHP Isparta İl Başkanı H. Yalım Halıcı, “İlçe teşkilatlarımızla omuz omuza çalışarak halkımıza hizmet etmeye devam ediyoruz” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Isparta İl Başkanlığı Yürütme Kurulu ve parti eğitimcilerinin katılımıyla İlçe Başkanları Değerlendirme Toplantısı gerçekleştirildi.

7. İlçe Başkanları Değerlendirme Toplantısını gerçekleştirdiklerini ifade eden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Isparta İl Başkanı H. Yalım Halıcı, “İlçe teşkilatlarımızın çalışmaları, faaliyetleri ve hedeflerimizi değerlendirdiğimiz toplantımız çok faydalı geçti. İl yürütme Kurulumuzun ve Parti Eğitmenlerimizin katılımıyla 7.  İlçe Başkanları değerlendirme toplantımızı gerçekleştirdik. İçinden geçtiğimiz zor günlerde omuz omuza çalışmaya, umutları büyütmeye devam edeceğiz” dedi.
İlçe teşkilatlarının partilerin lokomotifi olduğunu dile getiren Başkan H.Yalım Halıcı, “İlçe teşkilat başkanlarımız, gerek çiftçilerimizle gerekse halkımızla iç içe çalışmalarını sürdürüyor. Hep birlikte omuz omuza yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde Isparta’da teşkilatlarımıza katılımlar artarak devam ediyor. Katkı sağlayan tüm ilçe başkanlarımıza ve teşkilatlarına teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

TDP Kırklareli İl Başkanı Birol Haker’den Kurultay Sonrası Tebrik Mesajı

Türkiye Değişim Partisi (TDP) Kırklareli İl Başkanı Birol Haker,” Çalışmalarımızı hızlandıracağız” dedi.

Ankara ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleştirilen Birinci Olağan kongrede Sarıgül, 635 oyun tamamını alarak tekrar Genel Başkan oldu.

Kurultay sonrası açıklamalarda bulunan Türkiye Değişim Partisi (TDP) Kırklareli İl Başkanı Birol Haker, “Öncelikle gerçekleştirilen kurultayın herkese hayırlı olması temennisinde bulunuyorum. Genel başkanımız sayın Mustafa Sarıgül geçerli oyların tamamını alarak yeniden genel başkanlığa seçilmiştir. Bundan sonraki süreçte bizlerde il bazında çalışmalarımızı hızlandıracağız. Seçime hazırlanacağız. Türkiye’yi parti olarak değiştirirken, ilimizde de değişikliğin öncüsü olmakta kararlıyız. Ülkemizin içinde bulunduğu bu durumdan kurtulması iççin var gücümüzle çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.

Başkan Haker ayrıca, “Türkiye Değişim Partisi 1.Olağan Kurultayında listelere, Erdem BODUR  (PM) Parti Meclisine ve Ali ÜSTÜN (YDK) Yüksek Disiplin kuruluna seçilmiştir. Ben İl Başkanı olarak, kendilerine bundan sonraki görevlerinde başarılar diliyorum. Partimize ve KIRKLARELİ' mize Hayırlı olsun” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kötü amaçlı yazılımların yüzde 91,5’i şifreli bağlantılar yoluyla yayıldı

WatchGuard’ın 2021 2. Çeyrek İnternet Güvenliği Raporu yayımlandı. Yeni rapor dosyasız kötü amaçlı yazılımlarda, cihaz başına kötü amaçlı yazılım algılamalarında ve hızla artan ağ ve fidye yazılımı saldırılarında çarpıcı artışlar olduğunu gösteriyor.

 

Ağ güvenliği ve zekası, çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA), gelişmiş uç nokta koruması ve güvenli Wi-Fi alanlarında dünya lideri olan WatchGuard® Technologies, 2021'in ikinci çeyreğinde WatchGuard Threat Lab araştırmacıları tarafından analiz edilen en yaygın kötü amaçlı yazılım eğilimlerini ve ağ güvenliği tehditlerini detaylandıran üç aylık İnternet Güvenliği Raporu'nu yayınladı. 2021'in ilk yarısında tespit edilen uç nokta tehdit istihbaratına dair yeni iç görüler içeren rapor; kötü amaçlı yazılımların 91,5'inin HTTPS şifreli bağlantılar yoluyla yayıldığını, dosyasız kötü amaçlı yazılım tehditlerinde ve ağ saldırılarında endişe verici artışlar olduğunu, fidye yazılımlarında çarpıcı bir büyüme olduğunu ve çok daha fazlasını ortaya çıkardı.

 

“Etkili Bir Uç Nokta Koruması (EPP) ve Uç Nokta Tehdit Algılama ve Yanıtı (EDR) Giderek Önem Kazanıyor!"

 

“Dünyanın büyük bir kısmı hala mobil veya hibrit bir iş gücü modelinde sıkı bir şekilde faaliyet gösterirken, geleneksel ağlar, siber savunma denklemini her zaman hesaba katmaz.” ifadelerine yer veren WatchGuard Baş Güvenlik Sorumlusu Corey Nachreiner, “Güçlü bir ağ savunması, katmanlı bir güvenlik yaklaşımının önemli bir parçası olsa da etkili bir uç nokta koruması (EPP) ve uç nokta tehdit algılama ve yanıtı (EDR) giderek daha önemli hale geliyor.” dedi.

 

2021’in 2. Çeyreğinde Dikkat Çeken Gelişmeler

 

WatchGuard'ın 2021 2. Çeyrek İnternet Güvenlik Raporu’nda yer alan önemli bulgular şu şekilde:

 

1. Büyük miktarda kötü amaçlı yazılım, şifreli bağlantılar üzerinden yayıldı. İkinci çeyrekte kötü amaçlı yazılımların 91,5'i, şifreli bir bağlantı yoluyla yayıldı. Bu durum, önceki çeyreğe göre çarpıcı bir artış olduğunu ve ağdaki şifreli HTTPS trafiğini incelemeyen kurumların her 10 kötü amaçlı yazılımdan 9’unu kaçırdığını gösteriyor.

 

2. Kötü amaçlı yazılımlar güçlü korumaları atlamak için PowerShell araçlarını kullanıyor. AMSI.Disable.A, WatchGuard'ın en iyi kötü amaçlı yazılımlar bölümünde ilk kez birinci çeyrekte   göründü. Bu çeyrekte hızla yükselerek listede hacim olarak 2. sırada yer alırken, genel şifreli tehditler arasında 1. sırada yer aldı. Bu kötü amaçlı yazılım ailesi, Windows'taki çeşitli güvenlik açıklarından yararlanmak için PowerShell araçlarını kullanmaktadır. Ancak onu özellikle ilginç kılan şey, yakalanmasının zor olmasıdır. WatchGuard, AMSI.Disable.A'nın PowerShell'de Kötü Amaçlı Yazılımdan Koruma Arayüzü'nü (AMSI) devre dışı bırakabilen ve kötü amaçlı yazılım yükü algılanmadan komut dosyası güvenlik kontrollerini atlamasına olanak tanıyan kod kullandığını aktarıyor.

 

3. Dosyasız tehditler artarken, tespit edilmesi daha da zor hale geliyor. 2021'in yalnızca ilk altı ayında PowerShell gibi komut dosyası motorlarından kaynaklanan kötü amaçlı yazılım algılamaları, geçen yılın komut dosyasıyla başlatılan toplam saldırı hacminin 80'ine ulaştı ve bu durum, bir önceki yıla göre önemli bir artış yaşandığını gösterdi. 2021 dosyasız kötü amaçlı yazılım algılamaları şu anki hızıyla hacim olarak iki katına çıkma yolunda ilerliyor.

 

4. Öncelikli olarak uzaktan çalışmaya geçilmesine rağmen ağ saldırıları hızla artıyor. WatchGuard cihazlarına göre ağ saldırıları, önceki çeyreğe göre 22 artarak 2018’in başından bu yana en yüksek hacme ulaştı. İlk çeyrekte yaklaşık 4,1 milyon ağ saldırısı görülürken, takip eden çeyrekte bu sayı bir milyon daha arttı ve bu durum, kullanıcı odaklı korumaların yanı sıra ağ güvenliğini sağlamanın artan önemini vurguluyor.

 

5. Fidye yazılımı intikamla saldırmaya devam ediyor. Uç noktada toplam fidye yazılımı algılamaları 2018'den 2020'ye kadar aşağı yönlü bir seyirdeyken altı aylık toplam, 2020'nin tüm yıl toplamının biraz altında kaldığı için bu eğilim 2021'in ilk yarısında kırıldı. Günlük fidye yazılımı algılamaları 2021'in geri kalanında sabit kalırsa bu yılın hacmi 2020'ye kıyasla 150'nin üzerinde bir artışa ulaşacak.

 

6. Büyük oyun fidye yazılımı, "av tüfeği patlaması" tadında saldırılara uğradı. 7 Mayıs 2021'deki Colonial Pipeline saldırısı, fidye yazılımının bir tehdit olarak burada kalacağını korkutucu bir şekilde ortaya koydu. Çeyreğin en önemli güvenlik olayı olan bu ihlal, siber suçluların yalnızca hastaneler, endüstriyel kontrol ve altyapı gibi en hayati hizmetleri hedef almakla kalmayıp aynı zamanda bu yüksek değerli hedeflere yönelik saldırıları nasıl artırdığının da altını çiziyor. WatchGuard olay analizi, kritik altyapı güvenliği için geleceğin nasıl göründüğünü, herhangi bir sektördeki kuruluşların bu saldırılara karşı savunmaya yardımcı olmak ve yayılmalarını yavaşlatmak için atabilecekleri adımları inceliyor.

 

7. Eski hizmetler değerli hedefleri kanıtlamaya devam ediyor. Önceki üç aylık raporlarda her zaman görülen bir ya da iki yeni imza haricinde, WatchGuard'ın ikinci çeyrek için en yaygın 10 ağ saldırısı arasında dört yepyeni imza vardı. Özellikle en sonuncusu popüler web komut dosyası dili PHP'de 2020’deki güvenlik açığıydı. Ancak diğer üçü ise hiç yeni değildi. Bunlar arasında 2011  Oracle GlassFish Server güvenlik açığı, tıbbi kayıt uygulaması OpenEMR'de 2013 SQL enjeksiyon hatası ve Microsoft Edge'de 2017 uzaktan kod yürütme (RCE) güvenlik açığı yer alıyor. Tarihli olsa da yama yapılmadan bırakılırsa hepsi hala risk oluşturmaktadır.

 

8. Microsoft Office tabanlı tehditler popülaritesini sürdürüyor. 2. çeyrekte en yaygın 10 ağ saldırısı listesine yeni bir ekleme yapıldı ve bu ilk kez en tepede yer aldı. 1133630 imzası Microsoft tarayıcılarını etkileyen, yukarıda bahsedilen 2017 RCE güvenlik açığıdır. Her ne kadar eski bir istismar ve çoğu sistemde yamalı olsa da bir saldırganın kendisinden önce ulaşabilmesi durumunda henüz yama yapmamış olanlar kaba bir uyanış içindedirler. Aslında, CVE-2021-40444 olarak izlenen çok benzer bir yüksek önem derecesine sahip RCE güvenlik açığı, bu ayın başlarında Windows 10 bilgisayarlarında Microsoft Office ve Office 365'e yönelik hedefli saldırılarda aktif olarak kullanıldığında manşetlere çıktı. Office tabanlı tehditler, kötü amaçlı yazılım söz konusu olduğunda popüler olmaya devam ediyor. Bu yüzden WatchGuard, hala bu test edilen ve onaylanan saldırıları vahşi ortamda tespit ediyor. Neyse ki hala test edilen ve onaylanan IPS savunmaları tarafından tespit ediliyorlar.

 

9. Kimlik avı domainleri resmi ve yaygın olarak bilinen domainler gibi görünüyor. WatchGuard, son derece hassas konumlarda uzaktan erişim truva atlarını (RAT'ler) indirmek için Microsoft Exchange sunucularını ve genel e-posta kullanıcılarını hedefleyen kötü amaçlı yazılım kullanımında bir artış gözlemledi. Bunun nedeni büyük olasılıkla 2. çeyreğin, uzak çalışanların ve öğrencilerin karma ofislere ve akademik ortamlara ya da daha önceden normal aktivite davranışlarına geri döndükleri ardışık ikinci çeyrek olmasından kaynaklanmaktadır. Her durumda veya konumda güçlü güvenlik bilinci ve bağlı cihazlara doğrudan bağlı olması gerekmeyen cihazlarda giden iletişimlerin izlenmesi öneriliyor.

 

WatchGuard’ın üç aylık araştırma raporundaki bulgular, WatchGuard Threat Lab’ın araştırma çabalarını desteklemek için verileri paylaşmayı seçen aktif WatchGuard cihazlarından alınan anonim Firebox Feed verilerine dayanmaktadır. WatchGuard 2. çeyrekte, toplam 16,6 milyondan fazla kötü amaçlı yazılım varyantını (cihaz başına 438) ve yaklaşık 5,2 milyon ağ tehdidini (cihaz başına 137) engelledi. Raporun tamamı; 2021 yılının ikinci çeyreğine ait ek kötü amaçlı yazılımlar ve ağ eğilimleri hakkında ayrıntıları, 2021'in ilk yarısında uç noktada tespit edilen tehditlere daha da derin bir dalışı, her büyüklükteki ve her sektördeki kurumlar için önerilen güvenlik stratejilerini, kritik savunma ipuçlarını ve daha fazlasını içeriyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

realme’nin İlk Yerli Üretimi C21 şimdi Turkcell Mağazalarında!

Geçtiğimiz aylarda raflarda yerini alan realme’nin ilk yerli üretimi realme C21’in  4-64 GB versiyonu, 30 Eylül’de Turkcell mağazalarında satışa sunuldu.

 

Dünyanın en hızlı büyüyen akıllı telefon markası realme, ilk yerli modeli, aynı zamanda dünyanın ilk TÜV Rheinland Yüksek Güvenilirlik Sertifikasına sahip en iyi giriş segment akıllı telefonu realme C21’in 4-64 GB versiyonu Turkcell’e özel sürpriz kampanyası ile tüketicilerin beğenisine sunulacak. Türkiye’de üretilen ve realme’nin ilk yerli üretimi olması ile dikkat çeken realme C21, gelişmiş özellikleriyle realme’nin var olan çıtasını bir üst seviyeye taşıyor. realme C21, süper güç tasarrufu moduna sahip, yüksek kapasiteli 5.000 mAh pil özelliği ile uzun süreli kullanım deneyimi sunuyor. Süper Gece Manzarası özellikli Yapay Zeka Destekli Üçlü kamera kurulumu, 6,5 inç HD+ mini damla tam ekran, sekiz çekirdekli 12 NM 2.3 GHz işlemcisi ile realme C21, 12 ay taksit seçeneği ile tüm Turkcell mağazalarında yerini alıyor. 

 

Ülkemize özel ‘Dem Siyahı’ ve ‘Boğaz Mavisi’ rengi olmak üzere iki farklı renk seçeneği bulunan realme C21, Turkcell’e özel 245 TL x 12 ay kampanyası ile iyi bir giriş segment akıllı telefon arayışında olanlar için ideal seçim olacak. 

 

Markanın ilk yerli modeli olan realme C21, 30 Eylül tarihinden ‘realme Türkiye Garantili’ olarak tüm Turkcell mağazalarından satın alınabilecek. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı