Aylık arşivler: Ekim 2021

Oyuncu Elif Tayhan Türkiye’yi mesken tutuyor…

Bir çok önemli dizi ve sinema projesinde yer alan oyuncu Elif Tayhan yıllardır Türkiye’nin bir çok ilini gezerek Kültür’den medeniyete bir çok ilin uluslararası platformlarda tanıtılmasını sağlıyor.

Ne güzel yerler ismiyle yıllardır farklı televizyonlara program yapan ve sunan Elif Tayhan, çektiği bir çok görüntüyü de yabancı basın ile paylaşarak Türkiye’nin tanıtıma katkı sağlıyor.

Tayhan, “Çektiğimiz görüntüleri yabancı basınla paylaşıyoruz.” Ne güzel yerler ismi ile bir çok farklı tv kanalına program yapan ve programın sunuculuğunu üstlenen Elif Tayhan, “Türkiye’nin bir çok ilini gezdik gezdiğimiz illeri gerek sosyal medyada bulunan 3 milyon takipçimiz ile gerekse uluslararası basın ile paylaşıyoruz. Çektiğimiz görüntüler ve fotoğrafları bir çok farklı ülkenin medyası da kullandı.“

“Pandemiden sonra daha çok tanıtım yapılmalı” Dünyayı etkisi altına alan Corona Virüs ile beraber bir çok ülke turizminin de etkilendiğini belirten Elif Tayhan, “Ülke olarak el birliği içinde olarak Türkiye’nin tanıtımına uluslararası platformlar da katkı sağlamamız gerekiyor. Bende üstüme düşen bir görev gibi düşünerek ülkemizin yurt dışındaki tanıtımı için elimden geldiğince uğraş veriyorum.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İstanbul’74, 16. Contemporary İstanbul Sanat Fuarı’nda

ISTANBUL’74, 7-10 Ekim tarihleri arasında Tersane İstanbul’da gerçekleşecek Contemporary İstanbul’da Türkiye’de ve uluslararası sanat sahnesinde tanınmış sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapacak. İstanbul’74,  fuarın galeri alanıyla birlikte açık alandaki iki büyük ölçekli sanat projesiyle sanatseverlerle buluşacak. 

 

Utöpia ortaklığında gerçekleşen ve Contemporary İstanbul işbirliğiyle hayata geçen “Flags for Future / Gelecek için Bayraklar”, 25 sanatçının bayrak tasarımlarından oluşan   denizler için sürdürülebilirliğe dikkat çeken bir proje. Haliç kıyısında sergilenecek olan “Flags for Future / Gelecek İçin Bayraklar”, ortak değerlerimizi yeniden şekillendiren ve kendi içimizde yeni bağlantılar oluşturmak için farkındalık yaratmanın yolunu açmayı hedefliyor. Sanatın birleştirici gücünden ilham alarak, bayrağı, geleceğe dair umut ve düşüncelerimizin gökyüzünde dalgalanması için sanatsal ifadeyi kucaklayan bir araç olarak ele alıyor. 

Okyanuslardan çıkan ileri dönüştürülmüş plastik atıklarından yapılan ve BluProjects iş birliğiyle sınırlı sayıda üretilen 25 sanatçı bayrağının bir araya geldiği “Flags for Future / Gelecek için Bayraklar”, satışlardan elde edilen gelirlerle okyanusların korunması için çalışan Parley for the Oceans girişimi ve Türkiye’nin kıyı ve denizlerini korumak için Rahmi M. Koç kurucu başkanlığında başlatılan sivil toplum kuruluşu Turmepa’ya bağışta bulunarak sürdürülebilirliği desteklemeyi amaçlıyor. 

Projede, ödüllü mimar Sir David Adjaye, İskoçyalı şair ve heykeltıraş Robert Montgomery, One World Trade Center’ın lobisi için yarattığı duvar resmiyle New York’taki en büyük ölçekli resmin yaratıcısı José Parlá ile Coby Kennedy, Fransız moda tasarımcısı ve sanatçı Jean-Charles de Castelbajac, yarattığı Mr. A karakteriyle ünlü André Saraiva, Türkiye’de çağdaş sanatın önemli isimlerinden Ali Elmacı, ödüllü yönetmen Alphan Eşeli, katmanlı heykelleriyle dünyaca tanınan Seçkin Pirim, çok yönlü kavramsal sanatçı Ahmet Öğüt, spekülatif biyoloji alanında işler yapan multidisipliner sanatçı Pınar Yoldaş, kendi ürettiği fırçalarla üç boyutlu hissedilen eserler üreten multimedya sanatçısı Jamie Nares, ressam, grafiker ve fotoğrafçı Kezban Arca Batıbeki, yapıtlarında kültürel ve toplumsal eleştiriyi mizah ve ironiyle işleyen Ferhat Özgür gibi sanatçıların bayrak tasarımları yer alıyor.

 

Dünyaca ünlü Amerikalı sanatçı Rachel Hayes’in mekana özel kurguladığı enstalasyonu ise, sanatçının kendine has imzasını taşıyan renkli çalışmalarına yer verecek. Ünlü İtalyan moda markası Missoni ile 2018’de yaptığı işbirliğiyle uluslararası tanınırlık kazanan, kumaş ve tekstil ürünleri kullanarak büyük ölçekli eserler yaratan Rachel Hayes, eserlerinde hem beşeri hem de doğal ortamları, renk ve farklı formlar katarak zenginleştirmeyi amaçlıyor. Hayes’in formları ve geometrik desenleri, mevcut mimari ve çevre unsurlarıyla iç içe geçerken izleyicileri eserler ile etkileşime geçmeye davet ediyor. 

 

ISTANBUL’74, galeri alanında ise yarım asır boyunca dünyanın farklı şehirlerinde izlediği duvarları sanat eserlerine entegre etmesiyle tanınan Burhan Doğançay’ın iki eseri, işlerinde geleneksel dokuma teknikleriyle çağdaş temaları birleştiren artkilim akımının dünyadaki öncüsü Belkıs Balpınar ve kaligrafi ile soyut sanatı harmanlayan, duvar resimleriyle ünlü Kübalı-Amerikalı sanatçı José Parlá’nın eserleri sergileyecek.

  

Flags For Future / Gelecek için Bayraklar Projesi Hakkında

“Gelecek İçin Bayraklar”, ortak değerlerimizi yeniden şekillendiren ve kendi içimizde yeni bağlantılar oluşturmak için farkındalık yaratmanın yolunu açmayı hedefliyor. Sanatın birleştirici gücünden ilham alarak, bayrağı, geleceğe dair umut ve düşüncelerimizin gökyüzünde dalgalanması için sanatsal ifadeyi kucaklayan bir araç olarak ele alıyor. 

ISTANBUL’74, Utöpia ile iş birliği yaparak, okyanuslardan çıkan geri dönüştürülmüş plastik atıklarından yapılmış, sınırlı sayıda üretilen bir dizi sanatçı bayrağının yer aldığı “Gelecek için Bayraklar” projesini geliştirdi. Bir sürdürülebilirlik projesi olmakla birlikte, “Gelecek için Bayraklar” satışlardan elde edilen gelirlerle kıyı ve denizlerin korunmasını desteklemeyi amaçlamaktadır. 

“Gelecek için Bayraklar,” bayrak kavramı yeni bir anlayışı ifade ederken bayrağı birlik ve kolektif düşünce ve özgür sanatsal ifade için bir çalışma alanı olarak görür. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Anadolu Efes’in global inovasyon üssü İzmir’de

Anadolu Efes 40 yıldır sürdürdüğü Ar-Ge çalışmalarının son halkası olarak İzmir’deki fabrikasında Anadolu Efes Yenilik Atölyesi adını verdiği inovasyon merkezini kurdu. Hem yeni ürünlerin geliştirilmesi hem de üretim teknikleri üzerine çalışmalar yapılan bu platform ile ilgili Anadolu Efes Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş, “İnanıyoruz ki Anadolu Efes Yenilik Atölyesi sektörümüzde inovatif yaklaşımlarıyla Türkiye’nin dünya bira pazarında daha fazla söz sahibi olmasını sağlayacak” dedi.

Ham maddeden üretim tekniklerine 40 yıldır sektöründe geniş bir yelpazede inovasyon çalışmaları gerçekleştiren Anadolu Efes, İzmir’de Anadolu Efes Yenilik Atölyesi adını verdiği inovasyon merkezini kurdu. Anadolu Efes Yenilik Atölyesi’ndeki buluşmada Anadolu Efes Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş ve Anadolu Efes Türkiye Üretim Direktörü Koray Anar, burada yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Redd grubunun kurucusu ve gitaristi, arkeolog Doç. Dr. Güneş Duru da Anadolu topraklarından doğan biranın arkeolojisi üzerine bir konuşma yaptı.

Anadolu Efes Yenilik Atölyesi, şirketin yenilikçi yaklaşımının son halkası olarak Türkiye’nin dünya bira pazarında daha fazla söz sahibi olması amacıyla kuruldu. Merkezde hem yeni ürünler geliştirilirken hem de üretim teknikleri üzerine çalışmalar yapılıyor. Ekosistemdeki paydaşlar için bir buluşma ve deneyim paylaşma noktası olması amaçlanan bu platform aynı zamanda sektör profesyonelleri için de kapsamlı gelişim ve uzmanlaşma fırsatları sunacak. 

Dünyadaki trendleri yakından takip eden Anadolu Efes, dünya bira literatürüne üçüncü bir üretim tekniği olarak girmesi beklenen +1 Dinlendirme Tekniği’ni bu merkezde geliştirdi. İki yıllık Ar-Ge çalışmaları sonucunda geliştirilen ve tamamen Anadolu Efes’e özgü olan bu teknik, dünyanın önde gelen uluslararası bira standartları enstitüsü VLB Berlin tarafından onaylandı. Ardından patent başvurusu da yapıldı. 

Sektöründe Türkiye’nin ilk gluten içermeyen ürünü burada geliştirilip üretildi

Anadolu Efes Yenilik Atölyesi’nin sektöre kazandırdığı bir diğer yenilik ise yakın zamanda piyasaya sunulan ve gluten içermeyen kategorisindeki ürün oldu. Üç yıl süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda geliştirilen ürün ile şirket Avrupa Çölyak Derneği standardı uygunluk belgesi ve aynı zamanda uluslararası geçerliliği bulunan Crossed Grain logosunu da İngiltere Çölyak Derneği’nden almaya hak kazandı.

‘Bu merkezle değişime öncülük ediyoruz’

Anadolu Efes Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş, Yolculuğumuza 1969 yılında İzmir’de kurduğumuz fabrikayla başladık. İlhamımızı aldığımız bu kent, bizim için varoluş hikayemizi yazdığımız önemli bir noktadır diyebilirim. Bu yüzden Anadolu Efes Yenilik Atölyemizi İzmir’de kurmamız rastlantı değil, bilinçli bir tercih. Bu topraklarda doğmuş bir marka olarak, ürünlerimizi dünyanın 70’ten fazla ülkesinde tüketicilerle buluşturuyoruz. Dünya çapında rekabet eden bir bira üreticisi olarak geldiğimiz nokta, dönüştürücü bir role bürünmeyi, değişime öncülük etmeyi ve geleceği şekillendirmeyi gerekli kılıyor. Anadolu Efes Yenilik Atölyemizde de tam olarak bunu yapmayı amaçlıyoruz” dedi.

 ‘Geçmişteki en önemli inovasyonlardan biri’

Biranın arkeolojisi üzerine bir sunum gerçekleştiren arkeolog Doç. Dr. Güneş Duru ise şu bilgileri verdi: 

“Son arkeolojik bulgulara göre biranın tarihçesi en az 12-13 bin yıl öncesine dayanıyor. Gelişen arkeolojinin sunduğu olanaklar bize biranın insanlığın olasılıkla en eski içeceği olduğu ve Anadolu’nun malta, biranın üretimine ve gelişimine ev sahipliği yaptığını gösteriyor. Tarihte bira, insanların doğa ve bitkilerle kurduğu etkileşimin en önemli belirleyicilerinden biri. Geçmişte ani değişkenlik gösteren iklim koşullarında besin değeri sayesinde toplulukların hayatta kalmasında bir etken. Üstelik bu besini yıl boyu sağlayabilmek ve koruyabilmek için tahıl üretimine, dolayısıyla tarıma vesile olduğunu görüyoruz.” 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İnşaat malzemeleri sanayi üretimi yılın ilk 7 ayında yüzde 27,5 arttı

Türkiye İMSAD, yapı sektörü ve ekonomi çevreleri tarafından dikkatle izlenen aylık sektör raporunu açıkladı. ‘Türkiye İMSAD Eylül 2021 Sektör Raporu’na göre, iç ve dış pazarda artan talebin etkisiyle 2021 yılının ilk 7 ayında inşaat malzemeleri sanayi üretiminde yüzde 27,5 artış gerçekleşti. 

İnşaat malzemesi sektörünün çatı kuruluşu Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından hazırlanan ‘Eylül 2021 Sektör Raporu’nda şu tespitler yer aldı: İnşaat malzemeleri sanayi üretimi, uzun resmi tatiller nedeniyle çalışma günü sayısının önemli ölçüde azaldığı temmuz ayında, geçen yılın temmuz ayına göre yüzde 0,4 geriledi. Üretimde 2021’in ilk aylık üretim gerilemesi temmuzda gerçekleşti. Bununla birlikte inşaat malzemelerine yönelik iç ve dış talepler temmuz ayında da devam etti. Talep tarafında olumsuz bir gelişme yaşanmadı. 2021 yılının ilk 7 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre üretim artışı yüzde 27,5 olarak gerçekleşti. İç talebin canlı kalması ve dış pazarlardaki önemli talep artışı, üretimde etkili olmaya devam etti.     

En yüksek üretim artışı seramik sağlık gereçlerinde oldu

2021’in ilk 7 ayında 22 alt sektörün tamamında üretim, 2020 yılının aynı dönemine göre arttı. Yılın ilk ayında yine tüm alt sektörlerin üretimi aynı zamanda çift haneli ve yüksek oranlarda gerçekleşti. En yüksek üretim artışı yüzde 59,6 ile seramik sağlık gereçlerinde oldu. Tuğla ve kiremit üretimi yüzde 51,3, kilit ve donanım eşyası üretimi yüzde 46, demir çelik radyatör üretimi yüzde 43,7, yalıtımlı kablolar üretimi yüzde 43,5 arttı. Isıtma ve soğutma donanımları üretimi yüzde 38,3, seramik kaplama malzemeleri üretimi yüzde 37,8, çimento ve betondan eşyalar üretimi yüzde 36,1 büyüdü. İlk ayda diğer alt sektörlere göre daha yavaş üretim artışı gösteren sektörler ise metalden kapı ve pencereler, çimento ile metal yapı ve yapı parçaları oldu.      

Tam açılma ve yüksek mevsimsellik ile inşaat sektöründe talep kısıtları geriliyor 

Pandemi sonrası süreçte meydana gelen koşullar tüm sektörleri olduğu gibi inşaat sektörünü de etkiliyor ve yeniden şekillendiriyor. İnşaat sektörü pandemi salgını sonrası verilen uygun koşullu kredi destekleri ile 2020 yılının ikinci yarısında mali açıdan rahatlamıştı. 2021 yılında ise tam açılma ile işlere geri dönüş inşaat sektöründeki faaliyetlerin büyümesini destekledi. 

TÜİK inşaat güven endeksi anketi verilerine göre kısıtlayan faktörler eylül ayında gerilemeye devam etti. Kısıtlayan faktörler 2019 yılı başından bu yana en düşük seviyeye indi. Özellikle tam açılma ile işlere geri dönüş talep tarafında iyileşme sağladı. Finansman konusunda da göreceli rahatlık devam ediyor. Finansman sorunları üçüncü çeyreğin son ayında düşüş gösterdi. İnşaat sektöründe 2021 yılının genelinde talep ve finansman alanında pandeminin yol açtığı sıkıntıların büyük ölçüde geride bırakıldığı görülüyor. 

İnşaat sektörü istihdamı temmuzda 1,72 milyon olarak gerçekleşti   

İnşaat sektörü istihdam seviyesi sektördeki iş faaliyetleri için önemli bir gösterge olmaya devam ediyor. İnşaat sektöründe istihdam seviyesi büyüme yıllarında 2 milyonun üzerinde gerçekleşiyor. 2017 yılı temmuz ayında 2,4 milyon ile istihdamda en yüksek seviyeye ulaşılmıştı. 2020 yılında salgın nedeniyle sektörde istihdam nisan ayında 1,12 milyon ile en düşük seviyesine inmiş, ardından artışa geçmişti. Yeni yılda ise mayıs ayında istihdam 1,85 milyon üzerine çıkarak sektördeki toparlanmaya işaret etti. Haziran ayında istihdam 1,84 milyon ile büyük ölçüde korundu. Temmuz ayında ise 1,72 milyon kişiye indi.         

Mevcut inşaat işleri seviyesi eylülde 4,5 puan yükseldi      

İnşaat sektöründe mevcut işler seviyesi eylül ayında bir önceki aya göre 4,5 puan daha yükseldi. Temmuz ayı başından itibaren tam açılmaya geçilmesiyle birlikte inşaat sektöründeki işlerde sıçrama yaşanmıştı. Ağustos ve eylül aylarında ise mevcut işler seviyesi artışına devam etti. Eylül ayının, inşaat sektöründe mevsimsellik ile mevcut işler seviyesinin yüksek olduğu aylardan biri olmasının da katkısı ile mevcut işler seviyesinde uzun süredir yaşanan durağanlaşma şimdilik geride kaldı. Ancak mevcut işlerdeki artış büyük ölçüde devam eden işlerin tamamlanmasına yönelik faaliyetler tarafından destekleniyor.       

Yeni alınan inşaat işleri seviyesi eylül ayında 0,1 puan arttı                                      

Alınan yeni iş siparişleri eylül ayında bir önceki aya göre 0,1 puan artış gösterdi. Mevsimsellik ile yeni iş siparişlerinde geleneksel olarak artış gerçekleşen bir dönem yaşandı ve bunun etkisi eylül ayında da yavaşlamakla birlikte devam etti. Normalleşme, yeni alınan iş siparişleri üzerinde olumlu etkisini gösterdi. 

Sanayi ve lojistik binaları için alınan yapı ruhsatları artıyor      

2020 yılı itibarıyla yaşanan pandemi konut dışı binaların yer aldığı sektörleri çok olumsuz etkiledi. Uzaktan çalışma, ofis sektöründe daralmaya yol açtı. Oteller, turizm faaliyetlerinin kesintiye uğraması ile uzun bir süre kapalı kaldı. Alışveriş merkezleri de benzer şekilde kapatma kararları ve yoğun kısıtlamalar ile karşılaştı. 2021 yılının ilk yarısında alınan yapı ruhsatları bu binaların inşaat iştahının halen düşük olduğunu gösteriyor. Ancak sanayi ve lojistik binaları ihtiyacı ise hızla artıyor. Üretimde yeni kapasite ihtiyaçları, lojistikte ihracat ve elektronik ticaretin genişlemesinin etkileri ile sanayi ve lojistik alanlar için alınan yapı ruhsatlarında 2021 yılının ilk yarısında önemli artış yaşandı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Odeabank kuruluşunun dokuzuncu yılını kutladı

Türkiye’nin genç, dinamik ve yenilikçi bankası Odeabank, kurulduğu günden bu yana yürüttüğü başarılı çalışmalarla dokuzuncu yılını geride bıraktı. Genel Müdür Mert Öncü, Odeabank’ın önümüzdeki dönemde de güçlü sermaye yapısıyla Türkiye ekonomisine kaynak sağlamaya devam edeceğini söyledi.

 TÜRKİYE bankacılık sektöründe 15 yıl aradan sonra sıfırdan lisans alan ilk banka olan ve 2012 yılında faaliyete geçen Odeabank, kuruluşunun dokuzuncu yılını geride bıraktı. Faaliyetlerine başladığı günden bu yana başarılı bir performans ortaya koyarak ülke ekonomisine katkı sağlamayı sürdüren Odeabank, özel mevduat bankaları arasında aktif büyüklükte ilk 10 bankadan biri oldu.

Öncü: Müşterilerini iş modelinin merkezine alan bir banka olmaya devam edeceğiz

Konu ile ilgili değerlendirmede bulunan Odeabank Genel Müdürü Mert Öncü, Odeabank’ın, dokuz yıl içinde Türkiye'nin en yenilikçi ve rekabetçi bankalarından biri haline geldiğine dikkat çekti. Türkiye ve dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecinde de sektöre olduğu gibi müşterilerine de yenilikçi hizmetler sunmaya devam ettiklerini belirten Öncü, bankanın kuruluş yıldönümünde şunları söyledi: “Yaptığımız çalışmalarla müşterilerimize ve topluma görünenden fazlasını sunan banka olarak her sene tecrübelerimize yenilerini katarak gelişiyoruz. Güçlü sermaye yapımız, öz kaynaklarımız ile ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam ediyoruz.  Türkiye ihracatına verdiğimiz destek ve işlem hacimlerimiz her geçen gün artıyor. Nakit yönetimi, dış ticaret ve ödeme sistemlerindeki uzmanlığımız ile ihracat yapan firmalarımıza en kaliteli hizmeti sunuyoruz. Banka olarak müşterilerimizin ihtiyaçlarına cevap verecek zengin ürün yelpazemiz ile tasarruflarını artırma imkanı sağlıyoruz. Fiziksel ve dijital deneyimlerimizi harmanlayarak, fijital bankacılık anlayışı ile müşterilerimize en doğru yoldan, yeni nesil bir hizmet sunuyoruz. Hedefimiz Türkiye’nin ve bölgenin en iyi “fijital” bankası olmak. Ülkemize, müşterilerimize, hissedarlarımıza, çalışma arkadaşlarımıza ve birlikte yürüdüğümüz paydaşlarımıza değer katmayı her zaman önceliğimiz olarak gördük. Bu önceliklerimiz doğrultusunda teknolojik altyapısı ve deneyimli insan kaynağı ile hızlı hizmet veren, ‘müşteriye özel bankacılık’ felsefesiyle müşterilerini iş modelinin merkezine alan bir banka olmaya devam edeceğiz. Müşterilerimizi merkezimize koyduğumuz çevik, yalın ve verimli iş akışlarımızla müşteri memnuniyetimizi daha üst seviyelere taşıyacağız. Bu hedeflerimize kurulduğumuz günden bu yana aynı heyecanla çalışan dinamik ekibimizin desteği ile ulaşacağımıza inanıyorum.”

Öncü: Fark yaratan toplumsal projelere imza atıyoruz.

Odeabank’ın finansal başarıları yanı sıra sosyal ve toplumsal gelişime katkı sağlayacak projeleri ile fark yaratmaya devam ettiklerine işaret eden Mert Öncü“Toplumsal sorunların çözümüne de görünenin ötesinde bir yaklaşım sergiliyoruz. Finansal başarılarımızın yanı sıra farklı sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığımız çeşitli sosyal sorumluluk çalışmalarıyla da topluma fayda sağlayan işler yapıyor olmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi. 

  

Odeabank Hakkında: 

Türkiye bankacılık sektöründe 15 yıl aradan sonra lisans alarak Bank Audi Group'un yatırımıyla 2012 yılında kurulan Odeabank A.Ş., 2021 Haziran itibarıyla, 16 ilde, 48 şubesi ve toplam 1,111 çalışanı ile faaliyet göstermektedir. Odeabank, toplam aktif büyüklüğü açısından özel mevduat bankaları arasında 10. sırada yer almaktadır. Odeabank'ın aktifleri 43,5 milyar TL, mevduatları 28,5 milyar TL, brüt kredileri 24,1 milyar TL ve katkı sermaye dahil öz kaynakları 6,2 milyar TL'dir. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Uluslararası Finans Kurumu (IFC)’nin de hissedarları arasında bulunduğu Odea Bank A.Ş.'nin çoğunluk hissedarı Bank Audi sal’dır. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İlk Ders Prof. Dr. Duygun Yarsuvat Anısına

Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi, “Ceza Muhakemesi ve İnsan Hakları Hukuku” açılış dersini, geçtiğimiz ay yaşamını yitiren fakültenin öğretim üyesi Prof. Dr. Duygun Yarsuvat anısına gerçekleştirdi

 

Yeditepe Üniversitesi’nin Ataşehir’deki 26 Ağustos Yerleşimi İnan Kıraç Salonu’nda, pandemi önlemleri alınarak gerçekleştirilen derse öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Prof. Dr. Duygun Yarsuvat’a dair anıların paylaşıldığı derste Yarsuvat’ın öncü çalışmalarından örnekler verildi.  

Dersin açılışında konuşan Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sultan Üzeltürk, Yarsuvat’ın 35 yıl öğrencisi olduğu için şanslı olduğunu belirterek “Benim hayatımda çok önemli etkileri olan biriydi. Derslere hep gülümseyerek girerdi. Ben derse gülümseyerek girmeyi Duygun Hocadan öğrendim” dedi. 

Öğrencilerini birey olarak çok önemsediğini ve onlara değer verdiğini ifade eden Prof. Dr. Üzeltürk, “İnsan hakları alanında çalışmanın temeli de budur. Bireyi sevmeden, bireyle o gönül birliğini kurmadan insan hakları alanında çalışamazsınız” diye konuştu. 

“Çok İyi Bir Bilim İnsanı, Yönetici ve Avukattı” 

Hukuk Fakültesi eski öğretim üyesi Prof. Dr. Köksal Bayraktar da, Yarsuvat’ı kaybetmenin derin üzüntüsü içinde olduğunu dile getirerek “Çok iyi bir bilim insanı, yönetici ve avukattı. Sosyal yönü son derece kuvvetli bir insandı. Uluslararası ceza hukuku alanında önemli bir kişiydi. Şakacı bir insandı. Bizim idolümüzdü. Kaybı Türk toplumu için önemli bir eksikliktir” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Köksal Bayraktar, Duygun Yarsuvat’ın öncü çalışmalarından örneklerle konuşmasını sürdürdü. 

Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ümit Kocasakal ise “Bazı insanlar vardır ki hayatlarını hiç kaybetmezler. Aksine o insanlar yaşarken yaptıklarıyla, yapmadıklarıyla, söyledikleriyle hayatlarını hiçbir zaman kaybetmemek üzere kazanırlar ve hep muhafaza ederler. Duygun Bey, bana göre onlardan bir tanesi” diye konuştu. Prof. Dr. Duygun Yarsuvat’ın gençlerle inanılmaz bir diyaloğu olduğunu ifade den Kocasakal, Yarsuvat’ın çalışmalarından örnekler vererek günümüz sorunlarına değindi. 

Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi R. Barış Erman da, Yarsuvat’ın çok önemsediği bir alan olan “Ceza Muhakemesinde Sistemler ve Ceza Muhakemesi Kanunu” üzerine bir konuşma gerçekleştirdi. “Ben ceza muhakemesini Duygun Hocayla sevdim” diyen Erman, kendisinin şu sözlerini anımsattı: 

“Ceza muhakemesi insan haklarıdır. Ceza muhakemesi asla sadece teknik değildir, sadece uygulama değildir, sadece usul değildir. Ceza muhakemesi bir içeriğe, bir felsefeye sahiptir ve her zaman insanın özgürlükleri ile çok yakın ilişkilidir.”

Hukuk Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Fulya Eroğlu ise çok şanslı bir asistanlık dönemi geçirdiğini ifade ederek Yarsuvat’ın öğrencileriyle çok yakından ilgilendiğini ifade etti. 

Hukuk Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Kaan Karcıklı’nın da konuşma yaptığı derste, son konuşmayı ailesi adına kızı Elif Yarsuvat yaptı. Duygu yüklü konuşmasında Elif Yarsuvat, düzenlenen ders için teşekkür etti. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Hatay İstanbul’la buluşuyor!

Hatay Valiliği himayesinde, İstanbul Hatay Dernekler Federasyonu tarafından düzenlenen 10.“İstanbul’da Hatay Günleri” 6-10 Ekim tarihleri arasında İstanbul Yenikapı Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek. Çok eski çağlardan günümüze kadar birlikte yaşamanın en güzel örneklerinden biri olan Hatay bu sene “Birlik” teması ile ses getirecek.

Her yıl düzenlenerek gelenekselleşen, Hatay’ın sahip olduğu sosyokültürel yapısını, tarihini, ekonomisini ve üretim değerlerini tanıtmayı hedefleyen “İstanbul’da Hatay Günleri”, aynı zamanda her yıl farklı bir temayla farkındalık oluşturarak ülke gündeminde etkili olmayı da hedefliyor. İlk defa geçtiğimiz sene pandemi koşulları nedeniyle gerçekleşemeyen organizasyon, bu sene Pandemi ve doğal afetler yüzünden tüm dünyanın ve ülkemizin yaşadığı bu zorlu zamanlarda, Hatay’ın, Hataylı olmanın dokusunda yer alan “Birlik” temasıyla örnek oluşturmayı ve ses getirmeyi hedefliyor. Bu nedenle organizasyonun sloganı da “Biz Biriz! Dünya Bir!” olarak belirlendi.

“Biz Biriz! Dünya Bir!”

İstanbul Hatay Dernekler Federasyonu Başkanı Hüseyin Yılmazer, 10. “İstanbul’da Hatay Günleri”nin Hatay’ın özünde olan değerlerinin geniş kitlelere tanıtılmasında büyük rol oynadığını söyledi. Yılmazer, organizasyon süresince Hatay’ın küçük bir versiyonunu İstanbul’a taşıyacaklarını, Hatay’ın tarihi, folklorü, zanaatları, yöresel ürünleri ve lezzetleri ile katılımcılara görsel, işitsel, lezzetsel bir şölen yaşatacaklarını belirtti.

Yılmazer, “Birçok önemli medeniyete ev sahipliği yapmış Medeniyetler diyarı Hatayımız, barındırdığı etnik, kültürel, sosyal çeşitliliği ile tüm dünyada barış içinde birlikte yaşamanın en güzel örneklerinden biri olma özelliğinde. 638 yılında Ebu Ubeyde Bin Cerrah tarafından fethedilerek İslamiyet ile tanışan ilk yerlerden biri olan Hatayımız, dünyanın ilk katolik kilisesi olan Saint Pierre Kilisesi, Türkiye İnanç Turizmi Haritası’nda yer alan Saint Simon Stylite Manastırı, 16. Yüzyılda yapılan Ulu Cami gibi önemli camileri, kiliseleri, havraları ile dinler mozaiğinin barış, kardeşlik, hoşgörü içinde yaşandığı bir şehir. Geçtiğimiz iki yıl boyunca ülkemizde ve tüm dünyada yaşanan alışık olmadığımız pandemi koşulları, doğal afetler, en başta Hatay’ın etkilendiği mülteci sorunları bize insani olarak birlikte yaşamanın, yardımlaşmanın, paylaşmanın, birbirimize destek olarak zorlu koşulların üstesinden gelebilmenin önemini gösterdi. Her sene ayrı bir tema ile düzenlenen İstanbul’da Hatay Günleri’nin bu seneki temasını tam da bu nedenle, Hatay’ın birliktelik dokusunun örnek oluşturması amacıyla “Birlik”, sloganını da “Bir Biriz! Dünya Bir!” olarak seçtik. Tanıtım günlerine gelen misafirlerimiz ve Hatay’a gelen tüm misafirlerimiz her değerimizde “Birlik” unsurunun izlerini göreceklerdir” dedi.

Yılmazer ayrıca “2020 yılında Pandemi koşulları nedeniyle düzenlenemeyen, İstanbulluların özlediği, "İstanbul'da Hatay Günleri" organizasyonunda, Hatay Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerin katılımları ile Hataylı esnafların ürünlerinin yer alacağı stantlar, Hatay folklorunun en güzel örneklerinden biri olan Kına Gecesi gösterisi, konserler, gelenekselleşen künefe şöleninin yanı sıra Hatay’ın zanaatkarları, tarım ve gıda üreticileri, turizm, sanayi şirketleri ve STK'lar da yer alacak.” dedi.

Birlikte Üretilecek

Geleneksel el yapımı ürünlerin daha çok ilgi çektiği günümüzde, Hatay’ın kültürünü yansıtan zanaatlar, özel bir alanda yer alacak olan “Hatay El Sanatları Workshop” bölümü ile 5 gün süresince katılımcılarla birlikte gerçekleştirilecek atölye çalışmaları ile uygulamalı olarak üretilecek ve sergilenecek. Zanaatların yanı sıra alanda yer alacak özel bir bölümde her gün Hatay’a özgü tatlardan biri katılımcılarla birlikte yapılacak. Zahter salatası, zeytin salatası, ıspanak borani, firik aşı, öcce, kemmunlu biberli aş yapımı ustaların bilgileri ile uygulamalı olarak ziyaretçilere anlatılacak.

Özlenen Lezzetler İstanbul’da

Dünyanın en güzel mutfaklarından biri olma özelliğinde olan, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından gastronomi alanında 'Yaratıcı Şehirler Ağı'na alınarak tescillenen Hatay mutfağının künefesi, kireçte kabak tatlısı, tepsi kebabı, kömbesi, salça ve baharatlarıyla özlenen yöresel lezzetleri de İstanbullularla buluşacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Duygu Özaslan, Le DÉFİLÉ podyumunda dünya starlarıyla bir arada

Paris Moda Haftası’nın resmi ortağı L'Oréal Paris, bu yıl 27 Eylül-4 Ekim tarihlerinde dördüncüsü düzenlenen açık hava defilesi “Le Défilé” ile kadınlara güç vermeyi sürdürüyor. Dünya çapındaki tüm kadınları destekleme misyonuna sahip L'Oréal Paris, 3 Ekim Pazar günü gerçekleşecek “Le Défilé”de sosyal medyanın çok takip edilen influencer’ı Duygu Özaslan’ı ağırlıyor. 

 

Paris Moda Haftası’nda güzellik ve moda dünyasını bir araya getirecek “Le Défilé L’Oréal Paris” için geri sayım başladı! Dünya çapında pek çok başarılı ve ünlü ismi birleştirecek açık hava defilesine Türkiye’den, sosyal medyanın çok takip edilen ismi Duygu Özaslan katılım gösterecek.  

“Le Défilé”, markanın ikonik sloganı “Çünkü Biz Buna Değeriz”in 50.yıl dönümünün kutlanacağı ve hareket özgürlüğünü, kendini ifade etmeyi, kadın olmayı kutlayan cesur yönü ile geçtiğimiz senelerden farklılaşıyor. Gösterinin teması; L'Oréal Paris'in dünya çapındaki tüm kadınları destekleme taahhüdüne odaklanıyor. Markanın kalbindeki bu değer, evrensel bir sorun haline gelen sokak tacizine karşı durmak için “StandUp – Sokak Tacizine Karşı Dur!” eğitim programıyla daha da somutlaşıyor. 

Olağanüstü bir sözcü grubunu birleştiren “Le Défilé L’Oréal Paris” podyumunda boy göstermeye hazırlanan Duygu ÖzaslanBu anlamlı defilede yer almak benim için çok gurur verici. Yıllardır takip ettiğim Paris Moda Haftası’na güzellik ve moda tutkumun yanında tüm kadınlar adına önemli bir sorumluluk üstlenerek katılıyorum. Katherine Langford, Helen Mirren, Camila Cabello ve Cindy Bruna gibi isimlerle aynı podyumu paylaşacak olmak çok heyecan verici.” dedi. 

“Le Défilé”, L’Oréal Paris’in sosyal medya kanalları aracılığıyla dünya çapında 30'dan fazla ülkede yayınlanacak. 

 

 

L’Oréal Paris Hakkında

L'Oréal Paris, bir güzellik markasından daha fazlasıdır; kadınlara güç veren bir markadır. L'Oréal Paris, öncü ürünleri ve hizmetleri aracılığıyla her kadına hayatlarının sorumluluğunu üstlenmeleri, kendilerine inanmaları, toplumda hak ettikleri yeri almaları ve değişimi gerçekleştirmeleri için güç veriyor. Markanın somutlaştırdığı şeyin merkezinde, ünlü bir Fransız je ne sais quoi, her kadına bir özdeğer duygusu aşılamak için güçlendirici bir özgüven vizyonu vardır. Markanın Fransız mirası, dünya çapında Paris'in mükemmelliğini yansıtan en göz alıcı etkinliklere katılımıyla dünya sahnesinde ifade ettiği bir vizyon olan DNA'sı için esastır. L'Oréal Paris'in formüllerinin üstün etkinliği denenmiş ve test edilmiştir. Ayrıca yalnızca görünür, kanıtlanmış sonuçlar sağlamakla kalmayıp aynı zamanda geleceği yenilemek için 110 yıllık uzmanlık üzerine inşa edilmiş çok sayıda veriyle desteklenmektedir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Burak Yörük: Sarışın olduğum için proje kaybettiğim oldu

Hakan Gence'nin bu haftaki konuğu Aşk Mantık İntikam dizisinin sevilen oyuncusu Burak Yörük oldu.

 

Burak Yörük Sıkı Muhabbet programında, özel hayatı ve iş yaşamına dair soruları Hürriyet izleyicileri için cevapladı. 

 

Samimi açıklamalarıyla dikkat çektiği programda ünlü oyuncu, “Çok gerçek bir hayat yaşadım. Hayat da beni gerçek olmak zorunda bıraktı. Herkesin yaşadığı problemlere sahiptim” dedi. Özel hayatıyla ilgili söylemleriyle de dikkati çeken Burak Yörük, “Kadın ilgisinden eksik kalan ya da buna ihtiyaç duyan biri değildim hiçbir zaman. Çapkın kelimesini kendime yakıştırmıyorum. Hayal ettiğim, yürüdüğüm yoldaki Burak’a hiç yakışmıyor” diye konuştu. 

 

Burak Yörük, “Aldatıldım. Mesajlardan yakaladım” itirafıyla da izleyenleri şaşırttı. Genç oyuncunun bir diğer itirafı ise fiziki özelliklerinin kariyerini etkilediği yönünde oldu. Burak Yörük, “Sarışın olduğum için proje kaybettiğim oluyordu. Sebebini söylemiyorlardı ama rolü alanı gördüğümde anlıyordum” dedi. 

 

‘Hakan Gence ile Sıkı Muhabbet’ her cuma saat 14.00’te yeni bölümüyle Hürriyet YouTube hesabında yayında.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Okan Boyar’dan ilk single “Dolma”

Ünlü isimlere yakınlığıyla tanınan Fenomen Okan Boyar, "Dolma" isimli ilk teklisiyle müzikseverlerle buluştu.

232 Visual Works Stüdyolarında Köksal Kaya yönetmenliğinde kliplenen "Dolma"nın sözü Münevver Özsarman, müziği ve aranjesi Cemal Yüktaşıyan Mix & Masteringi ise Taner Solak imzası taşıyor. Şarkıda yer alan klarnet ezgilerinde ise Mutlu Dündar'ın imzası var. Video klibinde farklı teknikler kullanılan çalışmanın sözleri ise çok dikkat çekici.

Okan Boyar ilk single çalışmasıyla ilgili olarak; "Bu şarkıdan önce pek çok defa şarkı çıkarma girişimlerim oldu ancak sanıyorum ki doğru zaman ve şarkı buymuş. Şarkıyı okurken ve kliplendirirken şarkının adına dair hiç bir fikrim yoktu. Sanatçı bir arkadaşımla beraber şarkıyı dinlediğimizde "Dolma" olsun demesiyle ben de bu fikri çok sevdiğim için şarkı ismi olarak "Dolma"yı tercih ettik. Şarkının aranje ve klip aşaması ise inanılmaz heyecanlı bir süreçti benim açımdan. Klipte ve şarkıda çok emek verdim ve kendim olmaktan hiç bir şekilde vazgeçmedim. Yani dışarda göreceğiniz Okan Boyar kim ise klipte göreceğiniz Okan Boyar'da odur." ifadelerine yer verdi.

Dolma video klibiyle beraber NetD ve tüm dijital platformlarda müzikseverlerle buluştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı